Bu madde, uygun değildir.Temmuz 2012) ( |
Melamîlik (Melamî’yye / Melamet’îyye) (ملامتيه) ya da Melamîler 8. yüzyılda Samanîler devrinde Horasan, İran’ında faaliyet gösteren bir sufi topluluktur. Melamet kelimesi, "kınanmışlık; itab ve serzenişlik; rezillik ve rüsvaylık" anlamlarına gelmektedir.
Tanımı ve kimliği
Melâmet veya Melâmîlik, bir mezhep veya tarikât değildir. Melamî,’ Arapça "sövme", "yerme" anlamına gelen "levm etmek" fiilinden türetilmiştir. Melamîlik, bugünkü modern tarzda tüm dünyada yaşanan dini anlayışı asırlar öncesinde savunan düşünce akımıdır, aynı zamanda bir duruş, felsefe ve anlayıştır.
Melamîlik günümüzdeki lâik anlayışta olan dini tavrı bünyesinde bulundurmaktaydı. Melamîlik dini ritüelleri veya kendine özgü ibadet biçimleri barındırmaz. Modern dünyanın özgür inançsal tavrını sergiler.
Melamilik çoğu zaman bir tarikât kimliği gibi değerlendirilmesine karşın "Melâmîler" tarihte ve özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde hurafeci, durağan tarikât ve din anlayışına karşı mücadele içinde olmuşlardır. Meşhur mutasavvıf Niyâzî-î Mısrî, Osmanlı tarihindeki Kadızade ekolüyle açıktan mücadele edip görüşlerine karşı çıktığı için Limni adasına sürgün edilmiş ve orada ölmüştür.
Tasavvuf ve Melamîlik
Tasavvufu, İslâm'ın "bâtınî (iç)" kısmı ve derinliği olarak kabul ederler. Dinin "zâhirî" (dış) emir ve yasaklarını "eksiksiz" ve "fazlasız" (ifrat/ tefrit) dosdoğru yerine getirmekle birlikte "kâmil" insan olmak için her zaman ve her yerde Allah'ı zikretmek ve özellikle Allah'ın varlığı ve birliği ile ilgili itikâdî konularda derin bilgi sahibi olmak gerektiğine inanırlar. Onlara göre bu bilgi Kur'an'da Ledün olarak anılır ve "Müteşâbih" (teşbihli) âyetlerin tevîlinin, kitabın aslı olan "muhkem" sınırları içinde yapılması gerektiğini savunurlar.
Melâmîlere göre tasavvuf, bu açıdan İslâm tarihinin sonraki yüzyıllarında ortaya çıkmış bir felsefî ekol değil, İslâm'ın özünde keşfedilmeyi bekleyen "gizli bir hazine"dir.
Melâmîlik, kurucusu bilinen tarikat ve cemaatlerden farklı olarak belli bir kişinin kurduğu ve o kişinin adıyla anılan bir grup değildir; ancak yaratılış amacının zirvesi kabul ettikleri kulluğun ne olduğunu anlama ve böylece kâmil insan olma arayışıdır.
Tasavvuf derslerini aldıkları öğretmenlerine "mürşîd" derler. Mürşîdlerinden keramet veya doğaüstü güçlere sahip olmasını beklemezler. Onlara göre "mürşîd" sadece kapıyı gösterir, geri kalan sorumluluk öğrenciye (mürîd) aittir. Allah'ın her kişiye yakın olduğunu ve kişiyle Allah arasına mürşîd de dahil kimsenin giremeyeceğini savunmuşlardır. Mürşid ne kadar bilgin ve erdemli olursa olsun, o da diğer insanlar gibi kuldur ve kula ait niteliklerle anılması gerekir. Mürşidlerinden ders ve sohbet şeklinde tahsil ettikleri ilim ve tavsiyelerinin ötesinde bir beklentiye sahip olmadan; hidâyet, şefaat, himmet, tövbe gibi isteklerin yalnız Allah'a arz edilmesi gerektiğini savunurlar. Bu ilmin öğretmenleri de öğrencilerinden asla maddi bir karşılık talep etmemişlerdir. İlm-i Tevhid (Tevhid ilmi) olarak anılan bu derslerin neticesinde "Fenafillah" (Allah'ta yok olmak) ve "Bekâbillah" (Allah'la var olmak) mertebelerine ermeyi amaçlarlar.
