Radyoaktif atıklar, serbestleştirme sınırlarının üzerinde aktivite konsantrasyonu içeren ve bir daha kullanılması düşünülmeyen nükleer ve radyoaktif maddeler ile radyoaktif madde bulaşmış ya da radyoaktif olmuş yapı, sistem, bileşen ve malzemelerdir.
Tıp, endüstri, araştırma gibi değişik uygulama alanlarında değişik aktivite, fiziksel ve kimyasal durumlarda radyoaktif atıklar ortaya çıkar. Radyoaktif atıkların yarılanma ömürleri elementin türüne göre değişmekle birlikte birkaç yıldan yüzyıllar mertebesine kadar olabilir. Radyoaktif atık, özel bir kontrol sistemi altında yönetilmelidir.
Radyoaktif Atık Tipleri
Radyoaktif atıklar taşınma, depolama ve atık düzenlemelerini kolaylaştırmak için içerdiği radyoaktif malzemenin konsantrasyonu ve radyoaktif kaldıkları süre dikkate alınarak sınıflandırılırlar. Kategorilerin tanımı ülkeden ülkeye değişmekle beraber radyoaktif atıklar düşük seviye, orta seviye ve yüksek seviyeli atıklar olarak sınıflandırılabilir.
Düşük seviyeli atıklar (DSA), normal olarak işçi tulumları, taşıma kapları, şırıngalar gibi malzemelerin az miktardaki kısa ömürlü radyoaktivite ile teması sonucu oluşur. DSA’lar genellikle lastik eldivenler kullanılarak işleme tabi tutulur. Nükleer güç santrallerinin hizmetten çıkarılması esnasında oluşan birçok atık DSA sınıfına girer.
Orta seviyeli atıklar (OSA), tipik olarak nükleer malzeme ile birlikte kullanılmış ekipman veya radyoaktif akışkanların temizlenmesinde kullanılmış iyon değişim reçineleri gibi daha çok endüstriyel malzemelerdir. Bunlar tipik olarak ihmal edilebilir düzeyde ısı üretirler, fakat kısa veya uzun süreli radyasyon yayarlar ve korunmak için zırhlama gerekir. Kullanılmış nükleer yakıtların yeniden işlenmesi sırasında yakıtın çözülmeyen metal kısımlarını içeren atıklar OSA kategorisinde değerlendirilir.
Yüksek seviyeli atıklar (YSA), fisyon reaksiyonu sonucunda ortaya çıkan yüksek derecede radyoaktif ve uzun ömürlü elementleri içerirler. Yüksek seviyeli atık kategorisinde ayırım yeniden işlenilmeyecek olan kullanılmış nükleer yakıt (KNY) ve yeniden işleme uygulamasının kalıntıları arasında yapılır. Bu iki alt grup biçim ve içerik olarak farklılıklar arz etseler de (örneğin yeniden işleme atıkları akışkandır) benzer şekilde yönetilirler. Birçok ülke, uygulanacak atık yönetiminin gerektirdiği özelliklere bağlı olarak değişik atık sınıflandırma sistemi geliştirmiştir. Atıklar sınıflarının gerektirdiği şekilde işlenmekte ve bertaraf edilmektedirler.
Depolanması
Radyoaktif atıkların uzun süreli depolanması amacıyla yapılan tesislerdeki yaklaşım, radyoaktif atıkların konsantre edilmesi ve matris olarak tanımlanan beton, asfalt, cam gibi kapalı ortamlarda saklanmasıdır. Radyoaktif atıklar içlerindeki radyonüklitlerin yarı ömrüne ve diğer özelliklerine bağlı olarak değişik sürelerde depolanmaları gerekir.
Radyoaktif atıklar için yapılan depolama tesisleri kabaca iki grupta toplanabilir; yakın yüzey depolama tesisleri ve derin depolama tesisleri.
Radyoaktif atıkların çevre ve insan sağlığını etkilememesi, insanların ve çevrenin en etkin şekilde korunması amacı ile bütün dünyada çalışmalar sürdürülmektedir. Bu amaçla, radyoaktif atıklar ve atık nihai bertaraf tesislerinin envanterleri, gelecek nesillerin de açık şekilde bilgilendirilmesi ve atık kayıtlarına kolaylıkla ulaşmalarını sağlayacak koşullarda düzenlenir ve saklanır.
Yasal düzenleme
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından hazırlanmış olan Joint Convention on the Safety of Spent Fuel Management and on the Safety of Radioactive Waste Management isimli anlaşma ile (Kullanılmış Yakıt ve Radyoaktif Atık Yönetimi Güvenliği Birleşik Sözleşmesi) temel güvenlik ölçütleri; teknik ve yönetimsel açılardan belirlenerek atık güvenliği uluslararası ölçekte güvence altına alınmıştır.
Türkiye'de Radyoaktif Atık Yönetimi ve Depolama tesisleri hususundaki yasal düzenleme 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanununun 4. Maddesinin (f) bendinde ve "Radyasyon Güvenliği Tüzüğünün" 8. Maddesinin (c) bendinde yer almaktadır. Belirtilen yasal yetkiler çerçevesinde TAEK Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi bünyesinde Düşük ve Orta Seviyeli Radyoaktif Atık (LILW) işleme ve geçici depolama tesisi kurulmuş olup, bu tesis faaliyetlerine devam etmektedir.
Radyoaktif Atıkların Bertaraf Edilme Yöntemleri
Radyoaktif Atıkların Okyanusa Dökülmesi
1993'ten önce, ülkelerin okyanuslara nükleer atık atmasını engelleyen hiçbir uluslararası yasa yoktur. 1946'dan 1993'e kadar olan dönemde, ABD de dahil olmak üzere on üç ülke, nükleer atıklarını atmak için okyanus çöplüğünü kullanmıştır. 1946'da, "ilk boşaltma operasyonu Kuzey Doğu Pasifik Okyanusu'nda, Kaliforniya kıyılarının yaklaşık 80 kilometre açıklarındaki bir alanda gerçekleşmiştir.
1957'de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Radyoaktif Atıkların Denize Boşaltılmasına ilişkin ilk Danışma Grubu Toplantısını düzenlemiştir. Ertesi yıl, BM ilk Deniz Hukuku Konferansı'nı (UNCLOS I) düzenlemiştir. Bu iki toplantı, nükleer atıkların okyanusa boşaltılmasına ilişkin uluslararası hukukun temelini oluşturulmuştur 1972'de birçok ülke, Atıkların ve Diğer Maddelerin Dampingi Yoluyla Deniz Kirliliğinin Önlenmesine İlişkin Londra Sözleşmesi'ni kabul etmiştir. Sözleşme, yüksek seviyeli radyoaktif atıkların okyanusa boşaltılmasını yasaklayarak 1975 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşmeye göre, düşük seviyeli atıkların boşaltılmasına hala izin verildiğini, ancak yalnızca özel bir izin verildikten sonra izin verildiğini unutmamak gerekir.
1983'te, düşük seviyeli atık boşaltımı için bir moratoryum kabul edilmiştir. 1985 yılında, Londra Sözleşmesinin Akit Tarafları bu gönüllü moratoryumu başlatmıştır. 1993 yılında sözleşmenin tarafları, radyoaktif atıkların ve maddelerin denizden uzaklaştırılmasını yasaklayan bir kararı kabul etmişlerdir. Bu karar 20 Şubat 1994'te yürürlüğe girerek denizde radyoaktif atıkların yok edilmesini tamamen yasaklamıştır.
Eski okyanus çöplük alanlarını incelemek için birkaç keşif ve araştırma yapılmıştır. Kuzeydoğu Atlantik atık boşaltma alanında en son 1996 yılında araştırma yapılmıştır. Antropojenik radyonüklidler (insan aktivitesinden kaynaklanan radyoaktif nüklitler) için deniz yatağının üzerinde toplanan örnekleri analiz etmişlerdir. Analiz, bu bölgede ölçülebilir ancak ihmal edilebilir düzeyde radyoaktivite artışı olduğunu göstermiştir.
1992'den 1994'e kadar, Rus ve Norveç ortak keşif gezileri Kara Denizi'ndeki dört çöp sahasını ziyaret etmiştir. Su, tortu ve organizmalardan örnekler alınmıştır. Yine, radyoaktif kontaminasyon, atık konteynerlerine yakın alınan tortu örnekleri dışında ihmal edilebilir düzeyde olmuştur. Anketlerin bulguları, okyanusu güvensiz hale getirmek için çok fazla çöp atmanın gerekeceğini gösterse de, okyanusu radyoaktif yaparsak ne kadar büyük bir felaket olacağını ancak hayal edebilirsiniz.
Derin Jeolojik Bertaraf
Derin jeolojik bertarafın bir fikir olarak düşünülmesinden on yıllar önce, radyoaktif atık, terapötik kullanım için radyum üretimi, silahlar ve atom gücü üzerine araştırma ve 1950'lerden başlayarak enerji üretiminin kendisi gibi faaliyetlerle üretilmekteydi . Bu atıkların çoğu denize atılmıştır, ancak radyoaktivite seviyesinin nispeten düşük olduğu ve uygun bir sahanın mevcut olduğu yerlerde, yüzeyde bertaraf da kullanılmıştır. Jeolojik bertaraf süreci, nükleer atıkların insan erişemeyeceği noktaya kadar toprağa gömülmesine odaklanmıştır.
Toprağa atık konulması sonucunda ortaya çıkabilecek bir takım sorunlar bulunmaktadır. Herhangi bir malzemenin dışarı sızmasını önlemek için atığın uygun şekilde korunması gerekmektedir. Gömme yeri su seviyesinin üstünde veya altında ise, atıklardan sızıntı su tablasını kirletebilmektedir. Ayrıca, atığın gömülme alanına uygun şekilde sabitlenmesi ve ayrıca ani kirlenmeye neden olabilecek büyük bir sismik olay durumunda yapısal olarak desteklenmesi gerekmektedir. Terörizmle ilgili endişeler de ortaya çıkmaktadır.
Yucca Dağı nükleer atık deposu, yakın zamanda takip edilen ve gelecekte Birleşik Devletler hükûmeti tarafından hala sürdürülebilecek muhtemel bir jeolojik bertaraf projesi olarak görülmektedir. Federal hükûmet, gelecekteki nükleer depolama için sitenin geliştirilmesine oy vermiştir. Obama yönetimi, Yucca Dağı'nın "tartışma dışında" olduğunu söyleme konusunda kararlı davransa da, Kongre, federal bütçenin bir parçası olarak projeyi finanse etmeye devam etmek için 2009'da 10'a 1'lik bir farkla oy kullanmıştır. Bu projeyi çevreleyen bir dizi endişe vardır ve nihai uzun vadeli uygulanabilirliği, onu çevreleyen siyasi belirsizlik korunmaktadır.
Vitrifikasyon
Uzun süreli depolama ve bertaraf yöntemlerinden biri, camlaştırma olarak bilinen bir teknik olan kullanılmış yakıtın işlenmesini ve bir cama dönüştürülmesini içermektedir. Fransa, Almanya, Belçika, Rusya, Birleşik Krallık, Japonya ve ABD dahil olmak üzere nükleer enerji programı olan çoğu ülkede 40 yıldan fazla bir süredir YSA hareketsizliği için kullanılmaktadır.
Cam, nispeten çözülmez, kompakt ve katı olduğu için uzun vadeli bir saklama formu olarak arzu edilmektedir. Bu formda saklamak ve kullanmak daha kolaydır, yerden tasarruf sağlar ve maliyeti düşürür. Cam aynı zamanda yüksek kimyasal dayanıklılığa sahiptir ve aşındırıcı bir ortamda binlerce hatta milyonlarca yıl bozulmadan kalmasına izin vermektedir. Cam genellikle kırılgan bir malzeme olarak düşünülse de, uygun şekilde işlenmiş bir borosilikat cam bloku inanılmaz derecede esnektir. Vitrifikasyon süreci oldukça basittir, ancak uygulanması zor olabilmektedir. Önce atık kurutulur, ardından nitratları oksitlere dönüştürmek için ısıtılır. Atık malzemeye cam oluşturan katkı maddeleri eklenir ve tekrar 1000 °C civarında ısıtılır. Erimiş sıvı, camı soğutmak ve oluşturmak için uygun bir muhafaza kabına dökülür. Katılaştıktan sonra, son vitröz ürün, atık kirleticileri makro ve mikro yapısına dahil eder ve tehlikeli atık bileşenleri hareketsiz hale getirilir.
Nükleer atıkları hareketsiz hale getirmek için şu anda kullanılan iki ana cam türü, borosilikat ve alüminofosfat camlardır. Bu malzemelerin her ikisi de yüksek atık yüklemelerine izin verir ve büyük miktarlarda aktiniti hareketsiz hale getirebilir. Borosilikat camlar, örneğin kütlece yüzde 7,2'ye kadar PuO 2'yi barındırabilir. Vitrifikasyon genellikle atık depolama için tercih edilen yöntem olmasına rağmen, hem gerekli kurulum hem de kullanılan malzemelerle mevcut tekniklerin bazı dezavantajları vardır. Vitrifikasyon, yüksek bir ilk yatırım maliyetine, yüksek işletme maliyetine ve nitelikli personel gerektiren karmaşık bir teknolojiye sahiptir. Bu, nükleer enerji santrallerinden gelen YSA gibi nispeten büyük miktarlarda radyoaktif atığın kararlı bileşime sahip olduğu yerlerde ekonomik olarak en uygun hale getirir. Ne yazık ki, mevcut nesil camlar, ikincil atık akışlarından üretilen büyük miktarlarda MoO 3 ve asil metalleri işleyememektedir. Bu bileşikler, borosilikat camlarda zayıf bir şekilde çözünür ve bu, malzemeye yüklenebilecek atık miktarını sınırlayarak işlem süresini ve malzeme maliyetlerini artırmaktadır.
Yakma
Radyoaktif ve diğer atıkların hem de yanıcı elemanları yakılabilir bir hacmini azaltmak için yakma düşünülen yöntemlerdendir. Pek çok türde tehlikeli atığın (örn. Atık yağlar, çözücüler) ve tehlikeli olmayan atıkların (belediye atığı, biyokütle, lastikler, kanalizasyon çamuru) yakılması birçok ülkede emisyon limitlerine tabi olarak uygulanmaktadır.
Radyoaktif atık durumunda, nükleer enerji santrallerinden, yakıt üretim tesislerinden, araştırma merkezlerinden (biyomedikal araştırma gibi), medikal sektörden ve atık arıtma tesislerinden DSA’ın arıtılması için kullanılmıştır.
Yanıcı olmayan bileşenlerin ayrıştırılmasının ardından atık, özel olarak tasarlanmış bir fırında yaklaşık 1000 o C'ye kadar sıcaklıklarda yakılmaktadır. Yakma sırasında oluşan gazlar ve dumanlar atmosfere salınmadan önce arıtılmakta ve filtrelenmektedir. Uluslararası standartlara ve ulusal düzenlemelere uygun olunmalıdır. Yakma işleminden sonra, radyonüklidleri içeren ortaya çıkan kül, bertaraf edilmeden önce sementasyon veya bitüminleştirme gibi ek şartlandırma gerektirebilmektedir. Maliyet etkin olduğu kabul edilirse, sıkıştırma işlemi hacmi daha da azaltmak için de kullanılabilmektedir. Özellikle DSA için, atığın yoğunluğuna bağlı olarak yaklaşık 100'e varan toplam hacim azaltma faktörleri elde edilmektedir.
Sıkıştırma
Sıkıştırma, atık hacimlerini azaltmanın basit bir yoludur ve esas olarak katı endüstriyel DSA işlemek için kullanılmaktadır.. Bazı ülkeler (Almanya, Birleşik Krallık ve ABD), OSA ve transuranik atıkların hacminin azaltılması için de teknolojiyi kullanmaktadır. Kompaktörler, düşük kuvvetli sıkıştırma sistemlerinden (~ 5 ton) süper sıkıştırıcılar olarak adlandırılan 1000 tonun üzerinde sıkıştırma kuvvetine sahip preslere kadar değişebilmektedir. Hacim azaltma faktörleri, işlenen atık malzemeye bağlı olarak tipik olarak 3 ile 10 arasındadır.
DSA(düşük seviye atık) sıkıştırıldıktan sonra paketlenmektedir. Hacim küçültme işlemi uygulanmış ve paketlenmiş düşük seviyeli radyoaktif atıklar yüzey depolama tesisine taşınmakta ve 60 yıl tesiste depolanmaktadır. 60 yıl santral sahasında yüzey depolama tesisinde bekletilen atıklar 60 yılın sonunda santral sahası dışında bulunan yakın yüzey bertaraf tesisinde bertaraf edilmektedir.
Dönüşüm(Transmutasyon)
Bazı izotopların çok uzun bir ömrü vardır ve potansiyel olarak çok uzun vadeli radyasyon tehlikeleri sunmaktadır. Fransa'da her yıl çalıştırılan 55 nükleer santral reaktöründen boşaltılan yakıtta bulunan temel uzun ömürlü izotopların (yarı ömrü 30 yıldan uzun olanlar olarak tanımlanmıştır) yarı ömürlerini ve miktarlarını göstermektedir. Bazı ülkelerde (Fransa, Birleşik Krallık, Japonya) kullanılmış yakıt, daha sonra kullanılmak üzere uranyum ve plütonyum çıkarmak için yeniden işlenirken, diğerlerinde (ABD veya İsviçre gibi) boş yakıt doğrudan depolanmak üzere tasarlanmıştır. Yakın zamana kadar, uzun ömürlü atıkların bertarafı için ciddi olarak düşünülen tek çözüm, derin yeraltı jeolojik olarak kararlı depolarda depolamaktır. Bununla birlikte, bu çözüm, deponun güvenliği ve emdirmezliği konusundaki belirsizliklerden yüz binlerce yıldan ve ayrıca olumsuz kamuoyundan muzdariptir. Bu nedenle, uzun ömürlü radyoaktif atıkları bölme ve daha sonra yüzeyde depolanabilecek olan kararlı veya kısa ömürlü izotoplara dönüştürme olasılığı şu anda araştırılmaktadır. Uzun ömürlü izotopları kararlı veya kısa ömürlü elementlere dönüştürmek için iki nükleer reaksiyon kullanılabilmektedir: bir nötronun yakalanması veya (aktinitler için) nötronun neden olduğu fisyon, her ikisi de reaktör tipi nötron akısında meydana gelmektedir.
Pratik bir bakış açısından, nötron, dönüşüm için en yararlı olanı olarak kabul edilmektedir. Teknolojiler, fisyon, füzyon ve spallasyon reaksiyonları yoluyla verimli bir şekilde büyük miktarda nötron üretmek için iyi geliştirilmiş veya geliştirilme aşamasındadır.
Dönüşüm ayrıca uzun vadeli bertaraf için bir çözüm sunmaktadır. Özellikle bir kimyasal elementi daha az zararlı olana dönüştürmeyi içermektedir. Yaygın dönüşümler, klordan argona veya potasyumdan argona gitmeyi içermektedir. Dönüşümün arkasındaki itici güç, reaksiyon malzemelerine çarpan bir proton gibi bir dış uyarandan kaynaklanan kimyasal reaksiyonlardır. Doğal dönüşüm de uzun bir süre boyunca gerçekleşebilir. Doğal dönüşüm, aynı zamanda, atığa yeterince izole zaman vermenin, çok az risk oluşturan veya hiç risk oluşturmayan, bölünemez bir malzeme haline gelmesine izin vereceği varsayımıyla jeolojik depolamanın arkasındaki temel güç olarak hizmet etmektedir.
Yeniden İşleme
Yeniden işleme, plütonyum ve uranyumu, kullanılmış (veya "kullanılmış") yakıtta bulunan diğer nükleer atıklardan nükleer güç reaktörlerinden ayıran bir dizi kimyasal işlemdir. Süreç, israfı önlemeyi ve faydalı bileşenleri faydalı olmayanlardan ayırmayı içermektedir.
Ayrıştırılan plütonyum, reaktörlere yakıt sağlamak için kullanılabileceği gibi nükleer silahlar yapmak için de kullanılabilir. 1970'lerin sonlarında, Amerika Birleşik Devletleri nükleer silahların yayılmasının önlenmesi gerekçesiyle ABD elektrik reaktörlerinden kullanılmış yakıtı yeniden işlemden geçirmeye değil, bunun yerine doğrudan en az onlarca yıldır çevreden izole kalacağı derin bir yeraltı jeolojik havuzuna atmaya karar vermiştir. Yeniden işleme programının bazı destekçileri, bunun nükleer atık sorununun çözülmesine yardımcı olacağına inanırken, yeniden işleme radyoaktif atıkların depolanması ve bertaraf edilmesi ihtiyacını azaltmayacağı düşünülmektedir. Daha da kötüsü, yeniden işleme, teröristlerin nükleer silah malzemeleri edinmesini ve ulusların nükleer silah programları geliştirmesini kolaylaştıracağı düşüncesidir. Bazı yeniden işleme savunucuları, geliştirilmekte olan yeni yeniden işleme teknolojilerinin "yayılmaya dirençli" olacağını iddia etseler de, uluslararası müfettişlerin bunları korumaları daha zor olacağı düşünülmektedir çünkü işleme sırasında ve sonrasında silahta kullanılabilen materyallerin hassas ölçümlerini yapmanın daha zor olacağı tahmin edilmektedir.
Kullanılmış yakıt, yararlı bileşenlerini geri dönüştürmek için yeniden işlenmediğinde, uzun süreli depolamadan sonra ve bertaraf edilmeden önce kapsüllenmektedir. Yakıtın kendisi, tüplerin içinde sabit seramik yakıt peletleri içermektedir. Ancak atılmadan önce bunlar, ek koruma sağlamak için yaklaşık beş metre uzunluğundaki büyük metal kutulara konmaktadır. İsveç ve Finlandiya, her biri yaklaşık 12 yakıt düzeneği tutan bir dökme demir veya bor çeliği iç yapıya sahip bakır bidonlar kullanmaktadır
Radyoaktif Atıkları Uzaya Gönderme
Uzay imhası ek bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır, ancak pek geçerli bir seçenek olarak değildir. Özellikle, uzay imhası, nükleer atıkları bir uzay mekiğine koymak ve mekiği uzaya fırlatmakla ilgilidir. Tek bir mekikte taşınabilecek nükleer atık miktarı, ele alınması gereken toplam atık miktarına kıyasla son derece küçük olacağı için, bu hem pratiklik hem de ekonomik açıdan bir sorun haline gelmektedir. Dahası, mekiğin uzaya giderken patlaması olasılığı, konuyu yalnızca daha da kötüleştirebilir, çünkü böyle bir patlama yalnızca nükleer atığın makul kontrol önlemlerinin çok ötesine yayılmasına neden olabilme potansiyeline sahiptir.
Buzullarda Depolama
1980'den beri bu seçenek dikkate alınmamıştır. Isı üreten atık konteynerleri, Grönland ve Antarktika'da bulunanlar gibi sabit buz tabakalarına yerleştirilmesi düşünülmüştür. Kaplar çevredeki buzu eritecek ve buz tabakasının derinliklerine çekilecek ve burada buz, atıkların üzerinde yeniden donarak kalın bir bariyer oluşturacaktır. Buz tabakalarında bertaraf teknik olarak tüm radyoaktif atık türleri için düşünülebilirse de, yalnızca atıkların ürettiği ısının eriyerek buzun içinde kendi kendine gömülmesini sağlamak amacıyla kullanılabileceği YSA için ciddi bir şekilde araştırılmıştır. Buz tabakalarında bertaraf seçeneği hiçbir yerde uygulanmamıştır. 1959 Antarktika Antlaşması'nı imzalayan veya kendi ulusal sınırları içinde radyoaktif atık yönetimine bir çözüm sağlamayı taahhüt eden ülkeler tarafından reddedilmiştir.
Kaya Eritme
Derin kaya eritme seçeneği, bitişik kayadaki atıkların eritilmesini içerir. Buradaki fikir, atığı içeren veya atığı seyreltilmiş bir formda kaplayan (yani büyük hacimli kaya boyunca dağılmış) ve kolayca süzülüp yüzeye geri taşınamayan kararlı, katı bir kütle üretmektir . Bu teknik esas olarak vitrifiye YSA gibi ısı üreten atıklar ve ısı kaybını azaltmak için uygun özelliklere sahip ana kayalar için önerilmiştir.
Sıvı veya katı formdaki YSA, kazılmış bir boşluğa veya derin bir sondaj deliğine yerleştirilebilir olarak düşünülmüştür. Atıkların ürettiği ısı daha sonra birikerek çevredeki kayayı eritecek ve radyonüklitleri büyüyen bir erimiş malzeme küresinde çözecek kadar büyük sıcaklıklara neden olacaktır. Kaya soğudukça kristalleşir ve radyonüklitleri kaya matrisine dahil eder, böylece atığı daha büyük bir kaya hacmine dağıtır. Bu seçeneğin, ısı üreten atığın kaplara yerleştirileceği ve kabın etrafındaki kayanın eritildiği bazı varyasyonları bulunmaktadır. Alternatif olarak, yetersiz ısı üretilirse atık, geleneksel veya nükleer patlama ile kaya matrisinde hareketsizleştirilecektir. Radyoaktif atıklar için kaya eritme hiçbir yerde uygulanmamıştır. Kaya eritme ile ilgili laboratuvar çalışmaları dışında, bu seçeneğin fizibilitesine ilişkin pratik kanıtlar yoktur.
Batma Bölgelerinde Bertaraf
Yitim bölgeleri, Dünya'nın kabuğunun daha yoğun bir bölümünün daha hafif, daha yüzer bir bölümün altına indiği alanlardır. Yerkabuğunun bir bölümünün diğerinin altındaki hareketi, açık denizde bir hendekle işaretlenir ve depremler genellikle iki levha arasındaki eğimli temasın bitişiğinde meydana gelir. Üstteki levhanın kenarı, hendeğe paralel bir dağ zinciri oluşturmak için buruşur ve yukarı kaldırılır. Derin deniz çökeltileri alçalan levhadan kazınabilir ve bitişik dağlara dahil edilebilir. Okyanus levhası sıcak mantoya doğru alçalırken, bazı kısımları erimeye başlayabilir. Bu şekilde oluşan magma yukarı doğru hareket eder, bir kısmı volkanik deliklerden çıkan lav olarak yüzeye ulaşır. Bu seçenek için fikir, hendek bölgesindeki atıkların Dünya'nın derinliklerine çekilecek şekilde bertaraf edilmesi olacaktır.
Yitim bölgeleri, Dünya yüzeyinde bir dizi konumda bulunsa da, coğrafi olarak çok sınırlıdırlar. Uluslararası çözümler aranmadıkça, atık üreten her ülke derin deniz çukurlarına bertaraf etmeyi düşünemezdi. Bununla birlikte, bu seçenek hiçbir yerde uygulanmamıştır ve bir tür deniz bertarafı olduğu için uluslararası anlaşmalar tarafından buna izin verilmemektedir.
Dış bağlantılar
- Çevre koruma vakfı8 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Grist.org - Gelecek nesillere nükleer atıkları anlatmak29 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Çevre Bilgi Portalı19 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ "Mevzuat Bilgi Sistemi". www.mevzuat.gov.tr. 31 Aralık 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Aralık 2020.
- ^ Radioactive Waste Management: Overview of Waste Management in Central and Eastern European Countries (PDF) (İngilizce). IAEA. 1994. ss. 1-47. 28 Ekim 2021 tarihinde kaynağından (PDF).
- ^ a b c d . Türkiye Atom Enerjisi Kurumu. 2017. 3 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c d e f "Inventory of Radioactive Waste Disposals at Sea," International Atomic Energy Agency, TECDOC-1105, August 1999.
- ^ a b D. P. Calmet, "Ocean Disposal of Radioactive Waste: Status Report," International Atomic Energy Agency, IAEA Bull. 31, No. 4, 47 (April 1989).
- ^ . Ocean Dumping. Aaron Jones. 2018. 28 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Crossland, I. G. (2010). Near-surface, intermediate depth and borehole disposal of low-level and short-lived intermediate-level radioactive waste. In Geological Repository Systems for Safe Disposal of Spent Nuclear Fuels and Radioactive Waste (pp. 43-81). Woodhead Publishing.
- ^ R. L. Murray and K. L. Manke, Understanding Radioactive Waste (Battelle Press, 2003).
- ^ Macfarlane, A. (2003). Underlying Yucca Mountain: the interplay of geology and policy in nuclear waste disposal. Social Studies of Science, 33(5), 783-807.
- ^ a b c Grayson, K.,(2019) Vitrification: The Workhorse of Nuclear Waste Management https://mo-sci.com/vitrification-nuclear-waste-management/ Accessed December 20, . (2020)
- ^ a b c d e f g h i "Arşivlenmiş kopya". 15 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ocak 2021.
- ^ Johansson, T. B., & Steen, P. (1981). Radioactive waste from nuclear power plants. Univ of California Press.
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 8 Ocak 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 6 Ocak 2021.
