Sovyetler Birliği'nde kolektivizasyon, Sovyetler Birliği'nde yürütülen kolektivizasyon politikaları. 1929 ve 1935 yılları arasında; kolektif çiftliklerde ve devlet çiftliklerinde toprak ve emeği güçlendirmek için yapılan çalışmalardır.
Kolektivizasyonun tarihî gelişimi
Stalin'in parti liderliğini yaptığı 1928-1929'da başlayan Kolektivizasyon temelde toprak sahiplerinden toprakların alınıp kolektifleştirilmesi fikrini içeriyordu. Böylelikle tarımda özel mülkiyetin yerini geniş ve ortak mülkiyet esasına dayalı tarım alanları alıyordu. Dönemin Sovyet yöneticileri sanayide olduğu kadar, tarımda da köklü bir yeniden yapılanmaya girişilmedikçe sanayileşmenin tehdit altında olduğu düşünülüyordu. Endüstriyel yöntemlerin tarıma uygulanmasıyla sanayide olduğu gibi tarımda da büyük bir atılım gerçekleşeceğine inanılıyordu. Tarımın sanayileşmesi kırsal ekonomide devrim yapmanın en kestirme yolu olarak görülüyordu. Makineler bir kez sabanların (bazı durumlarda kara sabanın) yerini alınca, hızla göz kamaştırıcı sonuçlar alınmaya başlayacaktı.
Kalhoza Katılımlar
1939 sonuna gelindiğinde kolhoz üyelerinin sayısı 29 milyondu, bu da çalışan nüfusun % 46,1'ine denk geliyordu. Bunlara, sovhozlarda (devlete ait tarım işletmeleri) ve benzer tarımsal işletmelerde çalışan 1.760.000 kişi ile Makine Traktör İstasyonlarında (MTS) görevli 530.000 çalışanı da eklememiz gerekir.
Sovyet tarımına etkileri
Sovyet görevlileri harman dövme aşamasına özel bir önem veriliyordu: Bu kritik aşamada, daha köylüler kendi paylarını almadan, devletin tahıl payını toplamak için devlet görevlileri ve özel ekipler gönderiliyordu. Beklenen hasadı değerlendirmek için oluşturulan özel komisyonlar piramidinin tutumu daha da sertti; bunlar, bir sonraki hasadın büyüklüğünü önceden "ilan etmek" ve köylüleri bu şişirilmiş tahminlere göre vergilendirmek için sık sık istatistik hilelerine başvuruyordu. Bütün bu etmenlere bir de Sovyet yönetiminin baskıcı tutumlarının eklenmesi çiftçinin toprağı dürüstçe işleme şevkini kırmış ve köylünün toprağa ve tarla işlerine olan doğal bağlılığının zayıflamasına, hatta yok olmasına yol açmıştır. Köylüler artık enerjilerinin büyük kısmını kendi küçük tarlalarına saklama eğilimindeydiler. Bunlar olmasa sadece köylüler değil ülkenin tamamı açlıktan kırılırdı. Küçük boyutlarına rağmen, bu tarlalar kırsal kesimin ve kentlerin beslenmesinde hayati bir rol oynadı. Köylülerin kendilerini bir sınıf, köylerini varlığını sürdürebilir cemaatler olarak korumak için ellerinde kalan tek şey buydu.
Yıllar sonra, Stalin sonrası dönem üretimi yeniden canlandırmayı amaçlayan pek çok reforma ve iyileşmeye rağmen, otuzlu yılların bu iradeci tarım politikasının mirası utandırıcı bir bedel ödetmeye devam ediyordu: Hâlâ önemli bir kırsal nüfusa sahip olmasına ve "kolektifler"in elindeki uçsuz bucaksız tarlalara ve traktör filolarına rağmen, ülke ABD'den tahıl ithal ediyordu.
Köyden Kente Göç
Çiftçiler üzerindeki bu baskıcı rejimin başta kentlerin "köyleşmesi" olmak üzere, aynı ölçüde belirleyici bir dizi başka sonucu oldu. İş arayan ya da kırsal kesimden kaçan köylülerin akını, kentlerin büyümesini rejim için büyük bir problem haline getirdi. Kentlere kaçış fiilen kitlesel bir kırsal göçtü. Kendilerini tehdit altında hissedenler için tedbir niteliğinde bir önlem ya da zorla uzak bölgelere gönderilenlerin uğradığı zulmün bir sonucuydu. Kentlere göç, yeni kurulan kolhoz sisteminin henüz mevsimlik görevlerini yerine getiremeyecek kadar zayıf olduğu bir dönemde gerçekleşti. Kentlere kaçanlar arasında binlerce traktör ve biçerdöver sürücüsü ile başka tarım uzmanları da vardı. Bunlar, hızlandırılmış eğitimlerini tamamladıktan sonra, hatta mesleki eğitimleri sırasında kentsel bir ortama kaçmayı tercih ettiler. Bu, insanların tutumlarını değiştirmek için maddi teşvikler kullanmanın iç çelişkisini yansıtıyordu: Devlet onları gidip tarlalarda çalışsınlar diye eğitiyor, ama onlar kente göçmeyi tercih ediyordu.
Toplumsal akışlarla ilgili veriler, kentlere ve kentlerin dışına doğru kaotik nüfus hareketleri, "kırsallaşan" kentleşme, kentsel yaşam tarzına ve zihniyetine damgasını vuran baraka kültürü, şantiyelerde ve kalhozlarda işgücüne uygulanan kötü muamele: Bütün bunlar, özellikle de sonuncusu, bir başka olgu daha göz önünde tutularak değerlendirilmelidir. Şantiyelerin ve işyerlerinin büyük miktarlarda işgücüne ihtiyaç duyduğu bir sırada, yetkilileri ve fabrika yöneticilerini çaresizlik içinde bırakan yüksek bir işgücü devir hızı gözleniyordu. İşçiler fabrikalarını terk ediyorlardı; bu, barış döneminde bile firar sayılan bir eylemdi. Çoğunlukla genç olan bu insanlar yerel yönetimin desteği ve göz yummasıyla gidip doğduktan köylere saklanıyorlardı. Üst düzey yetkilileri bu olguya ve firarlara karşı baskıları yoğunlaştırmaya iten aynı nedenler, özellikle kırsal kesimde yerel yetkilileri, kalhozlara ya da savhozlara katılmak için fabrikalarından ya da başka zahmetli işlerden kaçan gençleri barındırmaya yöneltti. Tekuçka sözcüğü ("işgücünün kendiliğinden hareketliliği" şeklinde çevrilebilir) özellikle ilk yıllarda yaşanan bu çok yönlü nüfus hareketlerinin boyutlarını özetlemeye yeter. Milyonlarca insan ülkeyi bir uçtan ötekine dolaşıyordu: Kentlere ya da büyük şantiyelere akm ediyor, ama bazen buralardan ayrılıyor; kırsal kesimden ve "gulak" olarak mülklerinden edilip sürülme tehdidinden kaçıyor; eğitim görmeye ya da yeni bir işe başlamaya gidiyor, sonra buraları aynı hızla terk ediyordu. Bu değişik tekuçka biçimleri, ülkenin dört bir yanında yollarda ya da trenlerde sürekli hareket halinde olan bir nüfusla, kontrol edilmesi güç, muazzam bir toplumsal hareketlilik yaratıyordu.
Göçlerin önünün alınamayacak kadar artması Sovey yönetimini bu durumu engelleyecek önlemler almaya itmiştir. Ülke içi pasaport ve prapiska (ikâmet izni almak için kentlerde karakollara kayıt yaptırma zorunluluğu) Sovyetlerin ülkede düzeni sağlamak için benimsediği yöntemlerden sadece ikisiydi. Rejim bir yandan her türlü idari ve baskıcı yönteme başvuruyor, öte yandan toplumsal ve ekonomik stratejiler deniyordu.
Kentler, özellikle de büyük kentler ne kadar ilkel olurlarsa olsunlar, köyden yeni gelmiş insanlar için muazzam karmaşık bir dünya oluşturuyordu. Bu iki dünya arasındaki karşıtlığı anlatmak için tek bir örnek vermek yeterlidir: Büyük kentlerde icra edilen meslek sayısı 45.000'e yakınken, kırsal kesimde bu sayı 120'ydi.
Kent yaşamının en aşikâr ve zor yanı olan yiyecek ve konut sıkıntısı, köylü göçmenlerin kentsel-sınai dünyada karşılaştıkları güçlükleri daha da ağırlaştıracak bir kriz durumuna işaret ediyordu. Köyde herkes evinin, hayvanlarının ve hemen hepsini şahsen tanıdığı komşularının tanıdık dünyasında yaşar ve bu tanıdıklık gerçek bir psikolojik ihtiyaç halini alır. Buna karşılık, kentlerin anonim kalabalığı tanım gereği kolayca düşman olarak algılanır. Daha önce bahsettiğimiz diğer özellikler uyumu daha da güçleştiriyordu. Ayrıca, o yıllarda Sovyet kentlerinde ağırlıkla gençler yaşıyordu ve buralara güvensizlik hâkimdi (kentlerde yaygın bir sorun oluşturan olguya "holiganizm" deniyordu). Ama bu, doğrudan köylerinden gelmiş gençlerin özümsenmesini kolaylaştırıyor ve bunlar büyüklerinin değerlerinden hızla uzaklaşıyordu.
Pek çok köylü için zor bir çevrenin tehditleriyle baş etmeninin tek yolu olabildiğince çok köy geleneğini korumaktı. Bu savunmacı tutum, Çarlık Rusyası'ndan miras kalan pek çok kentin kırsal karakterini tekrar canlandırarak, buralarda, Sovyet kentleşmesinin sürekli bir özelliği olarak kalan melez bir ortam ve yaşam tarzını yeniden yarattı. O halde, artık açıklık kazanmış olması gereken bir noktayı bir kez daha vurgulamamız gerekiyor: Stalin Rusyası 1941'de savaşa katıldığında, bu yola girmiş olsa bile, henüz önemli bir kentli sanayi ülkesi değildi. Modernleştirici devletinin biçimi de dâhil, sosyolojik ve kültürel pek çok açıdan kırsal geçmişinin bir uzantısıydı.
Kentsel çevre planlamasının ilkel olması, başlangıç aşamasında bu toplumsal istikrarsızlığın parçası ve önemli bir kaynağıydı. İstikrarın bir ölçüde sağlandığı sonraki yıllarda bile önemli bir sosyolojik özellik varlığını korudu: Kısmen kırsallaşmış kentlere ilaveten, Stalin döneminde nüfusun % 67'si hâlâ kırsal kesimde yaşıyordu ve MTS'lerin traktörlerine rağmen kırsal kesimdeki çalışan nüfusun önemli bir kısmı hâlâ sanayi öncesi koşullarda faaliyet gösteriyordu. Yaşam ortamları, esas olarak, bazen başka köylere komşu olan, ama çoğunlukla dağınık ve yalıtık, küçük veya orta büyüklükte köylerden oluşmaya devam ediyordu. Şüphesiz, çoğunluğu bazı step bölgelerinde ya da Kuzey Kafkasya'da olmak üzere daha büyük köyler vardı, ama bunların sayısı çok daha azdı. Dahası, diğer köylerle paylaştıkları özellikler, bunları büyük kentlerden kesin olarak ayırıyordu. Cemaat içi toplumsal ilişkiler sistemini yöneten komşuluk ağları, ekonomik faaliyetin mevsimsel ritmi ve batıl inançların çok güçlü olduğu son derece dindar bir kültür, kırsal nüfusun günlük yaşamı ve tutumu üzerinde güçlü bir etkiye sahipti.
Sonuçları
Kolektivizasyon büyük toprak sahiplerinden toprakların alınıp çiftçilere adil bir şekilde dağıtılmasını, tarımın devlet denetimindeki solhozlar aracılığıyla yapılım modernleştirilmesini ve kaynakların daha etkin biçimde kullanımını hedeflemişti. Ne var ki tarımın toplumsal yapısı ve üretim sistemi, işçilerin önceden mevcut bir fabrika ve iş sistemine dahil oldukları sanayiden çok farklıydı. Ayrıca bu muazzam ekonomik hamle tahıl tedarikinin giderek zorlaştığı bir sırada gerçekleşti. Tarımın üreticilerin rızasını almadan, zorlayıcı bir bürokratik kararla "yeniden yapılandırılması" muazzam bir köylü kitlesinin mülksüzleşmesiyle sonuçlandı. Bu politikanın öngörülmeyen sonuçları Sovyet tarımı ve devleti üzerinde son güne kadar ağırlığını hissettirmiştir.
Sovyet tarımı, kontrolden çıkan bir modernleştirme girişiminin dramatik bir örneğidir. Devlet kendisine, bütün tarımı tepeden yönetme görevini yüklemiş, halkın büyük bölümü - köylülük- üretim görevlerini ayaklarını sürüyerek yerine getirmiştir. Ve bu bile, kontrol, teşvik ve baskıyı bir arada kullanan dev bir mekanizmanın baskısıyla sağlanabilmiştir.
Yine de, Sovyet tarımının bir üretim tarzı olarak yazgısı ne olursa olsun, bu yeni tarım yöntemleri Rusya'nın toplumsal manzarasında tarihsel bir dönüşüme yol açan süreçleri hızlandırmıştır. Bin yıllık bir kırsal geçmişten yeni bir çağa geçiş yolunda büyük adımlar atılmış, Sınai-kentsel bileşen bütün hızıyla ilerlemiş, kırsal bileşen ise durgunluğa ve çalkantılara rağmen ağırlığını korumuştur.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sovyetler Birligi nde kolektivizasyon Sovyetler Birligi nde yurutulen kolektivizasyon politikalari 1929 ve 1935 yillari arasinda kolektif ciftliklerde ve devlet ciftliklerinde toprak ve emegi guclendirmek icin yapilan calismalardir Kolektivizasyonun tarihi gelisimiStalin in parti liderligini yaptigi 1928 1929 da baslayan Kolektivizasyon temelde toprak sahiplerinden topraklarin alinip kolektiflestirilmesi fikrini iceriyordu Boylelikle tarimda ozel mulkiyetin yerini genis ve ortak mulkiyet esasina dayali tarim alanlari aliyordu Donemin Sovyet yoneticileri sanayide oldugu kadar tarimda da koklu bir yeniden yapilanmaya girisilmedikce sanayilesmenin tehdit altinda oldugu dusunuluyordu Endustriyel yontemlerin tarima uygulanmasiyla sanayide oldugu gibi tarimda da buyuk bir atilim gerceklesecegine inaniliyordu Tarimin sanayilesmesi kirsal ekonomide devrim yapmanin en kestirme yolu olarak goruluyordu Maki neler bir kez sabanlarin bazi durumlarda kara sabanin yerini alinca hizla goz kamastirici sonuclar alinmaya baslayacakti Kalhoza Katilimlar 1939 sonuna gelindiginde kolhoz uyelerinin sayisi 29 milyondu bu da calisan nufusun 46 1 ine denk geliyordu Bunlara sovhozlarda devlete ait tarim isletmeleri ve benzer tarimsal isletmelerde calisan 1 760 000 kisi ile Makine Traktor Istasyonlarinda MTS gorevli 530 000 cali sani da eklememiz gerekir Sovyet tarimina etkileri Sovyet gorevlileri harman dovme asamasina ozel bir onem veriliyordu Bu kritik asamada daha koyluler kendi paylarini almadan devletin tahil payini toplamak icin devlet gorevlileri ve ozel ekipler gonderiliyordu Beklenen hasadi degerlendirmek icin olusturulan ozel komisyonlar piramidinin tutumu daha da sertti bunlar bir sonraki hasadin buyuklugunu onceden ilan etmek ve koyluleri bu sisirilmis tahminlere gore vergilendir mek icin sik sik istatistik hilelerine basvuruyordu Butun bu etmenlere bir de Sovyet yonetiminin baskici tutumlarinin eklenmesi ciftcinin topragi durustce isleme sevkini kirmis ve koylunun topraga ve tarla islerine olan dogal bagliliginin zayiflamasina hatta yok olmasina yol acmistir Koyluler artik enerjilerinin buyuk kismini kendi kucuk tarlalarina saklama egilimindeydiler Bunlar olmasa sadece koyluler degil ulkenin tamami acliktan kirilirdi Kucuk boyutlarina ragmen bu tarlalar kirsal kesimin ve kentlerin beslenmesinde hayati bir rol oynadi Koylulerin kendilerini bir sinif koylerini varligini sur durebilir cemaatler olarak korumak icin ellerinde kalan tek sey buydu Yillar sonra Stalin sonrasi donem uretimi yeniden canlandirmayi amaclayan pek cok reforma ve iyilesmeye ragmen otuzlu yillarin bu iradeci tarim politikasinin mirasi utandirici bir bedel odetmeye devam ediyordu Hala onemli bir kirsal nufusa sahip olmasina ve kolektifler in elindeki ucsuz bucaksiz tarlalara ve traktor filolarina ragmen ulke ABD den tahil ithal ediyordu Vladimir Krikhatsky nin Ilk Traktor tablosu SSCB deki Kolektivizasyona atifta bulunuyor Koyden Kente Goc Ciftciler uzerindeki bu baskici rejimin basta kentlerin koylesmesi olmak uzere ayni olcude belirleyici bir dizi baska sonucu oldu Is arayan ya da kirsal kesimden kacan koylulerin akini kentlerin buyumesini rejim icin buyuk bir problem haline getirdi Kentlere kacis fiilen kitlesel bir kirsal goctu Kendileri ni tehdit altinda hissedenler icin tedbir niteliginde bir onlem ya da zorla uzak bolgelere gonderilenlerin ugradigi zulmun bir sonucuydu Kentlere goc yeni kurulan kolhoz sisteminin henuz mevsimlik gorevlerini yerine getiremeyecek kadar zayif oldugu bir donemde gerceklesti Kentlere kacanlar arasinda binlerce traktor ve bicerdover surucusu ile baska tarim uzmanlari da vardi Bunlar hizlan dirilmis egitimlerini tamamladiktan sonra hatta mesleki egitimleri sirasinda kentsel bir ortama kacmayi tercih ettiler Bu insanlarin tutumlarini degistirmek icin maddi tesvikler kullanmanin ic celiskisini yansitiyordu Devlet onlari gidip tarlalarda calissinlar diye egitiyor ama onlar kente gocmeyi tercih ediyordu Toplumsal akislarla ilgili veriler kentlere ve kentlerin disi na dogru kaotik nufus hareketleri kirsallasan kentlesme kentsel yasam tarzina ve zihniyetine damgasini vuran baraka kulturu santiyelerde ve kalhozlarda isgucune uygulanan kotu muamele Butun bunlar ozellikle de sonuncusu bir baska olgu daha goz onunde tutularak degerlendirilmelidir Santiye lerin ve isyerlerinin buyuk miktarlarda isgucune ihtiyac duydugu bir sirada yetkilileri ve fabrika yoneticilerini caresizlik icinde birakan yuksek bir isgucu devir hizi gozleniyordu Isci ler fabrikalarini terk ediyorlardi bu baris doneminde bile firar sayilan bir eylemdi Cogunlukla genc olan bu insanlar yerel yonetimin destegi ve goz yummasiyla gidip dogduktan koylere saklaniyorlardi Ust duzey yetkilileri bu olguya ve firarlara karsi baskilari yogunlastirmaya iten ayni nedenler ozellikle kirsal kesimde yerel yetkilileri kalhozlara ya da savhozlara katilmak icin fabrikalarindan ya da baska zahmetli islerden kacan gencleri barindirmaya yoneltti Tekucka sozcugu isgucunun kendiliginden hareketliligi seklinde cevrilebilir ozellikle ilk yillarda yasanan bu cok yonlu nufus hareketlerinin boyutlarini ozetlemeye yeter Milyon larca insan ulkeyi bir uctan otekine dolasiyordu Kentlere ya da buyuk santiyelere akm ediyor ama bazen buralardan ayriliyor kirsal kesimden ve gulak olarak mulklerinden edilip surulme tehdidinden kaciyor egitim gormeye ya da yeni bir ise baslamaya gidiyor sonra buralari ayni hizla terk ediyordu Bu degisik tekucka bicimleri ulkenin dort bir yaninda yollarda ya da trenlerde surekli hareket halinde olan bir nufusla kontrol edil mesi guc muazzam bir toplumsal hareketlilik yaratiyordu Goclerin onunun alinamayacak kadar artmasi Sovey yonetimini bu durumu engelleyecek onlemler almaya itmistir Ulke ici pasaport ve prapiska ikamet izni almak icin kentlerde karakollara kayit yaptirma zorunlulugu Sovyetlerin ulkede duzeni saglamak icin benimsedigi yontemler den sadece ikisiydi Rejim bir yandan her turlu idari ve baskici yonteme basvuruyor ote yandan toplumsal ve ekonomik stra tejiler deniyordu Kentler ozellikle de buyuk kentler ne kadar ilkel olurlarsa olsunlar koyden yeni gelmis insanlar icin muazzam karmasik bir dunya olusturuyordu Bu iki dunya arasindaki karsitligi anlatmak icin tek bir ornek vermek yeterlidir Buyuk kentlerde icra edilen mes lek sayisi 45 000 e yakinken kirsal kesimde bu sayi 120 ydi Kent yasaminin en asikar ve zor yani olan yiyecek ve konut sikintisi koylu gocmenlerin kentsel sinai dunyada karsilas tiklari guclukleri daha da agirlastiracak bir kriz durumuna isaret ediyordu Koyde herkes evinin hayvanlarinin ve hemen hepsini sahsen tanidigi komsularinin tanidik dunyasinda yasar ve bu tanidiklik gercek bir psikolojik ihtiyac halini alir Buna karsilik kentlerin anonim kalabaligi tanim gere gi kolayca dusman olarak algilanir Daha once bahsettigimiz diger ozellikler uyumu daha da guclestiriyordu Ayrica o yil larda Sovyet kentlerinde agirlikla gencler yasiyordu ve bura lara guvensizlik hakimdi kentlerde yaygin bir sorun olusturan olguya holiganizm deniyordu Ama bu dogrudan koy lerinden gelmis genclerin ozumsenmesini kolaylastiriyor ve bunlar buyuklerinin degerlerinden hizla uzaklasiyordu Pek cok koylu icin zor bir cevrenin tehditleriyle bas etmeninin tek yolu olabildigince cok koy gelenegini korumakti Bu savunmaci tutum Carlik Rusyasi ndan miras kalan pek cok kentin kirsal karakterini tekrar canlandirarak buralarda Sov yet kentlesmesinin surekli bir ozelligi olarak kalan melez bir ortam ve yasam tarzini yeniden yaratti O halde artik aciklik kazanmis olmasi gereken bir noktayi bir kez daha vurgulama miz gerekiyor Stalin Rusyasi 1941 de savasa katildiginda bu yola girmis olsa bile henuz onemli bir kentli sanayi ulkesi degildi Modernlestirici devletinin bicimi de dahil sosyolojik ve kulturel pek cok acidan kirsal gecmisinin bir uzantisiydi Kentsel cevre planlamasinin ilkel olmasi baslangic asamasinda bu toplumsal istikrarsizligin parcasi ve onemli bir kaynagiydi Istikrarin bir olcude saglandigi sonraki yillarda bile onemli bir sosyolojik ozellik varligini korudu Kismen kirsallasmis kent lere ilaveten Stalin doneminde nufusun 67 si hala kirsal kesimde yasiyordu ve MTS lerin traktorlerine ragmen kirsal kesimdeki calisan nufusun onemli bir kismi hala sanayi oncesi kosullarda faaliyet gosteriyordu Yasam ortamlari esas olarak bazen baska koylere komsu olan ama cogunlukla daginik ve yalitik kucuk veya orta buyuklukte koylerden olusmaya devam ediyordu Suphesiz cogunlugu bazi step bolgelerinde ya da Kuzey Kafkasya da olmak uzere daha buyuk koyler var di ama bunlarin sayisi cok daha azdi Dahasi diger koylerle paylastiklari ozellikler bunlari buyuk kentlerden kesin olarak ayiriyordu Cemaat ici toplumsal iliskiler sistemini yoneten komsuluk aglari ekonomik faaliyetin mevsimsel ritmi ve batil inanclarin cok guclu oldugu son derece dindar bir kultur kir sal nufusun gunluk yasami ve tutumu uzerinde guclu bir etki ye sahipti Sonuclari Kolektivizasyon buyuk toprak sahiplerinden topraklarin alinip ciftcilere adil bir sekilde dagitilmasini tarimin devlet denetimindeki solhozlar araciligiyla yapilim modernlestirilmesini ve kaynaklarin daha etkin bicimde kullanimini hedeflemisti Ne var ki tarimin toplumsal yapi si ve uretim sistemi iscilerin onceden mevcut bir fabrika ve is sistemine dahil olduklari sanayiden cok farkliydi Ayrica bu muazzam ekonomik hamle tahil tedarikinin giderek zorlastigi bir sirada gerceklesti Tarimin ureticilerin rizasini almadan zorlayici bir burokratik kararla yeniden yapilandirilmasi muazzam bir koylu kitlesinin mulksuzlesmesiyle sonuclandi Bu politikanin ongorulmeyen sonuclari Sovyet tarimi ve devleti uzerinde son gune kadar agirligini hissettirmistir Sovyet tarimi kontrolden cikan bir modernlestirme girisiminin dramatik bir ornegidir Devlet kendisine butun tarimi tepeden yonetme gorevini yuklemis halkin buyuk bolumu koyluluk uretim gorevlerini ayaklarini suruyerek yerine getirmistir Ve bu bile kontrol tesvik ve baskiyi bir arada kullanan dev bir mekanizmanin baskisiyla saglanabilmistir Yine de Sovyet tariminin bir uretim tarzi olarak yazgisi ne olursa olsun bu yeni tarim yontemleri Rusya nin toplumsal manzarasinda tarihsel bir donusume yol acan surecleri hizlandirmistir Bin yillik bir kirsal gecmisten yeni bir caga gecis yolunda buyuk adimlar atilmis Sinai kentsel bilesen butun hiziyla ilerlemis kirsal bilesen ise durgunluga ve calkantilara ragmen agirligini korumustur Kaynakca 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Subat 2010 a b c d e f Sovyet Yuzyili Moshe Levin Iletisim Yayinlari Tarih Dizisi Sotsialisticeskoe Zemledelie Sosyalist Tarim 10 Agustos 1940 90