Kişisel kimlik, herhangi bir bireyin hangi koşullar ve durumlar dahilinde bir ‘kişi’ sayılabileceğini, 'kişi kimliğine' sahip olabileceğini konu alan felsefî meseledir. Kökeni çok eskiye dayanan bu ontolojik mesele, biyoloji ve psikoloji gibi çeşitli bilimlerde kaydedilen önemli gelişmelerle çok farklı açılar edinmiştir. 'Kişi olmanın' aslında 'ne olduğunun' ve 'neyin (veya kimin)' 'kişi sayılabileceği' farklı felsefî ve dinî öğretilerde farklı şekillerde ele alınmıştır. Kişi kavramı, kimlik, özellikle çağdaş etik sorunlarında çok önemli bir yere sahiptir. Kürtaj, ötanazi gibi uygulamaların ahlâkî yönünü tartışan kuram ve çalışmalarda kişi kavramı temellerden birini oluşturmaktadır. Bu sebeple, kişisel kimlik son zamanlarda özellikle filozoflar, ahlâkbilimciler ve hekimler tarafından daha çok tıbbî etik meseleleriyle ilişkili olarak araştırılmış ve işlenmiştir.
- Bu maddede genel anlamda farklı 'kimlik' kuramları, inanışları ve hipotezleri ele alınır. Her düşünce hakkında daha geniş ve detaylı bilgi için o alt başlığın ana maddesine bakılabilir.
Organizma olarak kişi
Kişi, kimlik kavramlarının temeline 'insan organizması' görüşünü koyan yaklaşımdır. Burada kişi insana eşittir ki, insan biyolojik açıdan bir organizma, bir canlı türünün üyesi olarak ele alınmaktadır.
Kişi olmanın temelinde insan olmak yattığı için bu durumda ruh veya bilinç (veyahut özbilinç) gibi kavramlar ikinci plandadır veya kişisel kimlik kavramına dahil edilmez. Bu görüş kaba biçimde "insan türü olan Homo sapiens’e mensup her organizma kişidir" olarak ele alınabilir. Bununla birlikte bu görüşün de kendi içinde farklı gruplara ayrılması muhtemeldir.
Diğer kimlik görüşlerine olduğu gibi organizma olarak kişi görüşüne de farklı şekilde eleştiriler gelmiştir. Bunlardan en önemlisi ve birincili, biyolojik bir tanım olan insan türüne ait bir birey olmanın canlıyı mutlak olarak kişi yapamayacağı, kişisel kimliğin biyoloji biliminin tanımından daha ötesi olması gerektiği yönünde ve aynı şekilde bunun insan türü dışı herhangi bir akıllı varlığı kişi olarak görmemeye yol açacağı, farklı bir açıdan ayrımcı olabileceği yönündedir. Yok eğer, kişi olmak için insan türünün üyesi bir organizma olma şartının olmadığı savunuluyorsa bunun da bakterilerden balinalara kadar çok çeşitli canlıları da 'kişi' tanımı altında toplayacağı ve böylece sorun yaratabileceği öne sürülmüştür. Bunların dışında, felsefî metinlerde yer alan sık eleştirilerden birisi de organizma olarak kişi görüşünün (monozigotik ikizler) üzerinden ulaşılan çeşitli argümanlara karşı koyamayacağıdır. Bunun en ünlü örnekleri yapışık tek yumurta ikizleri olmuştur. Zigot eğer bir insan organizması ise, bölünme sonucu iki farklı embriyonun oluşumuna yol açtığında, birincil zigota ne olmuştur? Bir organizma olarak ilk merhaledeki zigot ölmüş müdür? Oluşan iki embriyo ile ilk merhaledeki zigot aynı kişiler midir? Bu ve benzeri argümanların yanı sıra, yine yapışık ikizlik durumundan ortaya çıkan farklı bir argüman daha vardır ki bu disefali durumudur. Disefali, iki kafaya sahip olmak anlamına gelir ve çoğunlukla boyundan aşağısı tek bir vücutken, iki başa (çoğu kez iki farklı boyna da) sahip olan yapışık ikiz durumlarını tanımlamakta kullanılır. Bu durumda iki farklı bilinç ve gelişirken, her bir ikiz kendisini, kimliğini tanımlayabilirken, ortada bir vücut ve aynı genetik yapı vardır. Buna göre bu argümanda şu tip sorular sorulur: burada aynı bedeni paylaşan iki organizma mı vardır? Yoksa bir organizmada iki farklı bilinç mi gelişmiştir? Bu durumda kişi organizmaya eşitse, ikizler sadece tek bir kişi midirler?
Zihin olarak kişi
Zihnin ve zihinle ilgili farklı kavramların kimlik ile ilişkilendirilmesi çok eskiye dayanan bir gelenektir. Descartes'in ikici ruh kavramında dahi, ruhun kendisi düşünen şey olarak yorumlanıp, düşüncenin, zihnin kaynağı olarak görüldüğü için kimlik olgusunda zihne, bilince ve düşünmeye çok fazla vurgu vardır. Bununla birlikte herhangi bir başka kişisel kimlik tanımlaması barındırmadan (örneğin bir ruh görüşü barındırmadan), salt zihnin veya salt zihnin belirli bir özelliğinin (örneğin bilincin) kişi olduğu (ve kişisel kimliğin belirleyicisi olduğu) fikri çok eskiye dayanmaz denilebilir. Özellikle felsefe çevrelerinde yaygınlık kazanmış olan bu görüş dile getirildiğinde akla gelen isimlerden biri de ünlü İngiliz filozof John Locke'dir. John Locke bilinci temel almış ve kişisel kimliği bilinç ile betimlemiştir. Kişisel kimliğin bilinç ile bu şekilde açık ilk betimlemesini Locke yapmıştır. Nitekim modern anlamda kullanılan bilinç kavramını da ilk kullanan yine, aynı metinlerinde, Locke'dir. Zihinle kişisel kimliği özdeşleştiren yaklaşımlar, psikolojik yaklaşımlar olarak da ele alınmıştır. Psikolojik yaklaşımların çoğunluğu şu şekilde kısaca özetlenebilir: "birey devam eden (süregelen) ve birbiriyle örtüşen (kesişen) psikolojik bağlantılara sahip olduğu sürece kişidir, kendisidir".
Bununla birlikte her farklı psikolojik-zihin bazlı yaklaşım, felsefî anlamda farklı öğeler, argümanlar ve zihin felsefesi bazında farklı yaklaşımlar da içerdiğinden, gerek uygulamalı etik, gerekse mantıksal sonuçları açısından birbirinden farklıdır.
Çağdaş birçok düşünür kişisel kimliği zihin ile tanımlamış ve farklı kuramlar geliştirmişlerdir. Örneğin bunlardan bir tanesi 'ın embodied mind account yani ""dır (McMahan, 2002). Bu düşünce de, kişi beyninin fonksiyonel olarak bilincinin farkında olmasını sağlayan kısımlarıdır; bu kısımlar kişiye kişisel kimliğini vermektedir. Bu açıdan bu yaklaşımda 3 ana temel vardır:
- fiziksel devamlılık ki bu beynin fiziksel devamlılığıdır, beynin aynı fiziksel maddeyi zaman içinde devamlı olarak barındırması veya maddedeki değişimin yavaşça, süreç şeklinde olmasıdır.
- fonksiyonel devamlılık ki bu beynin bilinci fark edebilme kapasitesini sürdürmesi, devam ettirmesi demektir.
- organizasyonel devamlılık (veya yapısal devamlılık) ki bu beynin temel fiziksel yapısının (organizasyonunun) aynı kalması veya sadece yavaşça bir süreç içinde zamanla değişmesidir (McMahan, 2002).
Kaynakça
- McMahan, Jeff. The Ethics of Killing - Problems at the Margins of Life. New York: Oxford University Press, 2002. Oxford Scholarship Online. Oxford University Press. 2 October 2006
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kisisel kimlik herhangi bir bireyin hangi kosullar ve durumlar dahilinde bir kisi sayilabilecegini kisi kimligine sahip olabilecegini konu alan felsefi meseledir Kokeni cok eskiye dayanan bu ontolojik mesele biyoloji ve psikoloji gibi cesitli bilimlerde kaydedilen onemli gelismelerle cok farkli acilar edinmistir Kisi olmanin aslinda ne oldugunun ve neyin veya kimin kisi sayilabilecegi farkli felsefi ve dini ogretilerde farkli sekillerde ele alinmistir Kisi kavrami kimlik ozellikle cagdas etik sorunlarinda cok onemli bir yere sahiptir Kurtaj otanazi gibi uygulamalarin ahlaki yonunu tartisan kuram ve calismalarda kisi kavrami temellerden birini olusturmaktadir Bu sebeple kisisel kimlik son zamanlarda ozellikle filozoflar ahlakbilimciler ve hekimler tarafindan daha cok tibbi etik meseleleriyle iliskili olarak arastirilmis ve islenmistir Bu maddede genel anlamda farkli kimlik kuramlari inanislari ve hipotezleri ele alinir Her dusunce hakkinda daha genis ve detayli bilgi icin o alt basligin ana maddesine bakilabilir Organizma olarak kisiKisi kimlik kavramlarinin temeline insan organizmasi gorusunu koyan yaklasimdir Burada kisi insana esittir ki insan biyolojik acidan bir organizma bir canli turunun uyesi olarak ele alinmaktadir Kisi olmanin temelinde insan olmak yattigi icin bu durumda ruh veya bilinc veyahut ozbilinc gibi kavramlar ikinci plandadir veya kisisel kimlik kavramina dahil edilmez Bu gorus kaba bicimde insan turu olan Homo sapiens e mensup her organizma kisidir olarak ele alinabilir Bununla birlikte bu gorusun de kendi icinde farkli gruplara ayrilmasi muhtemeldir Diger kimlik goruslerine oldugu gibi organizma olarak kisi gorusune de farkli sekilde elestiriler gelmistir Bunlardan en onemlisi ve birincili biyolojik bir tanim olan insan turune ait bir birey olmanin canliyi mutlak olarak kisi yapamayacagi kisisel kimligin biyoloji biliminin tanimindan daha otesi olmasi gerektigi yonunde ve ayni sekilde bunun insan turu disi herhangi bir akilli varligi kisi olarak gormemeye yol acacagi farkli bir acidan ayrimci olabilecegi yonundedir Yok eger kisi olmak icin insan turunun uyesi bir organizma olma sartinin olmadigi savunuluyorsa bunun da bakterilerden balinalara kadar cok cesitli canlilari da kisi tanimi altinda toplayacagi ve boylece sorun yaratabilecegi one surulmustur Bunlarin disinda felsefi metinlerde yer alan sik elestirilerden birisi de organizma olarak kisi gorusunun monozigotik ikizler uzerinden ulasilan cesitli argumanlara karsi koyamayacagidir Bunun en unlu ornekleri yapisik tek yumurta ikizleri olmustur Zigot eger bir insan organizmasi ise bolunme sonucu iki farkli embriyonun olusumuna yol actiginda birincil zigota ne olmustur Bir organizma olarak ilk merhaledeki zigot olmus mudur Olusan iki embriyo ile ilk merhaledeki zigot ayni kisiler midir Bu ve benzeri argumanlarin yani sira yine yapisik ikizlik durumundan ortaya cikan farkli bir arguman daha vardir ki bu disefali durumudur Disefali iki kafaya sahip olmak anlamina gelir ve cogunlukla boyundan asagisi tek bir vucutken iki basa cogu kez iki farkli boyna da sahip olan yapisik ikiz durumlarini tanimlamakta kullanilir Bu durumda iki farkli bilinc ve gelisirken her bir ikiz kendisini kimligini tanimlayabilirken ortada bir vucut ve ayni genetik yapi vardir Buna gore bu argumanda su tip sorular sorulur burada ayni bedeni paylasan iki organizma mi vardir Yoksa bir organizmada iki farkli bilinc mi gelismistir Bu durumda kisi organizmaya esitse ikizler sadece tek bir kisi midirler Zihin olarak kisiZihnin ve zihinle ilgili farkli kavramlarin kimlik ile iliskilendirilmesi cok eskiye dayanan bir gelenektir Descartes in ikici ruh kavraminda dahi ruhun kendisi dusunen sey olarak yorumlanip dusuncenin zihnin kaynagi olarak goruldugu icin kimlik olgusunda zihne bilince ve dusunmeye cok fazla vurgu vardir Bununla birlikte herhangi bir baska kisisel kimlik tanimlamasi barindirmadan ornegin bir ruh gorusu barindirmadan salt zihnin veya salt zihnin belirli bir ozelliginin ornegin bilincin kisi oldugu ve kisisel kimligin belirleyicisi oldugu fikri cok eskiye dayanmaz denilebilir Ozellikle felsefe cevrelerinde yayginlik kazanmis olan bu gorus dile getirildiginde akla gelen isimlerden biri de unlu Ingiliz filozof John Locke dir John Locke bilinci temel almis ve kisisel kimligi bilinc ile betimlemistir Kisisel kimligin bilinc ile bu sekilde acik ilk betimlemesini Locke yapmistir Nitekim modern anlamda kullanilan bilinc kavramini da ilk kullanan yine ayni metinlerinde Locke dir Zihinle kisisel kimligi ozdeslestiren yaklasimlar psikolojik yaklasimlar olarak da ele alinmistir Psikolojik yaklasimlarin cogunlugu su sekilde kisaca ozetlenebilir birey devam eden suregelen ve birbiriyle ortusen kesisen psikolojik baglantilara sahip oldugu surece kisidir kendisidir Bununla birlikte her farkli psikolojik zihin bazli yaklasim felsefi anlamda farkli ogeler argumanlar ve zihin felsefesi bazinda farkli yaklasimlar da icerdiginden gerek uygulamali etik gerekse mantiksal sonuclari acisindan birbirinden farklidir Cagdas bircok dusunur kisisel kimligi zihin ile tanimlamis ve farkli kuramlar gelistirmislerdir Ornegin bunlardan bir tanesi in embodied mind account yani dir McMahan 2002 Bu dusunce de kisi beyninin fonksiyonel olarak bilincinin farkinda olmasini saglayan kisimlaridir bu kisimlar kisiye kisisel kimligini vermektedir Bu acidan bu yaklasimda 3 ana temel vardir fiziksel devamlilik ki bu beynin fiziksel devamliligidir beynin ayni fiziksel maddeyi zaman icinde devamli olarak barindirmasi veya maddedeki degisimin yavasca surec seklinde olmasidir fonksiyonel devamlilik ki bu beynin bilinci fark edebilme kapasitesini surdurmesi devam ettirmesi demektir organizasyonel devamlilik veya yapisal devamlilik ki bu beynin temel fiziksel yapisinin organizasyonunun ayni kalmasi veya sadece yavasca bir surec icinde zamanla degismesidir McMahan 2002 KaynakcaMcMahan Jeff The Ethics of Killing Problems at the Margins of Life New York Oxford University Press 2002 Oxford Scholarship Online Oxford University Press 2 October 2006 lt http dx doi org 10 1093 0195079981 001 0001 gt