Mustafa Özenç (15 Ocak 1959, Samsun – 20 Ağustos 1981, Adana), Türk Marksist militan. 7 Ocak 1981'de Astsubay Üstçavuş Hasan Hüseyin Özcan, Astsubay Üstçavuş Nihat Özsoy, Orman Muhafız Bekçisi Hayri Şimşek ve Jandarma Er Şaban Öztürk'ü öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen (17'si sol görüşlü 50 mahkûmdan) biridir.
Mustafa Özenç | |
---|---|
Doğum | 15 Ocak 1959 Samsun, Türkiye |
Ölüm | 20 Ağustos 1981 (22 yaşında) Adana, Türkiye |
Yaşam öyküsü
Bu başlık herhangi bir .Şubat 2024) () ( |
1959’da Samsun’da doğan Mustafa Özenç, ilk ve ortaöğrenimini burada tamamladı. 1976-77 eğitim öğretim yılında Adana'da Yüksek Mühendislik Okuluna kaydoldu. Eğitim gördüğü Yüksek Mühendislik Okulunda Milliyetçi Hareket Partisi çizgisindeki Ülkücü öğrencilerin, devrimci öğrencilerin okula devamını engellemesi yüzünden yaşanan çatışmalarda devrimci öğrencilerle birlikte tavır aldı ve Devrimci Yol örgütü saflarında yer aldı. Sadece okul ve çevresinde değil, Adana'daki devrimci eylemlerde de ön saflarda bulundu.
Cezaevinden kaçışı ve cinayetler
Mustafa Özenç, bu dönemde, "Anayasa'yı zorla değiştirmek amacıyla silahlı cemiyet kurmak, Anayasa'yı zorla değiştirmeye kalkmak ve izinsiz silah taşımak" suçlarından dolayı yakalandı ve yargılandığı süreçte tutulduğu Adana Kapalı Cezaevi'ndeyken arkadaşlarıyla beraber tünel kazarak 26 Haziran 1980'de kaçtı.
12 Eylül Askerî Darbesi ile birlikte Tarsus Karabucak Ormanları'nda kendisi gibi örgüt mensubu militanlarla beraber kamp kurup Devrimci Yol çevresinin "kır gerillası harekâtına" katıldı.
7 Ocak 1981 günü Ayhan Alan ile birlikte motorsikletle arkadaşlarının yanlarına dönerlerken, Orman Koruma Memuru Hayri Şimşek’in ihbarı üzerine düzenlenen operasyonda yakalandı. Birlikte hareket ettiği Ayhan Alan silahlı çatışmada yaralanırken Mustafa Özenç de yakalanarak sorgu için Tarsus’a Merkez Jandarma Karakolu’na götürüldü.
Üzerinde Hasan Başar sahte ismiyle düzenlenmiş bir kimlik taşıyan Özenç, sorgusu yapılmak üzere saat 20.30 sıralarında karakol komutanlığı odasına alındı ve burada kelepçeleri çözüldü. Gerçek kimliğinin meydana çıkacağını düşünen Özenç, giymiş olduğu parka altında sakladığı ancak jandarmalar tarafından üzeri aranmadığı için karakola sokabildiği 7,65 mm çapındaki Astra marka tabancasıyla önce Orman Koruma Memuru Hayri Şimşek'i, ardından sorgu için odada bulunan Jandarma Astsubay Üstçavuş Hasan Hüseyin Özcan’a ve silah seslerini duyarak odaya gelen Jandarma Astsubay Üstçavuş Nihat Özsoy'a ateş etti. Mustafa Özenç karakoldaki erlerin arasından elinde silah geçer ve çıkışa yöneldi. Kapıda nöbet tutmakta olan karakol emniyet nöbetçisi Jandarma Er Şaban Öztürk'ün silahıyla müdahalesi üzerine onu da vurarak öldürdü ve karakoldan kaçtı
Yakalanışı, yargılama ve idam
Mustafa Özenç, uzun araştırmalar sonrasında 2 Mart 1981 günü Adana’da İstiklal Mahallesinde saklandığı eve düzenlenen bir operasyonda yeniden yakalandı. Hemen sorguya alındı ve Karakol cinayetleri dışında hiçbir suçlamayı kabul etmedi.
Adana–Kahramanmaraş–Gaziantep–Adıyaman–Hatay–İçel illeri Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askerî Mahkemesi tarafından 13 Mart 1981'de idam cezasına çarptırıldı.
Askerî Yargıtay 3. Dairesi, kararı 23 Haziran 1981'de onaylar. Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığındaki Millî Güvenlik Konseyi de 18 Ağustos 1981 günü yapılan 67. birleşimde cezayı onayladı.
Adana Merkez Cezaevinde idam edilmesinden kısa bir süre önce, görevli bir uzman çavuşun “pişman mısın?” sorusuna, “Niye pişman olayım ki, 4-1 galibim” yanıtını verdi. Özenç, 20 Ağustos 1981'de asılarak idam edildi.
Son mektubu
Mustafa Özenç'in idamı öncesinde yazdığı son mektubu şöyleydi:
“Ben hiçbir karşılık gözetmeksizin, kendimi Türkiye emekçi halklarının sömürü, baskı ve zulme karşı verdikleri “insanca yaşama” mücadelesine adadım.
Bizatihi emperyalizm tarafından yönlendirilen oligarşinin resmi, sivil tüm güçleriyle halka karşı ilan ettiği sindirme. köleleştirrne, yok etme savaşına karşı Türkiye halklarının “DEVRİMCİ YOL”unda mücadele ettim.
Yürüdüğüm yolun engebeli. dolambaçlı ve sarp olduğunu biliyordum. Doğruluğuna inandığım bu yolda ilk düşen de ben değilim. Son düşen de olmayacağım. Bu savaş kurtuluşa kadar sürecektir.
İnsanlığın bu onurlu savaşında bir sıra neferi olarak ölmek, ölümlerin en yücesidir.
Er ya da geç… Zafer Türkiye emekçi halklarının faşizme karşı birleşik devrimci savaşının olacaktır.
Her zaman için onur duyduğum. birlikte olduğumuz Türkiye emekçi halklarının kurtuluşu uğrunda omuz omuza çarpıştığımız Devrimci Yol saflarından beni ancak ve ancak ölüm ayırabilirdi. Ki bu da, geride mücadelemizi “kurtuluşa kadar” sürdürecek yoldaşlar olduğu müddetçe, şerefli bir nöbet teslimi olarak, beni hiçbir şekilde korkutacak bir olay değildir. Ancak istemeyerek bu nöbeti teslim ettiğim için üzüntü duyabilirim. Türkiye’de devrim yapmak için yola çıkan siyasi hareketimiz, izlediği doğru eylem ve mücadele çizgisiyle kısa sürede büyük mesafeler katetmiş ve emekçi kitlelerin büyük sempati ve güvenini kazanabilmiştir. Bu arada çeşitli eksikliklerimiz dolayısıyla sınıflar mücadelesinde yetişmek olanağı bulamadığımız olaylar olmuştur.
Devrimci Hareketimizin kazandığı prestijde hiç kuşkusuz, yiğitçe çatışarak, ya da işkence tezgahlarında direnip sır vermeyerek, ölen, sakat kalan ve zındanlara tıkılan yoldaşlarımızın payı çok büyüktür. Ne yazık ki yiğit yoldaşlarımızın kanı pahasına sağlanan bu prestije gölge düşüren, devrimci hareketimize önemli ölçüde zarar veren dönekler ve hainler de çıkmaktadır. Bunlar zora gelince “paçayı kurtarma” düşüncesiyle bir anda Türkiye emekçi halklarına karşı sorumluluklarını unutmakta ve acizlikleriyle hem kendilerini hem de diğer birçok kişiyi utanacak duruma düşürmektedirler.
İşin ilginç yanı böyle alçaklar, genellikle fazla işkence görmekten ziyade, psikolojik zayıflıktan dolayı çözülmektedirler.
Herşeye karşın Devrimci Hareketimizin bu sorunların üstesinden geleceğine ve Türkiye Halklarının kurtuluş bayrağını oligarşinin burçlarına dikeceğine olan inancım tamdır.
Bu inançla sizleri selamlar, devrim yolunda başarılar diler ve satırlarımı büyük devrimci CHE’nin şu sözleriyle bitiririm:
“Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin
savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa
ve silahlarımız elden ele geçecekse,
başkaları mitralyoz sesleriyle,
savaş ve de zafer naralarıyla
cenazelerimize ağıt yakacaklarsa,
Bu uğurda ölüm hoş geldi, safa geldi.”
Ayrıca bakınız
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Mustafa Ozenc 15 Ocak 1959 Samsun 20 Agustos 1981 Adana Turk Marksist militan 7 Ocak 1981 de Astsubay Ustcavus Hasan Huseyin Ozcan Astsubay Ustcavus Nihat Ozsoy Orman Muhafiz Bekcisi Hayri Simsek ve Jandarma Er Saban Ozturk u oldurdu Yargilandi ve olum cezasina carptirildi 12 Eylul Darbesi nden sonra 1980 1984 arasinda idam edilen 17 si sol goruslu 50 mahkumdan biridir Mustafa OzencDogum15 Ocak 1959 Samsun TurkiyeOlum20 Agustos 1981 22 yasinda Adana TurkiyeYasam oykusuBu baslik herhangi bir kaynak icermemektedir Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek bu basligin gelistirilmesine yardimci olunuz Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Subat 2024 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin 1959 da Samsun da dogan Mustafa Ozenc ilk ve ortaogrenimini burada tamamladi 1976 77 egitim ogretim yilinda Adana da Yuksek Muhendislik Okuluna kaydoldu Egitim gordugu Yuksek Muhendislik Okulunda Milliyetci Hareket Partisi cizgisindeki Ulkucu ogrencilerin devrimci ogrencilerin okula devamini engellemesi yuzunden yasanan catismalarda devrimci ogrencilerle birlikte tavir aldi ve Devrimci Yol orgutu saflarinda yer aldi Sadece okul ve cevresinde degil Adana daki devrimci eylemlerde de on saflarda bulundu Cezaevinden kacisi ve cinayetlerMustafa Ozenc bu donemde Anayasa yi zorla degistirmek amaciyla silahli cemiyet kurmak Anayasa yi zorla degistirmeye kalkmak ve izinsiz silah tasimak suclarindan dolayi yakalandi ve yargilandigi surecte tutuldugu Adana Kapali Cezaevi ndeyken arkadaslariyla beraber tunel kazarak 26 Haziran 1980 de kacti 12 Eylul Askeri Darbesi ile birlikte Tarsus Karabucak Ormanlari nda kendisi gibi orgut mensubu militanlarla beraber kamp kurup Devrimci Yol cevresinin kir gerillasi harekatina katildi 7 Ocak 1981 gunu Ayhan Alan ile birlikte motorsikletle arkadaslarinin yanlarina donerlerken Orman Koruma Memuru Hayri Simsek in ihbari uzerine duzenlenen operasyonda yakalandi Birlikte hareket ettigi Ayhan Alan silahli catismada yaralanirken Mustafa Ozenc de yakalanarak sorgu icin Tarsus a Merkez Jandarma Karakolu na goturuldu Uzerinde Hasan Basar sahte ismiyle duzenlenmis bir kimlik tasiyan Ozenc sorgusu yapilmak uzere saat 20 30 siralarinda karakol komutanligi odasina alindi ve burada kelepceleri cozuldu Gercek kimliginin meydana cikacagini dusunen Ozenc giymis oldugu parka altinda sakladigi ancak jandarmalar tarafindan uzeri aranmadigi icin karakola sokabildigi 7 65 mm capindaki Astra marka tabancasiyla once Orman Koruma Memuru Hayri Simsek i ardindan sorgu icin odada bulunan Jandarma Astsubay Ustcavus Hasan Huseyin Ozcan a ve silah seslerini duyarak odaya gelen Jandarma Astsubay Ustcavus Nihat Ozsoy a ates etti Mustafa Ozenc karakoldaki erlerin arasindan elinde silah gecer ve cikisa yoneldi Kapida nobet tutmakta olan karakol emniyet nobetcisi Jandarma Er Saban Ozturk un silahiyla mudahalesi uzerine onu da vurarak oldurdu ve karakoldan kactiYakalanisi yargilama ve idamMustafa Ozenc uzun arastirmalar sonrasinda 2 Mart 1981 gunu Adana da Istiklal Mahallesinde saklandigi eve duzenlenen bir operasyonda yeniden yakalandi Hemen sorguya alindi ve Karakol cinayetleri disinda hicbir suclamayi kabul etmedi Adana Kahramanmaras Gaziantep Adiyaman Hatay Icel illeri Sikiyonetim Komutanligi 1 Numarali Askeri Mahkemesi tarafindan 13 Mart 1981 de idam cezasina carptirildi Askeri Yargitay 3 Dairesi karari 23 Haziran 1981 de onaylar Devlet Baskani Orgeneral Kenan Evren baskanligindaki Milli Guvenlik Konseyi de 18 Agustos 1981 gunu yapilan 67 birlesimde cezayi onayladi Adana Merkez Cezaevinde idam edilmesinden kisa bir sure once gorevli bir uzman cavusun pisman misin sorusuna Niye pisman olayim ki 4 1 galibim yanitini verdi Ozenc 20 Agustos 1981 de asilarak idam edildi Son mektubuMustafa Ozenc in idami oncesinde yazdigi son mektubu soyleydi Ben hicbir karsilik gozetmeksizin kendimi Turkiye emekci halklarinin somuru baski ve zulme karsi verdikleri insanca yasama mucadelesine adadim Bizatihi emperyalizm tarafindan yonlendirilen oligarsinin resmi sivil tum gucleriyle halka karsi ilan ettigi sindirme kolelestirrne yok etme savasina karsi Turkiye halklarinin DEVRIMCI YOL unda mucadele ettim Yurudugum yolun engebeli dolambacli ve sarp oldugunu biliyordum Dogruluguna inandigim bu yolda ilk dusen de ben degilim Son dusen de olmayacagim Bu savas kurtulusa kadar surecektir Insanligin bu onurlu savasinda bir sira neferi olarak olmek olumlerin en yucesidir Er ya da gec Zafer Turkiye emekci halklarinin fasizme karsi birlesik devrimci savasinin olacaktir Her zaman icin onur duydugum birlikte oldugumuz Turkiye emekci halklarinin kurtulusu ugrunda omuz omuza carpistigimiz Devrimci Yol saflarindan beni ancak ve ancak olum ayirabilirdi Ki bu da geride mucadelemizi kurtulusa kadar surdurecek yoldaslar oldugu muddetce serefli bir nobet teslimi olarak beni hicbir sekilde korkutacak bir olay degildir Ancak istemeyerek bu nobeti teslim ettigim icin uzuntu duyabilirim Turkiye de devrim yapmak icin yola cikan siyasi hareketimiz izledigi dogru eylem ve mucadele cizgisiyle kisa surede buyuk mesafeler katetmis ve emekci kitlelerin buyuk sempati ve guvenini kazanabilmistir Bu arada cesitli eksikliklerimiz dolayisiyla siniflar mucadelesinde yetismek olanagi bulamadigimiz olaylar olmustur Devrimci Hareketimizin kazandigi prestijde hic kuskusuz yigitce catisarak ya da iskence tezgahlarinda direnip sir vermeyerek olen sakat kalan ve zindanlara tikilan yoldaslarimizin payi cok buyuktur Ne yazik ki yigit yoldaslarimizin kani pahasina saglanan bu prestije golge dusuren devrimci hareketimize onemli olcude zarar veren donekler ve hainler de cikmaktadir Bunlar zora gelince pacayi kurtarma dusuncesiyle bir anda Turkiye emekci halklarina karsi sorumluluklarini unutmakta ve acizlikleriyle hem kendilerini hem de diger bircok kisiyi utanacak duruma dusurmektedirler Isin ilginc yani boyle alcaklar genellikle fazla iskence gormekten ziyade psikolojik zayifliktan dolayi cozulmektedirler Herseye karsin Devrimci Hareketimizin bu sorunlarin ustesinden gelecegine ve Turkiye Halklarinin kurtulus bayragini oligarsinin burclarina dikecegine olan inancim tamdir Bu inancla sizleri selamlar devrim yolunda basarilar diler ve satirlarimi buyuk devrimci CHE nin su sozleriyle bitiririm Olum nereden ve nasil gelirse gelsin savas sloganlarimiz kulaktan kulaga yayilacaksa ve silahlarimiz elden ele gececekse baskalari mitralyoz sesleriyle savas ve de zafer naralariyla cenazelerimize agit yakacaklarsa Bu ugurda olum hos geldi safa geldi Ayrica bakinizTurkiye de sag sol catismasi Turkiye de olum cezasi 12 Eylul DarbesiKaynakca PDF 25 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi a b Yolculuk Gazete 20 Agustos 2021 Yolculuk 20 Agustos 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Eylul 2023