Bu madde, uygun değildir.Aralık 2023) ( |
Edirne, Osmanlı Devleti'nin ikinci başkenti olarak çok kısa sürede görev üstlenmişse de İstanbul'un alınışından sonra bile padişahlar burayı terk etmemişler ve mesire yeri olarak değerlendirmişlerdir. Devletin üst düzey yöneticileri ve onların yakın çevresindeki varlıklı kişilerin evleri ise özenli bir ortamın yaratılmasına neden olmuştur. Evler, arazi içindeki yerleşimlerden, mekânların biçimlenişine kadar rahat ve zengin yaşama olanakları sunabilen niteliklerle donatılmıştır. Edirne, uzun yıllar dinlenme, eğlenme ve sakin çalışma ortamı olarak hizmet vermiştir.
Edirne evlerinin hepsinin genişçe bahçeleri vardı. Bu konumda 1917 yılında İngiliz sefirinin eşinin Londra'daki arkadaşına Edirne evlerini anlattığı mektuplar önemli ipuçları vermektedir. Sefirin eşi Lady Montagu, bu güzel kentin özelliklerini, hayranlığını gizlemeden mektuplarında yazmıştır.
Lady Montagu Edirne'de güvercinlerin ve leyleklerin bile rahat edebildiklerini ve bunların İmparatorluğun en bahtiyar tebaası arasında bulunduğunu ifade ederken, bu kuşların kutsal sayıldığını, dolayısıyla kuşların da bunu bildikleri için hiç ürkmeden sokakta dolaşabildiklerini yazmaktadır.
Bugünkü yeni köprü başındaki karakolhanenin hemen kuzeyindeki "Demirtaş Kasrı" o dönemlerde yabancı konukların oturmaları için ayrılmıştı. Bu şansı iyi kullanarak çevreyi gözleyen ve kendi ülkesindeki arkadaşlarına anlatmayı büyük bir zevkle sürdüren Lady Montagu dokuzuncu mektubunda "Eminim ki Türkiye'ye ait seyahatnamelere bakıp buradaki evlerin hepsini gayet acınacak bir halde ve mimaride zannedersiniz. Ben bu evlerden pek çok gördüm ki, bilerek bahsedebilirim. Ve sizi temin ederim ki yanılıyorsunuz" demekte ve kendi gözlemlerine yer vermektedir.
Padişaha tahsis edilen sarayların bile sadeliğini, dış süslemenin hemen hemen hiç olmadığını, mimari üslubunun gayet zarif ve memlekete uygun olduğunu, büyük küçük tüm evlerin iki kısımdan ibaret olduğunu ve bu iki kısmın dar bir geçitle birleştirilmiş olduğunu, birinci kısmın önünde geniş bir avlu ve etrafında üstü örtülü galerilerin bulunduğunu, odaların bu galeriyle bağlantılarının bulunduğunu, 18. yüzyıl başlarında yine Lady Montagu'nun mektuplarındaki önemli saptamalardan öğreniyoruz.
Bu dönemde Edirne evlerinin hemen hemen tümü ahşaptı. Dış yüzey bağdadi sıva ya da ahşap kaplamadır. İki kattan fazla hemen hemen yok gibidir. Odalar büyüdükçe ve tepe pencereleri bulunan, içi oldukça özenle süslenmiş mekânlardır.
Selâmlıklar, yola daha yakın ve konukların rahat ulaşabilecekleri yerlere yapılmıştır. Harem daireleri ise sokaktan görünmeyecek şekilde geride bahçe içinde inşa edilmişlerdir. Bahçeler bol ağaçlı ve gölgeli yüksek duvarlarla çevresinden arındırılmıştır. İnsanları evlerine bağlayan güzellikte bir iç dünya oluşturulmuştur.
Bahçesinin ortasında, dokuz-on basamaklı merdivenle çıkılan ve duvarlarında yalnızca açılıp kapanabilen kepenkleri bulunan bir köşk yer alırdı. Bu köşkün çevresinde yaseminler, hanımelileri, birbirine dolanmış asmalar evin hanımının ve beyinin bütün günü geçirebilecekleri güzellikteydi. Kadınların çok sevdikleri bu mekânda, günün büyük bölümü çalgılarla ve nakışlarla geçirildi.
Yerleşme dokusu içinde Edirne Evleri
Evlerin tümü bahçe içinde yer alırdı. Bahçe içindeki konumlarına göre incelendiğinde üç ana başlık altında toplamak mümkündür.
- Sokak üzerinde yer alanlar :
İki katlı olanların üst katında sokağa bakan pencereler olmasına rağmen alt katta pencere yoktur. Tek katlı evlerde ise sokak cephesinde hiç pencere yoktur.
- Sokaktan uzakta ve bahçenin bir köşesinde yer alanlar :
Komşu arsalara bitişik olanlarda, komşuya bakan cephede hiç pencere yoktur. Pencereler tamamen kendi bahçelerine bakarlar.
- Ağaçlı ve çiçekli bahçenin ortasında yer alanlar :
Evin dört yönü de bahçeye baktığı için, istenen yönlere rahatlıkla pencere açma olanağı söz konusudur.
Yüksek kerpiç duvarlardaki büyük kapı kanatları aralanıp içeri girildiğinde, işte bu ağaçlı, çiçekli bahçe ve köşesinde bahçenin özelliklerle yüklü Edirne evi yer alırdı.
Edirne'de, yerleşim dokularının bütününde eşsiz güzellikteki, bahçe ve bahçeyle bütünleşmiş mekânlardan oluşan evler vardır. Bu yerleşim modeli, kuşkusuz yatayda yaygın bir doku oluşturmaktaydı. Bu sayede insan yaşamının en güzel dilimleri evlerde sürdürülebilmekteydi.
Edirne'nin kent silüeti, yeşille haşır neşir olmuş, evlerin arasında özel mahalle camileri ve daha sonra Selimiye çevresindeki yüksek minareleri ve nihayet Mimar Sinan'ın ölmez eseri Selimiye ile en yüksek tepede odaklanır. Anıtsal yapıların silüetteki görkemi, yakınına gidildiğinde evlerin yüksek duvarları ve çatılarıyla hiç de çelişkiye düşmeyecek düzeydedir.
Edirne Evlerinde plan tipleri
Edirne'nin büyük evlerinde çift kanatlı büyük giriş kapıları avluya açılırdı. "Yelkovanlı" ise selâmlık kapılarına verilen addı. Yelkovanlı/kapı deyimi, evde yaşayanları her zaman büyük kanatları açmak külfetinden kurtarmak üzere, sabit kanat içine açılan küçük kapılara getirilen tanımdan ortaya çıkmıştır. Yelkovanlı kapılar, Edirne evlerinin selâmlığını, avluya bağlayan önemli bir ögedir.
Edirne evlerinde selâmlık kapıları taşlıktan çok genellikle avluya açılmaktaydı. Bu kapılardan evin mermerden döşenerek özenle yapılmış bir mekânına girilirdi. "Avlu" olarak adlandırılan bu mekânın ortasında havuz, uygun bir yerinde de çeşme bulunurdu. Avlunun ortasında bazı örneklerde kokulu çiçekler ve asmalarla donanmış mekânın estetiğini tamamlayan çardak bulunmaktaydı.
Büyük sokak kapıları, evin alt katındaki geniş meydana açılmaktaydı. "Taşlık" denilen bu meydanın bir yüzü, küçük camlardan yapılmış pencereden ışık alırdı. Tabanları mermer, arnavut kaldırım veya kayrak taşından özenle döşenirdi. Arnavut kaldırımlı taşlıklara binek arabaları ve atlarla girebilmekteydi.
Taşlıklardan direkli ve parmaklıklı sofalara/devir sofalara çıkılan merdivenlerin alt başlıklarında, bir-birbuçuk metre tek parça mermer, taşın iki yanında yine mermerden yapılmış iki-üç basamaklı birer merdiven bulunurdu. Bunlar binek taşlarıdır. Binek taşlarından demir sofaya çıkılırken, iki sütun ve başlıktan yapılmış bir kapı bulunurdu. Bunların oluşturduğu bölüme "Niyazlık" adı verilirdi.
Dr. Rıfat Osman niyazlıkların işlevini şöyle dile getirir:
"Büyük sokak kapısından giren ve ata binmiş ev sahibi veya konuk, niyazlık taşına kadar ilerleyip iner. Ev sahibi evde yoksa niyazlık odasının perdesi kapalıdır. Bu perdenin açık olması ev sahibinin evde olduğu ve konuk kabul edeceği anlamına gelir. Ev sahibi evde bulunmadığı anda aile, belli veya sayılmaya değer konukları alır. Çubuk ve kahve sunulur, bu esnada ev sahibinin oğlu veya damadı gibi yakınları bu toplantıya katılmaz. Konağın Ağalarından biri karşılar ve uğurlar."
Odalar en sade yaşayanlarından, çok zengin ve görkemli yaşam sürdürenlere kadar aynı ilkelerin geçerli olduğu bir düzendeydi. Odaların hepsi insan yaşamı için gerekli ihtiyaçları karşılayabilen düzeyde olmasına rağmen yine de Edirne evlerinde belli işlevlere göre ad alan odalar vardır.
- Oturma Odası: Günlük oda olarak bilinir.
- Yatak Odası: Eski dönemlerde Musandralık denilirdi.
- Misafir Odası: Konuklara ayrılan odaya Hoşametlik, denilirdi.
Ayrıca bazı evlerde namaz odaları adı verilen namaz kılmaya ayrılmış bir mekân daha vardır.
Oturma odası aile bireylerinin bir arada oturdukları odadır. Haremlik ve selâmlık bölümleri olan evlerde oturma odası yalnız harem bölümünde ve birinci katta bulunurdu. Bu odalarda, genellikle evin bahçelerine bakacak şekilde pencereler açılırdı. Ama daha sonraki dönemlerde, sokak tarafına da oturma odalarının baktırıldığı görülür. Ancak pencereleri sokağa bakan odalar daha çok erkeklere aittir.
Eski yatak odalarında yerden 1-1.5 metre yükseltilmiş ayaklar üzerindeki yataklarda yatılırdı. Buralara portatif merdivenlerle çıkılır ve merdiven yukarıdan çekilirdi. Döşekler Musandra denilen etrafı siperlenmiş olan bu yükseltilmiş döşemeye serilirdi. Musandralar zamanla evlerde terkedilmiş, bunun yerine yerden en çok 30-40 santimetre yükseltilmiş sedirler tercih edilmiştir.
Balkan Yarımadası'nın hemen her tarafına yayılmış Edirne evi modelinde, odaların kapılarının açıldığı, hem geçiş alanı hem de aile bireylerinin toplu olarak zaman geçirdikleri yaşamlarına uygun uzunca bir sofa vardır. Yörede bunlara Hayat adı verilir. Sofanın genellikle üstü örtülüdür ve evin bahçesine bakar. Yanları açık olan bu sofalara son yıllarda camlar takılarak örülmüştür. Bazı dar gelirlilerin evlerinde, zemin katta sofa olmamasına rağmen üst katta mevcuttur.
Taşlıktan, evin bahçesine ya da sokağa bakan odaların kapıları önünden geçit veren, direkli ve parmaklıklı Devir Sofaları yer alırdı. Devir sofalarının taşlık döşemelerden yüksekliği 3,5 metre kadardır.
Bugün bu evlerden ve Edirne'nin yeşille bütünleşmiş karakteristik kent dokusundan çok az iz kalmıştır. Saptanabilen örnekler içinde birkaç ev ve bu özellikleri bir oranda yaşatsa bile, son dönemde insanlar yaşamlarını değiştirmişler ve açık sofa yerine iç sofa veya orta sofa planlarını uygulamışlardır.
Kaynakça
- Anadolu'da Ev ve İnsan/Prof. Dr. Metin SÖZEN-Prof. Dr. Cengiz ERUZUN/Emlak Bankası Yayınları
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Aralik 2023 Edirne Osmanli Devleti nin ikinci baskenti olarak cok kisa surede gorev ustlenmisse de Istanbul un alinisindan sonra bile padisahlar burayi terk etmemisler ve mesire yeri olarak degerlendirmislerdir Devletin ust duzey yoneticileri ve onlarin yakin cevresindeki varlikli kisilerin evleri ise ozenli bir ortamin yaratilmasina neden olmustur Evler arazi icindeki yerlesimlerden mekanlarin bicimlenisine kadar rahat ve zengin yasama olanaklari sunabilen niteliklerle donatilmistir Edirne uzun yillar dinlenme eglenme ve sakin calisma ortami olarak hizmet vermistir Edirne evlerinin hepsinin genisce bahceleri vardi Bu konumda 1917 yilinda Ingiliz sefirinin esinin Londra daki arkadasina Edirne evlerini anlattigi mektuplar onemli ipuclari vermektedir Sefirin esi Lady Montagu bu guzel kentin ozelliklerini hayranligini gizlemeden mektuplarinda yazmistir Lady Montagu Edirne de guvercinlerin ve leyleklerin bile rahat edebildiklerini ve bunlarin Imparatorlugun en bahtiyar tebaasi arasinda bulundugunu ifade ederken bu kuslarin kutsal sayildigini dolayisiyla kuslarin da bunu bildikleri icin hic urkmeden sokakta dolasabildiklerini yazmaktadir Bugunku yeni kopru basindaki karakolhanenin hemen kuzeyindeki Demirtas Kasri o donemlerde yabanci konuklarin oturmalari icin ayrilmisti Bu sansi iyi kullanarak cevreyi gozleyen ve kendi ulkesindeki arkadaslarina anlatmayi buyuk bir zevkle surduren Lady Montagu dokuzuncu mektubunda Eminim ki Turkiye ye ait seyahatnamelere bakip buradaki evlerin hepsini gayet acinacak bir halde ve mimaride zannedersiniz Ben bu evlerden pek cok gordum ki bilerek bahsedebilirim Ve sizi temin ederim ki yaniliyorsunuz demekte ve kendi gozlemlerine yer vermektedir Padisaha tahsis edilen saraylarin bile sadeligini dis suslemenin hemen hemen hic olmadigini mimari uslubunun gayet zarif ve memlekete uygun oldugunu buyuk kucuk tum evlerin iki kisimdan ibaret oldugunu ve bu iki kismin dar bir gecitle birlestirilmis oldugunu birinci kismin onunde genis bir avlu ve etrafinda ustu ortulu galerilerin bulundugunu odalarin bu galeriyle baglantilarinin bulundugunu 18 yuzyil baslarinda yine Lady Montagu nun mektuplarindaki onemli saptamalardan ogreniyoruz Bu donemde Edirne evlerinin hemen hemen tumu ahsapti Dis yuzey bagdadi siva ya da ahsap kaplamadir Iki kattan fazla hemen hemen yok gibidir Odalar buyudukce ve tepe pencereleri bulunan ici oldukca ozenle suslenmis mekanlardir Selamliklar yola daha yakin ve konuklarin rahat ulasabilecekleri yerlere yapilmistir Harem daireleri ise sokaktan gorunmeyecek sekilde geride bahce icinde insa edilmislerdir Bahceler bol agacli ve golgeli yuksek duvarlarla cevresinden arindirilmistir Insanlari evlerine baglayan guzellikte bir ic dunya olusturulmustur Bahcesinin ortasinda dokuz on basamakli merdivenle cikilan ve duvarlarinda yalnizca acilip kapanabilen kepenkleri bulunan bir kosk yer alirdi Bu koskun cevresinde yaseminler hanimelileri birbirine dolanmis asmalar evin haniminin ve beyinin butun gunu gecirebilecekleri guzellikteydi Kadinlarin cok sevdikleri bu mekanda gunun buyuk bolumu calgilarla ve nakislarla gecirildi Yerlesme dokusu icinde Edirne EvleriEvlerin tumu bahce icinde yer alirdi Bahce icindeki konumlarina gore incelendiginde uc ana baslik altinda toplamak mumkundur Sokak uzerinde yer alanlar Iki katli olanlarin ust katinda sokaga bakan pencereler olmasina ragmen alt katta pencere yoktur Tek katli evlerde ise sokak cephesinde hic pencere yoktur Sokaktan uzakta ve bahcenin bir kosesinde yer alanlar Komsu arsalara bitisik olanlarda komsuya bakan cephede hic pencere yoktur Pencereler tamamen kendi bahcelerine bakarlar Agacli ve cicekli bahcenin ortasinda yer alanlar Evin dort yonu de bahceye baktigi icin istenen yonlere rahatlikla pencere acma olanagi soz konusudur Yuksek kerpic duvarlardaki buyuk kapi kanatlari aralanip iceri girildiginde iste bu agacli cicekli bahce ve kosesinde bahcenin ozelliklerle yuklu Edirne evi yer alirdi Edirne de yerlesim dokularinin butununde essiz guzellikteki bahce ve bahceyle butunlesmis mekanlardan olusan evler vardir Bu yerlesim modeli kuskusuz yatayda yaygin bir doku olusturmaktaydi Bu sayede insan yasaminin en guzel dilimleri evlerde surdurulebilmekteydi Edirne nin kent silueti yesille hasir nesir olmus evlerin arasinda ozel mahalle camileri ve daha sonra Selimiye cevresindeki yuksek minareleri ve nihayet Mimar Sinan in olmez eseri Selimiye ile en yuksek tepede odaklanir Anitsal yapilarin siluetteki gorkemi yakinina gidildiginde evlerin yuksek duvarlari ve catilariyla hic de celiskiye dusmeyecek duzeydedir Edirne Evlerinde plan tipleriEdirne nin buyuk evlerinde cift kanatli buyuk giris kapilari avluya acilirdi Yelkovanli ise selamlik kapilarina verilen addi Yelkovanli kapi deyimi evde yasayanlari her zaman buyuk kanatlari acmak kulfetinden kurtarmak uzere sabit kanat icine acilan kucuk kapilara getirilen tanimdan ortaya cikmistir Yelkovanli kapilar Edirne evlerinin selamligini avluya baglayan onemli bir ogedir Edirne evlerinde selamlik kapilari tasliktan cok genellikle avluya acilmaktaydi Bu kapilardan evin mermerden dosenerek ozenle yapilmis bir mekanina girilirdi Avlu olarak adlandirilan bu mekanin ortasinda havuz uygun bir yerinde de cesme bulunurdu Avlunun ortasinda bazi orneklerde kokulu cicekler ve asmalarla donanmis mekanin estetigini tamamlayan cardak bulunmaktaydi Buyuk sokak kapilari evin alt katindaki genis meydana acilmaktaydi Taslik denilen bu meydanin bir yuzu kucuk camlardan yapilmis pencereden isik alirdi Tabanlari mermer arnavut kaldirim veya kayrak tasindan ozenle dosenirdi Arnavut kaldirimli tasliklara binek arabalari ve atlarla girebilmekteydi Tasliklardan direkli ve parmaklikli sofalara devir sofalara cikilan merdivenlerin alt basliklarinda bir birbucuk metre tek parca mermer tasin iki yaninda yine mermerden yapilmis iki uc basamakli birer merdiven bulunurdu Bunlar binek taslaridir Binek taslarindan demir sofaya cikilirken iki sutun ve basliktan yapilmis bir kapi bulunurdu Bunlarin olusturdugu bolume Niyazlik adi verilirdi Dr Rifat Osman niyazliklarin islevini soyle dile getirir Buyuk sokak kapisindan giren ve ata binmis ev sahibi veya konuk niyazlik tasina kadar ilerleyip iner Ev sahibi evde yoksa niyazlik odasinin perdesi kapalidir Bu perdenin acik olmasi ev sahibinin evde oldugu ve konuk kabul edecegi anlamina gelir Ev sahibi evde bulunmadigi anda aile belli veya sayilmaya deger konuklari alir Cubuk ve kahve sunulur bu esnada ev sahibinin oglu veya damadi gibi yakinlari bu toplantiya katilmaz Konagin Agalarindan biri karsilar ve ugurlar Odalar en sade yasayanlarindan cok zengin ve gorkemli yasam surdurenlere kadar ayni ilkelerin gecerli oldugu bir duzendeydi Odalarin hepsi insan yasami icin gerekli ihtiyaclari karsilayabilen duzeyde olmasina ragmen yine de Edirne evlerinde belli islevlere gore ad alan odalar vardir Oturma Odasi Gunluk oda olarak bilinir dd Yatak Odasi Eski donemlerde Musandralik denilirdi dd Misafir Odasi Konuklara ayrilan odaya Hosametlik denilirdi dd Ayrica bazi evlerde namaz odalari adi verilen namaz kilmaya ayrilmis bir mekan daha vardir Oturma odasi aile bireylerinin bir arada oturduklari odadir Haremlik ve selamlik bolumleri olan evlerde oturma odasi yalniz harem bolumunde ve birinci katta bulunurdu Bu odalarda genellikle evin bahcelerine bakacak sekilde pencereler acilirdi Ama daha sonraki donemlerde sokak tarafina da oturma odalarinin baktirildigi gorulur Ancak pencereleri sokaga bakan odalar daha cok erkeklere aittir Eski yatak odalarinda yerden 1 1 5 metre yukseltilmis ayaklar uzerindeki yataklarda yatilirdi Buralara portatif merdivenlerle cikilir ve merdiven yukaridan cekilirdi Dosekler Musandra denilen etrafi siperlenmis olan bu yukseltilmis dosemeye serilirdi Musandralar zamanla evlerde terkedilmis bunun yerine yerden en cok 30 40 santimetre yukseltilmis sedirler tercih edilmistir Balkan Yarimadasi nin hemen her tarafina yayilmis Edirne evi modelinde odalarin kapilarinin acildigi hem gecis alani hem de aile bireylerinin toplu olarak zaman gecirdikleri yasamlarina uygun uzunca bir sofa vardir Yorede bunlara Hayat adi verilir Sofanin genellikle ustu ortuludur ve evin bahcesine bakar Yanlari acik olan bu sofalara son yillarda camlar takilarak orulmustur Bazi dar gelirlilerin evlerinde zemin katta sofa olmamasina ragmen ust katta mevcuttur Tasliktan evin bahcesine ya da sokaga bakan odalarin kapilari onunden gecit veren direkli ve parmaklikli Devir Sofalari yer alirdi Devir sofalarinin taslik dosemelerden yuksekligi 3 5 metre kadardir Bugun bu evlerden ve Edirne nin yesille butunlesmis karakteristik kent dokusundan cok az iz kalmistir Saptanabilen ornekler icinde birkac ev ve bu ozellikleri bir oranda yasatsa bile son donemde insanlar yasamlarini degistirmisler ve acik sofa yerine ic sofa veya orta sofa planlarini uygulamislardir KaynakcaAnadolu da Ev ve Insan Prof Dr Metin SOZEN Prof Dr Cengiz ERUZUN Emlak Bankasi Yayinlari