- ^ Leray, S. (1996). Nuclear waste transmutation. Nuclear Instruments and Methods in Physics
- ^ Takizuka, T. (1999). Status of nuclear transmutation study (No. JAERI-CONF--99-003).
- ^ Charalambus, S. (1971). Nuclear transmutation by negative stopped muons and the activity induced by the cosmic-ray muons. Nuclear Physics A, 166(2), 145-161.
- ^ Andrews, A. (2008). Nuclear Fuel Reprocessing: US Policy Development. Congressional Research Service Report to the Congress. Order Code RS22542. Technical report.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 15 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ocak 2021.
- ^ Coopersmith, J. (2006, May). Nuclear Waste Disposal in Space: BEP’s Best Hope?. In AIP Conference Proceedings (Vol. 830, No. 1, pp. 600-604). American Institute of Physics.
Çevre ile ilgili bu madde seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Radyoaktif atiklar serbestlestirme sinirlarinin uzerinde aktivite konsantrasyonu iceren ve bir daha kullanilmasi dusunulmeyen nukleer ve radyoaktif maddeler ile radyoaktif madde bulasmis ya da radyoaktif olmus yapi sistem bilesen ve malzemelerdir Az radyoaktif maddelerin tasinmasi Tip endustri arastirma gibi degisik uygulama alanlarinda degisik aktivite fiziksel ve kimyasal durumlarda radyoaktif atiklar ortaya cikar Radyoaktif atiklarin yarilanma omurleri elementin turune gore degismekle birlikte birkac yildan yuzyillar mertebesine kadar olabilir Radyoaktif atik ozel bir kontrol sistemi altinda yonetilmelidir Transuranik atiklarin nakliye icin hazirlanmasi Radyoaktif Atik Tipleri Radyoaktif atiklar tasinma depolama ve atik duzenlemelerini kolaylastirmak icin icerdigi radyoaktif malzemenin konsantrasyonu ve radyoaktif kaldiklari sure dikkate alinarak siniflandirilirlar Kategorilerin tanimi ulkeden ulkeye degismekle beraber radyoaktif atiklar dusuk seviye orta seviye ve yuksek seviyeli atiklar olarak siniflandirilabilir Dusuk seviyeli atiklar DSA normal olarak isci tulumlari tasima kaplari siringalar gibi malzemelerin az miktardaki kisa omurlu radyoaktivite ile temasi sonucu olusur DSA lar genellikle lastik eldivenler kullanilarak isleme tabi tutulur Nukleer guc santrallerinin hizmetten cikarilmasi esnasinda olusan bircok atik DSA sinifina girer Orta seviyeli atiklar OSA tipik olarak nukleer malzeme ile birlikte kullanilmis ekipman veya radyoaktif akiskanlarin temizlenmesinde kullanilmis iyon degisim recineleri gibi daha cok endustriyel malzemelerdir Bunlar tipik olarak ihmal edilebilir duzeyde isi uretirler fakat kisa veya uzun sureli radyasyon yayarlar ve korunmak icin zirhlama gerekir Kullanilmis nukleer yakitlarin yeniden islenmesi sirasinda yakitin cozulmeyen metal kisimlarini iceren atiklar OSA kategorisinde degerlendirilir Yuksek seviyeli atiklar YSA fisyon reaksiyonu sonucunda ortaya cikan yuksek derecede radyoaktif ve uzun omurlu elementleri icerirler Yuksek seviyeli atik kategorisinde ayirim yeniden islenilmeyecek olan kullanilmis nukleer yakit KNY ve yeniden isleme uygulamasinin kalintilari arasinda yapilir Bu iki alt grup bicim ve icerik olarak farkliliklar arz etseler de ornegin yeniden isleme atiklari akiskandir benzer sekilde yonetilirler Bircok ulke uygulanacak atik yonetiminin gerektirdigi ozelliklere bagli olarak degisik atik siniflandirma sistemi gelistirmistir Atiklar siniflarinin gerektirdigi sekilde islenmekte ve bertaraf edilmektedirler DepolanmasiRadyoaktif atiklarin uzun sureli depolanmasi amaciyla yapilan tesislerdeki yaklasim radyoaktif atiklarin konsantre edilmesi ve matris olarak tanimlanan beton asfalt cam gibi kapali ortamlarda saklanmasidir Radyoaktif atiklar iclerindeki radyonuklitlerin yari omrune ve diger ozelliklerine bagli olarak degisik surelerde depolanmalari gerekir Radyoaktif atiklar icin yapilan depolama tesisleri kabaca iki grupta toplanabilir yakin yuzey depolama tesisleri ve derin depolama tesisleri Radyoaktif atiklarin cevre ve insan sagligini etkilememesi insanlarin ve cevrenin en etkin sekilde korunmasi amaci ile butun dunyada calismalar surdurulmektedir Bu amacla radyoaktif atiklar ve atik nihai bertaraf tesislerinin envanterleri gelecek nesillerin de acik sekilde bilgilendirilmesi ve atik kayitlarina kolaylikla ulasmalarini saglayacak kosullarda duzenlenir ve saklanir Yasal duzenlemeUluslararasi Atom Enerjisi Ajansi IAEA tarafindan hazirlanmis olan Joint Convention on the Safety of Spent Fuel Management and on the Safety of Radioactive Waste Management isimli anlasma ile Kullanilmis Yakit ve Radyoaktif Atik Yonetimi Guvenligi Birlesik Sozlesmesi temel guvenlik olcutleri teknik ve yonetimsel acilardan belirlenerek atik guvenligi uluslararasi olcekte guvence altina alinmistir Turkiye de Radyoaktif Atik Yonetimi ve Depolama tesisleri hususundaki yasal duzenleme 2690 sayili Turkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanununun 4 Maddesinin f bendinde ve Radyasyon Guvenligi Tuzugunun 8 Maddesinin c bendinde yer almaktadir Belirtilen yasal yetkiler cercevesinde TAEK Cekmece Nukleer Arastirma ve Egitim Merkezi bunyesinde Dusuk ve Orta Seviyeli Radyoaktif Atik LILW isleme ve gecici depolama tesisi kurulmus olup bu tesis faaliyetlerine devam etmektedir Radyoaktif Atiklarin Bertaraf Edilme YontemleriRadyoaktif Atiklarin Okyanusa Dokulmesi 1993 ten once ulkelerin okyanuslara nukleer atik atmasini engelleyen hicbir uluslararasi yasa yoktur 1946 dan 1993 e kadar olan donemde ABD de dahil olmak uzere on uc ulke nukleer atiklarini atmak icin okyanus coplugunu kullanmistir 1946 da ilk bosaltma operasyonu Kuzey Dogu Pasifik Okyanusu nda Kaliforniya kiyilarinin yaklasik 80 kilometre aciklarindaki bir alanda gerceklesmistir 1957 de Uluslararasi Atom Enerjisi Ajansi IAEA Radyoaktif Atiklarin Denize Bosaltilmasina iliskin ilk Danisma Grubu Toplantisini duzenlemistir Ertesi yil BM ilk Deniz Hukuku Konferansi ni UNCLOS I duzenlemistir Bu iki toplanti nukleer atiklarin okyanusa bosaltilmasina iliskin uluslararasi hukukun temelini olusturulmustur 1972 de bircok ulke Atiklarin ve Diger Maddelerin Dampingi Yoluyla Deniz Kirliliginin Onlenmesine Iliskin Londra Sozlesmesi ni kabul etmistir Sozlesme yuksek seviyeli radyoaktif atiklarin okyanusa bosaltilmasini yasaklayarak 1975 yilinda yururluge girmistir Bu sozlesmeye gore dusuk seviyeli atiklarin bosaltilmasina hala izin verildigini ancak yalnizca ozel bir izin verildikten sonra izin verildigini unutmamak gerekir 1983 te dusuk seviyeli atik bosaltimi icin bir moratoryum kabul edilmistir 1985 yilinda Londra Sozlesmesinin Akit Taraflari bu gonullu moratoryumu baslatmistir 1993 yilinda sozlesmenin taraflari radyoaktif atiklarin ve maddelerin denizden uzaklastirilmasini yasaklayan bir karari kabul etmislerdir Bu karar 20 Subat 1994 te yururluge girerek denizde radyoaktif atiklarin yok edilmesini tamamen yasaklamistir Eski okyanus copluk alanlarini incelemek icin birkac kesif ve arastirma yapilmistir Kuzeydogu Atlantik atik bosaltma alaninda en son 1996 yilinda arastirma yapilmistir Antropojenik radyonuklidler insan aktivitesinden kaynaklanan radyoaktif nuklitler icin deniz yataginin uzerinde toplanan ornekleri analiz etmislerdir Analiz bu bolgede olculebilir ancak ihmal edilebilir duzeyde radyoaktivite artisi oldugunu gostermistir 1992 den 1994 e kadar Rus ve Norvec ortak kesif gezileri Kara Denizi ndeki dort cop sahasini ziyaret etmistir Su tortu ve organizmalardan ornekler alinmistir Yine radyoaktif kontaminasyon atik konteynerlerine yakin alinan tortu ornekleri disinda ihmal edilebilir duzeyde olmustur Anketlerin bulgulari okyanusu guvensiz hale getirmek icin cok fazla cop atmanin gerekecegini gosterse de okyanusu radyoaktif yaparsak ne kadar buyuk bir felaket olacagini ancak hayal edebilirsiniz Derin Jeolojik Bertaraf Derin jeolojik bertarafin bir fikir olarak dusunulmesinden on yillar once radyoaktif atik terapotik kullanim icin radyum uretimi silahlar ve atom gucu uzerine arastirma ve 1950 lerden baslayarak enerji uretiminin kendisi gibi faaliyetlerle uretilmekteydi Bu atiklarin cogu denize atilmistir ancak radyoaktivite seviyesinin nispeten dusuk oldugu ve uygun bir sahanin mevcut oldugu yerlerde yuzeyde bertaraf da kullanilmistir Jeolojik bertaraf sureci nukleer atiklarin insan erisemeyecegi noktaya kadar topraga gomulmesine odaklanmistir Topraga atik konulmasi sonucunda ortaya cikabilecek bir takim sorunlar bulunmaktadir Herhangi bir malzemenin disari sizmasini onlemek icin atigin uygun sekilde korunmasi gerekmektedir Gomme yeri su seviyesinin ustunde veya altinda ise atiklardan sizinti su tablasini kirletebilmektedir Ayrica atigin gomulme alanina uygun sekilde sabitlenmesi ve ayrica ani kirlenmeye neden olabilecek buyuk bir sismik olay durumunda yapisal olarak desteklenmesi gerekmektedir Terorizmle ilgili endiseler de ortaya cikmaktadir Yucca Dagi nukleer atik deposu yakin zamanda takip edilen ve gelecekte Birlesik Devletler hukumeti tarafindan hala surdurulebilecek muhtemel bir jeolojik bertaraf projesi olarak gorulmektedir Federal hukumet gelecekteki nukleer depolama icin sitenin gelistirilmesine oy vermistir Obama yonetimi Yucca Dagi nin tartisma disinda oldugunu soyleme konusunda kararli davransa da Kongre federal butcenin bir parcasi olarak projeyi finanse etmeye devam etmek icin 2009 da 10 a 1 lik bir farkla oy kullanmistir Bu projeyi cevreleyen bir dizi endise vardir ve nihai uzun vadeli uygulanabilirligi onu cevreleyen siyasi belirsizlik korunmaktadir Vitrifikasyon Sellafield Ingiltere de atik vitrifikasyon tesisi Uzun sureli depolama ve bertaraf yontemlerinden biri camlastirma olarak bilinen bir teknik olan kullanilmis yakitin islenmesini ve bir cama donusturulmesini icermektedir Fransa Almanya Belcika Rusya Birlesik Krallik Japonya ve ABD dahil olmak uzere nukleer enerji programi olan cogu ulkede 40 yildan fazla bir suredir YSA hareketsizligi icin kullanilmaktadir Cam nispeten cozulmez kompakt ve kati oldugu icin uzun vadeli bir saklama formu olarak arzu edilmektedir Bu formda saklamak ve kullanmak daha kolaydir yerden tasarruf saglar ve maliyeti dusurur Cam ayni zamanda yuksek kimyasal dayanikliliga sahiptir ve asindirici bir ortamda binlerce hatta milyonlarca yil bozulmadan kalmasina izin vermektedir Cam genellikle kirilgan bir malzeme olarak dusunulse de uygun sekilde islenmis bir borosilikat cam bloku inanilmaz derecede esnektir Vitrifikasyon sureci oldukca basittir ancak uygulanmasi zor olabilmektedir Once atik kurutulur ardindan nitratlari oksitlere donusturmek icin isitilir Atik malzemeye cam olusturan katki maddeleri eklenir ve tekrar 1000 C civarinda isitilir Erimis sivi cami sogutmak ve olusturmak icin uygun bir muhafaza kabina dokulur Katilastiktan sonra son vitroz urun atik kirleticileri makro ve mikro yapisina dahil eder ve tehlikeli atik bilesenleri hareketsiz hale getirilir Nukleer atiklari hareketsiz hale getirmek icin su anda kullanilan iki ana cam turu borosilikat ve aluminofosfat camlardir Bu malzemelerin her ikisi de yuksek atik yuklemelerine izin verir ve buyuk miktarlarda aktiniti hareketsiz hale getirebilir Borosilikat camlar ornegin kutlece yuzde 7 2 ye kadar PuO 2 yi barindirabilir Vitrifikasyon genellikle atik depolama icin tercih edilen yontem olmasina ragmen hem gerekli kurulum hem de kullanilan malzemelerle mevcut tekniklerin bazi dezavantajlari vardir Vitrifikasyon yuksek bir ilk yatirim maliyetine yuksek isletme maliyetine ve nitelikli personel gerektiren karmasik bir teknolojiye sahiptir Bu nukleer enerji santrallerinden gelen YSA gibi nispeten buyuk miktarlarda radyoaktif atigin kararli bilesime sahip oldugu yerlerde ekonomik olarak en uygun hale getirir Ne yazik ki mevcut nesil camlar ikincil atik akislarindan uretilen buyuk miktarlarda MoO 3 ve asil metalleri isleyememektedir Bu bilesikler borosilikat camlarda zayif bir sekilde cozunur ve bu malzemeye yuklenebilecek atik miktarini sinirlayarak islem suresini ve malzeme maliyetlerini artirmaktadir Yakma Radyoaktif ve diger atiklarin hem de yanici elemanlari yakilabilir bir hacmini azaltmak icin yakma dusunulen yontemlerdendir Pek cok turde tehlikeli atigin orn Atik yaglar cozuculer ve tehlikeli olmayan atiklarin belediye atigi biyokutle lastikler kanalizasyon camuru yakilmasi bircok ulkede emisyon limitlerine tabi olarak uygulanmaktadir Radyoaktif atik durumunda nukleer enerji santrallerinden yakit uretim tesislerinden arastirma merkezlerinden biyomedikal arastirma gibi medikal sektorden ve atik aritma tesislerinden DSA in aritilmasi icin kullanilmistir Yanici olmayan bilesenlerin ayristirilmasinin ardindan atik ozel olarak tasarlanmis bir firinda yaklasik 1000 o C ye kadar sicakliklarda yakilmaktadir Yakma sirasinda olusan gazlar ve dumanlar atmosfere salinmadan once aritilmakta ve filtrelenmektedir Uluslararasi standartlara ve ulusal duzenlemelere uygun olunmalidir Yakma isleminden sonra radyonuklidleri iceren ortaya cikan kul bertaraf edilmeden once sementasyon veya bituminlestirme gibi ek sartlandirma gerektirebilmektedir Maliyet etkin oldugu kabul edilirse sikistirma islemi hacmi daha da azaltmak icin de kullanilabilmektedir Ozellikle DSA icin atigin yogunluguna bagli olarak yaklasik 100 e varan toplam hacim azaltma faktorleri elde edilmektedir Sikistirma Sikistirma atik hacimlerini azaltmanin basit bir yoludur ve esas olarak kati endustriyel DSA islemek icin kullanilmaktadir Bazi ulkeler Almanya Birlesik Krallik ve ABD OSA ve transuranik atiklarin hacminin azaltilmasi icin de teknolojiyi kullanmaktadir Kompaktorler dusuk kuvvetli sikistirma sistemlerinden 5 ton super sikistiricilar olarak adlandirilan 1000 tonun uzerinde sikistirma kuvvetine sahip preslere kadar degisebilmektedir Hacim azaltma faktorleri islenen atik malzemeye bagli olarak tipik olarak 3 ile 10 arasindadir DSA dusuk seviye atik sikistirildiktan sonra paketlenmektedir Hacim kucultme islemi uygulanmis ve paketlenmis dusuk seviyeli radyoaktif atiklar yuzey depolama tesisine tasinmakta ve 60 yil tesiste depolanmaktadir 60 yil santral sahasinda yuzey depolama tesisinde bekletilen atiklar 60 yilin sonunda santral sahasi disinda bulunan yakin yuzey bertaraf tesisinde bertaraf edilmektedir Donusum Transmutasyon Bazi izotoplarin cok uzun bir omru vardir ve potansiyel olarak cok uzun vadeli radyasyon tehlikeleri sunmaktadir Fransa da her yil calistirilan 55 nukleer santral reaktorunden bosaltilan yakitta bulunan temel uzun omurlu izotoplarin yari omru 30 yildan uzun olanlar olarak tanimlanmistir yari omurlerini ve miktarlarini gostermektedir Bazi ulkelerde Fransa Birlesik Krallik Japonya kullanilmis yakit daha sonra kullanilmak uzere uranyum ve plutonyum cikarmak icin yeniden islenirken digerlerinde ABD veya Isvicre gibi bos yakit dogrudan depolanmak uzere tasarlanmistir Yakin zamana kadar uzun omurlu atiklarin bertarafi icin ciddi olarak dusunulen tek cozum derin yeralti jeolojik olarak kararli depolarda depolamaktir Bununla birlikte bu cozum deponun guvenligi ve emdirmezligi konusundaki belirsizliklerden yuz binlerce yildan ve ayrica olumsuz kamuoyundan muzdariptir Bu nedenle uzun omurlu radyoaktif atiklari bolme ve daha sonra yuzeyde depolanabilecek olan kararli veya kisa omurlu izotoplara donusturme olasiligi su anda arastirilmaktadir Uzun omurlu izotoplari kararli veya kisa omurlu elementlere donusturmek icin iki nukleer reaksiyon kullanilabilmektedir bir notronun yakalanmasi veya aktinitler icin notronun neden oldugu fisyon her ikisi de reaktor tipi notron akisinda meydana gelmektedir Pratik bir bakis acisindan notron donusum icin en yararli olani olarak kabul edilmektedir Teknolojiler fisyon fuzyon ve spallasyon reaksiyonlari yoluyla verimli bir sekilde buyuk miktarda notron uretmek icin iyi gelistirilmis veya gelistirilme asamasindadir Donusum ayrica uzun vadeli bertaraf icin bir cozum sunmaktadir Ozellikle bir kimyasal elementi daha az zararli olana donusturmeyi icermektedir Yaygin donusumler klordan argona veya potasyumdan argona gitmeyi icermektedir Donusumun arkasindaki itici guc reaksiyon malzemelerine carpan bir proton gibi bir dis uyarandan kaynaklanan kimyasal reaksiyonlardir Dogal donusum de uzun bir sure boyunca gerceklesebilir Dogal donusum ayni zamanda atiga yeterince izole zaman vermenin cok az risk olusturan veya hic risk olusturmayan bolunemez bir malzeme haline gelmesine izin verecegi varsayimiyla jeolojik depolamanin arkasindaki temel guc olarak hizmet etmektedir Yeniden Isleme Yeniden isleme plutonyum ve uranyumu kullanilmis veya kullanilmis yakitta bulunan diger nukleer atiklardan nukleer guc reaktorlerinden ayiran bir dizi kimyasal islemdir Surec israfi onlemeyi ve faydali bilesenleri faydali olmayanlardan ayirmayi icermektedir Ayristirilan plutonyum reaktorlere yakit saglamak icin kullanilabilecegi gibi nukleer silahlar yapmak icin de kullanilabilir 1970 lerin sonlarinda Amerika Birlesik Devletleri nukleer silahlarin yayilmasinin onlenmesi gerekcesiyle ABD elektrik reaktorlerinden kullanilmis yakiti yeniden islemden gecirmeye degil bunun yerine dogrudan en az onlarca yildir cevreden izole kalacagi derin bir yeralti jeolojik havuzuna atmaya karar vermistir Yeniden isleme programinin bazi destekcileri bunun nukleer atik sorununun cozulmesine yardimci olacagina inanirken yeniden isleme radyoaktif atiklarin depolanmasi ve bertaraf edilmesi ihtiyacini azaltmayacagi dusunulmektedir Daha da kotusu yeniden isleme teroristlerin nukleer silah malzemeleri edinmesini ve uluslarin nukleer silah programlari gelistirmesini kolaylastiracagi dusuncesidir Bazi yeniden isleme savunuculari gelistirilmekte olan yeni yeniden isleme teknolojilerinin yayilmaya direncli olacagini iddia etseler de uluslararasi mufettislerin bunlari korumalari daha zor olacagi dusunulmektedir cunku isleme sirasinda ve sonrasinda silahta kullanilabilen materyallerin hassas olcumlerini yapmanin daha zor olacagi tahmin edilmektedir Kullanilmis yakit yararli bilesenlerini geri donusturmek icin yeniden islenmediginde uzun sureli depolamadan sonra ve bertaraf edilmeden once kapsullenmektedir Yakitin kendisi tuplerin icinde sabit seramik yakit peletleri icermektedir Ancak atilmadan once bunlar ek koruma saglamak icin yaklasik bes metre uzunlugundaki buyuk metal kutulara konmaktadir Isvec ve Finlandiya her biri yaklasik 12 yakit duzenegi tutan bir dokme demir veya bor celigi ic yapiya sahip bakir bidonlar kullanmaktadir Radyoaktif Atiklari Uzaya Gonderme Uzay imhasi ek bir secenek olarak ortaya cikmistir ancak pek gecerli bir secenek olarak degildir Ozellikle uzay imhasi nukleer atiklari bir uzay mekigine koymak ve mekigi uzaya firlatmakla ilgilidir Tek bir mekikte tasinabilecek nukleer atik miktari ele alinmasi gereken toplam atik miktarina kiyasla son derece kucuk olacagi icin bu hem pratiklik hem de ekonomik acidan bir sorun haline gelmektedir Dahasi mekigin uzaya giderken patlamasi olasiligi konuyu yalnizca daha da kotulestirebilir cunku boyle bir patlama yalnizca nukleer atigin makul kontrol onlemlerinin cok otesine yayilmasina neden olabilme potansiyeline sahiptir Buzullarda Depolama 1980 den beri bu secenek dikkate alinmamistir Isi ureten atik konteynerleri Gronland ve Antarktika da bulunanlar gibi sabit buz tabakalarina yerlestirilmesi dusunulmustur Kaplar cevredeki buzu eritecek ve buz tabakasinin derinliklerine cekilecek ve burada buz atiklarin uzerinde yeniden donarak kalin bir bariyer olusturacaktir Buz tabakalarinda bertaraf teknik olarak tum radyoaktif atik turleri icin dusunulebilirse de yalnizca atiklarin urettigi isinin eriyerek buzun icinde kendi kendine gomulmesini saglamak amaciyla kullanilabilecegi YSA icin ciddi bir sekilde arastirilmistir Buz tabakalarinda bertaraf secenegi hicbir yerde uygulanmamistir 1959 Antarktika Antlasmasi ni imzalayan veya kendi ulusal sinirlari icinde radyoaktif atik yonetimine bir cozum saglamayi taahhut eden ulkeler tarafindan reddedilmistir Kaya Eritme Derin kaya eritme secenegi bitisik kayadaki atiklarin eritilmesini icerir Buradaki fikir atigi iceren veya atigi seyreltilmis bir formda kaplayan yani buyuk hacimli kaya boyunca dagilmis ve kolayca suzulup yuzeye geri tasinamayan kararli kati bir kutle uretmektir Bu teknik esas olarak vitrifiye YSA gibi isi ureten atiklar ve isi kaybini azaltmak icin uygun ozelliklere sahip ana kayalar icin onerilmistir Sivi veya kati formdaki YSA kazilmis bir bosluga veya derin bir sondaj deligine yerlestirilebilir olarak dusunulmustur Atiklarin urettigi isi daha sonra birikerek cevredeki kayayi eritecek ve radyonuklitleri buyuyen bir erimis malzeme kuresinde cozecek kadar buyuk sicakliklara neden olacaktir Kaya sogudukca kristallesir ve radyonuklitleri kaya matrisine dahil eder boylece atigi daha buyuk bir kaya hacmine dagitir Bu secenegin isi ureten atigin kaplara yerlestirilecegi ve kabin etrafindaki kayanin eritildigi bazi varyasyonlari bulunmaktadir Alternatif olarak yetersiz isi uretilirse atik geleneksel veya nukleer patlama ile kaya matrisinde hareketsizlestirilecektir Radyoaktif atiklar icin kaya eritme hicbir yerde uygulanmamistir Kaya eritme ile ilgili laboratuvar calismalari disinda bu secenegin fizibilitesine iliskin pratik kanitlar yoktur Batma Bolgelerinde Bertaraf Yitim bolgeleri Dunya nin kabugunun daha yogun bir bolumunun daha hafif daha yuzer bir bolumun altina indigi alanlardir Yerkabugunun bir bolumunun digerinin altindaki hareketi acik denizde bir hendekle isaretlenir ve depremler genellikle iki levha arasindaki egimli temasin bitisiginde meydana gelir Ustteki levhanin kenari hendege paralel bir dag zinciri olusturmak icin burusur ve yukari kaldirilir Derin deniz cokeltileri alcalan levhadan kazinabilir ve bitisik daglara dahil edilebilir Okyanus levhasi sicak mantoya dogru alcalirken bazi kisimlari erimeye baslayabilir Bu sekilde olusan magma yukari dogru hareket eder bir kismi volkanik deliklerden cikan lav olarak yuzeye ulasir Bu secenek icin fikir hendek bolgesindeki atiklarin Dunya nin derinliklerine cekilecek sekilde bertaraf edilmesi olacaktir Yitim bolgeleri Dunya yuzeyinde bir dizi konumda bulunsa da cografi olarak cok sinirlidirlar Uluslararasi cozumler aranmadikca atik ureten her ulke derin deniz cukurlarina bertaraf etmeyi dusunemezdi Bununla birlikte bu secenek hicbir yerde uygulanmamistir ve bir tur deniz bertarafi oldugu icin uluslararasi anlasmalar tarafindan buna izin verilmemektedir Dis baglantilarCevre koruma vakfi8 Agustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Grist org Gelecek nesillere nukleer atiklari anlatmak29 Agustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Cevre Bilgi Portali19 Agustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca Mevzuat Bilgi Sistemi www mevzuat gov tr 31 Aralik 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Aralik 2020 Radioactive Waste Management Overview of Waste Management in Central and Eastern European Countries PDF Ingilizce IAEA 1994 ss 1 47 28 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan PDF a b c d Turkiye Atom Enerjisi Kurumu 2017 3 Mayis 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c d e f Inventory of Radioactive Waste Disposals at Sea International Atomic Energy Agency TECDOC 1105 August 1999 a b D P Calmet Ocean Disposal of Radioactive Waste Status Report International Atomic Energy Agency IAEA Bull 31 No 4 47 April 1989 Ocean Dumping Aaron Jones 2018 28 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Crossland I G 2010 Near surface intermediate depth and borehole disposal of low level and short lived intermediate level radioactive waste In Geological Repository Systems for Safe Disposal of Spent Nuclear Fuels and Radioactive Waste pp 43 81 Woodhead Publishing R L Murray and K L Manke Understanding Radioactive Waste Battelle Press 2003 Macfarlane A 2003 Underlying Yucca Mountain the interplay of geology and policy in nuclear waste disposal Social Studies of Science 33 5 783 807 a b c Grayson K 2019 Vitrification The Workhorse of Nuclear Waste Management https mo sci com vitrification nuclear waste management Accessed December 20 2020 a b c d e f g h i Arsivlenmis kopya 15 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Ocak 2021 Johansson T B amp Steen P 1981 Radioactive waste from nuclear power plants Univ of California Press Arsivlenmis kopya PDF 8 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 6 Ocak 2021 Leray S 1996 Nuclear waste transmutation Nuclear Instruments and Methods in Physics Takizuka T 1999 Status of nuclear transmutation study No JAERI CONF 99 003 Charalambus S 1971 Nuclear transmutation by negative stopped muons and the activity induced by the cosmic ray muons Nuclear Physics A 166 2 145 161 Andrews A 2008 Nuclear Fuel Reprocessing US Policy Development Congressional Research Service Report to the Congress Order Code RS22542 Technical report Arsivlenmis kopya 15 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Ocak 2021 Coopersmith J 2006 May Nuclear Waste Disposal in Space BEP s Best Hope In AIP Conference Proceedings Vol 830 No 1 pp 600 604 American Institute of Physics Cevre ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir Madde icerigini genisleterek Vikipedi ye katki saglayabilirsiniz