Ahlaki Duygular Teorisi, Adam Smith tarafından yazılan 1759 tarihli bir kitaptır.
Yazar | Adam Smith |
---|---|
Ülke | İskoçya |
Yayım | 12 Nisan 1759'da veya öncesinde |
Yayımcı | "Strand'da Andrew Millar için ve Edinburgh'da Alexander Kincaid ve J. Bell için basılmıştır" |
Smith'in daha sonraki Ulusların Zenginliği (1776), Felsefi Konular Üzerine Denemeler (1795) ve Adalet, Polis, Gelir ve Silah Üzerine Dersler (1763) kapsayan çalışmalarına etik, felsefi, psikolojik ve metodolojik temelleri sağladı.
Sempati
Smith, sempati ilkesi bu organın yerini aldığı için Shaftesbury, Hutcheson ve Hume'un "etik duyu" geleneğinden ayrıldı. "Sempati", Smith'in bu ahlaki duyguları hissetmek için kullandığı terimdi. Başkalarının tutkularıyla olan duyguydu. İzleyicinin izlediği kişinin deneyimini yaratıcı bir şekilde yeniden oluşturduğu bir yansıtma mantığıyla işledi:
Diğer insanların ne hissettiğine dair doğrudan bir deneyimimiz olmadığı için, onların nasıl etkilendiklerine dair hiçbir fikrimiz olamaz ama benzer bir durumda kendimizin ne hissetmesi gerektiğini tasavvur ederek fikrimiz olur. Kardeşimiz tehlikede olsa da, biz kendimiz rahat olduğumuz sürece, duyularımız bize onun çektiklerini asla bildirmez. Duyularımız bizi asla kendi kişiliğimizin ötesine taşımadılar ve asla taşıyamazlar ve yalnızca hayal gücümüzle onun duyumlarının ne olduğu hakkında herhangi bir fikrimiz olur. Bu yeti de, eğer onun durumunda olsaydık bize ait olanı bize göstermekten başka bir şekilde bize bu konuda yardımcı olamaz. Hayal gücümüzün kopyaladığı, onun değil, yalnızca kendi duyularımızın izlenimleridir. Hayal gücümüzle kendimizi onun yerine koyarız. ...
Ancak Smith, İnsanın sınırlı bir faaliyet alanının ötesinde, yine kendi çıkarlarına odaklanan ahlaki yargılar oluşturabileceği fikrini reddetti:
Evrenin büyük sisteminin idaresi ... tüm akılcı ve mantıklı varlıkların evrensel mutluluğunun ilgisi, insanın değil Tanrı'nın işidir. İnsana çok daha alçakgönüllü, ama güçlerinin zayıflığına ve kavrayışının darlığına çok daha uygun bir bölüm ayrılmıştır: Kendi mutluluğunun, ailesinin, dostlarının, ülkesinin mutluluğunun kaygısı... Ama biz... bu amaçlara yönelik çok güçlü bir istekle donatılmış olsak da, onları gerçekleştirmenin uygun yollarını bulmak, aklımızın yavaş ve belirsiz kararlarına emanet edilmiştir. Doğa, orijinal ve dolaysız içgüdülerle bizi bunların büyük bir kısmına yönlendirmiştir. Açlık, susuzluk, iki cinsi birleştiren şehvet ve acı korkusu, bizi bu araçları kendi iyiliği için ve doğanın büyük yöneticisinin kendileri tarafından üretmeyi amaçladığı bu yararlı amaçlara yönelik eğilimlerini hiç düşünmeden sevk eder.
Zenginler yığından yalnızca en değerli ve hoş olanı seçer. Yoksullardan biraz daha fazlasını tüketirler ve doğal bencilliklerine ve açgözlülüklerine rağmen, yalnızca kendi kolaylıklarını kastetseler de, çalıştırdıkları binlerce kişinin emeğinden önerdikleri tek amaç kendi çıkarlarını tatmin etmek olsa da, kendi boş ve doyumsuz arzularının tatmin etmek için, tüm iyileştirmelerinin ürününü fakirlerle paylaşırlar. Görünmez bir el tarafından dünya tüm sakinleri arasında eşit parçalara bölünseydi yapılacak olan yaşamın gereklerini hemen hemen aynı şekilde dağıtmaya yönlendirilirler ve böylece niyet etmeden, bilmeden, toplumun çıkarını ilerletir ve türlerin çoğalması için araçlar sağlarlar.
Yayınlanmış bir konferansta Vernon L. Smith ayrıca "Ahlaki Duygular Teorisi" ve "Ulusların Zenginliği"nin birlikte şunları kapsadığını savundu:
"Bir davranış aksiyomu, "bir şeyi başka bir şeyle takas ve takas etme eğilimi", burada ticari nesnelerin yalnızca malları değil, aynı zamanda bağışları, yardımları ve sempatiden kaynaklanan iyilikleri de içerdiğini yorumlayacağım... değiş tokuş edilen mallar veya iyilikler olsun, insanların tüm sosyal işlemlerde amansızca aradıkları ticaretten elde edilen kazançları bahşeder. Bu nedenle, Adam Smith'in geniş şekilde yorumlanan tek aksiyomu... insanın sosyal ve kültürel girişiminin büyük bir bölümünü tanımlamak için yeterlidir.. İnsan doğasının neden aynı anda hem kendini hem de başkasını dikkate aldığını açıklar."
Ahlaki Duygular Teorisi: 6. Baskı
7 bölümden oluşur:
- Kısım I: Eylemin uygunluğu hakkında
- II. Kısım: Liyakat ve kusurun; veya ödül ve ceza nesnelerinin
- III. Kısım: Kendi duygu ve davranışlarımıza ve görev duygumuza ilişkin yargılarımızın temelleri hakkında.
- IV. Kısım: Yararlılığın onaylanma duyguları üzerindeki etkisi hakkında.
- V. Kısım: Gelenek ve modanın etik onaylama ve onaylamama duyguları üzerindeki etkisi hakkında.
- VI. Kısım: Erdem karakterinin
- VII. Kısım: ahlak felsefesinin sistemleri hakkında
Kısım I: Eylemin uygunluğu hakkında
"Ahlaki Duygular Teorisi"nin birinci bölümü üç bölümden oluşur:
- Bölüm 1: Uygunluk duygusu
- Bölüm 2: Farklı tutkuların uygunluk dereceleri
- Bölüm 3: Eylemin uygunluğuna ilişkin olarak insanlığın yargısı üzerindeki refah ve sıkıntının etkileri hakkında; ve neden bir eyalette onaylarını almanın diğerinden daha kolay olduğu
Kısım I, Bölüm I: Uygunluk Duygusuna Dair
1. Bölüm 5 bölümden oluşmaktadır:
- 1. Bölüm 1: Sempati
- 2. Bölüm: Karşılıklı sempatinin zevkine dair
- 3. Bölüm: Diğer insanların duygularının uygunluğunu ya da uygunsuzluğunu kendi duygularımızla uyum ya da uyumsuzluklarına göre yargılama şeklimiz hakkında
- 4. Bölüm: Aynı konunun devamı
- 5. Bölüm: Sevimli ve saygın erdemler hakkında
Kısım I, Bölüm I, Alt bölüm I: Sempatiye Dair
Smith'e göre insanlar, başkalarının mutluluğunu, onları mutlu görmekten aldığı zevkten başka bir nedenden ötürü önemseme konusunda doğal bir eğilime sahiptir. Bu sempatiyi "herhangi bir tutkuyla duygudaşlığımız" olarak tanımlar. (p. 5). Bunun iki koşuldan biri altında gerçekleştiğini savunur:
- Başka bir kişinin talihini veya talihsizliğini ilk elden görürüz
- Talih veya talihsizlik bize canlı bir şekilde tasvir edilir
Bu görünüşte doğru olsa da, bu eğilimin "en büyük kabadayıda, toplum yasalarını en sert ihlal edende" bile yattığını iddia eder. (p. 2).
Smith ayrıca, tutkunun nedeni olan “durum”un tepkimizin büyük bir belirleyicisi olduğuna dikkat çekerek, sempatinin boyutunu yumuşatabilecek birkaç değişken önerir:
- Başka bir kişinin durum hesabının canlılığı
Smith'in öne sürdüğü önemli bir nokta, sempati duymamızın veya "hissettiklerini düşündükçe titreyip ürpermemizin" derecesi gözlemimizdeki veya olayın tasvirindeki canlılık derecesi ile orantılı olduğudur.
- Duyguların nedenleri hakkında bilgi
Örneğin, başka bir kişinin öfkesini gözlemlerken, bu kişiye sempati duymamız olası değildir, çünkü "onun kışkırtmasına aşina değiliz" ve sonuç olarak onun ne hissettiğini hissetmenin nasıl bir şey olduğunu hayal edemiyoruz. Ayrıca, kişinin öfkesine hedef olan kişilerin "korku ve kırgınlıklarını" görebildiğimiz için muhtemelen sempati duyabilir ve onların yanında yer alabiliriz. Bu nedenle, sempatik tepkiler genellikle sempati duyulan kişide duygunun nedenlerine bağlıdır veya büyüklükleri tarafından belirlenir.
- Diğer insanların duyguya dahil olup olmadığı
Özellikle sevinç ve keder gibi duygular, onları gözlemlediğimiz kişinin "iyi ya da kötü talihi" hakkında bize bilgi verirken, öfke bize başka bir kişiye göre kötü talihi anlatır. Smith'e göre, sempatideki farklılığa neden olan, neşe ve keder gibi içsel duygular ile öfke gibi kişilerarası duygular arasındaki farktır. Yani, kişilerarası duygular bağlama ihtiyaç duymadan en azından bir miktar sempatiyi tetiklerken, kişilerarası duygular bağlama bağlıdır.
Ayrıca, başkalarının hareketlerini görmeye doğal bir "motor" tepki de önerir: Bir kişinin bacağını kesen bir bıçak görürsek irkiliriz, dans eden birini görürsek aynı şekilde hareket ederiz, sanki başkalarının yaralarını kendimize olmuş gibi hissederiz.
Smith, yalnızca başkalarının ıstırabına değil, aynı zamanda neşesine de sempati duyduğumuzu açıkça belirtir; başka bir insandaki "bakışlar ve jestler" aracılığıyla bir duygu durumunu gözlemlemenin, o duygu durumunu kendimizde başlatmak için yeterli olduğunu belirtir. Ayrıca, genellikle diğer kişinin gerçek durumuna karşı duyarsız kalırız; bunun yerine diğer kişinin durumunda olsaydık kendimizi nasıl hissedeceğimize karşı duyarlıyız. Örneğin, acı çeken bebeği olan bir anne, "acı ve ıstırabın en eksiksiz görüntüsünü" hissederken, çocuk yalnızca "şimdiki anın huzursuzluğunu" hisseder (s. 8).
Kısım I, Bölüm I, Alt bölüm II: Zevk ve karşılıklı sempati
Smith, insanların kendi ile aynı duygulara sahip başkalarının varlığından zevk aldıklarını ve karşıt duygulara sahip olanların varlığından hoşnutsuzluk duyduklarını öne sürerek devam eder. Smith, bu hazzın kişisel çıkarın sonucu olmadığını ileri sürer: Benzer bir duygusal durumdayken başkalarının kendine yardım etme olasılığının daha yüksek olduğunu öne sürer. Smith, karşılıklı sempatiden gelen hazzın yalnızca diğer kişi tarafından güçlendirilen asıl hissedilen duygunun yükselmesinden türetilmediğini ileri sürer. Smith ayrıca, insanların olumsuz duyguların karşılıklı sempatisinden olumlu duygulardan daha fazla zevk aldıklarını yazar. Olumsuz duygularımızı "arkadaşlarımızla iletişim kurmada daha endişeli" (s. 13) hissederiz" der. Smith, karşılıklı sempatinin asıl duyguyu artırdığını ve kederli kişinin "yükünü hafiflettiğini" öne sürer. Bu, karşılıklı sempatinin üzüntüyü arttırdığı ama aynı zamanda rahatlamadan dolayı zevk ürettiği bir karşılıklı sempati 'rahatlama' modelidir "çünkü onun sempatisinin tatlılığı, bu kederin acısını telafi etmekten çok daha fazlasını verir" (s. 14).
Aksine, üzüntüleri hakkında alay etmek veya şaka yapmak, bir başkasına yapılabilecek "en acımasız hakarettir":
Arkadaşlarımızın sevincinden etkilenmemiş gibi görünmek nezaketsizlikten başka bir şey değildir; ama bize dertlerini anlatırken ciddi bir yüz ifadesi takınmamak gerçek ve büyük insanlık dışıdır. (s. 14).
Negatif duyguların karşılıklı sempatisinin dostluk için gerekli bir koşul olduğunu oysa olumlu duyguların karşılıklı sempatisinin istendiğini ancak gerekli olmadığını açıkça belirtir. Bunun nedeni bir arkadaşın "keder ve küskünlüğe" yanıt olarak "zorunlu" olduğu "karşılıklı sempatinin iyileştirici tesellisi"dir, sanki bunu yapmamak fiziksel olarak "yaralı birine" yardım etmemeye benzer.
Sadece başkalarının sempatisinden zevk almakla kalmaz, aynı zamanda başkalarına sempati duyabilmekten zevk alırız ve bunu yapamamaktan rahatsızlık duyarız. Sempati kurmak zevklidir, sempati duymamak caydırıcıdır. Smith ayrıca, başka bir kişiye sempati duymamanın kendimize ters gelmeyebileceğini ancak diğer kişinin duygularını temelsiz bulabileceğimizi ve onu suçlayabileceğimizi ortaya koyar.
Smith ayrıca, başka bir kişiye sempati duymamanın kendimize ters gelmeyebileceğini ancak diğer kişinin duygularını temelsiz bulabileceğimizi ve onları suçlayabileceğimizi, tıpkı bir başkasının büyük bir mutluluk ya da üzüntü yaşadığında bizim de aynı tepkiyi vermemizin garanti olmayacağını öne sürer.
Kısım I, Bölüm I, Alt bölüm III: Diğer insanların duygularının uygunluğunu veya uygunsuzluğunu kendi duygularımızla uyum veya uyumsuzluklarına göre yargılama şeklimiz hakkında
Smith, başkalarının duygularını onaylamanın veya onaylamamanın tamamen onların duygularına sempati duyup duymamamızla belirlendiği argümanını sunar. Özellikle, eğer bir başkasının duygularına sempati duyarsak, onların duygularının adil olduğuna karar veririz ve eğer sempati duymazsak, duygularının adaletsiz olduğuna karar veririz.
Bu, görüş meselelerinde de geçerlidir, çünkü Smith, başkalarının görüşlerini yalnızca kendi fikirlerimizle uyuşup uyuşmadıklarını belirleyerek doğru ya da yanlış olarak yargıladığımızı belirtir. Smith ayrıca, annesini kaybetmiş bir yabancının üzüntüsünü, yabancı hakkında hiçbir şey bilmememize ve kendimize sempati duymamamıza rağmen haklı bulduğumuzda olduğu gibi yargımızın duygularımızla ve sempatimizle uyumlu olmadığı birkaç örnek verir. Ancak Smith'e göre bu duygusal olmayan yargılar sempatiden bağımsız değildir, çünkü sempati duymasak da sempatinin uygun olacağını kabul eder ve dolayısıyla yargıyı doğru kabul ederiz.
"Ütopik" veya İdeal Siyasi Sistemler: "Sistemin adamı... kendi kendini beğenmişliği içinde çok bilge olmaya meyillidir ve genellikle kendi ideal yönetim planının varsayılan güzelliğine o kadar aşıktır ki, onun herhangi bir kısmından en ufak bir sapmaya tahammül edemez. Ne büyük çıkarlara ne de ona karşı çıkabilecek güçlü önyargılara bakılmaksızın, onu tamamen ve tüm bölümlerinde kurmaya devam eder. Büyük bir toplumun farklı üyelerini, elin bir satranç tahtasındaki farklı taşları düzenlemesi kadar kolaylıkla düzenleyebileceğini hayal eder gibi görünür. Satranç tahtasındaki taşların, elin üzerlerine koyduğundan başka bir hareket ilkesine sahip olmadığını düşünmez; ama insan toplumunun büyük satranç tahtasında, her bir parçanın, yasama organının onu etkilemeyi seçebileceğinden tamamen farklı, kendine özgü bir hareket ilkesi vardır. Bu iki ilke örtüşür ve aynı yönde hareket ederse, toplum oyunu kolayca ve uyumlu bir şekilde devam edecek ve muhtemelen mutlu ve başarılı olacaktır. Zıtlar veya farklılarsa, oyun sefil bir şekilde devam edecek ve toplum her zaman en yüksek derecede düzensizlik içinde olacaktır."
— Adam Smith, Ahlaki Duygular Teorisi, 1759
Daha sonra Smith, yalnızca kişinin eylemlerinin sonuçlarının yargılanıp, bu eylemleri gerçekleştirirken adil mi yoksa haksız mı olduğunu belirlemek için kullanıldığını değil, aynı zamanda kişinin duygularının sonuçlara neden olan eylemi haklı gösterip göstermediğini de ortaya koyar. Bu nedenle, duygudaşlık (sempati), başkalarının eylemlerine ilişkin yargıları belirlemede bir rol oynar, çünkü eylemi meydana getiren duygulanımlara sempati duyarsak, eylemi adil olarak yargılamamız daha olasıdır ve bunun tersi de geçerlidir:
Davayı kendi içimize çektiğimizde, vesile olduğu duyguların bizimkilerle örtüştüğünü ve uyuştuğunu görürsek, onları orantılı ve amaçlarına uygun olarak zorunlu olarak onaylarız; aksi takdirde, abartılı ve orantısız olduğu için onları zorunlu olarak onaylamayız. (s. 20).
Kısım I, Bölüm I, Alt bölüm IV: Aynı konunun devamı
Smith, "başka bir kişinin duygularının uygunluğunu veya uygunsuzluğunu" yargıladığımız iki koşulu tanımlar:
- 1 Duyguların nesneleri tek başına ele alındığında
- 2 Duyguların nesneleri kişi veya diğer kişilerle ilgili olarak düşünüldüğünde
Nesne tek başına düşünüldüğünde birinin duyguları başka bir kişininkiyle örtüştüğünde, o zaman duygularının haklı olduğuna karar veririz. Smith, iki alandan birinde bulunan nesneleri listeler: bilim ve tat. Smith, sempatinin bu nesnelere ilişkin yargılarda bir rol oynamadığını savunur; Yargılamadaki farklılıklar, yalnızca insanlar arasındaki dikkat veya zihinsel keskinlik farklılığından kaynaklanır. Bu tür nesneler üzerinde başka birinin yargısı bizimle aynı olduğunda, bu dikkate değer değildir; ancak, bir başkasının yargısı bizden farklı olduğunda, onun henüz fark etmediğimiz nesnenin özelliklerini ayırt etme konusunda özel bir yeteneğe sahip olduğunu varsayarız ve bu nedenle yargılarına "hayranlık" adı verilen özel bir onayla bakarız.
Smith, yararlılığa (fayda) değil, kendi yargımıza benzerliğe dayalı yargılara değer verdiğimizi belirterek devam eder ve kendimize uygun yargılara bilimde doğruluk veya gerçeklik nitelikleri ve adalet veya beğenideki incelik niteliklerini atfederiz. Bu yüzden bir yargının faydası "açıkça sonradan akla gelen bir düşüncedir" ve "onları onaylamamız için ilk öneren şey değildir" (s. 24).
Kendinin veya başka birinin talihsizliği gibi ikinci kategoriye giren nesneler için Smith, yargılama için ortak bir başlangıç noktası olmadığını, ancak sosyal ilişkileri sürdürmede çok daha önemli olduğunu savunur. Bir kişi başka bir kişiyle sempatik bir duyguyu paylaşabildiği sürece birinci tür yargılar önemsizdir; insanlar, her biri diğerinin duygularını makul bir dereceye kadar takdir ettiği sürece birinci tür nesneler hakkında tamamen aksini söyleyebilir. Ancak, insanlar diğerinin talihsizliklerine veya kırgınlıklarına karşı hiçbir hisleri veya sempatileri olmadığında birbirlerine karşı dayanılmaz hale gelirler: "Şiddetim ve tutkum karşısında şaşkınsınız ve soğuk duyarsızlığınıza ve duygu eksikliğinize öfkeliyim." (s. 26).
Smith'in vurguladığı bir diğer önemli nokta da şudur: Sempatimiz asla onu deneyimleyen kişinin derecesine veya "şiddetine" ulaşmaz çünkü kendi "güvenliğimiz" ve rahatlığımız ve ayrıca rahatsız edici nesneden ayrılma kendimizde sempatik bir durum yaratma çabalarımıza sürekli "müdahale eder". Bu nedenle sempati asla yeterli değildir çünkü acı çeken kişi için "tek teselli" "her bakımdan kalplerindeki duyguları görmek, şiddetli ve nahoş tutkularda kendine zaman ayırmaktır".(s. 28). Bu nedenle, asıl acı çeken kişinin duygularını, yalnızca hayal gücüyle hisseden diğer kişinin duygu derecesinin "uyumluluğuyla" bastırması muhtemeldir. ""Toplumun uyumu için yeterli" olan budur. (s. 28). Kişi sadece sempati duyabilmek için acısını dışavurumunu bastırmakla kalmaz, aynı zamanda acı çekmeyen diğer kişinin bakış açısını da alır böylece bakış açısını yavaşça değiştirir ve diğer kişinin sakinleşmesine ve ruhunu iyileştirmek için duygu şiddetinin azaltır.
Bir arkadaşın bir yabancıdan daha çok sempati duyması muhtemel olduğundan, arkadaş aslında acılarımızdaki azalmayı yavaşlatır çünkü tanıdıkların varlığında duygularımızı azalttığımız ölçüde arkadaşın bakış açısına sempati duymaktan duygularımızı yumuşatmayız. Kederlerimizin tekrarlanan bakış açısıyla kademeli olarak yumuşatılması-birinin sakinleştirilmesi, "toplum ve sohbet... zihni sükûnete geri döndürmede en güçlü ilaçlardır" (s. 29).
Kısım I, Bölüm I, Alt bölüm V: Sevimli ve saygın erdemlerin
Smith, bu bölümde ve önceki bölümün sonlarında önemli bir yeni ayrımı kullanmaya başlar:
- "Öncelikle ilgili kişi": Bir nesnenin uyandırdığı duygulara sahip olan kişi
- İzleyici: Duygusal olarak uyarılmış "esas olarak ilgili kişi"yi gözlemleyen ve ona sempati duyan kişi
Bu iki insan iki farklı erdem grubu vardır. Esasen ilgili kişi, "seyircinin kabul edebileceği şeye duyguları indirgemek" (s. 30), "öz-inkar" ve "öz-yönetim" sergilerken, izleyici, "esasen ilgili kişinin duygularına girmenin" "samimi küçümsemesini ve hoşgörülü insanlığını" sergiler.
Smith, öfkeye ve esasen ilgili kişinin "iğrenç... küstahlığını ve gaddarlığını" nasıl bulduğumuza döner ancak "tarafsız izleyicide doğal olarak uyandırdıkları öfkeye hayran kalır"(s. 32). Smith, insan doğasının "mükemmelliğinin" bu karşılıklı sempati ya da "başkaları için çok, kendimiz için çok az şey hissetmekle", "komşumuzu kendimizi sevdiğimiz gibi sevmeyle" ve "hayırsever sevgiler" ile şımartmak olduğu sonucuna varır. (s. 32).
Smith, erdemli olanın, başkalarına sempati duyarak "yönetilemez tutkularımızı" "kendi kendine yönetme" yeteneği olduğunu açıkça belirtir.
Smith ayrıca erdem ve edep arasında bir ayrım yapar:
Kısım I, Bölüm II: Farklı tutkuların uygun olma dereceleri hakkında
2. Bölüm 5 bölümden oluşmaktadır:
- Bölüm 1: Kökenlerini bedenden alan tutkular hakkında
- Bölüm 2: Kökenlerini hayal gücünün belirli bir dönüşünden veya alışkanlığından alan tutkular hakkında
- Bölüm 3: Sosyal olmayan tutkular hakkında
- Bölüm 4: Sosyal tutkular hakkında
- Bölüm 5: Bencil tutkular hakkında
Smith, izleyicinin yalnızca orta seviye "perde" tutkularına sempati duyabileceğini belirterek başlıyor. Ancak, izleyicinin sempati duyabileceği bu orta düzey, hangi "tutku"nun ya da duygunun ifade edildiğine bağlıdır; bazı duygularda, en haklı ifadesi bile yüksek düzeyde bir şevkle tolere edilemez, diğerlerinde ise duygu yeterince haklı olmasa da izleyicideki sempati ifadenin büyüklüğü ile sınırlı değildir. Yine Smith, belirli tutkuların, izleyicinin sempati duyma derecesine bağlı olarak değişen derecelerde uygun veya uygunsuz olarak kabul edileceğini ve bu bölümün amacı, hangi tutkuların sempati uyandırdığını ve hangilerinin yaratmadığını ve dolayısıyla hangilerinin uygun ve uygun görülmediğini belirtmektir.
Kaynakça
- ^ Letter from David Hume to Adam Smith, 12 April 1759, in Hume, D. (2011) New Letters of David Hume, ed. Raymond Klibansky and Ernest C. Mossner, Oxford: Oxford University Press. p. 49.
- ^ Smith, Adam (1761). Theory of Moral Sentiments (2 bas.). Strand & Edinburgh: A. Millar; A. Kincaid & J. Bell. 19 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Mayıs 2014.
- ^ Smith, Adam (1790). Theory of Moral Sentiments, or An Essay towards An Analysis of the Principles by which Men naturally judge concerning the Conduct and Character, first of their Neighbours, and afterwards of themselves, to which is added a Dissertation on the Origin of Languages. I (Sixth bas.). Londra: A. Strahan; and T.Cadell in the Strand; and T. Creech and J. Bell & Co. at Edinburgh. 19 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. via Google Books; Smith, Adam (1790). Theory of Moral Sentiments, or An Essay towards An Analysis of the Principles by which Men naturally judge concerning the Conduct and Character, first of their Neighbours, and afterwards of themselves, to which is added a Dissertation on the Origin of Languages. II (Sixth bas.). Londra: A. Strahan; and T.Cadell in the Strand; and T. Creech and J. Bell & Co. at Edinburgh. 19 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Haziran 2015. via Google Books
- ^ Smith, Adam (1872). Black, Joseph; Hutton, James (eds.). The Essays of Adam Smith 17 Şubat 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (6 ed.). London: Alex. Murry & Co. p. 9. Retrieved 21 Jan 2021.
- ^ Smith, Vernon L. (1998). "The Two Faces of Adam Smith," Southern Economic Journal, 65(1), p. 3 (pp. 1-19. 20 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ahlaki Duygular Teorisi Adam Smith tarafindan yazilan 1759 tarihli bir kitaptir Ahlaki Duygular TeorisiYazarAdam SmithUlkeIskocyaYayim12 Nisan 1759 da veya oncesindeYayimci Strand da Andrew Millar icin ve Edinburgh da Alexander Kincaid ve J Bell icin basilmistir Smith in daha sonraki Uluslarin Zenginligi 1776 Felsefi Konular Uzerine Denemeler 1795 ve Adalet Polis Gelir ve Silah Uzerine Dersler 1763 kapsayan calismalarina etik felsefi psikolojik ve metodolojik temelleri sagladi SempatiSmith sempati ilkesi bu organin yerini aldigi icin Shaftesbury Hutcheson ve Hume un etik duyu geleneginden ayrildi Sempati Smith in bu ahlaki duygulari hissetmek icin kullandigi terimdi Baskalarinin tutkulariyla olan duyguydu Izleyicinin izledigi kisinin deneyimini yaratici bir sekilde yeniden olusturdugu bir yansitma mantigiyla isledi Diger insanlarin ne hissettigine dair dogrudan bir deneyimimiz olmadigi icin onlarin nasil etkilendiklerine dair hicbir fikrimiz olamaz ama benzer bir durumda kendimizin ne hissetmesi gerektigini tasavvur ederek fikrimiz olur Kardesimiz tehlikede olsa da biz kendimiz rahat oldugumuz surece duyularimiz bize onun cektiklerini asla bildirmez Duyularimiz bizi asla kendi kisiligimizin otesine tasimadilar ve asla tasiyamazlar ve yalnizca hayal gucumuzle onun duyumlarinin ne oldugu hakkinda herhangi bir fikrimiz olur Bu yeti de eger onun durumunda olsaydik bize ait olani bize gostermekten baska bir sekilde bize bu konuda yardimci olamaz Hayal gucumuzun kopyaladigi onun degil yalnizca kendi duyularimizin izlenimleridir Hayal gucumuzle kendimizi onun yerine koyariz Ancak Smith Insanin sinirli bir faaliyet alaninin otesinde yine kendi cikarlarina odaklanan ahlaki yargilar olusturabilecegi fikrini reddetti Evrenin buyuk sisteminin idaresi tum akilci ve mantikli varliklarin evrensel mutlulugunun ilgisi insanin degil Tanri nin isidir Insana cok daha alcakgonullu ama guclerinin zayifligina ve kavrayisinin darligina cok daha uygun bir bolum ayrilmistir Kendi mutlulugunun ailesinin dostlarinin ulkesinin mutlulugunun kaygisi Ama biz bu amaclara yonelik cok guclu bir istekle donatilmis olsak da onlari gerceklestirmenin uygun yollarini bulmak aklimizin yavas ve belirsiz kararlarina emanet edilmistir Doga orijinal ve dolaysiz icgudulerle bizi bunlarin buyuk bir kismina yonlendirmistir Aclik susuzluk iki cinsi birlestiren sehvet ve aci korkusu bizi bu araclari kendi iyiligi icin ve doganin buyuk yoneticisinin kendileri tarafindan uretmeyi amacladigi bu yararli amaclara yonelik egilimlerini hic dusunmeden sevk eder Zenginler yigindan yalnizca en degerli ve hos olani secer Yoksullardan biraz daha fazlasini tuketirler ve dogal bencilliklerine ve acgozluluklerine ragmen yalnizca kendi kolayliklarini kastetseler de calistirdiklari binlerce kisinin emeginden onerdikleri tek amac kendi cikarlarini tatmin etmek olsa da kendi bos ve doyumsuz arzularinin tatmin etmek icin tum iyilestirmelerinin urununu fakirlerle paylasirlar Gorunmez bir el tarafindan dunya tum sakinleri arasinda esit parcalara bolunseydi yapilacak olan yasamin gereklerini hemen hemen ayni sekilde dagitmaya yonlendirilirler ve boylece niyet etmeden bilmeden toplumun cikarini ilerletir ve turlerin cogalmasi icin araclar saglarlar Yayinlanmis bir konferansta Vernon L Smith ayrica Ahlaki Duygular Teorisi ve Uluslarin Zenginligi nin birlikte sunlari kapsadigini savundu Bir davranis aksiyomu bir seyi baska bir seyle takas ve takas etme egilimi burada ticari nesnelerin yalnizca mallari degil ayni zamanda bagislari yardimlari ve sempatiden kaynaklanan iyilikleri de icerdigini yorumlayacagim degis tokus edilen mallar veya iyilikler olsun insanlarin tum sosyal islemlerde amansizca aradiklari ticaretten elde edilen kazanclari bahseder Bu nedenle Adam Smith in genis sekilde yorumlanan tek aksiyomu insanin sosyal ve kulturel girisiminin buyuk bir bolumunu tanimlamak icin yeterlidir Insan dogasinin neden ayni anda hem kendini hem de baskasini dikkate aldigini aciklar Ahlaki Duygular Teorisi 6 Baski7 bolumden olusur Kisim I Eylemin uygunlugu hakkinda II Kisim Liyakat ve kusurun veya odul ve ceza nesnelerinin III Kisim Kendi duygu ve davranislarimiza ve gorev duygumuza iliskin yargilarimizin temelleri hakkinda IV Kisim Yararliligin onaylanma duygulari uzerindeki etkisi hakkinda V Kisim Gelenek ve modanin etik onaylama ve onaylamama duygulari uzerindeki etkisi hakkinda VI Kisim Erdem karakterinin VII Kisim ahlak felsefesinin sistemleri hakkindaKisim I Eylemin uygunlugu hakkinda Ahlaki Duygular Teorisi nin birinci bolumu uc bolumden olusur Bolum 1 Uygunluk duygusu Bolum 2 Farkli tutkularin uygunluk dereceleri Bolum 3 Eylemin uygunluguna iliskin olarak insanligin yargisi uzerindeki refah ve sikintinin etkileri hakkinda ve neden bir eyalette onaylarini almanin digerinden daha kolay olduguKisim I Bolum I Uygunluk Duygusuna Dair 1 Bolum 5 bolumden olusmaktadir 1 Bolum 1 Sempati 2 Bolum Karsilikli sempatinin zevkine dair 3 Bolum Diger insanlarin duygularinin uygunlugunu ya da uygunsuzlugunu kendi duygularimizla uyum ya da uyumsuzluklarina gore yargilama seklimiz hakkinda 4 Bolum Ayni konunun devami 5 Bolum Sevimli ve saygin erdemler hakkindaKisim I Bolum I Alt bolum I Sempatiye Dair Smith e gore insanlar baskalarinin mutlulugunu onlari mutlu gormekten aldigi zevkten baska bir nedenden oturu onemseme konusunda dogal bir egilime sahiptir Bu sempatiyi herhangi bir tutkuyla duygudasligimiz olarak tanimlar p 5 Bunun iki kosuldan biri altinda gerceklestigini savunur Baska bir kisinin talihini veya talihsizligini ilk elden goruruz Talih veya talihsizlik bize canli bir sekilde tasvir edilir Bu gorunuste dogru olsa da bu egilimin en buyuk kabadayida toplum yasalarini en sert ihlal edende bile yattigini iddia eder p 2 Smith ayrica tutkunun nedeni olan durum un tepkimizin buyuk bir belirleyicisi olduguna dikkat cekerek sempatinin boyutunu yumusatabilecek birkac degisken onerir Baska bir kisinin durum hesabinin canliligi Smith in one surdugu onemli bir nokta sempati duymamizin veya hissettiklerini dusundukce titreyip urpermemizin derecesi gozlemimizdeki veya olayin tasvirindeki canlilik derecesi ile orantili oldugudur Duygularin nedenleri hakkinda bilgi Ornegin baska bir kisinin ofkesini gozlemlerken bu kisiye sempati duymamiz olasi degildir cunku onun kiskirtmasina asina degiliz ve sonuc olarak onun ne hissettigini hissetmenin nasil bir sey oldugunu hayal edemiyoruz Ayrica kisinin ofkesine hedef olan kisilerin korku ve kirginliklarini gorebildigimiz icin muhtemelen sempati duyabilir ve onlarin yaninda yer alabiliriz Bu nedenle sempatik tepkiler genellikle sempati duyulan kiside duygunun nedenlerine baglidir veya buyuklukleri tarafindan belirlenir Diger insanlarin duyguya dahil olup olmadigi Ozellikle sevinc ve keder gibi duygular onlari gozlemledigimiz kisinin iyi ya da kotu talihi hakkinda bize bilgi verirken ofke bize baska bir kisiye gore kotu talihi anlatir Smith e gore sempatideki farkliliga neden olan nese ve keder gibi icsel duygular ile ofke gibi kisilerarasi duygular arasindaki farktir Yani kisilerarasi duygular baglama ihtiyac duymadan en azindan bir miktar sempatiyi tetiklerken kisilerarasi duygular baglama baglidir Ayrica baskalarinin hareketlerini gormeye dogal bir motor tepki de onerir Bir kisinin bacagini kesen bir bicak gorursek irkiliriz dans eden birini gorursek ayni sekilde hareket ederiz sanki baskalarinin yaralarini kendimize olmus gibi hissederiz Smith yalnizca baskalarinin istirabina degil ayni zamanda nesesine de sempati duydugumuzu acikca belirtir baska bir insandaki bakislar ve jestler araciligiyla bir duygu durumunu gozlemlemenin o duygu durumunu kendimizde baslatmak icin yeterli oldugunu belirtir Ayrica genellikle diger kisinin gercek durumuna karsi duyarsiz kaliriz bunun yerine diger kisinin durumunda olsaydik kendimizi nasil hissedecegimize karsi duyarliyiz Ornegin aci ceken bebegi olan bir anne aci ve istirabin en eksiksiz goruntusunu hissederken cocuk yalnizca simdiki anin huzursuzlugunu hisseder s 8 Kisim I Bolum I Alt bolum II Zevk ve karsilikli sempati Smith insanlarin kendi ile ayni duygulara sahip baskalarinin varligindan zevk aldiklarini ve karsit duygulara sahip olanlarin varligindan hosnutsuzluk duyduklarini one surerek devam eder Smith bu hazzin kisisel cikarin sonucu olmadigini ileri surer Benzer bir duygusal durumdayken baskalarinin kendine yardim etme olasiliginin daha yuksek oldugunu one surer Smith karsilikli sempatiden gelen hazzin yalnizca diger kisi tarafindan guclendirilen asil hissedilen duygunun yukselmesinden turetilmedigini ileri surer Smith ayrica insanlarin olumsuz duygularin karsilikli sempatisinden olumlu duygulardan daha fazla zevk aldiklarini yazar Olumsuz duygularimizi arkadaslarimizla iletisim kurmada daha endiseli s 13 hissederiz der Smith karsilikli sempatinin asil duyguyu artirdigini ve kederli kisinin yukunu hafiflettigini one surer Bu karsilikli sempatinin uzuntuyu arttirdigi ama ayni zamanda rahatlamadan dolayi zevk urettigi bir karsilikli sempati rahatlama modelidir cunku onun sempatisinin tatliligi bu kederin acisini telafi etmekten cok daha fazlasini verir s 14 Aksine uzuntuleri hakkinda alay etmek veya saka yapmak bir baskasina yapilabilecek en acimasiz hakarettir Arkadaslarimizin sevincinden etkilenmemis gibi gorunmek nezaketsizlikten baska bir sey degildir ama bize dertlerini anlatirken ciddi bir yuz ifadesi takinmamak gercek ve buyuk insanlik disidir s 14 Negatif duygularin karsilikli sempatisinin dostluk icin gerekli bir kosul oldugunu oysa olumlu duygularin karsilikli sempatisinin istendigini ancak gerekli olmadigini acikca belirtir Bunun nedeni bir arkadasin keder ve kuskunluge yanit olarak zorunlu oldugu karsilikli sempatinin iyilestirici tesellisi dir sanki bunu yapmamak fiziksel olarak yarali birine yardim etmemeye benzer Sadece baskalarinin sempatisinden zevk almakla kalmaz ayni zamanda baskalarina sempati duyabilmekten zevk aliriz ve bunu yapamamaktan rahatsizlik duyariz Sempati kurmak zevklidir sempati duymamak caydiricidir Smith ayrica baska bir kisiye sempati duymamanin kendimize ters gelmeyebilecegini ancak diger kisinin duygularini temelsiz bulabilecegimizi ve onu suclayabilecegimizi ortaya koyar Smith ayrica baska bir kisiye sempati duymamanin kendimize ters gelmeyebilecegini ancak diger kisinin duygularini temelsiz bulabilecegimizi ve onlari suclayabilecegimizi tipki bir baskasinin buyuk bir mutluluk ya da uzuntu yasadiginda bizim de ayni tepkiyi vermemizin garanti olmayacagini one surer Kisim I Bolum I Alt bolum III Diger insanlarin duygularinin uygunlugunu veya uygunsuzlugunu kendi duygularimizla uyum veya uyumsuzluklarina gore yargilama seklimiz hakkinda Smith baskalarinin duygularini onaylamanin veya onaylamamanin tamamen onlarin duygularina sempati duyup duymamamizla belirlendigi argumanini sunar Ozellikle eger bir baskasinin duygularina sempati duyarsak onlarin duygularinin adil olduguna karar veririz ve eger sempati duymazsak duygularinin adaletsiz olduguna karar veririz Bu gorus meselelerinde de gecerlidir cunku Smith baskalarinin goruslerini yalnizca kendi fikirlerimizle uyusup uyusmadiklarini belirleyerek dogru ya da yanlis olarak yargiladigimizi belirtir Smith ayrica annesini kaybetmis bir yabancinin uzuntusunu yabanci hakkinda hicbir sey bilmememize ve kendimize sempati duymamamiza ragmen hakli buldugumuzda oldugu gibi yargimizin duygularimizla ve sempatimizle uyumlu olmadigi birkac ornek verir Ancak Smith e gore bu duygusal olmayan yargilar sempatiden bagimsiz degildir cunku sempati duymasak da sempatinin uygun olacagini kabul eder ve dolayisiyla yargiyi dogru kabul ederiz Utopik veya Ideal Siyasi Sistemler Sistemin adami kendi kendini begenmisligi icinde cok bilge olmaya meyillidir ve genellikle kendi ideal yonetim planinin varsayilan guzelligine o kadar asiktir ki onun herhangi bir kismindan en ufak bir sapmaya tahammul edemez Ne buyuk cikarlara ne de ona karsi cikabilecek guclu onyargilara bakilmaksizin onu tamamen ve tum bolumlerinde kurmaya devam eder Buyuk bir toplumun farkli uyelerini elin bir satranc tahtasindaki farkli taslari duzenlemesi kadar kolaylikla duzenleyebilecegini hayal eder gibi gorunur Satranc tahtasindaki taslarin elin uzerlerine koydugundan baska bir hareket ilkesine sahip olmadigini dusunmez ama insan toplumunun buyuk satranc tahtasinda her bir parcanin yasama organinin onu etkilemeyi secebileceginden tamamen farkli kendine ozgu bir hareket ilkesi vardir Bu iki ilke ortusur ve ayni yonde hareket ederse toplum oyunu kolayca ve uyumlu bir sekilde devam edecek ve muhtemelen mutlu ve basarili olacaktir Zitlar veya farklilarsa oyun sefil bir sekilde devam edecek ve toplum her zaman en yuksek derecede duzensizlik icinde olacaktir Adam Smith Ahlaki Duygular Teorisi 1759 Daha sonra Smith yalnizca kisinin eylemlerinin sonuclarinin yargilanip bu eylemleri gerceklestirirken adil mi yoksa haksiz mi oldugunu belirlemek icin kullanildigini degil ayni zamanda kisinin duygularinin sonuclara neden olan eylemi hakli gosterip gostermedigini de ortaya koyar Bu nedenle duygudaslik sempati baskalarinin eylemlerine iliskin yargilari belirlemede bir rol oynar cunku eylemi meydana getiren duygulanimlara sempati duyarsak eylemi adil olarak yargilamamiz daha olasidir ve bunun tersi de gecerlidir Davayi kendi icimize cektigimizde vesile oldugu duygularin bizimkilerle ortustugunu ve uyustugunu gorursek onlari orantili ve amaclarina uygun olarak zorunlu olarak onaylariz aksi takdirde abartili ve orantisiz oldugu icin onlari zorunlu olarak onaylamayiz s 20 Kisim I Bolum I Alt bolum IV Ayni konunun devami Smith baska bir kisinin duygularinin uygunlugunu veya uygunsuzlugunu yargiladigimiz iki kosulu tanimlar 1 Duygularin nesneleri tek basina ele alindiginda 2 Duygularin nesneleri kisi veya diger kisilerle ilgili olarak dusunuldugunde Nesne tek basina dusunuldugunde birinin duygulari baska bir kisininkiyle ortustugunde o zaman duygularinin hakli olduguna karar veririz Smith iki alandan birinde bulunan nesneleri listeler bilim ve tat Smith sempatinin bu nesnelere iliskin yargilarda bir rol oynamadigini savunur Yargilamadaki farkliliklar yalnizca insanlar arasindaki dikkat veya zihinsel keskinlik farkliligindan kaynaklanir Bu tur nesneler uzerinde baska birinin yargisi bizimle ayni oldugunda bu dikkate deger degildir ancak bir baskasinin yargisi bizden farkli oldugunda onun henuz fark etmedigimiz nesnenin ozelliklerini ayirt etme konusunda ozel bir yetenege sahip oldugunu varsayariz ve bu nedenle yargilarina hayranlik adi verilen ozel bir onayla bakariz Smith yararliliga fayda degil kendi yargimiza benzerlige dayali yargilara deger verdigimizi belirterek devam eder ve kendimize uygun yargilara bilimde dogruluk veya gerceklik nitelikleri ve adalet veya begenideki incelik niteliklerini atfederiz Bu yuzden bir yarginin faydasi acikca sonradan akla gelen bir dusuncedir ve onlari onaylamamiz icin ilk oneren sey degildir s 24 Kendinin veya baska birinin talihsizligi gibi ikinci kategoriye giren nesneler icin Smith yargilama icin ortak bir baslangic noktasi olmadigini ancak sosyal iliskileri surdurmede cok daha onemli oldugunu savunur Bir kisi baska bir kisiyle sempatik bir duyguyu paylasabildigi surece birinci tur yargilar onemsizdir insanlar her biri digerinin duygularini makul bir dereceye kadar takdir ettigi surece birinci tur nesneler hakkinda tamamen aksini soyleyebilir Ancak insanlar digerinin talihsizliklerine veya kirginliklarina karsi hicbir hisleri veya sempatileri olmadiginda birbirlerine karsi dayanilmaz hale gelirler Siddetim ve tutkum karsisinda saskinsiniz ve soguk duyarsizliginiza ve duygu eksikliginize ofkeliyim s 26 Smith in vurguladigi bir diger onemli nokta da sudur Sempatimiz asla onu deneyimleyen kisinin derecesine veya siddetine ulasmaz cunku kendi guvenligimiz ve rahatligimiz ve ayrica rahatsiz edici nesneden ayrilma kendimizde sempatik bir durum yaratma cabalarimiza surekli mudahale eder Bu nedenle sempati asla yeterli degildir cunku aci ceken kisi icin tek teselli her bakimdan kalplerindeki duygulari gormek siddetli ve nahos tutkularda kendine zaman ayirmaktir s 28 Bu nedenle asil aci ceken kisinin duygularini yalnizca hayal gucuyle hisseden diger kisinin duygu derecesinin uyumluluguyla bastirmasi muhtemeldir Toplumun uyumu icin yeterli olan budur s 28 Kisi sadece sempati duyabilmek icin acisini disavurumunu bastirmakla kalmaz ayni zamanda aci cekmeyen diger kisinin bakis acisini da alir boylece bakis acisini yavasca degistirir ve diger kisinin sakinlesmesine ve ruhunu iyilestirmek icin duygu siddetinin azaltir Bir arkadasin bir yabancidan daha cok sempati duymasi muhtemel oldugundan arkadas aslinda acilarimizdaki azalmayi yavaslatir cunku tanidiklarin varliginda duygularimizi azalttigimiz olcude arkadasin bakis acisina sempati duymaktan duygularimizi yumusatmayiz Kederlerimizin tekrarlanan bakis acisiyla kademeli olarak yumusatilmasi birinin sakinlestirilmesi toplum ve sohbet zihni sukunete geri dondurmede en guclu ilaclardir s 29 Kisim I Bolum I Alt bolum V Sevimli ve saygin erdemlerin Smith bu bolumde ve onceki bolumun sonlarinda onemli bir yeni ayrimi kullanmaya baslar Oncelikle ilgili kisi Bir nesnenin uyandirdigi duygulara sahip olan kisi Izleyici Duygusal olarak uyarilmis esas olarak ilgili kisi yi gozlemleyen ve ona sempati duyan kisi Bu iki insan iki farkli erdem grubu vardir Esasen ilgili kisi seyircinin kabul edebilecegi seye duygulari indirgemek s 30 oz inkar ve oz yonetim sergilerken izleyici esasen ilgili kisinin duygularina girmenin samimi kucumsemesini ve hosgorulu insanligini sergiler Smith ofkeye ve esasen ilgili kisinin igrenc kustahligini ve gaddarligini nasil buldugumuza doner ancak tarafsiz izleyicide dogal olarak uyandirdiklari ofkeye hayran kalir s 32 Smith insan dogasinin mukemmelliginin bu karsilikli sempati ya da baskalari icin cok kendimiz icin cok az sey hissetmekle komsumuzu kendimizi sevdigimiz gibi sevmeyle ve hayirsever sevgiler ile simartmak oldugu sonucuna varir s 32 Smith erdemli olanin baskalarina sempati duyarak yonetilemez tutkularimizi kendi kendine yonetme yetenegi oldugunu acikca belirtir Smith ayrica erdem ve edep arasinda bir ayrim yapar Kisim I Bolum II Farkli tutkularin uygun olma dereceleri hakkinda 2 Bolum 5 bolumden olusmaktadir Bolum 1 Kokenlerini bedenden alan tutkular hakkinda Bolum 2 Kokenlerini hayal gucunun belirli bir donusunden veya aliskanligindan alan tutkular hakkinda Bolum 3 Sosyal olmayan tutkular hakkinda Bolum 4 Sosyal tutkular hakkinda Bolum 5 Bencil tutkular hakkinda Smith izleyicinin yalnizca orta seviye perde tutkularina sempati duyabilecegini belirterek basliyor Ancak izleyicinin sempati duyabilecegi bu orta duzey hangi tutku nun ya da duygunun ifade edildigine baglidir bazi duygularda en hakli ifadesi bile yuksek duzeyde bir sevkle tolere edilemez digerlerinde ise duygu yeterince hakli olmasa da izleyicideki sempati ifadenin buyuklugu ile sinirli degildir Yine Smith belirli tutkularin izleyicinin sempati duyma derecesine bagli olarak degisen derecelerde uygun veya uygunsuz olarak kabul edilecegini ve bu bolumun amaci hangi tutkularin sempati uyandirdigini ve hangilerinin yaratmadigini ve dolayisiyla hangilerinin uygun ve uygun gorulmedigini belirtmektir Bu madde bir taslaktir Bu maddeyi gelistirerek veya ozellestirilmis taslak sablonlarindan birini koyarak Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Kaynakca Letter from David Hume to Adam Smith 12 April 1759 in Hume D 2011 New Letters of David Hume ed Raymond Klibansky and Ernest C Mossner Oxford Oxford University Press p 49 Smith Adam 1761 Theory of Moral Sentiments 2 bas Strand amp Edinburgh A Millar A Kincaid amp J Bell 19 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Mayis 2014 Smith Adam 1790 Theory of Moral Sentiments or An Essay towards An Analysis of the Principles by which Men naturally judge concerning the Conduct and Character first of their Neighbours and afterwards of themselves to which is added a Dissertation on the Origin of Languages I Sixth bas Londra A Strahan and T Cadell in the Strand and T Creech and J Bell amp Co at Edinburgh 19 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Haziran 2015 via Google Books Smith Adam 1790 Theory of Moral Sentiments or An Essay towards An Analysis of the Principles by which Men naturally judge concerning the Conduct and Character first of their Neighbours and afterwards of themselves to which is added a Dissertation on the Origin of Languages II Sixth bas Londra A Strahan and T Cadell in the Strand and T Creech and J Bell amp Co at Edinburgh 19 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Haziran 2015 via Google Books Smith Adam 1872 Black Joseph Hutton James eds The Essays of Adam Smith 17 Subat 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde 6 ed London Alex Murry amp Co p 9 Retrieved 21 Jan 2021 Smith Vernon L 1998 The Two Faces of Adam Smith Southern Economic Journal 65 1 p 3 pp 1 19 20 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde