İsmail Necdet Kent (d. 13 Ekim 1911 - ö. 20 Eylül 2002), Türk diplomat. Muhtar Kent’in babasıdır.
Orta öğrenimini Galatasaray Lisesinde, yüksek öğrenimini New York Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümünde tamamladı. 1937 yılında Dışişleri Bakanlığına girdi. 1941 yılında tayin olduğu ve 1944 yılına kadar kaldığı Marsilya Başkonsolosluğundaki görevinden önce Atina'ya Muavin Konsolos olarak atanmıştı.
1941 - 1944 arasında Türkiye'nin Marsilya Başkonsolosluğunda Muavin Konsolos idi. II. Dünya Savaşı sırasında birçok Yahudiye Türk pasaportu vererek hayatlarını kurtardı.
Nazi işgali altındaki Fransa'da geçirdiği bu yıllardaki kahramanlıklar Alman toplama kamplarına giden treni durdurmakla sınırlı değildi. Aynı zamanda güney Fransa'da yaşayan veya oraya kaçan, geçerli Türk pasaportu olmayan birçok Türk Musevi'ye de Türk kimliği sağladı.
Kent bir keresinde, Gestapo karargâhına giderek erkeklerin Musevi olup olmadıklarını anlamak için sokaklarda soyulmalarını protesto etti. Alman komutanını azarlayarak sünnetin, bir kişinin Musevi olduğunu kanıtlamak için yeterli olmadığını söyledi. Kent, anılarında, "Komutanın gözlerindeki boş bakışları gördüğüm zaman, ne demek istediğimi anlamadığını fark ettim ve onların doktorları tarafından muayene edilmeye razı olabileceğimi söyledim." diyor.
Bir akşam, Konsolosluktaki yardımcısı, o bölgede yaşayan Türk Musevilerin Alman toplama kamplarına gönderilmek üzere hayvan vagonlarına yüklendiklerini bildirdi. Kent, bunun üzerine hemen Saint Charles Tren İstasyonu'na gitti. Kent, trene yaklaştı ve daha sonra hatıralarında bu olayı şöyle anlattı: "O akşama dair hatıralarımdan silinmeyecek olan tek anı, vagonlardan birinin üzerinde gördüğüm, 'Bu vagona 20 baş hayvan ve 500 kilo ot konulabilir' şeklindeki yazıydı." Kent'in kısa sürede fark edeceği gibi bu vagonların içinde tıka basa sıkıştırılmış 80 kişi vardı. İstasyondaki Gestapo kumandanı, Kent'in orada bulunuşundan haberdar olunca kendisine yaklaştı ve hemen ayrılmasını istedi. Ancak Kent, nezaketini zorlayarak bu insanların Türk vatandaşı olduklarını ve ortada hemen düzeltilmesi gereken bir hata bulunduğunu söyledi. Gestapo kumandanı, kendisinin sadece emirleri yerine getirdiği ve vagonlardaki bu insanların Türk değil, sıradan Museviler oldukları şeklinde yanıt verdi. Kent, daha sonraki hatıralarında şunları söylemişti: "Tehditlerimin sonuçsuz kaldığını gördüğüm zaman birdenbire yardımcıma döndüm ve 'Hadi gidiyoruz, biz de bu trene biniyoruz' dedim. Beni durdurmaya çalışan askeri bir kenara iterek vagonlardan birine bindim. Böylece yalvarma sırası Gestapo subayına gelmişti. Hiçbir uyarıya yanıt vermedim ve tren de hareket etmeye başladı." Tren bir sonraki istasyonda durdu ve Alman subayları trene binerek Marsilya'da trenden ayrılmasına izin verilmediği için kendisinden özür dilediler. Dışarıda kendisini ofise geri götürmek üzere bekleyen bir Mercedes vardı. Ancak Kent yerinden kımıldamadı. Anılarında bu olaydan şöyle bahsetmişti: "Musevi oldukları için 80'den fazla Türk vatandaşının bu hayvan vagonlarına yüklendiklerini ve benim de, böylesi bir davranışı reddeden bir hükûmetin temsilcisi olduğumu açıkladım." Onun bu taviz vermeyen tutumuyla şaşkına dönen Almanlar herkesi trenden indirdiler ve bu drama bir son verdiler. Kent, daha sonra şöyle demişti: "Kurtardığımız insanların boynumuza ve ellerimize sarılmalarını, gözlerindeki minnettarlığı ve sabaha karşı yatağa giderken duyduğum iç rahatlığını unutamam."
Kent savaştan sonra Türkiye'nin New York Başkonsolosu olarak görev yaptı ve bunu takiben Bangkok, Yeni Delhi, Stokholm ve Varşova'da büyükelçilik görevlerinde bulundu.
Artık emekli bir diplomat olan Kent'e, 15 Mayıs 2001 tarihinde, İsrail'den gelen ve üzerinde "Bir can kurtarmak dünyayı kurtarmak gibidir" yazan özel bir madalya ile beraber Türkiye'nin en yüksek şeref madalyalarından birisi olan Üstün Hizmet Madalyası verildi. Bu tören sırasında Kent, "Benim yaptığım, yapmam gereken şeydi. Bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum." dedi.
2002 yılında ölen Necdet Kent’in Bebek Camii’nde cenaze töreni düzenlendi ve Kent'in cenazesi namaz sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Yine kendisi gibi İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudileri Nazi soykırımından kurtaran iki Türk diplomat Namık Kemal Yolga ve Selahattin Ülkümen ile birlikte Türk Dışişleri tarafından ‘Üstün Hizmet Madalyası’ ile ödüllendirildi.
23 Nisan 2009 tarihinde Coca Cola'nın Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Muhtar Kent'in babasıdır. Ayrıca, yazar Ayşe Kulin'in yazdığı ve II. Dünya Savaşı sırasında Musevilerin çektiği Nazi zulmünü anlatan "Nefes Nefese" adlı romanda geçen "T.C. Marsilya Başkonsolosu Nazım Kender" karakteri de Necdet Kent'i temsil eder.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ismail Necdet Kent d 13 Ekim 1911 o 20 Eylul 2002 Turk diplomat Muhtar Kent in babasidir Orta ogrenimini Galatasaray Lisesinde yuksek ogrenimini New York Universitesi Kamu Hukuku Bolumunde tamamladi 1937 yilinda Disisleri Bakanligina girdi 1941 yilinda tayin oldugu ve 1944 yilina kadar kaldigi Marsilya Baskonsoloslugundaki gorevinden once Atina ya Muavin Konsolos olarak atanmisti 1941 1944 arasinda Turkiye nin Marsilya Baskonsoloslugunda Muavin Konsolos idi II Dunya Savasi sirasinda bircok Yahudiye Turk pasaportu vererek hayatlarini kurtardi Nazi isgali altindaki Fransa da gecirdigi bu yillardaki kahramanliklar Alman toplama kamplarina giden treni durdurmakla sinirli degildi Ayni zamanda guney Fransa da yasayan veya oraya kacan gecerli Turk pasaportu olmayan bircok Turk Musevi ye de Turk kimligi sagladi Kent bir keresinde Gestapo karargahina giderek erkeklerin Musevi olup olmadiklarini anlamak icin sokaklarda soyulmalarini protesto etti Alman komutanini azarlayarak sunnetin bir kisinin Musevi oldugunu kanitlamak icin yeterli olmadigini soyledi Kent anilarinda Komutanin gozlerindeki bos bakislari gordugum zaman ne demek istedigimi anlamadigini fark ettim ve onlarin doktorlari tarafindan muayene edilmeye razi olabilecegimi soyledim diyor Bir aksam Konsolosluktaki yardimcisi o bolgede yasayan Turk Musevilerin Alman toplama kamplarina gonderilmek uzere hayvan vagonlarina yuklendiklerini bildirdi Kent bunun uzerine hemen Saint Charles Tren Istasyonu na gitti Kent trene yaklasti ve daha sonra hatiralarinda bu olayi soyle anlatti O aksama dair hatiralarimdan silinmeyecek olan tek ani vagonlardan birinin uzerinde gordugum Bu vagona 20 bas hayvan ve 500 kilo ot konulabilir seklindeki yaziydi Kent in kisa surede fark edecegi gibi bu vagonlarin icinde tika basa sikistirilmis 80 kisi vardi Istasyondaki Gestapo kumandani Kent in orada bulunusundan haberdar olunca kendisine yaklasti ve hemen ayrilmasini istedi Ancak Kent nezaketini zorlayarak bu insanlarin Turk vatandasi olduklarini ve ortada hemen duzeltilmesi gereken bir hata bulundugunu soyledi Gestapo kumandani kendisinin sadece emirleri yerine getirdigi ve vagonlardaki bu insanlarin Turk degil siradan Museviler olduklari seklinde yanit verdi Kent daha sonraki hatiralarinda sunlari soylemisti Tehditlerimin sonucsuz kaldigini gordugum zaman birdenbire yardimcima dondum ve Hadi gidiyoruz biz de bu trene biniyoruz dedim Beni durdurmaya calisan askeri bir kenara iterek vagonlardan birine bindim Boylece yalvarma sirasi Gestapo subayina gelmisti Hicbir uyariya yanit vermedim ve tren de hareket etmeye basladi Tren bir sonraki istasyonda durdu ve Alman subaylari trene binerek Marsilya da trenden ayrilmasina izin verilmedigi icin kendisinden ozur dilediler Disarida kendisini ofise geri goturmek uzere bekleyen bir Mercedes vardi Ancak Kent yerinden kimildamadi Anilarinda bu olaydan soyle bahsetmisti Musevi olduklari icin 80 den fazla Turk vatandasinin bu hayvan vagonlarina yuklendiklerini ve benim de boylesi bir davranisi reddeden bir hukumetin temsilcisi oldugumu acikladim Onun bu taviz vermeyen tutumuyla saskina donen Almanlar herkesi trenden indirdiler ve bu drama bir son verdiler Kent daha sonra soyle demisti Kurtardigimiz insanlarin boynumuza ve ellerimize sarilmalarini gozlerindeki minnettarligi ve sabaha karsi yataga giderken duydugum ic rahatligini unutamam Kent savastan sonra Turkiye nin New York Baskonsolosu olarak gorev yapti ve bunu takiben Bangkok Yeni Delhi Stokholm ve Varsova da buyukelcilik gorevlerinde bulundu Artik emekli bir diplomat olan Kent e 15 Mayis 2001 tarihinde Israil den gelen ve uzerinde Bir can kurtarmak dunyayi kurtarmak gibidir yazan ozel bir madalya ile beraber Turkiye nin en yuksek seref madalyalarindan birisi olan Ustun Hizmet Madalyasi verildi Bu toren sirasinda Kent Benim yaptigim yapmam gereken seydi Bir seyler yapmam gerektigini biliyordum dedi 2002 yilinda olen Necdet Kent in Bebek Camii nde cenaze toreni duzenlendi ve Kent in cenazesi namaz sonrasi Zincirlikuyu Mezarligi nda topraga verildi Yine kendisi gibi Ikinci Dunya Savasi sirasinda Yahudileri Nazi soykirimindan kurtaran iki Turk diplomat Namik Kemal Yolga ve Selahattin Ulkumen ile birlikte Turk Disisleri tarafindan Ustun Hizmet Madalyasi ile odullendirildi 23 Nisan 2009 tarihinde Coca Cola nin Yonetim Kurulu Baskanligina secilen Muhtar Kent in babasidir Ayrica yazar Ayse Kulin in yazdigi ve II Dunya Savasi sirasinda Musevilerin cektigi Nazi zulmunu anlatan Nefes Nefese adli romanda gecen T C Marsilya Baskonsolosu Nazim Kender karakteri de Necdet Kent i temsil eder Ayrica bakinizBehic ErkinKaynakca Musevi din adamlari saf tutup dua etti 27 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Eylul 2022 22 Haziran 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Temmuz 2006