Bu madde, uygun değildir.Mart 2009) ( |
Kefalet, hukuki işlem türleri yönünden bakıldığında, bir sözleşmedir. Kefalet güvence sağlama amacına yönelik sözleşmeler arasında yer alır.
Kefalet sözleşmesinin tarafları alacaklı ve kefildir. Başka bir deyişle, alacaklı ile kefil arasında kurulan kefalet sözleşmesine borçlu, yabancıdır: borçlu ile alacaklı arasındaki hukuki sözleşmeden farklı bir sözleşmedir. Ayrıca sözleşmenin meydana gelmesi için borçlunun izin ya da onayı da gerekli değildir.
Kefalet sözleşmesinin güvence sağladığı borç ilişkisi çeşitli kaynaklara bağlı olabilir. Gerçekten , , gibi bir sözleşme ilişkisinden doğabileceği gibi, bir haksız eylemden ya da sebepsiz zenginleşmeden de kaynaklanabilir.
Kefaletin en belirgin ve önemli özelliği, bu sözleşmeden doğan borcun nitelik taşmasıdır. Bu bağımlılık ortada geçerli başka bir borcun yani asıl borcun varlığını zorunlu kılar. Öyle ki, asıl borç söz konusu olmayınca geçerli bir kefalet sözleşmesi kurulamayacağı gibi, asıl borcun sona ermesiyle birlikte kefalet de kendiliğinden sona erer (Borçlar Kanunu, madde 485). Kefaletin güvence altına alınması, amaçlanan asıl borcun mukadderatına sıkı sıkıya bağlıdır.
Kefaletin ikinci bir özelliği de, tali (ikincil) olmasında kendisini gösterir. Bundan maksat, alacaklının kefile başvurmadan önce borçluya başvurup onu borcu ödemeye zorlaması yani hukuki yolla takip etmesi, ancak bundan bir sonuç alamaması halinde kefile başvurmasıdır.
Kefalet sözleşmesi ilke olarak karşılıksız (ivazsız) bir sözleşmedir. İstinaen karşılıklı da olabilir. Poliçe, bono gibi kıymetli evrak niteliği taşıyan ticari senetler üzerine yazılan kefalet beyanına Ticaret Hukukunda aval adı verilmektedir. Aval, Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiş bulunmaktadır.
Kefalet Sözleşmesinin unsurları
- Geçerli bir asıl borç ilişkisi: İlk olarak, yukarıda da değindiğimiz gibi, kefalet sözleşmesinin gerçekleştirilebilmesi için bir asıl borç ilişkisinin varlığı gereklidir. İleride doğacak borçlar için de kefalet sözleşmesi kurulabilir, yeter ki alacaklı kefile başvurduğu zaman asıl borç mevcut bulunsun (madde 485). Asıl borç ilişkisinin varlığı tek başına yeterli değildir. Ayrıca bu borç ilişkisinin geçerli bulunması yani sakat bir hukuki ilişki olmaması da gereklidir. Gerçekten yanılma, aldatma, korkutma gibi iradeyi bozan nedenlerle malül olan ya da hukuka, ahlaka aykırı bulunan veya yerine getirilmesi imkânsız, şekle aykırı olan geçersiz borç ilişkilerini güvence altına almak için kurulan kefalet sözleşmeleri de geçersiz olur (BK. m.485).
- Kefilin tam fiil ehliyetine sahip bulunması: Geçerli bir kefalet sözleşmesinden söz edebilmek için, kefilin tam fiil ehliyetine sahip bulunması gereklidir. Yani kefil ergin (reşit), sezgin (mümeyyiz) ve kısıtlanmamış (hacredilmemiş) olmalıdır. Kefalet sözleşmesi kuracak kişi tam ehliyetli değilse, bu sözleşmeyi kuramayacağı gibi, kanuni temsilcileri de (veli, vasi) onun adına kefalet sözleşmesi yapamaz.
- Kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması zorunluluğu: Geçerli bir kefalet sözleşmesinin meydana gelebilmesi için önemli bir husus da, sözleşmenin yazılı bir biçimde gerçekleştirilmesidir. Yazılı şekil şartı bir geçerlilik koşulu olduğundan, kefaletin varlığı diğer delillerle kanıtlansa dahi, yazılı bir sözleşme olmadığı sürece kefaletten söz edilemez.
- Borç miktarının sözleşmede yer alması zorunluluğu: Yazılı şekilde yapılması zorunlu olan kefalet sözleşmesinin içeriğinde ayrıca asıl borcun, borçlunun ve borcun miktarının Türk lirası olarak belirtilmesi de zorunludur. Buna uyulmadığı takdirde geçerli bir kefalet sözleşmesinden söz edilemez (BK. m. 484).
Kefalet çeşitleri
- 1) Adi (Olağan) kefalet: Taraflar aralarında anlaşarak, borçlunun borcu ifa etmemesi veya borcun ifasının imkânsız hale gelmesi durumunda, alacaklının kefile başvuracağını kararlaştırabilirler. Bu durumda adi (olağan) kefalet sözleşmesi kurulmuş olur.
Adi kefalette, alacaklı önce borçluya başvurmalıdır. Borçludan alacağını elde edemediği takdirde kefile başvurarak alacağının ödenmesini isteyebilir. Bu yolu izlemeyip, doğrudan doğruya kefile başvuran borçluya karşı, kefil borcu ödemeyi reddederek tartışma defi olarak nitelendirilen savunma aracını ileri sürebilir. Asıl borç için kefaletten önce veya onunla aynı zamanda da rehin tesis edilmiş ise, kefil, alacağın önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla karşılanmasını isteyebilir (BK. m. 486/II.c.1). Ne var ki, eğer borçlu iflas halindeyse ya da borçlunun iflası ilan olunmadıkça rehnin paraya çevrilmesi mümkün bulunmuyorsa, bu durumda kefil, değindiğimiz istemi ileri süremez (BK. m. 486/II.c.2).
Borçlar Kanunumuz, adi kefaleti 486. maddesinde düzenlemiş bulunmaktadır. Buna göre, alacaklının kefile başvurabilmesi, borçlunun iflas etmesine veya borçlu aleyhine yapılan icra takibatının alacaklının kusuru olmaksızın semeresiz kalmasına ya da borçlu aleyhine Türkiye'de takipte bulunmanın olanaksız hale gelmesine bağlıdır.
- 2) Birlikte kefalet: Bölünebilir bir borca, birden çok sayıda kefilin adi ya da zincirleme (müteselsil) tarzda kefil olmaları durumunda, birlikte kefaletten söz edebilir (BK. m. 488).
Birlikte kefalet, tanımdan da anlaşılabileceği gibi, "adi birlikte kefalet" ve "zincirleme (müteselsil) birlikte kefalet" olmak üzere ikiye ayrılır:
- a) Adi birlikte kefalet: Bu durumda birden fazla sayıda kefil, bölünebilir nitelikli borcun bir bölümü için kefil olmakta ve borç ödenmediği takdirde, kefillerden her biri kefil olduğu bölüm için adi kefil gibi, öteki kefillere ait bölümler içinde kefile kefil gibi sorumlu olmaktadırlar (BK. m. 488 c.1). Bu tür kefalette, kefil alacaklıya karşı bölme defini ileri sürerek, alacağın ancak kendi payına rastlayan miktarının kendisinden talep olunabileceğini, geri kalan bölümlerin diğer kefillerden istenmesini, iddia edebilir.
- b) Zincirleme (müteselsil) birlikte kefalet: Kefalet sözleşmesinin bu türünde kefiller ya kendi aralarında ya da asıl borçlu ile birlikte zincirleme sorumluluğu taahhüt ederler (BK. m. 488. c.2). Bu durumda kefiller ilke olarak bölme definden feragat etmiş sayılırlarsa da sözleşme ile bölme defini saklı tutabilirler. Kefiller bu tür kefalette de yukarıda belirttiğimiz tartışma definden yararlanırlar. Birlikte zincirleme kefillerden biri borcun tümünü ödediği takdirde kendisinin sorumlu olduğu bölümler için yaptığı ödemeleri elde etmek için diğer kefillere dönüp başvurabilir (rücu edebilir) (BK. m. 488/c.2.).
- 3) Zincirleme (müteselsil) Kefalet: Bu durumda kefil, borçlu ile birlikte "müşterek müteselsil borçlu" sıfatıyla borcun ifasını yüklenmektedir. Bu tür kefalette, alacaklı asıl borçluya müracaat etmeden doğrudan kefile başvurabilir. Bu durumda kefil, tartışma defini veya önce rehnin paraya çevrilmesi yolundaki hakkını ileri süremez (BK. m. 487).
Uygulamada zincirleme kefaletin varlığını gösteren değişik hukuki deyimlere yer verilmektedir. Gerçekten sözleşme kurulurken, genellikle tanımda yer verdiğimiz "müşterek müteselsil borçlu" deyiminden başka "müteselsil kefil", "müteselsil borçlu sıfatıyle taahhüt ve tekeffül", "Alacaklı dilerse önce bana başvurabilir", "borçluyla aynı oranda mes'ul olmak üzere" gibi ibarelere yer verilmektedir.
- 4) Kefile kefalet: Bu durumda kefile kefil denilen kişi alacaklıya karşı kefilin taahhüdünü temin etmektedir. Eşdeyişle, kefilin borçlu tarafından ifa olunmamış borcu ödememesi durumunda bunun ödenmesini yükümlenmektedir. (BK. m. 489/I.).
Bu sözleşme kefil ile alacaklı arasında yazılı şekle uygun olarak yapılır. Kefile kefilin önce kefile başvurulmasını isteme hakkı (tartışma defi) burada da mevcuttur.
Borcu ödemek zorunda kalan kefile kefil, asıl kefile dönüp başvurabilir (rücu edebilir).
- 5) Rücua kefalet: Kısa bir deyişle, alacaklıya ödemede bulunan, ancak borçludan ödediği meblağını alamayan kefile bir başkasının kefil olmasıdır (BK. m. 489/II.). Daha açık bir deyişle, bu tür kefalette rücu kefil, borcu ödemek zorunda kalan kefilin, ödediği borç için asıl borçluya dönüp başvurması (rücu etmesi) sonucu ondan ödediği bir miktarı elde edememesi durumunda bu miktarı kendisinin ödeyeceğini yükümlenmiş bulunmaktadır. Sözleşme rücua kefil ile kefil arasında yapılır. Burada da rücua kefil tartışma definden yararlanabilir. Yani kefile, önce asıl borçluya gitmesini ve ondan alacağını alamazsa o takdirde kendisinin ödemede bulunacağını ileri sürebilir.
Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumluluğu, borç asıl borçlu veya kefile kefalet durumunda kefil tarafından ödenmediği takdirde bu borcu ödeme yükümlülüğünden ibarettir.
Kefilin bağlı kılındığı sorumluluğun kapsamına gelince, kefil ilk önce asıl borçtan sorumludur. Bunun dışında kefil, borçlunun ödemede gecikmesi nedeniyle doğan müspet zarardan ve gecikme (temerrüd) faizinden de sorumludur. Buna karşılık, doktrinde kefilin cezai şarttan ve sözleşmeden dönme (fesih) nedeniyle doğan menfi zarardan sorumlu olmayacağı kabul edilmektedir.
Borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu aleyhine açılan davanın giderleriyle, icra takip masraflarını da kefil karşılamak durumundadır. Ancak, kefilin söz konusu kalemlerden sorumlu tutulabilmesi için, alacaklının dava ve takipleri önleme konusunda kendisini uyarması, ancak kefilin bu uyarıya kayıtsız kalması zorunludur (BK. m. 490/II.).
Bunlardan başka kefil, eğer sözleşmede ayrıca faiz kararlaştırılmışsa, bu faizlerden de sorumludur. Fakat kefilin sorumluluğu işlemekte olan faizlerle işlemiş bir yıllık faiz tutarıyla sınırlıdır (BK. m. 490/III.).
Hukuk öğretisinde tartışmalı olmakla birlikte, kefilin ödemekle yükümlü olacağı tüm kalemlerin toplam olarak kefalet senedinde gösterilen miktarı aşmaması gerekir.
Kefilin sorumlu olacağı en erken tarih asıl borcun vadesinin dolmasıdır. Asıl borç iflas nedeniyle daha önce istenebildiği takdirde dahi, kefilden ancak borcun vadesi geldiğinde ödemede bulunması istenebilir (BK. m. 491).
Kefilin hukuki durumu
- 1) Kefil ile alacaklı arasındaki ilişki: Kefil, borcu ödemesini isteyen alacaklıya karşı asıl borçluya ait defileri ileri sürebileceği gibi, bunun dışında kendisine ait bulunan ve ödemeden kaçınma hakkı veren defileri de başarıyla ileri sürebilir. Borçluya ait defilere örnek olarak, asıl borcun zaman aşımına uğradığı, borcun henüz muaccel olmadığı savunmaları belirtebilir. Kefile ait defiler meyanında, kefalet sözleşmesinin geçersiz olarak kurulduğu, kendisine süre tanındığı, kefalet borcunun muaccel olmadığı, savunmaları belirtilebilir (BK. m. 497/I ve II.).
Alacaklı, borçlunun iflası halinde, alacağını iflas masasına yazdırmak ve borçlunun iflasından kefili haberdar etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde bundan doğan zarar nedeniyle kefile başvuramaz (BK. m. 502I. Yine alacaklı borçludan aldığı rehni ve alacağın varlığını gösteren belgeleri kefilin zararına elden çıkartmama yükümü altındadır (BK. m. 500). Ayrıca alacaklının bunları borcu ödeyen kefile teslim etme yükümlülüğü de vardır (BK. m. 501/c2).
- 2) Kefil ile borçlu arasındaki ilişki: Kefil, alacaklıya borcu ödediğinde borçluya bu ödemeyi duyurmalıdır. Bu duyuru yapılmaz ve borçlu ikinci kez borcu öderse, kefil ödediği borç nedeniyle borçluya rücu edemez (BK. m. 498.) Kefil, BK.m. 503'te öngörülen bazı durumlarda, borçludan kendisine teminat vermesini ve eğer borç muaccel olmuşsa kendisini kefaletten kurtarmasını isteyebilir.
Kefil, alacaklıya ödediği borç nispetinde alacaklıya halef (ardıl) olur. Yani borçludan borcun kendisine ödenmesini isteyebilir. Kefil bu hakkından önceden vazgeçemez (BK. m. 496). Yukarıda belirtildiği gibi, kefil borcu ödediğini borçluya duyurmadığı takdirde ona rücu hakkını yitirir.
- I -) Asıl borcun sona ermesiyle : Kefalet, yukarıda belirtildiği gibi, bağımlı (fer'i) bir sözleşmedir. Bu nedenle kefaletin bağımlı olduğu asıl borç sona ererse kefalet sözleşmesi de ortadan kalkar.
- II -) Diğer Nedenlerle:
- a) Belirli süreli kefalette: Belirli süreli kefalette, sürenin dolmasından başlayarak bir ay içinde alacaklı alacağını almak için mahkemeye veya icraya başvurarak hakkını aramazsa ya da takibe uzun bir müddet ara verirse, kefil kefaletten kurtulur (BK. m. 493).
- b) Belirsiz süreli kefalette: Kefalet belirli olmayan bir süre için verilmişse asıl borcun muaccel olmasından başlayarak bir ay içinde kefilin alacaklıya başvurarak, alacağını mahkeme veya icra takibi yoluyla izlemesini ve bu izlemeyi kesintisiz sürdürmesini istemesi gerekir (BK. m. 494/I.) Alacağın vadesi, alacaklının borçluya yönelteceği bir ihbarla saptanacaksa, kefil kefalet verdiği tarihten bir yıl sonra bu ihbarın yapılmasını ve ihbar sonucu borç muaccel olduktan sonra bir ay içinde borçlunun alacaklı tarafından mahkeme veya icra takibi yoluyla kesintisiz izlenmesini talep edebilme hakkı yasaca öngörülmüş bulunmaktadır (BK. m. 494/II.) Aynı madde uyarınca alacaklı kefilin istemlerine uygun davranışlarda bulunmazsa, kefil kefaletten kurtulur.
- III -) Memur ve müstahdemlerle ilgili kefalette: Resmi bir memura belirsiz bir süre kefil olunursa, kefil üç yılın dolmasıyla ve bir yıl önceden kefaletin feshini ihbar edebilir. Aynı kural, bir müstahdeme belirsiz süre kefil olunması durumunda da uygulama alanı bulur (BK. m. 495).
Kaynakça
- ^ . TDV İslâm Ansiklopedisi. 22 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2023.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Mart 2009 Kefalet hukuki islem turleri yonunden bakildiginda bir sozlesmedir Kefalet guvence saglama amacina yonelik sozlesmeler arasinda yer alir Kefalet sozlesmesinin taraflari alacakli ve kefildir Baska bir deyisle alacakli ile kefil arasinda kurulan kefalet sozlesmesine borclu yabancidir borclu ile alacakli arasindaki hukuki sozlesmeden farkli bir sozlesmedir Ayrica sozlesmenin meydana gelmesi icin borclunun izin ya da onayi da gerekli degildir Kefalet sozlesmesinin guvence sagladigi borc iliskisi cesitli kaynaklara bagli olabilir Gercekten gibi bir sozlesme iliskisinden dogabilecegi gibi bir haksiz eylemden ya da sebepsiz zenginlesmeden de kaynaklanabilir Kefaletin en belirgin ve onemli ozelligi bu sozlesmeden dogan borcun nitelik tasmasidir Bu bagimlilik ortada gecerli baska bir borcun yani asil borcun varligini zorunlu kilar Oyle ki asil borc soz konusu olmayinca gecerli bir kefalet sozlesmesi kurulamayacagi gibi asil borcun sona ermesiyle birlikte kefalet de kendiliginden sona erer Borclar Kanunu madde 485 Kefaletin guvence altina alinmasi amaclanan asil borcun mukadderatina siki sikiya baglidir Kefaletin ikinci bir ozelligi de tali ikincil olmasinda kendisini gosterir Bundan maksat alacaklinin kefile basvurmadan once borcluya basvurup onu borcu odemeye zorlamasi yani hukuki yolla takip etmesi ancak bundan bir sonuc alamamasi halinde kefile basvurmasidir Kefalet sozlesmesi ilke olarak karsiliksiz ivazsiz bir sozlesmedir Istinaen karsilikli da olabilir Police bono gibi kiymetli evrak niteligi tasiyan ticari senetler uzerine yazilan kefalet beyanina Ticaret Hukukunda aval adi verilmektedir Aval Turk Ticaret Kanunu nda duzenlenmis bulunmaktadir Kefalet Sozlesmesinin unsurlariGecerli bir asil borc iliskisi Ilk olarak yukarida da degindigimiz gibi kefalet sozlesmesinin gerceklestirilebilmesi icin bir asil borc iliskisinin varligi gereklidir Ileride dogacak borclar icin de kefalet sozlesmesi kurulabilir yeter ki alacakli kefile basvurdugu zaman asil borc mevcut bulunsun madde 485 Asil borc iliskisinin varligi tek basina yeterli degildir Ayrica bu borc iliskisinin gecerli bulunmasi yani sakat bir hukuki iliski olmamasi da gereklidir Gercekten yanilma aldatma korkutma gibi iradeyi bozan nedenlerle malul olan ya da hukuka ahlaka aykiri bulunan veya yerine getirilmesi imkansiz sekle aykiri olan gecersiz borc iliskilerini guvence altina almak icin kurulan kefalet sozlesmeleri de gecersiz olur BK m 485 Kefilin tam fiil ehliyetine sahip bulunmasi Gecerli bir kefalet sozlesmesinden soz edebilmek icin kefilin tam fiil ehliyetine sahip bulunmasi gereklidir Yani kefil ergin resit sezgin mumeyyiz ve kisitlanmamis hacredilmemis olmalidir Kefalet sozlesmesi kuracak kisi tam ehliyetli degilse bu sozlesmeyi kuramayacagi gibi kanuni temsilcileri de veli vasi onun adina kefalet sozlesmesi yapamaz Kefalet sozlesmesinin yazili sekilde yapilmasi zorunlulugu Gecerli bir kefalet sozlesmesinin meydana gelebilmesi icin onemli bir husus da sozlesmenin yazili bir bicimde gerceklestirilmesidir Yazili sekil sarti bir gecerlilik kosulu oldugundan kefaletin varligi diger delillerle kanitlansa dahi yazili bir sozlesme olmadigi surece kefaletten soz edilemez Borc miktarinin sozlesmede yer almasi zorunlulugu Yazili sekilde yapilmasi zorunlu olan kefalet sozlesmesinin iceriginde ayrica asil borcun borclunun ve borcun miktarinin Turk lirasi olarak belirtilmesi de zorunludur Buna uyulmadigi takdirde gecerli bir kefalet sozlesmesinden soz edilemez BK m 484 Kefalet cesitleri1 Adi Olagan kefalet Taraflar aralarinda anlasarak borclunun borcu ifa etmemesi veya borcun ifasinin imkansiz hale gelmesi durumunda alacaklinin kefile basvuracagini kararlastirabilirler Bu durumda adi olagan kefalet sozlesmesi kurulmus olur Adi kefalette alacakli once borcluya basvurmalidir Borcludan alacagini elde edemedigi takdirde kefile basvurarak alacaginin odenmesini isteyebilir Bu yolu izlemeyip dogrudan dogruya kefile basvuran borcluya karsi kefil borcu odemeyi reddederek tartisma defi olarak nitelendirilen savunma aracini ileri surebilir Asil borc icin kefaletten once veya onunla ayni zamanda da rehin tesis edilmis ise kefil alacagin once rehnin paraya cevrilmesi yoluyla karsilanmasini isteyebilir BK m 486 II c 1 Ne var ki eger borclu iflas halindeyse ya da borclunun iflasi ilan olunmadikca rehnin paraya cevrilmesi mumkun bulunmuyorsa bu durumda kefil degindigimiz istemi ileri suremez BK m 486 II c 2 Borclar Kanunumuz adi kefaleti 486 maddesinde duzenlemis bulunmaktadir Buna gore alacaklinin kefile basvurabilmesi borclunun iflas etmesine veya borclu aleyhine yapilan icra takibatinin alacaklinin kusuru olmaksizin semeresiz kalmasina ya da borclu aleyhine Turkiye de takipte bulunmanin olanaksiz hale gelmesine baglidir 2 Birlikte kefalet Bolunebilir bir borca birden cok sayida kefilin adi ya da zincirleme muteselsil tarzda kefil olmalari durumunda birlikte kefaletten soz edebilir BK m 488 Birlikte kefalet tanimdan da anlasilabilecegi gibi adi birlikte kefalet ve zincirleme muteselsil birlikte kefalet olmak uzere ikiye ayrilir a Adi birlikte kefalet Bu durumda birden fazla sayida kefil bolunebilir nitelikli borcun bir bolumu icin kefil olmakta ve borc odenmedigi takdirde kefillerden her biri kefil oldugu bolum icin adi kefil gibi oteki kefillere ait bolumler icinde kefile kefil gibi sorumlu olmaktadirlar BK m 488 c 1 Bu tur kefalette kefil alacakliya karsi bolme defini ileri surerek alacagin ancak kendi payina rastlayan miktarinin kendisinden talep olunabilecegini geri kalan bolumlerin diger kefillerden istenmesini iddia edebilir b Zincirleme muteselsil birlikte kefalet Kefalet sozlesmesinin bu turunde kefiller ya kendi aralarinda ya da asil borclu ile birlikte zincirleme sorumlulugu taahhut ederler BK m 488 c 2 Bu durumda kefiller ilke olarak bolme definden feragat etmis sayilirlarsa da sozlesme ile bolme defini sakli tutabilirler Kefiller bu tur kefalette de yukarida belirttigimiz tartisma definden yararlanirlar Birlikte zincirleme kefillerden biri borcun tumunu odedigi takdirde kendisinin sorumlu oldugu bolumler icin yaptigi odemeleri elde etmek icin diger kefillere donup basvurabilir rucu edebilir BK m 488 c 2 3 Zincirleme muteselsil Kefalet Bu durumda kefil borclu ile birlikte musterek muteselsil borclu sifatiyla borcun ifasini yuklenmektedir Bu tur kefalette alacakli asil borcluya muracaat etmeden dogrudan kefile basvurabilir Bu durumda kefil tartisma defini veya once rehnin paraya cevrilmesi yolundaki hakkini ileri suremez BK m 487 Uygulamada zincirleme kefaletin varligini gosteren degisik hukuki deyimlere yer verilmektedir Gercekten sozlesme kurulurken genellikle tanimda yer verdigimiz musterek muteselsil borclu deyiminden baska muteselsil kefil muteselsil borclu sifatiyle taahhut ve tekefful Alacakli dilerse once bana basvurabilir borcluyla ayni oranda mes ul olmak uzere gibi ibarelere yer verilmektedir 4 Kefile kefalet Bu durumda kefile kefil denilen kisi alacakliya karsi kefilin taahhudunu temin etmektedir Esdeyisle kefilin borclu tarafindan ifa olunmamis borcu odememesi durumunda bunun odenmesini yukumlenmektedir BK m 489 I Bu sozlesme kefil ile alacakli arasinda yazili sekle uygun olarak yapilir Kefile kefilin once kefile basvurulmasini isteme hakki tartisma defi burada da mevcuttur Borcu odemek zorunda kalan kefile kefil asil kefile donup basvurabilir rucu edebilir 5 Rucua kefalet Kisa bir deyisle alacakliya odemede bulunan ancak borcludan odedigi meblagini alamayan kefile bir baskasinin kefil olmasidir BK m 489 II Daha acik bir deyisle bu tur kefalette rucu kefil borcu odemek zorunda kalan kefilin odedigi borc icin asil borcluya donup basvurmasi rucu etmesi sonucu ondan odedigi bir miktari elde edememesi durumunda bu miktari kendisinin odeyecegini yukumlenmis bulunmaktadir Sozlesme rucua kefil ile kefil arasinda yapilir Burada da rucua kefil tartisma definden yararlanabilir Yani kefile once asil borcluya gitmesini ve ondan alacagini alamazsa o takdirde kendisinin odemede bulunacagini ileri surebilir Kefalet sozlesmesinde kefilin sorumlulugu borc asil borclu veya kefile kefalet durumunda kefil tarafindan odenmedigi takdirde bu borcu odeme yukumlulugunden ibarettir Kefilin bagli kilindigi sorumlulugun kapsamina gelince kefil ilk once asil borctan sorumludur Bunun disinda kefil borclunun odemede gecikmesi nedeniyle dogan muspet zarardan ve gecikme temerrud faizinden de sorumludur Buna karsilik doktrinde kefilin cezai sarttan ve sozlesmeden donme fesih nedeniyle dogan menfi zarardan sorumlu olmayacagi kabul edilmektedir Borcun odenmemesi nedeniyle borclu aleyhine acilan davanin giderleriyle icra takip masraflarini da kefil karsilamak durumundadir Ancak kefilin soz konusu kalemlerden sorumlu tutulabilmesi icin alacaklinin dava ve takipleri onleme konusunda kendisini uyarmasi ancak kefilin bu uyariya kayitsiz kalmasi zorunludur BK m 490 II Bunlardan baska kefil eger sozlesmede ayrica faiz kararlastirilmissa bu faizlerden de sorumludur Fakat kefilin sorumlulugu islemekte olan faizlerle islemis bir yillik faiz tutariyla sinirlidir BK m 490 III Hukuk ogretisinde tartismali olmakla birlikte kefilin odemekle yukumlu olacagi tum kalemlerin toplam olarak kefalet senedinde gosterilen miktari asmamasi gerekir Kefilin sorumlu olacagi en erken tarih asil borcun vadesinin dolmasidir Asil borc iflas nedeniyle daha once istenebildigi takdirde dahi kefilden ancak borcun vadesi geldiginde odemede bulunmasi istenebilir BK m 491 Kefilin hukuki durumu1 Kefil ile alacakli arasindaki iliski Kefil borcu odemesini isteyen alacakliya karsi asil borcluya ait defileri ileri surebilecegi gibi bunun disinda kendisine ait bulunan ve odemeden kacinma hakki veren defileri de basariyla ileri surebilir Borcluya ait defilere ornek olarak asil borcun zaman asimina ugradigi borcun henuz muaccel olmadigi savunmalari belirtebilir Kefile ait defiler meyaninda kefalet sozlesmesinin gecersiz olarak kuruldugu kendisine sure tanindigi kefalet borcunun muaccel olmadigi savunmalari belirtilebilir BK m 497 I ve II Alacakli borclunun iflasi halinde alacagini iflas masasina yazdirmak ve borclunun iflasindan kefili haberdar etmekle yukumludur Aksi takdirde bundan dogan zarar nedeniyle kefile basvuramaz BK m 502I Yine alacakli borcludan aldigi rehni ve alacagin varligini gosteren belgeleri kefilin zararina elden cikartmama yukumu altindadir BK m 500 Ayrica alacaklinin bunlari borcu odeyen kefile teslim etme yukumlulugu de vardir BK m 501 c2 2 Kefil ile borclu arasindaki iliski Kefil alacakliya borcu odediginde borcluya bu odemeyi duyurmalidir Bu duyuru yapilmaz ve borclu ikinci kez borcu oderse kefil odedigi borc nedeniyle borcluya rucu edemez BK m 498 Kefil BK m 503 te ongorulen bazi durumlarda borcludan kendisine teminat vermesini ve eger borc muaccel olmussa kendisini kefaletten kurtarmasini isteyebilir Kefil alacakliya odedigi borc nispetinde alacakliya halef ardil olur Yani borcludan borcun kendisine odenmesini isteyebilir Kefil bu hakkindan onceden vazgecemez BK m 496 Yukarida belirtildigi gibi kefil borcu odedigini borcluya duyurmadigi takdirde ona rucu hakkini yitirir I Asil borcun sona ermesiyle Kefalet yukarida belirtildigi gibi bagimli fer i bir sozlesmedir Bu nedenle kefaletin bagimli oldugu asil borc sona ererse kefalet sozlesmesi de ortadan kalkar II Diger Nedenlerle a Belirli sureli kefalette Belirli sureli kefalette surenin dolmasindan baslayarak bir ay icinde alacakli alacagini almak icin mahkemeye veya icraya basvurarak hakkini aramazsa ya da takibe uzun bir muddet ara verirse kefil kefaletten kurtulur BK m 493 b Belirsiz sureli kefalette Kefalet belirli olmayan bir sure icin verilmisse asil borcun muaccel olmasindan baslayarak bir ay icinde kefilin alacakliya basvurarak alacagini mahkeme veya icra takibi yoluyla izlemesini ve bu izlemeyi kesintisiz surdurmesini istemesi gerekir BK m 494 I Alacagin vadesi alacaklinin borcluya yoneltecegi bir ihbarla saptanacaksa kefil kefalet verdigi tarihten bir yil sonra bu ihbarin yapilmasini ve ihbar sonucu borc muaccel olduktan sonra bir ay icinde borclunun alacakli tarafindan mahkeme veya icra takibi yoluyla kesintisiz izlenmesini talep edebilme hakki yasaca ongorulmus bulunmaktadir BK m 494 II Ayni madde uyarinca alacakli kefilin istemlerine uygun davranislarda bulunmazsa kefil kefaletten kurtulur III Memur ve mustahdemlerle ilgili kefalette Resmi bir memura belirsiz bir sure kefil olunursa kefil uc yilin dolmasiyla ve bir yil onceden kefaletin feshini ihbar edebilir Ayni kural bir mustahdeme belirsiz sure kefil olunmasi durumunda da uygulama alani bulur BK m 495 Kaynakca TDV Islam Ansiklopedisi 22 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Ocak 2023