Mukaddime, İbn-i Haldun'un en ünlü eseridir. Tarih, iktisat, sosyoloji ve siyaset gibi birçok sosyal bilim için temel teşkil eden görüşleri içinde barındırır. İbn-i Haldun eserini 1375'te Kal'atu ibn Seleme adlı kalede Beni Arif kabilesinin himayesinde yaşadığı dönemde kaleme aldı.
Sözcüğün kökeni
Mukaddime bir kitabın asıl metninden önceki yazısı, önsözü anlamına gelir. Klasik kaynaklarda "mukaddimetu’l-kitâb" ve "mukaddimetu’l-ilim" olarak ikiye ayrılır. Birincisi kitaba bir giriş, ikincisi ise eserin ait olduğu ilim dalı ile ilgili temel bilgilerin verilmesini amaçlar. Mukaddime yerine "İftitâh", "Fâtihatu’l-Kitâb", "Tavtıe", "Temhîd", "Tasdîr", "Dîbâce" ve "Medhal" gibi terimler de kullanıldığı olur. Bu giriş yazısına "konuyu okuyucuya takdim eden, arz eden" anlamında Mukaddime denildiği gibi, eserin başında ilk olarak yer alan, öne geçirilen anlamında Mukaddeme de denilir.
Arap edebiyatında Hicri 3. yüzyıl ortalarından itibaren El-Cahız ve öğrencisi (en) sayesinde Mukaddime bağımsız bir edebi tür haline geldi. Özellikle tefsirlere yazılan Mukaddimeler başlı başına önemli bir alan oluşturdu. 2009 yılında yazılmış bir doktora tezi erken dönem Tefsir Mukaddimelerini inceler.
Yazılma süreci ve elyazmaları
İbn-i Haldun, Mukaddime'yi büyük tarih kitabı Kitâbu’l-İber'in birinci cildi olarak tasarladı. İslami tarih kitaplarında "Tarihe övgü" bölümü yazmak geleneğine uygun olarak bu hacimli eserin ilk cildi olarak Mukaddimeyi yazdı. Kitâbu’l-İber 7 ciltlik bir kitap oldu. Ancak bu 7 ciltlik kitabın birinci cildi olarak planlanan "Kitab-ı Evvel" Haldun, henüz hayatta iken Mukaddime adıyla sanki ayrı bir esermiş gibi anılmaya başlandı ve Haldun'un kendisi de bunu benimsedi. Bu yüzden Ümit Hassan, Z.F. Fındıkoğlu'nun bu kısa giriş bölümünü "Mukaddime'nin Mukaddimesi" adlandırmasını doğru bulmaz. Bu kısa metin birinci cilt olan "Kitab-ı Evvel"in değil tamamı 7 cilt olan Kitâbu’l-İber'in Mukaddimesidir.
Haldun, Mukaddime'yi yazdıktan sonra üzerinde defalarca değişiklikler yaptı, bazı bölümleri çıkarıp bazı bölümler ekledi ve yeniden düzenledi. Dolayısıyla zamanla eserin farklı yazmaları oluştu. Bu farklı yazmalar da sonradan başkaları tarafından çoğaltıldı. Mukaddime'nin en değerli kopyaları Türkiye kütüphanelerinde bulunmaktadır. İbn-i Haldun hayatta iken kaleme alındığı düşünülen 4 elyazması bulunmaktadır. İki yazma da yazarın ölümünden hemen sonra kaleme alınmış izlenimi vermektedir.
Mukaddime el yazmalarını kapsamlı bir şekilde incelemiş olan Rosenthal'ın tespit ettiği el yazmaları şöyledir:
Bulunduğu Kütüphane (Aksi belirtilmedikçe İstanbul'da) | Rosenthal'ın kodlaması |
---|---|
Süleymaniye kütüphanesi | Esad 2418 |
Damad Ibrahim 863 | |
Reis el-kuttap (=Abir I) 679 | |
Halet Efendi 617 | |
Yeni Cami 888 | |
Nuruosmaniye kütüphanesi | 3423 |
3424 | |
3065 | |
3066 | |
3067 | |
3069 | |
3070 | |
Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi | Ahmet III, 3042 |
Atıf Efendi Kütüphanesi | 1936 |
Ragıp Paşa Kütüphanesi | 978 |
Murat Molla Kütüphanesi | Hamidiye 982 |
Millet Yazma Eser Kütüphanesi | Hekimoğlu Ali Paşa 805 |
İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi | MS. ar. 2743 |
Orhan Cami, Bursa | Hüseyin Çelebi 793 |
Rosenthal kitabının başında yukardaki el yazmalarından en eski ve en önemli olanları hakkında kısaca bilgi verir.
Damat İbrahim 863 El Yazması
433 folyodan oluşur ve tarihsizdir. İbn-i Haldun'un 7 ciltlik dünya tarihi Kitâbu’l-İber'in 6 bölümünü içeren "Damat İbrahim 867" ile aynı kişi tarafından yazılmış olduğu bellidir. Bu ikinci el yazması ise 12 Kasım 1394 tarihlidir. Yazan kişi adını "Abdullah bin Hasan bin Şihib" olarak vermektedir. Bu isim, ilginç bir şekilde, Yeni Cami el yazması ile aynı olmasına karşın el yazıları birbirinden farklıdır. Diğer el yazmalarına benzer şekilde, farklı üstbaşlıklar ve fihristler içeren iki bölüme ayrılmıştır. Altı ana bölümden oluşan Mukaddime'nin ilk 3 bölümü birinci, geri kalan kısmı ikinci bölümde yer alır.
El yazmasının başında, Memluk Sultanı Berkuk'un kütüphanesinde yazılmış olduğu belirtilmiştir. İbn-i Haldun elyazmasının başına sultan Berkuk'a uzun bir ithaf yazmış ve hatta bölüm başlıklarını değiştirip sultanın lakabı olan az-Zahiri'yi metne geçirmiştir. Bunlar el yazmasının Berkuk hayatta iken yazılmış olduğunu göstermektedir.
Bu elyazması korunmuş olan elyazmalarının içinde en eskisi olmasına karşın Yeni Cami ve Atıf Efendi elyazmaları kadar önemli değildir. Profesyonel bir şekilde kopyalanmış olup ve adeta matbaada basılmış kadar güvenilir bir kopyadır. Quatremère de Quincy'nin Fransızca Mukaddime çevirisi bu metnin bir kopyasından yapılmıştır.
Yeni Cami 888
273 büyük boy folyodan oluşmakla birlikte bir folyosu kayıptır. Elyazması 9 Şubat 1397 olarak tarihlendirilmiş, kopya eden kişi olarak Abdullah bin Hasan bin el-Fakhar olarak belirtilmiştir. Bu kişi aynı zamanda Fas'taki tam seti ve Ayasofya ile Topkapı sarayında bulunan İbn-i Haldun otobiyografisini kopyalayan kişidir. Kopya orijinal metindeki eklemeleri ve küçük notları da içerir. İbn-i Haldun'un bu metni gözden geçirmiş olduğuna dair bir de ibare bulunur.
Elyazması iki bölüme ayrılmamıştır. Başındaki içindekiler bölümü bütün bölümü kapsar. İbn-i Haldun'un orijinal elyazmasına yaptığı eklemeler metnin içine eklenmemiş, ayrı kâğıtlar halinde metne iliştirilmiştir.
Atıf Efendi 1936
303 folyodan oluşur. Elyazmasının başında yazımın bitiş tarihi olarak 1401 tarihi görülmektedir. Yazmanının adı verilmemiştir, ancak İbn-i Haldun'un kendisi değildir.
Elyazması 302. folyoda kesilir ve ardından başka bir elyazısı ile birkaç satır ve İbn-i Haldun'un onay yazısı ile son bulur. 129 ile 130'uncu folyonun arasında başka bir elyazısı ile yazılmış 7 folyoluk bir tabaka eklenmiş Arapça olarak şöyle bir not düşülmüştür: "Burdan sonra bir tabaka kayıptır. İnşallah tanrı düzeltir." Hemen ardından Türkçe olarak "rahmetli Veysi Efendi'nin elyazması" şeklinde not düşülmüştür. Veysi Efendi 1561 ile 1628 arasında yaşamış ünlü bir yazman olup 7 Nisan 1598'de bu elyazmasını Kahire'den satın aldığını belirtmiştir. Elyazmasının başında, Şaban 804 (Nisan 1402) tarihli başka bir notta da Muhammed bin Yusuf bın Muhammed el-İsfiyabi adı görülmektedir. Yazmanın sol üst köşesinde altın bir çerçeve içinde İbn-i Haldun'a ait bir not bulunur. Burada hiçbir elyazmasının bu elyazmasından daha güvenilir olmadığı belirtilir. Muhtemelen yazmanın sonraki sahipleri İbn-i Haldun'un imzasına dikkat çekmek için bu bölümü altın çerçeve içine almıştır.
Elyazmasının başlığında başka satış notları da bulunur. Bazıları Tantada ailesine aittir. Öyle görünüyor ki, 1400 ile 1483 arasında yaşamış olan kör bir alim olan Bedrettin Hasan el-Tantada 1465'te bu elyazmasını satın almış, sonra oğlu Bahaattin Muhammed tarafından kardeşlerinden satın alınmıştır. Başlık sayfasından yazmanın el değiştirmeleri anlaşılabilir. Veysi Efendi'den sonraki sahibinin 1665/66 tarihli notu ve daha sonra 1705/6 tarihi ile bir Mekke yargıcından bahsedilir.
Bu metin Mukaddime'ye yapılan eklemeleri ve düzeltmeleri içerir. Muhtemelen bu elyazması Mukaddime'nin ilk elyazmalarından birinden İbn-i Haldun'un kontrolünde kopyalanmış ve üzerinde değişiklikler yapılmıştır. İbn-i Haldun 1401 yılında Mukaddime üzerindeki çalışmasını sonlandırmış, aynı yılın sonlarında da el-İsfiyabi yazmayı okuduktan sonraki ilk sahibi olmuştur.
Atıf Efendi elyazması sonraki yüzyıllarda birçok defa kopyalanmıştır. Örneğin Mehmet Müezzinzade Nuruosmaniye 3424 ve Hamidiye 892 bu elyazmasının kopyaları gibi görünmektedir.
Hüseyin Çelebi 793
239 folyodan oluşur. 20 Şubat 1404 tarihlidir. Yazmanının adı olarak İbrahim bin Halil es-Sadiaş-Şafii el Mısri verilmiştir. Kapağındaki nottan 1446/47 yılında sahibinin Yahya bin Hicci aş-Şafii olduğu görülmektedir. Bu elyazması Atıf Efendi yazmasını temel almış ya da ondan türetilmiş olmalıdır. Atıf Efendi'deki hatalı yazımların bu yazmada da aynen tekrarlanmasından bu anlaşılabilmektedir.
Bu yazma sonraki yıllarda başka kopyalar üretmek için sıkça kullanılmıştır. Nuruosmaniye 3423 bu yazmanın, 15. yüzyılda üretilmiş bir kopyasıdır. Bir baska kopyası ise 1706 tarihli Hekimoğlu Ali Paşa 805 kopyasıdır. Halet Efendi 617'nin ikinci kısmı da yine bu yazmanın bir kopyasıdır.
Diğer yazmalar
Ahmet III, 3042 297 folyodan oluşur. Tarihlenmemiştir ancak üzerindeki nottan 1415/16 yılındaki sahibinin Muhammed bin Abdurrahman ad Darib olduğu anlaşılmaktadır. Bu elyazmasının önemi Mukaddime metninin önemi Mukaddime metninin ilk versiyonlarından birini içeriyor olmasından gelir.
Halet Efendi 617 235 ve 181 folyoluk iki bölümden oluşur. İkinci bölüm Hüseyin Çelebi 793'ün bir kopyasıdır. İlk bölüm 15. yüzyıla tarihlenmiştir. 1449 yılındaki sahibi Muhammed bin Muhammed el-Kusavi olarak görülmektedir.
Ragıp Paşa 978 382 folyodan oluşur. 18. yüzyıldan daha eskiye gitmez. Ancak bu yazmayı ilginç kılan şey, yazmanı Abu Salih Muhammed el-Hanefi el-Katari'nin yazmayı "orijinal elyazmasından" kopyalamış olduğunu not düşmüş olmasıdır. Nuruosmaniye 3066 ve Nuruosmaniye 9065'te aynı yazmanın elinden çıkmış olup, bir notta el-Katari'nin Cidde'deki Vezir camii imamı olduğu belirtilmiştir. Ne yazık ki, el-Katari'nin bahsettiği orijinal elyazmasına dair başka bir bilgi yoktur.
Çeviriler
Bil ki, âlemin hallerini inceleyen hakimlerin eserlerinde arzın küre şeklinde ve her tarafından su unsuru ile çevrilmiş olup, bir üzüm tanesi suyun üzerinde nasıl yüzüyor ise, bu kürenin de suyun üzerinde o şekilde yüzmekte olduğu açık bir surette anlatılmıştır. Tanrı yeryüzünde hayvanları türetmeyi ve bütün yeryüzünde halifelik (yani hâkimiyet) ona ait olan beşer cinsini yaratarak, bu küreyi imar etmek istediği içi, sular yeryüzünün bazı taraflarına çekilmiştir. İnsan, arzın küre şeklinde olmasından dolayı suların yer küresinin alt tarafında olduğu vehmine kapılabilir. Fakat bu doğru değildir. Çünkü yerin kalbi hükmünde olan bu alt tarafı farazi bir nokta olup, bu nokta kürenin merkezidir. Kişiler kürenin etrafında madenler vesair maddeler araştırmakta ve küreyi çeviren sular ise arzın üzerindedir. Yeryüzünün bir parçasının ve suyun bir kısmının kürenin altında olduğu iddia edilerek, bunlara alt (taht) adı verilir ise, bu ancak yerin diğer parçalarına nispetle alt taraftadır. Kürenin sular çekilen kısmı, kürenin sathının yarısı olup, bir daire şeklindedir ve su unsuru, bu daireyi her tarafından çevirmiştir. Küreyi bu tarikle her tarafından çeviren sulara, muhit denizi ve diğer tâbirle Lüblaya denir. Bu sonuncu kelimenin ikinci lâmı kaba ve kalın telâffuz edilir. Okyanus adı ile de anılır. |
Ibn-i Haldun, Mukaddime, Birinci kitap, Birinci Bölüm, İkinci Mukaddime sayfa 91, Ugan çevirisi |
Batılılar İbn-i Haldun’u 'Tunus’lu Büyük Bilge' olarak tanırlar. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Ahmet Cevdet Paşa’nın üzerinde derin tesirleri hissedilen İbn-i Haldun’un Mukaddimesi ismi bilinen ancak muhtevası üzerinde fazla durulmayan bir kitap haline gelmiş. Aynı yıllarda tercümesi yapılmış olmasına rağmen, kitabın içindeki önemli bilgiler, asıl kitabın okunmasını kolaylaştıracak detaylar içerisine serpiştirildiği için, amatör okuyuculara ağır geldiğinden, fazla itibar görmemiş.
Asrın sonlarına doğru sosyal çalkantılarla burun buruna gelen Batılı tarihçiler Mukaddime’yi tarih felsefesinin el kitabı olarak okudular. İngiliz tarih felsefecisi Toynbee için Mukaddime bir hazineydi: “Mukaddime’deki tarih felsefesi, nevinin en büyük eseri. Şimdiye kadar, hiçbir ülkede, hiçbir çağda, hiçbir insan zekası böyle bir eser ortaya koyamamıştır.” Cemil Meriç'e göre İbn-i Haldun “Kendi semasında tek yıldız”dır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Haldun, İbn (1990), "Mukaddime", Şark-İslam Klasikleri, Zakir Kadiri Ugan çevirisi, Millî Eğitim Bakanlığı (İstanbul ISBN 975.11.0349-2)
- Haldun, İbn (1958), , "The Textual History of the Muqaddimah" bölümü, Rosethal Çevirisi, 13 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 11 Eylül 2012
- Bulut, Ali (2009), (PDF), Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 4 Haziran 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 8 Ekim 2012
- Hassan, Ümit (1972), "İbn Haldun Mukaddimesi Metninin Yaygınlık Kazanması Üzerine Notlar" (PDF), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi (Cilt: 28 Sayı: 3), 2 Haziran 2018 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 13 Eylül 2012
- Süngü, Arife (2009), (PDF), Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 19 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 17 Ağustos 2012
- ^ Süngü 2009, s. 4
- ^ Bulut 2009, s. 15
- ^ Bulut 2009, s. 17
- ^ Bulut 2009, s. 16
- ^ Bulut 2009, s. 3
- ^ Bulut 2009, s. 1
- ^ Arif Bulut'un doktora tezinde değişik dönemlerde yazılmış 27 adet tefsir mukaddimesi seçilip listelenmiştir:
1- Cessâs, Ahkâmu’l-Kur’ân
2- Semerkandî, Bâhru’l-Ulûm
3- Udfuvî (ö.388/998), el-Đstiğna fî Ulûmi’l-Kur’ân
4- Sulemî (ö.412/1021), Hakâiku’t-Tefsîr
5- Kâdî Abdulcebbâr (ö.414/1025), Tenzîhu’l-Kur’ân ani’l-Matâin
6- Mukaddimetân (Kitâbu’l-Mebânî ve Tefsîru Đbn Atiyye)
7- Sa’lebî, el-Keşf ve’l-Beyân an Tefsîri’l-Kur’ân
8- Mâverdî, en-Nuketu ve’l-Uyûn
9- Tûsî (ö.460/1068), Tefsîru’t-Tıbyân
10- Râgıb Isfahânî, Mukaddimetu Câmiı’t-Tefâsîr
11- Ömer Nesefî (ö.537/1142), et-Teysîr fi’t-Tefsîr
12- Tabresî (ö.548/1153), Mecmau’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân
13- Kurtubî (ö.671/1272), el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân
14- Đbn Cuzeyy, Kitâbu’t-Teshîl li Ulûmi’t-Tenzîl
15- Hâzin, Lubâbu’t-Te’vîl fî Meânî’t-Tenzîl
16- Ebu Hayyân (ö.745/1344), el-Bahru’l-Muhît
17- Đbn Kesîr (ö.774/1372), Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm
18- Mehâimî (ö.835/1432), Tebsîru’r-Rahmân ve Teysîru’l-Mennân
19- Feyzu’l-Kâşanî, Tefsîru’s-Sâfî
20- Âlûsî (ö.1270/1853), Rûhu’l-Meânî fî Tefsîri’l-Kur’âni’l-Azîm ve’sSebı’l-Mesânî
21- Cenâbezî (ö.1327/1909), Beyânu’s-Saâde fî Makâmâti’l-Đbâdeh
22- Cemâleddin Kâsımî (ö.1332/1914), Mehâsînu’t-Te’vîl
23- M. Reşid Rıza, Tefsîru’l-Menâr
24- Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili
25- Tâhir b. Âşûr, Tefsîru’t-Tahrîr ve’t-Tenvîr
26- Süleyman Ateş, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîri
27- M. Zeki Duman, Beyânu’l-Hak.
a.g.e sayfa 20 - ^ Hassan 1972, s. 16
- ^ a b Hassan 1972, s. 114
- ^ Hassan 1972, s. 121
- ^ Hassan 1972, s. 115
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p Haldun 1958, s. 1
- ^ Haldun 1990, s. 107
- ^ Bu ilginç pasajın İngilizce'ye yapılan Rosenthal çevirisinde yerçekiminden bahsediliyor: "In the books of philosophers who speculated about the condition of the world, it has been explained that the earth has a spherical shape and is enveloped by the element of water. It may be compared to a grape floating upon water. The water withdrew from certain parts of (the earth), because God wanted to create living beings upon it and settle it with the human species that rules as (God's) representative over all other beings. One might from this get the impression that the water is below the earth. This is not correct. The natural "below" of the earth is the core and middle of its sphere, the center to which everything is attracted by its gravity. All the sides of the earth beyond that and the water surrounding the earth are "above." When some part of the earth is said to be "below," it is said to be so with reference to some other region (of the earth). The part of the earth from which the water has withdrawn is one-half the surface of the sphere of the earth. It has a circular form and is surrounded on all sides by the element of water which forms a sea called "the Surrounding Sea" (al-Bahr al-Muhit). It is also called lablayah, with thickening of the second l, or oceanos"
Dış bağlantılar
- Pirizade Mehmet Sahip çevirisinin içindekiler ve önsöz bölümü6 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Mukaddime Ibn i Haldun un en unlu eseridir Tarih iktisat sosyoloji ve siyaset gibi bircok sosyal bilim icin temel teskil eden gorusleri icinde barindirir Ibn i Haldun eserini 1375 te Kal atu ibn Seleme adli kalede Beni Arif kabilesinin himayesinde yasadigi donemde kaleme aldi Yazarin kendi el yazmasiSozcugun kokeniMukaddime bir kitabin asil metninden onceki yazisi onsozu anlamina gelir Klasik kaynaklarda mukaddimetu l kitab ve mukaddimetu l ilim olarak ikiye ayrilir Birincisi kitaba bir giris ikincisi ise eserin ait oldugu ilim dali ile ilgili temel bilgilerin verilmesini amaclar Mukaddime yerine Iftitah Fatihatu l Kitab Tavtie Temhid Tasdir Dibace ve Medhal gibi terimler de kullanildigi olur Bu giris yazisina konuyu okuyucuya takdim eden arz eden anlaminda Mukaddime denildigi gibi eserin basinda ilk olarak yer alan one gecirilen anlaminda Mukaddeme de denilir Arap edebiyatinda Hicri 3 yuzyil ortalarindan itibaren El Cahiz ve ogrencisi en sayesinde Mukaddime bagimsiz bir edebi tur haline geldi Ozellikle tefsirlere yazilan Mukaddimeler basli basina onemli bir alan olusturdu 2009 yilinda yazilmis bir doktora tezi erken donem Tefsir Mukaddimelerini inceler Yazilma sureci ve elyazmalariIbn i Haldun Mukaddime yi buyuk tarih kitabi Kitabu l Iber in birinci cildi olarak tasarladi Islami tarih kitaplarinda Tarihe ovgu bolumu yazmak gelenegine uygun olarak bu hacimli eserin ilk cildi olarak Mukaddimeyi yazdi Kitabu l Iber 7 ciltlik bir kitap oldu Ancak bu 7 ciltlik kitabin birinci cildi olarak planlanan Kitab i Evvel Haldun henuz hayatta iken Mukaddime adiyla sanki ayri bir esermis gibi anilmaya baslandi ve Haldun un kendisi de bunu benimsedi Bu yuzden Umit Hassan Z F Findikoglu nun bu kisa giris bolumunu Mukaddime nin Mukaddimesi adlandirmasini dogru bulmaz Bu kisa metin birinci cilt olan Kitab i Evvel in degil tamami 7 cilt olan Kitabu l Iber in Mukaddimesidir Haldun Mukaddime yi yazdiktan sonra uzerinde defalarca degisiklikler yapti bazi bolumleri cikarip bazi bolumler ekledi ve yeniden duzenledi Dolayisiyla zamanla eserin farkli yazmalari olustu Bu farkli yazmalar da sonradan baskalari tarafindan cogaltildi Mukaddime nin en degerli kopyalari Turkiye kutuphanelerinde bulunmaktadir Ibn i Haldun hayatta iken kaleme alindigi dusunulen 4 elyazmasi bulunmaktadir Iki yazma da yazarin olumunden hemen sonra kaleme alinmis izlenimi vermektedir Mukaddime el yazmalarini kapsamli bir sekilde incelemis olan Rosenthal in tespit ettigi el yazmalari soyledir Bulundugu Kutuphane Aksi belirtilmedikce Istanbul da Rosenthal in kodlamasiSuleymaniye kutuphanesi Esad 2418Damad Ibrahim 863Reis el kuttap Abir I 679Halet Efendi 617Yeni Cami 888Nuruosmaniye kutuphanesi 3423342430653066306730693070Topkapi Sarayi Muzesi Kutuphanesi Ahmet III 3042Atif Efendi Kutuphanesi 1936Ragip Pasa Kutuphanesi 978Murat Molla Kutuphanesi Hamidiye 982Millet Yazma Eser Kutuphanesi Hekimoglu Ali Pasa 805Istanbul Universitesi Merkez Kutuphanesi MS ar 2743Orhan Cami Bursa Huseyin Celebi 793 Rosenthal kitabinin basinda yukardaki el yazmalarindan en eski ve en onemli olanlari hakkinda kisaca bilgi verir Damat Ibrahim 863 El Yazmasi 433 folyodan olusur ve tarihsizdir Ibn i Haldun un 7 ciltlik dunya tarihi Kitabu l Iber in 6 bolumunu iceren Damat Ibrahim 867 ile ayni kisi tarafindan yazilmis oldugu bellidir Bu ikinci el yazmasi ise 12 Kasim 1394 tarihlidir Yazan kisi adini Abdullah bin Hasan bin Sihib olarak vermektedir Bu isim ilginc bir sekilde Yeni Cami el yazmasi ile ayni olmasina karsin el yazilari birbirinden farklidir Diger el yazmalarina benzer sekilde farkli ustbasliklar ve fihristler iceren iki bolume ayrilmistir Alti ana bolumden olusan Mukaddime nin ilk 3 bolumu birinci geri kalan kismi ikinci bolumde yer alir El yazmasinin basinda Memluk Sultani Berkuk un kutuphanesinde yazilmis oldugu belirtilmistir Ibn i Haldun elyazmasinin basina sultan Berkuk a uzun bir ithaf yazmis ve hatta bolum basliklarini degistirip sultanin lakabi olan az Zahiri yi metne gecirmistir Bunlar el yazmasinin Berkuk hayatta iken yazilmis oldugunu gostermektedir Bu elyazmasi korunmus olan elyazmalarinin icinde en eskisi olmasina karsin Yeni Cami ve Atif Efendi elyazmalari kadar onemli degildir Profesyonel bir sekilde kopyalanmis olup ve adeta matbaada basilmis kadar guvenilir bir kopyadir Quatremere de Quincy nin Fransizca Mukaddime cevirisi bu metnin bir kopyasindan yapilmistir Yeni Cami 888 273 buyuk boy folyodan olusmakla birlikte bir folyosu kayiptir Elyazmasi 9 Subat 1397 olarak tarihlendirilmis kopya eden kisi olarak Abdullah bin Hasan bin el Fakhar olarak belirtilmistir Bu kisi ayni zamanda Fas taki tam seti ve Ayasofya ile Topkapi sarayinda bulunan Ibn i Haldun otobiyografisini kopyalayan kisidir Kopya orijinal metindeki eklemeleri ve kucuk notlari da icerir Ibn i Haldun un bu metni gozden gecirmis olduguna dair bir de ibare bulunur Elyazmasi iki bolume ayrilmamistir Basindaki icindekiler bolumu butun bolumu kapsar Ibn i Haldun un orijinal elyazmasina yaptigi eklemeler metnin icine eklenmemis ayri kagitlar halinde metne ilistirilmistir Atif Efendi 1936 303 folyodan olusur Elyazmasinin basinda yazimin bitis tarihi olarak 1401 tarihi gorulmektedir Yazmaninin adi verilmemistir ancak Ibn i Haldun un kendisi degildir Elyazmasi 302 folyoda kesilir ve ardindan baska bir elyazisi ile birkac satir ve Ibn i Haldun un onay yazisi ile son bulur 129 ile 130 uncu folyonun arasinda baska bir elyazisi ile yazilmis 7 folyoluk bir tabaka eklenmis Arapca olarak soyle bir not dusulmustur Burdan sonra bir tabaka kayiptir Insallah tanri duzeltir Hemen ardindan Turkce olarak rahmetli Veysi Efendi nin elyazmasi seklinde not dusulmustur Veysi Efendi 1561 ile 1628 arasinda yasamis unlu bir yazman olup 7 Nisan 1598 de bu elyazmasini Kahire den satin aldigini belirtmistir Elyazmasinin basinda Saban 804 Nisan 1402 tarihli baska bir notta da Muhammed bin Yusuf bin Muhammed el Isfiyabi adi gorulmektedir Yazmanin sol ust kosesinde altin bir cerceve icinde Ibn i Haldun a ait bir not bulunur Burada hicbir elyazmasinin bu elyazmasindan daha guvenilir olmadigi belirtilir Muhtemelen yazmanin sonraki sahipleri Ibn i Haldun un imzasina dikkat cekmek icin bu bolumu altin cerceve icine almistir Elyazmasinin basliginda baska satis notlari da bulunur Bazilari Tantada ailesine aittir Oyle gorunuyor ki 1400 ile 1483 arasinda yasamis olan kor bir alim olan Bedrettin Hasan el Tantada 1465 te bu elyazmasini satin almis sonra oglu Bahaattin Muhammed tarafindan kardeslerinden satin alinmistir Baslik sayfasindan yazmanin el degistirmeleri anlasilabilir Veysi Efendi den sonraki sahibinin 1665 66 tarihli notu ve daha sonra 1705 6 tarihi ile bir Mekke yargicindan bahsedilir Bu metin Mukaddime ye yapilan eklemeleri ve duzeltmeleri icerir Muhtemelen bu elyazmasi Mukaddime nin ilk elyazmalarindan birinden Ibn i Haldun un kontrolunde kopyalanmis ve uzerinde degisiklikler yapilmistir Ibn i Haldun 1401 yilinda Mukaddime uzerindeki calismasini sonlandirmis ayni yilin sonlarinda da el Isfiyabi yazmayi okuduktan sonraki ilk sahibi olmustur Atif Efendi elyazmasi sonraki yuzyillarda bircok defa kopyalanmistir Ornegin Mehmet Muezzinzade Nuruosmaniye 3424 ve Hamidiye 892 bu elyazmasinin kopyalari gibi gorunmektedir Huseyin Celebi 793 239 folyodan olusur 20 Subat 1404 tarihlidir Yazmaninin adi olarak Ibrahim bin Halil es Sadias Safii el Misri verilmistir Kapagindaki nottan 1446 47 yilinda sahibinin Yahya bin Hicci as Safii oldugu gorulmektedir Bu elyazmasi Atif Efendi yazmasini temel almis ya da ondan turetilmis olmalidir Atif Efendi deki hatali yazimlarin bu yazmada da aynen tekrarlanmasindan bu anlasilabilmektedir Bu yazma sonraki yillarda baska kopyalar uretmek icin sikca kullanilmistir Nuruosmaniye 3423 bu yazmanin 15 yuzyilda uretilmis bir kopyasidir Bir baska kopyasi ise 1706 tarihli Hekimoglu Ali Pasa 805 kopyasidir Halet Efendi 617 nin ikinci kismi da yine bu yazmanin bir kopyasidir Diger yazmalar Ahmet III 3042 297 folyodan olusur Tarihlenmemistir ancak uzerindeki nottan 1415 16 yilindaki sahibinin Muhammed bin Abdurrahman ad Darib oldugu anlasilmaktadir Bu elyazmasinin onemi Mukaddime metninin onemi Mukaddime metninin ilk versiyonlarindan birini iceriyor olmasindan gelir Halet Efendi 617 235 ve 181 folyoluk iki bolumden olusur Ikinci bolum Huseyin Celebi 793 un bir kopyasidir Ilk bolum 15 yuzyila tarihlenmistir 1449 yilindaki sahibi Muhammed bin Muhammed el Kusavi olarak gorulmektedir Ragip Pasa 978 382 folyodan olusur 18 yuzyildan daha eskiye gitmez Ancak bu yazmayi ilginc kilan sey yazmani Abu Salih Muhammed el Hanefi el Katari nin yazmayi orijinal elyazmasindan kopyalamis oldugunu not dusmus olmasidir Nuruosmaniye 3066 ve Nuruosmaniye 9065 te ayni yazmanin elinden cikmis olup bir notta el Katari nin Cidde deki Vezir camii imami oldugu belirtilmistir Ne yazik ki el Katari nin bahsettigi orijinal elyazmasina dair baska bir bilgi yoktur CevirilerBil ki alemin hallerini inceleyen hakimlerin eserlerinde arzin kure seklinde ve her tarafindan su unsuru ile cevrilmis olup bir uzum tanesi suyun uzerinde nasil yuzuyor ise bu kurenin de suyun uzerinde o sekilde yuzmekte oldugu acik bir surette anlatilmistir Tanri yeryuzunde hayvanlari turetmeyi ve butun yeryuzunde halifelik yani hakimiyet ona ait olan beser cinsini yaratarak bu kureyi imar etmek istedigi ici sular yeryuzunun bazi taraflarina cekilmistir Insan arzin kure seklinde olmasindan dolayi sularin yer kuresinin alt tarafinda oldugu vehmine kapilabilir Fakat bu dogru degildir Cunku yerin kalbi hukmunde olan bu alt tarafi farazi bir nokta olup bu nokta kurenin merkezidir Kisiler kurenin etrafinda madenler vesair maddeler arastirmakta ve kureyi ceviren sular ise arzin uzerindedir Yeryuzunun bir parcasinin ve suyun bir kisminin kurenin altinda oldugu iddia edilerek bunlara alt taht adi verilir ise bu ancak yerin diger parcalarina nispetle alt taraftadir Kurenin sular cekilen kismi kurenin sathinin yarisi olup bir daire seklindedir ve su unsuru bu daireyi her tarafindan cevirmistir Kureyi bu tarikle her tarafindan ceviren sulara muhit denizi ve diger tabirle Lublaya denir Bu sonuncu kelimenin ikinci lami kaba ve kalin telaffuz edilir Okyanus adi ile de anilir Ibn i Haldun Mukaddime Birinci kitap Birinci Bolum Ikinci Mukaddime sayfa 91 Ugan cevirisi Batililar Ibn i Haldun u Tunus lu Buyuk Bilge olarak tanirlar Osmanli Devleti nin son donemlerinde Ahmet Cevdet Pasa nin uzerinde derin tesirleri hissedilen Ibn i Haldun un Mukaddimesi ismi bilinen ancak muhtevasi uzerinde fazla durulmayan bir kitap haline gelmis Ayni yillarda tercumesi yapilmis olmasina ragmen kitabin icindeki onemli bilgiler asil kitabin okunmasini kolaylastiracak detaylar icerisine serpistirildigi icin amator okuyuculara agir geldiginden fazla itibar gormemis Asrin sonlarina dogru sosyal calkantilarla burun buruna gelen Batili tarihciler Mukaddime yi tarih felsefesinin el kitabi olarak okudular Ingiliz tarih felsefecisi Toynbee icin Mukaddime bir hazineydi Mukaddime deki tarih felsefesi nevinin en buyuk eseri Simdiye kadar hicbir ulkede hicbir cagda hicbir insan zekasi boyle bir eser ortaya koyamamistir Cemil Meric e gore Ibn i Haldun Kendi semasinda tek yildiz dir Ayrica bakinizCografya kaderdirKaynakcaHaldun Ibn 1990 Mukaddime Sark Islam Klasikleri Zakir Kadiri Ugan cevirisi Milli Egitim Bakanligi Istanbul ISBN 975 11 0349 2 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Haldun Ibn 1958 The Textual History of the Muqaddimah bolumu Rosethal Cevirisi 13 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 11 Eylul 2012 Bulut Ali 2009 PDF Doktora Tezi Suleyman Demirel Universitesi 4 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 8 Ekim 2012 Hassan Umit 1972 Ibn Haldun Mukaddimesi Metninin Yayginlik Kazanmasi Uzerine Notlar PDF Ankara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi Cilt 28 Sayi 3 2 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 13 Eylul 2012 Sungu Arife 2009 PDF Suleyman Demirel Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu 19 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 17 Agustos 2012 Sungu 2009 s 4 Bulut 2009 s 15 Bulut 2009 s 17 Bulut 2009 s 16 Bulut 2009 s 3 Bulut 2009 s 1 Arif Bulut un doktora tezinde degisik donemlerde yazilmis 27 adet tefsir mukaddimesi secilip listelenmistir 1 Cessas Ahkamu l Kur an 2 Semerkandi Bahru l Ulum 3 Udfuvi o 388 998 el Đstigna fi Ulumi l Kur an 4 Sulemi o 412 1021 Hakaiku t Tefsir 5 Kadi Abdulcebbar o 414 1025 Tenzihu l Kur an ani l Matain 6 Mukaddimetan Kitabu l Mebani ve Tefsiru Đbn Atiyye 7 Sa lebi el Kesf ve l Beyan an Tefsiri l Kur an 8 Maverdi en Nuketu ve l Uyun 9 Tusi o 460 1068 Tefsiru t Tibyan 10 Ragib Isfahani Mukaddimetu Camii t Tefasir 11 Omer Nesefi o 537 1142 et Teysir fi t Tefsir 12 Tabresi o 548 1153 Mecmau l Beyan fi Tefsiri l Kur an 13 Kurtubi o 671 1272 el Cami li Ahkami l Kur an 14 Đbn Cuzeyy Kitabu t Teshil li Ulumi t Tenzil 15 Hazin Lubabu t Te vil fi Meani t Tenzil 16 Ebu Hayyan o 745 1344 el Bahru l Muhit 17 Đbn Kesir o 774 1372 Tefsiru l Kur ani l Azim 18 Mehaimi o 835 1432 Tebsiru r Rahman ve Teysiru l Mennan 19 Feyzu l Kasani Tefsiru s Safi 20 Alusi o 1270 1853 Ruhu l Meani fi Tefsiri l Kur ani l Azim ve sSebi l Mesani 21 Cenabezi o 1327 1909 Beyanu s Saade fi Makamati l Đbadeh 22 Cemaleddin Kasimi o 1332 1914 Mehasinu t Te vil 23 M Resid Riza Tefsiru l Menar 24 Elmalili M Hamdi Yazir Hak Dini Kur an Dili 25 Tahir b Asur Tefsiru t Tahrir ve t Tenvir 26 Suleyman Ates Yuce Kur an in Cagdas Tefsiri 27 M Zeki Duman Beyanu l Hak a g e sayfa 20 Hassan 1972 s 16 a b Hassan 1972 s 114 Hassan 1972 s 121 Hassan 1972 s 115 a b c d e f g h i j k l m n o p Haldun 1958 s 1 Haldun 1990 s 107 Bu ilginc pasajin Ingilizce ye yapilan Rosenthal cevirisinde yercekiminden bahsediliyor In the books of philosophers who speculated about the condition of the world it has been explained that the earth has a spherical shape and is enveloped by the element of water It may be compared to a grape floating upon water The water withdrew from certain parts of the earth because God wanted to create living beings upon it and settle it with the human species that rules as God s representative over all other beings One might from this get the impres sion that the water is below the earth This is not correct The natural below of the earth is the core and middle of its sphere the center to which everything is attracted by its gravity All the sides of the earth beyond that and the water surrounding the earth are above When some part of the earth is said to be below it is said to be so with reference to some other region of the earth The part of the earth from which the water has with drawn is one half the surface of the sphere of the earth It has a circular form and is surrounded on all sides by the element of water which forms a sea called the Surrounding Sea al Bahr al Muhit It is also called lablayah with thickening of the second l or oceanos Dis baglantilarPirizade Mehmet Sahip cevirisinin icindekiler ve onsoz bolumu6 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde