Çocukluk amnezisi (bellek yitimi/hafıza kaybı) aynı zamanda bebeklik amnezisi yani unutkanlık olarak da bilinir. Yetişkinlerin 2-4 yaşına kadar olan dönemde olaysal belleklerinde bulunan belirli anılarının zamanını, mekânını, yaşadığı duyguyu ve kimle, nasıl, nerede olduğunu hatırlayamamalarıdır. Bunun yanı sıra 10 yaşından önceki süreçte de olması gerekenden daha az anıya sahip olmaları beklenir. Aynı zamanda bilişsel benlik gelişiminin de kodlama ve ilk anıların saklanması üzerinde etkisi olduğu düşünülür. Araştırmalara göre çocuklar 1 yaşından önce oluşan anılarını hatırlayabilir fakat büyüdükçe ve yaşlanmaya başladıkça bu anıların hatırlanma oranı azalmaya başlar. Çocukluk amnezisi psikologlar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bazılarına göre ilk anıların hatırlanmaya başlandığı 2-8 yaş aralığında oluşan anıları kodlama, saklama ve geri alma sırasında oluşan değişikliklerin çocukluk amnezisi için çok önemli olduğu düşünülür. Bu bellek yitiminin nedenleri konusunda başlıca üç teori ortaya atılmıştır. Psikanalistler bunun bastırmadan kaynaklandığını ileri sürerken; bilişsel psikologlar dilin gelişmesiyle birlikte bellek kodlamada ortaya çıkan değişikliklerin bu ilk anıların bellek izlerini canlandırmayı imkânsız kıldığını; nöro-psikologlar ise uzun süreli bellek için gerekli sinir mekanizmalarının bu ilk yıllarda işlevsel anlamda yeterince olgunlaşmamış olabileceğini savunmaktadır. Çocukluk amnezisi özellikle sahte anı durumlarında ve beynin erken yaşlardaki gelişimi açısından dikkate alınmalıdır. Çocukluk amnezisi için önerilen açıklamalar Freud’un delillerle desteklenmeyen ve genellikle güvenilmeyen travma teorisi, nörolojik gelişim, bilişsel benlik gelişimi, duygu gelişimi ve dil gelişimidir.
Tarih
Çocukluk amnezisi kavramı resmi olarak ilk kez 1893 yılında psikolog Caroline Miles’ın makalesinde yer almıştır. Kavramın ortaya atılışından 5 yıl sonra yapılan araştırmada katılımcıların çoğunluğunun anımsadıkları ilk anılarının 2 ve 4 yaşları arasında olduğu belirtilmiştir. G. Stanley Hall 1904 yılında paylaştığı Adolescence: Its Psychology and Its Relations to Physiology, Anthropology, Sociology, Sex, Crime, Religion and Education kitabında çocukluk amnezisi kavramına yer vermiştir. Bunun yanı sıra, 1910 yılında Sigmund Freud, çocukluk amnezisi konusunda gelecekte çok tartışılacak tanım ve açıklamaları yapmıştır. Psikoanalitik teoriden hareketle erken yaştaki yaşantılarımızın uygunsuz cinsel içeriklerinden dolayı bastırıldığı varsayımını öne sürmüştür. Sigmund Freud, çocukluk amnezisinin, kendisinin yetişkin hastalarında gördüğü histerik amnezi ya da bastırma duygusunun bir öncüsü olduğu fikrini savunmuştur. Hastalarından hayatlarında hatırladıkları ilk anılarını geri çağırmalarını istediğinde, hastalarının 6-8 yaş öncesindeki olayları hatırlamakta güçlük çektiklerini görmüştür. Freud, çocukluk amnezisi kavramını kendisinin adlı kitabında ele almıştır. 1972 yılında, Camphell ve Spear çocukluk amnezisi hakkında paylaştıkları ufuk açıcı araştırmada çocukluk amnezisi kavramını nörolojik ve davranışsal açıdan hem insan hem de hayvan modelleri kullanarak anlamaya çalışmış ve yeniden özetlemiştir.
Geri alma metodları
Kullanılan geri alma metodu, neyin geri alınabileceği konusunda etkiye sahiptir. Özellikle, unutulan belli bir olay hatırlanmaya çalışılırken daha genel bilgiler verilmesi ya da akla gelen ilk anının anlatılmasının istenmesi gibi farklı ipuçlarının kullanılması alınan sonucu değiştirmektedir.
İpucuyla hatırlama
Yapılan birçok araştırmada anıların geri çağrılması için ipucuyla hatırlama metodu kullanılır. Temel olarak, araştırmacı katılımcıya bir kelime verir ve katılımcı bu kelimeyle ilişkilendirdiği ilk anısını anlatır. Bu metot genellikle yaklaşık olarak 3-5 yaşlarının daha kolay hatırlanacağını varsayar fakat değişiklik de gösterebilir. Aynı zamanda bu metot için birçok itiraz da bulunmaktadır. İpucuyla hatırlama sürecinde, bir anı, ipucu olarak verilen kelime başına kaydedilir, bu yüzden bu hatırlanan anının kişinin hayatındaki ilk anısı ya da o an aklına gelen ilk anı olup olmadığını anlamak zor olabilir. Eğer araştırmacı kişilerden verilen ipucuyla ilişkili olarak özellikle çocukluk anılarını ya da ilk anılarını hatırlamalarını istediyse, hatırlanan anının yaş aralığı genellikle 2-8 yaş arasındadır. Bu ölçme şekli kullanılarak ipucuyla geri alma yöntemi sadece kelimenin kişilere söylenmesinden aylar sonra tekrar hatırlanması durumlarında kullanışlıdır. Bauer ve Larkina tarafından 2013 yılında yapılan çalışmada katılımcı olan çocuklara ve yetişkinlere, gösterilen kelime ile ilgili kişisel bir anılarını belirtmeleri ve sonrasında bunun oluştuğu ilk zamanı söylemeleri istenerek ipucuyla geri alma metodu kullanılmıştır. Bu araştırma sonucunda daha küçük yaştaki çocukların daha fazla ipucuna ihtiyaç duydukları saptanmıştır. Fakat hem çocuklarda hem de yetişkin bireylerde, hayatlarındaki çağırabildikleri ilk anılarının 3 yaş civarında olduğu belirlenmiştir. Bu duruma 3 yaş öncesindeki anıların sözsel olmayan ipuçlarıyla kodlanması fakat 3 yaş sonrasındaki anıların daha çok sözel ipuçları içeren anılarla kodlanmış olması neden olabilir. Sözel olmayan ipuçlarıyla kaydedilmiş anıların aradan yıllar geçtikten sonra sözel ipuçlarıyla geri alınmaya çalışılması bu konudaki başarısızlığın temeli olarak nitelendirilmektedir.
Serbest hatırlama
Serbest hatırlama belleğin psikolojik çalışması içerisinde belirli bir yaklaşımla ilgilidir. Bu yaklaşımda katılımcılar belirli bir denemede bir öğe listesine odaklanır ve ardından katılımcılardan aralarında belli bir sıra olmaksızın bu kelimelerin hatırlaması istenir. Çocukluk amnezisi ile ilgili olarak serbest hatırlama metodu, araştırmacıların, kişilerin hatırlayabildikleri ilk anılarını araştırması ve bu süreçte kendilerinin yanıtlarının serbest olmasına imkân verilmesidir. Serbest hatırlama ve ipucu göstererek hatırlama metotları kullanılarak yapılan, kişilerin oluşturdukları ilk anıları geri alma denemelerinde anıları geri alma miktarı açısından anlamlı bir fark bulunmamaktadır, fakat serbest hatırlamanın büyük faydalarından biri de daha erken yaşlardan anılar ortaya çıkarabilecek her sorunun cevaplanabilmesidir. Carole Peterson’a göre çocukluk amnezisine direnebilen ve öncü bir işaret ya da yemleme olmaksızın çocukluğumuzdan hatırladığımız öne çıkan anılarımız genellikle fazlaca duygu içerenler ve yer, zaman, sonuç ilişkisi içerisinde tutarlı görünenlerdir.
Ayrıntılı geri alma
Bu metotta, katılımcılardan belirlenmiş bir yaştan önce erişebildikleri tüm anılarını kaydetmeleri istenir. Serbest çağrışım metoduyla benzer olarak, bu metot, katılımcıların belli bir ipucu olmaksızın ortaya çıkardığı anılarına dayanır. Ayrıntılı hatırlama metodu diğer iki metotla karşılaştırıldığında öncü çocukluktan geri alınılabilen anıların miktarı hakkında daha fazla fikir sağlar. Fakat bu süreçte katılımcılardan beklenenler fazlaca çaba gerektiren durumlar olabilir çünkü katılımcılar bu süreç içerisindeyken çocukluklarındaki olayları hatırlayabilmek için çok fazla zaman harcarlar. Yapılan araştırmalarda ipucuyla geri alma, karşılıklı söyleşi ya da ayrıntılı geri alma metotları arasında dikkate değer bir farklılık bulunmamıştır.
Erişilebilir ve erişilemez anı
Kişinin geri çağırabileceği çocukluk anısı miktarı birçok faktöre bağlıdır. Yaşanan olayla ilgili hissettikleri, olayın yaşandığı yaş, olayın hatırlanması istenen yaş bu faktörlerden bazılarıdır. İnsanlar çocukluk anılarını hatırlayamamalarının onları unutmalarından kaynaklandığını düşünseler de anıların erişilebilirliği ve kullanılabilirliği arasında farklar vardır. Anıların kullanılabilirliğinde anılar dokunulmamış ve bozulmamış aynı zamanda da anı hafızasında depolanmıştır. Anıların erişilebilirliği ise içinde bulunulan durumda kişinin anıyı geri çağırabilmesi durumudur. Böyle olunca, ulaşılamayan birçok kullanılabilir anı olsa bile, herhangi bir zamanda verilen ipuçları anıların erişilebilirliğini etkileyebilir. Aynı zamanda bazı araştırmalar insanların ilk anılarının 3 ya da 4 yaşından önce bile hatırlandığını göstermektedir. J.A Usher ve Neisser 1993 yılında yaptıkları araştırmada bazı olayların örneğin kardeşinin doğması ve hastane hazırlıklarının yapılmasının kişi 2 yaşında olsa bile hatırladığını söylemişlerdir. Fakat araştırmalarının sonucunda elde edilen bu tip anılar olaysal belleğin gerçek bir belirleyicisi olmayabilir. Bunlara karşılık alternatif bir hipotez olarak da bu belirgin anılar bilgiye dayalı tahminin, genel bilgilerin ne olması gerektiğinin ya da 2 yaşından sonra elde edilen dış bilgilerin sonucu olabilir.
West ve Bauer’in araştırmalarına göre ilk anılar sonraki anılara göre daha az duygusal tatmin, kişisel anlamlandırma, özellik ya da yoğunluk içerirler. Aynı zamanda daha eski anılar perspektif açısından büyük farklılıklar göstermezler. Fakat belirli hayati olaylar diğer anılara oranla daha net ve öncelikli anılar olabilirler. Yetişkinler çocukluk dönemindeki kişisel olayları hatırlamayı geneli ilgilendiren olayları hatırlamaya kıyasla daha kolay bulurlar. Örneğin; çocukken aynı yıl içeresinde aldığın köpekle görünen güneş tutulması olaylarında köpek aldığın olayı daha çabuk hatırlanır çünkü kişisel bir olaydır.
Psikologlar yetişkinlerin hatırlayabildikleri ilk anıların yaşları üzerine tartışmaktadırlar. Bugüne kadar tahmin edilen yaş 2 ve 6 veya 2 ve 8 yaş aralığındadır. Bazı araştırmalara göre 4 yaşın altındaki çocuklar durumsal ve konusal olarak zengin anılar oluşturamazlar. Daha fazla kanıta ihtiyaç olunmasına rağmen, erken çocukluk dönemindeki göreceli olaysal bellek eksikliği prefrontal korteksin gelişmesiyle ilgili olabilir. Araştırmalara göre, yetişkinler parça parça olan anılarına ulaşabilmekte ve olaylarla ilgili anıların diğer anılarına oranla daha sonra hatırlamaktadırlar. Benzer bir araştırma da kişisel anımsama ve bilinen olaylar arasında fark olduğunu göstermiştir. Bilinen anılar yaklaşık olarak 4,7 yaşlarındayken kişisel anımsamalara göre değişebilir.
Anıların solması/zayıflaması
Çocuklar yetişkinlerin anıları geri çağırabilecekleri yaşın daha öncesinde anı oluşturmaya başlarlar. Kodlama ve depolama süreçlerinin etkin olma durumu daha büyük yaşlardaki çocukların daha çok hatırlamasına olanak verirken, aynı zamanda daha küçük yaşlardaki çocuklarda da büyük bir anı kapasitesine sahip olmalarını sağlar. 4 yaşından küçük çocukların olan olayların sırasını, objeleri üretmek için kullanılan nesneleri ve eylemlerin hangi sırayla ortaya çıktığını hatırlayabilmesi de otobiyografik hafıza için gerekli öncüllere sahip olduğunu göstermektedir. Çocuklarda 2 yaşından önceki olayları eksiksiz olarak geri alma oranı %50 iken yetişkinler de bu oran neredeyse 0’dır. 2 yaşından küçük çocukların anılarını birkaç hafta sonra geri alabiliyor olması bu anıların diğer anılara oranla daha kalıcı hale gelebilmesini ve neden bazı insanların bu kadar küçük yaştaki anılara sahip olduğunu açıklayabilir. Aynı zamanda çocuklar henüz karşılaştıkları olayları, olguları veya nesneleri tanımlayacak kelime bilgisine sahip olmadan önce yaşadıkları olayları geri alabilme kabiliyetine sahipken yetişkinler bunu yapamazlar. Bunun gibi bulgular insanların önceki erişilebilir anılarını ne zaman ve nasıl kaybettiğinin araştırılmasına öncülük eder.
Bazı araştırmalara göre çocuklar büyüdükçe ve yaşlanmaya başladıkça, dil gelişimi öncesi dönemdeki anılarını geri çağırma kabiliyetlerini kaybeder. Bunun bir açıklaması olarak dil becerileri geliştikten sonra sözlü olarak kodlanmayan anıların zihinde kaybolmaya başladığı savunulur. Bu teori aynı zamanda birçok insanın ilk anılarının neden parçalara ayrılmış olduğunu açıklar; çünkü sözsüz bileşenler kaybolur. Ancak, aksi bulgular gösteriyor ki 6-9 yaş arasındaki çocuklar daha küçük yaşlarda yaşadıkları olaylarda ilgili daha fazla miktarda doğru ve kesin detay anlatabilmişlerdir ve 6-9 yaş arasındaki çocuklar çok daha erken çocukluk dönemindeki erişilebilir sözlü anılara sahip olma eğilimindedir.
Çocuklarda artan erken dönem anılarını hatırlayabilme kabiliyeti çift haneli yaşlara ulaşana kadar solmaya başlamaz. 11 yaşına geldikleri zaman, çocuklar genç yetişkinlik seviyesinde çocukluk amnezisi sergilemeye başlarlar. Bu bulgular ergen beyninin bazı yönlerinin ya da ergenlikteki nörobiyolojik süreçlerin çocukluk amnezisine sebep olduğunu gösteriyor olabilir.
Bunların yanı sıra bazı istisnalarda olabilir. Örneğin; yazar Ray Bradburry kendi doğumuyla ilgili tüm detayları hatırladığını iddia etmiştir.
Aynı zamanda Lancaster Üniversitesi’nden Mark Howe, kendi varlığımızın ayırdına varma duygusu olarak tanımlayabileceğimiz bilişsel benliğin ortaya çıkmasıyla birlikte çocukluk amnezisinin sona erdiğine inanmaktadır.
Hayvan modelleri
Çocukluk amnezisine yalnızca insanlar üzerinde rastlanmaz. Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda daha genç olanların şok ile şartlandırıldıkları kaçınma davranışlarını yaşlı olanlara göre daha çabuk unuttukları görülmüştür. Bu bulgular farklı öğrenim yaklaşımları uygulanmış birçok farklı tür üzerinde tekrarlanmıştır. Hayvan modelleri üzerinde yapılmış çalışmalar azımsanamayacak düzeyde önem taşımaktadır çünkü bu çalışmalar çocukluk amnezisi konusundaki nörobiyolojik bulguların temelini oluşturmaktadırlar ve bu tür çalışmaları insanlar üzerinde yürütmek etik sebepler dolayısıyla neredeyse imkânsızdır. Çocukluk amnezisine hayvanlar üzerinde de rastlanıldığı için bu durum yalnızca insanlara özgü olan dil ve benlik anlayışı gibi bilişsel faaliyetlerle açıklanamamaktadır. Bu yaklaşıma gelen eleştiriler ise insan ve hayvanların gelişim ve bilişinin birbirinden kesin çizgilerle ayrı olduğu savına dayanmaktadır. Araştırmacılar hayvanların gelişimini, öğrenme ve hafıza yeteneği, beyin gelişimi ve hormon seviyesindeki değişimlere dayanan bir zaman çizelgesi oluşturarak bu sorunu gidermeye çalışmaktadır.
Bireysel farklılıklar
İnsanların hafızasını cinsiyet ve kültür de dâhil olmak üzere birçok faktör etkiler. Gruplar arası erken dönem anılarının farklılıkları çocukluk amnezisi hakkında olası neden ve sonuçlar hakkında fikir verir. Aşağıda belirtilen bireysel farklılıklar, çocuk yetiştirme tarzları ve kültürel tarihin, ilk çocukluk anılarının çağrılmasında etkili olduğunu göstermektedir. Anlaşılacağı üzere çocukluk amnezisi ebeveynlik ve eğitim tarzıyla değişebilmekte yani sadece biyolojik nedenlere dayanmamaktadır.
Cinsiyet
Genellikle ilk hatıraların anımsanmasında cinsiyet farklılığı bulunmaktadır. Kadınlar erkeklerden daha erken hatıralarını hatırlayabilir. Annelerin kızlarıyla oğullarına kıyasla daha detaycı, değerlendirici ve duygusal anımsatıcı tarza sahip olmaları kadınların daha zengin bir çocukluk hafızasına sahip olmasının nedeni olabilmektedir. Bütün kültürlerde kadınlar erkeklere gore daha detaylı bir çocukluk hafızasına sahiptir ve kadınlar bu anılarda kendilerinden çok başkalarıyla ilgili detayları hatırlamaktadırlar. Bunun aksine erkekler çocukluk anılarında kendileri odaklı anıları hatırlarlar. Erkeklerin kadınlara göre kötü anılar hakkında bahsetmeye meyilli oldukları bulunmuştur. Yapılan bazı araştırmalara göre kadınlar daha travmatik anıları hatırlamaya meyilliyken, erkekler oyun anılarını hatırlamaya meyillidirler. Ayrıca ilk anımsanan anıların, erkekler için daha arkadaşlık odaklı iken kadınlar için daha çok nüfuz odaklı olduğu bulunmuştur.
Etnik köken, kültür ve toplum
MacDonald’ın bulgularına göre Çinli katılımcılar Yeni Zelandalı yerlilerine ve Avrupalı Yeni Zelandalılara göre daha geç erken dönem anılarına sahiptirler. Bu bulgu, ilk anı yaş ortalaması 6.1 olan kadınlara dayanmaktadır; Çinli kadınlar dünya genelinin aksine erkeklere göre daha geç anıları hatırlamaktadır. Tahminlere göre Çinlilerin erkek çocuklarına kızlara göre daha çok değer vermesinden dolayı onlara daha detaycı, değerlendirici ve duygusal anımsatıcı bir tavırla davranıyor olabilirler. Amerikan katılımcılar arasında ise siyahi kadınlar, siyahi erkekler ve beyaz kadınlara göre daha geç anılara sahiptirler. İlk anıların geç yaşlarda olmasından bağımsız olarak siyahi kadınlar kişisel deyenimlerinin küçük bir kısmını aktarmaya eğilimlidirler. Bu durum Afro-Amerikan kültüründe yetiştirilen kız çocuklarına karşı detaylı anılar yerine talimatların kullanmasından kaynaklanıyor olabilir. Korelilerin Amerikanlara oranla daha geç anılara sahip olmasının sebebi ise Asyalıların kollektivist bir toplum yapısına sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Yeni Zelandalılar ve Çinliler arasında bir yaş farklılığının olmaması bu teoriyi şüpheli kılmaktadır. Buna ek olarak, Afro-Amerikan nüfusu daha kollektivistik bir yapıya sahip olmasına rağmen kollektivistik olmayan toplumlarla karşılaştırıldığında daha geç ilk anılara sahip olmadıkları görülmüştür. Ayrıca Batı kültürlerinden katılımcıların Doğu kültüründenkilere oranla daha detaylı ve duygusal hikâyeler anlattıkları fark edilmiştir.
Yetişkin Yeni Zelanda yerlileri Avrupalı Yeni Zelandalılara ve Çinlilere göre daha erken anılar aktarmaktadır. Yeni Zelanda yerlilerinin geçmişindeki kültür vurgusu erken yaşlarda zamanın doğasını anlamada ve erken dönemdeki anıların geri çağrılmasında etkili olabilir. Ayrıca Yeni Zelanda yerlilerinin, Avrupalı Yeni Zelandalılara ve Çinlilere göre hafızalarının kaynağının aile geçmişi olduğunu belirtmeye eğilimlidirler.
Sonuçlar
Kişilik
İnsanların ilk anıları kişilik öz elliklerini yansıtmaktadır. Anılarını daha detaylı aktaran insanlar günlük hayatlarında açık olmaya ve diğerlerine çeşitli kişisel bilgilerini aktarmaya eğilimlidirler. Ilk anılar erkekler için arkadaşlık odaklı iken kadınlar için nüfuz odaklıdır.
Unutulan Anılar
Çocukluk anıları direkt olarak olay örgüsü şeklinde hatırlanmasa da dolaylı bir biçimde hatırlanabilir. İnsanlar otobiyografik olayları hatırlayabilecek düzeye gelmeden önce anılar ateşlenebilir ya da dolaylı olarak öğretilebilir. Bu en çok duygusal travmalar açısından önemlidir. Yetişkinler genellikle 3-4 yaşlarındaki olayları çağırabilir ve genellikle deneyimsel anıları çağırmaya yaklaşık olarak 4.7 yaşında başlarlar. Fakat, bazılarına göre travmatik olaylara ve tacize mahruz kalınmış bir çocukluk geçirenler çocukluk amnezisinin bitimi olarak 5-7 yaşlarını belirtmektedir. Bunun sebebi stresli anıların hafıza merkezine zarar vermesi olduğu ve büyük ihtimalle anı kurmayı engellediği düşünülmektedir. Ateşlemenin erken yaşlarda başlaması tacize maruz kalmış çocukların tacize tepki olarak dolaylı anılar oluşturmuş olabileceği ihtimalini artırmaktadır. Bu bastırılmış anıların insanları etkileyip etkilemediği ise psikolojide tartışmaya açık bir konudur.
Sahte Anılar
Çok sayıda yetişkin 2.5 yaşındaki anılarına sahiptir. Bu yaştan önceki anılarını aktaranlar ise genellikle kişisel anılarla, başka kaynaklardan öğrendikleri bilgileri birbirine karıştırmaktadır. 10 yaşından sonra yaşanan olaylar genellikle daha kolay bir şekilde doğru hatırlanmaktadır. Fakat 2 yaşına ait olan anılar sahte resimlerle ve anılarla karıştırılmaktadır. Erken çocukluk dönemi (2 yaş civarı) anıları sahte yönlendirmelere elverişlidir, bu da onların güvenilirliğini azaltmaktadır. Özellikle ciddi sonuçlara sebep olacaksa bu duruma şüpheyle yaklaşılmalıdır. Sahte bir olayın ayrıntılarını hayal etmek, sahte anılar üretmemize neden olabilir. Çalışmalar gösteriyor ki insanlar nadiren hayal ettikleri çocukluk anılarına hayal etmediklerine oranla daha çok inanmaya meyillidirler. Bu durum hayal gücü şişliğini ortaya çıkarmıştır ve bu da bir olayı nadiren hayal etmek, o olayı gerçek zannetmek için olası olabilir. Örneğin, kendilerinin doktorda çekilmiş bir fotoğrafı gösterilen insanlar bir sure sonra o fotoğrafla ilgili sahte anılar üretebilirler. Ayrıca, bu durum gösterir ki insanların mahkemelik olaylar hakkında dahi sahte anılar üretebilirler. Bu endişe Amerikan Psikoloji Birliği(APA)’ni, 2 yaşından önceki fiziksel ve cinsel istismar olayları konusunda şüpheci yaklaşılması gerektiği konusunda bilgilendirmede bulunmaya itmiştir. Fakat, Amerikan Psikoloji Birliği bu duruma suç olaylarının doğası nedeniyle tamamıyla güvenilmemesi gerektiğini de tavsiye etmektedir.
Önerilen açıklamalar
Freud’un travma teorisi
Sigmund Freud, insanların kişilik özelliklerinin erken çocukluk dönemlerinde yaşadıkları deneyimlerinin geliştirdiği libidodan kaynaklandığını savunmasıyla çok ünlüdür. Freud’un orijinalinde “Bastırılma Teorisi” olarak isimlendirdiği travma teorisi, çocukluk amnezisinin her çocuğun psikoseksüel gelişiminde yaşadığı travmatik olayı (örneğin: bakıcısı tarafından cinsel istismar) bastırmaya çalışmasından kaynaklandığını varsaymaktadır. Teoriye göre; çocuk kendi cinselliğini keşfetmeye takıntılıyken, hayatının ilk yıllarına ait anılarının çoğunluğunu bastırmaya çalışması buna yol açmıştır. Özellikle, Freud’un kendisi 1800'lerin sonunda bu teoriden vazgeçmiştir. Freud’un kendisine ait, çocukluk amnezisi hakkındaki açıklamalarını içeren freudyan teoride; bilimsel araştırmalar ve çoklu yorumlara açık olan gözlemler yerine, yaygın olarak anekdotlara dayalı kanıtları kullanması eleştirilmiştir.
“Freudyan psikoseksüel teori” acımasızca çürütülürken, bazı içe bakış çalışmaları, çocukluktaki duygusal istismarın hafıza üstündeki etkisini göstermektedir. Duygusal travmanın etkisi ve çocukluk amnezisinin açıklaması göstermiştir ki; stresli deneyimler hafızanın bozulmasına ayrıca hipokampüs ve amigdala gibi hafıza sisteminin merkezi bölgelerinde zararlar oluşmasına sebep olabilmektedir. Çocukluğunda istismar veya travmaya maruz kalmış yetişkinler, kendi anılarını genel popülasyondan 2-3 yıl sonra şekillendirir. Ayrıca, bu yetişkinler travma yaşamamış bireylere oranla önemli ölçüde görsel, resimli ve yüzle alakalı hafızalarını saklama ve geri çağırmada problemler yaşarlar. Bu belirtiler, travmanın, erken dönemdeki çocukluk anılarınıın oluşumunu bozduğunu ima eder ama Freud’un bastırma teorisi için gerekli kanıtı vermez.
Duygu
Amigdala (beynimizin duygu ve anıların duygusal içeriğinden sorumlu kısmı) ve hipokampüs (beynimizin otobiyografik hafızadan sorumlu bölümü) genellikle birbirlerinden bağımsızlardır fakat duygular ve amigdalanın da, özellikle hipokampüsün bağlantılı olduğu anıların oluşumunda rol aldıkları bilinir. Araştırmalar ortaya çıkarmıştır ki; çocukluk döneminin sonrasında oluşan anılar, önce oluşanlara göre daha önerimsel ve duygusaldır ayrıca anlamlılık ve kuvvetlilik oranı yüksektir. Duygusal yaklaşım; bebeklik ve yetişkinlik anılarının farklılığının çocukluk amnezisine sebep olduğunu savunur. Her ne kadar yüksek duygusal olaylar güvenilir geri çağrımları canlandırabilir ve geliştirebilirse de bu konu hala tartışmalıdır.
Bazı çalışmalar, duygusal deneyimlerin daha hızlı geri çağrım zamanı ile bağlantılı olduğunu keşfetmiş ve duygusal olayların hafızamızda yer edinmesinin daha kolay olduğunu göstermiştir. Eğer olay özellikle şaşırtıcı ise, beynimiz tarafından ilk işleme alınan olaylardan olur ve bunun sebebini de büyük oranda evrimsel sebeplere bağlarlar. Evrimsel teori, eğer geçmiş olay korkutucu veya üzücü ise veya olay bir kişinin varlığı için tehlikeliyse, kişi benzer durumun gelecekte olmasından kaçınma yatkınlığı gösterdiğini savunur. Buna ek olarak, çok önemli olaylar, büyük etkiler yaratır ve tekrarlandıkça hafızaya alınışı kolaylaşır.
Çeşitli bulgulara göre; hastaneye yatırılma ve kardeşin doğumu gibi olaylar belki de çok duygusal anılar oldukları için çocukluk anmezisi ile bağlantılıdır. Fakat görünüşte duygusal anılar, aile bireylerinden birinin ölümü ya da taşınması gibi olaylar çocukluk amnezisine etki etmez, bunun sebebi de çocuk için çok anlamlı olmaması olabilir. Bu yüzden bazı anılar diğer anılara göre erken çocukluk dönemi için hatırlanmaya daha uygundur. Bu da çok duygusal anıların duygusal olmayan anılara göre daha çabuk kodlandığı ve geri çağrıldığı sonucunu destekler.
Nörolojik
Çocukluk amnezisi için bir olası açıklama da; uzun dönem veya otobiyografik hafıza oluşumundan sorumlu beyin bölgesinin bebeklerde gelişmemesidir. Hipokampüs ve alın korteksi hafızanın nöroanatomisi için iki anahtar yapıdır ve bu yapı 3-4 yaşlarına kadar gelişmez. Bu yapılar otobiyografik hafızanın oluşumunda etkili olması ile bilinir.
Fizyolojik yaklaşım, hafızasını yitirmiş ve hipokampüsü zarar görmüş diğer insanların hafızaları hakkında destekleyici bulgular gösterir. Bu insanlar etkili bir geçmiş anıları saklama ve geri çağırma işlemi gerçekleştiremeseler de hala bilişsel ve algısal becerilerini sergileyebilir, yeni bilgiler öğrenebilirler. Hippokampüsü içeren medyal şakak lobu (Medial Temporal Lobe/MTL)’nun gelişimi erken çocukluk dönemindeki anıların oluşturulması ve sürdürülmesinde özelleşmiştir.
Nörolojik açıklama çok genç çocukların hafızalarındaki boşluklar için açıklamalar yapmış olmasına rağmen, çocukluk amnezisi hakkında tam bir açıklama yapamamıştır çünkü 4 yaşından sonra da hafızalarda hatalar görülmüştür. Ayrıca hata yaşadıklarını belirten çocuklar daha önce çocukluk amnezisi göstermeyen çocuklardır. Çocuklar 2 yaşından 3 yaşına geçerken, kendileri daha 1-2 yaşlarındayken olan olayları hatırladıkları gözlemlenmiştir. Çocukların 3 yaşlarındayken hayatlarının daha erken dönemlerindeki anıları çağırabilmelerinin keşfi çocukların bütün gerekli nörolojik yapılarının yerinde olduğunu göstermiştir.
Serebral yarımkürelerin içindeki farklı bağlantıların, insanların hayatındaki çok erken periyodlarda oluşmuş olayları hatırlamalarında etkili olduklarına inanılmasına rağmen. Çocukların her iki elini de kullanma ve iki yönlü sekmeli göz hareketi (bilateral saccadic eye movement) gibi kabiliyetlerinin gelişmesi çocukluk amnezisinin erken yaşta son bulmasıyla ilişkilendirilmektedir, bunun sonucunda ise beynin iki lobu arasındaki bağlantı ile erken dönem hafızasının artmasının birbiriyle ilişkili olduğu bulunmuştur.
Nörobiyolojik
Hayvan modelleri kullanarak çocukların sinirsel alt katmanlarında yapılan çalışmalarda, büyük kısıtlayıcı sinir iletici Gamma-Amino Butyric Acid (GABA)’in yetişkinlerde, çocukluk anılarının geri çağırımında baskıcı bir etkisi olabileceği bulunmuştur. GABA’nın aktiviteleri sadece hayvanlarda değil, insanlarda da çocukluk döneminde yetişkinliğe oranla daha fazladır. Araştırmacılar GABA aktivitelerindeki gelişimin artmasının, hayatın sonraki zamanlarında anıların geri çağılımında etkisi olduğu hipotezini savunmuşlardır. Hayvanlarla yapılan eski araştırmalar GABA’nın çocukluktaki korku anılarını unutmaya yardımcı olduğunu ve belki genel çocukluk anılarının geri çağrılma mekanizmasında düzenleyici olduğunu göstermiştir. İlginç olan ise bu durumun insanlarda da görülebileceğidir. Benzodiazepines, GABA’nın etkisini arttıran bir psikiyatrik ilaçtır ve benzodiazepines’in ileriye dönük amnezi oluşumuna sebep olduğu veya ilaç alınımından sonra anıların kodlanmasında hatalar oluşturduğu bilinmektedir. Benzodiazepines alan denekler, ilaç almayanlara göre öğrenme ve hafıza testlerinde daha düşük sonuçlar almışlardır.
Önceden, hücre doğumu veya nöronların üretiminin bireyin gelişimden sonra durduğu varsayılıyordu. Fakat son bulgular, erken çocukluk döneminde hipokampüsteki yüksek seviye hücre doğumunun, yetişkinlikte azaldığını ama yavaş da olsa hala devam ettiğini ortaya çıkarmıştır. Bilindiği üzere hipokampüs hafıza oluşumunda hayati öneme sahiptir, bu yüzden çocukluk amnezisi üzerine yapılan çıkarımlar bu bölge üzerindedir. İlginç biçimde, hayvan çalışmaları göstermiştir ki yüksek hücre oluşumunun olduğu yaş, kalıcı anıların en az ihtimalle oluşturulduğu yaştır. Araştırmalar hippokompal hücre doğumu, anıların oluşumunu çözündürdüğünü ileri sürmüştür. Anıların çözünürlüğü, yeni ve daha önceden olan nöronların arasındaki artan rekabetten dolayı, daha önceden olan hafıza döngüsündeki sinapsların yer değiştirmesi tarafından takip edilebilir. Bu teori hücre oluşumu arttıkça unutma oranı artan bir fare modeli deneyi ile desteklenmiştir. Ek olarak, yeni anı oluşumundan sonra azalan hücre doğumunun sonucunda unutma oranında da azalma görülmüştür.
Gelişimsel
Bilişsel benlik gelişiminin aynı zamanda erken dönem anılarının oluşumunda ve saklanmasında güçlü bir etki yarattığı düşünülür. Yeni yürümeye başlayan çocuğun büyümesi gibi, gelişen benlik duyuları sayesinde, biricik karakteristiğini, kendini diğer insanlardan ayıran bireysel duygu ve düşüncelerini fark eder. Çocuklar tıpkı benlik bilinci kazanması gibi, eski anıları geri çağırma ve otobiyografik deneyimlerini organize etmeye başlar. Bu durum ayrıca çocuğun kendi inanış, bilgi ve düşüncelerine başka kimsenin erişemeyeceğini kabul ettiği zihin kuramı olarak da bilinir.
Gelişimsel açıklama, çocukların anlamsal bilgileri anlamada iyi; fakat otobiyografik benliklerini yarattıkları geçmiş ve şimdiki olayları birleştirerek geri çağırmada eksik olduklarını ileri sürmüştür. Çocuklar bireysel insan varlığının farkındalığını geliştirene kadar, zaman üzerinde devam eden bir algı oluşturamazlar. Bazı araştırmalar 3 yaşındaki çocukların hala konseptleri kavramakta zorluk çekerlerken, 4-5 yaşlarındaki çocuklarda bu konseptlerin oluştuğunu gösterir, çocuklar bu zamanda eski olayların şimdiyi etkileyebileceğini anlayabilir.
Geçmiş ve gelecek algısı arasındaki bağlantı, zamanın devamlı olduğu algısına ve devamlı bir benlik oluşumuna sebep olur. Bu durum da çocukların yetişkinlerle konuşmaları için anılarının oluşumuna yardımcı olur. Yetişkinler, çocuklara onların kişisel geçmişlerini ve benliklerini oluşturmaları için anılarını kodlamada, çocukların deneyimlerini tekrar ve detaylandırma ile yardım eder.
Dil
Çocuklarda dil gelişiminin tamamlanmamasının, çocukluk amnezisinde çocukların otobiyografik anılarını kodlamak için dil yeterliliklerinin olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Erken çocukluk dönemi (3-4 yaş) ve çocuklardaki dil gelişimi arasında çocukluk anılarının kaydedilmesi bakımından direkt bir ilişki görülür. İyi derecede dil yeteneği gösteren çocuklarda sözel ve sözel olmayan anı testlerinin, düşük dil yeteneği olan çocuklara oranla daha iyi yerine getirdiği görülmüştür. Eğer çocukların dil yeterliliği yoksa bebeklik anılarını tanımlamada yetersiz kalırlar çünkü anılarını açıklayabilecekleri kelimeleri ve bilgileri yoktur. Çocuklar ve yetişkinler genellikle hızlı dil gelişimlerinin olduğu 3-4 yaşlarındaki anıları hatırlarlar. Dil gelişiminden sonra, çocuklar genellikle sözel dönem öncesi anılarını akıllarında tutarlar ve anılarını aktarmak için semboller kullanırlar. Bu yüzden, dil aktif şekilde kullanılmaya başlandığı zaman, anılar da aktif bir şekilde tanımlanmaya başlar. Çocukların anılarının içerikleri yetişkinlerden ve bebeklerden farklıdır çünkü bebeklik dönemi boyunca dil gelişimi olmamıştır.
Dil, çocuklara kişisel geçmiş ve şimdiki deneyimlerini organize etme ve anılarını başka insanlarla paylaşma imkânı verir. Bu diyalog değişimi çocuklara, kendi kişisel geçmişlerinin farkına vararak kendi bilişsel benlikleri ve eski aktivitelerin şimdiyi nasıl etkilediği hakkında düşünmeleri için teşvik etmektedir. Birçok çalışma göstermiştir ki çocuklarla olaylar hakkında yapılan basit görüşmeler, anıların daha kolay hatırlanmasına yardımcı olur. Ayrıca otobiyografik bilgi saklanmasında, çocuklarla yapılan görüşmelerin içeriğinin hatırlamaya etkisinin önemi hakkında da çalışma yapılmıştır. Bu çalışma cinsiyet ve kültürel farklılıklar konusunda çıkarımlarda bulunmamızı sağlar. Otobiyografik hafıza ailelerin çocukları ile konuşması ve onları olayların neden oluştuğu hakkında düşünmeye sevk etmesi ile başlar. Anıların konuşulması, çocukların hafıza sistemlerinde genel ve özel olayları kategori etmelerine olanak sağlar.
Sosyo-kültürel gelişim bakış açısı, dil ve kültürün çocukların otobiyografik anı gelişiminde ortak rolleri olduğunu söyler. Bu teori çocukları ile onların anıları hakkında detaylı ve uzun görüşme yapan ve görüşme yapmayan aileler arasındaki farka odaklanır. Ailesi ile uzun ve detaylı görüşmeler yapan çocukların, yapmayanlara oranla daha fazla sayıda anılarını hatırladıklarını rapor etmiştir. Anıların geniş detaylarla tanımlanmasının kültürel farklılıklardan kaynaklandığı çıkarımı yapılır.
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j k l m n Robinson-Riegler; Robinson-Riegler, Bridget; Gregory (2012).Cognitive Psychology: Applying the Science of the Mind (Third ed.). 75 Arlington Street, Suite 300, Boston, MA: Pearson Education Inc. as Allyn & Bacon. pp. 272–276; 295–296; 339–346. ISBN .
- ^ Handbook of Child Psychology and Developmental Science, Cognitive Processes (İngilizce). John Wiley & Sons. 31 Mart 2015. ISBN .
- ^ a b Clevelend, E.; Reese, E. (2008). "Children Remember Early Childhood: Long-term recall across the offset of childhood amnesia.". Applied Cognitive Psychology 22 (1): 127–142. doi:10.1002/acp.1359
- ^ a b Tustin, Karen; Hayne, Harlene (1 January 2010). "Defining the boundary: Age-related changes in childhood amnesia.". Developmental Psychology 46 (5): 1049–1061.doi:10.1037/a0020105
- ^ . 14 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016.
- ^ Bauer, P (2004). "Oh where, oh where have those early memories gone? A developmental perspective on childhood amnesia". Psychological Science Agenda 18 (12).
- ^ a b c d e f g Jack, F.; Hayne, H. (August 2007). "Eliciting adults' earliest memories: does it matter how we ask the question?". Memory (Hove, England) 15 (6): 647–63. doi:10.1080/09658210701467087. PMID 17654279.
- ^ Hall, GS (1904). Adolescence. New York: D. Appleton and Company. ISBN 0-13-00863
- ^ a b Freud, Sigmund (1910). "II". Three Contributions to the Sexual Theory. New York: The Journal of Nervous and Mental Disease Publishing Company.
- ^ a b Freud, Sigmund (1953). Three essays on the theory of sexuality. London: Hogarth Press.
- ^ a b Bauer, Patricia J.; Burch, Melissa M.; Scholin, Sarah E.; Güler, O. Evren (2007). "Using Cue words to Investigate the Distribution of Autobiographical Memories in Childhood". Psychological Science 18 (10): 910–916.
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 5 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2020.
- ^ Morrison, C.M; Conway, M. A. (2010). "First Words and First Memories". Cognition 116 (1): 23–32. doi:10.1016/j.cognition.2010.03.011
- ^ Bauer J. P., Larkina M. (2013). "Childhood Amnesia in the Making: Different Distributions of Autobiographical Memories in Children and Adults". Journal of Experimental Psychology: General 143: 597–611. doi:10.1037/a0033307
- ^ Collier, R. C., & Cuevas, K. (2008). Infant memory. In Collier, R. C., & Cuevas, K. (Eds.) Learning and Memory: A Comprehensive Reference 2, 687-714, doi:10.1016/B978-012370509-9.00154-6
- ^ Hamilton, J. (2014, April 8). The forgotten childhood: Why early memories fade. Retrieved from http://www.npr.org/sections/health-shots/2014/04/08/299189442/the-forgotten-childhood-why-early-memories-fade 3 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Rubin, DC (July 2000). "The distribution of early childhood memories.". Memory (Hove, England) 8 (4): 265–9. doi:10.1080/096582100406810. PMID 10932795.
- ^ a b Jack, F.; Hayne, H. (August 2007). "Eliciting adults' earliest memories: does it matter how we ask the question?". Memory (Hove, England) 15 (6): 647–63.doi:10.1080/09658210701467087. PMID 17654279 20 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016.
- ^ a b West, T; Bauer, P. (1999). "Assumptions of Infantile Amnesia: Are There Differences Between Early and Later Memories?". Memory 7 (3): 257–278.doi:10.1080/096582199387913. PMID 10659077 26 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ a b c Fivush, R.; Gray, J. T.; Fromhoff, F. A. (1987). "Two-year-olds talk about the past".Cognitive Development 2 (4): 393–409. doi:10.1016/S0885-2014(87)80015-1.
- ^ a b c d e Newcombe, N; Drummey A; Fox N; Lai E; Ottinger-Alberts W (2000). "embering Early Childhood: How Much, How, and Why (or Why Not)". Current Directions in Psychological Science 9 (2): 55–58. doi:10.1111/1467-8721.00060
- ^ Bruce, D; Wilcox-O'hearn, L.; Robinson, J.A.; PHillips-Grant, K.; Francis, L.; Smith, M.C. (2005). "Fragment Memories Mark the End of Childhood Amnesia". Memory & Cognition 33(4): 567–576. doi:10.3758/bf03195324. PMID 16248322 28 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Jack, Fiona; Hayne, Harlene (Ağustos 2007). "Eliciting adults' earliest memories: Does it matter how we ask the question?". Memory (İngilizce). 15 (6): 647-663. doi:10.1080/09658210701467087. ISSN 0965-8211.
- ^ Bauer, P (April 2006). "Constructing a past in infancy: A neuro-developmental account".Trends in Cognitive Sciences 10 (4): 175–181.
- ^ a b Bauer, P (2004). "Oh where, oh where have those early memories gone? A developmental perspective on childhood amnesia" 7 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Psychological Science Agenda 18(12)
- ^ a b Simcock, Gabrielle; Hayne, Harlene (April 2000). "Age-related changes in verbal and nonverbal memory during early childhood.". Psychological Science 9 (2): 55–58.
- ^ a b Bauer, Patricia; Jennifer Wenner; Patricia Dropik; Sandi Wewerka (August 2000). "Parameters of remembering and forgetting in the transition from infancy to early childhood". Monographs of the Society for Research in Child Development 65 (4): v–204.
- ^ a b Hayne, Harlene; Simcock, G. (2002). "Breaking the barrier? Children fail to translate their preverbal memories into language". Psychological Science 13 (3): 225–231.doi:10.1111/1467-9280.00442. PMID 12009042 10 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ a b c d Peterson, C.; Grant, V.; Bolvand, L. (August 2005). "Childhood amnesia in children and adolescents: Their earliest memories". Memory 13 (6): 622–637.doi:10.1080/09658210444000278.
- ^ a b Van Abbema, D.; Bauer, P. (November 2005). "Autobiographical memory in middle childhood: Recollections of the recent and distant past". Memory 13 (8): 829–845.doi:10.1080/09658210444000430.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016.
- ^ http://www.e-psikiyatri.com/anilar- beyinden-zamanla- siliniyor-mu- 26788
- ^ a b Feigley, D. A.; Spear, N. E. (1970-12-01). "Effect of age and punishment condition on long-term retention by the rat of active- and passive-avoidance learning". Journal of Comparative and Physiological Psychology 73 (3): 515–526. doi:10.1037/h0030234.ISSN 0021-9940. PMID 5514687.
- ^ Greco, Carolyn; Rovee-Collier, Carolyn; Hayne, Harlene; Griesler, Pamela; Earley, Linda (1986-10-01). "Ontogeny of early event memory: I. Forgetting and retrieval by 2- and 3-month-olds". Infant Behavior and Development 9 (4): 441–460. doi:10.1016/0163-6383(86)90017-2.
- ^ Gutchess, Angela H.; Indeck, Allie (2009-01-01). Chiao, Joan Y., ed. Cultural influences on memory. Cultural Neuroscience: Cultural Influences on Brain Function 178. Elsevier. pp. 137–150. doi:10.1016/s0079-6123(09)17809-3
- ^ Kingo, Osman S.; Berntsen, Dorthe; Krøjgaard, Peter. "Adults’ earliest memories as a function of age, gender, and education in a large stratified sample.". Psychology and Aging 28 (3): 646–653. doi:10.1037/a0031356
- ^ a b c d e f g h i MacDonald, S; Uesiliana K; Hayne H (2000). "Cross-cultural and gender differences in childhood amnesia" (pdf). Memory 8 (6): 365–376.doi:10.1080/09658210050156822. PMID 11145068
- ^ a b Fivush, R.; Nelson, K. (September 2004). "Culture and Language in the Emergence of Autobiographical Memory". Psychological Science 15 (9): 573–577. doi:10.1111/j.0956-7976.2004.00722.x
- ^ a b c d e Fizgerald, J (September 2010). "Culture, Gender, and the First Memories of Black and White American Students". Memory & Cognition 38 (6): 785–796.doi:10.3758/MC.38.6.785.
- ^ a b c (1983). "Early Recollections as Predictors of Self Disclosure and Interpersonal Style". Journal of Individual Psychology 39: 92–98.
- ^ (1980). "The first memory as a predictor of personality traits". Journal of Individual Psychology 36 (2): 136–149.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Haziran 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ekim 2020.
- ^ a b c d e f
- ^ Eacott, M. J.; Crawley, R. A. (1998). "The offset of childhood amnesia: memory for events that occurred before age 3". The Journal of Experimental Psychology: General 127(1): 22–33. doi:10.1037/0096-3445.127.1.22. ISSN 0096-3445. PMID 9503650.
- ^ a b c d Strange, D; Wade, K.; Hayne, H. (2008). "Creating False memories for Events that Occurred Before Versus After the Offset of Childhood Amnesia". Memory 16 (5): 475–484.doi:10.1080/09658210802059049
- ^ Garry, M; Loftus, E.; Manning, C.; Sherman, S. (1996). "Imagination Inflation: Imagining a childhood event inflates confidence that it occurred". Psychonomic Bulletin & Review 3(2): 208–214. doi:10.3758/BF03212420
- ^ Wade, K; Garry, M.; Read, D.; Lindsay, S. (2002). "A picture is worth a thousand lies: Using false photographs to create false childhood memories". Psychonomic Bulletin & Review 9 (2): 597–603. doi:10.3758/BF03196318
- ^ a b
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^ a b c d
- ^ a b
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^ a b
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Cocukluk amnezisi bellek yitimi hafiza kaybi ayni zamanda bebeklik amnezisi yani unutkanlik olarak da bilinir Yetiskinlerin 2 4 yasina kadar olan donemde olaysal belleklerinde bulunan belirli anilarinin zamanini mekanini yasadigi duyguyu ve kimle nasil nerede oldugunu hatirlayamamalaridir Bunun yani sira 10 yasindan onceki surecte de olmasi gerekenden daha az aniya sahip olmalari beklenir Ayni zamanda bilissel benlik gelisiminin de kodlama ve ilk anilarin saklanmasi uzerinde etkisi oldugu dusunulur Arastirmalara gore cocuklar 1 yasindan once olusan anilarini hatirlayabilir fakat buyudukce ve yaslanmaya basladikca bu anilarin hatirlanma orani azalmaya baslar Cocukluk amnezisi psikologlar tarafindan farkli sekillerde tanimlanmistir Bazilarina gore ilk anilarin hatirlanmaya baslandigi 2 8 yas araliginda olusan anilari kodlama saklama ve geri alma sirasinda olusan degisikliklerin cocukluk amnezisi icin cok onemli oldugu dusunulur Bu bellek yitiminin nedenleri konusunda baslica uc teori ortaya atilmistir Psikanalistler bunun bastirmadan kaynaklandigini ileri surerken bilissel psikologlar dilin gelismesiyle birlikte bellek kodlamada ortaya cikan degisikliklerin bu ilk anilarin bellek izlerini canlandirmayi imkansiz kildigini noro psikologlar ise uzun sureli bellek icin gerekli sinir mekanizmalarinin bu ilk yillarda islevsel anlamda yeterince olgunlasmamis olabilecegini savunmaktadir Cocukluk amnezisi ozellikle sahte ani durumlarinda ve beynin erken yaslardaki gelisimi acisindan dikkate alinmalidir Cocukluk amnezisi icin onerilen aciklamalar Freud un delillerle desteklenmeyen ve genellikle guvenilmeyen travma teorisi norolojik gelisim bilissel benlik gelisimi duygu gelisimi ve dil gelisimidir TarihCocukluk amnezisi kavrami resmi olarak ilk kez 1893 yilinda psikolog Caroline Miles in makalesinde yer almistir Kavramin ortaya atilisindan 5 yil sonra yapilan arastirmada katilimcilarin cogunlugunun animsadiklari ilk anilarinin 2 ve 4 yaslari arasinda oldugu belirtilmistir G Stanley Hall 1904 yilinda paylastigi Adolescence Its Psychology and Its Relations to Physiology Anthropology Sociology Sex Crime Religion and Education kitabinda cocukluk amnezisi kavramina yer vermistir Bunun yani sira 1910 yilinda Sigmund Freud cocukluk amnezisi konusunda gelecekte cok tartisilacak tanim ve aciklamalari yapmistir Psikoanalitik teoriden hareketle erken yastaki yasantilarimizin uygunsuz cinsel iceriklerinden dolayi bastirildigi varsayimini one surmustur Sigmund Freud cocukluk amnezisinin kendisinin yetiskin hastalarinda gordugu histerik amnezi ya da bastirma duygusunun bir oncusu oldugu fikrini savunmustur Hastalarindan hayatlarinda hatirladiklari ilk anilarini geri cagirmalarini istediginde hastalarinin 6 8 yas oncesindeki olaylari hatirlamakta gucluk cektiklerini gormustur Freud cocukluk amnezisi kavramini kendisinin adli kitabinda ele almistir 1972 yilinda Camphell ve Spear cocukluk amnezisi hakkinda paylastiklari ufuk acici arastirmada cocukluk amnezisi kavramini norolojik ve davranissal acidan hem insan hem de hayvan modelleri kullanarak anlamaya calismis ve yeniden ozetlemistir Geri alma metodlariKullanilan geri alma metodu neyin geri alinabilecegi konusunda etkiye sahiptir Ozellikle unutulan belli bir olay hatirlanmaya calisilirken daha genel bilgiler verilmesi ya da akla gelen ilk aninin anlatilmasinin istenmesi gibi farkli ipuclarinin kullanilmasi alinan sonucu degistirmektedir Ipucuyla hatirlama Yapilan bircok arastirmada anilarin geri cagrilmasi icin ipucuyla hatirlama metodu kullanilir Temel olarak arastirmaci katilimciya bir kelime verir ve katilimci bu kelimeyle iliskilendirdigi ilk anisini anlatir Bu metot genellikle yaklasik olarak 3 5 yaslarinin daha kolay hatirlanacagini varsayar fakat degisiklik de gosterebilir Ayni zamanda bu metot icin bircok itiraz da bulunmaktadir Ipucuyla hatirlama surecinde bir ani ipucu olarak verilen kelime basina kaydedilir bu yuzden bu hatirlanan aninin kisinin hayatindaki ilk anisi ya da o an aklina gelen ilk ani olup olmadigini anlamak zor olabilir Eger arastirmaci kisilerden verilen ipucuyla iliskili olarak ozellikle cocukluk anilarini ya da ilk anilarini hatirlamalarini istediyse hatirlanan aninin yas araligi genellikle 2 8 yas arasindadir Bu olcme sekli kullanilarak ipucuyla geri alma yontemi sadece kelimenin kisilere soylenmesinden aylar sonra tekrar hatirlanmasi durumlarinda kullanislidir Bauer ve Larkina tarafindan 2013 yilinda yapilan calismada katilimci olan cocuklara ve yetiskinlere gosterilen kelime ile ilgili kisisel bir anilarini belirtmeleri ve sonrasinda bunun olustugu ilk zamani soylemeleri istenerek ipucuyla geri alma metodu kullanilmistir Bu arastirma sonucunda daha kucuk yastaki cocuklarin daha fazla ipucuna ihtiyac duyduklari saptanmistir Fakat hem cocuklarda hem de yetiskin bireylerde hayatlarindaki cagirabildikleri ilk anilarinin 3 yas civarinda oldugu belirlenmistir Bu duruma 3 yas oncesindeki anilarin sozsel olmayan ipuclariyla kodlanmasi fakat 3 yas sonrasindaki anilarin daha cok sozel ipuclari iceren anilarla kodlanmis olmasi neden olabilir Sozel olmayan ipuclariyla kaydedilmis anilarin aradan yillar gectikten sonra sozel ipuclariyla geri alinmaya calisilmasi bu konudaki basarisizligin temeli olarak nitelendirilmektedir Serbest hatirlama Serbest hatirlama bellegin psikolojik calismasi icerisinde belirli bir yaklasimla ilgilidir Bu yaklasimda katilimcilar belirli bir denemede bir oge listesine odaklanir ve ardindan katilimcilardan aralarinda belli bir sira olmaksizin bu kelimelerin hatirlamasi istenir Cocukluk amnezisi ile ilgili olarak serbest hatirlama metodu arastirmacilarin kisilerin hatirlayabildikleri ilk anilarini arastirmasi ve bu surecte kendilerinin yanitlarinin serbest olmasina imkan verilmesidir Serbest hatirlama ve ipucu gostererek hatirlama metotlari kullanilarak yapilan kisilerin olusturduklari ilk anilari geri alma denemelerinde anilari geri alma miktari acisindan anlamli bir fark bulunmamaktadir fakat serbest hatirlamanin buyuk faydalarindan biri de daha erken yaslardan anilar ortaya cikarabilecek her sorunun cevaplanabilmesidir Carole Peterson a gore cocukluk amnezisine direnebilen ve oncu bir isaret ya da yemleme olmaksizin cocuklugumuzdan hatirladigimiz one cikan anilarimiz genellikle fazlaca duygu icerenler ve yer zaman sonuc iliskisi icerisinde tutarli gorunenlerdir Ayrintili geri alma Bu metotta katilimcilardan belirlenmis bir yastan once erisebildikleri tum anilarini kaydetmeleri istenir Serbest cagrisim metoduyla benzer olarak bu metot katilimcilarin belli bir ipucu olmaksizin ortaya cikardigi anilarina dayanir Ayrintili hatirlama metodu diger iki metotla karsilastirildiginda oncu cocukluktan geri alinilabilen anilarin miktari hakkinda daha fazla fikir saglar Fakat bu surecte katilimcilardan beklenenler fazlaca caba gerektiren durumlar olabilir cunku katilimcilar bu surec icerisindeyken cocukluklarindaki olaylari hatirlayabilmek icin cok fazla zaman harcarlar Yapilan arastirmalarda ipucuyla geri alma karsilikli soylesi ya da ayrintili geri alma metotlari arasinda dikkate deger bir farklilik bulunmamistir Erisilebilir ve erisilemez aniKisinin geri cagirabilecegi cocukluk anisi miktari bircok faktore baglidir Yasanan olayla ilgili hissettikleri olayin yasandigi yas olayin hatirlanmasi istenen yas bu faktorlerden bazilaridir Insanlar cocukluk anilarini hatirlayamamalarinin onlari unutmalarindan kaynaklandigini dusunseler de anilarin erisilebilirligi ve kullanilabilirligi arasinda farklar vardir Anilarin kullanilabilirliginde anilar dokunulmamis ve bozulmamis ayni zamanda da ani hafizasinda depolanmistir Anilarin erisilebilirligi ise icinde bulunulan durumda kisinin aniyi geri cagirabilmesi durumudur Boyle olunca ulasilamayan bircok kullanilabilir ani olsa bile herhangi bir zamanda verilen ipuclari anilarin erisilebilirligini etkileyebilir Ayni zamanda bazi arastirmalar insanlarin ilk anilarinin 3 ya da 4 yasindan once bile hatirlandigini gostermektedir J A Usher ve Neisser 1993 yilinda yaptiklari arastirmada bazi olaylarin ornegin kardesinin dogmasi ve hastane hazirliklarinin yapilmasinin kisi 2 yasinda olsa bile hatirladigini soylemislerdir Fakat arastirmalarinin sonucunda elde edilen bu tip anilar olaysal bellegin gercek bir belirleyicisi olmayabilir Bunlara karsilik alternatif bir hipotez olarak da bu belirgin anilar bilgiye dayali tahminin genel bilgilerin ne olmasi gerektiginin ya da 2 yasindan sonra elde edilen dis bilgilerin sonucu olabilir West ve Bauer in arastirmalarina gore ilk anilar sonraki anilara gore daha az duygusal tatmin kisisel anlamlandirma ozellik ya da yogunluk icerirler Ayni zamanda daha eski anilar perspektif acisindan buyuk farkliliklar gostermezler Fakat belirli hayati olaylar diger anilara oranla daha net ve oncelikli anilar olabilirler Yetiskinler cocukluk donemindeki kisisel olaylari hatirlamayi geneli ilgilendiren olaylari hatirlamaya kiyasla daha kolay bulurlar Ornegin cocukken ayni yil iceresinde aldigin kopekle gorunen gunes tutulmasi olaylarinda kopek aldigin olayi daha cabuk hatirlanir cunku kisisel bir olaydir Psikologlar yetiskinlerin hatirlayabildikleri ilk anilarin yaslari uzerine tartismaktadirlar Bugune kadar tahmin edilen yas 2 ve 6 veya 2 ve 8 yas araligindadir Bazi arastirmalara gore 4 yasin altindaki cocuklar durumsal ve konusal olarak zengin anilar olusturamazlar Daha fazla kanita ihtiyac olunmasina ragmen erken cocukluk donemindeki goreceli olaysal bellek eksikligi prefrontal korteksin gelismesiyle ilgili olabilir Arastirmalara gore yetiskinler parca parca olan anilarina ulasabilmekte ve olaylarla ilgili anilarin diger anilarina oranla daha sonra hatirlamaktadirlar Benzer bir arastirma da kisisel animsama ve bilinen olaylar arasinda fark oldugunu gostermistir Bilinen anilar yaklasik olarak 4 7 yaslarindayken kisisel animsamalara gore degisebilir Anilarin solmasi zayiflamasiCocuklar yetiskinlerin anilari geri cagirabilecekleri yasin daha oncesinde ani olusturmaya baslarlar Kodlama ve depolama sureclerinin etkin olma durumu daha buyuk yaslardaki cocuklarin daha cok hatirlamasina olanak verirken ayni zamanda daha kucuk yaslardaki cocuklarda da buyuk bir ani kapasitesine sahip olmalarini saglar 4 yasindan kucuk cocuklarin olan olaylarin sirasini objeleri uretmek icin kullanilan nesneleri ve eylemlerin hangi sirayla ortaya ciktigini hatirlayabilmesi de otobiyografik hafiza icin gerekli oncullere sahip oldugunu gostermektedir Cocuklarda 2 yasindan onceki olaylari eksiksiz olarak geri alma orani 50 iken yetiskinler de bu oran neredeyse 0 dir 2 yasindan kucuk cocuklarin anilarini birkac hafta sonra geri alabiliyor olmasi bu anilarin diger anilara oranla daha kalici hale gelebilmesini ve neden bazi insanlarin bu kadar kucuk yastaki anilara sahip oldugunu aciklayabilir Ayni zamanda cocuklar henuz karsilastiklari olaylari olgulari veya nesneleri tanimlayacak kelime bilgisine sahip olmadan once yasadiklari olaylari geri alabilme kabiliyetine sahipken yetiskinler bunu yapamazlar Bunun gibi bulgular insanlarin onceki erisilebilir anilarini ne zaman ve nasil kaybettiginin arastirilmasina onculuk eder Bazi arastirmalara gore cocuklar buyudukce ve yaslanmaya basladikca dil gelisimi oncesi donemdeki anilarini geri cagirma kabiliyetlerini kaybeder Bunun bir aciklamasi olarak dil becerileri gelistikten sonra sozlu olarak kodlanmayan anilarin zihinde kaybolmaya basladigi savunulur Bu teori ayni zamanda bircok insanin ilk anilarinin neden parcalara ayrilmis oldugunu aciklar cunku sozsuz bilesenler kaybolur Ancak aksi bulgular gosteriyor ki 6 9 yas arasindaki cocuklar daha kucuk yaslarda yasadiklari olaylarda ilgili daha fazla miktarda dogru ve kesin detay anlatabilmislerdir ve 6 9 yas arasindaki cocuklar cok daha erken cocukluk donemindeki erisilebilir sozlu anilara sahip olma egilimindedir Cocuklarda artan erken donem anilarini hatirlayabilme kabiliyeti cift haneli yaslara ulasana kadar solmaya baslamaz 11 yasina geldikleri zaman cocuklar genc yetiskinlik seviyesinde cocukluk amnezisi sergilemeye baslarlar Bu bulgular ergen beyninin bazi yonlerinin ya da ergenlikteki norobiyolojik sureclerin cocukluk amnezisine sebep oldugunu gosteriyor olabilir Bunlarin yani sira bazi istisnalarda olabilir Ornegin yazar Ray Bradburry kendi dogumuyla ilgili tum detaylari hatirladigini iddia etmistir Ayni zamanda Lancaster Universitesi nden Mark Howe kendi varligimizin ayirdina varma duygusu olarak tanimlayabilecegimiz bilissel benligin ortaya cikmasiyla birlikte cocukluk amnezisinin sona erdigine inanmaktadir Hayvan modelleriCocukluk amnezisine yalnizca insanlar uzerinde rastlanmaz Fareler uzerinde yapilan arastirmalarda daha genc olanlarin sok ile sartlandirildiklari kacinma davranislarini yasli olanlara gore daha cabuk unuttuklari gorulmustur Bu bulgular farkli ogrenim yaklasimlari uygulanmis bircok farkli tur uzerinde tekrarlanmistir Hayvan modelleri uzerinde yapilmis calismalar azimsanamayacak duzeyde onem tasimaktadir cunku bu calismalar cocukluk amnezisi konusundaki norobiyolojik bulgularin temelini olusturmaktadirlar ve bu tur calismalari insanlar uzerinde yurutmek etik sebepler dolayisiyla neredeyse imkansizdir Cocukluk amnezisine hayvanlar uzerinde de rastlanildigi icin bu durum yalnizca insanlara ozgu olan dil ve benlik anlayisi gibi bilissel faaliyetlerle aciklanamamaktadir Bu yaklasima gelen elestiriler ise insan ve hayvanlarin gelisim ve bilisinin birbirinden kesin cizgilerle ayri oldugu savina dayanmaktadir Arastirmacilar hayvanlarin gelisimini ogrenme ve hafiza yetenegi beyin gelisimi ve hormon seviyesindeki degisimlere dayanan bir zaman cizelgesi olusturarak bu sorunu gidermeye calismaktadir Bireysel farkliliklarInsanlarin hafizasini cinsiyet ve kultur de dahil olmak uzere bircok faktor etkiler Gruplar arasi erken donem anilarinin farkliliklari cocukluk amnezisi hakkinda olasi neden ve sonuclar hakkinda fikir verir Asagida belirtilen bireysel farkliliklar cocuk yetistirme tarzlari ve kulturel tarihin ilk cocukluk anilarinin cagrilmasinda etkili oldugunu gostermektedir Anlasilacagi uzere cocukluk amnezisi ebeveynlik ve egitim tarziyla degisebilmekte yani sadece biyolojik nedenlere dayanmamaktadir Cinsiyet Genellikle ilk hatiralarin animsanmasinda cinsiyet farkliligi bulunmaktadir Kadinlar erkeklerden daha erken hatiralarini hatirlayabilir Annelerin kizlariyla ogullarina kiyasla daha detayci degerlendirici ve duygusal animsatici tarza sahip olmalari kadinlarin daha zengin bir cocukluk hafizasina sahip olmasinin nedeni olabilmektedir Butun kulturlerde kadinlar erkeklere gore daha detayli bir cocukluk hafizasina sahiptir ve kadinlar bu anilarda kendilerinden cok baskalariyla ilgili detaylari hatirlamaktadirlar Bunun aksine erkekler cocukluk anilarinda kendileri odakli anilari hatirlarlar Erkeklerin kadinlara gore kotu anilar hakkinda bahsetmeye meyilli olduklari bulunmustur Yapilan bazi arastirmalara gore kadinlar daha travmatik anilari hatirlamaya meyilliyken erkekler oyun anilarini hatirlamaya meyillidirler Ayrica ilk animsanan anilarin erkekler icin daha arkadaslik odakli iken kadinlar icin daha cok nufuz odakli oldugu bulunmustur Etnik koken kultur ve toplum MacDonald in bulgularina gore Cinli katilimcilar Yeni Zelandali yerlilerine ve Avrupali Yeni Zelandalilara gore daha gec erken donem anilarina sahiptirler Bu bulgu ilk ani yas ortalamasi 6 1 olan kadinlara dayanmaktadir Cinli kadinlar dunya genelinin aksine erkeklere gore daha gec anilari hatirlamaktadir Tahminlere gore Cinlilerin erkek cocuklarina kizlara gore daha cok deger vermesinden dolayi onlara daha detayci degerlendirici ve duygusal animsatici bir tavirla davraniyor olabilirler Amerikan katilimcilar arasinda ise siyahi kadinlar siyahi erkekler ve beyaz kadinlara gore daha gec anilara sahiptirler Ilk anilarin gec yaslarda olmasindan bagimsiz olarak siyahi kadinlar kisisel deyenimlerinin kucuk bir kismini aktarmaya egilimlidirler Bu durum Afro Amerikan kulturunde yetistirilen kiz cocuklarina karsi detayli anilar yerine talimatlarin kullanmasindan kaynaklaniyor olabilir Korelilerin Amerikanlara oranla daha gec anilara sahip olmasinin sebebi ise Asyalilarin kollektivist bir toplum yapisina sahip olmalarindan kaynaklanmaktadir Yeni Zelandalilar ve Cinliler arasinda bir yas farkliliginin olmamasi bu teoriyi supheli kilmaktadir Buna ek olarak Afro Amerikan nufusu daha kollektivistik bir yapiya sahip olmasina ragmen kollektivistik olmayan toplumlarla karsilastirildiginda daha gec ilk anilara sahip olmadiklari gorulmustur Ayrica Bati kulturlerinden katilimcilarin Dogu kulturundenkilere oranla daha detayli ve duygusal hikayeler anlattiklari fark edilmistir Yetiskin Yeni Zelanda yerlileri Avrupali Yeni Zelandalilara ve Cinlilere gore daha erken anilar aktarmaktadir Yeni Zelanda yerlilerinin gecmisindeki kultur vurgusu erken yaslarda zamanin dogasini anlamada ve erken donemdeki anilarin geri cagrilmasinda etkili olabilir Ayrica Yeni Zelanda yerlilerinin Avrupali Yeni Zelandalilara ve Cinlilere gore hafizalarinin kaynaginin aile gecmisi oldugunu belirtmeye egilimlidirler SonuclarKisilik Insanlarin ilk anilari kisilik oz elliklerini yansitmaktadir Anilarini daha detayli aktaran insanlar gunluk hayatlarinda acik olmaya ve digerlerine cesitli kisisel bilgilerini aktarmaya egilimlidirler Ilk anilar erkekler icin arkadaslik odakli iken kadinlar icin nufuz odaklidir Unutulan Anilar Cocukluk anilari direkt olarak olay orgusu seklinde hatirlanmasa da dolayli bir bicimde hatirlanabilir Insanlar otobiyografik olaylari hatirlayabilecek duzeye gelmeden once anilar ateslenebilir ya da dolayli olarak ogretilebilir Bu en cok duygusal travmalar acisindan onemlidir Yetiskinler genellikle 3 4 yaslarindaki olaylari cagirabilir ve genellikle deneyimsel anilari cagirmaya yaklasik olarak 4 7 yasinda baslarlar Fakat bazilarina gore travmatik olaylara ve tacize mahruz kalinmis bir cocukluk gecirenler cocukluk amnezisinin bitimi olarak 5 7 yaslarini belirtmektedir Bunun sebebi stresli anilarin hafiza merkezine zarar vermesi oldugu ve buyuk ihtimalle ani kurmayi engelledigi dusunulmektedir Ateslemenin erken yaslarda baslamasi tacize maruz kalmis cocuklarin tacize tepki olarak dolayli anilar olusturmus olabilecegi ihtimalini artirmaktadir Bu bastirilmis anilarin insanlari etkileyip etkilemedigi ise psikolojide tartismaya acik bir konudur Sahte Anilar Cok sayida yetiskin 2 5 yasindaki anilarina sahiptir Bu yastan onceki anilarini aktaranlar ise genellikle kisisel anilarla baska kaynaklardan ogrendikleri bilgileri birbirine karistirmaktadir 10 yasindan sonra yasanan olaylar genellikle daha kolay bir sekilde dogru hatirlanmaktadir Fakat 2 yasina ait olan anilar sahte resimlerle ve anilarla karistirilmaktadir Erken cocukluk donemi 2 yas civari anilari sahte yonlendirmelere elverislidir bu da onlarin guvenilirligini azaltmaktadir Ozellikle ciddi sonuclara sebep olacaksa bu duruma supheyle yaklasilmalidir Sahte bir olayin ayrintilarini hayal etmek sahte anilar uretmemize neden olabilir Calismalar gosteriyor ki insanlar nadiren hayal ettikleri cocukluk anilarina hayal etmediklerine oranla daha cok inanmaya meyillidirler Bu durum hayal gucu sisligini ortaya cikarmistir ve bu da bir olayi nadiren hayal etmek o olayi gercek zannetmek icin olasi olabilir Ornegin kendilerinin doktorda cekilmis bir fotografi gosterilen insanlar bir sure sonra o fotografla ilgili sahte anilar uretebilirler Ayrica bu durum gosterir ki insanlarin mahkemelik olaylar hakkinda dahi sahte anilar uretebilirler Bu endise Amerikan Psikoloji Birligi APA ni 2 yasindan onceki fiziksel ve cinsel istismar olaylari konusunda supheci yaklasilmasi gerektigi konusunda bilgilendirmede bulunmaya itmistir Fakat Amerikan Psikoloji Birligi bu duruma suc olaylarinin dogasi nedeniyle tamamiyla guvenilmemesi gerektigini de tavsiye etmektedir Onerilen aciklamalarFreud un travma teorisi Sigmund Freud insanlarin kisilik ozelliklerinin erken cocukluk donemlerinde yasadiklari deneyimlerinin gelistirdigi libidodan kaynaklandigini savunmasiyla cok unludur Freud un orijinalinde Bastirilma Teorisi olarak isimlendirdigi travma teorisi cocukluk amnezisinin her cocugun psikoseksuel gelisiminde yasadigi travmatik olayi ornegin bakicisi tarafindan cinsel istismar bastirmaya calismasindan kaynaklandigini varsaymaktadir Teoriye gore cocuk kendi cinselligini kesfetmeye takintiliyken hayatinin ilk yillarina ait anilarinin cogunlugunu bastirmaya calismasi buna yol acmistir Ozellikle Freud un kendisi 1800 lerin sonunda bu teoriden vazgecmistir Freud un kendisine ait cocukluk amnezisi hakkindaki aciklamalarini iceren freudyan teoride bilimsel arastirmalar ve coklu yorumlara acik olan gozlemler yerine yaygin olarak anekdotlara dayali kanitlari kullanmasi elestirilmistir Freudyan psikoseksuel teori acimasizca curutulurken bazi ice bakis calismalari cocukluktaki duygusal istismarin hafiza ustundeki etkisini gostermektedir Duygusal travmanin etkisi ve cocukluk amnezisinin aciklamasi gostermistir ki stresli deneyimler hafizanin bozulmasina ayrica hipokampus ve amigdala gibi hafiza sisteminin merkezi bolgelerinde zararlar olusmasina sebep olabilmektedir Cocuklugunda istismar veya travmaya maruz kalmis yetiskinler kendi anilarini genel populasyondan 2 3 yil sonra sekillendirir Ayrica bu yetiskinler travma yasamamis bireylere oranla onemli olcude gorsel resimli ve yuzle alakali hafizalarini saklama ve geri cagirmada problemler yasarlar Bu belirtiler travmanin erken donemdeki cocukluk anilariniin olusumunu bozdugunu ima eder ama Freud un bastirma teorisi icin gerekli kaniti vermez Duygu Amigdala beynimizin duygu ve anilarin duygusal iceriginden sorumlu kismi ve hipokampus beynimizin otobiyografik hafizadan sorumlu bolumu genellikle birbirlerinden bagimsizlardir fakat duygular ve amigdalanin da ozellikle hipokampusun baglantili oldugu anilarin olusumunda rol aldiklari bilinir Arastirmalar ortaya cikarmistir ki cocukluk doneminin sonrasinda olusan anilar once olusanlara gore daha onerimsel ve duygusaldir ayrica anlamlilik ve kuvvetlilik orani yuksektir Duygusal yaklasim bebeklik ve yetiskinlik anilarinin farkliliginin cocukluk amnezisine sebep oldugunu savunur Her ne kadar yuksek duygusal olaylar guvenilir geri cagrimlari canlandirabilir ve gelistirebilirse de bu konu hala tartismalidir Bazi calismalar duygusal deneyimlerin daha hizli geri cagrim zamani ile baglantili oldugunu kesfetmis ve duygusal olaylarin hafizamizda yer edinmesinin daha kolay oldugunu gostermistir Eger olay ozellikle sasirtici ise beynimiz tarafindan ilk isleme alinan olaylardan olur ve bunun sebebini de buyuk oranda evrimsel sebeplere baglarlar Evrimsel teori eger gecmis olay korkutucu veya uzucu ise veya olay bir kisinin varligi icin tehlikeliyse kisi benzer durumun gelecekte olmasindan kacinma yatkinligi gosterdigini savunur Buna ek olarak cok onemli olaylar buyuk etkiler yaratir ve tekrarlandikca hafizaya alinisi kolaylasir Cesitli bulgulara gore hastaneye yatirilma ve kardesin dogumu gibi olaylar belki de cok duygusal anilar olduklari icin cocukluk anmezisi ile baglantilidir Fakat gorunuste duygusal anilar aile bireylerinden birinin olumu ya da tasinmasi gibi olaylar cocukluk amnezisine etki etmez bunun sebebi de cocuk icin cok anlamli olmamasi olabilir Bu yuzden bazi anilar diger anilara gore erken cocukluk donemi icin hatirlanmaya daha uygundur Bu da cok duygusal anilarin duygusal olmayan anilara gore daha cabuk kodlandigi ve geri cagrildigi sonucunu destekler Norolojik Cocukluk amnezisi icin bir olasi aciklama da uzun donem veya otobiyografik hafiza olusumundan sorumlu beyin bolgesinin bebeklerde gelismemesidir Hipokampus ve alin korteksi hafizanin noroanatomisi icin iki anahtar yapidir ve bu yapi 3 4 yaslarina kadar gelismez Bu yapilar otobiyografik hafizanin olusumunda etkili olmasi ile bilinir Fizyolojik yaklasim hafizasini yitirmis ve hipokampusu zarar gormus diger insanlarin hafizalari hakkinda destekleyici bulgular gosterir Bu insanlar etkili bir gecmis anilari saklama ve geri cagirma islemi gerceklestiremeseler de hala bilissel ve algisal becerilerini sergileyebilir yeni bilgiler ogrenebilirler Hippokampusu iceren medyal sakak lobu Medial Temporal Lobe MTL nun gelisimi erken cocukluk donemindeki anilarin olusturulmasi ve surdurulmesinde ozellesmistir Norolojik aciklama cok genc cocuklarin hafizalarindaki bosluklar icin aciklamalar yapmis olmasina ragmen cocukluk amnezisi hakkinda tam bir aciklama yapamamistir cunku 4 yasindan sonra da hafizalarda hatalar gorulmustur Ayrica hata yasadiklarini belirten cocuklar daha once cocukluk amnezisi gostermeyen cocuklardir Cocuklar 2 yasindan 3 yasina gecerken kendileri daha 1 2 yaslarindayken olan olaylari hatirladiklari gozlemlenmistir Cocuklarin 3 yaslarindayken hayatlarinin daha erken donemlerindeki anilari cagirabilmelerinin kesfi cocuklarin butun gerekli norolojik yapilarinin yerinde oldugunu gostermistir Serebral yarimkurelerin icindeki farkli baglantilarin insanlarin hayatindaki cok erken periyodlarda olusmus olaylari hatirlamalarinda etkili olduklarina inanilmasina ragmen Cocuklarin her iki elini de kullanma ve iki yonlu sekmeli goz hareketi bilateral saccadic eye movement gibi kabiliyetlerinin gelismesi cocukluk amnezisinin erken yasta son bulmasiyla iliskilendirilmektedir bunun sonucunda ise beynin iki lobu arasindaki baglanti ile erken donem hafizasinin artmasinin birbiriyle iliskili oldugu bulunmustur Norobiyolojik Hayvan modelleri kullanarak cocuklarin sinirsel alt katmanlarinda yapilan calismalarda buyuk kisitlayici sinir iletici Gamma Amino Butyric Acid GABA in yetiskinlerde cocukluk anilarinin geri cagiriminda baskici bir etkisi olabilecegi bulunmustur GABA nin aktiviteleri sadece hayvanlarda degil insanlarda da cocukluk doneminde yetiskinlige oranla daha fazladir Arastirmacilar GABA aktivitelerindeki gelisimin artmasinin hayatin sonraki zamanlarinda anilarin geri cagiliminda etkisi oldugu hipotezini savunmuslardir Hayvanlarla yapilan eski arastirmalar GABA nin cocukluktaki korku anilarini unutmaya yardimci oldugunu ve belki genel cocukluk anilarinin geri cagrilma mekanizmasinda duzenleyici oldugunu gostermistir Ilginc olan ise bu durumun insanlarda da gorulebilecegidir Benzodiazepines GABA nin etkisini arttiran bir psikiyatrik ilactir ve benzodiazepines in ileriye donuk amnezi olusumuna sebep oldugu veya ilac alinimindan sonra anilarin kodlanmasinda hatalar olusturdugu bilinmektedir Benzodiazepines alan denekler ilac almayanlara gore ogrenme ve hafiza testlerinde daha dusuk sonuclar almislardir Onceden hucre dogumu veya noronlarin uretiminin bireyin gelisimden sonra durdugu varsayiliyordu Fakat son bulgular erken cocukluk doneminde hipokampusteki yuksek seviye hucre dogumunun yetiskinlikte azaldigini ama yavas da olsa hala devam ettigini ortaya cikarmistir Bilindigi uzere hipokampus hafiza olusumunda hayati oneme sahiptir bu yuzden cocukluk amnezisi uzerine yapilan cikarimlar bu bolge uzerindedir Ilginc bicimde hayvan calismalari gostermistir ki yuksek hucre olusumunun oldugu yas kalici anilarin en az ihtimalle olusturuldugu yastir Arastirmalar hippokompal hucre dogumu anilarin olusumunu cozundurdugunu ileri surmustur Anilarin cozunurlugu yeni ve daha onceden olan noronlarin arasindaki artan rekabetten dolayi daha onceden olan hafiza dongusundeki sinapslarin yer degistirmesi tarafindan takip edilebilir Bu teori hucre olusumu arttikca unutma orani artan bir fare modeli deneyi ile desteklenmistir Ek olarak yeni ani olusumundan sonra azalan hucre dogumunun sonucunda unutma oraninda da azalma gorulmustur Gelisimsel Bilissel benlik gelisiminin ayni zamanda erken donem anilarinin olusumunda ve saklanmasinda guclu bir etki yarattigi dusunulur Yeni yurumeye baslayan cocugun buyumesi gibi gelisen benlik duyulari sayesinde biricik karakteristigini kendini diger insanlardan ayiran bireysel duygu ve dusuncelerini fark eder Cocuklar tipki benlik bilinci kazanmasi gibi eski anilari geri cagirma ve otobiyografik deneyimlerini organize etmeye baslar Bu durum ayrica cocugun kendi inanis bilgi ve dusuncelerine baska kimsenin erisemeyecegini kabul ettigi zihin kurami olarak da bilinir Gelisimsel aciklama cocuklarin anlamsal bilgileri anlamada iyi fakat otobiyografik benliklerini yarattiklari gecmis ve simdiki olaylari birlestirerek geri cagirmada eksik olduklarini ileri surmustur Cocuklar bireysel insan varliginin farkindaligini gelistirene kadar zaman uzerinde devam eden bir algi olusturamazlar Bazi arastirmalar 3 yasindaki cocuklarin hala konseptleri kavramakta zorluk cekerlerken 4 5 yaslarindaki cocuklarda bu konseptlerin olustugunu gosterir cocuklar bu zamanda eski olaylarin simdiyi etkileyebilecegini anlayabilir Gecmis ve gelecek algisi arasindaki baglanti zamanin devamli oldugu algisina ve devamli bir benlik olusumuna sebep olur Bu durum da cocuklarin yetiskinlerle konusmalari icin anilarinin olusumuna yardimci olur Yetiskinler cocuklara onlarin kisisel gecmislerini ve benliklerini olusturmalari icin anilarini kodlamada cocuklarin deneyimlerini tekrar ve detaylandirma ile yardim eder Dil Cocuklarda dil gelisiminin tamamlanmamasinin cocukluk amnezisinde cocuklarin otobiyografik anilarini kodlamak icin dil yeterliliklerinin olmamasindan kaynaklandigi dusunulmektedir Erken cocukluk donemi 3 4 yas ve cocuklardaki dil gelisimi arasinda cocukluk anilarinin kaydedilmesi bakimindan direkt bir iliski gorulur Iyi derecede dil yetenegi gosteren cocuklarda sozel ve sozel olmayan ani testlerinin dusuk dil yetenegi olan cocuklara oranla daha iyi yerine getirdigi gorulmustur Eger cocuklarin dil yeterliligi yoksa bebeklik anilarini tanimlamada yetersiz kalirlar cunku anilarini aciklayabilecekleri kelimeleri ve bilgileri yoktur Cocuklar ve yetiskinler genellikle hizli dil gelisimlerinin oldugu 3 4 yaslarindaki anilari hatirlarlar Dil gelisiminden sonra cocuklar genellikle sozel donem oncesi anilarini akillarinda tutarlar ve anilarini aktarmak icin semboller kullanirlar Bu yuzden dil aktif sekilde kullanilmaya baslandigi zaman anilar da aktif bir sekilde tanimlanmaya baslar Cocuklarin anilarinin icerikleri yetiskinlerden ve bebeklerden farklidir cunku bebeklik donemi boyunca dil gelisimi olmamistir Dil cocuklara kisisel gecmis ve simdiki deneyimlerini organize etme ve anilarini baska insanlarla paylasma imkani verir Bu diyalog degisimi cocuklara kendi kisisel gecmislerinin farkina vararak kendi bilissel benlikleri ve eski aktivitelerin simdiyi nasil etkiledigi hakkinda dusunmeleri icin tesvik etmektedir Bircok calisma gostermistir ki cocuklarla olaylar hakkinda yapilan basit gorusmeler anilarin daha kolay hatirlanmasina yardimci olur Ayrica otobiyografik bilgi saklanmasinda cocuklarla yapilan gorusmelerin iceriginin hatirlamaya etkisinin onemi hakkinda da calisma yapilmistir Bu calisma cinsiyet ve kulturel farkliliklar konusunda cikarimlarda bulunmamizi saglar Otobiyografik hafiza ailelerin cocuklari ile konusmasi ve onlari olaylarin neden olustugu hakkinda dusunmeye sevk etmesi ile baslar Anilarin konusulmasi cocuklarin hafiza sistemlerinde genel ve ozel olaylari kategori etmelerine olanak saglar Sosyo kulturel gelisim bakis acisi dil ve kulturun cocuklarin otobiyografik ani gelisiminde ortak rolleri oldugunu soyler Bu teori cocuklari ile onlarin anilari hakkinda detayli ve uzun gorusme yapan ve gorusme yapmayan aileler arasindaki farka odaklanir Ailesi ile uzun ve detayli gorusmeler yapan cocuklarin yapmayanlara oranla daha fazla sayida anilarini hatirladiklarini rapor etmistir Anilarin genis detaylarla tanimlanmasinin kulturel farkliliklardan kaynaklandigi cikarimi yapilir Kaynakca a b c d e f g h i j k l m n Robinson Riegler Robinson Riegler Bridget Gregory 2012 Cognitive Psychology Applying the Science of the Mind Third ed 75 Arlington Street Suite 300 Boston MA Pearson Education Inc as Allyn amp Bacon pp 272 276 295 296 339 346 ISBN 0 205 17674 7 Handbook of Child Psychology and Developmental Science Cognitive Processes Ingilizce John Wiley amp Sons 31 Mart 2015 ISBN 978 1 118 95384 6 a b Clevelend E Reese E 2008 Children Remember Early Childhood Long term recall across the offset of childhood amnesia Applied Cognitive Psychology 22 1 127 142 doi 10 1002 acp 1359 a b Tustin Karen Hayne Harlene 1 January 2010 Defining the boundary Age related changes in childhood amnesia Developmental Psychology 46 5 1049 1061 doi 10 1037 a0020105 14 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Mayis 2016 Bauer P 2004 Oh where oh where have those early memories gone A developmental perspective on childhood amnesia Psychological Science Agenda 18 12 a b c d e f g Jack F Hayne H August 2007 Eliciting adults earliest memories does it matter how we ask the question Memory Hove England 15 6 647 63 doi 10 1080 09658210701467087 PMID 17654279 Hall GS 1904 Adolescence New York D Appleton and Company ISBN 0 13 00863 a b Freud Sigmund 1910 II Three Contributions to the Sexual Theory New York The Journal of Nervous and Mental Disease Publishing Company a b Freud Sigmund 1953 Three essays on the theory of sexuality London Hogarth Press a b Bauer Patricia J Burch Melissa M Scholin Sarah E Guler O Evren 2007 Using Cue words to Investigate the Distribution of Autobiographical Memories in Childhood Psychological Science 18 10 910 916 a b Arsivlenmis kopya 5 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2020 Arsivlenmis kopya 5 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2020 Morrison C M Conway M A 2010 First Words and First Memories Cognition 116 1 23 32 doi 10 1016 j cognition 2010 03 011 Bauer J P Larkina M 2013 Childhood Amnesia in the Making Different Distributions of Autobiographical Memories in Children and Adults Journal of Experimental Psychology General 143 597 611 doi 10 1037 a0033307 Collier R C amp Cuevas K 2008 Infant memory In Collier R C amp Cuevas K Eds Learning and Memory A Comprehensive Reference 2 687 714 doi 10 1016 B978 012370509 9 00154 6 Hamilton J 2014 April 8 The forgotten childhood Why early memories fade Retrieved from http www npr org sections health shots 2014 04 08 299189442 the forgotten childhood why early memories fade 3 Mayis 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Rubin DC July 2000 The distribution of early childhood memories Memory Hove England 8 4 265 9 doi 10 1080 096582100406810 PMID 10932795 a b Jack F Hayne H August 2007 Eliciting adults earliest memories does it matter how we ask the question Memory Hove England 15 6 647 63 doi 10 1080 09658210701467087 PMID 17654279 20 Eylul 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Arsivlenmis kopya 29 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Mayis 2016 a b West T Bauer P 1999 Assumptions of Infantile Amnesia Are There Differences Between Early and Later Memories Memory 7 3 257 278 doi 10 1080 096582199387913 PMID 10659077 26 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c Fivush R Gray J T Fromhoff F A 1987 Two year olds talk about the past Cognitive Development 2 4 393 409 doi 10 1016 S0885 2014 87 80015 1 a b c d e Newcombe N Drummey A Fox N Lai E Ottinger Alberts W 2000 embering Early Childhood How Much How and Why or Why Not Current Directions in Psychological Science 9 2 55 58 doi 10 1111 1467 8721 00060 Bruce D Wilcox O hearn L Robinson J A PHillips Grant K Francis L Smith M C 2005 Fragment Memories Mark the End of Childhood Amnesia Memory amp Cognition 33 4 567 576 doi 10 3758 bf03195324 PMID 16248322 28 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Jack Fiona Hayne Harlene Agustos 2007 Eliciting adults earliest memories Does it matter how we ask the question Memory Ingilizce 15 6 647 663 doi 10 1080 09658210701467087 ISSN 0965 8211 Bauer P April 2006 Constructing a past in infancy A neuro developmental account Trends in Cognitive Sciences 10 4 175 181 a b Bauer P 2004 Oh where oh where have those early memories gone A developmental perspective on childhood amnesia 7 Mayis 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Psychological Science Agenda 18 12 a b Simcock Gabrielle Hayne Harlene April 2000 Age related changes in verbal and nonverbal memory during early childhood Psychological Science 9 2 55 58 a b Bauer Patricia Jennifer Wenner Patricia Dropik Sandi Wewerka August 2000 Parameters of remembering and forgetting in the transition from infancy to early childhood Monographs of the Society for Research in Child Development 65 4 v 204 a b Hayne Harlene Simcock G 2002 Breaking the barrier Children fail to translate their preverbal memories into language Psychological Science 13 3 225 231 doi 10 1111 1467 9280 00442 PMID 12009042 10 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d Peterson C Grant V Bolvand L August 2005 Childhood amnesia in children and adolescents Their earliest memories Memory 13 6 622 637 doi 10 1080 09658210444000278 a b Van Abbema D Bauer P November 2005 Autobiographical memory in middle childhood Recollections of the recent and distant past Memory 13 8 829 845 doi 10 1080 09658210444000430 Arsivlenmis kopya 16 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Mayis 2016 http www e psikiyatri com anilar beyinden zamanla siliniyor mu 26788 a b Feigley D A Spear N E 1970 12 01 Effect of age and punishment condition on long term retention by the rat of active and passive avoidance learning Journal of Comparative and Physiological Psychology 73 3 515 526 doi 10 1037 h0030234 ISSN 0021 9940 PMID 5514687 Greco Carolyn Rovee Collier Carolyn Hayne Harlene Griesler Pamela Earley Linda 1986 10 01 Ontogeny of early event memory I Forgetting and retrieval by 2 and 3 month olds Infant Behavior and Development 9 4 441 460 doi 10 1016 0163 6383 86 90017 2 Gutchess Angela H Indeck Allie 2009 01 01 Chiao Joan Y ed Cultural influences on memory Cultural Neuroscience Cultural Influences on Brain Function 178 Elsevier pp 137 150 doi 10 1016 s0079 6123 09 17809 3 Kingo Osman S Berntsen Dorthe Krojgaard Peter Adults earliest memories as a function of age gender and education in a large stratified sample Psychology and Aging 28 3 646 653 doi 10 1037 a0031356 a b c d e f g h i MacDonald S Uesiliana K Hayne H 2000 Cross cultural and gender differences in childhood amnesia pdf Memory 8 6 365 376 doi 10 1080 09658210050156822 PMID 11145068 a b Fivush R Nelson K September 2004 Culture and Language in the Emergence of Autobiographical Memory Psychological Science 15 9 573 577 doi 10 1111 j 0956 7976 2004 00722 x a b c d e Fizgerald J September 2010 Culture Gender and the First Memories of Black and White American Students Memory amp Cognition 38 6 785 796 doi 10 3758 MC 38 6 785 a b c 1983 Early Recollections as Predictors of Self Disclosure and Interpersonal Style Journal of Individual Psychology 39 92 98 1980 The first memory as a predictor of personality traits Journal of Individual Psychology 36 2 136 149 Arsivlenmis kopya 13 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Ekim 2020 a b c d e f Joseph R 2003 Emotional Trauma and Childhood Amnesia Consciousness amp Emotion 4 2 151 179 doi 10 1075 ce 4 2 02jos Eacott M J Crawley R A 1998 The offset of childhood amnesia memory for events that occurred before age 3 The Journal of Experimental Psychology General 127 1 22 33 doi 10 1037 0096 3445 127 1 22 ISSN 0096 3445 PMID 9503650 a b c d Strange D Wade K Hayne H 2008 Creating False memories for Events that Occurred Before Versus After the Offset of Childhood Amnesia Memory 16 5 475 484 doi 10 1080 09658210802059049 Garry M Loftus E Manning C Sherman S 1996 Imagination Inflation Imagining a childhood event inflates confidence that it occurred Psychonomic Bulletin amp Review 3 2 208 214 doi 10 3758 BF03212420 Wade K Garry M Read D Lindsay S 2002 A picture is worth a thousand lies Using false photographs to create false childhood memories Psychonomic Bulletin amp Review 9 2 597 603 doi 10 3758 BF03196318 a b Freud Sigmund 1910 II Three Contributions to the Sexual Theory New York The Journal of Nervous and Mental Disease Publishing Company Israels 1993 The seduction theory History of Psychiatry 4 23 59 doi 10 1177 0957154x9300401302 Eacott M J Crawley R A 1998 The offset of childhood amnesia memory for events that occurred before age 3 The Journal of Experimental Psychology General 127 1 22 33 doi 10 1037 0096 3445 127 1 22 ISSN 0096 3445 PMID 9503650 Phelps E 2004 Human emotion and memory Interactions of the amygdala and hippocampal complex Current Opinion in Neurobiology 14 2 198 202 doi 10 1016 j conb 2004 03 015 PMID 15082325 McCloskey M Wible C Cohen N 1988 Is there a special Flashbulb Memory mechanism pdf Journal of Experimental Psychology 117 2 171 181 doi 10 1037 0096 3445 117 2 171 ISSN 0096 3445 a b c d Usher J Neisser U 1993 Childhood Amnesia and the Beginnings of Memory for Four Early Life Events Journal of Experimental Psychology 122 2 155 165 doi 10 1037 0096 3445 122 2 155 PMID 8315398 a b Squire Larry Craig Stark Robert Clark 2004 The Medial Temporal Lobe Annual Review of Neuroscience 27 279 306 doi 10 1146 annurev neuro 27 070203 144130 PMID 15217334 Bauer Patricia June 2007 Recall in infancy A neurodevelopmental account Current Directions in Psychological Science 16 3 142 146 doi 10 1111 j 1467 8721 2007 00492 x Christman Stephen Propper Ruth Brown Tiffany May 2006 Increased interhemispheric interaction is associated with earlier offset of childhood amnesia Neuropsychology 20 3 336 345 doi 10 1037 0894 4105 20 3 336 Madsen Heather Bronwyn Kim Jee Hyun 2015 07 17 Ontogeny of memory An update on 40 years of work on infantile amnesia Behavioural Brain Research 298 4 14 doi 10 1016 j bbr 2015 07 030 ISSN 1872 7549 PMID 26190765 Kim Jee Hyun Richardson Rick 2007 12 01 Immediate post reminder injection of gamma amino butyric acid GABA agonist midazolam attenuates reactivation of forgotten fear in the infant rat Behavioral Neuroscience 121 6 1328 1332 Immediate post reminder injection of gamma amino butyric acid GABA agonist midazolam attenuates reactivation of forgotten fear in the infant rat APA PsycNET Retrieved 2015 10 16 Roth T Roehrs T Wittig R Zorick F 1984 Benzodiazepines and memory British Journal of Clinical Pharmacology 18 Suppl 1 45S 49S doi 10 1111 j 1365 2125 1984 tb02581 x Ming Guo li Song Hongjun 2005 01 01 Adult neurogenesis in the mammalian central nervous system Annual Review of Neuroscience 28 223 250 doi 10 1146 annurev neuro 28 051804 101459 ISSN 0147 006X PMID 16022595 Josselyn Sheena A Frankland Paul W 2012 09 01 Infantile amnesia a neurogenic hypothesis Learning amp Memory Cold Spring Harbor N Y 19 9 423 433 doi 10 1101 lm 021311 110 ISSN 1549 5485 PMID 22904373 a b Akers Katherine G Martinez Canabal Alonso Restivo Leonardo Yiu Adelaide P De Cristofaro Antonietta Hsiang Hwa Lin Liz Wheeler Anne L Guskjolen Axel Niibori Yosuke 2014 05 09 Hippocampal neurogenesis regulates forgetting during adul Simcock G Hayne H 2002 Breaking the Barrier Children Fail to Translate Their Preverbal Memories into Language Psychological Science 13 225 231 doi 10 1111 1467 9280 00442 PMID 12009042 Fivush R Nelson K September 2004 Culture and Language in the Emergence of Autobiographical Memory Psychological Science 15 9 573 577 doi 10 1111 j 0956 7976 2004 00722 x Fivush R Schwarzmueller A 1999 Children remember childhood implications for childhood amnesia Applied Cognitive Psychology 12 5 455 473 Earliest recollections of childhood a demographic analysis Cognition 52 55 79 doi 10 1016 0010 0277 94 90004 3 Fivush R Nelson K 2004 The Emergence of Autobiographical Memory A Social Cultural Developmental Theory Psychological Review 111 2 486 511 doi 10 1037 0033 295X 111 2 486