Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Ağustos 2022) () ( |
Sinematografi veya görüntü yönetimi (Yunanca : kine (hareket) ve graphos (yazı)), sinema filmi için görüntü kaydederken ışıklandırma ve kamera tercihleri yapma disiplinidir. Birçok açıdan fotoğraf sanatıyla yakından ilgilidir; fakat kamera ve görüntü elemanlarının hareket hâlinde olduğu durumlarda birtakım ek özellikler de gösterir. Elektronik görüntü sensörüyle görüntü yakalamak, görüntüdeki her piksel için elektronik olarak işlenen ve sonraki işleme veya görüntüleme için bir saklanan bir elektrik yükü üretir. ile yakalanan görüntüler, film stoğu üzerinde kimyasal olarak "" bir dönüşen bir dizi görünmez/ sonuçlanır.
Sinematografi, bilim ve birçok alanında olduğu kadar eğlence amaçlı ve de kullanım alanı bulur.
Tarihçe
Sinematografi sinema filmlerine özgü bir sanat formudur. Işığa duyarlı maddeler üzerinde görüntü kaydetme işi 1800’lerin başından beri uygulanıyor olsa da, nispeten daha yeni olan “hareketli resim” sanatı farklı fotoğraflama teknikleri ve yeni bir estetik anlayışı gerektiriyordu.
Sinemanın ilk dönemlerinde, görüntü yönetmeni genellikle filmin hem kameramanlığını hem de yönetmenliğini üstlenirdi. Sinema sanatı ve teknoloji geliştikçe, kameramanlık ve yönetmenlik arasında bir ayrım oluştu. Optikteki ve renkli film, geniş ekran (widescreen) gibi çeşitli tekniklerdeki ilerlemelere ek olarak, yapay ışıklandırma ve ışığa daha duyarlı (daha hızlı) ham filmlerin gelişiyle birlikte teknik açılardan sinematografi, bir uzmanın varlığını zorunlu kıldı.
1919 yılında (Paris’in ardından dünyanın yeni sinema başkenti hâline gelen) Hollywood’da, bugün hâlâ varlığını sürdüren ve dünyanın ilk meslek topluluklarından biri olan American Society of Cinematographers (Amerikan Görüntü Yönetmenleri Topluluğu - ASC) kuruldu. ASC, görüntü yönetmenlerinin film yapma bilim ve sanatına katkılarını ortaya koymak için oluşturulmuştu. ASC’ye göre sinematografi; basit bir fiziksel olayı kaydetmek değil, özgün sanat eseri yapımcılığında doruğuna ulaşan yaratıcı ve yorumlayıcı bir işlemdi. Sinematografi fotoğrafçılığın bir alt kategorisi değildi. Fotoğrafçılık, daha ziyade görüntü yönetmeninin diğer fiziksel, örgütsel, idari, yorumsal ve görüntüyü yönlendiren tekniklere ek olarak kullandığı bir sanattı.
Sinematografinin Elemanları
Sinematografi sanatına katkıda bulunan çok sayıda unsur vardır.
Ham Film
Sinematografi ham film rulolarıyla başlar. Film emülsiyonu ve filmin gren yapısındaki gelişmeler, görüntü yönetmenlerine önemli çeşitlilikte ham film seçenekleri yaratmıştır. Bir film yapımı sırasında alınacak ilk kararlardan biri ham film seçimidir.
Film boyutu — 8 mm (amatör), 16 mm (yarı-profesyonel), 35 mm (profesyonel) ve 65 mm (epik fotoğrafçılık, nadiren kullanılır) — seçiminin yanında, görüntü yönetmeni pozitif film ile negatif film arasında, ayrıca hızları 50’den (yavaş, ışığa en az duyarlılıkta) 800’e (çok hızlı, ışığa aşırı düzeyde duyarlı) kadar değişen filmler arasında bir tercih yapmak durumundadır. Bunlara ek olarak, renge verdiği tepkiler açısından farklılaşan (düşük doygunluk – yüksek doygunluk) ve düzeyleri tam siyahtan (ışığa hiç maruz kalmamış/hiç pozlanmamış) tam beyaza (ışığa aşırı derecede maruz kalmış/aşırı pozlanmış) kadar değişen kontrastlıktaki filmler arasında bir seçim söz konusudur.
Neredeyse tüm film boyutlarında yapılan ayarlamalarla, “süper” filmler yaratılmıştır. Bu filmlerde, filmin fiziksel boyutu aynı kalırken, bir görüntünün çekimi için kullanılan film alanı genişletilmiştir. Süper 8 mm, Süper 16 mm ve Süper 35 mm; süper olmayan denkleriyle kıyaslandığında; tüm film alanının daha büyük kısmından yararlanmaya imkân sağlayan formatlardır.
Film boyutu büyüdükçe; görüntünün çözünürlüğü, berraklığı ve teknik kalitesi artar.
Dijital görüntüleme dünyasında, artık ham filmlerin bir kullanım alanı yoktur. Fakat zaten kameraların kendisi, görüntüleme ayarları konusunda ham filmlerin sağladığı avantajların çok ötesinde olanaklar sağlamaktadır. Kameralar daha çok ya da daha az renk duyarlılığı ve kontrastla ya da ışığa az ya da çok duyarlı şekilde çekim yapmak için ayarlanabilmektedir. Farklı emülsiyonların yaratacağı birbirinden farklı görünümler artık tek bir kamera ile yaratılabilmektedir. Buna rağmen, dijital görüntüleme yönteminin analog yöntemden daha iyi olup olmadığı konusu hâlâ tartışmalıdır. Dijital görüntüleme ayarları, eğer görüntülemede ham film kullanılsaydı hangi görüntü ayarlarının oluşacağı hesaplanarak yapılır. Bu durumda kameranın sensör tasarımcısının birbirinden farklılık gösteren ham film ve görüntü ayarlama parametreleri kullanması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle, konunun uzmanı olan birçok kişi bu yaklaşımı “ikinci dereceden” bulmakta ya da bunun gerçek görüntüyü “taklit etmek” olduğunu düşünmektedir.
Laboratuvar
İşin laboratuvar kısmı da ortaya çıkan görüntüyü önemli ölçüde farklılaştırabilecek niteliktedir. Isıyı farklılaştırarak, filmin kimyasalların içinde kalış süresini değiştirerek ve bazı kimyasal işlemleri atlayarak görüntü yönetmenleri tek bir ham film rulosundan birçok farklı görüntü elde edebilmektedir.
Filtreler
Difüzyon (ışığı yayma) ya da renk filtreleri gibi filtreler, film atmosferini ya da dramatik etkiyi arttırmak için yaygın olarak kullanılır. Çoğu fotoğraf filtresi, aralarında bir görüntü formu ya da ışık yönlendirici madde bulunan, birbirlerine yapıştırılmış iki parça optik camdan oluşur. Renk filtreleri, iki optik cam arasına yarı saydam bir renk tabakasının sıkıştırılmasıyla oluşturulur. Renk filtreleri belirli ışık dalgalarının filme ulaşmasını engellemek için kullanılır. Renkli filmde, sezgisel olarak bile anlayabileceğimiz üzere, mavi filtre; kırmızı, turuncu ve sarı renkteki ışınların film üzerine düşmesini engeller ve filmde mavimsi bir ton yaratır. Siyah beyaz fotoğrafçılıkta ise işler sezgilerimizin bize söylediğinin aksine yürür. Bu tarz fotoğrafçılıkta kullanılacak sarı filtre, mavi ışınların önünü kesecek ve (böylelikle mavi olan gökyüzünün film üzerindeki görüntüsü çok az ışığa maruz bırakılacağından) gündüz vakti gökyüzünün resimde daha karanlık görünmesini sağlayacak; fakat insan teninin renk tonunu etkilemeyecektir. Christopher Doyle gibi bazı fotoğrafçılar, filtreleri yenilikçi kullanımlarıyla tanınırlar. Filtreler, farklı etkiler yaratmak amacıyla lensin önünde ya da arkasında kullanılabilir.
Objektif
Odak uzaklığı (Odak uzunluğu)
Kamera insan gözü gibi çalışır; bir bakış açısı yaratır ve dünyanın geri kalanıyla uzaysal ilişkiler kurar. Bununla birlikte, insan gözünden farklı olarak kameralara -değişik etkiler yaratmak için- farklı takılması da mümkündür. Kameralardaki bu avantajın en büyük faydası odak uzaklığının çeşitlenmesidir. Görüntü yönetmenleri , normal ve teleobjektifler arasında seçim yapmanın yanı sıra, ve objektifler gibi diğer özel etki yaratan mercek sistemleri arasında da tercih yapabilmektedir.
odak uzaklıkları kısadır ve uzaysal mesafeleri daha belirgin hâle getirirler. Geniş açılı objektifle, uzaktaki bir insan normaldekinden daha küçük görünürken, kameranın önündeki bir insan daha da büyük gözükecektir. Bununla birlikte, tele objektif birbirinden uzak olan nesneleri birbirine daha yakın göstererek ve perspektifi düzleştirerek bu tarz abartıları azaltır. kameramana çekim esnasında odak uzaklığını değiştirme olanağı verir. (prime lens) daha iyi bir görsel kalite sundukları ve zoom objektiflerden daha “hızlı” (daha az ışıkta daha geniş açılması) oldukları için profesyonel sinematografide zoom objektiflerden daha çok tercih edilirler. Ancak; belirli film sahnelerinde ve hatta bazı film türlerinde, hız veya kullanım kolaylığı açısından ya da özel bir etki yaratmak için zoom objektifler kullanılmaktadır. Örneğin; Alfred Hitchcock Vertigo filmindeki, merdivenlerde gerçekleşen ünlü kovalama sahnesini zoom objektiften faydalanarak çekmiştir.
Alan derinliği ve Netlik (Odak)
Odak uzaklığı aynı zamanda bir sahnenin alan derinliğini -yani; uygun odakta resmin arka, orta ve ön alanlarının ne kadarının filme yansıyacağını- da etkiler (çünkü görüntünün yalnızca tek bir düzlemine tam odaklanma yapılabilir). Odak derinliğiyle karıştırılmaması gereken alan derinliği, diyaframın açıklık oranı ve odak uzaklığı ile belirlenir. Geniş ya da derin bir alan derinliği, çok küçük bir diyafram açıklığını ve uzaktaki bir nokta üzerinde odaklama yapılmasını gerektirir. Alan derinliğinin az olması içinse, geniş bir diyafram açıklığı ve merceğe daha yakın bir nokta üzerinde odaklama yapılması gerekmektedir.
Alan derinliği aynı zamanda format büyüklüğünden de etkilenmektedir. 70 mm film, 35 mm’ninkinden daha az olan odak uzaklığı ile en az alan derinliğine sahip olan filmdir. 16 mm film daha büyük alan derinliğine sahipken, çoğu video kamera 16 mm’ninkinden de büyük alan derinliklerine sahiptir. Video kamera kullanıcılarının dijital kamerayla 35 mm’nin görüntüsünü taklit etmeye çalışırken yaşadıkları en büyük hayal kırıklığı, dijital kameranın kaydettiği aşırı büyüklükteki alan derinliği ve bunun birtakım ek optik araçlarla azaltılması gerekliliğidir.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Sinematografi haber gazete kitap akademik JSTOR Agustos 2022 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Sinematografi veya goruntu yonetimi Yunanca kine hareket ve graphos yazi sinema filmi icin goruntu kaydederken isiklandirma ve kamera tercihleri yapma disiplinidir Bircok acidan fotograf sanatiyla yakindan ilgilidir fakat kamera ve goruntu elemanlarinin hareket halinde oldugu durumlarda birtakim ek ozellikler de gosterir Elektronik goruntu sensoruyle goruntu yakalamak goruntudeki her piksel icin elektronik olarak islenen ve sonraki isleme veya goruntuleme icin bir saklanan bir elektrik yuku uretir ile yakalanan goruntuler film stogu uzerinde kimyasal olarak bir donusen bir dizi gorunmez sonuclanir Sinematografi bilim ve bircok alaninda oldugu kadar eglence amacli ve de kullanim alani bulur TarihceSinemanin ilkel halini ilk bulan kisi olarak kabul edilen Eadweard Muybridge in dort nala kosan bir atin 1878 yilinda olusturdugu bir kaydi Sinematografi sinema filmlerine ozgu bir sanat formudur Isiga duyarli maddeler uzerinde goruntu kaydetme isi 1800 lerin basindan beri uygulaniyor olsa da nispeten daha yeni olan hareketli resim sanati farkli fotograflama teknikleri ve yeni bir estetik anlayisi gerektiriyordu Sinemanin ilk donemlerinde goruntu yonetmeni genellikle filmin hem kameramanligini hem de yonetmenligini ustlenirdi Sinema sanati ve teknoloji gelistikce kameramanlik ve yonetmenlik arasinda bir ayrim olustu Optikteki ve renkli film genis ekran widescreen gibi cesitli tekniklerdeki ilerlemelere ek olarak yapay isiklandirma ve isiga daha duyarli daha hizli ham filmlerin gelisiyle birlikte teknik acilardan sinematografi bir uzmanin varligini zorunlu kildi 1919 yilinda Paris in ardindan dunyanin yeni sinema baskenti haline gelen Hollywood da bugun hala varligini surduren ve dunyanin ilk meslek topluluklarindan biri olan American Society of Cinematographers Amerikan Goruntu Yonetmenleri Toplulugu ASC kuruldu ASC goruntu yonetmenlerinin film yapma bilim ve sanatina katkilarini ortaya koymak icin olusturulmustu ASC ye gore sinematografi basit bir fiziksel olayi kaydetmek degil ozgun sanat eseri yapimciliginda doruguna ulasan yaratici ve yorumlayici bir islemdi Sinematografi fotografciligin bir alt kategorisi degildi Fotografcilik daha ziyade goruntu yonetmeninin diger fiziksel orgutsel idari yorumsal ve goruntuyu yonlendiren tekniklere ek olarak kullandigi bir sanatti Sinematografinin ElemanlariSinematografi sanatina katkida bulunan cok sayida unsur vardir Ham Film Sinematografi ham film rulolariyla baslar Film emulsiyonu ve filmin gren yapisindaki gelismeler goruntu yonetmenlerine onemli cesitlilikte ham film secenekleri yaratmistir Bir film yapimi sirasinda alinacak ilk kararlardan biri ham film secimidir Film boyutu 8 mm amator 16 mm yari profesyonel 35 mm profesyonel ve 65 mm epik fotografcilik nadiren kullanilir seciminin yaninda goruntu yonetmeni pozitif film ile negatif film arasinda ayrica hizlari 50 den yavas isiga en az duyarlilikta 800 e cok hizli isiga asiri duzeyde duyarli kadar degisen filmler arasinda bir tercih yapmak durumundadir Bunlara ek olarak renge verdigi tepkiler acisindan farklilasan dusuk doygunluk yuksek doygunluk ve duzeyleri tam siyahtan isiga hic maruz kalmamis hic pozlanmamis tam beyaza isiga asiri derecede maruz kalmis asiri pozlanmis kadar degisen kontrastliktaki filmler arasinda bir secim soz konusudur Neredeyse tum film boyutlarinda yapilan ayarlamalarla super filmler yaratilmistir Bu filmlerde filmin fiziksel boyutu ayni kalirken bir goruntunun cekimi icin kullanilan film alani genisletilmistir Super 8 mm Super 16 mm ve Super 35 mm super olmayan denkleriyle kiyaslandiginda tum film alaninin daha buyuk kismindan yararlanmaya imkan saglayan formatlardir Film boyutu buyudukce goruntunun cozunurlugu berrakligi ve teknik kalitesi artar Dijital goruntuleme dunyasinda artik ham filmlerin bir kullanim alani yoktur Fakat zaten kameralarin kendisi goruntuleme ayarlari konusunda ham filmlerin sagladigi avantajlarin cok otesinde olanaklar saglamaktadir Kameralar daha cok ya da daha az renk duyarliligi ve kontrastla ya da isiga az ya da cok duyarli sekilde cekim yapmak icin ayarlanabilmektedir Farkli emulsiyonlarin yaratacagi birbirinden farkli gorunumler artik tek bir kamera ile yaratilabilmektedir Buna ragmen dijital goruntuleme yonteminin analog yontemden daha iyi olup olmadigi konusu hala tartismalidir Dijital goruntuleme ayarlari eger goruntulemede ham film kullanilsaydi hangi goruntu ayarlarinin olusacagi hesaplanarak yapilir Bu durumda kameranin sensor tasarimcisinin birbirinden farklilik gosteren ham film ve goruntu ayarlama parametreleri kullanmasi soz konusu olabilecektir Bu nedenle konunun uzmani olan bircok kisi bu yaklasimi ikinci dereceden bulmakta ya da bunun gercek goruntuyu taklit etmek oldugunu dusunmektedir Laboratuvar Isin laboratuvar kismi da ortaya cikan goruntuyu onemli olcude farklilastirabilecek niteliktedir Isiyi farklilastirarak filmin kimyasallarin icinde kalis suresini degistirerek ve bazi kimyasal islemleri atlayarak goruntu yonetmenleri tek bir ham film rulosundan bircok farkli goruntu elde edebilmektedir Filtreler Difuzyon isigi yayma ya da renk filtreleri gibi filtreler film atmosferini ya da dramatik etkiyi arttirmak icin yaygin olarak kullanilir Cogu fotograf filtresi aralarinda bir goruntu formu ya da isik yonlendirici madde bulunan birbirlerine yapistirilmis iki parca optik camdan olusur Renk filtreleri iki optik cam arasina yari saydam bir renk tabakasinin sikistirilmasiyla olusturulur Renk filtreleri belirli isik dalgalarinin filme ulasmasini engellemek icin kullanilir Renkli filmde sezgisel olarak bile anlayabilecegimiz uzere mavi filtre kirmizi turuncu ve sari renkteki isinlarin film uzerine dusmesini engeller ve filmde mavimsi bir ton yaratir Siyah beyaz fotografcilikta ise isler sezgilerimizin bize soylediginin aksine yurur Bu tarz fotografcilikta kullanilacak sari filtre mavi isinlarin onunu kesecek ve boylelikle mavi olan gokyuzunun film uzerindeki goruntusu cok az isiga maruz birakilacagindan gunduz vakti gokyuzunun resimde daha karanlik gorunmesini saglayacak fakat insan teninin renk tonunu etkilemeyecektir Christopher Doyle gibi bazi fotografcilar filtreleri yenilikci kullanimlariyla taninirlar Filtreler farkli etkiler yaratmak amaciyla lensin onunde ya da arkasinda kullanilabilir Objektif Odak uzakligi Odak uzunlugu Kamera insan gozu gibi calisir bir bakis acisi yaratir ve dunyanin geri kalaniyla uzaysal iliskiler kurar Bununla birlikte insan gozunden farkli olarak kameralara degisik etkiler yaratmak icin farkli takilmasi da mumkundur Kameralardaki bu avantajin en buyuk faydasi odak uzakliginin cesitlenmesidir Goruntu yonetmenleri normal ve teleobjektifler arasinda secim yapmanin yani sira ve objektifler gibi diger ozel etki yaratan mercek sistemleri arasinda da tercih yapabilmektedir odak uzakliklari kisadir ve uzaysal mesafeleri daha belirgin hale getirirler Genis acili objektifle uzaktaki bir insan normaldekinden daha kucuk gorunurken kameranin onundeki bir insan daha da buyuk gozukecektir Bununla birlikte tele objektif birbirinden uzak olan nesneleri birbirine daha yakin gostererek ve perspektifi duzlestirerek bu tarz abartilari azaltir kameramana cekim esnasinda odak uzakligini degistirme olanagi verir prime lens daha iyi bir gorsel kalite sunduklari ve zoom objektiflerden daha hizli daha az isikta daha genis acilmasi olduklari icin profesyonel sinematografide zoom objektiflerden daha cok tercih edilirler Ancak belirli film sahnelerinde ve hatta bazi film turlerinde hiz veya kullanim kolayligi acisindan ya da ozel bir etki yaratmak icin zoom objektifler kullanilmaktadir Ornegin Alfred Hitchcock Vertigo filmindeki merdivenlerde gerceklesen unlu kovalama sahnesini zoom objektiften faydalanarak cekmistir Alan derinligi ve Netlik Odak Odak uzakligi ayni zamanda bir sahnenin alan derinligini yani uygun odakta resmin arka orta ve on alanlarinin ne kadarinin filme yansiyacagini da etkiler cunku goruntunun yalnizca tek bir duzlemine tam odaklanma yapilabilir Odak derinligiyle karistirilmamasi gereken alan derinligi diyaframin aciklik orani ve odak uzakligi ile belirlenir Genis ya da derin bir alan derinligi cok kucuk bir diyafram acikligini ve uzaktaki bir nokta uzerinde odaklama yapilmasini gerektirir Alan derinliginin az olmasi icinse genis bir diyafram acikligi ve mercege daha yakin bir nokta uzerinde odaklama yapilmasi gerekmektedir Alan derinligi ayni zamanda format buyuklugunden de etkilenmektedir 70 mm film 35 mm ninkinden daha az olan odak uzakligi ile en az alan derinligine sahip olan filmdir 16 mm film daha buyuk alan derinligine sahipken cogu video kamera 16 mm ninkinden de buyuk alan derinliklerine sahiptir Video kamera kullanicilarinin dijital kamerayla 35 mm nin goruntusunu taklit etmeye calisirken yasadiklari en buyuk hayal kirikligi dijital kameranin kaydettigi asiri buyuklukteki alan derinligi ve bunun birtakim ek optik araclarla azaltilmasi gerekliligidir Kaynakca Hora John The American Cinematographer Manual Amerikan Goruntu Yonetmeni El Kitabi 9 Baski Ingilizce ASC