Ceza sosyolojisi, cezanın genel olarak meşrulaştırma amacı ve dağıtım ilkesi olarak niçin ve nasıl ceza verdiğimizi anlamaya çalışır. Ceza, kasten acı çektirmeyi ve/veya hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılmayı kapsar. Ceza sosyologları genellikle yasayı çiğnemeyle ilgili olarak devlet tarafından yapılan eylemleri inceler. Örneğin, vatandaşlar şiddet eylemlerinin meşrulaştırılmasına neden itiraz etmez?
Resmi ceza için en yaygın siyasi ve etik motivasyonlardan ikisi faydacılık ve intikamcılıktır. Bu kavramların her ikisi de kanun yapıcılar ve kanun uygulayıcılar tarafından ifade edilmiştir ancak tanımlamaktan ziyade açıklayıcı olarak görülebilir. Sosyologlar, bu ilkeler çerçevesinde meşrulaştırma girişimleri yapmasına rağmen bunun şiddet içeren cezalandırma eylemlerinin neden meydana geldiğini tam olarak açıklamadığını belirtiyorlar. Sosyal psikoloji ve sembolik etkileşim genellikle bu alandaki teori ve metodu bilgilendirir.
İntikamcılık
İntikamcılık, suçlunun hak ettiği sebebiyle cezayı meşrulaştıran bütün teorileri kapsar. Bu iki şekilde yorumlanabilir:
- Kişi hak ettiği için cezalandırılmalıdır (hak etmek, ceza için yeterli sebeptir) veya
- Kişi hak etmediği sürece cezalandırılmamalıdır. (hak etmek gereklidir ancak ceza için yeterli koşul değildir).
İntikamcı teoriler, hak etmenin ceza için ≤yeterli≥ sebep olduğunu ileri sürer.
İntikamcılık'ın temel bölümleri şunlardır:
- İçsel İntikam: Suçlu cezayı hak eder çünkü suçlunun acı çekmesi aslen iyidir.
- Lex Talionis: Suçlu ve kurban arasındaki dengeyi düzeltmek için
- Haksız Avantaj İlkesi: Haklarından daha fazlasını gasp edenler için dengeyi yeniden sağlamak amacıyla fazladan yük dayatmaktır. (Lex Talionis, diğerlerinin ne kaybettiğine odaklanırken, haksız avantaj ilkesinin diğerlerinin ne kazandığına odaklandığı hususuna not edilmelidir.)
- Hegel tarzı İntikam: Ceza, yanlışı iptal eder.
- Sorumluluk: Suçlu, eğer eylemi gerçekleştirirse ceza alacağını biliyordur, bu yüzden eğer yaparsa cezayı hak etmiş olur.
- Toplumsal Sözleşme Teorisi: Bazı haklarımızı koruyabilmek için bazı haklarımızdan vazgeçtiğimize dair toplum olarak bir anlaşma yaptık. Öyleyse, bu anlaşmayı bozarsak haklarımızın elimizden alınmasını hak etmiş oluruz.
- Şikayet Teorisi: Suçlu, kurbanın şikayetine sebep olmuştur ve suçlunun cezalandırılması kurbanı tatmin edecektir ve şikayetini telafi edecektir. (intikamın vadedilmiş olmasına rağmen, ilkesel olarak hala intikamcı olup olmadığı sorgulanabilir)
Çölün doğası, suçlunun suçlanabilir olması gerektiği ve bir suçlunun sadece suç işlediği için cezayı hak etmesi gerektiği ve bu nedenle cezasının yanlış davranışına dair olması gerektiği anlamına gelir. Bu nedenle, geriye dönük olduğu söylenebilir.
İntikam teorisi cezalandırmanın bir dizi amacı olduğunu ileri sürer: dengeyi yeniden sağlamak, (Lex Talionis'e veya Haksız Avantaj İlkesine göre) suçu açıkça ve vurgulu bir şekilde kınamak veya tatmin sağlamak. Dağıtım ilkeleri su amaçlardan derlenebilir.
Ceza kararı vermenin 3 ana yöntemi vardır.
- Birincisi Lex Talionis'e uygundur; cezanın suça eşit veya eşdeğer olması gerekir.
- İkincisi, kusurluluk ilkesidir; bu ceza, suçlunun eylemlerinin zararı ve kusuru ile orantılı olmalıdır.
- Üçüncüsü, şikayet ilkesine uygundur; bu ceza, neden olunan şikayetlere eşit bir tatmin sağlamalıdır.
İntikamcılık'ın eleştirisi
Ceza kararı vermek üzerine yukarıda yapılmış açıklamalar birkaç sorun meydana getiriyor:
- Eş veya eşdeğer ceza fikri, uygulanabilir olmadığını gösteriyor. Cinsel saldırının eşdeğer cezası nasıl bulunabilir?
- Ayrıca, sebep olunan şikayetlerin tatminini sağlamak için cezaya karar vermek tartışmaya açıktır. Honderich [1989:34], cezanın, suç şartları bakımından tamamen meşrulaştırma ve özgürleştirme yapmadığını söyler fakat "birisinin cezasının tatmini sağlamak zorunda olduğunu" savunur. Ancak, ceza tamamen suçluya bağlı değil fakat tatminin bir parçası ise o halde parçasıdır, sonuççudur (ve bu yüzden intikamcı değildir)
- Suçluluk ilkesi, suçlunun cezasını tespit etmede sık kullanılır. Bununla beraber, bu ilkeye bağlı kalmayan çok sayıda ceza kararı verilmektedir. Özellikle, suçlunun eylemlerinin zararlılık ve suçlanabilirlik bakımından cezaya uygun olmadığı durum budur. Örneğin, Avustralya'da yasal sınırın 30 km üzerinde sürat yapmanın cezası 3 trafik ceza puanıdir. Aracınızdaki yolcunun emniyet kemeri takmamasının cezası 3 trafik ceza puanıdır. Cezanın intikamcı bakış açısına göre, zararlılık ve suçlanabilirlik koşullarına göre iki suçun aynı cezası olmalıdır. Ancak, bu örnekte görüldüğü üzere durum bu değildir.
Bu yüzden, intikamcı teorilerin niçin ve nasıl ceza verdiğimizi açıklamada yeterli olmadığı görülebilir.
Cezayı meşrulaştırmak için intikamcılık, İyinin Teorisi'nden daha ziyade Doğrunun Teorisi kategorisi altında değerlendirilebilir.
Faydacılık
Faydacılık (Utiliteryenizm), isminden de anlaşılacağı üzere, sadece cezanın faydası olduğunda cezanın kötülüğünü meşrulaştıran tüm teorileri kapsar. Bu yüzden, ileriye dönüktür ve doğal olarak sonuççudur. [Baker, 1971:69] Görüş olarak bir eylemin yalnız ahlaken belirli özellikleri, eylemin iyi ve kötü sonuçları şeklinde değerlendirilir.
Fayda kelimesi, faydacı yazımda cezayı iki farklı şekilde meşrulaştırmak için kullanılmıştır:
- Kullanım: Bu sadece gerektiği üzere cezanın meşrulaştırılmasıdır -bu, gelecek suçu önlemektir.
- Değer: topluma en fazla katkıdan bulunan ceza çeşididir [Ten, 1987:3], bu toplumun cezadan kazandığı değer, suçlu tarafından maruz kalanan dezavantajlardan fazladır.
Bununla beraber çoğu faydaci düşünce taraftarı, cezanın hem kullanım hem değer sahibi olması gerektiği konusunda hemfikirdir ancak daha az sıkıntı ile daha etkili caydıracak bir başka çözüm yoktur.
Faydacılar, cezanın kötülüğünün neden meşru gösterilebileceği konusunda biraz fikir ayrılığına düşebilirken, yazarlar cezanın amacının suçu azaltmak olduğu konusunda hemfikirdir. Bu amaç, doğrudan faydacılığın (utiliteryenizmin) ilkeleri ile ilişkilidir. Çoğu faydacı suçu azaltmanın üç yolu olduğu hususunda hemfikirdir: aciz bırakma, caydırma ve reform.
Önlemenin 2 ana türü vardır: spesifik ve genel önlem. Spesifik önlem, suçlunun kendisine yönelik iken genel önlem, genel olarak kamuya yöneliktir.
Spesifik Önleme
Faydacılık tartışmasında Wright [1982], bireysel önlemin üç ana hedefini tanımlar.
- “Öncelikle”, “hapishane, [kişiyi] suç işlemekten caydırır” [s. 26]. Dolayısıyla, suçluyu bir suçtan dolayı cezaevine göndermenin bir nedeni, daha fazla hapis cezası korkusuyla onu daha fazla suç işleme olasılığını azaltmaktır.
- “İkincisi”, diye devam ediyor, “hapishane... halkı belirli suçlulardan korumak içindir” [s. 27]. İkinci nedeni, suçluları suç işlemekten aciz kılmak için hapishaneye göndermemiz.
- Üçüncü olarak, "hapishaneler... rehabilite etmek içindir" sonucuna varıyor. Bu yüzden suçluları rehabilite edilmeleri için hapishaneye gönderiyoruz, böylece artık suç işlemelerine gerek kalmıyor. Bu üçüncü nokta hakkında bazı tartışmalar vardır, bazı yazarlar yukarıdaki örneği izleyerek üçüncü hedef olarak rehabilitasyona odaklanır [Braithwaite & Petit, 1990:4; Fasulye, 1981:44; Walker, 1994:212], diğerleri reformdan alıntı yapıyor [Bentham, Honderich, 1989:51; Mabbot in Acton, 1969:17] ve diğerlerinin yanlışlıkla iki kelimeyi birbirinin yerine kullanması.
Genel Önleme
Genel önlem, suçlunun cezasını diğerlerinin suç işlemesini önlemek için kullanır. Bir suçluyu hapishaneye göndermenin üç etkisi olduğu konusunda tartışılmıştır.
- İlk olarak, suçluyla benzer bir akıbete uğrama korkusuyla, kamuoyu benzer suçları işlemekten caydırılır [Lessnoff, 1971:141].
- İkinci olarak, bir suçluyu cezaevine göndererek, yasaya uymamanın ahlaki açıdan yanlış olduğunu ilan edilmiş olur.
- Son olarak, “ara bağlantı olarak korku ya da ahlaki etki ile... suça karşı bilinçsiz ketlenmeler... alışılmış bir yasallık koşulu oluşturur” [Andenaes, 1974:8].
Faydacı açıdan ceza hakkında ile ilgili bir dizi sorun vardır:
- İlk olarak, faydacılık masumların cezalandırılmasına izin verir. Moberly [1968:44] faydacılığın “suçun doğrudan bir ortağının yakalanamadığı zaman, onun yerine başka insanların cezalandırılabileceğini” açıklayabileceğini belirtir.
- İkincisi, cezanın bir yatırım olarak faydacı gerekçesi, cezanın devlet tarafından dayatılan karantina ve savaş gibi yüklerden “daha fazla ve başka bir şey” olduğu [Moberly, 1968:70] iddiasını desteklemez. Moberly, bu iddianın ancak cezanın temel bir niteliğinin bir yasanın ihlaliyle ve dolayısıyla işlenen suçla ilgili olması durumunda onaylandığından, yapamayacağını savunuyor.
Faydacı perspektifen Ceza, bir Doğru'nun Teorisi'nden ziyade bir İyi'nin Teorisi kategorisine girdiği görülebilir.
Faydacılığın eleştirisi
Faydacı açıdan cezanın meşrulaştırılmasının gerekçeleri sağlam olsaydı, o zaman cezalandırılanların belirli koşulları yerine getirmesi beklenirdi. Özellikle hapis cezasına bakıldığında, cezaevlerimizdeki insanların tehlikeli oldukları veya uzun bir sabıka kaydına sahip oldukları (ve dolayısıyla ehliyete ihtiyaçları olduğu), tekrar suç işleme miktarının düşük olduğu (suçluların gelecekte suç işlemekten caydırılacağı için) sonucuna varılabilir ve yerinde rehabilitasyon programları ve reform fırsatları olacaktır.
Ancak, NSW Hapishane Raporu şunu bulmuştur:
- Mahkûmların %13'ü zihinsel engellidir [s.20]
- Mahkûmiyet noktasında, yerli kişiler, göreceli nüfus büyüklüklerine göre beklenen oranın yaklaşık 10 katı oranında hapis cezasına çarptırılır [s.21]
- Yukarıdakilerden, suçların %50'si hırsızlık, araba kullanma veya adalete karşı işlenen suçlardan oluşmaktadır [s.22]
- %58'den fazla hapisle sonuçlanan suçların %50'si şiddet içermeyen suçlar içindi [p. 28]
- Haziran 1995 ile Haziran 1999 arasında bir süre tam gözaltında kalan toplam 38.626 kişiden 14.154'ü (%37) en az bir kez cezaevine girmiş ve bunların neredeyse yarısı (%18) en az iki kez cezaevine girmiştir. [s.31]
- “Sistemden geçen mahpusların çoğunluğu 6 aydan az hapis cezasına çarptırılıyor ve asgari güvenlikte veya periyodik tutuklu tutuluyor. [s.32]
Bu ve diğer istatistiklerden araştırmacılar [Wright, 1982; Sutherland & Cressey, 1960; Melossi, 1998; Rusche, 1998; Duff, 1994; Carlen, 1994] ve Mann, 1995], çalışılan verilerden faydacı gerekçelerin ezici bir şekilde varsayılamayacağını öne sürdüler. Bununla birlikte, hapishane istatistiklerinden çıkarılabilecek ve sıklıkla çıkarılacak bir sonuç şudur:
- Hangi suçların velayeti hak ettiğine ilişkin görüşlerde bölgesel ve ulusal farklılıklar ne olursa olsun, yoksullar, rahatsız olanlar, göçmenler ve [ve] dezavantajlı etnik azınlıklar sürekli olarak aşırı cezalandırılmakta ve aşırı hapsedilmektedir. [Hudson, 1993:3]
O halde bu insanları hapsetmemizin sebebi nedir? Faydacıların buna cevabı yoktur.
Marksist ceza teorileri
Bu teoriler, suçluları neden suç önleme fikri ile hapis ettiğimi açıklar fakat bu, "sosyal açıdan dezavantajlı konumda bulunan uçucu, etkisiz ve tehdit edici hala getirerek" kontrol altına alma amacıyla yapılır. Duff, 1994:306].
Suç eylemi sadece alt sınıfa ait değildir ancak çeşitli sınıflara dağıtılır. Ancak gösterildiği gibi, aynı şey, ezici ve sistematik olarak yoksullara ve dezavantajlılara düşen ceza dağılımı için doğru değildir. Tüm ceza adaleti sistemi genelinde ayrımcı karar verme, sosyal açıdan avantajlı kişilerin rutin olarak filtrelenmesini sağlar: onlara şüphe hakkı verilir veya iyi riskler olarak tanımlanırlar veya sadece en iyi yasal tavsiyeye erişebilirler. Hapis cezası gibi ciddi, derin cezalar ağırlıklı olarak işsizlere, yoksullara, evsizlere, akıl hastalarına, bağımlılara, sosyal destek ve kişisel varlıklarından yoksun olanlara verilir. Dezavantajlı azınlık grupları hapishane nüfusunda kitlesel olarak aşırı temsil edildiğinden, bu sınıf önyargısı giderek artan bir şekilde ırksal bir görünüm kazandı. [Duff, 1994:306] Bu soruyu cevaplamak için Marksist bir bakış açısı kullanmanın faydaları, işçi sınıfından suçluların neden hapsedildiğini ve orta/üst sınıftan suçluların neden tutulmadığını anlamak için izin vermesidir. Marksist teori, sınıf çatışmasına ve ideolojiye dayanır. Hapsetme anlayışımız için önemli olan iki kavram hegemonya ve göreceli özerkliktir. Basit bir ifade ile, hegemonya, yönetilenlerin rızasıyla liderlik durumudur (yönetilenler tarafından liderliğin meşru olarak görülen liderlik).
O halde Marksist teoriler bize suçluları hapsetmemizin sebebinin baskın değerlere tehdit oluşturanları kontrol altına almak olduğunu söyler.
Ayrıca bakınız
- Ceza adaleti teorisi
- Ceza
- Kriminoloji
- Sosyolojide sapma
- Hukuk sosyolojisi
- Askeri sosyolojisi
Kaynakça
- Baker, J. M. [1971] ‘Utilitarianism and “Secondary Principles” ’ in Philosophical Quarterly, Vol.21 No.82, p.69-71
- Bedau, H. A. [1978] Retribution and the Theory of Punishment’ in Journal of Philosophy, vol.75, no.11 p. 601-620
- Braithwaite, John and Philip Pettit (1990). Not Just Deserts: A Republican Theory of Criminal Justice. Oxford, England and New York, NY: Clarendon Press; Oxford University Press. ISBN . OCLC 20562163.
- Clark, M. [1971] ‘The Moral Gradation of Punishment’ in Philosophical Quarterly, Vol.21 No.83, p. 132-140
- Davis, M. [1986] ‘Harm and Retribution’, in Philosophy and Public Affairs 1-33
- Honderich, T., [1989] Punishment: the supposed justifications, Polity Press, Cambridge
- Lessnoff, M. [1971] ‘Two Justifications of Punishment’ in Philosophical Quarterly, Vol.21 No.83, p. 141-148
- Mendes, M. & McDonald, M. D., [2001] “Putting Severity of Punishment Back in the Deterrence Package”, Policy Studies Journal, vol. 29, no. 4, p. 588-610
- Moberly, W. H. (1968). The Ethics of Punishment. Hamden, CN: Archon Books. OCLC 433856.
- Sadurski, W. “Theory of Punishment, Social Justice, and Liberal Neutrality” in Law and Philosophy, 1988 vol.7, no.3, p. 351-373
- Ten, C., L., [1987] Crime, Guilt and Punishment: a philosophical introduction, Clarendon Press, Oxford
Konuyla ilgili yayınlar
- Honderich, Ted (2006). Punishment: The Supposed Justifications Revisited (Revised bas.). London, UK; Ann Arbor, MI: Pluto Press. ISBN . OCLC 61425518.
- Johnston, Norman Bruce, Leonard D. Savitz, and Marvin E. Wolfgang. The Sociology of Punishment and Correction (2.2yıl=1970 bas.). New York, NY: John Wiley. ISBN . OCLC 61790.
- Melossi, Dario (1998). The Sociology of Punishment: Socio-Structural Perspectives. Brookfield, VT: Ashgate. ISBN . OCLC 37443241.
- Miethe, Terance D. and Hong Lu (2005). Punishment: A Comparative Historical Perspective. Cambridge, UK; New York, NY: Cambridge University Press. ISBN . OCLC 60326743.
- Valier, Claire (2004). Crime and Punishment in Contemporary Culture. London, UK; New York, NY: Routledge. ISBN . OCLC 51892733.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ceza sosyolojisi cezanin genel olarak mesrulastirma amaci ve dagitim ilkesi olarak nicin ve nasil ceza verdigimizi anlamaya calisir Ceza kasten aci cektirmeyi ve veya hak ve ozgurluklerden yoksun birakilmayi kapsar Ceza sosyologlari genellikle yasayi cignemeyle ilgili olarak devlet tarafindan yapilan eylemleri inceler Ornegin vatandaslar siddet eylemlerinin mesrulastirilmasina neden itiraz etmez San Quentin California ABD deki San Quentin Eyalet Hapishanesinde bulunan gaz odasi 2019 yilinda Vali Gavin Newsom un California da olum cezasina iliskin bir moratoryum yayinlayip infaz alanlarinin iptal edilmesi emrini vermesiyle dagitildi Resmi ceza icin en yaygin siyasi ve etik motivasyonlardan ikisi faydacilik ve intikamciliktir Bu kavramlarin her ikisi de kanun yapicilar ve kanun uygulayicilar tarafindan ifade edilmistir ancak tanimlamaktan ziyade aciklayici olarak gorulebilir Sosyologlar bu ilkeler cercevesinde mesrulastirma girisimleri yapmasina ragmen bunun siddet iceren cezalandirma eylemlerinin neden meydana geldigini tam olarak aciklamadigini belirtiyorlar Sosyal psikoloji ve sembolik etkilesim genellikle bu alandaki teori ve metodu bilgilendirir IntikamcilikIntikamcilik suclunun hak ettigi sebebiyle cezayi mesrulastiran butun teorileri kapsar Bu iki sekilde yorumlanabilir Kisi hak ettigi icin cezalandirilmalidir hak etmek ceza icin yeterli sebeptir veya Kisi hak etmedigi surece cezalandirilmamalidir hak etmek gereklidir ancak ceza icin yeterli kosul degildir Intikamci teoriler hak etmenin ceza icin yeterli sebep oldugunu ileri surer Intikamcilik in temel bolumleri sunlardir Icsel Intikam Suclu cezayi hak eder cunku suclunun aci cekmesi aslen iyidir Lex Talionis Suclu ve kurban arasindaki dengeyi duzeltmek icin Haksiz Avantaj Ilkesi Haklarindan daha fazlasini gasp edenler icin dengeyi yeniden saglamak amaciyla fazladan yuk dayatmaktir Lex Talionis digerlerinin ne kaybettigine odaklanirken haksiz avantaj ilkesinin digerlerinin ne kazandigina odaklandigi hususuna not edilmelidir Hegel tarzi Intikam Ceza yanlisi iptal eder Sorumluluk Suclu eger eylemi gerceklestirirse ceza alacagini biliyordur bu yuzden eger yaparsa cezayi hak etmis olur Toplumsal Sozlesme Teorisi Bazi haklarimizi koruyabilmek icin bazi haklarimizdan vazgectigimize dair toplum olarak bir anlasma yaptik Oyleyse bu anlasmayi bozarsak haklarimizin elimizden alinmasini hak etmis oluruz Sikayet Teorisi Suclu kurbanin sikayetine sebep olmustur ve suclunun cezalandirilmasi kurbani tatmin edecektir ve sikayetini telafi edecektir intikamin vadedilmis olmasina ragmen ilkesel olarak hala intikamci olup olmadigi sorgulanabilir Colun dogasi suclunun suclanabilir olmasi gerektigi ve bir suclunun sadece suc isledigi icin cezayi hak etmesi gerektigi ve bu nedenle cezasinin yanlis davranisina dair olmasi gerektigi anlamina gelir Bu nedenle geriye donuk oldugu soylenebilir Intikam teorisi cezalandirmanin bir dizi amaci oldugunu ileri surer dengeyi yeniden saglamak Lex Talionis e veya Haksiz Avantaj Ilkesine gore sucu acikca ve vurgulu bir sekilde kinamak veya tatmin saglamak Dagitim ilkeleri su amaclardan derlenebilir Ceza karari vermenin 3 ana yontemi vardir Birincisi Lex Talionis e uygundur cezanin suca esit veya esdeger olmasi gerekir Ikincisi kusurluluk ilkesidir bu ceza suclunun eylemlerinin zarari ve kusuru ile orantili olmalidir Ucuncusu sikayet ilkesine uygundur bu ceza neden olunan sikayetlere esit bir tatmin saglamalidir Intikamcilik in elestirisi Ceza karari vermek uzerine yukarida yapilmis aciklamalar birkac sorun meydana getiriyor Es veya esdeger ceza fikri uygulanabilir olmadigini gosteriyor Cinsel saldirinin esdeger cezasi nasil bulunabilir Ayrica sebep olunan sikayetlerin tatminini saglamak icin cezaya karar vermek tartismaya aciktir Honderich 1989 34 cezanin suc sartlari bakimindan tamamen mesrulastirma ve ozgurlestirme yapmadigini soyler fakat birisinin cezasinin tatmini saglamak zorunda oldugunu savunur Ancak ceza tamamen sucluya bagli degil fakat tatminin bir parcasi ise o halde parcasidir sonuccudur ve bu yuzden intikamci degildir Sucluluk ilkesi suclunun cezasini tespit etmede sik kullanilir Bununla beraber bu ilkeye bagli kalmayan cok sayida ceza karari verilmektedir Ozellikle suclunun eylemlerinin zararlilik ve suclanabilirlik bakimindan cezaya uygun olmadigi durum budur Ornegin Avustralya da yasal sinirin 30 km uzerinde surat yapmanin cezasi 3 trafik ceza puanidir Aracinizdaki yolcunun emniyet kemeri takmamasinin cezasi 3 trafik ceza puanidir Cezanin intikamci bakis acisina gore zararlilik ve suclanabilirlik kosullarina gore iki sucun ayni cezasi olmalidir Ancak bu ornekte goruldugu uzere durum bu degildir Bu yuzden intikamci teorilerin nicin ve nasil ceza verdigimizi aciklamada yeterli olmadigi gorulebilir Cezayi mesrulastirmak icin intikamcilik Iyinin Teorisi nden daha ziyade Dogrunun Teorisi kategorisi altinda degerlendirilebilir FaydacilikFaydacilik Utiliteryenizm isminden de anlasilacagi uzere sadece cezanin faydasi oldugunda cezanin kotulugunu mesrulastiran tum teorileri kapsar Bu yuzden ileriye donuktur ve dogal olarak sonuccudur Baker 1971 69 Gorus olarak bir eylemin yalniz ahlaken belirli ozellikleri eylemin iyi ve kotu sonuclari seklinde degerlendirilir Fayda kelimesi faydaci yazimda cezayi iki farkli sekilde mesrulastirmak icin kullanilmistir Kullanim Bu sadece gerektigi uzere cezanin mesrulastirilmasidir bu gelecek sucu onlemektir Deger topluma en fazla katkidan bulunan ceza cesididir Ten 1987 3 bu toplumun cezadan kazandigi deger suclu tarafindan maruz kalanan dezavantajlardan fazladir Bununla beraber cogu faydaci dusunce taraftari cezanin hem kullanim hem deger sahibi olmasi gerektigi konusunda hemfikirdir ancak daha az sikinti ile daha etkili caydiracak bir baska cozum yoktur Faydacilar cezanin kotulugunun neden mesru gosterilebilecegi konusunda biraz fikir ayriligina dusebilirken yazarlar cezanin amacinin sucu azaltmak oldugu konusunda hemfikirdir Bu amac dogrudan faydaciligin utiliteryenizmin ilkeleri ile iliskilidir Cogu faydaci sucu azaltmanin uc yolu oldugu hususunda hemfikirdir aciz birakma caydirma ve reform Onlemenin 2 ana turu vardir spesifik ve genel onlem Spesifik onlem suclunun kendisine yonelik iken genel onlem genel olarak kamuya yoneliktir Spesifik Onleme Faydacilik tartismasinda Wright 1982 bireysel onlemin uc ana hedefini tanimlar Oncelikle hapishane kisiyi suc islemekten caydirir s 26 Dolayisiyla sucluyu bir suctan dolayi cezaevine gondermenin bir nedeni daha fazla hapis cezasi korkusuyla onu daha fazla suc isleme olasiligini azaltmaktir Ikincisi diye devam ediyor hapishane halki belirli suclulardan korumak icindir s 27 Ikinci nedeni suclulari suc islemekten aciz kilmak icin hapishaneye gondermemiz Ucuncu olarak hapishaneler rehabilite etmek icindir sonucuna variyor Bu yuzden suclulari rehabilite edilmeleri icin hapishaneye gonderiyoruz boylece artik suc islemelerine gerek kalmiyor Bu ucuncu nokta hakkinda bazi tartismalar vardir bazi yazarlar yukaridaki ornegi izleyerek ucuncu hedef olarak rehabilitasyona odaklanir Braithwaite amp Petit 1990 4 Fasulye 1981 44 Walker 1994 212 digerleri reformdan alinti yapiyor Bentham Honderich 1989 51 Mabbot in Acton 1969 17 ve digerlerinin yanlislikla iki kelimeyi birbirinin yerine kullanmasi Genel Onleme Genel onlem suclunun cezasini digerlerinin suc islemesini onlemek icin kullanir Bir sucluyu hapishaneye gondermenin uc etkisi oldugu konusunda tartisilmistir Ilk olarak sucluyla benzer bir akibete ugrama korkusuyla kamuoyu benzer suclari islemekten caydirilir Lessnoff 1971 141 Ikinci olarak bir sucluyu cezaevine gondererek yasaya uymamanin ahlaki acidan yanlis oldugunu ilan edilmis olur Son olarak ara baglanti olarak korku ya da ahlaki etki ile suca karsi bilincsiz ketlenmeler alisilmis bir yasallik kosulu olusturur Andenaes 1974 8 Faydaci acidan ceza hakkinda ile ilgili bir dizi sorun vardir Ilk olarak faydacilik masumlarin cezalandirilmasina izin verir Moberly 1968 44 faydaciligin sucun dogrudan bir ortaginin yakalanamadigi zaman onun yerine baska insanlarin cezalandirilabilecegini aciklayabilecegini belirtir Ikincisi cezanin bir yatirim olarak faydaci gerekcesi cezanin devlet tarafindan dayatilan karantina ve savas gibi yuklerden daha fazla ve baska bir sey oldugu Moberly 1968 70 iddiasini desteklemez Moberly bu iddianin ancak cezanin temel bir niteliginin bir yasanin ihlaliyle ve dolayisiyla islenen sucla ilgili olmasi durumunda onaylandigindan yapamayacagini savunuyor Faydaci perspektifen Ceza bir Dogru nun Teorisi nden ziyade bir Iyi nin Teorisi kategorisine girdigi gorulebilir Faydaciligin elestirisi Faydaci acidan cezanin mesrulastirilmasinin gerekceleri saglam olsaydi o zaman cezalandirilanlarin belirli kosullari yerine getirmesi beklenirdi Ozellikle hapis cezasina bakildiginda cezaevlerimizdeki insanlarin tehlikeli olduklari veya uzun bir sabika kaydina sahip olduklari ve dolayisiyla ehliyete ihtiyaclari oldugu tekrar suc isleme miktarinin dusuk oldugu suclularin gelecekte suc islemekten caydirilacagi icin sonucuna varilabilir ve yerinde rehabilitasyon programlari ve reform firsatlari olacaktir Ancak NSW Hapishane Raporu sunu bulmustur Mahkumlarin 13 u zihinsel engellidir s 20 Mahkumiyet noktasinda yerli kisiler goreceli nufus buyukluklerine gore beklenen oranin yaklasik 10 kati oraninda hapis cezasina carptirilir s 21 Yukaridakilerden suclarin 50 si hirsizlik araba kullanma veya adalete karsi islenen suclardan olusmaktadir s 22 58 den fazla hapisle sonuclanan suclarin 50 si siddet icermeyen suclar icindi p 28 Haziran 1995 ile Haziran 1999 arasinda bir sure tam gozaltinda kalan toplam 38 626 kisiden 14 154 u 37 en az bir kez cezaevine girmis ve bunlarin neredeyse yarisi 18 en az iki kez cezaevine girmistir s 31 Sistemden gecen mahpuslarin cogunlugu 6 aydan az hapis cezasina carptiriliyor ve asgari guvenlikte veya periyodik tutuklu tutuluyor s 32 Bu ve diger istatistiklerden arastirmacilar Wright 1982 Sutherland amp Cressey 1960 Melossi 1998 Rusche 1998 Duff 1994 Carlen 1994 ve Mann 1995 calisilan verilerden faydaci gerekcelerin ezici bir sekilde varsayilamayacagini one surduler Bununla birlikte hapishane istatistiklerinden cikarilabilecek ve siklikla cikarilacak bir sonuc sudur Hangi suclarin velayeti hak ettigine iliskin goruslerde bolgesel ve ulusal farkliliklar ne olursa olsun yoksullar rahatsiz olanlar gocmenler ve ve dezavantajli etnik azinliklar surekli olarak asiri cezalandirilmakta ve asiri hapsedilmektedir Hudson 1993 3 O halde bu insanlari hapsetmemizin sebebi nedir Faydacilarin buna cevabi yoktur Marksist ceza teorileriBu teoriler suclulari neden suc onleme fikri ile hapis ettigimi aciklar fakat bu sosyal acidan dezavantajli konumda bulunan ucucu etkisiz ve tehdit edici hala getirerek kontrol altina alma amaciyla yapilir Duff 1994 306 Suc eylemi sadece alt sinifa ait degildir ancak cesitli siniflara dagitilir Ancak gosterildigi gibi ayni sey ezici ve sistematik olarak yoksullara ve dezavantajlilara dusen ceza dagilimi icin dogru degildir Tum ceza adaleti sistemi genelinde ayrimci karar verme sosyal acidan avantajli kisilerin rutin olarak filtrelenmesini saglar onlara suphe hakki verilir veya iyi riskler olarak tanimlanirlar veya sadece en iyi yasal tavsiyeye erisebilirler Hapis cezasi gibi ciddi derin cezalar agirlikli olarak issizlere yoksullara evsizlere akil hastalarina bagimlilara sosyal destek ve kisisel varliklarindan yoksun olanlara verilir Dezavantajli azinlik gruplari hapishane nufusunda kitlesel olarak asiri temsil edildiginden bu sinif onyargisi giderek artan bir sekilde irksal bir gorunum kazandi Duff 1994 306 Bu soruyu cevaplamak icin Marksist bir bakis acisi kullanmanin faydalari isci sinifindan suclularin neden hapsedildigini ve orta ust siniftan suclularin neden tutulmadigini anlamak icin izin vermesidir Marksist teori sinif catismasina ve ideolojiye dayanir Hapsetme anlayisimiz icin onemli olan iki kavram hegemonya ve goreceli ozerkliktir Basit bir ifade ile hegemonya yonetilenlerin rizasiyla liderlik durumudur yonetilenler tarafindan liderligin mesru olarak gorulen liderlik O halde Marksist teoriler bize suclulari hapsetmemizin sebebinin baskin degerlere tehdit olusturanlari kontrol altina almak oldugunu soyler Ayrica bakinizCeza adaleti teorisi Ceza Kriminoloji Sosyolojide sapma Hukuk sosyolojisi Askeri sosyolojisiKaynakcaBaker J M 1971 Utilitarianism and Secondary Principles in Philosophical Quarterly Vol 21 No 82 p 69 71 Bedau H A 1978 Retribution and the Theory of Punishment in Journal of Philosophy vol 75 no 11 p 601 620 Braithwaite John and Philip Pettit 1990 Not Just Deserts A Republican Theory of Criminal Justice Oxford England and New York NY Clarendon Press Oxford University Press ISBN 0 19 824233 6 OCLC 20562163 Clark M 1971 The Moral Gradation of Punishment in Philosophical Quarterly Vol 21 No 83 p 132 140 Davis M 1986 Harm and Retribution in Philosophy and Public Affairs 1 33 Honderich T 1989 Punishment the supposed justifications Polity Press Cambridge Lessnoff M 1971 Two Justifications of Punishment in Philosophical Quarterly Vol 21 No 83 p 141 148 Mendes M amp McDonald M D 2001 Putting Severity of Punishment Back in the Deterrence Package Policy Studies Journal vol 29 no 4 p 588 610 Moberly W H 1968 The Ethics of Punishment Hamden CN Archon Books OCLC 433856 Sadurski W Theory of Punishment Social Justice and Liberal Neutrality in Law and Philosophy 1988 vol 7 no 3 p 351 373 Ten C L 1987 Crime Guilt and Punishment a philosophical introduction Clarendon Press Oxford 0 19 875082 XKonuyla ilgili yayinlarHonderich Ted 2006 Punishment The Supposed Justifications Revisited Revised bas London UK Ann Arbor MI Pluto Press ISBN 0 7453 2132 1 OCLC 61425518 Johnston Norman Bruce Leonard D Savitz and Marvin E Wolfgang The Sociology of Punishment and Correction 2 2yil 1970 bas New York NY John Wiley ISBN 0 471 44633 5 OCLC 61790 Melossi Dario 1998 The Sociology of Punishment Socio Structural Perspectives Brookfield VT Ashgate ISBN 1 85521 799 6 OCLC 37443241 Miethe Terance D and Hong Lu 2005 Punishment A Comparative Historical Perspective Cambridge UK New York NY Cambridge University Press ISBN 0 511 08050 6 OCLC 60326743 Valier Claire 2004 Crime and Punishment in Contemporary Culture London UK New York NY Routledge ISBN 0 415 28175 X OCLC 51892733