Dilinin ucunda fenomeni (İngilizce: tip-of-the-tongue phenomenon (TOT) ya da bazen presque vu denilir) bilinen bir kelimenin bellekten geri çağırmadaki hata nedeniyle hatırlanamaması, bellekten kısmi geri çağırma ile birlikte her an hatırlanabileceği hissine kapılmaktır.Fenomenin ismi bu gibi durumlarda sıklıkla söylenen "Dilimin ucunda." sözünden gelmektedir. Hemen hemen evrensel bir durum olarak çok iyi bilinen bir kelimenin ya da ismin hatırlanmasında zorluk şeklinde bir bellek çağırma durumu olarak ifade edilir. Dilinin ucunda fenomeni sözcüksel erişimin aşama aşama gerçekleştiğini ortaya koymaktadır.
Bu fenomeni yaşayan insanlar sıklıkla hedef kelimenin bir veya birkaç özelliğini hatırlayabilirler. Örneğin ilk harf, benzer kelimeler ve vurgular ya da kelimenin anlamı anımsanabilir. Dilinin ucunda olayı esnasında, bellekteki kelimeyi ararken, bireyler belirli bir ana kapılma, hafif bir zihni keder ve sözcük bulunduğunda ise bir rahatlama hissi duyduklarını belirtirler. Dilin ucunda fenomeninin pek çok yönleri hala belirsizliğini korurken, bu olayın gerçekleşme sebebini belirten rakip iki temel açıklama bulunmaktadır, doğrudan-erişim kanısı ve çıkarımsal kanı. Doğrudan-erişim kanısı, hafızanın herhangi bir öğeyi bellekten getirecek kadar güçlü olmadığı ancak bu durumu tetikleyecek seviyede yeterli olduğu durumlarda meydana geldiğini öne sürmektedir. Çıkarımsal kanı ise, dilinin ucunda fenomenlerinin tamamen erişilemez ancak aktive edilmiş hedeflere dayalı olmadığını bundan ziyade, hatırlamaya çalışan kişinin sözcük hakkında farklı ipuçlarını bir araya getirmeye çalışması durumlarında meydana geldiğini iddia etmektedir. Duygunun tetiklediği geri alma olayları, duygusal olarak tarafsız olan geri alımlardan genellikle daha fazla TOT deneyimlerine neden olmaktadır. Örneğin, basit bir şekilde sadece bir ülkenin başkentini sormak yerine, ünlü bir kişinin nerede suikasta uğradığını sormak. Duygusal TOT deneyimleri, duygusal olmayan TOT deneyimleriyle kıyaslandığında aynı zamanda daha uzun geri alım süresine sahiptirler. Bunun sebebi bilinmemektedir ancak tahminler arasında duygusal olmayan TOT deneyiminden ziyade duygusal TOT deneyimi yaşarken kullanılan farklı bir geri alım stratejisinin kullanılması, geri alım süresindeki akıcılık ve hafıza gücü bulunmaktadır.
TOT fenomenleri, FOK (bilme hissi) olaylarından ayrılmalıdır. FOK, belirli bir öğe listesinden mevcut durumda erişilemeyen bir öğenin ayırt edilebileceği, tanınabileceği hissidir. Bu kavramların altında yatan ayrılabilirlik süreci hakkında muhalif makaleler mevcuttur. Ancak, TOT ve FOK fenomenlerinin beynin farklı bölgelerinde meydana geldiğine dair bazı kanıtlar bulunmaktadır. TOT fenomenleri daha çok ön taraftaki singulat (anterior singülat), sağ dorsolateral (sırt yanı) alın korteksi ve sağ inferior korteks ile ilişkilendirilirken, FOK fenomenleri ilişkilendirilmemektedir.
Dilin ucunda fenomeninin gerçekleşmesi, bütün yaşlardaki normal bireyler için doğal bir durumdur. İnsanlar yaşlandıkça, TOT fenomeni daha sık gerçekleşir. TOT, öğrenim ve günlük yaşam ile yeterince çatışıldığında meydana gelen tıbbi bir durumdur. Bu hastalığın, genellikle kafa yaralanması, felç ya da demans gibi beyne verilen hasar sonucu meydana gelmesine ise anomik afazi denilmektedir.
Dilin ucunda fenomenleri, ruhdilbilim, hafıza ve üstbiliş alanlarında yapılacak araştırmalar için öneriler sunmaktadır.
Tarihçe
“Dilinin ucunda” terimi günlük konuşma dilinden alınmıştır ve muhtemelen Fransızca bir ifade olan avoir le mot sur le bout de la langue (kelimenin dilinin ucunda olması) dan alıntıdır. Her ne kadar kendisi bu şekilde tanımlamasa da, Dilinin ucunda fenomeni ilk olarak William James tarafından (1890) kaleme alınan Psikolojinin İlkeleri (The Principles of Psychology) adlı metinde psikolojik bir fenomen olarak tanımlanmıştır.
Aynı zamanda Sigmund Freud da bilinen kelimeleri unutmaya sebep olabilecek, bilinçaltındaki düşünceler ve dürtüler gibi bilinçaltıyla ilgili psikolojik faktörleri ele almıştır.
Araştırmalar
İBu fenomen ile ilgili ilk deneysel araştırma Harvard araştırmacıları ve tarafından gerçekleştirilmiş ve 1966 yılında Journal of Verbal Learning and Verbal Behaviour’da yayımlanmıştır. Brown ve Mcneill, dilinin ucunda evresinde yaşanan yakın geri kazanım hissinin gerçekten geri çağırım yeteneği ile mi temellendirildiğini yoksa sadece bir yanılsama mı olduğunu belirlemek istemişlerdir.
Brown ve McNeill çalışmalarında, katılımcılara nadir kelimelerin tanımlarını sesli bir şekilde okumuş ve onlardan tanımlanan nesneyi adlandırmalarını istemiş, daha sonra hedef kelime deneyi yapan kişi tarafından okunmuştur. Katılımcılar dilinin ucunda evresini yaşayıp yaşamadıklarını rapor etmeleri konusunda bilgilendirilmişlerdir.
Brown ve Mcneill tarafından 3 tip pozitif dilinin ucunda evresi belirlenmiştir:
1. Katılımcı, deneyi yapan kişinin okuduğu kelimeyi, kendisinin aramakta olduğu kelime olarak belirtmiştir.
2. Katılımcı kelimeyi, deneyi yapan kişi okumadan doğru bir şekilde hatırlamıştır.
3. Katılımcı, aranan kelimeyi hedef kelime deneyi yapan kişi tarafından okunmadan önce hatırlatmıştır, ancak hatırlanan kelime istenilen hedef değildir.
Eğer bir katılımcı dilinin ucunda evresini belirttiyse, hatırlayabildiği hedef kelime hakkında herhangi bir bilgi vermesi istenir. Brown ve McNeill katılımcıların şans eseri, beklenenden daha iyi bir şekilde hedef kelimenin ilk harfini, hedef kelimedeki hecelerin sayısını, benzer sesteki, anlamdaki ve hecesel kalıptaki kelimeleri ve hedef kelimedeki bazı harflerin dizimsel konumunu belirleyebildikleri sonucuna varmışlardır. Brown ve McNeill’ın araştırma sonuçları, yaşanan dilinin ucunda evresini bilme hissinin geçerliğini ortaya koymuştur.
Bu çalışma, dilinin ucunda fenomeni ile ilgili daha sonraki araştırmaların temelini oluşturmuştur.
Günümüzde dilinin ucu fenomeninin nörolojik mekanizmaları hakkında sınırlı sayıda da olsa bazı çalışmalar yapılmaktadır. Bu alandaki çalışmalarda (MEG) ve olay-ilişkili (fMRI) teknikleri kullanılmaktadır.
Yapılan araştırmalarda dilinin ucunda fenomeni durumunda beynin çeşitli alanlarında aktivasyon artışı tespit edilmiştir. Aşağıda aktivasyon artışı gösteren beyin bölgeleri gösterilmiştir;
- (ACC)
- Sağ (DLPFK)
- Sağ alt prefrontal korteks (RIPC)
- Bilateral anterior frontal korteks
- Posterior medial
- Bilateral, lateral parietal korteks
- Bilateral superior prefrontal korteks
- Sol
Evrensellik
Dilinin ucunda deneyimleri insanlarda cinsiyet gözetilmeksizin gerçekleşir. Bu fenomenin genç yetişkinlikte, orta yaşta ve ileri yetişkinlikte gerçekleştiği bilinmektedir. Çocukluktaki dilinin ucunda deneyimleri ile ilgili çalışma yapılmamıştır. Eğitim seviyesi, dilinin ucunda deneyiminde bir etken olarak düşünülmemektedir. Tek dil konuşucuları, iki dil konuşucuları ve çok dil konuşucularının hepsi değişen sıklıklarda olsa da, dilinin ucunda evresini yaşamışlardır. İngilizce dışındaki pek çok diğer dil, dilinin ucunda fenomenin kültürler arası bir deneyim olduğunu gösteren, günlük konuşma dilinde bu fenomene eşdeğer terimlere sahiptir.
’n gerçekleştirdiği bir çalışmada (1999), araştırılan 51 dilden 45’inde, dilinin ucunda fenomeni dil, ağız veya boğaz ile bağlantılı mecaz anlamlara sahip bir deyimdir. Bu deyimlerin doğrudan İngilizce çevirileri "on the tongue", "on the tip/point/head of the tongue", "on the top of the tongue", "on the front of the tongue", "sparkling at the end of the tongue", and "in the mouth and throat" şeklindedir. Özellikle, çalışma yapılmış dillerden, dilinin ucunda fenomeni için eşdeğer deyimi olmayanlar Amerikan İşaret Dili, Habeşistan Dili, İzlandaca, Endonezce, Kalenjin Dili ve Kiswahili Dili’dir. Ancak, parmağımın ucunda deneyimleri işaret dilini kullananlar tarafından bildirilmiştir.
Kaynakça
- ^ Brown, AS. (Mar 1991). "A review of the tip-of-the-tongue experience". Psychological Bulletin. 109 (2). ss. 204-23. doi:10.1037/0033-2909.109.2.204. (PMID) 2034750.
- ^ a b Schwartz, BL. (Sep 1999). "Sparkling at the end of the tongue: the etiology of tip-of-the-tongue phenomenology" (PDF). Psychonomic Bulletin & Review. 6 (3). ss. 379-93. (PMID) 12198776. 30 Nisan 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 18 Mart 2014.
- ^ a b c Brown, Roger; McNeill, David (1966). (PDF). Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior. 5 (4). ss. 325-337. doi:10.1016/S0022-5371(66)80040-3. 20 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2014.
- ^ Rastle, Kathleen G.; Burke, Deborah M. (1996). "Priming the Tip of the Tongue: Effects of Prior Processing on Word Retrieval in Young and Older Adults". Journal of Memory and Language. 35 (4). ss. 586-605. doi:10.1006/jmla.1996.0031.
- ^ Beattie, G.; Coughlan, J. (Feb 1999). "An experimental investigation of the role of iconic gestures in lexical access using the tip-of-the-tongue phenomenon". Br J Psychol. 90 (1). ss. 35-56. doi:10.1348/000712699161251. (PMID) 10085545.
- ^ Schwartz, BL.; Metcalfe, J. (Jul 2011). "Tip-of-the-tongue (TOT) states: retrieval, behavior, and experience". Mem Cognit. 39 (5). ss. 737-49. doi:10.3758/s13421-010-0066-8. (PMID) 21264637.
- ^ James, W. (1890). Principles of Psychology. Retrieved from http://psychclassics.yorku.ca/James/Principles/ 7 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Freud, S. (1965). . New York: Norton.
- ^ Baddeley, A, Eysenck, M., & Anderson, M. (2009). Memory. New York: Psychology Pres Inc.
- ^ Lindin, M., Diaz, F., Capilla, A., Ortiz, T. & Maestu, F. (2010). On the characterization of the spatio-temporal profiles of brain activity associated with face naming and the tip-of-the-tongue state: A magnetoencephalographic (MEG) study. Neuropsychologia, 48, 1757-1766.
- ^ a b c d e f g h Maril, A.; Simons, JS.; Weaver, JJ.; Schacter, DL. (Feb 2005). "Graded recall success: an event-related fMRI comparison of tip of the tongue and feeling of knowing". Neuroimage. 24 (4). ss. 1130-8. doi:10.1016/j.neuroimage.2004.10.024. (PMID) 15670690.
- ^ a b c d e f Kikyo, H., Ohki, K. & Sekihara, K. (2001). Temporal characterization of memory retrieval processes: an fMRI study of the `tip of the tongue' phenomenon. European Journal of Neuroscience, 14, 887-892.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dilinin ucunda fenomeni Ingilizce tip of the tongue phenomenon TOT ya da bazen presque vu denilir bilinen bir kelimenin bellekten geri cagirmadaki hata nedeniyle hatirlanamamasi bellekten kismi geri cagirma ile birlikte her an hatirlanabilecegi hissine kapilmaktir Fenomenin ismi bu gibi durumlarda siklikla soylenen Dilimin ucunda sozunden gelmektedir Hemen hemen evrensel bir durum olarak cok iyi bilinen bir kelimenin ya da ismin hatirlanmasinda zorluk seklinde bir bellek cagirma durumu olarak ifade edilir Dilinin ucunda fenomeni sozcuksel erisimin asama asama gerceklestigini ortaya koymaktadir Bu fenomeni yasayan insanlar siklikla hedef kelimenin bir veya birkac ozelligini hatirlayabilirler Ornegin ilk harf benzer kelimeler ve vurgular ya da kelimenin anlami animsanabilir Dilinin ucunda olayi esnasinda bellekteki kelimeyi ararken bireyler belirli bir ana kapilma hafif bir zihni keder ve sozcuk bulundugunda ise bir rahatlama hissi duyduklarini belirtirler Dilin ucunda fenomeninin pek cok yonleri hala belirsizligini korurken bu olayin gerceklesme sebebini belirten rakip iki temel aciklama bulunmaktadir dogrudan erisim kanisi ve cikarimsal kani Dogrudan erisim kanisi hafizanin herhangi bir ogeyi bellekten getirecek kadar guclu olmadigi ancak bu durumu tetikleyecek seviyede yeterli oldugu durumlarda meydana geldigini one surmektedir Cikarimsal kani ise dilinin ucunda fenomenlerinin tamamen erisilemez ancak aktive edilmis hedeflere dayali olmadigini bundan ziyade hatirlamaya calisan kisinin sozcuk hakkinda farkli ipuclarini bir araya getirmeye calismasi durumlarinda meydana geldigini iddia etmektedir Duygunun tetikledigi geri alma olaylari duygusal olarak tarafsiz olan geri alimlardan genellikle daha fazla TOT deneyimlerine neden olmaktadir Ornegin basit bir sekilde sadece bir ulkenin baskentini sormak yerine unlu bir kisinin nerede suikasta ugradigini sormak Duygusal TOT deneyimleri duygusal olmayan TOT deneyimleriyle kiyaslandiginda ayni zamanda daha uzun geri alim suresine sahiptirler Bunun sebebi bilinmemektedir ancak tahminler arasinda duygusal olmayan TOT deneyiminden ziyade duygusal TOT deneyimi yasarken kullanilan farkli bir geri alim stratejisinin kullanilmasi geri alim suresindeki akicilik ve hafiza gucu bulunmaktadir TOT fenomenleri FOK bilme hissi olaylarindan ayrilmalidir FOK belirli bir oge listesinden mevcut durumda erisilemeyen bir ogenin ayirt edilebilecegi taninabilecegi hissidir Bu kavramlarin altinda yatan ayrilabilirlik sureci hakkinda muhalif makaleler mevcuttur Ancak TOT ve FOK fenomenlerinin beynin farkli bolgelerinde meydana geldigine dair bazi kanitlar bulunmaktadir TOT fenomenleri daha cok on taraftaki singulat anterior singulat sag dorsolateral sirt yani alin korteksi ve sag inferior korteks ile iliskilendirilirken FOK fenomenleri iliskilendirilmemektedir Dilin ucunda fenomeninin gerceklesmesi butun yaslardaki normal bireyler icin dogal bir durumdur Insanlar yaslandikca TOT fenomeni daha sik gerceklesir TOT ogrenim ve gunluk yasam ile yeterince catisildiginda meydana gelen tibbi bir durumdur Bu hastaligin genellikle kafa yaralanmasi felc ya da demans gibi beyne verilen hasar sonucu meydana gelmesine ise anomik afazi denilmektedir Dilin ucunda fenomenleri ruhdilbilim hafiza ve ustbilis alanlarinda yapilacak arastirmalar icin oneriler sunmaktadir TarihceFenomeni ilk tanimlayan psikolog William James Dilinin ucunda terimi gunluk konusma dilinden alinmistir ve muhtemelen Fransizca bir ifade olan avoir le mot sur le bout de la langue kelimenin dilinin ucunda olmasi dan alintidir Her ne kadar kendisi bu sekilde tanimlamasa da Dilinin ucunda fenomeni ilk olarak William James tarafindan 1890 kaleme alinan Psikolojinin Ilkeleri The Principles of Psychology adli metinde psikolojik bir fenomen olarak tanimlanmistir Ayni zamanda Sigmund Freud da bilinen kelimeleri unutmaya sebep olabilecek bilincaltindaki dusunceler ve durtuler gibi bilincaltiyla ilgili psikolojik faktorleri ele almistir ArastirmalarTOT durumunda te aktivasyon artisi gorulur IBu fenomen ile ilgili ilk deneysel arastirma Harvard arastirmacilari ve tarafindan gerceklestirilmis ve 1966 yilinda Journal of Verbal Learning and Verbal Behaviour da yayimlanmistir Brown ve Mcneill dilinin ucunda evresinde yasanan yakin geri kazanim hissinin gercekten geri cagirim yetenegi ile mi temellendirildigini yoksa sadece bir yanilsama mi oldugunu belirlemek istemislerdir Brown ve McNeill calismalarinda katilimcilara nadir kelimelerin tanimlarini sesli bir sekilde okumus ve onlardan tanimlanan nesneyi adlandirmalarini istemis daha sonra hedef kelime deneyi yapan kisi tarafindan okunmustur Katilimcilar dilinin ucunda evresini yasayip yasamadiklarini rapor etmeleri konusunda bilgilendirilmislerdir Brown ve Mcneill tarafindan 3 tip pozitif dilinin ucunda evresi belirlenmistir 1 Katilimci deneyi yapan kisinin okudugu kelimeyi kendisinin aramakta oldugu kelime olarak belirtmistir 2 Katilimci kelimeyi deneyi yapan kisi okumadan dogru bir sekilde hatirlamistir 3 Katilimci aranan kelimeyi hedef kelime deneyi yapan kisi tarafindan okunmadan once hatirlatmistir ancak hatirlanan kelime istenilen hedef degildir Eger bir katilimci dilinin ucunda evresini belirttiyse hatirlayabildigi hedef kelime hakkinda herhangi bir bilgi vermesi istenir Brown ve McNeill katilimcilarin sans eseri beklenenden daha iyi bir sekilde hedef kelimenin ilk harfini hedef kelimedeki hecelerin sayisini benzer sesteki anlamdaki ve hecesel kaliptaki kelimeleri ve hedef kelimedeki bazi harflerin dizimsel konumunu belirleyebildikleri sonucuna varmislardir Brown ve McNeill in arastirma sonuclari yasanan dilinin ucunda evresini bilme hissinin gecerligini ortaya koymustur Bu calisma dilinin ucunda fenomeni ile ilgili daha sonraki arastirmalarin temelini olusturmustur Gunumuzde dilinin ucu fenomeninin norolojik mekanizmalari hakkinda sinirli sayida da olsa bazi calismalar yapilmaktadir Bu alandaki calismalarda MEG ve olay iliskili fMRI teknikleri kullanilmaktadir Yapilan arastirmalarda dilinin ucunda fenomeni durumunda beynin cesitli alanlarinda aktivasyon artisi tespit edilmistir Asagida aktivasyon artisi gosteren beyin bolgeleri gosterilmistir ACC Sag DLPFK Sag alt prefrontal korteks RIPC Bilateral anterior frontal korteks Posterior medial Bilateral lateral parietal korteks Bilateral superior prefrontal korteks SolEvrensellikDilinin ucunda deneyimleri insanlarda cinsiyet gozetilmeksizin gerceklesir Bu fenomenin genc yetiskinlikte orta yasta ve ileri yetiskinlikte gerceklestigi bilinmektedir Cocukluktaki dilinin ucunda deneyimleri ile ilgili calisma yapilmamistir Egitim seviyesi dilinin ucunda deneyiminde bir etken olarak dusunulmemektedir Tek dil konusuculari iki dil konusuculari ve cok dil konusucularinin hepsi degisen sikliklarda olsa da dilinin ucunda evresini yasamislardir Ingilizce disindaki pek cok diger dil dilinin ucunda fenomenin kulturler arasi bir deneyim oldugunu gosteren gunluk konusma dilinde bu fenomene esdeger terimlere sahiptir n gerceklestirdigi bir calismada 1999 arastirilan 51 dilden 45 inde dilinin ucunda fenomeni dil agiz veya bogaz ile baglantili mecaz anlamlara sahip bir deyimdir Bu deyimlerin dogrudan Ingilizce cevirileri on the tongue on the tip point head of the tongue on the top of the tongue on the front of the tongue sparkling at the end of the tongue and in the mouth and throat seklindedir Ozellikle calisma yapilmis dillerden dilinin ucunda fenomeni icin esdeger deyimi olmayanlar Amerikan Isaret Dili Habesistan Dili Izlandaca Endonezce Kalenjin Dili ve Kiswahili Dili dir Ancak parmagimin ucunda deneyimleri isaret dilini kullananlar tarafindan bildirilmistir Kaynakca Brown AS Mar 1991 A review of the tip of the tongue experience Psychological Bulletin 109 2 ss 204 23 doi 10 1037 0033 2909 109 2 204 PMID 2034750 a b Schwartz BL Sep 1999 Sparkling at the end of the tongue the etiology of tip of the tongue phenomenology PDF Psychonomic Bulletin amp Review 6 3 ss 379 93 PMID 12198776 30 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 18 Mart 2014 a b c Brown Roger McNeill David 1966 PDF Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior 5 4 ss 325 337 doi 10 1016 S0022 5371 66 80040 3 20 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 18 Mart 2014 Rastle Kathleen G Burke Deborah M 1996 Priming the Tip of the Tongue Effects of Prior Processing on Word Retrieval in Young and Older Adults Journal of Memory and Language 35 4 ss 586 605 doi 10 1006 jmla 1996 0031 Beattie G Coughlan J Feb 1999 An experimental investigation of the role of iconic gestures in lexical access using the tip of the tongue phenomenon Br J Psychol 90 1 ss 35 56 doi 10 1348 000712699161251 PMID 10085545 Schwartz BL Metcalfe J Jul 2011 Tip of the tongue TOT states retrieval behavior and experience Mem Cognit 39 5 ss 737 49 doi 10 3758 s13421 010 0066 8 PMID 21264637 James W 1890 Principles of Psychology Retrieved from http psychclassics yorku ca James Principles 7 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Freud S 1965 New York Norton Baddeley A Eysenck M amp Anderson M 2009 Memory New York Psychology Pres Inc Lindin M Diaz F Capilla A Ortiz T amp Maestu F 2010 On the characterization of the spatio temporal profiles of brain activity associated with face naming and the tip of the tongue state A magnetoencephalographic MEG study Neuropsychologia 48 1757 1766 a b c d e f g h Maril A Simons JS Weaver JJ Schacter DL Feb 2005 Graded recall success an event related fMRI comparison of tip of the tongue and feeling of knowing Neuroimage 24 4 ss 1130 8 doi 10 1016 j neuroimage 2004 10 024 PMID 15670690 a b c d e f Kikyo H Ohki K amp Sekihara K 2001 Temporal characterization of memory retrieval processes an fMRI study of the tip of the tongue phenomenon European Journal of Neuroscience 14 887 892