Agnozi, duyusal bilgiyi işleme yetersizliğidir. Genellikle özel bir duyu ya da hafıza kaybının olmadığı durumlarda nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri, kokuları tanıma yeteneğinin kaybıdır.
Ventral akışın bir bölümü olan oksipitotemporal sınırın zarar görmesinden kaynaklanan beyin hasarı ya da nörolojik hastalıklarla ilişkilidir. Agnozi, görme ya da duyma gibi sadece tek bir modaliteyi etkiler.
Türleri
İsim | Tanım |
Akinetopsi | Serabral akinetopsi olarak da adlandırılan bu durum, görsel hareketleri algılayamama olarak bilinmektedir. Serebral akinetopsi oluşmasının bir sebebi, çizgili korteksin dış kısmında meydana gelen lezyonlardır. |
Anosognozi | Kişinin kendi durumu hakkında geri bildirim alamaması durumudur ve içgörü eksikliği ile karıştırılabilmektedir fakat beyindeki geri bildirim mekanizmalarındaki sorunlardan kaynaklanmaktadır. Anosognozi oluşumunun sebebi bu nörolojik hasar olmakla birlikte, çeşitli nörolojik bozukluklar yüzünden de meydana gelebilmektedir; fakat felç ardından gelen bozulmaların yol açtığı yaygın olarak düşünülmektedir. Çoklu bozuklukları olan anosognozili kişiler bu bozukluklarının birkaçının farkında olabilirler fakat geri kalan bozuklukları algılayamamaktadırlar. |
Özalgısal Görsel Agnozi | Görsel şekilleri ayırt etmekte zorlanırlar ve bu yüzden tanıma, taklit etme ve farklı görsel uyartıları ayırt etmekte sıkıntı yaşarlar. İlişkilendirme agnozisi olan kişilerin aksine, özalgısal agnozisi olan kişiler görselleri taklit edemezler. |
İlişkilendirme görsel agnozisi | Görsel sahneleri ve nesne sınıflandırmalarını tarif edebilirler fakat yine de onları tanıyamazlar. Örneğin, çatalın yemek yemek için kullanıldığını bilirler fakat kaşıkla karıştırabilirler. İlişkilendirme agnozisi olan kişiler kopyalama yöntemiyle görselleri tekrar oluşturabilmektedirler. |
Astereognozi | Bedensel-duyusal agnozi olarak da bilinen bu durum dokunma duyusuyla ilişkilidir. Bu kişiler nesnelerin dokunulmasıyla elde edilen doku, büyüklük ve ağırlık verilerinden yola çıkarak nesneleri tanımakta güçlük çekerler. Fakat yine de bu özellikleri sözlü olarak tanımlama ve aynı objeleri resimlerden tanıma veya onların resmini çizme yeteneğine sahiptirler. Bedensel-duyusal korteks üzerindeki lezyonlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. |
İşitsel agnozi | İşitsel Agnozi, 1877 yılında tanımlanmıştır. İşitsel agnozide, çevresel ve sözel olmayan duysal ipuçlarını ayırmakta zorluk çekilir, ayrıca konuşmalı ve konuşmasız sesleri, duyma yetileri normal dahi olsa ayırt etmekte güçlük çekilir. 2 tip işitsel agnozi bulunmaktadır: Anlamsal çağrışımlı ve ayırt edici agnozi. Anlamsal çağrışımlı agnozi, beynin sol lobundaki lezyonlarla ilişkilendirilirken, ayırt edici agnozi ise sağ lobdaki lezyonlarla ilişkilendirilmektedir. |
İşitsel sözsel agnozi | Tam söz sağırlıgı olarak da bilien İşitsel Sözel Agnozi, duyma yetisinin çalışır durumda olmasına karşın, konuşulan sözcüklerin semantik açıdan anlamlı bulunmasında zorluk çekilen bir çeşit sağırlıktır. |
Ototopagnozi | Vücudun kısımlarını yönlendirememe olarak tanımlanmakta ve genellikle beynin arka talmik liflerinin yan kısmındaki lezyonlardan kaynaklanmaktadır. |
Serebral akromatopsi | Renk agnozisi olarak da bilinen serebral akromatopsi, renkleri kategorilemede ve tanımadaki zorluktur. Beyinsel akromatopsi genellikle nörolojik hasarlardan kaynaklanır. Beynin renk tanımada özelleşen iki bölgesi vardır: V4 ve V8 bölgesi. V4 bölgesi için tek yanlı lezyon, hemiakromatopsi olarak bilinen renk algılama kaybına neden olur. |
Kortikal sağırlık | Duyma yetisi çalışır durumda olan ama işitsel bilgileri algılayamayan insanların durumu için kullanılır. |
Çevresel agnozi | Bilinen spesifik bir oda veya binanın yerini saptayamamak ve belirli bir konuma nasıl ulaşılacağına dair yön belirleyememektir. Bu bireyler güzergahları öğrenmede zorluk yaşar. Agnozinin bu türü, tek yönlü ya da sağ lobun arka bölgesindeki lezyonlarla ilişkilendirilir. Ayrıca çevresel agnozi, prosopagnozi ve Parkinson hastalığıyla da ilişkilendirilir. |
Parmak agnozisi | Eldeki parmakları ayırt edememektir. Baskın hemisfer yan lobundaki lezyon durumunda mevcuttur ve Gerstmann sendromunun bir unsurudur. |
Form agnozisi | Hastalar bütün bir objeyi değil sadece ayrıntıların parçalarını algılar. |
Bütünleyici agnozi | Genellikle hastalar İlişkilendirme agnozisi veya özalgısal agnozinin bir çeşidine sahiptir. Ancak bütünleyici agnozi durumunda hasta ilişkilendirme agnozisi ve özalgısal agnozinin arasındadır. Hasta elementleri tanıyabilir ancak bu elementleri kavranabilir algısal bütünler haline getirmek için birleştiremez. |
Ağrı agnozisi | Analjezi olarak da bilinen ağrı agnozisi ağrıyı algılama ve işlemedeki güçlük anlamına gelir ve kendi kendini yaralamanın bazı tiplerine zemin hazırladığı düşünülür. |
Fonagnozi | İşiten kişinin kullanılan sözcükleri anlayabildiği halde aşina insan veya hayvan seslerini tanıyamamasıdır. |
Prosopagnozi | Yüz körlüğü ve yüz agnozisi olarak da bilinir: Hastalar bazen kendilerininki de dahil olmak üzere aşina yüzleri bilinçli olarak tanıyamazlar. Bu isimleri hatırlayamama olarak sık sık yanlış algılanır. |
Saf Aleksi | Saf aleksi hastaları genellikle kelimeleri okumakta ve harfleri ayırt etmekte zorluk yaşarlar. Bir kişinin saf aleksi hastası olup olmadığını anlayabilmek için kopyalama ve tanımlama testi yapılmalıdır. |
Semantik Agnozi | Bu agnozi biçimine sahip olanlar nesneyi tanımak için görsel olmayan duyu sistemlerini kullanana kadar etkin bir şekilde ‘nesne körü’dür. Örneğin nesneyi hissetmek, koklamak, sallamak veya nesneye hafifçe vurmak semantiğinin (anlamının) fark edilmesini tetikleyebilir. |
Sosyal duygusal agnozi | Bazen ifade agnozisi de denilen; kişinin yüz ifadelerini, vücut dilini ve tonlamayı algılayamadığı agnozi biçimidir. Kişileri, insanların duygularını sözel olmayan bir şekilde algılayamaz hale sokar ve sosyal etkileşimin bu unsurunu sınırlar. |
Simültanagnozi | Görsel girdiyi bir bütün olarak işleyememe durumudur. Kişiler; yüzler, vücutlar, nesneler, odalar, yerler ve resimleri bütün olarak değil parça parça şeklinde işlerler. Onların ait olduğu manzarayı veya ayrıntılardan tam bir görüntüyü oluşturamazlar. Simültanagnozi Baliant Sendromu'nun olağan bir semptomudur. |
Taktil agnozi | Nesneleri yalnızca dokunarak tanıma veya belirleme yeteneğinin bozulması. |
Zaman agnozisi | Olayların ardışıklığını ve süresini kavramanın kaybolmasıdır. |
Topoğrafik agnozi | Bu, kişinin nesneleri tanıyamaması nedeniyle kendisine yol göstermesi için görsel ipuçlarına bel bağlayamadığı bir görsel agnozi biçimidir. Buna rağmen kişide aynı yerin görsel planını tarif etme kapasitesi mükemmel olabilir. |
Görsel-Mekansal Disagnozi | Görsel-mekansal disgnozi kişilerin bulunduğu çevreye ya da nesnelerin birbirine olan ilişkisine dair olan algısını yitirme durumudur. Bu yapısal apraksi, topoğrafik oryantasyon bozukluğu, optik ataksi, oküler motor apraksi, giyinme apraksisi ve sağ-sol karışıklığı içerebilir. |
Görsel Agnozi | Sol oksipital ve temporal lobda meydana gelen doku zedelenmesiyle ilgilidir. Görsel agnozinin birçok tipi nesneleri tanıyamamaya yol açar. |
Görsel Agnozi
Görsel agnozi, nesneleri tanımlamadaki yetersizlik anlamına gelir ve geniş bir kategoriye sahiptir. İki farklı türe ayrılabilir: özalgısal agnozi ve ilişkilendirme agnozisi.
Özalgısal agnozisi olan kişiler onlara bir nesne gösterildiğinde nesnenin dış hatlarını ve taslağını görürler fakat gördükleri nesneyi kategorize etmede zorluk yaşarlar. Özalgısal agnozi beynin bir yarım küresinin zarar görmüş olmasıyla ilgilidir, özellikle sağ yarımkürenin arka kısmındaki oluşmuş hasarla ilgilidir.
Bunun tersine, ilişkilendirme agnozisi olan kişiler bir nesneyi adlandırmaları istendiğinde zorluk yaşarlar. İlişkilendirme agnozisi oksipitotemporal sınırdaki her iki (sağ ve sol) yarım kürenin hasar gömüş oluşuyla ilgilidir.
Prosopagnozi ise ilişkilendirme agnozisinin bir türüdür ve yüzleri tanıyamama, bilememeyle ilgilidir. Örneğin, bu kişiler arkadaşlarını, ailelerini ve iş arkadaşlarını tanımada zorluk yaşarlar. Fakat, prosopagnozisi olan kişiler diğer bütün görsel uyarıcıları tanımlayabilirler.
Konuşma Agnozisi
Konuşma agnozisi, diğer bir deyişle işitsel sözel agnozi, kişilerde iyi bir şekilde duyma, konuşma ve okuma sağlanmasına rağmen konuşulan kelimeleri kavrayamamaları anlamına gelir. Hastalar bir sesi gerçekten duyduklarını fakat onları anlamlandıramadıklarını ifade etmişlerdir.
1. Denetmen: Kahvaltıda ne yedin?
2. Hasta: Kahvaltı, kahvaltı, tanıdık geliyor ama bu kelime bana bir şey ifade etmiyor.
Konuşmacının söylediği şeyin ne olduğunun anlaşılmamasına rağmen, bazı hastalar konuşmacının sesi hakkında bazı karakteristik bilgileri (örneğin, konuşmacının cinsiyeti) tanımlayabildiklerini söylediler.
Nedenleri
Agnozi, felç, bunama veya diğer nörolojik rahatsızlıklar kaynaklı olabilir. Travma, beyin enfeksiyonu kaynaklı ya da kalıtımsal da olabilir. Ek olarak bazı agnozi türleri, gelişimsel rahatsızlıklardan da kaynaklanabilir. Hasar nedenli agnoziler genellikle beynin ya oksipital ya da yan lobunda meydana gelir. Bir duyu etkilense de, diğer bölümlerdeki bilişsel yetenekler korunabilir.
Körlükten belirgin bir iyileşme sağlamış hastalarda agnozi riski kaydadeğerdir.
Hasarın üst kısımdaki temporal oluğa etkisi birkaç türden nörolingustik yetersizlikle ilgilidir ve agnozi onlardan biridir. Konuşmayı kavramak adına üst kısımdaki temporal oluk hayati bir görev üstlenir çünkü bu bölge temporal arabirimle yakından ilgilidir. 1985 Trace II Modeline göre temporal arabirim, anlamlı kelimeler üretmede görevli morfolojik özelliği olan ses birimleriyle ilgilidir. Bu birleşme süreci kişilerin kelime haznelerindeki bazı kelimelerin engellenmesiyle tamamlanır. Örneğin, eğer deneyi yapan kişi yüksek sesle KÖPEK derse, bu telafuz kişinin anlamsal arabirimindeki çeşitli kelimeleri harekete geçirecek ve engelleyecektir:
-Köpek: 5 harfi harekete geçirir ve 0 harf engellenir => Köpek -- +5
-Köpek: 4 harfi harekete geçirir ve 1 harf engellenir => Kötek -- +4
-Köpek: 3 harfi harekete geçirir ve 2 harf engellenir => Döşek -- +3
Bu modelin agnozi ile tutarlılığı iki yönlü doku zedelenmesinin üst temporal oluğa söz sağırlığı ya da bugünkü deyişle "konuşma agnozisi" oluşturması kanıt gösterilerek sağlanır (Kussmall, 1877). Söz sağırlığı olan hastalar korteks seviyesinin altındaki konuşma içermeyen sesler için işitsel süreci olan konuşma seslerinin işlemesinde ve tanınmasında yetersizlik gösterir.
Teşhisi
Bir kişiyi agnozi hastası olarak değerlendirmek için, kişinin bir duyu kaybına sahip olmadığına ve hem dil becerisinin hem de zekâ durumunun işler olduğuna emin olmak gerekmektedir. Bir kişiye agnozi teşhisi konulması için, kişinin sadece belirli bir modalitede duyu kaybı yaşaması gerekmektedir. Teşhis koyabilmek için, özalgısal agnozi ve ilişkilendirme agnozisi arasındaki ayrım yapılmalıdır. Bu ayrım, kişiye kopyalama ve eşleştirme görevleri tamamlatılarak yapılabilir. Eğer kişi özalgısal agnozi hastasıysa görünüşü aynı iki nesneyi eşleştirmede başarılı olamaz. Bunun aksine, eğer kişi ilişkilendirme agnozisi hastasıysa değişik nesneleri eşleştirmeyi başaramaz. Örneğin, görsel modalitede ilişkilendirme agnozisi teşhisi konmuş bir kişi açık ve kapalı iki dizüstü bilgisayarı fotoğrafını eşleştiremez.
Saf Aleksi
Saf aleksi hastaları genellikle kelimeleri okumakta ve harfleri ayırt etmekte zorluk yaşarlar. Bir kişinin saf aleksi hastası olup olmadığını anlayabilmek için kopyalama ve tanımlama testi yapılmalıdır.
Prosopagnozi
Kişilere genellikle ünlü aktörler, şarkıcılar, politikacılar veya aile üyeleri gibi tanıdık oldukları insan yüzleri gösterilir. Gösterilen resimler yaş ve kültürel açıdan uygun seçilir. Görevde gözlemci, kişiden her yüzün ismini söylemesini ister. Eğer kişi fotoğraftaki yüzün ismini söyleyemezse, gözlemci kişiye yüzü tanımlayabilmesine yardımcı olabilecek bir soru sorar.
Tedavisi
Bütün pratik amaçlar için doğrudan bir tedavi yoktur. Bilgi, hasarlı olmayan modelite haricindeki modalitelerden verilirse hastalar gelişebilir. Farklı türdeki terapiler agnozinin etkilerini tersine çevirmeye yardımcı olabilir. Bazı durumlarda hastalığın etiyolojisine bağlı olarak mesleki terapi veya konuşma terapisi agnoziyi düzeltebilir.
Başlarda agnoziye sahip olan çoğu birey algılama veya tanıma bozukluğundan hangisine sahip olduklarından habersizlerdir. Bu durum bir bozukluğun farkında olunmasının eksikliği olan anosognoziden kaynaklanabilir. Bu farkında olmama durumu genellikle inkâr veya herhangi bir biçimde tedaviye direnmeye sebep olur. Bireyin sahip olabileceği algı veya tanıma bozukluklarını fark etmesine yardımcı olabilmek için kullanılabilecek birçok yöntem vardır. Hastanın sadece kusurlu modalitesine uyarıcı verilerek, hastanın kendisindeki bozukluğuna olan farkındalığını artırmaya yardımcı olunabilir. Alternatif olarak, bireyin eksiklikten kaynaklanan her bir sorunu görebilmesi için bir görev bileşenlerine ayrılabilir. Birey, algısal veya tanıma kusurunu kabul ettiği zaman, terapi çeşitlerinden birisi önerilebilir. Değişimli modeliteler, sözsel stratejiler, yardımcı ipuçları ve organizasyonel stratejileri olan telafi edici yöntemler gibi birçok tedavi biçimleri vardır.
Sözsel Stratejiler
Belirli agnozi tipi olan bireylerler için sözel tasvirler kullanmak yardımcı olabilir. Prosopagnozikler gibi hastalar, kendi arkadaş veya aile bireylerinin tasvirini dinlemeyi işe yarar bulabilir ve onları görsel ipuçlarına nazaran bu tasvirler üzerinden daha kolay bir şekilde ayırt edebilirler.
Yardımcı İpuçları
Özellikle çevresel agnozisi veya prosopagnozisi olan bireylerde yardımcı ipuçları kullanmak yararlı olabilir. Çevresel agnozisi olan bireylerde yardımcı ipuçları, yeni bir odayı sembolize eden veya bir alanı hatırlatan renksel ipuçları veya dokunsal işaretleri kapsayabilir. Prosopagnozikler, bir bireyi tanımak için o bireyin çarpık dişleri veya yüzündeki yara izi gibi yardımcı ipuçlarını kullanabilir.
Organizasyonel Stratejiler
Görsel agnozisi olan bireyler için organizasyonel stratejiler yoğun ölçüde yardımcı olabilir. Örneğin, kıyafetleri farklı askılara göre organize etmek bireye dokunsal ipuçları verir ve sadece görsel ipuçlarına dayanmanın aksine, belirli biçimlerdeki kıyafetleri tanımlamayı daha kolay hale getirir.
Alternatif Tıp
Bu stratejiler etkilenmemiş olan modelitelerin kullanımını ortaya çıkarır. Örneğin, görsel agnozikler dokunsal bilgileri görsel bilgilerin yerine kullanabilir. Alternatif olarak, prosopagnozisi olan bireyler işitsel bilgileri görsel bilgilerin yerine kullanabilirler. Örneğin, prosopagnozisi olan bir birey, başka bir bireyi konuşması için bekleyebilir ve bu sayede bireyi konuşmasından tanıyabilir.
Tarihi
Agnozi sözcüğü, Antik Yunancada “bilgi yoksunluğu, bilgisizlik” anlamına gelen ἀγνωσία (agnosia) teriminden türetilmiştir. Terim, Sigmund Freud tarafından 1891 [24] yılında şu şekilde tanımlanmıştır: “Finkelnburg’un asemboli olarak adlandırdığı, nesnelerin tanınmasındaki bozukluk durumları için “agnozi” terimini sunmak isterim.” Freud’un bu terimi sunmasından önce, agnozi hakkında tarihteki ilk bilgilerden birkaçı, reseptif afazi üzerine teoriler kuran Wernicke tarafından 1984 yılında ortaya atıldı. Wernicke; reseptif afazili bireylerin, konuşmaları anlama ve kelimeleri tekrar etme yetisi gösteremediğini belirtmiş ve reseptif afazinin, sol üst temporal girus’un arka üçüncü kısmındaki lezyonlardan kaynaklandığını düşünmüştür. Wernicke, reseptif afazili bireylerin, beyinlerindeki bu lezyonlar sebebiyle belli ses ve konuşma içi ses frekansları için bazı seviyelerde duyma yetmezliği yaşadıklarını düşünmüştür. [7]
Wernicke’in ardından, “söz sağırlığı” olarak da bilinen “işitsel sözel agnozi” durumunun niçin ortaya çıktığını 1877 yılında açıklamaya çalışan Kussmaul gelmektedir. Wernicke’in açıklamalarının aksine Kussmaul, işitsel sözsel agnozinin birinci sol temporal girustaki büyük çaplı hasarların bir sonucu olduğunu düşünmüştür. Ayrıca Kussmaul, okuma yitimi olarak da bilinen Aleksi’nin (edinilmiş aleksi) kökenleri hakkında da çıkarımlarda bulunmuş ve okuma yitiminin sol anguler ve supramarjinal giruslardaki lezyonların bir sonucu olduğunu düşünmüştür.
Heinrich Lissauer ise agnozi hakkındaki fikirlerini Wernicke ve Kussmaul’un ardından dile getirmiştir. [7] 1890 yılında, nesne tanıma bozukluğunun oluşumunu açıklayan iki teori öne sürmüştür. Bozukluğun meydana gelmesinin ilk yolu, erken algısal işlemde bir hasarın oluşması veya mevcut nesne temsilinde hasar oluşmasıdır. Mevcut nesne temsilinde hasar meydana gelirse, bu durum nesnelerin görsel hafızada tutulmasını engelleyecek ve bu yüzden kişi nesneleri tanıyamayacaktır. [25] Wernicke, Kussmaul ve Lissauer döneminde serebral korteks hakkında bilinenler oldukça sınırlıydı. Bugün ise yeni ortaya çıkan nörogörüntüleme teknikleri ile birlikte agnozi hakkındaki bilgilerimizi etkili bir şekilde arttırmamız mümkün olmuştur. [3]
Kaynakça
- ^ . 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2016.
- ^ Kolb, Bryan; Whishaw, Ian Q. (3 Mart 2003). Fundamentals of Human Neuropsychology. Worth Publishers. ISBN . 24 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Mayıs 2016.
- ^ a b c . National Institute of Neurological Disorders and Stroke. 8 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2012.
- ^ a b c d e f g h i j k Burns, MS (2004). "Clinical management of agnosia". Top Stroke Rehabil. 11 (1). ss. 1-9. doi:10.1310/N13K-YKYQ-3XX1-NFAV. (PMID) 14872395. 28 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2016.
- ^ Zeki, S (1991). "Cerebral akinetopsia (visual motion blindness)". Brain. Cilt 114. ss. 811-824. doi:10.1093/brain/114.2.811. (PMID) 2043951.
- ^ Riddoch MJ, Humphreys GW (Mayıs 2003). "Visual agnosia". Neurol Clin. 21 (2). ss. 501-20. doi:10.1016/s0733-8619(02)00095-6. (PMID) 12916489.
- ^ Goldstein, Marvin N. (1974). "Auditory agnosia for speech ("pure word-deafness")". Brain and Language. 1 (2). ss. 195-204. doi:10.1016/0093-934X(74)90034-0. ISSN 0093-934X.
- ^ Vignolo, L. A (1982). "Auditory Agnosia". Biological Sciences. 298 (1089). ss. 49-57. doi:10.1098/rstb.1982.0071. (PMID) 6125975.
- ^ Cowey A, Alexander I, Heywood C, Kentridge R (Ağustos 2008). "Pupillary responses to coloured and contourless displays in total cerebral achromatopsia". Brain. 131 (Pt 8). ss. 2153-60. doi:10.1093/brain/awn110. (PMID) 18550620.
- ^ Woodward, T. S; M. J Dixon; K. T Mullen; K. M Christensen; D. N. Bub (1999). "Analysis of errors in color agnosia: A single case study". Neurocase. Cilt 5. ss. 95-108. doi:10.1093/neucas/5.2.95.
- ^ Van Lancker DR, Cummings JL, Kreiman J, Dobkin BH (Haziran 1988). "Phonagnosia: a dissociation between familiar and unfamiliar voices". Cortex. 24 (2). ss. 195-209. doi:10.1016/s0010-9452(88)80029-7. (PMID) 3416603.
- ^ Magnié MN, Ferreira CT, Giusiano B, Poncet M (Ocak 1999). "Category specificity in object agnosia: preservation of sensorimotor experiences related to objects". Neuropsychologia. 37 (1). ss. 67-74. doi:10.1016/S0028-3932(98)00045-1. (PMID) 9920472. 5 Aralık 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Mayıs 2016.
- ^ a b Coslett HB, Saffran E (Ağustos 1991). "Simultanagnosia. To see but not two see". Brain. 114 (4). ss. 1523-45. doi:10.1093/brain/114.4.1523. (PMID) 1884165.
- ^ Rizzo M, Vecera SP (Şubat 2002). "Psychoanatomical substrates of Bálint's syndrome". J. Neurol. Neurosurg. Psychiatr. 72 (2). ss. 162-78. doi:10.1136/jnnp.72.2.162. (PMC) 1737727 $2. (PMID) 11796765.
- ^ Reed CL, Caselli RJ, Farah MJ (Haziran 1996). "Tactile agnosia. Underlying impairment and implications for normal tactile object recognition". Brain. 119 (3). ss. 875-88. doi:10.1093/brain/119.3.875. (PMID) 8673499.
- ^ Mendez, Mario F; Cherrier, Monique M. "Agnosia for scenes in topographagnosia". Neuropsychologia. 41 (10). ss. 1387-1395. doi:10.1016/S0028-3932(03)00041-1.
- ^ Greene JD (Aralık 2005). "Apraxia, agnosias, and higher visual function abnormalities". J. Neurol. Neurosurg. Psychiatr. 76 (Suppl 5). ss. v25-34. doi:10.1136/jnnp.2005.081885. (PMC) 1765708 $2. (PMID) 16291919.
- ^ a b c al.], Kathleen M. Galotti … [et (2010). Cognitive psychology : in and out of the laboratory (1st Canadian bas.). Canada: Nelson. ISBN .
- ^ {{Kitap kaynağı|soyadı = Silverman|ad = Jay Friedenberg, Gordon|başlık = Cognitive science : an introduction to the study of mind|yayıncı = SAGE|yer= Thousand Oaks, Calif.|isbn = 978-1-4129-7761-6|basım=2.2
- ^ a b c d Howard, Harry. . Brain and Language. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2015.
- ^ "The New Yorker: From the Archives: Content". 31 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Mayıs 2010.
mentally blind, or agnosic—able to see but not to decipher what he was seeing.
Dış bağlantılar
Sınıflandırma | D |
---|
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Agnozi duyusal bilgiyi isleme yetersizligidir Genellikle ozel bir duyu ya da hafiza kaybinin olmadigi durumlarda nesneleri kisileri sesleri sekilleri kokulari tanima yeteneginin kaybidir Ventral akisin bir bolumu olan oksipitotemporal sinirin zarar gormesinden kaynaklanan beyin hasari ya da norolojik hastaliklarla iliskilidir Agnozi gorme ya da duyma gibi sadece tek bir modaliteyi etkiler TurleriIsim TanimAkinetopsi Serabral akinetopsi olarak da adlandirilan bu durum gorsel hareketleri algilayamama olarak bilinmektedir Serebral akinetopsi olusmasinin bir sebebi cizgili korteksin dis kisminda meydana gelen lezyonlardir Anosognozi Kisinin kendi durumu hakkinda geri bildirim alamamasi durumudur ve icgoru eksikligi ile karistirilabilmektedir fakat beyindeki geri bildirim mekanizmalarindaki sorunlardan kaynaklanmaktadir Anosognozi olusumunun sebebi bu norolojik hasar olmakla birlikte cesitli norolojik bozukluklar yuzunden de meydana gelebilmektedir fakat felc ardindan gelen bozulmalarin yol actigi yaygin olarak dusunulmektedir Coklu bozukluklari olan anosognozili kisiler bu bozukluklarinin birkacinin farkinda olabilirler fakat geri kalan bozukluklari algilayamamaktadirlar Ozalgisal Gorsel Agnozi Gorsel sekilleri ayirt etmekte zorlanirlar ve bu yuzden tanima taklit etme ve farkli gorsel uyartilari ayirt etmekte sikinti yasarlar Iliskilendirme agnozisi olan kisilerin aksine ozalgisal agnozisi olan kisiler gorselleri taklit edemezler Iliskilendirme gorsel agnozisi Gorsel sahneleri ve nesne siniflandirmalarini tarif edebilirler fakat yine de onlari taniyamazlar Ornegin catalin yemek yemek icin kullanildigini bilirler fakat kasikla karistirabilirler Iliskilendirme agnozisi olan kisiler kopyalama yontemiyle gorselleri tekrar olusturabilmektedirler Astereognozi Bedensel duyusal agnozi olarak da bilinen bu durum dokunma duyusuyla iliskilidir Bu kisiler nesnelerin dokunulmasiyla elde edilen doku buyukluk ve agirlik verilerinden yola cikarak nesneleri tanimakta gucluk cekerler Fakat yine de bu ozellikleri sozlu olarak tanimlama ve ayni objeleri resimlerden tanima veya onlarin resmini cizme yetenegine sahiptirler Bedensel duyusal korteks uzerindeki lezyonlardan kaynaklandigi dusunulmektedir Isitsel agnozi Isitsel Agnozi 1877 yilinda tanimlanmistir Isitsel agnozide cevresel ve sozel olmayan duysal ipuclarini ayirmakta zorluk cekilir ayrica konusmali ve konusmasiz sesleri duyma yetileri normal dahi olsa ayirt etmekte gucluk cekilir 2 tip isitsel agnozi bulunmaktadir Anlamsal cagrisimli ve ayirt edici agnozi Anlamsal cagrisimli agnozi beynin sol lobundaki lezyonlarla iliskilendirilirken ayirt edici agnozi ise sag lobdaki lezyonlarla iliskilendirilmektedir Isitsel sozsel agnozi Tam soz sagirligi olarak da bilien Isitsel Sozel Agnozi duyma yetisinin calisir durumda olmasina karsin konusulan sozcuklerin semantik acidan anlamli bulunmasinda zorluk cekilen bir cesit sagirliktir Ototopagnozi Vucudun kisimlarini yonlendirememe olarak tanimlanmakta ve genellikle beynin arka talmik liflerinin yan kismindaki lezyonlardan kaynaklanmaktadir Serebral akromatopsi Renk agnozisi olarak da bilinen serebral akromatopsi renkleri kategorilemede ve tanimadaki zorluktur Beyinsel akromatopsi genellikle norolojik hasarlardan kaynaklanir Beynin renk tanimada ozellesen iki bolgesi vardir V4 ve V8 bolgesi V4 bolgesi icin tek yanli lezyon hemiakromatopsi olarak bilinen renk algilama kaybina neden olur Kortikal sagirlik Duyma yetisi calisir durumda olan ama isitsel bilgileri algilayamayan insanlarin durumu icin kullanilir Cevresel agnozi Bilinen spesifik bir oda veya binanin yerini saptayamamak ve belirli bir konuma nasil ulasilacagina dair yon belirleyememektir Bu bireyler guzergahlari ogrenmede zorluk yasar Agnozinin bu turu tek yonlu ya da sag lobun arka bolgesindeki lezyonlarla iliskilendirilir Ayrica cevresel agnozi prosopagnozi ve Parkinson hastaligiyla da iliskilendirilir Parmak agnozisi Eldeki parmaklari ayirt edememektir Baskin hemisfer yan lobundaki lezyon durumunda mevcuttur ve Gerstmann sendromunun bir unsurudur Form agnozisi Hastalar butun bir objeyi degil sadece ayrintilarin parcalarini algilar Butunleyici agnozi Genellikle hastalar Iliskilendirme agnozisi veya ozalgisal agnozinin bir cesidine sahiptir Ancak butunleyici agnozi durumunda hasta iliskilendirme agnozisi ve ozalgisal agnozinin arasindadir Hasta elementleri taniyabilir ancak bu elementleri kavranabilir algisal butunler haline getirmek icin birlestiremez Agri agnozisi Analjezi olarak da bilinen agri agnozisi agriyi algilama ve islemedeki gucluk anlamina gelir ve kendi kendini yaralamanin bazi tiplerine zemin hazirladigi dusunulur Fonagnozi Isiten kisinin kullanilan sozcukleri anlayabildigi halde asina insan veya hayvan seslerini taniyamamasidir Prosopagnozi Yuz korlugu ve yuz agnozisi olarak da bilinir Hastalar bazen kendilerininki de dahil olmak uzere asina yuzleri bilincli olarak taniyamazlar Bu isimleri hatirlayamama olarak sik sik yanlis algilanir Saf Aleksi Saf aleksi hastalari genellikle kelimeleri okumakta ve harfleri ayirt etmekte zorluk yasarlar Bir kisinin saf aleksi hastasi olup olmadigini anlayabilmek icin kopyalama ve tanimlama testi yapilmalidir Semantik Agnozi Bu agnozi bicimine sahip olanlar nesneyi tanimak icin gorsel olmayan duyu sistemlerini kullanana kadar etkin bir sekilde nesne koru dur Ornegin nesneyi hissetmek koklamak sallamak veya nesneye hafifce vurmak semantiginin anlaminin fark edilmesini tetikleyebilir Sosyal duygusal agnozi Bazen ifade agnozisi de denilen kisinin yuz ifadelerini vucut dilini ve tonlamayi algilayamadigi agnozi bicimidir Kisileri insanlarin duygularini sozel olmayan bir sekilde algilayamaz hale sokar ve sosyal etkilesimin bu unsurunu sinirlar Simultanagnozi Gorsel girdiyi bir butun olarak isleyememe durumudur Kisiler yuzler vucutlar nesneler odalar yerler ve resimleri butun olarak degil parca parca seklinde islerler Onlarin ait oldugu manzarayi veya ayrintilardan tam bir goruntuyu olusturamazlar Simultanagnozi Baliant Sendromu nun olagan bir semptomudur Taktil agnozi Nesneleri yalnizca dokunarak tanima veya belirleme yeteneginin bozulmasi Zaman agnozisi Olaylarin ardisikligini ve suresini kavramanin kaybolmasidir Topografik agnozi Bu kisinin nesneleri taniyamamasi nedeniyle kendisine yol gostermesi icin gorsel ipuclarina bel baglayamadigi bir gorsel agnozi bicimidir Buna ragmen kiside ayni yerin gorsel planini tarif etme kapasitesi mukemmel olabilir Gorsel Mekansal Disagnozi Gorsel mekansal disgnozi kisilerin bulundugu cevreye ya da nesnelerin birbirine olan iliskisine dair olan algisini yitirme durumudur Bu yapisal apraksi topografik oryantasyon bozuklugu optik ataksi okuler motor apraksi giyinme apraksisi ve sag sol karisikligi icerebilir Gorsel Agnozi Sol oksipital ve temporal lobda meydana gelen doku zedelenmesiyle ilgilidir Gorsel agnozinin bircok tipi nesneleri taniyamamaya yol acar Gorsel Agnozi Gorsel agnozi nesneleri tanimlamadaki yetersizlik anlamina gelir ve genis bir kategoriye sahiptir Iki farkli ture ayrilabilir ozalgisal agnozi ve iliskilendirme agnozisi Ozalgisal agnozisi olan kisiler onlara bir nesne gosterildiginde nesnenin dis hatlarini ve taslagini gorurler fakat gordukleri nesneyi kategorize etmede zorluk yasarlar Ozalgisal agnozi beynin bir yarim kuresinin zarar gormus olmasiyla ilgilidir ozellikle sag yarimkurenin arka kismindaki olusmus hasarla ilgilidir Bunun tersine iliskilendirme agnozisi olan kisiler bir nesneyi adlandirmalari istendiginde zorluk yasarlar Iliskilendirme agnozisi oksipitotemporal sinirdaki her iki sag ve sol yarim kurenin hasar gomus olusuyla ilgilidir Prosopagnozi ise iliskilendirme agnozisinin bir turudur ve yuzleri taniyamama bilememeyle ilgilidir Ornegin bu kisiler arkadaslarini ailelerini ve is arkadaslarini tanimada zorluk yasarlar Fakat prosopagnozisi olan kisiler diger butun gorsel uyaricilari tanimlayabilirler Konusma Agnozisi Konusma agnozisi diger bir deyisle isitsel sozel agnozi kisilerde iyi bir sekilde duyma konusma ve okuma saglanmasina ragmen konusulan kelimeleri kavrayamamalari anlamina gelir Hastalar bir sesi gercekten duyduklarini fakat onlari anlamlandiramadiklarini ifade etmislerdir 1 Denetmen Kahvaltida ne yedin 2 Hasta Kahvalti kahvalti tanidik geliyor ama bu kelime bana bir sey ifade etmiyor Konusmacinin soyledigi seyin ne oldugunun anlasilmamasina ragmen bazi hastalar konusmacinin sesi hakkinda bazi karakteristik bilgileri ornegin konusmacinin cinsiyeti tanimlayabildiklerini soylediler NedenleriAgnozi felc bunama veya diger norolojik rahatsizliklar kaynakli olabilir Travma beyin enfeksiyonu kaynakli ya da kalitimsal da olabilir Ek olarak bazi agnozi turleri gelisimsel rahatsizliklardan da kaynaklanabilir Hasar nedenli agnoziler genellikle beynin ya oksipital ya da yan lobunda meydana gelir Bir duyu etkilense de diger bolumlerdeki bilissel yetenekler korunabilir Korlukten belirgin bir iyilesme saglamis hastalarda agnozi riski kaydadegerdir Hasarin ust kisimdaki temporal oluga etkisi birkac turden norolingustik yetersizlikle ilgilidir ve agnozi onlardan biridir Konusmayi kavramak adina ust kisimdaki temporal oluk hayati bir gorev ustlenir cunku bu bolge temporal arabirimle yakindan ilgilidir 1985 Trace II Modeline gore temporal arabirim anlamli kelimeler uretmede gorevli morfolojik ozelligi olan ses birimleriyle ilgilidir Bu birlesme sureci kisilerin kelime haznelerindeki bazi kelimelerin engellenmesiyle tamamlanir Ornegin eger deneyi yapan kisi yuksek sesle KOPEK derse bu telafuz kisinin anlamsal arabirimindeki cesitli kelimeleri harekete gecirecek ve engelleyecektir Kopek 5 harfi harekete