Kanlıgeçit Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 500 metre güneyinde, Haydar Dere'nin iki yanında yer alan bir höyüktür. Aşağı Pınar Höyüğü'nün 300 metre kadar batısındadır. Demiryolu ve Haydar Dere tarafından üçe bölünen höyüğün bu parçaları Kanlıgeçit Kuzey, Kanlıgeçit Doğu ve Kanlıgeçit Güney olarak adlandırılmıştır. Kanlıgeçit Kuzey nekropol alanı olup yayvan bir tepe görünümümdedir.
Arkeolojik Höyük | |
Adı: | Kanlıgeçit Höyük |
il: | Kırklareli |
İlçe: | Merkez |
Köy: | Merkez |
Türü: | Höyük |
Tahribat: | |
Tescil durumu: | Tescilli |
Tescil No ve derece: | 787 |
Tescil tarihi: | 19.10.1990 |
Araştırma yöntemi: | Kazı |
Kazılar
Höyük ilk olarak 1981 yılında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından tespit edilmiştir. Kazılar 1994 yılından itibaren Mehmet Özdoğan ve H. Parzinger başkanlığında başlatılmıştır. Daha sonra Parzinger ekipten ayrılmış, kazılara Özdoğan başkanlık etmiştir. Kazı çalışmalarına 1999 yılında ara verilmiş olup 2004 yılında yeniden başlanmıştır.
Tabakalanma
- Kanlıgeçit Kuzey ve Doğu;
Erken Tunç Çağı'n tarihlenen akropol, iç kale, bunun içinde yukarı kent ve aşağı kent gün ışığına çıkarılmıştır. Bu tabakanın altında kutsal mekanların çevrildiği bir temenos duvarı içinde birden çok megaron tarzı yapı ve bir üst tabakadaki anıtsal sur kapısının önceki hali ona sur girişi bulunmaktadır. Bu tabakanın da altında Balkanlar Ezero-Sveti Krilovo Kültürlerine ait buluntular veren, şiddetli yangın izleri gösteren bir tabaka vardır.
- Kanlıgeçit Güney;
Aşağı kent sondajlarında Ezero buluntuları veren ince bir tabaka ardından ana toprağa ulaşılmıştır. Burada ana toprağa oyulmuş, Balkanlar'ın Geç Kalkolitik Çağ Pre-Cucuteni ve Gumelnita yapısı çanak çömlek buluntuları veren iki çukur ortaya çıkarılmıştır. Aşağı kent yerleşimi derenin altına doğru da devam etmektedir. Derenin yığdığı alüvyonun buradaki bir kısım yerleşimi örttüğü ortadadır. Bu durumda yerleşimin ne denli geniş bir alana yayıldığını anlamak için jeofizik çalışmalara gerek vardır. Ayrıca bu kesimde bir Helenistik Dönem yerleşmesi olduğu da anlaşılmaktadır.
Buluntular
Kanlıgeçit Höyüğü'nün 300 metre kadar doğusundaki Aşağı Pınar Höyüğü Kırklareli bölgesinin Neolitik Çağ'daki yerleşimidir. Bu yerleşim zaman içinde batı yönünde kayarak Erken Tunç Çağı'nda Kanlıgeçit Höyüğü'ne taşınmıştır. Bu bağlamda 2000'li yıllarda her iki höyükte yürütülen kazılar da birlikte ele alınan bir proje olarak çalışılmıştır.
Kanlıgeçit Kuzey kesimlerinde surla çevrili, akropol (yukarı kent) olarak tanımlanan bir kent ve bir kutsal alan olduğu düşünülen yapı ortaya çıkarılmıştır. Yaklaşık 65 metre çapındaki surla çevrili bir yerleşime, kesin olmamakla birlikte kuzeybatıdan anıtsal bir kapıdan giriş verilmiştir. Surun içinde, birbirlerinden yaklaşık 1,5 metre mesafeli, bütün bütün Anadolu özellikleri taşıyan üç megaron kazılmıştır. Duvar kalınlıkları 60 cm. olan bu megaron yapıların içinde çukur tabanlı ocaklar vardır. Megaronlardan birinin içinde küçük ateş çukurları ve sunaklar bulunmaktadır. Kuzeydeki megaron 14,9 x 6,3 metre, güneydeki ise 15,5 x 7,2 metre boyutlarındadır. Daha sonraki yıllarda 27,5 x 10,2 metre boyutlarında bir dördüncü megaron açığa çıkarılmıştır.
Değerlendirme
Kanlıgeçit yerleşiminde erken Tunç Çağı başında Balkanlar'ın Geç ile aynı özellikleri taşıyan küçük bir köy yerleşimi görünmektedir. Erken Tunç Çağı'nın III. evresinde, İç Batı Anadolu çıkışlı olduğu anlaşılan bir göçmen grubun, yerleşimi kendi geleneklerine göre yeniden düzenlemiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu, kesin olarak bir koloni yerleşimidir. Böylece yerleşim, yönetim ve tapınak yapılarıyla, aşağı kent ve sur duvarlarıyla kent özellikleri kazanmıştır. Bu kentteki megaron tipi yapılar Troya megaronlarıyla neredeyse aynıdır. Diğer yandan megaronlarda günlük yaşamı işaret eden küçük buluntuların ele geçmemiş olması, bu yapıların sadece dinsel amaçlı kullanıldığı şeklinde yorumlanmaktadır. Anıtsal kapı, Troya tarzından çok Anadolu tarzıdır. Kazı başkanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, bu koloni yerleşiminin, Yıldız Dağları'ndaki bakır yataklarını işletmek ya da yerel madencilerden aldıkları bakırı diğer bölgelere naklederek ticaretini yapmak amacıyla Anadolu'dan gelip yerleşen bir göçmen grupla ilişkilendirmektedir. Bu kolonileşmenin yaklaşık olarak MÖ 2400 civarında oluştuğu, MÖ 2100 – 2000 yılları civarında yerleşimin muhtemelen yakılarak yok edildiği tahmin edilmektedir. Sonuç olarak basit bir köy yerleşmesinden göç alarak kentleşmeye ve giderek bir şehir devleti olmaya giden aşamaları geçen bir yerleşme olduğu öne sürülmektedir. Höyükte MÖ 3. binyılın ikinci çeyreğinde başlayan yerleşmenin dal örgü dörtgen yapılarla temsil edildiği belirtilmektedir. Bunlar en alttaki 4. ve 3. tabakalardır ve Balkanlar'daki benzerleriyle çağdaştır. İkinci tabakada ise mimari gelenek değişmiş, Anadolu etkileri hakim olmuştur. Dal örgü tekniği mimari bırakılmış, önce kerpiç yapılar, daha sonra da taş temel üzerine megaron tarzı yapılar görülmüştür. Birinci tabakada ise yerleşimin bir surla çevrildiği görülür. İkinci ve birinci tabakalar Troya II ile yakın benzerlik gösterir. Anadolu tipi yerleşmenin Trakya içlerine yayılmasını temsil eder.
Tahribat durumu
Yerleşme demiryolu tarafından ikiye bölünerek kısmen tahrip edilmiştir.
Kaynakça
- ^ "TAY – Yerleşme Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Mayıs 2012.
- ^ a b c d e f g TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları
- ^ 29. Kazı Sonuçları Toplantısı (2007) Cilt 1, Sh.: 39
- ^ 31. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 363
- ^ Kırklareli Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü[]
- ^ 31. Kazı Sonuçları Toplantısı (2009) Cilt 2, Sh.: 359
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kanligecit Hoyugu Kirklareli Il merkezinin 500 metre guneyinde Haydar Dere nin iki yaninda yer alan bir hoyuktur Asagi Pinar Hoyugu nun 300 metre kadar batisindadir Demiryolu ve Haydar Dere tarafindan uce bolunen hoyugun bu parcalari Kanligecit Kuzey Kanligecit Dogu ve Kanligecit Guney olarak adlandirilmistir Kanligecit Kuzey nekropol alani olup yayvan bir tepe gorunumumdedir Arkeolojik HoyukAdi Kanligecit Hoyukil KirklareliIlce MerkezKoy MerkezTuru HoyukTahribat Tescil durumu TescilliTescil No ve derece 787Tescil tarihi 19 10 1990Arastirma yontemi KaziKazilarHoyuk ilk olarak 1981 yilinda Prof Dr Mehmet Ozdogan tarafindan tespit edilmistir Kazilar 1994 yilindan itibaren Mehmet Ozdogan ve H Parzinger baskanliginda baslatilmistir Daha sonra Parzinger ekipten ayrilmis kazilara Ozdogan baskanlik etmistir Kazi calismalarina 1999 yilinda ara verilmis olup 2004 yilinda yeniden baslanmistir TabakalanmaKanligecit Kuzey ve Dogu Erken Tunc Cagi n tarihlenen akropol ic kale bunun icinde yukari kent ve asagi kent gun isigina cikarilmistir Bu tabakanin altinda kutsal mekanlarin cevrildigi bir temenos duvari icinde birden cok megaron tarzi yapi ve bir ust tabakadaki anitsal sur kapisinin onceki hali ona sur girisi bulunmaktadir Bu tabakanin da altinda Balkanlar Ezero Sveti Krilovo Kulturlerine ait buluntular veren siddetli yangin izleri gosteren bir tabaka vardir Kanligecit Guney Asagi kent sondajlarinda Ezero buluntulari veren ince bir tabaka ardindan ana topraga ulasilmistir Burada ana topraga oyulmus Balkanlar in Gec Kalkolitik Cag Pre Cucuteni ve Gumelnita yapisi canak comlek buluntulari veren iki cukur ortaya cikarilmistir Asagi kent yerlesimi derenin altina dogru da devam etmektedir Derenin yigdigi aluvyonun buradaki bir kisim yerlesimi orttugu ortadadir Bu durumda yerlesimin ne denli genis bir alana yayildigini anlamak icin jeofizik calismalara gerek vardir Ayrica bu kesimde bir Helenistik Donem yerlesmesi oldugu da anlasilmaktadir BuluntularKanligecit Hoyugu nun 300 metre kadar dogusundaki Asagi Pinar Hoyugu Kirklareli bolgesinin Neolitik Cag daki yerlesimidir Bu yerlesim zaman icinde bati yonunde kayarak Erken Tunc Cagi nda Kanligecit Hoyugu ne tasinmistir Bu baglamda 2000 li yillarda her iki hoyukte yurutulen kazilar da birlikte ele alinan bir proje olarak calisilmistir Kanligecit Kuzey kesimlerinde surla cevrili akropol yukari kent olarak tanimlanan bir kent ve bir kutsal alan oldugu dusunulen yapi ortaya cikarilmistir Yaklasik 65 metre capindaki surla cevrili bir yerlesime kesin olmamakla birlikte kuzeybatidan anitsal bir kapidan giris verilmistir Surun icinde birbirlerinden yaklasik 1 5 metre mesafeli butun butun Anadolu ozellikleri tasiyan uc megaron kazilmistir Duvar kalinliklari 60 cm olan bu megaron yapilarin icinde cukur tabanli ocaklar vardir Megaronlardan birinin icinde kucuk ates cukurlari ve sunaklar bulunmaktadir Kuzeydeki megaron 14 9 x 6 3 metre guneydeki ise 15 5 x 7 2 metre boyutlarindadir Daha sonraki yillarda 27 5 x 10 2 metre boyutlarinda bir dorduncu megaron aciga cikarilmistir DegerlendirmeKanligecit yerlesiminde erken Tunc Cagi basinda Balkanlar in Gec ile ayni ozellikleri tasiyan kucuk bir koy yerlesimi gorunmektedir Erken Tunc Cagi nin III evresinde Ic Bati Anadolu cikisli oldugu anlasilan bir gocmen grubun yerlesimi kendi geleneklerine gore yeniden duzenlemis oldugu anlasilmaktadir Bu kesin olarak bir koloni yerlesimidir Boylece yerlesim yonetim ve tapinak yapilariyla asagi kent ve sur duvarlariyla kent ozellikleri kazanmistir Bu kentteki megaron tipi yapilar Troya megaronlariyla neredeyse aynidir Diger yandan megaronlarda gunluk yasami isaret eden kucuk buluntularin ele gecmemis olmasi bu yapilarin sadece dinsel amacli kullanildigi seklinde yorumlanmaktadir Anitsal kapi Troya tarzindan cok Anadolu tarzidir Kazi baskani Prof Dr Mehmet Ozdogan bu koloni yerlesiminin Yildiz Daglari ndaki bakir yataklarini isletmek ya da yerel madencilerden aldiklari bakiri diger bolgelere naklederek ticaretini yapmak amaciyla Anadolu dan gelip yerlesen bir gocmen grupla iliskilendirmektedir Bu kolonilesmenin yaklasik olarak MO 2400 civarinda olustugu MO 2100 2000 yillari civarinda yerlesimin muhtemelen yakilarak yok edildigi tahmin edilmektedir Sonuc olarak basit bir koy yerlesmesinden goc alarak kentlesmeye ve giderek bir sehir devleti olmaya giden asamalari gecen bir yerlesme oldugu one surulmektedir Hoyukte MO 3 binyilin ikinci ceyreginde baslayan yerlesmenin dal orgu dortgen yapilarla temsil edildigi belirtilmektedir Bunlar en alttaki 4 ve 3 tabakalardir ve Balkanlar daki benzerleriyle cagdastir Ikinci tabakada ise mimari gelenek degismis Anadolu etkileri hakim olmustur Dal orgu teknigi mimari birakilmis once kerpic yapilar daha sonra da tas temel uzerine megaron tarzi yapilar gorulmustur Birinci tabakada ise yerlesimin bir surla cevrildigi gorulur Ikinci ve birinci tabakalar Troya II ile yakin benzerlik gosterir Anadolu tipi yerlesmenin Trakya iclerine yayilmasini temsil eder Tahribat durumuYerlesme demiryolu tarafindan ikiye bolunerek kismen tahrip edilmistir Kaynakca TAY Yerlesme Ayrintilari 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Mayis 2012 a b c d e f g TAY Yerlesme Donem Ayrintilari 29 Kazi Sonuclari Toplantisi 2007 Cilt 1 Sh 39 31 Kazi Sonuclari Toplantisi Sh 363 Kirklareli Kultur ve Turizm Il Mudurlugu olu kirik baglanti 31 Kazi Sonuclari Toplantisi 2009 Cilt 2 Sh 359