Lupus, teknik adıyla Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) (Systemic Lupus Erythematosus) veya Yaygın Lupus Kızarıklığı, Otoimmun, Kelebek Hastalığı kökenli multisistem hastalıklarının en sık görülen tipik örneğidir. Lupus sözcüğü, Latincede “kurt” anlamında olup ciltte çıkan yaraların yıkıcı özelliğini ifade eder. 1872 yılında Kaposi, hastalığın sadece cildi değil vücudun değişik organlarını etkileyen bir hastalık olduğunu fark etmiştir. Otoimmun antikorların büyük bölümü ANA (antinükleer antikor) niteliğindedir. Sessizce gelişebilir ya da akut olarak başlar. Ateşli ataklar biçiminde alevlenmeler gösterir. Organizmanın tümünü etkileyebilir, ancak deri, eklemler, böbrekler ve seröz zarlar zarar gören başlıca dokulardır.
Sistemik Lupus Eritamozus | |
---|---|
Diğer adlar | Lupus, Kelebek hastalığı |
Genç bir kadında tipik kelebek-yarası görünümü. | |
Uzmanlık | İMmünoloji, Romatoloji, Dermatoloji |
İlaç | İmmünsüpresif ilaçlar |
SLE tip III aşırı duyarlılık reaksiyonları için çok iyi bir örnektir; oluşan immun kompleksler dokulara birikir. Damarlar, eklemler ve böbrekler en çok etkilenen dokulardır. Tip II (sitotoksik tip) aşırı duyarlılık reaksiyonu niteliğindeki tepkilerde eritrositlere, trombositlere ve lökositlere karşı oluşan sitotoksik antikorların varlığında rastlanır.
Virüsler (EBV), genetik yatkınlık (class II DR ve DQ türü MHC antijenlerinin varlığı) ve bazı ilaçlar (prokainamid) gibi çeşitli tetikleyici faktörlerin yanı sıra yoksulluk ve etnik nitelikler gibi ikincil faktörler de önemlidir. SLE’yi tetikleyen faktör ne olursa olsun, süreç başlayınca immun tolerans yitirilir ve doku antijenlerine karşı tepkiler oluşmaya başlar. Otoreaktif CD4+ lenfositlerinin uyarmasıyla birlikte poliklonal B-lenfositleri otoantikor üretimine başlar. Otoantikorlar ve doku antijenlerinin oluşturduğu immun kompleksler dokulara birikir. SLE, sessiz dönemleri izleyen alevlenmeler gösterir. Hipertansiyon, santral sinir sistemi etkilenmesi ve böbrek patolojisi olmayan hastalar immunosupressif tedaviye çok iyi yanıt verirler.
Hastalık en çok doğurgan çağdaki kadınları (15-45 yaş) etkiler, hastaların 2/3’si genç ve orta yaşlı kadınlardır (tetikleyici faktör: östrojen). Bu yaş grubundaki kadın erkek oranı dokuza birdir. Ergenlik öncesi çocuklarda hastalığa yakalanan erkek çocukların oranı erişkinlere oranla daha yüksektir. Kız çocuklarda erkek çocuklara oranla hastalık 3 kat fazladır. Tüm SLE vakalarının %15-20'sini çocuklar oluşturur. SLE yılda bir milyonda 5 çocuğu etkileyen seyrek bir hastalıktır. Ergenlik öncesi seyrek görülen SLE'nin 5 yaşından önce ortaya çıkması ise oldukça nadirdir.
İnsidansı 19 yaş öncesinde: 6-18.9/100.000
Hispanikler, siyahiler, native amerikalılar ve güney asyalılarda daha sık
Hastalığın gelişimi
SLE’nin başlamasında ve devam etmesinde genetik olarak yatkın bireylerde çevresel faktörlerin rolü olduğu düşünülmektedir. Siyah ırkta, uzak doğuda ve Amerikan yerlilerinde, bazı ailelerde SLE sıklığında artma olduğu gösterilmiştir. Eğer bir aile bireyinde SLE varsa, tek yumurta ikizlerinde SLE gelişme riski yaklaşık %30 ve diğer birinci derece akrabalar için %5 artmıştır..
Çevresel faktörlerin genetik yatkınlığı olan bireylerde tetikleyici rol oynadığı düşüncesi ağır basmaktadır. Bu faktörler içerisinde özellikle viruslar, ultraviyole ışığı ve ilaçlar sayılabilir. SLE gelişmesinde kadın cinsiyeti de önemli bir risk faktörüdür (tetikleyici faktör: östrojen).
Patofizyoloji
İnsan bağışıklık(immun) sistemi hücreleri kendi doku yıkım artıklarını,normalde, yabancı antijenlerden ayırt edebilir
Hastalığın temel nedeni akut faz reaktanı denen ve immun sistemi inflamasyon durumuna geçmesini uyaran maddelerin fonksiyon bozukluğudur. Bu akut faz reaktanlarından hastalıkta en önemli oluşturucu etken CRP(C reaktif protein)'dir. CRP fonksiyon olarak vücudumuzdaki yangısal (inflamatuvar) olaylarda hasarlanıp yıkılabilen "insan dokusu" hücrelerinin "DNA histonu,hücre zarı glikoproteinleri" gibi insana özgü yıkım artıklarına yapışır ve kompleman yolunu uyarır.Bununla birlikte bölgeye gelen makrofajlar ve lenfositler, doku yıkım artıklarına yapışmış CRP'leri tanıyarak CRP sayesinde kendi vücuduna ait olan antijenleri tanımış olurlar.Kendi antijenlerini tanıyan bu immun sistem hücreleri kendi antijenlerine karşı tolerans geliştirir böylece herhangi bir otoimmun durum oluşmaz.
Patofizyolojik mekanizma olarak serum CRP miktarının azalması hastalığı tetikler
Sıklıkla genç kadınlarda klinik semptomlar başlamadan önce dramatik olarak serum CRP miktarı çok çok azalır; bu nedenle vücutta her an olan inflamatuvar durumlarda hasarlanan insan doku hücre antijenleri CRP ile işaretlenemez; bu nedenle bölgeye gelen immun sistem hücreleri kendi vücut antijenlerini özellikle insan Kromozomunun DNA histon proteinlerini yabancı bir antijen olarak algılar ve DNA proteinlerine karşı otoimmun saldırıya neden olacak Antinükleerotoantikor(ANA)'ları üretir. ANA antikorları otoantikor görevi görerek sağlıklı insan hücrelerinin çekirdeğindeki kromozom proteinlerine bağlanır bu durum kromozomu hasarladığı için doku hasarına yol açan patolojik süreçleri başlatır.
Patolojik olarak Hepatositlerde yeterli düzeyde CRP ve diğer akut faz reaktanlarının üretilememesi hastalığı tetikler
Vücudumuzda sürekli subklinik bir yangı (inflamasyon) mevcuttur. Yangıda immun sistem hücrelerinden salınan IL-1,IL-6, TNF-alfa gibi sitokinler Karaciğer hücrelerini (hepatositler) uyararak CRP, Serum Amiloid proteinleri gibi akut faz reaktanlarının üretilip kana verilmesine yol açar. Fakat, SLE'de ağır bir yangısal süreç olmasına karşın CRP ve diğer akut faz reaktanlarının serum düzeyi sıklıkla normal veya göreceli olarak azalmıştır. Oysa SLE dışındaki Romatoid artrit gibi inflamatuar romatizmal hastalıklarda CRP ve diğer akut faz reaktanları serum düzeyi normalin kat kat üstünde değerlerdedir. Bu durum aşağıdaki iki nedenden ötürü SLE'nin oluşum mekanizmasını açıklar:
- Hepatositlerde sitokinleri algılayan reseptörlerin eksik sentezlenmesi veya herediter(genetik),edinilmiş reseptör mutasyonları
- Hepatositlerde akut faz reaktanı sentez bozuklukları
Bunun gibi hipotezlerde olduğu öne sürülmüş problemler serum CRP ve akut faz reaktanı miktarını göreceli olarak düşürür.
İmmun sistem, aşağıdaki öz antijenlerine karşı otoantikorlar oluşturur
- Plazma proteinleri: kompleman komponentleri, pıhtılaşma faktörleri,
- Hücre yüzey (protein-fosfolipid) antijenleri: lenfosit, trombosit, nötrofil, eritrosit,
- İntrasellüler sitoplazmik komponentler: mikrofilamanlar, mikrotübüller, lizozomlar, ribozomlar, RNA,
- Hücre çekirdekleri: nükleer DNA ribonükleoproteinler, histonlar.
Bunlar arasında en önemlisi çekirdek antijenlerine karşı oluşan otoantikorlardır. Çift sarmallı DNA’ya ve solubl nükleer antijen (Smith antijeni; Sm) kompleksine karşı oluşan otoantikorların varlığı özellikle patognomoniktir; bu iki otoantikora “antinükleer antikor (ANA)” adı verilir. Sistemik bulguların izlendiği Sistemik Lupus olgularında değişik nitelikleri olan antinükleer antikorlar (ANA) saptanır.
Antinükleer antikorlar (ANA) 4 farklı nitelik taşırlar:
- (1) Anti-DNA antikorları
- (2) Anti-histones antikorları
- (3) Anti-nonhiston proteinlerine (RNA) karşı oluşan antikorlar
- (4) Anti-nükleolus antijenlerine karşı oluşan antikorlar
Ayrıca 2 tür otoantikor daha vardır;
- Şekilli kan elemanlarına (eritrosit, lenfosit, trombosit) karşı oluşan antikorlar
- Fosfolipidlere karşı oluşan antikorlar (antifosfolipid antikorları)
Patofizyolojik Mekanizmaların Klinik Yansımaları
Patolojik süreçlerde, sık hasarlanan doku genelde böbreklerdir. Bunun yanı sıra klasik romatolojik hastalık kuralına bağlı olarak eklemler (artrit), kan damarları, deri (kelebek tarzında yüz döküntüsü,fotosensivite) ve gastrointestinal sistem (bulantı,kusma,malabsorbsiyon) etkilenmeleri saptanır. Seröz zarlarda (periton, perikard, plevra) doku yıkımı olur. Klinik bulgular bu patofizyolojik süreçler üzerinden şekillenir.
SLE Patolojisi
Ortaya çıkan kronik otoimmun süreçte çok sayıda otoantikor oluşur ve çok sayıda organ etkilenir. Doku ve çekirdek antijenleri ile kendilerine karşı oluşan otoantikorlardan oluşan immun kompleksler her yerde birikebilir; bu nedenle, SLE’de her dokunun ya da organın etkilendiği varsayılır.
Deri: özellikle güneş gören bölgeler önemlidir. Örneğin yüz derisindeki döküntüler; burun sırtı gövdesi, yanaklara doğru uzanan simetrik iki kanat gibi algılanan kelebek biçimindeki eritemli döküntü oldukça tipiktir. Benzer döküntülere ekstremitelerde ve gövdede rastlanabilir. Bu alandan alınan doku örneklerinde, ödem, perivasküler lenfosit infiltrasyonu ve epitelin bazal hücrelerinde dejenerasyon izlenir. İmmunofloresan incelemelerde, dermoepidermal sınırda lineer nitelikte immunoglobulin ve kompleman varlığı saptanır (lupus çizgisi). Damarlarda fibrinoid nekroz içeren akut nekrotizan vaskülit bulguları görülebilir. Eritemli döküntülerin yanı sıra büllöz, maküler, papüler ve ülseröz lezyonlar da oluşabilir.
Böbrekler: hastaların ¾ ‘ünde glomerül kapiller yumaklarında glomerülonefrit (lupus nefriti) bulgularına yol açan ANA+IgG kompleksleri ve kompleman birikmeleri, hastaların bazılarında ayrıca vaskülit ve interstisiyel nefrit bulgularına rastlanır. İmmunofloresan ve EM incelemelerinde SLE hastalarının %90’ında immun komplekslere ve kompleman birikmelerine rastlanabilmektedir. Birikmeler immunofloresan mikroskopide genellikle granüler yapı gösterir. İmmun komplekslerin ve komplemanın birikme niteliğini (mezangial, membranöz, tüm glomerül) ve niceliğini etkileyen faktörler bilinmemektedir.
WHO sınıflandırmasında başlıca 4 tip lupus nefriti vardır;
Normal böbrek (ışık, immunofloresan ve EM patoloji yok): yaklaşık %10
- Mezangial glomerülonefrit
- Fokal proliferatif glomerülonefrit
- Diffuz proliferatif glomerülonefrit
- Membranöz glomerülonefrit
Lupus nefritlerinde interstisiyum ve tubulus etkilenmeleri kaçınılmaz bulgudur; özellikle diffuz proliferatif glomerülonefritlerde belirgindir. Tubulus bazal membranlarında ve interstisiyel damarlarda granüler birikmeler görülebilmektedir.
Eklemler: Eklem ağrıları yakınmalarının nedeni mikroskopik incelemelerde saptanan sinovit bulgusudur; ancak eklem yüzeylerinde destrüksiyon yoktur (nonerozif sinovit). Akut sinovit olgularında, sinovyal yüzeylerde güçlü fibrin ve nötrofil polimorf eksüdasyonu, sinovyal dokuda ise perivasküler lenfosit kümeleri izlenir.
Solunum sistemi: Fibrinli plöritin yanı sıra akciğer ödemi, pnömoni, intra-alveoler kanamalar, bağlı pulmoner hipertansiyon görülebilir.
Dolaşım sistemi: Fibrinli perikarditin yanı sıra non-infektif myokardit, abakteriyel (non-infektif) verrüköz endokardit (), , derin ven trombozu, arteryel trombozlar (serebral ve oküler iskemi), koroner yetmezliği bulguları (angina, infarkt), sistemik tromboembolizm ve komplikasyonları, akut nekrotizan vaskülit (deri ve iskelet kası) izlenir.
Seröz zarlar: Perikard, plörit ve peritonit görülür. Akut olgularda fibrin eksüdasyonu vardır. Fibrinin organizasyonuyla perikard, plevra ve periton yapışıklıkları oluşur.
Karaciğer: Portal sistem damarlarında akut vaskülit, periportal alanlarda lenfosit infiltrasyonu görülebilir.
Santral sinir sistemi: Akut vaskülit komplikasyonu olan psikiyatrik ve nörolojik bozukluklar, kanamalar ile tromboz ve tromboembolizm nedeniyle oluşan iskemik infarktlar görülmektedir.
Lenforetiküler sistem: Orta derecede vardır; A.penicillaris çevresinde soğan kesiti izlenimi veren, damar lümenlerinin daralmasına neden olan güçlü perivasküler fibrozis ve vaskülit bulguları izlenir. Kemik iliği yaymalarının mikroskopisinde lupus hücreleri saptanabilir. Lenf düğümleri büyüyebilir; büyükçe lenf düğümlerindeki folikül sayısı artmıştır, germinatif merkezler geniştir().
Gebelik: Spontan abortuslar sıktır.
Lab testleri: Kardiyolipin antijenlerine bağlanan antifosfolipid antikorları nedeniyle yalancı (+) sifilis testi, in vitro pıhtılaşma testlerinin etkilenmesi izlenebilir.
Türkiye'de SLE'nin hangi sıklıkla görüldüğü araştırılmamıştır. Bu tür araştırmaların yapıldığı ülkelerde 100.000 kişide 40 ila 100 kişide görülür. Her yaşta ortaya çıkabilirse de, en sık 13-40 yaşları arasında görülür. Hastaların %90’ı doğurganlık yaşındaki kadınlardır (tetikleyici faktör: östrojen). Kadın/Erkek oranı 9/1dir. SLE, çocuklarda ve yaşlılarda da görülür.
Belirti ve bulgular (Semptomlar)
Hastalığın başlangıcında hastalarda yorgunluk ve eklem şişmesi gibi bir veya iki yakınma olur. Sonra SLE’nin diğer özellikleri gelişebilir. Tutulan organlara göre hastalığın şiddeti hastadan hastaya değişir. Lupus hastalığı tamamen ortadan kalkmayan ancak alevlenen ve sönen, belli dönemlerde ilaçlarla yatıştırılması gereken bir hastalıktır. Tanı konduğunda çoğu hastada yorgunluk, ateş ve kilo kaybı gibi yakınmalar görülür.
SLE’li hastaların yaklaşık %90’ında ilk yakınma eklem yangısı (artritis) veya eklem ağrısıdır (artralji). Lupus’a bağlı eklem yangısı çoğunlukla eklemlerde kalıcı hasar ya da şekil bozukluğuna neden olmaz. Deri, saç ve vücudun ıslak yüzeylerinde (mukoza) görülen bozukluklar SLE’nin ikinci en sık görülen belirtileridir (Hastaların %85’inde). SLE’de birçok değişik tipte deri belirtileri görülebilir. Her iki yanak ve burun köprüsünü kaplayan, burun ve dudak arası oluklarda görülmeyen, karşıdan bakınca gövdesi burun olan bir kelebekmiş gibi görünen kırmızımsı döküntü (malar döküntü) olabilir. Ayrıca kurdeşen, sivilce, çıban benzeri yaralar, harita tarzı görünüm, cilt altı yağ dokusu yangıı(inflamasyon'u), saç dökülmesi gibi diğer deri belirtileri de görülebilir. Bazen ağız ya da burun içinde zaman zaman acı verebilen yaralar çıkabilir. Raynaud belirtisi (soğukta el veya ayakta ortaya çıkan beyazlaşma, morarma ardında kızarma) görülebilir.
Hastaların %50-60’ında fotosensitivite (ışık duyarlılığı) bulunur.Güneş ışınları ile cilt yakınmaları artabilir ayrıca genel olarak hastalıkta da alevlenme görülebilir. Yaklaşık %50 hastada klinik olarak belirgin böbrek tutulumu olur. Böbrek yetmezliği SLE hastalarında önemli bir ölüm nedenidir. SLE’de akciğer, kalp veya karın zarı yangısı ortaya çıkabilir. Nefes almakla,öksürmekle artan yan ağrısına neden olabilir. Buna rağmen akciğer filmlerinde bozukluk görülmeyebilir. SLE kalbin tüm tabakalarında yangıya neden olabilir. Libman-Sacks endokarditi (kalbin iç tabakasının yangısı) SLE’nin tipik kalp bulgusudur. Lupusta kalp kapakçığı hastalığı da görülebilir. Damar bulgusu bulgu olarak da hastaların %10’unda daha çok bacaklarda damar içi pıhtılaşma gelişir. Sinir sistemi belirtiler de bu hastalarda oldukça değişiktir. Hastalarda psikoz, depresyon gibi bulgular yanında sara nöbetleri, beyin kanaması, geçici felçler görülebilir. Psikiyatrik bulgulardan depresyon, psikoz kortizon kullanımına da bağlı olabilir. Bu durumda ilacı kesmek gerekir.
Hastaların %50’ sinde mide bağırsak sistemi bulguları saptanır. İştahsızlık, bulantı, kusma en sık olanlarıdır. Bu bulgular karın zarı yangısına, bağırsağın damarsal hastalığına veya ilaç tedavilerine bağlı olabilir. Mide bağırsak tutulumu, yemek borusuna ait bulgular, bağırsağı besleyen damarların yangısı, yangılı bağırsak hastalıkları, pankreas yangısı veya karaciger hastalığı şeklinde kendini gösterir. Hafif veya orta derecede dalak büyüklüğü hastaların %20’sinde saptanır. Klinik olarak hastalığın aktif olduğu dönemlerde, hastaların yarısında boyun, koltukaltı ve kasıkta bezeler (lenf bezleri) ortaya çıkabilir. Hastaların küçük bir kısmında önemli derecede kan hücre yıkımı görülür. Bunu dışında diğer kan hücrelerinde de anormallikler ve azalmalar görülebilir.
Tanı (Diagnoz)
Eklem ağrıları ile birlikte vücudun birden fazla sistemini etkileyen hastalığı olan kişilerde SLE’den şüphelenilmelidir. Tanı için ilk önce AntiNükleer antikor (ANA) testi yapılmalı ve pozitif çıkan bu test sonrasında anti-dsDNA ve anti-ENA testleri gerçekleştirilmelidir. Tanı bu testlerin sonuçlarına göre verilmelidir. ANA'nın (antinükleer antikor) pozitif çıkma durumu, sadece SLE hastalarında görülen bir durum değildir. Bu pozitiflik SLE düşündürmesine karşın nihai tanı için yeterli değildir. Aynı aileden anti-DNA adı verilen bir tahlil ise daha çok Lupus’a özgüdür. Hastaların yaklaşık üçte ikisinde bulunur.
Tedavi
SLE iyileşme ve alevlenme dönemleriyle seyreden bir hastalıktır. Alevlenme dönemlerinde kortizon dışı antiromatizmal ilaçlar, sıtma ilaçları, kortizon ve immunsupresif (bağışıklı sistemini baskılayıcı) ilaçlar kullanılabilir.tedavide en çok kullanılan ilaç kortikosteroidlerdir.
Kortizonun kullanılmaya başlanmasından önce ölümcül olabilen bu hastalıkta bağışıklık sistemini düzenleyen tedaviler sayesinde hastalık kontrol altında tutulabilmektedir. Sistemik tam olarak ortadan kaldırılabilen bir hastalık değildir.
SLE sınıflama kriterleri
- : Yüzde burun dudak arası oluğun üst tarafında kızarık döküntü
- : Yüzde ya da vücudun başka bölgelerinde ortaya çıkabilen, yüzeyden kabarık, kızarık, iyileştiğinde çökük, soluk bir nedbe birakan cilt döküntüsü.
- Fotosensitivite : Cildin güneşte kızarıp kabarması.
- : Ağız içinde, özellikle üst damakta, genellikle ağrısız olduğu söylenen bir iki milimetre çapında yaralar.
- Artrit : Eklemlerin şişmesi ve ağrıması.
- : İç organların yüzeylerini döşeyen zarlarda iltihaplanma
- : Böbreğin iltihaplanması.
- : Merkezi ya da çevresel sinir sisteminin iltihaplanma nedeniyle bozuk çalışması.
- : Bağışıklık sisteminin yanlış çalışmasından dolayı kanın değişik hücrelerinin sayısında azalma.
- : Bağışıklık sisteminin, vücudun kendi dokularına karşı savunma proteinleri (antikorlar) üretmesi.
- : Vücudumuzun hücre çekirdeklerine karşı gelişmiş bir antikor.
(4 ve üzeri tanı kriteri taşıyanların yüksek olasılıkla lupus hastası olduğu düşünülür. Sınıflama kriterleri günlük uygulamada tanı koymaktan çok, klinik çalışmalara alınan hastaların yüksek olasılıkla sözü edilen hastalığı taşıdığından emin olmak için kullanılır.
Öteki Lupus Türleri
İlaçların neden olduğu lupus
Aritmi tedavisinde kullanılan procainamide, hipertansiyon tedavisinde kullanılan hydralazine ile tüberküloz tedavisinde kullanılan isoniazid SLE’da görülenlere benzer bulgulara yol açabilmektedir. Bu tür lupus sendromları genellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde ve cinsiyet ayrımı olmaksızın ortaya çıkar. Örneğin, procainamide alan hastaların %80’inde pozitif ANA ile birlikte pozitif antihiston otoantikorlarının bulunması tipik bir labotatuvar bulgusudur. İmmun kompleksler de vardır. Klinikte ateş, poliartrit ve poliserözit dışında belirgin bir bulgu (böbrek ve beyin etkilenmesi) saptanmaz. Ayrıca RF oluşabilir, Coombs testi pozitif, sifilis testleri ise yalancı pozitif bulunur. Oysa tıpkı SLE’da olduğu gibi burada da poliklonal B-lenfositleri aktive eden otoreaktif CD4+ lenfositlerinin etkinliği vardır. Neden olan ilacın kesilmesiyle birlikte yukarıdaki bulguların tümü giderek kaybolur.
Diskoid lupus
Lupus eritematozusun deriyi etkileyen lokalize tipidir. Yüzde derisi ile saçlı deride eritemli ve depigmante alanlar ortaya çıkar. Dermo-epidermal sınırda lineer immunoglobulin ve kompleman birikmesinin bulunmasıyla SLE’a benzer; ancak, SLE’da lezyon olmayan deri alanlarında da benzer birikmeler varken, diskoid lupusta sağlıklı deriden alınan örneklerde immunoglobulin ve kompleman birikmesi yoktur. Seroloji testlerde yalnızca ANA pozitiftir.
Subakut deri lupusu
Vücut derisinde UV ışınlarıyla tetiklenen papüller ve annüler lezyonların ortaya çıktığı bir tablodur. Lezyonlar kendiliğinden iyileşir. Serolojik incelemelerde ribonükleoprotein kompleksine (SS-A ya da Ro antijeni) karşı oluşan otoantikorlar ile HLA-DR3 genotip ilişkisi izlenir.
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j k l m n Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
- ^ a b c d e f g h i j k l Virella G. Medical Immunology, 7th Edition. CRC Press, Boca Raton (FL), 2020
- ^ a b c d e f g h i j k l Goljan EF. Rapid Review Pathology. 5th edt., Elsevier, Philadelphia, 2019
- ^ a b c d e f g h i j "Arşivlenmiş kopya". 4 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Mart 2015.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p "Arşivlenmiş kopya". 5 Haziran 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Mart 2015.
- ^ a b c d e f g h i j k Tsokos GC (editör). Systemic Lupus Erythematosus: Basic, Applied and Clinical Aspects. Elsevier-Academic Press, London-Oxford-Cambridge-San Diego, 2016
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Lupus ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Lupus teknik adiyla Sistemik Lupus Eritematozus SLE Systemic Lupus Erythematosus veya Yaygin Lupus Kizarikligi Otoimmun Kelebek Hastaligi kokenli multisistem hastaliklarinin en sik gorulen tipik ornegidir Lupus sozcugu Latincede kurt anlaminda olup ciltte cikan yaralarin yikici ozelligini ifade eder 1872 yilinda Kaposi hastaligin sadece cildi degil vucudun degisik organlarini etkileyen bir hastalik oldugunu fark etmistir Otoimmun antikorlarin buyuk bolumu ANA antinukleer antikor niteligindedir Sessizce gelisebilir ya da akut olarak baslar Atesli ataklar biciminde alevlenmeler gosterir Organizmanin tumunu etkileyebilir ancak deri eklemler bobrekler ve seroz zarlar zarar goren baslica dokulardir Sistemik Lupus EritamozusDiger adlarLupus Kelebek hastaligiGenc bir kadinda tipik kelebek yarasi gorunumu UzmanlikIMmunoloji Romatoloji Dermatoloji IlacImmunsupresif ilaclarSLE de gorulebilen tipik kelebek yarasi cizimi SLE tip III asiri duyarlilik reaksiyonlari icin cok iyi bir ornektir olusan immun kompleksler dokulara birikir Damarlar eklemler ve bobrekler en cok etkilenen dokulardir Tip II sitotoksik tip asiri duyarlilik reaksiyonu niteligindeki tepkilerde eritrositlere trombositlere ve lokositlere karsi olusan sitotoksik antikorlarin varliginda rastlanir Virusler EBV genetik yatkinlik class II DR ve DQ turu MHC antijenlerinin varligi ve bazi ilaclar prokainamid gibi cesitli tetikleyici faktorlerin yani sira yoksulluk ve etnik nitelikler gibi ikincil faktorler de onemlidir SLE yi tetikleyen faktor ne olursa olsun surec baslayinca immun tolerans yitirilir ve doku antijenlerine karsi tepkiler olusmaya baslar Otoreaktif CD4 lenfositlerinin uyarmasiyla birlikte poliklonal B lenfositleri otoantikor uretimine baslar Otoantikorlar ve doku antijenlerinin olusturdugu immun kompleksler dokulara birikir SLE sessiz donemleri izleyen alevlenmeler gosterir Hipertansiyon santral sinir sistemi etkilenmesi ve bobrek patolojisi olmayan hastalar immunosupressif tedaviye cok iyi yanit verirler InsidansHastalik en cok dogurgan cagdaki kadinlari 15 45 yas etkiler hastalarin 2 3 si genc ve orta yasli kadinlardir tetikleyici faktor ostrojen Bu yas grubundaki kadin erkek orani dokuza birdir Ergenlik oncesi cocuklarda hastaliga yakalanan erkek cocuklarin orani eriskinlere oranla daha yuksektir Kiz cocuklarda erkek cocuklara oranla hastalik 3 kat fazladir Tum SLE vakalarinin 15 20 sini cocuklar olusturur SLE yilda bir milyonda 5 cocugu etkileyen seyrek bir hastaliktir Ergenlik oncesi seyrek gorulen SLE nin 5 yasindan once ortaya cikmasi ise oldukca nadirdir Insidansi 19 yas oncesinde 6 18 9 100 000 Hispanikler siyahiler native amerikalilar ve guney asyalilarda daha sikHastaligin gelisimiSLE nin baslamasinda ve devam etmesinde genetik olarak yatkin bireylerde cevresel faktorlerin rolu oldugu dusunulmektedir Siyah irkta uzak doguda ve Amerikan yerlilerinde bazi ailelerde SLE sikliginda artma oldugu gosterilmistir Eger bir aile bireyinde SLE varsa tek yumurta ikizlerinde SLE gelisme riski yaklasik 30 ve diger birinci derece akrabalar icin 5 artmistir Cevresel faktorlerin genetik yatkinligi olan bireylerde tetikleyici rol oynadigi dusuncesi agir basmaktadir Bu faktorler icerisinde ozellikle viruslar ultraviyole isigi ve ilaclar sayilabilir SLE gelismesinde kadin cinsiyeti de onemli bir risk faktorudur tetikleyici faktor ostrojen PatofizyolojiInsan bagisiklik immun sistemi hucreleri kendi doku yikim artiklarini normalde yabanci antijenlerden ayirt edebilir Hastaligin temel nedeni akut faz reaktani denen ve immun sistemi inflamasyon durumuna gecmesini uyaran maddelerin fonksiyon bozuklugudur Bu akut faz reaktanlarindan hastalikta en onemli olusturucu etken CRP C reaktif protein dir CRP fonksiyon olarak vucudumuzdaki yangisal inflamatuvar olaylarda hasarlanip yikilabilen insan dokusu hucrelerinin DNA histonu hucre zari glikoproteinleri gibi insana ozgu yikim artiklarina yapisir ve kompleman yolunu uyarir Bununla birlikte bolgeye gelen makrofajlar ve lenfositler doku yikim artiklarina yapismis CRP leri taniyarak CRP sayesinde kendi vucuduna ait olan antijenleri tanimis olurlar Kendi antijenlerini taniyan bu immun sistem hucreleri kendi antijenlerine karsi tolerans gelistirir boylece herhangi bir otoimmun durum olusmaz Patofizyolojik mekanizma olarak serum CRP miktarinin azalmasi hastaligi tetikler Siklikla genc kadinlarda klinik semptomlar baslamadan once dramatik olarak serum CRP miktari cok cok azalir bu nedenle vucutta her an olan inflamatuvar durumlarda hasarlanan insan doku hucre antijenleri CRP ile isaretlenemez bu nedenle bolgeye gelen immun sistem hucreleri kendi vucut antijenlerini ozellikle insan Kromozomunun DNA histon proteinlerini yabanci bir antijen olarak algilar ve DNA proteinlerine karsi otoimmun saldiriya neden olacak Antinukleerotoantikor ANA lari uretir ANA antikorlari otoantikor gorevi gorerek saglikli insan hucrelerinin cekirdegindeki kromozom proteinlerine baglanir bu durum kromozomu hasarladigi icin doku hasarina yol acan patolojik surecleri baslatir Patolojik olarak Hepatositlerde yeterli duzeyde CRP ve diger akut faz reaktanlarinin uretilememesi hastaligi tetikler Vucudumuzda surekli subklinik bir yangi inflamasyon mevcuttur Yangida immun sistem hucrelerinden salinan IL 1 IL 6 TNF alfa gibi sitokinler Karaciger hucrelerini hepatositler uyararak CRP Serum Amiloid proteinleri gibi akut faz reaktanlarinin uretilip kana verilmesine yol acar Fakat SLE de agir bir yangisal surec olmasina karsin CRP ve diger akut faz reaktanlarinin serum duzeyi siklikla normal veya goreceli olarak azalmistir Oysa SLE disindaki Romatoid artrit gibi inflamatuar romatizmal hastaliklarda CRP ve diger akut faz reaktanlari serum duzeyi normalin kat kat ustunde degerlerdedir Bu durum asagidaki iki nedenden oturu SLE nin olusum mekanizmasini aciklar Hepatositlerde sitokinleri algilayan reseptorlerin eksik sentezlenmesi veya herediter genetik edinilmis reseptor mutasyonlari Hepatositlerde akut faz reaktani sentez bozukluklari Bunun gibi hipotezlerde oldugu one surulmus problemler serum CRP ve akut faz reaktani miktarini goreceli olarak dusurur Immun sistem asagidaki oz antijenlerine karsi otoantikorlar olusturur Plazma proteinleri kompleman komponentleri pihtilasma faktorleri Hucre yuzey protein fosfolipid antijenleri lenfosit trombosit notrofil eritrosit Intraselluler sitoplazmik komponentler mikrofilamanlar mikrotubuller lizozomlar ribozomlar RNA Hucre cekirdekleri nukleer DNA ribonukleoproteinler histonlar Bunlar arasinda en onemlisi cekirdek antijenlerine karsi olusan otoantikorlardir Cift sarmalli DNA ya ve solubl nukleer antijen Smith antijeni Sm kompleksine karsi olusan otoantikorlarin varligi ozellikle patognomoniktir bu iki otoantikora antinukleer antikor ANA adi verilir Sistemik bulgularin izlendigi Sistemik Lupus olgularinda degisik nitelikleri olan antinukleer antikorlar ANA saptanir Antinukleer antikorlar ANA 4 farkli nitelik tasirlar 1 Anti DNA antikorlari 2 Anti histones antikorlari 3 Anti nonhiston proteinlerine RNA karsi olusan antikorlar 4 Anti nukleolus antijenlerine karsi olusan antikorlar Ayrica 2 tur otoantikor daha vardir Sekilli kan elemanlarina eritrosit lenfosit trombosit karsi olusan antikorlar Fosfolipidlere karsi olusan antikorlar antifosfolipid antikorlari Patofizyolojik Mekanizmalarin Klinik Yansimalari Patolojik sureclerde sik hasarlanan doku genelde bobreklerdir Bunun yani sira klasik romatolojik hastalik kuralina bagli olarak eklemler artrit kan damarlari deri kelebek tarzinda yuz dokuntusu fotosensivite ve gastrointestinal sistem bulanti kusma malabsorbsiyon etkilenmeleri saptanir Seroz zarlarda periton perikard plevra doku yikimi olur Klinik bulgular bu patofizyolojik surecler uzerinden sekillenir SLE PatolojisiOrtaya cikan kronik otoimmun surecte cok sayida otoantikor olusur ve cok sayida organ etkilenir Doku ve cekirdek antijenleri ile kendilerine karsi olusan otoantikorlardan olusan immun kompleksler her yerde birikebilir bu nedenle SLE de her dokunun ya da organin etkilendigi varsayilir Deri ozellikle gunes goren bolgeler onemlidir Ornegin yuz derisindeki dokuntuler burun sirti govdesi yanaklara dogru uzanan simetrik iki kanat gibi algilanan kelebek bicimindeki eritemli dokuntu oldukca tipiktir Benzer dokuntulere ekstremitelerde ve govdede rastlanabilir Bu alandan alinan doku orneklerinde odem perivaskuler lenfosit infiltrasyonu ve epitelin bazal hucrelerinde dejenerasyon izlenir Immunofloresan incelemelerde dermoepidermal sinirda lineer nitelikte immunoglobulin ve kompleman varligi saptanir lupus cizgisi Damarlarda fibrinoid nekroz iceren akut nekrotizan vaskulit bulgulari gorulebilir Eritemli dokuntulerin yani sira bulloz makuler papuler ve ulseroz lezyonlar da olusabilir Bobrekler hastalarin unde glomerul kapiller yumaklarinda glomerulonefrit lupus nefriti bulgularina yol acan ANA IgG kompleksleri ve kompleman birikmeleri hastalarin bazilarinda ayrica vaskulit ve interstisiyel nefrit bulgularina rastlanir Immunofloresan ve EM incelemelerinde SLE hastalarinin 90 inda immun komplekslere ve kompleman birikmelerine rastlanabilmektedir Birikmeler immunofloresan mikroskopide genellikle granuler yapi gosterir Immun komplekslerin ve komplemanin birikme niteligini mezangial membranoz tum glomerul ve niceligini etkileyen faktorler bilinmemektedir WHO siniflandirmasinda baslica 4 tip lupus nefriti vardir Normal bobrek isik immunofloresan ve EM patoloji yok yaklasik 10 Mezangial glomerulonefrit Fokal proliferatif glomerulonefrit Diffuz proliferatif glomerulonefrit Membranoz glomerulonefrit Lupus nefritlerinde interstisiyum ve tubulus etkilenmeleri kacinilmaz bulgudur ozellikle diffuz proliferatif glomerulonefritlerde belirgindir Tubulus bazal membranlarinda ve interstisiyel damarlarda granuler birikmeler gorulebilmektedir Eklemler Eklem agrilari yakinmalarinin nedeni mikroskopik incelemelerde saptanan sinovit bulgusudur ancak eklem yuzeylerinde destruksiyon yoktur nonerozif sinovit Akut sinovit olgularinda sinovyal yuzeylerde guclu fibrin ve notrofil polimorf eksudasyonu sinovyal dokuda ise perivaskuler lenfosit kumeleri izlenir Solunum sistemi Fibrinli ploritin yani sira akciger odemi pnomoni intra alveoler kanamalar bagli pulmoner hipertansiyon gorulebilir Dolasim sistemi Fibrinli perikarditin yani sira non infektif myokardit abakteriyel non infektif verrukoz endokardit derin ven trombozu arteryel trombozlar serebral ve okuler iskemi koroner yetmezligi bulgulari angina infarkt sistemik tromboembolizm ve komplikasyonlari akut nekrotizan vaskulit deri ve iskelet kasi izlenir Seroz zarlar Perikard plorit ve peritonit gorulur Akut olgularda fibrin eksudasyonu vardir Fibrinin organizasyonuyla perikard plevra ve periton yapisikliklari olusur Karaciger Portal sistem damarlarinda akut vaskulit periportal alanlarda lenfosit infiltrasyonu gorulebilir Santral sinir sistemi Akut vaskulit komplikasyonu olan psikiyatrik ve norolojik bozukluklar kanamalar ile tromboz ve tromboembolizm nedeniyle olusan iskemik infarktlar gorulmektedir Lenforetikuler sistem Orta derecede vardir A penicillaris cevresinde sogan kesiti izlenimi veren damar lumenlerinin daralmasina neden olan guclu perivaskuler fibrozis ve vaskulit bulgulari izlenir Kemik iligi yaymalarinin mikroskopisinde lupus hucreleri saptanabilir Lenf dugumleri buyuyebilir buyukce lenf dugumlerindeki folikul sayisi artmistir germinatif merkezler genistir Gebelik Spontan abortuslar siktir Lab testleri Kardiyolipin antijenlerine baglanan antifosfolipid antikorlari nedeniyle yalanci sifilis testi in vitro pihtilasma testlerinin etkilenmesi izlenebilir EpidemiyolojiTurkiye de SLE nin hangi siklikla goruldugu arastirilmamistir Bu tur arastirmalarin yapildigi ulkelerde 100 000 kiside 40 ila 100 kiside gorulur Her yasta ortaya cikabilirse de en sik 13 40 yaslari arasinda gorulur Hastalarin 90 i dogurganlik yasindaki kadinlardir tetikleyici faktor ostrojen Kadin Erkek orani 9 1dir SLE cocuklarda ve yaslilarda da gorulur Belirti ve bulgular Semptomlar Hastaligin baslangicinda hastalarda yorgunluk ve eklem sismesi gibi bir veya iki yakinma olur Sonra SLE nin diger ozellikleri gelisebilir Tutulan organlara gore hastaligin siddeti hastadan hastaya degisir Lupus hastaligi tamamen ortadan kalkmayan ancak alevlenen ve sonen belli donemlerde ilaclarla yatistirilmasi gereken bir hastaliktir Tani kondugunda cogu hastada yorgunluk ates ve kilo kaybi gibi yakinmalar gorulur SLE li hastalarin yaklasik 90 inda ilk yakinma eklem yangisi artritis veya eklem agrisidir artralji Lupus a bagli eklem yangisi cogunlukla eklemlerde kalici hasar ya da sekil bozukluguna neden olmaz Deri sac ve vucudun islak yuzeylerinde mukoza gorulen bozukluklar SLE nin ikinci en sik gorulen belirtileridir Hastalarin 85 inde SLE de bircok degisik tipte deri belirtileri gorulebilir Her iki yanak ve burun koprusunu kaplayan burun ve dudak arasi oluklarda gorulmeyen karsidan bakinca govdesi burun olan bir kelebekmis gibi gorunen kirmizimsi dokuntu malar dokuntu olabilir Ayrica kurdesen sivilce ciban benzeri yaralar harita tarzi gorunum cilt alti yag dokusu yangii inflamasyon u sac dokulmesi gibi diger deri belirtileri de gorulebilir Bazen agiz ya da burun icinde zaman zaman aci verebilen yaralar cikabilir Raynaud belirtisi sogukta el veya ayakta ortaya cikan beyazlasma morarma ardinda kizarma gorulebilir Hastalarin 50 60 inda fotosensitivite isik duyarliligi bulunur Gunes isinlari ile cilt yakinmalari artabilir ayrica genel olarak hastalikta da alevlenme gorulebilir Yaklasik 50 hastada klinik olarak belirgin bobrek tutulumu olur Bobrek yetmezligi SLE hastalarinda onemli bir olum nedenidir SLE de akciger kalp veya karin zari yangisi ortaya cikabilir Nefes almakla oksurmekle artan yan agrisina neden olabilir Buna ragmen akciger filmlerinde bozukluk gorulmeyebilir SLE kalbin tum tabakalarinda yangiya neden olabilir Libman Sacks endokarditi kalbin ic tabakasinin yangisi SLE nin tipik kalp bulgusudur Lupusta kalp kapakcigi hastaligi da gorulebilir Damar bulgusu bulgu olarak da hastalarin 10 unda daha cok bacaklarda damar ici pihtilasma gelisir Sinir sistemi belirtiler de bu hastalarda oldukca degisiktir Hastalarda psikoz depresyon gibi bulgular yaninda sara nobetleri beyin kanamasi gecici felcler gorulebilir Psikiyatrik bulgulardan depresyon psikoz kortizon kullanimina da bagli olabilir Bu durumda ilaci kesmek gerekir Hastalarin 50 sinde mide bagirsak sistemi bulgulari saptanir Istahsizlik bulanti kusma en sik olanlaridir Bu bulgular karin zari yangisina bagirsagin damarsal hastaligina veya ilac tedavilerine bagli olabilir Mide bagirsak tutulumu yemek borusuna ait bulgular bagirsagi besleyen damarlarin yangisi yangili bagirsak hastaliklari pankreas yangisi veya karaciger hastaligi seklinde kendini gosterir Hafif veya orta derecede dalak buyuklugu hastalarin 20 sinde saptanir Klinik olarak hastaligin aktif oldugu donemlerde hastalarin yarisinda boyun koltukalti ve kasikta bezeler lenf bezleri ortaya cikabilir Hastalarin kucuk bir kisminda onemli derecede kan hucre yikimi gorulur Bunu disinda diger kan hucrelerinde de anormallikler ve azalmalar gorulebilir Tani Diagnoz Eklem agrilari ile birlikte vucudun birden fazla sistemini etkileyen hastaligi olan kisilerde SLE den suphelenilmelidir Tani icin ilk once AntiNukleer antikor ANA testi yapilmali ve pozitif cikan bu test sonrasinda anti dsDNA ve anti ENA testleri gerceklestirilmelidir Tani bu testlerin sonuclarina gore verilmelidir ANA nin antinukleer antikor pozitif cikma durumu sadece SLE hastalarinda gorulen bir durum degildir Bu pozitiflik SLE dusundurmesine karsin nihai tani icin yeterli degildir Ayni aileden anti DNA adi verilen bir tahlil ise daha cok Lupus a ozgudur Hastalarin yaklasik ucte ikisinde bulunur TedaviSLE iyilesme ve alevlenme donemleriyle seyreden bir hastaliktir Alevlenme donemlerinde kortizon disi antiromatizmal ilaclar sitma ilaclari kortizon ve immunsupresif bagisikli sistemini baskilayici ilaclar kullanilabilir tedavide en cok kullanilan ilac kortikosteroidlerdir PrognozKortizonun kullanilmaya baslanmasindan once olumcul olabilen bu hastalikta bagisiklik sistemini duzenleyen tedaviler sayesinde hastalik kontrol altinda tutulabilmektedir Sistemik tam olarak ortadan kaldirilabilen bir hastalik degildir SLE siniflama kriterleri Yuzde burun dudak arasi olugun ust tarafinda kizarik dokuntu Yuzde ya da vucudun baska bolgelerinde ortaya cikabilen yuzeyden kabarik kizarik iyilestiginde cokuk soluk bir nedbe birakan cilt dokuntusu Fotosensitivite Cildin guneste kizarip kabarmasi Agiz icinde ozellikle ust damakta genellikle agrisiz oldugu soylenen bir iki milimetre capinda yaralar Artrit Eklemlerin sismesi ve agrimasi Ic organlarin yuzeylerini doseyen zarlarda iltihaplanma Bobregin iltihaplanmasi Merkezi ya da cevresel sinir sisteminin iltihaplanma nedeniyle bozuk calismasi Bagisiklik sisteminin yanlis calismasindan dolayi kanin degisik hucrelerinin sayisinda azalma Bagisiklik sisteminin vucudun kendi dokularina karsi savunma proteinleri antikorlar uretmesi Vucudumuzun hucre cekirdeklerine karsi gelismis bir antikor 4 ve uzeri tani kriteri tasiyanlarin yuksek olasilikla lupus hastasi oldugu dusunulur Siniflama kriterleri gunluk uygulamada tani koymaktan cok klinik calismalara alinan hastalarin yuksek olasilikla sozu edilen hastaligi tasidigindan emin olmak icin kullanilir Oteki Lupus TurleriIlaclarin neden oldugu lupus Aritmi tedavisinde kullanilan procainamide hipertansiyon tedavisinde kullanilan hydralazine ile tuberkuloz tedavisinde kullanilan isoniazid SLE da gorulenlere benzer bulgulara yol acabilmektedir Bu tur lupus sendromlari genellikle 50 yas uzerindeki bireylerde ve cinsiyet ayrimi olmaksizin ortaya cikar Ornegin procainamide alan hastalarin 80 inde pozitif ANA ile birlikte pozitif antihiston otoantikorlarinin bulunmasi tipik bir labotatuvar bulgusudur Immun kompleksler de vardir Klinikte ates poliartrit ve poliserozit disinda belirgin bir bulgu bobrek ve beyin etkilenmesi saptanmaz Ayrica RF olusabilir Coombs testi pozitif sifilis testleri ise yalanci pozitif bulunur Oysa tipki SLE da oldugu gibi burada da poliklonal B lenfositleri aktive eden otoreaktif CD4 lenfositlerinin etkinligi vardir Neden olan ilacin kesilmesiyle birlikte yukaridaki bulgularin tumu giderek kaybolur Diskoid lupus Lupus eritematozusun deriyi etkileyen lokalize tipidir Yuzde derisi ile sacli deride eritemli ve depigmante alanlar ortaya cikar Dermo epidermal sinirda lineer immunoglobulin ve kompleman birikmesinin bulunmasiyla SLE a benzer ancak SLE da lezyon olmayan deri alanlarinda da benzer birikmeler varken diskoid lupusta saglikli deriden alinan orneklerde immunoglobulin ve kompleman birikmesi yoktur Seroloji testlerde yalnizca ANA pozitiftir Subakut deri lupusu Vucut derisinde UV isinlariyla tetiklenen papuller ve annuler lezyonlarin ortaya ciktigi bir tablodur Lezyonlar kendiliginden iyilesir Serolojik incelemelerde ribonukleoprotein kompleksine SS A ya da Ro antijeni karsi olusan otoantikorlar ile HLA DR3 genotip iliskisi izlenir Kaynakca a b c d e f g h i j k l m n Kumar V Abbas AK Aster JC Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease 9th edt Elsevier Saunders Philadelphia 2015 a b c d e f g h i j k l Virella G Medical Immunology 7th Edition CRC Press Boca Raton FL 2020 a b c d e f g h i j k l Goljan EF Rapid Review Pathology 5th edt Elsevier Philadelphia 2019 a b c d e f g h i j Arsivlenmis kopya 4 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Mart 2015 a b c d e f g h i j k l m n o p Arsivlenmis kopya 5 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Mart 2015 a b c d e f g h i j k Tsokos GC editor Systemic Lupus Erythematosus Basic Applied and Clinical Aspects Elsevier Academic Press London Oxford Cambridge San Diego 2016Dis baglantilarWikimedia Commons ta Lupus ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Curlie de Lupus DMOZ tabanli