Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda bir yorum yapın.
|
Uzun süreli bellek ya da Uzun dönemli hafıza ((İngilizce)Long-term memory (LTM)), iki depolama hafıza modeli teorisinin bir parçası olarak, öğeler arasındaki ilişkilerin depolandığı bellektir. Teoriye göre uzun süreli bellek, kısa süreli bellekten farklı işlevlere sahiptir. Bu da kısa süreli belleğin 20 ila 30 saniye içerisindeki bilgileri çağırmasından farklı olarak, depolanmış bilgileri uzun sürelerde tekrar, tekrar çağırabilmesidir. Bu iki bellek arasında bir fark görünmüyor gibi olsa da, her ikisi bilgiyi farklı yer ve alanlarda depolamaları bağlamında modelleri farklıdır.
Çift depolamalı hafıza modeli
Miller(1956)'e göre, kâğıt sihirli sayısı yedi olan teorisi popülerleşmiştir. Bu teoriye göre uzun süreli bellek sınırsız bir depolama alanına sahipken, kısa süreli hafıza ise bilgi parçalarını ancak belli bir sayıda depolama alanına sahip olur.
Atkinson ve Shiffrin (1968) tarafından belirlenen ikili depo hafıza modeline göre uzun süreli bellekte, aynı anda çalışan kısa süreli belleğin çalıştığı esnada kullandığı ortak bir noktada tampon bulunabilir. İlk bilgi geldiğinde bunlar kısa süreli belleğe girer, ancak sınırlı alandan dolayı yeni giren bilgiler, depodaki eski bilgileri dışarı atarlar. bu esnada gelen yeni bilgi gireceği esnada sınırlı bir alan vardır. Çünkü eskiler bu konumda yer almaktadırlar. Daha uzun bir bilgi kısa süreli hafızada kalacaktır, daha güçlü ilişki kurulan kısa bir bilgi ise uzun süre bellekte etkili olur. Uzun süreli bellekte bulunan bilgiler iki aşamalı bir süreçte ipuçları yoluyla geri getirilir. İlk olarak, potansiyel bir şekilde ilişkili olasılıklar istenen bilgiyi seçmek için ipucu olarak kullanılır. İkinci olarak ise bu bilginin geri getirilip, getirilmemesinin hatırlanan olasılıkları kullanılır.
Baddeley ve Hitch 1974 yılında Atkinson-Shiffrin hafıza modeline bir alternatif teorisi ortaya attı. Bu teoriye göre, kısa süreli bellek girişi öğeleri farklı türler için farklı kontrol sistemlerine ayrılırlar ve bu sistemlere girip, çıkmak için hangi maddelerin denetlenmesi gerektiğini kontrol eden bir yönetici bulunmaktadır. Bağımlı sistemler fonetik, görsel, mekansal döngüler içerir. Baddeley ayrıca bu döngülere olaylar belleğini eklemiştir.
Baran 2004 yılında, bildiğimiz her şeyi hafızamızda sakladığımızı, hangi dili konuştuğumuz, nasıl yürüdüğümüz, tanıdığımız binlerce insanın siması, geçmişteki başarılarımız, adresler, telefon numaraları, okuduğumuz kitaplara ait bilgiler, izlediğimiz filmlere ait görüntüler ve daha binlercesinin hafızamızda depolandığını, tüm bunların hepsi ve daha fazlasının uzun dönemli hafızada günlerce, aylarca hatta yıllarca hiç unutulmadan saklandığını belirmiştir.
Senemoğlu 2005 yılında, uzun süreli belleğin, iyi öğrendiğimiz bilgiyi sürekli olarak depoladığımız bellek türü olduğunu belirtmiştir. Ayrıca bilginin kısa süreli bellekte çok kısa süre kalmasına rağmen, uzun süreli bellekte bilginin sürekli depolanma yeri olduğunu yazmıştır.
Bacanlı 2005 yılında, bilgilerin depolandığı yerin uzun süreli hafıza olduğunu, uzun süreli hafızada bulunan bilgilerin, tekrar tekrar kullanılabilme özelliğine sahip olduğunu ve düşününce hatırlamamızın da bunu gösterdiğini, bilgisayarla karşılaştırıldığında Hard Disk’e benzetilebileceğini belirtmiştir.
Yeşilyaprak ise 2002 yılında uzun süreli belleğin, sürekli bellek deposu olarak kabul edildiğini belirterek, kısa süreli bellekte işlenmiş olan bilginin uzun süreli belleğe gönderilerek depolandığını, bilginin öğrenilmiş kabul edilmesi için mutlaka uzun süreli belleğe depolanmış olması gerektiğini, çünkü uzun süreli belleğe girmeyen bilgilerin tepki üretilmiş olsa dahi kısa sürede kaybolacağını belirtmiştir.
Nelson ve Gilber 2005 yılında, uzun süreli belleğin, beynimizin birkaç dakikadan daha uzun süreli olarak bilgileri depolandığı ve sonradan onlara ihtiyaç duyulduğunda geri çağırdığı bilgi parçalarından oluştuğunu açıkladı.
Topses 2006 yılında, uzun süreli belleğin, genel olarak biyo-kimyasal bir süreç olarak kabul edildiğini belirtmiş, uzun süreli belleğin işlevleri, biyolojik temelde protein sentezi ile sağlanmaktadır demiştir. Ayrıca yaklaşık otuz saniye geçtikten sonra anımsanan bir uyarıcı, uzun süreli bellekten çağrılmaktadır demektedir.
Uzun süreli bellek, bilgilerin devamlı kaldığı bellektir. Bilgilerin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçmesi protein sentezine bağlıdır. Yaşlılarda bu işlem yavaşlamış olduğundan, yeni izlenim ve hatıraların daha kolay unutulduğu görülür. • Uzun süreli bellekteki bazı bilgileri hatırlayamamızın nedeni yeterli ipucu olmamasıdır. (Bir bilginin uzun süreli bellekte olmasıyla geri getirilmesi farklı işlemlerdir.)
Bilgiyi Şifreleme
Baddeley’in araştırmasına göre, uzun süreli hafıza bigiyi anlamsal olarak depolamak için şifreler. . Görme gerçekleşirken; bilgi, uzun süreli bellekte depolanmadan önce işleyen belleğe girmelidir ve bu, uzun süreli belleğe depolanabilecek olan bilginin hızının, görsel işleyen belleğe sığabilecek bilgi miktarıyla belirlendiği gerçeğiyle kanıtlanmıştır. Başka bir deyişle, işleyen belleğin belirli bir uyarıcı için ne kadar büyük kapasitesi olursa, bu materyal o kadar hızlı öğrenilir.
Sinaptik güçlendirme, parçaların kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya nakledilme işlemidir. Edinmeden birkaç dakika veya saat sonra, engram (uyaranların beyinde bıraktığı iz) sinaps bünyesinde şifrelenir ve dışarı kaynakların etkilerine karşı dirençli hale gelir.
Uzun süreli hafıza doğal unutma işlemleri sırasında zayıflayabileceğinden, koruyucu prova (birçok tekrar) yapılması gerekebilir, bu sayede uzun süreli hafıza muhafaza edilebilir. Aralıklı tekrarın prensipleriyle alakalı olarak, bireysel geri almalar artan zaman aralıklarıyla görülebilir ve bu, genellikle materyale verilen öneme bağlı olarak, yansıtma veya kasıtlı geri çağırma yöntemleriyle doğal olarak gerçekleşebilir. Geri çağırma yolu olarak test etme yöntemleri kullanmak, geri alma ve geri denetim ile uzun süreli hafızaya yardımcı olan test etme etkisine yol açabilir.
Uyku
Bazı teoriler uykunun iyi düzenlenmiş uzun süreli anıları yapılandırmada önemli bir faktör olduğunu göz önünde bulundurur. Uyku, yeni anıları güçlendirmede önemli bir rol oynar.
Tarnow’un teorisine göre, uzun süreli anılar rüya biçimde şifrelenir (Penfield & Rasmussen’in korteksin elektriksel uyarılmalarının rüya benzeri deneyimlere sebep olması bulgularını içeren çalışmalarına ithafen). Uyanık yaşamda, bir yönetsel işlev uzun süreli hafızayı, gerçeklik ile paralel olarak yorumlar (Tarnow, 2003). Teoride daha sonra ileri sürüldüğüne göre, bellekte depolanan bilgi, nasıl öğrenildiğinden bağımsız olarak, o anının kullanıldığı öznenin bilinci dışında bile olsa; belirli bir görev üzerindeki performansı etkileyebilir. Yeni edinilmiş bildirimsel bellek izlerinin REM dışı uyku sırasında, uzun süreli depolama için gereken hippokampo-neokortikal aktarımını teşvik amacıyla yeniden aktif duruma getirildiği düşünülüyor. Yeni bildirimsel anılar özellikle hızlı göz hareketi olmayan 2.evre uykusu sonrasında geri çağrılırsa daha kolay hatırlanırlar. Anıların uyku sırasında etkinleştirilmesi, belirli sinir ağlarında kalıcı sinaptik değişimlere neden olabilir. Yüksek iğ aktivitesi, düşük salınım aktivitesi ve delta dalgası aktivitesi; bildirimsel bellek güçlendirmesine REM dışı uyku sırasında katkıda bulunurlar. Öğrenme sırasında, uyku iğleri, nöronsal olarak aktif üst kısımlara düşük salınımlar içerisinde yeniden dağılım gösterirler. Uyku iğleri, sinaptik değişimleri başlatmaları nedeniyle dolayısı ile uyku sırasında anı güçlendirmeye katkıda bulunurlar. Burada, uykunun rolünü insan bildirimsel hafızasına da uygulanabilen görevlerle kıyaslanabilen nesne-mekan tanıma görevinde incelemiş olduk: Bu tek denemelik, hipokampüse bağımlı olan, stressiz ve aynı canlı tarafından tekrarlanabilen bir görevdir. Uyku yoksunluğu uyanıklık ve uyarılma seviyelerini öğrenme ve hafıza gibi belirli bilişsel işlevlerin verimliliğini düşürür.
Uykunu hafızanın saklanmasına faydalı olduğu teorisi yeni bir fikir değil. Ebbinghaus’un 1885’de unutma üzerine yaptığı deneyden beri ortada. Yakın zamanda Payne ve meslektaşları ve Holtz ve meslektaşları tarafından da benzer çalışmalar yürütüldü. Payne ve meslektaşlarının deneyinde, katılımcılar rastgele seçilip iki gruba ayırıldılar. İki gruba da anlamsal olarak bağlantılı veya bağlantısız sözcük ikilileri verildi ama bir grup bu bilgileri saat 09:00’da aldı, diğer grup ise 21:00’da. Katılımcılar 30 dakika, 12 saat veya 24 saat gibi farklı aralıklarla, kelime ikilileri üzerinden test edildiler. Öğrenme ve test edilme arasında uyuyan katılımcıların hafıza testinde daha başarılı oldukları bulundu. Bu, daha önce Jenkins ve Dallenbach (1924) tarafından bulunan sonuçlarla benzerdir. Ayrıca, bildirimsel belleğin duygusal bellek, anlamsal bellek ve direkt şifreleme gibi birçok alanının da uykudan etkilendiği bulunmuştur.
Holtz'un bulgularına göre, uyku bildirimsel belleğin sadece güçlendirilmesinde değil, işlemsel bellekte de etkili. Bu deneyde, 50 ergen katılımcıya günün iki farklı saatinde, kelime ikilileri(bildirimsel belleği temsil eden) veya parmak vurma görevi(işlemsel belleği temsil eden) öğretildi. Parmak vurma görevi en iyi uykudan hemen önce şifrelendiği ve hatırlandığı ancak kelime ikililerinin en iyi akşamüstü 3’ten sonra şifrelendiği sonucuna varıldı.
Uzun Süreli Belleğin Bölümleri
Beyin, bir bilgisayarın sabit diskinde yaptığının aksine belleği bütün bir yapıda depolamaz, onun yerine farklı tiplerdeki bellekler beynin farklı bölümlerinde depolanır. Uzun süreli bellek, açık bellek ve örtülü bellek olmak üzere iki ana başlığa ayrılır.
Açık Bellek
Açık bellek, bilinçli olarak ulaşılabilir olan tüm bellekleri kapsar. Bu bellekler hipokampus, entorinal korteks ve perirhinal kortekste kodlanır, fakat başka bir yerde pekiştirilir ve saklanır. Bu depolamanın yeri kesin olarak bilinmemekle beraber frontal korteksi bunun için en uygun aday olarak görülmektedir. Meulemans ve Van der Linden (2003) ‘in araştırmasında orta şakak loblarında hasar görülen amnezi hastalarının açık öğrenme testlerinde sağlık kontrollerinden daha zayıf performans gösterdikleri bulunmuştur. Fakat, aynı amnezi hastaları, sağlık kontrolleri ve örtülü öğrenme testlerinde benzer performans göstermişlerdir, bu da gösterir ki orta şakak lobu açık öğrenmede rol alırken, örtülü öğrenmede rol almaz.
Açık belleğin üç ana alt bölümü vardır.
Olaysal Bellek
Olaysal bellek belirli bir zamanda olan olaylar için ayrılan bellektir, olayların oluşumunu ve geri çağırmayı içerir. Bazı örnekleri, birisinin ismini ve en son etkileşimde neler olduğunu hatırlamaktır. Spaniol ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen deneyler, altmış beş yaşının altındaki bireylerin olaysal belleklerinin 18 ve 25 yaş aralığındaki bireylerden daha zayıf olduğunu göstermiştir, çünkü olaysal bellek bağlamsal bellek gerektirir.
Anlamsal Bellek
Gerçeklere dayalı bilgi birikimidir, kelimelerin anlamları gibi. Olaysal belleğe zıt olarak, büyük ihtimalle anlamsal bellek bağlamsal belleğe bağlı olmadığından, 65 yaş üstü bireylerin ve 18 ve 25 yaş arasındaki bireylerin anlamsal bellek açısından farklılık göstermezler.
Otobiyografik Bellek
Olaylara ve kişisel tecrübelere ayrılmış bellektir, olaysal belleğe benzer fakat sadece kişinin direkt olarak kendisiyle ilgili tecrübelerini içerir. Conway ve Pleydel-Pearce (2000) bunun öz bellek sisteminin bir ögesi olduğunu savunmaktadır.
Örtük Bellek
Örtük bellek (prosedürel bellek) objelerin kullanımı ya da vücut hareketlerini içerir, bir kalemi doğru olarak kullanmak, araba kullanmak ya da bisiklet sürmek gibi. Bu bellek kodlanır ve stratiumda ya da bazal ganglionun diğer kısımlarında depolandığı tahmin edilmektedir. Bazal ganglionun prosedürel bellek ve diğer beyin yapıları arasında aracı olduğuna ve hipokampüsten bir hayli bağımsız olduğuna inanılır. Manelis, Hanson ve Hanson (2011) tarafından yapılan bir araştırmada parietal ve oksipital bölgelerin yeniden aktif hale getirilmesi örtük bellekle ilişkilendirilmiştir. Prosedürel bellek bildirimsel olmayan ya da bilinçdışı bellek olarak kabul edilir, hazırlama ve çağırışımsal olmayan öğrenmeyi içerir.
Diğer bellek kategorileri uzun süreli bellek tartışmasıyla ilişkili olabilir.
Duygusal bellek, belirli bir güçlü duygu uyandıran olaylara ayrılmış bellektir, bildirimsel ve prosedürel bellek süreçlerini içerebilir. Duygusal bellek bilinçli olarak ulaşılabilirdir, fakat güçlü, bilinçdışı fizyolojik tepkiler oraya çıkarır. Araştırmalar amigdalanın duygusal durumlarda ileri derecede aktif olduğunu ve hipokampüs ve prefrontal korteksle beraber duygusal olayların kodlanmasında ve pekiştirilmesinde rol oynadığını göstermektedir.
İşleyen bellek, uzun süreli belleğin bir parçası değildir, fakat uzun süreli belleğin işlemesinde önemlidir. İşleyen bellek bilgiyi bilgi unutulmadan ya da uzun süreli belleğe kodlanmadan bilgiyi kısa süreli olarak tutar ve manipüle eder. Sonrasında, bir bilgiyi hatırlamak için, bu bilginin işleyen belleğe geri getirilmesi gerekir. İşleyen bellek çok dolu olduğu takdirde uzun süreli belleğin kodlamasını etkileyebilir. Düzgün çalışan bir işleyen bellek daha iyi bir uzun süreli bellek kodlamasını beraberinde getirir.
Hafıza Bozuklukları
Günlük minör hafıza kayıpları tamamen normal olmakla birlikte yaş, hastalık ve stres gibi faktörlerle artış gösterebilir. Menopozun ilk dönemindeki kadınlar bu hafıza kayıplarını daha fazla yaşayabilirler. Hafızayla ilgili daha ciddi problemler genel olarak travmatik beyin hasarı ve nöredejenratif hastalıklar kaynaklıdır.
Travmatik Beyin Hasarı
Hafıza hakkındaki bulguların çoğu fareler ve primatların beyinleri üzerindeki yaralı bölgelerle ilgili yapılan araştırmalara dayanır; fakat bazı önemli bulgular ise kaza sonrası beyin travmalarıyla ilgili çalışmaların sonucudur. Son zamanlarda hafızayla ilgili araştırmaların en ünlüsü olan Henry Molaison'ın üzerinde yapılan çalışma, hipokampüs ve para-hipokampal girişi çevreleyen dokuyu ortadan kaldırarak epilepsiyi tedavi etmek üzerinedir. H.M.'in operasyonu takiben yaşadığı total antrerograd amnezi ve kısmi retrograd amnezi, hafıza fonksiyonlarının lokalizasyonuna ilk kanıt oldu. Ayrıca deklaratif ve prosedüral hafıza arasındaki farkı açıklığa kavuşturdu.
Nörodejenratif Hastalıklar
Çoğu nörodejenratif hastalık hafıza kaybına neden olabilir. Bu hastalıklardan en yaygın ve üzerinde en çok çalışılmış olanları: Alzheimer, Parkinson, Multiple Skleroz, Şizofreni ve demanstır. Bu hastalıklardan hiçbiri özellikle hafızayla ilgili olmamakla beraber, hafıza kaybı genellikle yaygın nöron bozulmasının bir sonucudur. Günümüzde bu hastalıkların hala bir tedavisi yoktur; ama kök hücreler, psikofarmatoloji ve genetik mühendisliği alanlarında yapılan çalışmalar umut vericidir.
Alzheimer hastaları, genel olarak, alışık olduğu güzergahlarda ani olarak kaybolmak, eşyalarını uygun olmayan yerlere koymak ve var olan hatırlarını kısmi olarak ve tamamen kaybetmek gibi semptomlar gösterir. Araştırmacılar Alzheimer'ın hastaların hafızası üzerindeki etkisini görmek için sıklıkla Deese-Roedinger—Mcdormott paradigmasını kullanır. DRM paradigmasındaki hastaya belli kelimeler verilir ve hastadan bu kelimelerin temasını bulması istenir. Örneğin; şekerleme, yastık, yatak, rüya vb. kelimeler verildiğinde tema uykudur. Alzheimer hastaları, sağlıklı insanların aksine bu tema kelimesini orijinal listenin içindeki bir kelime olarak hatırlama olasılığı yüksektir. Uzun süreli hafızada, uzun şifreleme süresiyle yanlış hatırlama arasında bir bağlantı vardır. Sonuç olarak, hastalar spesifik olarak kelimelere değil, verilen bilginin özüne yoğunlaşır. Alzheimer, beyinde, aynı zamanda beyin hücrelerinin ölümüne yol açan, yoğun amiloid birikimiyle birlikte kontrol edilemeyen enflamatuarlı tepkiye neden olur. Hastalık gittikçe kötüleşir ve bilişsel gerilemeyle birlikte hafıza kaybı başlar. Pioglizatone hafıza kaybını da kapsayan bilişsel bozulmaları engelleyebilir, uzun süreli ve görsel-uzamsal hafızanın nörodejeneratif bozukluktan korunmasına yardım edebilir.
Parkinson hastaları bilişsel performanslarla ilgili bazı sorunlar yaşar. Bu sorunlar aynı zamanda frontal lob hastalarında görülen sorunlardır ve demansa yol açabilir. Parkinson hastalığının sebebinin ventral tegmental bölgedeki dopaminerjik mesokortikolimbik bozulma olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, hipokampusun episodik ve uzaysal hafıza üzerinde önemli bir rolü vardır ve Parkinson hastaları uzun zamanlı hafızalarda normal olmayan hipokampal bölgelerindekinden dolayı bozukluk yaşarlar. Parkinson'un belirtilerini hafifletmek için davranışsal terapinin yanında L-dopa enjeksiyonları da kullanılır.
Şizofreni hastaları uzun süreli hafıza konsolidasyonu ve geri çağırmayı da etkileyen dikkat ve yönetici işlevleri konusunda sorun yaşar. Hastalar geçici bilgiyi kodlayamaz ve bunun sonucunda uygun sosyal davranışlar sergilemekte sorun yaşar, sahip olduğu bilgiyi yeterince efektif kullanamaz. bu bozukluklar, şizofreni hastalarının ön-frontal korteksindeki yapısal bozuklukların temporal lob ile ilişkisi ve hipokampüsa etkisinden kaynaklanır. Şizofreni tedavi edilmesi zor bir hastalıktır. Semptomlar ilaçla tedavi edilebilirken, hastaların ilacın onları tedavi etmek yerine zarar vereceği düşüncesi yüzünden yaşadığı paranoya bu durumu zorlaştırır.
Hücresel düzeyde biyolojik temeller
Uzun süreli hafıza kısa süreli hafızaya kıyasla yeni proteinlerin yapılandırılmasına dayalıdır. Bu olay belirli transmiterler, reseptörler ve nöronlar arası iletişimin gücünü pekiştiren yeni sinaps yolları ile ilgili olup hücresel bedende meydana gelir. Sinaps takviyesini tahsis eden yeni proteinlerin bu üretimi uyaran niteliğindeki temel madddelerin salınımıyla tetiklenir. Hipokampal hücreler bağlamında salınım, belirli ve tekrar eden sinaptik sinyalizasyon sonrası magnezyumun (bağlayıcı molekül) hücre dışına çıkmasına bağlıdır. Magnezyum moleküllerinin geçici olarak hücre dışına çıkışı NMDA reseptörlerini serbest bırakarak kalsiyumun hücre içine salınımını sağlar, bu sayede oluşan elektriksel sinyal gen transkripsiyonuna (kopyalaması) ve takviye proteinlerin yapılanmasına öncülük eder. Bu da uzun süreli potansiyasyon olarak adlandırılır. Uzun süreli potansiyasyon sırasında yeni sentezlenmiş olan proteinlerden biri uzun süreli hafızanın devamlılığı için de kritik önem taşımaktadır. Bu protein, protein kinaz C (PKC), PKMζ olarak bilinir, enziminin bağımsız aktif formu olup sinaptik gücün harekete bağlı gelişiminin devamlılığını sağlar ve PKMζ’yi inhibe eder, inhibitör bir kez için ortadan kaldırıldığı zaman, önceden yapılandırılmış uzun süreli anıların kısa süreli belleğe etki etmeden siler ve bu yetenek uzun süreli yeni anıları iyileştirerek kodlamayı ve kaydetmeyi sağlar. Bununla birlikte BDNF uzun süreli hafızanın kalıcılığı için önemlidir. Moleküler seviyede sinaps sonrası proteinleri PSD-95 ve Homer1c’nin sinaptik genişlemenin istikrarıyla bağıntılı olduğu gösterilmiştir.
Karşıt tezler
Birkaç araştırmada ikili hafıza modeliyle çelişen sonuçlar elde edilmiştir. Dikkat dağıtıcıların kullanımına rağmen araştırmalar gösteriyor ki birçok öğede hala sonralık ve yakınlık etkisi tespit edilmiştir. Başka bir araştırma, bir öğenin kısa süreli hafızada ne kadar kaldığının uzun süreli hafızadaki kalıcılığında kilit bir faktör olmadığını göstermiştir. Bunun yerine, katılımcının aktif olarak öğeyi hatırlama çabası zihninde öğeyi anlamlandırma fırsatı bulduğu zaman öğenin uzun süreli hafızadaki kalıcılığını artırır.
Tek-depolamalı bellek modeli
Öğeler ve bağlamlar arasındaki ilişkileri kuran tek bir bellek olduğuna ilişkin bir alternatif teori oluşturulmuştur. Bu modelde bağlam, geri çağırma işlemi için bir ipucu görevi görür ve sonralık etkisi çoğunlukla bağlamın bu işlevinden kaynaklanır. Anlık ve gecikmeli serbest hatırlama aynı sonralık etkisine sahiptir çünkü bağlamın göreli benzerliği hala mevcuttur. Aynı zamanda, öncelik etkisi de hala gerçekleşmektedir çünkü öncelik etkisinin ortaya çıkmasında da benzer bağlamlar rol oynar.
Kaynakça
- Miller, George A. (1956). "The magical number seven, plus or minus two: some limits on our capacity for processing information"26 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (PDF). Psychological Review 63 (2): 81–97. doi:10.1037/h0043158 (inactive 2015-02-22). PMID 13310704 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Atkinson, R.C.; Shiffrin, R.M. (1968). "Chapter: Human memory: A proposed system and its control processes". The psychology of learning and motivation 2: 89–195. doi:10.1016/s0079-7421(08)60422-3 (inactive 2015-02-22).
- Baddeley, A.D. (1966). "The influence of acoustic and semantic similarity on long-term memory for word sequences". The Quarterly Journal of Experimental Psychology 18 (4): 302–309. doi:10.1080/14640746608400047. PMID 5956072 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Baddeley, A.D.; Hitch, G.J.L (1974). "Working Memory". Q J Exp Psychol 18 (4): 302–9. doi:10.1080/14640746608400047. PMID 5956072 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Baddeley A (November 2000). "The episodic buffer: a new component of working memory?". Trends Cogn. Sci. (Regul. Ed.) 4 (11): 417–423. doi:10.1016/S1364-6613(00)01538-2. PMID 11058819 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Baddeley, A. D. (1966). "The influence of acoustic and semantic similarity on long-term memory for word sequences". The Quarterly Journal of Experimental Psychology 18 (4): 302–309. doi:10.1080/14640746608400047. PMID 5956072 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Nikolić, D.; Singer, W. (2007). "Creation of visual long-term memory". Perception & Psychophysics 69: 904–912. doi:10.3758/bf03193927.
- Dudai, Yadin (2003). "The neurobiology of consolidations, or, how stable is the engram?". Annual Review of Psychology 55: 51–86. doi:10.1146/annurev.psych.55.090902.142050. PMID 14744210 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Dudai, Yadin (2002). Memory from A to Z: Keywords, concepts, and beyond. Oxford, UK: Oxford University Press.
- Greene, R. L. (1987). "Effects of maintenance rehearsal on human memory". Psychological Bulletin 102 (3): 403–413. doi:10.1037/0033-2909.102.3.403.
- Ruch, S.; Markes, O.; Duss, B. S.; Oppliger, D. Reber; Koenig, T.; Mathis, J.; Roth, C.; Henke, K. (2012). "Sleep stage II contributes to the consolidation of declarative memories". Neuropsychologia 50: 2389–2396. doi:10.1016/j.neuropsychologia.2012.06.008.
- Bergmann, T. O.; Molle, M.; Diedrichs, J.; Born, J.; Siebner, H. R. (1 February 2012). "Newly acquired declarative memory traces are believed to be reactivated during NonREM sleep to promote their hippocampo-neocortical transfer for long-term storage". NeuroImage 59 (3): 2733–2742. doi:10.1016/j.neuroimage.2011.10.036 (inactive 2015-02-22). PMID 22037418 7 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Binder, S.; Baier, P.; Mölle, M.; Inostroza, M.; Born, J; Marshall, L. (February 2012). "Sleep enhances memory consolidation in the hippocampus-dependent object-place recognition task in rats.". Neurobiology of Learning and Memory 2 (97): 213–219. doi:10.1016/j.nlm.2011.12.004.
- Martella, D.; Plaza, V.; Estévez, A. F.; Castillo, A.; Fuentes, L. J. (2012). "Minimizing sleep deprivation effects in healthy adults by differential outcomes". Acta Psychologica 139 (2): 391–396. doi:10.1016/j.actpsy.2011.12.013.
- Holz, J.; Piosczyk, H.; Landnann, N.; Feige, B.; Spiegelhalden, K.; Riemann, D.; Nissen, C.; Voderholzer, V. (2012). "The timing of learning before night-time sleep differentiall affects declarative and procedural long-term memory consolidation in adolescents". PLoS ONE 7 (7): 1–10. doi:10.1371/journal.pone.0040963.
- Payne, D. J.; Tucker, A. M.; Ellenbogen, M. J.; Wamsley, J. E.; Walker, P. M.; Schacter, L. D.; Stickglod, R. (2012). "Memory for semantically related and unrelated declarative information: the benefit of sleep, the cost of wake". PLOS ONE 7 (3): 1–8. doi:10.1371/journal.pone.0033079.
- Meulemans, Thierry; Van der Linden, Martial (2003). "Implicit learning of complex information in amnesia". Brain and Cognition 52 (2): 250–257. doi:10.1016/S0278-2626(03)00081-2.
- Aggleton, John P (2008). "Understanding anterograde amnesia: Disconnections and hidden lesions". The Quarterly Journal of Experimental Psychology 61 (10): 1441–1471. doi:10.1080/17470210802215335.
- Ranganath, C. C.; Michael, B.X.; Craig, J.B. (2005). "Working Memory Maintenance Contributes to Long-term Memory Formation: Neural and Behavioral Evidence". Journal of Cognitive Neuroscience 17 (7): 994–1010. doi:10.1162/0898929054475118.
- Wood, R.; Baxter, P.; Belpaeme, T. (2011). "A review of long term memory in natural and synthetic systems". Adaptive Behavior 20 (2): 81–103. doi:10.1177/1059712311421219.
- Spaniol, J.; Madden, D. J.; Voss, A. (2006). "A Diffusion Model Analysis of Adult Age Differences in Episodic and Semantic Long–Term Memory Retrieval". Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition 32 (1): 101–117. doi:10.1037/0278-7393.32.1.101.
- Conway, M. A.; Pleydell-Pearce, C. W. (2000). "The construction of autobiographical memories in the self-memory system". Psychological Review 107 (2): 261–288. doi:10.1037/0033-295X.107.2.261.
- Foerde, K.; Poldrack, R.A. (2009). "Procedural learning in humans". The New Encyclopedia of Neuroscience 7: 1083–1091. doi:10.1016/B978-008045046-9.00783-X.
- Manelis, A.; Hanson, C.; Hanson, S. J. (2011). "Implicit memory for object locations depends on reactivation of encoding-related brain regions". Human Brain Mapping 32 (1): 32–50. doi:10.1002/hbm.20992.
- Holz, J.; Piosczyk, H.; Landnann, N.; Feige, B.; Spiegelhalden, K.; Riemann, D.; Nissen, C.; Voderholzer, V. (2012). "The Timing of Learning before Night-Time Sleep Differentially Affects Declarative and Procedural Long-Term Memory Consolidation in Adolescents". PLoS ONE 7 (7): 1–10. doi:10.1371/journal.pone.0040963.
- Buchanan, Tony W (2007). "Retrieval of emotional memories". Psychological Bulletin 133 (5): 761–779. doi:10.1037/0033-2909.133.5.761.
- Cahill, L.; McGaugh, J. L. (1996). "Modulation of memory storage". Current Opinion and Neurobiology 6 (2): 237–242. doi:10.1016/S0959-4388(96)80078-X.
- Axmacher, N.; Haupt, S.; Cohen, M. X.; Elger, C. F.; Fell, J. (2010). "Electrophysiological signature of working and long-term memory interaction in the human hippocampus". European Journal of Neuroscience 31 (1): 101–117. doi:10.1111/j.1460-9568.2009.07041.x.
- Drogos, L. L.; Rubin, L. J.; Geller, S. E.; Banuvar, S.; Shulman, L. P.; Maki, P. M. (2013). "Objective cognitive performance is related to subjective memory complaints in midlife women with moderate to severe vasomotor symptoms". Menopause 20 (12): 1236–1242. doi:10.1097/GME.0b013e318291f5a6.
- MacDuffie, E. K.; Atkins, S. A.; Flegal, E. K.; Clark, M. C.; Reuter-Lorenze, A. P. (2012). "Memory distortion in Alzheimer's Disease: deficient monitoring of short-and long-term memory". Neuropsychology 26 (4): 509–516. doi:10.1037/a0028684.
- Gupta, R.; Gupta, K.L. (2012). "Improvement in long-term and visuo-spatial memory following chronic pioglitazone in mouse model of Alzheimer's disease". Pharmacology, Biochemistry, and Behavior 102: 184–190. doi:10.1016/j.pbb.2012.03.028.
- Costa, C.; Sgobio, C.; Siliqueni, S.; Tozzi, A.; Tantucci, M.; Ghiglieri, V.; Filippo, D.M.; Pendolino, V.; De; MArti, M.; Morari, M.; Spillantini, G.M.; Latagliata, C.E.; Pascucci, T.; Puglisi-Allegra, S.; Gardioni, F.; DiLuca, M.; Picconi, B.; Calabresi, P. (2012). "Mechanisms underlying the impairment of hippocampal long-term potentiation and memory in experimental Parkinson's disease". Brain 135: 1884–1899. doi:10.1093/brain/aws101.
- Langraf, S.; Steingen, J.; Eppert, Y.; Neidermeyer, U.; Elke, U.; Krueger, F. (2011). "Temporal Information Processing in Short- and Long-Term Memory of Patients with Schizophrenia". PLoS ONE 6 (10): 1–10. doi:10.1371/journal.pone.0026140.
- Costa-Mattioli M, Sonenberg N; Sonenberg (2008). "Translational control of gene expression: a molecular switch for memory storage". Prog Brain Res. Progress in Brain Research 169: 81–95. doi:10.1016/S0079-6123(07)00005-2. ISBN . PMID 18394469 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Neihoff, Debra (2005) "The Language of Life 'How cells Communicate in Health and Disease'" Speak Memory, 210–223.
- Bekinschtein, Pedro; Cammarota, Martin; Katche, Cynthia; Slipczuk, Leandro; Rossato, Janine I.; Goldin, Andrea; Izquierdo, Ivan; Medina, Jorge H. (February 2008). "BDNF is essential to promote persistence of long-term memory storage" 1 Mart 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. 105 (7): 2711–2716. Bibcode:2008PNAS..105.2711B 12 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. doi:10.1073/pnas.0711863105 (inactive 2015-02-22). PMC 2268201 23 Ekim 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. PMID 18263738 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Meyer, D.; Bonhoeffer T., and Scheuss V. (2014). "Balance and Stability of Synaptic Structures during Synaptic Plasticity" 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Neuron 82 (2): 430–443. doi:10.1016/j.neuron.2014.02.031. PMID 24742464 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- Bjork, R.A.; Whitten, W.B. (1974). "Recency-sensitive retrieval processes in long-term free recall". Cognitive Psychology 6 (2): 173–189. doi:10.1016/0010-0285(74)90009-7.
- Howard, M.W.; Kahana, M.J. (1999). "Contextual variability and serial position effects in free recall". Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory and Cognition 25: 923–941. doi:10.1037/0278-7393.25.4.923 (inactive 2015-02-22).
- Craik, F. I. M.; Lockhart, R. S. (1972). "Levels of processing: A framework for memory research". Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior 11: 671–684. doi:10.1016/S0022-5371(72)80001-X (inactive 2015-02-22).
- Howard, M. W.; Kahana, M. J. (2002). "A distributed representation of temporal context". Journal of Mathematical Psychology 46 (3): 269–299. doi:10.1006/jmps.2001.1388.
Dipnotlar
- Jacobs, J. (1887). "Experiments on "Prehension"". Mind. 12 (45). ss. 75-79. doi:10.1093/mind/os-12.45.75.
- Nikolić, D.; Singer, W. (2007). "Creation of visual long-term memory". Perception & Psychophysics. 69 (6). ss. 904-912. doi:10.3758/bf03193927.
- Peterson, L.R.; Peterson, M.J. (1959). "Short-term retention of individual verbal items". Journal of Experimental Psychology. 58 (3). ss. 193-198. doi:10.1037/h0049234. (PMID) 14432252.
- Tarnow, E. (2003). . Neuro-Psychoanalysis. 5 (2). ss. 177-182. doi:10.1080/15294145.2003.10773424. 17 Şubat 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2016.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede bircok sorun bulunmaktadir Lutfen sayfayi gelistirin veya bu sorunlar konusunda tartisma sayfasinda bir yorum yapin Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Mayis 2016 Bu maddenin veya maddenin bir bolumunun gelisebilmesi icin alakali konuda uzman kisilere gereksinim duyulmaktadir Ayrintilar icin lutfen tartisma sayfasini inceleyin veya yeni bir tartisma baslatin Konu hakkinda uzman birini bulmaya yardimci olarak ya da maddeye gerekli bilgileri ekleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Mart 2011 Bu maddede kaynak listesi bulunmasina karsin metin ici kaynaklarin yetersizligi nedeniyle bazi bilgilerin hangi kaynaktan alindigi belirsizdir Lutfen kaynaklari uygun bicimde metin icine yerlestirerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Haziran 2016 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Uzun sureli bellek ya da Uzun donemli hafiza Ingilizce Long term memory LTM iki depolama hafiza modeli teorisinin bir parcasi olarak ogeler arasindaki iliskilerin depolandigi bellektir Teoriye gore uzun sureli bellek kisa sureli bellekten farkli islevlere sahiptir Bu da kisa sureli bellegin 20 ila 30 saniye icerisindeki bilgileri cagirmasindan farkli olarak depolanmis bilgileri uzun surelerde tekrar tekrar cagirabilmesidir Bu iki bellek arasinda bir fark gorunmuyor gibi olsa da her ikisi bilgiyi farkli yer ve alanlarda depolamalari baglaminda modelleri farklidir Cift depolamali hafiza modeliMiller 1956 e gore kagit sihirli sayisi yedi olan teorisi populerlesmistir Bu teoriye gore uzun sureli bellek sinirsiz bir depolama alanina sahipken kisa sureli hafiza ise bilgi parcalarini ancak belli bir sayida depolama alanina sahip olur Atkinson ve Shiffrin 1968 tarafindan belirlenen ikili depo hafiza modeline gore uzun sureli bellekte ayni anda calisan kisa sureli bellegin calistigi esnada kullandigi ortak bir noktada tampon bulunabilir Ilk bilgi geldiginde bunlar kisa sureli bellege girer ancak sinirli alandan dolayi yeni giren bilgiler depodaki eski bilgileri disari atarlar bu esnada gelen yeni bilgi girecegi esnada sinirli bir alan vardir Cunku eskiler bu konumda yer almaktadirlar Daha uzun bir bilgi kisa sureli hafizada kalacaktir daha guclu iliski kurulan kisa bir bilgi ise uzun sure bellekte etkili olur Uzun sureli bellekte bulunan bilgiler iki asamali bir surecte ipuclari yoluyla geri getirilir Ilk olarak potansiyel bir sekilde iliskili olasiliklar istenen bilgiyi secmek icin ipucu olarak kullanilir Ikinci olarak ise bu bilginin geri getirilip getirilmemesinin hatirlanan olasiliklari kullanilir Baddeley ve Hitch 1974 yilinda Atkinson Shiffrin hafiza modeline bir alternatif teorisi ortaya atti Bu teoriye gore kisa sureli bellek girisi ogeleri farkli turler icin farkli kontrol sistemlerine ayrilirlar ve bu sistemlere girip cikmak icin hangi maddelerin denetlenmesi gerektigini kontrol eden bir yonetici bulunmaktadir Bagimli sistemler fonetik gorsel mekansal donguler icerir Baddeley ayrica bu dongulere olaylar bellegini eklemistir Baran 2004 yilinda bildigimiz her seyi hafizamizda sakladigimizi hangi dili konustugumuz nasil yurudugumuz tanidigimiz binlerce insanin simasi gecmisteki basarilarimiz adresler telefon numaralari okudugumuz kitaplara ait bilgiler izledigimiz filmlere ait goruntuler ve daha binlercesinin hafizamizda depolandigini tum bunlarin hepsi ve daha fazlasinin uzun donemli hafizada gunlerce aylarca hatta yillarca hic unutulmadan saklandigini belirmistir Senemoglu 2005 yilinda uzun sureli bellegin iyi ogrendigimiz bilgiyi surekli olarak depoladigimiz bellek turu oldugunu belirtmistir Ayrica bilginin kisa sureli bellekte cok kisa sure kalmasina ragmen uzun sureli bellekte bilginin surekli depolanma yeri oldugunu yazmistir Bacanli 2005 yilinda bilgilerin depolandigi yerin uzun sureli hafiza oldugunu uzun sureli hafizada bulunan bilgilerin tekrar tekrar kullanilabilme ozelligine sahip oldugunu ve dusununce hatirlamamizin da bunu gosterdigini bilgisayarla karsilastirildiginda Hard Disk e benzetilebilecegini belirtmistir Yesilyaprak ise 2002 yilinda uzun sureli bellegin surekli bellek deposu olarak kabul edildigini belirterek kisa sureli bellekte islenmis olan bilginin uzun sureli bellege gonderilerek depolandigini bilginin ogrenilmis kabul edilmesi icin mutlaka uzun sureli bellege depolanmis olmasi gerektigini cunku uzun sureli bellege girmeyen bilgilerin tepki uretilmis olsa dahi kisa surede kaybolacagini belirtmistir Nelson ve Gilber 2005 yilinda uzun sureli bellegin beynimizin birkac dakikadan daha uzun sureli olarak bilgileri depolandigi ve sonradan onlara ihtiyac duyuldugunda geri cagirdigi bilgi parcalarindan olustugunu acikladi Topses 2006 yilinda uzun sureli bellegin genel olarak biyo kimyasal bir surec olarak kabul edildigini belirtmis uzun sureli bellegin islevleri biyolojik temelde protein sentezi ile saglanmaktadir demistir Ayrica yaklasik otuz saniye gectikten sonra animsanan bir uyarici uzun sureli bellekten cagrilmaktadir demektedir Uzun sureli bellek bilgilerin devamli kaldigi bellektir Bilgilerin kisa sureli bellekten uzun sureli bellege gecmesi protein sentezine baglidir Yaslilarda bu islem yavaslamis oldugundan yeni izlenim ve hatiralarin daha kolay unutuldugu gorulur Uzun sureli bellekteki bazi bilgileri hatirlayamamizin nedeni yeterli ipucu olmamasidir Bir bilginin uzun sureli bellekte olmasiyla geri getirilmesi farkli islemlerdir Bilgiyi SifrelemeBaddeley in arastirmasina gore uzun sureli hafiza bigiyi anlamsal olarak depolamak icin sifreler Gorme gerceklesirken bilgi uzun sureli bellekte depolanmadan once isleyen bellege girmelidir ve bu uzun sureli bellege depolanabilecek olan bilginin hizinin gorsel isleyen bellege sigabilecek bilgi miktariyla belirlendigi gercegiyle kanitlanmistir Baska bir deyisle isleyen bellegin belirli bir uyarici icin ne kadar buyuk kapasitesi olursa bu materyal o kadar hizli ogrenilir Sinaptik guclendirme parcalarin kisa sureli hafizadan uzun sureli hafizaya nakledilme islemidir Edinmeden birkac dakika veya saat sonra engram uyaranlarin beyinde biraktigi iz sinaps bunyesinde sifrelenir ve disari kaynaklarin etkilerine karsi direncli hale gelir Uzun sureli hafiza dogal unutma islemleri sirasinda zayiflayabileceginden koruyucu prova bircok tekrar yapilmasi gerekebilir bu sayede uzun sureli hafiza muhafaza edilebilir Aralikli tekrarin prensipleriyle alakali olarak bireysel geri almalar artan zaman araliklariyla gorulebilir ve bu genellikle materyale verilen oneme bagli olarak yansitma veya kasitli geri cagirma yontemleriyle dogal olarak gerceklesebilir Geri cagirma yolu olarak test etme yontemleri kullanmak geri alma ve geri denetim ile uzun sureli hafizaya yardimci olan test etme etkisine yol acabilir Uyku Bazi teoriler uykunun iyi duzenlenmis uzun sureli anilari yapilandirmada onemli bir faktor oldugunu goz onunde bulundurur Uyku yeni anilari guclendirmede onemli bir rol oynar Tarnow un teorisine gore uzun sureli anilar ruya bicimde sifrelenir Penfield amp Rasmussen in korteksin elektriksel uyarilmalarinin ruya benzeri deneyimlere sebep olmasi bulgularini iceren calismalarina ithafen Uyanik yasamda bir yonetsel islev uzun sureli hafizayi gerceklik ile paralel olarak yorumlar Tarnow 2003 Teoride daha sonra ileri suruldugune gore bellekte depolanan bilgi nasil ogrenildiginden bagimsiz olarak o aninin kullanildigi oznenin bilinci disinda bile olsa belirli bir gorev uzerindeki performansi etkileyebilir Yeni edinilmis bildirimsel bellek izlerinin REM disi uyku sirasinda uzun sureli depolama icin gereken hippokampo neokortikal aktarimini tesvik amaciyla yeniden aktif duruma getirildigi dusunuluyor Yeni bildirimsel anilar ozellikle hizli goz hareketi olmayan 2 evre uykusu sonrasinda geri cagrilirsa daha kolay hatirlanirlar Anilarin uyku sirasinda etkinlestirilmesi belirli sinir aglarinda kalici sinaptik degisimlere neden olabilir Yuksek ig aktivitesi dusuk salinim aktivitesi ve delta dalgasi aktivitesi bildirimsel bellek guclendirmesine REM disi uyku sirasinda katkida bulunurlar Ogrenme sirasinda uyku igleri noronsal olarak aktif ust kisimlara dusuk salinimlar icerisinde yeniden dagilim gosterirler Uyku igleri sinaptik degisimleri baslatmalari nedeniyle dolayisi ile uyku sirasinda ani guclendirmeye katkida bulunurlar Burada uykunun rolunu insan bildirimsel hafizasina da uygulanabilen gorevlerle kiyaslanabilen nesne mekan tanima gorevinde incelemis olduk Bu tek denemelik hipokampuse bagimli olan stressiz ve ayni canli tarafindan tekrarlanabilen bir gorevdir Uyku yoksunlugu uyaniklik ve uyarilma seviyelerini ogrenme ve hafiza gibi belirli bilissel islevlerin verimliligini dusurur Uykunu hafizanin saklanmasina faydali oldugu teorisi yeni bir fikir degil Ebbinghaus un 1885 de unutma uzerine yaptigi deneyden beri ortada Yakin zamanda Payne ve meslektaslari ve Holtz ve meslektaslari tarafindan da benzer calismalar yurutuldu Payne ve meslektaslarinin deneyinde katilimcilar rastgele secilip iki gruba ayirildilar Iki gruba da anlamsal olarak baglantili veya baglantisiz sozcuk ikilileri verildi ama bir grup bu bilgileri saat 09 00 da aldi diger grup ise 21 00 da Katilimcilar 30 dakika 12 saat veya 24 saat gibi farkli araliklarla kelime ikilileri uzerinden test edildiler Ogrenme ve test edilme arasinda uyuyan katilimcilarin hafiza testinde daha basarili olduklari bulundu Bu daha once Jenkins ve Dallenbach 1924 tarafindan bulunan sonuclarla benzerdir Ayrica bildirimsel bellegin duygusal bellek anlamsal bellek ve direkt sifreleme gibi bircok alaninin da uykudan etkilendigi bulunmustur Holtz un bulgularina gore uyku bildirimsel bellegin sadece guclendirilmesinde degil islemsel bellekte de etkili Bu deneyde 50 ergen katilimciya gunun iki farkli saatinde kelime ikilileri bildirimsel bellegi temsil eden veya parmak vurma gorevi islemsel bellegi temsil eden ogretildi Parmak vurma gorevi en iyi uykudan hemen once sifrelendigi ve hatirlandigi ancak kelime ikililerinin en iyi aksamustu 3 ten sonra sifrelendigi sonucuna varildi Uzun Sureli Bellegin BolumleriBeyin bir bilgisayarin sabit diskinde yaptiginin aksine bellegi butun bir yapida depolamaz onun yerine farkli tiplerdeki bellekler beynin farkli bolumlerinde depolanir Uzun sureli bellek acik bellek ve ortulu bellek olmak uzere iki ana basliga ayrilir Acik Bellek Acik bellek bilincli olarak ulasilabilir olan tum bellekleri kapsar Bu bellekler hipokampus entorinal korteks ve perirhinal kortekste kodlanir fakat baska bir yerde pekistirilir ve saklanir Bu depolamanin yeri kesin olarak bilinmemekle beraber frontal korteksi bunun icin en uygun aday olarak gorulmektedir Meulemans ve Van der Linden 2003 in arastirmasinda orta sakak loblarinda hasar gorulen amnezi hastalarinin acik ogrenme testlerinde saglik kontrollerinden daha zayif performans gosterdikleri bulunmustur Fakat ayni amnezi hastalari saglik kontrolleri ve ortulu ogrenme testlerinde benzer performans gostermislerdir bu da gosterir ki orta sakak lobu acik ogrenmede rol alirken ortulu ogrenmede rol almaz Acik bellegin uc ana alt bolumu vardir Olaysal Bellek Olaysal bellek belirli bir zamanda olan olaylar icin ayrilan bellektir olaylarin olusumunu ve geri cagirmayi icerir Bazi ornekleri birisinin ismini ve en son etkilesimde neler oldugunu hatirlamaktir Spaniol ve arkadaslari tarafindan gerceklestirilen deneyler altmis bes yasinin altindaki bireylerin olaysal belleklerinin 18 ve 25 yas araligindaki bireylerden daha zayif oldugunu gostermistir cunku olaysal bellek baglamsal bellek gerektirir Anlamsal Bellek Gerceklere dayali bilgi birikimidir kelimelerin anlamlari gibi Olaysal bellege zit olarak buyuk ihtimalle anlamsal bellek baglamsal bellege bagli olmadigindan 65 yas ustu bireylerin ve 18 ve 25 yas arasindaki bireylerin anlamsal bellek acisindan farklilik gostermezler Otobiyografik Bellek Olaylara ve kisisel tecrubelere ayrilmis bellektir olaysal bellege benzer fakat sadece kisinin direkt olarak kendisiyle ilgili tecrubelerini icerir Conway ve Pleydel Pearce 2000 bunun oz bellek sisteminin bir ogesi oldugunu savunmaktadir Ortuk Bellek Ortuk bellek prosedurel bellek objelerin kullanimi ya da vucut hareketlerini icerir bir kalemi dogru olarak kullanmak araba kullanmak ya da bisiklet surmek gibi Bu bellek kodlanir ve stratiumda ya da bazal ganglionun diger kisimlarinda depolandigi tahmin edilmektedir Bazal ganglionun prosedurel bellek ve diger beyin yapilari arasinda araci olduguna ve hipokampusten bir hayli bagimsiz olduguna inanilir Manelis Hanson ve Hanson 2011 tarafindan yapilan bir arastirmada parietal ve oksipital bolgelerin yeniden aktif hale getirilmesi ortuk bellekle iliskilendirilmistir Prosedurel bellek bildirimsel olmayan ya da bilincdisi bellek olarak kabul edilir hazirlama ve cagirisimsal olmayan ogrenmeyi icerir Diger bellek kategorileri uzun sureli bellek tartismasiyla iliskili olabilir Duygusal bellek belirli bir guclu duygu uyandiran olaylara ayrilmis bellektir bildirimsel ve prosedurel bellek sureclerini icerebilir Duygusal bellek bilincli olarak ulasilabilirdir fakat guclu bilincdisi fizyolojik tepkiler oraya cikarir Arastirmalar amigdalanin duygusal durumlarda ileri derecede aktif oldugunu ve hipokampus ve prefrontal korteksle beraber duygusal olaylarin kodlanmasinda ve pekistirilmesinde rol oynadigini gostermektedir Isleyen bellek uzun sureli bellegin bir parcasi degildir fakat uzun sureli bellegin islemesinde onemlidir Isleyen bellek bilgiyi bilgi unutulmadan ya da uzun sureli bellege kodlanmadan bilgiyi kisa sureli olarak tutar ve manipule eder Sonrasinda bir bilgiyi hatirlamak icin bu bilginin isleyen bellege geri getirilmesi gerekir Isleyen bellek cok dolu oldugu takdirde uzun sureli bellegin kodlamasini etkileyebilir Duzgun calisan bir isleyen bellek daha iyi bir uzun sureli bellek kodlamasini beraberinde getirir Hafiza BozukluklariGunluk minor hafiza kayiplari tamamen normal olmakla birlikte yas hastalik ve stres gibi faktorlerle artis gosterebilir Menopozun ilk donemindeki kadinlar bu hafiza kayiplarini daha fazla yasayabilirler Hafizayla ilgili daha ciddi problemler genel olarak travmatik beyin hasari ve noredejenratif hastaliklar kaynaklidir Travmatik Beyin Hasari Hafiza hakkindaki bulgularin cogu fareler ve primatlarin beyinleri uzerindeki yarali bolgelerle ilgili yapilan arastirmalara dayanir fakat bazi onemli bulgular ise kaza sonrasi beyin travmalariyla ilgili calismalarin sonucudur Son zamanlarda hafizayla ilgili arastirmalarin en unlusu olan Henry Molaison in uzerinde yapilan calisma hipokampus ve para hipokampal girisi cevreleyen dokuyu ortadan kaldirarak epilepsiyi tedavi etmek uzerinedir H M in operasyonu takiben yasadigi total antrerograd amnezi ve kismi retrograd amnezi hafiza fonksiyonlarinin lokalizasyonuna ilk kanit oldu Ayrica deklaratif ve prosedural hafiza arasindaki farki acikliga kavusturdu Norodejenratif Hastaliklar Cogu norodejenratif hastalik hafiza kaybina neden olabilir Bu hastaliklardan en yaygin ve uzerinde en cok calisilmis olanlari Alzheimer Parkinson Multiple Skleroz Sizofreni ve demanstir Bu hastaliklardan hicbiri ozellikle hafizayla ilgili olmamakla beraber hafiza kaybi genellikle yaygin noron bozulmasinin bir sonucudur Gunumuzde bu hastaliklarin hala bir tedavisi yoktur ama kok hucreler psikofarmatoloji ve genetik muhendisligi alanlarinda yapilan calismalar umut vericidir Alzheimer hastalari genel olarak alisik oldugu guzergahlarda ani olarak kaybolmak esyalarini uygun olmayan yerlere koymak ve var olan hatirlarini kismi olarak ve tamamen kaybetmek gibi semptomlar gosterir Arastirmacilar Alzheimer in hastalarin hafizasi uzerindeki etkisini gormek icin siklikla Deese Roedinger Mcdormott paradigmasini kullanir DRM paradigmasindaki hastaya belli kelimeler verilir ve hastadan bu kelimelerin temasini bulmasi istenir Ornegin sekerleme yastik yatak ruya vb kelimeler verildiginde tema uykudur Alzheimer hastalari saglikli insanlarin aksine bu tema kelimesini orijinal listenin icindeki bir kelime olarak hatirlama olasiligi yuksektir Uzun sureli hafizada uzun sifreleme suresiyle yanlis hatirlama arasinda bir baglanti vardir Sonuc olarak hastalar spesifik olarak kelimelere degil verilen bilginin ozune yogunlasir Alzheimer beyinde ayni zamanda beyin hucrelerinin olumune yol acan yogun amiloid birikimiyle birlikte kontrol edilemeyen enflamatuarli tepkiye neden olur Hastalik gittikce kotulesir ve bilissel gerilemeyle birlikte hafiza kaybi baslar Pioglizatone hafiza kaybini da kapsayan bilissel bozulmalari engelleyebilir uzun sureli ve gorsel uzamsal hafizanin norodejeneratif bozukluktan korunmasina yardim edebilir Parkinson hastalari bilissel performanslarla ilgili bazi sorunlar yasar Bu sorunlar ayni zamanda frontal lob hastalarinda gorulen sorunlardir ve demansa yol acabilir Parkinson hastaliginin sebebinin ventral tegmental bolgedeki dopaminerjik mesokortikolimbik bozulma oldugu dusunulmektedir Ayrica hipokampusun episodik ve uzaysal hafiza uzerinde onemli bir rolu vardir ve Parkinson hastalari uzun zamanli hafizalarda normal olmayan hipokampal bolgelerindekinden dolayi bozukluk yasarlar Parkinson un belirtilerini hafifletmek icin davranissal terapinin yaninda L dopa enjeksiyonlari da kullanilir Sizofreni hastalari uzun sureli hafiza konsolidasyonu ve geri cagirmayi da etkileyen dikkat ve yonetici islevleri konusunda sorun yasar Hastalar gecici bilgiyi kodlayamaz ve bunun sonucunda uygun sosyal davranislar sergilemekte sorun yasar sahip oldugu bilgiyi yeterince efektif kullanamaz bu bozukluklar sizofreni hastalarinin on frontal korteksindeki yapisal bozukluklarin temporal lob ile iliskisi ve hipokampusa etkisinden kaynaklanir Sizofreni tedavi edilmesi zor bir hastaliktir Semptomlar ilacla tedavi edilebilirken hastalarin ilacin onlari tedavi etmek yerine zarar verecegi dusuncesi yuzunden yasadigi paranoya bu durumu zorlastirir Hucresel duzeyde biyolojik temellerUzun sureli hafiza kisa sureli hafizaya kiyasla yeni proteinlerin yapilandirilmasina dayalidir Bu olay belirli transmiterler reseptorler ve noronlar arasi iletisimin gucunu pekistiren yeni sinaps yollari ile ilgili olup hucresel bedende meydana gelir Sinaps takviyesini tahsis eden yeni proteinlerin bu uretimi uyaran niteligindeki temel madddelerin salinimiyla tetiklenir Hipokampal hucreler baglaminda salinim belirli ve tekrar eden sinaptik sinyalizasyon sonrasi magnezyumun baglayici molekul hucre disina cikmasina baglidir Magnezyum molekullerinin gecici olarak hucre disina cikisi NMDA reseptorlerini serbest birakarak kalsiyumun hucre icine salinimini saglar bu sayede olusan elektriksel sinyal gen transkripsiyonuna kopyalamasi ve takviye proteinlerin yapilanmasina onculuk eder Bu da uzun sureli potansiyasyon olarak adlandirilir Uzun sureli potansiyasyon sirasinda yeni sentezlenmis olan proteinlerden biri uzun sureli hafizanin devamliligi icin de kritik onem tasimaktadir Bu protein protein kinaz C PKC PKMz olarak bilinir enziminin bagimsiz aktif formu olup sinaptik gucun harekete bagli gelisiminin devamliligini saglar ve PKMz yi inhibe eder inhibitor bir kez icin ortadan kaldirildigi zaman onceden yapilandirilmis uzun sureli anilarin kisa sureli bellege etki etmeden siler ve bu yetenek uzun sureli yeni anilari iyilestirerek kodlamayi ve kaydetmeyi saglar Bununla birlikte BDNF uzun sureli hafizanin kaliciligi icin onemlidir Molekuler seviyede sinaps sonrasi proteinleri PSD 95 ve Homer1c nin sinaptik genislemenin istikrariyla bagintili oldugu gosterilmistir Karsit tezlerBirkac arastirmada ikili hafiza modeliyle celisen sonuclar elde edilmistir Dikkat dagiticilarin kullanimina ragmen arastirmalar gosteriyor ki bircok ogede hala sonralik ve yakinlik etkisi tespit edilmistir Baska bir arastirma bir ogenin kisa sureli hafizada ne kadar kaldiginin uzun sureli hafizadaki kaliciliginda kilit bir faktor olmadigini gostermistir Bunun yerine katilimcinin aktif olarak ogeyi hatirlama cabasi zihninde ogeyi anlamlandirma firsati buldugu zaman ogenin uzun sureli hafizadaki kaliciligini artirir Tek depolamali bellek modeliOgeler ve baglamlar arasindaki iliskileri kuran tek bir bellek olduguna iliskin bir alternatif teori olusturulmustur Bu modelde baglam geri cagirma islemi icin bir ipucu gorevi gorur ve sonralik etkisi cogunlukla baglamin bu islevinden kaynaklanir Anlik ve gecikmeli serbest hatirlama ayni sonralik etkisine sahiptir cunku baglamin goreli benzerligi hala mevcuttur Ayni zamanda oncelik etkisi de hala gerceklesmektedir cunku oncelik etkisinin ortaya cikmasinda da benzer baglamlar rol oynar KaynakcaMiller George A 1956 The magical number seven plus or minus two some limits on our capacity for processing information 26 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde PDF Psychological Review 63 2 81 97 doi 10 1037 h0043158 inactive 2015 02 22 PMID 13310704 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Atkinson R C Shiffrin R M 1968 Chapter Human memory A proposed system and its control processes The psychology of learning and motivation 2 89 195 doi 10 1016 s0079 7421 08 60422 3 inactive 2015 02 22 Baddeley A D 1966 The influence of acoustic and semantic similarity on long term memory for word sequences The Quarterly Journal of Experimental Psychology 18 4 302 309 doi 10 1080 14640746608400047 PMID 5956072 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Baddeley A D Hitch G J L 1974 Working Memory Q J Exp Psychol 18 4 302 9 doi 10 1080 14640746608400047 PMID 5956072 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Baddeley A November 2000 The episodic buffer a new component of working memory Trends Cogn Sci Regul Ed 4 11 417 423 doi 10 1016 S1364 6613 00 01538 2 PMID 11058819 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Baddeley A D 1966 The influence of acoustic and semantic similarity on long term memory for word sequences The Quarterly Journal of Experimental Psychology 18 4 302 309 doi 10 1080 14640746608400047 PMID 5956072 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nikolic D Singer W 2007 Creation of visual long term memory Perception amp Psychophysics 69 904 912 doi 10 3758 bf03193927 Dudai Yadin 2003 The neurobiology of consolidations or how stable is the engram Annual Review of Psychology 55 51 86 doi 10 1146 annurev psych 55 090902 142050 PMID 14744210 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dudai Yadin 2002 Memory from A to Z Keywords concepts and beyond Oxford UK Oxford University Press Greene R L 1987 Effects of maintenance rehearsal on human memory Psychological Bulletin 102 3 403 413 doi 10 1037 0033 2909 102 3 403 Ruch S Markes O Duss B S Oppliger D Reber Koenig T Mathis J Roth C Henke K 2012 Sleep stage II contributes to the consolidation of declarative memories Neuropsychologia 50 2389 2396 doi 10 1016 j neuropsychologia 2012 06 008 Bergmann T O Molle M Diedrichs J Born J Siebner H R 1 February 2012 Newly acquired declarative memory traces are believed to be reactivated during NonREM sleep to promote their hippocampo neocortical transfer for long term storage NeuroImage 59 3 2733 2742 doi 10 1016 j neuroimage 2011 10 036 inactive 2015 02 22 PMID 22037418 7 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Binder S Baier P Molle M Inostroza M Born J Marshall L February 2012 Sleep enhances memory consolidation in the hippocampus dependent object place recognition task in rats Neurobiology of Learning and Memory 2 97 213 219 doi 10 1016 j nlm 2011 12 004 Martella D Plaza V Estevez A F Castillo A Fuentes L J 2012 Minimizing sleep deprivation effects in healthy adults by differential outcomes Acta Psychologica 139 2 391 396 doi 10 1016 j actpsy 2011 12 013 Holz J Piosczyk H Landnann N Feige B Spiegelhalden K Riemann D Nissen C Voderholzer V 2012 The timing of learning before night time sleep differentiall affects declarative and procedural long term memory consolidation in adolescents PLoS ONE 7 7 1 10 doi 10 1371 journal pone 0040963 Payne D J Tucker A M Ellenbogen M J Wamsley J E Walker P M Schacter L D Stickglod R 2012 Memory for semantically related and unrelated declarative information the benefit of sleep the cost of wake PLOS ONE 7 3 1 8 doi 10 1371 journal pone 0033079 Meulemans Thierry Van der Linden Martial 2003 Implicit learning of complex information in amnesia Brain and Cognition 52 2 250 257 doi 10 1016 S0278 2626 03 00081 2 Aggleton John P 2008 Understanding anterograde amnesia Disconnections and hidden lesions The Quarterly Journal of Experimental Psychology 61 10 1441 1471 doi 10 1080 17470210802215335 Ranganath C C Michael B X Craig J B 2005 Working Memory Maintenance Contributes to Long term Memory Formation Neural and Behavioral Evidence Journal of Cognitive Neuroscience 17 7 994 1010 doi 10 1162 0898929054475118 Wood R Baxter P Belpaeme T 2011 A review of long term memory in natural and synthetic systems Adaptive Behavior 20 2 81 103 doi 10 1177 1059712311421219 Spaniol J Madden D J Voss A 2006 A Diffusion Model Analysis of Adult Age Differences in Episodic and Semantic Long Term Memory Retrieval Journal of Experimental Psychology Learning Memory and Cognition 32 1 101 117 doi 10 1037 0278 7393 32 1 101 Conway M A Pleydell Pearce C W 2000 The construction of autobiographical memories in the self memory system Psychological Review 107 2 261 288 doi 10 1037 0033 295X 107 2 261 Foerde K Poldrack R A 2009 Procedural learning in humans The New Encyclopedia of Neuroscience 7 1083 1091 doi 10 1016 B978 008045046 9 00783 X Manelis A Hanson C Hanson S J 2011 Implicit memory for object locations depends on reactivation of encoding related brain regions Human Brain Mapping 32 1 32 50 doi 10 1002 hbm 20992 Holz J Piosczyk H Landnann N Feige B Spiegelhalden K Riemann D Nissen C Voderholzer V 2012 The Timing of Learning before Night Time Sleep Differentially Affects Declarative and Procedural Long Term Memory Consolidation in Adolescents PLoS ONE 7 7 1 10 doi 10 1371 journal pone 0040963 Buchanan Tony W 2007 Retrieval of emotional memories Psychological Bulletin 133 5 761 779 doi 10 1037 0033 2909 133 5 761 Cahill L McGaugh J L 1996 Modulation of memory storage Current Opinion and Neurobiology 6 2 237 242 doi 10 1016 S0959 4388 96 80078 X Axmacher N Haupt S Cohen M X Elger C F Fell J 2010 Electrophysiological signature of working and long term memory interaction in the human hippocampus European Journal of Neuroscience 31 1 101 117 doi 10 1111 j 1460 9568 2009 07041 x Drogos L L Rubin L J Geller S E Banuvar S Shulman L P Maki P M 2013 Objective cognitive performance is related to subjective memory complaints in midlife women with moderate to severe vasomotor symptoms Menopause 20 12 1236 1242 doi 10 1097 GME 0b013e318291f5a6 MacDuffie E K Atkins S A Flegal E K Clark M C Reuter Lorenze A P 2012 Memory distortion in Alzheimer s Disease deficient monitoring of short and long term memory Neuropsychology 26 4 509 516 doi 10 1037 a0028684 Gupta R Gupta K L 2012 Improvement in long term and visuo spatial memory following chronic pioglitazone in mouse model of Alzheimer s disease Pharmacology Biochemistry and Behavior 102 184 190 doi 10 1016 j pbb 2012 03 028 Costa C Sgobio C Siliqueni S Tozzi A Tantucci M Ghiglieri V Filippo D M Pendolino V De MArti M Morari M Spillantini G M Latagliata C E Pascucci T Puglisi Allegra S Gardioni F DiLuca M Picconi B Calabresi P 2012 Mechanisms underlying the impairment of hippocampal long term potentiation and memory in experimental Parkinson s disease Brain 135 1884 1899 doi 10 1093 brain aws101 Langraf S Steingen J Eppert Y Neidermeyer U Elke U Krueger F 2011 Temporal Information Processing in Short and Long Term Memory of Patients with Schizophrenia PLoS ONE 6 10 1 10 doi 10 1371 journal pone 0026140 Costa Mattioli M Sonenberg N Sonenberg 2008 Translational control of gene expression a molecular switch for memory storage Prog Brain Res Progress in Brain Research 169 81 95 doi 10 1016 S0079 6123 07 00005 2 ISBN 9780444531643 PMID 18394469 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Neihoff Debra 2005 The Language of Life How cells Communicate in Health and Disease Speak Memory 210 223 Bekinschtein Pedro Cammarota Martin Katche Cynthia Slipczuk Leandro Rossato Janine I Goldin Andrea Izquierdo Ivan Medina Jorge H February 2008 BDNF is essential to promote persistence of long term memory storage 1 Mart 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde 105 7 2711 2716 Bibcode 2008PNAS 105 2711B 12 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1073 pnas 0711863105 inactive 2015 02 22 PMC 2268201 23 Ekim 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde PMID 18263738 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Meyer D Bonhoeffer T and Scheuss V 2014 Balance and Stability of Synaptic Structures during Synaptic Plasticity 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Neuron 82 2 430 443 doi 10 1016 j neuron 2014 02 031 PMID 24742464 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bjork R A Whitten W B 1974 Recency sensitive retrieval processes in long term free recall Cognitive Psychology 6 2 173 189 doi 10 1016 0010 0285 74 90009 7 Howard M W Kahana M J 1999 Contextual variability and serial position effects in free recall Journal of Experimental Psychology Learning Memory and Cognition 25 923 941 doi 10 1037 0278 7393 25 4 923 inactive 2015 02 22 Craik F I M Lockhart R S 1972 Levels of processing A framework for memory research Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior 11 671 684 doi 10 1016 S0022 5371 72 80001 X inactive 2015 02 22 Howard M W Kahana M J 2002 A distributed representation of temporal context Journal of Mathematical Psychology 46 3 269 299 doi 10 1006 jmps 2001 1388 DipnotlarJacobs J 1887 Experiments on Prehension Mind 12 45 ss 75 79 doi 10 1093 mind os 12 45 75 Nikolic D Singer W 2007 Creation of visual long term memory Perception amp Psychophysics 69 6 ss 904 912 doi 10 3758 bf03193927 Peterson L R Peterson M J 1959 Short term retention of individual verbal items Journal of Experimental Psychology 58 3 ss 193 198 doi 10 1037 h0049234 PMID 14432252 Tarnow E 2003 Neuro Psychoanalysis 5 2 ss 177 182 doi 10 1080 15294145 2003 10773424 17 Subat 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mayis 2016