Bademağacı Höyüğü, Antalya’nın merkez ilçenin 2,5 km kuzeydoğusunda, Çubuk Geçidi’nin 5 km kuzeyinde yer alan arkeolojik bir yerleşimdir. Höyüğün eski adı Kızılkaya’dır. Yerleşim alanı 210 metreye 120 metredir. Tepenin yüksekliği 7 metredir.
Arkeolojik Höyük | |
Adı: | Bademağacı Höyüğü |
il: | Antalya |
İlçe: | Döşemealtı |
Köy: | Bademağacı |
Türü: | Höyük |
Tescil durumu: | Tescilli |
Tescil No ve derece: | 2090 / 1 |
Tescil tarihi: | 24.12.1993 |
Araştırma yöntemi: | Kazı |
Höyüğün bulunduğu yer, etrafı dağlarla çevrilik küçük bir ova, eski bir göl ya da bataklık yatağıdır. Bu sulak alan muhtemelen günümüzden 10 bin yıl önce kurumuş olmalıdır. Yerleşimin 9.100 yıl önce ’da kurulduğu düşünülmektedir. Neolitik yerleşimler 7.500 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Daha sonra MÖ yaklaşık 2.500'lerde İlk Tunç Çağı yerleşimi başlamış, MÖ 2200'lere kadar sürmüştür. Yine terk edilen yerleşim, MÖ 2 bin başlarında bir Orta Tunç Çağı yerleşimi görülmektedir.
Kazılar
Höyük 1958 yılında, James Mellaart tarafından bölgede yapılan yüzey araştırmasında saptanmış olup Kızılkaya adıyla tanımlanmıştır. kazılar 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı tarafından Prof. Dr. ve Prof. Dr. başkanlığında başlanmıştır. Höyükteki kazı çalışmaları aynı ekip tarafından 2010 yılı Eylül ayına kadar sürdürülmüştür. Bu süre içinde tepenin çok büyük bir bölümü kazılmış ve 9,30 metre derindeki ana toprağa ulaşılmıştır.
Yerleşimdeki yapı katlarının en eski on katı Erken Neolitik Çağ’a ait, son yapı katlarının ise İlk Tunç Çağı ve Orta Tunç Çağı katı olduğu düşünülmektedir.
Buluntular
En tepede Erken Hristiyanlık Dönemi’ne ait bir kilise kalıntısı MS 5-7 yüzyıllara aittir. Ancak bu döneme tarihlenebilecek herhangi bir kalıntıya rastlanmamıştır. Kilisenin, civardaki bir yerleşimle ilgili olduğu tahmin edilebilir.
Erken Neolitik Çağ
Höyükteki ilk yerleşimin günümüzden 9.100 yıl önce oluşturulduğu, bin yıl kadar sürüp günümüzden 8.100 yıl önce terk edildiği belirtilmektedir. Erken Neolitik Çağ'a tarihlenen yerleşimler 9 yapı katı olarak görülmektedir. En alt 5 yapı katı Erken Neolitik I, daha üsteki Erken Neolitik II olarak tanıtılmaktadır. Erken Neolitik I yapı katlarında bir temel ve duvar kalıntısına rastlanmamıştır. Bu durumda duvarları dal örgü tekniğiyle yaptıkları ve balçıkla sıvadıkları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte konutların tabanlarında sağlam bir teknik geliştirildiği görülür. Tabanlar, kireç, kum ve çakıl karılarak yapılan bir sıva ile sıvanmış ve özenle açkılanmış ve kırmızı bir boyayla boyanmıştır.
Erken Neolitik II yapı katından itibaren kerpiç kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemdeki yapılar, aralarında sokak olarak kullanılabilecek açıklıklar bırakılarak dikdörtgen biçiminde, tek odali inşa ediliyordu ve kapı, uzun duvarlardan birinde yer alıyordu. Karşı duvarda ise “at nalı biçiminde” bir fırın yer almaktadır. Tek odalı olan bu evler 7-5 x 3,5-4,5 metre boyutlarındadır. Taban sertleştirilmiş topraktır. Çatıların ahşap ve toprak malzemeden düz olarak yapıldığı düşünülmektedir. Yapılarda pencere bulunmamaktadır.
Yerleşimde, kilden yapılmış, 5 – 6 cm. kalınlıkta fırınlanmış kil levhaların birbirine bağlanarak sandıklar yapıldığı saptanmıştır. Sandıklar 65 – 70 cm. ebatlarında ve 90 cm. derinliktedir. Bu şekilde yapılan bu sandıkların tahıl depolamakta kullanıldığı düşünülmektedir. Erken Neolitik Çağ yerleşiminde ayrıca pişmiş topraktan yapılmış çanak-çömlek ve tabaklar, kemikten bız, iğne, spatula, kaşık ve kemer tokası gibi çeşitli aletler, taştan boncuk ve kolyeler, taştan değişik boylarda baltalar, keskiler, öğütme taşları ile çakmak taşı ve obsidiyenden söğüt yaprağı biçiminde mızrak uçları, bıçak, kazıyıcı, delici gibi aletler bulunmuştur.
Erken Neolitik Çağ katmanlarında 25 yetişkin ve çocuğun ev tabanına, ana karnındaki gibi kıvrık, bazılarının bu halde fakat sırtüstü gömüldüğü görülmüştür.
Neolitik yerleşimde gelişkin bir çömlekçilik görülmektedir. Genel olarak Burdur – Antalya bölgesi neolitik çanak çömlekçiliğinin niteliklerini gösterir.
Bu yapı katlarından sağlanan küçük buluntuların önemli bir grubunu kilden yapılıp pişirilmiş ana tanrıça figürinleridir. Bu hamile halde betimlenen figürinler bazen öylesine stilize edilmişlerdir ki daha çok bir idolü andırmaktadırlar. Her durumda ağız hiç birinde betimlenmemiştir. İlginç küçük buluntulardan birisi de pişmiş topraktan yapılmış bir insan ayağı modelidir. Günümüz standartlarında 36 – 37 numara büyüklüğündeki bir ayak kadardır. Pişmiş topraktan özenle şekillendirilmiş damga mühürler de küçük buluntular arasında dikkti çekmektedir. Mühürlerin varlığı bu toplumda mülkiyet kavramının ortaya çıkmış olduğuna bir işaret olarak görülmektedir.
Kazılar sırasında ele geçen kömürleşmiş bitki kalıntılarından yabani olanları armut, elma, erik, kiraz, fıstık, menengiç, alıç, çitlembik, mürdümük ve ketendir. Tarıma alınmış olan bitkiler ise buğday (emmer, einkorn, kabuksuz buğday), çavdar, arpa, burçak mercimek, bazelye ve nohud olarak görülmektedir. Bulunan hayvan kemikleri köpek, evcilleştirilmiş sığır, koyun, keçi ve domuz kemikleridir. Ayrıca yaban sığırı, yaban mandası (Bos bufalo), kızıl geyik, alageyik, yaban domuzu, at, kemirgenler, tavşan, kızıl tilki, yaban kedisi ve boz ayı avlanmıştır.
Erken Neolitik Çağ katmanlarından elde edilen buluntularla Çatalhöyük’de bulunanlar arasında büyük bir benzerlik olduğu görülmektedir. Bu durum, iki yerleşimin de çağdaş olduklarını göstermektedir. Önemli bir benzerlik de bir duvar sıvasındaki kırmızı boyayla yapılmış süslemelerdir.
Kalkolitik Çağ
(Erken Kalkolitik Çağ)'a tarihlenen bazı eşyalar ve temel kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.(Geç Kalkolitik Çağ)'da da yerleşme olduğu özellikle çanak çömlek buluntularından anlaşılmaktadır. Ancak bu döneme ilişkin olarak bir mimari bulunamamıştır.
Erken Tunç Çağı
Günümüzden yaklaşık olarak 4.700 yıl önce, bu kez Erken Tunç Çağı II. evresinde höyükte, öncekilerle hiçbir ilgisi olmalyan bir halk tarafından geniş çaplı bir yerleşme başlatılmıştır. Bu halk, günümüzden 4 bin yıl öncesine kadar, Erken Tunç Çağı II boyunca deprem, yangın ya da savaş nedeniyle kasabalarını en az üç kez yeniden inşa etmek zorunda kalarak höyükte yaşamaya devam etmişlerdir. Erken Tunç Çağı II. evreyi izleyen Orta Tunç Çağı ise kısa süreli olup zayıf ve daha dar alanda arkeolojik bulgu vermektedir. Orta Tunç Çağı'ndan sonra Hristiyanlık dönemine kadar höyükte herhangi bir yerleşme görülmez. Bu döneme ilişkin bulgu ise höyüğün zirvesinde MS 500 – 600 yıllarında inşa edilmiş olan küçük bir kilisedir.
Erken Tunç Çağı II yerleşmesi bir kasaba, hatta bir kent görünümüne ulaşmıştır. Yerleşme, 200 metreye 120 metre çaplarında bir oval alan görünümündedir. İlk evrede mimaride belirlenmiş olan kurallara uyulmuştur. Buna göre doğuya ve batıya düşen en uzun kenarlar boyunca dikdörtgen planlı, tek ya da iki odalı evler, yan yana yapılmışlardır. Uzun kenarları 10 – 19 metre, kısa kenarları ise 4,5 – 3,5 metre arasında değişen bu konutların girişleri kent merkezine dönüktür. Yan duvarlar ileriye doğru 2 – 3 metre kadar uzatılarak girişin dışında yarı açık bir alan elde edilmiştir. Bu şekildeki megaron tarzı yapıların kent dışına bakan duvarlarında, birkaçı dışında pencere yoktur. Böylece kentin dışını kuşatan kesintisiz bir duvar oluşturulmuştur. Yerleşmenin kuzey kesiminde daralmaya bağlı olarak megaronlar yerine 1 metre kalınlıkta bir taş duvar yer almaktadır. Bu şekilde çevrelenen yerleşie 3 – 4 metrelik iki girişten girilmektedir. Yerleşmenin dışı ise çepeçevre 4 – 8 metre genişlikte bir kuşak halinde Ocak taşlarıyla döşenmiştir. Bu düzenlemenin, yağışlı mevsimde tepe çevresinin göl haline gelmesinden dolayı yapılmış olabileceği ileri sürülmektedir.
Bu yerleşmede çok sayıda megaron bulunmuştur. Megaron yapılar bir sırada ve dairesel dizilere merkezde bir açıklık bırakmaktadır. Bu açıklıkta çok odalı (17) bir yapı kompleksi bulunmaktadır. Odalar arasında geçişi sağlayan kapılar mevcuttur. Bu yapılarda çok az sayıda bulunduntuya rastlanması, yerleşimin terk edildiği şeklinde yorumlanabilir. Dördüncü (yukarıdan aşağıya) katmanda ise kalın bir taş temel ve ızgara planlı bir yapı bulunmuştur. İlk Tunç Çağı katmanların düzenli planı, “burada bir otoritenin varlığını, yani bu yerleşmenin bir tür şehir devleti” olduğunu düşündürmektedir. Ancak bu yerleşimin bir surla çevrili olup olmadığı konusunda net bir görüş ortaya atılamamaktadır. Höyüğün kuzeydoğusunaki 13 metre uzunluktaki kalın duvarını devamına rastlanmamıştır.
Üst yapı katmanlarında küçük çanaklar, gaga ağızlı ufak testiler, alt yapı katmanlarında bir yanı çıkıntılı yayvan çanaklar bulunmuştur.
Höyükteki Erken Tunç Çağı yerleşimi, MÖ 2.500 dolaylarında başlamış, yaklaşık 300 yıl sürmüştür. Bu insanların önceki toplulukla hiçbir bağlantısı yoktur. Erken Neolitik Çağ’da bir köy yerleşimi olan Bademağacı Höyüğü Erken Tunç Çağı’nda artık bir kasaba görünümündedir. Kazılarda çok sayıda bronz araç-gereçin, mızrak uçları, bıçak ve hançerlerin yanı sıra çakmak taşı iş aletleri de bulunmaktadır. Ancak yerleşim içinde maden alet ve silah üretildiğine ilişkin herhangi bir bulguya ulaşılmamıştır. Bu yerleşim katmanlarında da insan kemiklerine rastlanmamış olması –genç bir erkeğe ait olan dışında- ölülerin dışarıda bir yere gömüldüğünü göstermektedir.
Öte yandan bu dönemde, höyüğün yer aldığı ovada zaman zaman gölleşme olduğu düşünülmektedir. Bu gölleşmenin höyüğü su altında bırakmaması ya da kenarlarını erozyona uğratmaması için çepe çevre taş bir hat döşendiği görülmektedir. İlk Tunç Çağı içinde höyüğün yamaçlarının taşla kaplanması işinin en azından üç kez yenilendiği saptanmıştır.
Orta Tunç Çağı
Orta Tunç Çağı’na dayanan buluntular MÖ 1.950 – 1.750 yıllarına denk gelmektedir. Yaklaşık olarak MÖ 1.800'lerden sonra herhangi bir yerleşim olmadığı görülmektedir.
Erken Hıristiyanlık Dönemi
Erken Hristiyanlık Dönemi’ne ait bir kilise kalıntısı MS 5-7 yüzyıllara aittir. Kilisenin, civardaki bir yerleşimle ilgili olduğu tahmin edilebilir.
Notlar
- ^ Batı Anadolu’dan farlı olarak Anadolu’nun diğer bölgelerinde İlk Tunç Çağı başlangıcı MÖ 3.000 olarak kabul edilmektedir. Dr. Savaş Harmankaya, Türkiye İlk Tunç Çağı Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme http://tayproject.org/downloads/ITC_SH.pdf 16 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ "TAY – Yerleşme Ayrıntıları". 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Mayıs 2014.
- ^ a b c d "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 17 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Ocak 2012.
- ^ a b c d e f g h i j k l m R. Duru, G. Umurtak, Bademağacı Höyüğü'nde (Antalya) Yapılan Tarihöncesi Kazıları Sona Erdi – I
- ^ a b c d e f g h . 27 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2012.
- ^ a b c d e . 17 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ocak 2012.
- ^ 16. Kazı Sonuçları Toplantısı, Cilt 1 11 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 69
- ^ UNE[]
- ^ a b c d e f R. Duru, G. Umurtak, Bademağacı Höyüğü'nde (Antalya) Yapılan Tarihöncesi Kazıları Sona Erdi – II
- ^ 28. Kazı Sonuçları Toplantısı Cilt: 1 17 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 639
Dış bağlantılar
- Erken Neolitik Döneme tarihlenen bir konut[]
- Erken Neolitik Dönem'e ait bir çömlek ve küçük buluntular[]
- Erken Tunç Çağı'na ait çanak çömlekler buluntuları[]
- Prof. Dr. Refik Duru, Bademağacı 2001-2001 - Anmed sayı: 2003-117 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Prof. Dr. Refik Duru, Bademağacı Kazıları 2003 Dönemi Çalışma Raporu5 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Prof. Dr. Refik Duru, Bademağacı Kazıları 2009 Dönemi Çalışma Raporu[]
- TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları17 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bademagaci Hoyugu Antalya nin merkez ilcenin 2 5 km kuzeydogusunda Cubuk Gecidi nin 5 km kuzeyinde yer alan arkeolojik bir yerlesimdir Hoyugun eski adi Kizilkaya dir Yerlesim alani 210 metreye 120 metredir Tepenin yuksekligi 7 metredir Arkeolojik HoyukAdi Bademagaci Hoyuguil AntalyaIlce DosemealtiKoy BademagaciTuru HoyukTescil durumu TescilliTescil No ve derece 2090 1Tescil tarihi 24 12 1993Arastirma yontemi Kazi Hoyugun bulundugu yer etrafi daglarla cevrilik kucuk bir ova eski bir gol ya da bataklik yatagidir Bu sulak alan muhtemelen gunumuzden 10 bin yil once kurumus olmalidir Yerlesimin 9 100 yil once da kuruldugu dusunulmektedir Neolitik yerlesimler 7 500 yil oncesine kadar uzanmaktadir Daha sonra MO yaklasik 2 500 lerde Ilk Tunc Cagi yerlesimi baslamis MO 2200 lere kadar surmustur Yine terk edilen yerlesim MO 2 bin baslarinda bir Orta Tunc Cagi yerlesimi gorulmektedir KazilarHoyuk 1958 yilinda James Mellaart tarafindan bolgede yapilan yuzey arastirmasinda saptanmis olup Kizilkaya adiyla tanimlanmistir kazilar 1993 yilinda Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Protohistorya ve Onasya Arkeolojisi Anabilim Dali tarafindan Prof Dr ve Prof Dr baskanliginda baslanmistir Hoyukteki kazi calismalari ayni ekip tarafindan 2010 yili Eylul ayina kadar surdurulmustur Bu sure icinde tepenin cok buyuk bir bolumu kazilmis ve 9 30 metre derindeki ana topraga ulasilmistir Yerlesimdeki yapi katlarinin en eski on kati Erken Neolitik Cag a ait son yapi katlarinin ise Ilk Tunc Cagi ve Orta Tunc Cagi kati oldugu dusunulmektedir BuluntularEn tepede Erken Hristiyanlik Donemi ne ait bir kilise kalintisi MS 5 7 yuzyillara aittir Ancak bu doneme tarihlenebilecek herhangi bir kalintiya rastlanmamistir Kilisenin civardaki bir yerlesimle ilgili oldugu tahmin edilebilir Erken Neolitik Cag Hoyukteki ilk yerlesimin gunumuzden 9 100 yil once olusturuldugu bin yil kadar surup gunumuzden 8 100 yil once terk edildigi belirtilmektedir Erken Neolitik Cag a tarihlenen yerlesimler 9 yapi kati olarak gorulmektedir En alt 5 yapi kati Erken Neolitik I daha usteki Erken Neolitik II olarak tanitilmaktadir Erken Neolitik I yapi katlarinda bir temel ve duvar kalintisina rastlanmamistir Bu durumda duvarlari dal orgu teknigiyle yaptiklari ve balcikla sivadiklari anlasilmaktadir Bununla birlikte konutlarin tabanlarinda saglam bir teknik gelistirildigi gorulur Tabanlar kirec kum ve cakil karilarak yapilan bir siva ile sivanmis ve ozenle ackilanmis ve kirmizi bir boyayla boyanmistir Erken Neolitik II yapi katindan itibaren kerpic kullanilmaya baslanmistir Bu donemdeki yapilar aralarinda sokak olarak kullanilabilecek acikliklar birakilarak dikdortgen biciminde tek odali insa ediliyordu ve kapi uzun duvarlardan birinde yer aliyordu Karsi duvarda ise at nali biciminde bir firin yer almaktadir Tek odali olan bu evler 7 5 x 3 5 4 5 metre boyutlarindadir Taban sertlestirilmis topraktir Catilarin ahsap ve toprak malzemeden duz olarak yapildigi dusunulmektedir Yapilarda pencere bulunmamaktadir Yerlesimde kilden yapilmis 5 6 cm kalinlikta firinlanmis kil levhalarin birbirine baglanarak sandiklar yapildigi saptanmistir Sandiklar 65 70 cm ebatlarinda ve 90 cm derinliktedir Bu sekilde yapilan bu sandiklarin tahil depolamakta kullanildigi dusunulmektedir Erken Neolitik Cag yerlesiminde ayrica pismis topraktan yapilmis canak comlek ve tabaklar kemikten biz igne spatula kasik ve kemer tokasi gibi cesitli aletler tastan boncuk ve kolyeler tastan degisik boylarda baltalar keskiler ogutme taslari ile cakmak tasi ve obsidiyenden sogut yapragi biciminde mizrak uclari bicak kaziyici delici gibi aletler bulunmustur Erken Neolitik Cag katmanlarinda 25 yetiskin ve cocugun ev tabanina ana karnindaki gibi kivrik bazilarinin bu halde fakat sirtustu gomuldugu gorulmustur Neolitik yerlesimde geliskin bir comlekcilik gorulmektedir Genel olarak Burdur Antalya bolgesi neolitik canak comlekciliginin niteliklerini gosterir Bu yapi katlarindan saglanan kucuk buluntularin onemli bir grubunu kilden yapilip pisirilmis ana tanrica figurinleridir Bu hamile halde betimlenen figurinler bazen oylesine stilize edilmislerdir ki daha cok bir idolu andirmaktadirlar Her durumda agiz hic birinde betimlenmemistir Ilginc kucuk buluntulardan birisi de pismis topraktan yapilmis bir insan ayagi modelidir Gunumuz standartlarinda 36 37 numara buyuklugundeki bir ayak kadardir Pismis topraktan ozenle sekillendirilmis damga muhurler de kucuk buluntular arasinda dikkti cekmektedir Muhurlerin varligi bu