Bağlanma teorisi veya bağlanma kuramı (İngilizce: attachment theory), psikolojide bireyin, başka bir kişiden yakınlık bekleme eğilimi ve bu kişi yanında olduğunda bireyin kendisini güvende hissetmesidir.
Bağlanma, genelde çocuk ile yetişkin bir birey -çoğu zaman anne- arasındaki olumlu bağı ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bağlanma kuramı hayvan gözlemleri ve deneyleri sonucunda gelişmiş bir kuramdır. Bağlanma ile ilgili ilk araştırmaları ve arkadaşları yapmışlardır.
Bağlanma kuramı insanların sosyal varlıklar olduklarını, diğer insanları yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayacak araçlar olarak algılamadıklarını kabul eder. Bu yönüyle ’na benzemektedir.
Bazı bağlanma kuramcılarına göre, bir kişinin erişkinlikte başka insanlarla kuracağı ilişkinin niteliği ve insanlardan beklentileri, bu kişinin küçüklüğünde annesiyle kuracağı bağlanma ilişkisi ile belirlenir. Anne ve çocuk arasındaki sıcak duygular, özellikle korku ve stres anlarında birbirlerine sağladıkları rahatlık ve destek bağlanmayı oluşturur. Bağlanma iki taraflı bir ilişkidir ve her iki tarafın da birbirinin ihtiyaçlarını karşılaması ile gelişir. Yeni doğan bir bebek beslenmek, temizlenmek, ısınmak, korunmak, kısaca yaşayabilmek için anneye ya da başka bir bakıcıya muhtaçtır. Ancak anneler, babalar ya da çocuğa bakmakla yükümlü diğer yetişkinler çocuğun bakımını sadece bir görev olarak algılamazlar, bundan mutluluk ve tatmin de sağlarlar. Çocukla yaşadıkları etkileşimin sonucunda onunla aralarında hissettikleri bağ giderek güçlenir. Bu bağlanmanın oluşmasında bebeklerin bir takım davranış özellikleri etkili olur. Bebeğin, ana-babasıyla iletişiminde kullandığı ve hayatının ilk dokuz ayında geliştirdiği davranışlarına bağlanma davranışları denir. Emme, sokulma/uzanma, bakış, gülümseme, ağlama bebeğin başlıca bağlanma davranışlarıdır.
Bağlanma davranışları
Emme
Çocuklar yalnızca süt emmek için annelerini emmezler, aç olmadıklarında da stresten uzaklaşmak için sürekli annelerini emmek isterler. Modern toplumlarda bu isteği yerine getirmek mümkün olmadığından bebekler parmaklarını ya da emziklerini, emilebilecek her türlü nesneyi emmeye alışırlar.
Sokulma/uzanma (Temas)
Bütün memeli türlerinde yavruların anneyle yüz yüze gelmeye ve ona dokunmaya yönelik refleksleri vardır. Örneğin maymunlar, doğar doğmaz annelerinin üzerine tırmanırlar. İnsan yavruları doğduklarında kendi kendilerine ayakta duramaz ve yetişkinlerin ellerinde taşınmak zorundadırlar. Ancak onlar da kaskatı durmak yerine vücutlarını kendilerini taşımakta olan yetişkine kolaylık sağlayacak bir biçimde gevşek ve şekillendirebilir bir biçimde tutarlar. Bazı kalıtımsal beyin hasarları nedeniyle bu özelliği gösteremeyen bebekler, kendilerini ellerinde tutan yetişkinler tarafından pek sevecen olmayan bebekler olarak tanımlanmışlardır.
Bakış
Çok küçük bebekler bile anne ile göz kontağı ararlar ve bu arayışa anneden bir karşılık gelmezse ağlayıp huysuzlanarak tepki gösterirler. Bir araştırmada öncelikle annelerin bebekleriyle yüz yüze iletişimi gözlenmiş ve şöyle bir iki yönlü etkileşim saptamışlardır: Annelerin bebeklerine yaklaştıklarında genellikle gülümseyip yumuşak ve yüksek perdeden seslerle konuşmaya başlarlar, Bebekler buna karşılık olarak gülümseyip el ve ayaklarını çırparlar. Anneler çocuklarını yumuşak dokunuşlarla sever. Bebekler de kendilerine has sesler ile yanıt verirler. Gerçekten de bu tarz iki- taraflı etkileşim olup olmadığını anlamak için araştırmacılar annelerden bebeklerinin yanında ifadesiz bir yüzle durmalarını istemişler ve bebeklerin anneye olan tepkilerinde bir farklılık olup olmadığını gözlemişlerdir. Bu durumda bebekler, önce annelerini her zamanki gibi karşılamış fakat anneden hiçbir tepki (gülümseme, değişik bir yüz ifadesi) gelmeyince artık anneye bakmaz olmuşlardır. Arada bir küçük bir gülümsemeyle anneye bakıp onun halen ifadesiz olan yüzünü görünce başlarını yeniden başka taraflara çevirmişlerdir. Annelerin çoğunluğu çocuğun iletişim davetine karşılık vermeden durmanın çok zor olduğunu söylemiş, 3 dakika boyunca bebekleri yanında ifadesiz bir yüzle durmaya dayanamamışlardır. Dayanabilenler ise 3 dakikanın sonunda bebeklerinden özür dileyip ‘Ben tekrar eski benim, her şey yolunda, bana yeniden güvenebilirsin...” gibi sözler sarf etmişlerdir. Bu deney bebeklerin anneye bakışının ondan bir tepki almaya yönelik bir davranış olduğunu, anne tepki vermezse çocuğun rahatsız olduğunu ve anneye bakmaktan vazgeçtiğini ortaya koymuştur.
Gülümseme
Bebek gülümsemesi, insanlar için genellikle mutluluk vericidir ve pek çok insan bebekleri güldürmeye çalışır. Doğumlarından itibaren ilk 1 ay içinde bebekler yüksek seslere gülümseyerek karşılı verirler. Bunu keşfeden yetişkinler, bebeklerle yüksek sesle konuşur. 5 haftalıktan itibaren sesler değil, görüntüler önem kazanmaya başlar. Bebekler yüzlere, özellikle de hareket halindeki yüzlere gülümserler. Hareket eden bir maske bile bebekte gülümseme davranışını doğurur. 3 aylıktan itibaren bebekler aralarında özel bir bağ kurdukları anne, baba gibi kişiler kendilerine yaklaşırken gülümsemeye başlarlar ve bunun bağlanma açısından önemi çok büyüktür. Bu gülümseyişler anne, baba ve çocukla ilgilenen diğer kişiler için büyük birer ödüldür ve çocukla daha çok zaman geçirme arzusu yaratır.
Ağlama
Çocuklar acıktıklarında, üşüdüklerinde, acı duyduklarında ağlarlar ve bu ağlama sesi yetişkinleri çok rahatsız eder. Ağlama, bebeklerin yetişkin ilgisine ve yardımına ihtiyaç duyduklarında kullandıkları bir sinyaldir. Bir iddiaya göre bebeklerin acıktıklarında, üşüdüklerinde, acı duyduklarında kullandıkları ağlama sesleri niteliksel farklılık gösterir. Bir Afrika kabilesinde gözlem yapan bir araştırmacı, bir bebek acı ifade eden ağlama sesini kullanırsa bütün kabile üyelerinin bebeğe koştuğunu, ama acıkmayı ifade eden ağlama sesini kullanırsa sadece annesinin ona koştuğunu iddia etmiştir. Sonraki çalışmalar, bebeklerin ağlama seslerini birbirinden ayıran şeyin niteliksel farklılıklar değil, şiddet farklılığı ve aniden ya da yavaş yavaş artarak ortaya çıkmasının getirdiği bir fark olduğunu göstermişlerdir. Eğer çocuk aniden ve şiddetli ağlarsa yetişkinler ağlamanın acıdan kaynaklandığını düşünürler. Yavaş başlayıp giderek yükselen bir ağlama sesi ise açlıktan, altını değiştirmek gerekmesinden, uykudan kaynaklanıyor olarak algılanır.
Yavru maymunların annelerine bağlanması
1958'de Bowlby'nin İngiltere'deki çalışmalarından henüz haberdar olmayan Harry Harlow tarafından yavru rhesus makakları üzerinde gerçekleştirilen bir dizi deney, bağlanmanın açlık ve benzeri temel gereksinimleri karşılamaya yönelik basit bir tepkiden ibaret olmadığını göstermiştir. Bu deneylerde, doğumdan hemen sonra anne maymun ayrılan yavru maymunlara her biri gerçek annenin farklı özelliklerinden bir tanesini sunan yapay anne maymun modelleri sunulmuştur: Yumuşak ve tüylü bir oyuncak maymun (süt verme ve hareket etme kabiliyeti yok), metal tellerden yapılmış, bir süt şişesi bağlanmış yapay maymun (süt, yumuşaklık, sıcaklık sunma kabiliyeti yok) ve hareket edebilen fakat süt ve yumuşaklık-sıcaklık sağlayamayan maymun modeli. Yavru maymunların sadece besin sağlayan anne maymun modeline değil, hareket ve yumuşaklık sunan anne maymun modellerine de ilgi gösterip zamanlarını onlarla geçirdikleri görülmüştür. Besin sağlasa da, pasif olan anne maymun modeli yavrularda güven hissi uyandırmamış, gerçek anneyi modellemede tek başına yeterli olamamıştır. Gerçek maymunlarla iletişim kurmadan yetişen yavru maymunlar anormal davranışlar göstermiştir: Başka maymunlarla ilk karşılaşmalarında korkmuş ya da saldırganca davranmışlardır. Cinsel davranışlarında da anormallik görülmüştür. Bütün bunlar, erken yaşlarda anne ile kurulan bağın yavruların sosyal gelişimi için önemini göstermektedir.
