Âşık Seyrani, Türk halk ozanı.
Develi'li (Everek) Seyrani'nin doğum tarihi kesin değildir. 1800 veya 1807 yılında doğduğuna dair kayıtlar vardır. Bugün Kayseri ilinin ilçesi olan, o yıllarda Everek adıyla bilinen Develi'de doğmuştur. Asıl adı Mehmet'tir.
Babası fakir bir mahalle camii imamı olan Hoca Cafer Efendi'dir. Çocukluğu ekonomik güçlüklerle geçmesine rağmen babasının sayesinde medrese eğitimi almaktan geri kalmamıştır.
Seyrani'nin hayatı ile ilgili kesin bilgiler mevcut olmadığından halk kendisi için bazı menkıbeler yayarak bu eksikliği gidermeye çalışmıştır. Seyrani'nin ününü duyan çevre vilayet ve kaza aşıkları sık sık Develi'ye gelerek onunla atışırlar. Seyrani ustalığını konuşturarak onları pes ettirir. Ama artık ona Develi dar gelmeye başlamıştır, İstanbul'a gitmeyi arzular.
Seyrani, büyük bir ihtimalle Sultan Abdülmecit'in tahta geçtiği yıl olan 1839 yılında İstanbul'a gelir. O yıllarda İstanbul'da semai kahvelerine, söz meclislerine ilgi gösterilir, aşıklar birer bilge kişi olarak görülür, dinlenirdi. Bu meclislerin tiryakileri, aşıkları yalnız bırakmaz, onları meclisten meclise, kahveden kahveye taşırlardı. Saray'da devlet erkanının konaklarında, zenginlerin köşklerinde bir araya gelen aşıklar, birbiriyle tanışır, söyleşir, atışırlardı. Bazı paşa ve beyler, şairleri himaye eder onlara rahat bir hayat sağlarlardı. Böylesi bir zamanda İstanbul'a giden Seyrani, zamanın saz ve kalem şairleriyle tanışır, bilişir. Seyrani, İstanbul'a gelmişken yarım kalan medrese öğrenimini tamamlar. Şu sözleriyle tanımlamıştır bugünlerini:
"Yedi yıl eğlendi, kaldı Seyrani
Bütün tahsil etti ilmi irfanı
Sendeyken her türlü mürüvvet kanı
Bulmadın derdime çare İstanbul"
Ancak Seyrani karakteri gereği, etrafında gördüğü yanlışlıklara, bu yanlışlıkları yapan Padişah da olsa görmezlikten gelemeyen ve şiirlerinde bu durumları ağır bir şekilde hicveden bir şairdir. Bu yüzden hakkında soruşturma açılmış ve yakalanmamak için de Develili bir dostunun yardımıyla Develi'ye kaçmak zorunda kalmıştır. Bir süre burada kalan Seyrani daha sonra Halep'e gider. Burada da tutunamayan Seyrani tekrar Develi'ye gelir. Yakalandığı sinir hastalığından dolayı ona "Deli Seyrani" denmiş, son yıllarını Develi'de yoksulluk içinde geçirmiştir.
Yoksulluğunu, çektiği acıları, dik kafalı bir ozan oluşuna bağlamak pek yanlış olmaz. Seyrani devrindeki gelişmeleri yakından takip etmiş, yanlışlıkları eleştirmiş, şiirlerinde kendisinden önceki ozanların alışılmış konu sınırlarının dışına çıkmıştır. Olaylara genellikle eleştirel gözle bakmış ve halkın sesi olmaya özen göstermiştir. Şiirleri hem ele aldığı konu bakımından hem de kafiye yapısı bakımından çeşitli ve zengindir. Şiirlerini daha çok hece ölçüsüyle yazmıştır. Asıl ününü hece ölçüsüyle yazdığı koşma, semai, destan, nefes ve şathiyeleriyle kazanmıştır. Şiirlerinde daha önce kimsede rastlanmayan kafiye yapılarına yer vermiştir. Şiirlerinde bazen bir tarikat ehli, bazen siyasi bir eleştirmen, bazen de koyu bir aşık olur. Bu da Seyrani'nin içten, dindar, duygulu ve duyarlı bir kişi olduğunu gösterir.
