Askerî Devrim, Avrupa ordularında Erken Modern Dönem'de gözlemlenen köklü değişiklikleri ifade eder. Kavram, tarafından 1955 yılının ocak ayında Belfast Queen's University'deki bir konferansın açılış konuşmasında ortaya sürdüğü teze dayanmaktadır. Gerçekte Askeri Devrim kavramını ilk ortaya atan Roberts değildi. İngiliz Orta Çağ savaş tarihçisi Charles Orman, 1924 yılındaki bir çalışmasında "16. yüzyıl askeri devrimi"nden sözetmiştir. Ancak, Askeri Devrim'in isim babası Roberts olarak kabul edilir.
Erken Modern Dönemde Avrupa savaşlarında gözlemlenen dönüşümleri Roberts ve izleyen tarihçiler, belirli kategorilede ele almaktadırlar. Bu dönüşümler, istihkam mimarisindeki gelişmeler, orduların bünyesinde gerçekleştirilen değişimler ve uygulanan taktik ve stratejilerdeki gelişmeler olarak ele alınmaktadır. Orduların yapısındaki dönüşümler, bir yönüyle de ateşli silahların kullanımının yaygınlaşmasıyla, diğer bir yönüyle de orduların mevcutlarındaki artışlarla ilintilidir.
Ancak, Roberts ve onu izleyen Batılı siyasi ve askeri tarihçilerin kullanageldiği "Askeri Devrim", Avrupa askeri devrimi olarak anlaşılmalıdır. Gerçekte çok önceki tarihlerde başka toplumlarda benzer gelişmeler yaşanmıştı. Örneğin Çin'de, orduların mevcutlarındaki görülmemiş artış, askeri taktik ve stratejilerdeki çeşitlenme ve giderek ateşli silahların hem kara unsurlarında hem de deniz unsurlarında kullanılması, M.Ö. 6 yüzyılda başlayan gelişmelerdi. Bu bağlamda Batılı tarihçilerin Askeri Devrimi, yaklaşık ikibin yıl öncesinde Uzakdoğu'da yaşanagelmekteydi.
İstihkâm
Avrupa'da da topların bir kuşatma silahı olarak kullanımının 15. Yüzyılda yaygınlaşması, istihkam mimarisinde kökten değişimleri tetiklemiştir. O döneme kadarki kare ya da dikdörtgen tarzı istihkâmlar (kaleler), dairesel istihkam mimarisi (hisarlar), yeni kuşatma topları karşısında yetersiz kalmaktadır. Silindirik kulelerle desteklenen dikey, yüksek ve kalın surlar, büyük çaplı toplarla ele geçirilmeye başlandı. Fatih Sultan Mehmet'in 1453 tarihinde gerçekleştirdiği Konstantinopolis kuşatmasında kullandığı devasa kuşatma topları son derece etkiliydi ve Konstantinepolis, İstanbul olmuştu. Her ne kadar piyade taarruzları bu kuşatmada sonucu belirleyen savaş tarzı olmuşsa da, büyük kuşatma toplarının etkinliği de denenmiş ve kanıtlanmış oldu. Fatih'in deneyimi ve Avrupa'da o tarihe kadar kullanılan bu kuşatma teknikleri, geleneksel istihkam mimarisinin yeni kuşatma silahları karşısında erimeye mahkûm olduğunu göstermiştir.
Büyük çaplı ağır toplar bu tahkimatlara karşı etkili oluyordu, ancak nakledilmeleri fazlasıyla zordu. Çoğu kez ancak su yolları üzerinden nakledilmeleri olanaklıydı. Sonuçta görece küçük çaplı, fakat hareketli çok sayıda top kullanma yoluna gidildi. Örneğin Fransa Krallığı 15. Yüzyılda Kıta Avrupası'ndaki İngiliz kalelerine karşı başarılı kuşatmalar yaptılar.
Osmanlı deneyimi, gerek Osmanlı ilerlemesine, gerekse de Avrupalı güçler arasındaki çatışmalarda, geleneksel istihkamın hiçbir güvence sağlayamadığını ortaya çıkardı. Yeni kuşatma silahlarına karşı dayanıklı istihkâm mimarisi arayışı, en başta Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Avusturya Habsburg hanedanı tarafında acilen araştırılmaya başlandı.
Ancak yeni tarz istihkam mimarisi arayışı sadece Osmanlı ilerlemesine karşı bir önlem alma arayışı olarak görülemez. Avrupa içinde de savaşlar olmakta ve artarak süregelmektedir. Örneğin Avrupa'da 16. yüzyılda en uzun barış dönemi on yıl, 17. yüzyılda dört yıl ve 18. yüzyılda ise on altı yıldır. Avrupalı askeri karar üniteleri, gerek Osmanlı ilerlemesi gerekse de kendi aralarındaki çatışmalar dolayısıyla askeri düzenlemelerinde etkili gelişmeler sağlamak zorunda kalmışlardır. Her iki cepheden gelen tehditler, ölümcül olmaktadır.
Gerek kare ya da dikdörtgen, gerekse de dairesel planlı tahkimatlar, piyade taarruzlarına ve ateşli olmayan kuşatma silahlarına direnecek tarzda planlanmıştı. Dolayısıyla elden geldiğince yüksek duvarlarla inşa ediliyordu. Oysa kuşatma topları, yüksek duvarlara karşı daha etkili olmaktaydı. Sonuç olarak topların kullanıldığı kuşatmalara karşı, daha alçak ve daha geniş duvarlı istihkamlar denenmeye başlandı ve başarılı oldu. Böylece kale ve hisarların yerini "tabya"lar almaya başladı.
Ancak bir istihkamı, ateşli silahlara karşı savunabilmek, kuşatma toplarının ateşi altında ezilmeyle başarılamazdı, yine aynı silahla karşılık vermek gerekiyordu. Dairesel ya da kare-dikdörtgen planlı istihkamlarda da toplar kullanıldı.
Ama dairesel planlı istihkamlarda, etkili bir ateş için yeterli sayıda topu belirli bir doğrultuya yönlendirmek olanaklı olmuyordu. Kare ya da dikdörtgen planlı istihkamlarda ise savunmadaki topların ateş açamadıkları ya da etkili ateş açamadıkları bir alan kalıyordu. Tabyalarda da aynı sorun yaşanıyordu. Birçok deneme ve yanılma ardından köşeli, yıldız tarzı tabya inşası esas alınmıştır. Bu tür tabyalarda savunma topları, kuşatma toplarının yerleştirilebileceği olası her bölgeye etkili ateş açabiliyordu. Öte yandan köşeli, yıldız tarzı istihkalar, düşman toplarının dik açıyla değil daha dar açıyla gelmesini sağlıyordu. Böylece düşman topçu ateşi, istihkam duvarları üzerinde daha az etkili oluyordu.
Yıldız tarzı tabyaların görece alçak olması, piyade taarruzları karşısında yeterince etkili bir savunmaya olanak vermeyeceği düşünüldü ve bu tarz tabyaların duvarları önüne, genellikle su dolu kanallar inşa edildi.
Bu tarz tabyalar, ateşli silahlara karşı etkili bir savunma olanağı sağlamıştır ve Avrupa'da 16. yüzyılın ortalarından itibaren çok sayıda kale ve hisar, savunucuları tarafından yıkılmış ya da boşaltılarak kullanım dışı bırakılmıştır. Bunların yerini yıldız tarzı tabyalar almıştır.
Ordular
Orta Çağ boyunca dünya ticareti esas olarak Uzak Doğu ile Avrupa arasındaki ticaretti. Bu ticaret, Uzak Doğu'dan başlayan kara ticaret yolundan Doğu Akdeniz limanlarına geliyordu. Bu limanlardan da, Güney Avrupa limanlarına deniz yolu ile ulaşıyordu. Haçlı Seferleri ile Doğu Akdeniz limanlarının kontrol altına alınmasıyla Avrupalı tüccarlar açısından ticari bilançolar hızla artmıştır. Avrupalı feodal beylerin bu ticaret üzerinden elde ettikleri gelirler de artmıştır. Öte yandan ittifaklar, bağlaşıklıklar ve izlenen politikalar sonucu Avrupa'da kralların da ekonomik gücü artmıştır. Bu ekonomik güç artışı, daha büyük askerî birlikler oluşturmaya olanak sağlamıştır. Sonuç olarak Avrupa Askeri Devrimi başlangıcı olarak kabul edilen tarihlerden itibaren, Avrupalı orduların mevcutlarında, daha önceki çağlarda görülmedik ölçüde büyüme gözlenmektedir.
Ateşli silahların yaygınlaşması
Avrupa Askeri Devrimi, mevcut ordularda ateşli silahların kullanımının yaygınlaşması ile kendini göstermektedir. Esasen ateşli silahların kullanımındaki yaygınlaşmada Avrupa ilk uygulamaların örneği değildir. Daha önceki yüzyıllarda Uzak Doğu, özellikle Çin ve Osmanlı ordularında ateşli silahlar yaygın olarak kullanılmaktaydı. Özellikle Osmanlı askeri teşkilatı ateşli silahlardan geniş ölçüde yararlandı. Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılında İstanbul'u kuşatmasında kullandığı büyük çaplı topların benzerleri, yaklaşık aynı yıllarda Avrupa'da üretilmekteydi. Ancak Sultan Mehmet'in avantajı bu silahları, kullanacağı bölgenin hemen yakınında imal ettirmesiydi. Bu şekilde ordunun sevkiyatı sırasında topların aksaklık çıkarması önlenmiş oluyordu. Avrupalı benzer silahlar ancak akarsuların sağladığı nakliye olanakları sınırlamalarıyla kullanılabildi ve çoğu kez kullanılamadı.
Taktik ve stratejiler
Avrupa Askeri Devrimi olarak tanımlanan süreç boyunca orduların bileşenlerinde belirgin değişimler gözlenmektedir. Süreç içinde gerek hafif gerekse ağır süvarinin ağırlığı azalmış, okçu unsurlar ise artmıştır. Askerî birliklerin neredeyse üçte biri okçu unsurlardan oluşturulmaya başlanmıştır. Süvari birliklerinin daha dar kapsamda kullanılmasında, mızrakçı unsurların süvari ani hücumları karşısında etkili kullanımı etkin olmuştur. Bu uygulama bir bakıma Falanks taktiklerinin ordu bünyesine yeniden entegre edilmesidir. Ama sürecin daha sonraki evrelerinde okçuların yerini tüfekçiler almaya başlamıştır. Ani (şok) süvari taarruzlarına karşı da kare düzeninde tertiplenen tüfekçilerin dış kenarlarına mızrakçılar yerleştirilmiştir. Uzun mızraklarla savaşan İsviçerli paralı askerler, tüm Avrupa ordularının seçkin unsurları haline gelmiştir.
Bu dönemde genel gelişim eğilimi, farklı savaşçı unsurların aynı ordular içinde eşgüdümlü olarak kullanılmasıdır. Mızrakçılar, tüfekçiler, okçular, piyadeler ve süvarilerden oluşan karma ordular oluşturulmakta ve bu unsurlar muharebenin değişik aşamalarından öne çıkartılarak kullanılmaktadır. Bu genel eğilim, yakın döğüşten kaçınan bir eğilim olmakla birlikte, yakın döğüş tekniklerinde de gelişmeler olmuştur. Örneğin İskoç savaş tarzı, saflar halinde dizilen unsurların tek el tüfek atışı ile başlayan şok taarruza dayanmaktadır. Tüfekler yere bırakılmakta, yerdeki kalkan ve uzun kılıçlar alınarak çok hızlı bir şekilde düşman hatlarına saldırılmaktadır. Barut dumanı arasından hızla fırlayan bu savaşçılar çoğu kez düşmanlarının hatlarına çok ağır bir darbe olarak inmekteydiler.
Süngünün uygulamaya konulmasıyla birlikte, yakın döğüş ile uzak çatışma bir bakıma birleştirilmiştir. Artık tüfekçiler de yakın döğüşte etkin olabilen unsurlar haline gelmiş, mızrakçıların korumasına gerek duymadan bağımsız harekât yürütebilir duruma gelmişlerdir.
Sonuç olarak süngü kullanan tüfekçiler, askerî birliklerin temel unsuru haline gelmiştir. Süvariler, çok sınırlı operasyonlar, genellikle şok saldırılar için kullanılabilir unsurlar haline gelmiştir. Okçular ve mızrakçılar da tam anlamıyla tarihe karışmıştır. Süngülü tüfekçilerin savaş alanlarındaki hakimiyeti, Birinci Dünya Savaşı'na kadar sürmüştür. Savaş alanlarında makineli tüfeklerin kullanılmaya başlanmasıyla bu unsurun etkinliği tartışılır haline gelmiştir.
Avrupa Dışındaki Seyir ve Avrupalı Bir Güç Olarak Osmanlı Devleti'nin Etkileri
Açıklandığı üzere askeri devrim Avrupa merkezli bir değişimdir. Fakat gelişmeler incelendiğinde Avrupa dışında da etkisini hissettirdiği görülür. Japonya, Çin, Hindistan gibi ülkelerde ateşli silahların etkileri gözlemlenmektedir. Çin ve Hindistan'daki askeri değişimlerse Macaristan ve Almanya gibi Avrupalı ülkeler ile sınır komşusu olan ve bu ülkelerle yoğun bir askeri rekabete giren Osmanlı Devleti ile yakından ilgilidir. Bu ülkelere teknik bilgi ve makine yan silah, emek gücü yani asker anlamında Osmanlılar aktif biçimde ihracatçı konumda olmuşlardır. Başka bir deyişle Osmanlı askeri ve tüfekleri Hint okyanusu ve Çin ülkesi içerisinde gözlemlenmektedir.
Bu açıklamalar sonucunda da Osmanlı Devleti'nin okyanus aşırı boyutlara varacak oranda askeri değişime adapte olduğu sonucuna varılır. Nihayetinde Fatih Sultan Mehmet ile başlayan top ve tüfekte uzmanlaşma 17. yy içerisinde de kendisini göstermektedir. Bu minvalde de yaylım ateşi denilen özel bir stratejinin ilk olarak Osmanlılar tarafından kullanıldığı da hatırlanabilir. Böylelikle askeri devrimin önemli bir adımı olan yaylın ateşinin taktik geliştirilmesi, yılankavi denilen özel bir kilit mekanizmasının icadı gibi yenilikler askeri devrimin sadece Batı Avrupa ürünü olmadığını ve evrensel bir boyutu olduğunu ortaya koyar.
Kaynakça
- ^ Geoffrey Parker, Askeri Devrim Sh.:12-13
- ^ a b Ozgun Kabacaoglu (2020). "Askeri Teknolojideki Gelişmelerin Osmanlı İdari Yapısına Etkileri: 1593 - 1717". doi:10.13140/RG.2.2.15642.88002.
- ^ Fidan, Giray, 1980- (2011). Kanuni devrinde Çin'de Osmanlı tüfeği ve Osmanlılar. 1. baskı. Cağaloğlu, İstanbul: Yeditepe. ISBN . OCLC 769627616.
Notlar
- Geoffrey Parker - Askeri Devrim - Küre Yayınları, 2006
- Jeremy Black (derleyen) Top, Tüfek ve Süngü
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Askeri Devrim Avrupa ordularinda Erken Modern Donem de gozlemlenen koklu degisiklikleri ifade eder Kavram tarafindan 1955 yilinin ocak ayinda Belfast Queen s University deki bir konferansin acilis konusmasinda ortaya surdugu teze dayanmaktadir Gercekte Askeri Devrim kavramini ilk ortaya atan Roberts degildi Ingiliz Orta Cag savas tarihcisi Charles Orman 1924 yilindaki bir calismasinda 16 yuzyil askeri devrimi nden sozetmistir Ancak Askeri Devrim in isim babasi Roberts olarak kabul edilir Erken Modern Donemde Avrupa savaslarinda gozlemlenen donusumleri Roberts ve izleyen tarihciler belirli kategorilede ele almaktadirlar Bu donusumler istihkam mimarisindeki gelismeler ordularin bunyesinde gerceklestirilen degisimler ve uygulanan taktik ve stratejilerdeki gelismeler olarak ele alinmaktadir Ordularin yapisindaki donusumler bir yonuyle de atesli silahlarin kullaniminin yayginlasmasiyla diger bir yonuyle de ordularin mevcutlarindaki artislarla ilintilidir Ancak Roberts ve onu izleyen Batili siyasi ve askeri tarihcilerin kullanageldigi Askeri Devrim Avrupa askeri devrimi olarak anlasilmalidir Gercekte cok onceki tarihlerde baska toplumlarda benzer gelismeler yasanmisti Ornegin Cin de ordularin mevcutlarindaki gorulmemis artis askeri taktik ve stratejilerdeki cesitlenme ve giderek atesli silahlarin hem kara unsurlarinda hem de deniz unsurlarinda kullanilmasi M O 6 yuzyilda baslayan gelismelerdi Bu baglamda Batili tarihcilerin Askeri Devrimi yaklasik ikibin yil oncesinde Uzakdogu da yasanagelmekteydi IstihkamAvrupa da da toplarin bir kusatma silahi olarak kullaniminin 15 Yuzyilda yayginlasmasi istihkam mimarisinde kokten degisimleri tetiklemistir O doneme kadarki kare ya da dikdortgen tarzi istihkamlar kaleler dairesel istihkam mimarisi hisarlar yeni kusatma toplari karsisinda yetersiz kalmaktadir Silindirik kulelerle desteklenen dikey yuksek ve kalin surlar buyuk capli toplarla ele gecirilmeye baslandi Fatih Sultan Mehmet in 1453 tarihinde gerceklestirdigi Konstantinopolis kusatmasinda kullandigi devasa kusatma toplari son derece etkiliydi ve Konstantinepolis Istanbul olmustu Her ne kadar piyade taarruzlari bu kusatmada sonucu belirleyen savas tarzi olmussa da buyuk kusatma toplarinin etkinligi de denenmis ve kanitlanmis oldu Fatih in deneyimi ve Avrupa da o tarihe kadar kullanilan bu kusatma teknikleri geleneksel istihkam mimarisinin yeni kusatma silahlari karsisinda erimeye mahkum oldugunu gostermistir Buyuk capli agir toplar bu tahkimatlara karsi etkili oluyordu ancak nakledilmeleri fazlasiyla zordu Cogu kez ancak su yollari uzerinden nakledilmeleri olanakliydi Sonucta gorece kucuk capli fakat hareketli cok sayida top kullanma yoluna gidildi Ornegin Fransa Kralligi 15 Yuzyilda Kita Avrupasi ndaki Ingiliz kalelerine karsi basarili kusatmalar yaptilar Osmanli deneyimi gerek Osmanli ilerlemesine gerekse de Avrupali gucler arasindaki catismalarda geleneksel istihkamin hicbir guvence saglayamadigini ortaya cikardi Yeni kusatma silahlarina karsi dayanikli istihkam mimarisi arayisi en basta Avusturya Macaristan Imparatorlugu Avusturya Habsburg hanedani tarafinda acilen arastirilmaya baslandi Kutsal Roma Cermen Imparatoru II Frederick doneminde insa edilen del Monte Kalesi Ancak yeni tarz istihkam mimarisi arayisi sadece Osmanli ilerlemesine karsi bir onlem alma arayisi olarak gorulemez Avrupa icinde de savaslar olmakta ve artarak suregelmektedir Ornegin Avrupa da 16 yuzyilda en uzun baris donemi on yil 17 yuzyilda dort yil ve 18 yuzyilda ise on alti yildir Avrupali askeri karar uniteleri gerek Osmanli ilerlemesi gerekse de kendi aralarindaki catismalar dolayisiyla askeri duzenlemelerinde etkili gelismeler saglamak zorunda kalmislardir Her iki cepheden gelen tehditler olumcul olmaktadir Gerek kare ya da dikdortgen gerekse de dairesel planli tahkimatlar piyade taarruzlarina ve atesli olmayan kusatma silahlarina direnecek tarzda planlanmisti Dolayisiyla elden geldigince yuksek duvarlarla insa ediliyordu Oysa kusatma toplari yuksek duvarlara karsi daha etkili olmaktaydi Sonuc olarak toplarin kullanildigi kusatmalara karsi daha alcak ve daha genis duvarli istihkamlar denenmeye baslandi ve basarili oldu Boylece kale ve hisarlarin yerini tabya lar almaya basladi Ancak bir istihkami atesli silahlara karsi savunabilmek kusatma toplarinin atesi altinda ezilmeyle basarilamazdi yine ayni silahla karsilik vermek gerekiyordu Dairesel ya da kare dikdortgen planli istihkamlarda da toplar kullanildi Koseli tabyalara bir ornek plan Ama dairesel planli istihkamlarda etkili bir ates icin yeterli sayida topu belirli bir dogrultuya yonlendirmek olanakli olmuyordu Kare ya da dikdortgen planli istihkamlarda ise savunmadaki toplarin ates acamadiklari ya da etkili ates acamadiklari bir alan kaliyordu Tabyalarda da ayni sorun yasaniyordu Bircok deneme ve yanilma ardindan koseli yildiz tarzi tabya insasi esas alinmistir Bu tur tabyalarda savunma toplari kusatma toplarinin yerlestirilebilecegi olasi her bolgeye etkili ates acabiliyordu Ote yandan koseli yildiz tarzi istihkalar dusman toplarinin dik aciyla degil daha dar aciyla gelmesini sagliyordu Boylece dusman topcu atesi istihkam duvarlari uzerinde daha az etkili oluyordu Yildiz tarzi tabyalarin gorece alcak olmasi piyade taarruzlari karsisinda yeterince etkili bir savunmaya olanak vermeyecegi dusunuldu ve bu tarz tabyalarin duvarlari onune genellikle su dolu kanallar insa edildi Bu tarz tabyalar atesli silahlara karsi etkili bir savunma olanagi saglamistir ve Avrupa da 16 yuzyilin ortalarindan itibaren cok sayida kale ve hisar savunuculari tarafindan yikilmis ya da bosaltilarak kullanim disi birakilmistir Bunlarin yerini yildiz tarzi tabyalar almistir OrdularOrta Cag boyunca dunya ticareti esas olarak Uzak Dogu ile Avrupa arasindaki ticaretti Bu ticaret Uzak Dogu dan baslayan kara ticaret yolundan Dogu Akdeniz limanlarina geliyordu Bu limanlardan da Guney Avrupa limanlarina deniz yolu ile ulasiyordu Hacli Seferleri ile Dogu Akdeniz limanlarinin kontrol altina alinmasiyla Avrupali tuccarlar acisindan ticari bilancolar hizla artmistir Avrupali feodal beylerin bu ticaret uzerinden elde ettikleri gelirler de artmistir Ote yandan ittifaklar baglasikliklar ve izlenen politikalar sonucu Avrupa da krallarin da ekonomik gucu artmistir Bu ekonomik guc artisi daha buyuk askeri birlikler olusturmaya olanak saglamistir Sonuc olarak Avrupa Askeri Devrimi baslangici olarak kabul edilen tarihlerden itibaren Avrupali ordularin mevcutlarinda daha onceki caglarda gorulmedik olcude buyume gozlenmektedir Atesli silahlarin yayginlasmasiAvrupa Askeri Devrimi mevcut ordularda atesli silahlarin kullaniminin yayginlasmasi ile kendini gostermektedir Esasen atesli silahlarin kullanimindaki yayginlasmada Avrupa ilk uygulamalarin ornegi degildir Daha onceki yuzyillarda Uzak Dogu ozellikle Cin ve Osmanli ordularinda atesli silahlar yaygin olarak kullanilmaktaydi Ozellikle Osmanli askeri teskilati atesli silahlardan genis olcude yararlandi Fatih Sultan Mehmet in 1453 yilinda Istanbul u kusatmasinda kullandigi buyuk capli toplarin benzerleri yaklasik ayni yillarda Avrupa da uretilmekteydi Ancak Sultan Mehmet in avantaji bu silahlari kullanacagi bolgenin hemen yakininda imal ettirmesiydi Bu sekilde ordunun sevkiyati sirasinda toplarin aksaklik cikarmasi onlenmis oluyordu Avrupali benzer silahlar ancak akarsularin sagladigi nakliye olanaklari sinirlamalariyla kullanilabildi ve cogu kez kullanilamadi Taktik ve stratejilerAvrupa Askeri Devrimi olarak tanimlanan surec boyunca ordularin bilesenlerinde belirgin degisimler gozlenmektedir Surec icinde gerek hafif gerekse agir suvarinin agirligi azalmis okcu unsurlar ise artmistir Askeri birliklerin neredeyse ucte biri okcu unsurlardan olusturulmaya baslanmistir Suvari birliklerinin daha dar kapsamda kullanilmasinda mizrakci unsurlarin suvari ani hucumlari karsisinda etkili kullanimi etkin olmustur Bu uygulama bir bakima Falanks taktiklerinin ordu bunyesine yeniden entegre edilmesidir Ama surecin daha sonraki evrelerinde okcularin yerini tufekciler almaya baslamistir Ani sok suvari taarruzlarina karsi da kare duzeninde tertiplenen tufekcilerin dis kenarlarina mizrakcilar yerlestirilmistir Uzun mizraklarla savasan Isvicerli parali askerler tum Avrupa ordularinin seckin unsurlari haline gelmistir Bu donemde genel gelisim egilimi farkli savasci unsurlarin ayni ordular icinde esgudumlu olarak kullanilmasidir Mizrakcilar tufekciler okcular piyadeler ve suvarilerden olusan karma ordular olusturulmakta ve bu unsurlar muharebenin degisik asamalarindan one cikartilarak kullanilmaktadir Bu genel egilim yakin dogusten kacinan bir egilim olmakla birlikte yakin dogus tekniklerinde de gelismeler olmustur Ornegin Iskoc savas tarzi saflar halinde dizilen unsurlarin tek el tufek atisi ile baslayan sok taarruza dayanmaktadir Tufekler yere birakilmakta yerdeki kalkan ve uzun kiliclar alinarak cok hizli bir sekilde dusman hatlarina saldirilmaktadir Barut dumani arasindan hizla firlayan bu savascilar cogu kez dusmanlarinin hatlarina cok agir bir darbe olarak inmekteydiler Sungunun uygulamaya konulmasiyla birlikte yakin dogus ile uzak catisma bir bakima birlestirilmistir Artik tufekciler de yakin doguste etkin olabilen unsurlar haline gelmis mizrakcilarin korumasina gerek duymadan bagimsiz harekat yurutebilir duruma gelmislerdir Sonuc olarak sungu kullanan tufekciler askeri birliklerin temel unsuru haline gelmistir Suvariler cok sinirli operasyonlar genellikle sok saldirilar icin kullanilabilir unsurlar haline gelmistir Okcular ve mizrakcilar da tam anlamiyla tarihe karismistir Sungulu tufekcilerin savas alanlarindaki hakimiyeti Birinci Dunya Savasi na kadar surmustur Savas alanlarinda makineli tufeklerin kullanilmaya baslanmasiyla bu unsurun etkinligi tartisilir haline gelmistir Avrupa Disindaki Seyir ve Avrupali Bir Guc Olarak Osmanli Devleti nin EtkileriAciklandigi uzere askeri devrim Avrupa merkezli bir degisimdir Fakat gelismeler incelendiginde Avrupa disinda da etkisini hissettirdigi gorulur Japonya Cin Hindistan gibi ulkelerde atesli silahlarin etkileri gozlemlenmektedir Cin ve Hindistan daki askeri degisimlerse Macaristan ve Almanya gibi Avrupali ulkeler ile sinir komsusu olan ve bu ulkelerle yogun bir askeri rekabete giren Osmanli Devleti ile yakindan ilgilidir Bu ulkelere teknik bilgi ve makine yan silah emek gucu yani asker anlaminda Osmanlilar aktif bicimde ihracatci konumda olmuslardir Baska bir deyisle Osmanli askeri ve tufekleri Hint okyanusu ve Cin ulkesi icerisinde gozlemlenmektedir Bu aciklamalar sonucunda da Osmanli Devleti nin okyanus asiri boyutlara varacak oranda askeri degisime adapte oldugu sonucuna varilir Nihayetinde Fatih Sultan Mehmet ile baslayan top ve tufekte uzmanlasma 17 yy icerisinde de kendisini gostermektedir Bu minvalde de yaylim atesi denilen ozel bir stratejinin ilk olarak Osmanlilar tarafindan kullanildigi da hatirlanabilir Boylelikle askeri devrimin onemli bir adimi olan yaylin atesinin taktik gelistirilmesi yilankavi denilen ozel bir kilit mekanizmasinin icadi gibi yenilikler askeri devrimin sadece Bati Avrupa urunu olmadigini ve evrensel bir boyutu oldugunu ortaya koyar Kaynakca Geoffrey Parker Askeri Devrim Sh 12 13 a b Ozgun Kabacaoglu 2020 Askeri Teknolojideki Gelismelerin Osmanli Idari Yapisina Etkileri 1593 1717 doi 10 13140 RG 2 2 15642 88002 Fidan Giray 1980 2011 Kanuni devrinde Cin de Osmanli tufegi ve Osmanlilar 1 baski Cagaloglu Istanbul Yeditepe ISBN 978 605 4052 74 5 OCLC 769627616 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link NotlarGeoffrey Parker Askeri Devrim Kure Yayinlari 2006 Jeremy Black derleyen Top Tufek ve Sungu