Bağlanmanın ölçülmesi
Mary Ainsworth adlı gelişim psikoloğu, bir çocuk ile temel bakıcısı arasındaki bağlanma ilişkisini gözlemlemek üzere denilen gözlem prosedürünü geliştirmiştir. Bu prosedüre göre 11-17 aylık bir çocuk, yirmi dakika boyunca bir oyun odasında gözlemlenir. Bu arada çocuğun bakıcısı (genelde annesi) ile bir yabancı (araştırmacının bir yardımcısı) belirli aralıklarla odaya girip çıkarlar. Odada yaşanan durumlara (yabancının varlığı, annenin yokluğu...) çocuğun verdiği tepkiler videoya kaydedilir. Oyun odasında çocuğa yaşatılan deneyim şu şekilde gelişir:
- Anne ve çocuk gözlem odasına alınır.
- Anne ve çocuk odada yalnız bırakılır. Çocuk odayı keşfederken anne ona katılmaz.
- Yabancı girer, anneyle selamlaşır, çocuğa yaklaşır.
- İlk ayrılık: Anne sessizce odadan çıkar, çocuk ve yabancı odada kalır.
- İlk birleşme: Anne gelip çocuğu rahatlatır, sonra yine çıkar.
- İkinci ayrılık: Çocuk odada tek başınadır.
- İkinci ayrılığın devamı: Yabancı içeri girer, anne ise halen yoktur.
- İkinci birleşme: Anne girer, çocukla ilgilenir, yabancı sessizce çıkar.
Bu olaylar sırasında çocuğun iki davranışı gözlenir: a.Çocuğun keşif davranışı (yeni oyuncaklarla oynaması..vb.) b.Çocuğun, annesinin gidiş ve dönüşlerine verdiği tepki.
Mary Ainsworth'in geliştirdiği Yabancı Durum Testi'nin ardından, 18 aylıktan daha büyük bireylerde bağlanma değerlendirmesi yapmak üzere çeşitli ölçüm araçları geliştirilmiştir.
Bağlanma tarzları
Yabancı Durum Testleri’ndeki davranışlarına göre çocuklar üç sınıfa ayrılırlar. Çocuğun yabancıya tepkileri, anneye bağlanma düzeyine göre değişir. Anneye güvenli bağlanan 1 yaşındaki çocuklar, etrafta bağımsızca dolaşır, ara sıra annelerinin yanına dönerler. Anne odadan ayrılınca üzülürler, geri gelince sevinirler. kaygılı bağlanan 1 yaşındaki çocuklar anne içerideyken bile huzursuzdurlar. Anne gidince ağlarlar, gelince anneni yanına koşarlar fakat anneye vurma ve tekmeleme gibi davranışlar gösterirler. Kaçıngan bağlanan 1 yaşındaki çocuklar anne yokken ağlamaz, anne gelince kaçınır ve anneye öfkeli görünürler. Kaçıngan bağlanmaya "A tipi bağlanma", güvenli bağlanmaya "B tipi bağlanma", kaygılı bağlanmaya "C tipi bağlanma" da denilmektedir.
Çocukların 1 yaşında iken ne tür bir bağlanma gösterdikleri, ilerideki yaşamlarını önemli ölçüde etkiliyor olabilir. Örneğin bir çalışma, 1 yaşında iken güvenli bağlanma geliştirdiği saptanan erkek çocuklarının büyüdüklerinde kaygılı ve kaçıngan bağlananlara göre daha az sıklıkta psikolojik güçlüklerden şikayetçi olduklarını göstermiştir.
Yetişkinlerde bağlanma
Bağlanma Kuramı'na göre, çocuk bebeklikten itibaren annesi ile yaşadığı deneyimleri ve onunla geliştirdiği ilişkisini ilerleyen yaşlarda her türle yakın ilişkisinde model olarak kullanır; kişinin benlik modeli ile başkaları modeli bu sayede gelişir. Benlik modeli (self-esteem), kişinin ne ölçüde kendini sevgiye layık, değerli bir birey olarak gördüğüdür. Başkaları modeli (interpersonal trust) ise kişinin diğer insanları ne ölçüde güvenilir, ilgi ve sevgi sunmaya hazır bireyler olarak algıladığıdır. Bebekliklerinde annelerine her ihtiyaç duyduklarında gecikmeden annelerinden ilgi gören ve bu sayede güvenli bağlanan bireyler, olumlu birer benlik ve başkaları modeli geliştirirler. Duygu ve düşüncelerini başkalarına açmaktan, ihtiyaçlarını ifade etmekten çekinmezler ve kolaylıkla yakın ilişkiler kurabilirler. Öte yandan, bireylerin benlik ve başkaları modellerinden birisinin ya da heri ikisinin birden olumsuz olması mümkündür. Dört farklı yetişkin bağlanma modeli vardır:
Güvenli Bağlanma (Secure Attachment)
Güvenli bağlanma, bir kişinin sağladığı bağın sorunsuz ve düzgün bir şekilde gerçekleştiğini ifade eden bir bağlanma türüdür. Hedeflenen bağlanma stili güvenli bağlanmadır. Bu bağlanma tarzına sahip bireyler, hem kendilerini hem de başkalarını olumlu görme eğilimindedirler. Yakın ilişkilere değer verirler, bu tür ilişkileri başlatmakta ve sürdürmekte başarılıdırlar. Bu nedenle, anne ve babaların, çocuklarına sağlıklı bir bağlanma ortamı sunmaları ve güvenli bağlanmayı sağlamaları büyük bir önem taşımaktadır.
Kayıtsız Kaçıngan Bağlanma (Dismissing-Avoidant Attachment)
Bu bağlanma tarzına sahip bireyler, kendilerini olumlu başkalarını ise olumsuz görme eğilimindedirler. Kimse ile kolay kolay yakın ilişki geliştirmezler. Başkalarına duydukları gereksinimi ve yakın ilişkilerin önemini reddederler.
Bu yapi çocukluk yıllarında gelişir. Çocuk ihtiyaç duyduğu güven, sığınak ve de şefkati anneden göremeyince, bu ihtiyaç duygusunu içinde en düşük dereceye indirmeyi başarır. Bu nedenle bu çocuklar sonraki yıllarda kimsenin ilgisine güvenemez ve de kimse ile kolay yakin ilişki geliştirmezler. Ne bağlanırlar ne de birilerinin kendilerine bağlanmalarına tahammül ederler.
Kaygılı Bağlanma (Preoccupied Attachment)
Bu bağlanma türüne sahip bireyler kendilerine güvenmezlerken başkalarına güvenirler. Bunun nedeni ise başkalarının kendinden daha üstün olarak ve kendilerini daha değersiz görmeleridir.
Korkulu/kaçıngan Bağlanma (Fearful-Avoidant Attachment)
Bu bağlanma tarzına sahip olanlar, hem benlik hem de başkaları modeli olumsuz olan bireylerdir. Kendilerine de başkalarına da güvenmezler.
bireyin; çocukluk yıllarında annesine aşırı bağlılığından kaynaklanan psikolojik bir problemdir. Çocuk annesinin sevgi, güven ve şefkatine ihtiyaç duyduğu durumlarda annenin sabit ve sürekli bir güven alanı kuramadığından kaynaklanır. Çocuk annenin şefkatinden yoksun kalacağı korkusuyla annesine aşırı bağlılık duyar.
Kaynakça
- ^ Cassidy J (1999). "The Nature of a Child's Ties". Cassidy J, Shaver PR (Ed.). Handbook of Attachment: Theory, Research and Clinical Applications. New York: Guilford Press. ss. 3-20. ISBN .
- ^ Hazan C, Shaver P (March 1987). "Romantic love conceptualized as an attachment process". Journal of Personality and Social Psychology. 52 (3): 511-24. doi:10.1037/0022-3514.52.3.511. (PMID) 3572722.
- ^ Bretherton I, Munholland KA (1999). "Internal Working Models in Attachment Relationships: A Construct Revisited". Cassidy J, Shaver PR (Ed.). Handbook of Attachment:Theory, Research and Clinical Applications. New York: Guilford Press. ss. 89-114. ISBN .
- ^ Prior & Glaser 2006, s. 17.
- ^ Bretherton I (1992). "The Origins of Attachment Theory: John Bowlby and Mary Ainsworth". Developmental Psychology. 28 (5): 759-775. doi:10.1037/0012-1649.28.5.759.
- ^ Bretherton I (1992). "The Origins of Attachment Theory: John Bowlby and Mary Ainsworth".
[Bowlby] begin by noting that organisms at different levels of the phylogenetic scale regulate instinctive behavior in distinct ways, ranging from primitive reflex-like "fixed action patterns" to complex plan hierarchies with subgoals and strong learning components. In the most complex organisms, instinctive behaviors may be "goal-corrected" with continual on-course adjustments (such as a bird of prey adjusting its flight to the movements of the prey). The concept of cybernetically controlled behavioral systems organized as plan hierarchies (Miller, Galanter, and Pribram, 1960) thus came to replace Freud's concept of drive and instinct. Such systems regulate behaviors in ways that need not be rigidly innate, but – depending on the organism – can adapt in greater or lesser degrees to changes in environmental circumstances, provided that these do not deviate too much from the organism's environment of evolutionary adaptedness. Such flexible organisms pay a price, however, because adaptable behavioral systems can more easily be subverted from their optimal path of development. For humans, Bowlby speculates, the environment of evolutionary adaptedness probably resembles that of present-day hunter-gatherer societies.
- ^ Bowlby 1969.
- ^ Holmes 1993.
- ^ a b Prior & Glaser 2006, s. 19.
- ^ Karen 1998, ss. 90-92.
- ^ . 18 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2017.
- ^ ""When Strangers Meet": John Bowlby and Harry Harlow on Attachment Behavior". Frank C. P. van der Horst, Helen A. LeRoy & René van der Veer. 17 Haziran 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Haziran 2020.
- ^ SeviNç, Gülşah; şEner Kilinç, Tülin (8 Ekim 2018). "GÜVENLİ BAĞLANMA DÜZEYİ VE BENLİK KURGULARI İLE ÜNİVERSİTEYE YENİ BAŞLAYAN ÖĞRENCİLERİN UYUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ". Eğitimde Kuram ve Uygulama. 14 (3): 306-324. doi:10.17244/eku.377465. ISSN 1304-9496.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Baglanma teorisi veya baglanma kurami Ingilizce attachment theory psikolojide bireyin baska bir kisiden yakinlik bekleme egilimi ve bu kisi yaninda oldugunda bireyin kendisini guvende hissetmesidir Baglanma genelde cocuk ile yetiskin bir birey cogu zaman anne arasindaki olumlu bagi ifade etmek icin kullanilan bir terimdir Baglanma kurami hayvan gozlemleri ve deneyleri sonucunda gelismis bir kuramdir Baglanma ile ilgili ilk arastirmalari ve arkadaslari yapmislardir Baglanma kurami insanlarin sosyal varliklar olduklarini diger insanlari yalnizca temel ihtiyaclarini karsilayacak araclar olarak algilamadiklarini kabul eder Bu yonuyle na benzemektedir Bazi baglanma kuramcilarina gore bir kisinin eriskinlikte baska insanlarla kuracagi iliskinin niteligi ve insanlardan beklentileri bu kisinin kucuklugunde annesiyle kuracagi baglanma iliskisi ile belirlenir Anne ve cocuk arasindaki sicak duygular ozellikle korku ve stres anlarinda birbirlerine sagladiklari rahatlik ve destek baglanmayi olusturur Baglanma iki tarafli bir iliskidir ve her iki tarafin da birbirinin ihtiyaclarini karsilamasi ile gelisir Yeni dogan bir bebek beslenmek temizlenmek isinmak korunmak kisaca yasayabilmek icin anneye ya da baska bir bakiciya muhtactir Ancak anneler babalar ya da cocuga bakmakla yukumlu diger yetiskinler cocugun bakimini sadece bir gorev olarak algilamazlar bundan mutluluk ve tatmin de saglarlar Cocukla yasadiklari etkilesimin sonucunda onunla aralarinda hissettikleri bag giderek guclenir Bu baglanmanin olusmasinda bebeklerin bir takim davranis ozellikleri etkili olur Bebegin ana babasiyla iletisiminde kullandigi ve hayatinin ilk dokuz ayinda gelistirdigi davranislarina baglanma davranislari denir Emme sokulma uzanma bakis gulumseme aglama bebegin baslica baglanma davranislaridir Baglanma davranislariEmme Cocuklar yalnizca sut emmek icin annelerini emmezler ac olmadiklarinda da stresten uzaklasmak icin surekli annelerini emmek isterler Modern toplumlarda bu istegi yerine getirmek mumkun olmadigindan bebekler parmaklarini ya da emziklerini emilebilecek her turlu nesneyi emmeye alisirlar Sokulma uzanma Temas Butun memeli turlerinde yavrularin anneyle yuz yuze gelmeye ve ona dokunmaya yonelik refleksleri vardir Ornegin maymunlar dogar dogmaz annelerinin uzerine tirmanirlar Insan yavrulari dogduklarinda kendi kendilerine ayakta duramaz ve yetiskinlerin ellerinde tasinmak zorundadirlar Ancak onlar da kaskati durmak yerine vucutlarini kendilerini tasimakta olan yetiskine kolaylik saglayacak bir bicimde gevsek ve sekillendirebilir bir bicimde tutarlar Bazi kalitimsal beyin hasarlari nedeniyle bu ozelligi gosteremeyen bebekler kendilerini ellerinde tutan yetiskinler tarafindan pek sevecen olmayan bebekler olarak tanimlanmislardir Bakis Cok kucuk bebekler bile anne ile goz kontagi ararlar ve bu arayisa anneden bir karsilik gelmezse aglayip huysuzlanarak tepki gosterirler Bir arastirmada oncelikle annelerin bebekleriyle yuz yuze iletisimi gozlenmis ve soyle bir iki yonlu etkilesim saptamislardir Annelerin bebeklerine yaklastiklarinda genellikle gulumseyip yumusak ve yuksek perdeden seslerle konusmaya baslarlar Bebekler buna karsilik olarak gulumseyip el ve ayaklarini cirparlar Anneler cocuklarini yumusak dokunuslarla sever Bebekler de kendilerine has sesler ile yanit verirler Gercekten de bu tarz iki tarafli etkilesim olup olmadigini anlamak icin arastirmacilar annelerden bebeklerinin yaninda ifadesiz bir yuzle durmalarini istemisler ve bebeklerin anneye olan tepkilerinde bir farklilik olup olmadigini gozlemislerdir Bu durumda bebekler once annelerini her zamanki gibi karsilamis fakat anneden hicbir tepki gulumseme degisik bir yuz ifadesi gelmeyince artik anneye bakmaz olmuslardir Arada bir kucuk bir gulumsemeyle anneye bakip onun halen ifadesiz olan yuzunu gorunce baslarini yeniden baska taraflara cevirmislerdir Annelerin cogunlugu cocugun iletisim davetine karsilik vermeden durmanin cok zor oldugunu soylemis 3 dakika boyunca bebekleri yaninda ifadesiz bir yuzle durmaya dayanamamislardir Dayanabilenler ise 3 dakikanin sonunda bebeklerinden ozur dileyip Ben tekrar eski benim her sey yolunda bana yeniden guvenebilirsin gibi sozler sarf etmislerdir Bu deney bebeklerin anneye bakisinin ondan bir tepki almaya yonelik bir davranis oldugunu anne tepki vermezse cocugun rahatsiz oldugunu ve anneye bakmaktan vazgectigini ortaya koymustur Gulumseme Bebek gulumsemesi insanlar icin genellikle mutluluk vericidir ve pek cok insan bebekleri guldurmeye calisir Dogumlarindan itibaren ilk 1 ay icinde bebekler yuksek seslere gulumseyerek karsili verirler Bunu kesfeden yetiskinler bebeklerle yuksek sesle konusur 5 haftaliktan itibaren sesler degil goruntuler onem kazanmaya baslar Bebekler yuzlere ozellikle de hareket halindeki yuzlere gulumserler Hareket eden bir maske bile bebekte gulumseme davranisini dogurur 3 ayliktan itibaren bebekler aralarinda ozel bir bag kurduklari anne baba gibi kisiler kendilerine yaklasirken gulumsemeye baslarlar ve bunun baglanma acisindan onemi cok buyuktur Bu gulumseyisler anne baba ve cocukla ilgilenen diger kisiler icin buyuk birer oduldur ve cocukla daha cok zaman gecirme arzusu yaratir Aglama Cocuklar aciktiklarinda usuduklerinde aci duyduklarinda aglarlar ve bu aglama sesi yetiskinleri cok rahatsiz eder Aglama bebeklerin yetiskin ilgisine ve yardimina ihtiyac duyduklarinda kullandiklari bir sinyaldir Bir iddiaya gore bebeklerin aciktiklarinda usuduklerinde aci duyduklarinda kullandiklari aglama sesleri niteliksel farklilik gosterir Bir Afrika kabilesinde gozlem yapan bir arastirmaci bir bebek aci ifade eden aglama sesini kullanirsa butun kabile uyelerinin bebege kostugunu ama acikmayi ifade eden aglama sesini kullanirsa sadece annesinin ona kostugunu iddia etmistir Sonraki calismalar bebeklerin aglama seslerini birbirinden ayiran seyin niteliksel farkliliklar degil siddet farkliligi ve aniden ya da yavas yavas artarak ortaya cikmasinin getirdigi bir fark oldugunu gostermislerdir Eger cocuk aniden ve siddetli aglarsa yetiskinler aglamanin acidan kaynaklandigini dusunurler Yavas baslayip giderek yukselen bir aglama sesi ise acliktan altini degistirmek gerekmesinden uykudan kaynaklaniyor olarak algilanir Yavru maymunlarin annelerine baglanmasi1958 de Bowlby nin Ingiltere deki calismalarindan henuz haberdar olmayan Harry Harlow tarafindan yavru rhesus makaklari uzerinde gerceklestirilen bir dizi deney baglanmanin aclik ve benzeri temel gereksinimleri karsilamaya yonelik basit bir tepkiden ibaret olmadigini gostermistir Bu deneylerde dogumdan hemen sonra anne maymun ayrilan yavru maymunlara her biri gercek annenin farkli ozelliklerinden bir tanesini sunan yapay anne maymun modelleri sunulmustur Yumusak ve tuylu bir oyuncak maymun sut verme ve hareket etme kabiliyeti yok metal tellerden yapilmis bir sut sisesi baglanmis yapay maymun sut yumusaklik sicaklik sunma kabiliyeti yok ve hareket edebilen fakat sut ve yumusaklik sicaklik saglayamayan maymun modeli Yavru maymunlarin sadece besin saglayan anne maymun modeline degil hareket ve yumusaklik sunan anne maymun modellerine de ilgi gosterip zamanlarini onlarla gecirdikleri gorulmustur Besin saglasa da pasif olan anne maymun modeli yavrularda guven hissi uyandirmamis gercek anneyi modellemede tek basina yeterli olamamistir Gercek maymunlarla iletisim kurmadan yetisen yavru maymunlar anormal davranislar gostermistir Baska maymunlarla ilk karsilasmalarinda korkmus ya da saldirganca davranmislardir Cinsel davranislarinda da anormallik gorulmustur Butun bunlar erken yaslarda anne ile kurulan bagin yavrularin sosyal gelisimi icin onemini gostermektedir Baglanmanin olculmesiMary Ainsworth adli gelisim psikologu bir cocuk ile temel bakicisi arasindaki baglanma iliskisini gozlemlemek uzere denilen gozlem prosedurunu gelistirmistir Bu prosedure gore 11 17 aylik bir cocuk yirmi dakika boyunca bir oyun odasinda gozlemlenir Bu arada cocugun bakicisi genelde annesi ile bir yabanci arastirmacinin bir yardimcisi belirli araliklarla odaya girip cikarlar Odada yasanan durumlara yabancinin varligi annenin yoklugu cocugun verdigi tepkiler videoya kaydedilir Oyun odasinda cocuga yasatilan deneyim su sekilde gelisir Anne ve cocuk gozlem odasina alinir Anne ve cocuk odada yalniz birakilir Cocuk odayi kesfederken anne ona katilmaz Yabanci girer anneyle selamlasir cocuga yaklasir Ilk ayrilik Anne sessizce odadan cikar cocuk ve yabanci odada kalir Ilk birlesme Anne gelip cocugu rahatlatir sonra yine cikar Ikinci ayrilik Cocuk odada tek basinadir Ikinci ayriligin devami Yabanci iceri girer anne ise halen yoktur Ikinci birlesme Anne girer cocukla ilgilenir yabanci sessizce cikar Bu olaylar sirasinda cocugun iki davranisi gozlenir a Cocugun kesif davranisi yeni oyuncaklarla oynamasi vb b Cocugun annesinin gidis ve donuslerine verdigi tepki Mary Ainsworth in gelistirdigi Yabanci Durum Testi nin ardindan 18 ayliktan daha buyuk bireylerde baglanma degerlendirmesi yapmak uzere cesitli olcum araclari gelistirilmistir Baglanma tarzlariYabanci Durum Testleri ndeki davranislarina gore cocuklar uc sinifa ayrilirlar Cocugun yabanciya tepkileri anneye baglanma duzeyine gore degisir Anneye guvenli baglanan 1 yasindaki cocuklar etrafta bagimsizca dolasir ara sira annelerinin yanina donerler Anne odadan ayrilinca uzulurler geri gelince sevinirler kaygili baglanan 1 yasindaki cocuklar anne icerideyken bile huzursuzdurlar Anne gidince aglarlar gelince anneni yanina kosarlar fakat anneye vurma ve tekmeleme gibi davranislar gosterirler Kacingan baglanan 1 yasindaki cocuklar anne yokken aglamaz anne gelince kacinir ve anneye ofkeli gorunurler Kacingan baglanmaya A tipi baglanma guvenli baglanmaya B tipi baglanma kaygili baglanmaya C tipi baglanma da denilmektedir Cocuklarin 1 yasinda iken ne tur bir baglanma gosterdikleri ilerideki yasamlarini onemli olcude etkiliyor olabilir Ornegin bir calisma 1 yasinda iken guvenli baglanma gelistirdigi saptanan erkek cocuklarinin buyuduklerinde kaygili ve kacingan baglananlara gore daha az siklikta psikolojik gucluklerden sikayetci olduklarini gostermistir Yetiskinlerde baglanmaBaglanma Kurami na gore cocuk bebeklikten itibaren annesi ile yasadigi deneyimleri ve onunla gelistirdigi iliskisini ilerleyen yaslarda her turle yakin iliskisinde model olarak kullanir kisinin benlik modeli ile baskalari modeli bu sayede gelisir Benlik modeli self esteem kisinin ne olcude kendini sevgiye layik degerli bir birey olarak gordugudur Baskalari modeli interpersonal trust ise kisinin diger insanlari ne olcude guvenilir ilgi ve sevgi sunmaya hazir bireyler olarak algiladigidir Bebekliklerinde annelerine her ihtiyac duyduklarinda gecikmeden annelerinden ilgi goren ve bu sayede guvenli baglanan bireyler olumlu birer benlik ve baskalari modeli gelistirirler Duygu ve dusuncelerini baskalarina acmaktan ihtiyaclarini ifade etmekten cekinmezler ve kolaylikla yakin iliskiler kurabilirler Ote yandan bireylerin benlik ve baskalari modellerinden birisinin ya da heri ikisinin birden olumsuz olmasi mumkundur Dort farkli yetiskin baglanma modeli vardir Guvenli Baglanma Secure Attachment Guvenli baglanma bir kisinin sagladigi bagin sorunsuz ve duzgun bir sekilde gerceklestigini ifade eden bir baglanma turudur Hedeflenen baglanma stili guvenli baglanmadir Bu baglanma tarzina sahip bireyler hem kendilerini hem de baskalarini olumlu gorme egilimindedirler Yakin iliskilere deger verirler bu tur iliskileri baslatmakta ve surdurmekte basarilidirlar Bu nedenle anne ve babalarin cocuklarina saglikli bir baglanma ortami sunmalari ve guvenli baglanmayi saglamalari buyuk bir onem tasimaktadir Kayitsiz Kacingan Baglanma Dismissing Avoidant Attachment Bu baglanma tarzina sahip bireyler kendilerini olumlu baskalarini ise olumsuz gorme egilimindedirler Kimse ile kolay kolay yakin iliski gelistirmezler Baskalarina duyduklari gereksinimi ve yakin iliskilerin onemini reddederler Bu yapi cocukluk yillarinda gelisir Cocuk ihtiyac duydugu guven siginak ve de sefkati anneden goremeyince bu ihtiyac duygusunu icinde en dusuk dereceye indirmeyi basarir Bu nedenle bu cocuklar sonraki yillarda kimsenin ilgisine guvenemez ve de kimse ile kolay yakin iliski gelistirmezler Ne baglanirlar ne de birilerinin kendilerine baglanmalarina tahammul ederler Kaygili Baglanma Preoccupied Attachment Bu baglanma turune sahip bireyler kendilerine guvenmezlerken baskalarina guvenirler Bunun nedeni ise baskalarinin kendinden daha ustun olarak ve kendilerini daha degersiz gormeleridir Korkulu kacingan Baglanma Fearful Avoidant Attachment Bu baglanma tarzina sahip olanlar hem benlik hem de baskalari modeli olumsuz olan bireylerdir Kendilerine de baskalarina da guvenmezler bireyin cocukluk yillarinda annesine asiri bagliligindan kaynaklanan psikolojik bir problemdir Cocuk annesinin sevgi guven ve sefkatine ihtiyac duydugu durumlarda annenin sabit ve surekli bir guven alani kuramadigindan kaynaklanir Cocuk annenin sefkatinden yoksun kalacagi korkusuyla annesine asiri baglilik duyar Kaynakca Cassidy J 1999 The Nature of a Child s Ties Cassidy J Shaver PR Ed Handbook of Attachment Theory Research and Clinical Applications New York Guilford Press ss 3 20 ISBN 1572300876 Hazan C Shaver P March 1987 Romantic love conceptualized as an attachment process Journal of Personality and Social Psychology 52 3 511 24 doi 10 1037 0022 3514 52 3 511 PMID 3572722 Bretherton I Munholland KA 1999 Internal Working Models in Attachment Relationships A Construct Revisited Cassidy J Shaver PR Ed Handbook of Attachment Theory Research and Clinical Applications New York Guilford Press ss 89 114 ISBN 1572300876 Prior amp Glaser 2006 s 17 Bretherton I 1992 The Origins of Attachment Theory John Bowlby and Mary Ainsworth Developmental Psychology 28 5 759 775 doi 10 1037 0012 1649 28 5 759 Bretherton I 1992 The Origins of Attachment Theory John Bowlby and Mary Ainsworth Bowlby begin by noting that organisms at different levels of the phylogenetic scale regulate instinctive behavior in distinct ways ranging from primitive reflex like fixed action patterns to complex plan hierarchies with subgoals and strong learning components In the most complex organisms instinctive behaviors may be goal corrected with continual on course adjustments such as a bird of prey adjusting its flight to the movements of the prey The concept of cybernetically controlled behavioral systems organized as plan hierarchies Miller Galanter and Pribram 1960 thus came to replace Freud s concept of drive and instinct Such systems regulate behaviors in ways that need not be rigidly innate but depending on the organism can adapt in greater or lesser degrees to changes in environmental circumstances provided that these do not deviate too much from the organism s environment of evolutionary adaptedness Such flexible organisms pay a price however because adaptable behavioral systems can more easily be subverted from their optimal path of development For humans Bowlby speculates the environment of evolutionary adaptedness probably resembles that of present day hunter gatherer societies Bowlby 1969 Holmes 1993 a b Prior amp Glaser 2006 s 19 Karen 1998 ss 90 92 18 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Nisan 2017 When Strangers Meet John Bowlby and Harry Harlow on Attachment Behavior Frank C P van der Horst Helen A LeRoy amp Rene van der Veer 17 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Haziran 2020 SeviNc Gulsah sEner Kilinc Tulin 8 Ekim 2018 GUVENLI BAGLANMA DUZEYI VE BENLIK KURGULARI ILE UNIVERSITEYE YENI BASLAYAN OGRENCILERIN UYUMU ARASINDAKI ILISKI Egitimde Kuram ve Uygulama 14 3 306 324 doi 10 17244 eku 377465 ISSN 1304 9496