Kuşdili Çayırı, Kadıköy ilçesinde yer alan eski bir mesire alanı. Günümüzde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin onayıyla 3. derece doğal SİT alanı olan alana alışveriş merkezi yapılması kararı ile gündeme gelmiştir. Kadıköy halkının 7 bin 369 yazılı dilekçeyle verdiği tepki sonucunda AVM iptal edilmiş, alanın %50'sine iki katlı yer altı otoparkı yapılması, geri kalanının da yeşil alan olarak düzenlenmesi kararı alınmıştır.
Tarihçe
Kadıköylü Dr. , “Bizans Metropolünde ilk Türk Köyü Kadıköy” adlı kitabında, Kuşdili Çayırı'nı, 1920'lerdeki Kuşdili'ni şöyle anlatıyor; “Şimdiki adı Kızıltoprak Polis Karakolu olan yerde daha evvel Kuşdili Karakolu vardı. Karakol yanındaki yazlık sinemada geceleri film gösterilir, bazen de tiyatro oynanırdı. , , her yaz kurulan ip cambazının karşılıklı dikile yüksek direklere geriliş teli, dondurmacısı, kozhelvacısı, kağıthelvacısı, macuncu, şerbetçi ve seyyar fotoğrafçıları ile yaz akşamları Kuşdili Çayırı bir huzur ve eğlence yeri olurdu. Yaşlı hanımlar yere serdikleri küçük seccadelerde otururlar, gençler devamlı gezer ve gönül maceralarına ışık tutacak bakışlar ararlardı. Çayır, bayram günleri daha da hareketlenirdi. Seyyar muhallebiciler, köfteciler, simitçiler, şam tatlıcıları Kuşdili çayırını doldururlardı. Hamdi'nin Gazinosu, çayırın dere kenarındaki ağaçların bulunduğu araziye kurulmuş yazlı bir bahçeydi. O zamanlar Kadıköy'ün en aranan yeri olarak isim yapmıştı. Akşamdan sonra gazinoda musiki faslı başlar, çayırda gezenlerle, Kurbağalıdere'de sandalla dolaşanlar karadan ve dereden yavaş yavaş bahçeye yanaşarak para vermeden faydalanırlardı. Kuşdili'ndeki ile Hamdi Bey'in Gazinosu kendi ürettikleri elektrikle aydınlanırlardı. 1927 yılına dek akşamları geceleri herkes tarafından aranılan, deresi, sandalı, mehtabı, içkisi, musikisi, ile isim yapan gazinonun müşterileri, dans modasının başlamasıyla müşterilerini Belvü, Mühürdar'a kaymaya başladı. Günden güne tenhalaştı. 1928 yılında müşterisizlikten ve borçlarından bunalan Hamdi bey kendini gazinonun bahçesindeki bir ağaca astı.”
Yazar Sunay Akın da “Paçaların Sıvanmadığı İstanbul” başlıklı yazısında “Masallardaki prenses tarafından öpüldüğünde prense dönüşen kurbağa, İstanbul’un Kadıköy yakasındaki bir dereye adını verir” diyerek, Kuşdili ve civarını şöyle anlatıyor; “Kurbağalı Dere yıllar öncesinde, içinden geçtiği çayırın adıyla anılırdı. Kuşdili Çayırı’ndan dolayı “Kuşdili Deresi” denilirdi bu güzel dereye. Güneşli İstanbul günlerinde kıyısında toplanan insanlar azaldıkça, şarkılar, türküler kurbağa seslerine bıraktı yerini. Derenin kenarında gezinip, piyasa yapan “Kavuncu Güzeli” lakaplı kara kaşlı, kara bıyıklı adamın güzel sesini kimse anımsamıyor artık. Yeşil gözleriyle yürüdüğü dere boyunca tüm erkeklerin gönlünü çalan “Çayır Güzeli” de yaşamıyor ne yazık ki. Attığı kahkalarla herkesi güldüren gazete satıcısı “Akbaba Suad”ı bilen kaç kişi yaşıyor ki Kadıköy’de? Eski bir Kadıköylü olan Adnan Giz, kıyısında çocukluğunun geçtiği Kuşdili Deresi’ni şöyle anımsıyor: “Derenin nerede denize döküldüğünü gördüğümüz hâlde nereden ve nasıl geldiğini bilmezdik. Sandallar, en çok bugünkü kömür deposunun bulunduğu yere kadar gider, ötesi sığ olduğu için geri dönerlerdi. Çocukluğumda bu derenin çok uzaklardan geldiğini hayal eder ve bir sandalın güçlükleri göze aldıktan sonra o bilinmez yere kadar gidebileceğini düşünürdüm.” Kurbağalı Dere’nin kıyıları 1950’lere kadar kır kahveleri ve gazinolarla doluydu. İstanbulluların en çok rağbet ettikleri mesire yerlerinden biriydi. En güzel elbiseler giyilir, en güzel kokular sürünülür ve dere kenarına gidilirdi. Kiralanan kayıklarla dere boyunca gezinenler birbirine selam verir, aileleriyle gelen aşıkların gözleri birbirini görme umuduyla etrafta fır dönerdi...Tüm bu olup bitenleri uzaktan seyredenlerden biri de Oktay Rifat’tır. Şairin “Kuşdili” adlı şiirini okuyacak olursak, kalabalık arasına karışamayışının nedenini öğreniriz:
- Param olsa satar mıydım
- Kahverengi elbisemi
- Damalı gömleğimi giyerdim
- Alaca mendili takardım
- Kuşdili’nden geçerdim
- Param olsa satar mıydım
- Kahverengi elbisemi
1926’dan sonra dansın moda oluşuyla, Kuşdili Çayırı’nda gazinosu bulunan Hamdi Bey, kocaman bir dans pisti yaptırmıştır. İçinden derenin geçtiği Kuşdili Çayırı’nın en önemli yapılarından biri de ’ydu. Alaturka temaşanın ve bir halk sanatı olan Tuluat’ın merkezi konumundaki tiyatroda film gösterimleri de yapılmaktaydı. Naşid Bey’in gösterisinde boş sandalye bulmak neredeyse olanaksızdı. Tuluat sanatının bu büyük ustası, Arap, Azeri, Kürt, Tatar, Laz, Ermeni, Musevi, Rum ve Arnavut gibi birçok kültürden oluşan Anadolu insanının taklitini başarıyla sahneliyordu. Kuşdili Tiyatrosu’nda Naşid Bey’den başka Kel Hasan Efendi, Dümbüllü İsmail ve Şevki Şakrak da sahne almışlardır. Bir ara tramvay müzesi olarak kullanılan tiyatro binası yerinde günümüzde itfaiye binası vardır.
Kaynakça
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 12 Aralık 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Mart 2013.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Mart 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Mart 2013.
- ^ . 25 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2014.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 8 Mart 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Mart 2013.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kusdili Cayiri Kadikoy ilcesinde yer alan eski bir mesire alani Gunumuzde Cevre ve Sehircilik Bakanligi ve Istanbul Buyuksehir Belediyesinin onayiyla 3 derece dogal SIT alani olan alana alisveris merkezi yapilmasi karari ile gundeme gelmistir Kadikoy halkinin 7 bin 369 yazili dilekceyle verdigi tepki sonucunda AVM iptal edilmis alanin 50 sine iki katli yer alti otoparki yapilmasi geri kalaninin da yesil alan olarak duzenlenmesi karari alinmistir TarihceKadikoylu Dr Bizans Metropolunde ilk Turk Koyu Kadikoy adli kitabinda Kusdili Cayiri ni 1920 lerdeki Kusdili ni soyle anlatiyor Simdiki adi Kiziltoprak Polis Karakolu olan yerde daha evvel Kusdili Karakolu vardi Karakol yanindaki yazlik sinemada geceleri film gosterilir bazen de tiyatro oynanirdi her yaz kurulan ip cambazinin karsilikli dikile yuksek direklere gerilis teli dondurmacisi kozhelvacisi kagithelvacisi macuncu serbetci ve seyyar fotografcilari ile yaz aksamlari Kusdili Cayiri bir huzur ve eglence yeri olurdu Yasli hanimlar yere serdikleri kucuk seccadelerde otururlar gencler devamli gezer ve gonul maceralarina isik tutacak bakislar ararlardi Cayir bayram gunleri daha da hareketlenirdi Seyyar muhallebiciler kofteciler simitciler sam tatlicilari Kusdili cayirini doldururlardi Hamdi nin Gazinosu cayirin dere kenarindaki agaclarin bulundugu araziye kurulmus yazli bir bahceydi O zamanlar Kadikoy un en aranan yeri olarak isim yapmisti Aksamdan sonra gazinoda musiki fasli baslar cayirda gezenlerle Kurbagalidere de sandalla dolasanlar karadan ve dereden yavas yavas bahceye yanasarak para vermeden faydalanirlardi Kusdili ndeki ile Hamdi Bey in Gazinosu kendi urettikleri elektrikle aydinlanirlardi 1927 yilina dek aksamlari geceleri herkes tarafindan aranilan deresi sandali mehtabi ickisi musikisi ile isim yapan gazinonun musterileri dans modasinin baslamasiyla musterilerini Belvu Muhurdar a kaymaya basladi Gunden gune tenhalasti 1928 yilinda musterisizlikten ve borclarindan bunalan Hamdi bey kendini gazinonun bahcesindeki bir agaca asti Yazar Sunay Akin da Pacalarin Sivanmadigi Istanbul baslikli yazisinda Masallardaki prenses tarafindan opuldugunde prense donusen kurbaga Istanbul un Kadikoy yakasindaki bir dereye adini verir diyerek Kusdili ve civarini soyle anlatiyor Kurbagali Dere yillar oncesinde icinden gectigi cayirin adiyla anilirdi Kusdili Cayiri ndan dolayi Kusdili Deresi denilirdi bu guzel dereye Gunesli Istanbul gunlerinde kiyisinda toplanan insanlar azaldikca sarkilar turkuler kurbaga seslerine birakti yerini Derenin kenarinda gezinip piyasa yapan Kavuncu Guzeli lakapli kara kasli kara biyikli adamin guzel sesini kimse animsamiyor artik Yesil gozleriyle yurudugu dere boyunca tum erkeklerin gonlunu calan Cayir Guzeli de yasamiyor ne yazik ki Attigi kahkalarla herkesi gulduren gazete saticisi Akbaba Suad i bilen kac kisi yasiyor ki Kadikoy de Eski bir Kadikoylu olan Adnan Giz kiyisinda cocuklugunun gectigi Kusdili Deresi ni soyle animsiyor Derenin nerede denize dokuldugunu gordugumuz halde nereden ve nasil geldigini bilmezdik Sandallar en cok bugunku komur deposunun bulundugu yere kadar gider otesi sig oldugu icin geri donerlerdi Cocuklugumda bu derenin cok uzaklardan geldigini hayal eder ve bir sandalin guclukleri goze aldiktan sonra o bilinmez yere kadar gidebilecegini dusunurdum Kurbagali Dere nin kiyilari 1950 lere kadar kir kahveleri ve gazinolarla doluydu Istanbullularin en cok ragbet ettikleri mesire yerlerinden biriydi En guzel elbiseler giyilir en guzel kokular surunulur ve dere kenarina gidilirdi Kiralanan kayiklarla dere boyunca gezinenler birbirine selam verir aileleriyle gelen asiklarin gozleri birbirini gorme umuduyla etrafta fir donerdi Tum bu olup bitenleri uzaktan seyredenlerden biri de Oktay Rifat tir Sairin Kusdili adli siirini okuyacak olursak kalabalik arasina karisamayisinin nedenini ogreniriz Param olsa satar miydim Kahverengi elbisemi Damali gomlegimi giyerdim Alaca mendili takardim Kusdili nden gecerdim Param olsa satar miydim Kahverengi elbisemi 1926 dan sonra dansin moda olusuyla Kusdili Cayiri nda gazinosu bulunan Hamdi Bey kocaman bir dans pisti yaptirmistir Icinden derenin gectigi Kusdili Cayiri nin en onemli yapilarindan biri de ydu Alaturka temasanin ve bir halk sanati olan Tuluat in merkezi konumundaki tiyatroda film gosterimleri de yapilmaktaydi Nasid Bey in gosterisinde bos sandalye bulmak neredeyse olanaksizdi Tuluat sanatinin bu buyuk ustasi Arap Azeri Kurt Tatar Laz Ermeni Musevi Rum ve Arnavut gibi bircok kulturden olusan Anadolu insaninin taklitini basariyla sahneliyordu Kusdili Tiyatrosu nda Nasid Bey den baska Kel Hasan Efendi Dumbullu Ismail ve Sevki Sakrak da sahne almislardir Bir ara tramvay muzesi olarak kullanilan tiyatro binasi yerinde gunumuzde itfaiye binasi vardir Kaynakca a b Arsivlenmis kopya 12 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Mart 2013 Arsivlenmis kopya 7 Mart 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Mart 2013 25 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2014 Arsivlenmis kopya 8 Mart 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Mart 2013