Sonar (Sound Navigation and Ranging), ses dalgalarını kullanarak cismin boyut, uzaklık ve diğer verileri görmemize yarayan alet. Sesin su altında yayılmasını kullanarak su altında/ üstünde gezmeyi, haberleşmeyi ve diğer cisimleri tespit etmeyi sağlayan bir tekniktir.
Sonar İngilizce “Sound Navigation and Ranging” ifadesinin kısaltımı olan, ses dalgalarıyla bir cismin uzaklığını, boyutunu ve diğer verileri hakkında bilgi almak için kullanılan aletin adıdır. Sonar sistem ilk olarak denizaltıları için üretilmiştir. Ses dalgalarının su altında yayılması özelliğinden faydalanılarak, su altında/üstünde gezinmeyi, mesafe aralığını hesaplamayı, haberleşmeyi ve diğer cisimler hakkında bilgi edinmeyi sağlayan bir tekniktir. Sonarı yunuslar iletişim için, yarasalar ise yön bulmada kullanır.Sonar sistem aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılır. Pasif sonar gemiler tarafından yapılan sesi dinlemektedir; Aktif sonar atış sesleri yayar ve yankıları dinler.
Tarihi
Bazı hayvanlar (yunuslar ve yarasalar) milyonlarca yıldır iletişim ve nesne tespiti için ses kullansalar da suyun insanlar tarafından kullanımı ilk olarak Leonardo da Vinci tarafından 1490'da kaydedildi. 19. yüzyılda, deniz fenerlerine bir tehlike uyarısı yapmak için bir yardımcı sualtı çanı kullanıldı. Kanadalı mühendis Reginald Fessenden, Boston'daki Denizaltı Sinyali Şirketi'nde çalışırken, daha sonra Boston Limanı'nda test edilen bir sistem olan 1912'den başlayarak deneysel bir sistem kurdu.Bu testte Fessenden derinlik sondajı, sualtı haberleşmesi (Morse kodu) ve echo range (3 km'de bir buzdağı tespit etme) gösterdi. Sözde Fessenden osilatörü, ca. 500 Hz frekans, 3 metrelik dalga boyu ve dönüştürücünün yayılan yüzünün küçük çapı (çapı 1 metreden az) nedeniyle alıcının rüzgârını belirleyemedi. Birinci Dünya Savaşı sırasında, denizaltıları tespit etme ihtiyacı, ses kullanımı konusunda daha fazla araştırmaya yol açtı. Rus fizikçi Paul Langevin, Rus göçmen elektrik mühendisi Constantin Chilowsky ile birlikte çalışırken, 1915 yılında denizaltıları tespit etmek için aktif ses cihazlarının geliştirilmesi üzerinde çalışırken İngilizler hidrofon olarak adlandırılan su altı dinleme cihazlarını daha erken kullanmaya başladı.
Piezoelektrik ve manyetostrikt transdüserleri daha sonra kullandıkları elektrostatik transdüserleri almasına rağmen, bu çalışma gelecekteki
tasarımları etkiledi. Projektörler için Terfenol-D ve PMN (kurşun magnezyum niobat) geliştirilmiş iken, hafif ses hassas plastik film ve fiber optikler hidrofonlar için (su kullanımı için akusto-elektrikli transdüserler) kullanılmıştır. SONAR 1930'lu yıllarda Amerikalı mühendisler kendi sualtı sesi algılama teknolojilerini geliştirdiler ve termoklinler gibi geleceğin gelişimine önemli keşifler yapıldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında iki ülke arasında teknik bilgi değiş tokuşundan sonra Amerikalılar, RADAR'ya eşdeğer olarak üretilen sistemler için SONAR terimini kullanmaya başladı.
Materyaller ve Tasarımlar
1915-1940 yılları arasında gelişme konusunda çok az ilerleme oldu. 1940'ta ABD sonarları tipik olarak bir magnetostrikt dönüştürücüden ve bir küresel gövdede bir Rochelle tuz kristaline sırt sırta bağlanmış 1 fit çaplı bir çelik plakaya bağlı bir dizi nikel tüpünden oluşuyordu. Bu gemi gövdesine montajlandı ve manuel olarak istenen açıyla döndürüldü. Piezoelektrik Rochelle tuz kristali daha iyi parametrelere sahipti, fakat manyetostriktif ünite daha güvenilirdi. İkinci Dünya Savaşı süresince meydana gelen kayıplar, manyetostriktif transdüser parametrelerinde ve Rochelle tuzu güvenilirliklerinde ilerlemeyi sürdürerek hızlı araştırma yapılmasını sağladı. Rochelle tuzunun yerine alternatif olarak, üstün bir alternatif olan amonyum dihidrojen fosfat (ADP) bulundu; İlk uygulama, 24 kHz Rochelle tuz transdüserlerinin yerine geçti. Dokuz ay içinde, Rochelle tuzu eskimişti. ADP üretim tesisi, 1940 başlarında birkaç düzine personelden 1942'de binlerce kişiye ulaştı.
ADP kristallerinin en erken uygulanmasından birisi akustik madenler için hidrofonlardı. Kristaller, 3.000 m'den (10,000 ft) uçaklar arasında konuşlandırılacak mekanik şoklara ve komşu mayın patlamalarından sağ çıkma kabiliyetine dayanarak, 5 Hz'de düşük frekanslı kesim için belirlendi. ADP güvenilirliğinin temel özelliklerinden biri sıfır yaşlanma özelliklerinden; Kristal, parametrelerini uzun süreli depolamada dahi korur.
Başka bir uygulama akustik gezme torpidoları içindir. Torpido burnunda, yatay ve düşey düzlemde iki çift yönlü hidrofon monte edildi; Çiftlerden gelen fark sinyallerinin torpido sol-sağ ve yukarı-aşağı yönünde kullanılması sağlandı. Bir önlem geliştirildi: hedeflenen denizaltı, efervesan bir kimyasal madde taburcu etti ve torpido, gürültülü gazlı yemden sonra gitti. Karşı önlem, aktif sonar ile bir torpidodu - torpido burnuna bir dönüştürücü eklendi ve mikrofonlar, yansıyan periyodik ton patlamalarını dinliyordu. Dönüştürücüler, dikdörtgen şeklinde sıra halinde elmas biçimli alanlara düzenlenmiş aynı dikdörtgen kristal plakaları içermektedir.
ADP kristallerinden denizaltılar için pasif sonar dizileri geliştirildi. Çeşitli kristal tertibatları bir çelik boru içine yerleştirildi, vakumla hint yağı dolduruldu ve mühürlendi. Borular daha sonra paralel dizilere monte edildi.
II. Dünya Savaşı sonunda standart ABD Deniz Kuvvetleri tarama sonar bir dizi ADP kristali kullanarak 18 kHz'de çalışıyordu. Bununla birlikte daha uzun aralık istenen ancak daha düşük frekansların kullanılması gereklidir. Gerekli boyutlar ADP kristalleri için çok büyüktü, bu nedenle 1950'lerin başında manyetostriktif ve baryum titanat piezoelektrik sistemler geliştirildi, ancak bunların eşit empedans özelliklerine ulaşması ve kiriş deseninde sorunlar vardı. Baryum titanat daha sonra daha kararlı kurşun zirkonat titanate (PZT) ile değiştirildi ve frekans 5 kHz'e düşürüldü. ABD filosu, bu malzemeyi AN / SQS-23 sonarında birkaç on yıl boyunca kullandı. SQS-23 sonar önce manyetostriktif nikel dönüştürücüleri kullandı, ancak bunlar birkaç ton ağırlığındaydı ve nikel pahalıydı ve kritik bir malzeme olarak değerlendirildi; Piezoelektrik transdüserler bu nedenle ikame edildi. Sonar, 432 bireysel transdüserden oluşan büyük bir dizi idi. İlk önce transdüserler güvenilmezdi, mekanik ve elektriksel arızalar gösteriyor ve kurulumdan hemen sonra bozuluyor; Aynı zamanda birkaç satıcı tarafından üretildi, farklı tasarımlara sahipler ve özellikleri dizinin performansını etkileyecek kadar farklıydı.Bireysel transdüserlerin onarılmasına izin veren politika daha sonra feda edildi ve mühürlerdeki ve diğer yabancı mekanik parçaların sorununu ortadan kaldırarak bunun yerine, onarılamayan mühürlü modüller "harcanabilir modüler tasarım" seçildi.
İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcındaki İmparatorluk Japon Deniz Kuvvetleri, kuvartz bazlı projektörleri kullandı. Bunlar özellikle düşük frekanslar için tasarlandıklarında büyük ve ağırdı; 9 kHz'de çalışan Tip 91 seti 30 inçlik bir çapa sahipti ve 5 kW güç ve 7 kV çıkış genlikli bir osilatör tarafından çalıştırılıyordu. Type 93 projektörleri sağlam kalsiyum sandviçlerden oluşuyordu, küresel dökme demir gövdelerine monte edildi. Type 93 sonarları daha sonra Alman tasarımını takip eden ve magnetostriktif projektör kullanan Tip 3 ile değiştirildi; Projektörler, yaklaşık 16 x 9 inçlik dökme demir dikdörtgen gövdede iki dikdörtgen özdeş bağımsız ünitelerden oluşuyordu. Maruz kalan alan, dalga boyu genişliğinin yarısıydı ve üç dalga boyu yüksekti. Manyetostriktif çekirdekler, 4 mm'lik nikel damgaları ve daha sonra% 12,7 ile% 12,9 arasında alüminyum içeriğine sahip bir demir alüminyum alaşımından yapılmıştır. Güç, 20 V / 8 A DC kaynaktan gelen kutuplaşmayla 3.8 kV'de 2 kW'dan sağlandı.
Japon İmparatorluğu Deniz Kuvvetleri'nin pasif hidrofonları, hareketli bobin tasarımı, Rochelle tuzlu piezo dönüştürücüler ve karbon mikrofonlara dayanıyordu.
Manyetostriktif transdüserler, II. Dünya Savaşı'ndan sonra piezoelektrik araçlara alternatif olarak takip edildi. Nikel kaydırmalı yuvarlak dönüştürücüler, muhtemelen en büyük bireysel sonar transdüserleri olan çapı 13 feet'e kadar çıkan yüksek güçlü düşük frekanslı işlemler için kullanıldı. Metallerin avantajı, yüksek çekme mukavemetine ve düşük giriş elektrik empedansına sahip olmakla birlikte, gerilme mukavemeti öngerilmeyle arttırılabilen PZT'den daha düşük elektriksel kayıplara ve daha düşük bağlanma katsayısına sahiptir. Diğer malzemeler de denendi; Metalik olmayan ferritler, düşük elektrik akımı iletkenliği için düşük girdaplı akım kayıplarına neden olacağı konusunda umutluydu, Metglas yüksek bağlanma katsayısı sundu ancak genel olarak PZT'den daha düşüktü. 1970'lerde, nadir toprak elementleri ve demir bileşikleri, üstün manyetomekanik özelliklerle, yani Terfenol-D alaşımı ile keşfedildi. Bu, olası yeni tasarımları, örn. Bir hibrid magnetostriktif piezoelektrik dönüştürücü. En yeni sch materyal Galfenol'dur.
Diğer dönüştürücüler arasında, boşlukların yüzeyleri üzerinde manyetik kuvvetin etkilendiği değişken relüktans (veya hareketli armatür veya elektromanyetik) dönüştürücüler ve geleneksel hoparlörlere benzer hareketli bobin (veya elektrodinamik) dönüştürücüler bulunur; Son derece düşük rezonans frekansları ve üzerinde düz geniş bant özellikleri nedeniyle sualtı ses kalibrasyonunda kullanılır.
Gemilerin alt kısmına bir transdüktör yerleştirilir. Bu transdüktörün amacı insanın işiteceği veya daha yüksek frekansta ses dalgaları oluşturmaktır. Oluşturulan bu ses dalgaları denizaltılara, kayalara veya herhangi bir cisme çarparak geri döner. Böylece çarpma ve yansımanın sayesinde mesafe hesaplanır. Sesin sudaki hızı havadan yaklaşık 4 kat daha fazladır. Hesaplamalarda buna göre yapılır. Zaman aralığı sesin yansımasının vurması ile yanan bir lamba bir döner disk ile ölçülür. Disk sabit bir hızla döner. Ses gönderildiğinde lamba üstte o noktasındadır. Yansıma ile lamba tam bir daire çizer. Bazı aygıtlarsa bu menzili yani mesafeyi kaydeder. Ya da televizyon gibi ekranda orada ne olduğu anlaşılır. Sonar, daha önceleri ASDIK ismi ile tanınırdı. Su altında ses dalgaları ile yön ve uzaklığı tespit için kullanılır. Ona benzer diğer sistem ise radardır. Çalışma sistemi hemen hemen aynıdır fakat, radar ses dalgaları yerine radyo frekansları kullanır. Çalışma sistemi aynı olan bu iki cihazda sıklıkla bugün kullanılmaktadır. Yarasalar ve yunusların kendilerine ait olan sonarları vardır. Özellikle yarasalar kör olduklarından sonarları sayesinde bir yerlere çarpmadan uçarlar. Yunuslarsa sonar kullanarak sürülerini takip eder ve haberleşirler. Deniz altı inceleme ya da donanmalarda kullanılan sonar sistemlerse biraz daha farklı çalışırlar. Ses dalgaları yollandıktan sonra, mekanik sistemler aracılığı ile bir oluktan geçirilerek yoğunlaştırılır. Bu nedenle bir dizi transdüktör gemi altına yerleştirilir. Böylece yollanan sinyaller bir araya toplanarak daha güçlü frekans yollarlar.
Sonar deniz altı haritaları çıkarmakta, deniz altı maden araştırmalarında, balıkçılıkta, donanmalarda sıklıkla kullanılır. Balıkçılıkta, balığın cinsi ve yoğunluğu ve ne derinlikte olduğu sonarlar ile hesaplanır. Her balık farklı bir şekilde yansıma yaratır. Yandan taramalı sonarlarsa, deniz dibini tam olarak görüntüler. Deniz altı bitki örtüsü, tabanda olan nesneler, deprem faylarını ve maden yataklarını bulur.
Kaynakça
Dış bağlantılar
- [1]3 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sonar Sound Navigation and Ranging ses dalgalarini kullanarak cismin boyut uzaklik ve diger verileri gormemize yarayan alet Sesin su altinda yayilmasini kullanarak su altinda ustunde gezmeyi haberlesmeyi ve diger cisimleri tespit etmeyi saglayan bir tekniktir Sonar Ingilizce Sound Navigation and Ranging ifadesinin kisaltimi olan ses dalgalariyla bir cismin uzakligini boyutunu ve diger verileri hakkinda bilgi almak icin kullanilan aletin adidir Sonar sistem ilk olarak denizaltilari icin uretilmistir Ses dalgalarinin su altinda yayilmasi ozelliginden faydalanilarak su altinda ustunde gezinmeyi mesafe araligini hesaplamayi haberlesmeyi ve diger cisimler hakkinda bilgi edinmeyi saglayan bir tekniktir Sonari yunuslar iletisim icin yarasalar ise yon bulmada kullanir Sonar sistem aktif ve pasif olmak uzere ikiye ayrilir Pasif sonar gemiler tarafindan yapilan sesi dinlemektedir Aktif sonar atis sesleri yayar ve yankilari dinler TarihiSonar Sistemin Calismasi Bazi hayvanlar yunuslar ve yarasalar milyonlarca yildir iletisim ve nesne tespiti icin ses kullansalar da suyun insanlar tarafindan kullanimi ilk olarak Leonardo da Vinci tarafindan 1490 da kaydedildi 19 yuzyilda deniz fenerlerine bir tehlike uyarisi yapmak icin bir yardimci sualti cani kullanildi Kanadali muhendis Reginald Fessenden Boston daki Denizalti Sinyali Sirketi nde calisirken daha sonra Boston Limani nda test edilen bir sistem olan 1912 den baslayarak deneysel bir sistem kurdu Bu testte Fessenden derinlik sondaji sualti haberlesmesi Morse kodu ve echo range 3 km de bir buzdagi tespit etme gosterdi Sozde Fessenden osilatoru ca 500 Hz frekans 3 metrelik dalga boyu ve donusturucunun yayilan yuzunun kucuk capi capi 1 metreden az nedeniyle alicinin ruzgarini belirleyemedi Birinci Dunya Savasi sirasinda denizaltilari tespit etme ihtiyaci ses kullanimi konusunda daha fazla arastirmaya yol acti Rus fizikci Paul Langevin Rus gocmen elektrik muhendisi Constantin Chilowsky ile birlikte calisirken 1915 yilinda denizaltilari tespit etmek icin aktif ses cihazlarinin gelistirilmesi uzerinde calisirken Ingilizler hidrofon olarak adlandirilan su alti dinleme cihazlarini daha erken kullanmaya basladi Piezoelektrik ve manyetostrikt transduserleri daha sonra kullandiklari elektrostatik transduserleri almasina ragmen bu calisma gelecekteki Sonar Sistemi Mesafe Olcumu tasarimlari etkiledi Projektorler icin Terfenol D ve PMN kursun magnezyum niobat gelistirilmis iken hafif ses hassas plastik film ve fiber optikler hidrofonlar icin su kullanimi icin akusto elektrikli transduserler kullanilmistir SONAR 1930 lu yillarda Amerikali muhendisler kendi sualti sesi algilama teknolojilerini gelistirdiler ve termoklinler gibi gelecegin gelisimine onemli kesifler yapildi Ikinci Dunya Savasi sirasinda iki ulke arasinda teknik bilgi degis tokusundan sonra Amerikalilar RADAR ya esdeger olarak uretilen sistemler icin SONAR terimini kullanmaya basladi Materyaller ve Tasarimlar1915 1940 yillari arasinda gelisme konusunda cok az ilerleme oldu 1940 ta ABD sonarlari tipik olarak bir magnetostrikt donusturucuden ve bir kuresel govdede bir Rochelle tuz kristaline sirt sirta baglanmis 1 fit capli bir celik plakaya bagli bir dizi nikel tupunden olusuyordu Bu gemi govdesine montajlandi ve manuel olarak istenen aciyla donduruldu Piezoelektrik Rochelle tuz kristali daha iyi parametrelere sahipti fakat manyetostriktif unite daha guvenilirdi Ikinci Dunya Savasi suresince meydana gelen kayiplar manyetostriktif transduser parametrelerinde ve Rochelle tuzu guvenilirliklerinde ilerlemeyi surdurerek hizli arastirma yapilmasini sagladi Rochelle tuzunun yerine alternatif olarak ustun bir alternatif olan amonyum dihidrojen fosfat ADP bulundu Ilk uygulama 24 kHz Rochelle tuz transduserlerinin yerine gecti Dokuz ay icinde Rochelle tuzu eskimisti ADP uretim tesisi 1940 baslarinda birkac duzine personelden 1942 de binlerce kisiye ulasti ADP kristallerinin en erken uygulanmasindan birisi akustik madenler icin hidrofonlardi Kristaller 3 000 m den 10 000 ft ucaklar arasinda konuslandirilacak mekanik soklara ve komsu mayin patlamalarindan sag cikma kabiliyetine dayanarak 5 Hz de dusuk frekansli kesim icin belirlendi ADP guvenilirliginin temel ozelliklerinden biri sifir yaslanma ozelliklerinden Kristal parametrelerini uzun sureli depolamada dahi korur Baska bir uygulama akustik gezme torpidolari icindir Torpido burnunda yatay ve dusey duzlemde iki cift yonlu hidrofon monte edildi Ciftlerden gelen fark sinyallerinin torpido sol sag ve yukari asagi yonunde kullanilmasi saglandi Bir onlem gelistirildi hedeflenen denizalti efervesan bir kimyasal madde taburcu etti ve torpido gurultulu gazli yemden sonra gitti Karsi onlem aktif sonar ile bir torpidodu torpido burnuna bir donusturucu eklendi ve mikrofonlar yansiyan periyodik ton patlamalarini dinliyordu Donusturuculer dikdortgen seklinde sira halinde elmas bicimli alanlara duzenlenmis ayni dikdortgen kristal plakalari icermektedir ADP kristallerinden denizaltilar icin pasif sonar dizileri gelistirildi Cesitli kristal tertibatlari bir celik boru icine yerlestirildi vakumla hint yagi dolduruldu ve muhurlendi Borular daha sonra paralel dizilere monte edildi II Dunya Savasi sonunda standart ABD Deniz Kuvvetleri tarama sonar bir dizi ADP kristali kullanarak 18 kHz de calisiyordu Bununla birlikte daha uzun aralik istenen ancak daha dusuk frekanslarin kullanilmasi gereklidir Gerekli boyutlar ADP kristalleri icin cok buyuktu bu nedenle 1950 lerin basinda manyetostriktif ve baryum titanat piezoelektrik sistemler gelistirildi ancak bunlarin esit empedans ozelliklerine ulasmasi ve kiris deseninde sorunlar vardi Baryum titanat daha sonra daha kararli kursun zirkonat titanate PZT ile degistirildi ve frekans 5 kHz e dusuruldu ABD filosu bu malzemeyi AN SQS 23 sonarinda birkac on yil boyunca kullandi SQS 23 sonar once manyetostriktif nikel donusturuculeri kullandi ancak bunlar birkac ton agirligindaydi ve nikel pahaliydi ve kritik bir malzeme olarak degerlendirildi Piezoelektrik transduserler bu nedenle ikame edildi Sonar 432 bireysel transduserden olusan buyuk bir dizi idi Ilk once transduserler guvenilmezdi mekanik ve elektriksel arizalar gosteriyor ve kurulumdan hemen sonra bozuluyor Ayni zamanda birkac satici tarafindan uretildi farkli tasarimlara sahipler ve ozellikleri dizinin performansini etkileyecek kadar farkliydi Bireysel transduserlerin onarilmasina izin veren politika daha sonra feda edildi ve muhurlerdeki ve diger yabanci mekanik parcalarin sorununu ortadan kaldirarak bunun yerine onarilamayan muhurlu moduller harcanabilir moduler tasarim secildi Ikinci Dunya Savasi nin baslangicindaki Imparatorluk Japon Deniz Kuvvetleri kuvartz bazli projektorleri kullandi Bunlar ozellikle dusuk frekanslar icin tasarlandiklarinda buyuk ve agirdi 9 kHz de calisan Tip 91 seti 30 inclik bir capa sahipti ve 5 kW guc ve 7 kV cikis genlikli bir osilator tarafindan calistiriliyordu Type 93 projektorleri saglam kalsiyum sandviclerden olusuyordu kuresel dokme demir govdelerine monte edildi Type 93 sonarlari daha sonra Alman tasarimini takip eden ve magnetostriktif projektor kullanan Tip 3 ile degistirildi Projektorler yaklasik 16 x 9 inclik dokme demir dikdortgen govdede iki dikdortgen ozdes bagimsiz unitelerden olusuyordu Maruz kalan alan dalga boyu genisliginin yarisiydi ve uc dalga boyu yuksekti Manyetostriktif cekirdekler 4 mm lik nikel damgalari ve daha sonra 12 7 ile 12 9 arasinda aluminyum icerigine sahip bir demir aluminyum alasimindan yapilmistir Guc 20 V 8 A DC kaynaktan gelen kutuplasmayla 3 8 kV de 2 kW dan saglandi Japon Imparatorlugu Deniz Kuvvetleri nin pasif hidrofonlari hareketli bobin tasarimi Rochelle tuzlu piezo donusturuculer ve karbon mikrofonlara dayaniyordu Manyetostriktif transduserler II Dunya Savasi ndan sonra piezoelektrik araclara alternatif olarak takip edildi Nikel kaydirmali yuvarlak donusturuculer muhtemelen en buyuk bireysel sonar transduserleri olan capi 13 feet e kadar cikan yuksek guclu dusuk frekansli islemler icin kullanildi Metallerin avantaji yuksek cekme mukavemetine ve dusuk giris elektrik empedansina sahip olmakla birlikte gerilme mukavemeti ongerilmeyle arttirilabilen PZT den daha dusuk elektriksel kayiplara ve daha dusuk baglanma katsayisina sahiptir Diger malzemeler de denendi Metalik olmayan ferritler dusuk elektrik akimi iletkenligi icin dusuk girdapli akim kayiplarina neden olacagi konusunda umutluydu Metglas yuksek baglanma katsayisi sundu ancak genel olarak PZT den daha dusuktu 1970 lerde nadir toprak elementleri ve demir bilesikleri ustun manyetomekanik ozelliklerle yani Terfenol D alasimi ile kesfedildi Bu olasi yeni tasarimlari orn Bir hibrid magnetostriktif piezoelektrik donusturucu En yeni sch materyal Galfenol dur Diger donusturuculer arasinda bosluklarin yuzeyleri uzerinde manyetik kuvvetin etkilendigi degisken reluktans veya hareketli armatur veya elektromanyetik donusturuculer ve geleneksel hoparlorlere benzer hareketli bobin veya elektrodinamik donusturuculer bulunur Son derece dusuk rezonans frekanslari ve uzerinde duz genis bant ozellikleri nedeniyle sualti ses kalibrasyonunda kullanilir Gemilerin alt kismina bir transduktor yerlestirilir Bu transduktorun amaci insanin isitecegi veya daha yuksek frekansta ses dalgalari olusturmaktir Olusturulan bu ses dalgalari denizaltilara kayalara veya herhangi bir cisme carparak geri doner Boylece carpma ve yansimanin sayesinde mesafe hesaplanir Sesin sudaki hizi havadan yaklasik 4 kat daha fazladir Hesaplamalarda buna gore yapilir Zaman araligi sesin yansimasinin vurmasi ile yanan bir lamba bir doner disk ile olculur Disk sabit bir hizla doner Ses gonderildiginde lamba ustte o noktasindadir Yansima ile lamba tam bir daire cizer Bazi aygitlarsa bu menzili yani mesafeyi kaydeder Ya da televizyon gibi ekranda orada ne oldugu anlasilir Sonar daha onceleri ASDIK ismi ile taninirdi Su altinda ses dalgalari ile yon ve uzakligi tespit icin kullanilir Ona benzer diger sistem ise radardir Calisma sistemi hemen hemen aynidir fakat radar ses dalgalari yerine radyo frekanslari kullanir Calisma sistemi ayni olan bu iki cihazda siklikla bugun kullanilmaktadir Yarasalar ve yunuslarin kendilerine ait olan sonarlari vardir Ozellikle yarasalar kor olduklarindan sonarlari sayesinde bir yerlere carpmadan ucarlar Yunuslarsa sonar kullanarak surulerini takip eder ve haberlesirler Deniz alti inceleme ya da donanmalarda kullanilan sonar sistemlerse biraz daha farkli calisirlar Ses dalgalari yollandiktan sonra mekanik sistemler araciligi ile bir oluktan gecirilerek yogunlastirilir Bu nedenle bir dizi transduktor gemi altina yerlestirilir Boylece yollanan sinyaller bir araya toplanarak daha guclu frekans yollarlar Sonar deniz alti haritalari cikarmakta deniz alti maden arastirmalarinda balikcilikta donanmalarda siklikla kullanilir Balikcilikta baligin cinsi ve yogunlugu ve ne derinlikte oldugu sonarlar ile hesaplanir Her balik farkli bir sekilde yansima yaratir Yandan taramali sonarlarsa deniz dibini tam olarak goruntuler Deniz alti bitki ortusu tabanda olan nesneler deprem faylarini ve maden yataklarini bulur KaynakcaDis baglantilar 1 3 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde