Keder bir duygudur veya histir. Keder "Üzüntüden çok daha 'yoğun'dur... uzun vadeli bir durumu ima etmektedir". Aynı zamanda, "keder -mutsuzluk değil- bir dereceye kadar boyun eğmeyi akla getirir... bu da kedere kendine özgü saygınlık havasını vermektedir."
Üstelik "tutum açısından keder, üzüntü (kabul etme) ile sıkıntı (kabul etmeme) arasında olan bir durum olduğu söylenebilmektedir".
Kült
Romantizm, 1774 tarihli Genç Werther'in Acıları'na kadar uzanan ve Tennyson'ın " Anısına " adlı eseri gibi katkılarla 19. yüzyıla uzanan bir keder kültünün geliştiğine tanık olmuştur: "Ey Keder, benimle yaşar mısın/Rastgele bir metres değil, ama bir eş" - 1889'da Yeats'e kadar, hâlâ "yüksek yoldaşı keder rüyasını görüyordu". Her ne kadar " Romantik kahramanın keder kültü büyük ölçüde bir yapmacıklık meselesi olsa da",Jane Austen'in Marianne Dashwood aracılığıyla hicivli bir şekilde gösterdiği gibi, "kederi üzerine derin düşüncelere dalmakta... bu aşırı ıstıraplı" yine de ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.
Kısmen bir tepki olarak, 20. yüzyıl, William James'in uzun zaman önce gözlemlediği gibi, "kederli davranmanın aslında beni kederli yapabileceği" inancıyla kaplanmıştır. Kesinlikle "genel olarak 'duyguların sönümlenmesi' ile karakterize edilen modern duygusal kültürde... keder büyük ölçüde yerini daha hafif, daha az acı veren ve daha geçici bir kedere bırakmıştır". Günümüzün Werther'i büyük olasılıkla "Yapma Gordon" çağrısıyla karşılanacaktır. Hepimiz biliyoruz ki senin kederine benzer bir keder yok" çağrısıyla karşılanırken; herhangi bir geleneksel 'korkaklığın ve ölümün nerede olduğu sorusunun değeri', katılımcıların 'birbirlerinin kartlarının kasvetli arkalarına bakıp parlak renkli yüzlerini keşfetmeleriyle' karşılanacaktır. Belki de yalnızca Jung'cu gibi ara sıra altkültür hâlâ 'meşgul yetişkin insandan hayvan yaşamının acısını, tüm doğanın acısını, 'şeylerin gözyaşlarını' çağırmaya" çalışacaktı.
Geç modernlikte bu değişimi yalnızca yoğunlaşmıştır: 'postmodern, derin hoşnutsuzluktan... kederin uçurumundan ziyade insani komediye daha yakındır'.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Anna Wierzbicka, Emotions across Languages and Cultures (1999) p. 66
- ^ a b Wierzbicka, p. 66
- ^ In Memoriam (London 1851) p. 84
- ^ W. B. Yeats, The Poems (London 1983) p. 8
- ^ Lilian R. Furst, Romanticism in Perspective (1979) p. 102-3
- ^ Jane Austen, Sense and Sensibility (London 1932) p. 183 and p. 157
- ^ Jenefer Robinson, Deeper than Reason (2005) p. 82
- ^ Wierzbicka, p. 67
- ^ C. P. Snow, Last Things (Penguin 1974) p. 251
- ^ Günter Grass, The Meeting at Telgte (London 1981) p. 94
- ^ Robert Bly, Iron John (Dorset 1991) p. 239
- ^ Julia Kristeva, Black Sun (New York 1989) p. 258-9 and p. 3
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Keder bir duygudur veya histir Keder Uzuntuden cok daha yogun dur uzun vadeli bir durumu ima etmektedir Ayni zamanda keder mutsuzluk degil bir dereceye kadar boyun egmeyi akla getirir bu da kedere kendine ozgu sayginlik havasini vermektedir Keder Vincent van Gogh un cizimi 1882 Ustelik tutum acisindan keder uzuntu kabul etme ile sikinti kabul etmeme arasinda olan bir durum oldugu soylenebilmektedir KultRomantizm 1774 tarihli Genc Werther in Acilari na kadar uzanan ve Tennyson in Anisina adli eseri gibi katkilarla 19 yuzyila uzanan bir keder kultunun gelistigine tanik olmustur Ey Keder benimle yasar misin Rastgele bir metres degil ama bir es 1889 da Yeats e kadar hala yuksek yoldasi keder ruyasini goruyordu Her ne kadar Romantik kahramanin keder kultu buyuk olcude bir yapmaciklik meselesi olsa da Jane Austen in Marianne Dashwood araciligiyla hicivli bir sekilde gosterdigi gibi kederi uzerine derin dusuncelere dalmakta bu asiri istirapli yine de ciddi sonuclar dogurabilmektedir Kismen bir tepki olarak 20 yuzyil William James in uzun zaman once gozlemledigi gibi kederli davranmanin aslinda beni kederli yapabilecegi inanciyla kaplanmistir Kesinlikle genel olarak duygularin sonumlenmesi ile karakterize edilen modern duygusal kulturde keder buyuk olcude yerini daha hafif daha az aci veren ve daha gecici bir kedere birakmistir Gunumuzun Werther i buyuk olasilikla Yapma Gordon cagrisiyla karsilanacaktir Hepimiz biliyoruz ki senin kederine benzer bir keder yok cagrisiyla karsilanirken herhangi bir geleneksel korkakligin ve olumun nerede oldugu sorusunun degeri katilimcilarin birbirlerinin kartlarinin kasvetli arkalarina bakip parlak renkli yuzlerini kesfetmeleriyle karsilanacaktir Belki de yalnizca Jung cu gibi ara sira altkultur hala mesgul yetiskin insandan hayvan yasaminin acisini tum doganin acisini seylerin gozyaslarini cagirmaya calisacakti Gec modernlikte bu degisimi yalnizca yogunlasmistir postmodern derin hosnutsuzluktan kederin ucurumundan ziyade insani komediye daha yakindir Ayrica bakinizAzap PismanlikKaynakca Anna Wierzbicka Emotions across Languages and Cultures 1999 p 66 a b Wierzbicka p 66 In Memoriam London 1851 p 84 W B Yeats The Poems London 1983 p 8 Lilian R Furst Romanticism in Perspective 1979 p 102 3 Jane Austen Sense and Sensibility London 1932 p 183 and p 157 Jenefer Robinson Deeper than Reason 2005 p 82 Wierzbicka p 67 C P Snow Last Things Penguin 1974 p 251 Gunter Grass The Meeting at Telgte London 1981 p 94 Robert Bly Iron John Dorset 1991 p 239 Julia Kristeva Black Sun New York 1989 p 258 9 and p 3