Bu madde veya bölüm İsviçre'nin tarafsızlık politikası adlı maddeye çok benzemektedir ve bu iki maddenin önerilmektedir. Birleştirme işlemi yapıldıktan sonra sayfaya {{}} şablonunu ekleyiniz. |
Bu maddede çeşitli ülkelerle kurduğu diplomatik ilişkiler konusunun eksik olduğu düşünülmektedir. () |
İsviçre'nin dış ilişkileri temel olarak daimi tarafsızlık politikasına dayanır ve uluslararası sorunlarda ve çatışmalarda tarafsız davranmaya özen gösterir. Ülkenin dış politikası İsviçre Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetilir. Bazı uluslararası ilişkiler ise İsviçre Federal Yönetimi tarafından yürütülür.
Tarafsızlık politikasının tarihçesi
İsviçre'nin bağımsız bir devlet olarak tanınması 1648'de Vestfalya Barışı çerçevesinde Münster antlaşması ile gerçekleşmiştir. Bu tarihten beri İsviçre dış politikasında tarafsızlığın izleri görülür. Napolyon'un işgali ile kurulan Helvatia Cumhuriyeti tarafsız bir cumhuriyet değildi. Ancak 1815'te Napolyon'un yenilmesi üzerine İsviçre'de uygulanan yeniden yapılanma politikaları sayesinde tarafsızlık politikası hayata geçirildi. 1815'te yapılan Paris senedi ile İsviçre'nin daimi tarafsızlığı diğer devletler tarafından da kabul edilmiştir. Buna karşın, İsviçre'ye kendisini korumaya yönelik bir ordu bulundurma hakkı da tanınmıştır. İsviçre tarihte ilk defa bir devletin hukuki çerçevede tarafsızlığının tanındığı, yani daimi tarafsıylık statüsünü kazandığı bir model olmuştur.
İsviçre, 19. yüzyıl boyunca tarafsızlığına uygun bir politika izlemiştir. Örneğin Fransa-Prusya savaşı sırasında ülkesine sığınan General komutasındaki Fransız ordusunu silahtan arındırmıştır.
Savaş dönemlerinde tarafsız devletlerin hak ve ödevlerini belirleyen 1907 tarihli La Haye sözleşmeleri İsviçre'nin tarafsızlığı açısından büyük önem taşımıştır. Bu sözleşme sayesinde tarafsız devletlerin dokunulmazlığı ilkesi kabul edilmiştir.
Birinci Dünya Savaşı başladığında 250 bin kişilik İsviçre ordusunun tamamı mobilize edilmiş, en büyük askerî birlikler Fransa ve Almanya sınırlarına yerleştirilmiştir. İsviçre 1915'te savaşan tüm devletlere tarafsızlığına saygı göstermeleri olası bir tarafsızlık ihlalinden kaçınmaları bildirmiştir. Almanya'nın Belçika ve Lüksemburg'un tarafsızlıklarını ihlal ederek bu ülkeleri işgal etmesi La Haye'de sınırları çizilen tarafsızlığın yaptırım gücü yüksek bir mahkemeye ihtiyaç duyduğunu gösterdi.İsviçre Birinci Dünya Savaşı'ndan tarafsızlığını koruyarak çıktı.
Milletler Cemiyeti dönemi
Birinci Dünya Savaşının sonunda Versay Barış anlaşmasıyla oluşturulan Milletler Cemiyeti barış ve istikrarı sağlamayı amaçlıyordu. İsviçre MC'ye verdiği memorandumla üye olma şartı olarak tarafsızlığının kabulü istedi. Önce isteksizce yaklaşılan bu isteği MC sonunda kabul etti. Buna göre İsviçre askerî operasyonlara katılmayacak, yabancı askerlerin topraklarından geçişine ve hatta topraklarında bir askerî operasyon hazırlığına dahi izin vermeyecekti. Ancak MC tarafından cemiyet karşıtı ülkelere uygulanacak ekonomik tedbirlere katılmak zorundaydı. 16 Mayıs 1920'de MC üyeliği oylamasında İsviçre halkı 322.937 hayır oyuna karşılık 414.830 evet oyuyla MC üyeliğine evet dedi.
1935'te Milletler Cemiyeti'nin İtalyan faşist rejimine İtalya Habeşistan savaşı sırasında ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlaması İtalya ile dostane ilişkileri olan İsviçre'de tereddüt yarattı. İsviçre, MC üyeliğinden dolayı bu yaptırımlara katılmak zorunda olmasına karşın, tarafsızlık ilkesine uymak için İtalyan mallarının boykot edilmesi ve İtalya ile ticari ilişkilerin cezalandırılmasına katılmayı reddetti. Sadece silah ve teçhizat ihracatı ve kredilendirilmesinin önlenmesi konusunda Cemiyet ile birlikte hareket edeceğini açıkladı.
1937'de İtalya'ya uygulanan ekonomik yaptırımlar kalktı. MC'nin İsviçre'nin tarafsızlığı için yeterli korumayı sağlayamadığı düşüncesi güçlenmeye başladı. Federal Konsey üyesi Guiseppe Motta 1 Ağustos 1937'de İsviçre'nin zaman geçirmeden geleneksel tarafsızlığa dönmesini istediği konuşma ülkede ses getirdi. Nihaneyt Milletler Cemiyeti Konseyinin 14 Mayıs 1938 tarihli kararında "İsviçre'nin daimi tarafsızlığından doğan hususi durumu itibarıyla Milletler Cemiyeti, İsviçre'nin, bundan böyle Misak'ın öngördüğü yaptırımların uygulanmasına hiçbir şekilde katılmamak ve bundan böyle bu yönde bir talebe muhatap olmamak talebini kabul eder." denilerek İsviçre'nin eski tarafsızlık konumu kabul edildi.
İkinci Dünya Savaşı dönemi
1939'da savaş başlar başlamaz İsviçre Federal Konseyi General Henri Guisan'ı ordunun başına getirdi ve seferberlik emri verdi. Savaşın başında 100 bini cephede olmak üzere 400 bin asker ordunun emrindeydi. Bu rakam yardımcı hizmetlerdekilerle birlikte 850 bine ulaşıyordu ki, o zaman dört milyon nüfusu olan bir ülke için çarpıcı bir seferberlik idi. Ancak savaşın hemen başında Almanya'nın Polonya'yı ve Fransa'yı işgal etmesi İsviçre'ye 50 bin kişilik bir Fransız-Polonyalı askerin göç etmesine neden oldu. Ardından İtalya da Almanya'nın yanında savaşa girince İsviçre etrafını Mihver devletler ile çevrilmiş buldu. Hitler'in başlangıçta İsviçre'yi işgal etme niyeti olduğu ve uzmanlarıyla bu konuyu tartıştığı bilinmektedir. Ancak ABD'nin 1941'de savaşa katılması zaten zor bir iş olan İsviçre'nin işgalini anlamsız hale getirdi.
Birleşmiş Milletler ve Soğuk Savaş dönemi
Savaştan sonra oluşturulan Birleşmiş Milletler tarafsızlık konusunda Milletler Cemiyeti'nden de hoşgörüsüzdü. Buna göre BM çatısı altında olan bir devletin yerine getirmesi gereken yükümlülükler tarafsız devlet olarak kalmayı olanaksız kılıyordu. Savaş sonrasında tarafsızlık kavramı uluslararası kamuoyunda gözden düşmüştü. Federal Konsey buna rağmen tarafsızlık politikasını kısıtlamayı değil genişletmeyi kararlaştırdı ve ikili bir dış politika oluşturdu. Bir taraftan BM'nin tarafsızlıkla uyumlu kısımlarına entegre olmak isterken, güvenlik çemberine katılmaya istekli değildi. Federal Konsey BM üyeliği söz konusu olmadan, örgüt dışı bir ortak pozisyonu geliştirmeye çalıştı.
Dışişleri danışmanı olan Rudolf Bindschelter tarafından 1951'de formüle edilen yönerge, daha sonra Bindschelter Doktrini olarak adlandırıldı ve Federal Konsey tarafından resmi politika olarak kabul edildi. Buna göre İsviçre şu dört ilketle tarafsızlığını koruyacaktı:
- kolektif güvenlik konulu hiçbir anlaşmaya imza atmayacak
- diğer devletlere karşı ekonomik yaptırımlara girmeyecek
- siyasi içerikli örgüt ve konferanslara sadece evrensel olduğu durumlarda katılacak
- tarafsız devletlerin mal ve hizmet arz etmesi diğer devletler tarafından hasmane bir tutum olarak görülemez
Doktrin İsviçre'nin BM'ye üye olmasına karşı çıkıyordu ve İsviçre'nin savaş sonrası resmi dış politikası oldu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan soğuk savaş dönemi ve hükûmetin sosyo-ekonomik amaçlar taşıyan BM organlarına düzenli destek vermesi tarafsızlığını diğer devletler açısından sorun olmaktan çıkardı. İsviçre BM'nin dışında bir ortak olarak kendine has bir iş birliği konsepti yarattı. 1947'de Dünya Sağlık Örgütü'ne tam üye, 1948'de Ekonomik ve Sosyal Konsey'e gözlemci ve Uluslararası Adalet Divanı'na tam üye oldu.
1960'ların sonlarında değişen şartlar Federal Konsey'i durumu yeniden değerlendirmeye itti ve konuyu kamuoyunda tartışmaya başladı. 1986'da referanduma sunulan BM üyeliği hükûmetin isteğine rağmen seçmenlerin % 75.7'si ve 26 kantonun tümü tarafından ezici çoğunlukla reddedildi.
Soğuk Savaş sonrası dönem
1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla birlikte başlayan yeni dönem İsviçre'nin dış politikasında da değişikliğe yol açtı. İsviçre açısından BM'nin dışında kalmak daha zor hale geldi. 1993 yılında yeni bir dış politika konsepti geliştirildi. Bu konseptte uluslararası işbirliğine ve entegrasyona vurgu yapılıyor, İsviçre'nin tarafsızlığının belli durumlarda sınırlandırılması öngörülüyordu. İsviçre BM'yi bir meşru güç olarak görüyor, mütecaviz devletler ile BM arasında bir tarafsızlığın olamayacağı belirtiliyordu. BM şartı yaptırımları güncel uluslararası koşullarda geleneksel tarafsızlık hukukunun üstünde kabul ediliyordu. Bu yeni tarafsızlık yorumu BM üyeleri tarafından olumlu karşılandı. Ancak İsviçre hükûmeti BÖ'ye katılmayı bir süreç olarak gördüğünü söyleyerek hemen halk oyuna başvurmadı. 2002'ye kadar BM önderliğindeki tüm ekonomik yaptırımlara katıldı. 2000 yılında yayınlanan Güvenlik Politikası Raporu ve 11 Eylül saldırılarının ardından Mart 2002 tarihinde BM üyeliği konusu yeniden oylamaya sunuldu ve % 54.6 oyla kabul edildi.
İsviçre'nin Uluslararası örgütlerle ilişkileri
İsviçre 2002'den itibaren BM üyesidir.
1993'ten sonra NATO ile ilişkisini de geliştirmiştir. 2000 yılındaki Güvenlik Politikası Raporunun hazırlanmasında NATO'dan yardım almıştır.
Soğuk savaş sürecinde Doğu-Batı ilişkilerinin en önemli forum alanı olan (AGIK) ve sonrasında AGİT içinde de önemli bir rol oynamıştır.
İsviçre, Avrupa entegrasyon sürecini yakından takip eden bir ülkedir. 1959 yılında EFTA'nın kurucu üyesi olmuştur. AB'ye üyeliği (O zamanlar Avrupa Ekonomik Alanı - EEA) de 1992 yılında gündemine almış, ancak referandumda kabul edilmeyince bir daha girişimde bulunmamıştır. Buna rağmen bilimsel araştırma alanları, hava ve kara taşımacılığı, idari satın alma politikaları konularında görüşmelerini sürdürmüş ve yasalarını AB mevzuatına uyumlu hale getirmeye çalışmıştır. 2005'te yapılan referandum ile sınır kapılarındaki polis ve gümrük kontrollerini sınırlandıran Schengen Anlaşmasına katılmıştır.
Kaynakça
- ^ a b c d e f Yrd. Doç. Dr. Emine AKÇADAĞ ALAGÖZ, Daimi Tarafsızlık Politikası ve İsviçre Örneği 6 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 06.09.2018 tarihinde alındı.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o Serhan Yalçıner, Uluslararası İlişkilerde Tarafsızlık, Daimi Tarafsızlık ve İsviçre Örneği, Süleyman Demirel Üniversitesi, 6 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Yüksek Lisans Tezi, 06.09.2018 tarihinde alındı.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde veya bolum Isvicre nin tarafsizlik politikasi adli maddeye cok benzemektedir ve bu iki maddenin tek baslik altinda birlestirilmesi onerilmektedir Birlestirme islemi yapildiktan sonra sayfaya Gecmis birlestir sablonunu ekleyiniz Bu maddede cesitli ulkelerle kurdugu diplomatik iliskiler konusunun eksik oldugu dusunulmektedir Lutfen bu bilgileri ekleyerek maddeyi gelistirin Eksik oldugu dusunulen bilgileri maddenin tartisma sayfasinda bulabilirsiniz Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Isvicre nin dis iliskileri temel olarak daimi tarafsizlik politikasina dayanir ve uluslararasi sorunlarda ve catismalarda tarafsiz davranmaya ozen gosterir Ulkenin dis politikasi Isvicre Disisleri Bakanligi tarafindan yonetilir Bazi uluslararasi iliskiler ise Isvicre Federal Yonetimi tarafindan yurutulur Isvicre Isvicre ile diplomatik iliskileri olan ulkelerTarafsizlik politikasinin tarihcesiIsvicre nin bagimsiz bir devlet olarak taninmasi 1648 de Vestfalya Barisi cercevesinde Munster antlasmasi ile gerceklesmistir Bu tarihten beri Isvicre dis politikasinda tarafsizligin izleri gorulur Napolyon un isgali ile kurulan Helvatia Cumhuriyeti tarafsiz bir cumhuriyet degildi Ancak 1815 te Napolyon un yenilmesi uzerine Isvicre de uygulanan yeniden yapilanma politikalari sayesinde tarafsizlik politikasi hayata gecirildi 1815 te yapilan Paris senedi ile Isvicre nin daimi tarafsizligi diger devletler tarafindan da kabul edilmistir Buna karsin Isvicre ye kendisini korumaya yonelik bir ordu bulundurma hakki da taninmistir Isvicre tarihte ilk defa bir devletin hukuki cercevede tarafsizliginin tanindigi yani daimi tarafsiylik statusunu kazandigi bir model olmustur Isvicre 19 yuzyil boyunca tarafsizligina uygun bir politika izlemistir Ornegin Fransa Prusya savasi sirasinda ulkesine siginan General komutasindaki Fransiz ordusunu silahtan arindirmistir Savas donemlerinde tarafsiz devletlerin hak ve odevlerini belirleyen 1907 tarihli La Haye sozlesmeleri Isvicre nin tarafsizligi acisindan buyuk onem tasimistir Bu sozlesme sayesinde tarafsiz devletlerin dokunulmazligi ilkesi kabul edilmistir Birinci Dunya Savasi basladiginda 250 bin kisilik Isvicre ordusunun tamami mobilize edilmis en buyuk askeri birlikler Fransa ve Almanya sinirlarina yerlestirilmistir Isvicre 1915 te savasan tum devletlere tarafsizligina saygi gostermeleri olasi bir tarafsizlik ihlalinden kacinmalari bildirmistir Almanya nin Belcika ve Luksemburg un tarafsizliklarini ihlal ederek bu ulkeleri isgal etmesi La Haye de sinirlari cizilen tarafsizligin yaptirim gucu yuksek bir mahkemeye ihtiyac duydugunu gosterdi Isvicre Birinci Dunya Savasi ndan tarafsizligini koruyarak cikti Milletler Cemiyeti donemi Birinci Dunya Savasinin sonunda Versay Baris anlasmasiyla olusturulan Milletler Cemiyeti baris ve istikrari saglamayi amacliyordu Isvicre MC ye verdigi memorandumla uye olma sarti olarak tarafsizliginin kabulu istedi Once isteksizce yaklasilan bu istegi MC sonunda kabul etti Buna gore Isvicre askeri operasyonlara katilmayacak yabanci askerlerin topraklarindan gecisine ve hatta topraklarinda bir askeri operasyon hazirligina dahi izin vermeyecekti Ancak MC tarafindan cemiyet karsiti ulkelere uygulanacak ekonomik tedbirlere katilmak zorundaydi 16 Mayis 1920 de MC uyeligi oylamasinda Isvicre halki 322 937 hayir oyuna karsilik 414 830 evet oyuyla MC uyeligine evet dedi 1935 te Milletler Cemiyeti nin Italyan fasist rejimine Italya Habesistan savasi sirasinda ekonomik yaptirimlar uygulamaya baslamasi Italya ile dostane iliskileri olan Isvicre de tereddut yaratti Isvicre MC uyeliginden dolayi bu yaptirimlara katilmak zorunda olmasina karsin tarafsizlik ilkesine uymak icin Italyan mallarinin boykot edilmesi ve Italya ile ticari iliskilerin cezalandirilmasina katilmayi reddetti Sadece silah ve techizat ihracati ve kredilendirilmesinin onlenmesi konusunda Cemiyet ile birlikte hareket edecegini acikladi 1937 de Italya ya uygulanan ekonomik yaptirimlar kalkti MC nin Isvicre nin tarafsizligi icin yeterli korumayi saglayamadigi dusuncesi guclenmeye basladi Federal Konsey uyesi Guiseppe Motta 1 Agustos 1937 de Isvicre nin zaman gecirmeden geleneksel tarafsizliga donmesini istedigi konusma ulkede ses getirdi Nihaneyt Milletler Cemiyeti Konseyinin 14 Mayis 1938 tarihli kararinda Isvicre nin daimi tarafsizligindan dogan hususi durumu itibariyla Milletler Cemiyeti Isvicre nin bundan boyle Misak in ongordugu yaptirimlarin uygulanmasina hicbir sekilde katilmamak ve bundan boyle bu yonde bir talebe muhatap olmamak talebini kabul eder denilerek Isvicre nin eski tarafsizlik konumu kabul edildi Ikinci Dunya Savasi donemi 1939 da savas baslar baslamaz Isvicre Federal Konseyi General Henri Guisan i ordunun basina getirdi ve seferberlik emri verdi Savasin basinda 100 bini cephede olmak uzere 400 bin asker ordunun emrindeydi Bu rakam yardimci hizmetlerdekilerle birlikte 850 bine ulasiyordu ki o zaman dort milyon nufusu olan bir ulke icin carpici bir seferberlik idi Ancak savasin hemen basinda Almanya nin Polonya yi ve Fransa yi isgal etmesi Isvicre ye 50 bin kisilik bir Fransiz Polonyali askerin goc etmesine neden oldu Ardindan Italya da Almanya nin yaninda savasa girince Isvicre etrafini Mihver devletler ile cevrilmis buldu Hitler in baslangicta Isvicre yi isgal etme niyeti oldugu ve uzmanlariyla bu konuyu tartistigi bilinmektedir Ancak ABD nin 1941 de savasa katilmasi zaten zor bir is olan Isvicre nin isgalini anlamsiz hale getirdi Birlesmis Milletler ve Soguk Savas donemi Savastan sonra olusturulan Birlesmis Milletler tarafsizlik konusunda Milletler Cemiyeti nden de hosgorusuzdu Buna gore BM catisi altinda olan bir devletin yerine getirmesi gereken yukumlulukler tarafsiz devlet olarak kalmayi olanaksiz kiliyordu Savas sonrasinda tarafsizlik kavrami uluslararasi kamuoyunda gozden dusmustu Federal Konsey buna ragmen tarafsizlik politikasini kisitlamayi degil genisletmeyi kararlastirdi ve ikili bir dis politika olusturdu Bir taraftan BM nin tarafsizlikla uyumlu kisimlarina entegre olmak isterken guvenlik cemberine katilmaya istekli degildi Federal Konsey BM uyeligi soz konusu olmadan orgut disi bir ortak pozisyonu gelistirmeye calisti Disisleri danismani olan Rudolf Bindschelter tarafindan 1951 de formule edilen yonerge daha sonra Bindschelter Doktrini olarak adlandirildi ve Federal Konsey tarafindan resmi politika olarak kabul edildi Buna gore Isvicre su dort ilketle tarafsizligini koruyacakti kolektif guvenlik konulu hicbir anlasmaya imza atmayacak diger devletlere karsi ekonomik yaptirimlara girmeyecek siyasi icerikli orgut ve konferanslara sadece evrensel oldugu durumlarda katilacak tarafsiz devletlerin mal ve hizmet arz etmesi diger devletler tarafindan hasmane bir tutum olarak gorulemez Doktrin Isvicre nin BM ye uye olmasina karsi cikiyordu ve Isvicre nin savas sonrasi resmi dis politikasi oldu Ikinci Dunya Savasi sonrasinda yasanan soguk savas donemi ve hukumetin sosyo ekonomik amaclar tasiyan BM organlarina duzenli destek vermesi tarafsizligini diger devletler acisindan sorun olmaktan cikardi Isvicre BM nin disinda bir ortak olarak kendine has bir is birligi konsepti yaratti 1947 de Dunya Saglik Orgutu ne tam uye 1948 de Ekonomik ve Sosyal Konsey e gozlemci ve Uluslararasi Adalet Divani na tam uye oldu 1960 larin sonlarinda degisen sartlar Federal Konsey i durumu yeniden degerlendirmeye itti ve konuyu kamuoyunda tartismaya basladi 1986 da referanduma sunulan BM uyeligi hukumetin istegine ragmen secmenlerin 75 7 si ve 26 kantonun tumu tarafindan ezici cogunlukla reddedildi Soguk Savas sonrasi donem 1989 da Berlin Duvari nin yikilmasiyla birlikte baslayan yeni donem Isvicre nin dis politikasinda da degisiklige yol acti Isvicre acisindan BM nin disinda kalmak daha zor hale geldi 1993 yilinda yeni bir dis politika konsepti gelistirildi Bu konseptte uluslararasi isbirligine ve entegrasyona vurgu yapiliyor Isvicre nin tarafsizliginin belli durumlarda sinirlandirilmasi ongoruluyordu Isvicre BM yi bir mesru guc olarak goruyor mutecaviz devletler ile BM arasinda bir tarafsizligin olamayacagi belirtiliyordu BM sarti yaptirimlari guncel uluslararasi kosullarda geleneksel tarafsizlik hukukunun ustunde kabul ediliyordu Bu yeni tarafsizlik yorumu BM uyeleri tarafindan olumlu karsilandi Ancak Isvicre hukumeti BO ye katilmayi bir surec olarak gordugunu soyleyerek hemen halk oyuna basvurmadi 2002 ye kadar BM onderligindeki tum ekonomik yaptirimlara katildi 2000 yilinda yayinlanan Guvenlik Politikasi Raporu ve 11 Eylul saldirilarinin ardindan Mart 2002 tarihinde BM uyeligi konusu yeniden oylamaya sunuldu ve 54 6 oyla kabul edildi Isvicre nin Uluslararasi orgutlerle iliskileriIsvicre 2002 den itibaren BM uyesidir 1993 ten sonra NATO ile iliskisini de gelistirmistir 2000 yilindaki Guvenlik Politikasi Raporunun hazirlanmasinda NATO dan yardim almistir Soguk savas surecinde Dogu Bati iliskilerinin en onemli forum alani olan AGIK ve sonrasinda AGIT icinde de onemli bir rol oynamistir Isvicre Avrupa entegrasyon surecini yakindan takip eden bir ulkedir 1959 yilinda EFTA nin kurucu uyesi olmustur AB ye uyeligi O zamanlar Avrupa Ekonomik Alani EEA de 1992 yilinda gundemine almis ancak referandumda kabul edilmeyince bir daha girisimde bulunmamistir Buna ragmen bilimsel arastirma alanlari hava ve kara tasimaciligi idari satin alma politikalari konularinda gorusmelerini surdurmus ve yasalarini AB mevzuatina uyumlu hale getirmeye calismistir 2005 te yapilan referandum ile sinir kapilarindaki polis ve gumruk kontrollerini sinirlandiran Schengen Anlasmasina katilmistir Kaynakca a b c d e f Yrd Doc Dr Emine AKCADAG ALAGOZ Daimi Tarafsizlik Politikasi ve Isvicre Ornegi 6 Eylul 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 06 09 2018 tarihinde alindi a b c d e f g h i j k l m n o Serhan Yalciner Uluslararasi Iliskilerde Tarafsizlik Daimi Tarafsizlik ve Isvicre Ornegi Suleyman Demirel Universitesi 6 Eylul 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Yuksek Lisans Tezi 06 09 2018 tarihinde alindi