Kazak Abdal, Romanya Türklerindendir. 17. yüzyılda yaşadığı sanılan bir Alevi-Bektaşi Türk halk ozanıdır.
Şiirlerinin bir kısmı hiciv örnekleriyle doludur. Dili yalın ve sadedir. Rahat okunur. Şiirleri güncelliğini halen korumaktadır.
Kazak Abdal'ın, Bektaşi gelenekleri içinde, yaşam öyküsü ilgi çekicidir. Bu öykü Turgut Koca'nın Bektaşi Şairleri ve Nefesleri kitabında şöyle anlatılmaktadır: Rus Çarı'nın kızı bir çocuk doğurur. Fakat bu çocuk, annesinden süt emmez. Bu duruma ne hekimler, ne de papazlar çare bulamazlar. Sonunda Deliorman dergahından, Rusya'dan tuz parası almak üzere gelen Demir Baba'ya: 'Sen keramet ehli bir azizsin. Bu çocuğu tutulduğu hastalıktan kurtar.' diye yalvarırlar. Demir Baba da: 'Bu çocuğun süt emmesini sağlar isem, tekkeme nezreder misiniz?' der. Kabul ederler. Demir Baba çocuğa: 'Em!' der. Çocuk, anasının memesini emer. Delikanlılık çağına erince, Demir Baba dergahına gönderirler. Böylece Demir Baba, çocuğu evlat edinir. Adını Ahmed kor. Bu çocuk daha sonraları Balım Sultan'a giderek, el alır ve adı da Kazak Abdal olur. söylence böyle bitiyor.
Kazak Abdal'ın ucu tenteneli ve taşlanmış bir mendilinin, Demir Baba dergahında bulunduğunu, Deliorman'dan gelen göçmenler söylemektedirler. Kazak Abdal, Denizli, Karataş' daki dergahında yatmaktadır.
Elimizde birkaç şiiri olan Kazak Abdal'ın, kim olduğu, ne zaman yaşadığı kesin olarak bilinmiyor. Saadettin Nüzhet, XVII. yüzyıl yaşamış Bektaşi şairlerinden olduğunu, şiirlerine rastlanan yazma dergilerin bu yüzyıl sonlarında yazılmış olmasına bağlıyor. Balım Sultan'a (ö. 1516) övgü olan şiir onunsa daha önce yaşadığı da ileri sürülebilir. Gerçi Bektaşiliğin ikinci piri sayılan Balım Sultan'ın aynı tarikatın dervişlerinden birince övülmesi doğaldır. Ama bütün özellikleriyle canlı bir biçimde anlatılışı, hele yürüyüşünü yansıtan şu dörtlük,
"Arslan gibi apıl apıl yürüyen Kendi özün hak sırrına bürüyen Kepeneğin yanı sıra yürüyen Mürsel baba oğlu Sultan Balım'dır."
bir gözlem sonucu olsa gerektir. Yine de, ünlü pirin söylencelerde ayrıntılarıyla anlatılan kişiliğinin şairin hayaline yön verdiği düşünülebilir. Kazak Abdal'ın Romanya Türklerin-den olduğu söylenmektedir. Hayali bir resmi de yapılmıştır. Bir şiirinden ise asıl adının Ahmet olduğu anlaşılıyor. Kendine özgü ve gerçekçi bir bakışı vardır. Ali sevgisi Ali'de Tanrı'nın dile geldiği, görünüş alanına çıktığı, onun insan biçiminde tanrı olduğu inançla anılır, anlatılır.
Kazak Abdal'ın toplumsal kurumları, yerleşik inançları, gelenekleri yeren iki şiiri günümüzde de değerini korumaktadır. Belli bir toplumsal düzenin oluşturduğu insanın alabildiğine yerildiği bu şiirler, yerginin ötesinde mizahi öğeler de taşır. Azmi'yi ve Kaygusuz Abdal'ı anımsatır. Ali de Tanrı'nın dile geldiğini görünüş alanına çıktığını söyler. Tanrı'yı insanlaştırır.
Yerici -alaycı tutumu, güldürücü diliyle yobazlara, sofulara kulaktan dolma tutarsız bilgilerle bilgin görünmeye çalışan cahillere ses kalabalığı ile başkalarını susturmaya çalışanlara şiirlerinde sataşır, onların olumsuz yanlarını sergiler. Aslında şiirleri açıktır, yoruma gerek duymaz. Yerginin içinde gerçeği sunar. Kimlere çattığını açıkça söyler.
Kazak Abdal, kendine özgü söyleyişi, buluşu olan, olaylara çok alaycı yerici gözle bakmasını bilen, yazınımıza değişik bir ses getirmiş ozanımızdır. Alaycılığı ve yericiliğiyle 16. yüzyılda yaşamış Azmi'yi anımsatıyor. Kırsal kesimin ozanlarınca da çalınmış söylenmiştir. Bu şiir türünde onun gibi başarılısı görülmemiştir. Hacı Bektaş Veli'ye yürekten bağılıdır. çağını aşan tutumu ile köklü bir direniş içindedir, gerçekçidir.
Kaynakça
- Kazak Abdal Türk Ozan 1 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kazak Abdal Romanya Turklerindendir 17 yuzyilda yasadigi sanilan bir Alevi Bektasi Turk halk ozanidir Siirlerinin bir kismi hiciv ornekleriyle doludur Dili yalin ve sadedir Rahat okunur Siirleri guncelligini halen korumaktadir Kazak Abdal in Bektasi gelenekleri icinde yasam oykusu ilgi cekicidir Bu oyku Turgut Koca nin Bektasi Sairleri ve Nefesleri kitabinda soyle anlatilmaktadir Rus Cari nin kizi bir cocuk dogurur Fakat bu cocuk annesinden sut emmez Bu duruma ne hekimler ne de papazlar care bulamazlar Sonunda Deliorman dergahindan Rusya dan tuz parasi almak uzere gelen Demir Baba ya Sen keramet ehli bir azizsin Bu cocugu tutuldugu hastaliktan kurtar diye yalvarirlar Demir Baba da Bu cocugun sut emmesini saglar isem tekkeme nezreder misiniz der Kabul ederler Demir Baba cocuga Em der Cocuk anasinin memesini emer Delikanlilik cagina erince Demir Baba dergahina gonderirler Boylece Demir Baba cocugu evlat edinir Adini Ahmed kor Bu cocuk daha sonralari Balim Sultan a giderek el alir ve adi daKazak Abdalolur soylence boyle bitiyor Kazak Abdal in ucu tenteneli ve taslanmis bir mendilinin Demir Baba dergahinda bulundugunu Deliorman dan gelen gocmenler soylemektedirler Kazak Abdal Denizli Karatas daki dergahinda yatmaktadir Elimizde birkac siiri olan Kazak Abdal in kim oldugu ne zaman yasadigi kesin olarak bilinmiyor Saadettin Nuzhet XVII yuzyil yasamis Bektasi sairlerinden oldugunu siirlerine rastlanan yazma dergilerin bu yuzyil sonlarinda yazilmis olmasina bagliyor Balim Sultan a o 1516 ovgu olan siir onunsa daha once yasadigi da ileri surulebilir Gerci Bektasiligin ikinci piri sayilan Balim Sultan in ayni tarikatin dervislerinden birince ovulmesi dogaldir Ama butun ozellikleriyle canli bir bicimde anlatilisi hele yuruyusunu yansitan su dortluk Arslan gibi apil apil yuruyen Kendi ozun hak sirrina buruyen Kepenegin yani sira yuruyen Mursel baba oglu Sultan Balim dir bir gozlem sonucu olsa gerektir Yine de unlu pirin soylencelerde ayrintilariyla anlatilan kisiliginin sairin hayaline yon verdigi dusunulebilir Kazak Abdal in Romanya Turklerin den oldugu soylenmektedir Hayali bir resmi de yapilmistir Bir siirinden ise asil adinin Ahmet oldugu anlasiliyor Kendine ozgu ve gercekci bir bakisi vardir Ali sevgisi Ali de Tanri nin dile geldigi gorunus alanina ciktigi onun insan biciminde tanri oldugu inancla anilir anlatilir Kazak Abdal in toplumsal kurumlari yerlesik inanclari gelenekleri yeren iki siiri gunumuzde de degerini korumaktadir Belli bir toplumsal duzenin olusturdugu insanin alabildigine yerildigi bu siirler yerginin otesinde mizahi ogeler de tasir Azmi yi ve Kaygusuz Abdal i animsatir Ali de Tanri nin dile geldigini gorunus alanina ciktigini soyler Tanri yi insanlastirir Yerici alayci tutumu guldurucu diliyle yobazlara sofulara kulaktan dolma tutarsiz bilgilerle bilgin gorunmeye calisan cahillere ses kalabaligi ile baskalarini susturmaya calisanlara siirlerinde satasir onlarin olumsuz yanlarini sergiler Aslinda siirleri aciktir yoruma gerek duymaz Yerginin icinde gercegi sunar Kimlere cattigini acikca soyler Kazak Abdal kendine ozgu soyleyisi bulusu olan olaylara cok alayci yerici gozle bakmasini bilen yazinimiza degisik bir ses getirmis ozanimizdir Alayciligi ve yericiligiyle 16 yuzyilda yasamis Azmi yi animsatiyor Kirsal kesimin ozanlarinca da calinmis soylenmistir Bu siir turunde onun gibi basarilisi gorulmemistir Haci Bektas Veli ye yurekten bagilidir cagini asan tutumu ile koklu bir direnis icindedir gercekcidir KaynakcaKazak Abdal Turk Ozan 1 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde