Bu madde aşırı derecede uzundur. Lütfen görüşlerinizi bildirin ve maddenin veya ayrı maddeler halinde alt başlıklara yardımcı olun. Lütfen görüşlerinizi belirtiniz. |
Flaş bellek, duygusal olarak uyarıcı bir anın veya olayların detaylandırılmış ve son derece can alıcı parçalarının 'enstantene' resmidir. Flaş bellek terimi şaşkınlık uyandıran, gelişigüzel aydınlanmalar, detay, görüntünün özü gibi kelimeleri akla getirir. Bununla beraber flaş bellekler bir parça gelişigüzel ve tamamlanmışlıktan da uzaktır. İnsanlar genellikle hatıralarından bir hayli emin de olsalar, araştırmalar bu hatıraların birçok detayının unutulduğunu göstermektedir.
Flaş bellekler otobiyografik belleklerin bir türüdür. Bazı araştırmacılar flaş belleklerin diğer otobiyografik belleklerden ayrı tutulması için bir sebep olmadığını savunmaktadırlar, çünkü flaş bellekler kişi için önemli olan elementlere, önemliliğe, duyguya ve sürprize dayanır. Bu araştırmacılar sıradan anıların bile yeterli ayırt ediciliği ve kişisel önemi olduğu sürece ya da yeterince tekrar edildiği sürece doğruluğunu ve uzun süre hatırlanabildiğini savunmaktadır.
Flaş belleklerin altı karakteristik özelliği vardır: mekan, devam eden eylem, muhbir, kendi etkisi, diğer etki ve sonrası. Tartışmalı bir şekilde, bir flaş belleğin temel belirleyicileri yüksek bir heyecan seviyesi, yüksek bir sonuç düzeyi ve belki de duygusal uyarılmadır.
Geçmişe genel bakış
Flaş bellek terimi Brown ve Kulik tarafından 1977'de ortaya atılmıştır. Aynı zamanda, şaşırma ve önemlilik derecesinin kritik seviyeyi aşmasıyla tetiklenen kişinin etrafında gerçekleşen olayların detaylarını kalıcı olarak kaydeden ayrıcalıklı biyolojik belleğin varlığını öne süren, özel mekanizma hipotezini de ortaya atmışlardır. Aynı zamanda Brown ve Kulik flaş bellek anılarının kalıcı olmasına rağmen her zaman uzun süreli bellekten erişilemeyeceğine inanmışlardır. Özel flaş bellek mekanizması hipotezi flaş bellek anılarının bazı hususi karakteristikleriyle 'sıradan' bellek mekanizmasından ayrıldığını savunur. Özel mekanizma tarafından oluşturulan göstergeler detaylı, tutarlı, canlı ve unutulmaya dayanıklıdır. Aynı zamanda flaş bellek teriminin başlıca özellikleri Brown ve Kulik terimi ortaya attığından beri tartışmalıdır. Yıllar içerisinde dört adet flaş bellek modeli ortaya çıkmıştır: fotografik model, kapsamlı model, duyusal bütünleyici model ve önem temelli model. Modellerin geçerliliğini test etmek üzere çeşitli araştırmalar ya yapılmıştır.
Pozitif ve negatif flaş bellek
Hem pozitif hem de negatif olayların flaş bellekte anılar üretmesi mümkündür. Durum olumlu bir olay olarak görüldüğünde, bireyler bu olayı daha yüksek oranda yeniden yaşamaya ve duyusal görüntüler oluşturmaya başlar, ayrıca yaşanılan durumla ilişkili daha fazla canlı bilgiye sahip olurlar. Bireyler bu olumlu olayları kimlikleri ve yaşam öyküleri için yapı taşı olarak görürler, bu da olayın tekrarıyla sonuçlanır, dolayısıyla anının hafızaya kaydı daha öznel bir netlik taşır.
Pozitif flaş bellek anılarıyla karşılaştırıldığında, bir kişi tarafından negatif olarak görülen olayların, daha ayrıntılı, daha korunumlu işleme stratejileriyle kullanıldığı görülmüştür. Negatif flaş bellek anıları, bir kişinin hatırlamaktan kaçındığı anıları tekrar yaşattığı için bir hayli olumsuz karşılanır. Bu kaçınma duyusal yoğunluktaki hatıranın azalmasına yol açabilir. Negatif flaş bellek deneyimi yaşayan kişinin anısı kendisiyle beraber yoğunluğu azalmış, ölçülü bir şekilde kalır. Negatif flaş bellek anıları daha da fazla sonuç doğurabilmektedir.
Flaş bellek anıları pozitif veya negatif bir olaya gerek duymadan da üretilebilir. Araştırmalar flaş bellek anılarının bir çeşit türsel etkileşimden kaynaklanabileceğini göstermektedir. Buna göre iki tür birlikte 'tanımsal flaş bellek' tanımını üretmiştir, ama bu türler bir hayli birbirlerinden farklılaşmış olup bildiğimiz flaş bellek anısı üretemez. Bu 'flaş etiketli bellekler' geleneksel flaş bellekler gibi keskinliğine, güçlülüğüne, canlılığına ve yoğunluğuna göre algılanır.
Yöntemler
Flaş bellek anıları üzerine yapılan araştırmalar genellikle ortak bir yöntemi paylaşır. Tipik olarak, araştırmacılar şok edici, toplumsal olaydan hemen sonra araştırmalarını yürütürler. Katılımcılar ilk olarak olaydan sonraki ilk birkaç gün içinde test edilir ve olaya ilişkin kişisel deneyimlerine ait ayrıntılar ve koşullar hakkında anket veya mülakat yoluyla soruları yanıtlar. Daha sonra katılımcı grupları ikinci kez test edilir, örneğin altı ay, bir yıl veya 18 ay sonra. Genellikle katılımcılar gruplara ayrılır, her grup farklı aralıklarla test edilir. Bu yöntem, araştırmacıların bellek bozulma hızını, flaş belleklerin içeriğini ve doğruluğunu gözlemlemesine olanak sağlar.
Doğruluk
Birçok kişi[] flaş bellek anılarının bellekte ayrı bir kategoriye sahip olacak kadar doğruluk taşıdığını düşünmüyor. Bu bağlamda flaş bellek anılarıyla ilgili bir diğer önemli husus ise bunun anıların günlük anılar gibi bozulmaya uğrayabileceğidir. Ayrıca, flaş bellek anılarının günlük bellekte yer tutan anılar kadar önem taşıyıp taşımadığı da sorgulanmaktadır. Birçok araştırma flaş bellek anılarının özellikle doğruluk taşımadığını ancak büyük bir canlılık ve özgüvenle hatırlandığını ortaya çıkarmıştır. 12 Eylül 2001'de yapılan bir çalışmada, 54 Duke Üniversitesi öğrencisi bir terör saldırısını ve yakın zamanda gerçekleşen günlük bir olayın bellekteki yerine dair araştırılmaya tabii tutulmuştur. Sonra, öğrenciler yeniden test edilmek üzere 7, 42 ya da 224 gün sonra tekrar çağırılmışlardır. Sonuçlar, flaş bellek anılarının ya da günlük hatıraların tutarlı ya da tutarsız ayrıntılarının hatırlanmasında bellekte büyük bir fark görülmemekle birlikte zamanla azaldığı tespit edilmiştir. Ancak, canlılık hatıra ve inançtaki doğruluk oranı sadece günlük hatıralarda azalmıştır. Bu bulgular 'flaş bellek anılarının genel doğruluk kapsamında değil ancak sadece algılanan doğruluğa hususi ' olduğu iddialarını güçlendirmektedir.
Birçok araştırmacı flaş bellek anılarının doğruluğunu sorgulasa da, problem aranacak asıl yer olayların zihinde tekrarlanmasıdır. Anılardaki hataların asıl sebebi olayların tekrar anlatılıp tekrar yaşanırken bellekte yer edinmeleridir. Flaş bellek anıları yalnızca bir kez gerçekleştiği için, aynı olaya tekrar maruz kalma veya olayı düzeltme gibi bir olanak yoktur. Aynı zamanda bellekte erken oluşturulan hataların kalıcılığı daha olasıdır. Birçok kişi, Flaş bellek anılarını oluşturan olayları çok önemli ve "asla unutulmaması" istenen olaylar olarak görür, bu da flaş bellek anılarının yüksek düzeyde doğru sayılmasına sebep olabilir. Bir flaş bellek anısı oluşturmanın en önemli yanı, çarpıcı haberlerin işitildiği an gerçekleşen şeyler değil, haberleri duyduktan sonra gerçekleşen olaylardır. Tekrarlama ve yeniden yaşama gibi kodlama sonrası faktörlerin rolü, olayın gerçekleştikten sonra hatırlanmasındaki artışı anlamaya çalışırken önemlidir.
Bu tür araştırmalar, flaş bellek anılarının olağan anılardan daha doğru olmasının nedenlerini belirlemeye odaklanmaktadır. Bir olayın öneminin, ilgili sonuçların, ne kadar farklı olduğu, olaya kişisel katılımın ve yakınlığın flaş bellek anılarının hatırlanmasının doğruluğunu arttırdığı belgelenmiştir.
Zaman içinde tutarlılık
Flaş bellek anılarının zaman içinde tutarlılığı çokça sorgulanmıştır. Challenger Uzay Mekiği patlaması sonrasında flaş bellek anılarının toplanması üzerine yapılan bir araştırmada biri patlamaya yakın diğeri patlamadan sekiz ay sonra olmak üzere iki bağımsız grup oluşturulmuştur. Patlamadan sekiz ay sonrayı kapsayan grupta çok az denekte flaş bellek anısı bulunuyordu. Araştırmacılar, yalnızca haberin kaynağını, devam eden faaliyeti ve yeri hatırlayabilen katılımcıları göz önüne aldığında,% 35'ten daha azının ayrıntılı anılara sahip olduğunu bildirdi. Katılımcıların Challenger Uzay Mekiği patlamasıyla ilgili anılarını inceleyen bir başka çalışmada, katılımcıların olayla ilgili anıları konusunda oldukça emin olmalarına rağmen, olayların gerçekleşmesinden üç yıl sonra bu anılarının çok doğru olmadığı bulundu.OJ Simpson cinayet davası üzerinde yapılan üçüncü bir çalışmada, katılımcıların anılarına olan güveni güçlü kalmasına rağmen, olaydan 15 ay sonra anılarının doğruluğunun azaldığı ve olaydan 32 ay sonra da doğruluk oranının azalmaya devam ettiğini buldu.
Flaş bellek anıların doğruluğu zamanla azalırken, bu anıların doğruluğuna olan güvenin zamanla sabit olduğu görülmektedir. Irak'taki bombalama ve tam tersi sıradan bir olay üzerinde yapılan bir araştırmada bir yıllık periyot içerisinde anıların doğruluğunda bir değişme gözlemlenmemiştir; ancak katılımcılar Irak bombardımanını hatırlarken doğruluk payının aynı kalmasına rağmen sıradan olaylarla kıyaslandığında anılarına duydukları güvenin daha fazla olduğu bulunmuştur. Benzer şekilde, 11 Eylül Dünya Ticaret Merkezi saldırısı için hatıralar günlük hatıralarla eşlendiğinde, araştırmacılar bir yıl sonra, 11 Eylül saldırısının ilk ve sonraki hatırlamaları arasında yüksek ve pozitif bir korelasyon olduğunu saptadılar. Bu, düşük korelasyonlu günlük hatıralara kıyasla iyi bir hatırlanma payı bırakır. Katılımcılar ayrıca, anının hatırlanmasından belleğe kodlanma zamanına göre daha fazla güven duymuşlardır.
Otobiyografik hafıza ile ilişkisi
Bazı çalışmalar flaş bellek anılarının diğer anı türlerinden daha doğru olmadığını göstermektedir. Lise mezuniyetinin veya erken duygusal deneyimlerin anılarının da flaş bellek anıları kadar canlı ve net olabileceği bildirilmiştir. Bir araştırmaya göre lisans öğrencileri en canlı üç otobiyografik hatıralarını kaydettiler. Ve üretilen anıların neredeyse tamamı kişisel öneme sahip olmakla beraber, ulusal önem bakımından düşük olarak değerlendirildi. Bu anılar, kişilerin belleklerinde ulusal öneme sahip olaylar ile aynı önem ve hayret seviyesi taşımaktaydı. Bu durum, flaş bellek anılarının sadece daha canlı ve parlak anıların bir alt kümesi olabileceğini ve belki de daha genel bir fenomenin sonucu olabileceğini gösterir.
Flaş bellek anılarına ve "kontrol anılarına" (denetleme anıları, flaş bellek olmayan anılara) bakıldığında, flaş bellek anılarının tesadüfen kişinin hafızasına kodlandığı gözlemlenirken, istenirse, flaş bellek anısı olmayan bir olayın kişinin hafızasında özel olarak kodlanabileceği gözlemlenmiştir. Bu tür anıların her ikisi de belleğe eşlik eden canlılığa sahiptir, ancak flaş bellek anılarında canlılığın, zaman içinde azalmış olan 'kontrol anılarına' kıyasla çok daha yüksek olduğu ve aslında azalmadığı bulunmuştur.
Flaş bellek hatıraları her zaman kişinin günlük yaşam olaylarının hafızası olan bir tür otobiyografik hafıza olarak sınıflandırılmıştır. Bir parti veya barbekü gibi duygusal olarak nötr otobiyografik olaylar, flaş bellek hatıraları olarak sınıflandırılan duygusal olarak uyandıran olaylarla tam tersi bir ilişkidedir. Tarafsız otobiyografik olayların bellekteki yeri, Prenses Diana'nın ölümü ve Rahibe Teresa'nın ölümü gibi duygusal olarak uyandırıcı olaylar kadar kesinlik içermemektedir. Bu nedenle, flaş bellek anıları günlük otobiyografik olaylara olayla daha doğru bir şekilde hatırlanır. Bazı durumlarda, flaş bellek ve günlük olayların oluşturduğu belleğin doğruluğu azaldığından, tutarlılık bakımından pek bir fark taşımamaktadır. Bununla birlikte, canlılık, hatırlama ve belleğin doğruluğuna olan inanç oranlarının flaş bellek anılarında değil, sadece günlük anılarda azaldığı belgelenmiştir.
Bir flaş belleğin gizli yapısı taksonludur ve flaş bellek olmayan belleklerden niteliksel olarak farklıdır. Bununla beraber Flaş bellek özellikleri üzerinde, o anıları üretebilen insanları üretemeyenlerden ayırabilen "optimal kesme noktalarının" olduğu ileri sürülmüştür. Bu, flaş bellek anılarının "olaya özgü duyusal-algısal detayların" hatırlanması ve bilinen diğer otobiyografik hafızalardan çok farklı olduğu fikrini takip eder. Buna göre sıradan anılar, tüm otobiyografik bilgi seviyelerini içeren boyutsal bir yapı gösterirken, flaş bellek anıları, otobiyografik bilginin daha yoğun bir şekilde bütünleşmiş bir bölgesinden geliyor gibi görünmektedir. Diğer bir husus ise flaş bellekler ve flaş olmayan bellekler de sadece nicel olarak değil, niteliksel olarak da farklılık göstermesidir. Flaş bellek anıları bir otobiyografik hafıza olarak kabul edilir, ancak sıradan hafızanın semantik bir hatırlama biçimi olduğu yer olan episodik belleğin aktivasyonunu içerir. Bir otobiyografik hatırlama biçimi olan flaş bellek hafızaları, hafızanın yeniden yapılandırıcı süreçleri tarafından derinden belirlenir ve tıpkı diğer herhangi bir hafıza biçimi gibi çürümeye eğilimlidir.
Olayın Önemi
Brown ve Kulik, flaş bellek oluşumunda olayın öneminin kritik bir değişken olduğunu vurguladılar. Brown ve Kulik tarafından yapılan bir çalışmada, haberlerde bulunan ve katılımcıların bazıları için önemli, bazıları içinse oldukça önemsiz olabilecek olaylar seçildi. Bu çalışmaya göre, bir olay bir grup için önemli olduğu zaman yüksek oranda flaş bellek ile de ilişkiliydi. Aynı olay diğer grup tarafından düşük öneme sahip olarak görüldüğünde ise daha düşük oranda flaş bellek ilişkisi bulundu. Kişisel olarak önemli olayların tekrar anlatılması veya tekrarlanması, flaş bellek anılarının doğruluğunu da artırır. Bu olaylar anlamlı olmayan olaylardan daha sık bir şekilde tekrarlanma eğilimindedirler. Loma Prieta depreminin flaş bellek anıları üzerinde yapılan bir çalışma, kişisel hikâyelerini tekrar tekrar tartışan ve başkalarıyla karşılaştıran kişilerin olayı nasıl duyduklarını konuşmak için nedeni olmayan Atlanta katılımcılarına kıyasla olayı daha iyi hatırladıklarını gösterdi. Bu nedenle, kişisel olarak önemli olayların tekrar anlatımı doğru flaş bellek anıları oluşturmada önemli bir etkendir. Bir olayın kişisel öneminin flaş bellek anılarının oluşmasında güçlü bir yordayıcı ve ön gösterge olduğunu gösteren başka kanıtlar da vardır. İngiltere başbakanı Margaret Thatcher'ın istifasının flaş bellekteki etkisi üzerine yapılan bir çalışmada, Birleşik Krallıktaki çoğu katılımcının istifadan yaklaşık bir yıl sonra flaş bellek anılarına sahip olduğunu bulundu. Olaya dair hafıza raporları, olay ayrıntılarının kendiliğinden, doğru ve tam olarak hatırlanmasıyla oluşturuldu. Bunun aksine, Birleşik Krallık dışındaki az sayıda kişinin istifadan bir yıl sonra flaş bellek anıları vardı. Bu gruptaki hafıza raporları ise unutma ve yeniden kurgulanma sırasındaki hatalarla düzenlendi. Sonuç olarak Margaret Thatcher'ın istifası ile ilgili flaş bellek anıları olayın kişiler için önem seviyesiyle doğrudan ilişkilendirildi.
Prenses Diana'nın ölümü çok önemli ve şaşırtıcı bir olaydı. Dünyanın her yerindeki insanları oldukça etkiledi. Eğer doğruluk açısından bakacak olursak, olayın önemi bireyin flaş bellek anısının ne kadar doğru olduğu ile ilgili olabilir. Raporlara göre İngiliz katılımcılar arasında etkinlikten sonra 4 yıl boyunca hiçbir unutmanın gerçekleşmediğini tespit edildi. Son derece şaşırtıcı ve bir kişi için son derece önemli olarak değerlendirilen olaylar, hafızada daha uzun süre korunabilir ve olayı önemli olarak nitelendirmeyen kişilerle karşılaştırılınca, yeni yaşanmış bir olay kadar iyi bir şekilde hatırlanabilir. Bir olayın bir birey üzerinde güçlü bir etkisi varsa, bu olayla ilgili anıların daha uzun süre saklandığı görülür.
Sonuçsallık
Olayın algılanan sonuçsallığından çok ilk anda verilen duygusal tepkinin yoğunluğunun flaş bellek üzerindeki belirleyici etken olduğu öne sürülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri Başkan'ı Reagan'a 1981 yılında yapılan suikast girişiminin flaş bellek anıları incelendiği zaman katılımcıların olaydan yedi ay sonra bile doğru flaş bellek anılarına sahip oldukları görüldü. Katılımcılar düşük sonuçsallık derecelendirmelerine rağmen flaş bellek bildirmişlerdir. Bu çalışmada flaş bellek oluşturan bir olaya dahil olmanın olayın doğruluğunu nasıl etkilendiği değil, sadece flaş bellek anıyı öğrenmenin sonucu değerlendirildi. Bu nedenle, bazı insanlar yaralanmanın boyutundan emin değildi ve çoğu sadece olayın muhtemel sonuçları tahmin edebiliyordu. İki farklı flaş bellek modeli, bir olayın sonuçlarının, olaya karşı verilecek duygusal tepkinin yoğunluğunu belirlediğini belirtmiştir. Önem Odaklı Duygusal Tepkiler Modeli, kişisel sonuçların duygusal tepkilerin yoğunluğunu belirlediğini gösterir. Bir olayın sonucu, flaş bellek oluşumunda ve korunmasında önemli bir değişkendir. Bu önermeler Marmara depreminin flaş bellek anılarına dayanmaktadır. Duygusal-Bütünleştirici model olarak adlandırılan diğer flaş bellek modeli, hem kişisel önem hem de sonuçsallığın kişinin duygusal durumunun yoğunluğunu belirlediğini iddia etmektedir. Genel olarak, flaş bellek üzerine yapılan araştırmaların çoğu, bir olayın sonuçlarının flaş ampul anılarının doğruluğunda anahtar rol oynadığını göstermektedir. Papa 2. John Paul'ün ölümü sürpriz değildi ancak etkilenen bireylerde hala flaş bellek anılarının olduğu bulundu. Bu duygu ve olay hafızası arasında doğrudan bir bağlantı gösterir ve tutumun bir olayın önemini ve sonuçsallığını belirlemede nasıl önemli bir faktör olabileceğini vurgular. Önemi ve sonuçsallığı yüksek olan olaylar, flaş bellek anılarının daha canlı ve uzun ömürlü olmasına yol açar.
Olayın Ayırt Ediciliği
Bazı deneyimler benzersiz ve farklıyken diğerleri tanıdık, sıradan veya daha önce olanlarla benzerdir. Bir olayın ayırt edici özelliği, flaş bellek anılarının doğruluğunu sağlayan ana etken olarak kabul edilmiştir. Dikkat çekici derecede doğru olarak belgelenmiş flaş bellekler, günlük anılara kıyasla benzersiz ve farklıdır. Bir olayın benzersizliğinin, bu olayın daha sonra ne kadar iyi hatırlanacağının en iyi genel yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Rastgele örneklenmiş kişisel olaylar üzerinde yapılan bir çalışmada, katılımcılardan rastgele bir şekilde çağrı cihazı taşımaları istendi. Çağrı cihazı her öttüğü zaman, katılımcılar nerede olduklarını, ne yaptıklarını ve ne düşündüklerini kaydettiler. Haftalar veya aylar sonra katılımcıların anıları test edildi. Araştırmacılar, eylemin hatırlanmasının büyük ölçüde olayın benzersizliğine bağlı olduğunu buldular. Ayırt edicilik ve flaş bellek ile ilgili çalışmalarda da benzer sonuçlar bulunmuştur; flaş bellek anıları oluşturan olaylarla (özellikle çeşitli terör saldırıları) ayırt edicilik, olaya verilen kişisel önem, orijinallik ve duygusallık arasında yüksek oranda bir ilişki vardır. Ayrıca, bir kişinin anlamlı bir olay sırasında ayırt edici bir deneyimi varsa, olayı yeniden hatırlama sırasındaki doğruluğun artacağı da belgelenmiştir. 1989 Loma Prieta depremi sırasında, deprem anında ayırt edici bir deneyim yaşayan katılımcıların olayı daha doğru bir şekilde hatırladıkları ve aynı zamanda genellikle bu kişilerin deprem anında yaptıkları faaliyetlerde önemli bir aksama yaşadıkları belgelenmiştir.
Olaya Dahil Olma ve Yakınlık

Bir flaş bellek olayına dahil olan kişilerin, etkinliğe katılmayan insanlara kıyasla daha doğru hatırlamaya sahip oldukları belgelenmiştir. Türkiye'de Marmara depremini yaşayanların hatıralarının, olayla doğrudan alakası olmayan insanlardan daha doğru olduğu gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, deprem mağduru topluluğun çoğunun olay hakkında belirli detayları hatırlamada, depremden doğrudan etkilenmeyen ve haberler sayesinde bilgisi olan insanlardan daha iyi olduğu görülmüştür. Başka bir çalışmada California'da meydana gelen depremle ilginli Californialıların ve Atlantalıların anıları karşılaştırıldı. Sonuçlar, depreme direkt dahil olan insanların olayı daha iyi hatırladıklarını gösterdi. Kaliforniyalıların olayı hatırlama sıklığı etkilenen bölgede akrabaları olan Atlantalılar dışında çok daha yüksekti Papa 2. John Paul'un ölümü, Katolik kilisesine dinen daha çok bağlı olan insanlar arasında daha fazla flaş bellek oluşturdu. Bir kişi bir dine, şehre veya gruba ne kadar dahil olursa, olaya dair daha fazla önem ve sonuç rapor edilir. Daha fazla duygu gösterilir, bu da daha tutarlı bir flaş bellek ile sonuçlanır.
11 Eylül 2001 saldırıları üzerinde yapılan bir araştırma, olaya yakınlığın flaş bellek anılarının hatırlanmasında ol oynadığını göstermektedir. Terörist saldırılarından üç yıl sonra katılımcılardan 11 Eylül anılarının yanı sıra 2001 yılından kişisel olarak seçilen anılarını yeniden hatırlamaları istendi. Saldırılar sırasında, bazı katılımcılar Dünya Ticaret Merkezi'ne daha yakın olan Manhattan'ın merkezinde, bazıları ise birkaç kilometre uzaklıktaki Midtown'daydı. Şehir merkezine daha yakın olan katılımcılar, Midtown katılımcılarına göre daha fazla duygusal öneme sahip detaylı anılar hatırladılar . Yalnızca Manhattan katılımcılarına bakarsak 9 Eylül anılarının yeniden hatırlanması sonucu deneyimleri hatırlama becerisi Dünya Ticaret Merkezi'ne iki mil uzaklıktaki katılımcılarda (Washington Meydanı tarafında), 4.5 mil uzak katılımcılara göre (Empire State Binası tarafında) daha iyi hale geldi. Sadece 11 Eylül'de Manhattan'da bulunan katılımcılara odaklanırsak, Dünya Ticaret Merkezi'ne daha yakın olanların hatırlamaları daha uzakta olanlara göre daha canlıydı. Şehir merkezindeki katılımcılar olayı anlatırken gördüklerinden, duyduklarından ve hatta kokulardan bahsettiler. Ulusal bir olaya dahil olmak ya da yakınlık anıların doğruluğunun daha yüksek olmasını açıklayabilir çünkü böyle bir olayın dahil olan kişi için daha önemli sonuçları olur (sevilen bir kişinin kaybı gibi). Bu önemli sonuçlar ya da kayıplar beyinde daha fazla duygusal hareketlilik yaratabilir. Beyindeki bu duygusal hareketliliğin flaş bellek anılarının hatırlanmasında rol oynadığı gösterilmiştir.
Bilginin Kaynağı
Bir olay hakkındaki bilgi kaynağına bakarken, haberleri medyadan veya başka bir kişiden duymak, kişinin tepkisinde bir fark yaratmaz, bunun yerine belleğine kodlanan bilgi türünde bir fark yaratır. Medyadan haberleri dinlerken olay hakkındaki gerçeklerin işlenme sürecinde hissedilen yüksek seviyede uyarılma sonucu olaylar hakkında daha fazla detay hatırlanır. Bunun aksine, olayları başka bir kişiden duyarken, kişisel tepkiler ve durumlar hatırlanmaya daha yatkındır.
Ayrıca, kaynak izleme sorunu flaş bellek anılarının hatırlanmasında hatalara yol açar. Zamanla, yeni bilgilerle karşılaşılır ve diğer kaynaklardan gelen bu önemli olay, bellekte depolanmış olan bilgilerin yerine geçebilir veya bunlara eklenebilir. Medyada ve bireyler arasında haberlerin tekrarlanışı flaş bellek anılarını bilgi kaynağını yanlış hatırlamaya daha elverişli hale getirir, böylece olayın gerçek ayrıntılarının daha az hatırlanmasına yol açar. Hollandalı araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmada, katılımcılara El Al Boeing 747 uçağının Amsterdam'da bulunan binalara çarptığı olay soruldu. Kazadan 10 ay sonra, katılımcılara uçağın binaya çarptığı televizyon filmini izlediklerini hatırlayıp hatırlamadıkları soruldu. Sonuçlara göre, katılımcıların %60'ından fazlası olayla ilgili bir televizyon filmi olmamasına rağmen kazayı televizyonda gördüklerini söylediler. Televizyonda gördüğünü söyleyen katılımcılara kazanın ayrıntıları hakkında sorular sorulmuş ve bazıları kesinlikle yanlış bir bilgi olarak yangının kazadan hemen sonra başladığını söylediler. Bu çalışma, yetişkinlerin, gerçekte kendilerini görmedikleri, yalnızca haberlerden veya diğer insanlardan duydukları bir şeye tanık olduklarına yanlış bir şekilde inandıklarını göstermektedir. Hatta olayla ilgili bazı belirli ama yanlış ayrıntıları bildirerek daha da ileriye gidebilirler. Önemli bir detay olarak bu deneydeki hata oranının diğer flaş bellek deneylerinde normalde bulunandan daha fazla olduğunu not etmek gerekir. Bunun nedeni katılımcılara genelde kullanılan nötr bir flaş bellek sorusu sormak yerine yönlendirici ve önerisel bir soru sorulmasıdır. Ayrıca katılımcılara olayı ilk olarak nasıl öğrendikleri sorulmamış ve olası orijinal kaynağa dair eleştirel bir değerlendirme yapmaya yönlendirilmemişlerdir. Bununla birlikte, bu çalışma flaş bellek anılarının kaynak izleme hataları nedeniyle bozulmaya ve değiştirilmeye karşı ne kadar hassas olduğunu gösterir.
Demografik Farklılıklar
Her yaştan insan flaş bellek anılarına sahip olsa da, farklı demografik veriler ve yaş grupları flaş belleğin gücünü ve kalitesini etkileyebilir.
Yaş Farklılıkları
Genel olarak, genç yetişkinler flaş bellek oluşturmaya yaşlılardan daha yatkındır. Bir çalışma, flaş bellek anılarındaki yaşa bağlı farklılıkları inceledi: katılımcıların önemli bir olayın ilk 14 günü içinde olayla ilgili anıları test edildi, 11 ay sonra aynı olay için tekrar test edildiler. Olayın gerçekleşmesinden 11 ay sonra bile, neredeyse tüm genç yetişkinler olayla ilgili flaş bellek anısına sahipti, ancak yaşlı yetişkinlerin yarısından azı olayı flaş bellek anısı olarak adlandırmak için tüm kriterlerini karşıladı. Genç ve yaşlı yetişkinler ayrıca canlı flaş bellek anılarını hatırlamak için farklı nedenler gösterdi. Genç yetişkinler arasında flaş bellek oluşturmanın ana öngörücüsü ya da yordayıcısı, olaya olan duygusal bağlanmışlıktı, daha yaşlı yetişkinlerde ise flaş bellek anılarının oluşumu olayın tekrarlanmasına bağlıydı. Duygusal olarak bağlı olmak yaşlı yetişkinlerde flaş bellek oluşumu için yeterli değildi; ayrıca ayrıntıları hatırlamak için olayın 11 ay içinde tekrar hatırlanması gerekiyordu. Yaşlı yetişkinler ayrıca olayın içeriğini hatırlamakta daha fazla zorluk çekti; kiminle konuştuklarını ve olayların tam olarak nerede gerçekleştiğini unutmalarının genç yetişkinlere göre çok daha olası olduğu gözlemlendi. Bununla birlikte, yaşlı yetişkinler dramatik olaydan önemli ölçüde etkilenirse, genç yetişkinlerin oluşturduğu kadar ayrıntılı flaş bellek anıları oluşturabilirler. 11 Eylül'den kişisel olarak etkilenen veya 11 Eylül olaylarına yakın olan yaşlı yetişkinler, gençlerden ayrıntı bakımından farklı olmayan anıları hatırlattı. Ek olarak yaşlıların 9 Eylül'de haberleri duydukları zaman kiminle, nerede oldukları ve kişisel duygularını içeren anılarına gençlerden daha fazla güvendikleri görüldü. Yaşlı yetişkinler, " anımsama tümseği " olarak bilinen bir dönem olan 10 ve 30 yaşları arasındaki olayların büyük çoğunluğunu hatırladı. Bu dönemde olaylar, kişinin kimliğini ve zirve beyin fonksiyonunu bulma döneminde gerçekleşir. Bu olaylar, bu dönem dışında meydana gelen olaylardan daha fazla konuşulma eğilimindedir. "Anımsama tümseğinde" meydana gelen flaş bellek anıları, yaşlı yetişkinler tarafından, yakın zamanda meydana gelenlerden daha iyi hatırlanır.
Kültürel Değişiklikler
Genel olarak flaş bellek anılarını etkileyen faktörlerin kültürler arasında sabit olduğu düşünülmektedir. Tinti ve diğerleri (2009) Papa II. John'un ölümüyle ilgili Polonyalılar, İtalyanlar ve İsveç Katolikleri arasında bir çalışma düzenlediler. Sonuçlar, olaya kişisel katılımın anı oluşumunda en önemli olduğunu ve yakınlığın ikinci etken olduğun gösterdi.
Flaş bellek anıları, bazı faktörlerin bu anıların canlılığını etkilemesi ile birlikte kültürler arasında farklılık gösterir. Örneğin, Asya kültürleri bireyselliği vurgulamaz; bu nedenle Çin ve Japon halkı kişisel dahil olmanın flaş bellek anılarının canlılığı üzerindeki etkilerinden etkilenmeyebilir. Kulkofsky, Wang, Conway, Hou, Aydin, Johnson ve Williams (2011) tarafından yapılan bir araştırmada Çin, İngiltere, ABD, Almanya ve Türkiye olmak üzere 5 ülkede flaş bellek anılarının oluşumu incelendi. ABD ve Birleşik Krallık'taki katılımcıların geneli 5 dakikalık bir sürede Almanya, Türkiye ve Çin'den daha fazla anı bildirdi. Bunun nedeni, farklı kültürlerin farklı anı arama stratejilerine sahip olmaları olabilir. Flaş bellek hatıraları açısından Çinli katılımcılar kişisel yakınlık ve olaya dahil olmakla ilgili tüm faktörlerden daha az etkilenmiştir. Ayrıca duygusal yoğunluk ve şaşkınlığın etkileri de kültürel farklılıklara göre değişiklik gösterebilir.
Cinsiyet
Cinsiyet ve flaş bellek anıları hakkında çok fazla araştırma yapılmamasına rağmen, bir çalışma flaş bellek anılarına katkıda bulunan çeşitli faktörlerin varlığı üzerinde cinsiyet etkilerinin varlığına dikkat çekmektedir.
Bu araştırma alanında yapılan bazı çalışmalar, kadınların olayların daha canlı detaylarını üretebildiklerini ve duruşmaların ortaya çıkardığı otobiyografik olayları erkeklerden daha iyi hatırlayabildiğini gösteren bulgular ortaya koymuştur. Böyle bir çalışmada katılımcılar, Clarence Thomas'ı Anayasa Mahkemesi Yargıcı olarak atayan Senato oturumlarına ilişkin flaş bellek anıları ve otobiyografik olayların hatırlanması hakkında anketler doldurmuştur (Morse, 1993). Anket dört bölümden oluşmaktadır. Birincisi, oturumun gerçekleştiği hafta sonu ile ilgili kuvvetli görüntüler hakkında sorulardan oluşmakta ve katılımcılardan 7 basamaklı ve iki kutuplu ölçekler kullanarak en canlı iki görüntüyü derecelendirmeleri istenmektedir. Ölçek "kişisel önem, hatırlanan olayın beklenmedikliği, olayın sonucu, hafızanın canlılığı ve anılan olayın duygusal yoğunluğu" olarak derecelendirilmiştir. İkinci bölümde yakın zamanda düşünülmeyen otobiyografik olaylarla ilgili sorular bulunmakta ve 7 basamaklı ölçek formatı kullanılmaktadır. Üçüncü bölüm, oturumun medyada kaç saat izlendiği veya dinlendiği ile ilgili sorulardan oluşmakta ve dördüncü bölüm bildirilen hatıraların ayrıntılarıyla ilgili sorular içermektedir. Çalışmaya 62 kadın, 31 erkek ve bir cinsiyet belirtmek istemeyen katılımcı olmak üzere toplam 94 katılımcı katılmıştır. Çalışmanın sonucunda bireylerin yarısının duruşmalarla ilişkili canlı bellek görüntüleri rapor ettiği ortaya koyulmuştur. Erkeklerdeki %33'lük oranın aksine kadınlarda görüntü bildirenlerin oranı %64'tür. Kadınların % 77'si otobiyografik bir olayı hatırlattığını bildirirken, erkeklerin sadece % 27'si böyle bir anımsama yaşadığını belirtmiştir. Birinci bölümde derecelendirilen iki anının ötesinde, kadınların ek görüntüler bildirme olasılıkları erkeklerden daha fazladır (kadınların% 24'ü ve erkeklerin% 6'sı). Kadınların kuvvetli görüntülü anılarını bildirme ve oturumların ortaya çıkardığı otobiyografik olayları hatırlama olasılığı erkeklerden önemli ölçüde daha fazlaydı, ama daha da önemlisi, bu anıların derecelendirilmesinde erkeklerden önemli ölçüde farklı değildi. Oturumlarla ilgili medya tüketimine harcanan ortalama zamanda da önemli ölçüde bir farka rastlanmamıştır.
11 Eylül saldırıları sırasında meydana gelen olaylarla ilgili olarak, toplumsal cinsiyet farklılıkları bulmaya yönelik olmasa da, büyük bir araştırma gerçekleştirildi. Bir çalışmada araştırmacılar, katılımcıların saldırılar sırasında nerede oldukları, ne yaptıkları ve benzeri detaylardan oluşan "tutarlı bir flaş bellek" oluşturmak için katılımcılara sorular sordu. 2002 yılında ankete katılanların %48'inin bu gereklilikleri yerine getirdiği ve %49'unun kadın,%47'sinin erkek olduğu tespit edilmiştir. 2003 yılında araştırmacılar, ankete katılanların %45'inin "tutarlı flaş bellek" kriterlerini karşıladığını bulmuşlardır. Bu %45' lik grubun %46'sını kadınlar, erkekler ise % 44'ünü oluşturuyordu (Conway, 2009). Söz konusu çalışmada kadınların bu olay özelinde tutarlı bir anıya sahip olmasının daha muhtemel olduğu bulundu. Bununla birlikte, olayla arada bulunan zamansal mesafe bellek tutarlılığını azaltmaktadır.
Öte yandan, ortak özelliklere sahip bir dizi saldırının flaş bellek anılarını ortaya çıkarıp çıkarmadığını bulmayı amaçlayan bir çalışmada, cinsiyet etkisinin farklı bir örüntüsü bulunmuştur. Erkekler, flaş bellek üreten olaylarının farklılığını kadınlardan önemli ölçüde daha yüksek olarak derecelendirdi. Ayrıca, erkeklerin kadınlardan belirgin şekilde çok daha fazla ayrıntıya sahip anıları vardı. Bununla birlikte, kadınlar daha yüksek oranla duygusal reaktivite belirtmiştir. Bu nedenle, flaş bellek anılarını hatırlamada erkekler ve kadınlar arasındaki önemli farklılıkları tam olarak anlamak için daha fazla araştırma yapılması önemlidir.
Flaş bellek anılarında cinsiyet farklılıklarının biyolojik nedenleri amigdala asimetrisi ile açıklanabilir. Amigdala limbik sistemin bir parçasıdır ve hafıza ve duygu ile bağlantılıdır. Bellek duygu ile zenginleşir ve çalışmalar insanların negatif bir olayı hatırlama olasılığının nötr veya pozitif olanları hatırlama olasılığından daha yüksek olduğunu göstermiştir. Amigdala üzerine yapılan incelemeler, "bir dizi pozitif veya negatif uyarana (diğer çalışma katılımcılarına göre) yanıt olarak amigdalalarında güçlü aktivasyon gerçekleşen kişiler de bu uyaranlar için (diğer çalışma katılımcılarına göre) üstün bellek gösterdiğini" ortaya çıkardı. Bu, flaş belleğin neden genellikle travmatik olayları içerdiğini açıklayabilir. Duygusal içeriği görüntülerken, araştırmalar erkeklerin amigdalalarının sağ kısmındaki aktivasyonla hafızalarını geliştirdiklerini, kadınların ise bunu amigdalanın sol tarafındaki aktivasyonla gerçekleştirdiğini göstermiştir. Cinsiyetler arasındaki amigdala aktivasyonunun fonksiyonel asimetrisine örnek olarak, lezyonlar ve beyin hasarı olan hastalar ile yapılan deneyler verilir. Vaka uyumlu lezyon yaklaşımı kullanılan bir çalışmada, "amigdalasının sağ tarafında hasar olan bir adam sosyal davranış, duygusal işleme ve kişilik ve karar almada büyük kusurlar geliştirirken, amigdalasının sol tarafında hasar olan bir adamda bu gelişimlerin olmadığı" bulundu. Söz konusu etkinin tam tersi iki kadın arasında bulundu. 12 erkek ve 12 kadının çeşitli görüntüleri (duygusal ve duygusal olmayan) sınıflandırmasını gerektiren bir deney gerçekleştirilmiştir. Deneyden üç hafta sonra bu bireylerin belleğini test eden bir devam çalışması yapıldı ve "yüksek derecede duygusal resimlerin en iyi hatırlandığı ve kadınların da bu resimleri erkeklerden daha iyi hatırladığı" ortaya çıktı. Bir çalışmada 40 hastaya ihtar uyarısını takip eden tiksindirici ve tiksindirici olmayan fotoğraflar gösterildikten sonra MRI taraması yapıldı. Bu deney, "daha önce kadınlar için sol amigdala ve erkekler için sağ amigdala ile ilgili raporlanan bellek ilişkilerindeki cinsiyet farklılıklarının, resim görüntüleme ve geciktirilmişmiş bellek sırasında ventral amigdala ile sınırlı olduğunu" bulmuştur. Lateralizasyonun hafızayı nasıl etkilediği hala belirsiz olsa da, sol amigdala aktivasyonu ve hafıza arasında sağ amigdala ve hafızanın aktivasyonundan daha etkili bir ilişki olabilir. Genel olarak konuşursak, epizodik bellek görevleri üzerine cinsiyetler arasındaki farklılıkları test eden çalışmalar "kadınların özünde sözel olan veya sözlü olarak etiketlenebilecek ögeleri hatırlama gerektiren görevlerde tutarlı bir şekilde erkeklerden daha iyi performans gösterdiğini" ortaya koymuştur (Herlitz, 2008). Buna ek olarak, kadınlar "tanıdık olmayan kokuların veya yüzlerin tanınması gibi çok az sözlü işlem gerektiren veya hiç sözlü işlem gerektirmeyen görevlerde de başarılıdır" (Herlitz, 2008). Erkekler sadece görsel-uzamsal işlem gerektiren bellek görevlerinde üstün görünmektedir. Cinsiyet farklılıkları da otobiyografik bellek araştırmalarına ilişkin literatürde çok belirgindir. "Erkeklerle karşılaştırıldığında, kadınların anımsaması daha isabetlidir ve özel olarak talep edilmediğinde anlatıları erkeklerden daha uzundur" (Aizpura, 2010). Bu cinsiyet farklılıklarını özetlemek gerekirse, hafızadaki çoğu literatür şunları göstermektedir:
"Kadınlar geçmiş deneyimlerini açıklarken erkeklerden daha fazla miktarda ve çeşitli duygu kelimeleri kullanırlar (Adams, Kuebli, Boyle ve Fivush, 1995; Bauer ve diğerleri, 2003; Fivush ve diğerleri, 2003; Hess ve diğerleri, 2000 ). Kadınlar sadece kendi duygusal durumlarına daha fazla sayıda atıfta bulunmakla kalmayıp, başkalarının duygusal durumlarına da daha fazla sayıda atıfta bulunurlar. Ayrıca, duygusal yaşam deneyimlerini anımsamaları istendiğinde, kadınlar hem olumlu hem de olumsuz kişisel deneyimlerle ilgili anılarını erkeklerden daha fazla hatırlamaktadır "(Bloise, 2007).
Hem duygusal hem de duygusal olmayan olaylarda kadınlar genel olarak erkeklerden daha iyi bellek performansına sahip gibi görünmektedir (Bloise, 2007).[]
Araştırmada bulunan cinsiyet farklılıklarının bu konuyla ilgili çözümlemesinde birçok sorun vardır. En belirgin olanı, büyük ölçüde olayların bireysel raporlama esasına bağlı olmasıdır. Bulguların doğruluğu, yanlılık soruları veya katılımcılar tarafındaki yanlış hatırlamayla ortaya çıkabilir. Bir çalışmada katılımcılar tarafından yapılan açıklamaların isabetliliğini tam olarak doğrulamanın bir yolu yoktur. Buna ek olarak, görgü tanığı belleğinin çoğu zaman yanıltıcı olabileceğine dair birçok gösterge vardır. Duygu, silah içeren bir durumda bellek performansını artırmıyor gibi görünmektedir. Yapılan bir çalışmada, görgü tanıklarının olaya bir silah dahil olduğunda failler hakkındaki ayrıntıları daha az hatırladığını bulunmuştur (Pickel, 2009). Bu durumlarda, silah odaklama etkisi olarak bilinen bir olgu kesinliğe gölge düşürür. Daha da karmaşık olan konulardan biri, insanlar üzerinde olayla ilişkili olarak ölçüm yapılan zaman dilimidir. Birçok çalışma, insanlar üzerinde olaylar sona erdikten sonra ölçüm yapılmasına kurban gitmektedir. Bu nedenle, genel olarak flaş bellek üzerine yapılan araştırmaların çoğunun yanı sıra içinde bulunan belirgin cinsiyet farklılıkları ile bir geçerlilik sorunu vardır.
İlerleme
Bazı çalışmalar, hayat değiştiren bir olay meydana geldikten hemen sonra veya olayla ilgili haberler aktarıldığında flaş bellek anılarının oluştuğunu bulmuştur. O zaman olayla ilgili ek bilgiler araştırılabilir veya öğrenilebilirse de, farklı kodlama süreçleri nedeniyle ek bilgiler genellikle bellekte kaybolur. 11 Eylül 2001 saldırıları için medyanın flaş bellek anıları üzerindeki etkilerini inceleyen daha yakın tarihli bir çalışma, ekstra bilgilerin canlı flaş bellek anılarını tutmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir. Araştırmacılar, etkinliğin hafızasının tüm katılımcılar için zamanla azaldığını bulmasına rağmen, görüntülere bakmanın katılımcıların hafızası üzerinde derin bir etkisi oldu. 11 Eylül saldırılarının görüntülerini gördüklerini söyleyenler, saldırıları duyduktan saatler sonra görüntüleri gördüklerini söyleyenlerden 6 ay sonra hemen çok daha canlı görüntüleri korudu. İkinci gruptaki katılımcılar, görüntüleri etkinlikle ilgili bildikleriyle eşlerken kodlama sorunu yaşadılar. Böylece, katılımcıların bazılarını etkinliğin daha fazla ayrıntısını hatırlamaya yönlendiren görüntüler kendileri olabilir. Grafik görüntüler, bireyin trajik bir olayın korkusu ve ölçeği ile daha fazla ilişkilendirilmesini sağlayabilir ve böylece daha ayrıntılı bir kodlama mekanizması oluşturabilir. Dahası, belki de görüntülere bakmak, bireylerin bir olay meydana geldikten aylar ve hatta yıllar sonra canlı flaş ampul anılarını korumalarına yardımcı olabilir.
Tartışma: özel mekanizma hipotezi
Özel mekanizma hipotezi son yıllarda önemli tartışmalara konu olmuştur, bazı yazarlar hipotezi desteklemekte, bazıları ise potansiyel problemleri belirtmektedir. Bu hipoteze göre bellek süreçleri, flaş bellek anılarının altında farklı mekanizmaların olduğunu varsayan farklı kategorilere bölünmüştür. Yine de birçoğu, flaş bellek anılarının basitçe bir araya getirilen çoklu, benzersiz faktörlerin ürünü olduğunu iddia etmektedir.
Destekleyen Kanıtlar
Bireylerin Reagan suikast girişimiyle ilgili anıları hakkındaki veriler özel mekanizma kuramını destekler niteliktedir. Olayın üzerinden birçok ay geçtikten sonra insanların olay üzerine doğruluğu yüksek beyanları olduğu ve çok az detayı unuttukları görülmüştür. Buna ek olarak, duygu durumu ve sözcük valansını inceleyen bir deney sonucunda bireylerin olumsuz, şok edici bir durumdayken daha fazla alakasız detayı hatırlayabildikleri bulunmuştur. Ayrıca özel mekanizma kuramını destekleyen nörolojik kanıtlar da mevcuttur. Parti organizasyonları gibi duygusal olarak nötr otobiyografik olaylar duygusal olarak harekete geçiren iki olayla kıyaslanmıştır: Prenses Diana’nın ölümü ve Rahibe Teresa’nın ölümü.Öncesinde orta temporal lob ya da frontal lob fonksiyonlarının iki olayın flaş bellek anıları üzerindeki etkisine dair bir ipucu olmamasına rağmen, duygusal olarak nötr bir otobiyografik olayın bağlamsal detaylarıyla ilgili uzun süreli bellek belirgin şekilde orta temporal lob fonksiyonlarıyla ilişkili görülmüştür. Bu sonuçlar duygusal olarak uyaran flaş bellek anılarıyla ilişkili özel bir nörobiyolojik mekanizmanın olabileceğini işaret etmektedir.
Muhalif Kanıtlar
Çalışmalar aya ilk iniş gibi şaşırtıcı olmayan ve ayrıca ardışık olmayan olayların sonucunda flaş bellek anıları olabileceğini gösterdi. Brown ve Kulik flaş bellek anılarını şok edici bir olay üzerine ilk öğrendiğimiz bilgilerin anıları olarak tanımlarken, bu tartışmalarını belleğin olayın kendisi olduğu kişisel hadiseleri de kapsayacak şekilde genişletmiştir. Basitçe söylemek gerekirse, katılımcılardan canlı, otobiyografik anılarını zihinlerinden geri çağırmalarını istemenin flaş belleğin altı özelliğini taşıyan anılar ürettiği ortaya konmuştur. Dolayısıyla böyle anıların sıradan bellek mekanizmaları olarak görülmesi önerilmiştir.
Bunun yanında, flaş bellek anılarının yeniden yapılandırıcı bir süreçte hataya, belirli bir şekilde sistematik yanlılığa müsait olduğu görülmüştür. Flaş bellek anılarının unutulmaya karşı özellikle dirençli olmadığı öne sürülmüştür. Bazı çalışmalar flaş bellek anılarının belirli bir şekilde hatasız olmadığını ama müthiş bir canlılık ve güven duygusuyla tecrübe edildiğini ileri sürmüştür. Bu sebeple flaş bellek anılarını son derece canlı otobiyografik anılar olarak tanımlamanın daha doğru olabileceği iddia edilmiştir. Sıklıkla sarsıcı kamusal olayları öğrenme anıları olmalarına karşın böyle olaylarla sınırlı değillerdir ve sarsıcı kamusal olaylarla ilgili her bellek flaş bellek oluşturmaz.
Modeller
Fotografik model
Brown ve Kulik, flaş bellek hesapları adını verdikleri ilgili sürecin ilk modeliyle birlikte flaş bellek terimini öne sürdüler. Fotografik model, bir flaş bellek hesabının uyarıcı bir olayın varlığında gerçekleşmesi için yüksek derecede şaşkınlık, sonuçsallık ve duygusal uyarılma olması gerektiğini göstermektedir. Özellikle, bir kişi bir olayı ilk duyduğunda, beklenmedik ve şaşırtıcı olma derecesi, olayı kaydetmenin ilk adımıdır. Flaş bellek hesaplarının kaydedilmesinde bir sonraki adım, belirli bir duygusal uyarılmayı tetikleyen sonuç derecesidir. Brown ve Kulik, sonucu, olay gerçekleşmemiş olsaydı birinin farklı şeyler hayal edip edemeyeceği ya da olayın bir bireyin hayatında ne gibi sonuçlar doğuracağı olarak tanımladı. Ayrıca, Brown ve Kulik, bu değişkenlerin yüksek seviyelerinin de sık sık tekrarlandığına veya gizlendiğine ("her zaman akılda") veya açık olduğuna (örneğin, başkalarıyla yapılan konuşmalarda bahsedilen) inanıyordu. Bir flaş bellek hesabının geliştirilmesinde arabuluculuk süreci olarak çalışan tekrarlama, daha güçlü çağrışımlar ve daha ayrıntılı hesaplar yaratır. Bu nedenle, flaş bellek uzun süre daha erişilebilir ve uzun süre canlı bir şekilde hatırlanır.
Kapsamlı model
Bazı araştırmacılar, daha önceki flaş bellek çalışmalarının, az sayıda milletten küçük örnek gruplarını esas almakla sınırlı olduğunu ve böylece farklı değişkenler arasındaki bellek tutarlılığının karşılaştırılmasını sınırladığını fark ettiler. Kapsamlı model, Brown ve Kulik'inkiyle benzer ancak daha büyük bir katılımcı deneyleriyle doğdu. İki model arasındaki önemli farklardan biri, Fotoğraf Modelinin flaş bellek hesaplarının geliştirilmesinde adım adım daha fazla işlem izlemesi, Kapsamlı Modelin ise değişkenler arasında birbirine bağlı bir ilişki göstermesidir. Özellikle, etkinlikle alakalı olan ilgi ve bilgi birey için kişisel önemi etkiler, bu da bireyin duygusal uyarılma seviyesini etkiler (etkileme). Dahası, önem seviyesiyle birlikte, olaya karşı bilgi ve ilgi tekrar sıklığına katkı sağlar..Bundan dolayı, yüksek düzeydeki bilgi ve ilgi yüksek tekrar sayısının yanında yüksek derecede önem ve etkiye katkıda bulunur. Son olarak, etki yaratma ve tekrar, bağlantı oluşturulmasında önemli roller oynar, böylece bireyin olayın insanlar, yer ve durumun açıklaması gibi canlı özelliklerini hatırlamasını sağlar.
Duygusal-Bütünleştirici model
Flaş belleğin duygusal bütünleştirici modeli, daha önce tartışılan iki modeli, fotoğraf modelini ve kapsamlı modeli bütünleştirir. Fotoğraf modeline benzer şekilde, duygusal-bütünleştirici Model, bir flaş bellek kaydetmeye yönelik ilk adımın, olayla ilgili bireyin şaşkınlık derecesi olduğunu belirtir. Bu şaşkınlık seviyesi, bireyin olayın önem düzeyinin (sonuçsallığı) ve bireyin duygusal tutumunun birleşmesinin bir sonucu olan duygusal bir duygu durumunu tetikler. Bireyin duygusal duygu durumu doğrudan bir flaş bellek oluşturulmasına katkıda bulunur. İlişkiyi güçlendirmek, böylece bireyin olayı canlı bir şekilde hatırlamasını sağlamak, duygusal ruh hali ve duygusal tutum, bir flaş belleğin oluşumunu belirleyen orijinal olayın hafızasını güçlendirmek için olayın belirgin tekrarına (aracı değişken) katkıda bulunur. Duygusal bütünleştirici modele göre, gelecekten beklenen olaylar için de flaş bellek oluşturulabilir. Bu durumda, flaş bellek oluşumu büyük ölçüde olayın yüksek duygusal ilişkisine ve anının tekrarına bağlıdır.
Önem temelli duygusal reaksiyonlar modeli
Bu model, kişisel sonuçların duygusal tepkilerin yoğunluğunu belirlediğini vurgulamaktadır. Bu nedenle bu sonuçlar, flaş bellek anılarının oluşumunda ve korunmasında kritik uygulayıcılardır. Bu model Marmara depremi sırasında travmatik olayların meydana gelip gelmediğine dayanmaktadır. Bu çalışmanın bulgularına göre, depremi bir bütün olarak yaşayan insanların anıları korunmuş ve zaman içinde değişmemiştir. Tekrar test sonuçları, kurban grubunun uzun süreli hatıralarının karşılaştırma grubuna göre daha eksiksiz, daha dayanıklı ve daha tutarlı olduğunu gösterdi. Bu nedenle, bu çalışmaya dayanarak, sonuçların flaş bellek anılarının oluşumunda çok büyük bir rol oynadığını vurgulayan yeni bir model oluşturulmuştur.
Travmatik anılarla karşılaştırıldığında
Daha önce tartışıldığı gibi, flaş bellek anıları son derece duygusal, şaşırtıcı olaylardan kaynaklanır. Flaş bellek anıları travmatik olaylardan farklıdır, çünkü genellikle duygusal tepki içermezler. Travmatik anılar korku veya endişe unsurları içerir. Flaş bellek anıları olumsuz duyguların bileşenlerini içerebilirken bu unsurlar genellikle yoktur.
Travmatik ve flaş bellek anıları arasında bazı benzerlikler vardır. Travmatik bir olay sırasında, yüksek uyarılma merkezi bilgiye olan ilgiyi artırabilir, bu da canlılığın ve detayın artmasına neden olabilir. Benzer bir özellik, travmatik olayların hafızasının duygusal uyaranlar tarafından artırılmasıdır. Flaş bellek anılarının doğası ile travmatik anılar arasındaki ek bir fark, olayın belleğine kodlanacak önemsiz ayrıntılar hakkında bilgi miktarıdır. Yüksek stres durumlarında, uyarılma, bağlam, konum, zaman veya diğer daha az önemli ayrıntılar gibi çevresel bilgiler için belleği azaltır. Diğer bir deyişle, flaş bellek anıları, bir kişinin nerede olduğu ve önemli veya travmatik bir olay meydana geldiğinde ne yaptıklarının tam farkındalığı olarak tanımlanır ve güçlü bir duygu ile tanımlanmaz, travmatik anılara ilgili olay hatırlandığında kaygı, korku ve panik gibi son derece olumsuz duygular eşlik eder.
Nörolojik temeller
Amigdala

Laboratuvar çalışmaları, belirli sinir sistemlerini duyguların hafıza üzerindeki etkisiyle ilişkilendirilmiştir. Türler arası araştırmalar, duygusal uyarılmanın amigdalaya bağlanan nörohormonal değişimlere yol açtığını göstermiştir. Amigdala, bölümsel hafızanın kodlanmasını, depolanmasını ve geri alınmasını düzenler. Bu anılar daha sonra, flaş bellek anılarının hatırlanmasına benzer şekilde gelişmiş bir hatırlama deneyimiyle elde edilir.Bu nedenle amigdala, genele ait duygusal olaylar için anıların kodlanmasında ve geri alınmasında önemli olabilir. Bellekte amigdalanın rolü duygusal durumda artan uyarılma ile ilişkili olduğu için, uyarılmayı etkileyen faktörler ayrıca bu anıların doğasını da etkilemeli. Flaş bellek anılarının sabitliği uyarılma tepkisiyle ilişkili kişisel faktörlere bağlı,duygusal etkileşim ve şok edici olaylara kişisel katılım gibi, zamanla değişir. Geri alma sırasında amigdalanın aktifleştirme gücünün, doğruluk artmamış olsa bile, duygusal sahneler için gelişmiş bir hatırlama deneyimi ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bellek depolaması şaşırtıcı olaylara endokrin yanıtlarla arttırılır; bir birey bir olayı ne kadar şok edici bulursa, canlı bir flaş bellek anısının oluşması daha olasıdır.
Flaş bellek anılarının oluşumunda benzersiz mekanizmaların yer alıp almadığı veya sıradan bellek süreçlerinin şok edici kamu olaylarının anılarını hesaba katmak için yeterli olup olmadığı konusunda önemli tartışmalar olmuştur. Sharot ve ark. Dünya Ticaret Merkezi'ne yakın olan bireyler için, 9/11 hatıralarının geri alınmasının, duyguların bellek üzerindeki etkisine benzersiz bir şekilde bağlı olan sinir sistemlerini meşgul ettiğini buldu. Bu duygusal hafıza devrelerinin katılımı, Brown ve Kulik'in önerdiği benzersiz limbik mekanizma ile tutarlıdır. Bununla birlikte, bunlar aynı sinir mekanizmalarıdır, ancak laboratuvarda duygusal uyaranların alınması sırasında devreye girer. Laboratuvarda ve flaş bellek anılarında sunulan duygusal sahnelerin alınması sırasında nöral yanıtların örüntüsündeki tutarlılık, flaş bellek anılarında farklı mekanizmaların yer alabilmesine rağmen, bu mekanizmaların başlatan olayların şaşırtıcı ve sonuçsal doğasına özgü olmadığını göstermektedir.
Kanıtlar, amigdalanın 9/11 olaylarının alınmasında sadece bu olayları kişisel olarak yaşayan kişiler arasında önemini gösterir. Amigdala'nın bölümsel bellek üzerindeki etkisi açıkça fizyolojik uyarılmaya bağlıdır. Her ne kadar şok edici toplumsal bir olayı sadece duymak bile uyarılmaya neden olabilse de, bu yanıtın gücü muhtemelen bireyin olaylarla ilgili kişisel deneyimine bağlı olarak değişir.
Araştırmanın eleştirisi
Flaş bellek araştırmaları, olumsuz bir değere sahip olan genele ait etkinliklere odaklanma eğilimindedir. Kaza veya travma gibi kişisel olaylarla alakalı çalışmalarda bir eksiklik vardır. Bu eksiklik, flaş bellek araştırması için gereken değişkenlerin doğasından kaynaklanmaktadır: şaşırtıcı bir olayın deneyimini yönlendirmek zordur. Bununla birlikte, olaylar üzerinde kontrol eksikliği nedeniyle flaş bellek anıları üzerinde deneyler yürütmek çok zordur. Deneysel bir çalışmada tekrar miktarını kontrol etmek çok zordur.
Ayrıca bazı araştırmalar tekrar faktörlerinin bireysel bellek üzerindeki etkisinin, kitle iletişim araçlarının farklı toplumlarda mevcut olması açısından farklı olduğunu savunuyorlar.
Ayrıca bakınız
- Hafıza
- Bellek ve travma
Kaynakça
- ^ a b c d e Brown (1977). "Flashbulb memories". Cognition. 5 (1). ss. 73-99.
- ^ Robinson-Riegler, Bridget (2012). Cognitive Psychology. Boston: Allyn & Bacon. pp. 297–299. ISBN 978-0-205-03364-5.
- ^ Conway, Martin A. (1995). Flashbulb memories (Essays in cognitive psychology). ISBN 978-0863773532.
- ^ McCloskey, Michael; Wible, Cynthia G.; Cohen, Neal J. (June 1988). "Is there a special flashbulb-memory mechanism?" (PDF). Journal of Experimental Psychology: General. 117 (2): 171–181. doi:10.1037/0096-3445.117.2.171. Archived from the original (PDF) on 2011-07-20.
- ^ Weaver, Charles A. (March 1993). "Do you need a "flash" to form a flashbulb memory?" (PDF). Journal of Experimental Psychology: General. 122: 39–46. doi:10.1037/0096-3445.122.1.39
- ^ Neisser, U. (1982). "Snapshots or benchmarks", Memory Observed: Remembering in Natural Contexts, ed. 43–48, San Francisco: Freeman
- ^ Brown, R.; Kulik, J. (1977). "Flashbulb Memories". Cognition. 5 (1): 73–99. doi:10.1016/0010-0277(77)90018-X
- ^ Cohen, N; McCloskey, M.; Wible, C. (1990). "Flashbulb memories and underlying cognitive mechanisms: Reply to Pillemer". Journal of Experimental Psychology. 119: 97–100. doi:10.1037/0096-3445.119.1.97
- ^ Er, N. (2003). "A new flashbulb memory model applied to the Marmara earthquake". Applied Cognitive Psychology. 17 (5): 503–517. doi:10.1002/acp.870
- ^ a b Sabian Fleming (22 Eylül 2019). Cognitive Psychology (İngilizce). Scientific e-Resources. ISBN .
- ^ Bohn (Nisan 2007). "Pleasantness bias in flashbulb memories: Positive and negative flashbulb memories of the fall of the Berlin Wall among East and West Germans" (PDF). Memory & Cognition. 35 (3): 565-577. 9 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Roehm Jr., Harper A.; Roehm, Michelle L. (January 2007). "Can brand encounters inspire flashbulb memories?". Psychology and Marketing. 24 (1): 25–40. doi:10.1002/mar.20151
- ^ a b Neisser, U. (1982). "Snapshots or benchmarks", Memory Observed: Remembering in Natural Contexts, ed. 43–48, San Francisco: Freeman
- ^ a b Sharot T. (2006). "How Personal experience modulates the neural circuitry of memories of September 11". Proceedings of the National Academy of Sciences. 104 (1): 389-394.
- ^ a b Schmolck, H. H., Buffalo, E. A., & Squire, L. R. (2000). "Memory distortions develop over time: Recollections of the O.J. Simpson trial verdict after 15 and 32 months". Psychological Science. 11 (1): 39-45.
- ^ a b c d e Neisser (Temmuz 1996). "Remembering the earthquake: direct experience vs. hearing the news". Memory. 4 (4). ss. 337-357.
- ^ a b Talarico (Eylül 2003). "Confidence, not consistency, characterizes flashbulb memories" (PDF). Psychological Science. 14 (5): 455-461. 11 Nisan 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "Talarico" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ Day (3 Nisan 2014). "Predicting confidence in flashbulb memories". Memory. 22 (3): 232-242.
- ^ Talarico (Temmuz 2007). "Flashbulb memories are special after all; in phenomenology, not accuracy" (PDF). Applied Cognitive Psychology. 21 (5): 557-578. 11 Nisan 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Coluccia (Şubat 2010). "Autobiographical and event memories for surprising and unsurprising events". Applied Cognitive Psychology. 24 (2): 177-199.
- ^ a b c Sharot (Aralık 2004). "How emotion enhances the feeling of remembering" (PDF). Nature Neuroscience. 7 (12). ss. 1376-1380. 9 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "Sharot T" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ Bohannon III (Temmuz 1988). "Flashbulb memories for the space shuttle disaster: A tale of two theories". Cognition. 29 (2): 179-196.
- ^ Neisser, U. & Harsh, N. (1992). "Phantom flashbulbs: False recollections of hearing the news about Challenger", Affect and Accuracy in Recall: Studies of flashbulb memories, ed. 9–31, New York: Cambridge University Press
- ^ Weaver (1993). "Do you need a "flash" to form a flashbulb memory?". Journal of Experimental Psychology. 122: 39-46.
- ^ Davidson (Haziran 2006). "Flashbulb memories for September 11th can be preserved in older adults" (PDF). Aging, Neuropsychology, and Cognition. 13 (2): 196-206. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Rubin (Şubat 1984). "Vivid memories". Cognition. 16 (1): 81-95.
- ^ Kvavilashvili (Haziran 2010). "Effects of age on phenomenology and consistency of flashbulb memories of September 11 and a staged control event". Psychology and Aging. 25 (2): 391-404.
- ^ Davidson (2002). "Is flashbulb memory a special instance of source memory? Evidence from older adults" (PDF). Memory. 10 (2): 99-111. 2 Mart 2012 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Lanciano (2012). "Type or dimension? A taxometric investigation of flashbulb memories". Memory. 20 (2): 177-188.
- ^ Curci (Nisan 2009). "Features of Autobiographical Memory: Theoretical and Empirical Issues in the Measurement of Flashbulb Memory". The Journal of General Psychology. 136 (2): 129-150.
- ^ Kvavilashvili (Kasım–Aralık 2003). "Comparing flashbulb memories of September 11 and the death of Princess Diana: Effects of time delays and nationality". Applied Cognitive Psychology. 17 (9): 1017-1031.
- ^ a b Pillemer (Şubat 1984). "Flashbulb memories of the assassination attempt on President Reagan". Cognition. 16 (1). ss. 63-80.
- ^ a b Er (Temmuz 2003). "A new flashbulb memory model applied to the Marmara earthquake" (PDF). Applied Cognitive Psychology. 17 (5): 503-517. 28 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "Wiley" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ Finkenauer (Mayıs 1998). "Flashbulb memories and the underlying mechanisms of their formation: Toward an emotional-integrative model" (PDF). Memory & Cognition. 26 (3): 516-531. 21 Nisan 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ a b Tinti (Şubat 2009). "The role of importance/consequentiality appraisal in flashbulb memory formation: The case of the death of Pope John Paul II". Applied Cognitive Psychology. 23 (2): 236-253.
- ^ Brewer, W. (1988) "Memory for randomly sampled autiobiographical events." In U. Neisser & E. Winograd (Eds.), Remembering reconsidered: Ecological and traditional approaches to the study of memory, 21–90. New York: Cambridge University Press
- ^ Edery-Halpern (2004). "Distinctiveness in flashbulb memory: Comparative analysis of five terrorist attacks". Memory. 12 (2): 147-157.
- ^ Bohannon III (Aralık 2007). "The effects of affect and input source on flashbulb memories". Applied Cognitive Psychology. 21 (8): 1023-1036.
- ^ Nominated by Pär Anders Granhag - Deputy Editor in Chief (Ocak 2011). "From the archive: 'Crashing memories and the problem of 'source monitoring by H. F. M. Crombag, W. A. Wagenaar, & P. J. van Koppen (1996). Applied Cognitive Psychology, 10, 95-104 with commentary". Applied Cognitive Psychology (İngilizce). 25 (S1): S91-S101.
- ^ Cohen (1993). "Flashbulb memories in older adults". Psychology and Aging. 9 (3): 454-63.
- ^ Kvavilashili (2010). "Effects of age on phenomenology and consistency of flashbulb memories of September 11 and a staged control event". Psychology and Aging. 25 (2): 391-404.
- ^ Conway (2009). "FLashbulb memory for 11 September 2001". Applied Cognitive Psychology. 23 (5): 605-23.
- ^ Denver (2010). "Recent versus remote: Flashbulb memory for 9/11 and self-selected events from the reminiscence bump". The International Journal of Aging & Human Development. 70 (4): 275-297.
- ^ a b Kulkofsky (2011). "Cultural variation in the correlates of flashbulb memories: An investigation in five countries". Memory. 19 (3): 233-240.
- ^ Morse (Ağustos 1993). "Gender Differences in Flashbulb Memories Elicited by the Clarence Thomas Hearings". The Journal of Social Psychology. 133 (4): 453-458.
- ^ Conway (Temmuz 2009). "Flashbulb memory for 11 September 2001" (PDF). Applied Cognitive Psychology. 23 (5): 605-623. 25 Nisan 2012 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 15 Şubat 2013.
- ^ Edery‐Halpern (Mart 2004). "Distinctiveness in flashbulb memory: Comparative analysis of five terrorist attacks". Memory. 12 (2): 147-157.
- ^ Kensinger (Ağustos 2007). "Negative Emotion Enhances Memory Accuracy: Behavioral and Neuroimaging Evidence" (PDF). Current Directions in Psychological Science. 16 (4): 213-218. 12 Nisan 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Tranel (Haziran 2009). "Sex-related functional asymmetry of the amygdala: Preliminary evidence using a case-matched lesion approach". Neurocase. 15 (3): 217-234.
- ^ Van Stegeren (Ocak 2009). "Imaging stress effects on memory: A review of neuroimaging studies". Canadian Journal of Psychiatry. 54 (1): 16-27.
- ^ MacKiewicz (Eylül 2006). "The effect of anticipation and the specificity of sex differences for amygdala and hippocampus function in emotional memory". Proceedings of the National Academy of Sciences. 103 (38): 14200-14205.
- ^ Herlitz (Şubat 2008). "Sex Differences in Episodic Memory" (PDF). Current Directions in Psychological Science. 17 (1): 52-56. 27 Şubat 2012 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 18 Şubat 2013.
- ^ a b Bloise (Şubat 2007). "Memory for emotional and neutral information: Gender and individual differences in emotional sensitivity" (PDF). Memory. 15 (2): 192-204. 19 Mart 2013 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 18 Şubat 2013. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: ":0" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ Pickel (Ağustos 2009). "The weapon focus effect on memory for female versus male perpetrators". Memory. 17 (6): 664-678.
- ^ Schaefer (2011). "TV or not TV? Does the immediacy of viewing images of a momentous news event affect the quality and stability of flashbulb memories". Memory. 19 (3): 251-266.
- ^ Pillemer (1990). "Clarifying flashbulb memory concept: Comment on McCloskey, Wible, and Cohen (1988)". Journal of Experimental Psychology: General. 119 (1): 92-96.
- ^ Pillemer, David B. (Şubat 1984). "Flashbulb memories of the assassination attempt on President Reagan". Cognition. 16 (1). ss. 63-80. doi:10.1016/0010-0277(84)90036-2. (PMID) 6540649.
- ^ Lanciano, T.; Curci, A.; Semin, G. R. (2010). "The emotional and reconstructive determinants of emotional memories: An experimental approach to flashbulb memory investigation". Memory. 18 (5). ss. 473-485. doi:10.1080/09658211003762076. (PMID) 20419556.
- ^ Davidson, Patrick S. R.; Glisky, Elizabeth L. (2002). "Is flashbulb memory a special instance of source memory? Evidence from older adults" (PDF). Memory. 10 (2). ss. 99-111. doi:10.1080/09658210143000227. (PMID) 11798440. 2 Mart 2012 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Winograd, Eugene; Killinger, William A. (Eylül 1983). "Relating age at encoding in early childhood to adult recall: Development of flashbulb memories". Journal of Experimental Psychology: General. 112 (3). ss. 413-432. doi:10.1037/0096-3445.112.3.413.
- ^ Rubin, David C.; Kozin, Marc (Şubat 1984). "Vivid memories". Cognition. 16 (1). ss. 81-95. doi:10.1016/0010-0277(84)90037-4. (PMID) 6540650.
- ^ McCloskey, Michael; Wible, Cynthia G.; Cohen, Neal J. (Haziran 1988). (PDF). Journal of Experimental Psychology: General. 117 (2). ss. 171-181. doi:10.1037/0096-3445.117.2.171. 20 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Wright, D. B. (1993). "Recall of the Hillsborough disaster over time: Systematic biases of 'flashbulb' memories". Applied Cognitive Psychology. 7 (2). ss. 129-138. doi:10.1002/acp.2350070205.
- ^ Neisser, U. & Harsch, N. (1992) in Affect and Accuracy in Recall: Studies of "Flashbulb" Memories, eds Winograd, E., Neisser, U (Cambridge University Press, New York), pp 9–32.
- ^ a b Neisser, U.; Winograd, E.; Bergman, E. T.; Schreiber, C. A.; Palmer, S. E.; Weldon, M. S. (Temmuz 1996). "Remembering the earthquake: direct experience vs. hearing the news". Memory. 4 (4). ss. 337-357. doi:10.1080/096582196388898. (PMID) 8817459.
- ^ a b Talarico, J. M.; Rubin, D. C. (Eylül 2003). "Confidence, not consistency, characterizes flashbulb memories" (PDF). Psychological Science. 14 (5). ss. 455-461. doi:10.1111/1467-9280.02453. hdl:10161/10118
. JSTOR 40064167. (PMID) 12930476. 11 Nisan 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Larsen, S. F. (1992). "Affect and Accuracy in Recall: Studies of Flashbulb Memories", eds Winograd, E., Neisser, U. 43–48, Cambridge University Press, New York
- ^ Conway (Mayıs 1994). "The formation of flashbulb memories". Memory & Cognition. 22 (3). ss. 326-343.
- ^ Dolcos (2005). "Remembering one year later: Role of the amygdala and the medial temporal lobe memory system in retrieving emotional memories" (PDF). Proceedings of the National Academy of Sciences. 102 (7). ss. 2626-2631.
- ^ Dolcos (Haziran 2004). "Interaction between the amygdala and the medial temporal lobe memory system predicts better memory for emotional events" (PDF). Neuron. 42 (5). ss. 855-863. 23 Ocak 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Dolan (Mart 2000). "Dissociable temporal lobe activations during emotional episodic memory retrieval" (PDF). NeuroImage. 11 (3). ss. 203-209. 9 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Smith (Eylül–Ekim 2005). "Modulation of retrieval processing reflects accuracy of emotional source memory" (PDF). Learning & Memory. 12 (5). ss. 472-479. 23 Ocak 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ a b McGaugh (Temmuz 2004). "The amygdala modulates the consolidation of memories of emotionally arousing experiences". Annual Review of Neuroscience. 27 (1). ss. 1-28.
- ^ Schmolck (Ocak 2000). "Memory Distortions Develop over Time: Recollections of the O.J. Simpson Trial Verdict After 15 and 32 Months" (PDF). Psychological Science. 11 (1). ss. 39-45. 23 Ocak 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Olivier Luminet; Antonietta Curci (24 Kasım 2008). Flashbulb Memories (İngilizce). Taylor & Francis. ISBN .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde boyut olarak asiri derecede uzundur Lutfen tartisma sayfasinda goruslerinizi bildirin ve maddenin ozetlenmesine veya ayri maddeler halinde alt basliklara bolunmesine yardimci olun Lutfen goruslerinizi tartisma sayfasinda belirtiniz Flas bellek duygusal olarak uyarici bir anin veya olaylarin detaylandirilmis ve son derece can alici parcalarinin enstantene resmidir Flas bellek terimi saskinlik uyandiran gelisiguzel aydinlanmalar detay goruntunun ozu gibi kelimeleri akla getirir Bununla beraber flas bellekler bir parca gelisiguzel ve tamamlanmisliktan da uzaktir Insanlar genellikle hatiralarindan bir hayli emin de olsalar arastirmalar bu hatiralarin bircok detayinin unutuldugunu gostermektedir Flas bellekler otobiyografik belleklerin bir turudur Bazi arastirmacilar flas belleklerin diger otobiyografik belleklerden ayri tutulmasi icin bir sebep olmadigini savunmaktadirlar cunku flas bellekler kisi icin onemli olan elementlere onemlilige duyguya ve surprize dayanir Bu arastirmacilar siradan anilarin bile yeterli ayirt ediciligi ve kisisel onemi oldugu surece ya da yeterince tekrar edildigi surece dogrulugunu ve uzun sure hatirlanabildigini savunmaktadir Flas belleklerin alti karakteristik ozelligi vardir mekan devam eden eylem muhbir kendi etkisi diger etki ve sonrasi Tartismali bir sekilde bir flas bellegin temel belirleyicileri yuksek bir heyecan seviyesi yuksek bir sonuc duzeyi ve belki de duygusal uyarilmadir Gecmise genel bakisFlas bellek terimi Brown ve Kulik tarafindan 1977 de ortaya atilmistir Ayni zamanda sasirma ve onemlilik derecesinin kritik seviyeyi asmasiyla tetiklenen kisinin etrafinda gerceklesen olaylarin detaylarini kalici olarak kaydeden ayricalikli biyolojik bellegin varligini one suren ozel mekanizma hipotezini de ortaya atmislardir Ayni zamanda Brown ve Kulik flas bellek anilarinin kalici olmasina ragmen her zaman uzun sureli bellekten erisilemeyecegine inanmislardir Ozel flas bellek mekanizmasi hipotezi flas bellek anilarinin bazi hususi karakteristikleriyle siradan bellek mekanizmasindan ayrildigini savunur Ozel mekanizma tarafindan olusturulan gostergeler detayli tutarli canli ve unutulmaya dayaniklidir Ayni zamanda flas bellek teriminin baslica ozellikleri Brown ve Kulik terimi ortaya attigindan beri tartismalidir Yillar icerisinde dort adet flas bellek modeli ortaya cikmistir fotografik model kapsamli model duyusal butunleyici model ve onem temelli model Modellerin gecerliligini test etmek uzere cesitli arastirmalar ya yapilmistir Pozitif ve negatif flas bellekHem pozitif hem de negatif olaylarin flas bellekte anilar uretmesi mumkundur Durum olumlu bir olay olarak goruldugunde bireyler bu olayi daha yuksek oranda yeniden yasamaya ve duyusal goruntuler olusturmaya baslar ayrica yasanilan durumla iliskili daha fazla canli bilgiye sahip olurlar Bireyler bu olumlu olaylari kimlikleri ve yasam oykuleri icin yapi tasi olarak gorurler bu da olayin tekrariyla sonuclanir dolayisiyla aninin hafizaya kaydi daha oznel bir netlik tasir Pozitif flas bellek anilariyla karsilastirildiginda bir kisi tarafindan negatif olarak gorulen olaylarin daha ayrintili daha korunumlu isleme stratejileriyle kullanildigi gorulmustur Negatif flas bellek anilari bir kisinin hatirlamaktan kacindigi anilari tekrar yasattigi icin bir hayli olumsuz karsilanir Bu kacinma duyusal yogunluktaki hatiranin azalmasina yol acabilir Negatif flas bellek deneyimi yasayan kisinin anisi kendisiyle beraber yogunlugu azalmis olculu bir sekilde kalir Negatif flas bellek anilari daha da fazla sonuc dogurabilmektedir Flas bellek anilari pozitif veya negatif bir olaya gerek duymadan da uretilebilir Arastirmalar flas bellek anilarinin bir cesit tursel etkilesimden kaynaklanabilecegini gostermektedir Buna gore iki tur birlikte tanimsal flas bellek tanimini uretmistir ama bu turler bir hayli birbirlerinden farklilasmis olup bildigimiz flas bellek anisi uretemez Bu flas etiketli bellekler geleneksel flas bellekler gibi keskinligine guclulugune canliligina ve yogunluguna gore algilanir YontemlerFlas bellek anilari uzerine yapilan arastirmalar genellikle ortak bir yontemi paylasir Tipik olarak arastirmacilar sok edici toplumsal olaydan hemen sonra arastirmalarini yuruturler Katilimcilar ilk olarak olaydan sonraki ilk birkac gun icinde test edilir ve olaya iliskin kisisel deneyimlerine ait ayrintilar ve kosullar hakkinda anket veya mulakat yoluyla sorulari yanitlar Daha sonra katilimci gruplari ikinci kez test edilir ornegin alti ay bir yil veya 18 ay sonra Genellikle katilimcilar gruplara ayrilir her grup farkli araliklarla test edilir Bu yontem arastirmacilarin bellek bozulma hizini flas belleklerin icerigini ve dogrulugunu gozlemlemesine olanak saglar DogrulukBircok kisi kim flas bellek anilarinin bellekte ayri bir kategoriye sahip olacak kadar dogruluk tasidigini dusunmuyor Bu baglamda flas bellek anilariyla ilgili bir diger onemli husus ise bunun anilarin gunluk anilar gibi bozulmaya ugrayabilecegidir Ayrica flas bellek anilarinin gunluk bellekte yer tutan anilar kadar onem tasiyip tasimadigi da sorgulanmaktadir Bircok arastirma flas bellek anilarinin ozellikle dogruluk tasimadigini ancak buyuk bir canlilik ve ozguvenle hatirlandigini ortaya cikarmistir 12 Eylul 2001 de yapilan bir calismada 54 Duke Universitesi ogrencisi bir teror saldirisini ve yakin zamanda gerceklesen gunluk bir olayin bellekteki yerine dair arastirilmaya tabii tutulmustur Sonra ogrenciler yeniden test edilmek uzere 7 42 ya da 224 gun sonra tekrar cagirilmislardir Sonuclar flas bellek anilarinin ya da gunluk hatiralarin tutarli ya da tutarsiz ayrintilarinin hatirlanmasinda bellekte buyuk bir fark gorulmemekle birlikte zamanla azaldigi tespit edilmistir Ancak canlilik hatira ve inanctaki dogruluk orani sadece gunluk hatiralarda azalmistir Bu bulgular flas bellek anilarinin genel dogruluk kapsaminda degil ancak sadece algilanan dogruluga hususi oldugu iddialarini guclendirmektedir Bircok arastirmaci flas bellek anilarinin dogrulugunu sorgulasa da problem aranacak asil yer olaylarin zihinde tekrarlanmasidir Anilardaki hatalarin asil sebebi olaylarin tekrar anlatilip tekrar yasanirken bellekte yer edinmeleridir Flas bellek anilari yalnizca bir kez gerceklestigi icin ayni olaya tekrar maruz kalma veya olayi duzeltme gibi bir olanak yoktur Ayni zamanda bellekte erken olusturulan hatalarin kaliciligi daha olasidir Bircok kisi Flas bellek anilarini olusturan olaylari cok onemli ve asla unutulmamasi istenen olaylar olarak gorur bu da flas bellek anilarinin yuksek duzeyde dogru sayilmasina sebep olabilir Bir flas bellek anisi olusturmanin en onemli yani carpici haberlerin isitildigi an gerceklesen seyler degil haberleri duyduktan sonra gerceklesen olaylardir Tekrarlama ve yeniden yasama gibi kodlama sonrasi faktorlerin rolu olayin gerceklestikten sonra hatirlanmasindaki artisi anlamaya calisirken onemlidir Bu tur arastirmalar flas bellek anilarinin olagan anilardan daha dogru olmasinin nedenlerini belirlemeye odaklanmaktadir Bir olayin oneminin ilgili sonuclarin ne kadar farkli oldugu olaya kisisel katilimin ve yakinligin flas bellek anilarinin hatirlanmasinin dogrulugunu arttirdigi belgelenmistir Zaman icinde tutarlilik Flas bellek anilarinin zaman icinde tutarliligi cokca sorgulanmistir Challenger Uzay Mekigi patlamasi sonrasinda flas bellek anilarinin toplanmasi uzerine yapilan bir arastirmada biri patlamaya yakin digeri patlamadan sekiz ay sonra olmak uzere iki bagimsiz grup olusturulmustur Patlamadan sekiz ay sonrayi kapsayan grupta cok az denekte flas bellek anisi bulunuyordu Arastirmacilar yalnizca haberin kaynagini devam eden faaliyeti ve yeri hatirlayabilen katilimcilari goz onune aldiginda 35 ten daha azinin ayrintili anilara sahip oldugunu bildirdi Katilimcilarin Challenger Uzay Mekigi patlamasiyla ilgili anilarini inceleyen bir baska calismada katilimcilarin olayla ilgili anilari konusunda oldukca emin olmalarina ragmen olaylarin gerceklesmesinden uc yil sonra bu anilarinin cok dogru olmadigi bulundu OJ Simpson cinayet davasi uzerinde yapilan ucuncu bir calismada katilimcilarin anilarina olan guveni guclu kalmasina ragmen olaydan 15 ay sonra anilarinin dogrulugunun azaldigi ve olaydan 32 ay sonra da dogruluk oraninin azalmaya devam ettigini buldu Flas bellek anilarin dogrulugu zamanla azalirken bu anilarin dogruluguna olan guvenin zamanla sabit oldugu gorulmektedir Irak taki bombalama ve tam tersi siradan bir olay uzerinde yapilan bir arastirmada bir yillik periyot icerisinde anilarin dogrulugunda bir degisme gozlemlenmemistir ancak katilimcilar Irak bombardimanini hatirlarken dogruluk payinin ayni kalmasina ragmen siradan olaylarla kiyaslandiginda anilarina duyduklari guvenin daha fazla oldugu bulunmustur Benzer sekilde 11 Eylul Dunya Ticaret Merkezi saldirisi icin hatiralar gunluk hatiralarla eslendiginde arastirmacilar bir yil sonra 11 Eylul saldirisinin ilk ve sonraki hatirlamalari arasinda yuksek ve pozitif bir korelasyon oldugunu saptadilar Bu dusuk korelasyonlu gunluk hatiralara kiyasla iyi bir hatirlanma payi birakir Katilimcilar ayrica aninin hatirlanmasindan bellege kodlanma zamanina gore daha fazla guven duymuslardir Otobiyografik hafiza ile iliskisi Bazi calismalar flas bellek anilarinin diger ani turlerinden daha dogru olmadigini gostermektedir Lise mezuniyetinin veya erken duygusal deneyimlerin anilarinin da flas bellek anilari kadar canli ve net olabilecegi bildirilmistir Bir arastirmaya gore lisans ogrencileri en canli uc otobiyografik hatiralarini kaydettiler Ve uretilen anilarin neredeyse tamami kisisel oneme sahip olmakla beraber ulusal onem bakimindan dusuk olarak degerlendirildi Bu anilar kisilerin belleklerinde ulusal oneme sahip olaylar ile ayni onem ve hayret seviyesi tasimaktaydi Bu durum flas bellek anilarinin sadece daha canli ve parlak anilarin bir alt kumesi olabilecegini ve belki de daha genel bir fenomenin sonucu olabilecegini gosterir Flas bellek anilarina ve kontrol anilarina denetleme anilari flas bellek olmayan anilara bakildiginda flas bellek anilarinin tesadufen kisinin hafizasina kodlandigi gozlemlenirken istenirse flas bellek anisi olmayan bir olayin kisinin hafizasinda ozel olarak kodlanabilecegi gozlemlenmistir Bu tur anilarin her ikisi de bellege eslik eden canliliga sahiptir ancak flas bellek anilarinda canliligin zaman icinde azalmis olan kontrol anilarina kiyasla cok daha yuksek oldugu ve aslinda azalmadigi bulunmustur Flas bellek hatiralari her zaman kisinin gunluk yasam olaylarinin hafizasi olan bir tur otobiyografik hafiza olarak siniflandirilmistir Bir parti veya barbeku gibi duygusal olarak notr otobiyografik olaylar flas bellek hatiralari olarak siniflandirilan duygusal olarak uyandiran olaylarla tam tersi bir iliskidedir Tarafsiz otobiyografik olaylarin bellekteki yeri Prenses Diana nin olumu ve Rahibe Teresa nin olumu gibi duygusal olarak uyandirici olaylar kadar kesinlik icermemektedir Bu nedenle flas bellek anilari gunluk otobiyografik olaylara olayla daha dogru bir sekilde hatirlanir Bazi durumlarda flas bellek ve gunluk olaylarin olusturdugu bellegin dogrulugu azaldigindan tutarlilik bakimindan pek bir fark tasimamaktadir Bununla birlikte canlilik hatirlama ve bellegin dogruluguna olan inanc oranlarinin flas bellek anilarinda degil sadece gunluk anilarda azaldigi belgelenmistir Bir flas bellegin gizli yapisi taksonludur ve flas bellek olmayan belleklerden niteliksel olarak farklidir Bununla beraber Flas bellek ozellikleri uzerinde o anilari uretebilen insanlari uretemeyenlerden ayirabilen optimal kesme noktalarinin oldugu ileri surulmustur Bu flas bellek anilarinin olaya ozgu duyusal algisal detaylarin hatirlanmasi ve bilinen diger otobiyografik hafizalardan cok farkli oldugu fikrini takip eder Buna gore siradan anilar tum otobiyografik bilgi seviyelerini iceren boyutsal bir yapi gosterirken flas bellek anilari otobiyografik bilginin daha yogun bir sekilde butunlesmis bir bolgesinden geliyor gibi gorunmektedir Diger bir husus ise flas bellekler ve flas olmayan bellekler de sadece nicel olarak degil niteliksel olarak da farklilik gostermesidir Flas bellek anilari bir otobiyografik hafiza olarak kabul edilir ancak siradan hafizanin semantik bir hatirlama bicimi oldugu yer olan episodik bellegin aktivasyonunu icerir Bir otobiyografik hatirlama bicimi olan flas bellek hafizalari hafizanin yeniden yapilandirici surecleri tarafindan derinden belirlenir ve tipki diger herhangi bir hafiza bicimi gibi curumeye egilimlidir Olayin Onemi Brown ve Kulik flas bellek olusumunda olayin oneminin kritik bir degisken oldugunu vurguladilar Brown ve Kulik tarafindan yapilan bir calismada haberlerde bulunan ve katilimcilarin bazilari icin onemli bazilari icinse oldukca onemsiz olabilecek olaylar secildi Bu calismaya gore bir olay bir grup icin onemli oldugu zaman yuksek oranda flas bellek ile de iliskiliydi Ayni olay diger grup tarafindan dusuk oneme sahip olarak goruldugunde ise daha dusuk oranda flas bellek iliskisi bulundu Kisisel olarak onemli olaylarin tekrar anlatilmasi veya tekrarlanmasi flas bellek anilarinin dogrulugunu da artirir Bu olaylar anlamli olmayan olaylardan daha sik bir sekilde tekrarlanma egilimindedirler Loma Prieta depreminin flas bellek anilari uzerinde yapilan bir calisma kisisel hikayelerini tekrar tekrar tartisan ve baskalariyla karsilastiran kisilerin olayi nasil duyduklarini konusmak icin nedeni olmayan Atlanta katilimcilarina kiyasla olayi daha iyi hatirladiklarini gosterdi Bu nedenle kisisel olarak onemli olaylarin tekrar anlatimi dogru flas bellek anilari olusturmada onemli bir etkendir Bir olayin kisisel oneminin flas bellek anilarinin olusmasinda guclu bir yordayici ve on gosterge oldugunu gosteren baska kanitlar da vardir Ingiltere basbakani Margaret Thatcher in istifasinin flas bellekteki etkisi uzerine yapilan bir calismada Birlesik Kralliktaki cogu katilimcinin istifadan yaklasik bir yil sonra flas bellek anilarina sahip oldugunu bulundu Olaya dair hafiza raporlari olay ayrintilarinin kendiliginden dogru ve tam olarak hatirlanmasiyla olusturuldu Bunun aksine Birlesik Krallik disindaki az sayida kisinin istifadan bir yil sonra flas bellek anilari vardi Bu gruptaki hafiza raporlari ise unutma ve yeniden kurgulanma sirasindaki hatalarla duzenlendi Sonuc olarak Margaret Thatcher in istifasi ile ilgili flas bellek anilari olayin kisiler icin onem seviyesiyle dogrudan iliskilendirildi Prenses Diana nin olumu cok onemli ve sasirtici bir olaydi Dunyanin her yerindeki insanlari oldukca etkiledi Eger dogruluk acisindan bakacak olursak olayin onemi bireyin flas bellek anisinin ne kadar dogru oldugu ile ilgili olabilir Raporlara gore Ingiliz katilimcilar arasinda etkinlikten sonra 4 yil boyunca hicbir unutmanin gerceklesmedigini tespit edildi Son derece sasirtici ve bir kisi icin son derece onemli olarak degerlendirilen olaylar hafizada daha uzun sure korunabilir ve olayi onemli olarak nitelendirmeyen kisilerle karsilastirilinca yeni yasanmis bir olay kadar iyi bir sekilde hatirlanabilir Bir olayin bir birey uzerinde guclu bir etkisi varsa bu olayla ilgili anilarin daha uzun sure saklandigi gorulur Sonucsallik Olayin algilanan sonucsalligindan cok ilk anda verilen duygusal tepkinin yogunlugunun flas bellek uzerindeki belirleyici etken oldugu one surulmustur Amerika Birlesik Devletleri Baskan i Reagan a 1981 yilinda yapilan suikast girisiminin flas bellek anilari incelendigi zaman katilimcilarin olaydan yedi ay sonra bile dogru flas bellek anilarina sahip olduklari goruldu Katilimcilar dusuk sonucsallik derecelendirmelerine ragmen flas bellek bildirmislerdir Bu calismada flas bellek olusturan bir olaya dahil olmanin olayin dogrulugunu nasil etkilendigi degil sadece flas bellek aniyi ogrenmenin sonucu degerlendirildi Bu nedenle bazi insanlar yaralanmanin boyutundan emin degildi ve cogu sadece olayin muhtemel sonuclari tahmin edebiliyordu Iki farkli flas bellek modeli bir olayin sonuclarinin olaya karsi verilecek duygusal tepkinin yogunlugunu belirledigini belirtmistir Onem Odakli Duygusal Tepkiler Modeli kisisel sonuclarin duygusal tepkilerin yogunlugunu belirledigini gosterir Bir olayin sonucu flas bellek olusumunda ve korunmasinda onemli bir degiskendir Bu onermeler Marmara depreminin flas bellek anilarina dayanmaktadir Duygusal Butunlestirici model olarak adlandirilan diger flas bellek modeli hem kisisel onem hem de sonucsalligin kisinin duygusal durumunun yogunlugunu belirledigini iddia etmektedir Genel olarak flas bellek uzerine yapilan arastirmalarin cogu bir olayin sonuclarinin flas ampul anilarinin dogrulugunda anahtar rol oynadigini gostermektedir Papa 2 John Paul un olumu surpriz degildi ancak etkilenen bireylerde hala flas bellek anilarinin oldugu bulundu Bu duygu ve olay hafizasi arasinda dogrudan bir baglanti gosterir ve tutumun bir olayin onemini ve sonucsalligini belirlemede nasil onemli bir faktor olabilecegini vurgular Onemi ve sonucsalligi yuksek olan olaylar flas bellek anilarinin daha canli ve uzun omurlu olmasina yol acar Olayin Ayirt Ediciligi Bazi deneyimler benzersiz ve farkliyken digerleri tanidik siradan veya daha once olanlarla benzerdir Bir olayin ayirt edici ozelligi flas bellek anilarinin dogrulugunu saglayan ana etken olarak kabul edilmistir Dikkat cekici derecede dogru olarak belgelenmis flas bellekler gunluk anilara kiyasla benzersiz ve farklidir Bir olayin benzersizliginin bu olayin daha sonra ne kadar iyi hatirlanacaginin en iyi genel yordayicisi oldugu bulunmustur Rastgele orneklenmis kisisel olaylar uzerinde yapilan bir calismada katilimcilardan rastgele bir sekilde cagri cihazi tasimalari istendi Cagri cihazi her ottugu zaman katilimcilar nerede olduklarini ne yaptiklarini ve ne dusunduklerini kaydettiler Haftalar veya aylar sonra katilimcilarin anilari test edildi Arastirmacilar eylemin hatirlanmasinin buyuk olcude olayin benzersizligine bagli oldugunu buldular Ayirt edicilik ve flas bellek ile ilgili calismalarda da benzer sonuclar bulunmustur flas bellek anilari olusturan olaylarla ozellikle cesitli teror saldirilari ayirt edicilik olaya verilen kisisel onem orijinallik ve duygusallik arasinda yuksek oranda bir iliski vardir Ayrica bir kisinin anlamli bir olay sirasinda ayirt edici bir deneyimi varsa olayi yeniden hatirlama sirasindaki dogrulugun artacagi da belgelenmistir 1989 Loma Prieta depremi sirasinda deprem aninda ayirt edici bir deneyim yasayan katilimcilarin olayi daha dogru bir sekilde hatirladiklari ve ayni zamanda genellikle bu kisilerin deprem aninda yaptiklari faaliyetlerde onemli bir aksama yasadiklari belgelenmistir Olaya Dahil Olma ve Yakinlik Santa Cruz un tarihi Pasifik Bahcesi Alisveris Merkezi 1989 Loma Prieta depremi sirasinda ciddi hasar gordu Bir flas bellek olayina dahil olan kisilerin etkinlige katilmayan insanlara kiyasla daha dogru hatirlamaya sahip olduklari belgelenmistir Turkiye de Marmara depremini yasayanlarin hatiralarinin olayla dogrudan alakasi olmayan insanlardan daha dogru oldugu gozlemlenmistir Bu calismada deprem magduru toplulugun cogunun olay hakkinda belirli detaylari hatirlamada depremden dogrudan etkilenmeyen ve haberler sayesinde bilgisi olan insanlardan daha iyi oldugu gorulmustur Baska bir calismada California da meydana gelen depremle ilginli Californialilarin ve Atlantalilarin anilari karsilastirildi Sonuclar depreme direkt dahil olan insanlarin olayi daha iyi hatirladiklarini gosterdi Kaliforniyalilarin olayi hatirlama sikligi etkilenen bolgede akrabalari olan Atlantalilar disinda cok daha yuksekti Papa 2 John Paul un olumu Katolik kilisesine dinen daha cok bagli olan insanlar arasinda daha fazla flas bellek olusturdu Bir kisi bir dine sehre veya gruba ne kadar dahil olursa olaya dair daha fazla onem ve sonuc rapor edilir Daha fazla duygu gosterilir bu da daha tutarli bir flas bellek ile sonuclanir 11 Eylul 2001 saldirilari uzerinde yapilan bir arastirma olaya yakinligin flas bellek anilarinin hatirlanmasinda ol oynadigini gostermektedir Terorist saldirilarindan uc yil sonra katilimcilardan 11 Eylul anilarinin yani sira 2001 yilindan kisisel olarak secilen anilarini yeniden hatirlamalari istendi Saldirilar sirasinda bazi katilimcilar Dunya Ticaret Merkezi ne daha yakin olan Manhattan in merkezinde bazilari ise birkac kilometre uzakliktaki Midtown daydi Sehir merkezine daha yakin olan katilimcilar Midtown katilimcilarina gore daha fazla duygusal oneme sahip detayli anilar hatirladilar Yalnizca Manhattan katilimcilarina bakarsak 9 Eylul anilarinin yeniden hatirlanmasi sonucu deneyimleri hatirlama becerisi Dunya Ticaret Merkezi ne iki mil uzakliktaki katilimcilarda Washington Meydani tarafinda 4 5 mil uzak katilimcilara gore Empire State Binasi tarafinda daha iyi hale geldi Sadece 11 Eylul de Manhattan da bulunan katilimcilara odaklanirsak Dunya Ticaret Merkezi ne daha yakin olanlarin hatirlamalari daha uzakta olanlara gore daha canliydi Sehir merkezindeki katilimcilar olayi anlatirken gorduklerinden duyduklarindan ve hatta kokulardan bahsettiler Ulusal bir olaya dahil olmak ya da yakinlik anilarin dogrulugunun daha yuksek olmasini aciklayabilir cunku boyle bir olayin dahil olan kisi icin daha onemli sonuclari olur sevilen bir kisinin kaybi gibi Bu onemli sonuclar ya da kayiplar beyinde daha fazla duygusal hareketlilik yaratabilir Beyindeki bu duygusal hareketliligin flas bellek anilarinin hatirlanmasinda rol oynadigi gosterilmistir Bilginin Kaynagi Bir olay hakkindaki bilgi kaynagina bakarken haberleri medyadan veya baska bir kisiden duymak kisinin tepkisinde bir fark yaratmaz bunun yerine bellegine kodlanan bilgi turunde bir fark yaratir Medyadan haberleri dinlerken olay hakkindaki gerceklerin islenme surecinde hissedilen yuksek seviyede uyarilma sonucu olaylar hakkinda daha fazla detay hatirlanir Bunun aksine olaylari baska bir kisiden duyarken kisisel tepkiler ve durumlar hatirlanmaya daha yatkindir Ayrica kaynak izleme sorunu flas bellek anilarinin hatirlanmasinda hatalara yol acar Zamanla yeni bilgilerle karsilasilir ve diger kaynaklardan gelen bu onemli olay bellekte depolanmis olan bilgilerin yerine gecebilir veya bunlara eklenebilir Medyada ve bireyler arasinda haberlerin tekrarlanisi flas bellek anilarini bilgi kaynagini yanlis hatirlamaya daha elverisli hale getirir boylece olayin gercek ayrintilarinin daha az hatirlanmasina yol acar Hollandali arastirmacilar tarafindan yapilan bir calismada katilimcilara El Al Boeing 747 ucaginin Amsterdam da bulunan binalara carptigi olay soruldu Kazadan 10 ay sonra katilimcilara ucagin binaya carptigi televizyon filmini izlediklerini hatirlayip hatirlamadiklari soruldu Sonuclara gore katilimcilarin 60 indan fazlasi olayla ilgili bir televizyon filmi olmamasina ragmen kazayi televizyonda gorduklerini soylediler Televizyonda gordugunu soyleyen katilimcilara kazanin ayrintilari hakkinda sorular sorulmus ve bazilari kesinlikle yanlis bir bilgi olarak yanginin kazadan hemen sonra basladigini soylediler Bu calisma yetiskinlerin gercekte kendilerini gormedikleri yalnizca haberlerden veya diger insanlardan duyduklari bir seye tanik olduklarina yanlis bir sekilde inandiklarini gostermektedir Hatta olayla ilgili bazi belirli ama yanlis ayrintilari bildirerek daha da ileriye gidebilirler Onemli bir detay olarak bu deneydeki hata oraninin diger flas bellek deneylerinde normalde bulunandan daha fazla oldugunu not etmek gerekir Bunun nedeni katilimcilara genelde kullanilan notr bir flas bellek sorusu sormak yerine yonlendirici ve onerisel bir soru sorulmasidir Ayrica katilimcilara olayi ilk olarak nasil ogrendikleri sorulmamis ve olasi orijinal kaynaga dair elestirel bir degerlendirme yapmaya yonlendirilmemislerdir Bununla birlikte bu calisma flas bellek anilarinin kaynak izleme hatalari nedeniyle bozulmaya ve degistirilmeye karsi ne kadar hassas oldugunu gosterir Demografik FarkliliklarHer yastan insan flas bellek anilarina sahip olsa da farkli demografik veriler ve yas gruplari flas bellegin gucunu ve kalitesini etkileyebilir Yas Farkliliklari Genel olarak genc yetiskinler flas bellek olusturmaya yaslilardan daha yatkindir Bir calisma flas bellek anilarindaki yasa bagli farkliliklari inceledi katilimcilarin onemli bir olayin ilk 14 gunu icinde olayla ilgili anilari test edildi 11 ay sonra ayni olay icin tekrar test edildiler Olayin gerceklesmesinden 11 ay sonra bile neredeyse tum genc yetiskinler olayla ilgili flas bellek anisina sahipti ancak yasli yetiskinlerin yarisindan azi olayi flas bellek anisi olarak adlandirmak icin tum kriterlerini karsiladi Genc ve yasli yetiskinler ayrica canli flas bellek anilarini hatirlamak icin farkli nedenler gosterdi Genc yetiskinler arasinda flas bellek olusturmanin ana ongorucusu ya da yordayicisi olaya olan duygusal baglanmislikti daha yasli yetiskinlerde ise flas bellek anilarinin olusumu olayin tekrarlanmasina bagliydi Duygusal olarak bagli olmak yasli yetiskinlerde flas bellek olusumu icin yeterli degildi ayrica ayrintilari hatirlamak icin olayin 11 ay icinde tekrar hatirlanmasi gerekiyordu Yasli yetiskinler ayrica olayin icerigini hatirlamakta daha fazla zorluk cekti kiminle konustuklarini ve olaylarin tam olarak nerede gerceklestigini unutmalarinin genc yetiskinlere gore cok daha olasi oldugu gozlemlendi Bununla birlikte yasli yetiskinler dramatik olaydan onemli olcude etkilenirse genc yetiskinlerin olusturdugu kadar ayrintili flas bellek anilari olusturabilirler 11 Eylul den kisisel olarak etkilenen veya 11 Eylul olaylarina yakin olan yasli yetiskinler genclerden ayrinti bakimindan farkli olmayan anilari hatirlatti Ek olarak yaslilarin 9 Eylul de haberleri duyduklari zaman kiminle nerede olduklari ve kisisel duygularini iceren anilarina genclerden daha fazla guvendikleri goruldu Yasli yetiskinler animsama tumsegi olarak bilinen bir donem olan 10 ve 30 yaslari arasindaki olaylarin buyuk cogunlugunu hatirladi Bu donemde olaylar kisinin kimligini ve zirve beyin fonksiyonunu bulma doneminde gerceklesir Bu olaylar bu donem disinda meydana gelen olaylardan daha fazla konusulma egilimindedir Animsama tumseginde meydana gelen flas bellek anilari yasli yetiskinler tarafindan yakin zamanda meydana gelenlerden daha iyi hatirlanir Kulturel Degisiklikler Genel olarak flas bellek anilarini etkileyen faktorlerin kulturler arasinda sabit oldugu dusunulmektedir Tinti ve digerleri 2009 Papa II John un olumuyle ilgili Polonyalilar Italyanlar ve Isvec Katolikleri arasinda bir calisma duzenlediler Sonuclar olaya kisisel katilimin ani olusumunda en onemli oldugunu ve yakinligin ikinci etken oldugun gosterdi Flas bellek anilari bazi faktorlerin bu anilarin canliligini etkilemesi ile birlikte kulturler arasinda farklilik gosterir Ornegin Asya kulturleri bireyselligi vurgulamaz bu nedenle Cin ve Japon halki kisisel dahil olmanin flas bellek anilarinin canliligi uzerindeki etkilerinden etkilenmeyebilir Kulkofsky Wang Conway Hou Aydin Johnson ve Williams 2011 tarafindan yapilan bir arastirmada Cin Ingiltere ABD Almanya ve Turkiye olmak uzere 5 ulkede flas bellek anilarinin olusumu incelendi ABD ve Birlesik Krallik taki katilimcilarin geneli 5 dakikalik bir surede Almanya Turkiye ve Cin den daha fazla ani bildirdi Bunun nedeni farkli kulturlerin farkli ani arama stratejilerine sahip olmalari olabilir Flas bellek hatiralari acisindan Cinli katilimcilar kisisel yakinlik ve olaya dahil olmakla ilgili tum faktorlerden daha az etkilenmistir Ayrica duygusal yogunluk ve saskinligin etkileri de kulturel farkliliklara gore degisiklik gosterebilir Cinsiyet Cinsiyet ve flas bellek anilari hakkinda cok fazla arastirma yapilmamasina ragmen bir calisma flas bellek anilarina katkida bulunan cesitli faktorlerin varligi uzerinde cinsiyet etkilerinin varligina dikkat cekmektedir Bu arastirma alaninda yapilan bazi calismalar kadinlarin olaylarin daha canli detaylarini uretebildiklerini ve durusmalarin ortaya cikardigi otobiyografik olaylari erkeklerden daha iyi hatirlayabildigini gosteren bulgular ortaya koymustur Boyle bir calismada katilimcilar Clarence Thomas i Anayasa Mahkemesi Yargici olarak atayan Senato oturumlarina iliskin flas bellek anilari ve otobiyografik olaylarin hatirlanmasi hakkinda anketler doldurmustur Morse 1993 Anket dort bolumden olusmaktadir Birincisi oturumun gerceklestigi hafta sonu ile ilgili kuvvetli goruntuler hakkinda sorulardan olusmakta ve katilimcilardan 7 basamakli ve iki kutuplu olcekler kullanarak en canli iki goruntuyu derecelendirmeleri istenmektedir Olcek kisisel onem hatirlanan olayin beklenmedikligi olayin sonucu hafizanin canliligi ve anilan olayin duygusal yogunlugu olarak derecelendirilmistir Ikinci bolumde yakin zamanda dusunulmeyen otobiyografik olaylarla ilgili sorular bulunmakta ve 7 basamakli olcek formati kullanilmaktadir Ucuncu bolum oturumun medyada kac saat izlendigi veya dinlendigi ile ilgili sorulardan olusmakta ve dorduncu bolum bildirilen hatiralarin ayrintilariyla ilgili sorular icermektedir Calismaya 62 kadin 31 erkek ve bir cinsiyet belirtmek istemeyen katilimci olmak uzere toplam 94 katilimci katilmistir Calismanin sonucunda bireylerin yarisinin durusmalarla iliskili canli bellek goruntuleri rapor ettigi ortaya koyulmustur Erkeklerdeki 33 luk oranin aksine kadinlarda goruntu bildirenlerin orani 64 tur Kadinlarin 77 si otobiyografik bir olayi hatirlattigini bildirirken erkeklerin sadece 27 si boyle bir animsama yasadigini belirtmistir Birinci bolumde derecelendirilen iki aninin otesinde kadinlarin ek goruntuler bildirme olasiliklari erkeklerden daha fazladir kadinlarin 24 u ve erkeklerin 6 si Kadinlarin kuvvetli goruntulu anilarini bildirme ve oturumlarin ortaya cikardigi otobiyografik olaylari hatirlama olasiligi erkeklerden onemli olcude daha fazlaydi ama daha da onemlisi bu anilarin derecelendirilmesinde erkeklerden onemli olcude farkli degildi Oturumlarla ilgili medya tuketimine harcanan ortalama zamanda da onemli olcude bir farka rastlanmamistir 11 Eylul saldirilari sirasinda meydana gelen olaylarla ilgili olarak toplumsal cinsiyet farkliliklari bulmaya yonelik olmasa da buyuk bir arastirma gerceklestirildi Bir calismada arastirmacilar katilimcilarin saldirilar sirasinda nerede olduklari ne yaptiklari ve benzeri detaylardan olusan tutarli bir flas bellek olusturmak icin katilimcilara sorular sordu 2002 yilinda ankete katilanlarin 48 inin bu gereklilikleri yerine getirdigi ve 49 unun kadin 47 sinin erkek oldugu tespit edilmistir 2003 yilinda arastirmacilar ankete katilanlarin 45 inin tutarli flas bellek kriterlerini karsiladigini bulmuslardir Bu 45 lik grubun 46 sini kadinlar erkekler ise 44 unu olusturuyordu Conway 2009 Soz konusu calismada kadinlarin bu olay ozelinde tutarli bir aniya sahip olmasinin daha muhtemel oldugu bulundu Bununla birlikte olayla arada bulunan zamansal mesafe bellek tutarliligini azaltmaktadir Ote yandan ortak ozelliklere sahip bir dizi saldirinin flas bellek anilarini ortaya cikarip cikarmadigini bulmayi amaclayan bir calismada cinsiyet etkisinin farkli bir oruntusu bulunmustur Erkekler flas bellek ureten olaylarinin farkliligini kadinlardan onemli olcude daha yuksek olarak derecelendirdi Ayrica erkeklerin kadinlardan belirgin sekilde cok daha fazla ayrintiya sahip anilari vardi Bununla birlikte kadinlar daha yuksek oranla duygusal reaktivite belirtmistir Bu nedenle flas bellek anilarini hatirlamada erkekler ve kadinlar arasindaki onemli farkliliklari tam olarak anlamak icin daha fazla arastirma yapilmasi onemlidir Flas bellek anilarinda cinsiyet farkliliklarinin biyolojik nedenleri amigdala asimetrisi ile aciklanabilir Amigdala limbik sistemin bir parcasidir ve hafiza ve duygu ile baglantilidir Bellek duygu ile zenginlesir ve calismalar insanlarin negatif bir olayi hatirlama olasiliginin notr veya pozitif olanlari hatirlama olasiligindan daha yuksek oldugunu gostermistir Amigdala uzerine yapilan incelemeler bir dizi pozitif veya negatif uyarana diger calisma katilimcilarina gore yanit olarak amigdalalarinda guclu aktivasyon gerceklesen kisiler de bu uyaranlar icin diger calisma katilimcilarina gore ustun bellek gosterdigini ortaya cikardi Bu flas bellegin neden genellikle travmatik olaylari icerdigini aciklayabilir Duygusal icerigi goruntulerken arastirmalar erkeklerin amigdalalarinin sag kismindaki aktivasyonla hafizalarini gelistirdiklerini kadinlarin ise bunu amigdalanin sol tarafindaki aktivasyonla gerceklestirdigini gostermistir Cinsiyetler arasindaki amigdala aktivasyonunun fonksiyonel asimetrisine ornek olarak lezyonlar ve beyin hasari olan hastalar ile yapilan deneyler verilir Vaka uyumlu lezyon yaklasimi kullanilan bir calismada amigdalasinin sag tarafinda hasar olan bir adam sosyal davranis duygusal isleme ve kisilik ve karar almada buyuk kusurlar gelistirirken amigdalasinin sol tarafinda hasar olan bir adamda bu gelisimlerin olmadigi bulundu Soz konusu etkinin tam tersi iki kadin arasinda bulundu 12 erkek ve 12 kadinin cesitli goruntuleri duygusal ve duygusal olmayan siniflandirmasini gerektiren bir deney gerceklestirilmistir Deneyden uc hafta sonra bu bireylerin bellegini test eden bir devam calismasi yapildi ve yuksek derecede duygusal resimlerin en iyi hatirlandigi ve kadinlarin da bu resimleri erkeklerden daha iyi hatirladigi ortaya cikti Bir calismada 40 hastaya ihtar uyarisini takip eden tiksindirici ve tiksindirici olmayan fotograflar gosterildikten sonra MRI taramasi yapildi Bu deney daha once kadinlar icin sol amigdala ve erkekler icin sag amigdala ile ilgili raporlanan bellek iliskilerindeki cinsiyet farkliliklarinin resim goruntuleme ve geciktirilmismis bellek sirasinda ventral amigdala ile sinirli oldugunu bulmustur Lateralizasyonun hafizayi nasil etkiledigi hala belirsiz olsa da sol amigdala aktivasyonu ve hafiza arasinda sag amigdala ve hafizanin aktivasyonundan daha etkili bir iliski olabilir Genel olarak konusursak epizodik bellek gorevleri uzerine cinsiyetler arasindaki farkliliklari test eden calismalar kadinlarin ozunde sozel olan veya sozlu olarak etiketlenebilecek ogeleri hatirlama gerektiren gorevlerde tutarli bir sekilde erkeklerden daha iyi performans gosterdigini ortaya koymustur Herlitz 2008 Buna ek olarak kadinlar tanidik olmayan kokularin veya yuzlerin taninmasi gibi cok az sozlu islem gerektiren veya hic sozlu islem gerektirmeyen gorevlerde de basarilidir Herlitz 2008 Erkekler sadece gorsel uzamsal islem gerektiren bellek gorevlerinde ustun gorunmektedir Cinsiyet farkliliklari da otobiyografik bellek arastirmalarina iliskin literaturde cok belirgindir Erkeklerle karsilastirildiginda kadinlarin animsamasi daha isabetlidir ve ozel olarak talep edilmediginde anlatilari erkeklerden daha uzundur Aizpura 2010 Bu cinsiyet farkliliklarini ozetlemek gerekirse hafizadaki cogu literatur sunlari gostermektedir Kadinlar gecmis deneyimlerini aciklarken erkeklerden daha fazla miktarda ve cesitli duygu kelimeleri kullanirlar Adams Kuebli Boyle ve Fivush 1995 Bauer ve digerleri 2003 Fivush ve digerleri 2003 Hess ve digerleri 2000 Kadinlar sadece kendi duygusal durumlarina daha fazla sayida atifta bulunmakla kalmayip baskalarinin duygusal durumlarina da daha fazla sayida atifta bulunurlar Ayrica duygusal yasam deneyimlerini animsamalari istendiginde kadinlar hem olumlu hem de olumsuz kisisel deneyimlerle ilgili anilarini erkeklerden daha fazla hatirlamaktadir Bloise 2007 Hem duygusal hem de duygusal olmayan olaylarda kadinlar genel olarak erkeklerden daha iyi bellek performansina sahip gibi gorunmektedir Bloise 2007 kaynak belirtilmeli Arastirmada bulunan cinsiyet farkliliklarinin bu konuyla ilgili cozumlemesinde bircok sorun vardir En belirgin olani buyuk olcude olaylarin bireysel raporlama esasina bagli olmasidir Bulgularin dogrulugu yanlilik sorulari veya katilimcilar tarafindaki yanlis hatirlamayla ortaya cikabilir Bir calismada katilimcilar tarafindan yapilan aciklamalarin isabetliligini tam olarak dogrulamanin bir yolu yoktur Buna ek olarak gorgu tanigi belleginin cogu zaman yaniltici olabilecegine dair bircok gosterge vardir Duygu silah iceren bir durumda bellek performansini artirmiyor gibi gorunmektedir Yapilan bir calismada gorgu taniklarinin olaya bir silah dahil oldugunda failler hakkindaki ayrintilari daha az hatirladigini bulunmustur Pickel 2009 Bu durumlarda silah odaklama etkisi olarak bilinen bir olgu kesinlige golge dusurur Daha da karmasik olan konulardan biri insanlar uzerinde olayla iliskili olarak olcum yapilan zaman dilimidir Bircok calisma insanlar uzerinde olaylar sona erdikten sonra olcum yapilmasina kurban gitmektedir Bu nedenle genel olarak flas bellek uzerine yapilan arastirmalarin cogunun yani sira icinde bulunan belirgin cinsiyet farkliliklari ile bir gecerlilik sorunu vardir IlerlemeBazi calismalar hayat degistiren bir olay meydana geldikten hemen sonra veya olayla ilgili haberler aktarildiginda flas bellek anilarinin olustugunu bulmustur O zaman olayla ilgili ek bilgiler arastirilabilir veya ogrenilebilirse de farkli kodlama surecleri nedeniyle ek bilgiler genellikle bellekte kaybolur 11 Eylul 2001 saldirilari icin medyanin flas bellek anilari uzerindeki etkilerini inceleyen daha yakin tarihli bir calisma ekstra bilgilerin canli flas bellek anilarini tutmaya yardimci olabilecegini gostermektedir Arastirmacilar etkinligin hafizasinin tum katilimcilar icin zamanla azaldigini bulmasina ragmen goruntulere bakmanin katilimcilarin hafizasi uzerinde derin bir etkisi oldu 11 Eylul saldirilarinin goruntulerini gorduklerini soyleyenler saldirilari duyduktan saatler sonra goruntuleri gorduklerini soyleyenlerden 6 ay sonra hemen cok daha canli goruntuleri korudu Ikinci gruptaki katilimcilar goruntuleri etkinlikle ilgili bildikleriyle eslerken kodlama sorunu yasadilar Boylece katilimcilarin bazilarini etkinligin daha fazla ayrintisini hatirlamaya yonlendiren goruntuler kendileri olabilir Grafik goruntuler bireyin trajik bir olayin korkusu ve olcegi ile daha fazla iliskilendirilmesini saglayabilir ve boylece daha ayrintili bir kodlama mekanizmasi olusturabilir Dahasi belki de goruntulere bakmak bireylerin bir olay meydana geldikten aylar ve hatta yillar sonra canli flas ampul anilarini korumalarina yardimci olabilir Tartisma ozel mekanizma hipoteziOzel mekanizma hipotezi son yillarda onemli tartismalara konu olmustur bazi yazarlar hipotezi desteklemekte bazilari ise potansiyel problemleri belirtmektedir Bu hipoteze gore bellek surecleri flas bellek anilarinin altinda farkli mekanizmalarin oldugunu varsayan farkli kategorilere bolunmustur Yine de bircogu flas bellek anilarinin basitce bir araya getirilen coklu benzersiz faktorlerin urunu oldugunu iddia etmektedir Destekleyen Kanitlar Bireylerin Reagan suikast girisimiyle ilgili anilari hakkindaki veriler ozel mekanizma kuramini destekler niteliktedir Olayin uzerinden bircok ay gectikten sonra insanlarin olay uzerine dogrulugu yuksek beyanlari oldugu ve cok az detayi unuttuklari gorulmustur Buna ek olarak duygu durumu ve sozcuk valansini inceleyen bir deney sonucunda bireylerin olumsuz sok edici bir durumdayken daha fazla alakasiz detayi hatirlayabildikleri bulunmustur Ayrica ozel mekanizma kuramini destekleyen norolojik kanitlar da mevcuttur Parti organizasyonlari gibi duygusal olarak notr otobiyografik olaylar duygusal olarak harekete geciren iki olayla kiyaslanmistir Prenses Diana nin olumu ve Rahibe Teresa nin olumu Oncesinde orta temporal lob ya da frontal lob fonksiyonlarinin iki olayin flas bellek anilari uzerindeki etkisine dair bir ipucu olmamasina ragmen duygusal olarak notr bir otobiyografik olayin baglamsal detaylariyla ilgili uzun sureli bellek belirgin sekilde orta temporal lob fonksiyonlariyla iliskili gorulmustur Bu sonuclar duygusal olarak uyaran flas bellek anilariyla iliskili ozel bir norobiyolojik mekanizmanin olabilecegini isaret etmektedir Muhalif Kanitlar Calismalar aya ilk inis gibi sasirtici olmayan ve ayrica ardisik olmayan olaylarin sonucunda flas bellek anilari olabilecegini gosterdi Brown ve Kulik flas bellek anilarini sok edici bir olay uzerine ilk ogrendigimiz bilgilerin anilari olarak tanimlarken bu tartismalarini bellegin olayin kendisi oldugu kisisel hadiseleri de kapsayacak sekilde genisletmistir Basitce soylemek gerekirse katilimcilardan canli otobiyografik anilarini zihinlerinden geri cagirmalarini istemenin flas bellegin alti ozelligini tasiyan anilar urettigi ortaya konmustur Dolayisiyla boyle anilarin siradan bellek mekanizmalari olarak gorulmesi onerilmistir Bunun yaninda flas bellek anilarinin yeniden yapilandirici bir surecte hataya belirli bir sekilde sistematik yanliliga musait oldugu gorulmustur Flas bellek anilarinin unutulmaya karsi ozellikle direncli olmadigi one surulmustur Bazi calismalar flas bellek anilarinin belirli bir sekilde hatasiz olmadigini ama muthis bir canlilik ve guven duygusuyla tecrube edildigini ileri surmustur Bu sebeple flas bellek anilarini son derece canli otobiyografik anilar olarak tanimlamanin daha dogru olabilecegi iddia edilmistir Siklikla sarsici kamusal olaylari ogrenme anilari olmalarina karsin boyle olaylarla sinirli degillerdir ve sarsici kamusal olaylarla ilgili her bellek flas bellek olusturmaz ModellerFotografik model Brown ve Kulik flas bellek hesaplari adini verdikleri ilgili surecin ilk modeliyle birlikte flas bellek terimini one surduler Fotografik model bir flas bellek hesabinin uyarici bir olayin varliginda gerceklesmesi icin yuksek derecede saskinlik sonucsallik ve duygusal uyarilma olmasi gerektigini gostermektedir Ozellikle bir kisi bir olayi ilk duydugunda beklenmedik ve sasirtici olma derecesi olayi kaydetmenin ilk adimidir Flas bellek hesaplarinin kaydedilmesinde bir sonraki adim belirli bir duygusal uyarilmayi tetikleyen sonuc derecesidir Brown ve Kulik sonucu olay gerceklesmemis olsaydi birinin farkli seyler hayal edip edemeyecegi ya da olayin bir bireyin hayatinda ne gibi sonuclar doguracagi olarak tanimladi Ayrica Brown ve Kulik bu degiskenlerin yuksek seviyelerinin de sik sik tekrarlandigina veya gizlendigine her zaman akilda veya acik olduguna ornegin baskalariyla yapilan konusmalarda bahsedilen inaniyordu Bir flas bellek hesabinin gelistirilmesinde arabuluculuk sureci olarak calisan tekrarlama daha guclu cagrisimlar ve daha ayrintili hesaplar yaratir Bu nedenle flas bellek uzun sure daha erisilebilir ve uzun sure canli bir sekilde hatirlanir Kapsamli model Bazi arastirmacilar daha onceki flas bellek calismalarinin az sayida milletten kucuk ornek gruplarini esas almakla sinirli oldugunu ve boylece farkli degiskenler arasindaki bellek tutarliliginin karsilastirilmasini sinirladigini fark ettiler Kapsamli model Brown ve Kulik inkiyle benzer ancak daha buyuk bir katilimci deneyleriyle dogdu Iki model arasindaki onemli farklardan biri Fotograf Modelinin flas bellek hesaplarinin gelistirilmesinde adim adim daha fazla islem izlemesi Kapsamli Modelin ise degiskenler arasinda birbirine bagli bir iliski gostermesidir Ozellikle etkinlikle alakali olan ilgi ve bilgi birey icin kisisel onemi etkiler bu da bireyin duygusal uyarilma seviyesini etkiler etkileme Dahasi onem seviyesiyle birlikte olaya karsi bilgi ve ilgi tekrar sikligina katki saglar Bundan dolayi yuksek duzeydeki bilgi ve ilgi yuksek tekrar sayisinin yaninda yuksek derecede onem ve etkiye katkida bulunur Son olarak etki yaratma ve tekrar baglanti olusturulmasinda onemli roller oynar boylece bireyin olayin insanlar yer ve durumun aciklamasi gibi canli ozelliklerini hatirlamasini saglar Duygusal Butunlestirici model Flas bellegin duygusal butunlestirici modeli daha once tartisilan iki modeli fotograf modelini ve kapsamli modeli butunlestirir Fotograf modeline benzer sekilde duygusal butunlestirici Model bir flas bellek kaydetmeye yonelik ilk adimin olayla ilgili bireyin saskinlik derecesi oldugunu belirtir Bu saskinlik seviyesi bireyin olayin onem duzeyinin sonucsalligi ve bireyin duygusal tutumunun birlesmesinin bir sonucu olan duygusal bir duygu durumunu tetikler Bireyin duygusal duygu durumu dogrudan bir flas bellek olusturulmasina katkida bulunur Iliskiyi guclendirmek boylece bireyin olayi canli bir sekilde hatirlamasini saglamak duygusal ruh hali ve duygusal tutum bir flas bellegin olusumunu belirleyen orijinal olayin hafizasini guclendirmek icin olayin belirgin tekrarina araci degisken katkida bulunur Duygusal butunlestirici modele gore gelecekten beklenen olaylar icin de flas bellek olusturulabilir Bu durumda flas bellek olusumu buyuk olcude olayin yuksek duygusal iliskisine ve aninin tekrarina baglidir Onem temelli duygusal reaksiyonlar modeli Bu model kisisel sonuclarin duygusal tepkilerin yogunlugunu belirledigini vurgulamaktadir Bu nedenle bu sonuclar flas bellek anilarinin olusumunda ve korunmasinda kritik uygulayicilardir Bu model Marmara depremi sirasinda travmatik olaylarin meydana gelip gelmedigine dayanmaktadir Bu calismanin bulgularina gore depremi bir butun olarak yasayan insanlarin anilari korunmus ve zaman icinde degismemistir Tekrar test sonuclari kurban grubunun uzun sureli hatiralarinin karsilastirma grubuna gore daha eksiksiz daha dayanikli ve daha tutarli oldugunu gosterdi Bu nedenle bu calismaya dayanarak sonuclarin flas bellek anilarinin olusumunda cok buyuk bir rol oynadigini vurgulayan yeni bir model olusturulmustur Travmatik anilarla karsilastirildiginda Daha once tartisildigi gibi flas bellek anilari son derece duygusal sasirtici olaylardan kaynaklanir Flas bellek anilari travmatik olaylardan farklidir cunku genellikle duygusal tepki icermezler Travmatik anilar korku veya endise unsurlari icerir Flas bellek anilari olumsuz duygularin bilesenlerini icerebilirken bu unsurlar genellikle yoktur Travmatik ve flas bellek anilari arasinda bazi benzerlikler vardir Travmatik bir olay sirasinda yuksek uyarilma merkezi bilgiye olan ilgiyi artirabilir bu da canliligin ve detayin artmasina neden olabilir Benzer bir ozellik travmatik olaylarin hafizasinin duygusal uyaranlar tarafindan artirilmasidir Flas bellek anilarinin dogasi ile travmatik anilar arasindaki ek bir fark olayin bellegine kodlanacak onemsiz ayrintilar hakkinda bilgi miktaridir Yuksek stres durumlarinda uyarilma baglam konum zaman veya diger daha az onemli ayrintilar gibi cevresel bilgiler icin bellegi azaltir Diger bir deyisle flas bellek anilari bir kisinin nerede oldugu ve onemli veya travmatik bir olay meydana geldiginde ne yaptiklarinin tam farkindaligi olarak tanimlanir ve guclu bir duygu ile tanimlanmaz travmatik anilara ilgili olay hatirlandiginda kaygi korku ve panik gibi son derece olumsuz duygular eslik eder Norolojik temellerAmigdala Amigdala kirmizi ile vurgulanmis Laboratuvar calismalari belirli sinir sistemlerini duygularin hafiza uzerindeki etkisiyle iliskilendirilmistir Turler arasi arastirmalar duygusal uyarilmanin amigdalaya baglanan norohormonal degisimlere yol actigini gostermistir Amigdala bolumsel hafizanin kodlanmasini depolanmasini ve geri alinmasini duzenler Bu anilar daha sonra flas bellek anilarinin hatirlanmasina benzer sekilde gelismis bir hatirlama deneyimiyle elde edilir Bu nedenle amigdala genele ait duygusal olaylar icin anilarin kodlanmasinda ve geri alinmasinda onemli olabilir Bellekte amigdalanin rolu duygusal durumda artan uyarilma ile iliskili oldugu icin uyarilmayi etkileyen faktorler ayrica bu anilarin dogasini da etkilemeli Flas bellek anilarinin sabitligi uyarilma tepkisiyle iliskili kisisel faktorlere bagli duygusal etkilesim ve sok edici olaylara kisisel katilim gibi zamanla degisir Geri alma sirasinda amigdalanin aktiflestirme gucunun dogruluk artmamis olsa bile duygusal sahneler icin gelismis bir hatirlama deneyimi ile iliskili oldugu gosterilmistir Bellek depolamasi sasirtici olaylara endokrin yanitlarla arttirilir bir birey bir olayi ne kadar sok edici bulursa canli bir flas bellek anisinin olusmasi daha olasidir Flas bellek anilarinin olusumunda benzersiz mekanizmalarin yer alip almadigi veya siradan bellek sureclerinin sok edici kamu olaylarinin anilarini hesaba katmak icin yeterli olup olmadigi konusunda onemli tartismalar olmustur Sharot ve ark Dunya Ticaret Merkezi ne yakin olan bireyler icin 9 11 hatiralarinin geri alinmasinin duygularin bellek uzerindeki etkisine benzersiz bir sekilde bagli olan sinir sistemlerini mesgul ettigini buldu Bu duygusal hafiza devrelerinin katilimi Brown ve Kulik in onerdigi benzersiz limbik mekanizma ile tutarlidir Bununla birlikte bunlar ayni sinir mekanizmalaridir ancak laboratuvarda duygusal uyaranlarin alinmasi sirasinda devreye girer Laboratuvarda ve flas bellek anilarinda sunulan duygusal sahnelerin alinmasi sirasinda noral yanitlarin oruntusundeki tutarlilik flas bellek anilarinda farkli mekanizmalarin yer alabilmesine ragmen bu mekanizmalarin baslatan olaylarin sasirtici ve sonucsal dogasina ozgu olmadigini gostermektedir Kanitlar amigdalanin 9 11 olaylarinin alinmasinda sadece bu olaylari kisisel olarak yasayan kisiler arasinda onemini gosterir Amigdala nin bolumsel bellek uzerindeki etkisi acikca fizyolojik uyarilmaya baglidir Her ne kadar sok edici toplumsal bir olayi sadece duymak bile uyarilmaya neden olabilse de bu yanitin gucu muhtemelen bireyin olaylarla ilgili kisisel deneyimine bagli olarak degisir Arastirmanin elestirisiFlas bellek arastirmalari olumsuz bir degere sahip olan genele ait etkinliklere odaklanma egilimindedir Kaza veya travma gibi kisisel olaylarla alakali calismalarda bir eksiklik vardir Bu eksiklik flas bellek arastirmasi icin gereken degiskenlerin dogasindan kaynaklanmaktadir sasirtici bir olayin deneyimini yonlendirmek zordur Bununla birlikte olaylar uzerinde kontrol eksikligi nedeniyle flas bellek anilari uzerinde deneyler yurutmek cok zordur Deneysel bir calismada tekrar miktarini kontrol etmek cok zordur Ayrica bazi arastirmalar tekrar faktorlerinin bireysel bellek uzerindeki etkisinin kitle iletisim araclarinin farkli toplumlarda mevcut olmasi acisindan farkli oldugunu savunuyorlar Ayrica bakinizHafiza Bellek ve travmaKaynakca a b c d e Brown 1977 Flashbulb memories Cognition 5 1 ss 73 99 Robinson Riegler Bridget 2012 Cognitive Psychology Boston Allyn amp Bacon pp 297 299 ISBN 978 0 205 03364 5 Conway Martin A 1995 Flashbulb memories Essays in cognitive psychology ISBN 978 0863773532 McCloskey Michael Wible Cynthia G Cohen Neal J June 1988 Is there a special flashbulb memory mechanism PDF Journal of Experimental Psychology General 117 2 171 181 doi 10 1037 0096 3445 117 2 171 Archived from the original PDF on 2011 07 20 Weaver Charles A March 1993 Do you need a flash to form a flashbulb memory PDF Journal of Experimental Psychology General 122 39 46 doi 10 1037 0096 3445 122 1 39 Neisser U 1982 Snapshots or benchmarks Memory Observed Remembering in Natural Contexts ed 43 48 San Francisco Freeman Brown R Kulik J 1977 Flashbulb Memories Cognition 5 1 73 99 doi 10 1016 0010 0277 77 90018 X Cohen N McCloskey M Wible C 1990 Flashbulb memories and underlying cognitive mechanisms Reply to Pillemer Journal of Experimental Psychology 119 97 100 doi 10 1037 0096 3445 119 1 97 Er N 2003 A new flashbulb memory model applied to the Marmara earthquake Applied Cognitive Psychology 17 5 503 517 doi 10 1002 acp 870 a b Sabian Fleming 22 Eylul 2019 Cognitive Psychology Ingilizce Scientific e Resources ISBN 978 1 83947 406 4 Bohn Nisan 2007 Pleasantness bias in flashbulb memories Positive and negative flashbulb memories of the fall of the Berlin Wall among East and West Germans PDF Memory amp Cognition 35 3 565 577 9 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Roehm Jr Harper A Roehm Michelle L January 2007 Can brand encounters inspire flashbulb memories Psychology and Marketing 24 1 25 40 doi 10 1002 mar 20151 a b Neisser U 1982 Snapshots or benchmarks Memory Observed Remembering in Natural Contexts ed 43 48 San Francisco Freeman a b Sharot T 2006 How Personal experience modulates the neural circuitry of memories of September 11 Proceedings of the National Academy of Sciences 104 1 389 394 a b Schmolck H H Buffalo E A amp Squire L R 2000 Memory distortions develop over time Recollections of the O J Simpson trial verdict after 15 and 32 months Psychological Science 11 1 39 45 a b c d e Neisser Temmuz 1996 Remembering the earthquake direct experience vs hearing the news Memory 4 4 ss 337 357 a b Talarico Eylul 2003 Confidence not consistency characterizes flashbulb memories PDF Psychological Science 14 5 455 461 11 Nisan 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Talarico adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme Day 3 Nisan 2014 Predicting confidence in flashbulb memories Memory 22 3 232 242 Talarico Temmuz 2007 Flashbulb memories are special after all in phenomenology not accuracy PDF Applied Cognitive Psychology 21 5 557 578 11 Nisan 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Coluccia Subat 2010 Autobiographical and event memories for surprising and unsurprising events Applied Cognitive Psychology 24 2 177 199 a b c Sharot Aralik 2004 How emotion enhances the feeling of remembering PDF Nature Neuroscience 7 12 ss 1376 1380 9 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Sharot T adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme Bohannon III Temmuz 1988 Flashbulb memories for the space shuttle disaster A tale of two theories Cognition 29 2 179 196 Neisser U amp Harsh N 1992 Phantom flashbulbs False recollections of hearing the news about Challenger Affect and Accuracy in Recall Studies of flashbulb memories ed 9 31 New York Cambridge University Press Weaver 1993 Do you need a flash to form a flashbulb memory Journal of Experimental Psychology 122 39 46 Davidson Haziran 2006 Flashbulb memories for September 11th can be preserved in older adults PDF Aging Neuropsychology and Cognition 13 2 196 206 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Rubin Subat 1984 Vivid memories Cognition 16 1 81 95 Kvavilashvili Haziran 2010 Effects of age on phenomenology and consistency of flashbulb memories of September 11 and a staged control event Psychology and Aging 25 2 391 404 Davidson 2002 Is flashbulb memory a special instance of source memory Evidence from older adults PDF Memory 10 2 99 111 2 Mart 2012 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Lanciano 2012 Type or dimension A taxometric investigation of flashbulb memories Memory 20 2 177 188 Curci Nisan 2009 Features of Autobiographical Memory Theoretical and Empirical Issues in the Measurement of Flashbulb Memory The Journal of General Psychology 136 2 129 150 Kvavilashvili Kasim Aralik 2003 Comparing flashbulb memories of September 11 and the death of Princess Diana Effects of time delays and nationality Applied Cognitive Psychology 17 9 1017 1031 a b Pillemer Subat 1984 Flashbulb memories of the assassination attempt on President Reagan Cognition 16 1 ss 63 80 a b Er Temmuz 2003 A new flashbulb memory model applied to the Marmara earthquake PDF Applied Cognitive Psychology 17 5 503 517 28 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Wiley adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme Finkenauer Mayis 1998 Flashbulb memories and the underlying mechanisms of their formation Toward an emotional integrative model PDF Memory amp Cognition 26 3 516 531 21 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 a b Tinti Subat 2009 The role of importance consequentiality appraisal in flashbulb memory formation The case of the death of Pope John Paul II Applied Cognitive Psychology 23 2 236 253 Brewer W 1988 Memory for randomly sampled autiobiographical events In U Neisser amp E Winograd Eds Remembering reconsidered Ecological and traditional approaches to the study of memory 21 90 New York Cambridge University Press Edery Halpern 2004 Distinctiveness in flashbulb memory Comparative analysis of five terrorist attacks Memory 12 2 147 157 Bohannon III Aralik 2007 The effects of affect and input source on flashbulb memories Applied Cognitive Psychology 21 8 1023 1036 Nominated by Par Anders Granhag Deputy Editor in Chief Ocak 2011 From the archive Crashing memories and the problem of source monitoringby H F M Crombag W A Wagenaar amp P J van Koppen 1996 Applied Cognitive Psychology 10 95 104 with commentary Applied Cognitive Psychology Ingilizce 25 S1 S91 S101 Cohen 1993 Flashbulb memories in older adults Psychology and Aging 9 3 454 63 Kvavilashili 2010 Effects of age on phenomenology and consistency of flashbulb memories of September 11 and a staged control event Psychology and Aging 25 2 391 404 Conway 2009 FLashbulb memory for 11 September 2001 Applied Cognitive Psychology 23 5 605 23 Denver 2010 Recent versus remote Flashbulb memory for 9 11 and self selected events from the reminiscence bump The International Journal of Aging amp Human Development 70 4 275 297 a b Kulkofsky 2011 Cultural variation in the correlates of flashbulb memories An investigation in five countries Memory 19 3 233 240 Morse Agustos 1993 Gender Differences in Flashbulb Memories Elicited by the Clarence Thomas Hearings The Journal of Social Psychology 133 4 453 458 Conway Temmuz 2009 Flashbulb memory for 11 September 2001 PDF Applied Cognitive Psychology 23 5 605 623 25 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 15 Subat 2013 Edery Halpern Mart 2004 Distinctiveness in flashbulb memory Comparative analysis of five terrorist attacks Memory 12 2 147 157 Kensinger Agustos 2007 Negative Emotion Enhances Memory Accuracy Behavioral and Neuroimaging Evidence PDF Current Directions in Psychological Science 16 4 213 218 12 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Tranel Haziran 2009 Sex related functional asymmetry of the amygdala Preliminary evidence using a case matched lesion approach Neurocase 15 3 217 234 Van Stegeren Ocak 2009 Imaging stress effects on memory A review of neuroimaging studies Canadian Journal of Psychiatry 54 1 16 27 MacKiewicz Eylul 2006 The effect of anticipation and the specificity of sex differences for amygdala and hippocampus function in emotional memory Proceedings of the National Academy of Sciences 103 38 14200 14205 Herlitz Subat 2008 Sex Differences in Episodic Memory PDF Current Directions in Psychological Science 17 1 52 56 27 Subat 2012 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 18 Subat 2013 a b Bloise Subat 2007 Memory for emotional and neutral information Gender and individual differences in emotional sensitivity PDF Memory 15 2 192 204 19 Mart 2013 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 18 Subat 2013 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi 0 adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme Pickel Agustos 2009 The weapon focus effect on memory for female versus male perpetrators Memory 17 6 664 678 Schaefer 2011 TV or not TV Does the immediacy of viewing images of a momentous news event affect the quality and stability of flashbulb memories Memory 19 3 251 266 Pillemer 1990 Clarifying flashbulb memory concept Comment on McCloskey Wible and Cohen 1988 Journal of Experimental Psychology General 119 1 92 96 Pillemer David B Subat 1984 Flashbulb memories of the assassination attempt on President Reagan Cognition 16 1 ss 63 80 doi 10 1016 0010 0277 84 90036 2 PMID 6540649 Lanciano T Curci A Semin G R 2010 The emotional and reconstructive determinants of emotional memories An experimental approach to flashbulb memory investigation Memory 18 5 ss 473 485 doi 10 1080 09658211003762076 PMID 20419556 Davidson Patrick S R Glisky Elizabeth L 2002 Is flashbulb memory a special instance of source memory Evidence from older adults PDF Memory 10 2 ss 99 111 doi 10 1080 09658210143000227 PMID 11798440 2 Mart 2012 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Winograd Eugene Killinger William A Eylul 1983 Relating age at encoding in early childhood to adult recall Development of flashbulb memories Journal of Experimental Psychology General 112 3 ss 413 432 doi 10 1037 0096 3445 112 3 413 Rubin David C Kozin Marc Subat 1984 Vivid memories Cognition 16 1 ss 81 95 doi 10 1016 0010 0277 84 90037 4 PMID 6540650 McCloskey Michael Wible Cynthia G Cohen Neal J Haziran 1988 PDF Journal of Experimental Psychology General 117 2 ss 171 181 doi 10 1037 0096 3445 117 2 171 20 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Wright D B 1993 Recall of the Hillsborough disaster over time Systematic biases of flashbulb memories Applied Cognitive Psychology 7 2 ss 129 138 doi 10 1002 acp 2350070205 Neisser U amp Harsch N 1992 in Affect and Accuracy in Recall Studies of Flashbulb Memories eds Winograd E Neisser U Cambridge University Press New York pp 9 32 a b Neisser U Winograd E Bergman E T Schreiber C A Palmer S E Weldon M S Temmuz 1996 Remembering the earthquake direct experience vs hearing the news Memory 4 4 ss 337 357 doi 10 1080 096582196388898 PMID 8817459 a b Talarico J M Rubin D C Eylul 2003 Confidence not consistency characterizes flashbulb memories PDF Psychological Science 14 5 ss 455 461 doi 10 1111 1467 9280 02453 hdl 10161 10118 JSTOR 40064167 PMID 12930476 11 Nisan 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Larsen S F 1992 Affect and Accuracy in Recall Studies of Flashbulb Memories eds Winograd E Neisser U 43 48 Cambridge University Press New York Conway Mayis 1994 The formation of flashbulb memories Memory amp Cognition 22 3 ss 326 343 Dolcos 2005 Remembering one year later Role of the amygdala and the medial temporal lobe memory system in retrieving emotional memories PDF Proceedings of the National Academy of Sciences 102 7 ss 2626 2631 Dolcos Haziran 2004 Interaction between the amygdala and the medial temporal lobe memory system predicts better memory for emotional events PDF Neuron 42 5 ss 855 863 23 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Dolan Mart 2000 Dissociable temporal lobe activations during emotional episodic memory retrieval PDF NeuroImage 11 3 ss 203 209 9 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Smith Eylul Ekim 2005 Modulation of retrieval processing reflects accuracy of emotional source memory PDF Learning amp Memory 12 5 ss 472 479 23 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 a b McGaugh Temmuz 2004 The amygdala modulates the consolidation of memories of emotionally arousing experiences Annual Review of Neuroscience 27 1 ss 1 28 Schmolck Ocak 2000 Memory Distortions Develop over Time Recollections of the O J Simpson Trial Verdict After 15 and 32 Months PDF Psychological Science 11 1 ss 39 45 23 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Olivier Luminet Antonietta Curci 24 Kasim 2008 Flashbulb Memories Ingilizce Taylor amp Francis ISBN 978 0 203 88993 0