Parçacık fiziğinde, kuantum alan teorisinin tarihi, 1920’lerin sonlarında elektromanyetik alanın kuantizesiyle çalışan Paul Dirac tarafından oluşturulması ile başlar. Teorideki başlıca gelişmeler 1950’lerde gerçekleşti ve bu gelişmeler kuantum elektrodinamiğinin (KED) başlangıcına neden oldu. KED çok başarılıydı ve “doğaldı”, çünkü aynı temel kavramları doğanın diğer kuvvetlerinde kullanılabilmek için yapılan denemeleri içeriyordu. Bu denemeler, parçacık fiziğinin modern standart modelini üreten güçlü ve zayıf nükleer kuvvetleri ayar kuramının (gauge theory) uygulamasında başarılı olmuştu.
Bugüne kadar, aynı teknikler kullanılarak yerçekimini anlatma çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Birçok fiziksel sorunda bu yöntemin uygulamalarının olması kuantum alan teorisinin çalışmalarının canlı ve gelişen halde kalmasını sağlamaktadır. Çoğu fizik dalına genel bir dil sağladığı için kuantum alan kuramı bugün, teorik fiziğin en önemli hayati alanlarından biri olarak kalmaktadır.
Tarihçe
Kuantum alan teorisi 1920’lerde, elektromanyetik alanın bir kuantum mekaniği teorisi yaratması probleminden ortaya çıkmıştır. Özellikle, de Broglie 1924 yılında temel sistemlerin dalga açıklaması fikrini şu şekilde ortaya atmıştır: Biz bu çalışmada her izole enerji parseline dayandırılan henüz tespit edilecek olan karakterin belli bir fenomen varlığı varsayımından ilerliyoruz.
1925 yılında, Werner Heisenberg, Max Born ve Pascual Jordan; özgürlük alanının iç derecelerini harmonik osilatörlerin sonsuz bir kümesi olarak ifade etmeleri ve daha sonra bu osilatörlere kanonik kuantizasyon prosedürü kullanmaları ile bir teori kurdular. Çalışmaları 1926'da yayınlandı. Bu teori, hiçbir elektrik yükü ve akımının mevcut olmadığını varsayar ve bugün serbest alan teorisi olarak adlandırılır.
1927 yılında Paul Diraz tarafından kuantum elektrodinamiğinin ilk mantıklı tam teorisi, hem elektromanyetik alan hem de kuantum mekaniksel nesneler olarak elektrik yüklü madde (özellikle elektronlar), oluşturuldu. Bu kuantum alan teorisi, bir kuantum alt enerji durumuna bir elektronun bırakılarak bir gibi önemli süreçleri modellemek için kullanılabilir, parçacıkların sayısındaki değişimin süreci- başlangıçtaki tek bir atom son durumda bir atom artı bir foton haline gelir. Süreçleri tanımlama yeteneğinin kuantum alan teorisinin en önemli özelliklerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Son önemli adım, Enrico Fermi’nin ß bozunması teorisidir (1934). Onda, ikinci kuantumlama sonucunu çıkarmak için fermiyon türleri gösterildi: Fermiyonların yaratımı ve yok olması öne çıktı ve kuantum alan teorisi parçacık bozunmalarının tanımlayıcısı olarak görüldü.
Birleştirilen "özel görelilik"
Elektromanyetik alanın uygun kuantum davranışının, klasik elektromanyetizmanın çalışmalarının dışında gelişen Einstein’nın görelilik teorisiyle bir şekilde birleştirilmesi gerektiği başından belliydi. Kuantum mekanikleri ve izafiyet teorisini bir araya getirmedeki bu ihtiyaç, kuantum alan teorisi gelişiminde ikinci ana motivasyondu. 1928 yılında Pascual Jordan and Wolfgang Pauli, kuantum alanlarının koordinat dönüşümleri sırasında özel görelilik tarafından öngörülen yolda davranmaya zorlanabildiğini gösterdi (özellikle, alan komütatörlerinin Lorentz sabiti olduğunu gösterdiler). Kuantum alan teorisi için bir başka açılım, başlangıçta Schrödinger denklemine benzer bir tek-parçacık denklemi olarak formüle edilen ve yorumlanan Dirac denkleminin keşfiyle geldi; ancak Schrödinger denkleminin aksine, Dirac denklemi hem Lorentz değişmezliğini (özel göreliliğin gerekliliği olan) hem de kuantum mekaniğinin kurallarını doyurmaktaydı. Dirac denklemi, elektronun spin sayısını -1/2 değerinde yerleştirdi ve hidrojenin spektrumu için doğru tahminler vererek de onun manyetik momentini hesapladı. Dirac denkleminin tek-parçacık denklemi olarak denenen yorumu uzun süre sürekliliğinin sağlayamadı. Fakat; sonunda Dirac denkleminin doğru bir alan denklemi, kuantize edilmiş “Dirac alan” ya da “elektron alan”, olarak anti parçacıkların varlığını işaret eden “negatif-enerji çözümleri” ile yeniden formüle edilmesi ve yorumlanmasıyla onun istenmeyen özelliklerinin çoğunun anlamladırılabildiği gösterildi. Bu çalışma, 1930 yılında ilk kez delik teorisinin icadıyla Dirac’in kendisi ve Wendell Furry, Robert Oppenheimer, Vladimir Fock ve diğerleri tarafından gerçekleştirildi. Schrödinger, 1926 yılında ünlü denklemini aynı dönemde keşfettiği sırada, ayrıca bundan bağımsız olarak kelin- Gordon denklemi olarak bilinen rölativistik genellemeyi buldu, ama reddetti çünkü spin olmadan, hidrojen spektrumunun imkânsız özelliklerinin öngörüyordu. Sıfır-spin parçacıkları olan tanımlanan tüm rölativistik dalga denklemlerinin Klein- Gordon çeşidi olduğu söyleniyor.
Sovyet fizikçilerinin rolü
Sovyet fizikçilerin yaptığı çalışmalar çok büyük önem taşır (özellikle, 1930 yılında yayınlanan Viktor Ambartsumian ve Dmitri Ivanenko’nun çağdaş kuantum alan teorisinin temel taşı olan masif parçacıkların oluşması hipotezi). Hipotezin açıklaması şuydu: Yalnızca elektromanyetik alan ve fotonların kuantası değil, ayrıca diğer parçacıklar (sıfır olmayan kalan kütleye sahip partikülleri içeren) da başka parçacıklarla etkileşimleri sonucu olarak yaratılabilir ve yok olabilirler. Ambartsumian ve Ivanenko’nun bu fikri, modern kuantum alan teorisi ve temel parçacıklar teorisini şekillendirdi.
Belirsizlik, tekrar
1933 ve daha sonra 1950 yılında, Niels Bohr ve Leon Rosenfeld’in yaptığı ince ve dikkatli bir analiz; tüm kanonik eşlenik büyüklüklere uygulanmak zorunda olan belirsizlik ilkesine dayandırılarak, radyasyonla etkileşimdeki yüklerin açıklamasına giren elektrik ve manyetik alan güçlerinin, aynı anda ölçüm yeteneği üzerinde temel bir sınırlama olduğunu gösterdi. Bu sınırlama, foton ve elektronlarda (kuantum elektrodinamikleri) kuantum alan teorisinin ve aslında herhangi bir pertürbatif kuantum alan teorisinin başarılı bir formülasyonu ve yorumlaması için çok kritiktir. Bohr ve Rosenfeld’in analizi; klasik olarak izin verilen, alanın kaynağından uzak olan değerlerden farklılaşan elektromanyetik alan değerlerindeki dalgalanmaları açıklar. Bu analiz, belirsizlik ilkesinin sınırlamaları ve fiziksel etkilerinin tüm dinamik sistemlere, alanlara ya da maddesel parçacıklara uygulanışını göstermesinden dolayı çok önemliydi. Ayrıca, birçok fizikçi; Einstein’nın klasik birleşik alan teorisindeki çok sayıda ve başarısız girişimleriyle amaçladığındaki gibi, klasik alan teorisine dayanarak doğanın temel bir tanıma dönüşünün herhangi bir kavramının tamamen olanaksız olduğuna ikna oldu.
İkinci kuantizasyon
Kuantum alan teorisinin gelişimi için kolaylıkla ve sürekli olarak çok-parçalı sistemlerin istatistiğiyle başa çıkmak gerekiyordu. 1927 yılında, Pascual Jordan; alanın kanonik kuantizasyonunu, bazen ikinci kuantizasyon olarak da adlandırılan özdeş parçacıkların çoklu-cisim dalgalanması işlevlerine dahil etmeyi denedi. 1928 yılında, Jordan ve Eugene Wigner; elektron ve diğer fermiyonları açıklayan kuantum alanın, Pauli dışlama ilkesine bağlı anti-değişmeli yaratım ve yok olma operatörleri kullanılarak genişletilmek zorunda olduğunu buldular. Bu gelişme çoklu cisim dinamiğinin içine dahil edildi. Ayrıca yoğun madde fiziği ve nükleer fiziği fazlasıyla etkiledi.
Sonsuzluklar problemi
Erken başarılarına rağmen, kuantum alan teorisi birçok ciddi teorik zorluğa boğuldu. Elektronun öz enerjisi, elektromanyetik alandan dolayı oluşan elektrondaki enerji kayması gibi temel fiziksel büyüklükler sonsuz ve farklı katkılar- 1940'ların büyük kısmı ve 1930'larda mevcut pertürbatif teknikler kullanılarak hesaplandığında mantıksız bir sonuç sağladı. Klasik elektromanyetik alan teorisinde, elektron öz enerjisi problemi ciddi bir sorundu ve bir elektronu sonlu boyut ya da kapsama (klasik elektron yarı çapı) bağlama girişimi başvurulması gereken elektromanyetik gerilimlerin ne olduğu sorusunu aniden ortaya attı ki, büyük ihtimalle bu gerilmeler sonlu-boyutlu “parçalar”ın Coulomb itmesine karşı elektronları bir arada tutabilmesini sağlayacaktı. Durum korkunçtu ve “Rayleigh-Jeans zorluğu”nun çoğunu hatırlatan belli özellikleri vardı. 1940’larda durumu bu kadar umutsuz ve karamsar yapan şey,aslında, elektron ve fotonların etkileşiminin teorik açıklaması için doğru bileşenlerin (ikinci kuantize Maxwell-Dirac alan denklemleri) yerinde olmaları ve hiçbir temel kavramsal değişikliğin gerekmemesi gerçeğiydi. Bu durum, Planck ışınım yasasının öngördüğü sıcak nesnelerin ışınım davranışı üzerine sonlu ve fiziksel mantıklı hesaplamaların gerekli olmasına benzer.
Renormalizasyon
Bu “sapma sorunu” 1940’ların sonu ve 1950’lerin başlarında Hans Bethe, Tomonaga, Schwinger, Feynman ve Dyson tarafından renormalizasyon yöntemiyle kuantum elektrodinamiklerinde çözülmüş oldu. Büyük gelişme, kuantum elekrodinamiğindeki tüm sonsuzlukların iki etkiyle alakalısının fark edilmesiyle gerçekleşti: elektron/pozitron öz enerjisi ve vakum kutuplaşması. Renormalizasyon, sadece anlamların ne olduğunu büyük bir dikkatle inceler, örneğin “yük” ve “kütle”nin saf, etkileşimsiz alan denklemlerindeyken ne anlama geldikleri. “Vakum” kendi kendine kutuplaşabilir ve böylece, (kabukta ve kabuk dışı) çiftleri sanal parçacıklarla doldurulur, yani kendi başına yoğun dinamik bir sistemdir. Bu, “sonsuzluklar” ve “sapmalar”ın kaynağını belirlemede kritik bir adımdı. Parçacığın “çıplak kütle” ve “çıplak yükü”, serbest alan denklemlerinde (etkileşmeyen durumda) görülen değerler, deneyde (etkileşimde) basit bir şekilde fark edilemeyen soyutlamalardır. Bizim ölçtüğümüz, denklemlerimizle göz önüne almak zorunda olduğumuz ve çözümlerin açıklamak zorunda olduğu parçacığın “renormalize edilen kütle” ve “renormalize edilen yük”üdür. Bu demektir ki, “ kaymış” ve “giyinmiş” değerler kuantum alanlarının kendi doğasının söylediği “çıplak değerler”den olan tüm sapmaları kapsamak zorunda olan değerlerdir.
Gauge değişmezliği
Meyvesini veren ilk yaklaşım “ etkişleşim temsili”, bir Lorentz kovaryansı ve sıradan kuantum mekaniklerinde kullanılan zamana-bağlı pertürbasyon teorisinin gauge sabiti genellemesi, olarak bilinir. Dirac, Fock ve Podolsk’nin daha önceki denemelerini yaygınlaştırılmasıyla, Tomonaga ve Schwinger tarafından geliştirilmiştir. Tomonaga ve Schwinger saha komütatörleri ve kuantum sisteminin iki ana temsilleri arasındaki ara alan operatörleri temsil eden bir relativistik kovaryant tasarısı kurdular. Bu tasarıyla, ayrı noktada saha komütatörleri, "çıplak" alan yaratma ve yok etme operatörleri açısından değerlendirilebilir. Bu, “çıplak” ve “renormalize” edilmiş olanların zaman gelişimini izlemeye olanak tanır ve her şeyi birleştirilmiş, guage sabiti “çıplak” alan denklemleriyle açıklar. Bir sonraki ve en ünlü gelişme Feynman ile ilgilidir. Feynman, saçılma matrisindeki koşullara uygun olarak grafik/şema devredişini sağlayacak zekice kurallar belirlemiştir. Bunlar direkt olarak hesaplanabilir fiziksel süreçlere karşılık gelmektedir. Bu, pratikte yürütülen kuantum alan teorisi hesaplamalarını kökten değiştirdi. 1960’lardan iki klasik ders kitabı; J. D. Bjorken ve S.D. Drell'in Göreli Kuantum Mekaniği (1964) ve J. J. Sakurai'nin İleri Kuantum Mekaniği (1967), Feynman grafik genişleme tekniklerini; karşıtlık prensibini takiben fiziksel, sezgisel ve pratik methodları kullanarak, kuantum alan teorisinin kendisinin üstyapısından türeyen Feynman kurallarını içeren teknik ayrıntılar konusunda endişelenmeden geliştirdi. Feynman’nın sonsuzluklarla baş etmedeki sezgisel ve resimsel tarzının, Tomonaga ve Schwinger resmi metodları kadar, ikisi de gerçekten iyi çalışmasına ve olağanüstü bir şekilde doğru cevaplar vermesine rağmen, “renormalize olabilirlik” sorusunun gerçek analitik doğası, yani bir kuantum alan teorisi olarak formüle edilmiş olan herhangi bir teorinin sonlu cevaplar verip vermediği, çok sonraya kadar çözülmüş değildi. KED durumunda renormalizasyon; eşleşim sabitinin küçüklüğünden dolayı büyük oranda rastlantısaldı. Kütle gerektiren eşleşmenin hiçbir boyuta sahip olmaması gerçeği,ki ince yapı değişmezi olarak adlandırılır ve ayrıca gauge bozonun sıfır kütlesi, foton KED’in küçük mesafe/yüksek enerjili davranışını yönlendirilebilir kıldı. Yanı sıra, Elektromanyetik süreçler, diğer gauge etkileşimleri tarafından çok kötü bir şekilde baskılanmadığı,sönümlenmediği ya da saklanmadığı algısında çok “temiz”dirler. 1958’de Sidney Drell: Kuantum elektrodinamikleri kendi sapaklıklarıyla barışçıl bir yaşam statüsü elde ettiler gözlemini dile getirdi.
Zayıf kuvvetle elektromanyetik kuvvetin birleşmesi, Fermi etkileşimi aralığı ötesindeki süreçleri ortaya çıkarmak için yeterli yüksek hızlandırıcı enerjisine sahip olmaması nedeniyle ilk zorluklarla karşı karşıya getirdi. Ek olarak, kuark modelle son bularak hadron alt yapısının tatmin edici teorik anlayışı geliştirilmek zorundaydı.
Güçlü kuvvet
Güçlü etkileşimler durumunda, kısa mesafe / yüksek enerjili davranışlarıyla alakalı oluşan ilerleme çok daha yavaş ve daha yıldırıcı oldu. Elektrozayıf alanlarla güçlü etkileşimler için, eşleme gücü, kuvvet taşıyıcılarının kütle oluşumu, hem de lineer olmayan kendi etkileşimleri ile ilgili zor problemler vardı. Elektromanyetik kuvvet, zayıf kuvvet ve güçlü kuvvet içeren büyük bir birleşik kuantum alan teorisine yakın teorik gelişmeler olmasına rağmen, deneysel doğrulama hala beklemede. Süperbirleşim, yerçekimi kuvvetini kapsayan, hala çok kurgusal ve çağdaş teorik fiziğin en iyi zihinlerinin çoğu tarafından yoğun bir araştırma altındadır. Yerçekimi, bir 2-spinli gauge bozonun, “graviton”un tanımının tensör alanıdır ve genel görelilik ve kuantum yerçekimi üzerine makaleler tartışılmaktadır.
Kuantum yerçekimi
Kuantum alan teorisi teknikleri açısından bakıldığında, tutarlı bir kuantum yerçekimi teorisi formüle etmek için sayısız çaba harcanırken, yerçekimi kuantizasyonu kötü davranışla egemen olmuştur. Yerçekimi eşleme sabitinin, kütlenin karşıt kuvvetlerinin içeren boyutlara sahip olmasından dolayı altında yatan teknik problemler var. Basit bir sonuçla, kötü huylu doğrusal olmayan kendi etkileşimleri tarafından rahatsız ediliyor. Yerçekimi, temelde, yönelir, ki sırasıyla... yönelir... vb. (örneğin, yerçekimi kendi içinde yerçekiminin bir kaynağıdır, buna benzer olarak gauge teorileri, eşlemeleri verilebilir.) düzensizlik teorisinin artış sırasında kontrol edilemeyen bir farklılaşmaya sebep olur.
Ek olarak, yerçekimi eşit ve kuvvetli olarak tüm enerjiye eşleşir, denklik ilkesine göre, bu da “kapama”, “kesme” kavramlarını ayırıyor, yerçekimsel etkileşimi diğer etkileşimlerden belirsiz hale getiriyor, çünkübiz uzay-zamanın kendi yapısıyla uğraşmaktayız.
Bir Abel gauge teorisi
Biraz kaba kuvvet, biraz Feynman’nın sesli ve sezgisel yöntemleri, biraz da Tomonaga/Schwinger’in zarif ve soyut yöntemleri sayesinde, erken renormalizasyon döneminden, kuantum elektrodinamiklerinin modern teorilerine sahibiz. Hala bilinen en doğru fiziksel teori başarılı bir kuantum alan teorisinin prototipidir. 1950'lerin başlarında, Yang ve Mills’in çalışması ile, ayrıca Ryoyu Utiyama’nınki ile de, Weyl ve Pauli’nin geçmiş önderliğini takiben, derin araştırmalar, herhangi bir alan teorisinin doyurması gereken simetriler ve değişmezliğin çeşitlerini aydınlatmış oldu. KED, aslında, bütün alan teorileri, gauge teroileri olarak bilinen kuantum alan teorilerinin bir sınıfına genelleştirildi. Kuantum elektrodinamikleri, bir Abel gauge teorisi olarak bilinen en ünlü örnektir. U(1) simetri grubuna dayanır ve bir tane kütlesiz gauge alanı vardır, U(1) gauge simetrisi, elektromanyetik alanı kapsayan etkileşim formunu gauge bozonu olan fotonla dikte eder. Bu simetrilerin parçacıklar arasındaki etkileşim formunu belirtmesi, sınırlaması ve zorunlu kılması; “gauge teori devrimi”nin özüdür. Yang ve Mills; zihindeki güçlü etkileşimlerin açıklanması girişimiyle Abel olmayan bir gauge teorisinin ilk açık örneğini formüle ettiler, Yang-Mills teorisi. Bu güçlü etkileşimler 1950'lerin ortalarında sonra (yanlış olarak) anlaşıldı, pi-mezonların (1935 yılında Hideki Yukawa'nın öngördüğü parçacıklar) aracılık ettiği, herhangi bir kuvvet aracı parçacığın kütlesi ve aracı olduğu kuvvetin genişliği arasındaki karşılıklı bağlantıyla ilgili derin yansımalara dayandırıldı. Belirsizlik ilkesiyle onaylandı. 1960 ve 1970’ler gauge teorisinin formülasyonunu gördü, şimdi parçacık fiziğinin standard modeli, temel parçacıklar ve birbirleri arasında etkileşimi sistematik bir şekilde açıklar, olarak biliniyor.
Elektrozayıf birleşim
1958-60 yıllarında, standart modelin elektrozayıf etkileşim kısmı, Sheldon Glashow tarafından, teorinin SU(2)xU(1) grup yapısı kendisinin keşfi ile formüle edildi. Steven Weinberg ve Abdus Salam W ve Z kitlelerinin üretimi için, sıfır foton kütlesini koruyarak zeki bir şekilde Anderson-Higgs mekanizmasına başvurdular. 1950’lerin sonu ve 1960’ların başında, gauge teorilerinde kitle üretim için Goldstone/Higgs fikri parladı ve birçok kuramcı (Yoichiro Nambu, Steven Weinberg, Jeffrey Goldstone, François Englert, Robert Brout, G.S. Guralnik, C.R. Hagen, Tom Kibble ve Philip Warren Anderson da dahil olduğu) bir süper iletkenin BCS zemin seviyesinin biçimlenmesinde elektromanyetizmanın U(1) simetrisinin kırılmasına benzer bir olası yarar fark ettiler. Bu duruma katılan gauge bozonu, foton sonlu bir kütle kazanmış gibi davranmaya başlıyor. “Kesintisiz” elektrozayıf Lagrangian tarafından bahsedilen simetrileri, fiziksel vakumun saymaması bir başka olasılıktır. Weinberg ve Salam’ın elektrozayıf teorisinin renormalize olabileceği (sonlu) ve dolayısıyla tutarlı olduğu gösterilmiştir. Glashow- Weinberg-Salam teorisi bir zaferdir ve, şüphesiz her uygulamada, kuantum elektrodinamikleriyle eşit doğruluğu verir.
Büyük sentez
Ayrıca 1970’ler boyunca, yoğun madde fiziği faz geçişleri çalışmalarındaki paralel gelişmeler, Leo Kadanoff, Michael Fisher ve Kenneth Wilson’ı, ölçekli teorinin davranış değişikliklerini, renormalizasyon olarak bilinen, fikir ve methodlar topluluğunu izlemeye yönlendirdi. 1940’larda bulunan renormalizasyon yönteminin derin fiziksel anlayışıyla,renormalizasyon grubu teorik fiziğin” büyük sentezi”i(parçacık fiziğinde kullanılan kuantum alan teorileri tekniklerini, yoğun madde fiziğiyle tek bir teori çerçevesinde birleştirerek) olarak parladı. Güçlü etkileşimlerin, kuantum kromodinamiklerin, QCD’nin gauge alan teorisi, farklı karakteristik özelliklerinin, asimtotik özgürlüğün ve renk sınırlamasının olabilmesi için kritik bir şekilde renormalizasyon grubuna dayanır.
Kaynakça
- ^ Recherches sur la theorrie des quanta (Ann. de Phys., 10, III, 1925; translation by A. F. Kracklauer)
- ^ Dirac, P. A. M. (1927). The Quantum Theory of the Emission and Absorption of Radiation. A. 114. Londra: Proceedings of the Royal Society. s. 243.
- ^ Todorov, Ivan (2012). Quantization is a mystery. 39. s. 107–149; arXiv: 1206.3116 [math-ph]. "yayıncı Bulg. J. Phys" yazısı görmezden gelindi ()
- ^ Born, M.; Heisenberg, W.; Jordan, P. (1926). "Zur Quantenmechanik II". Zeitschrift für Physik. 35 (8–9). ss. 557-615. Bibcode:1926ZPhy...35..557B. doi:10.1007/BF01379806. The paper was received on 16 November 1925. [English translation in: van der Waerden 1968, 15 "On Quantum Mechanics II"]
- ^ This paper was preceded by an earlier one by Born and Jordan published in 1925. (Born, M.; Jordan, P. (1925). "Zur Quantenmechanik". Zeitschrift für Physik. 34 (1). s. 858. Bibcode:1925ZPhy...34..858B. doi:10.1007/BF01328531.)
- ^ Jordan, P., and Pauli, W. (1928), "Zur Quantenelektrodynamik", Zeitschrift fur Physik 47: 151-73
- ^ , Helmut Rechenberg, The Probability Interpretation and the Statistical Transformation Theory, the Physical Interpretation, and the Empirical and Mathematical Foundations of Quantum Mechanics 1926–1932, Springer, 2000, p. 199.
- ^ "G-sardanashvily.ru". 15 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2016.
- ^ "Vaprize.sci.am". 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2016.
- ^ "Sciteclibrary.ru" (PDF). 15 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 25 Mayıs 2016.
- ^ P. Jordan, "Über eine neue Begründung der Quantenmechanik". Zeitschrift für Physik 40: 809-838, 1927 and "Über eine neue Begründung der Quantenmechanik II". Zeitschrift für Physik 44: 1-25, 1927.
- ^ ""Quantum Mechanics in Context: Pascual Jordan's 1936 Anschauliche Quantentheorie"". 27 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2016.
- ^ Daniel Greenberger, Klaus Hentschel, Friedel Weinert (eds.), Compendium of Quantum Physics: Concepts, Experiments, History and Philosophy, Springer, 2009: "Quantization (First, Second) 4 Ağustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.".
- ^ Arthur I. Miller, Early Quantum Electrodynamics: A Sourcebook, Cambridge University Press, 1995, p. 18.
Notlar
- Pais, Abraham; Inward Bound - Of Matter & Forces in the Physical World, Oxford University Press (1986) [] Written by a former Einstein assistant at Princeton, this is a beautiful detailed history of modern fundamental physics, from 1895 (discovery of X-rays) to 1983 (discovery of vectors bosons at C.E.R.N.).
- Richard Feynman; Lecture Notes in Physics. Princeton University Press: Princeton, (1986).
- Richard Feynman; QED. Princeton University Press: Princeton, (1982).
- Weinberg, Steven; The Quantum Theory of Fields - Foundations (vol. I), Cambridge University Press (1995) [] The first chapter (pp. 1–40) of Weinberg's monumental treatise gives a brief history of Q.F.T., pp. 608.
- Weinberg, Steven; The Quantum Theory of Fields - Modern Applications (vol. II), Cambridge University Press:Cambridge, U.K. (1996) [], pp. 489.
- Weinberg, Steven; The Quantum Theory of Fields - Supersymmetry (vol. III), Cambridge University Press:Cambridge, U.K. (2000) [], pp. 419.
- Schweber, Silvan S.; Q.E.D. and the men who made it: Dyson, Feynman, Schwinger, and Tomonaga, Princeton University Press (1994) []
- Ynduráin, Francisco José; Quantum Chromodynamics: An Introduction to the Theory of Quarks and Gluons, Springer Verlag, New York, 1983. []
- Miller, Arthur I.; Early Quantum Electrodynamics : A Sourcebook, Cambridge University Press (1995) []
- Schwinger, Julian; Selected Papers on Quantum Electrodynamics, Dover Publications, Inc. (1958) []
- O'Raifeartaigh, Lochlainn; The Dawning of Gauge Theory, Princeton University Press (May 5, 1997) []
- Cao, Tian Yu; Conceptual Developments of 20th Century Field Theories, Cambridge University Press (1997) []
- Darrigol, Olivier; La genèse du concept de champ quantique, (France) 9 (1984) pp. 433–501. Text in French, adapted from the author's Ph.D. thesis.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Parcacik fiziginde kuantum alan teorisinin tarihi 1920 lerin sonlarinda elektromanyetik alanin kuantizesiyle calisan Paul Dirac tarafindan olusturulmasi ile baslar Teorideki baslica gelismeler 1950 lerde gerceklesti ve bu gelismeler kuantum elektrodinamiginin KED baslangicina neden oldu KED cok basariliydi ve dogaldi cunku ayni temel kavramlari doganin diger kuvvetlerinde kullanilabilmek icin yapilan denemeleri iceriyordu Bu denemeler parcacik fiziginin modern standart modelini ureten guclu ve zayif nukleer kuvvetleri ayar kuraminin gauge theory uygulamasinda basarili olmustu Bugune kadar ayni teknikler kullanilarak yercekimini anlatma cabalari basarisizlikla sonuclanmisti Bircok fiziksel sorunda bu yontemin uygulamalarinin olmasi kuantum alan teorisinin calismalarinin canli ve gelisen halde kalmasini saglamaktadir Cogu fizik dalina genel bir dil sagladigi icin kuantum alan kurami bugun teorik fizigin en onemli hayati alanlarindan biri olarak kalmaktadir TarihceKuantum alan teorisi 1920 lerde elektromanyetik alanin bir kuantum mekanigi teorisi yaratmasi probleminden ortaya cikmistir Ozellikle de Broglie 1924 yilinda temel sistemlerin dalga aciklamasi fikrini su sekilde ortaya atmistir Biz bu calismada her izole enerji parseline dayandirilan henuz tespit edilecek olan karakterin belli bir fenomen varligi varsayimindan ilerliyoruz 1925 yilinda Werner Heisenberg Max Born ve Pascual Jordan ozgurluk alaninin ic derecelerini harmonik osilatorlerin sonsuz bir kumesi olarak ifade etmeleri ve daha sonra bu osilatorlere kanonik kuantizasyon proseduru kullanmalari ile bir teori kurdular Calismalari 1926 da yayinlandi Bu teori hicbir elektrik yuku ve akiminin mevcut olmadigini varsayar ve bugun serbest alan teorisi olarak adlandirilir 1927 yilinda Paul Diraz tarafindan kuantum elektrodinamiginin ilk mantikli tam teorisi hem elektromanyetik alan hem de kuantum mekaniksel nesneler olarak elektrik yuklu madde ozellikle elektronlar olusturuldu Bu kuantum alan teorisi bir kuantum alt enerji durumuna bir elektronun birakilarak bir gibi onemli surecleri modellemek icin kullanilabilir parcaciklarin sayisindaki degisimin sureci baslangictaki tek bir atom son durumda bir atom arti bir foton haline gelir Surecleri tanimlama yeteneginin kuantum alan teorisinin en onemli ozelliklerinden biri oldugu anlasilmaktadir Son onemli adim Enrico Fermi nin ss bozunmasi teorisidir 1934 Onda ikinci kuantumlama sonucunu cikarmak icin fermiyon turleri gosterildi Fermiyonlarin yaratimi ve yok olmasi one cikti ve kuantum alan teorisi parcacik bozunmalarinin tanimlayicisi olarak goruldu Birlestirilen ozel gorelilik Elektromanyetik alanin uygun kuantum davranisinin klasik elektromanyetizmanin calismalarinin disinda gelisen Einstein nin gorelilik teorisiyle bir sekilde birlestirilmesi gerektigi basindan belliydi Kuantum mekanikleri ve izafiyet teorisini bir araya getirmedeki bu ihtiyac kuantum alan teorisi gelisiminde ikinci ana motivasyondu 1928 yilinda Pascual Jordan and Wolfgang Pauli kuantum alanlarinin koordinat donusumleri sirasinda ozel gorelilik tarafindan ongorulen yolda davranmaya zorlanabildigini gosterdi ozellikle alan komutatorlerinin Lorentz sabiti oldugunu gosterdiler Kuantum alan teorisi icin bir baska acilim baslangicta Schrodinger denklemine benzer bir tek parcacik denklemi olarak formule edilen ve yorumlanan Dirac denkleminin kesfiyle geldi ancak Schrodinger denkleminin aksine Dirac denklemi hem Lorentz degismezligini ozel goreliligin gerekliligi olan hem de kuantum mekaniginin kurallarini doyurmaktaydi Dirac denklemi elektronun spin sayisini 1 2 degerinde yerlestirdi ve hidrojenin spektrumu icin dogru tahminler vererek de onun manyetik momentini hesapladi Dirac denkleminin tek parcacik denklemi olarak denenen yorumu uzun sure surekliliginin saglayamadi Fakat sonunda Dirac denkleminin dogru bir alan denklemi kuantize edilmis Dirac alan ya da elektron alan olarak anti parcaciklarin varligini isaret eden negatif enerji cozumleri ile yeniden formule edilmesi ve yorumlanmasiyla onun istenmeyen ozelliklerinin cogunun anlamladirilabildigi gosterildi Bu calisma 1930 yilinda ilk kez delik teorisinin icadiyla Dirac in kendisi ve Wendell Furry Robert Oppenheimer Vladimir Fock ve digerleri tarafindan gerceklestirildi Schrodinger 1926 yilinda unlu denklemini ayni donemde kesfettigi sirada ayrica bundan bagimsiz olarak kelin Gordon denklemi olarak bilinen rolativistik genellemeyi buldu ama reddetti cunku spin olmadan hidrojen spektrumunun imkansiz ozelliklerinin ongoruyordu Sifir spin parcaciklari olan tanimlanan tum rolativistik dalga denklemlerinin Klein Gordon cesidi oldugu soyleniyor Sovyet fizikcilerinin roluSovyet fizikcilerin yaptigi calismalar cok buyuk onem tasir ozellikle 1930 yilinda yayinlanan Viktor Ambartsumian ve Dmitri Ivanenko nun cagdas kuantum alan teorisinin temel tasi olan masif parcaciklarin olusmasi hipotezi Hipotezin aciklamasi suydu Yalnizca elektromanyetik alan ve fotonlarin kuantasi degil ayrica diger parcaciklar sifir olmayan kalan kutleye sahip partikulleri iceren da baska parcaciklarla etkilesimleri sonucu olarak yaratilabilir ve yok olabilirler Ambartsumian ve Ivanenko nun bu fikri modern kuantum alan teorisi ve temel parcaciklar teorisini sekillendirdi Belirsizlik tekrar1933 ve daha sonra 1950 yilinda Niels Bohr ve Leon Rosenfeld in yaptigi ince ve dikkatli bir analiz tum kanonik eslenik buyukluklere uygulanmak zorunda olan belirsizlik ilkesine dayandirilarak radyasyonla etkilesimdeki yuklerin aciklamasina giren elektrik ve manyetik alan guclerinin ayni anda olcum yetenegi uzerinde temel bir sinirlama oldugunu gosterdi Bu sinirlama foton ve elektronlarda kuantum elektrodinamikleri kuantum alan teorisinin ve aslinda herhangi bir perturbatif kuantum alan teorisinin basarili bir formulasyonu ve yorumlamasi icin cok kritiktir Bohr ve Rosenfeld in analizi klasik olarak izin verilen alanin kaynagindan uzak olan degerlerden farklilasan elektromanyetik alan degerlerindeki dalgalanmalari aciklar Bu analiz belirsizlik ilkesinin sinirlamalari ve fiziksel etkilerinin tum dinamik sistemlere alanlara ya da maddesel parcaciklara uygulanisini gostermesinden dolayi cok onemliydi Ayrica bircok fizikci Einstein nin klasik birlesik alan teorisindeki cok sayida ve basarisiz girisimleriyle amacladigindaki gibi klasik alan teorisine dayanarak doganin temel bir tanima donusunun herhangi bir kavraminin tamamen olanaksiz olduguna ikna oldu Ikinci kuantizasyonKuantum alan teorisinin gelisimi icin kolaylikla ve surekli olarak cok parcali sistemlerin istatistigiyle basa cikmak gerekiyordu 1927 yilinda Pascual Jordan alanin kanonik kuantizasyonunu bazen ikinci kuantizasyon olarak da adlandirilan ozdes parcaciklarin coklu cisim dalgalanmasi islevlerine dahil etmeyi denedi 1928 yilinda Jordan ve Eugene Wigner elektron ve diger fermiyonlari aciklayan kuantum alanin Pauli dislama ilkesine bagli anti degismeli yaratim ve yok olma operatorleri kullanilarak genisletilmek zorunda oldugunu buldular Bu gelisme coklu cisim dinamiginin icine dahil edildi Ayrica yogun madde fizigi ve nukleer fizigi fazlasiyla etkiledi Sonsuzluklar problemiErken basarilarina ragmen kuantum alan teorisi bircok ciddi teorik zorluga boguldu Elektronun oz enerjisi elektromanyetik alandan dolayi olusan elektrondaki enerji kaymasi gibi temel fiziksel buyuklukler sonsuz ve farkli katkilar 1940 larin buyuk kismi ve 1930 larda mevcut perturbatif teknikler kullanilarak hesaplandiginda mantiksiz bir sonuc sagladi Klasik elektromanyetik alan teorisinde elektron oz enerjisi problemi ciddi bir sorundu ve bir elektronu sonlu boyut ya da kapsama klasik elektron yari capi baglama girisimi basvurulmasi gereken elektromanyetik gerilimlerin ne oldugu sorusunu aniden ortaya atti ki buyuk ihtimalle bu gerilmeler sonlu boyutlu parcalar in Coulomb itmesine karsi elektronlari bir arada tutabilmesini saglayacakti Durum korkunctu ve Rayleigh Jeans zorlugu nun cogunu hatirlatan belli ozellikleri vardi 1940 larda durumu bu kadar umutsuz ve karamsar yapan sey aslinda elektron ve fotonlarin etkilesiminin teorik aciklamasi icin dogru bilesenlerin ikinci kuantize Maxwell Dirac alan denklemleri yerinde olmalari ve hicbir temel kavramsal degisikligin gerekmemesi gercegiydi Bu durum Planck isinim yasasinin ongordugu sicak nesnelerin isinim davranisi uzerine sonlu ve fiziksel mantikli hesaplamalarin gerekli olmasina benzer RenormalizasyonBu sapma sorunu 1940 larin sonu ve 1950 lerin baslarinda Hans Bethe Tomonaga Schwinger Feynman ve Dyson tarafindan renormalizasyon yontemiyle kuantum elektrodinamiklerinde cozulmus oldu Buyuk gelisme kuantum elekrodinamigindeki tum sonsuzluklarin iki etkiyle alakalisinin fark edilmesiyle gerceklesti elektron pozitron oz enerjisi ve vakum kutuplasmasi Renormalizasyon sadece anlamlarin ne oldugunu buyuk bir dikkatle inceler ornegin yuk ve kutle nin saf etkilesimsiz alan denklemlerindeyken ne anlama geldikleri Vakum kendi kendine kutuplasabilir ve boylece kabukta ve kabuk disi ciftleri sanal parcaciklarla doldurulur yani kendi basina yogun dinamik bir sistemdir Bu sonsuzluklar ve sapmalar in kaynagini belirlemede kritik bir adimdi Parcacigin ciplak kutle ve ciplak yuku serbest alan denklemlerinde etkilesmeyen durumda gorulen degerler deneyde etkilesimde basit bir sekilde fark edilemeyen soyutlamalardir Bizim olctugumuz denklemlerimizle goz onune almak zorunda oldugumuz ve cozumlerin aciklamak zorunda oldugu parcacigin renormalize edilen kutle ve renormalize edilen yuk udur Bu demektir ki kaymis ve giyinmis degerler kuantum alanlarinin kendi dogasinin soyledigi ciplak degerler den olan tum sapmalari kapsamak zorunda olan degerlerdir Gauge degismezligiMeyvesini veren ilk yaklasim etkislesim temsili bir Lorentz kovaryansi ve siradan kuantum mekaniklerinde kullanilan zamana bagli perturbasyon teorisinin gauge sabiti genellemesi olarak bilinir Dirac Fock ve Podolsk nin daha onceki denemelerini yayginlastirilmasiyla Tomonaga ve Schwinger tarafindan gelistirilmistir Tomonaga ve Schwinger saha komutatorleri ve kuantum sisteminin iki ana temsilleri arasindaki ara alan operatorleri temsil eden bir relativistik kovaryant tasarisi kurdular Bu tasariyla ayri noktada saha komutatorleri ciplak alan yaratma ve yok etme operatorleri acisindan degerlendirilebilir Bu ciplak ve renormalize edilmis olanlarin zaman gelisimini izlemeye olanak tanir ve her seyi birlestirilmis guage sabiti ciplak alan denklemleriyle aciklar Bir sonraki ve en unlu gelisme Feynman ile ilgilidir Feynman sacilma matrisindeki kosullara uygun olarak grafik sema devredisini saglayacak zekice kurallar belirlemistir Bunlar direkt olarak hesaplanabilir fiziksel sureclere karsilik gelmektedir Bu pratikte yurutulen kuantum alan teorisi hesaplamalarini kokten degistirdi 1960 lardan iki klasik ders kitabi J D Bjorken ve S D Drell in Goreli Kuantum Mekanigi 1964 ve J J Sakurai nin Ileri Kuantum Mekanigi 1967 Feynman grafik genisleme tekniklerini karsitlik prensibini takiben fiziksel sezgisel ve pratik methodlari kullanarak kuantum alan teorisinin kendisinin ustyapisindan tureyen Feynman kurallarini iceren teknik ayrintilar konusunda endiselenmeden gelistirdi Feynman nin sonsuzluklarla bas etmedeki sezgisel ve resimsel tarzinin Tomonaga ve Schwinger resmi metodlari kadar ikisi de gercekten iyi calismasina ve olaganustu bir sekilde dogru cevaplar vermesine ragmen renormalize olabilirlik sorusunun gercek analitik dogasi yani bir kuantum alan teorisi olarak formule edilmis olan herhangi bir teorinin sonlu cevaplar verip vermedigi cok sonraya kadar cozulmus degildi KED durumunda renormalizasyon eslesim sabitinin kucuklugunden dolayi buyuk oranda rastlantisaldi Kutle gerektiren eslesmenin hicbir boyuta sahip olmamasi gercegi ki ince yapi degismezi olarak adlandirilir ve ayrica gauge bozonun sifir kutlesi foton KED in kucuk mesafe yuksek enerjili davranisini yonlendirilebilir kildi Yani sira Elektromanyetik surecler diger gauge etkilesimleri tarafindan cok kotu bir sekilde baskilanmadigi sonumlenmedigi ya da saklanmadigi algisinda cok temiz dirler 1958 de Sidney Drell Kuantum elektrodinamikleri kendi sapakliklariyla bariscil bir yasam statusu elde ettiler gozlemini dile getirdi Zayif kuvvetle elektromanyetik kuvvetin birlesmesi Fermi etkilesimi araligi otesindeki surecleri ortaya cikarmak icin yeterli yuksek hizlandirici enerjisine sahip olmamasi nedeniyle ilk zorluklarla karsi karsiya getirdi Ek olarak kuark modelle son bularak hadron alt yapisinin tatmin edici teorik anlayisi gelistirilmek zorundaydi Guclu kuvvetGuclu etkilesimler durumunda kisa mesafe yuksek enerjili davranislariyla alakali olusan ilerleme cok daha yavas ve daha yildirici oldu Elektrozayif alanlarla guclu etkilesimler icin esleme gucu kuvvet tasiyicilarinin kutle olusumu hem de lineer olmayan kendi etkilesimleri ile ilgili zor problemler vardi Elektromanyetik kuvvet zayif kuvvet ve guclu kuvvet iceren buyuk bir birlesik kuantum alan teorisine yakin teorik gelismeler olmasina ragmen deneysel dogrulama hala beklemede Superbirlesim yercekimi kuvvetini kapsayan hala cok kurgusal ve cagdas teorik fizigin en iyi zihinlerinin cogu tarafindan yogun bir arastirma altindadir Yercekimi bir 2 spinli gauge bozonun graviton un taniminin tensor alanidir ve genel gorelilik ve kuantum yercekimi uzerine makaleler tartisilmaktadir Kuantum yercekimiKuantum alan teorisi teknikleri acisindan bakildiginda tutarli bir kuantum yercekimi teorisi formule etmek icin sayisiz caba harcanirken yercekimi kuantizasyonu kotu davranisla egemen olmustur Yercekimi esleme sabitinin kutlenin karsit kuvvetlerinin iceren boyutlara sahip olmasindan dolayi altinda yatan teknik problemler var Basit bir sonucla kotu huylu dogrusal olmayan kendi etkilesimleri tarafindan rahatsiz ediliyor Yercekimi temelde yonelir ki sirasiyla yonelir vb ornegin yercekimi kendi icinde yercekiminin bir kaynagidir buna benzer olarak gauge teorileri eslemeleri verilebilir duzensizlik teorisinin artis sirasinda kontrol edilemeyen bir farklilasmaya sebep olur Ek olarak yercekimi esit ve kuvvetli olarak tum enerjiye eslesir denklik ilkesine gore bu da kapama kesme kavramlarini ayiriyor yercekimsel etkilesimi diger etkilesimlerden belirsiz hale getiriyor cunkubiz uzay zamanin kendi yapisiyla ugrasmaktayiz Bir Abel gauge teorisiBiraz kaba kuvvet biraz Feynman nin sesli ve sezgisel yontemleri biraz da Tomonaga Schwinger in zarif ve soyut yontemleri sayesinde erken renormalizasyon doneminden kuantum elektrodinamiklerinin modern teorilerine sahibiz Hala bilinen en dogru fiziksel teori basarili bir kuantum alan teorisinin prototipidir 1950 lerin baslarinda Yang ve Mills in calismasi ile ayrica Ryoyu Utiyama ninki ile de Weyl ve Pauli nin gecmis onderligini takiben derin arastirmalar herhangi bir alan teorisinin doyurmasi gereken simetriler ve degismezligin cesitlerini aydinlatmis oldu KED aslinda butun alan teorileri gauge teroileri olarak bilinen kuantum alan teorilerinin bir sinifina genellestirildi Kuantum elektrodinamikleri bir Abel gauge teorisi olarak bilinen en unlu ornektir U 1 simetri grubuna dayanir ve bir tane kutlesiz gauge alani vardir U 1 gauge simetrisi elektromanyetik alani kapsayan etkilesim formunu gauge bozonu olan fotonla dikte eder Bu simetrilerin parcaciklar arasindaki etkilesim formunu belirtmesi sinirlamasi ve zorunlu kilmasi gauge teori devrimi nin ozudur Yang ve Mills zihindeki guclu etkilesimlerin aciklanmasi girisimiyle Abel olmayan bir gauge teorisinin ilk acik ornegini formule ettiler Yang Mills teorisi Bu guclu etkilesimler 1950 lerin ortalarinda sonra yanlis olarak anlasildi pi mezonlarin 1935 yilinda Hideki Yukawa nin ongordugu parcaciklar aracilik ettigi herhangi bir kuvvet araci parcacigin kutlesi ve araci oldugu kuvvetin genisligi arasindaki karsilikli baglantiyla ilgili derin yansimalara dayandirildi Belirsizlik ilkesiyle onaylandi 1960 ve 1970 ler gauge teorisinin formulasyonunu gordu simdi parcacik fiziginin standard modeli temel parcaciklar ve birbirleri arasinda etkilesimi sistematik bir sekilde aciklar olarak biliniyor Elektrozayif birlesim1958 60 yillarinda standart modelin elektrozayif etkilesim kismi Sheldon Glashow tarafindan teorinin SU 2 xU 1 grup yapisi kendisinin kesfi ile formule edildi Steven Weinberg ve Abdus Salam W ve Z kitlelerinin uretimi icin sifir foton kutlesini koruyarak zeki bir sekilde Anderson Higgs mekanizmasina basvurdular 1950 lerin sonu ve 1960 larin basinda gauge teorilerinde kitle uretim icin Goldstone Higgs fikri parladi ve bircok kuramci Yoichiro Nambu Steven Weinberg Jeffrey Goldstone Francois Englert Robert Brout G S Guralnik C R Hagen Tom Kibble ve Philip Warren Anderson da dahil oldugu bir super iletkenin BCS zemin seviyesinin bicimlenmesinde elektromanyetizmanin U 1 simetrisinin kirilmasina benzer bir olasi yarar fark ettiler Bu duruma katilan gauge bozonu foton sonlu bir kutle kazanmis gibi davranmaya basliyor Kesintisiz elektrozayif Lagrangian tarafindan bahsedilen simetrileri fiziksel vakumun saymamasi bir baska olasiliktir Weinberg ve Salam in elektrozayif teorisinin renormalize olabilecegi sonlu ve dolayisiyla tutarli oldugu gosterilmistir Glashow Weinberg Salam teorisi bir zaferdir ve suphesiz her uygulamada kuantum elektrodinamikleriyle esit dogrulugu verir Buyuk sentezAyrica 1970 ler boyunca yogun madde fizigi faz gecisleri calismalarindaki paralel gelismeler Leo Kadanoff Michael Fisher ve Kenneth Wilson i olcekli teorinin davranis degisikliklerini renormalizasyon olarak bilinen fikir ve methodlar toplulugunu izlemeye yonlendirdi 1940 larda bulunan renormalizasyon yonteminin derin fiziksel anlayisiyla renormalizasyon grubu teorik fizigin buyuk sentezi i parcacik fiziginde kullanilan kuantum alan teorileri tekniklerini yogun madde fizigiyle tek bir teori cercevesinde birlestirerek olarak parladi Guclu etkilesimlerin kuantum kromodinamiklerin QCD nin gauge alan teorisi farkli karakteristik ozelliklerinin asimtotik ozgurlugun ve renk sinirlamasinin olabilmesi icin kritik bir sekilde renormalizasyon grubuna dayanir Kaynakca Recherches sur la theorrie des quanta Ann de Phys 10 III 1925 translation by A F Kracklauer Dirac P A M 1927 The Quantum Theory of the Emission and Absorption of Radiation A 114 Londra Proceedings of the Royal Society s 243 Todorov Ivan 2012 Quantization is a mystery 39 s 107 149 arXiv 1206 3116 math ph yayinci Bulg J Phys yazisi gormezden gelindi yardim Born M Heisenberg W Jordan P 1926 Zur Quantenmechanik II Zeitschrift fur Physik 35 8 9 ss 557 615 Bibcode 1926ZPhy 35 557B doi 10 1007 BF01379806 The paper was received on 16 November 1925 English translation in van der Waerden 1968 15 On Quantum Mechanics II This paper was preceded by an earlier one by Born and Jordan published in 1925 Born M Jordan P 1925 Zur Quantenmechanik Zeitschrift fur Physik 34 1 s 858 Bibcode 1925ZPhy 34 858B doi 10 1007 BF01328531 Jordan P and Pauli W 1928 Zur Quantenelektrodynamik Zeitschrift fur Physik 47 151 73 Helmut Rechenberg The Probability Interpretation and the Statistical Transformation Theory the Physical Interpretation and the Empirical and Mathematical Foundations of Quantum Mechanics 1926 1932 Springer 2000 p 199 G sardanashvily ru 15 Temmuz 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Mayis 2016 Vaprize sci am 3 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Mayis 2016 Sciteclibrary ru PDF 15 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi PDF Erisim tarihi 25 Mayis 2016 P Jordan Uber eine neue Begrundung der Quantenmechanik Zeitschrift fur Physik 40 809 838 1927 and Uber eine neue Begrundung der Quantenmechanik II Zeitschrift fur Physik 44 1 25 1927 Quantum Mechanics in Context Pascual Jordan s 1936 Anschauliche Quantentheorie 27 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Mayis 2016 Daniel Greenberger Klaus Hentschel Friedel Weinert eds Compendium of Quantum Physics Concepts Experiments History and Philosophy Springer 2009 Quantization First Second 4 Agustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Arthur I Miller Early Quantum Electrodynamics A Sourcebook Cambridge University Press 1995 p 18 NotlarPais Abraham Inward Bound Of Matter amp Forces in the Physical World Oxford University Press 1986 ISBN 0 19 851997 4 Written by a former Einstein assistant at Princeton this is a beautiful detailed history of modern fundamental physics from 1895 discovery of X rays to 1983 discovery of vectors bosons at C E R N Richard Feynman Lecture Notes in Physics Princeton University Press Princeton 1986 Richard Feynman QED Princeton University Press Princeton 1982 Weinberg Steven The Quantum Theory of Fields Foundations vol I Cambridge University Press 1995 ISBN 0 521 55001 7 The first chapter pp 1 40 of Weinberg s monumental treatise gives a brief history of Q F T pp 608 Weinberg Steven The Quantum Theory of Fields Modern Applications vol II Cambridge University Press Cambridge U K 1996 ISBN 0 521 55001 7 pp 489 Weinberg Steven The Quantum Theory of Fields Supersymmetry vol III Cambridge University Press Cambridge U K 2000 ISBN 0 521 55002 5 pp 419 Schweber Silvan S Q E D and the men who made it Dyson Feynman Schwinger and Tomonaga Princeton University Press 1994 ISBN 0 691 03327 7 Yndurain Francisco Jose Quantum Chromodynamics An Introduction to the Theory of Quarks and Gluons Springer Verlag New York 1983 ISBN 0 387 11752 0 Miller Arthur I Early Quantum Electrodynamics A Sourcebook Cambridge University Press 1995 ISBN 0 521 56891 9 Schwinger Julian Selected Papers on Quantum Electrodynamics Dover Publications Inc 1958 ISBN 0 486 60444 6 O Raifeartaigh Lochlainn The Dawning of Gauge Theory Princeton University Press May 5 1997 ISBN 0 691 02977 6 Cao Tian Yu Conceptual Developments of 20th Century Field Theories Cambridge University Press 1997 ISBN 0 521 63420 2 Darrigol Olivier La genese du concept de champ quantique France 9 1984 pp 433 501 Text in French adapted from the author s Ph D thesis