Bu madde, uygun değildir.Ağustos 2022) ( |
Eğitimin ekonomik rolüne dair beşeri sermaye yaklaşımı, eleme hipotezi, kuyruk hipotezi, ikili işgücü piyasaları yaklaşımı ve radikal yaklaşımlar şeklinde çeşitli yaklaşımlarda bulunulmuştur (Yılmaz ve Sarpkaya, 2016, 110).
Beşeri sermaye yaklaşımı (İnsan Sermayesi Kuramı veya İnsan Sermayesi Yaklaşımı) Eğitimin ekonomik rolünü açıklayan en eski yaklaşım olarak ifade edilmektedir. Beşeri sermayeye yatırımın, ekonomik kalkınmada önemine dair birçok çalışma yapılmıştır. Fakat bir kuram olarak ifade edilmesi gerçekleştirilmiştir (Deveci, 2019; Öztürk, 2005; Yılmaz ve Sarpkaya, 2016, 110).
Ekonomik gelişme sürecinde insan ögesinin önemine dikkat çeken insan sermayesi yaklaşımı insana yapılan yatırımlarla sosyal ve ekonomik kalkınmanın daha kısa sürede ve etkili gerçekleşebileceğini belirtmektedir (Schultz, 1971; Akt. Öztürk, 2005). Beşeri sermaye, bireyin bilgi, beceri ve kazanılmış diğer niteliklerinin eğitim aracılığıyla artırılarak bireysel ve toplumsal yarar sağlayacağı bir kavram olarak tanımlanmaktadır (Öztürk, 2005; Yılmaz ve Sarpkaya, 2016). Bu kurama göre insana yatırım seviyesi arttıkça ulusal kazanç ve kişisel kazanç da doğru orantılı olarak artmaktadır.
Ekonomik kalkınmanın geliştirilebilmesi için beşeri sermayeye yönelik yatırımların yapılması gerekmektedir. Beşeri sermaye yatırımlarının en önemlisi olarak da eğitim ifade edilmektedir (Öztürk, 2005). Beşeri sermaye araştırmacılarına göre eğitime yapılan yatırım kişilerin verimliliklerini yükselterek daha fazla gelir elde etmelerini sağlamaktadır (Öztürk, 2005; Yılmaz ve Sarpkaya, 2016).
Eleme hipotezi. Eleme hipotezine göre eğitim, kişilerin verimliklerinde bir artışa neden olmamakla beraber kişinin niteliklerine dair işverenlere ipucu veren bir eleme mekanizması olarak ifade edilmektedir. Eleme hipotezinde belirli bir eğitimden geçen kişilerin sahip oldukları diploma ve sertifikaların onların iş bulmalarında yeterli olduğu fakat bu belgelerin kişiye belirli yetenekler kazandırdığı anlamına gelmediği vurgulanmaktadır. Kişiler sahip oldukları yeteneklerini eğitimleri ile ortaya koymaktadırlar (Öztürk, 2005).
Eğitimsel kazanımlar ve bu kazanımları sembolleştiren diplomalar ile diğer eğitim belgeleri belli bir düzeydeki yeteneklerin tamamlayıcısı olmaktadır. Kişiler, eğitim programlarını seçerken bu programı bitirdiklerinde ödenen ücretleri dikkate alarak tercihte bulunurlar. İşverenler ise farklı eğitim programlarından mezun olan kişileri işe alarak onların eğitim verimliklerine uygun olarak farklı ücretler belirlemektedirler (Öztürk, 2005). Eleme hipotezinde diploma, sertifika gibi belgeler kişilere yüksek veya düşük ücret ödeneceği konusunda işverenlere işaret sunmaktadır. İşverenler kişileri işe almadan evvel onların sahip oldukları bilgi, beceri ve yetenekleri hakkında bilgi sahibi olmak isterler. Diplomalar işgörenlerin o işte bir potansiyele sahip olduğuna dair kanıt olarak ifade edilmektedir. İşverenler bu belgeleri göz önünde bulundurarak istedikleri kriterlere en uygun kişileri işe alırlar (Yılmaz ve Sarpkaya, 2016, 113). Böylelikle verimliliği diğer bireylerden yüksek olan kişiler eğitim ile sınıflanmaktadır.
Kuyruk hipotezi. Bu hipoteze göre verimlilik işgörenlerin değil yapılan işin özelliğidir. Bu nedenle eğitim önemli bir etmen olarak görülmemektedir. Modern teknoloji kullanılarak yapılan işler verimliliği yüksek olan işlerdir ve bu işlerde çalışanlara da yüksek ücretler ödenmektedir. İşgörenler yüksek nitelikteki işlerde çalışabilmek amacıyla kuyruğa girerler. İşverenler ise işgörenlerin eğitim niteliklerinin yüksek olması veya kendilerine uygunluğundan daha çok kuyruktaki kişilerin yetiştirilebilirlikleri ile ilgilenirler. İşverenler işe yeni giren kişilerin en düşük harcama ile eğitilebilmesi amacıyla eğitilmesi kolay yüksek nitelikteki kişileri seçerek eğitirler. Kişiler eğitim düzeylerine göre sıralanmalarından ötürü, kuyruğun önünde yer alanların öğrenme yeteneği fazla olan kişiler oldukları varsayılarak işe alınacaklardır (Öztürk, 2005).
İkili işgücü yaklaşımı. İkili iş gücü sermayesi kuramı beşeri sermaye kuramını eleştirerek ikili bir emek piyasasına dikkat çeker (Yılmaz ve Sarpkaya, 2016, 114). İkili işgücü yaklaşımı insan sermayesi yaklaşımın tersine, emek piyasalarında her zaman marjinal verimlilik kavramının geçerli olmadığını ileri sürmektedir. Marjinal verimlilik, emek piyasasının tümü için geçerli olmayıp yalnızca bir bölümüne uygulanabilmektedir. Bu bakımdan emek piyasasında ücretlerin belirlenmesi ve işgücünün işlere dağılımında eğitim ve diğer beşeri sermaye değişkenlerinin rolleri gereksiz görülmektedir (Öztürk, 2005).
İkili işgücü piyasası kuramına göre, iş gücü piyasaları birincil ve ikincil olarak iki kısma ayrılmaktadır. Birincil piyasayı, ekonomik ve mesleki mobilite öneren eğitim kurumlarına ve mesleki kademelere girmelerine izin verilen veya bu olanağı bulmuş olan işgücü sahipleri oluşturmaktadır. İkincil piyasayı ise iyi eğitim kurumlarına gidemeyen, eğitimleri ne olursa olsun iyi pozisyonlara yerleşmeleri mümkün olmayan ve genellikle geçici işlerde çalıştırılan işçiler oluşturmaktadır. Eğitim-gelir ilişkisini sorgulayan bu kuramda, eğitim ve gelirler arasındaki ilişki bizzat işgücü verimliliği ile ilişkili değildir. Bu kurama göre eğitim ve gelir arasındaki ilişki emek piyasalarına girebilen çalışanları diğer çalışanlardan ayıran bazı özelliklerle ilgilidir. Eleme hipotezinde diploma gibi belgeler işveren tarafından işçi seçiminde kullanılmasından ötürü eğitim ile gelir arasında bir ilişkiden söz edilebilmekteydi. Fakat bölünmüş piyasalar hipotezinde ikincil piyasalar için böyle bir durum mümkün olamamaktadır (Uyanık, 1999; Akt. Öztürk,2005).
Radikal yaklaşım. Emek piyasasında işgücü gelirindeki farklılıkları açıklayan ve sınıfsal farklılıkları vurgulayan bir kuramdır. Bu kurama göre gelir eşitsizliklerini açıklamada temel etken ailenin geçmişi ve bulunduğu sosyal sınıfıdır. Üst sınıfa ait kişiler varlıklarını nesilden nesile taşımak için eğitimi kullanmaktadırlar. Eğitim, fırsat eşitliği sağlamaktan daha çok, topluma kapitalist sermaye birikim yapısı doğrultusunda örgütlemeye yönelik olarak işlev görmektedir. Genel eğitim, elit tabaka mensuplarının çıkarlarına hizmet etmesinden ötürü ekonomik ve sosyal değişmenin aracı olarak işlev görememektedir. Öğrenciler geldikleri sınıfsal kökenlerine göre eğitim almaktadırlar. Üst sınıftan gelen öğrenciler iyi bir eğitim alabilirken alt sınıf öğrenciler daha düşük düzeyde eğitim almaktadırlar (Öztürk, 2005).
Eğitim sistemi, toplumdaki otoritenin ve bürokrasinin merkezindedir. Eğitim kurumları doyumsuz tüketicilerin yetiştirilmesinde birer araçtır. Toplumdaki grupların eşit eğitim olanaklarına sahip olamamaları gelecekte de sosyal farklılıkların devamına sebep olmaktadır. Merkezi otorite gücünü, varlığını ve temel ilkelerini topluma kabul ettirebilmek için eğitimi kullanmaktadır (Çetin, 2001; Akt. Öztürk, 2005).
Kaynakça
- ^ Yılmaz, T. ve Sarpkaya, R. (2016). Eğitim ekonomisi-Eleştirel bir yaklaşım. Ankara: Anı Yayıncılık.
- ^ Deveci, Ş. (2019). Seçilmiş OECD ülkelerinin eğitim ve ekonomik büyüme ilişkisi: 2002-2012 arası ekonometrik analizi. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara
- ^ Öztürk, N. (2005). İktisadi kalkınmada eğitimin rolü, Sosyo Ekonomi Dergisi, 1,27-44.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Agustos 2022 Egitimin ekonomik rolune dair beseri sermaye yaklasimi eleme hipotezi kuyruk hipotezi ikili isgucu piyasalari yaklasimi ve radikal yaklasimlar seklinde cesitli yaklasimlarda bulunulmustur Yilmaz ve Sarpkaya 2016 110 Beseri sermaye yaklasimi Insan Sermayesi Kurami veya Insan Sermayesi Yaklasimi Egitimin ekonomik rolunu aciklayan en eski yaklasim olarak ifade edilmektedir Beseri sermayeye yatirimin ekonomik kalkinmada onemine dair bircok calisma yapilmistir Fakat bir kuram olarak ifade edilmesi gerceklestirilmistir Deveci 2019 Ozturk 2005 Yilmaz ve Sarpkaya 2016 110 Ekonomik gelisme surecinde insan ogesinin onemine dikkat ceken insan sermayesi yaklasimi insana yapilan yatirimlarla sosyal ve ekonomik kalkinmanin daha kisa surede ve etkili gerceklesebilecegini belirtmektedir Schultz 1971 Akt Ozturk 2005 Beseri sermaye bireyin bilgi beceri ve kazanilmis diger niteliklerinin egitim araciligiyla artirilarak bireysel ve toplumsal yarar saglayacagi bir kavram olarak tanimlanmaktadir Ozturk 2005 Yilmaz ve Sarpkaya 2016 Bu kurama gore insana yatirim seviyesi arttikca ulusal kazanc ve kisisel kazanc da dogru orantili olarak artmaktadir Ekonomik kalkinmanin gelistirilebilmesi icin beseri sermayeye yonelik yatirimlarin yapilmasi gerekmektedir Beseri sermaye yatirimlarinin en onemlisi olarak da egitim ifade edilmektedir Ozturk 2005 Beseri sermaye arastirmacilarina gore egitime yapilan yatirim kisilerin verimliliklerini yukselterek daha fazla gelir elde etmelerini saglamaktadir Ozturk 2005 Yilmaz ve Sarpkaya 2016 Eleme hipotezi Eleme hipotezine gore egitim kisilerin verimliklerinde bir artisa neden olmamakla beraber kisinin niteliklerine dair isverenlere ipucu veren bir eleme mekanizmasi olarak ifade edilmektedir Eleme hipotezinde belirli bir egitimden gecen kisilerin sahip olduklari diploma ve sertifikalarin onlarin is bulmalarinda yeterli oldugu fakat bu belgelerin kisiye belirli yetenekler kazandirdigi anlamina gelmedigi vurgulanmaktadir Kisiler sahip olduklari yeteneklerini egitimleri ile ortaya koymaktadirlar Ozturk 2005 Egitimsel kazanimlar ve bu kazanimlari sembollestiren diplomalar ile diger egitim belgeleri belli bir duzeydeki yeteneklerin tamamlayicisi olmaktadir Kisiler egitim programlarini secerken bu programi bitirdiklerinde odenen ucretleri dikkate alarak tercihte bulunurlar Isverenler ise farkli egitim programlarindan mezun olan kisileri ise alarak onlarin egitim verimliklerine uygun olarak farkli ucretler belirlemektedirler Ozturk 2005 Eleme hipotezinde diploma sertifika gibi belgeler kisilere yuksek veya dusuk ucret odenecegi konusunda isverenlere isaret sunmaktadir Isverenler kisileri ise almadan evvel onlarin sahip olduklari bilgi beceri ve yetenekleri hakkinda bilgi sahibi olmak isterler Diplomalar isgorenlerin o iste bir potansiyele sahip olduguna dair kanit olarak ifade edilmektedir Isverenler bu belgeleri goz onunde bulundurarak istedikleri kriterlere en uygun kisileri ise alirlar Yilmaz ve Sarpkaya 2016 113 Boylelikle verimliligi diger bireylerden yuksek olan kisiler egitim ile siniflanmaktadir Kuyruk hipotezi Bu hipoteze gore verimlilik isgorenlerin degil yapilan isin ozelligidir Bu nedenle egitim onemli bir etmen olarak gorulmemektedir Modern teknoloji kullanilarak yapilan isler verimliligi yuksek olan islerdir ve bu islerde calisanlara da yuksek ucretler odenmektedir Isgorenler yuksek nitelikteki islerde calisabilmek amaciyla kuyruga girerler Isverenler ise isgorenlerin egitim niteliklerinin yuksek olmasi veya kendilerine uygunlugundan daha cok kuyruktaki kisilerin yetistirilebilirlikleri ile ilgilenirler Isverenler ise yeni giren kisilerin en dusuk harcama ile egitilebilmesi amaciyla egitilmesi kolay yuksek nitelikteki kisileri secerek egitirler Kisiler egitim duzeylerine gore siralanmalarindan oturu kuyrugun onunde yer alanlarin ogrenme yetenegi fazla olan kisiler olduklari varsayilarak ise alinacaklardir Ozturk 2005 Ikili isgucu yaklasimi Ikili is gucu sermayesi kurami beseri sermaye kuramini elestirerek ikili bir emek piyasasina dikkat ceker Yilmaz ve Sarpkaya 2016 114 Ikili isgucu yaklasimi insan sermayesi yaklasimin tersine emek piyasalarinda her zaman marjinal verimlilik kavraminin gecerli olmadigini ileri surmektedir Marjinal verimlilik emek piyasasinin tumu icin gecerli olmayip yalnizca bir bolumune uygulanabilmektedir Bu bakimdan emek piyasasinda ucretlerin belirlenmesi ve isgucunun islere dagiliminda egitim ve diger beseri sermaye degiskenlerinin rolleri gereksiz gorulmektedir Ozturk 2005 Ikili isgucu piyasasi kuramina gore is gucu piyasalari birincil ve ikincil olarak iki kisma ayrilmaktadir Birincil piyasayi ekonomik ve mesleki mobilite oneren egitim kurumlarina ve mesleki kademelere girmelerine izin verilen veya bu olanagi bulmus olan isgucu sahipleri olusturmaktadir Ikincil piyasayi ise iyi egitim kurumlarina gidemeyen egitimleri ne olursa olsun iyi pozisyonlara yerlesmeleri mumkun olmayan ve genellikle gecici islerde calistirilan isciler olusturmaktadir Egitim gelir iliskisini sorgulayan bu kuramda egitim ve gelirler arasindaki iliski bizzat isgucu verimliligi ile iliskili degildir Bu kurama gore egitim ve gelir arasindaki iliski emek piyasalarina girebilen calisanlari diger calisanlardan ayiran bazi ozelliklerle ilgilidir Eleme hipotezinde diploma gibi belgeler isveren tarafindan isci seciminde kullanilmasindan oturu egitim ile gelir arasinda bir iliskiden soz edilebilmekteydi Fakat bolunmus piyasalar hipotezinde ikincil piyasalar icin boyle bir durum mumkun olamamaktadir Uyanik 1999 Akt Ozturk 2005 Radikal yaklasim Emek piyasasinda isgucu gelirindeki farkliliklari aciklayan ve sinifsal farkliliklari vurgulayan bir kuramdir Bu kurama gore gelir esitsizliklerini aciklamada temel etken ailenin gecmisi ve bulundugu sosyal sinifidir Ust sinifa ait kisiler varliklarini nesilden nesile tasimak icin egitimi kullanmaktadirlar Egitim firsat esitligi saglamaktan daha cok topluma kapitalist sermaye birikim yapisi dogrultusunda orgutlemeye yonelik olarak islev gormektedir Genel egitim elit tabaka mensuplarinin cikarlarina hizmet etmesinden oturu ekonomik ve sosyal degismenin araci olarak islev gorememektedir Ogrenciler geldikleri sinifsal kokenlerine gore egitim almaktadirlar Ust siniftan gelen ogrenciler iyi bir egitim alabilirken alt sinif ogrenciler daha dusuk duzeyde egitim almaktadirlar Ozturk 2005 Egitim sistemi toplumdaki otoritenin ve burokrasinin merkezindedir Egitim kurumlari doyumsuz tuketicilerin yetistirilmesinde birer aractir Toplumdaki gruplarin esit egitim olanaklarina sahip olamamalari gelecekte de sosyal farkliliklarin devamina sebep olmaktadir Merkezi otorite gucunu varligini ve temel ilkelerini topluma kabul ettirebilmek icin egitimi kullanmaktadir Cetin 2001 Akt Ozturk 2005 Kaynakca Yilmaz T ve Sarpkaya R 2016 Egitim ekonomisi Elestirel bir yaklasim Ankara Ani Yayincilik Deveci S 2019 Secilmis OECD ulkelerinin egitim ve ekonomik buyume iliskisi 2002 2012 arasi ekonometrik analizi Yayimlanmamis yuksek lisans tezi Ankara Yildirim Beyazit Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Ankara Ozturk N 2005 Iktisadi kalkinmada egitimin rolu Sosyo Ekonomi Dergisi 1 27 44