Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Aralık 2020) () ( |
Büyük Buhran, Büyük Depresyon veya 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, 1929'da başlayan (etkilerini ancak 1930 yılının sonlarında tam anlamıyla hissettiren) ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da (özellikle de sanayileşmiş ülkelerde) yıkıcı etkiler yaratmıştır.
Büyük Bunalım en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler ve evsizler ordusu yaratmıştır. Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki %40,60'lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir. Talebin beklenmedik düzeyde düşmesi nedeniyle madencilik alanı buhranın en fazla etkilendiği sektörlerden biri olmuştur. Büyük Buhran farklı ülkelerde farklı tarihlerde sona ermiştir.
1929 Bunalımı temelde ABD'de borsanın çöküşüne ithaf edilse de o yıllarda yeryüzündeki ekonomik koşullara, krizin büyüklüğü ve etkisine bakıldığında Büyük Dünya Bunalımı adını almayı hak ettiği açıkça görülmektedir. Bunalım dünyada 50 milyon insanın işsiz kalmasına, yeryüzündeki toplam üretimin %42 oranında ve dünya ticaretinin de %65 oranında azalmasına neden olmuştur. 1929 yılına kadar dünyada oluşan diğer krizlere bakıldığında dünya ticaretinin en fazla %7 oranında düştüğü düşünülürse 1929 bunalımının ne derece etkili olduğu tahmin edilebilir.
Dünyayı bu denli etkileyen büyük bunalımı sebep ve sonuçları ile anlayabilmek için öncelikle I. Dünya Savaşı sonrasında dünyada oluşan ekonomik ve sosyal koşulları göz önünde bulundurmak gerekir.
I. Dünya Savaşı dolaylı ya da doğrudan tüm dünyayı etkilemekle beraber, savaş sonrasında oluşan dünya tablosundaki en önemli figürler gerek yaşadıkları değişimler gerek dünya ekonomisine etkilerinden dolayı ABD, Birleşik Krallık ve Almanya oldu.
Savaşa kadar dünyada hegemonik güç sayılan İngiltere, kan kaybeden bir ülke durumuna geldi. Savaş sonrası Amerika’dan alınan borçla yeniden kurulan altın standardıyla değer kazanan pound, İngiliz ihracatının azalmasına sebep oldu. Daha az ihracat daha fazla altının dışa akımına, bu da yeniden borçlanmaya neden oldu.
O yıllarda Almanya ise Amerika’nın savaş sonrasında istediği tazminat sorunuyla karşı karşıyaydı. Ekonomisi durma noktasına gelen Almanya, tazminat sorununa çözüm olarak para basmayı denedi. Bu para Amerika tarafından kabul edilmediği gibi Almanya’da hiperenflasyona neden oldu. Daha sonra tazminat sorunu 1926 yılında Amerika’nın önerdiği Dawes Planı ile çözülmeye çalışıldı. Bu plana göre ABD Almanya’ya yeniden yapılanması için kredi verecek, yapılanmasını tamamlayan Almanya daha sonra ABD'ye borçlandığı tazminatı ödeyecekti.
Büyük Bunalım öncesi Amerikan ekonomisi
ABD ise 1924-29 yılları arasında bir devresi geçirdi. Edindiği ihracat fazlası ile dünyanın net kreditörü konumuna geldi. Bu esnada ülkede otomobil, yapı, elektrikle çalışan makineler gibi yeni endüstriler gelişmeye başladı. Yeni gelişen endüstrilere talebin fazla olması borsanın spekülatif olmasına sebep oluyordu. Öyle ki 1928 yılında, Amerika verdiği kredileri New York Borsası için geri çekmek durumunda kaldı.
1920'lerde borsa dışındaki ekonomik göstergeler oldukça iyi durumdaydı. Üretim ve istihdam oranı yüksekti. Ücretler çok fazla yükselmiyordu ve fiyatlar istikrarlıydı. Birçok insan hâlâ aşırı derecede fakirdi ancak halkın büyük çoğunluğu daha önce hiç olmadığı kadar rahat ve varlıklıydı. Ancak o yıllarda Amerikalılarda minimum fiziksel eforu sarf ederek zengin olma isteği hakimdi. İnsanların bu ruh hallerine ve spekülasyonun piyasaya ne derece hakim olduğunun kanıtı, 1926 yılında Florida'da meydana gelen gayrimenkul patlamasıydı. Bu olay klasik bir spekülatif balonun tüm özelliklerini kendi içinde barındırıyordu.
Florida gayrimenkul spekülasyonu
Olay şöyle gelişmişti: Floridalılar bölgede kış şartlarının kuzeydeki eyaletlere göre daha iyi olmasına, taşımacılık problemlerinin çözülmüş olmasına dayanarak Florida’daki gayrimenkullerin değer kazanacağını düşündüler. Eyalette Florida’nın bir tatil cennetine dönüşeceği inancı hakimdi. Bu durumda o gün aldıkları toprakların gelecekte birkaç kat değerleneceğini düşünenler hiç de az değildi. Halkın büyük çoğunluğu bu inançla gayrimenkule yatırım yaptı. Ancak 1928 yılının 18 Eylül’ünde hiç hesapta olmayan bir tropik kasırga 400 insanın ölümüne, binlerce evin hasar görmesine ve tonlarca deniz suyunun yatları parçalayıp sokaklara taşmasına neden oldu. Satın alınmış olan gayrimenkuller satılmaya çalışıldı ancak değerinin çok altına bile satılamadı. Bu durum bir spekülatif balonun patlayışıydı.
Krizin sebepleri
Büyük kriz öncesindeki atmosfere bir göz attıktan sonra krizin sebepleri ve gelişimi üzerinde durmak gerekir. Dünyayı etkileyen pek çok olay üzerinde olduğu gibi bu olayın sebepleri hakkında da çok sayıda araştırma ve yorum yapıldı. Bu araştırma ve yorumlarda genel olarak yer alan ortak birkaç sebebi şöyle sıralayabiliriz:
Birincisi; Amerika’daki şirketlerin mali güçleriydi. 1870'li yıllarda ABD'de irili ufaklı pek çok şirket varken I. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorluklar karşısında küçük şirketler birleşmek zorunda kalmış ve savaş sonrasında tekeller oluşturmuşlardır. Öyle ki 1929 yılına gelindiğinde Amerikan ekonomisinin %50’si üzerinde söz sahibi olan holding sayısı 200 kadardı. Bu da tek bir holdingin bile iflasının ekonomiyi sarsmaya yeteceğini gösteriyordu.
İkinci bir sebep de bankaların kötü yapılanmış olmasıydı. Bankaların sermaye esaslarını, rezerv ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu. Örneğin şirketlerin mali tablolarının güvenilirliğini sağlayan yasalar yoktu. Bu yüzden yatırımcı hisse senedini aldığı firma hakkında yeterince bilgiye sahip olamıyordu. Yine ticari bankaları yatırım bankalarından ayıran yasalar da mevcut değildi.
Üçüncü bir sebebin de, başkan Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği olduğu söylenebilir. Bu düşüncenin savunucularına göre başkan Hoover yönetimi, 1920'lerde hüküm süren liberal ekonomi anlayışına göre ekonomiye devlet müdahalesi yapmamayı uygun görmüştü. Ancak 1929 krizine müdahale etmemenin toplumsal maliyeti çok büyük olmuştu. Daha sonraları başkan müdahaleye karar verdiğinde ise hem çok geç olmuştu hem de müdahale başarılı olamamıştı. Örneğin devlet bütçesini dengelemek için devlet harcamalarını kısmasının ve vergileri arttırmasının işsizliğe sebep olduğu ve bunun da insanların satın alma gücünün azalmasına ve fiyatların düşmesine neden olduğu savunuldu. Hükûmetin tecrübesizliğinin bir diğer göstergesi de altın standardına bağlı kalmakta ısrar edişiydi. Hükûmet altına bağlı olmayan para basmayı reddederek sıkı bir para politikası izledi ve piyasada para bulunmayınca ekonomik faaliyetler durdu, reel sektör küçüldü. Bu da daha fazla işsizlik, daha az gelir demekti.
Vurgulanması gereken son sebep ise; başta da belirtildiği gibi ABD'nin dünya üzerindeki net kreditör olmasıydı. Bunun yanında I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve İngiltere’den istediği tazminatların altın olarak ödenmesini talep ediyordu. Ancak yeryüzündeki altın stoğu yetersizdi ve var olan stoğu da zaten Amerika kontrol ediyordu. Bu sebeple de bahsedilen tazminatların ve kredilerin mal ve hizmet olarak ödenmesi denendi ancak bu da ABD'nin kendi mal ve hizmet sektörünü vurdu. Son çare olarak gümrük duvarları koyma yoluna gidildi ancak bu da yalnızca dış ticareti küçülttü. Sonuçta Amerika hesapsızca vermiş olduğu kredileri geri alamadı.
Krizin patlak verişi: Kara Perşembe
New York Menkul Kıymetler Borsası 1928 yılının başından 1929 yılı Ekim ayının başına kadar olan süreçte gittikçe yükseliyor ve bu da fiyat/kazanç oranının yükselmesi sonucunu getiriyordu. Ancak 3 Ekim 1929 tarihine gelindiğinde, yukarıda sayılan sebepler doğrultusunda borsanın yükselişi durmuş hatta birkaç büyük holdingin hisse senetleri değer yitirmişti. Bu kayıplar, 21 Ekim günü yabancı yatırımcıların hisse senetlerini ellerinden çıkarmalarıyla hızlandı ve “Kara Perşembe” olarak anılan 24 Ekim 1929 Perşembe günü borsa dibe vurdu. 1929 yılının fiyatlarıyla 4.2 milyar dolar yok oldu. 29 Ekim 1929 gününün fiyatlarına bakıldığında bir yıl öncesinin kârının bile yitirildiği görülür. 21-29 Ekim 1929 tarihleri arasındaki fark Dow Jones sanayi ortalamasının 328’den 230’a düştüğünü gösterir. Bu süreçte 4.000 kadar banka batmış, binlerce insanın mal varlığı yok olmuştur.
Buhranın etkilediği insanlar açlığa sürüklendi ve sebze ve meyve yetiştirip satarak yaşamaya çalıştılar. Piyasadaki para bir anda yok olduğu için insanlar ihtiyaçlarını karşılamada takas yoluna gitmek zorunda kaldı ve bir nevi değiş-tokuş ekonomisine geri döndüler. İnsanlar maddi varlıklarıyla beraber sosyal konumlarını ve ruh sağlıklarını da kaybettiler. Bunalımın etkileri II. Dünya Savaşı’na kadar yaklaşık on yıllık bir süreçte devam etti.
Krizin sanayileşmiş ülkeler üzerindeki etkileri hemen hemen aynıydı. Toptan fiyat endekslerindeki düşüş (%40,60 arası), hammadde fiyatlarının dibe vurması (%50 civarı), menkul kıymet fiyatlarının ve borsanın gerilemesi (%30,40 civarında), dünya sanayi üretiminin düşmesi (%35,45 arası), işsiz sayısındaki artış (50 milyon kişi işsiz kaldı), ticaretin dibe vuruşu (%55,80) ve iflasların çoğalması oldu.
Roosevelt ve "New Deal"
Amerikan halkı bu büyük çöküşün faturasını Hoover yönetimine çıkardı. Bir sonraki seçimde Hoover’ın başkan seçilmeyeceği aşikârdı. Onun yerine adını verdiği programla ekonomik sistemde köklü değişiklikler vadeden Franklin D. Roosevelt seçildi. Roosevelt “New Deal”ı 1930 ila 1937 yılları arasında uygulama fırsatı buldu. Başa geldiği 1933 yılı bunalımın etkilerinin en fazla hissedildiği yıllardan biriydi. Ekonomide kârlılık yok olmuştu. Büyük bir talep daralması yaşanıyordu. Çünkü insanların satın alma gücü çok düşmüştü. Roosevelt böyle bir dönemde hem sosyal hem ekonomik anlamda bir reform niteliği taşıyan programıyla ve büyük yetkilerle başa geçiyordu. Amerikan ekonomisi tarihinde ilk kez devlet müdahalesine maruz kalıyordu.
Roosevelt işe bankacılık sektörüyle başladı. O sıralarda sektörde likidite düşük olduğundan altın ve döviz kuru bizzat başkanlık tarafından kontrol ediliyordu. İlk kez Merkez Bankası kuruldu. Mevduatlar devlet güvencesine alındı. Bankacılık sisteminin düzeltilebilmesi için 500 kadar yeni düzenleme yapıldı. Reel sektörde de kârlılığın arttırılmasına karar verildi. Devlet kendi kontrolü altında olmak kaydıyla sanayicilerin yüksek fiyat uygulamalarına izin verdi ve yine bu amaca uygun olarak üretim sınırlandı. Talep sorununu çözmek için de devlet yüksek sayılabilecek bir düzeyde minimum reel ücretleri belirledi. Çalışma saatleri azaltılarak işsizlik sorunu çözülmeye çalışıldı. Tarımda da birtakım yeni programlamalar yapıldı. Ancak bu programlar bazı yönlerden birbirleriyle çelişir durumdaydı. Devlet bir taraftan fiyatları yüksek tutmak için üretim kotası koyarken diğer taraftan da ne üretirlerse üretsinler belirli bir fiyattan bunları almayı vadediyordu. Bu da çiftçilerin daha fazla üretim yapmak istemelerine neden oluyordu. Roosevelt’in devlet harcamaları politikası ise bir denge politikasıydı. Devlet müdahalesine karşı olan sanayicileri küstürmemek için özel sektörün ilgilenmediği büyük yatırımlar gerektiren alanlarda harcama yapılıyordu. Bu sektörlerde açılan iş alanlarıyla da işsizliğin azaltılmasına ve talebin arttırılarak düşük talep sorununun çözülmesine çalışılıyordu.
Bunalım sonrasında Almanya
Depresyonu yenerek tam istihdama ulaşan ilk sanayi ülkesi, Almanya'dır. Almanya, enflasyonsuz orijinal finansman yöntemleriyle iç piyasayı canlandırmayı başarmıştır. Ancak dünya pazarları Almanya'nın ihracatına açık değildi. Alman fabrikalarına sürüm alanları temin etmek ve hammadde bulmak gerekiyordu. Güney Amerika, Orta Avrupa, Balkanlar ve Türkiye serbest dövizle mal almakta ve satmakta güçlük çekiyorlardı. Almanya, doğrudan serbest döviz transferi olmaksızın malın malla mübadelesini gerçekleştirmek imkânını sağlayan bir karşılıklı ticaret (counter-trading) modelini benimseyerek, serbest döviz piyasalarında ihracat mallarına uygun fiyatla alıcı bulamayan memleketlerin müşterisi durumuna geçti. Tarım ekonomilerinin ihracat mallarını yüksek bedelle satın aldı ve onlara kendi sanayi ürünlerini sattı. Planlama ve benzeri yöntemlere başvuran ABD ile Fransa gibi demokrasiler ılımlı çözümlere yönelirken, Almanya'da işsizler Nazi totalitarizminin çılgınlıklarına kapıldılar. Böylece bunalım aynı zamanda, II. Dünya Savaşı'nın başlıca nedeni olacaktı. Nazilerin iktidara geçişinden (1933) II. Dünya Savaşı'nın başlangıç yılına (1939) kadar Almanya'da haftalık kazançlar reel olarak %19 arttı. Naziler, Büyük Buhran'ın ortasında iktidara geldi. O dönemde işsizlik oranı %30'a yakındı. 1938'de Almanya'da işsizlik ortadan kalktı. 1933 yılında 56 olan sanayi üretimi, 1938 yılında 144'e çıktı. Hitler liderliğindeki Nazilerin iktidara geldiği 1933 yılından itibaren Almanya ekonomisi üzerindeki gelişmeler ve Hitler'in izlediği ekonomi politikaları günümüzde dahi olağanüstü başarı olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye'ye etkileri
Türkiye 1929 bunalımı karşısında, kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını arttırmak zorundaydı, Türkiye Cumhuriyeti bunu sağlayabilmek için çeşitli politikalar izledi.
Türkiye 1933'te dış ödemelerde uygulamasına başlanan kliring ve takas sistemini uyguladı. Kliring sistemi malını alanın, malını alma ilkesine dayanır. Bu sistemde ithalat ihracata bağlandığından, ihracat teşvik edilmiş olur. Nitekim, Türk Hükûmeti mümkün olduğu kadar bütün ülkelerle kliring ve takas anlaşması yapmaya çaba harcadı ve Türkiye ile ticaret ve ödeme anlaşması yapan ülkelerden, ithalata öncelik tanıdı. Ayrıca ihraç mallarının standardizasyonuna önem verilerek, ihracat bu yönden de teşvik edildi 10/06/1930 tarih ve 1705 sayılı Kanun ile Hükûmete tedbir alma yetkisi verilerek, ihraç edilen fındık ve yumurtadan başlayarak, ihraç mallarında kalite kontrolüne gidildi. Önceleri çeşitli merciler tarafından yürütülen bu iş 1934'te kurulan 'e devredildi. Ofise, kontrol ve teftiş görevi yanında piyasa araştırmaları yapma ve uluslararası ticaret ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevi de verildi.
Sonuçlar
Hâlen dünyada yaşanmış olan en büyük ekonomik kriz 1929 Krizi’dir. Bu krizin dünyayı en az I. ve II. Dünya Savaşları kadar etkilediği de açıktır. Büyük bunalımın yol açtığı 1930’lar dünya tablosuna bakıldığında ekonomik krizlerin bazen insanlık tarihini etkileyecek boyutlara varabileceği rahatlıkla görülebilir. Bu yüzden ekonomik krizlere yalnızca ekonomik değil aynı zamanda sosyal hatta politik bir olgu olarak da bakılmalıdır.
Wikimedia Commons'ta Büyük Buhran ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Kaynakça
- ^ . Atatürk Ansiklopedisi. 9 Mart 2021. 9 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2022.
- ^ Willard W. Cochrane. Farm Prices, Myth and Reality 1958. p. 15; League of Nations, World Economic Survey 1932-33 p. 43. .
- ^ Bry, Gerhard (1960). Wages in Germany 1871–1945. New Jersey: Princeton University Press. s. 331, 362. .
- ^ DeLong 1997
- ^ Lee, Stephen (1996). Weimar ve Nazi Almanyası. Oxford: Heinemann. P. 85. .
- ^ . Milliyet. 12 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 30 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Eylül 2021.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Buyuk Buhran haber gazete kitap akademik JSTOR Aralik 2020 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Buyuk Buhran Buyuk Depresyon veya 1929 Dunya Ekonomik Bunalimi 1929 da baslayan etkilerini ancak 1930 yilinin sonlarinda tam anlamiyla hissettiren ve 1930 lu yillar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir Buhran Kuzey Amerika ve Avrupa yi merkez almasina ragmen dunyanin geri kalaninda da ozellikle de sanayilesmis ulkelerde yikici etkiler yaratmistir Dorothea Lange nin Gocmen Annesi 32 yasindaki yedi cocuk annesi Florence Owens Thompson uzerinde odaklanarak Kaliforniya daki yoksul bezelye toplayicilarini gosteriyor Mart 1936 Buyuk Buhran 1928 39 yillari ile birlikte 1910 60 doneminde ABD deki issizlik orani vurgulanmistir Dow Jones Borsasi endustri endeksi 1928 1930 Buyuk Bunalim en cok sanayilesmis sehirleri vurmus bu kentlerde bir issizler ve evsizler ordusu yaratmistir Bunalimdan etkilenen bircok ulkede insaat faaliyetleri durmus tarim urunu fiyatlarindaki 40 60 lik dusus ciftcileri ve kirsal bolge nufusunu kotu etkilemistir Talebin beklenmedik duzeyde dusmesi nedeniyle madencilik alani buhranin en fazla etkilendigi sektorlerden biri olmustur Buyuk Buhran farkli ulkelerde farkli tarihlerde sona ermistir 1929 Bunalimi temelde ABD de borsanin cokusune ithaf edilse de o yillarda yeryuzundeki ekonomik kosullara krizin buyuklugu ve etkisine bakildiginda Buyuk Dunya Bunalimi adini almayi hak ettigi acikca gorulmektedir Bunalim dunyada 50 milyon insanin issiz kalmasina yeryuzundeki toplam uretimin 42 oraninda ve dunya ticaretinin de 65 oraninda azalmasina neden olmustur 1929 yilina kadar dunyada olusan diger krizlere bakildiginda dunya ticaretinin en fazla 7 oraninda dustugu dusunulurse 1929 bunaliminin ne derece etkili oldugu tahmin edilebilir Dunyayi bu denli etkileyen buyuk bunalimi sebep ve sonuclari ile anlayabilmek icin oncelikle I Dunya Savasi sonrasinda dunyada olusan ekonomik ve sosyal kosullari goz onunde bulundurmak gerekir I Dunya Savasi dolayli ya da dogrudan tum dunyayi etkilemekle beraber savas sonrasinda olusan dunya tablosundaki en onemli figurler gerek yasadiklari degisimler gerek dunya ekonomisine etkilerinden dolayi ABD Birlesik Krallik ve Almanya oldu Savasa kadar dunyada hegemonik guc sayilan Ingiltere kan kaybeden bir ulke durumuna geldi Savas sonrasi Amerika dan alinan borcla yeniden kurulan altin standardiyla deger kazanan pound Ingiliz ihracatinin azalmasina sebep oldu Daha az ihracat daha fazla altinin disa akimina bu da yeniden borclanmaya neden oldu O yillarda Almanya ise Amerika nin savas sonrasinda istedigi tazminat sorunuyla karsi karsiyaydi Ekonomisi durma noktasina gelen Almanya tazminat sorununa cozum olarak para basmayi denedi Bu para Amerika tarafindan kabul edilmedigi gibi Almanya da hiperenflasyona neden oldu Daha sonra tazminat sorunu 1926 yilinda Amerika nin onerdigi Dawes Plani ile cozulmeye calisildi Bu plana gore ABD Almanya ya yeniden yapilanmasi icin kredi verecek yapilanmasini tamamlayan Almanya daha sonra ABD ye borclandigi tazminati odeyecekti Buyuk Bunalim oncesi Amerikan ekonomisiABD ise 1924 29 yillari arasinda bir devresi gecirdi Edindigi ihracat fazlasi ile dunyanin net kreditoru konumuna geldi Bu esnada ulkede otomobil yapi elektrikle calisan makineler gibi yeni endustriler gelismeye basladi Yeni gelisen endustrilere talebin fazla olmasi borsanin spekulatif olmasina sebep oluyordu Oyle ki 1928 yilinda Amerika verdigi kredileri New York Borsasi icin geri cekmek durumunda kaldi 1920 lerde borsa disindaki ekonomik gostergeler oldukca iyi durumdaydi Uretim ve istihdam orani yuksekti Ucretler cok fazla yukselmiyordu ve fiyatlar istikrarliydi Bircok insan hala asiri derecede fakirdi ancak halkin buyuk cogunlugu daha once hic olmadigi kadar rahat ve varlikliydi Ancak o yillarda Amerikalilarda minimum fiziksel eforu sarf ederek zengin olma istegi hakimdi Insanlarin bu ruh hallerine ve spekulasyonun piyasaya ne derece hakim oldugunun kaniti 1926 yilinda Florida da meydana gelen gayrimenkul patlamasiydi Bu olay klasik bir spekulatif balonun tum ozelliklerini kendi icinde barindiriyordu Florida gayrimenkul spekulasyonu Olay soyle gelismisti Floridalilar bolgede kis sartlarinin kuzeydeki eyaletlere gore daha iyi olmasina tasimacilik problemlerinin cozulmus olmasina dayanarak Florida daki gayrimenkullerin deger kazanacagini dusunduler Eyalette Florida nin bir tatil cennetine donusecegi inanci hakimdi Bu durumda o gun aldiklari topraklarin gelecekte birkac kat degerlenecegini dusunenler hic de az degildi Halkin buyuk cogunlugu bu inancla gayrimenkule yatirim yapti Ancak 1928 yilinin 18 Eylul unde hic hesapta olmayan bir tropik kasirga 400 insanin olumune binlerce evin hasar gormesine ve tonlarca deniz suyunun yatlari parcalayip sokaklara tasmasina neden oldu Satin alinmis olan gayrimenkuller satilmaya calisildi ancak degerinin cok altina bile satilamadi Bu durum bir spekulatif balonun patlayisiydi Krizin sebepleriKara Sali ile Mart 1933 teki Banka Tatili arasinda Amerika Birlesik Devletleri nde buyuk Banka yigilmalari oldugunda para arzi onemli olcude azaldi Wall Street ile Broad Street in kesistigi noktada 1929 cokusu sonrasinda toplanan kalabalikABD sanayi uretimi 1928 1939 Buyuk kriz oncesindeki atmosfere bir goz attiktan sonra krizin sebepleri ve gelisimi uzerinde durmak gerekir Dunyayi etkileyen pek cok olay uzerinde oldugu gibi bu olayin sebepleri hakkinda da cok sayida arastirma ve yorum yapildi Bu arastirma ve yorumlarda genel olarak yer alan ortak birkac sebebi soyle siralayabiliriz Birincisi Amerika daki sirketlerin mali gucleriydi 1870 li yillarda ABD de irili ufakli pek cok sirket varken I Dunya Savasi nin getirdigi zorluklar karsisinda kucuk sirketler birlesmek zorunda kalmis ve savas sonrasinda tekeller olusturmuslardir Oyle ki 1929 yilina gelindiginde Amerikan ekonomisinin 50 si uzerinde soz sahibi olan holding sayisi 200 kadardi Bu da tek bir holdingin bile iflasinin ekonomiyi sarsmaya yetecegini gosteriyordu Ikinci bir sebep de bankalarin kotu yapilanmis olmasiydi Bankalarin sermaye esaslarini rezerv ve kredi oranlarini belirleyen yasalar yoktu Ornegin sirketlerin mali tablolarinin guvenilirligini saglayan yasalar yoktu Bu yuzden yatirimci hisse senedini aldigi firma hakkinda yeterince bilgiye sahip olamiyordu Yine ticari bankalari yatirim bankalarindan ayiran yasalar da mevcut degildi Ucuncu bir sebebin de baskan Hoover yonetiminin ekonomi alanindaki tecrubesizligi oldugu soylenebilir Bu dusuncenin savunucularina gore baskan Hoover yonetimi 1920 lerde hukum suren liberal ekonomi anlayisina gore ekonomiye devlet mudahalesi yapmamayi uygun gormustu Ancak 1929 krizine mudahale etmemenin toplumsal maliyeti cok buyuk olmustu Daha sonralari baskan mudahaleye karar verdiginde ise hem cok gec olmustu hem de mudahale basarili olamamisti Ornegin devlet butcesini dengelemek icin devlet harcamalarini kismasinin ve vergileri arttirmasinin issizlige sebep oldugu ve bunun da insanlarin satin alma gucunun azalmasina ve fiyatlarin dusmesine neden oldugu savunuldu Hukumetin tecrubesizliginin bir diger gostergesi de altin standardina bagli kalmakta israr edisiydi Hukumet altina bagli olmayan para basmayi reddederek siki bir para politikasi izledi ve piyasada para bulunmayinca ekonomik faaliyetler durdu reel sektor kuculdu Bu da daha fazla issizlik daha az gelir demekti Vurgulanmasi gereken son sebep ise basta da belirtildigi gibi ABD nin dunya uzerindeki net kreditor olmasiydi Bunun yaninda I Dunya Savasi sonrasi Almanya ve Ingiltere den istedigi tazminatlarin altin olarak odenmesini talep ediyordu Ancak yeryuzundeki altin stogu yetersizdi ve var olan stogu da zaten Amerika kontrol ediyordu Bu sebeple de bahsedilen tazminatlarin ve kredilerin mal ve hizmet olarak odenmesi denendi ancak bu da ABD nin kendi mal ve hizmet sektorunu vurdu Son care olarak gumruk duvarlari koyma yoluna gidildi ancak bu da yalnizca dis ticareti kuculttu Sonucta Amerika hesapsizca vermis oldugu kredileri geri alamadi Krizin patlak verisi Kara PersembeBuyuk Buhran sirasinda Oklahoma daki fakirler New York Menkul Kiymetler Borsasi 1928 yilinin basindan 1929 yili Ekim ayinin basina kadar olan surecte gittikce yukseliyor ve bu da fiyat kazanc oraninin yukselmesi sonucunu getiriyordu Ancak 3 Ekim 1929 tarihine gelindiginde yukarida sayilan sebepler dogrultusunda borsanin yukselisi durmus hatta birkac buyuk holdingin hisse senetleri deger yitirmisti Bu kayiplar 21 Ekim gunu yabanci yatirimcilarin hisse senetlerini ellerinden cikarmalariyla hizlandi ve Kara Persembe olarak anilan 24 Ekim 1929 Persembe gunu borsa dibe vurdu 1929 yilinin fiyatlariyla 4 2 milyar dolar yok oldu 29 Ekim 1929 gununun fiyatlarina bakildiginda bir yil oncesinin karinin bile yitirildigi gorulur 21 29 Ekim 1929 tarihleri arasindaki fark Dow Jones sanayi ortalamasinin 328 den 230 a dustugunu gosterir Bu surecte 4 000 kadar banka batmis binlerce insanin mal varligi yok olmustur Buhranin etkiledigi insanlar acliga suruklendi ve sebze ve meyve yetistirip satarak yasamaya calistilar Piyasadaki para bir anda yok oldugu icin insanlar ihtiyaclarini karsilamada takas yoluna gitmek zorunda kaldi ve bir nevi degis tokus ekonomisine geri donduler Insanlar maddi varliklariyla beraber sosyal konumlarini ve ruh sagliklarini da kaybettiler Bunalimin etkileri II Dunya Savasi na kadar yaklasik on yillik bir surecte devam etti Krizin sanayilesmis ulkeler uzerindeki etkileri hemen hemen ayniydi Toptan fiyat endekslerindeki dusus 40 60 arasi hammadde fiyatlarinin dibe vurmasi 50 civari menkul kiymet fiyatlarinin ve borsanin gerilemesi 30 40 civarinda dunya sanayi uretiminin dusmesi 35 45 arasi issiz sayisindaki artis 50 milyon kisi issiz kaldi ticaretin dibe vurusu 55 80 ve iflaslarin cogalmasi oldu Roosevelt ve New Deal Amerikan halki bu buyuk cokusun faturasini Hoover yonetimine cikardi Bir sonraki secimde Hoover in baskan secilmeyecegi asikardi Onun yerine adini verdigi programla ekonomik sistemde koklu degisiklikler vadeden Franklin D Roosevelt secildi Roosevelt New Deal i 1930 ila 1937 yillari arasinda uygulama firsati buldu Basa geldigi 1933 yili bunalimin etkilerinin en fazla hissedildigi yillardan biriydi Ekonomide karlilik yok olmustu Buyuk bir talep daralmasi yasaniyordu Cunku insanlarin satin alma gucu cok dusmustu Roosevelt boyle bir donemde hem sosyal hem ekonomik anlamda bir reform niteligi tasiyan programiyla ve buyuk yetkilerle basa geciyordu Amerikan ekonomisi tarihinde ilk kez devlet mudahalesine maruz kaliyordu Roosevelt ise bankacilik sektoruyle basladi O siralarda sektorde likidite dusuk oldugundan altin ve doviz kuru bizzat baskanlik tarafindan kontrol ediliyordu Ilk kez Merkez Bankasi kuruldu Mevduatlar devlet guvencesine alindi Bankacilik sisteminin duzeltilebilmesi icin 500 kadar yeni duzenleme yapildi Reel sektorde de karliligin arttirilmasina karar verildi Devlet kendi kontrolu altinda olmak kaydiyla sanayicilerin yuksek fiyat uygulamalarina izin verdi ve yine bu amaca uygun olarak uretim sinirlandi Talep sorununu cozmek icin de devlet yuksek sayilabilecek bir duzeyde minimum reel ucretleri belirledi Calisma saatleri azaltilarak issizlik sorunu cozulmeye calisildi Tarimda da birtakim yeni programlamalar yapildi Ancak bu programlar bazi yonlerden birbirleriyle celisir durumdaydi Devlet bir taraftan fiyatlari yuksek tutmak icin uretim kotasi koyarken diger taraftan da ne uretirlerse uretsinler belirli bir fiyattan bunlari almayi vadediyordu Bu da ciftcilerin daha fazla uretim yapmak istemelerine neden oluyordu Roosevelt in devlet harcamalari politikasi ise bir denge politikasiydi Devlet mudahalesine karsi olan sanayicileri kusturmemek icin ozel sektorun ilgilenmedigi buyuk yatirimlar gerektiren alanlarda harcama yapiliyordu Bu sektorlerde acilan is alanlariyla da issizligin azaltilmasina ve talebin arttirilarak dusuk talep sorununun cozulmesine calisiliyordu Bunalim sonrasinda AlmanyaAlmanya 1923 banknotlar