Melamîlere göre, "ilm-î tevhîd" veya "ilm-î ledün", ilk insan Adem aleyhisselâmdan son Allah dostuna (Hatem'ul Evliya) kadar taşınacak en yüce emanettir. Bu yüzden bu ilmi talep edenlere karşı çok seçici davranırlar. Sayılarının artmasını değil, emaneti taşıyabilecek nitelikli insana ulaşmayı hedeflerler.
Gizlilikleri
Her kesim insanın aralarında yer aldığı melâmîler, halkın arasında kendilerini gizlemeyi tercih ederler. Öyle ki, onlara çok yakın olanlar bile belki onların melâmî olduklarını bilmiyor olabilirler. Bu kimliklerini, sadece kendilerine mânen yakın gördükleri insanlara uygun gördükleri zamanda âşikâr ederler.
Unutulmaması gerekir ki, modern dönemden önce sûfiler toplumda saygın bir yere sahip kişiler kabul edilir ve sûfi görünüm ve tavırlı kişilere halk ve yönetimin ileri gelenleri hürmet gösterirlerdi. İşte bu koşullar altında Melamîler kendileriyle Allah arasındaki ihlâsı (samimîyet) kaybetmemek ve şöhret gibi tasavvuf yolundaki sâlikîn (tasavvuf literatüründe mânevî yolda olan) önüne çıkabilecek bir engeli bertaraf etmek için kılık, kıyafet ve hatta belirli bir toplantı mekanı (dergah, tekke) ve topluluğu gibi dönemin tarikâtlarının alâmetlerini göstermemeye çalışmışlar, halk içerisinde kendilerini gizlemiş, hallerini sadece kendileri gibi olanlarla paylaşmışlardır.
Zikir ve Toplantıları
Melâmîler, zikir ve sohbet toplantıları için özel bir yer ve zaman aramazlar. Onlar için Allah, "mevcudiyeti" ile her yeri kuşatmış olduğu için her yerde ve her zamanda Allah'ı zikrederler ve birbirleriyle her fırsatta Allah sohbeti ederler.
Zikir de namaz kılmak, oruç tutmak vb. emirler gibi Allah'ın bir emridir. Bu açıdan Melâmîler, diğer tüm güzel isimleri (esmâ'ül hüsnâ) kendinde topladığı inancıyla Allah'ı "Allah" ismiyle zikrederler. Zikir, bir anlamda alınan her nefes için Allah'a teşekkür etmektir. (Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim. Şükredin, nankörlerden olmayın... Bakara/152) Bu açıdan nefes alınan her anda sürekli Allah'ı zikretmeyi (anmayı/hatırlamayı) hedeflerler. Diğer yandan, sınırlandırılmış belli sayılarla (5 bin, 10 bin vb.), Allah'ın sadece bir niteliğini ifade eden güzel isimlerini anmayı zikir değil "tesbih/ isimlerini yüceltme" olarak değerlendirirler. Çünkü Zikir her an ve bütünü ifade eden "Allah" ismiyle yapılmaktadır. Zikirde amaç, sadece kalbi mânevî kir ve hastalıklardan arındırmak değil; bununla birlikte Allah'ın tecellilerine (ortaya çıkış/görünme) karşı gafletten (dalgınlık/uyku/farkedemezlik) uyanmaktır. Zikir sayesinde elde edilen uyanış onlar için bir alt amaçtır; en büyük başarı ise yokluğun idraki ve mutlak varlığın yani Allah'ın varlığının keşfidir.
Abdülbaki Gölpınarlı'nın büyük eseri "Melâmîlik ve Melâmîler" kitabında bu anlayış "toplumdaki yansımaları" açısından 3 devir halinde incelenmesine karşın, melâmîler zaman içinde farklı isimlerde ortaya çıkan melâmîleri bir zincirin halkaları ya da sönen bir mumun ardından sönenin ateşiyle yakılan yeni mum olarak kabul etmiş ve bu itibarla ilk mum ve son mumdaki ateşin ya da savunulan değerlerin aynı olduğuna inanmışlardır.
Tarikât ve Melâmîlik
Melâmîlik çok detaya inmeden aşağıdaki başlıklar altında tarikâtlerden farklıdır:
- Melâmîlik, belli bir isimden bağımsız olarak Kur'an merkezli bir İslâmi tasavvuf anlayışını ifade eder. Tarikatler ise Nakşibendi, Kadiri, Rufai gibi belli bir şahsın önderliğindeki ekolü ifade eder;
- Melâmîlikte tüm mânevî bağlar (zikir ve müşahede) doğrudan Allah ile kurulur; Birçok tarikatte ise bu manevi bağlar dolaylı yoldan Rabıta denilen ve sırasıyla Şeyh, Pir, Müceddid, Peygamber gibi aktarmalardan geçerek kurulmaya çalışılır;
- Melâmîler için Şeyh, sadece manevi rehber veya öğretmen demektir. Şeyhin görevi, doğru kişiye doğru bilgiyi vermek, öğrencinin görevi ise bu bilgi ışığında Allah'a daha yakın olmaya gayret etmektir;
- Zikir, Melâmîlerde her zaman ve her yerde yapılması gereken açık bir Kur'an emridir. Tarikatlerde ise belli zamanlarda, belli mekanlarda, hatta belli kıyafetler içinde yapılmaktadır. Melâmîler Allah'ı Allah ismiyle ve her zaman zikrederken tarikatler Esma'ul husna'dan seçtiklerini belli bir sayıda tekrar ederek söylerler;
- Melâmîler sadece Allah'ı anmak ve onun varlığını daha yakından tanımak amacıyla toplanır ve sohbet ederler;
- Melâmîler dini duyguların her türlü istismarına karşıdır. Üyelerinden finansal destek ve para yardımı talebinde bulunan cemaatlere karşı hiçbir peygamberin görevini yaparken ümmetinden ücret talep etmediğini hatırlatıp; bunlara, "Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar." (Yasin: 21) ayetini okurlar ve onları kınarlar.
Kur'an Melâmîliği
Aslı
Halk arasında sövme, yerme, kınama diye bilinse de aslı böyle değildir. Melamilik aramak, sorgulamak, anlamaya çalışmak demektir. Kişi doğduğunda kendini anlamak için gözlemlemeye, sormaya başlar. Bu sorgulama kendini ve görünen varlığın hakikatini anlamak içindir. Melamiliğin kökeni Adem Peygamber’den başlar. Adem hakikatleri arayan ilk insandır. Onlar bir arayışta olmadılar. İnsan suresi ilk ayette bunu anlatır. Melami meşrebinde olan bir kimse hep bir arayıştadır, duyduklarını sorgular, Onların aslını öğrenmeye, anlamaya çalışır. Bu yolun yolcusu atalarından gelen inançları sorgular, bundan dolayı halk bu yoldaki insanları kınadı, kerih gördü, inançsız dedi. Halbuki inanç bildikten sonra oluşan bir değerdir. Bilmediği şeye inanmayı reddeden bu yolun yolcuları halk tarafından hep kınanmışlardır.
Meşrebi
Melami meşrebinde olan her kişi varlığın var oluşunu anlamaya çalışır. Anlamaya çalışmak insanın kendinden başlar. İnsan önce kendini sorgular; "Ben kimim, ben neyim, ben nasıl oldum, ben ben miyim?" gibi sorularla kendini anlamaya çalışır. Hakikatlere ulaşan kişi tüm varlığın var edicisini anlar. Yunus misali yaradılanı yaradandan ötürü sever.
Her yolun bir ahkamı olduğu gibi, Melamilik yolunun Ahkamı, erkanı şöyledir:
- Evvela kötü düşüncelerde olmayacaksın.
- Hadesten necasetten kendini paklayacaksın.
- Daima pak gezeceksin.
- Daima hakkın huzurundaymış gibi hareket edeceksin.
- Yalan söylemeyeceksin.
- Haram yemeyeceksin.
- Zem, haset, fesat, gurur, kibir, inat ve buna benzer fena halleri terk edeceksin.
- Kimse hakkında fena söz söylemeyeceksin.
- Kalbinde dahi kimse için kötü düşünmeyeceksin.
- Kendi kulluğunla meşgul olacaksın.
- Kimsenin ibadetine, inancına karışmayacaksın.
- Kimsenin inancını hor görmeyeceksin.
- Özetle anlatılan bu ahkama uyacaksın.
Melamilik yolunun özel dersleri (meratip ve makâmat) vardır. Bu dersler kişinin kendindeki değerleri anlamak için sunulan bilgilerdir. Kişi bu bilgilerle kendine arif olmaya çalışır
Bibliyografya
- Şaban Er, "Melâmîlik ve Osmânlı Devri Melâmîleri", Kutupyıldızı Yayınları, İstanbul, Ağustos 2015 (Cildli 638 Sayfa, )
- Şaban Er, "Hayrabolulu Melâmî Şeyhi Ahmed-i Sârbân Efendi Külliyâtı [Dîvânı Ve Mektûbâtı] ve Vizeli Şeyh Alâ’eddîn Alî Efendi’nin Şiirleri", Kutupyıldızı Yayınları, İstanbul, Aralık 2013 (Cildli 381 Sayfa, )
- Şaban Er, "Edirne-Simâvne Kâdîsı ve Emîri İsrâ’îl Oğlu Şeyh Bedreddîn Hakkında Son Söz", Kutupyıldızı Yayınları, İstanbul, Hazîran 2016 (Cildli 657 Sayfa, )
- Abdürrezzak Tek, Melamet Risaleleri
- Lalizâde Abdülbâki, Melâmîlik Yolunda Görüp Öğrendiklerim
- Abdülbaki Gölpınarlı : Melâmîlik ve Melâmîler
- Hamza Kılıç, Melametin Temel İlkeleri ve Günümüzde Melamet
- Ali Bolat, Melâmîlik
- Mehmet Hakan Alşan, Melamet Hırkası / Hamzavi Melâmîler
- Nejdet Şahin: "Tevhid Aydınlığı - Hasan Fehmi Tezdoğan Divanı Şerhi",
- Annemarie Schimmel: Mystical Dimensions of Islam. .
- Ethem Cebecioğlu: Hacı Bayram Velî ve Tasavvuf Felsefesi, Altındağ Belediyesi Kültür Yayınları, Ankara, 2004.
- Cavit Sunar: Melâmîlik ve Bektaşilik
Dış bağlantılar
- Melâmîlik (http://www.melamilik.com/) 28 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- İslam'da Sır ve Gizli Cemiyetler - Thierry Zarcone 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Temmuz 2012 Melamilik Melami yye Melamet iyye ملامتيه ya da Melamiler 8 yuzyilda Samaniler devrinde Horasan Iran inda faaliyet gosteren bir sufi topluluktur Melamet kelimesi kinanmislik itab ve serzenislik rezillik ve rusvaylik anlamlarina gelmektedir Tanimi ve kimligiMelamet veya Melamilik bir mezhep veya tarikat degildir Melami Arapca sovme yerme anlamina gelen levm etmek fiilinden turetilmistir Melamilik bugunku modern tarzda tum dunyada yasanan dini anlayisi asirlar oncesinde savunan dusunce akimidir ayni zamanda bir durus felsefe ve anlayistir Melamilik gunumuzdeki laik anlayista olan dini tavri bunyesinde bulundurmaktaydi Melamilik dini rituelleri veya kendine ozgu ibadet bicimleri barindirmaz Modern dunyanin ozgur inancsal tavrini sergiler Melamilik cogu zaman bir tarikat kimligi gibi degerlendirilmesine karsin Melamiler tarihte ve ozellikle Osmanli nin son donemlerinde hurafeci duragan tarikat ve din anlayisina karsi mucadele icinde olmuslardir Meshur mutasavvif Niyazi i Misri Osmanli tarihindeki Kadizade ekoluyle aciktan mucadele edip goruslerine karsi ciktigi icin Limni adasina surgun edilmis ve orada olmustur Tasavvuf ve MelamilikTasavvufu Islam in batini ic kismi ve derinligi olarak kabul ederler Dinin zahiri dis emir ve yasaklarini eksiksiz ve fazlasiz ifrat tefrit dosdogru yerine getirmekle birlikte kamil insan olmak icin her zaman ve her yerde Allah i zikretmek ve ozellikle Allah in varligi ve birligi ile ilgili itikadi konularda derin bilgi sahibi olmak gerektigine inanirlar Onlara gore bu bilgi Kur an da Ledun olarak anilir ve Mutesabih tesbihli ayetlerin tevilinin kitabin asli olan muhkem sinirlari icinde yapilmasi gerektigini savunurlar Melamilere gore tasavvuf bu acidan Islam tarihinin sonraki yuzyillarinda ortaya cikmis bir felsefi ekol degil Islam in ozunde kesfedilmeyi bekleyen gizli bir hazine dir Melamilik kurucusu bilinen tarikat ve cemaatlerden farkli olarak belli bir kisinin kurdugu ve o kisinin adiyla anilan bir grup degildir ancak yaratilis amacinin zirvesi kabul ettikleri kullugun ne oldugunu anlama ve boylece kamil insan olma arayisidir Tasavvuf derslerini aldiklari ogretmenlerine mursid derler Mursidlerinden keramet veya dogaustu guclere sahip olmasini beklemezler Onlara gore mursid sadece kapiyi gosterir geri kalan sorumluluk ogrenciye murid aittir Allah in her kisiye yakin oldugunu ve kisiyle Allah arasina mursid de dahil kimsenin giremeyecegini savunmuslardir Mursid ne kadar bilgin ve erdemli olursa olsun o da diger insanlar gibi kuldur ve kula ait niteliklerle anilmasi gerekir Mursidlerinden ders ve sohbet seklinde tahsil ettikleri ilim ve tavsiyelerinin otesinde bir beklentiye sahip olmadan hidayet sefaat himmet tovbe gibi isteklerin yalniz Allah a arz edilmesi gerektigini savunurlar Bu ilmin ogretmenleri de ogrencilerinden asla maddi bir karsilik talep etmemislerdir Ilm i Tevhid Tevhid ilmi olarak anilan bu derslerin neticesinde Fenafillah Allah ta yok olmak ve Bekabillah Allah la var olmak mertebelerine ermeyi amaclarlar Melamilere gore ilm i tevhid veya ilm i ledun ilk insan Adem aleyhisselamdan son Allah dostuna Hatem ul Evliya kadar tasinacak en yuce emanettir Bu yuzden bu ilmi talep edenlere karsi cok secici davranirlar Sayilarinin artmasini degil emaneti tasiyabilecek nitelikli insana ulasmayi hedeflerler GizlilikleriHer kesim insanin aralarinda yer aldigi melamiler halkin arasinda kendilerini gizlemeyi tercih ederler Oyle ki onlara cok yakin olanlar bile belki onlarin melami olduklarini bilmiyor olabilirler Bu kimliklerini sadece kendilerine manen yakin gordukleri insanlara uygun gordukleri zamanda asikar ederler Unutulmamasi gerekir ki modern donemden once sufiler toplumda saygin bir yere sahip kisiler kabul edilir ve sufi gorunum ve tavirli kisilere halk ve yonetimin ileri gelenleri hurmet gosterirlerdi Iste bu kosullar altinda Melamiler kendileriyle Allah arasindaki ihlasi samimiyet kaybetmemek ve sohret gibi tasavvuf yolundaki salikin tasavvuf literaturunde manevi yolda olan onune cikabilecek bir engeli bertaraf etmek icin kilik kiyafet ve hatta belirli bir toplanti mekani dergah tekke ve toplulugu gibi donemin tarikatlarinin alametlerini gostermemeye calismislar halk icerisinde kendilerini gizlemis hallerini sadece kendileri gibi olanlarla paylasmislardir Zikir ve ToplantilariMelamiler zikir ve sohbet toplantilari icin ozel bir yer ve zaman aramazlar Onlar icin Allah mevcudiyeti ile her yeri kusatmis oldugu icin her yerde ve her zamanda Allah i zikrederler ve birbirleriyle her firsatta Allah sohbeti ederler Zikir de namaz kilmak oruc tutmak vb emirler gibi Allah in bir emridir Bu acidan Melamiler diger tum guzel isimleri esma ul husna kendinde topladigi inanciyla Allah i Allah ismiyle zikrederler Zikir bir anlamda alinan her nefes icin Allah a tesekkur etmektir Siz beni zikredin ben de sizi zikredeyim Sukredin nankorlerden olmayin Bakara 152 Bu acidan nefes alinan her anda surekli Allah i zikretmeyi anmayi hatirlamayi hedeflerler Diger yandan sinirlandirilmis belli sayilarla 5 bin 10 bin vb Allah in sadece bir niteligini ifade eden guzel isimlerini anmayi zikir degil tesbih isimlerini yuceltme olarak degerlendirirler Cunku Zikir her an ve butunu ifade eden Allah ismiyle yapilmaktadir Zikirde amac sadece kalbi manevi kir ve hastaliklardan arindirmak degil bununla birlikte Allah in tecellilerine ortaya cikis gorunme karsi gafletten dalginlik uyku farkedemezlik uyanmaktir Zikir sayesinde elde edilen uyanis onlar icin bir alt amactir en buyuk basari ise yoklugun idraki ve mutlak varligin yani Allah in varliginin kesfidir Abdulbaki Golpinarli nin buyuk eseri Melamilik ve Melamiler kitabinda bu anlayis toplumdaki yansimalari acisindan 3 devir halinde incelenmesine karsin melamiler zaman icinde farkli isimlerde ortaya cikan melamileri bir zincirin halkalari ya da sonen bir mumun ardindan sonenin atesiyle yakilan yeni mum olarak kabul etmis ve bu itibarla ilk mum ve son mumdaki atesin ya da savunulan degerlerin ayni olduguna inanmislardir Tarikat ve MelamilikMelamilik cok detaya inmeden asagidaki basliklar altinda tarikatlerden farklidir Melamilik belli bir isimden bagimsiz olarak Kur an merkezli bir Islami tasavvuf anlayisini ifade eder Tarikatler ise Naksibendi Kadiri Rufai gibi belli bir sahsin onderligindeki ekolu ifade eder Melamilikte tum manevi baglar zikir ve musahede dogrudan Allah ile kurulur Bircok tarikatte ise bu manevi baglar dolayli yoldan Rabita denilen ve sirasiyla Seyh Pir Muceddid Peygamber gibi aktarmalardan gecerek kurulmaya calisilir Melamiler icin Seyh sadece manevi rehber veya ogretmen demektir Seyhin gorevi dogru kisiye dogru bilgiyi vermek ogrencinin gorevi ise bu bilgi isiginda Allah a daha yakin olmaya gayret etmektir Zikir Melamilerde her zaman ve her yerde yapilmasi gereken acik bir Kur an emridir Tarikatlerde ise belli zamanlarda belli mekanlarda hatta belli kiyafetler icinde yapilmaktadir Melamiler Allah i Allah ismiyle ve her zaman zikrederken tarikatler Esma ul husna dan sectiklerini belli bir sayida tekrar ederek soylerler Melamiler sadece Allah i anmak ve onun varligini daha yakindan tanimak amaciyla toplanir ve sohbet ederler Melamiler dini duygularin her turlu istismarina karsidir Uyelerinden finansal destek ve para yardimi talebinde bulunan cemaatlere karsi hicbir peygamberin gorevini yaparken ummetinden ucret talep etmedigini hatirlatip bunlara Sizden herhangi bir ucret istemeyenlere uyun Onlardir dogruyu ve guzeli bulanlar Yasin 21 ayetini okurlar ve onlari kinarlar Kur an MelamiligiAsli Halk arasinda sovme yerme kinama diye bilinse de asli boyle degildir Melamilik aramak sorgulamak anlamaya calismak demektir Kisi dogdugunda kendini anlamak icin gozlemlemeye sormaya baslar Bu sorgulama kendini ve gorunen varligin hakikatini anlamak icindir Melamiligin kokeni Adem Peygamber den baslar Adem hakikatleri arayan ilk insandir Onlar bir arayista olmadilar Insan suresi ilk ayette bunu anlatir Melami mesrebinde olan bir kimse hep bir arayistadir duyduklarini sorgular Onlarin aslini ogrenmeye anlamaya calisir Bu yolun yolcusu atalarindan gelen inanclari sorgular bundan dolayi halk bu yoldaki insanlari kinadi kerih gordu inancsiz dedi Halbuki inanc bildikten sonra olusan bir degerdir Bilmedigi seye inanmayi reddeden bu yolun yolculari halk tarafindan hep kinanmislardir Mesrebi Melami mesrebinde olan her kisi varligin var olusunu anlamaya calisir Anlamaya calismak insanin kendinden baslar Insan once kendini sorgular Ben kimim ben neyim ben nasil oldum ben ben miyim gibi sorularla kendini anlamaya calisir Hakikatlere ulasan kisi tum varligin var edicisini anlar Yunus misali yaradilani yaradandan oturu sever Her yolun bir ahkami oldugu gibi Melamilik yolunun Ahkami erkani soyledir Evvela kotu dusuncelerde olmayacaksin Hadesten necasetten kendini paklayacaksin Daima pak gezeceksin Daima hakkin huzurundaymis gibi hareket edeceksin Yalan soylemeyeceksin Haram yemeyeceksin Zem haset fesat gurur kibir inat ve buna benzer fena halleri terk edeceksin Kimse hakkinda fena soz soylemeyeceksin Kalbinde dahi kimse icin kotu dusunmeyeceksin Kendi kullugunla mesgul olacaksin Kimsenin ibadetine inancina karismayacaksin Kimsenin inancini hor gormeyeceksin Ozetle anlatilan bu ahkama uyacaksin Melamilik yolunun ozel dersleri meratip ve makamat vardir Bu dersler kisinin kendindeki degerleri anlamak icin sunulan bilgilerdir Kisi bu bilgilerle kendine arif olmaya calisirBibliyografyaSaban Er Melamilik ve Osmanli Devri Melamileri Kutupyildizi Yayinlari Istanbul Agustos 2015 Cildli 638 Sayfa ISBN 978 605 5291 54 9 Saban Er Hayrabolulu Melami Seyhi Ahmed i Sarban Efendi Kulliyati Divani Ve Mektubati ve Vizeli Seyh Ala eddin Ali Efendi nin Siirleri Kutupyildizi Yayinlari Istanbul Aralik 2013 Cildli 381 Sayfa ISBN 978 605 5291 28 0 Saban Er Edirne Simavne Kadisi ve Emiri Isra il Oglu Seyh Bedreddin Hakkinda Son Soz Kutupyildizi Yayinlari Istanbul Haziran 2016 Cildli 657 Sayfa ISBN 978 605 5291 65 5 Abdurrezzak Tek Melamet Risaleleri Lalizade Abdulbaki Melamilik Yolunda Gorup Ogrendiklerim Abdulbaki Golpinarli Melamilik ve Melamiler Hamza Kilic Melametin Temel Ilkeleri ve Gunumuzde Melamet Ali Bolat Melamilik Mehmet Hakan Alsan Melamet Hirkasi Hamzavi Melamiler Nejdet Sahin Tevhid Aydinligi Hasan Fehmi Tezdogan Divani Serhi ISBN 978 9944 62 674 3 Annemarie Schimmel Mystical Dimensions of Islam ISBN 0 8078 1271 4 Ethem Cebecioglu Haci Bayram Veli ve Tasavvuf Felsefesi Altindag Belediyesi Kultur Yayinlari Ankara 2004 Cavit Sunar Melamilik ve BektasilikDis baglantilarMelamilik http www melamilik com 28 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Islam da Sir ve Gizli Cemiyetler Thierry Zarcone 29 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde