Osmanlılar’da resim için “nakış” ya da “tasvir” tabirleri kullanılırken minyatür sanatçıları için de ressam anlamında nakkaş ya da musavvir ismi kullanılmıştır. Minyatürler daha çok kitapları resimlemek amacıyla faaliyet gösterdiğinden resimlerin ebatları küçük tutulmuştur.
Topkapı Sarayı’nda kurulmuş olan Nakkaşhane’de nakkaşbaşının emrinde çalışan sanatkarlar, kitapların minyatürize edilmesinden, cami ve sarayların boyanıp süslenmesine kadar her türlü süsleme ve bezeme faaliyetlerinde çalışma yapmaktaydılar. Fatih döneminde saray nakkaşhanesinde beş yüz kadar ustanın çalıştığı kaydedilmektedir.
Nakkaşlık sanatı İran’da ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde İran’dan getirilen Nakkaş Şahkulu’na bir atölye tesis edilmiş ve günlük yüz akçe yevmiye ile Arslanhane binasındaki nakkaşhanede sanat icra etmiştir. Aynı dönemde Osmanlı nakkaşhanesinde ünlü tezhib ve minyatür ustaları Kara Memi ve Şaban Usta’da çalışmaktadırlar. Kanuni dönemi başlarında Kıncı Mahmut Usta da eserleri ile kendini gösteren sanatkarlardandır. Sultan III. Murat dönemi Osmanlı nakkaşlığı klasik devresini yaşamıştır. Bu dönemde Nakkaş Seyyid Lokman Hünername-i Al-i Osman adlı eseri tezyin etmiştir. Bu eser, 16. yüzyıl Osmanlı tezhip ve minyatür sanatının en güzel örnekleri ile tezyin edilmiştir.
Evliya Çelebi, nakkaşlar ile ilgili şu açıklamayı yapmaktadır: “Esnaf-ı nakkaş-ı musavveran dükkân 4, nefer 40, pirleri yoktur. Zira suret yazmak şeriatımızda memnudur (yasaklanmıştır)”. Belki de Evliya Çelebi’nin de satır aralarında anlattığı gibi Osmanlı nakkaşları, eserlerini imzalamaktan çekinerek kimliklerini gizleme yolunu tutmuşlardır.
Osmanlı Devleti’nde yağlı boya ve sulu boya ve bina boyası işleri yapan ustalara da nakkaş denilmiştir. İstanbul’da ve İmparatorluğun diğer şehirlerinde bazı sanatları icra etme yetkisi sadece Müslümanlara verilmiştir. Nakkaşlık’ta bunlardan biridir.ancak 1826- 27 yılında çıkan bir fermanla bu sanatın Osmanlı tebasın olan herkes tarafından icra edilebileceğine dair izin çıkmıştır. Levni, minyatüre getirdiği yeni üslubuyla Türk nakkaşlık sanatında bir dönüm noktası olmuştur. 19. yüzyılın batılılaşma ve yenileşme hareketleri hareketleri ile birlikte Osmanlılar’da nakkaş eseri minyatürler yerini çağdaş resim sanatına bırakmaya başlamıştır. Bu anlamda Mühendishane ve Harbiye gibi okullara resim dersinin konulması resim sanatının yazma kitapların arasından çıkarak kitlelere mal olmasına ve ressam asker sınıfının doğmasına sebep olmuştur.
İlgili makaleler
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Osmanlilar da resim icin nakis ya da tasvir tabirleri kullanilirken minyatur sanatcilari icin de ressam anlaminda nakkas ya da musavvir ismi kullanilmistir Minyaturler daha cok kitaplari resimlemek amaciyla faaliyet gosterdiginden resimlerin ebatlari kucuk tutulmustur Topkapi Sarayi nda kurulmus olan Nakkashane de nakkasbasinin emrinde calisan sanatkarlar kitaplarin minyaturize edilmesinden cami ve saraylarin boyanip suslenmesine kadar her turlu susleme ve bezeme faaliyetlerinde calisma yapmaktaydilar Fatih doneminde saray nakkashanesinde bes yuz kadar ustanin calistigi kaydedilmektedir Nakkaslik sanati Iran da ortaya cikmis ve gelismistir Kanuni Sultan Suleyman doneminde Iran dan getirilen Nakkas Sahkulu na bir atolye tesis edilmis ve gunluk yuz akce yevmiye ile Arslanhane binasindaki nakkashanede sanat icra etmistir Ayni donemde Osmanli nakkashanesinde unlu tezhib ve minyatur ustalari Kara Memi ve Saban Usta da calismaktadirlar Kanuni donemi baslarinda Kinci Mahmut Usta da eserleri ile kendini gosteren sanatkarlardandir Sultan III Murat donemi Osmanli nakkasligi klasik devresini yasamistir Bu donemde Nakkas Seyyid Lokman Hunername i Al i Osman adli eseri tezyin etmistir Bu eser 16 yuzyil Osmanli tezhip ve minyatur sanatinin en guzel ornekleri ile tezyin edilmistir Evliya Celebi nakkaslar ile ilgili su aciklamayi yapmaktadir Esnaf i nakkas i musavveran dukkan 4 nefer 40 pirleri yoktur Zira suret yazmak seriatimizda memnudur yasaklanmistir Belki de Evliya Celebi nin de satir aralarinda anlattigi gibi Osmanli nakkaslari eserlerini imzalamaktan cekinerek kimliklerini gizleme yolunu tutmuslardir Osmanli Devleti nde yagli boya ve sulu boya ve bina boyasi isleri yapan ustalara da nakkas denilmistir Istanbul da ve Imparatorlugun diger sehirlerinde bazi sanatlari icra etme yetkisi sadece Muslumanlara verilmistir Nakkaslik ta bunlardan biridir ancak 1826 27 yilinda cikan bir fermanla bu sanatin Osmanli tebasin olan herkes tarafindan icra edilebilecegine dair izin cikmistir Levni minyature getirdigi yeni uslubuyla Turk nakkaslik sanatinda bir donum noktasi olmustur 19 yuzyilin batililasma ve yenilesme hareketleri hareketleri ile birlikte Osmanlilar da nakkas eseri minyaturler yerini cagdas resim sanatina birakmaya baslamistir Bu anlamda Muhendishane ve Harbiye gibi okullara resim dersinin konulmasi resim sanatinin yazma kitaplarin arasindan cikarak kitlelere mal olmasina ve ressam asker sinifinin dogmasina sebep olmustur Ilgili makalelerNakkaslik