Hakkında yazılanlar
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Asik Seyrani Turk halk ozani Develili Asik Seyrani 1800 1866 Develi Belediye Baskani Mehmet Ozdemir tarafindan heykeltiras Gurdal Duyar a yaptirilan heykel 30 Nisan 1976 da Develi de Carsi Camii onundeki parka dikilmistir Develi li Everek Seyrani nin dogum tarihi kesin degildir 1800 veya 1807 yilinda dogduguna dair kayitlar vardir Bugun Kayseri ilinin ilcesi olan o yillarda Everek adiyla bilinen Develi de dogmustur Asil adi Mehmet tir Babasi fakir bir mahalle camii imami olan Hoca Cafer Efendi dir Cocuklugu ekonomik gucluklerle gecmesine ragmen babasinin sayesinde medrese egitimi almaktan geri kalmamistir Seyrani nin hayati ile ilgili kesin bilgiler mevcut olmadigindan halk kendisi icin bazi menkibeler yayarak bu eksikligi gidermeye calismistir Seyrani nin ununu duyan cevre vilayet ve kaza asiklari sik sik Develi ye gelerek onunla atisirlar Seyrani ustaligini konusturarak onlari pes ettirir Ama artik ona Develi dar gelmeye baslamistir Istanbul a gitmeyi arzular Seyrani buyuk bir ihtimalle Sultan Abdulmecit in tahta gectigi yil olan 1839 yilinda Istanbul a gelir O yillarda Istanbul da semai kahvelerine soz meclislerine ilgi gosterilir asiklar birer bilge kisi olarak gorulur dinlenirdi Bu meclislerin tiryakileri asiklari yalniz birakmaz onlari meclisten meclise kahveden kahveye tasirlardi Saray da devlet erkaninin konaklarinda zenginlerin kosklerinde bir araya gelen asiklar birbiriyle tanisir soylesir atisirlardi Bazi pasa ve beyler sairleri himaye eder onlara rahat bir hayat saglarlardi Boylesi bir zamanda Istanbul a giden Seyrani zamanin saz ve kalem sairleriyle tanisir bilisir Seyrani Istanbul a gelmisken yarim kalan medrese ogrenimini tamamlar Su sozleriyle tanimlamistir bugunlerini Yedi yil eglendi kaldi Seyrani Butun tahsil etti ilmi irfani Sendeyken her turlu muruvvet kani Bulmadin derdime care Istanbul Ancak Seyrani karakteri geregi etrafinda gordugu yanlisliklara bu yanlisliklari yapan Padisah da olsa gormezlikten gelemeyen ve siirlerinde bu durumlari agir bir sekilde hicveden bir sairdir Bu yuzden hakkinda sorusturma acilmis ve yakalanmamak icin de Develili bir dostunun yardimiyla Develi ye kacmak zorunda kalmistir Bir sure burada kalan Seyrani daha sonra Halep e gider Burada da tutunamayan Seyrani tekrar Develi ye gelir Yakalandigi sinir hastaligindan dolayi ona Deli Seyrani denmis son yillarini Develi de yoksulluk icinde gecirmistir Yoksullugunu cektigi acilari dik kafali bir ozan olusuna baglamak pek yanlis olmaz Seyrani devrindeki gelismeleri yakindan takip etmis yanlisliklari elestirmis siirlerinde kendisinden onceki ozanlarin alisilmis konu sinirlarinin disina cikmistir Olaylara genellikle elestirel gozle bakmis ve halkin sesi olmaya ozen gostermistir Siirleri hem ele aldigi konu bakimindan hem de kafiye yapisi bakimindan cesitli ve zengindir Siirlerini daha cok hece olcusuyle yazmistir Asil ununu hece olcusuyle yazdigi kosma semai destan nefes ve sathiyeleriyle kazanmistir Siirlerinde daha once kimsede rastlanmayan kafiye yapilarina yer vermistir Siirlerinde bazen bir tarikat ehli bazen siyasi bir elestirmen bazen de koyu bir asik olur Bu da Seyrani nin icten dindar duygulu ve duyarli bir kisi oldugunu gosterir Hakkinda yazilanlarOkay Hasim Nezihi 1953 Develili Everekli Seyrani Hayati ve Siirleri Istanbul Maarif Kitaphanesi OCLC 21622856 OL OL26355207MKaynakca SEYRANI olu kirik baglanti HIKMET VE HICIV SAIRI OLARAK SEYRANI 16 Mart 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Mart 2017