gecirir ve 0 harf engellenir gt Kopek 5 Kopek 4 harfi harekete gecirir ve 1 harf engellenir gt Kotek 4 Kopek 3 harfi harekete gecirir ve 2 harf engellenir gt Dosek 3 Bu modelin agnozi ile tutarliligi iki yonlu doku zedelenmesinin ust temporal oluga soz sagirligi ya da bugunku deyisle konusma agnozisi olusturmasi kanit gosterilerek saglanir Kussmall 1877 Soz sagirligi olan hastalar korteks seviyesinin altindaki konusma icermeyen sesler icin isitsel sureci olan konusma seslerinin islemesinde ve taninmasinda yetersizlik gosterir TeshisiBir kisiyi agnozi hastasi olarak degerlendirmek icin kisinin bir duyu kaybina sahip olmadigina ve hem dil becerisinin hem de zeka durumunun isler olduguna emin olmak gerekmektedir Bir kisiye agnozi teshisi konulmasi icin kisinin sadece belirli bir modalitede duyu kaybi yasamasi gerekmektedir Teshis koyabilmek icin ozalgisal agnozi ve iliskilendirme agnozisi arasindaki ayrim yapilmalidir Bu ayrim kisiye kopyalama ve eslestirme gorevleri tamamlatilarak yapilabilir Eger kisi ozalgisal agnozi hastasiysa gorunusu ayni iki nesneyi eslestirmede basarili olamaz Bunun aksine eger kisi iliskilendirme agnozisi hastasiysa degisik nesneleri eslestirmeyi basaramaz Ornegin gorsel modalitede iliskilendirme agnozisi teshisi konmus bir kisi acik ve kapali iki dizustu bilgisayari fotografini eslestiremez Saf Aleksi Saf aleksi hastalari genellikle kelimeleri okumakta ve harfleri ayirt etmekte zorluk yasarlar Bir kisinin saf aleksi hastasi olup olmadigini anlayabilmek icin kopyalama ve tanimlama testi yapilmalidir Prosopagnozi Kisilere genellikle unlu aktorler sarkicilar politikacilar veya aile uyeleri gibi tanidik olduklari insan yuzleri gosterilir Gosterilen resimler yas ve kulturel acidan uygun secilir Gorevde gozlemci kisiden her yuzun ismini soylemesini ister Eger kisi fotograftaki yuzun ismini soyleyemezse gozlemci kisiye yuzu tanimlayabilmesine yardimci olabilecek bir soru sorar TedavisiButun pratik amaclar icin dogrudan bir tedavi yoktur Bilgi hasarli olmayan modelite haricindeki modalitelerden verilirse hastalar gelisebilir Farkli turdeki terapiler agnozinin etkilerini tersine cevirmeye yardimci olabilir Bazi durumlarda hastaligin etiyolojisine bagli olarak mesleki terapi veya konusma terapisi agnoziyi duzeltebilir Baslarda agnoziye sahip olan cogu birey algilama veya tanima bozuklugundan hangisine sahip olduklarindan habersizlerdir Bu durum bir bozuklugun farkinda olunmasinin eksikligi olan anosognoziden kaynaklanabilir Bu farkinda olmama durumu genellikle inkar veya herhangi bir bicimde tedaviye direnmeye sebep olur Bireyin sahip olabilecegi algi veya tanima bozukluklarini fark etmesine yardimci olabilmek icin kullanilabilecek bircok yontem vardir Hastanin sadece kusurlu modalitesine uyarici verilerek hastanin kendisindeki bozukluguna olan farkindaligini artirmaya yardimci olunabilir Alternatif olarak bireyin eksiklikten kaynaklanan her bir sorunu gorebilmesi icin bir gorev bilesenlerine ayrilabilir Birey algisal veya tanima kusurunu kabul ettigi zaman terapi cesitlerinden birisi onerilebilir Degisimli modeliteler sozsel stratejiler yardimci ipuclari ve organizasyonel stratejileri olan telafi edici yontemler gibi bircok tedavi bicimleri vardir Sozsel Stratejiler Belirli agnozi tipi olan bireylerler icin sozel tasvirler kullanmak yardimci olabilir Prosopagnozikler gibi hastalar kendi arkadas veya aile bireylerinin tasvirini dinlemeyi ise yarar bulabilir ve onlari gorsel ipuclarina nazaran bu tasvirler uzerinden daha kolay bir sekilde ayirt edebilirler Yardimci Ipuclari Ozellikle cevresel agnozisi veya prosopagnozisi olan bireylerde yardimci ipuclari kullanmak yararli olabilir Cevresel agnozisi olan bireylerde yardimci ipuclari yeni bir odayi sembolize eden veya bir alani hatirlatan renksel ipuclari veya dokunsal isaretleri kapsayabilir Prosopagnozikler bir bireyi tanimak icin o bireyin carpik disleri veya yuzundeki yara izi gibi yardimci ipuclarini kullanabilir Organizasyonel Stratejiler Gorsel agnozisi olan bireyler icin organizasyonel stratejiler yogun olcude yardimci olabilir Ornegin kiyafetleri farkli askilara gore organize etmek bireye dokunsal ipuclari verir ve sadece gorsel ipuclarina dayanmanin aksine belirli bicimlerdeki kiyafetleri tanimlamayi daha kolay hale getirir Alternatif Tip Bu stratejiler etkilenmemis olan modelitelerin kullanimini ortaya cikarir Ornegin gorsel agnozikler dokunsal bilgileri gorsel bilgilerin yerine kullanabilir Alternatif olarak prosopagnozisi olan bireyler isitsel bilgileri gorsel bilgilerin yerine kullanabilirler Ornegin prosopagnozisi olan bir birey baska bir bireyi konusmasi icin bekleyebilir ve bu sayede bireyi konusmasindan taniyabilir TarihiAgnozi sozcugu Antik Yunancada bilgi yoksunlugu bilgisizlik anlamina gelen ἀgnwsia agnosia teriminden turetilmistir Terim Sigmund Freud tarafindan 1891 24 yilinda su sekilde tanimlanmistir Finkelnburg un asemboli olarak adlandirdigi nesnelerin taninmasindaki bozukluk durumlari icin agnozi terimini sunmak isterim Freud un bu terimi sunmasindan once agnozi hakkinda tarihteki ilk bilgilerden birkaci reseptif afazi uzerine teoriler kuran Wernicke tarafindan 1984 yilinda ortaya atildi Wernicke reseptif afazili bireylerin konusmalari anlama ve kelimeleri tekrar etme yetisi gosteremedigini belirtmis ve reseptif afazinin sol ust temporal girus un arka ucuncu kismindaki lezyonlardan kaynaklandigini dusunmustur Wernicke reseptif afazili bireylerin beyinlerindeki bu lezyonlar sebebiyle belli ses ve konusma ici ses frekanslari icin bazi seviyelerde duyma yetmezligi yasadiklarini dusunmustur 7 Wernicke in ardindan soz sagirligi olarak da bilinen isitsel sozel agnozi durumunun nicin ortaya ciktigini 1877 yilinda aciklamaya calisan Kussmaul gelmektedir Wernicke in aciklamalarinin aksine Kussmaul isitsel sozsel agnozinin birinci sol temporal girustaki buyuk capli hasarlarin bir sonucu oldugunu dusunmustur Ayrica Kussmaul okuma yitimi olarak da bilinen Aleksi nin edinilmis aleksi kokenleri hakkinda da cikarimlarda bulunmus ve okuma yitiminin sol anguler ve supramarjinal giruslardaki lezyonlarin bir sonucu oldugunu dusunmustur Heinrich Lissauer ise agnozi hakkindaki fikirlerini Wernicke ve Kussmaul un ardindan dile getirmistir 7 1890 yilinda nesne tanima bozuklugunun olusumunu aciklayan iki teori one surmustur Bozuklugun meydana gelmesinin ilk yolu erken algisal islemde bir hasarin olusmasi veya mevcut nesne temsilinde hasar olusmasidir Mevcut nesne temsilinde hasar meydana gelirse bu durum nesnelerin gorsel hafizada tutulmasini engelleyecek ve bu yuzden kisi nesneleri taniyamayacaktir 25 Wernicke Kussmaul ve Lissauer doneminde serebral korteks hakkinda bilinenler oldukca sinirliydi Bugun ise yeni ortaya cikan norogoruntuleme teknikleri ile birlikte agnozi hakkindaki bilgilerimizi etkili bir sekilde arttirmamiz mumkun olmustur 3 Kaynakca 3 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mayis 2016 Kolb Bryan Whishaw Ian Q 3 Mart 2003 Fundamentals of Human Neuropsychology Worth Publishers ISBN 978 0 7167 5300 1 24 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Mayis 2016 a b c National Institute of Neurological Disorders and Stroke 8 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Mart 2012 a b c d e f g h i j k Burns MS 2004 Clinical management of agnosia Top Stroke Rehabil 11 1 ss 1 9 doi 10 1310 N13K YKYQ 3XX1 NFAV PMID 14872395 28 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mayis 2016 Zeki S 1991 Cerebral akinetopsia visual motion blindness Brain Cilt 114 ss 811 824 doi 10 1093 brain 114 2 811 PMID 2043951 Riddoch MJ Humphreys GW Mayis 2003 Visual agnosia Neurol Clin 21 2 ss 501 20 doi 10 1016 s0733 8619 02 00095 6 PMID 12916489 Goldstein Marvin N 1974 Auditory agnosia for speech pure word deafness Brain and Language 1 2 ss 195 204 doi 10 1016 0093 934X 74 90034 0 ISSN 0093 934X Vignolo L A 1982 Auditory Agnosia Biological Sciences 298 1089 ss 49 57 doi 10 1098 rstb 1982 0071 PMID 6125975 Cowey A Alexander I Heywood C Kentridge R Agustos 2008 Pupillary responses to coloured and contourless displays in total cerebral achromatopsia Brain 131 Pt 8 ss 2153 60 doi 10 1093 brain awn110 PMID 18550620 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Woodward T S M J Dixon K T Mullen K M Christensen D N Bub 1999 Analysis of errors in color agnosia A single case study Neurocase Cilt 5 ss 95 108 doi 10 1093 neucas 5 2 95 Van Lancker DR Cummings JL Kreiman J Dobkin BH Haziran 1988 Phonagnosia a dissociation between familiar and unfamiliar voices Cortex 24 2 ss 195 209 doi 10 1016 s0010 9452 88 80029 7 PMID 3416603 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Magnie MN Ferreira CT Giusiano B Poncet M Ocak 1999 Category specificity in object agnosia preservation of sensorimotor experiences related to objects Neuropsychologia 37 1 ss 67 74 doi 10 1016 S0028 3932 98 00045 1 PMID 9920472 5 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Mayis 2016 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Coslett HB Saffran E Agustos 1991 Simultanagnosia To see but not two see Brain 114 4 ss 1523 45 doi 10 1093 brain 114 4 1523 PMID 1884165 Rizzo M Vecera SP Subat 2002 Psychoanatomical substrates of Balint s syndrome J Neurol Neurosurg Psychiatr 72 2 ss 162 78 doi 10 1136 jnnp 72 2 162 PMC 1737727 2 PMID 11796765 Reed CL Caselli RJ Farah MJ Haziran 1996 Tactile agnosia Underlying impairment and implications for normal tactile object recognition Brain 119 3 ss 875 88 doi 10 1093 brain 119 3 875 PMID 8673499 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Mendez Mario F Cherrier Monique M Agnosia for scenes in topographagnosia Neuropsychologia 41 10 ss 1387 1395 doi 10 1016 S0028 3932 03 00041 1 Greene JD Aralik 2005 Apraxia agnosias and higher visual function abnormalities J Neurol Neurosurg Psychiatr 76 Suppl 5 ss v25 34 doi 10 1136 jnnp 2005 081885 PMC 1765708 2 PMID 16291919 a b c al Kathleen M Galotti et 2010 Cognitive psychology in and out of the laboratory 1st Canadian bas Canada Nelson ISBN 978 0 17 644065 7 Kitap kaynagi soyadi Silverman ad Jay Friedenberg Gordon baslik Cognitive science an introduction to the study of mind yayinci SAGE yer Thousand Oaks Calif isbn 978 1 4129 7761 6 basim 2 2 a b c d Howard Harry Brain and Language 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Aralik 2015 The New Yorker From the Archives Content 31 Agustos 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Mayis 2010 mentally blind or agnosic able to see but not to decipher what he was seeing Dis baglantilarSiniflandirmaDICD 10 F80 2 F88 R48 1ICD 9 CM 784 69MeSH D000377