Mustafa Yusuf oğlu Zarir (14. yüzyıl, Erzurum - 1350), 14. yüzyıl Azerbaycanlı şairi. Azerbaycan dil edebiyatının ilk gelişim döneminin temsilcilerinden biridir. Mustafa Zarir Suli Fagih gibi o da Anadolu edebiyat ekolünün temsilcisidir. M. Zarir sadece şair olarak değil, aynı zamanda tercüman olarak da görev yaptı. Fuat Köprülü, İsmail Hikmet Ertaylan, Nihad Sami Banarlı, Talat Onat ve diğer Türk bilim adamları, çeşitli çalışmalarında Mustafa Zarir'i "14. yüzyıl Azerbaycan yazarı" olarak adlandırmışlar ve şairin yarattığı sanat mirasının doğrudan doğruya Azerbaycan Türkçesinde defalarca belirtmişlerdir.
Mustafa Darîr | |
---|---|
Doğum | 14. yüzyıl Erzurum |
Meslek | Yazar, şair, çevirmen |
Şairin Siretün-Nabi adlı eseri, Türk dili edebiyatındaki ilk mövlüdname, yani Muhammed'in hayatı ve faaliyetlerini anlatan geniş çaplı destansı bir eserdir. Eser "Siyari-Zarir" ve "Siyar kitabı" adlarıyla da bilinmektedir.
Hayatı
Mustafa Zarir'in hayatı hakkında kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Zarir'in hayatı hakkında bilinen gerçekler kendi eserlerinde verdiği bilgilerle sınırlıdır. Şair, Arapçadan çevirdiği ünlü “Siret-ün-Nebi” adlı mevlidinin girişinde hayatı ve kişiliği hakkında bazı bilgiler vermektedir. Yazar burada kendisinden Mustafa ibn Yusuf ibn Ömer al-Zarir al-Arzan al-Rumi olarak bahseder ve “Futuh al-Sham ”da kendisinden Zarir-i Hakir Mustafa ibn Yusuf ibn Ömer al-Mawlawi ve Şeyh Zarir Abu Muhammad ibn Yusuf al-Arzan al-Rumi (Arzan al-Rumi Erzurumlu anlamına gelir) olarak bahseder. Böylece şairin asıl adının Mustafa, babasının adının Yusuf ve nisbesinin Erzurumi olduğu ortaya çıkmaktadır. “Futuh el-Şam ”daki adından şairin Mevlevi tarikatına mensup olduğu anlaşılmaktadır. Doğuştan kör olduğu için Zarir lakabını almıştır. Şiirlerinde bazen Zarir mahlasını, bazen de Türkçe karşılığı olan “Gözsüz” mahlasını kullanmıştır. Şair, İbn İshak'tan Türkçeye çevirdiği “Siret-ün-Nebi” adlı mevlidinde bundan birkaç kez bahseder. Örneğin:
"Ümidi budur bu Gözsüzin kim,
Ümidsiz eyleme ol Gözsüzini"
Mustafa Zarir'in Erzurum'da doğup büyüdüğü sanılmaktadır. Şiirlerini Azerbaycan Türkçesiyle yazmış olması da bunu kanıtlamaktadır. Fuat Köprülü, İsmail Hikmet Ertaylan, Nihad Sami Banarlı, Talat Onay gibi Türk akademisyenler çeşitli çalışmalarında Mustafa Zarir'den “14. yüzyıl Azerbaycan yazarı” olarak bahsetmiş ve onun yarattığı edebi mirasın doğrudan Azerbaycan Türkçesinde olduğunu defalarca belirtmişlerdir.
1377'de Mısır'a gidene kadar burada yaşamıştır. Mustafa Zarir'in ilk eğitimini Erzurum'da aldığı düşünülmektedir. Erzurum, 14. yüzyılda Ahmediye, Sultaniye, Yakutiye ve Hatuniye gibi önemli medreseleriyle önemli bir ilim ve kültür merkeziydi. Kendisine “Kadı Zarir” denildiği için Erzurum'da kadı olarak görev yaptığı tahmin edilmektedir. Ayrıca ünlü Hanefi alimi Ekmelüddin Muhammed el-Babarti, Zarir'i Mısır Sultanı ile tanıştırmıştır. Bayburtlu olan Babarti, 710/1310-786/1384 yılları arasında yaşamış ve ilk eğitimini memleketinde tamamlamıştır. Zarir, eğitimini Mısır'da Babarti'den almıştır. Babarti, Zarir ile aynı bölgede ve aynı dönemde yaşadığı için Zarir'in Babarti'yi önceden tanıdığı ve onun daveti üzerine Mısır'a gittiği düşünülmektedir. Dolayısıyla, ilk eğitim yıllarını birlikte geçirmiş olmaları muhtemeldir.
Zarir, güçlü hafızası sayesinde İslami ilimlerde, Arapça ve Farsça dillerinde uzmanlaşmıştır. Bu, yazdığı ve tercüme ettiği eserlerin kalitesinden de anlaşılmaktadır.
Mustafa Zarir evlenmiş ve çocuk sahibi olmuştur. Ebu Muhammed lakabını kullanması, çocuklarından birinin adının Muhammed olduğunu gösterir. Zarir, “Siretü'n-Nebi” adlı mesnevisinde Mısır'dan Anadolu'ya ailesiyle birlikte döndüğünden bahseder. Ancak şair, çocukları hakkında daha fazla bilgi vermemiştir.
Seyahatleri
Şairin “Siretü'n-Nebi” adlı mevlid şiirinin önsözünden, hicri 779 (miladi 1377) yılında Mısır'a gittiği anlaşılmaktadır. Amacı, orada iktidarda olan Türk Memlük hükümdarlarının gözüne girmekti. Ancak Mısır'a varışından iki yıl önce, 1377'de Mısır Sultanı Melik Eşref Şaban düşmanları tarafından öldürülmüş ve yerine oğlu Melik Mansur Ali ibn Şaban ibn Hüseyin geçmişti. M. Zarir, Melik Mansur Ali'nin sarayına girmeyi başardı ve onun toplantılarına katıldı. Bu toplantılar sırasında Zarir, sahabelerin, kralların ve emirlerin hayatlarını ve savaşlarını, ayrıca Suriye, Mısır ve Irak'ın fethiyle ilgili çeşitli tarihi hikâyeleri anlatırdı. Bu durum beş yıl boyunca devam etti.
1381'de Malik Mansur, Zarir'den İbn İshak'ın “Kitab Siret Rasul Allah ”ını tercüme etmesini istedi. Ancak eser tamamlanmadan önce, Zarir'in önsözde “merhum” olarak bahsettiği Sultan Melik Mansur Ali öldü. Şair, eseri “Siretü'n-Nebi” başlığı altında Arapçadan Türkçeye çevirmeye başladı. Yeni hükümdar Sultan Baruk, Türkçeyi resmi dil olarak kabul etti ve birçok eserin Türkçeye çevrilmesini emretti. Zarir'den çeviriyi bir an önce tamamlamasını istedi. Sonuç olarak, çeviri birkaç yıl sonra, 1388'de tamamlandı.
Mısır'daki isyanlar ve çatışmalar nedeniyle Sultan Baruk tahttan indirildi. Korumasız kaldığını fark eden Mustafa Zarir, ailesiyle birlikte 1388'de Mısır'dan İskenderiye'ye gitti ve ardından Anadolu'ya yelken açtı. Zarir, o dönemde Karamanoğulları hanedanının iktidarda olduğu Karaman şehrine yerleşti. Şairin neden Karaman'a gitmeyi tercih ettiği bilinmemekle birlikte, burada dört yıl yaşadığı doğrulanmaktadır. Şairin Karaman'da kaldığı süre boyunca Mevlevi tarikatına katıldığı düşünülmektedir.
1392-1293'te şair tekrar yolculuğa çıktı. O dönemde ailesiyle birlikte Karaman'dan Şam'a, oradan da Halep şehrine geldi. Burada Halep Emiri Çulpa'nın sohbetlerine katılıyor. Zarir Halep'te bulunduğu sırada Emir Çulpa'nın emriyle "Futuhuş-Şam" adlı eserini Türkçeye tercüme ederek 1393 yılında tamamladı. Son eseri olan "Yüz Hadis ve Yüz Hikâye"yi Emir Çulpan'a sunduğuna inanılıyor. Yazar, seyahatlerinin sebebinin eserlerini tanıtmak olduğunu vurgulamıştır.
Ölümü
Kaynaklarda Mustafa Zarir'in ölüm tarihi hakkında bilgi bulunmamaktadır. 790/1388 yılında Sıratun-Nabi'yi tamamladığında oldukça yaşlı olduğu kendi ifadelerinden anlaşılmaktadır. Şair Futuhuş-Şam eserini 1393 yılında tamamladı. Bu onun hakkında bildiğimiz son tarih. Zareer'in bundan sonra ne kadar süre yaşadığı, ne zaman ve nerede öldüğü belirlenemedi.
Faaliyeti
Mustafa Zarir'in dili halkın dilidir. Dilinin sadeliği, hoşluğu ve doğallığının yanı sıra üslubu da dikkat çekicidir. Özellikle padişah meclislerinde herkes tarafından ilgiyle dinlenen ve okunan nesirlerinde çok başarılı bir üslup kullanmıştır. Zarir, nesirlerinde halk tabirlerini ve hikâye anlatım tarzını kullanmayı da ihmal etmemiştir. Düzyazılarında az sayıda yabancı kelime kullanmasına rağmen şiirlerinde Arapça ve Farsça kökenli birçok kelimeye rastlamak mümkündür. Şiirlerinin dili düzyazılarına göre daha ağırdır. Mustafa Zarir'in kelime hazinesi son derece zengindir. Hem Türk hem de Azerbaycan edebiyatı araştırmalarında Azerbaycan edebiyatının bir temsilcisi olarak kabul edilmektedir. Doğu Anadolu'da yaşamış olmasına rağmen, dilinde Batı Oğuz Türkçesinin bazı unsurları da belirgindir. Kısacası Zarir'in hem çevirileri hem de “Yusuf ile Züleyha ”sı 14. yüzyıl edebi dilimizin temel özelliklerini bünyesinde barındırmaktadır.
Başlıca yapıtları
Kıssa-i Yusuf, konusunu Kur'an'dan alan ve Yusuf'un hayat hikâyesini anlatan bir eserdir. Yazılış tarihi bakımından bu eser Mustafa Zarir'in ilk eseridir. Zarir, eseri Mısır'a gitmeden önce 1366-1367 yıllarında Erzurum'da yazmıştır. Eser “Yusuf ile Züleyha” adıyla da bilinmektedir. Bilinen tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde 311 numarada kayıtlıdır. Şiir 2120 beyitten oluşmaktadır. Yazılış tarihi şiirin sonunda açıkça belirtilmiştir:
Ben, zayıf ve günahkâr fakir,
Bu eşsiz hikâyeyi anlattı.
Yedi yüz altmış sekizde,
Böylece, bu hikâyeyi anlattım.
“Fütüh üş-Şam” çevirisi Mustafa Zarir'in ikinci büyük eseridir. Eser, Ebu Abdullah Muhammed ibn Vakidi el-Medenî'nin “Fütuhu'ş-Şam” adlı eserinin tercümesidir. Konusu Şam ve çevresinin İslam ordusu tarafından fethidir. “Fütüh üş-Şam” tercümesi 3 ciltten oluşmaktadır. Şair eseri Mısır'da yaşarken yazmaya başlamış ve 1393 yılında Halep'te tamamlayarak Emir Çulpan'a sunmuştur. Eserin nüshaları aşağıdaki gibidir:
- Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi
- Fatih, Ayasofya ve Seraz bölümlerindeki Süleymaniye Kütüphanesi
- İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi
- Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi
- İngiliz Kütüphanesi
- “Bibliothèque Nationale” ve özel koleksiyonlarda bulunan kopyalar
Sîretü'n-Nebî, 8. yüzyılda yaşamış ünlü Arap bilgini İbn İshak'ın (?-767) “Kitab Siret Rasul Allah” adlı eserinin çevirisidir. İbn İshak'ın eserinin orijinali daha sonra kaybolmuş ve eser Iraklı âlim İbn Hişam (9. yüzyıl) tarafından hafızadan yeniden yazılmıştır. M. Zerir eseri Doğu Oğuz Türkçesine birebir değil, serbest bir şekilde çevirmiştir. Yani metin cümle cümle değil, okunduktan sonra hatırlanan ana öz ve içerik esas alınarak restore edilmiştir. Bu eser, Türk edebiyatında ilk mevlid, yani Muhammed'in hayatı ve faaliyetleriyle ilgili kapsamlı bir epik eserdir. Eser “Siyer-i Zerir” ve “Siyer Kitabı” adlarıyla da bilinmektedir. Şair bu eseriyle ün kazanmıştır. Eseri Azerbaycan Türkçesine çevirirken mensur bir mukaddime de yazmıştır. Bu girişte böyle bir eseri çevirme nedenini açıklamış ve otobiyografisiyle ilgili bazı önemli bilgiler vermiştir. Bu mukaddime aynı zamanda edebi ve resmi yazı tarihimizde günümüze kadar ulaşan Azerbaycan dilindeki ilk resmi-resmi nesir örneğidir. Eserdeki dil, anlatım, üslup akışı, sanatsal uyum ve sözcük-dilbilgisi nüansları “Kitabi-Dede Korkut”u hatırlatmaktadır. Aradaki fark, bu metnin dilinin “Dede Korkut ”a kıyasla bugün için daha anlaşılır ve kavranabilir olmasıdır.
“Siretü'n-Nebi ”de şiirsel pasajlar da vardır. Bunlar çoğunlukla tarci-band (nakarat şiiri) şeklindedir.
Eserin günümüze ulaşan nüshalarından bazıları şunlardır:
- Topkapı Sarayı Müzesi III. Murad'ın emriyle 6 cilt halinde yapılan minyatürün 1., 2. ve 6. ciltleri burada muhafaza edilmektedir. Eserin 3, 4 ve 5'inci ciltleri 465 minyatürle birlikte çalındı.
- New York Halk Kütüphanesi — Çalınan ciltlerin üçüncüsü burada Spencer koleksiyonunda bulunmuştur.
- Dublin Chester Beatty Kütüphanesi - yine çalınan ciltlerin 4'üncüsü burada saklanıyor.
- Türk-İslam Eserleri Müzesi'nde 4. cildin bir nüshası bulundu.
- Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi, Ankara Milli Kütüphane, Ankara Türk Dil Kurumu Kütüphanesi, Bursa Orhan Gazi Kütüphanesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, İstanbul İslam Eserleri Müzesi Kütüphanesi, İstanbul Millet Kütüphanesi, İstanbul Nuruosmaniye Kütüphanesi, İstanbul Selimiye Kütüphanesi, İstanbul Selim Ağa Kütüphanesi, İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Konya Mevlana Müzesi Kütüphanesi, İsmayil Hikmet Ertaylan'ın özel kütüphanesi, Avrupa'da birçok kütüphane ve özel koleksiyonda bulunan nüshalar.
“Yüz Hadis ve Yüz Hikâye” şairin son düzyazı eseridir. Zarir bu eseri Emir Çulpan'ın isteği üzerine yazmıştır. Eseri Fazlullah ibn Nasir al-Kavri al-Imadi'nin “Tohfat al-Makkiyya Akhbar al-Nabavi” adlı eserinden yararlanarak yazmıştır. İmadi'nin eseri 159 hadis ve ilgili hikâyelerden oluşmasına rağmen Zarir bunu 100 hadis ve 100 hikâyeye çevirmiş ve derlemiştir. Eserin en iyi yazma nüshası Türkiye Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde muhafaza edilmektedir. Ayrıca Süleymaniye Kütüphanesi'nde de üç nüshası bulunmaktadır. İyilik, güzellik ve doğruluk gibi değerlerin işlendiği hikâyeler, masallarda sıkça rastlanan bazı folklorik unsurları da içermektedir.
Kaynakça
- ^ . 9 Kasım 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2009.
- ^ "Alireza Asgharzadeh. In Search of a Global Soul: Azerbaijan and the Challenge of multiple İdentities. MERIA" (PDF). 22 Kasım 2008 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 25 Haziran 2009.
- ^ a b Erkan 1986, s. 4.
- ^ Karahan 2000, s. 107.
- ^ a b Karahan 2000, s. 108.
- ^ Karahan 2000, s. 110.
- ^ Babayev 2008, s. 94.
- ^ Erkan 1986, s. 6.
- ^ Xəlilov, Adilov 2006, s. 5.
- ^ a b Erkan 1986, s. 7.
- ^ Xəlilov, Adilov 2006, s. 6.
- ^ Babayev 2008, s. 96.
- ^ Xəlilov, Adilov 2006, s. 120.
- ^ Karahanlı 2000, s. 22.
- ^ Babayev 2008, s. 95-96.
- ^ Erkan 1986, s. 22-55.
- ^ Yıldırım, Yıldız 2001, s. 15.
Kaynak
- Yaqub Babayev. ANA DİLLİ AZƏRBAYCAN ƏDƏBİYYATININ TƏŞƏKKÜLÜ VƏ EPİK ŞEİRİN İNKİŞAFI (XIII-XIV ƏSRLƏR). Bakı: ADPU.
- Şaməddin Xəlilov, Məmməd Adilov. Mustafa Zərir. Yusif və Züleyxa (PDF). Bakı: Şərq-Qərb. ISBN . Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024.
- Leyla Karahan (2000). Erzurumlu Darîr’in Hayatı, Eserleri ve Türk Dili Tarihindeki Yeri. Erzurum: Erzurum Kalkınma Vakfı.
- Mustafa Erkan (1986). =Siretün-Nebi (Tercümetüz-Zarir) İnceleme-Metin. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
- Selahattin Yıldırım, Necdet Yılmaz (2001). Darîr Mustafa Efendi, Yüz Hadis Yüz Hikaye. İstanbul: Dâru’l-Hadis.
- Y. M. Babayev, XIII-XIV əsrlər Ana dilli ədəbiyyatımızın nümayəndələrindən M. Zərir və S. Fəqih, Bakı Universitetinin xəbərləri, 2008, No. 4.
Dış bağlantılar
- Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü'nde 6548
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Mustafa Yusuf oglu Zarir 14 yuzyil Erzurum 1350 14 yuzyil Azerbaycanli sairi Azerbaycan dil edebiyatinin ilk gelisim doneminin temsilcilerinden biridir Mustafa Zarir Suli Fagih gibi o da Anadolu edebiyat ekolunun temsilcisidir M Zarir sadece sair olarak degil ayni zamanda tercuman olarak da gorev yapti Fuat Koprulu Ismail Hikmet Ertaylan Nihad Sami Banarli Talat Onat ve diger Turk bilim adamlari cesitli calismalarinda Mustafa Zarir i 14 yuzyil Azerbaycan yazari olarak adlandirmislar ve sairin yarattigi sanat mirasinin dogrudan dogruya Azerbaycan Turkcesinde defalarca belirtmislerdir Mustafa DarirDogum14 yuzyil ErzurumMeslekYazar sair cevirmen Sairin Siretun Nabi adli eseri Turk dili edebiyatindaki ilk movludname yani Muhammed in hayati ve faaliyetlerini anlatan genis capli destansi bir eserdir Eser Siyari Zarir ve Siyar kitabi adlariyla da bilinmektedir HayatiMustafa Zarir in hayati hakkinda kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamaktadir Zarir in hayati hakkinda bilinen gercekler kendi eserlerinde verdigi bilgilerle sinirlidir Sair Arapcadan cevirdigi unlu Siret un Nebi adli mevlidinin girisinde hayati ve kisiligi hakkinda bazi bilgiler vermektedir Yazar burada kendisinden Mustafa ibn Yusuf ibn Omer al Zarir al Arzan al Rumi olarak bahseder ve Futuh al Sham da kendisinden Zarir i Hakir Mustafa ibn Yusuf ibn Omer al Mawlawi ve Seyh Zarir Abu Muhammad ibn Yusuf al Arzan al Rumi Arzan al Rumi Erzurumlu anlamina gelir olarak bahseder Boylece sairin asil adinin Mustafa babasinin adinin Yusuf ve nisbesinin Erzurumi oldugu ortaya cikmaktadir Futuh el Sam daki adindan sairin Mevlevi tarikatina mensup oldugu anlasilmaktadir Dogustan kor oldugu icin Zarir lakabini almistir Siirlerinde bazen Zarir mahlasini bazen de Turkce karsiligi olan Gozsuz mahlasini kullanmistir Sair Ibn Ishak tan Turkceye cevirdigi Siret un Nebi adli mevlidinde bundan birkac kez bahseder Ornegin Umidi budur bu Gozsuzin kim Umidsiz eyleme ol Gozsuzini Mustafa Zarir in Erzurum da dogup buyudugu sanilmaktadir Siirlerini Azerbaycan Turkcesiyle yazmis olmasi da bunu kanitlamaktadir Fuat Koprulu Ismail Hikmet Ertaylan Nihad Sami Banarli Talat Onay gibi Turk akademisyenler cesitli calismalarinda Mustafa Zarir den 14 yuzyil Azerbaycan yazari olarak bahsetmis ve onun yarattigi edebi mirasin dogrudan Azerbaycan Turkcesinde oldugunu defalarca belirtmislerdir 1377 de Misir a gidene kadar burada yasamistir Mustafa Zarir in ilk egitimini Erzurum da aldigi dusunulmektedir Erzurum 14 yuzyilda Ahmediye Sultaniye Yakutiye ve Hatuniye gibi onemli medreseleriyle onemli bir ilim ve kultur merkeziydi Kendisine Kadi Zarir denildigi icin Erzurum da kadi olarak gorev yaptigi tahmin edilmektedir Ayrica unlu Hanefi alimi Ekmeluddin Muhammed el Babarti Zarir i Misir Sultani ile tanistirmistir Bayburtlu olan Babarti 710 1310 786 1384 yillari arasinda yasamis ve ilk egitimini memleketinde tamamlamistir Zarir egitimini Misir da Babarti den almistir Babarti Zarir ile ayni bolgede ve ayni donemde yasadigi icin Zarir in Babarti yi onceden tanidigi ve onun daveti uzerine Misir a gittigi dusunulmektedir Dolayisiyla ilk egitim yillarini birlikte gecirmis olmalari muhtemeldir Zarir guclu hafizasi sayesinde Islami ilimlerde Arapca ve Farsca dillerinde uzmanlasmistir Bu yazdigi ve tercume ettigi eserlerin kalitesinden de anlasilmaktadir Mustafa Zarir evlenmis ve cocuk sahibi olmustur Ebu Muhammed lakabini kullanmasi cocuklarindan birinin adinin Muhammed oldugunu gosterir Zarir Siretu n Nebi adli mesnevisinde Misir dan Anadolu ya ailesiyle birlikte dondugunden bahseder Ancak sair cocuklari hakkinda daha fazla bilgi vermemistir Seyahatleri Sairin Siretu n Nebi adli mevlid siirinin onsozunden hicri 779 miladi 1377 yilinda Misir a gittigi anlasilmaktadir Amaci orada iktidarda olan Turk Memluk hukumdarlarinin gozune girmekti Ancak Misir a varisindan iki yil once 1377 de Misir Sultani Melik Esref Saban dusmanlari tarafindan oldurulmus ve yerine oglu Melik Mansur Ali ibn Saban ibn Huseyin gecmisti M Zarir Melik Mansur Ali nin sarayina girmeyi basardi ve onun toplantilarina katildi Bu toplantilar sirasinda Zarir sahabelerin krallarin ve emirlerin hayatlarini ve savaslarini ayrica Suriye Misir ve Irak in fethiyle ilgili cesitli tarihi hikayeleri anlatirdi Bu durum bes yil boyunca devam etti 1381 de Malik Mansur Zarir den Ibn Ishak in Kitab Siret Rasul Allah ini tercume etmesini istedi Ancak eser tamamlanmadan once Zarir in onsozde merhum olarak bahsettigi Sultan Melik Mansur Ali oldu Sair eseri Siretu n Nebi basligi altinda Arapcadan Turkceye cevirmeye basladi Yeni hukumdar Sultan Baruk Turkceyi resmi dil olarak kabul etti ve bircok eserin Turkceye cevrilmesini emretti Zarir den ceviriyi bir an once tamamlamasini istedi Sonuc olarak ceviri birkac yil sonra 1388 de tamamlandi Misir daki isyanlar ve catismalar nedeniyle Sultan Baruk tahttan indirildi Korumasiz kaldigini fark eden Mustafa Zarir ailesiyle birlikte 1388 de Misir dan Iskenderiye ye gitti ve ardindan Anadolu ya yelken acti Zarir o donemde Karamanogullari hanedaninin iktidarda oldugu Karaman sehrine yerlesti Sairin neden Karaman a gitmeyi tercih ettigi bilinmemekle birlikte burada dort yil yasadigi dogrulanmaktadir Sairin Karaman da kaldigi sure boyunca Mevlevi tarikatina katildigi dusunulmektedir 1392 1293 te sair tekrar yolculuga cikti O donemde ailesiyle birlikte Karaman dan Sam a oradan da Halep sehrine geldi Burada Halep Emiri Culpa nin sohbetlerine katiliyor Zarir Halep te bulundugu sirada Emir Culpa nin emriyle Futuhus Sam adli eserini Turkceye tercume ederek 1393 yilinda tamamladi Son eseri olan Yuz Hadis ve Yuz Hikaye yi Emir Culpan a sunduguna inaniliyor Yazar seyahatlerinin sebebinin eserlerini tanitmak oldugunu vurgulamistir OlumuKaynaklarda Mustafa Zarir in olum tarihi hakkinda bilgi bulunmamaktadir 790 1388 yilinda Siratun Nabi yi tamamladiginda oldukca yasli oldugu kendi ifadelerinden anlasilmaktadir Sair Futuhus Sam eserini 1393 yilinda tamamladi Bu onun hakkinda bildigimiz son tarih Zareer in bundan sonra ne kadar sure yasadigi ne zaman ve nerede oldugu belirlenemedi FaaliyetiMustafa Zarir in dili halkin dilidir Dilinin sadeligi hoslugu ve dogalliginin yani sira uslubu da dikkat cekicidir Ozellikle padisah meclislerinde herkes tarafindan ilgiyle dinlenen ve okunan nesirlerinde cok basarili bir uslup kullanmistir Zarir nesirlerinde halk tabirlerini ve hikaye anlatim tarzini kullanmayi da ihmal etmemistir Duzyazilarinda az sayida yabanci kelime kullanmasina ragmen siirlerinde Arapca ve Farsca kokenli bircok kelimeye rastlamak mumkundur Siirlerinin dili duzyazilarina gore daha agirdir Mustafa Zarir in kelime hazinesi son derece zengindir Hem Turk hem de Azerbaycan edebiyati arastirmalarinda Azerbaycan edebiyatinin bir temsilcisi olarak kabul edilmektedir Dogu Anadolu da yasamis olmasina ragmen dilinde Bati Oguz Turkcesinin bazi unsurlari da belirgindir Kisacasi Zarir in hem cevirileri hem de Yusuf ile Zuleyha si 14 yuzyil edebi dilimizin temel ozelliklerini bunyesinde barindirmaktadir Baslica yapitlariKissa i Yusuf konusunu Kur an dan alan ve Yusuf un hayat hikayesini anlatan bir eserdir Yazilis tarihi bakimindan bu eser Mustafa Zarir in ilk eseridir Zarir eseri Misir a gitmeden once 1366 1367 yillarinda Erzurum da yazmistir Eser Yusuf ile Zuleyha adiyla da bilinmektedir Bilinen tek nushasi Istanbul Universitesi Kutuphanesi nde 311 numarada kayitlidir Siir 2120 beyitten olusmaktadir Yazilis tarihi siirin sonunda acikca belirtilmistir Ben zayif ve gunahkar fakir Bu essiz hikayeyi anlatti Yedi yuz altmis sekizde Boylece bu hikayeyi anlattim Futuh us Sam cevirisi Mustafa Zarir in ikinci buyuk eseridir Eser Ebu Abdullah Muhammed ibn Vakidi el Medeni nin Futuhu s Sam adli eserinin tercumesidir Konusu Sam ve cevresinin Islam ordusu tarafindan fethidir Futuh us Sam tercumesi 3 ciltten olusmaktadir Sair eseri Misir da yasarken yazmaya baslamis ve 1393 yilinda Halep te tamamlayarak Emir Culpan a sunmustur Eserin nushalari asagidaki gibidir Cumhurbaskanligi Millet Kutuphanesi Fatih Ayasofya ve Seraz bolumlerindeki Suleymaniye Kutuphanesi Istanbul Universitesi Kutuphanesi Topkapi Sarayi Muzesi Kutuphanesi Ingiliz Kutuphanesi Bibliotheque Nationale ve ozel koleksiyonlarda bulunan kopyalar Siretu n Nebi 8 yuzyilda yasamis unlu Arap bilgini Ibn Ishak in 767 Kitab Siret Rasul Allah adli eserinin cevirisidir Ibn Ishak in eserinin orijinali daha sonra kaybolmus ve eser Irakli alim Ibn Hisam 9 yuzyil tarafindan hafizadan yeniden yazilmistir M Zerir eseri Dogu Oguz Turkcesine birebir degil serbest bir sekilde cevirmistir Yani metin cumle cumle degil okunduktan sonra hatirlanan ana oz ve icerik esas alinarak restore edilmistir Bu eser Turk edebiyatinda ilk mevlid yani Muhammed in hayati ve faaliyetleriyle ilgili kapsamli bir epik eserdir Eser Siyer i Zerir ve Siyer Kitabi adlariyla da bilinmektedir Sair bu eseriyle un kazanmistir Eseri Azerbaycan Turkcesine cevirirken mensur bir mukaddime de yazmistir Bu giriste boyle bir eseri cevirme nedenini aciklamis ve otobiyografisiyle ilgili bazi onemli bilgiler vermistir Bu mukaddime ayni zamanda edebi ve resmi yazi tarihimizde gunumuze kadar ulasan Azerbaycan dilindeki ilk resmi resmi nesir ornegidir Eserdeki dil anlatim uslup akisi sanatsal uyum ve sozcuk dilbilgisi nuanslari Kitabi Dede Korkut u hatirlatmaktadir Aradaki fark bu metnin dilinin Dede Korkut a kiyasla bugun icin daha anlasilir ve kavranabilir olmasidir Siretu n Nebi de siirsel pasajlar da vardir Bunlar cogunlukla tarci band nakarat siiri seklindedir Eserin gunumuze ulasan nushalarindan bazilari sunlardir Topkapi Sarayi Muzesi III Murad in emriyle 6 cilt halinde yapilan minyaturun 1 2 ve 6 ciltleri burada muhafaza edilmektedir Eserin 3 4 ve 5 inci ciltleri 465 minyaturle birlikte calindi New York Halk Kutuphanesi Calinan ciltlerin ucuncusu burada Spencer koleksiyonunda bulunmustur Dublin Chester Beatty Kutuphanesi yine calinan ciltlerin 4 uncusu burada saklaniyor Turk Islam Eserleri Muzesi nde 4 cildin bir nushasi bulundu Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Kutuphanesi Ankara Milli Kutuphane Ankara Turk Dil Kurumu Kutuphanesi Bursa Orhan Gazi Kutuphanesi Istanbul Arkeoloji Muzesi Istanbul Buyuksehir Belediyesi Ataturk Kitapligi Istanbul Islam Eserleri Muzesi Kutuphanesi Istanbul Millet Kutuphanesi Istanbul Nuruosmaniye Kutuphanesi Istanbul Selimiye Kutuphanesi Istanbul Selim Aga Kutuphanesi Istanbul Suleymaniye Kutuphanesi Istanbul Universitesi Kutuphanesi Konya Mevlana Muzesi Kutuphanesi Ismayil Hikmet Ertaylan in ozel kutuphanesi Avrupa da bircok kutuphane ve ozel koleksiyonda bulunan nushalar Yuz Hadis ve Yuz Hikaye sairin son duzyazi eseridir Zarir bu eseri Emir Culpan in istegi uzerine yazmistir Eseri Fazlullah ibn Nasir al Kavri al Imadi nin Tohfat al Makkiyya Akhbar al Nabavi adli eserinden yararlanarak yazmistir Imadi nin eseri 159 hadis ve ilgili hikayelerden olusmasina ragmen Zarir bunu 100 hadis ve 100 hikayeye cevirmis ve derlemistir Eserin en iyi yazma nushasi Turkiye Cumhurbaskanligi Millet Kutuphanesi nde muhafaza edilmektedir Ayrica Suleymaniye Kutuphanesi nde de uc nushasi bulunmaktadir Iyilik guzellik ve dogruluk gibi degerlerin islendigi hikayeler masallarda sikca rastlanan bazi folklorik unsurlari da icermektedir Kaynakca 9 Kasim 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Haziran 2009 Alireza Asgharzadeh In Search of a Global Soul Azerbaijan and the Challenge of multiple Identities MERIA PDF 22 Kasim 2008 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 25 Haziran 2009 a b Erkan 1986 s 4 Karahan 2000 s 107 a b Karahan 2000 s 108 Karahan 2000 s 110 Babayev 2008 s 94 Erkan 1986 s 6 Xelilov Adilov 2006 s 5 a b Erkan 1986 s 7 Xelilov Adilov 2006 s 6 Babayev 2008 s 96 Xelilov Adilov 2006 s 120 Karahanli 2000 s 22 Babayev 2008 s 95 96 Erkan 1986 s 22 55 Yildirim Yildiz 2001 s 15 KaynakYaqub Babayev ANA DILLI AZERBAYCAN EDEBIYYATININ TESEKKULU VE EPIK SEIRIN INKISAFI XIII XIV ESRLER Baki ADPU erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Sameddin Xelilov Memmed Adilov Mustafa Zerir Yusif ve Zuleyxa PDF Baki Serq Qerb ISBN 9952 34 016 8 Erisim tarihi 22 Mayis 2024 Leyla Karahan 2000 Erzurumlu Darir in Hayati Eserleri ve Turk Dili Tarihindeki Yeri Erzurum Erzurum Kalkinma Vakfi erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Mustafa Erkan 1986 Siretun Nebi Tercumetuz Zarir Inceleme Metin Ankara Ankara Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Selahattin Yildirim Necdet Yilmaz 2001 Darir Mustafa Efendi Yuz Hadis Yuz Hikaye Istanbul Daru l Hadis erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Y M Babayev XIII XIV esrler Ana dilli edebiyyatimizin numayendelerinden M Zerir ve S Feqih Baki Universitetinin xeberleri 2008 No 4 Dis baglantilarTurk Edebiyati Isimler Sozlugu nde 6548