Birinci Mithridates Savaşı (MÖ 90 - MÖ 85) Roma Cumhuriyeti'nin Anadolu'ya yayılmasını durdurmak için yapılan üç savaştan birincisidir.
Birinci Mithridatis Savaşı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Mithridatis Savaşları | |||||||
M.Ö 89 yılında Yakın Doğu | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Roma Cumhuriyeti | Pontus Krallığı | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
, Manius Aquilius, Lucius Cornelius Sulla, , , | VI. Mithridates |
Bu savaşta Pontus Krallığı ve Roma hakimiyetine karşı çıkan birçok Yunanca konuşan Anadolu şehri, Pontus Krallığı kralı olan VI. Mithridates komutanlığı altinda Roma Cumhuriyeti ve onun Anadolu'da müttefiki olan Bitinya Krallığı'na karşı savaşmışlardır. Bu savaş 5 yıl sürmüştür. Roma lejyonlarına komuta eden general çok kere Lucius Cornelius Sulla olmuştur; ama ve de Romalı lejyonlara komuta etmişlerdi. Bu savaşta önemli muharebeler MÖ 86 yapılan Chaeronea Muharebesi ve 'dir. Birinci Mithridates Savaşi MÖ 85'te Roma Cumhuriyeti'nin galip gelmesı ve Vİ.. Mithridates'in bu savaşta eline geçirmiş olduğu tüm arazileri Roma ve müttefiklerine bırakıp Pontus Krallığı'na geri çekilmesi ile son bulmuştur. Birinci Mithridates Savaşı resmen MÖ. 85'te ile sona ermiştir.
Birinci Mithridates Savaşı'ndan sonra MÖ 83– MÖ 81 döneminde ve MÖ 75– MÖ 63 döneminde yapılmış ve bu savaşlar MÖ 83'te Pontus Kralı VI. Mİthridates'in ölümü ile Roma Cumhuriyeti galebesi ile sona ermiştir.
Savaşın Sebepleri
Pontos Kralı VI. Mithridates, M. Ö. 89 yılında oğlu IX. Ariarathes’i güçlü bir ordu ile Kapadokya Krallığı’nı tekrar ele geçirmek için göndermiştir. Daha sonra IX. Ariarathes (M. Ö. 89-86) vakit kaybetmeden Kapadokya topraklarına girerek karşısına çıkan I. Ariobarzanes’in ordusunu yenerek onu bir kez daha Kapadokya’dan kovmuştur. Bunun üzerine VI. Mithridates, generallerinden Pelopidas’ı yaptığı eylem ve maruz kaldığı haksızlıkları anlatmak için Roma’ya elçi olarak göndermiştir. Pelopidas Roma senatosuna, Mithridates’in onların isteklerine uyarak önce, nasıl Kapadokya ve Bithynia’dan mahrum bırakıldığını anlatarak söze başlamıştır. Devamında Roma’nın koruması altında bulunan Bithynia kralı IV. Nikomedes tarafından Pontos topraklarının parçalandığını anlatmıştır. Bunun yanı sıra VI. Mithridates’in Roma’nın dostu ve müttefiki statüsünü korumak için kendilerine nasıl yalvardığını hatırlatmıştır. Tüm bunlara rağmen Romalıların, Bithynia kralı IV. Nikomedes’in tarafını tutarak Pontos kralını küçük görmeleri ve konuya bir çözüm bulmak yerine; lafı gerçek sorunlardan uzaklaştırıp küçük şeylere getirmeleri üzerine Pelopidas, üslubunu sertleştirerek VI. Mithridates’in kendine ait olanı almaya ve topraklarını korumaya karar verdiğini bildirmiştir.
Bunun üzerine Pelopidas’ın yaptığı konuşmayı eleştiren Romalılar, Mithridates’e, hemen Kapadokya’yı boşaltmasını ve Bithynia kralını rahat bırakmasını, şayet kral bu emirleri yerine getirmezse bir daha yanlarına gelmemesini söyleyerek onu kamplarından uzaklaştırmışlardır. Daha sonra Romalı komutanlar, senatus emri ya da comitia centuriata kararını beklemeden, kendi başlarına aldıkları bir kararla Pontos kralına karşı başlatılacak büyük savaş için Kapadokya, Bithynia, Paphlagonia ve Galatia bölgelerinden asker toplamaya başlamışlardır.
Daha öncede belirtildiği üzere, Roma ve Pontos arasındaki mücadeleye Kapadokya halkı, öncelikle askeri yardımda bulunmuştur. Bu durum sayıları az olan VI. Mithridates yanlılarının hoşuna gitmesede Kapadokya halkının büyük bir bölümünün; gerek Roma’nın kendilerine kral ataması ve onu muhafaza etmesinin yanı sıra siyasi istikrarı sağlaması gerekse bölgeyi istila edenlerin her seferinde tarım ürünlerini yağmalaması, bölge insanının ticari mallarına el koyması ve burada yaşayanlara baskı yapmaları, Kapadokya halkının müttefiki olarak gördüğü Roma’ya destek vermesini sağlamıştır. Çünkü Roma, görevlendirdiği komutan ve yöneticilere uygulattığı politikalarla her zaman Kapadokya’nın yanında olduğunu göstermiştir. Bu durum masum bir destek olarak görünsede Roma, Küçük Asya’daki denge politikasını bu şekilde icra ettirmekteydi.
Muharebe hazırlıkları
Kapadokya’da bu gelişmeler ara ara devam ederken Roma, öncelikle başta Kapadokya olmak üzere Küçük Asya’nın önemli noktalarında büyük bölümü Asyalı müttefiklerinden oluşan üç ordusunu bulundurmaktaydı. Bu ordular, Anadolu’dan toplanan askerler ile Pontos sınırındaki yerlerini almışlardır. Appianus, askeri orduların konumları ile ilgili şu bilgileri vermektedir; Küçük Asya valisi Gaius Cassius, önderliğindeki birinci ordu, BithyniaGalatia’ya; Appianus’un ifadesiyle, savaşlardaki cesareti ile bilinen ünlü komutan Manius Aquillius önderliğindeki ikinci ordu, Pontos-Bithynia’ya ve Quintus Oppius önderliğindeki üçüncü ordu ise savaşın başlamasına neden olan Kapadokya-Lykonia sınırına askerlerini yerleştirmiştir. Böylece Cassius, Pontos üzerinden Galatia ve Phrygia Epiktetos’a giden yolu; Aquilius, Bithynia üzerinden Pontos’a ve oradan da Kuzey Anadolu’ya giden yolu; Oppius ise Lykaonia ile Kapadokya sınırındaki doğu yolunu kontrol altında tutmuştur.
Diğer taraftan Appianus, Küçük Asya’daki orduların durumunu şöyle anlatmaktadır; her biri yaklaşık olarak kırk bin kişiden oluşuyordu. Roma’nın müttefiki Bithynia Kralı IV. Nikomedes Philopator’un ordusu, elli bin yaya ve altı bin atlı askerden oluşmaktadır. Pontos Kralı VI. Mithridates ise, yaklaşık iki yüz elli bin yaya, kırk bin süvari askeri, yüz otuz savaş arabası ve üç yüz gemiden oluşan tam teşekküllü bir donanmaya sahiptir. Pontos ordusu VI. Mithridates’in başkomutanlığı altında Arkhelaos ve Neoptolemos adlı iki kardeş tarafından idare edilmekteydi. Dahası VI. Mithridates’in diğer oğlu, Kapadokya Kralı IX. Ariarathes Eusebes Philopator, o sıralar emrindeki büyük bir ordu ile Kapadokya’da hazır beklemekteydi.
Savaşın Gelişimi
Küçük Asya
Çok geçmeden Bithynia kralı IV. Nikomedes, M. Ö. 89 yılında var gücüyle Paphlagonia’ya girerek I. Mithridates-Roma Savaşı’nı başlatarak Pontos’un batısına doğru ilerlemiştir. Bu sırada Manius Aquillius, Gaius Cassius ve Quintus Oppius komutasındaki Roma orduları savunmada kalıp, Pontos ve Kapadokya sınırlarındaki ana yolları kontrol altında tutmaya devam etmiştir. Bu alanlar hem savunma hem de saldırı amaçlı kullanılmaktaydı. Komutanlar, IV. Nikomedes’in seferinin sonucunu beklemek ve ona göre hamle yapmak istiyorlardı. Eğer IV. Nikomedes, VI. Mithridates’in güçlerini yenerse komutanlar ordularını Pontos’a doğru konuşlandıracaklardı. Diğer taraftan Quintus Oppius ise, Pontos kralı, Bithynia ve Cassius ile Aquillius’un komutalarındaki Roma orduları ile meşgulken, Kapadokya’ya girecek ve I. Ariobarzanes’i tekrar Kapadokya tahtına çıkartacaktı. Eğer Bithynia kralı, VI. Mithridates’e yenilir ise, yukarıda bahsedilen bu üç komutan, hem IV. Nikomedes’e hem de savunma durumuna geçerek Pontos kralının Bithynia ve Küçük Asya’ya olası saldırılarını engelleyeceklerdi. Bu sırada Kapadokya halkı Roma’ya destek için gönderdiği askerî birliğin haricinde öncelikle başkent Mazaka olmak üzere diğer alanların güvenliği için kendi imkanları ile oluşturdukları teçhizatlı askerler ile hazır konumda beklemekteydi.
Bunun üzerine VI. Mithridates, generalleri Neoptolemos ile Arkhelaos’u hafif silahlı askerlerle birlikte, oğlu Arkahias’ın süvarileri ve birkaç İskit savaş arabası eşliğinde IV. Nikomedes’i karşılamak üzere Paphlagonia’ya göndermiştir. Beklenmedik bir müdahaleyle karşılaşan Bithynia ordusu büyük bir yenilgi almıştır. Bu arada, canını zor kurtaran IV. Nikomedes, kötü haberi Bithynia-Pontos sınırında bulunan Manius Aquilius’a bizzat kendisi vermiştir. Bu haber Pontos-Kapadokya sınırında bulunan Roma askerleri üzerinde özellikle de Manius Aquilius’da şok etkisi yaratmıştır. Çünkü Neoptolemos ve Arkhelaos, bulunduğu konum bakımından güçlü bir orduya sahip olan IV. Nikomedes’e karşı büyük bir zafer kazanmışlardır. Böylece çaresiz bir durumla karşı karşıya kalan IV. Nikomedes, ikinci defa krallığını kaybetmenin vermiş olduğu hüzünle, Kapadokya Kralı I. Ariobarzanes’in daha önce yaptığı gibi Roma’ya sığınmıştır. Kapadokya halkı ise, kaderine terk edilmiş çaresiz bir halde müttefiki Roma’nın yardımını beklemekteydi. Bu sırada Lykonia-Kapadokya sınırında bulunan Quintus Oppius, Pontos Kralı’nın zaferlerini öğrenince mücadelenin başta kendisi olmak üzere Kapadokya halkına vereceği zararı düşünerek, Bithynia-Galatia komutanı Gaius Cassius gibi o da ordusunu çok geçmeden terhis etmiştir. Böylelikle VI. Mithridates, kısa bir zaman içinde Roma’nın Küçük Asya’daki topraklarını başta Mysia ve Bithynia toprakları olmak üzere ele geçirmiştir.
Roma
Küçük Asya’da bu olaylar devam ederken, Roma halen tam olarak VI. Mithridates’in yayılmacı politikasına karşı koymakta güçlük çekmiştir. Ancak gerek Roma’daki Sulla-Marius çekişmesi gerekse M. Ö. 91 yılında İtalya’da Müttefikler Savaşı’nın (Bellum Italicum) patlak vermesi, Romalıların tüm dikkatlerini kendi iç sorunlarına yöneltmelerine neden olmuştur. Fakat çok geçmeden Gaius Marius ve Sulla’nın askeri başarılarının ardından M. Ö. 88 yılında Müttefikler Savaşı’na son veren Roma, gözünü geç de olsa Küçük Asya’ya, özellikle de Kapadokya Krallığı’nı çeşitli politikalar vesilesiyle hakimiyeti altına alarak; buradan Roma üzerine sinsi bir plan hazırlayan VI. Mithridates’e çevirmiştir. M. Ö. 89 yılında Pontos kralının Roma’nın Küçük Asya topraklarında önemli bir müttefiki olan Kapadokya Kralı I. Ariobarzanes’i ülkesinden kovması, IV. Nikomedes’in ordusunu kılıçtan geçirmesi ve Romalı Manius Aquilius’un ordusunu yenilgiye uğratması onun Küçük Asya’daki hareket sahasını genişletmiştir. Bu nedenle VI. Mithridates, kendisini Küçük Asya’nın koruyucusu olarak görmüş ve kendisini buradaki halklara gururlu bir şekilde alkışlatmıştır. Ayrıca VI. Mithridates kendi dönemini yeni bir çağın başlangıcı olarak görmüştür.
Diğer taraftan Roma’daki Marius taraftarları Müttefikler Savaşı’ndan başarıyla dönen Sulla’nın, Roma Senatosu tarafından Küçük Asya’ya gönderilerek Pontos kralının taşkınlıklarını engellemeyi ve Kapadokya kralı I. Ariobarzanes’i tahtına oturtması ile görevlendirildiği haberini alınca sinsi bir plan hazırlayarak vakit kaybetmeden Roma’nın anayasal nitelikli bir kanunu yok sayıp; Sulla’yı görevinden ederek yerine Marius’u getirmişlerdir. Sulla’da, Marius’a karşı aynı nitelikli bir kanunu yok sayarak, senato tarafından verilmiş olan Roma ordusunun komutanlığı görevini tekrar geri almıştır.
Mithridatis'in karşı hamleleri
Anlaşıldığı üzere, bu dönemde Roma’nın halen içte yaşanan olaylarla meşguliyeti devam etmekteydi. Bunu fırsat bilen VI. Mithridates ise Kapadokya’daki hakimiyetini artırmak için Roma karşıtı politikalarını sertleştirmekteydi. İyi bir hatip olan VI. Mithridates, her fırsatta Kapadokya halkına I. Ariobarzanes’in Roma’nın kuklası olduğunu ve esasen Kapadokya halkının huzurunu artırmak ve yaşam standartlarını geliştirmekten ziyade Roma’nın güvenini kazanma hırsına kapılarak, Kapadokya’yı Roma emperyalizmine soktuğunu anlatmaktaydı. Bununla birlikte Küçük Asya’da yaşayanlar, Roma’nın tayin ettiği vergi toplayıcıları, tüccarlar ve devlet hizmeti yapan kişilerden memnun değildi; ancak muhtemelen Roma emperyalizmine dahil olan ya da böyle bir konumda bulunan halkların başka seçenekleri yoktu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen başta Kapadokyalılar olmak üzere Küçük Asya sakinlerinin Roma’ya karşı ayrı bir tutumları vardı. Öyle ki, muhtemelen bu tutumları mecbur bırakıldıklarından kaynaklanmaktaydı. Özellikle Kapadokya halkı I. Mithridates-Roma Savaşı boyunca Roma’ya olan sadakatinden bir an bile ödün vermemiş; ayrıca Kapadokya sınırında bulunan Romalı askerlere hububat yardımında bulunmuştur. Çünkü Kapadokyalılar Roma’yı kendilerine önemli bir dost ve kaderlerini değiştirecek bir kurtarıcı olarak görmekteydiler. İşte bu durum VI. Mithridates’in, Roma’ya olan kin ve nefretinin iyice artmasına neden olmaktaydı. Esasen VI. Mithridates de haksız sayılmazdı; çünkü Roma açgözlü bir yapıya sahiptir. Emperyalizmi kendisine politika edinerek Küçük Asya’da önüne çıkan bütün krallıkları sömürerek uyguladığı politikalar gereğince kendine mecbur kılmıştır.
Diğer taraftan VI. Mithridates ve ordu komutanı Arkhelaos, Sulla’ya karşı Khaironeia ve Orkhomenos muharebelerinde aldığı ağır yenilgiler alması üzerine tavrını yumuşatmıştır. Şimdilik bu ve benzeri politikaların daha fazla devam etmesini istemeyen VI. Mithridates, Arkhelaos’a emir vererek Sulla ile barış görüşmelerinin yapılmasına karar vermiştir. Öyle ki, Sulla’da barış taraftarıydı.
Plutarkhos, Sulla’nın içinde bulunduğu ruh halini şöyle anlatmaktadır; ne vatanının ezilmesine göz yummaya ne de Mithridates Savaşı gibi mühim bir teşebbüsü yarıda bırakıp vatana dönmeye aklı yatmayan Sulla ne yapacağını şaşırmış bir haldeyken, gizlice bazı ümit verici haberler getiren Arkhelaos geldi ve bu durum Sulla’nın çok hoşuna gitti.
Barış Görüşmeleri
M. Ö. 85 yılında Sulla, VI. Mithridates’in temsilcisi olan Arkhelaos ile birlikte Troas Bölgesi’nde bulunan Dardanos (Maltepe-İntepe) kentinde, tarihe Dardanos Antlaşması olarak geçecek olan antlaşmayı yapmışlardır. Antlaşma sırasında VI. Mithridates, savaşın sebebini bir yandan ilahi güçlerin, bir yandan da Romalıların üzerine atarak kendisini haklı göstermeye çalışırken, Mithridates gibi bir komutanın böyle bir inkâr politikası içinde olduğunu gören Sulla şakınlığını gizleyememiştir. Plutarkhos, Sulla ile barış görüşmeleri yapan Arkhelaos arasında geçen konuşmaları ve VI. Mithridates’in temsilcisinin ihanet içinde olduğunu şöyle anlatmaktadır; Söze Arkhelaos başladı, Sulla’dan Asya ile Pontos’u bırakıp Kral’dan para, gemi ve istediği kadar askeri kuvvet alıp Roma’daki savaşa gitmesini teklif etti. Söz sırası Sulla’ya gelince, ona Mithridates’i düşünmeyip yerine kendisinin krallık etmesini, gemileri teslim ederek Roma müttefiki olmasını tavsiye etti. Arkhelaos bu ihaneti şiddetle reddedince Sulla şöyle dedi: Demek ki Arkhelaos, sen Kappadokia’lı, bir barbar kralın adamı (veya istersen dostu diyelim) olduğun halde bunca iyiliğe karşılık hiçbir şerefsizliğe katlanmıyorsun öyle mi? O halde nasıl oluyor da Romalı bir kumandan olan bana, Sulla gibi bir adama ihanetten bahsetmeye cüret ediyorsun? Şu yüz yirmi bin kişiden kalan pek az insan ile Khaironeia’dan kaçan, iki gün Orkhomenos bataklıklarında saklanan, Boiotia’yı cesetten geçilemeyecek bir halde bırakıp giden Arkhelaos olduğunu unutuyor musun? Bunun üzerine Arkhelaos Sulla’ya karşı vaziyetini değiştirdi, dizlerine kapandı, savaşı bitirmesini, Mithridates ile uyuşmasını rica etti. Sulla bu teklifi kabul etti.
Strabon, bu antlaşma ile ilgili olarak şunu söylemektedir; Romalı komutan Cornelius Sulla ile Eupator lakabını taşıyan Mithridates buluşarak savaş sonrası koşulları düzenlediler.
Magie ise, bu antlaşmada yer alan tarafların ikili görüşmelerini şöyle anlatmaktadır; Pontos ve Roma arasında bir antlaşma yapılmıştır. Ancak bu antlaşma karşılıklı verilmiş söze dayanmaktadır. İlk olarak Mithridates’in temsilcisi olan Arkhelaos, Sulla’nın Asya’dan çıkmasını ve gemileriyle uzaklaşması gerektiğini söylemiş; aksi takdirde Mithridates ve ordusunun savaşa hazır olduğunu belirtmiştir. Yine aynı ifadeleri de Sulla, Mithridates’e elçiler aracılığıyla iletmiştir. Uzun süren tartışmaların ardından özellikle Mithridates’in olumsuz tavırlarına karşın iki güç arasında özellikle de Arkhelaos’un uzlaşma ısrarı sayesinde Dardanos Antlaşması yapılmıştır.
Dardanos Antlaşması
Dardanos Antlaşması’nın maddeleri şöyledir;
- Mithridates; Sulla tarafından Bithynia Kralı IV. Nikomedes Philopator ve Kapadokya Kralı I. Ariobarzanes Philoromaios’la barıştırılarak, onlara krallıklarını iade edecek; Küçük Asya ve Paphlagonia topraklarından geri çekilecekti.
- Savaş başladıktan sonra, kentlere ve stratejik açıdan önemli bölgelere yerleştirmiş olduğu bütün Pontos garnizonlarını kaldıracaktı.
- Mithridates’e kalan yerlerin hakimiyetini onaylayıp, onun Roma’nın dostu ve müttefiki olan krallardan biri olduğunu açıklayacaktı.
- Romalılara iki bin talenta ödeyecek ve teçhizatı ile yetmiş bakır süslü gemi verecekti.
Arslan’a göre, Sulla’nın yapmış olduğu bu antlaşma resmi belge niteliği taşımamaktadır; çünkü bu antlaşma karşılıklı verilmiş sözler kapsamında yapılmıştır. Antlaşma hükümleri uyarınca Küçük Asya üzerinde alınmış tüm kararlar Roma Senatusu tarafından onaylanmış ve böylelikle Sulla öldükten sonrada yapmış olduğu düzenlemeler devam edecektir.
Sonrası
Bu antlaşmadan sonra derin bir nefes alan Kapadokya sakinleri huzura kavuşmuşlardır. M. Ö. 85 yılının baharında yapılan bu antlaşmayla savaşı sona erdiren Sulla, antlaşma yapıldıktan sonra legatuslarından birisi olan C. Scribonius Curio’yu, yaklaşık beş yıldır ülkesinden ve kraliyet tahtından mahrum olarak yaşayan Kapadokya kralı I. Ariobarzanes’i tahtına oturtmakla görevlendirmiştir. Curio’da aldığı görevi yerine getirmek için zaman kaybetmeden I. Ariobarzanes’i tahtına oturtarak, Kapadokya halkının kralına kavuşmasını sağlamıştır.
Memnon, Kapadokya’nın devrik Kralı I. Ariobarzanes’in halkına kavuşmasından ise şöyle söz etmektedir; her iki tarafında birbirlerine doğru hızla ilerlemesinden sonra, anlaşma koşulları üzerine görüşmek için Dardanos kentinde antlaşma imzalanmıştır. İki güç arasında sükunetin sağlanması Kapadokya kralı I. Ariobarzanes’e yaramıştır. Pontos kralı VI. Mithridates, I. Ariobarzanes’e Kapadokya Krallığı’nı geri vermiştir. Böylece Kapadokya’nın kendi soylarından olan krallar tarafından yönetilmesine karar verilmiştir.
Bu nedenle Kapadokya halkının sözde dost Roma’ya olan bağlılığı bir kez daha artmıştır. Ayrıca yukarıdaki antlaşma maddeleri gereğince, VI. Mithridates, savaştan önceki sınırlarına geri dönecek ve Kapadokya topraklarından da uzak duracaktı. Bu sayede Pontos toprakları ile Roma arasında önemli bir tampon bölge oluşturulmuştur. Roma, Sulla aracılığıyla yaptırmış olduğu bu antlaşma ile status quo’yu uygulamış ve bu gelişmelerden sonra I. Mithridates-Roma Savaşı’nın başarılı komutanı olan Sulla, generali Licinius Murena’yı Asia Eyaleti valisi olarak bırakarak M. Ö. 84 yılı yazında Anadolu’dan ayrılmıştır.
Kaynakça
- ^ M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 127.
- ^ Appianus, 12. 2. 12.
- ^ Appianus, 12. 2. 14.
- ^ Appianus, 12. 3. 16; Arslan’a göre, VI. Mithridates’in Pelopidas vasıtasıyla yapmış olduğu protestosu Roma tarafından dikkate alınmadı ve kral Asia Eyaleti’ni ele geçirmek için tarihe geçmiş olan Mithridates-Roma Savaşları’nın ilkini başlatmıştır. M. Arslan, a.g.e., s. 127-128.
- ^ Bu meclis savaş ve barış kararlarından, üst mertebede memurluk yapan; consul, preator ve censorların seçiminden ve devlet antlaşmalarının onaylanmasından sorumlu bir meclistir. M. Arslan, a.g.e., s. 128.
- ^ John G. F. Hind, “Mithridates”, s. 145.
- ^ Appianus, 12. 3. 17; D. Magie, Roman Rule in Asia Minor, s. 212
- ^ A. Mayor, The Poison King, s. 149; Appianus, 12. 3. 17; M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 130.
- ^ G. F. Hind, “Mithridates”, s. 145
- ^ S. Dmitriev, “Cappadocian Dynastic Rearrangements on the Eve of the First Mithridatic War”, s. 289; M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 130.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 130.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 134-135. Manius Aquilius üzerinde şok bir etki bırakmasının sebebi de muhtemelen bir dönemler Anadolu’ da para ve ün hırsına bürünerek, Pontos Kralı’na sıkıntılar yaratan şimdi ise yaptıklarıyla yüzleşmekten istifade etmesidir.
- ^ A. Mayor, The Poison King, s. 151-152.
- ^ Quintus Oppius’un ordusunun bir kısmı Pontos Kralı’na katıldı. Roma rotasını VI. Mithridates’e çevirdiği zaman oda verimli toprakları başta Kapadokya olmak üzere teslim etmek zorunda kalmıştır. A. Mayor, The Poison King, s. 156.
- ^ Roma, Akdeniz dünyasını fethi sırasında elde ettiği ganimet ve topraklardan pay alıyordu. Ancak M. Ö. 2. yy. da Romalı siyasetçiler bu kazançları tek başlarına Roma’yı zenginleştirmek için kullanmaya başlayınca müttefikler durumu protesto ettiler ve sonunda ayaklandılar. Savaşın nedeni ise, şimdiye kadar Roma’nın bağımsızlığı ve refahı için savaşan toplulukların vatandaşlık hakkı istemiş olmalarıydı. M. Arslan, “Piracy on the Southern Coast of Asia Minor and Mithridates Eupator”, s. 203.
- ^ M. A. Kaya, Türkiye’nin Eskiçağ Tarihi ve Uygarlıkları II, s. 398.
- ^ Murat Arslan, “I. Mithridates-Roma Savaşı”, Likya İncelemeleri I, İstanbul, 2002, s. 115-129.
- ^ G. F. Hind, “Mithridates”, s. 149.
- ^ M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 172-173
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 146-147.
- ^ a b Plutarkhos, “Sulla”, 22.
- ^ a b Plutarkhos, “Sulla”, 22
- ^ M. Ö. 85 yılında Arkhelaos aracılığıyla Pontos Kralı VI. Mithridates ve Romalı generali Sulla arasında yapılan bir antlaşmadır. John A. Maden-Arthus Keaveney, “Sulla Pere and Mithridates”, Classical Philogy, 88, Usa, 1993, s. 138-141.
- ^ A. Mayor, The Poison King, s. 170-267.
- ^ Plutarkhos, “Sulla”, 24.
- ^ Strabon, 13. 1. 28.
- ^ D. Magie, Roman Rule in Asia Minor, s. 229
- ^ Plutarkhos, “Sulla”, 22; M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 245.
- ^ Appianus, 12. 8. 55; Plutarkhos, “Sulla”, 22.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 245.
- ^ M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 263.
- ^ D. Magie, Roman Rule in Asia Minor, s. 233.
- ^ A. N. Sherwin-White, “Ariobarzanes, Mithridates and Sulla”, s. 182.
- ^ Memnon, 35. 2.
- ^ A. Mayor, The Poison King, s. 221-222.
- ^ Seager’e göre, Sulla tıpkı Caesar gibi sosyal içerikli savaşlarla, politikayla ve dış ilişkilerle meşguldü. Çok hırslıydı ancak Sulla, Caesar gibi güçlü düşüncelere de sahip değildi. Robin Seager, “Sulla”, CAH, Cambridge, 1991, Vol. IX, s. 165-228.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Birinci Mithridates Savasi MO 90 MO 85 Roma Cumhuriyeti nin Anadolu ya yayilmasini durdurmak icin yapilan uc savastan birincisidir Birinci Mithridatis SavasiMithridatis SavaslariM O 89 yilinda Yakin DoguTarihMO 90 MO 85BolgeAnadolu ve Guney YunanistanSonucRoma Cumhuriyeti zaferiTaraflarRoma CumhuriyetiPontus KralligiKomutanlar ve liderler Manius Aquilius Lucius Cornelius Sulla VI Mithridates Bu savasta Pontus Kralligi ve Roma hakimiyetine karsi cikan bircok Yunanca konusan Anadolu sehri Pontus Kralligi krali olan VI Mithridates komutanligi altinda Roma Cumhuriyeti ve onun Anadolu da muttefiki olan Bitinya Kralligi na karsi savasmislardir Bu savas 5 yil surmustur Roma lejyonlarina komuta eden general cok kere Lucius Cornelius Sulla olmustur ama ve de Romali lejyonlara komuta etmislerdi Bu savasta onemli muharebeler MO 86 yapilan Chaeronea Muharebesi ve dir Birinci Mithridates Savasi MO 85 te Roma Cumhuriyeti nin galip gelmesi ve VI Mithridates in bu savasta eline gecirmis oldugu tum arazileri Roma ve muttefiklerine birakip Pontus Kralligi na geri cekilmesi ile son bulmustur Birinci Mithridates Savasi resmen MO 85 te ile sona ermistir Birinci Mithridates Savasi ndan sonra MO 83 MO 81 doneminde ve MO 75 MO 63 doneminde yapilmis ve bu savaslar MO 83 te Pontus Krali VI MIthridates in olumu ile Roma Cumhuriyeti galebesi ile sona ermistir Savasin SebepleriPontos Krali VI Mithridates M O 89 yilinda oglu IX Ariarathes i guclu bir ordu ile Kapadokya Kralligi ni tekrar ele gecirmek icin gondermistir Daha sonra IX Ariarathes M O 89 86 vakit kaybetmeden Kapadokya topraklarina girerek karsisina cikan I Ariobarzanes in ordusunu yenerek onu bir kez daha Kapadokya dan kovmustur Bunun uzerine VI Mithridates generallerinden Pelopidas i yaptigi eylem ve maruz kaldigi haksizliklari anlatmak icin Roma ya elci olarak gondermistir Pelopidas Roma senatosuna Mithridates in onlarin isteklerine uyarak once nasil Kapadokya ve Bithynia dan mahrum birakildigini anlatarak soze baslamistir Devaminda Roma nin korumasi altinda bulunan Bithynia krali IV Nikomedes tarafindan Pontos topraklarinin parcalandigini anlatmistir Bunun yani sira VI Mithridates in Roma nin dostu ve muttefiki statusunu korumak icin kendilerine nasil yalvardigini hatirlatmistir Tum bunlara ragmen Romalilarin Bithynia krali IV Nikomedes in tarafini tutarak Pontos kralini kucuk gormeleri ve konuya bir cozum bulmak yerine lafi gercek sorunlardan uzaklastirip kucuk seylere getirmeleri uzerine Pelopidas uslubunu sertlestirerek VI Mithridates in kendine ait olani almaya ve topraklarini korumaya karar verdigini bildirmistir Bunun uzerine Pelopidas in yaptigi konusmayi elestiren Romalilar Mithridates e hemen Kapadokya yi bosaltmasini ve Bithynia kralini rahat birakmasini sayet kral bu emirleri yerine getirmezse bir daha yanlarina gelmemesini soyleyerek onu kamplarindan uzaklastirmislardir Daha sonra Romali komutanlar senatus emri ya da comitia centuriata kararini beklemeden kendi baslarina aldiklari bir kararla Pontos kralina karsi baslatilacak buyuk savas icin Kapadokya Bithynia Paphlagonia ve Galatia bolgelerinden asker toplamaya baslamislardir Daha oncede belirtildigi uzere Roma ve Pontos arasindaki mucadeleye Kapadokya halki oncelikle askeri yardimda bulunmustur Bu durum sayilari az olan VI Mithridates yanlilarinin hosuna gitmesede Kapadokya halkinin buyuk bir bolumunun gerek Roma nin kendilerine kral atamasi ve onu muhafaza etmesinin yani sira siyasi istikrari saglamasi gerekse bolgeyi istila edenlerin her seferinde tarim urunlerini yagmalamasi bolge insaninin ticari mallarina el koymasi ve burada yasayanlara baski yapmalari Kapadokya halkinin muttefiki olarak gordugu Roma ya destek vermesini saglamistir Cunku Roma gorevlendirdigi komutan ve yoneticilere uygulattigi politikalarla her zaman Kapadokya nin yaninda oldugunu gostermistir Bu durum masum bir destek olarak gorunsede Roma Kucuk Asya daki denge politikasini bu sekilde icra ettirmekteydi Muharebe hazirliklariKapadokya da bu gelismeler ara ara devam ederken Roma oncelikle basta Kapadokya olmak uzere Kucuk Asya nin onemli noktalarinda buyuk bolumu Asyali muttefiklerinden olusan uc ordusunu bulundurmaktaydi Bu ordular Anadolu dan toplanan askerler ile Pontos sinirindaki yerlerini almislardir Appianus askeri ordularin konumlari ile ilgili su bilgileri vermektedir Kucuk Asya valisi Gaius Cassius onderligindeki birinci ordu BithyniaGalatia ya Appianus un ifadesiyle savaslardaki cesareti ile bilinen unlu komutan Manius Aquillius onderligindeki ikinci ordu Pontos Bithynia ya ve Quintus Oppius onderligindeki ucuncu ordu ise savasin baslamasina neden olan Kapadokya Lykonia sinirina askerlerini yerlestirmistir Boylece Cassius Pontos uzerinden Galatia ve Phrygia Epiktetos a giden yolu Aquilius Bithynia uzerinden Pontos a ve oradan da Kuzey Anadolu ya giden yolu Oppius ise Lykaonia ile Kapadokya sinirindaki dogu yolunu kontrol altinda tutmustur Diger taraftan Appianus Kucuk Asya daki ordularin durumunu soyle anlatmaktadir her biri yaklasik olarak kirk bin kisiden olusuyordu Roma nin muttefiki Bithynia Krali IV Nikomedes Philopator un ordusu elli bin yaya ve alti bin atli askerden olusmaktadir Pontos Krali VI Mithridates ise yaklasik iki yuz elli bin yaya kirk bin suvari askeri yuz otuz savas arabasi ve uc yuz gemiden olusan tam tesekkullu bir donanmaya sahiptir Pontos ordusu VI Mithridates in baskomutanligi altinda Arkhelaos ve Neoptolemos adli iki kardes tarafindan idare edilmekteydi Dahasi VI Mithridates in diger oglu Kapadokya Krali IX Ariarathes Eusebes Philopator o siralar emrindeki buyuk bir ordu ile Kapadokya da hazir beklemekteydi Savasin GelisimiKucuk Asya Cok gecmeden Bithynia krali IV Nikomedes M O 89 yilinda var gucuyle Paphlagonia ya girerek I Mithridates Roma Savasi ni baslatarak Pontos un batisina dogru ilerlemistir Bu sirada Manius Aquillius Gaius Cassius ve Quintus Oppius komutasindaki Roma ordulari savunmada kalip Pontos ve Kapadokya sinirlarindaki ana yollari kontrol altinda tutmaya devam etmistir Bu alanlar hem savunma hem de saldiri amacli kullanilmaktaydi Komutanlar IV Nikomedes in seferinin sonucunu beklemek ve ona gore hamle yapmak istiyorlardi Eger IV Nikomedes VI Mithridates in guclerini yenerse komutanlar ordularini Pontos a dogru konuslandiracaklardi Diger taraftan Quintus Oppius ise Pontos krali Bithynia ve Cassius ile Aquillius un komutalarindaki Roma ordulari ile mesgulken Kapadokya ya girecek ve I Ariobarzanes i tekrar Kapadokya tahtina cikartacakti Eger Bithynia krali VI Mithridates e yenilir ise yukarida bahsedilen bu uc komutan hem IV Nikomedes e hem de savunma durumuna gecerek Pontos kralinin Bithynia ve Kucuk Asya ya olasi saldirilarini engelleyeceklerdi Bu sirada Kapadokya halki Roma ya destek icin gonderdigi askeri birligin haricinde oncelikle baskent Mazaka olmak uzere diger alanlarin guvenligi icin kendi imkanlari ile olusturduklari techizatli askerler ile hazir konumda beklemekteydi Bunun uzerine VI Mithridates generalleri Neoptolemos ile Arkhelaos u hafif silahli askerlerle birlikte oglu Arkahias in suvarileri ve birkac Iskit savas arabasi esliginde IV Nikomedes i karsilamak uzere Paphlagonia ya gondermistir Beklenmedik bir mudahaleyle karsilasan Bithynia ordusu buyuk bir yenilgi almistir Bu arada canini zor kurtaran IV Nikomedes kotu haberi Bithynia Pontos sinirinda bulunan Manius Aquilius a bizzat kendisi vermistir Bu haber Pontos Kapadokya sinirinda bulunan Roma askerleri uzerinde ozellikle de Manius Aquilius da sok etkisi yaratmistir Cunku Neoptolemos ve Arkhelaos bulundugu konum bakimindan guclu bir orduya sahip olan IV Nikomedes e karsi buyuk bir zafer kazanmislardir Boylece caresiz bir durumla karsi karsiya kalan IV Nikomedes ikinci defa kralligini kaybetmenin vermis oldugu huzunle Kapadokya Krali I Ariobarzanes in daha once yaptigi gibi Roma ya siginmistir Kapadokya halki ise kaderine terk edilmis caresiz bir halde muttefiki Roma nin yardimini beklemekteydi Bu sirada Lykonia Kapadokya sinirinda bulunan Quintus Oppius Pontos Krali nin zaferlerini ogrenince mucadelenin basta kendisi olmak uzere Kapadokya halkina verecegi zarari dusunerek Bithynia Galatia komutani Gaius Cassius gibi o da ordusunu cok gecmeden terhis etmistir Boylelikle VI Mithridates kisa bir zaman icinde Roma nin Kucuk Asya daki topraklarini basta Mysia ve Bithynia topraklari olmak uzere ele gecirmistir Roma Kucuk Asya da bu olaylar devam ederken Roma halen tam olarak VI Mithridates in yayilmaci politikasina karsi koymakta gucluk cekmistir Ancak gerek Roma daki Sulla Marius cekismesi gerekse M O 91 yilinda Italya da Muttefikler Savasi nin Bellum Italicum patlak vermesi Romalilarin tum dikkatlerini kendi ic sorunlarina yoneltmelerine neden olmustur Fakat cok gecmeden Gaius Marius ve Sulla nin askeri basarilarinin ardindan M O 88 yilinda Muttefikler Savasi na son veren Roma gozunu gec de olsa Kucuk Asya ya ozellikle de Kapadokya Kralligi ni cesitli politikalar vesilesiyle hakimiyeti altina alarak buradan Roma uzerine sinsi bir plan hazirlayan VI Mithridates e cevirmistir M O 89 yilinda Pontos kralinin Roma nin Kucuk Asya topraklarinda onemli bir muttefiki olan Kapadokya Krali I Ariobarzanes i ulkesinden kovmasi IV Nikomedes in ordusunu kilictan gecirmesi ve Romali Manius Aquilius un ordusunu yenilgiye ugratmasi onun Kucuk Asya daki hareket sahasini genisletmistir Bu nedenle VI Mithridates kendisini Kucuk Asya nin koruyucusu olarak gormus ve kendisini buradaki halklara gururlu bir sekilde alkislatmistir Ayrica VI Mithridates kendi donemini yeni bir cagin baslangici olarak gormustur Diger taraftan Roma daki Marius taraftarlari Muttefikler Savasi ndan basariyla donen Sulla nin Roma Senatosu tarafindan Kucuk Asya ya gonderilerek Pontos kralinin taskinliklarini engellemeyi ve Kapadokya krali I Ariobarzanes i tahtina oturtmasi ile gorevlendirildigi haberini alinca sinsi bir plan hazirlayarak vakit kaybetmeden Roma nin anayasal nitelikli bir kanunu yok sayip Sulla yi gorevinden ederek yerine Marius u getirmislerdir Sulla da Marius a karsi ayni nitelikli bir kanunu yok sayarak senato tarafindan verilmis olan Roma ordusunun komutanligi gorevini tekrar geri almistir Mithridatis in karsi hamleleri Anlasildigi uzere bu donemde Roma nin halen icte yasanan olaylarla mesguliyeti devam etmekteydi Bunu firsat bilen VI Mithridates ise Kapadokya daki hakimiyetini artirmak icin Roma karsiti politikalarini sertlestirmekteydi Iyi bir hatip olan VI Mithridates her firsatta Kapadokya halkina I Ariobarzanes in Roma nin kuklasi oldugunu ve esasen Kapadokya halkinin huzurunu artirmak ve yasam standartlarini gelistirmekten ziyade Roma nin guvenini kazanma hirsina kapilarak Kapadokya yi Roma emperyalizmine soktugunu anlatmaktaydi Bununla birlikte Kucuk Asya da yasayanlar Roma nin tayin ettigi vergi toplayicilari tuccarlar ve devlet hizmeti yapan kisilerden memnun degildi ancak muhtemelen Roma emperyalizmine dahil olan ya da boyle bir konumda bulunan halklarin baska secenekleri yoktu Tum bu olumsuzluklara ragmen basta Kapadokyalilar olmak uzere Kucuk Asya sakinlerinin Roma ya karsi ayri bir tutumlari vardi Oyle ki muhtemelen bu tutumlari mecbur birakildiklarindan kaynaklanmaktaydi Ozellikle Kapadokya halki I Mithridates Roma Savasi boyunca Roma ya olan sadakatinden bir an bile odun vermemis ayrica Kapadokya sinirinda bulunan Romali askerlere hububat yardiminda bulunmustur Cunku Kapadokyalilar Roma yi kendilerine onemli bir dost ve kaderlerini degistirecek bir kurtarici olarak gormekteydiler Iste bu durum VI Mithridates in Roma ya olan kin ve nefretinin iyice artmasina neden olmaktaydi Esasen VI Mithridates de haksiz sayilmazdi cunku Roma acgozlu bir yapiya sahiptir Emperyalizmi kendisine politika edinerek Kucuk Asya da onune cikan butun kralliklari somurerek uyguladigi politikalar geregince kendine mecbur kilmistir Diger taraftan VI Mithridates ve ordu komutani Arkhelaos Sulla ya karsi Khaironeia ve Orkhomenos muharebelerinde aldigi agir yenilgiler almasi uzerine tavrini yumusatmistir Simdilik bu ve benzeri politikalarin daha fazla devam etmesini istemeyen VI Mithridates Arkhelaos a emir vererek Sulla ile baris gorusmelerinin yapilmasina karar vermistir Oyle ki Sulla da baris taraftariydi Plutarkhos Sulla nin icinde bulundugu ruh halini soyle anlatmaktadir ne vataninin ezilmesine goz yummaya ne de Mithridates Savasi gibi muhim bir tesebbusu yarida birakip vatana donmeye akli yatmayan Sulla ne yapacagini sasirmis bir haldeyken gizlice bazi umit verici haberler getiren Arkhelaos geldi ve bu durum Sulla nin cok hosuna gitti Baris Gorusmeleri M O 85 yilinda Sulla VI Mithridates in temsilcisi olan Arkhelaos ile birlikte Troas Bolgesi nde bulunan Dardanos Maltepe Intepe kentinde tarihe Dardanos Antlasmasi olarak gececek olan antlasmayi yapmislardir Antlasma sirasinda VI Mithridates savasin sebebini bir yandan ilahi guclerin bir yandan da Romalilarin uzerine atarak kendisini hakli gostermeye calisirken Mithridates gibi bir komutanin boyle bir inkar politikasi icinde oldugunu goren Sulla sakinligini gizleyememistir Plutarkhos Sulla ile baris gorusmeleri yapan Arkhelaos arasinda gecen konusmalari ve VI Mithridates in temsilcisinin ihanet icinde oldugunu soyle anlatmaktadir Soze Arkhelaos basladi Sulla dan Asya ile Pontos u birakip Kral dan para gemi ve istedigi kadar askeri kuvvet alip Roma daki savasa gitmesini teklif etti Soz sirasi Sulla ya gelince ona Mithridates i dusunmeyip yerine kendisinin krallik etmesini gemileri teslim ederek Roma muttefiki olmasini tavsiye etti Arkhelaos bu ihaneti siddetle reddedince Sulla soyle dedi Demek ki Arkhelaos sen Kappadokia li bir barbar kralin adami veya istersen dostu diyelim oldugun halde bunca iyilige karsilik hicbir serefsizlige katlanmiyorsun oyle mi O halde nasil oluyor da Romali bir kumandan olan bana Sulla gibi bir adama ihanetten bahsetmeye curet ediyorsun Su yuz yirmi bin kisiden kalan pek az insan ile Khaironeia dan kacan iki gun Orkhomenos batakliklarinda saklanan Boiotia yi cesetten gecilemeyecek bir halde birakip giden Arkhelaos oldugunu unutuyor musun Bunun uzerine Arkhelaos Sulla ya karsi vaziyetini degistirdi dizlerine kapandi savasi bitirmesini Mithridates ile uyusmasini rica etti Sulla bu teklifi kabul etti Strabon bu antlasma ile ilgili olarak sunu soylemektedir Romali komutan Cornelius Sulla ile Eupator lakabini tasiyan Mithridates bulusarak savas sonrasi kosullari duzenlediler Magie ise bu antlasmada yer alan taraflarin ikili gorusmelerini soyle anlatmaktadir Pontos ve Roma arasinda bir antlasma yapilmistir Ancak bu antlasma karsilikli verilmis soze dayanmaktadir Ilk olarak Mithridates in temsilcisi olan Arkhelaos Sulla nin Asya dan cikmasini ve gemileriyle uzaklasmasi gerektigini soylemis aksi takdirde Mithridates ve ordusunun savasa hazir oldugunu belirtmistir Yine ayni ifadeleri de Sulla Mithridates e elciler araciligiyla iletmistir Uzun suren tartismalarin ardindan ozellikle Mithridates in olumsuz tavirlarina karsin iki guc arasinda ozellikle de Arkhelaos un uzlasma israri sayesinde Dardanos Antlasmasi yapilmistir Dardanos Antlasmasi Dardanos Antlasmasi nin maddeleri soyledir Mithridates Sulla tarafindan Bithynia Krali IV Nikomedes Philopator ve Kapadokya Krali I Ariobarzanes Philoromaios la baristirilarak onlara kralliklarini iade edecek Kucuk Asya ve Paphlagonia topraklarindan geri cekilecekti Savas basladiktan sonra kentlere ve stratejik acidan onemli bolgelere yerlestirmis oldugu butun Pontos garnizonlarini kaldiracakti Mithridates e kalan yerlerin hakimiyetini onaylayip onun Roma nin dostu ve muttefiki olan krallardan biri oldugunu aciklayacakti Romalilara iki bin talenta odeyecek ve techizati ile yetmis bakir suslu gemi verecekti Arslan a gore Sulla nin yapmis oldugu bu antlasma resmi belge niteligi tasimamaktadir cunku bu antlasma karsilikli verilmis sozler kapsaminda yapilmistir Antlasma hukumleri uyarinca Kucuk Asya uzerinde alinmis tum kararlar Roma Senatusu tarafindan onaylanmis ve boylelikle Sulla oldukten sonrada yapmis oldugu duzenlemeler devam edecektir SonrasiBu antlasmadan sonra derin bir nefes alan Kapadokya sakinleri huzura kavusmuslardir M O 85 yilinin baharinda yapilan bu antlasmayla savasi sona erdiren Sulla antlasma yapildiktan sonra legatuslarindan birisi olan C Scribonius Curio yu yaklasik bes yildir ulkesinden ve kraliyet tahtindan mahrum olarak yasayan Kapadokya krali I Ariobarzanes i tahtina oturtmakla gorevlendirmistir Curio da aldigi gorevi yerine getirmek icin zaman kaybetmeden I Ariobarzanes i tahtina oturtarak Kapadokya halkinin kralina kavusmasini saglamistir Memnon Kapadokya nin devrik Krali I Ariobarzanes in halkina kavusmasindan ise soyle soz etmektedir her iki tarafinda birbirlerine dogru hizla ilerlemesinden sonra anlasma kosullari uzerine gorusmek icin Dardanos kentinde antlasma imzalanmistir Iki guc arasinda sukunetin saglanmasi Kapadokya krali I Ariobarzanes e yaramistir Pontos krali VI Mithridates I Ariobarzanes e Kapadokya Kralligi ni geri vermistir Boylece Kapadokya nin kendi soylarindan olan krallar tarafindan yonetilmesine karar verilmistir Bu nedenle Kapadokya halkinin sozde dost Roma ya olan bagliligi bir kez daha artmistir Ayrica yukaridaki antlasma maddeleri geregince VI Mithridates savastan onceki sinirlarina geri donecek ve Kapadokya topraklarindan da uzak duracakti Bu sayede Pontos topraklari ile Roma arasinda onemli bir tampon bolge olusturulmustur Roma Sulla araciligiyla yaptirmis oldugu bu antlasma ile status quo yu uygulamis ve bu gelismelerden sonra I Mithridates Roma Savasi nin basarili komutani olan Sulla generali Licinius Murena yi Asia Eyaleti valisi olarak birakarak M O 84 yili yazinda Anadolu dan ayrilmistir Kaynakca M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 127 Appianus 12 2 12 Appianus 12 2 14 Appianus 12 3 16 Arslan a gore VI Mithridates in Pelopidas vasitasiyla yapmis oldugu protestosu Roma tarafindan dikkate alinmadi ve kral Asia Eyaleti ni ele gecirmek icin tarihe gecmis olan Mithridates Roma Savaslari nin ilkini baslatmistir M Arslan a g e s 127 128 Bu meclis savas ve baris kararlarindan ust mertebede memurluk yapan consul preator ve censorlarin seciminden ve devlet antlasmalarinin onaylanmasindan sorumlu bir meclistir M Arslan a g e s 128 John G F Hind Mithridates s 145 Appianus 12 3 17 D Magie Roman Rule in Asia Minor s 212 A Mayor The Poison King s 149 Appianus 12 3 17 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 130 G F Hind Mithridates s 145 S Dmitriev Cappadocian Dynastic Rearrangements on the Eve of the First Mithridatic War s 289 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 130 M Arslan a g e s 130 M Arslan a g e s 134 135 Manius Aquilius uzerinde sok bir etki birakmasinin sebebi de muhtemelen bir donemler Anadolu da para ve un hirsina burunerek Pontos Krali na sikintilar yaratan simdi ise yaptiklariyla yuzlesmekten istifade etmesidir A Mayor The Poison King s 151 152 Quintus Oppius un ordusunun bir kismi Pontos Krali na katildi Roma rotasini VI Mithridates e cevirdigi zaman oda verimli topraklari basta Kapadokya olmak uzere teslim etmek zorunda kalmistir A Mayor The Poison King s 156 Roma Akdeniz dunyasini fethi sirasinda elde ettigi ganimet ve topraklardan pay aliyordu Ancak M O 2 yy da Romali siyasetciler bu kazanclari tek baslarina Roma yi zenginlestirmek icin kullanmaya baslayinca muttefikler durumu protesto ettiler ve sonunda ayaklandilar Savasin nedeni ise simdiye kadar Roma nin bagimsizligi ve refahi icin savasan topluluklarin vatandaslik hakki istemis olmalariydi M Arslan Piracy on the Southern Coast of Asia Minor and Mithridates Eupator s 203 M A Kaya Turkiye nin Eskicag Tarihi ve Uygarliklari II s 398 Murat Arslan I Mithridates Roma Savasi Likya Incelemeleri I Istanbul 2002 s 115 129 G F Hind Mithridates s 149 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 172 173 M Arslan a g e s 146 147 a b Plutarkhos Sulla 22 a b Plutarkhos Sulla 22 M O 85 yilinda Arkhelaos araciligiyla Pontos Krali VI Mithridates ve Romali generali Sulla arasinda yapilan bir antlasmadir John A Maden Arthus Keaveney Sulla Pere and Mithridates Classical Philogy 88 Usa 1993 s 138 141 A Mayor The Poison King s 170 267 Plutarkhos Sulla 24 Strabon 13 1 28 D Magie Roman Rule in Asia Minor s 229 Plutarkhos Sulla 22 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 245 Appianus 12 8 55 Plutarkhos Sulla 22 M Arslan a g e s 245 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 263 D Magie Roman Rule in Asia Minor s 233 A N Sherwin White Ariobarzanes Mithridates and Sulla s 182 Memnon 35 2 A Mayor The Poison King s 221 222 Seager e gore Sulla tipki Caesar gibi sosyal icerikli savaslarla politikayla ve dis iliskilerle mesguldu Cok hirsliydi ancak Sulla Caesar gibi guclu dusuncelere de sahip degildi Robin Seager Sulla CAH Cambridge 1991 Vol IX s 165 228