Bu madde, uygun değildir.Mayıs 2020) ( |
Çoğunluğun tiranlığı ya da çoğunluk diktatörlüğü, demokrasi sistemlerinin tartışılması sırasında kullanılan ve kararların çoğunluğa göre alınmasını öngören çoğunluk kuralı doğrultusunda birey veya azınlık gruplara yönelik uygulanan baskıyı ifade eden bir kavramdır.
Giriş
Çoğunluk ve tiranlık kelimelerinin sözlük anlamları tek tek ele alınırsa çoğunluk kelimesi sayı üstünlüğü, ekseriyet, azınlık karşıtı anlamlarına tiranlık kelimesi ise Fransızcadan Türkçeye gelmiş olup acımasızlık, despotluk anlamlarına gelmektedir. Çoğunluğun tiranlığı kavramını incelerken kaynak olarak alınacak en önemli isim kuşkusuz ki Alexis de Tocgueville’dir. Tocqueville, iki ciltlik eseri De la Democratie en Amerique’e yani Amerika’da Demokrasi adlı eseriyle ünlü olmuştur. İlk cildi 1835 ve ikinci cildi 1840 tarihlerinde Paris'te yayımlanmıştır. Tocqueville'in yakın arkadaşı ’la birlikte yapmış olduğu Amerika yolculuğu bu eserlerin doğmasına vesile olmuştur. Yazar, ilk ciltte Amerika Birleşik Devletleri’nde o zamanki mevcut olan demokratik sistemin ayrıntılarıyla ele alarak yaptığı tasviri ve analizi sunar. Amerikan demokrasisinin kurumlarını tanımlar, siyasal iktidarın nasıl bir biçimde oluştuğunu anlatır, eşitlik ve özgürlüğün ve demokratik sistemin yaşam koşullarını gözler önüne sermeye çalışır. İkinci cildinde ise demokrasi terimini felsefi ve sosyolojik düzeyde ele almıştır. Her ne kadar kitabın isminde Amerika geçse de bu kitapta Amerika üzerinde çok fazla durulmamış, konu hakimiyeti genel olarak demokrasi üzerinde olmuştur. Tocqueville bu eserinde demokrasiyi derinlemesine incelemiştir. Ama Fransa’da ilk cildi kadar dikkat çekmemiştir. John Stuart Mili, bu eser hakkında “demokrasi üstüne yazılmış ilk büyük siyaset felsefesi eseri” ifadesini kullanmıştır.
Alexis De Tocgueville ve Amerika sistemi
Tocqueville Amerika’daki mevcut sistemi anlatırken demokrasi açısından birçok olumlu yönlerinden de bahsetmektedir. O demokrasinin en temel özelliği olarak halk egemenliğini görmektedir. Ve bu ilke Amerika’da yasal olarak ilan edilmiş ve toplum tarafından da benimsenmiş kabul edilmiş bir ilkedir. Amerikan hukuk sistemini inceleyen Tocqueville’e göre, Amerikalılarda ciddi anlamda güçlü yargıçlar olduğunu söyler. Yargıç, siyasal ve toplumsal yaşam alanının her anında hazır biçimde bulunur. Yargının çok belirgin 3 özelliği olduğundan bahseder. Bunlardan ilki, yargıcın ancak bir anlaşmazlık durumunda olaya müdahale etmesidir ki bu yargıcın hakemlik görevinin de olduğunu gösterir. İkincisi, yargıcın genelleme yapmadan kişiye özel tavır sergilemesidir. Son üçüncü olarak da yargıç onun müdahalesi istendiği zaman olaya müdahil olmasıdır. Tocqueville’in yargıç konusunda üzerinde durduğu konu ise halkın yargıçlara anayasayı düzeltme hakkı vermiş olması ve Amerikan yargıçların elde ettiği gücün buna dayandığını söyler. Ve anayasada yargıçların bir üstünlüğü yoktur. Herhangi bir vatandaş anayasaya karşı ne kadar bağlı ise yargıçlarda aynı oranda bağlıdır. Herhangi bir artı veya eksileri yok. Tocqueville’in “ya halk anayasayı değiştirecek, ya da yasama organı kanunu değiştirecektir". Eğer halk yasama organının kanunu değiştirmemesine kendisi anayasayı değiştirerek cevap verebilir. Bu sistemde Amerikan yargı sisteminde mahkemelere büyük oranda bir güç verdiği görülüyor. Ancak bu sistemle yargıç asla bireysel ve özel düşüncelerini yargıya asla taşıyamayacaktır. Mahkeme sürecinde Anayasa’ya bizzat bağlı kalarak yargılama yapmak zorundadır. Bireysel düşüncesinin hiçbir önemi yoktur. Eğer böyle bir duruma kalkışırsa yasayı bizzat karşı çıkmış olur. Tocqueville bu durumu, özgürlük ve kamu düzeni açısından faydalı bir sistem olarak görür; bu yetki siyasal anlamda meclislerin tiranlaşmasını engellemek olarak görür. Demokrasi için olumlu bir sistem olarak öne çıkarır. Bu yargı sisteminde demokrasi açısından olumlu olan bir diğer oluşum da, şikayet üzerine tüm kamu çalışanlarının yargılanmasıdır. Halk kamu çalışanlarını bir sebeple yargıya taşıyabilir. Yani halkın kamuyu yargılatma yetkisi vardır.
Demokraside öne çıkan önemli olgulardan biri olan bireysel özgürlüğün kullanım alanını oluşturan siyasal örgütlenmeler Amerika’da yoğun bir şekilde kullanıldığını söyler Tocqueville. Bireylerin bir araya gelip örgütlenmesi, her bir kişinin bir fikrinin olma zorunluluğunu da ortaya çıkarır aslında. Herhangi bir örgüte katılanlar fikirlerine yakınlık sağlayan örgütlere katılırlar. Ve o örgütün fikrine ortak olmuş olur dolayısıyla da fikrini saklamaya gerek kalmadan belirtmiş olur. Bir örgüte üye olan kişinin fikirlerini saklamaya çalışmak gibi bir ihtimali yoktur. Eğer bir örgüte üyeyseniz o örgütün fikirlerini kabul etmişsiniz ve düşünceniz ortaktır. Tocqueville’nın bu yapıyı demokrasi için olumlu görmesinin sebebi ise çoğunluk tiranlığının oluşmasına karşı bir duvar misali bir yapı olmasıdır. Bu sistem Amerika’da halk tarafından oldukça benimsenmiş ve kökleşmiştir. Özellikle prense ve siyasi partilere karşı bir engelleme aracı olarak görünür. Hem prensin hem de siyasi partinin bir faaliyetini olumsuz buldukları anda bir karşı çıkma söz konusu olmaktadır. Bu da karşı tarafı tedirgin edeceğinden bu işe hiç kalkışmamasına vesile olacaktır. Avrupa’da bu sistem bir mücadele aracı olarak faaliyet sürerken Amerika’da çoğunluğun imparatorluğunu zayıflatmanın aracı olarak göründüğünü söyler Tocqueville.
Çoğunluğun Tiranlığı
Amerika demokrasi sisteminde en büyük güce sahip olan kesim çoğunluktur. Tocqueville bu kesim üzerinde açıklamalar yaparken “çoğunluk imparatorluğu” terimini kullanmıştır. Onun için bu konu araştırmasının temeli ne kadar çok kişinin çıkarı gözetilebilirse o kadar iyi mantığındadır. Bu çoğunluk meclis üyelerini her seçimde tekrar tekrar seçer. Çoğunluktan başkası bir karar alamaz. Ve bu meclis üyeleri onları seçen çoğunluğa karşı bağımlı kalır. Yani onu seçmeyen çoğunluk dışı kalan azınlığı görmezden gelebilir. Bu kısımda önemli olanın çoğunluğun elinde bulundurduğu yetkiyi azınlığında çıkarına karşı kullanması gerektiğidir. Eğer çoğunluk azınlığı görmezden gelip yok sayarsa tehlikeli bir alana geçiş olur. Alexis de Tocgueville toplumun huzur içinde yaşaması ve refah halinde olması halkın barış içinde yaşaması büyük önem taşır. Ancak tarihte bunun için çabalamanın sonucunun tiranlaşma olduğuna dair çok fazla örnekler sunar ve böyle olunmaması gerekildiğini söyler. Halk huzur içinde olmayı, huzurlu bir ortamda yaşamayı kesinlikle istemeli ama hükûmetten sadece bunu istememelidir. Ve hükûmet bu huzur ortamını sunduktan sonra boyun eğmemeli hükûmete teslim olup köleleşmemelidir. Halk refahın kölesi olmamalıdır. Eğer hükûmet refaha köle olmuş bir halk bulursa tiranlaşır. Tocgueville’nın değinmek istediği asıl konu demokrasi özgür ve eşitlikçi bir sistemdir. Her bireyin içinde bulunmak istediği özgür bir sistemdir ancak bu özgür sistem farklı yönlere çekildiğinde bir baskı sistemine de dönüşebilir. Yanı bu sistem çelişkili bir sistemdir. Ve bu çok farklı iki durumun yani demokrasi adı altında olan özgürlük ve eşitlik yaşanırken bir yandan tam zıttı olan baskı rejimi de uygulanıyor olabilir. Tocgueville çoğunluğun ahlâki hâkimiyeti şu ilkelere dayandığını söyler: En çok sayıda olanların yani çoğunluğun çıkarlarını, az sayıda olanların yani azınlığın tercih etmek zorundadır. Yani azınlığın çıkarları bir yana dursun çoğunluğun seçtiği hükûmet çoğunluğun çıkarını gözetir ve azınlığın çıkarı ele alınmaz. Çünkü o çoğunluğun çıkarını kabul etmek zorunda kalmaktadır. Ve bu da tiranlaşmanın basamaklarındandır. “Böylece, her şeyi yapma hakkının ve yetisinin halk veya kral, demokrasi veya aristokrasi olarak adlandırdığımız, bir monarşide veya bir cumhuriyette uyguladığımız herhangi bir kuvvete verildiğini görürsem, şöyle söylerim: Burada bir tiranlık tohumu vardır. Hemen buradan gitmeye ve başka yasalar altında yaşamaya çalışırım.” Tocgueville her şeyi yapma yetkisinin bir kişide veya bir toplulukta veya bir grupta bulunmasına kesinlikle karşı çıkar. Bu yetkiyi halkta seçmiş olsa veya bu yetkisinin verildiği kişi halkın çoğunluğu da olsa bu bir tiranlaşma yoludur. Tocgueville her ne kadar yetki sahibi olursa olsun gücün tamamen tek elde toplanmasına karşı olmuştur. Bu demokrasi olsa bile tiranlaşma olarak görmüştür. Tocgueville tiranlığı alt edebilmek için güçlü bir silahın olduğunu söyler. Bu silah düşünmektir der. Bu kuvvetli silah görünmez ve kavranılamaz bir kuvvettedir diye belirtir. O dönemde Avrupa’nın en bağımsız egemenlerini incelediğinde kendi yönetimine karşı düşman olan bazı karşıt fikirlerin devletin içine ve hatta yargılamaların yapıldığı mahkemelere bile gizlice sızılmasını engellenemediğini söylenmiştir. Ama Amerika’da bu durum farklılık göstermektedir. Çoğunluk fikir olarak çelişkide kaldığı zaman konuşulur tartışılır ortaya herkesin fikirleri sunulur; ama geriye dönülemeyecek şekilde karar alındığında herkes susar ve çoğunluk bunu kabul etmiş olur. Bunun nedenini ise Tocgueville şu şekilde açıklamıştır : “Yasaları yapma ve bunları uygulama hakkıyla donanmış bir çoğunluğun yaptığı gibi, toplumun tüm güçlerini elinde toplayabilecek ve direnenleri alt edebilecek kadar mutlak bir hükümdar yoktur.” Yani halkın çoğunluğu hükümdardan güçlüdür. Her ne kadar o hükümdarı çoğunluk seçmiş olsa da çoğunluk hükümdardan güçlüdür. Tocgueville o dönemde Amerika’nın büyük yazarlarının olmama sebebini tinsel özgürlüğün olmamasından kaynaklandığını söylemektedir. Tocgueville bu durumu şu cümlelerle açıklamıştır, “Tinsel özgürlük olmaksızın edebî deha var olmaz ve Amerika’da tinsel özgürlük yoktur.” Tinsel özgürlüğün ne olduğuna bakarsak ruhsal özgürlük olarak ele alabiliriz. Amerika’da yazarların ortaya çıkamamasının sebebi ruhsal özgürlüklerinin olmamasıdır ve bunun sebebi iktidardır. İspanya’da din karşıtı yazılan kitapların yayılmasını mahkemeler tarafından engellenemediğini söyler Tocgueville. Amerika’da çok fazla inançsız insan vardı ancak bunu eden ne bir insan vardı ne de bu fikir için araştırma yapılabilecek bir kitap. Çünkü Amerika’da bu tarz kitapların basılması yasaktı ve insanların inançsız olduğunu dile getirmesi de dolaylı yoldan yasak olmaktaydı. Kılıçlardan ve cellatlardan bahseden Tocgueville, eski dönemlerde tiranlığın araçları olduğunu söyler. Ama o dönemde demokrasi içinde oluşan tiranlıkta cellatlar ve kılıçlar olmadan bu oluşum vardır. Peki, bu nasıl olmaktadır? Demokratik cumhuriyetlerde kılıç ve cellat yoktur. Çünkü baskı fiziksel olarak uygulanmaz. Ruhsal olarak bir şiddet söz konusudur. Yani demokratik cumhuriyetlerde hedef beden değildir. Ruhtur. Şiddet insan bedenine değil ruhuna uygulanmaktadır. Tocgueville demokratik toplumdaki iktidarın “benimle aynı fikirde olmak zorundasınız yoksa ölürsünüz” şeklinde değil de şu şekilde bir şiddet uygulayacağını söyler, “benim gibi düşünmemek konusunda özgürsünüz, yaşamınız, mallarınız her şey sizde kalır, ama o gün bizim aramızda bir yabancı olursunuz. Şehirde ayrıcalıklarınızı korursunuz ama bunlar sizin için yararsız olacaktır; çünkü yurttaşların sizi seçmesini isteseniz de, onlar sizi seçmezler ve şimdi onlardan sadece saygı isteseniz de, onlar bunu vermeyi reddedecekmiş gibi görünürler, insanlar arasında kalacaksınız ama insanlığa dair haklarınızı kaybedeceksiniz. Hemcinslerinize yaklaştığınız zaman, onlar sizden pis bir varlıkmışsınız gibi kaçacaklar. Masumiyetinize inananlar bile sizi terk edecekler, çünkü onlardan da insanlar kaçacaktır. Barış içinde gidin, size yaşamı bırakıyorum, ama onu size ölümden daha kötü bir halde bırakıyorum.”
Sonuç
Çoğunluğun tiranlığı olarak adlandırdığımız kavramda tam bu anlama gelmektedir aslında. Demokrasi sistemi bu yönüyle tiranlaşmaktadır. Her bireyin söz sahibi olması gereken bu sistemde, iktidar kendi fikrine uyum sağlamayanları fiziksel olarak bir şiddet uyguladığı görünmüyor olsa da ruhsal olarak bir baskı altına almaktadır. Ve bu sadece iktidarın baskısı değil çoğunluğun dışında kalan azınlığın çıkarını iktidar gözetmediği gibi, o iktidarı seçen çoğunlukta o azınlığı görmezden gelmektedir. Sıradan bir birey sadece farklı düşündüğü için günlük yaşantısını bile baskı altında geçirmek zorunda kalacaktır, onunla aynı statüde olan insanlar sırf iktidarla aynı fikirde olduğu için onu dışlayabilecektir. İşte demokrasinin olduğu hükûmetlerde bu tarz olaylar ortaya çıkarsa bu sistemin adı çoğunluğun tiranlığına dönüşür.
Kaynakça
- ^ . TDK. 29 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2020.
- ^ Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. İLETİŞİM. s. 15.
- ^ TOCGUEVİLLE, ALEXİS DE. Amerika'da Demokrasi. iletişim. s. 16.
- ^ a b Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. İLETİŞİM. s. 17.
- ^ Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. İLETİŞİM. s. 18.
- ^ Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. iletişim. s. 257.
- ^ Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. s. 262.
- ^ a b Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. İLETİŞİM. s. 264.
- ^ Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. iletişim. s. 264.
- ^ a b Tocqueville, Alexis de. Amerika'da Demokrasi. İLETİŞİM. s. 265.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Mayis 2020 Cogunlugun tiranligi ya da cogunluk diktatorlugu demokrasi sistemlerinin tartisilmasi sirasinda kullanilan ve kararlarin cogunluga gore alinmasini ongoren cogunluk kurali dogrultusunda birey veya azinlik gruplara yonelik uygulanan baskiyi ifade eden bir kavramdir GirisCogunluk ve tiranlik kelimelerinin sozluk anlamlari tek tek ele alinirsa cogunluk kelimesi sayi ustunlugu ekseriyet azinlik karsiti anlamlarina tiranlik kelimesi ise Fransizcadan Turkceye gelmis olup acimasizlik despotluk anlamlarina gelmektedir Cogunlugun tiranligi kavramini incelerken kaynak olarak alinacak en onemli isim kuskusuz ki Alexis de Tocgueville dir Tocqueville iki ciltlik eseri De la Democratie en Amerique e yani Amerika da Demokrasi adli eseriyle unlu olmustur Ilk cildi 1835 ve ikinci cildi 1840 tarihlerinde Paris te yayimlanmistir Tocqueville in yakin arkadasi la birlikte yapmis oldugu Amerika yolculugu bu eserlerin dogmasina vesile olmustur Yazar ilk ciltte Amerika Birlesik Devletleri nde o zamanki mevcut olan demokratik sistemin ayrintilariyla ele alarak yaptigi tasviri ve analizi sunar Amerikan demokrasisinin kurumlarini tanimlar siyasal iktidarin nasil bir bicimde olustugunu anlatir esitlik ve ozgurlugun ve demokratik sistemin yasam kosullarini gozler onune sermeye calisir Ikinci cildinde ise demokrasi terimini felsefi ve sosyolojik duzeyde ele almistir Her ne kadar kitabin isminde Amerika gecse de bu kitapta Amerika uzerinde cok fazla durulmamis konu hakimiyeti genel olarak demokrasi uzerinde olmustur Tocqueville bu eserinde demokrasiyi derinlemesine incelemistir Ama Fransa da ilk cildi kadar dikkat cekmemistir John Stuart Mili bu eser hakkinda demokrasi ustune yazilmis ilk buyuk siyaset felsefesi eseri ifadesini kullanmistir Alexis De Tocgueville ve Amerika sistemiTocqueville Amerika daki mevcut sistemi anlatirken demokrasi acisindan bircok olumlu yonlerinden de bahsetmektedir O demokrasinin en temel ozelligi olarak halk egemenligini gormektedir Ve bu ilke Amerika da yasal olarak ilan edilmis ve toplum tarafindan da benimsenmis kabul edilmis bir ilkedir Amerikan hukuk sistemini inceleyen Tocqueville e gore Amerikalilarda ciddi anlamda guclu yargiclar oldugunu soyler Yargic siyasal ve toplumsal yasam alaninin her aninda hazir bicimde bulunur Yarginin cok belirgin 3 ozelligi oldugundan bahseder Bunlardan ilki yargicin ancak bir anlasmazlik durumunda olaya mudahale etmesidir ki bu yargicin hakemlik gorevinin de oldugunu gosterir Ikincisi yargicin genelleme yapmadan kisiye ozel tavir sergilemesidir Son ucuncu olarak da yargic onun mudahalesi istendigi zaman olaya mudahil olmasidir Tocqueville in yargic konusunda uzerinde durdugu konu ise halkin yargiclara anayasayi duzeltme hakki vermis olmasi ve Amerikan yargiclarin elde ettigi gucun buna dayandigini soyler Ve anayasada yargiclarin bir ustunlugu yoktur Herhangi bir vatandas anayasaya karsi ne kadar bagli ise yargiclarda ayni oranda baglidir Herhangi bir arti veya eksileri yok Tocqueville in ya halk anayasayi degistirecek ya da yasama organi kanunu degistirecektir Eger halk yasama organinin kanunu degistirmemesine kendisi anayasayi degistirerek cevap verebilir Bu sistemde Amerikan yargi sisteminde mahkemelere buyuk oranda bir guc verdigi goruluyor Ancak bu sistemle yargic asla bireysel ve ozel dusuncelerini yargiya asla tasiyamayacaktir Mahkeme surecinde Anayasa ya bizzat bagli kalarak yargilama yapmak zorundadir Bireysel dusuncesinin hicbir onemi yoktur Eger boyle bir duruma kalkisirsa yasayi bizzat karsi cikmis olur Tocqueville bu durumu ozgurluk ve kamu duzeni acisindan faydali bir sistem olarak gorur bu yetki siyasal anlamda meclislerin tiranlasmasini engellemek olarak gorur Demokrasi icin olumlu bir sistem olarak one cikarir Bu yargi sisteminde demokrasi acisindan olumlu olan bir diger olusum da sikayet uzerine tum kamu calisanlarinin yargilanmasidir Halk kamu calisanlarini bir sebeple yargiya tasiyabilir Yani halkin kamuyu yargilatma yetkisi vardir Demokraside one cikan onemli olgulardan biri olan bireysel ozgurlugun kullanim alanini olusturan siyasal orgutlenmeler Amerika da yogun bir sekilde kullanildigini soyler Tocqueville Bireylerin bir araya gelip orgutlenmesi her bir kisinin bir fikrinin olma zorunlulugunu da ortaya cikarir aslinda Herhangi bir orgute katilanlar fikirlerine yakinlik saglayan orgutlere katilirlar Ve o orgutun fikrine ortak olmus olur dolayisiyla da fikrini saklamaya gerek kalmadan belirtmis olur Bir orgute uye olan kisinin fikirlerini saklamaya calismak gibi bir ihtimali yoktur Eger bir orgute uyeyseniz o orgutun fikirlerini kabul etmissiniz ve dusunceniz ortaktir Tocqueville nin bu yapiyi demokrasi icin olumlu gormesinin sebebi ise cogunluk tiranliginin olusmasina karsi bir duvar misali bir yapi olmasidir Bu sistem Amerika da halk tarafindan oldukca benimsenmis ve koklesmistir Ozellikle prense ve siyasi partilere karsi bir engelleme araci olarak gorunur Hem prensin hem de siyasi partinin bir faaliyetini olumsuz bulduklari anda bir karsi cikma soz konusu olmaktadir Bu da karsi tarafi tedirgin edeceginden bu ise hic kalkismamasina vesile olacaktir Avrupa da bu sistem bir mucadele araci olarak faaliyet surerken Amerika da cogunlugun imparatorlugunu zayiflatmanin araci olarak gorundugunu soyler Tocqueville Cogunlugun TiranligiAmerika demokrasi sisteminde en buyuk guce sahip olan kesim cogunluktur Tocqueville bu kesim uzerinde aciklamalar yaparken cogunluk imparatorlugu terimini kullanmistir Onun icin bu konu arastirmasinin temeli ne kadar cok kisinin cikari gozetilebilirse o kadar iyi mantigindadir Bu cogunluk meclis uyelerini her secimde tekrar tekrar secer Cogunluktan baskasi bir karar alamaz Ve bu meclis uyeleri onlari secen cogunluga karsi bagimli kalir Yani onu secmeyen cogunluk disi kalan azinligi gormezden gelebilir Bu kisimda onemli olanin cogunlugun elinde bulundurdugu yetkiyi azinliginda cikarina karsi kullanmasi gerektigidir Eger cogunluk azinligi gormezden gelip yok sayarsa tehlikeli bir alana gecis olur Alexis de Tocgueville toplumun huzur icinde yasamasi ve refah halinde olmasi halkin baris icinde yasamasi buyuk onem tasir Ancak tarihte bunun icin cabalamanin sonucunun tiranlasma olduguna dair cok fazla ornekler sunar ve boyle olunmamasi gerekildigini soyler Halk huzur icinde olmayi huzurlu bir ortamda yasamayi kesinlikle istemeli ama hukumetten sadece bunu istememelidir Ve hukumet bu huzur ortamini sunduktan sonra boyun egmemeli hukumete teslim olup kolelesmemelidir Halk refahin kolesi olmamalidir Eger hukumet refaha kole olmus bir halk bulursa tiranlasir Tocgueville nin deginmek istedigi asil konu demokrasi ozgur ve esitlikci bir sistemdir Her bireyin icinde bulunmak istedigi ozgur bir sistemdir ancak bu ozgur sistem farkli yonlere cekildiginde bir baski sistemine de donusebilir Yani bu sistem celiskili bir sistemdir Ve bu cok farkli iki durumun yani demokrasi adi altinda olan ozgurluk ve esitlik yasanirken bir yandan tam zitti olan baski rejimi de uygulaniyor olabilir Tocgueville cogunlugun ahlaki hakimiyeti su ilkelere dayandigini soyler En cok sayida olanlarin yani cogunlugun cikarlarini az sayida olanlarin yani azinligin tercih etmek zorundadir Yani azinligin cikarlari bir yana dursun cogunlugun sectigi hukumet cogunlugun cikarini gozetir ve azinligin cikari ele alinmaz Cunku o cogunlugun cikarini kabul etmek zorunda kalmaktadir Ve bu da tiranlasmanin basamaklarindandir Boylece her seyi yapma hakkinin ve yetisinin halk veya kral demokrasi veya aristokrasi olarak adlandirdigimiz bir monarside veya bir cumhuriyette uyguladigimiz herhangi bir kuvvete verildigini gorursem soyle soylerim Burada bir tiranlik tohumu vardir Hemen buradan gitmeye ve baska yasalar altinda yasamaya calisirim Tocgueville her seyi yapma yetkisinin bir kiside veya bir toplulukta veya bir grupta bulunmasina kesinlikle karsi cikar Bu yetkiyi halkta secmis olsa veya bu yetkisinin verildigi kisi halkin cogunlugu da olsa bu bir tiranlasma yoludur Tocgueville her ne kadar yetki sahibi olursa olsun gucun tamamen tek elde toplanmasina karsi olmustur Bu demokrasi olsa bile tiranlasma olarak gormustur Tocgueville tiranligi alt edebilmek icin guclu bir silahin oldugunu soyler Bu silah dusunmektir der Bu kuvvetli silah gorunmez ve kavranilamaz bir kuvvettedir diye belirtir O donemde Avrupa nin en bagimsiz egemenlerini incelediginde kendi yonetimine karsi dusman olan bazi karsit fikirlerin devletin icine ve hatta yargilamalarin yapildigi mahkemelere bile gizlice sizilmasini engellenemedigini soylenmistir Ama Amerika da bu durum farklilik gostermektedir Cogunluk fikir olarak celiskide kaldigi zaman konusulur tartisilir ortaya herkesin fikirleri sunulur ama geriye donulemeyecek sekilde karar alindiginda herkes susar ve cogunluk bunu kabul etmis olur Bunun nedenini ise Tocgueville su sekilde aciklamistir Yasalari yapma ve bunlari uygulama hakkiyla donanmis bir cogunlugun yaptigi gibi toplumun tum guclerini elinde toplayabilecek ve direnenleri alt edebilecek kadar mutlak bir hukumdar yoktur Yani halkin cogunlugu hukumdardan gucludur Her ne kadar o hukumdari cogunluk secmis olsa da cogunluk hukumdardan gucludur Tocgueville o donemde Amerika nin buyuk yazarlarinin olmama sebebini tinsel ozgurlugun olmamasindan kaynaklandigini soylemektedir Tocgueville bu durumu su cumlelerle aciklamistir Tinsel ozgurluk olmaksizin edebi deha var olmaz ve Amerika da tinsel ozgurluk yoktur Tinsel ozgurlugun ne olduguna bakarsak ruhsal ozgurluk olarak ele alabiliriz Amerika da yazarlarin ortaya cikamamasinin sebebi ruhsal ozgurluklerinin olmamasidir ve bunun sebebi iktidardir Ispanya da din karsiti yazilan kitaplarin yayilmasini mahkemeler tarafindan engellenemedigini soyler Tocgueville Amerika da cok fazla inancsiz insan vardi ancak bunu eden ne bir insan vardi ne de bu fikir icin arastirma yapilabilecek bir kitap Cunku Amerika da bu tarz kitaplarin basilmasi yasakti ve insanlarin inancsiz oldugunu dile getirmesi de dolayli yoldan yasak olmaktaydi Kiliclardan ve cellatlardan bahseden Tocgueville eski donemlerde tiranligin araclari oldugunu soyler Ama o donemde demokrasi icinde olusan tiranlikta cellatlar ve kiliclar olmadan bu olusum vardir Peki bu nasil olmaktadir Demokratik cumhuriyetlerde kilic ve cellat yoktur Cunku baski fiziksel olarak uygulanmaz Ruhsal olarak bir siddet soz konusudur Yani demokratik cumhuriyetlerde hedef beden degildir Ruhtur Siddet insan bedenine degil ruhuna uygulanmaktadir Tocgueville demokratik toplumdaki iktidarin benimle ayni fikirde olmak zorundasiniz yoksa olursunuz seklinde degil de su sekilde bir siddet uygulayacagini soyler benim gibi dusunmemek konusunda ozgursunuz yasaminiz mallariniz her sey sizde kalir ama o gun bizim aramizda bir yabanci olursunuz Sehirde ayricaliklarinizi korursunuz ama bunlar sizin icin yararsiz olacaktir cunku yurttaslarin sizi secmesini isteseniz de onlar sizi secmezler ve simdi onlardan sadece saygi isteseniz de onlar bunu vermeyi reddedecekmis gibi gorunurler insanlar arasinda kalacaksiniz ama insanliga dair haklarinizi kaybedeceksiniz Hemcinslerinize yaklastiginiz zaman onlar sizden pis bir varlikmissiniz gibi kacacaklar Masumiyetinize inananlar bile sizi terk edecekler cunku onlardan da insanlar kacacaktir Baris icinde gidin size yasami birakiyorum ama onu size olumden daha kotu bir halde birakiyorum SonucCogunlugun tiranligi olarak adlandirdigimiz kavramda tam bu anlama gelmektedir aslinda Demokrasi sistemi bu yonuyle tiranlasmaktadir Her bireyin soz sahibi olmasi gereken bu sistemde iktidar kendi fikrine uyum saglamayanlari fiziksel olarak bir siddet uyguladigi gorunmuyor olsa da ruhsal olarak bir baski altina almaktadir Ve bu sadece iktidarin baskisi degil cogunlugun disinda kalan azinligin cikarini iktidar gozetmedigi gibi o iktidari secen cogunlukta o azinligi gormezden gelmektedir Siradan bir birey sadece farkli dusundugu icin gunluk yasantisini bile baski altinda gecirmek zorunda kalacaktir onunla ayni statude olan insanlar sirf iktidarla ayni fikirde oldugu icin onu dislayabilecektir Iste demokrasinin oldugu hukumetlerde bu tarz olaylar ortaya cikarsa bu sistemin adi cogunlugun tiranligina donusur Kaynakca TDK 29 Aralik 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Mayis 2020 Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi ILETISIM s 15 TOCGUEVILLE ALEXIS DE Amerika da Demokrasi iletisim s 16 a b Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi ILETISIM s 17 Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi ILETISIM s 18 Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi iletisim s 257 Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi s 262 a b Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi ILETISIM s 264 Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi iletisim s 264 a b Tocqueville Alexis de Amerika da Demokrasi ILETISIM s 265