Bu madde, uygun değildir.Haziran 2022) ( |
Temsil kısayolu veya buluşsal yöntemi, belirsizlik altındaki bir olayın olasılığı hakkında yargılarda bulunurken kullanılır.Psikologlar Amos Tversky ve Daniel Kahneman tarafından 1970'lerin başında "[bir olayın] (i) temel özellikleri bakımından ana popülasyona benzer olma ve (ii) üretildiği sürecin göze çarpan özelliklerini yansıtma derecesi" olarak önerilen bir grup (yargılamayı veya karar vermeyi yöneten basit kurallar) biridir. Buluşsal yöntemler, "genellikle bizi gitmemiz gereken yere - ve hızlı bir şekilde - götüren, ancak bazen bizi rotadan çıkarma pahası olan yargısal kısayollar" olarak tanımlanır. Buluşsal yöntemler kullanışlıdırlar çünkü karar vermede çabayı azaltmadan ve basitleştirmeden yararlanırlar.
İnsanlar yargıda bulunmak için temsiliyete güvendiklerinde, bir şeyin daha temsili olması onu fiilen daha olası kılmadığı için muhtemelen yanlış hüküm verirler. Temsil kısayolu veya buluşsal yöntemi, nesnelerin benzerliğini değerlendirmek ve onları kategori prototipi etrafında organize etmek olarak basit bir biçimde tanımlanır (örneğin, benzerler benzerlerle gider ve nedenler ve sonuçlar birbirine benzemelidir). Bu buluşsal yöntemi, kolay bir ölçümleme olduğu için kullanılır. Sorun şu ki insanlar bu yöntemin bir olayın olasılığını doğru bir şekilde tahmin etme yeteneğini abartırlar. Bu nedenle, ilgili temel sıklık düzeylerinin ihmal edilmesine ve diğer bilişsel önyargılara neden olabilir.
Temsil ediciliğin belirleyicileri
Temsil kısayolunun, verilecek yargı veya kararın belirli faktörleri olduğunda kullanılması daha olasıdır.
Benzerlik
Yeni bir uyaranın/olayın temsil edilebilirliğini değerlendirirken, insanlar genellikle uyaran/olay ile standart/süreç arasındaki benzerlik derecesine dikkat ederler. Bu özelliklerin dikkat çekici olması da önemlidir. Nilsson, Juslin ve Olsson (2008), bunun örnek bellek hesabından etkilendiğini bulmuşlardır (bir kategorinin somut örnekleri bellekte saklanır), böylece yeni örnekler bir kategoriye oldukça benzerse ve aynı zamanda sık sık karşılaşılırsa temsili olarak sınıflandırılır. Temsil kısayolu literatüründe birkaç benzerlik örneği tanımlanmıştır. Bu araştırma tıbbi inançlara odaklanmıştır. İnsanlar genellikle tıbbi semptomların, nedenlerine veya tedavilerine benzemesi gerektiğine inanırlar. Örneğin, insanlar uzun zamandır ülserlerin, aslında bakteriler ülserlere neden olurken, temsili buluşsallık nedeniyle stresten kaynaklandığına inanmışlardır. Benzer bir düşünce doğrultusunda, bazı alternatif tıp inançlarında hastalar, tıbbi rahatsızlıklarına karşılık gelen organ etlerini yemeye teşvik edilmiştir. Temsil kısayolunun kullanımı, yağlı yiyecekleri yemenin insanı şişmanlattığı inancı gibi daha basit inançlarda bile görülebilir. Doktorlar bile, örneğin teşhislerde benzerliği değerlendirirken temsil kısayolundan etkilenebilirler. Araştırmacı, klinisyenlerin, bu bozukluğu olan stereotipik veya prototipik hastaya ne kadar benzer hastalar olduğuna karar vererek tanı koymada temsil kısayolunu kullandığını buldu.
Rastgelelik
Düzensizlik ve yerel temsiliyet, rastgelelik yargılarına etki eder. Herhangi bir mantıksal duruma sahip görünmeyen şeyler, rastgeleliğin temsilcileri olarak kabul edilirler ve bu nedenle meydana gelme olasılıkları daha yüksektir. Örneğin, bir dizi yazı tura olarak THTHTH, çok iyi sıralandığı için rastgele oluşturulmuş yazı turaları temsil etmez.
Yerel temsiliyet, insanların küçük sayılar yasasına dayandığı ve bu sayede küçük örneklerin kendi nüfuslarını büyük örneklerle aynı ölçüde temsil ettiği algısına dayanan bir varsayımdır (Tversky & Kahneman 1971). Rastgele dağılmış görünen küçük bir örnek, yerel temsiliyet varsayımı altında, popülasyonun rastgele dağıldığı inancını güçlendirecektir. Tersine, çarpık bir dağılıma sahip küçük bir örneklem bu inancı zayıflatacaktır. Yazı-tura birkaç kez tekrarlanırsa ve sonuçların çoğu turalardan oluşuyorsa; yerel temsiliyet varsayımı, gözlemcinin turaya karşı önyargılı olduğuna inanmasına neden olacaktır.
Tversky ve Kahneman'ın klasik çalışmaları
Tom W.
Kahneman ve Tversky, 1973'te yürütülen bir araştırma çalışmasında katılımcılarını üç gruba ayırdı:
- Talimat verilen "temel oranlı grup": "Bugün ABD'deki tüm birinci sınıf lisansüstü öğrencilerini düşünün. Lütfen şu anda aşağıdaki dokuz uzmanlık alanına kayıtlı olan öğrencilerin yüzdesi hakkında en iyi tahminlerinizi yazın." Verilen dokuz alan ise işletme, bilgisayar bilimi, mühendislik, beşeri bilimler ve eğitim, hukuk, kütüphane bilimi, tıp, fizik ve yaşam bilimleri ve sosyal bilimler ve sosyal hizmetti.
- "Benzerlik grubu"na bir kişilik taslağı verilir. "Tom W., yaratıcılıktan yoksun olmasına rağmen, yüksek zekaya sahiptir. Düzen ve netliğe, her ayrıntının uygun yerini bulduğu temiz ve düzenli sistemlere ihtiyacı vardır. Yazıları bazen biraz bayat kelime oyunları ve bilimkurgu türündeki hayal gücü parıltıları içeren oldukça sıkıcı ve mekanik türdendir. Yetkinlik için güçlü bir dürtüsü vardır. Diğer insanlara çok az sempati duyar gibi görünür ve başkalarıyla etkileşimden hoşlanmaz. Bencildir ama yine de derin bir ahlakı vardır. Bu gruptaki katılımcılardan, 1. bölümde listelenen dokuz alanı, Tom W.'nin her alanın tipik yüksek lisans öğrencisine ne kadar benzediğine göre sıralamaları istendi.
- ‘’Tahmin grubu’’, ikincide açıklanan kişilik taslağı verilen ancak aynı zamanda "Tom W.'nin önceki kişilik taslağı, Tom'un lisedeki son yılında bir psikolog tarafından projektif testler temelinde yazılmıştır. Tom W. şu anda bir yüksek lisans öğrencisidir. Lütfen aşağıdaki dokuz lisansüstü uzmanlık alanını Tom W.'nin şu anda bu alanların her birinde yüksek lisans öğrencisi olma olasılığına göre sıralayın."
Olasılık yargıları, tahmin edilen temel oranlardan ziyade benzerlik yargılarına çok daha yakındı. Bulgular, yazarların insanların göreceli temel oran bilgisine bağlı olmak yerine bir şeyin ne kadar temsili (benzer) olduğuna dayanarak tahminlerde bulundukları yönündeki öngörülerini destekledi. Misal, katılımcıların %95'inden fazlası, Tom'un, eğitim ve beşeri bilimler için bilgisayar bilimlerinden çok daha yüksek temel oran öngörüleri olduğunda, eğitim veya beşeri bilimlerden çok bilgisayar bilimleri okuma ihtimalinin daha yüksek olacağını belirtti.
Taksi problemi
Tversky ve Kahneman tarafından yürütülen başka bir araştırma çalışmasında deneklere şu problem verilmiştir:
Gece bir taksi vurkaç kazasına karıştı. ‘Yeşil’ ve ‘Mavi’ adlı iki taksi şirketi şehirde faaliyet gösteriyor. Şehirdeki taksilerin %85'i Yeşil, %15'i ise Mavi.
Bir görgü tanığı taksiyi Mavi olarak tanımladı. Mahkeme, tanığın güvenilirliğini kaza gecesinde var olan aynı koşullar altında test etti ve tanığın iki rengin her birini %80 oranında doğru tanımladığı ve %20 oranında başarısız olduğu sonucuna vardı.
Kazaya karışan bu taksinin, tanığın Mavi olarak tanımlamasına rağmen, Yeşil veya Mavi olma olasılığı nedir?
Çoğu denek %50'nin üzerinde olasılıklar verdi, hatta bazıları %80'in üzerinde olasılıklarda bulundu. Bayes teoremi kullanılarak bulunan doğru cevap şu tahminlerden daha düşüktür:
- Tanıkların mavi bir taksiyi doğru tanımlama olasılığı %12 (0,12 = 0,15 × 0,80) vardır.
- Tanıkların yeşil bir taksiyi yanlış bir şekilde mavi olarak tanımlama olasılığı %17'dir (0.17 = 0.85 × 0.20).
- Bu nedenle tanığın taksiyi mavi olarak tanımlama olasılığı %29'dur (0.29 = 0.12 + 0.17).
- Bu, mavi olarak tanımlanan taksinin aslında mavi olduğu %41 olasılıkla (0,41 ≈ 0,12 ÷ 0,29) ile sonuçlanır.
Temsiliyet, kumarbaz yanılgısı, ve benzer tesirinde alıntılanır.
Temsil edicilik buluşsallığına atfedilen önyargılar
Temel oran ihmali ve temel oran yanılgısı
Temsil kısayolunun veya buluşsal yönteminin kullanılması, muhtemelen Bayes Teoreminin ihlal edilmesine yol açacaktır. Bayes Teoremi şunu belirtir:
Hâlbuki temsiliyet üzerinden yapılan değerlendirmeler yalnızca hipotez ve veriler arasındaki benzerliğe bakar, bu nedenle ters olasılıklar eşitlenir:
Görülebileceği gibi bu denklemde P(H) göz ardı edilir ve bu da temel oran yanılgısına yol açar. Bir temel oran, bir olgunun temel sıklık veya görülüş oranıdır. Temel oran yanılgısı, insanların olasılık problemlerini çözerken bir olayın temel oranını nasıl hesaba katmadıklarını açıklar. Bu, bir takım katımlımcının hem belirli bir kişilik özelliğine sahip insanların taban oranını hem de belirli bir kişilik özelliğine sahip bir insanın başka bir kişilik özelliğine sahip olma olasılığını yargılamalarını sağlayan Dawes, Mirels, Gold ve Donahue (1993) tarafından açıkça test edildi. Örneğin katılımcılara, “Ben vicdanlı bir insanım” sorusuna 100 kişiden kaçının olumlu yanıt verdiği ve bir kişinin bu soruya olumlu yanıt verdiği belirtildiğinde farklı bir kişilik sorusuna kaç kişinin olumlu yanıt vereceği sorulmuştur. Aynı olmadıkları açıkken bile (iki soru birbiri ardına cevaplandı) katılımcıların, ters olasılıkları eşitlediğini buldular (örn. P(vicdanlı|evhamlı) = P(evhamlı|vicdanlı)).
Tıbbi bir örnek Axelsson tarafından açıklanmıştır. Bir doktorun %99 doğrulukta bir test yaptığını ve hastalık için pozitif test sonucunuzun olduğunu farz edelim. Ancak hastalığın görülme sıklığı 1/10.000'dir. Hastalığa asli yakalanma riskiniz %1'dir, çünkü sağlıklı insan popülasyonu hastalıktan çok daha fazladır. Bu istatistik, temel oran yanılgısı nedeniyle sıklıkla insanları şaşırtır çünkü birçok insan olasılığı değerlendirirken temel oluş sıklığını hesaba katmaz. (1980) araştırması, bilginin algılanan ilgililiğinin temel oran ihmali için ehemmiyetli olduğunu öne sürer: temel oranlar, yalnızca diğer bilgilerle eşit derecede alakalı görünüyorlarsa yargılara dahil edilirler.
Birkaç araştırma çalışması, bu yargılayıcı buluşsal yöntemlerin nasıl geliştikleri konusunda bir anlayış eksikliği olduğundan, çocuklarda temel oran ihmalini araştırdı. Böyle bir çalışmanın yazarları, buluşsal yöntemin gelişimini, sosyal yargılar ve diğer yargılar arasında farklılık olup olmadığını ve çocukların temsil kısayolu kullanmadıklarında temel oranları kullanıp kullanmadıklarını anlamak istediler. Yazarlar, bir strateji olarak temsil kısayolu kullanımının erken başladığını ve devamlı olduğunu bulmuşlardır. Yazarlar ayrıca, çocukların başlangıçta sosyal yargılarda bulunmak için kendilerine özgü stratejiler kullandıklarını ve yaşlandıkça temel oranları daha fazla kullandıklarını ancak sosyal alanda temsil kısayolu kullanımının da yaşlandıkça arttığını bulmuşlardır. Yazarlar, ankete katılan çocuklar arasında temel oranların nesneler hakkındaki yargılarda sosyal yargılardan daha kolay ve hazır bir biçimde kullanıldığını bulmuşlardır. Bu araştırma yapıldıktan sonra Davidson (1995), çocuklarda temsil buluşsal yönteminin ve bağlaç yanılgısının çocukların kalıp yargılarıyla nasıl ilişkili olduğunu araştırmakla ilgilendi. Önceki araştırmalarla tutarlı olarak çocuklar, problemler kalıplaşmış olmayan bilgiler içerdiklerinde veya çocuklar daha büyük olduklarında problemlere verdikleri yanıtları temel oranlara dayandırdılar. Çocukların bağlaç yanılgısını yaptıklarına dair deiller de vardı. Son olarak, öğrenciler yaşlandıkça kalıplaşmış problemler üzerinde temsil buluşsal yöntemini kullandılar ve böylece kalıp yargılarla tutarlı değerlendirmelerde veya hükümlerde bulundular. Çocukların bile temsil buluşsal yöntemini kullandıklarına, bağlaç yanılgısına düştüklerine ve temel oranları göz ardı ettiklerine dair bulgular var.
Araştırma çalışmaları temel oranların kullanımının veya ihmalinin sorunun nasıl sunulduğundan etkilenebileceğini öne sürüyorlar; bu da bize temsil kısayolunun "genel, çok maksatlı bir buluşsal yöntem" olmadığını ancak birçok katkıda bulunan faktöre sahip olabileceğini hatırlatıyor. Temel oranlar, sunulan bilgiler nedensel olmadığında daha sık göz ardı edilebilirler. İlgili bireyselleştirici bilgi varsa temel oranlar daha az kullanılır. Grupların temel oranı bireylerden daha fazla ihmal ettiği bulunmuştur. Temel oranların kullanımı bağlama göre farklılık gösterir. Temel oranların kullanımına ilişkin araştırmalar, bazı yazarların yeni bir modelin gerekli olduğunu öne sürmesiyle tutarsızdı.
Bağlaç yanılgısı
Bir grup lisans öğrencisine, aktif bir feminist temsilcisi olarak modellenen Linda'yı tanımlayan bir metin verildi. Daha sonra katılımcılardan onun feminist olma olasılığı, banka memuru olma olasılığı veya hem banka memuru hem de feminist olma olasılığını değerlendirmeleri istendi. Olasılık teorisine göre, hem banka memuru hem de feminist olma olasılığının (iki kümenin ), feminist veya banka memuru olma olasılığından daha az veya ona eşit olması gerekir. Bir bağlaç, bileşenlerinin birinden daha muhtemel olamaz. Ancak, katılımcılar (banka memuru ve feminist) birleşiminin tek başına banka memuru olmaktan daha olası olduğuna karar verdiler. Bazı araştırma çalışmaları, bağlaç hatasının kısmen açık olmayan ifadeler veya "olasılığın" semantik yorumu gibi incelikli dilsel faktörlerden kaynaklanabileceğini ileri sürmektedir. Yazarlar, hem mantık hem de lisan kullanımının hatayla ilgili olabileceğini ve bunun daha kapsamlı bir şekilde araştırılması gerektiğini savunmaktadırlar.
Ayrılma yanılgısı
Olasılık teorisine göre, iki olayın ayrılması en azından her birinin ayrı ayrı olması kadar muhtemeldir. Örneğin, birinin fizik veya biyoloji bölümü mezunu olma olasılığı, en az fizik bölümü mezunu olma olasılığı kadar, hatta daha olasıdır. Bununla birlikte, bir kişinin kişiliğinin tanımı (veriler), bir biyoloji anadalından ziyade bir fizik anadalını çok temsil ediyor gibi göründüğünde, insanlar bu kişinin biyolojii anadalından ziyade bir fizik uzmanı olmasının daha muhtemel olduğuna karar verirler.
Temsil kısayolunun ayrılma hatasına neden olabileceğine dair kanıtlar Bar-Hillel ve Neter'den (1993) gelmektedir. İnsanların, istatistik anadalını yüksek oranda temsil eden (örneğin; çok zeki, matematik yarışmalarına katılan) bir kişiyi, sosyal bilimler anadalından (istatistiklerin üst kümesi) daha olası olarak değerlendirdiklerini buldular. Fakat, aynı kişinin, bir sosyal bilimler anadalında uzman olması olasılığının İbrani dilinde uzman olma olasılığından daha yüksek olduğunu düşündüler. Bu nedenle, yalnızca kişi bir kategoriyi yüksek oranda temsil ediyor göründüğünde, o kategori, üst kategorisinden daha olası olarak değerlendirilir. Bu yanlış değerlendirmeler, bahiste paranın kaybedilmesi gibi durumlarda dahi uygulanmaya devam eder.
Örneklem boyutuna duyarsızlık
Temsil kısayolu, denekler bir numunenin özgül bir parametresinin ihtimalini tahmin ettiklerinde de kullanılır. Parametre popülasyonu yüksek oranda temsil ediyorsa, parametreye sıklıkla yüksek bir olasılık verilir. Bu öngörü süreci genellikle örneklem boyutunun etkisini göz ardı eder.
Tversky ve Kahneman tarafından öne sürülen bir kavram bu önyargının bir örneğini sağlar;
Örnek, farklı büyüklüklerdeki iki hastanedir. Büyük hastanede yaklaşık 45 bebek, küçük hastanede ise 15 bebek dünyaya geliyor. Genel olarak doğan tüm bebeklerin yarısı (%50) erkektir. Ancak, yüzdelik oran 1 günden diğerine değişir. 1 yıllık bir süre boyunca her hastane, doğan bebeklerin >%60'ının erkek olduğu günleri kaydetmiştir. Ortaya atılan soru şudur: Hani hastanenin bu tür günleri daha fazla kaydetmiş olduğunu düşünüyorsunuz?
- Daha büyük hastane (21)
- Daha küçük hastane (21)
- Yaklaşık olarak aynı (yani, ikisi de %5'i içinde) (53)
Parantez içerisinde gösterilen değerler, her bir yanıtı seçen öğrenci sayısıdır.
Sonuçlar, katılımcıların yarısından fazlasının yanlış yanıtı (üçüncü opsiyon) seçtiklerini gösteriyor. Bunun sebebi, ankete katılanların örneklem boyutunun etkisini görmezden gelmeleridir. Ankete katılanlar, aynı istatistik hem büyük hem de küçük hastaneleri temsil ettiğinden büyük ihtimalle üçüncü opsiyonu seçtiler. İstatistik teorisine göre, küçük bir numune boyutu istatistiksel parametrenin büyük bir numuneye nazaran önemli ölçüde sapmasına izin verir. Bu sebeple, büyük hastanenin %50'lik nominal değere yakın kalma ihtimali daha yüksek olacaktır.
Aşağıdaki makalede bu önyargı hakkında daha fazla bilgi edinin.
Şansın yanılgıları ve kumarbaz yanılgısı
Gambler'in yanılgısı, diğer adıyla Monte Carlo yanılgısı veya şansın olgunluğu yanılgısı olarak da bilinen kumarbaz yanılgısı, belirli bir olay geçmişte normalden daha sık meydana gelirse, gelecekte gerçekleşmesinin daha az olası olduğuna (veya tersi) dair bir inanıştır. Tarihsel bağımsızlık niteliğine sahip bu tür olaylara istatistiksel olarak bağımsız denir. Safsata genellikle kumarla ilişkilidir; örneğin, bir sonraki zar atılırken genellikle altı olma olasılığının daha yüksek olduğuna inanılabilir, çünkü son zamanlarda çok az altı atılmıştır.
"Monte Carlo yanılgısı" terimi, 1913'te meydana gelen olgunun en bilinen örneğinden gelmektedir.
Regresyon yanılgısı
Regresyon yanılgısı, gayri resmi bir yanılgıdır. Bir durum anormal iken yapılan düzeltici eylemler nedeniyle bir şeyin normale döndüğünü varsayar. Doğal dalgalanmaları hesaba katmaz. Genellikle post hoc yanılgının özel bir türüdür.
Ayrıca bakınız
Kaynaklar
- ^ a b c d e f g h Kahneman & Tversky 1972
- ^ a b c d e Gilovich (1996). (PDF). Skeptical Inquirer. 20 (2): 34-40. doi:10.1017/CBO9780511808098.036. 4 Kasım 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ Shah (2008). "Heuristics made easy: An effort-reduction framework". Psychological Bulletin. 134 (2): 207-222. doi:10.1037/0033-2909.134.2.207. (PMID) 18298269.
- ^ a b c d e f g h Tversky & Kahneman 1982
- ^ Fortune (2012). "Cognitive distortions as a component and treatment focus of pathological gambling: A review". Psychology of Addictive Behaviors. 26 (2): 298-310. doi:10.1037/a0026422. (PMID) 22121918.
- ^ Tversky & Kahneman 1974.
- ^ Human inference: strategies and shortcomings of social judgment. Prentice-Hall. 1980. ss. 115-118. ISBN .
- ^ Nilsson (2008). "Exemplars in the mist: The cognitive substrate of the representativeness heuristic". . 49 (3): 201-212. doi:10.1111/j.1467-9450.2008.00646.x. (PMID) 18419587.
- ^ a b Garb (1996). "The representativeness and past-behavior heuristics in clinical judgment". Professional Psychology: Research and Practice. 27 (3): 272-277. doi:10.1037/0735-7028.27.3.272.
- ^ a b c d e f g h Kahneman & Tversky 1973.
- ^ a b c d Dawes (1993). "Equating inverse probabilities in implicit personality judgments". Psychological Science. 4 (6): 396-400. doi:10.1111/j.1467-9280.1993.tb00588.x.
- ^ a b c d Axelsson (2000). "The base-rate fallacy and the difficulty of intrusion detection". ACM Transactions on Information and System Security. 3 (3): 186-205. doi:10.1145/357830.357849.
- ^ Bar-Hillel (1980). "The base-rate fallacy in probability judgments" (PDF). Acta Psychologica. 44 (3): 211-233. doi:10.1016/0001-6918(80)90046-3. 8 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2022.
- ^ a b c d Davidson (1995). "The representativeness heuristic and the conjunction fallacy effect in children's decision making". Merrill-Palmer Quarterly. 41 (3): 328-346.
- ^ a b c d Jacobs (1991). "The Use of Judgement Heuristics to Make Social and Object Decisions: A Developmental Perspective". Child Development. 62 (1): 166-178. doi:10.1111/j.1467-8624.1991.tb01522.x.
- ^ Gigerenzer (1988). "Presentation and content: The use of base rates as a continuous variable". Journal of Experimental Psychology: Human Perception and Performance. 14 (3): 513-525. doi:10.1037/0096-1523.14.3.513.
- ^ Ajzen (1977). "Intuitive theories of events and the effects of base-rate information on prediction". Journal of Personality and Social Psychology. 35 (5): 303-314. doi:10.1037/0022-3514.35.5.303.
- ^ Koehler (1996). "The base rate fallacy reconsidered: Descriptive, normative, and methodological challenges". Behavioral and Brain Sciences. 19 (1): 1-17. doi:10.1017/S0140525X00041157.
- ^ Argote (1986). "Individual versus group use of base-rate and individuating information". Organizational Behavior and Human Decision Processes. 38 (1): 65-75. doi:10.1016/0749-5978(86)90026-9.
- ^ Zukier (1984). "Social roles and strategies in prediction: Some determinants of the use of base-rate information". Journal of Personality and Social Psychology. 47 (2): 349-360. doi:10.1037/0022-3514.47.2.349.
- ^ Medin (1988). "Problem structure and the use of base-rate information from experience". Journal of Experimental Psychology: General. 117 (1): 68-85. doi:10.1037/0096-3445.117.1.68.
- ^ a b c d e f g Tversky & Kahneman 1983.
- ^ Fiedler (1988). "The dependence of the conjunction fallacy on subtle linguistic factors". Psychological Research. 50 (2): 123-129. doi:10.1007/BF00309212.
- ^ a b Politzer (1991). "Are conjunction rule violations the result of conversational rule violations?". Journal of Psycholinguistic Research. 20 (2): 83-103. doi:10.1007/BF01067877.
- ^ Bar-Hillel (1993). "How alike is it versus how likely is it: A disjunction fallacy in probability judgments". Journal of Personality and Social Psychology. 65 (6): 1119-1131. doi:10.1037/0022-3514.65.6.1119.
- ^ a b c d e . Psychology Research and Behavior Management (İngilizce). 10 Nisan 2019. 23 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2021.
- ^ . BBC.com. 29 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2015.
Kahneman ve Tversky'nin eserleri
- Tversky (1971). "Belief in the law of small numbers". Psychological Bulletin. 76 (2): 105-110. doi:10.1037/h0031322.
- Kahneman (1972). "Subjective probability: A judgment of representativeness" (PDF). Cognitive Psychology. 3 (3): 430-454. doi:10.1016/0010-0285(72)90016-3. 14 Aralık 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2022.
- Kahneman (1973). "On the psychology of prediction". Psychological Review. 80 (4): 237-251. doi:10.1037/h0034747.
- Tversky (1974). "Judgment under Uncertainty: Heuristics and Biases" (PDF). Science. 185 (4157): 1124-1131. doi:10.1126/science.185.4157.1124. (PMID) 17835457. 28 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2022.
- "Evidential Impact of Base Rates". Judgment Under Uncertainty: Heuristics and Biases. Science. 185. Cambridge University Press. 1982. ss. 1124-31. doi:10.1126/science.185.4157.1124. ISBN . (PMID) 17835457.
- Tversky (1983). "Extensional versus intuitive reasoning: The conjunction fallacy in probability judgment". Psychological Review. 90 (4): 293-315. doi:10.1037/0033-295X.90.4.293.
Genel referanslar
- Thinking and Deciding. 3rd. Cambridge University Press. 2000. ISBN . 11 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - The Psychology of Judgment and Decision Making. McGraw-Hill Education. 1993. ISBN . 5 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
()
Dış bağlantılar
- Temsil edicilik buluşsal yöntemine ilişkin Powerpoint sunumu (klasik deneylerin sunumlarına daha fazla bağlantı ile birlikte) 3 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Haziran 2022 Temsil kisayolu veya bulussal yontemi belirsizlik altindaki bir olayin olasiligi hakkinda yargilarda bulunurken kullanilir Psikologlar Amos Tversky ve Daniel Kahneman tarafindan 1970 lerin basinda bir olayin i temel ozellikleri bakimindan ana populasyona benzer olma ve ii uretildigi surecin goze carpan ozelliklerini yansitma derecesi olarak onerilen bir grup yargilamayi veya karar vermeyi yoneten basit kurallar biridir Bulussal yontemler genellikle bizi gitmemiz gereken yere ve hizli bir sekilde goturen ancak bazen bizi rotadan cikarma pahasi olan yargisal kisayollar olarak tanimlanir Bulussal yontemler kullanislidirlar cunku karar vermede cabayi azaltmadan ve basitlestirmeden yararlanirlar Insanlar yargida bulunmak icin temsiliyete guvendiklerinde bir seyin daha temsili olmasi onu fiilen daha olasi kilmadigi icin muhtemelen yanlis hukum verirler Temsil kisayolu veya bulussal yontemi nesnelerin benzerligini degerlendirmek ve onlari kategori prototipi etrafinda organize etmek olarak basit bir bicimde tanimlanir ornegin benzerler benzerlerle gider ve nedenler ve sonuclar birbirine benzemelidir Bu bulussal yontemi kolay bir olcumleme oldugu icin kullanilir Sorun su ki insanlar bu yontemin bir olayin olasiligini dogru bir sekilde tahmin etme yetenegini abartirlar Bu nedenle ilgili temel siklik duzeylerinin ihmal edilmesine ve diger bilissel onyargilara neden olabilir Temsil ediciligin belirleyicileriTemsil kisayolunun verilecek yargi veya kararin belirli faktorleri oldugunda kullanilmasi daha olasidir Benzerlik Yeni nesnenin mevcut bir kategoriye uyup uymadigina dair hizli karar Yeni bir uyaranin olayin temsil edilebilirligini degerlendirirken insanlar genellikle uyaran olay ile standart surec arasindaki benzerlik derecesine dikkat ederler Bu ozelliklerin dikkat cekici olmasi da onemlidir Nilsson Juslin ve Olsson 2008 bunun ornek bellek hesabindan etkilendigini bulmuslardir bir kategorinin somut ornekleri bellekte saklanir boylece yeni ornekler bir kategoriye oldukca benzerse ve ayni zamanda sik sik karsilasilirsa temsili olarak siniflandirilir Temsil kisayolu literaturunde birkac benzerlik ornegi tanimlanmistir Bu arastirma tibbi inanclara odaklanmistir Insanlar genellikle tibbi semptomlarin nedenlerine veya tedavilerine benzemesi gerektigine inanirlar Ornegin insanlar uzun zamandir ulserlerin aslinda bakteriler ulserlere neden olurken temsili bulussallik nedeniyle stresten kaynaklandigina inanmislardir Benzer bir dusunce dogrultusunda bazi alternatif tip inanclarinda hastalar tibbi rahatsizliklarina karsilik gelen organ etlerini yemeye tesvik edilmistir Temsil kisayolunun kullanimi yagli yiyecekleri yemenin insani sismanlattigi inanci gibi daha basit inanclarda bile gorulebilir Doktorlar bile ornegin teshislerde benzerligi degerlendirirken temsil kisayolundan etkilenebilirler Arastirmaci klinisyenlerin bu bozuklugu olan stereotipik veya prototipik hastaya ne kadar benzer hastalar olduguna karar vererek tani koymada temsil kisayolunu kullandigini buldu Rastgelelik Duzensizlik ve yerel temsiliyet rastgelelik yargilarina etki eder Herhangi bir mantiksal duruma sahip gorunmeyen seyler rastgeleligin temsilcileri olarak kabul edilirler ve bu nedenle meydana gelme olasiliklari daha yuksektir Ornegin bir dizi yazi tura olarak THTHTH cok iyi siralandigi icin rastgele olusturulmus yazi turalari temsil etmez Yerel temsiliyet insanlarin kucuk sayilar yasasina dayandigi ve bu sayede kucuk orneklerin kendi nufuslarini buyuk orneklerle ayni olcude temsil ettigi algisina dayanan bir varsayimdir Tversky amp Kahneman 1971 Rastgele dagilmis gorunen kucuk bir ornek yerel temsiliyet varsayimi altinda populasyonun rastgele dagildigi inancini guclendirecektir Tersine carpik bir dagilima sahip kucuk bir orneklem bu inanci zayiflatacaktir Yazi tura birkac kez tekrarlanirsa ve sonuclarin cogu turalardan olusuyorsa yerel temsiliyet varsayimi gozlemcinin turaya karsi onyargili olduguna inanmasina neden olacaktir Tversky ve Kahneman in klasik calismalariTom W Kahneman ve Tversky 1973 te yurutulen bir arastirma calismasinda katilimcilarini uc gruba ayirdi Talimat verilen temel oranli grup Bugun ABD deki tum birinci sinif lisansustu ogrencilerini dusunun Lutfen su anda asagidaki dokuz uzmanlik alanina kayitli olan ogrencilerin yuzdesi hakkinda en iyi tahminlerinizi yazin Verilen dokuz alan ise isletme bilgisayar bilimi muhendislik beseri bilimler ve egitim hukuk kutuphane bilimi tip fizik ve yasam bilimleri ve sosyal bilimler ve sosyal hizmetti Benzerlik grubu na bir kisilik taslagi verilir Tom W yaraticiliktan yoksun olmasina ragmen yuksek zekaya sahiptir Duzen ve netlige her ayrintinin uygun yerini buldugu temiz ve duzenli sistemlere ihtiyaci vardir Yazilari bazen biraz bayat kelime oyunlari ve bilimkurgu turundeki hayal gucu pariltilari iceren oldukca sikici ve mekanik turdendir Yetkinlik icin guclu bir durtusu vardir Diger insanlara cok az sempati duyar gibi gorunur ve baskalariyla etkilesimden hoslanmaz Bencildir ama yine de derin bir ahlaki vardir Bu gruptaki katilimcilardan 1 bolumde listelenen dokuz alani Tom W nin her alanin tipik yuksek lisans ogrencisine ne kadar benzedigine gore siralamalari istendi Tahmin grubu ikincide aciklanan kisilik taslagi verilen ancak ayni zamanda Tom W nin onceki kisilik taslagi Tom un lisedeki son yilinda bir psikolog tarafindan projektif testler temelinde yazilmistir Tom W su anda bir yuksek lisans ogrencisidir Lutfen asagidaki dokuz lisansustu uzmanlik alanini Tom W nin su anda bu alanlarin her birinde yuksek lisans ogrencisi olma olasiligina gore siralayin Olasilik yargilari tahmin edilen temel oranlardan ziyade benzerlik yargilarina cok daha yakindi Bulgular yazarlarin insanlarin goreceli temel oran bilgisine bagli olmak yerine bir seyin ne kadar temsili benzer olduguna dayanarak tahminlerde bulunduklari yonundeki ongorulerini destekledi Misal katilimcilarin 95 inden fazlasi Tom un egitim ve beseri bilimler icin bilgisayar bilimlerinden cok daha yuksek temel oran ongoruleri oldugunda egitim veya beseri bilimlerden cok bilgisayar bilimleri okuma ihtimalinin daha yuksek olacagini belirtti Taksi problemi Tversky ve Kahneman tarafindan yurutulen baska bir arastirma calismasinda deneklere su problem verilmistir Gece bir taksi vurkac kazasina karisti Yesil ve Mavi adli iki taksi sirketi sehirde faaliyet gosteriyor Sehirdeki taksilerin 85 i Yesil 15 i ise Mavi Bir gorgu tanigi taksiyi Mavi olarak tanimladi Mahkeme tanigin guvenilirligini kaza gecesinde var olan ayni kosullar altinda test etti ve tanigin iki rengin her birini 80 oraninda dogru tanimladigi ve 20 oraninda basarisiz oldugu sonucuna vardi Kazaya karisan bu taksinin tanigin Mavi olarak tanimlamasina ragmen Yesil veya Mavi olma olasiligi nedir Cogu denek 50 nin uzerinde olasiliklar verdi hatta bazilari 80 in uzerinde olasiliklarda bulundu Bayes teoremi kullanilarak bulunan dogru cevap su tahminlerden daha dusuktur Taniklarin mavi bir taksiyi dogru tanimlama olasiligi 12 0 12 0 15 0 80 vardir Taniklarin yesil bir taksiyi yanlis bir sekilde mavi olarak tanimlama olasiligi 17 dir 0 17 0 85 0 20 Bu nedenle tanigin taksiyi mavi olarak tanimlama olasiligi 29 dur 0 29 0 12 0 17 Bu mavi olarak tanimlanan taksinin aslinda mavi oldugu 41 olasilikla 0 41 0 12 0 29 ile sonuclanir Temsiliyet kumarbaz yanilgisi ve benzer tesirinde alintilanir Temsil edicilik bulussalligina atfedilen onyargilarTemel oran ihmali ve temel oran yanilgisi Temsil kisayolunun veya bulussal yonteminin kullanilmasi muhtemelen Bayes Teoreminin ihlal edilmesine yol acacaktir Bayes Teoremi sunu belirtir P H D P D H P H P D displaystyle P H D frac P D H P H P D Halbuki temsiliyet uzerinden yapilan degerlendirmeler yalnizca hipotez ve veriler arasindaki benzerlige bakar bu nedenle ters olasiliklar esitlenir P H D P D H displaystyle P H D P D H Gorulebilecegi gibi bu denklemde P H goz ardi edilir ve bu da temel oran yanilgisina yol acar Bir temel oran bir olgunun temel siklik veya gorulus oranidir Temel oran yanilgisi insanlarin olasilik problemlerini cozerken bir olayin temel oranini nasil hesaba katmadiklarini aciklar Bu bir takim katimlimcinin hem belirli bir kisilik ozelligine sahip insanlarin taban oranini hem de belirli bir kisilik ozelligine sahip bir insanin baska bir kisilik ozelligine sahip olma olasiligini yargilamalarini saglayan Dawes Mirels Gold ve Donahue 1993 tarafindan acikca test edildi Ornegin katilimcilara Ben vicdanli bir insanim sorusuna 100 kisiden kacinin olumlu yanit verdigi ve bir kisinin bu soruya olumlu yanit verdigi belirtildiginde farkli bir kisilik sorusuna kac kisinin olumlu yanit verecegi sorulmustur Ayni olmadiklari acikken bile iki soru birbiri ardina cevaplandi katilimcilarin ters olasiliklari esitledigini buldular orn P vicdanli evhamli P evhamli vicdanli Tibbi bir ornek Axelsson tarafindan aciklanmistir Bir doktorun 99 dogrulukta bir test yaptigini ve hastalik icin pozitif test sonucunuzun oldugunu farz edelim Ancak hastaligin gorulme sikligi 1 10 000 dir Hastaliga asli yakalanma riskiniz 1 dir cunku saglikli insan populasyonu hastaliktan cok daha fazladir Bu istatistik temel oran yanilgisi nedeniyle siklikla insanlari sasirtir cunku bircok insan olasiligi degerlendirirken temel olus sikligini hesaba katmaz 1980 arastirmasi bilginin algilanan ilgililiginin temel oran ihmali icin ehemmiyetli oldugunu one surer temel oranlar yalnizca diger bilgilerle esit derecede alakali gorunuyorlarsa yargilara dahil edilirler Birkac arastirma calismasi bu yargilayici bulussal yontemlerin nasil gelistikleri konusunda bir anlayis eksikligi oldugundan cocuklarda temel oran ihmalini arastirdi Boyle bir calismanin yazarlari bulussal yontemin gelisimini sosyal yargilar ve diger yargilar arasinda farklilik olup olmadigini ve cocuklarin temsil kisayolu kullanmadiklarinda temel oranlari kullanip kullanmadiklarini anlamak istediler Yazarlar bir strateji olarak temsil kisayolu kullaniminin erken basladigini ve devamli oldugunu bulmuslardir Yazarlar ayrica cocuklarin baslangicta sosyal yargilarda bulunmak icin kendilerine ozgu stratejiler kullandiklarini ve yaslandikca temel oranlari daha fazla kullandiklarini ancak sosyal alanda temsil kisayolu kullaniminin da yaslandikca arttigini bulmuslardir Yazarlar ankete katilan cocuklar arasinda temel oranlarin nesneler hakkindaki yargilarda sosyal yargilardan daha kolay ve hazir bir bicimde kullanildigini bulmuslardir Bu arastirma yapildiktan sonra Davidson 1995 cocuklarda temsil bulussal yonteminin ve baglac yanilgisinin cocuklarin kalip yargilariyla nasil iliskili oldugunu arastirmakla ilgilendi Onceki arastirmalarla tutarli olarak cocuklar problemler kaliplasmis olmayan bilgiler icerdiklerinde veya cocuklar daha buyuk olduklarinda problemlere verdikleri yanitlari temel oranlara dayandirdilar Cocuklarin baglac yanilgisini yaptiklarina dair deiller de vardi Son olarak ogrenciler yaslandikca kaliplasmis problemler uzerinde temsil bulussal yontemini kullandilar ve boylece kalip yargilarla tutarli degerlendirmelerde veya hukumlerde bulundular Cocuklarin bile temsil bulussal yontemini kullandiklarina baglac yanilgisina dustuklerine ve temel oranlari goz ardi ettiklerine dair bulgular var Arastirma calismalari temel oranlarin kullaniminin veya ihmalinin sorunun nasil sunuldugundan etkilenebilecegini one suruyorlar bu da bize temsil kisayolunun genel cok maksatli bir bulussal yontem olmadigini ancak bircok katkida bulunan faktore sahip olabilecegini hatirlatiyor Temel oranlar sunulan bilgiler nedensel olmadiginda daha sik goz ardi edilebilirler Ilgili bireysellestirici bilgi varsa temel oranlar daha az kullanilir Gruplarin temel orani bireylerden daha fazla ihmal ettigi bulunmustur Temel oranlarin kullanimi baglama gore farklilik gosterir Temel oranlarin kullanimina iliskin arastirmalar bazi yazarlarin yeni bir modelin gerekli oldugunu one surmesiyle tutarsizdi Baglac yanilgisi Bir grup lisans ogrencisine aktif bir feminist temsilcisi olarak modellenen Linda yi tanimlayan bir metin verildi Daha sonra katilimcilardan onun feminist olma olasiligi banka memuru olma olasiligi veya hem banka memuru hem de feminist olma olasiligini degerlendirmeleri istendi Olasilik teorisine gore hem banka memuru hem de feminist olma olasiliginin iki kumenin feminist veya banka memuru olma olasiligindan daha az veya ona esit olmasi gerekir Bir baglac bilesenlerinin birinden daha muhtemel olamaz Ancak katilimcilar banka memuru ve feminist birlesiminin tek basina banka memuru olmaktan daha olasi olduguna karar verdiler Bazi arastirma calismalari baglac hatasinin kismen acik olmayan ifadeler veya olasiligin semantik yorumu gibi incelikli dilsel faktorlerden kaynaklanabilecegini ileri surmektedir Yazarlar hem mantik hem de lisan kullaniminin hatayla ilgili olabilecegini ve bunun daha kapsamli bir sekilde arastirilmasi gerektigini savunmaktadirlar Ayrilma yanilgisi Olasilik teorisine gore iki olayin ayrilmasi en azindan her birinin ayri ayri olmasi kadar muhtemeldir Ornegin birinin fizik veya biyoloji bolumu mezunu olma olasiligi en az fizik bolumu mezunu olma olasiligi kadar hatta daha olasidir Bununla birlikte bir kisinin kisiliginin tanimi veriler bir biyoloji anadalindan ziyade bir fizik anadalini cok temsil ediyor gibi gorundugunde insanlar bu kisinin biyolojii anadalindan ziyade bir fizik uzmani olmasinin daha muhtemel olduguna karar verirler Temsil kisayolunun ayrilma hatasina neden olabilecegine dair kanitlar Bar Hillel ve Neter den 1993 gelmektedir Insanlarin istatistik anadalini yuksek oranda temsil eden ornegin cok zeki matematik yarismalarina katilan bir kisiyi sosyal bilimler anadalindan istatistiklerin ust kumesi daha olasi olarak degerlendirdiklerini buldular Fakat ayni kisinin bir sosyal bilimler anadalinda uzman olmasi olasiliginin Ibrani dilinde uzman olma olasiligindan daha yuksek oldugunu dusunduler Bu nedenle yalnizca kisi bir kategoriyi yuksek oranda temsil ediyor gorundugunde o kategori ust kategorisinden daha olasi olarak degerlendirilir Bu yanlis degerlendirmeler bahiste paranin kaybedilmesi gibi durumlarda dahi uygulanmaya devam eder Orneklem boyutuna duyarsizlik Temsil kisayolu denekler bir numunenin ozgul bir parametresinin ihtimalini tahmin ettiklerinde de kullanilir Parametre populasyonu yuksek oranda temsil ediyorsa parametreye siklikla yuksek bir olasilik verilir Bu ongoru sureci genellikle orneklem boyutunun etkisini goz ardi eder Tversky ve Kahneman tarafindan one surulen bir kavram bu onyarginin bir ornegini saglar Ornek farkli buyukluklerdeki iki hastanedir Buyuk hastanede yaklasik 45 bebek kucuk hastanede ise 15 bebek dunyaya geliyor Genel olarak dogan tum bebeklerin yarisi 50 erkektir Ancak yuzdelik oran 1 gunden digerine degisir 1 yillik bir sure boyunca her hastane dogan bebeklerin gt 60 inin erkek oldugu gunleri kaydetmistir Ortaya atilan soru sudur Hani hastanenin bu tur gunleri daha fazla kaydetmis oldugunu dusunuyorsunuz Daha buyuk hastane 21 Daha kucuk hastane 21 Yaklasik olarak ayni yani ikisi de 5 i icinde 53 Parantez icerisinde gosterilen degerler her bir yaniti secen ogrenci sayisidir Sonuclar katilimcilarin yarisindan fazlasinin yanlis yaniti ucuncu opsiyon sectiklerini gosteriyor Bunun sebebi ankete katilanlarin orneklem boyutunun etkisini gormezden gelmeleridir Ankete katilanlar ayni istatistik hem buyuk hem de kucuk hastaneleri temsil ettiginden buyuk ihtimalle ucuncu opsiyonu sectiler Istatistik teorisine gore kucuk bir numune boyutu istatistiksel parametrenin buyuk bir numuneye nazaran onemli olcude sapmasina izin verir Bu sebeple buyuk hastanenin 50 lik nominal degere yakin kalma ihtimali daha yuksek olacaktir Asagidaki makalede bu onyargi hakkinda daha fazla bilgi edinin Sansin yanilgilari ve kumarbaz yanilgisi Gambler s fallacy sayfasi bulunamadi Gambler in yanilgisi diger adiyla Monte Carlo yanilgisi veya sansin olgunlugu yanilgisi olarak da bilinen kumarbaz yanilgisi belirli bir olay gecmiste normalden daha sik meydana gelirse gelecekte gerceklesmesinin daha az olasi olduguna veya tersi dair bir inanistir Tarihsel bagimsizlik niteligine sahip bu tur olaylara istatistiksel olarak bagimsiz denir Safsata genellikle kumarla iliskilidir ornegin bir sonraki zar atilirken genellikle alti olma olasiliginin daha yuksek olduguna inanilabilir cunku son zamanlarda cok az alti atilmistir Monte Carlo yanilgisi terimi 1913 te meydana gelen olgunun en bilinen orneginden gelmektedir Regresyon yanilgisi Regression fallacy sayfasi bulunamadi Regresyon yanilgisi gayri resmi bir yanilgidir Bir durum anormal iken yapilan duzeltici eylemler nedeniyle bir seyin normale dondugunu varsayar Dogal dalgalanmalari hesaba katmaz Genellikle post hoc yanilginin ozel bir turudur Ayrica bakinizKaynaklar a b c d e f g h Kahneman amp Tversky 1972 a b c d e Gilovich 1996 PDF Skeptical Inquirer 20 2 34 40 doi 10 1017 CBO9780511808098 036 4 Kasim 2014 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Shah 2008 Heuristics made easy An effort reduction framework Psychological Bulletin 134 2 207 222 doi 10 1037 0033 2909 134 2 207 PMID 18298269 a b c d e f g h Tversky amp Kahneman 1982 Fortune 2012 Cognitive distortions as a component and treatment focus of pathological gambling A review Psychology of Addictive Behaviors 26 2 298 310 doi 10 1037 a0026422 PMID 22121918 Tversky amp Kahneman 1974 Human inference strategies and shortcomings of social judgment Prentice Hall 1980 ss 115 118 ISBN 978 0 13 445073 5 Nilsson 2008 Exemplars in the mist The cognitive substrate of the representativeness heuristic 49 3 201 212 doi 10 1111 j 1467 9450 2008 00646 x PMID 18419587 a b Garb 1996 The representativeness and past behavior heuristics in clinical judgment Professional Psychology Research and Practice 27 3 272 277 doi 10 1037 0735 7028 27 3 272 a b c d e f g h Kahneman amp Tversky 1973 a b c d Dawes 1993 Equating inverse probabilities in implicit personality judgments Psychological Science 4 6 396 400 doi 10 1111 j 1467 9280 1993 tb00588 x a b c d Axelsson 2000 The base rate fallacy and the difficulty of intrusion detection ACM Transactions on Information and System Security 3 3 186 205 doi 10 1145 357830 357849 Bar Hillel 1980 The base rate fallacy in probability judgments PDF Acta Psychologica 44 3 211 233 doi 10 1016 0001 6918 80 90046 3 8 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2022 a b c d Davidson 1995 The representativeness heuristic and the conjunction fallacy effect in children s decision making Merrill Palmer Quarterly 41 3 328 346 a b c d Jacobs 1991 The Use of Judgement Heuristics to Make Social and Object Decisions A Developmental Perspective Child Development 62 1 166 178 doi 10 1111 j 1467 8624 1991 tb01522 x Gigerenzer 1988 Presentation and content The use of base rates as a continuous variable Journal of Experimental Psychology Human Perception and Performance 14 3 513 525 doi 10 1037 0096 1523 14 3 513 Ajzen 1977 Intuitive theories of events and the effects of base rate information on prediction Journal of Personality and Social Psychology 35 5 303 314 doi 10 1037 0022 3514 35 5 303 Koehler 1996 The base rate fallacy reconsidered Descriptive normative and methodological challenges Behavioral and Brain Sciences 19 1 1 17 doi 10 1017 S0140525X00041157 Argote 1986 Individual versus group use of base rate and individuating information Organizational Behavior and Human Decision Processes 38 1 65 75 doi 10 1016 0749 5978 86 90026 9 Zukier 1984 Social roles and strategies in prediction Some determinants of the use of base rate information Journal of Personality and Social Psychology 47 2 349 360 doi 10 1037 0022 3514 47 2 349 Medin 1988 Problem structure and the use of base rate information from experience Journal of Experimental Psychology General 117 1 68 85 doi 10 1037 0096 3445 117 1 68 a b c d e f g Tversky amp Kahneman 1983 Fiedler 1988 The dependence of the conjunction fallacy on subtle linguistic factors Psychological Research 50 2 123 129 doi 10 1007 BF00309212 a b Politzer 1991 Are conjunction rule violations the result of conversational rule violations Journal of Psycholinguistic Research 20 2 83 103 doi 10 1007 BF01067877 Bar Hillel 1993 How alike is it versus how likely is it A disjunction fallacy in probability judgments Journal of Personality and Social Psychology 65 6 1119 1131 doi 10 1037 0022 3514 65 6 1119 a b c d e Psychology Research and Behavior Management Ingilizce 10 Nisan 2019 23 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Nisan 2021 BBC com 29 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Ocak 2015 Kahneman ve Tversky nin eserleri Tversky 1971 Belief in the law of small numbers Psychological Bulletin 76 2 105 110 doi 10 1037 h0031322 Kahneman 1972 Subjective probability A judgment of representativeness PDF Cognitive Psychology 3 3 430 454 doi 10 1016 0010 0285 72 90016 3 14 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2022 Kahneman 1973 On the psychology of prediction Psychological Review 80 4 237 251 doi 10 1037 h0034747 Tversky 1974 Judgment under Uncertainty Heuristics and Biases PDF Science 185 4157 1124 1131 doi 10 1126 science 185 4157 1124 PMID 17835457 28 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2022 Evidential Impact of Base Rates Judgment Under Uncertainty Heuristics and Biases Science 185 Cambridge University Press 1982 ss 1124 31 doi 10 1126 science 185 4157 1124 ISBN 978 0 521 28414 1 PMID 17835457 Tversky 1983 Extensional versus intuitive reasoning The conjunction fallacy in probability judgment Psychological Review 90 4 293 315 doi 10 1037 0033 295X 90 4 293 Genel referanslar Thinking and Deciding 3rd Cambridge University Press 2000 ISBN 978 0 521 65972 7 11 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2022 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim The Psychology of Judgment and Decision Making McGraw Hill Education 1993 ISBN 978 0 07 050477 6 5 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2022 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Dis baglantilarTemsil edicilik bulussal yontemine iliskin Powerpoint sunumu klasik deneylerin sunumlarina daha fazla baglanti ile birlikte 3 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde