Dünyanın büyüsünün bozulması (Almanca: Entzauberung der Welt), Avrupa düşünce tarihinde modernite çağında rasyonalizme ve pozitivizme doğru bir dönüşe işaret eden, kamusal yaşamın sekülerleşmesi ve mitolojiden arındırılması sürecidir. İlk olarak şair Friedrich Schiller tarafından ortaya atılan bu fenomen, Alman bilim insanı Max Weber'in çalışmaları sayesinde daha yaygın olarak tanındı.
İçeriği
Max Weber'e göre "dünyanın büyüsünün bozulması", antik çağlardan beri başlayan bilimsel çalışmaların sonucunda doğal fenomenlerin mistik, büyülü ve diğer dünyasal güçler aracılığıyla açıklanmasının reddedilmesiyle başlayan bir süreçtir. Bu “büyüsüzlüğün” doruk noktası, dinin dikkati dünyevi görevlerden dünyevi görevlere ve sorunlara kaydırdığı Protestanlık çağının gelişmesidir.
Bilimsel ilerleme, binlerce yıldır başımıza gelen entelektüelleşme sürecinin bir parçası ve dahası en önemli parçasıdır.
...artan entelektüelleşme ve rasyonalizasyon, kişinin var olması gereken yaşam koşulları hakkındaki bilgisinde bir artış anlamına gelmez. Bunun başka bir anlamı daha var: insanlar sadece istemek zorunda olduğunu biliyor ya da inanıyorlar ve her an tüm bunlar bilinebilir; sonuç olarak, prensipte burada açıklanamayacak gizemli güçler yoktur, aksine, prensipte her şeye hesaplama yoluyla hakim olunabilir. Bu, dünyanın büyüsünün bozulduğu anlamına gelir. Ruhları kazanmak veya boyun eğdirmek için, bu tür gizemli güçlerin var olduğu vahşilerin yaptığı gibi, artık sihirli araçlara başvurmak gerekli değildir. Artık her şey teknik araçlar ve hesaplama yardımı ile yapılıyor. Entelektüelleşme budur.
Çalışmalarında, Alman sosyolog Weber, bilimsel bilginin inançtan daha yüksek olduğu ve hayatta meydana gelen tüm süreçlerin, "dünyanın büyük, büyülü bir bahçe olarak kaldığı" geleneksel toplumun aksine rasyonel hedeflere ulaşmaya odaklandığı modern ve seküler bir Batı toplumunun özünü gösterdi.
Eleştiri
Max Weber, "dünyanın büyüsünün bozulması"nı olumlu değerlendirdi ve irrasyonel olanın ortadan kaldırılmasına yol açmaya başlayan ölçüm, kesin deney ve titiz matematiksel analize dayalı bilimin uzun vadeli sosyo-kültürel gelişme için gerekli bir ön koşul olarak gördü. Bununla birlikte, Alman sosyolog, dünyanın tamamen “büyüsü bozulmadığını” vurguladı, çünkü insanlar arasında, genel olarak geçici bir fenomen olarak değerlendirilen kutsallıktan arındırmayı kabul etmeyi reddedenler vardı.
Aynı zamanda, dünyanın “büyüsünü yitirdiği” için anlamını yitirdiğini kabul eden Max Weber, "Bir Meslek ve Meslek Olarak Bilim" adlı eserinde de belirttiği gibi anlamlı olacak ilerleme için çaba göstermeye çağırdı:
"İlerleme"nin teknik alanın ötesine geçen ve böylece ilerleme hizmetinin gerçekten bir anlamı olan bir meslek haline gelebilmesi için anlaşılabilir bir anlamı var mı? Böyle bir soru sorulmalıdır. Ancak artık sadece bilime kendini adayan bir kişi için bilimin bir meslek ve meslek olarak ne anlama geldiği sorusu olmaktan çıkacaktır. Bu ve başka bir soru: Bilimin tüm insanlığın yaşamındaki görevi nedir? değeri nedir?
Frankfurt Okulu temsilcilerine, özellikle Max Horkheimer ve Theodor W. Adorno'ya göre, "dünyanın büyüsünün bozulmasından" doğan Batı Avrupa rasyonalitesi, içsel olarak son derece diyalektiktir. Frankfurtçular, "Aydınlanma'nın kurbanı olan mitlerin bizzat kendisinin doğrudan ürünleri olduğuna" ikna olmuşlardır. Bu fikir, post-yapısalcılığın bir destekçisi olarak rasyonalist bilimciliğe keskin eleştirilerle çıkan ünlü Mitoloji kitabının yazarı Roland Barthes tarafından da desteklenmektedir.
Aynı zamanda, Frankfurt Okulu'nun yandaşları rasyonalitenin önemini tamamen inkâr etmezler. Weber, Batı kültürünün rasyonalitesine alternatifler görmediyse de Frankfurtçular, toplumdaki çeşitli rasyonalite türlerine ilişkin hoşgörü geliştirme ihtiyacını vurgulayarak kendilerine yeni rasyonalite türleri bulma görevini verdiler.
Amerikalı antropolog ve sosyolog Clifford Geertz'e göre, insanlara “sağlıklı” ve “rasyonelliği” belirlemede, aslında mantığın nesnel gereksinimlerinin ürünleri tarafından değil, belirli bir zamanda belirli bir yerde içkin olan kültür tarafından yönlendirilir. Böylece, "bilim" gibi bir sosyal olgunun Batı kültürünün gelişimi üzerinde önemli bir etkisi olduğunu belirtiyor. Ayrıca, “dünyanın büyüsünün bozulması” kavramının nesnellik ve evrensellik iddiasında bulunmadığını kanıtlamak için Weber'in kendisinden alıntı yapması da dikkate değerdir:
İnsan, kendisi tarafından örülmüş bir anlamlar ağında asılı duran bir hayvandır, ben kültürü bu ağ olarak ve onun analizini de anlam arayışıyla uğraşan bilimin eseri olarak alıyorum.
İngiliz sosyolog Anthony Giddens, Geertz'in bakış açısına katılarak, sosyoloji biliminin, özellikle de M. Weber tarafından, sosyoloji biliminin kültürel faktörü görmezden geldiğine işaret ederek, onu "geçmişin kalıntılarından" biri olarak nitelendirdi.
Ek olarak, bilimciliğin ve mantıksal pozitivizmin başarısızlığı, günümüzde giderek daha fazla kabul gören postmodernizm ve yapılandırmacılığın modern felsefi eğilimleri tarafından da kanıtlanmıştır; bu akımların temsilcileri, olup bitenlerin yorumlanmasının ve dünya görüşümüzün sosyal faktörler (dil, tarih, ırk, cinsiyet, sosyal tabaka, kültürde baskın olan ideoloji) tarafından koşullandırıldığını ve inşa edildiğini göstermeye çalışmaktadır. Bu nedenle, Avustralyalı-Amerikalı bilim insanı R. Walsh'a göre, bir dünya görüşü yalnızca "şeylerin gerçek durumunun" bir açıklaması değil, aynı zamanda bir inşa veya projeksiyondur. Yani mantıksal olarak bilimden çıktığı düşünülen hayal kırıklığına uğramış dünya görüşü, bir şekilde kültürel olarak belirlenmiş bir seçim olarak görülebilir. Özünde, bu, bilimle uyumlu, ancak kanıtlanmamış veya onun tarafından öngörülmemiş birkaç olası dünya görüşünden sadece biridir.
"Büyüsüzlüğün" kesin bilgiye ulaşılmasına katkıda bulunduğu fikri, Edward Said tarafından ünlü eseri "Oryantalizm"de de tartışıldı. Arap kökenli Amerikalı bir tarihçi ve kültürbilimci, eserinde, Batı bilimini manevi destek ve sömürgecilik politikasını haklı çıkarmakla suçlayarak Batı'nın Doğu hakkındaki fikirlerinin yanlışlığını gösterir.
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Ağustos 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 23 Kasım 2018 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 25 Ağustos 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Ağustos 2022.
- ^ []
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Ağustos 2022.
- ^ []
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dunyanin buyusunun bozulmasi Almanca Entzauberung der Welt Avrupa dusunce tarihinde modernite caginda rasyonalizme ve pozitivizme dogru bir donuse isaret eden kamusal yasamin sekulerlesmesi ve mitolojiden arindirilmasi surecidir Ilk olarak sair Friedrich Schiller tarafindan ortaya atilan bu fenomen Alman bilim insani Max Weber in calismalari sayesinde daha yaygin olarak tanindi IcerigiMax Weber e gore dunyanin buyusunun bozulmasi antik caglardan beri baslayan bilimsel calismalarin sonucunda dogal fenomenlerin mistik buyulu ve diger dunyasal gucler araciligiyla aciklanmasinin reddedilmesiyle baslayan bir surectir Bu buyusuzlugun doruk noktasi dinin dikkati dunyevi gorevlerden dunyevi gorevlere ve sorunlara kaydirdigi Protestanlik caginin gelismesidir Bilimsel ilerleme binlerce yildir basimiza gelen entelektuellesme surecinin bir parcasi ve dahasi en onemli parcasidir artan entelektuellesme ve rasyonalizasyon kisinin var olmasi gereken yasam kosullari hakkindaki bilgisinde bir artis anlamina gelmez Bunun baska bir anlami daha var insanlar sadece istemek zorunda oldugunu biliyor ya da inaniyorlar ve her an tum bunlar bilinebilir sonuc olarak prensipte burada aciklanamayacak gizemli gucler yoktur aksine prensipte her seye hesaplama yoluyla hakim olunabilir Bu dunyanin buyusunun bozuldugu anlamina gelir Ruhlari kazanmak veya boyun egdirmek icin bu tur gizemli guclerin var oldugu vahsilerin yaptigi gibi artik sihirli araclara basvurmak gerekli degildir Artik her sey teknik araclar ve hesaplama yardimi ile yapiliyor Entelektuellesme budur Calismalarinda Alman sosyolog Weber bilimsel bilginin inanctan daha yuksek oldugu ve hayatta meydana gelen tum sureclerin dunyanin buyuk buyulu bir bahce olarak kaldigi geleneksel toplumun aksine rasyonel hedeflere ulasmaya odaklandigi modern ve sekuler bir Bati toplumunun ozunu gosterdi ElestiriMax Weber dunyanin buyusunun bozulmasi ni olumlu degerlendirdi ve irrasyonel olanin ortadan kaldirilmasina yol acmaya baslayan olcum kesin deney ve titiz matematiksel analize dayali bilimin uzun vadeli sosyo kulturel gelisme icin gerekli bir on kosul olarak gordu Bununla birlikte Alman sosyolog dunyanin tamamen buyusu bozulmadigini vurguladi cunku insanlar arasinda genel olarak gecici bir fenomen olarak degerlendirilen kutsalliktan arindirmayi kabul etmeyi reddedenler vardi Ayni zamanda dunyanin buyusunu yitirdigi icin anlamini yitirdigini kabul eden Max Weber Bir Meslek ve Meslek Olarak Bilim adli eserinde de belirttigi gibi anlamli olacak ilerleme icin caba gostermeye cagirdi Ilerleme nin teknik alanin otesine gecen ve boylece ilerleme hizmetinin gercekten bir anlami olan bir meslek haline gelebilmesi icin anlasilabilir bir anlami var mi Boyle bir soru sorulmalidir Ancak artik sadece bilime kendini adayan bir kisi icin bilimin bir meslek ve meslek olarak ne anlama geldigi sorusu olmaktan cikacaktir Bu ve baska bir soru Bilimin tum insanligin yasamindaki gorevi nedir degeri nedir Frankfurt Okulu temsilcilerine ozellikle Max Horkheimer ve Theodor W Adorno ya gore dunyanin buyusunun bozulmasindan dogan Bati Avrupa rasyonalitesi icsel olarak son derece diyalektiktir Frankfurtcular Aydinlanma nin kurbani olan mitlerin bizzat kendisinin dogrudan urunleri olduguna ikna olmuslardir Bu fikir post yapisalciligin bir destekcisi olarak rasyonalist bilimcilige keskin elestirilerle cikan unlu Mitoloji kitabinin yazari Roland Barthes tarafindan da desteklenmektedir Ayni zamanda Frankfurt Okulu nun yandaslari rasyonalitenin onemini tamamen inkar etmezler Weber Bati kulturunun rasyonalitesine alternatifler gormediyse de Frankfurtcular toplumdaki cesitli rasyonalite turlerine iliskin hosgoru gelistirme ihtiyacini vurgulayarak kendilerine yeni rasyonalite turleri bulma gorevini verdiler Amerikali antropolog ve sosyolog Clifford Geertz e gore insanlara saglikli ve rasyonelligi belirlemede aslinda mantigin nesnel gereksinimlerinin urunleri tarafindan degil belirli bir zamanda belirli bir yerde ickin olan kultur tarafindan yonlendirilir Boylece bilim gibi bir sosyal olgunun Bati kulturunun gelisimi uzerinde onemli bir etkisi oldugunu belirtiyor Ayrica dunyanin buyusunun bozulmasi kavraminin nesnellik ve evrensellik iddiasinda bulunmadigini kanitlamak icin Weber in kendisinden alinti yapmasi da dikkate degerdir Insan kendisi tarafindan orulmus bir anlamlar aginda asili duran bir hayvandir ben kulturu bu ag olarak ve onun analizini de anlam arayisiyla ugrasan bilimin eseri olarak aliyorum Ingiliz sosyolog Anthony Giddens Geertz in bakis acisina katilarak sosyoloji biliminin ozellikle de M Weber tarafindan sosyoloji biliminin kulturel faktoru gormezden geldigine isaret ederek onu gecmisin kalintilarindan biri olarak nitelendirdi Ek olarak bilimciligin ve mantiksal pozitivizmin basarisizligi gunumuzde giderek daha fazla kabul goren postmodernizm ve yapilandirmaciligin modern felsefi egilimleri tarafindan da kanitlanmistir bu akimlarin temsilcileri olup bitenlerin yorumlanmasinin ve dunya gorusumuzun sosyal faktorler dil tarih irk cinsiyet sosyal tabaka kulturde baskin olan ideoloji tarafindan kosullandirildigini ve insa edildigini gostermeye calismaktadir Bu nedenle Avustralyali Amerikali bilim insani R Walsh a gore bir dunya gorusu yalnizca seylerin gercek durumunun bir aciklamasi degil ayni zamanda bir insa veya projeksiyondur Yani mantiksal olarak bilimden ciktigi dusunulen hayal kirikligina ugramis dunya gorusu bir sekilde kulturel olarak belirlenmis bir secim olarak gorulebilir Ozunde bu bilimle uyumlu ancak kanitlanmamis veya onun tarafindan ongorulmemis birkac olasi dunya gorusunden sadece biridir Buyusuzlugun kesin bilgiye ulasilmasina katkida bulundugu fikri Edward Said tarafindan unlu eseri Oryantalizm de de tartisildi Arap kokenli Amerikali bir tarihci ve kulturbilimci eserinde Bati bilimini manevi destek ve somurgecilik politikasini hakli cikarmakla suclayarak Bati nin Dogu hakkindaki fikirlerinin yanlisligini gosterir Kaynakca Arsivlenmis kopya 21 Temmuz 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Agustos 2022 Arsivlenmis kopya PDF 23 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 25 Agustos 2022 Arsivlenmis kopya 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Agustos 2022 yalin URL Arsivlenmis kopya 23 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Agustos 2022 yalin URL