toplumda mulkiyet kavraminin ortaya cikmis olduguna bir isaret olarak gorulmektedir Kazilar sirasinda ele gecen komurlesmis bitki kalintilarindan yabani olanlari armut elma erik kiraz fistik menengic alic citlembik murdumuk ve ketendir Tarima alinmis olan bitkiler ise bugday emmer einkorn kabuksuz bugday cavdar arpa burcak mercimek bazelye ve nohud olarak gorulmektedir Bulunan hayvan kemikleri kopek evcillestirilmis sigir koyun keci ve domuz kemikleridir Ayrica yaban sigiri yaban mandasi Bos bufalo kizil geyik alageyik yaban domuzu at kemirgenler tavsan kizil tilki yaban kedisi ve boz ayi avlanmistir Erken Neolitik Cag katmanlarindan elde edilen buluntularla Catalhoyuk de bulunanlar arasinda buyuk bir benzerlik oldugu gorulmektedir Bu durum iki yerlesimin de cagdas olduklarini gostermektedir Onemli bir benzerlik de bir duvar sivasindaki kirmizi boyayla yapilmis suslemelerdir Kalkolitik Cag Erken Kalkolitik Cag a tarihlenen bazi esyalar ve temel kalintilari ortaya cikarilmistir Gec Kalkolitik Cag da da yerlesme oldugu ozellikle canak comlek buluntularindan anlasilmaktadir Ancak bu doneme iliskin olarak bir mimari bulunamamistir Erken Tunc Cagi Gunumuzden yaklasik olarak 4 700 yil once bu kez Erken Tunc Cagi II evresinde hoyukte oncekilerle hicbir ilgisi olmalyan bir halk tarafindan genis capli bir yerlesme baslatilmistir Bu halk gunumuzden 4 bin yil oncesine kadar Erken Tunc Cagi II boyunca deprem yangin ya da savas nedeniyle kasabalarini en az uc kez yeniden insa etmek zorunda kalarak hoyukte yasamaya devam etmislerdir Erken Tunc Cagi II evreyi izleyen Orta Tunc Cagi ise kisa sureli olup zayif ve daha dar alanda arkeolojik bulgu vermektedir Orta Tunc Cagi ndan sonra Hristiyanlik donemine kadar hoyukte herhangi bir yerlesme gorulmez Bu doneme iliskin bulgu ise hoyugun zirvesinde MS 500 600 yillarinda insa edilmis olan kucuk bir kilisedir Erken Tunc Cagi II yerlesmesi bir kasaba hatta bir kent gorunumune ulasmistir Yerlesme 200 metreye 120 metre caplarinda bir oval alan gorunumundedir Ilk evrede mimaride belirlenmis olan kurallara uyulmustur Buna gore doguya ve batiya dusen en uzun kenarlar boyunca dikdortgen planli tek ya da iki odali evler yan yana yapilmislardir Uzun kenarlari 10 19 metre kisa kenarlari ise 4 5 3 5 metre arasinda degisen bu konutlarin girisleri kent merkezine donuktur Yan duvarlar ileriye dogru 2 3 metre kadar uzatilarak girisin disinda yari acik bir alan elde edilmistir Bu sekildeki megaron tarzi yapilarin kent disina bakan duvarlarinda birkaci disinda pencere yoktur Boylece kentin disini kusatan kesintisiz bir duvar olusturulmustur Yerlesmenin kuzey kesiminde daralmaya bagli olarak megaronlar yerine 1 metre kalinlikta bir tas duvar yer almaktadir Bu sekilde cevrelenen yerlesie 3 4 metrelik iki giristen girilmektedir Yerlesmenin disi ise cepecevre 4 8 metre genislikte bir kusak halinde Ocak taslariyla dosenmistir Bu duzenlemenin yagisli mevsimde tepe cevresinin gol haline gelmesinden dolayi yapilmis olabilecegi ileri surulmektedir Bu yerlesmede cok sayida megaron bulunmustur Megaron yapilar bir sirada ve dairesel dizilere merkezde bir aciklik birakmaktadir Bu aciklikta cok odali 17 bir yapi kompleksi bulunmaktadir Odalar arasinda gecisi saglayan kapilar mevcuttur Bu yapilarda cok az sayida bulunduntuya rastlanmasi yerlesimin terk edildigi seklinde yorumlanabilir Dorduncu yukaridan asagiya katmanda ise kalin bir tas temel ve izgara planli bir yapi bulunmustur Ilk Tunc Cagi katmanlarin duzenli plani burada bir otoritenin varligini yani bu yerlesmenin bir tur sehir devleti oldugunu dusundurmektedir Ancak bu yerlesimin bir surla cevrili olup olmadigi konusunda net bir gorus ortaya atilamamaktadir Hoyugun kuzeydogusunaki 13 metre uzunluktaki kalin duvarini devamina rastlanmamistir Ust yapi katmanlarinda kucuk canaklar gaga agizli ufak testiler alt yapi katmanlarinda bir yani cikintili yayvan canaklar bulunmustur Hoyukteki Erken Tunc Cagi yerlesimi MO 2 500 dolaylarinda baslamis yaklasik 300 yil surmustur Bu insanlarin onceki toplulukla hicbir baglantisi yoktur Erken Neolitik Cag da bir koy yerlesimi olan Bademagaci Hoyugu Erken Tunc Cagi nda artik bir kasaba gorunumundedir Kazilarda cok sayida bronz arac gerecin mizrak uclari bicak ve hancerlerin yani sira cakmak tasi is aletleri de bulunmaktadir Ancak yerlesim icinde maden alet ve silah uretildigine iliskin herhangi bir bulguya ulasilmamistir Bu yerlesim katmanlarinda da insan kemiklerine rastlanmamis olmasi genc bir erkege ait olan disinda olulerin disarida bir yere gomuldugunu gostermektedir Ote yandan bu donemde hoyugun yer aldigi ovada zaman zaman gollesme oldugu dusunulmektedir Bu gollesmenin hoyugu su altinda birakmamasi ya da kenarlarini erozyona ugratmamasi icin cepe cevre tas bir hat dosendigi gorulmektedir Ilk Tunc Cagi icinde hoyugun yamaclarinin tasla kaplanmasi isinin en azindan uc kez yenilendigi saptanmistir Orta Tunc Cagi Orta Tunc Cagi na dayanan buluntular MO 1 950 1 750 yillarina denk gelmektedir Yaklasik olarak MO 1 800 lerden sonra herhangi bir yerlesim olmadigi gorulmektedir Erken Hiristiyanlik Donemi Erken Hristiyanlik Donemi ne ait bir kilise kalintisi MS 5 7 yuzyillara aittir Kilisenin civardaki bir yerlesimle ilgili oldugu tahmin edilebilir Notlar Bati Anadolu dan farli olarak Anadolu nun diger bolgelerinde Ilk Tunc Cagi baslangici MO 3 000 olarak kabul edilmektedir Dr Savas Harmankaya Turkiye Ilk Tunc Cagi Arastirmalari Uzerine Bir Degerlendirme http tayproject org downloads ITC SH pdf 16 Eylul 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca TAY Yerlesme Ayrintilari 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Mayis 2014 a b c d TAY Yerlesme Donem Ayrintilari 17 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Ocak 2012 a b c d e f g h i j k l m R Duru G Umurtak Bademagaci Hoyugu nde Antalya Yapilan Tarihoncesi Kazilari Sona Erdi I a b c d e f g h 27 Subat 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ocak 2012 a b c d e 17 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Ocak 2012 16 Kazi Sonuclari Toplantisi Cilt 1 11 Aralik 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 69 UNE olu kirik baglanti a b c d e f R Duru G Umurtak Bademagaci Hoyugu nde Antalya Yapilan Tarihoncesi Kazilari Sona Erdi II 28 Kazi Sonuclari Toplantisi Cilt 1 17 Mayis 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 639Dis baglantilarErken Neolitik Doneme tarihlenen bir konut olu kirik baglanti Erken Neolitik Donem e ait bir comlek ve kucuk buluntular olu kirik baglanti Erken Tunc Cagi na ait canak comlekler buluntulari olu kirik baglanti Prof Dr Refik Duru Bademagaci 2001 2001 Anmed sayi 2003 117 Mayis 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Prof Dr Refik Duru Bademagaci Kazilari 2003 Donemi Calisma Raporu5 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Prof Dr Refik Duru Bademagaci Kazilari 2009 Donemi Calisma Raporu olu kirik baglanti TAY Yerlesme Donem Ayrintilari17 Mayis 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde