Denizaltı kanyonu (İngilizce: submarine canyon), okyanusların kenar kısımlarındaki diplerde, bir kısmı sığ, enine profilleri V şeklinde olan, bir kısmı da çok derin şeklinde yarılmış dik yamaçlı vadilere denilmektedir.
Denizaltı kanyonları şelf üzerinde başlar ve çok defa kıta yamacı üzerinde de devam ederek bazen 2000, hatta 3000 m derinliğe kadar takip edebilirler. Kanyon tabanlarının eğimi genel olarak bir tarafa, yani derin deniz çukuruna doğrudur.
Bununla birlikte eğim hep aynı kalmaz; yer yer eğim kırıkları görülür. Boyuna profilleri genellikle kuvvetle eğimli ve kıta yamacının profili gibi içbükeydir. Eğim yukarı kısımlarda en fazla, alt kısımlarda ise daha az dır. Denizaltı kanyonlarının bu kuvvetli eğimleri, karalar üzerinde ancak sel yataklarının eğimleri ile karşılaştırılabilir.
Özellikleri
Denizaltı kanyonlarının bir kısmı, kıyı bölgesinde kara üzerindeki akarsu sistemlerinin ağızları önünde yer alır ve onlara kolayca bağlanabilir. Örneğin Karadeniz kıyılarında Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak önünde durum böyledir. Burada vadiler, -90 metredeki şelf yüzeyi içinde 250 metre kadar gömülmüştür. Gömülme kıta yamacı üzerinde daha büyük ölçülere erişir. Aynı şekilde, Ganj, İndus, Kongo, Hudson, Taju ve Adour gibi akarsuların vadileri de kıta yamacını yaran denizaltı kanyonları ve vadileri ile devam ederler. Buna karşılık bir kısım denizaltı kanyonları ile karadaki akarsu vadileri arasında bağıntı kurmak güçtür. Çünkü bunlar doğrudan doğruya şelf üzerinde başlarlar. Bu gibi durumlar, kara üzerindeki vadilerle denizaltı vadileri arasındaki bağlantıların yatak değişiklikleri veya birikme olayları sonucunda maskelenmiş olmasıyla açıklanabileceği gibi denizaltında gözlenen vadiye benzer şekillerin bazılarının denizsel etkenlerle meydana gelmiş olması ile de ilgili olabilir.
Denizaltı kanyonlarının geneli gevşek maddeler üzerinde kazınmıştır. Bununla birlikte dirençli kayaları yaran denizaltı kanyonlarının var olduğu da bilinmektedir.
Diplerden alınan örneklere göre bu kanyonların birçoğu Miosen, Pliosen veya daha yeni depolar içinde açılmıştır. Buna göre denizaltı kanyonlarının bu depolardan daha da sonra oluştukları, yani genellikle çok yeni şekiller oldukları anlaşılmaktadır. Karadeniz'de de durum aynıdır. Gerçekten buradaki denizaltı kanyonları birçok sahalarda Kuaterner depolarını yarmaktadır.
Oluşumu
Denizaltı kanyonlarının nasıl meydana geldikleri hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.
Tektonik Köken
Buna göre denizaltı kanyonları dislokasyon hatlarının sınırladığı çukurlara karşılık gelir. Tektonik kökenli denizaltı kanyonlarını varlığı, teorik olarak olasılık dışı değilse de, düzgün ve çok dallı sık bir şebeke karakteri sunan vadi şekillerini bu şekilde açıklamaya olanak olmadığı ortadır.
Sualtı Kökeni
Buna göre denizaltı kanyonları deniz dibini şekillendiren bazı etkenleri ile açıklanmak istenir. Bu etkenlerin başlıcaları arasında çeşitli kökene sahip akıntıların, yoğun çamur akıntılarının, heyelanlarının ve sedimantasyonu önleyen yerel şartların etkileri üzerinde özellikle durulmaktadır.
Bu konuda Daly ve Kuenen özellikle denizaltı çamur akıntılarının aşındırıcı rolüne dikkati çekmişlerdir. Bilindiği gibi, akarsuların ağızlarında yüzer maddelerle yüklü olan bulanık nehir suları, nispeten yüksek olan yoğunlukları dolayısıyla, deniz içinde dibe çöker ve bir süre yalnız hareket eder. Bu şekilde meydana gelen denizaltı akıntıları, son zamanlarda laboratuvar deneylerinin de gösterdiği üzere, büyük bir hıza ve dolayısıyla, kuvvetli bir aşındırma gücüne erişebilir. Kıta yamacındaki gevşek maddeler de, deniz suyunda sulanarak, kuvvetli eğimi izleyerek aşağıya doğru hareket eden süspansiyon akıntılarına dönüşebilirler. Bu konuda deneysel araştırmalar yapan Kuenen'e göre yamaç eğimi 0, 060, süspansiyon akıntısı halinde hareket eden çamur kütlesinin kalınlığı 4 m yoğunluğu ise 2 civarında olduğu zaman, çamur akıntısının hareket hızı 3 m/sn' yi bulur. Bu durumda deniz dibinde önemli bir aşındırmanın meydana gelmesi gerekir. Bununla birlikte bu verileri abartılı olarak bulanlar da vardır. Sonuçta bazı durumlarda, kuvvetli dip akıntılarının uzandıkları doğrultuda çökelmenin az olması veya hiç meydana gelmemesi de vadiye benzer bazı şekillerin oluşumuna yol açabilir. Bu son görüş, özellikle Kongo ağzındaki çok belirli ve oluk şekilli denizaltı kanyonu için ileriye sürülmüştür. Deniz dibindeki bazı kanyon şekillerinin, özellikle gevşek maddeler üzerinde açılmış olanlardan bir kısmının, denizaltında işlevde bulunan ve başlıcaları yukarıda açıklanan sualtı etkenleri tarafından meydana getirilmiş olması olasıdır. Bununla birlikte, bütün denizaltı kanyonlarını, özellikle sağlam kaya içinde açılmış olanlarla karakteristik akarsu şebekesi görünümü gösterenleri bu yollarda açıklamaya olanak görünmüyor.
Karasal Köken
Bu açıklama biçimine göre denizaltı kanyonları aslında karalar üzerine kazılmış vadilerdir fakat bunlar sonradan denizaltında kalmışlardır. Ancak bu boğulmanın nasıl meydana geldiği hakkında düşünce ayrılıkları vardır. Bazılarına göre boğulma östatik hareketlerin eseridir. Örneğin Shephard'a göre deniz seviyesi östatik olarak 2000–3000 m. kadar alçalmış, bu sırada karasal etkenler tarafından sözü geçen vadiler kazılmış, daha sonra deniz bugünkü seviyesine çıkarak meydana gelmiş bulunan vadilerin sular altında kalmasına neden olmuştur. Fakat yukarıda da belirtildiği gibi denizaltı kanyonlarının kazıldıkları daha yakın jeolojik devrede bu kadar büyük ölçülere erişen östatik hareketlerin meydana gelmediği bilinir. Öte yandan, Akdeniz, Karadeniz gibi okyanuslardan sığ eşiklerle ayrılan, yani belli bir derinlikten sonra okyanus ile bağlantısını kaybeden iç denizlerde bile 1500-2000 metreye kadar inen denizaltı kanyonları bulunur. Bu durumda, sözü geçen iç denizlerin seviyesinin okyanus seviyesine paralel olarak alçalmasına ve büyük derinliklere kadar inen vadilerin kazılmasına olanak olmadığı açıktır. Bu nedenle, denizaltı kanyonlarının oluşum ve boğulmasında, yakın jeolojik geçmişte meydana geldiği düşünülen 2000–3000 m sialı östatik hareketlerin başlıca etken olduğu kabul edilemez. Karasal köken ile ilgili olarak ileriye sürülen ikinci görüşte aynı zamanda tektonik etkenlerin rolü de dikkate değer. Fakat bu şekillerin eriştikleri çok büyük derinliklere, yakın zamanlarda kara kütlesinin takımı ile katıldığı dikey hareketler sonucunda ulaştıkları düşünmek birçok bakımdan güçtür. Bu nedenle denizaltı kanyonlarının bugünkü seviyelerine, sadece kıta kenarlarının büyük bir fileksürle aşağıya doğru inmiş oldukları düşünülür. Denizaltı kanyonlarının kökeni konusunda halen en çok taraftarı olan, gerçeklere ve bulgulara en çok uyan açıklama biçimi de budur.Bu şekilde boğulan kanyonların, olasılıkla bunları izleyen çamur akıntıları tarafından açık tutuldukları ve yeni tortullarla dolmalarının önlenmekte olduğu sanılmaktadır.
Dünyadan Örnekler
- “Aviles Kanyonu” , dünyanın en derin denizaltı kanyonu, güney Biskay Körfezi , İspanya
- “Amazon Kanyonu” , Amazon Nehri
- “Baltimore ve Wilmington Kanyonu”, Maryland East Coast ve Delaware Birleşik Devletleri
- “Bering Kanyonu”, Bering Denizi
- “Kongo Kanyonu”, Kongo Nehri
- “Hudson Kanyonu” , Hudson Nehri
- “Ganj Kanyonu”, Ganj Nehri
- “İndus Kanyonu” , İndus Nehri
- “Kaikoura Kanyonu” , Kaikoura Yarımadası , Yeni Zelanda
- “La Jolla ve Scripps Kanyonu , La Jolla , Güney Kaliforniya kıyılarında
- “Monterey Kanyonu”, Kalifornia merkezi kıyıları
- “Pribilof Kanyono”, Bering Denizi
- “Whittard Kanyonu”, Atlantik Okyanusu kapalı güneybatı İrlanda
- “Zhemchug Kanyonu”, Bering Denizi dünyanın en büyük denizaltı kanyonu
Türkiye'den Karadeniz Örneği
Gerek batimetrik, gerek jeofizik karakterleriyle minyatür bir okyanusa benzerlik gösteren Karadeniz çanağı denizaltı morfolojisi bakımından üç birime ayrılır: Hemen her yerde -90 metre civarında nihayetlenen şelf; bunun dış kenarı ile -200 metre arasında yer alan dik eğimli kıta yamacı; ve nihayet 2000-2200 metre derinlikler arasında uzanan hemen hemen düz abisal taban. Bütün çanağın yarısına yakın bir alan kaplayan abisal taban depresyonun merkezi kısmında yer alır. Bu merkezi depresyon, yeni araştırmalara göre, büyük kısmı oligosen, neojen ve kuaternere ait olmak üzere, kalınlığı 10–16 km arasında değişen ve hemen hemen hiç deforme olmamış tortullarla kaplıdır. Buna karşılık sismokarotaj verileri, bilhassa Anadolu ve Kafkas kıyıları önünde kıta yamacının kıvrımlı ve faylı bir yapı gösterdiğini ve heyelanlarla yer değiştirmiş kütlelerin mevcudiyetini ortaya koyar. Karadeniz çanağının jeomofoloji ve neotektonik bakımdan en ilginç özelliklerinden biri, şelfin ve kıta yamacının sayısız denecek kadar çok denizaltı kanyonlarıyla yarılmış olmasıdır. Ekserisi, başlıca akarsuların ağzı önünde yer alan ve geride, kara üzerindeki drenaj şebekesi ile aynı dandritik drenaj tipi gösteren bu denizaltı kanyonlarının, kara üzerinde teşekkül ettikten sonra boğulmuşlardır. Denizaltı kanyonlarının nispi derinliği veya yarılmanın ölçüsü, şelf sahasında 70-250, kıta yamacı sınırları içinde ise 700-800 metreyi bulur. Hepsinin boyuna profili, kıta yamacı gibi üstte konveks, altta konkav iki farklı kısımdan oluşan tipik bir bükülme profili karakterindedir. Sözü geçen kanyonlar batı Karadeniz kıyılarının önünde 2000, doğu Karadeniz kıyılarıyla Kafkas kıyıları önlerinde 1500, çanağın batı kısmında ise ancak 1000 metre derinliğe kadar takip olunabilir.
Kaynakça
- Erinç,S.,2010. Jeomorfoloji 2, Der Yayınları, İstanbul, Sayfa 384-388
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Denizalti kanyonu Ingilizce submarine canyon okyanuslarin kenar kisimlarindaki diplerde bir kismi sig enine profilleri V seklinde olan bir kismi da cok derin seklinde yarilmis dik yamacli vadilere denilmektedir New York kapali kita yamacindaki yedi denizalti kanyonu Soldaki Hudson kanyonu en uzunudur Denizalti kanyonlari self uzerinde baslar ve cok defa kita yamaci uzerinde de devam ederek bazen 2000 hatta 3000 m derinlige kadar takip edebilirler Kanyon tabanlarinin egimi genel olarak bir tarafa yani derin deniz cukuruna dogrudur Bununla birlikte egim hep ayni kalmaz yer yer egim kiriklari gorulur Boyuna profilleri genellikle kuvvetle egimli ve kita yamacinin profili gibi icbukeydir Egim yukari kisimlarda en fazla alt kisimlarda ise daha az dir Denizalti kanyonlarinin bu kuvvetli egimleri karalar uzerinde ancak sel yataklarinin egimleri ile karsilastirilabilir OzellikleriDenizalti kanyonlarinin bir kismi kiyi bolgesinde kara uzerindeki akarsu sistemlerinin agizlari onunde yer alir ve onlara kolayca baglanabilir Ornegin Karadeniz kiyilarinda Sakarya Kizilirmak Yesilirmak onunde durum boyledir Burada vadiler 90 metredeki self yuzeyi icinde 250 metre kadar gomulmustur Gomulme kita yamaci uzerinde daha buyuk olculere erisir Ayni sekilde Ganj Indus Kongo Hudson Taju ve Adour gibi akarsularin vadileri de kita yamacini yaran denizalti kanyonlari ve vadileri ile devam ederler Buna karsilik bir kisim denizalti kanyonlari ile karadaki akarsu vadileri arasinda baginti kurmak guctur Cunku bunlar dogrudan dogruya self uzerinde baslarlar Bu gibi durumlar kara uzerindeki vadilerle denizalti vadileri arasindaki baglantilarin yatak degisiklikleri veya birikme olaylari sonucunda maskelenmis olmasiyla aciklanabilecegi gibi denizaltinda gozlenen vadiye benzer sekillerin bazilarinin denizsel etkenlerle meydana gelmis olmasi ile de ilgili olabilir Denizalti kanyonlarinin geneli gevsek maddeler uzerinde kazinmistir Bununla birlikte direncli kayalari yaran denizalti kanyonlarinin var oldugu da bilinmektedir Diplerden alinan orneklere gore bu kanyonlarin bircogu Miosen Pliosen veya daha yeni depolar icinde acilmistir Buna gore denizalti kanyonlarinin bu depolardan daha da sonra olustuklari yani genellikle cok yeni sekiller olduklari anlasilmaktadir Karadeniz de de durum aynidir Gercekten buradaki denizalti kanyonlari bircok sahalarda Kuaterner depolarini yarmaktadir OlusumuLos Angeles San Gabriel ve Newport kapali denizalti kanyonlarinin perspektif gorunumu Denizalti kanyonlarinin nasil meydana geldikleri hakkinda cesitli gorusler ileri surulmustur Tektonik Koken Buna gore denizalti kanyonlari dislokasyon hatlarinin sinirladigi cukurlara karsilik gelir Tektonik kokenli denizalti kanyonlarini varligi teorik olarak olasilik disi degilse de duzgun ve cok dalli sik bir sebeke karakteri sunan vadi sekillerini bu sekilde aciklamaya olanak olmadigi ortadir Sualti Kokeni Buna gore denizalti kanyonlari deniz dibini sekillendiren bazi etkenleri ile aciklanmak istenir Bu etkenlerin baslicalari arasinda cesitli kokene sahip akintilarin yogun camur akintilarinin heyelanlarinin ve sedimantasyonu onleyen yerel sartlarin etkileri uzerinde ozellikle durulmaktadir Guneybati Afrika daki kapali Kongo kanyonu yaklasik 300 km dir Bu konuda Daly ve Kuenen ozellikle denizalti camur akintilarinin asindirici rolune dikkati cekmislerdir Bilindigi gibi akarsularin agizlarinda yuzer maddelerle yuklu olan bulanik nehir sulari nispeten yuksek olan yogunluklari dolayisiyla deniz icinde dibe coker ve bir sure yalniz hareket eder Bu sekilde meydana gelen denizalti akintilari son zamanlarda laboratuvar deneylerinin de gosterdigi uzere buyuk bir hiza ve dolayisiyla kuvvetli bir asindirma gucune erisebilir Kita yamacindaki gevsek maddeler de deniz suyunda sulanarak kuvvetli egimi izleyerek asagiya dogru hareket eden suspansiyon akintilarina donusebilirler Bu konuda deneysel arastirmalar yapan Kuenen e gore yamac egimi 0 060 suspansiyon akintisi halinde hareket eden camur kutlesinin kalinligi 4 m yogunlugu ise 2 civarinda oldugu zaman camur akintisinin hareket hizi 3 m sn yi bulur Bu durumda deniz dibinde onemli bir asindirmanin meydana gelmesi gerekir Bununla birlikte bu verileri abartili olarak bulanlar da vardir Sonucta bazi durumlarda kuvvetli dip akintilarinin uzandiklari dogrultuda cokelmenin az olmasi veya hic meydana gelmemesi de vadiye benzer bazi sekillerin olusumuna yol acabilir Bu son gorus ozellikle Kongo agzindaki cok belirli ve oluk sekilli denizalti kanyonu icin ileriye surulmustur Deniz dibindeki bazi kanyon sekillerinin ozellikle gevsek maddeler uzerinde acilmis olanlardan bir kisminin denizaltinda islevde bulunan ve baslicalari yukarida aciklanan sualti etkenleri tarafindan meydana getirilmis olmasi olasidir Bununla birlikte butun denizalti kanyonlarini ozellikle saglam kaya icinde acilmis olanlarla karakteristik akarsu sebekesi gorunumu gosterenleri bu yollarda aciklamaya olanak gorunmuyor Karasal Koken Bering Denizi kenarini kesen buyuk denizalti kanyonlari Bu aciklama bicimine gore denizalti kanyonlari aslinda karalar uzerine kazilmis vadilerdir fakat bunlar sonradan denizaltinda kalmislardir Ancak bu bogulmanin nasil meydana geldigi hakkinda dusunce ayriliklari vardir Bazilarina gore bogulma ostatik hareketlerin eseridir Ornegin Shephard a gore deniz seviyesi ostatik olarak 2000 3000 m kadar alcalmis bu sirada karasal etkenler tarafindan sozu gecen vadiler kazilmis daha sonra deniz bugunku seviyesine cikarak meydana gelmis bulunan vadilerin sular altinda kalmasina neden olmustur Fakat yukarida da belirtildigi gibi denizalti kanyonlarinin kazildiklari daha yakin jeolojik devrede bu kadar buyuk olculere erisen ostatik hareketlerin meydana gelmedigi bilinir Ote yandan Akdeniz Karadeniz gibi okyanuslardan sig esiklerle ayrilan yani belli bir derinlikten sonra okyanus ile baglantisini kaybeden ic denizlerde bile 1500 2000 metreye kadar inen denizalti kanyonlari bulunur Bu durumda sozu gecen ic denizlerin seviyesinin okyanus seviyesine paralel olarak alcalmasina ve buyuk derinliklere kadar inen vadilerin kazilmasina olanak olmadigi aciktir Bu nedenle denizalti kanyonlarinin olusum ve bogulmasinda yakin jeolojik gecmiste meydana geldigi dusunulen 2000 3000 m siali ostatik hareketlerin baslica etken oldugu kabul edilemez Karasal koken ile ilgili olarak ileriye surulen ikinci goruste ayni zamanda tektonik etkenlerin rolu de dikkate deger Fakat bu sekillerin eristikleri cok buyuk derinliklere yakin zamanlarda kara kutlesinin takimi ile katildigi dikey hareketler sonucunda ulastiklari dusunmek bircok bakimdan guctur Bu nedenle denizalti kanyonlarinin bugunku seviyelerine sadece kita kenarlarinin buyuk bir fileksurle asagiya dogru inmis olduklari dusunulur Denizalti kanyonlarinin kokeni konusunda halen en cok taraftari olan gerceklere ve bulgulara en cok uyan aciklama bicimi de budur Bu sekilde bogulan kanyonlarin olasilikla bunlari izleyen camur akintilari tarafindan acik tutulduklari ve yeni tortullarla dolmalarinin onlenmekte oldugu sanilmaktadir Dunyadan OrneklerWhittard kanyonu Biscay abisal duzlugunun kuzey sinirina dogru belirginlesen kanyondur Aviles Kanyonu dunyanin en derin denizalti kanyonu guney Biskay Korfezi Ispanya Amazon Kanyonu Amazon Nehri Baltimore ve Wilmington Kanyonu Maryland East Coast ve Delaware Birlesik Devletleri Bering Kanyonu Bering Denizi Kongo Kanyonu Kongo Nehri Hudson Kanyonu Hudson Nehri Ganj Kanyonu Ganj Nehri Indus Kanyonu Indus Nehri Kaikoura Kanyonu Kaikoura Yarimadasi Yeni Zelanda La Jolla ve Scripps Kanyonu La Jolla Guney Kaliforniya kiyilarinda Monterey Kanyonu Kalifornia merkezi kiyilari Pribilof Kanyono Bering Denizi Whittard Kanyonu Atlantik Okyanusu kapali guneybati Irlanda Zhemchug Kanyonu Bering Denizi dunyanin en buyuk denizalti kanyonuTurkiye den Karadeniz Ornegi Gerek batimetrik gerek jeofizik karakterleriyle minyatur bir okyanusa benzerlik gosteren Karadeniz canagi denizalti morfolojisi bakimindan uc birime ayrilir Hemen her yerde 90 metre civarinda nihayetlenen self bunun dis kenari ile 200 metre arasinda yer alan dik egimli kita yamaci ve nihayet 2000 2200 metre derinlikler arasinda uzanan hemen hemen duz abisal taban Butun canagin yarisina yakin bir alan kaplayan abisal taban depresyonun merkezi kisminda yer alir Bu merkezi depresyon yeni arastirmalara gore buyuk kismi oligosen neojen ve kuaternere ait olmak uzere kalinligi 10 16 km arasinda degisen ve hemen hemen hic deforme olmamis tortullarla kaplidir Buna karsilik sismokarotaj verileri bilhassa Anadolu ve Kafkas kiyilari onunde kita yamacinin kivrimli ve fayli bir yapi gosterdigini ve heyelanlarla yer degistirmis kutlelerin mevcudiyetini ortaya koyar Karadeniz canaginin jeomofoloji ve neotektonik bakimdan en ilginc ozelliklerinden biri selfin ve kita yamacinin sayisiz denecek kadar cok denizalti kanyonlariyla yarilmis olmasidir Ekserisi baslica akarsularin agzi onunde yer alan ve geride kara uzerindeki drenaj sebekesi ile ayni dandritik drenaj tipi gosteren bu denizalti kanyonlarinin kara uzerinde tesekkul ettikten sonra bogulmuslardir Denizalti kanyonlarinin nispi derinligi veya yarilmanin olcusu self sahasinda 70 250 kita yamaci sinirlari icinde ise 700 800 metreyi bulur Hepsinin boyuna profili kita yamaci gibi ustte konveks altta konkav iki farkli kisimdan olusan tipik bir bukulme profili karakterindedir Sozu gecen kanyonlar bati Karadeniz kiyilarinin onunde 2000 dogu Karadeniz kiyilariyla Kafkas kiyilari onlerinde 1500 canagin bati kisminda ise ancak 1000 metre derinlige kadar takip olunabilir KaynakcaErinc S 2010 Jeomorfoloji 2 Der Yayinlari Istanbul Sayfa 384 388 a b c d Erinc S 2010 Jeomorfoloji 2 Der Yayinlari Istanbul Sayfa 384 388 ERINC S Turkiye nin Sekillenmesinde Neotektonigin Rolu ve Jeomorfoloji Jeodinamik Iliskileri Cumhuriyetin 50 yili Yerbilimleri Kongresi 1973