Bu maddenin listelenen bazıları olmayabilir.Eylül 2009) () ( |
Emek gücü, Karl Marx tarafından tanımlanıp kullanılan önemli kavramlarından birisidir. Emek gücü, emek ile aynı anlama gelmez, aksine Marx ısrarla bunları birbirinden ayrıştırmaya çalışır.
Emek gücü, genel anlamda bir potansiyeli ifade eder ve insanın belli bir kullanım değeri üretirken harcadığı zihinsel ve fiziksel yeteneklerin bütününü anlatır. Ancak Marks'ın tanımlaması bu genellikte durmaz ve özel olarak, yani bir meta olarak emek gücünün ortaya çıkışını açıklar. Emek gücü, bu bağlamda, işçinin pazarda kapitalist işletmeci ile karşılaşması ve belirli bir ücret karşılığında alınıp satılan bir meta olmasıyla tanımlanır. Pazarda işçi ve patron, özgür bireyler olarak karşılaşırlar ve bu karşılaşmanın sonucunda biri emek gücünü satar öteki de satın alır. Ancak satılan tüm bir emek değildir; eğer öyle olsaydı der Marks, daha sonra satılacak bir şey kalmazdı. Yani işçi patrona emeğini degil emek gücünü satar; buna göre emek'in belirli bir anlamda satılan bölümü emek gücünü oluşturur diyebiliriz.
Bu anlamda bir potansiyel emek gücü, hem gerekli-ürünü hem de artı-ürünü üretmekte ve ürettigi artı-değere kapitalist tarafından el konulmaktadır. Bu kavramlar Marks'a göre hemen bütün sınıflı toplumlarda görülmektedir ancak, kapitalist toplumsal yapıya gelindiğinde temel değişimler olduğunu da belirtir. "" kapitalist toplumun temel yasasıdır ve burada emek gücü olarak bilinen şey artık bir meta'dır. Öteki metalar gibi alınır ve satılır.Marks'ın anladığı anlamda işçi demek, emek-gücünden başka satacak hiçbir şeyi kalmamış olan özgür bireyler demektir. Böylece paranın sermayeye dönüşmesi sürecinin koşulu da bu temelde açıklanmış olur. Potansiyel emek, emek gücü olarak alınıp satılan bir meta haline dönüşürken, para da sermaye haline gelir. Gerek para gerek emek kavramları ""nda da bulunmaktadırlar, ancak ne paranın sermayeye dönüşmesini ne de emek gücünün bir meta olması açıklanmaz bu kuramlarda. Marks bu kavramları dönüştürerek yeni içeriklerde kullanır ve böylece kapitalist ekonomik sistemin temel unsurlarını çözümlemenin olanağını bulur.
Marks Kapital'de söyle belirtir:
- Emek-gücü ya da emek kapasitesi sözünden, insanın, kendisinde bulunan ve hangi türden olursa olsun bir kullanım-değeri üretirken harcadığı ussal ve fiziksel yeteneklerin bütünü anlaşılmalıdır.
- Ama, bizim para sahibinin, meta olarak satışa çıkartılmış emek-gücü bulabilmesi için, önce çeşitli koşulların yerine getirilmiş olması gerekir. Meta değişiminin kendisi, kendi niteliğinden ileri gelenlerin dışında, bir bağımlılık ilişkisini gerektirmez. Bu varsayıma göre, emek-gücü, meta olarak piyasada, ancak, ona sahip olan kimsenin emek-gücünü bir meta olarak satışa sunması ya da satması halinde görülebilir. Bunu yapabilmesi için bu kimsenin, kendi emek-gücü üzerinde tasarrufta bulunabilmesi, emek kapasitesinin, yani kendi kişiliğinin kayıtsız şartsız sahibi olması gerekir. Emek sahibi ile para sahibi, pazarda karşı karşıya gelirler, eşit haklara sahip kimseler olarak temasa geçerler, aralarındaki tek fark birisinin satıcı, diğerinin alıcı olmasıdır; bu yönden yasalar karşısında her ikisi de eşittir. Bu ilişkinin sürekli olabilmesi için, emek-gücü sahibinin, bunu, yalnızca, belirli bir süre için satması gereklidir, çünkü eğer onu toptan ve süresiz satacak olursa, kendini satmış, kendini özgür bir insan olmaktan çıkartıp köleye, meta sahibi olmaktan çıkartıp meta haline dönüştürmüş olur. Emek-gücüne daima kendi öz malı, kendi metaı gözüyle bakması gerekir ve bunu da ancak, onu, alıcının emri altına geçici bir süre için, belirli bir zaman süresi için vermekle yapabilir. Ancak bu yolla, emek-gücü üzerindeki mülkiyet hakkından feragat etmemiş olur. Para sahibinin pazarda emek-gücünü meta olarak bulabilmesi için ikinci temel koşul şudur: emekçi, kendi emeğinin gerçekleştirdiği metaları satacak durumda olmayıp, kendi benliğinde var olan emek-gücünü bir meta olarak satışa sunmak zorunda kalmalıdır.
Devamında da şunları ekler:
- Paranın sermayeye çevrilebilmesi için, demek ki, para sahibinin özgür emekçi ile karşı karşıya gelmesi gerekir;bu, emekçinin iki anlamda özgür olması demektir: hem emek-gücünü kendi öz metaı gibi satabilecek durumda özgür bir insan olması gerekir, hem de satmak için elinde başka bir meta olmaması, emek-gücünü gerçekleştirmesi için gerekli her şeyden yoksun bulunması gerekir.
Kaynakça
- ^ Marx, Karl. "Kapital, I. Cilt". kurtuluscephesi.com. 2 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ekim 2015.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddenin listelenen kaynaklarindan bazilari guvenilir olmayabilir Lutfen daha iyi daha guvenilir kaynaklar arayarak bu maddeye yardimci olun Guvenilir olmayan kaynaklar sorgulanabilir veya silinebilir Eylul 2009 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Emek gucu Karl Marx tarafindan tanimlanip kullanilan onemli kavramlarindan birisidir Emek gucu emek ile ayni anlama gelmez aksine Marx israrla bunlari birbirinden ayristirmaya calisir Emek gucu genel anlamda bir potansiyeli ifade eder ve insanin belli bir kullanim degeri uretirken harcadigi zihinsel ve fiziksel yeteneklerin butununu anlatir Ancak Marks in tanimlamasi bu genellikte durmaz ve ozel olarak yani bir meta olarak emek gucunun ortaya cikisini aciklar Emek gucu bu baglamda iscinin pazarda kapitalist isletmeci ile karsilasmasi ve belirli bir ucret karsiliginda alinip satilan bir meta olmasiyla tanimlanir Pazarda isci ve patron ozgur bireyler olarak karsilasirlar ve bu karsilasmanin sonucunda biri emek gucunu satar oteki de satin alir Ancak satilan tum bir emek degildir eger oyle olsaydi der Marks daha sonra satilacak bir sey kalmazdi Yani isci patrona emegini degil emek gucunu satar buna gore emek in belirli bir anlamda satilan bolumu emek gucunu olusturur diyebiliriz Bu anlamda bir potansiyel emek gucu hem gerekli urunu hem de arti urunu uretmekte ve urettigi arti degere kapitalist tarafindan el konulmaktadir Bu kavramlar Marks a gore hemen butun sinifli toplumlarda gorulmektedir ancak kapitalist toplumsal yapiya gelindiginde temel degisimler oldugunu da belirtir kapitalist toplumun temel yasasidir ve burada emek gucu olarak bilinen sey artik bir meta dir Oteki metalar gibi alinir ve satilir Marks in anladigi anlamda isci demek emek gucunden baska satacak hicbir seyi kalmamis olan ozgur bireyler demektir Boylece paranin sermayeye donusmesi surecinin kosulu da bu temelde aciklanmis olur Potansiyel emek emek gucu olarak alinip satilan bir meta haline donusurken para da sermaye haline gelir Gerek para gerek emek kavramlari nda da bulunmaktadirlar ancak ne paranin sermayeye donusmesini ne de emek gucunun bir meta olmasi aciklanmaz bu kuramlarda Marks bu kavramlari donusturerek yeni iceriklerde kullanir ve boylece kapitalist ekonomik sistemin temel unsurlarini cozumlemenin olanagini bulur Marks Kapital de soyle belirtir Emek gucu ya da emek kapasitesi sozunden insanin kendisinde bulunan ve hangi turden olursa olsun bir kullanim degeri uretirken harcadigi ussal ve fiziksel yeteneklerin butunu anlasilmalidir dd Ama bizim para sahibinin meta olarak satisa cikartilmis emek gucu bulabilmesi icin once cesitli kosullarin yerine getirilmis olmasi gerekir Meta degisiminin kendisi kendi niteliginden ileri gelenlerin disinda bir bagimlilik iliskisini gerektirmez Bu varsayima gore emek gucu meta olarak piyasada ancak ona sahip olan kimsenin emek gucunu bir meta olarak satisa sunmasi ya da satmasi halinde gorulebilir Bunu yapabilmesi icin bu kimsenin kendi emek gucu uzerinde tasarrufta bulunabilmesi emek kapasitesinin yani kendi kisiliginin kayitsiz sartsiz sahibi olmasi gerekir Emek sahibi ile para sahibi pazarda karsi karsiya gelirler esit haklara sahip kimseler olarak temasa gecerler aralarindaki tek fark birisinin satici digerinin alici olmasidir bu yonden yasalar karsisinda her ikisi de esittir Bu iliskinin surekli olabilmesi icin emek gucu sahibinin bunu yalnizca belirli bir sure icin satmasi gereklidir cunku eger onu toptan ve suresiz satacak olursa kendini satmis kendini ozgur bir insan olmaktan cikartip koleye meta sahibi olmaktan cikartip meta haline donusturmus olur Emek gucune daima kendi oz mali kendi metai gozuyle bakmasi gerekir ve bunu da ancak onu alicinin emri altina gecici bir sure icin belirli bir zaman suresi icin vermekle yapabilir Ancak bu yolla emek gucu uzerindeki mulkiyet hakkindan feragat etmemis olur Para sahibinin pazarda emek gucunu meta olarak bulabilmesi icin ikinci temel kosul sudur emekci kendi emeginin gerceklestirdigi metalari satacak durumda olmayip kendi benliginde var olan emek gucunu bir meta olarak satisa sunmak zorunda kalmalidir dd Devaminda da sunlari ekler Paranin sermayeye cevrilebilmesi icin demek ki para sahibinin ozgur emekci ile karsi karsiya gelmesi gerekir bu emekcinin iki anlamda ozgur olmasi demektir hem emek gucunu kendi oz metai gibi satabilecek durumda ozgur bir insan olmasi gerekir hem de satmak icin elinde baska bir meta olmamasi emek gucunu gerceklestirmesi icin gerekli her seyden yoksun bulunmasi gerekir dd Kaynakca Marx Karl Kapital I Cilt kurtuluscephesi com 2 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Ekim 2015