Akabi Hikâyesi (Ermeni harfli Türkçe: Ագապի Հիքեայէսի, Akabi Hikyayesi) Osmanlı Ermenisi Vartan Paşa tarafından yazılmış, 1851 yılında yayımlanmış ve bazı kaynaklarca "ilk Türkçe roman" olarak kabul edilen eserdir.Ermeni harfleriyle, ancak Türk dilinde yazılmış eser Türk romancılığının ilk temel taşlarındandır ve konu ve kapsamı nedeniyle ilk Ermeni romanıdır[] (ilk Ermenice roman 1858'de yayınlanmıştır). Bir diğer açıdan da, Helmuth von Moltke'nin "dil, kültür ve geleneklerine bakıldığında, Hristiyan Türkler olarak tanımlanmaları daha doğru olur" şeklinde tarif ettiği 19. yüzyıl ortası Osmanlı Ermeni toplumu ve bu toplumun İstanbul ortamındaki sorunlarına belge oluşturmaktadır.
Tarihçe
İlk olarak 1851 yılında İstanbul'da Mühendisoğlu matbaasında basılan Akabi Hikâyesi'nin açıklamalı bir transkripsiyonu ünlü Avusturyalı Türkolog Andreas Tietze tarafından 1991 yılında yeniden yayınlanmıştır. Tietze'nin "Türkiye'de yazılmış ve basılmış hakiki ilk modern roman" olarak nitelendirdiği Akabi Hikâyesi, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Gonca Gökalp'e göre, 18. yüzyıl sonlarından başlayarak Divan edebiyatı ve Halk edebiyatından farklılaşan ve romana yaklaşan yazılı anlatı anlayışının ilk beş örneğinden biridir. Bu anlamda, Şemsettin Sami'nin 1872 tarihli "Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat" romanı, çoğu kaynaklarda Türk edebiyatında Batılı anlamda romanın başlangıcı kabul edilir.
Konu
Akabi Hikâyesi, mezhepler arasındaki düşmanlığın kurbanı olan Akabi ile Hagop'un aşkını anlatır. Annesi Anna Dudu ve babası Bogos'un kaderini neredeyse aynen paylaşan Akabi, acımasız bir adam olan amcası tarafından büyütülmüş ve annesini sadece ölüm döşeğindeyken tanımış bir genç kızdır. Son derece kapalı bir yaşam süren Akabi, Osmanlı Ortodoks (Gregoryen) Ermenilerindendir. Bir gezinti sırasında tanıştığı Hagop ise Osmanlı Katolik Ermeni cemaatine mensuptur. Mezhep ayrılığını umursamayan gençler birbirlerine âşık olduktan sonra kısa bir mutluluk dönemi yaşarlar. Fakat farklı mezheplerden bu iki gencin birbirlerine olan aşkı ve bağlılığı, aileleri tarafından çok olumsuz karşılanır. Akabi, amcası tarafından tehdit edilir. Hagop'un babası ise romanın ikinci düzey kahramanlarından rahip Fasidyan'ın kışkırtmalarıyla oğluna Akabi'nin bir başkasıyla evlendiği yalanını söyler ve ona sözde Akabi'den gelen bir mektubu verir. Hagop'un dünyası yıkılır ve hastalanır. Hagop'un hasta yattığından habersiz olan Akabi ise, art arda yazdığı mektupların hiçbirine cevap alamayınca giderek ümitsizliğe düşer. Oysa mektupları Hagop'un eline geçmediği gibi, Hagop zaten ateşler içinde yattığından mektup yazabilecek durumda değildir. Kaderleri üzerinde oynanan kötü oyunlardan tamamen habersiz olan iki genç, artık hızla felakete doğru sürüklenmektedir. Akabi intihar etmeye karar verir. Hagop, babasının ve Fasidyan'ın hilesini öğrendiğinde ve Akabi'nin son mektubunu tesadüfen ele geçirdiğinde, sevgilisini intihardan kurtarmak için çok az vakti kalmıştır. Akabi'ye erişmek için insanüstü bir çaba sarfeden Hagop, hâlâ çok hasta olmasına rağmen hemen yola çıkarsa da, gece yarısı bir karakolun önünden geçerken şüpheli bulunarak nezarete konulur. Nihayet serbest bırakıldığında sevgilisinin bulunduğu yere koşar, fakat Akabi oradan ayrılmıştır. Bir uçurumun kenarında duran Akabi, arkasından gelen ayak seslerinin Hagop'a ait olduğunu bilmeksizin, kendisini yakalamak için geldiklerini düşünerek elindeki zehri içer ve kendini denize atar. Hagop, sevgilisini denizden kurtarır, fakat zehrin ölümcül etkisinden kurtaramaz ve Akabi acılar içinde ölür. Sevgilisinin ölümünün ardından Hagop üzüntüsünden tekrar hastalanır ve yirmi gün sonra o da ölür ve roman trajik bir sona erişir.
Analiz
Hagop tutkulu, fedakâr, hassas bir âşık kimliği ile, bir yandan Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı'nın, örneğin Kerem ile Aslı hikâyesinin izlerini taşırken, bir yandan da Fransız şövalyelik geleneğinin "amour courtois" (kibar aşk) anlayışı içinde yeni bir portreyi temsil etmektedir.
Her iki portre açısından da aşk merkezdedir ve belirli kuralları vardır: Sevilen hükmeder, seven acı çeker; âşık, sevgilisine ulaşmak için çok çaba göstermek ve acı çekmek zorundadır. Bu ilişkide Divan şiirindeki aşktan farklı olan yan, aşkın karşılıklılığıdır. Türk halk hikâyelerinin trajik sonuçlananlarında da aşk karşılıklıdır fakat engeller efsanevi boyutlara erişir. Hagop ile Akabi arasındaki aşk günlük hayattan kaynaklanan engellerin gücü yüzünden ümitsizdir.
Kendisi de bir Katolik olduğu halde, mezhep ayrılığından kaynaklanan bu trajik aşk hikâyesinde Vartan Paşa'nın taraf tutmadığı görülmektedir. Anlatımında düz bir çizgiyi benimserken, duygusal grafiği aşama aşama yükseltir. Şemsettin Sami'nin 20 yıl sonra yazılacak Ta'aşşuk-ı Tal'at ve Fitnat romanında dahi baş kişi erkek kahraman Tal'at iken, Vartan Paşa'nın baş kahramanı kadın Akabi'dir. Roman karakterlerinin yaşantıları, davranışları, tavırları çok dikkatli bir şekilde yansıtılır ve doğal halleriyle anlatılır. Kasvetli sahnelerin ardından eğlenceli sahneleri getirerek (örneğin Anna Dudu'nun trajik hikâyesinin arkasından İstanbul'da yazlıktaki gezinti) metnin tek yönlü olmamasını sağlar. Benzer şekilde Hagop-Akabi aşkının giderek hüzünlü bir hal alan havasına karşılık, gülünç, görgüsüz, cahil ve zengin Rupenig'in Fulik'e duyduğu aşk sadeliği içinde anlatılır.
Kullanılan Türkçenin çeşnisi de dikkat çekicidir:
"Akabi, sana tarif idemem ne derece acı duyduk birbirimizden ayrıldığımızde, daha henuz rahatlığe düşece ikan böylece ayrılmamız zuhur itdikde, kendumi telef itmek hiç gözümde olmayacak idi eger seni düşünmemiş olsam idim, zira pek müşkildir bir kimseye sevdiyinden ayrılmak bir daha görebileceyine ümidi olmayarak."
Notlar
- ^ İlk Türkçe romanın ne olduğu tartışmalı bir konudur. Akabi Hikâyesi'nden yaklaşık 20 yıl sonra yayımlanmış Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat sıklıkla ilk Türkçe roman olarak bahsedilir, ancak bu statü de tartışmalıdır.
Kaynakça
- ^ . Milliyet. 22 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2020.
- - Dr. Gonca Gökalp, Hacettepe Üniversitesi
- The Millets and the Ottoman Language (Osmanlı tebası Milletler ve Osmanlıca) - Johann Strauss, Die Welt des Islams, New Ser., Vol. 35, Issue 2 (Nov., 1995), pp. 189–249
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Akabi Hikayesi Ermeni harfli Turkce Ագապի Հիքեայէսի Akabi Hikyayesi Osmanli Ermenisi Vartan Pasa tarafindan yazilmis 1851 yilinda yayimlanmis ve bazi kaynaklarca ilk Turkce roman olarak kabul edilen eserdir Ermeni harfleriyle ancak Turk dilinde yazilmis eser Turk romanciliginin ilk temel taslarindandir ve konu ve kapsami nedeniyle ilk Ermeni romanidir kime gore ilk Ermenice roman 1858 de yayinlanmistir Bir diger acidan da Helmuth von Moltke nin dil kultur ve geleneklerine bakildiginda Hristiyan Turkler olarak tanimlanmalari daha dogru olur seklinde tarif ettigi 19 yuzyil ortasi Osmanli Ermeni toplumu ve bu toplumun Istanbul ortamindaki sorunlarina belge olusturmaktadir TarihceIlk olarak 1851 yilinda Istanbul da Muhendisoglu matbaasinda basilan Akabi Hikayesi nin aciklamali bir transkripsiyonu unlu Avusturyali Turkolog Andreas Tietze tarafindan 1991 yilinda yeniden yayinlanmistir Tietze nin Turkiye de yazilmis ve basilmis hakiki ilk modern roman olarak nitelendirdigi Akabi Hikayesi Hacettepe Universitesi ogretim uyesi Dr Gonca Gokalp e gore 18 yuzyil sonlarindan baslayarak Divan edebiyati ve Halk edebiyatindan farklilasan ve romana yaklasan yazili anlati anlayisinin ilk bes orneginden biridir Bu anlamda Semsettin Sami nin 1872 tarihli Taassuk i Talat ve Fitnat romani cogu kaynaklarda Turk edebiyatinda Batili anlamda romanin baslangici kabul edilir KonuAkabi Hikayesi mezhepler arasindaki dusmanligin kurbani olan Akabi ile Hagop un askini anlatir Annesi Anna Dudu ve babasi Bogos un kaderini neredeyse aynen paylasan Akabi acimasiz bir adam olan amcasi tarafindan buyutulmus ve annesini sadece olum dosegindeyken tanimis bir genc kizdir Son derece kapali bir yasam suren Akabi Osmanli Ortodoks Gregoryen Ermenilerindendir Bir gezinti sirasinda tanistigi Hagop ise Osmanli Katolik Ermeni cemaatine mensuptur Mezhep ayriligini umursamayan gencler birbirlerine asik olduktan sonra kisa bir mutluluk donemi yasarlar Fakat farkli mezheplerden bu iki gencin birbirlerine olan aski ve bagliligi aileleri tarafindan cok olumsuz karsilanir Akabi amcasi tarafindan tehdit edilir Hagop un babasi ise romanin ikinci duzey kahramanlarindan rahip Fasidyan in kiskirtmalariyla ogluna Akabi nin bir baskasiyla evlendigi yalanini soyler ve ona sozde Akabi den gelen bir mektubu verir Hagop un dunyasi yikilir ve hastalanir Hagop un hasta yattigindan habersiz olan Akabi ise art arda yazdigi mektuplarin hicbirine cevap alamayinca giderek umitsizlige duser Oysa mektuplari Hagop un eline gecmedigi gibi Hagop zaten atesler icinde yattigindan mektup yazabilecek durumda degildir Kaderleri uzerinde oynanan kotu oyunlardan tamamen habersiz olan iki genc artik hizla felakete dogru suruklenmektedir Akabi intihar etmeye karar verir Hagop babasinin ve Fasidyan in hilesini ogrendiginde ve Akabi nin son mektubunu tesadufen ele gecirdiginde sevgilisini intihardan kurtarmak icin cok az vakti kalmistir Akabi ye erismek icin insanustu bir caba sarfeden Hagop hala cok hasta olmasina ragmen hemen yola cikarsa da gece yarisi bir karakolun onunden gecerken supheli bulunarak nezarete konulur Nihayet serbest birakildiginda sevgilisinin bulundugu yere kosar fakat Akabi oradan ayrilmistir Bir ucurumun kenarinda duran Akabi arkasindan gelen ayak seslerinin Hagop a ait oldugunu bilmeksizin kendisini yakalamak icin geldiklerini dusunerek elindeki zehri icer ve kendini denize atar Hagop sevgilisini denizden kurtarir fakat zehrin olumcul etkisinden kurtaramaz ve Akabi acilar icinde olur Sevgilisinin olumunun ardindan Hagop uzuntusunden tekrar hastalanir ve yirmi gun sonra o da olur ve roman trajik bir sona erisir AnalizHagop tutkulu fedakar hassas bir asik kimligi ile bir yandan Divan edebiyati ve Halk edebiyati nin ornegin Kerem ile Asli hikayesinin izlerini tasirken bir yandan da Fransiz sovalyelik geleneginin amour courtois kibar ask anlayisi icinde yeni bir portreyi temsil etmektedir Her iki portre acisindan da ask merkezdedir ve belirli kurallari vardir Sevilen hukmeder seven aci ceker asik sevgilisine ulasmak icin cok caba gostermek ve aci cekmek zorundadir Bu iliskide Divan siirindeki asktan farkli olan yan askin karsilikliligidir Turk halk hikayelerinin trajik sonuclananlarinda da ask karsiliklidir fakat engeller efsanevi boyutlara erisir Hagop ile Akabi arasindaki ask gunluk hayattan kaynaklanan engellerin gucu yuzunden umitsizdir Kendisi de bir Katolik oldugu halde mezhep ayriligindan kaynaklanan bu trajik ask hikayesinde Vartan Pasa nin taraf tutmadigi gorulmektedir Anlatiminda duz bir cizgiyi benimserken duygusal grafigi asama asama yukseltir Semsettin Sami nin 20 yil sonra yazilacak Ta assuk i Tal at ve Fitnat romaninda dahi bas kisi erkek kahraman Tal at iken Vartan Pasa nin bas kahramani kadin Akabi dir Roman karakterlerinin yasantilari davranislari tavirlari cok dikkatli bir sekilde yansitilir ve dogal halleriyle anlatilir Kasvetli sahnelerin ardindan eglenceli sahneleri getirerek ornegin Anna Dudu nun trajik hikayesinin arkasindan Istanbul da yazliktaki gezinti metnin tek yonlu olmamasini saglar Benzer sekilde Hagop Akabi askinin giderek huzunlu bir hal alan havasina karsilik gulunc gorgusuz cahil ve zengin Rupenig in Fulik e duydugu ask sadeligi icinde anlatilir Kullanilan Turkcenin cesnisi de dikkat cekicidir Akabi sana tarif idemem ne derece aci duyduk birbirimizden ayrildigimizde daha henuz rahatlige dusece ikan boylece ayrilmamiz zuhur itdikde kendumi telef itmek hic gozumde olmayacak idi eger seni dusunmemis olsam idim zira pek muskildir bir kimseye sevdiyinden ayrilmak bir daha gorebileceyine umidi olmayarak Notlar Ilk Turkce romanin ne oldugu tartismali bir konudur Akabi Hikayesi nden yaklasik 20 yil sonra yayimlanmis Taassuk i Talat ve Fitnat siklikla ilk Turkce roman olarak bahsedilir ancak bu statu de tartismalidir Kaynakca Milliyet 22 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ekim 2020 Dr Gonca Gokalp Hacettepe Universitesi The Millets and the Ottoman Language Osmanli tebasi Milletler ve Osmanlica Johann Strauss Die Welt des Islams New Ser Vol 35 Issue 2 Nov 1995 pp 189 249