kagit paralar o kadar cok deger kaybetti ki duvar kagidi olarak kullanildilar Depresyonu yenerek tam istihdama ulasan ilk sanayi ulkesi Almanya dir Almanya enflasyonsuz orijinal finansman yontemleriyle ic piyasayi canlandirmayi basarmistir Ancak dunya pazarlari Almanya nin ihracatina acik degildi Alman fabrikalarina surum alanlari temin etmek ve hammadde bulmak gerekiyordu Guney Amerika Orta Avrupa Balkanlar ve Turkiye serbest dovizle mal almakta ve satmakta gucluk cekiyorlardi Almanya dogrudan serbest doviz transferi olmaksizin malin malla mubadelesini gerceklestirmek imkanini saglayan bir karsilikli ticaret counter trading modelini benimseyerek serbest doviz piyasalarinda ihracat mallarina uygun fiyatla alici bulamayan memleketlerin musterisi durumuna gecti Tarim ekonomilerinin ihracat mallarini yuksek bedelle satin aldi ve onlara kendi sanayi urunlerini satti Planlama ve benzeri yontemlere basvuran ABD ile Fransa gibi demokrasiler ilimli cozumlere yonelirken Almanya da issizler Nazi totalitarizminin cilginliklarina kapildilar Boylece bunalim ayni zamanda II Dunya Savasi nin baslica nedeni olacakti Nazilerin iktidara gecisinden 1933 II Dunya Savasi nin baslangic yilina 1939 kadar Almanya da haftalik kazanclar reel olarak 19 artti Naziler Buyuk Buhran in ortasinda iktidara geldi O donemde issizlik orani 30 a yakindi 1938 de Almanya da issizlik ortadan kalkti 1933 yilinda 56 olan sanayi uretimi 1938 yilinda 144 e cikti Hitler liderligindeki Nazilerin iktidara geldigi 1933 yilindan itibaren Almanya ekonomisi uzerindeki gelismeler ve Hitler in izledigi ekonomi politikalari gunumuzde dahi olaganustu basari olarak degerlendirilmektedir 20 Reichsmark Brunswick Katedrali ni tasvir eden 1942 tarihli bir 5 Reichsmark banknotunun on ve arka yuzu Hitler 1933 te Reichsautobahn otoyol sisteminin yeni bir bolumunun temel atma toreninde Turkiye ye etkileriTurkiye 1929 bunalimi karsisinda kalkinmasini saglayabilmek icin ihracat ve ithalatini arttirmak zorundaydi Turkiye Cumhuriyeti bunu saglayabilmek icin cesitli politikalar izledi Turkiye 1933 te dis odemelerde uygulamasina baslanan kliring ve takas sistemini uyguladi Kliring sistemi malini alanin malini alma ilkesine dayanir Bu sistemde ithalat ihracata baglandigindan ihracat tesvik edilmis olur Nitekim Turk Hukumeti mumkun oldugu kadar butun ulkelerle kliring ve takas anlasmasi yapmaya caba harcadi ve Turkiye ile ticaret ve odeme anlasmasi yapan ulkelerden ithalata oncelik tanidi Ayrica ihrac mallarinin standardizasyonuna onem verilerek ihracat bu yonden de tesvik edildi 10 06 1930 tarih ve 1705 sayili Kanun ile Hukumete tedbir alma yetkisi verilerek ihrac edilen findik ve yumurtadan baslayarak ihrac mallarinda kalite kontrolune gidildi Onceleri cesitli merciler tarafindan yurutulen bu is 1934 te kurulan e devredildi Ofise kontrol ve teftis gorevi yaninda piyasa arastirmalari yapma ve uluslararasi ticaret ve odeme anlasmalarini hazirlama gorevi de verildi SonuclarHalen dunyada yasanmis olan en buyuk ekonomik kriz 1929 Krizi dir Bu krizin dunyayi en az I ve II Dunya Savaslari kadar etkiledigi de aciktir Buyuk bunalimin yol actigi 1930 lar dunya tablosuna bakildiginda ekonomik krizlerin bazen insanlik tarihini etkileyecek boyutlara varabilecegi rahatlikla gorulebilir Bu yuzden ekonomik krizlere yalnizca ekonomik degil ayni zamanda sosyal hatta politik bir olgu olarak da bakilmalidir Wikimedia Commons ta Buyuk Buhran ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Kaynakca Ataturk Ansiklopedisi 9 Mart 2021 9 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Mart 2022 Willard W Cochrane Farm Prices Myth and Reality 1958 p 15 League of Nations World Economic Survey 1932 33 p 43 Bry Gerhard 1960 Wages in Germany 1871 1945 New Jersey Princeton University Press s 331 362 ISBN 0 87014 067 1 DeLong 1997 Lee Stephen 1996 Weimar ve Nazi Almanyasi Oxford Heinemann P 85 ISBN 043530920X Milliyet 12 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Mart 2022 Arsivlenmis kopya 30 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Eylul 2021