Sivaslı Ali Kemal (1853, Sivas - 4 Ekim 1920, Konya), İtalyan işgaline karşı Konya’da halkı örgütleyen yurtsever halk kahramanı, müderris, din bilgini.
Sivaslı Ali Kemal | |
---|---|
Doğum | 1853 Gemerek, Sivas |
Ölüm | 4 Ekim 1920 (67 yaşında) Konya |
Meslek | Halk kahramanı, müderris, din bilgini. |
Hayatı
Ali Kemal, 1853 yılında Sivas'ın Gemerek ilçesinde doğmuştur. Küçük yaşta babasını kaybetmiş, bir süre Kayseri’nin Bünyan ilçesinde dayısının yanında kalmıştır. Gaziantep, Kilis ve Mersin’de eğitimini sürdürmüş; Arapça, Farsça ve Fransızca öğrenmiştir. Mersin’de bulunduğu sırada Kıbrıs’a giderek bir papazdan Rumca öğrenmiştir. Daha sonra Konya’ya yerleşmiş, Emine Hanımla evlenmiştir. 1908 yılında açılan Konya Hukuk Mektebi'nin de ilk müderrislerinden olmuştur.
Konya'nın İşgali
İtalyanlar 1300 kişilik bir taburla Konya’yı işgal eder. İngilizler de Bağdat Demiryolunu ele geçirmek için 80 kişilik bir birlikle İtalyanlara katılır. Konya İstasyonunu denetim altına alırlar. Konya halkı işgale ilk etapta bir şaşkınlık yaşasa da bu uzun sürmez. Sivaslı Ali Kemali ve onun gibi düşünen diğer Konya aydınları başta olmak üzere halk arasında kıpırtılar başlamıştı. İstanbul Hükümeti bu kıpırtılardan hoşlanmaz. Bu maksatla Konya’ya bir ‘Nasihat Heyeti’ göndermeye karar verir. Damat Ferit Paşa, Nasihat Heyeti’ne şu emri verir: “Konya’ya gidin ve başta Ali Kemalî olmak üzere bütün halka, mütareke hükümlerine karşı gelmenin imkansızlığını ve böyle bir harekete kalkışanların ise şiddetle cezalandırılacaklarını bildirin. Heyet aldığı emirler doğrultusunda Konya’ya gelir. Ali Rıza Paşa ise önce bir zemin yoklaması yapmanın doğru olacağına inanır. Özel Sekreteri Burhan Cahit’i yanına çağırarak “Git, Sivaslı Ali Kemalî ve diğer aydınlarla görüş bakalım. Konya’ya gelen Nasihat Heyeti hakkında ne düşünüyorlar bir sor.” Burhan Cahit, Ali Kemalî’nin yanına gider ve heyet hakkında görüşünü sorar. Ali Kemalî gür sesiyle kararlı bir şekilde: “Konya halkı, ruhunda vatanseverlik, kafasında haysiyet, kanında Türklük olan memleketin her namuslu ve faziletli ferdinin yapacağı aynı şeyi yapacak, vatanını müdafaa edecektir. Bu hak ve şeref yolunda temsil edecek kıymetli evladını bu halk hiç şüphesiz bulacaktır. Tarihimiz meydandadır. Türk milleti tarihinin hiçbir devrinde rehberden mahrum kalmamıştır. Vatanseverlik ve fazilet bu mukaddes rehberin hizmetine yardımcı olmaktır.”
Burhan Cahit, Ali Kemalî’nin bu sözlerini dikkatle dinledikten sonra şaşırmış bir halde yanından ayrılır ve diğer aydınların görüşünü sormadan Ali Rıza Paşa’nın yanına gider. Ali Rıza paşa, Burhan Cahit’i dinledikten sonra kim bu rehber diye şaşırır. Ali Kemali ise bu sözleri söylerken kafasında kendine bir rehber bulmuştur bile. Nitekim Şehzade Abdürrahim Efendi’ye bir mektup göndererek şöyle der: “Eğer o muhteşem imparatorluğu kurmuş, onu üç kıta üzerinde adalet ve hak duygularıyla hakim kılmış ecdadına laik ise seci ve kahraman milletin başında veya yanında olmalıdır.” Tüm bu konuşmaların ve mektubun kendisine ulaşmasından sonra deliye dönen Damat Ferit Paşa, bu konuların değil fiiliyat sahasına geçmesini, konuşulmasını bile tehlikeli görür. Yanında bulunan yardımcılarına dönerek, “Şehzadeyi Konya’da hiç kimse ile görüştürmeden derhal İstanbul’a getirdiniz…” Gelişmeler yaşanırken İzmir’in işgali haberi gelir. Konya halkı beyninden vurulmuşa döner. Halk derin bir üzüntüye dalar. Azınlıklar ise bu habere duyar duymaz sevinç gösterileri yapar, taşkınlık çıkartırlar, Yunan bayraklarıyla Konya sokaklarında yaşasın ‘Zito Venizelos’ diye naralar atarlar. Vali cemal bey ise İngiliz uşağı olduğu için bu olayları görmezden gelir. Hatta bunları tertipleyenleri doğrudan destekler. Polis Müdürü Halis Bey, azınlıkların tüm yaptıklarını görmezden gelerek milliyetçiler üzerinde baskı yapar.
Ali Kemalî Efendi, “Bu olaylara karşı bir şey yapılmalı” der. Bu amaçla kendi gibi vatansever olan Müftü Ömer Vehbi Efendi, Gilisralı Hacı Tahir Efendi ve diğer güvendiği şahsiyetleri toplar ve onlara şu teklifte bulunur: “Vali burada İngilizler ve İtalyanlardan güç alıyor. Bunlar çok azınlıktır. Eğer İtalyan ve İngilizlerin bu kadar az kuvvetle şehirde beldeyi işgal etmiş olarak kalmalarına müsaade edilirse kendilerine cesaret gelir, öbür şerhlerimizi de ele geçirirler. Buna lâkayt kalınamaz. Halk toplanmalı işgal protesto edilmeli. İcabında fiili mücadele bile göze alınmalıdır. Eğer kararlı ve cesaretli olursak bunlar def olur gider, onları vali takip eder…” Davetliler konuşmayı takdirle karşılar. Bu konuşma kısa sürede halk arasında etkisini gösterir. İşgale karşı başlayan mitingler, gösteriler birbirini takip eder. Fakat bir türlü Vali Cemal Bey, Konya’yı terk etmez. Bu duruma Ankara’da el atmaya karar verir. Ankara’ya göre Konya’nın Kuvâ-yi Milliye’ye kazandırılması zamanı gelmiştir. Esaslı bir şekilde mücadele etmek, her ne pahasına olursa olsun Cemal Bey’i şehirden uzaklaştırmak gerekir. Ankara, valiyi Konya’dan uzaklaştırmak için Refet Bey’i yollar. Refet Bey’in Heyet-i Temsiliye tarafından büyük bir kuvvetle gönderildiği haberi, işgalleri protesto mitinginden çok daha fazla halk üzerinde heyecan yaratır. Vali Cemal Bey ise bu duruma mani olmak amacıyla hapishanedeki mahkûmları serbest bırakır ve onları silahlandırır. Ama bu durum halk arasında ters tepki yaratır. Halk ayaklanır. İşgal kuvvetleri de Hristiyan ahalinin zarar görebileceği düşüncesiyle gelişmelerden uzak dururlar. Gelişmelerden ürken valiye bir de kazalardan hayatının tehlikede olduğunu bildiren telgraflar gelir. Vali büyük bir telaşa kapılarak ne yapacağını şaşırır. 25-26 Eylüle bağlayan gece polis himayesinde İstanbul’a hareket eden trenin un çuvalları ile dolu yük vagonuna binerek polis müdürü ile gizlice şehri terk eder.
Konya ve Milli Mücadele
Konya artık Milli Mücadele'nin tam yanındadır. Hiç vakit kaybedilmeden kurulur. Azınlıkların ‘Yaşasın Venizelos’ bağırmaları karşılık artık her tarafta halk korkmadan ‘Yaşasın Mustafa Kemal’ diye bağırır.
İngilizler ise bu durumdan hoşlanmaz. İngiliz generali Milne, İtalyan İşgal Komutanını yanına çağırarak, şimdi gidiniz ve Mustafa Kemal’in lehinde yazı yazan ve Kuvâ-yi Milliye’ye destek veren Öğüd gazetesini kapatınız. Bu olay halk arasında daha büyük tepkiye neden olur. Durum Mustafa Kemal Paşa’ya bildirilir. Paşa ‘başka bir imtiyazla yeni bir gazete çıkarılsın, protestolara devam edilsin’ der. Bu çağrıdan sonra hükûmet meydanı halk tarafından tıklım tıklım doldurulur. İtalyanlar ise iki taburluk askerle yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Bir kenara çekilerek seyirci kalırlar. Ali Kemalî kürsüye çıkar, “Ey ahali, ey Konyalılar, gazete demek bir milletin dili demektir. General Milne dilimizi kesti.” Halk Ali Kemali’nin sözünü keserek kahrolsun Milne sloganları atar. Ali Kemalî ise “Bizi susturamazlar. Dönersek kahpeyiz, millet yolunda bir azimetten. Bu millet ölmedi, ölmeyecektir. Bu gün Öğüd’ü kapatmışlarsa yarın başka bir Öğüd çıkacak.” Konuşma devam ederken topluluktan gür bir ses yükselir, “Havadis Yazıyor, Nasihat Yazıyor!” Ali Kemalî, “Evet aziz Konyalılar! Duyuyorsunuz. Öğüd gazetesi sustuysa işte Nasihat gazetesi size sesleniyor…” Kalabalık bu konuşmadan sonra coşkuludur. Göz yaşları dökenler vardır. Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti, halkı uyandırmaya ve milli kurtuluş yoluna sevk etme yönünden büyük başarı gösterir. Miting ve gösteriler, milli ruh ve şuurun diri tutulması açısından faydalı olur. Ali Kemalî ise daha fazla şeyin yapılmasını ister. Ankara onlardan yardım beklemektedir. Orduya para, yiyecek, giyecek, ulaşım araçları lazımdır. Bunun üzerine Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetini genel bir görüşme için toplar. Toplantıya katılan davetliler niye toplandıklarını anlayamamışlardı. Ali Kemalî kürsüye çıkar: “İstanbul Hükümeti artık tefessüh etmiştir. Ankara, vatanı ve milleti kurtarabilir. Bu amaçla Kuvâ-yi Milliye’ye yardım etmek gerekir.” Delegeler artık ne için toplandıklarını anlamışlardı. Konuşmayı takdirle karşıladılar. Her şeyden önce Kuvâ-yi Milliye’nin millet tarafından desteklenmesi lazım. Değilse netice alınamayacaktır. Ali Kemalî bunun şuurundadır. Milli dava yolunda fedakârlık, canlardan önce mal varlıklarını sunulması ile gerçekleşebilirdi. Bu konuya Konya halkı büyük bir coşku ile destek verir. Hemen o zaman kadar Anadolu’nun başka bir yerinde kurulmamış olan Muavenet-i Milliye (Milli Yardım) teşkilatı kuruldu. Kurulur kurulmaz halk elinde ne varsa Ankara’ya Milli davanın merkezine göndermek için büyük bir coşkuyla koşuyordu. Ayakkabıcılar Millî Orduya ayakkabı, Türk Kadını ordu için çorap diker, Nalbantlar ise süvarilerimizin atları için nal yapar. Konya’daki bu millî heyecanı Refet Paşa an ve an Ankara’ya çektiği telgraflarda Milli Kurtuluş için Konya yediden yetmişine büyük bir coşkuyla çalıştığını bildirir. Mustafa Kemal Paşa da vaziyeti alaka ve ciddiyetle takip eder ve takdirle karşılar. Bu amaçla 3 Ağustos 1920’de Konya’ya gelir. Durumu gözleriyle görür. Milli Mücadeleye büyük bir destek veren Ali Kemalî Efendi’yi çalışmaları için takdir eder. Dönüşünde ise yanında bulunan Refet Paşa’ya: “O, Ali Kemalî Efendi’yi anlatmak istediğinden daha başka meziyetlerle de buldum. Eğer her vilayet, sancak ve kazada bir emsali bulunabilirse, istiklâl ve medeniyet yolunda erişemeyeceğimiz yer yoktur…” der. Tüm bu gelişmeler yaşanırken İngilizlerde boş durmaz. İngilizler, Konya’da isyan çıkarmak için fırsat kollar ve bazı kişileri kışkırtmaya çalışır. Bu durumun farkına varan Konya yönetimi kargaşa çıkartılmak istendiği sezer. İçlerinde Delibaş Mehmet’in de bulunduğu birçok zanlı göz altına alınır. Ali Kemalî’nin bu tutuklananlar hakkındaki düşüncesi ise bunlar ne yaptığını bilmeyen, cahil ve masum insanlardır. Ali Kemalî, Mustafa Kemal Paşa’nın Konya’ya geldiğinde yanına gider ve aralarında şöyle bir konuşma geçer. Mustafa Kemal Paşa- “Hocam, hizmetinizi, takdir ediyorum. El birliği ile bu vatanı kurtaracağız.” Ali Kemalî- “İnşallah Paşam. Sağolunuz. Millet sizinle beraberdir. Yalnız bir maruzatım var. Birkaç gün evvel küçük bir hadise olmuş. Ne yaptığını bilmez, cahil ve masum kimseler var. Bunları serbest bıraksanız iyi olur.” Mustafa Kemal- “Tekrar bir olay çıkarmasınlar.” Ali Kemalî- “Ben kefilim efendim.” Mustafa Kemal Paşa, bunların tekrar bir olay çıkarmalarından korkar. Ama Ali Kemalî’nin iyi niyet göstermesi nedeniyle serbest bırakılmasını bildirir. Yalnız Ali Kemalî’nin bu iyi niyeti ölümüne neden olacaktı. Serbest kalan Delibaş Mehmet, Müdafaa-ı Hukuk emrinde çalışacağına söz verir. Saf fakat gösterişe, merasime düşkün birisidir. Emrindeki kuvvetlerle Konya’ya giriş ve çıkışlarında, hakiki bir kumandan gibi bando ile karşılanır ve uğurlanır. Konya Valisi Haydar Bey, Delibaşı, vilayet makamına çağırır. Ona, binbaşılık rütbesi ve yetkisini verir, beline de gümüş saplı bir kılıç kuşatır. Delibaş, iyice şımarır. Valiyle konuşmaları sırasında anasının Arnavut olduğunu söyler. Vali Haydar Bey de, “Ben de Arnavut’um. O halde besa yapalım. Sen bana karşı gelmeyeceksin. Ben de seni himaye edeceğim.” Validen asker toplamak için izin de alır. Konya Valisi Haydar Bey’in de destek vermesiyle, çoğu asker kaçağı 500 kadar silahlıyı Kuvâ-yi Milliye’ye katılmak amacıyla Alibeyhüyüğü köyünde toplar. Köyün ortasındaki meydanda sarıklı, fesli, poşulu her sınıftan insanlar vardı. Üstleri başları yırtık elbiseli, hiçbir şeyden habersiz, çoğu da çevre köylerden olan zavallı insanlardı. Hatta çoğu yerde vatan ve din uğruna düşmanla savaşmak, onları yurttan kovmak için cephe oluşturduklarına inanmıştı. Bu söylemlerin doğru olmadığını, Konya’yı Mustafa Kemal’cilerin elinden almak için bastıkları, din kardeşleri ile savaşa giriştikleri zaman anlayacaklardı. Ali Kemalî gelişmelerden endişe duymaktadır. Delibaş Mehmet’in cepheye gitmeyeceğini düşmanla dövüşmeyeceğini çok iyi bilir. Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti üyeleri ile valiyi ziyarete gider. Valiye, “Lütfen Delibaş Mehmet adlı adama yüz vermeyin. Yoksa bunların memleketimize zarar verebilmeleri ihtimali büyüktür.” Vali ise hiçbir şey olmamış gibi güler ve konuşulanları duymazdan gelir. Her tarafta Konya’nın basılacağı haberi gelir. Bu durum Ali Kemalî’yi düşündürür. Delibaş, cahil bir hocaya yazdırdığı duayı okutarak, davullu zurnalı bir törenle “Padişahım Çok Yaşa” naraları ile isyanı başlatır. Halk olaylardan oldukça korkulu ve endişelidir. İşin yanlışlığını düşünenlerin yapacakları bir şey yoktur. 3 Ekim 1920 sabahı, alacakaranlıkta kurşun sesleri arasında gözlerini açan Ali Kemalî, Konya’nın Delibaş tarafından basıldığını anlamış, heyecansız sabah namazını eda ederek, tevekkülle sedirinde istirahatına geçmişti. Delibaş ve avanesi, Ali Kemalî’yi unutmaz. Konya basılıp, Alaeddin Tepesi’ndeki müdafiler ablukaya alındıktan sonra, bir grup avane Ali Kemalî’nin Piri Mehmet Paşa Mahallesi’ndeki evine doğru yürür. Bu sırada Ali Kemali’nin zevcesi Emine Hanım, telaş ve endişe ile: “Aman Efendi, seni yüklüğe saklıyayım. Ortalık pek karışık, korkarım başına bir iş gelir” diye yalvarır. Ali Kemalî: “Kadere rıza göstermek lazımdır” der, kapıyı açtırır. Delibaş’ın adamları Ali Kemalî’yi yaka paça dışarı çıkarır, türlü hakaret ve eziyetlerle sürükleyerek, Kayıklı Kahve civarındaki hapishane olarak Abdurrahim Hanı’na atarlar. Burada Ali Kemalî gibi, sürüklenip getirilen çoğu subay ve memur kesimler de vardı. Ali Kemalî, bunlara nasihat ederek teskine çalışır, biraz sonra da Piri Mehmet Paşa Camii’ne götürülür. Piri Mehmet Paşa Camii’nde, Akşehirli Ahmed Efendi ile buluşan Ali Kemalî, o gece sabaha kadar mihrabın önünde dua eder. Sabah diğer mahkûmlarla birlikte Arslanlı Kışla yoluna düşmüşlerdir. Ali Kemalî, 67 yaşında kafilenin gerisinde sürüklene sürüklene gider, ara sıra inen sopa darbelerine hiç ses çıkarmayarak, sadece “Allah!” der. Beyaz sakal’ı şakağından sızan kanlarla kıpkırmızı olur. Son bir darbe onu yere serer. Nefesi güçlükle çıkarak: “Allah sizleri affetsin… Ben affettim. Çünkü sizler cehlin elinde cezanızı çekiyorsunuz” diyerek ruhunu teslim eder. Son nefesinde bile metanetini elden bırakmamış, doğru bildiği yolda canını feda etmiştir. Ama cehalet cesedini de rahat bırakmaz. Cesedi, Delibaşın adamları tarafından üzeri soyularak bir arabaya atılır, Hükûmet Meydanına getirilir. Şehrin içi karmakarışık ve tehlikelerle doludur. Şehidin cenazesi saatlerce orada kalır. Bu sırada isyancılardan Çifte Merdiven Mahalleli Mecik Oğlu Purkar Artin, Ali Kemalî’nin cesedini dakikalarca tekmeleyerek: “Boynuzlu gidi, hadi halka nutuk et!” diyerek hakaret eder. Buna rağmen yakın dostları tarafından cesedi alandan kaldırılır, Selimiye Camii’nde gözyaşları arasında cenaze namazı kılınarak Üçler Mezarlığı’na defnedilir. Olaydan sonra Ankara Hükûmeti isyanı bastırmak için bir kuvvet gönderir. İsyancıların hepsi yakalanır ve mahkemeye çıkarılarak idamda dahil çeşitli cezalara çaptırılırlar.
Âşık Abdi, bir destanında hadiseyi şöyle anlatır:
Üç Teşrin sabahı bir ateş düştü
Neye uğradığını bilmez ahali.
Ol günde şahadet şerbetin içti
Müderris Sivaslı Ali Kemalî…
Kaynakça
- http://www.merhabahaber.com/news_detail.php?id=16738 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sivasli Ali Kemal 1853 Sivas 4 Ekim 1920 Konya Italyan isgaline karsi Konya da halki orgutleyen yurtsever halk kahramani muderris din bilgini Sivasli Ali KemalDogum1853 Gemerek SivasOlum4 Ekim 1920 67 yasinda KonyaMeslekHalk kahramani muderris din bilgini HayatiAli Kemal 1853 yilinda Sivas in Gemerek ilcesinde dogmustur Kucuk yasta babasini kaybetmis bir sure Kayseri nin Bunyan ilcesinde dayisinin yaninda kalmistir Gaziantep Kilis ve Mersin de egitimini surdurmus Arapca Farsca ve Fransizca ogrenmistir Mersin de bulundugu sirada Kibris a giderek bir papazdan Rumca ogrenmistir Daha sonra Konya ya yerlesmis Emine Hanimla evlenmistir 1908 yilinda acilan Konya Hukuk Mektebi nin de ilk muderrislerinden olmustur Konya nin IsgaliItalyanlar 1300 kisilik bir taburla Konya yi isgal eder Ingilizler de Bagdat Demiryolunu ele gecirmek icin 80 kisilik bir birlikle Italyanlara katilir Konya Istasyonunu denetim altina alirlar Konya halki isgale ilk etapta bir saskinlik yasasa da bu uzun surmez Sivasli Ali Kemali ve onun gibi dusunen diger Konya aydinlari basta olmak uzere halk arasinda kipirtilar baslamisti Istanbul Hukumeti bu kipirtilardan hoslanmaz Bu maksatla Konya ya bir Nasihat Heyeti gondermeye karar verir Damat Ferit Pasa Nasihat Heyeti ne su emri verir Konya ya gidin ve basta Ali Kemali olmak uzere butun halka mutareke hukumlerine karsi gelmenin imkansizligini ve boyle bir harekete kalkisanlarin ise siddetle cezalandirilacaklarini bildirin Heyet aldigi emirler dogrultusunda Konya ya gelir Ali Riza Pasa ise once bir zemin yoklamasi yapmanin dogru olacagina inanir Ozel Sekreteri Burhan Cahit i yanina cagirarak Git Sivasli Ali Kemali ve diger aydinlarla gorus bakalim Konya ya gelen Nasihat Heyeti hakkinda ne dusunuyorlar bir sor Burhan Cahit Ali Kemali nin yanina gider ve heyet hakkinda gorusunu sorar Ali Kemali gur sesiyle kararli bir sekilde Konya halki ruhunda vatanseverlik kafasinda haysiyet kaninda Turkluk olan memleketin her namuslu ve faziletli ferdinin yapacagi ayni seyi yapacak vatanini mudafaa edecektir Bu hak ve seref yolunda temsil edecek kiymetli evladini bu halk hic suphesiz bulacaktir Tarihimiz meydandadir Turk milleti tarihinin hicbir devrinde rehberden mahrum kalmamistir Vatanseverlik ve fazilet bu mukaddes rehberin hizmetine yardimci olmaktir Burhan Cahit Ali Kemali nin bu sozlerini dikkatle dinledikten sonra sasirmis bir halde yanindan ayrilir ve diger aydinlarin gorusunu sormadan Ali Riza Pasa nin yanina gider Ali Riza pasa Burhan Cahit i dinledikten sonra kim bu rehber diye sasirir Ali Kemali ise bu sozleri soylerken kafasinda kendine bir rehber bulmustur bile Nitekim Sehzade Abdurrahim Efendi ye bir mektup gondererek soyle der Eger o muhtesem imparatorlugu kurmus onu uc kita uzerinde adalet ve hak duygulariyla hakim kilmis ecdadina laik ise seci ve kahraman milletin basinda veya yaninda olmalidir Tum bu konusmalarin ve mektubun kendisine ulasmasindan sonra deliye donen Damat Ferit Pasa bu konularin degil fiiliyat sahasina gecmesini konusulmasini bile tehlikeli gorur Yaninda bulunan yardimcilarina donerek Sehzadeyi Konya da hic kimse ile gorusturmeden derhal Istanbul a getirdiniz Gelismeler yasanirken Izmir in isgali haberi gelir Konya halki beyninden vurulmusa doner Halk derin bir uzuntuye dalar Azinliklar ise bu habere duyar duymaz sevinc gosterileri yapar taskinlik cikartirlar Yunan bayraklariyla Konya sokaklarinda yasasin Zito Venizelos diye naralar atarlar Vali cemal bey ise Ingiliz usagi oldugu icin bu olaylari gormezden gelir Hatta bunlari tertipleyenleri dogrudan destekler Polis Muduru Halis Bey azinliklarin tum yaptiklarini gormezden gelerek milliyetciler uzerinde baski yapar Ali Kemali Efendi Bu olaylara karsi bir sey yapilmali der Bu amacla kendi gibi vatansever olan Muftu Omer Vehbi Efendi Gilisrali Haci Tahir Efendi ve diger guvendigi sahsiyetleri toplar ve onlara su teklifte bulunur Vali burada Ingilizler ve Italyanlardan guc aliyor Bunlar cok azinliktir Eger Italyan ve Ingilizlerin bu kadar az kuvvetle sehirde beldeyi isgal etmis olarak kalmalarina musaade edilirse kendilerine cesaret gelir obur serhlerimizi de ele gecirirler Buna lakayt kalinamaz Halk toplanmali isgal protesto edilmeli Icabinda fiili mucadele bile goze alinmalidir Eger kararli ve cesaretli olursak bunlar def olur gider onlari vali takip eder Davetliler konusmayi takdirle karsilar Bu konusma kisa surede halk arasinda etkisini gosterir Isgale karsi baslayan mitingler gosteriler birbirini takip eder Fakat bir turlu Vali Cemal Bey Konya yi terk etmez Bu duruma Ankara da el atmaya karar verir Ankara ya gore Konya nin Kuva yi Milliye ye kazandirilmasi zamani gelmistir Esasli bir sekilde mucadele etmek her ne pahasina olursa olsun Cemal Bey i sehirden uzaklastirmak gerekir Ankara valiyi Konya dan uzaklastirmak icin Refet Bey i yollar Refet Bey in Heyet i Temsiliye tarafindan buyuk bir kuvvetle gonderildigi haberi isgalleri protesto mitinginden cok daha fazla halk uzerinde heyecan yaratir Vali Cemal Bey ise bu duruma mani olmak amaciyla hapishanedeki mahkumlari serbest birakir ve onlari silahlandirir Ama bu durum halk arasinda ters tepki yaratir Halk ayaklanir Isgal kuvvetleri de Hristiyan ahalinin zarar gorebilecegi dusuncesiyle gelismelerden uzak dururlar Gelismelerden urken valiye bir de kazalardan hayatinin tehlikede oldugunu bildiren telgraflar gelir Vali buyuk bir telasa kapilarak ne yapacagini sasirir 25 26 Eylule baglayan gece polis himayesinde Istanbul a hareket eden trenin un cuvallari ile dolu yuk vagonuna binerek polis muduru ile gizlice sehri terk eder Konya ve Milli MucadeleKonya artik Milli Mucadele nin tam yanindadir Hic vakit kaybedilmeden kurulur Azinliklarin Yasasin Venizelos bagirmalari karsilik artik her tarafta halk korkmadan Yasasin Mustafa Kemal diye bagirir Ingilizler ise bu durumdan hoslanmaz Ingiliz generali Milne Italyan Isgal Komutanini yanina cagirarak simdi gidiniz ve Mustafa Kemal in lehinde yazi yazan ve Kuva yi Milliye ye destek veren Ogud gazetesini kapatiniz Bu olay halk arasinda daha buyuk tepkiye neden olur Durum Mustafa Kemal Pasa ya bildirilir Pasa baska bir imtiyazla yeni bir gazete cikarilsin protestolara devam edilsin der Bu cagridan sonra hukumet meydani halk tarafindan tiklim tiklim doldurulur Italyanlar ise iki taburluk askerle yapabilecekleri hicbir sey yoktur Bir kenara cekilerek seyirci kalirlar Ali Kemali kursuye cikar Ey ahali ey Konyalilar gazete demek bir milletin dili demektir General Milne dilimizi kesti Halk Ali Kemali nin sozunu keserek kahrolsun Milne sloganlari atar Ali Kemali ise Bizi susturamazlar Donersek kahpeyiz millet yolunda bir azimetten Bu millet olmedi olmeyecektir Bu gun Ogud u kapatmislarsa yarin baska bir Ogud cikacak Konusma devam ederken topluluktan gur bir ses yukselir Havadis Yaziyor Nasihat Yaziyor Ali Kemali Evet aziz Konyalilar Duyuyorsunuz Ogud gazetesi sustuysa iste Nasihat gazetesi size sesleniyor Kalabalik bu konusmadan sonra coskuludur Goz yaslari dokenler vardir Mudafaa i Hukuk Cemiyeti halki uyandirmaya ve milli kurtulus yoluna sevk etme yonunden buyuk basari gosterir Miting ve gosteriler milli ruh ve suurun diri tutulmasi acisindan faydali olur Ali Kemali ise daha fazla seyin yapilmasini ister Ankara onlardan yardim beklemektedir Orduya para yiyecek giyecek ulasim araclari lazimdir Bunun uzerine Mudafaa i Hukuk Cemiyetini genel bir gorusme icin toplar Toplantiya katilan davetliler niye toplandiklarini anlayamamislardi Ali Kemali kursuye cikar Istanbul Hukumeti artik tefessuh etmistir Ankara vatani ve milleti kurtarabilir Bu amacla Kuva yi Milliye ye yardim etmek gerekir Delegeler artik ne icin toplandiklarini anlamislardi Konusmayi takdirle karsiladilar Her seyden once Kuva yi Milliye nin millet tarafindan desteklenmesi lazim Degilse netice alinamayacaktir Ali Kemali bunun suurundadir Milli dava yolunda fedakarlik canlardan once mal varliklarini sunulmasi ile gerceklesebilirdi Bu konuya Konya halki buyuk bir cosku ile destek verir Hemen o zaman kadar Anadolu nun baska bir yerinde kurulmamis olan Muavenet i Milliye Milli Yardim teskilati kuruldu Kurulur kurulmaz halk elinde ne varsa Ankara ya Milli davanin merkezine gondermek icin buyuk bir coskuyla kosuyordu Ayakkabicilar Milli Orduya ayakkabi Turk Kadini ordu icin corap diker Nalbantlar ise suvarilerimizin atlari icin nal yapar Konya daki bu milli heyecani Refet Pasa an ve an Ankara ya cektigi telgraflarda Milli Kurtulus icin Konya yediden yetmisine buyuk bir coskuyla calistigini bildirir Mustafa Kemal Pasa da vaziyeti alaka ve ciddiyetle takip eder ve takdirle karsilar Bu amacla 3 Agustos 1920 de Konya ya gelir Durumu gozleriyle gorur Milli Mucadeleye buyuk bir destek veren Ali Kemali Efendi yi calismalari icin takdir eder Donusunde ise yaninda bulunan Refet Pasa ya O Ali Kemali Efendi yi anlatmak istediginden daha baska meziyetlerle de buldum Eger her vilayet sancak ve kazada bir emsali bulunabilirse istiklal ve medeniyet yolunda erisemeyecegimiz yer yoktur der Tum bu gelismeler yasanirken Ingilizlerde bos durmaz Ingilizler Konya da isyan cikarmak icin firsat kollar ve bazi kisileri kiskirtmaya calisir Bu durumun farkina varan Konya yonetimi kargasa cikartilmak istendigi sezer Iclerinde Delibas Mehmet in de bulundugu bircok zanli goz altina alinir Ali Kemali nin bu tutuklananlar hakkindaki dusuncesi ise bunlar ne yaptigini bilmeyen cahil ve masum insanlardir Ali Kemali Mustafa Kemal Pasa nin Konya ya geldiginde yanina gider ve aralarinda soyle bir konusma gecer Mustafa Kemal Pasa Hocam hizmetinizi takdir ediyorum El birligi ile bu vatani kurtaracagiz Ali Kemali Insallah Pasam Sagolunuz Millet sizinle beraberdir Yalniz bir maruzatim var Birkac gun evvel kucuk bir hadise olmus Ne yaptigini bilmez cahil ve masum kimseler var Bunlari serbest biraksaniz iyi olur Mustafa Kemal Tekrar bir olay cikarmasinlar Ali Kemali Ben kefilim efendim Mustafa Kemal Pasa bunlarin tekrar bir olay cikarmalarindan korkar Ama Ali Kemali nin iyi niyet gostermesi nedeniyle serbest birakilmasini bildirir Yalniz Ali Kemali nin bu iyi niyeti olumune neden olacakti Serbest kalan Delibas Mehmet Mudafaa i Hukuk emrinde calisacagina soz verir Saf fakat gosterise merasime duskun birisidir Emrindeki kuvvetlerle Konya ya giris ve cikislarinda hakiki bir kumandan gibi bando ile karsilanir ve ugurlanir Konya Valisi Haydar Bey Delibasi vilayet makamina cagirir Ona binbasilik rutbesi ve yetkisini verir beline de gumus sapli bir kilic kusatir Delibas iyice simarir Valiyle konusmalari sirasinda anasinin Arnavut oldugunu soyler Vali Haydar Bey de Ben de Arnavut um O halde besa yapalim Sen bana karsi gelmeyeceksin Ben de seni himaye edecegim Validen asker toplamak icin izin de alir Konya Valisi Haydar Bey in de destek vermesiyle cogu asker kacagi 500 kadar silahliyi Kuva yi Milliye ye katilmak amaciyla Alibeyhuyugu koyunde toplar Koyun ortasindaki meydanda sarikli fesli posulu her siniftan insanlar vardi Ustleri baslari yirtik elbiseli hicbir seyden habersiz cogu da cevre koylerden olan zavalli insanlardi Hatta cogu yerde vatan ve din ugruna dusmanla savasmak onlari yurttan kovmak icin cephe olusturduklarina inanmisti Bu soylemlerin dogru olmadigini Konya yi Mustafa Kemal cilerin elinden almak icin bastiklari din kardesleri ile savasa giristikleri zaman anlayacaklardi Ali Kemali gelismelerden endise duymaktadir Delibas Mehmet in cepheye gitmeyecegini dusmanla dovusmeyecegini cok iyi bilir Mudafaa i Hukuk Cemiyeti uyeleri ile valiyi ziyarete gider Valiye Lutfen Delibas Mehmet adli adama yuz vermeyin Yoksa bunlarin memleketimize zarar verebilmeleri ihtimali buyuktur Vali ise hicbir sey olmamis gibi guler ve konusulanlari duymazdan gelir Her tarafta Konya nin basilacagi haberi gelir Bu durum Ali Kemali yi dusundurur Delibas cahil bir hocaya yazdirdigi duayi okutarak davullu zurnali bir torenle Padisahim Cok Yasa naralari ile isyani baslatir Halk olaylardan oldukca korkulu ve endiselidir Isin yanlisligini dusunenlerin yapacaklari bir sey yoktur 3 Ekim 1920 sabahi alacakaranlikta kursun sesleri arasinda gozlerini acan Ali Kemali Konya nin Delibas tarafindan basildigini anlamis heyecansiz sabah namazini eda ederek tevekkulle sedirinde istirahatina gecmisti Delibas ve avanesi Ali Kemali yi unutmaz Konya basilip Alaeddin Tepesi ndeki mudafiler ablukaya alindiktan sonra bir grup avane Ali Kemali nin Piri Mehmet Pasa Mahallesi ndeki evine dogru yurur Bu sirada Ali Kemali nin zevcesi Emine Hanim telas ve endise ile Aman Efendi seni yukluge sakliyayim Ortalik pek karisik korkarim basina bir is gelir diye yalvarir Ali Kemali Kadere riza gostermek lazimdir der kapiyi actirir Delibas in adamlari Ali Kemali yi yaka paca disari cikarir turlu hakaret ve eziyetlerle surukleyerek Kayikli Kahve civarindaki hapishane olarak Abdurrahim Hani na atarlar Burada Ali Kemali gibi suruklenip getirilen cogu subay ve memur kesimler de vardi Ali Kemali bunlara nasihat ederek teskine calisir biraz sonra da Piri Mehmet Pasa Camii ne goturulur Piri Mehmet Pasa Camii nde Aksehirli Ahmed Efendi ile bulusan Ali Kemali o gece sabaha kadar mihrabin onunde dua eder Sabah diger mahkumlarla birlikte Arslanli Kisla yoluna dusmuslerdir Ali Kemali 67 yasinda kafilenin gerisinde suruklene suruklene gider ara sira inen sopa darbelerine hic ses cikarmayarak sadece Allah der Beyaz sakal i sakagindan sizan kanlarla kipkirmizi olur Son bir darbe onu yere serer Nefesi guclukle cikarak Allah sizleri affetsin Ben affettim Cunku sizler cehlin elinde cezanizi cekiyorsunuz diyerek ruhunu teslim eder Son nefesinde bile metanetini elden birakmamis dogru bildigi yolda canini feda etmistir Ama cehalet cesedini de rahat birakmaz Cesedi Delibasin adamlari tarafindan uzeri soyularak bir arabaya atilir Hukumet Meydanina getirilir Sehrin ici karmakarisik ve tehlikelerle doludur Sehidin cenazesi saatlerce orada kalir Bu sirada isyancilardan Cifte Merdiven Mahalleli Mecik Oglu Purkar Artin Ali Kemali nin cesedini dakikalarca tekmeleyerek Boynuzlu gidi hadi halka nutuk et diyerek hakaret eder Buna ragmen yakin dostlari tarafindan cesedi alandan kaldirilir Selimiye Camii nde gozyaslari arasinda cenaze namazi kilinarak Ucler Mezarligi na defnedilir Olaydan sonra Ankara Hukumeti isyani bastirmak icin bir kuvvet gonderir Isyancilarin hepsi yakalanir ve mahkemeye cikarilarak idamda dahil cesitli cezalara captirilirlar Asik Abdi bir destaninda hadiseyi soyle anlatir Uc Tesrin sabahi bir ates dustu Neye ugradigini bilmez ahali Ol gunde sahadet serbetin icti Muderris Sivasli Ali Kemali Kaynakcahttp www merhabahaber com news detail php id 16738 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde