Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. () |
Bu madde, uygun değildir.Haziran 2021) ( |
Fritz Mauthner (22 Kasım 1849-29 Haziran 1923) Avusturyalı yazar, gazeteci, tiyatro eleştirmeni ve hicivci. Filozoftan çok gazeteci olmasına rağmen insanın bilgisi ve dil felsefesi konularında nominalizmle birlikte felsefi şüpheciliğin savunucusudur.
Fritz Mauthner | |
---|---|
Doğum | 22 Kasım 1849 , Bohemya |
Ölüm | 29 Haziran 1923 (73 yaşında) Meersburg, Almanya |
Milliyet | Avusturyalı |
Eğitim | Charles Üniversitesi |
Meslek | Gazeteci Tiyatro eleştirmeni Hicivci |
Hayatı ve Eserleri
Mauthner, Bohemya Horice'li asimile edilmiş bir varlıklı bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Emmanuel ve Amelie Mauthner'in altı çocuğundan dördüncüsüydü. Ortaöğrenimini doğduğu yerde gördükten sonra 1855 yılında ailesi, çocuklarının daha iyi eğitim alabilmesi için Prag'a taşındı. Öğrenim sürecinin devamı, bir süreliğine baba Mauthner'in beş oğlu ve birkaç kuzeniyle çalışmak üzere görevlendirilen özel bir öğretmenin himâyesinde gerçekleşti. Bu tek öğretmenin müfredatı, Mauthner'i kalıcı kötü etkileri olacak olan Gymnasium'a hazırlanmasına hizmet etmiyordu. Öğrenimindeki eksiklikleri gidermek için onu 1857'de Klippschule adlı özel bir Yahudi ilkokuluna gönderdiler. Bu okul, istisnai bir öğrenci olan Mauthner'e herhangi bir entelektüel teşvik sağlamamasının yanı sıra, Mauthner'ın tüm hayatı boyunca kesin bir şekilde kızdığı Gymnasium'a girişini de geciktirdi.
Ancak 1861'de Piaristengymnasium'a girmesiyle bu kusurlar giderilebildi. Böylelikle Mauthner içine yerleşecek olan etnik öfkeyi bilmeksizin, Eski Şehir'deki daha aşağı düzeyde sayılabilecek bir Alman okuluna kaydoldu ve aldığı eğitimle Çeklere karşı güçlü bir düşmanlık beslemeye başladı. 1866'da Mauthner okulundan bıkmıştı. Anne ve babasından, üstün bir Alman kurumu olan Kleinseitnergymnasium'a geçmesine izin vermelerini istedi. Ailesinin ikna olmasında, Prusya birlikleriyle şehre yürüyen Alman yanlısı duygu dalgasının yardımı oldu. Sonunda Mauthner, iyi bir eğitimi olduğunu varsaydığı Alman Gymnasium'unda öğrenim görüyordu ve böylece 1869'da okul bitirme sınavı olan Matura'yı başarıyla geçti. Aynı zamanda Almanya’nın değişik üniversitelerinde hukuk, dilbilim ve felsefe eğitimi almıştı. Mauthner'in okullar ve bölgeler arasındaki geçişleri sebebiyle o zamanlarda tanıştığı etnik ve dilsel problemler, onun hayatı boyunca uğraşacağı meselelere dönüşmüştür.
En başından beri Avusturya geleneğinden fazlasıyla etkilenen Mauthner, kısmen aile örneğinin büyüsü altında gazeteci olmaya karar verdi. Fakat ebeveynlerinin isteklerine uymak için hukuk okuluna kaydolup, sonunda Rechtshistorische Staatspriifung'u (Hukuk Tarihinde Devlet Sınavı) başarıyla geçti. Ancak eğitimi boyunca beşeri bilimler alanında dersler almayı sürdürdü. Mauthner ailesinin yanı sıra kendisinin de çok istediği gazetecilik hayatına ancak, 1874'te babasının vefatından sonra Prag'daki kuzeninin sahibi olduğu bir Alman gazetesinde tiyatro eleştirmeni olarak başlayabilmiştir.
1876 yılında 27 yaşındayken Berlin'e gitmeye karar verir. Berliner Tageblatt'ın editörü Arthur Levysohn, onu yeni kurmakta olduğu kadroya dahil eder ve Mauthner'in kariyeri ciddi anlamda başlamış olur. Mauthner o yıllardan itibaren aralıksız olarak çok geniş alanlarda birçok farklı konuyu işleyen eserler vermeye başlayacaktır. Bunların arasında güncel veya tarihsel kurgu romanlar, parodiler, hicivler, incelemeler ve tiyatro oyunlarıyla şiirler vardır. Romanları ve Klasik Alman şiirlerinin popüler parodileri onun biraz tanınmasını sağlamıştır. Ancak 1885 yılında yazdığı "Aturenbriefe" isimli eseri bize, Mauthner'in geçmişiyle sürüklediği ve geleceğinde yakından ilgileneceği dil eleştirisinin ipuçlarını verir. Katherine Arens'in aktardığına göre eser, yalanların, dilin bir parçası olmadığı bir ülkenin hayali tarihini anlatmaktadır. Mauthner, Friedrich Nietzsche ve 'in Shakespeare-Studien'ini okumuştur. Bunların yanında dilin sahteliğine olan inancının bedenleşmiş hâli olarak gördüğü Bismarck'a eylemli bir yaşamı, sözcükleri ve ideolojileri küçümsemeyle birleştirdiği için hayranlık duyuyordu. Daha sonra bütün yönelimlerini ve çalışmalarını bağımsız bir dil felsefesinin oluşturulması konusunda toparladı. 1895'te Berliner Tageblatt'ın editörü oldu. Mauthner'in sahadaki resmi atılımı 1898'de, Cotta'nın onun dil eleştirisi kitabını yayınlamak için bir sözleşme imzalamasıyla ve bankacı kardeşinin masrafları karşılamayı kabul etmesiyle gerçekleşti. Ona asıl ününü bağışlayan bu eser, 1901-1902 yıllarında üç cilt halinde, Bir Dil Eleştirisi'ne Katkılar (Beiträge zu einer Kritik der Sprache / Contributions to a Critique of Language) adıyla yayımlanmıştır. Kritik, üç cilt ve 2.200 sayfadan fazla bir alana yayılan muazzam bir çalışma bütünüdür ve Hans Sluga'nın gözlemlediği gibi, Mauthner, "sezgilerini metninin muazzam külliyatında gevşekçe dağıtır". Bu eser, 19. yüzyılın sonunda felsefeyi dönüştürmeye başlayan ve sonraki yüzyılda disiplinin çoğunu şekillendiren dilsel dönüşümün kilometre taşı olarak kabul edilir.
1905 yılında Berlin'den ayrılmaya karar veren Mauthner, Freiburg'a geçti. Dilbilimsel eleştiriyle birlikte okuyucularının büyük eserine yoğunlaştırmasına ve eserin popülerleştirilmesine hizmet eden "Die Sprache" adlı kısa makalesini yayımlayan Martin Buber ile de burada tanıştı. Bu eser, onun "Katkıları'nın" bazı ana fikirlerini yoğun bir biçimde yineleyen ve bunların bilimsel, felsefi, dini ve sosyo-politik düşünceyle ilgilerini gösterir. Mauthner, 1910 yılında evlendiği doktor ve yazar olan eşi Hedwig [Harriet] Straub'un yanına taşındı. Eşinin de yardımlarıyla sözcüklerin metaforik kökenlerini gösterdiği "Der Wörterbuch" isimli sözlüğünü 1911 yılında tamamladı. Meersburg, Mauthner'ın son inziva yeri ve sığınağı oldu; son büyük romanı "Der letzte Tod des Gautama Buddha", hem iç huzurunu hem de geleneksel felsefi değerleri reddetmesini yansıtır. Onun dil eleştirisi de Wittgenstein'da olduğu gibi bir mistisizmle sonuçlanır. Mauthner son enerjilerini ölüm döşeğinde kanıtlarını düzelttiği "Der Atheismus und seine Geschichte im Abendlande'nin (1920-23) dört cildine yoğunlaştırmıştır. 1925 yılında yayımlanan "Drei Bilder der Welt" isimli edebi-felsefi mirasının küçük bir kısmı olan bu kitap, dile uygulanabilir olarak Kantçı kategori kavramının potansiyel bir yeniden tanımını araştırır. Rosenstock-Huessy, Mauthner için: "O, 6000 sayfa yazdı ve bir buçuk milyon kelimeyle tüm kelimelerin yalan olduğunu kanıtladı". diye yazar.
Büyük otodidaktın vasiyet ettiği üzere 1923 yılındaki vefatından sonra mezarının kitabesine, yaşamına uygun olarak alt tonu vurgulayan şu cümle yazılmıştır: "Vom Menschsein erlost. / İnsan Olmaktan Kurtarıldı". Fritz Mauthner'in dil eleştirisine yönelik kararlı yaklaşımı, bize bir çalışma nesnesi olarak oldukça kendine özgü, ancak yine de etkileyici bir yapıt sağlamıştır. Bir drama eleştirmeni olarak felsefe ve edebiyat arasındaki sınırları bizatihi kişiliği ile aşan Bohemyalı yazar Mauthner, geniş çaplı bir dil eleştirisine (Sprachkritik) kalkışan ilk düşünürdür.Ludwig Wittgenstein'ın iki dönemindeki dil eleştirisini de etkileyen Mauthner, Wittgenstein'ın Tractatus Logico-Philosophicus isimli eserinde adı geçen üç düşünürden biri olarak yerini almıştır.
Mauthner'in Dil Eleştirisi (Sprachkritik)
"Platon'un mağarasında sırtları girişe dönük oturan mağara sakinleri, Girişi tesadüfen geçenlerin yalnızca gölgelerini algılayabilirler.” (Beiträge 1: 330-331)
Fritz Mauthner'in, bir filozoftan çok gazeteci ve yüzyıl sonu Avrupası'nın bir entelektüeli olarak tecrübe ettiği politik fikirlerin çalkantısı onu, sonunda tutarlı bir nominalist bilgi teorisi ortaya koyma girişimine teşvik etti. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yazılan Bir Dilin Eleştirisine Katkılar isimli eserinde, septik ve nominalist tutumuyla bir dil eleştirisi geliştirdi. Bilginin imkânını kabul eden epistemolojilere karşı şüpheci tavrını koruyan eser, bilginin hangi şartlarda mümkün olduğu sorusunu bir kenara bırakarak, tekrar bilginin imkânını sorgular. Radikal bir şüpheci olan Mauthner, Die Sprache eserinde bilginin imkansız olduğu sonucuna ulaşır. Fakat öncelikle onu böylesine şüpheciliğe ve nominalizme iten sebepleri sorgulamak gerekir. Çağında sıkça kullanılan Volk/Ulus ve Geist/Tin gibi sözcükler politik büyücülükte oldukça göz kamaştırıcı bir güce sahiplerdi. Mauthner, böylesine soyut olan kelimelerin, daha yalın ve daha somut olanlara karşı tercih edilmelerine ve bu soyut kelimelerin yardımıyla oluşturulan kitlesel kontrolsüz hareketler karşısında rahatsızlık duyuyordu. Öyle ki bu sebeple inşa ettiği epistemolojisine politik bakımdan daha liberal ve anti-otoriteryen bir perspektif karışmıştır. O da tıpkı diğer çoğu çağdaşı gibi Ernst Mach'ın yeni ampirizminden etkilenmekteydi ve Humecu kuşkuculuğuyla beraber bu görüşlerini sentezlemeye çalıştı. Böylelikle kelimelere karşı şüpheciliğiyle, onların kendi gerçeklikleri olduğu fikrini yadsıyarak nominalist bir tutum sergiler.
Kelimelere karşı şüphe davasını, insan deneyiminin eleştirel bir açıklamasıyla başlatır. Duyularımızla algıladığımız şeylerin dikkatimize, ilgilerimize ve ihtiyaçlarımıza bağlı olduğunu ve dolayısıyla duyularımızın olumsal olduğunu ileri sürer. Dapia'nın aktardığı üzere Mauthner, "Zufallssinne/olumsal-rastlantısal duyular" terimini, daha çok rastgele duyular anlamında kullanır. Ayrıca, aklımız da duyumlarımıza dayandığından Mauthner, aklımızın da "Zufallsvernunft / rastlantısal akıl" olduğunu ileri sürer." Öyleyse Mauthner, gerçekliğe erişimimizin iki şekilde sınırlı veya kısıtlanmış olduğu sonucuna varır: “Bir yandan, daha önce de belirttiğimiz gibi duyu aygıtımız, dünyanın farklı yönlerini rastgele seçer ve diğerlerini bir kenara bırakır. Öte yandan, kavramlarımız da gerçeğe erişimimizi engellemektedir.” İlk kısmı ele alacak olursak Mauthner'in zaten, duyumların genelgeçer bir bilgi sağlayamayacağına olan inancı açıktır. Adların en iyi koşullarda duyumların algıladıkları şeylerin metaforları olduğunu ileri sürmesiyle beraber, geleneksel nominalizmden de bir adım öteye gitmiştir. Bu, Mauthner için dil ile gerçeklik arasındaki bağın olgusal anlamda da kopuşuna işaret eder. Fakat ikinci kısımda Mauthner, kavramlarımızın da bir engel olduğunu belirtmektedir.
Mauthner, kavramların kelimeler ve konuşmayla ve haliyle düşünceyle de özdeş olması gerektiğini savunan düşünürler arasında yer alır. J. A. Garforth'un ilettiğine göre Mauthner: "Bütün düşünce, dilin sözcüklerinde gerçekleşir ve düşünce, yalnızca sözcüklerin belirsiz doğası kendi kendini çözdüğü zaman çözülür." demektedir. Ancak dil ile düşünce arasındaki bağda kavramlar, gerçeğe erişimimizi nasıl engellemektedirler? Kavramlar, şeylerin "özlerini" kavramazlar mı? Bu sorulara cevap olarak Mauthner, duyumlarımızın yararlı olana yöneldiğini, bir şeyin yararlı olmasının, o şeyin doğruluğunu göstermeyeceğine dikkat çeker. Ek olarak ona göre, duyumlarımızı dile çevirdiğimizde gerçeklikten bir adım daha uzaklaşırız. Bu süreçte her zaman bir şeyler kaybolur. Ebert'in Die Sprache'den alıntıladığı şekliyle Mauthner doğayı: "Dilin kaba pençeleri tarafından ele geçirilemeyecek kadar kurnaz." olarak tanımlayarak dil ve dış dünyanın ikiliğini belirterek, dilin acizliğini vurgular. Böylelikle o, dilin dünyanın bir tasvirini vermekten çok uzak olduğunu da kabul eder. Dilin de zaten en iyi ihtimalle metaforik olduğunu belirtir. Mauthner, gerçekliği sıfat ve esasen niteliksel olarak kavradığından, deneyimlerimizi tanımlamak için adlaştırma yapmamızı özellikle sorunlu bulur. Mauthner, bilim ve felsefedeki hataların ve kafa karışıklıklarının ve bazen de sosyo-politik kötülüklerin, bir şeylerin isimleri için adlaştırmanın yanlış yapıldığında ortaya çıktığını savunur. Bu yüzden o, bunlardan hareketle felsefenin programının tam olarak nasıl olması gerektiği konusunda radikal sonuçlara ulaşır:
"Felsefe, bilgi teorisidir. Bilgi teorisi dilin eleştirisidir (Sprachkritik). Ancak dilin eleştirisi, düşünceyi özgürleştirmek adına yapılacak bir iştir ve insanlar dünyanın ya gündelik dili ya da felsefi dili kullanan metaforik tasvirinin (bildliche Darstellung) ötesine geçmeyi asla başaramazlar."
Weiler, Mauthner'in dili aşma çabasını Kantçı çaba olarak gören düşünürlerden yalnızca biridir. Ona göre dil, anlaşılabilmesi için aşılması gereken bir şeydir. Çünkü deneyim Kant'a göre, onu anlaşılır kılmak için ötesine geçilmesi gereken bir şeydir. "Düşünen insanoğlunun en önemli işi olan dil eleştirisine yükselmek istiyorsam, o zaman arkamdaki ve içimdeki dili adım adım yok etmeliyim: Merdivenin her basamağını üzerine çıkarken yok etmeliyim. merdivene tırmanmak, bilgi çabası anlamına gelir". Mauthner, olduğu haliyle dünyanın gerçek bilgisi anlamındaki bilginin, her yeni adımda elde ettiğimiz şeyin, çok basit bir nedenden dolayı bizden sonsuza dek kaçacağını kabul eder. Mauthner'e göre bunun sebebi kelimelerden ve onların metaforik doğasından başka bir şey değildir. İşte Kantçı etkinin ana noktası budur. Yani kendinde şey kavramı burada bilinemez olarak görünür. Mauthner'e göre dilin eleştirisi, kelime batıl inançlarından/söz hurafelerinden (Wortaberglauben) kurtulma, dilbilgisinin metafizik üzerindeki etkisini ortaya çıkarma ve makul olarak söylenmesi gerekenlere sınırlar koyma çabasıdır ve yalnızca bu yöntemle mümkündür. A. Janik ve S. Toulmin'in de belirttiği üzere Mauthner, Kantçı bir görev olarak kabul ettiği dilin doğası ile sınırlarını belirleme görevini üstlenmiştir. O halde Mauthner'in çabasını, anti-metafizik olması ve söylenebilir olanın sınırlarını belirlemeye çalışması ölçüsünde Kantçı bir çaba olarak kabul edebiliriz.
Mauthner, metafizik olan kavramların elenmesi için şeyleştirme kavramını kullanarak; dil aracılığıyla varlıkları meşrulaştırılan metafizik kavramların, reel dünyada olmadıklarını göstermeye çalışıyordu. Mauthner'in Wörterbuch kitabında, yani anti-metafizik sözlüğünde yapmaya çalıştığı şey de budur. Mauthner işe, her bir terimin psikolojik kaynağını, yani terimin doğduğu duyu verisi türünü açıklayarak başlar. Sonra o, örneğin ilk başta sıfat işlevi gören bir terimin nasıl ada dönüştüğünü ve şeyleştirme sürecinin verili terime nasıl uygulandığını açıklar. Böylelikle o en sonunda, bu değişmelerin felsefe tarihiyle bağlantısını kurarak; tüm bu süreçlerde felsefenin, gündelik dilin rafine edilmiş halinden başka bir şey olmadığını gösterir. O, sıradan insanların gerçekliğe soyut ve genel terimler atfetmeleriyle ortaya çıkan dildeki karmaşayı, dilin kendi doğasında bulunan şeyleştirme eğiliminin doğal bir sonucu olarak kabul eder. Mauthner şeyleştirmeyi, metafizik olan entitelerin mevcudiyetini varsaymayı gerektirdiğinden dolayı reddeder. Ona göre metafizik ile dogmatizm, aynı madeni paranın iki yüzü gibidir. Yine Ebert'in Die Sprache'den aktardığına göre Mauthner, batıl inançlıları yanlış yönlendiren bu tür hayaletimsi sözcüklere örnek olarak, felsefede “töz”, “nesne”, “ahlak” ve “psyche” kavramlarını verir. Bilimde ise "element", "yakınlık", "güç", "madde" ve "enerji" gibi yanlış yola sürükleyici nosyonların adlarını saymaktadır. Dinde ise "Tanrı", "Şeytan" gibi kavramların yanı sıra; siyasette “ırk" ve "devlet" gibi sıkça kullanılan kavramları ele alarak inceler. Örneğin "ruh" kelimesinin kökenine kadar geriye gittiğimizde ve kavramın ortaya çıktığı psikolojik koşulları anladığımızda; ruhun dışsal bir varlık olarak varsayılmasının garanti edilmediğini görürüz. "Ruh", Mauthner'e göre sadece bir kelimedir, gerçek hiçbir şeye karşılık gelmez. Onun amacı, metafizikçilere kendilerini yönelttikleri bütün sorunların kaynağının bir kural dışı hamleye, yani yalnızca algıladığımız özelliklere tekabül eden nesneler bulunduğu iddiasına dayandığını göstermektir. Mauthner'in vardığı sonuçlarından bir diğeri de duyu aygıtımızın rastlantısal doğasının, zorunlu doğru olarak adlandırılan şeyi; bütün zamanlar için doğru ve geçerli bilgiyi, bizim için imkânsız hâle getirdiği sonucudur.
Tüm bunlarla birlikte sosyal hayatta "kültür" ve "dil" gibi kavramların saflığına ya da kirliliğine olan toplumsal takıntıyı da gözlemleyen Mauthner, nihayetinde kendisi de bir tümel olarak şeyleştirilen dili reddeder. Sözcüklerin yüzyıllar boyunca gezinirken başka kültürlere farklı biçimlerde ödünç olarak girmeleri, onları en sonunda gerçeklikten uzaklaştırmıştır. Tüm kelimeler metaforlarda veya metaforların metaforlarında köklenir. Onlar "her zaman statu nascendi/oluş hâlinde'dirler." Metaforik bir şey olarak dil, metaforik doğası gereği belirsizdir. Öyle ki bir kimse, ister başka birinin söylemekte olduğu şeyi, isterse de kendi söylediği şeyi anlıyor olsun, onun kesin olarak doğru şeyi anladığı söylenemez. Weiler'in Mauthner'den aktardığına göre o: "Dil yoktur, o bir soyutluktur. Aynı nehre iki kez giremeyeceğimiz fikri, dil için de geçerlidir." demektedir. Ve dilin gerçeklikle bağını ortadan kaldırdığında: “Yalnızca konuşma organlarımızın anlık hareketi gerçektir.” diyerek dili, tikel bireylerin bir işlevine indirger. Weiler'in 1970 yılındaki başka bir makalesinde de belirttiği üzere: "Mauthner'in duyuların rastlantısallığı argümanı onun en özgün ve merkezî felsefi anlayışıdır." Bu noktaya kadar ulaştığımız sonuçları özetlemek gerekirse; Mauthner'in duyu verilerini rastlantısal, dili de metaforik olarak kabul etmesinden dolayı onun epistemolojisi bilgiye ulaşmanın imkânsızlığı varır. Mauthner'in inşa ettiği epistemolojisinin vardığı sonuçlar, dilin eleştirisinde, eleştirinin kendisinin bile genelgeçer bir doğruya sahip olamayacağı düşüncesiyle Sokrates'e benzer bir üslupla öğrenilmiş cehalet görüşüne benimsemeye dönüşür.
Sözlük'ünün yönteminden de anlaşılacağı üzere, onun yöntemi psikolojik ve tarihseldir. Her ne kadar Mach'ın fizik alanında geliştirdiği dil eleştirisine benzerlikler taşısa da Mauthner'in aşırı kuşkuculuğu onu, Mach'tan ayırır. Mach duyuların analiziyle uğraşırken, Mauthner psikolojik indirgemeye bulaşır. Mauthner'in teologlara, ideologlara, metafizikçilere ve materyalistlere karşı açtığı savaş, onu dil eleştirisinde başka bir boyuta yönlendirir. Dilin de tüm diğer şeyler gibi şeyleştirmeye kurban gittiğini gören Mauthner, dilin entite olmadığını belirttikten sonra onun yalnızca insani bir etkinlik olduğunu öne sürer. Ancak bu etkinlik Mauthner'e göre amaçlı bir etkinliktir. Dil, bir oyun gibi, bir insan etkinliğidir ve ortak duyumların hafızasını yansıtır. A. Janik ve S. Toulmin'in Sprache'den alıntıladığı bölümde Mauthner: "Dil, tıpkı bir oyun kuralı gibi, sadece bir konvansiyondur; ne kadar katılımcısı varsa o kadar zorlayıcıdır. Bu yüzden dil, reel dünyayı ne kavrayabilir ne de değiştirebilir." diye belirtmekte ve dilin konvansiyon olduğunu vurgulamaktadır. Mauthner, dili sosyal yapının bir parçası olarak kabul etmekte ve onu sosyal bir fenomen olarak kültürün geleneklerinin taşıyıcısı olarak ele almaya başlamaktadır. Hatta dili, daima kültürün "ortak duyu aygıtı" olarak nitelendirerek toplumun hafızasıyla eş tutar. Bu iddialar kabul edildiği takdirde dilin anlamının kültür tarafından gelenek aracılığıyla taşındığı iddiası da kabul edilmiş olur. Yalın duyu izlenimlerinin anlamın kaynağı olamayacağı görüşünde ısrar eden Mauthner, benzer şekilde dilin kendisinin de duyumların karakterlerini paylaşamayacağını düşünür. Örneğin iki insan düşünelim. Her biri rastlantısal duyumlar tarafından belirlenen izlenimlere sahip olsunlar ve bu izlenimlerine birlikte bir ad koymak istesinler. Mauthner'in bu noktaya kadar gelen argümanlarından hareket edersek, iki insanın da doğru izlenimlere, doğru adı verdiklerinden asla emin olamayız. Mauthner, içine düştüğü bu gerilimden, "Mach'ın popülerliğini kazandırdığı, dilin, insanın biyolojik yönünün pragmatik bir hayatta kalma aracı olduğu teziyle kurtulmaya çalışır". Böylelikle Mauthner için dil eleştirisi, yeni haliyle pragmatist ve işlevselci bir dil teorisine dönüşür. Dil şimdi, insan türünün bekâsı ve hayatın zorunlu temeli olarak anlaşılmaktadır. Ancak yine de Mauthner, felsefi ampirist temellerinden kopmak istemez. İki insanın aynı kelimeyi işittiklerinde, zihinlerindeki temsillerin birbirlerinden tamamıyla farklı olabileceğine ilişkin algısal durumu reddetmez. Böylelikle dil bir yandan, bir bilgi edinme aracı olarak kullanıldığında bize yalnızca engel oluşturur. Ancak sosyal boyutlar içerisinde eyleme geçtiğimizde dil, yardımcı araç konumuna dönüşür. Öyleyse Mauthner'in, insanlar arasında dil aracılığıyla kurulan iletişimin ortaklık içerdiği düşüncesini yadsıdığını kolaylıkla söyleyebiliriz. A. Janik'in aktardığına göre Mauthner: "Dil, yalnız/izole bireyin sahip olduğu bir şey değildir; çünkü o, sadece insanlar arasında var olabilir. Yine de dil, iki insan için ortaklaşa sahip oldukları bir şey değildir; çünkü iki insan asla aynı şeyi aynı kelimelerle kavrayamaz." demektedir. Bu cümleler bize Mauthner'in iflah olmaz bir sübjektivizme daldığını gösterir. Bilginin bilinse dahi aktarılamayacağı tezi, Gorgias'tan sonra tekrar hortlamış gibidir. Metaforik doğasıyla tek sesliliği, dolayısıyla da objektiviteyi engelleyen dil, o halde nedir? Açıkçası Mauthner'in başarmaya çalıştığı şey, dilin metafizik söylemlerden arındırılmasıdır. Mauthner'e göre, aynı zamanda bir bilimsel enstrüman olarak dilin yetersizliğinin de gösterilmesi gerekmektedir. Bir sanat eleştirmeni olarak, dilin yalnızca bireyler arasındaki sübjektif durumlara aracılık eden, yani duyguların aktarımına aracılık eden bir özelliği olduğu sonucunu çıkarır. Dilin doğasının metaforik olduğu argümanı, dil şiire uygulandığında olumlu sonuçlar verir. Çünkü şiirin doğası da metaforik yapıya sahiptir ve birbirlerine iyi adapte olurlar. Fakat asıl karşı çıkış, felsefeye ve bilime iyi adapte olamayan diledir. Mauthner'in şiir diliyle bilimsel dilin arasında gördüğü metaforik geçiş, E. Bredecek'in de dikkatimizi çektiği üzere; sözcüklerin geçmişlerinin izini sürmekten çıkarılacak dersin, bir zamanlar "şiirsel" kullanım sayılan şeyin, başka bir anda terimin tarihinin oldukça farklı algılanabileceğine ilişkin ayrımla ortaya çıkar.
"Kelimelerin kavramsal içeriğini sürekli elde tutmak imkânsızdır. Bu yüzden dünyanın dil içinde bilgisi imkânsızdır. Oysa kelimelerin duygu içeriğini elde tutmak mümkündür. Bu yüzden sanat dil içinde, söz sanatları ve şiirle mümkündür."
Mauthner, matematiğin ve diğer bütün entelektüel disiplinlerin tamamen varsayımsal olduğunu savunmaktadır. Yola çıktıkları tanımların ötesine geçemezler. Matematiksel çıkarımlar bilgimizi bu tanımlardan daha fazla artırmaz. A priori bilgi fikrini hızla reddeden Mauthner, neredeyse tamamen ampirik bilgi olasılığına odaklanır. Onun şüpheciliği, dil eleştirisine sıkı sıkıya bağlıdır. Felsefenin görevi ise, felsefe ya da bilim yaparken anlamlı bir şekilde konuşma alışkanlığımızı unutmamıza yardımcı olmaktan öte bir şey değildir. Bilimin fiili başarıları, eleştirisindeki duyuların rastlantısallığı düşüncesiyle her ne kadar çelişse de o, bu konuda geri adım atmaz. J.S. Mill'in ampiriziminin takipçisi olarak Mauthner, bilimsel hipotezleri yalnızca gözü kapalı iyi tahminler olarak saymaktadır. Bütün bilimlerin temelinde yalnızca iyi tümevarımlar vardır. Eğer ki bunlar sadece iyi tümevarımlar ve gözü kapalı iyi tahminlerse, bilimsel olarak doğa yasalarının keşfi denilen şey de yalnızca bir bâtıl inançtır. Mauthner doğa yasaları nosyonunu, tıpkı geçmişteki mitolojik antropomorfizmlerde olduğu gibi modernitede de bunu şeyleştirme aracılığıyla doğayı kişileştirdiğimizi iddia eder. Açıkça ona göre doğa yasaları da metaforik olana indirgenmekten paçasını kurtaramaz. Aslında der Mauthner: "Hiçbir yerde 'yasalar' denilen şeyler yoktur. Şans fenomenleri vardır sadece. Modern fizik biliminde Darwin'in, 'evrimi' bir açıklama ilkesinden hareketle doğanın metafiziğine dönüştürdüğünde gerçekleşen şey" için Mauthner; bunun, "mitolojileştirmenin bir tür kurbanı" olduğunu söyler. Mauthner, düşünmeyle ilgili her şeyin psikolojik olduğunda ısrar etmekle birlikte, insan düşünüşünün ya da konuşmasının modelinin mantıksal olduğunu ifade eder. Fakat bu modeli belirleyenin de yalnızca kültür olduğunu ileri sürer. Daha doğru bir ifadeyle kültür ile dil/düşünme birbirlerini sürekli kesintisiz olarak etkiler ve belirlerler. Dil içerisinde evrensel olarak temel sayabileceğimiz hiçbir genel yapının olmadığı iddiası ve bunun da kültürle sıkı bir bağ içerisinde olduğu fikri birleştiğinde, mantık sorunu ya da dil sorunu artık kültürel antropolojiye dönüşmektedir; daha kesin bir ifadeyle söyleyecek olursak kültürel rölativizme. Her ne kadar Mauthner'in tarihsel ve kültürel farklılık hissi onu ekstrem bir rölativizme sürüklemiş olsa da, her nasıl olursa olsun yine de o, tarihe ve tarihsel yaklaşıma ilgisini canlı tutmuştur.
“Bilimde dil, acizliğini ortaya koyar; şiirde güzelliğinin gücünü gösterir; dinde, dilin gücü tarafından zorbalığa maruz kalırız."
Mauthner'in dilin sınırlarını belirleyebilmek amacıyla çıktığı yol, dili bilgi edinme ve bilgiyi aktarma sürecinden dışlayarak sonuçlanmıştır. Açıktır ki Mauthner'in felsefeye dil eleştirisiyle çizdiği istikamet ise Pythagorasçı köklere geri dönüşü işaret eder. Tıpkı Pyhtagoras gibi felsefenin bilgiye sahip olma iddiasından vazgeçmesi, onun yerine kendisini hikmet aşkına veya hakikat arayışına adaması gerektiği düşüncesi öne çıkar. Tartışmanın en başından beri süre gelen Mauthner'in dil eleştirisinin bilgi arayışını merdivenin basamakları analojisindeki gibi "merdivenin basamaklarını kırma" yönelimiyle ilerlemesinin altında yatan asıl sebep, çelişkinin kendisidir. Bu çelişkiyi tekrar hatırlamak için Stanford Ansiklopedisi'nden yaptığımız alıntıyı tekrarlamakta yarar görüyoruz: "O, 6000 sayfa yazdı ve bir buçuk milyon kelimeyle tüm kelimelerin yalan olduğunu kanıtladı." Dil eleştirisinin, yine dil ve kelimelerle yapılması zorunluluğu oldukça çelişik ve zorlayıcıdır. Mauthner bu durumun en başından beri farkında olarak dil eleştirisinin çelişkili doğasını, kendi terimiyle "dilin intiharı" dediği mistik bir sessizlikle sonuçlandırır. Mauthner: "Dilin eleştirisi, düşünmenin ya da konuşmanın sessizce umutsuz intiharıyla gerçekleştirilebilseydi, ne kadar kurtarıcı bir eylem olurdu." diye yazmaktadır. Sessizlik hakkında konuşmanın tutarsızlığı da ortadadır.
Felsefe tarihinde bilginin imkânı tezini savunanların karşısına tekrar tekrar çıkan epistemolojik kuşkuculuk, Mauthner'in oldukça hacimli dil eleştirisi aracılığıyla yeniden sahneye çıkmıştır. Mauthner'in dil eleştirisindeki ilgi alanı, filolojik gramer veya profesyonel gramer alanları değildir. O, dilin yapabileceği ve yapamayacağı işler nelerdir diye sormaktadır. Dil neden bir işi yapabilir de diğer türden işleri yapamaz? Dili nasıl kullanıyoruz ve bu kullanımın önemi nedir? Bir şeyi ifade etmek nedir ve 'anlam' nedir? Neden dilin belirli bir yapısı var da başka bir yapısı yoktur? Genel olarak, Mauthner'in ilgisinin, özneden felsefi bir kopuş niteliğine sahip olması anlamında felsefi olduğu söylenebilir. Bu, tanımlanması zor olsa da, bilimsel yaklaşımdan açıkça ayırt edilebilir bir şeydir. Mistik yaşam duygusu, Mauthner'in felsefesinin doruk noktası sayılabilir. Mauthner, Weiler ve Janik'in belirttiğine göre bu öğretiyi Eckhart'tan almıştır: "Sahiden söyleyecek bir şeyimiz olduğu sürece sessiz kalmalıyız." Ancak felsefesindeki sistematik işlev, hakkında anlamlı bir şekilde konuşulamayan şeylerin varlığının kabulüyle birlikte yine de bir anlamda, bir yandan onları olduğu gibi kabul etmek gerektiğine dönüşmektedir. Ve diğer taraftan onlar hakkında konuşma zorunluluğunun belirtilmesidir. Mauthnerin görüşlerinin paradoksal karakteri, dilin kendi kendini yok etmesinin ilke olarak imkansız olmasından kaynaklanmaktadır.
Mauthner'in dil yoluyla klasik epistemolojiye yönelik şüpheciliğinin, kendi çağı olan fin de siecle'de yani, yüzyılın sonu Avrupası'nda yeni bir düşünce olmadığını biliyoruz; öyle ki 'son' terimi, o çağda sıklıkla şeylere iliştirilen bir tamlamaydı. Mauthner çağındaki bu popüler akımı şu şekilde ifade eder: "Kim çağdaş, sonun özlemini çeker ve modern görünmek isteyen herkes sondan bahseder." Mauthner'in dil eleştirisinde, modernite ile bir son arzusu arasındaki bağlantı, felsefe bağlamında bakıldığında özel bir aciliyet kazanır. Mauthner, felsefenin sonunu arzular ve çalışmalarını disiplinin dönüşümüne bir katkı olarak görür. Bu sebeple de dil eleştirilerinin yoğunlaştığı kitabının adı Katkılar'dır. Ayrıca o, John Locke'un İnsanın Anlama Yetisi üzerine Deneme eserinin adını 'Gramatik Deneme' veya kısaca 'Dil' diye adlandırmakta ve anlam teorisiyle dil eleştirisinin öncüsü olarak gördüğü bu kitabı övmektedir. Mauthner sonu düşleyen bir düşünürden çok, disiplinler için gerekli gördüğü anti-metafiziksel dönüşümü sağlamaya çalışmaktaydı. E. Bredeck'in Katkılar'dan hareketle belirttiğine göre Mauthner eserinde, modernlik ile modern görünmek arasında açık bir ayrım yapar. Dilsel dönüşle ilişkilendirilen diğer düşünürlerin aksine Mauthner, felsefenin gerçek konusunun dil olduğunu öne sürerken, felsefeyi eski prestijli konumuna geri döndürmeye çalışmaz.; bunu anlar ve uygular. Bu kuşkuculuğun doğru anlaşılması için onun kuşkuculuğunun asıl hedefinin neresi olduğu açıkça belirtilmelidir. K. Arens'in Linguistik Şüphecilik makalesinde tarihsel olarak Mauthner'le yakın bir ilişki kurduğu Hugo von Hofmannsthal'ın Lord Chandos'un Mektupları isimli eserinde, Lord Chandos'un çıktığı yolculuk tıpkı Mauthner'in dil eleştirisi yolculuğunun kurgusu; hatta daha doğru bir ifadeyle o çağın edebileştirilen figüratif tasviridir. Dilin epistemolojik doğruluğuna sorgusuz sualsiz güvenen klasik bilimin geçerliliği konusundaki şüpheleri, Chandos'u bilginin pınarı olarak doğaya sığınmaya yönlendirir. Onu kaçmaya iten dil krizinin başlangıcının tarifi, ilgili dil güçlüklerinin daha derin doğasının bir göstergesi olarak özel ilgiyi hak etmektedir. Chandos, örneğin, dilin epistemolojik etkinliğinden şüphe duymaya başlamadan önce bile, kendini neredeyse mistik bir durumda hissetmişti, doğadaki gizli karşılıkları sezebiliyor ve nihayetinde ortaya çıkarabiliyordu. Ruhun ve maddenin bu türden birliği, dilin insan varlığı üzerindeki bölücü etkilerinden önce gelmektedir. Ernst Cassirer de benzer bir biçimde insanın sembolleştirme edimini kazanmasıyla ruh-beden birliğinden ayrılarak ruh ve beden varlığına dönüştüğünü savunur. Bu görüşlere göre insanlığın dil öncesi durumu, geleneksel ekoller tarafından kabul edilmiştir. Yine aynı görüşler doğanın hem dilin kazanımlarıyla kaybolduğunu, hem de ilkel bir insanın henüz gerçek insanlığını bulamadığını savunur. Cassirer, dil eleştirilerinde o çağın hatasının, dili, usla özdeş tutmak olduğunu belirtir. S. Sjöberg'in aktardığına göre Cassirer, benzer şekilde Mauthner'in probleminin de dili (kelimeler ve kavramlar), evrensel ve dil dışı duyumları tikel ya da özel olarak sınırlandırarak, ikisi arasında aşılmaz bir uçurumun ortaya çıkmasında bulunduğunu belirtmektedir. Dilin bize sadece bir 'pars pro toto/bütün yerine parça' vereceğini iddia eder. Mauthner'in kavramsal dili reddiyle beraber dile yalnızca duyguların aktarımı konusunda biçtiği rolü Cassirer, en başta dilin tanımını yaparken düzeltir. Dili iki bölüme ayıran Cassirer, kavramsal dilin yanında duygusal dilin olduğunu ve dilin, kavramları soyutlaştırmadan önce duyguları ve duygulanımları soyutlaştırarak dışlaştırdığını ifade eder.
Bu karmaşadan kendimizi kurtarabilmek için Mauthner'in argümanlarını özetleyecek olursak, onun felsefi meselelere "sıradan dil" yaklaşımıyla dil eleştirisi, düzenli duyu-deneyimi olarak Machçı bilgi görüşüne bağlılığı tarafından yönlendirilip şekillendirilmişti. Bu görüşten hareketle Mauthner'ın Dil Eleştirisi'ni belki de en iyi şekilde, radikal ampirizm açısından sıradan dilin bir açıklaması olarak tanımlayabiliriz. Yine de radikal ampirizmine ve Humecu şüpheciliğine evrimsel bir dönüş vererek, şüpheci ve nominalist perspektifle başladığı dil eleştirisini, pragmatik ve fonksiyonalist bir dil eleştirisine dönüştürerek tamamlamıştır. Mauthner'ın asıl sorusu, dünyanın bilgisinin mümkün olup olmadığı sorusudur. Onun olumsuz yanıtı üç temel gerçeğe dayanmaktadır. Bunları maddeleyerek gösterecek olursak; a) Tüm bilgimiz bize duyularımız aracılığıyla gelir ve duyularımız rastlantısaldır, yani gerçekliğin yalnızca uygun duyu aygıtına sahip olduğumuz özelliklerini kaydedebiliriz. b) Tüm bilgimiz dilde ifade edilir. Buradan, dünya için doğru olan şeylerin çoğunun duyularımızla kaydedilmediği ve bu nedenle asla dilde ifade edilmediği sonucu çıkar. Bununla birlikte, bu kendi başına henüz şüpheci bir konum gerektirmez ve Mauthner, duyularımızla kaydedilen bu konularla ilgili olarak gerçeği bilecek bir konumda olduğumuzu halâ iddia edebilir. Bildiğimizi iddia ettiğimiz çok az şeyden bile nihai olarak şüphe duyması üçüncü bir faktörden; c) yani deneyimlerimizi tanımlamak için kullandığımız dile ilişkin analizinden kaynaklanmaktadır. Mauthner, dilin esasen yanıltıcı olduğunu savunmaktadır. Dilin en açık biçimde yanıltıcı özelliği, onun içkin temellendirme eğilimidir. Mauthner'e göre duyularımızın yalnızca nitelikleri veya niteliklerin değişikliklerini kaydettiği yerde, şeyler hakkında, kendi kendine yeten bir şekilde var olanlar hakkında konuşmaya meyilliyizdir. Bu tözlere ulaşmamızı sağlayan soyutlama/şeyleştirme süreci, özünde dil bilgisel tözün tutarlı kullanımından başka bir şey değildir. Aslında, asli unsurların kullanımında bir sınır yoktur. Mauthner'e göre kendimizi değerler, yasalar veya diğer en genel kavramlar hakkında sanki keşfedilmek ve konuşulmak için oradaymış gibi konuşurken buluruz. Son olarak belirtmek gerekirse, onun epistemolojisiyle dil eleştirisi iç içe geçmiştir ve epistemolojisi anlaşılmadan dil eleştirisi de anlaşılamaz. Ve Mauthner'e göre: "Dilin büyüsüne kapılan bizi ondan kurtaramaz: Söz açlığıyla, söz sevgisiyle, sözcüklerin kibriyle, dünün, bugünün ya da yarının dilinde, pıhtılaşmış dilde bir kitap yazmaya koyulan kişi. kendinden emin ve istikrarlı bir adımla, dilden kurtulma görevini üstlenemez."
Yapıtları
Felsefe Alanındaki Eserleri
- Beiträge zu einer Kritik der Sprache, three volumes, Stuttgart: J.G. Cotta, 1901-1903.
- Aristoteles, 1904
- Spinoza, 1906
- Die Sprache, 1907
- Wörterbuch der Philosophie, 1910-11, 1923-24
- Schopenhauer, 1911
- Der letzte Tod des Gautama Buddha, 1913
- Der Atheismus und seine Geschichte im Abendlande (4 kitap), 1920-23
- Muttersprache und Vaterland, (1920)
Kurgu Eserleri
- Anna, (1874)
- Lyrik
- Die große Revolution, (1872)
- Nach berühmten Mustern, hiciv, (1878 - 1889)
- Einsame Fahrten, (1879)
- Vom armen Franischko, öykü, (1879)
- Die Sonntage der Baronin, (1881)
- Der neue Ahasver, (1882)
- Dilettantenspiegel, hiciv, (1883)
- Gräfin Salamanca, (1884)
- Xanthippe, (1884)
- Berlin W. (Roman Üçlemesi): Quartett, (1886); Die Fanfare, (1888); Der Villenhof, (1890)
- Der letzte Deutsche von Blatna, roman, (1887)
- Der Pegasus, (1889)
- Zehn Geschichten, (1891)
- Glück im Spiel, (1891)
- Hypatia, (1892)
- Lügenohr, (1892)
- Kraft, roman, (1894)
- Die Geisterseher, roman, (1894)
- Die bunte Reihe, (1896)
- Der steinerne Riese, roman, (1896)
- Die böhmische Handschrift, roman, (1897)
- Der wilde Jockey, (1897)
- Der letzte Tod des Gautamo Buddha, roman, (1913)
- Der goldene Fiedelbogen, (1917)
Denemeler ve Teorik Çalışmalar
- Kleiner Krieg, (1879)
- Credo, (1886)
- Tote Symbole, (1892)
- Zum Streit um die Bühne, (1893)
- Totengespräche, (1906)
- Gespräche im Himmel und andere Ketzereien, (1914)
Çevirileri
- Henriette Marechal, Edmond de Goncourt tarafından, (1895)
Editoryal Çalışmaları
- Wochenschrift für Kunst und Literatur, (1889-1890)
- Magazin für die Literatur des In- und Auslandes, (1991)
- Bibliothek der Philosophen, 1911'den itibaren.
Derlemeleri
- Ausgewählte Schriften, 6 kitap, (1919)
Çeşitli Alanlar
- Erinnerungen, otobiyografi, (1918)
- Selbstbiographie, (1922)
Kaynakça
- ^ Fritz Mauthner'in hayatını aktarırken, Joachim Kuhn'un Gescheiterte Sprachkritik adlı eserinin belli bölümlerini İngilizce'ye çeviren ve Functionalism and Fin de Siecle eserinde kullanan Katherine Arens'in anlatımlarına sıklıkla başvuruyoruz. Arens, Katherine. (1984). Functionalism and Fin de siècle: Fritz Mauthner's Critique of Language. Bern: Peter Lang, 1984., ss.1-15
- ^ Piaristgymnasium, 16. yüzyılın son yıllarında Roma'da kurulan bir orta öğretim enstitüsü olan Scuole Pie'nin (dini okullar) düzenli katipleri olan tarikatlarından birinin okuludur.
- ^ Matura, bazı Avrupa ülkelerinde genç yetişkinlerin (18 veya 19 yaşlarında) orta öğretimlerinin sonunda girdikleri final sınavları için yaygın olarak kullanılan kelimedir.
- ^ Arens, Katherine. (1984), ss.1-15
- ^ . Encyclopedia Britannica (İngilizce). 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Nájera, Elena. "Wittgenstein versus Mauthner: Two critiques of language, two mysticisms". From the ALWS archives: A selection of papers from the International Wittgenstein Symposia in Kirchberg am Wechsel (İngilizce). 6 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2021.
- ^ Maria Kager (2018) James Joyce and Fritz Mauthner: Multilingual Liberators of Language, The Germanic Review: Literature, Culture, Theory, 93:1, 39-47, DOI: 10.1080/00168890.2018.1396082, s.41
- ^ . Rainer Ebert (İngilizce). 3 Mayıs 2012. 28 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2020 Edition), Edward N. Zalta (ed.), Cristaudo, Wayne (20 Mart 2008). "Eugen Rosenstock-Huessy".
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008). Wittgenstein'ın Viyanası. İstanbul: Paradigma Yayıncılık., s.134
- ^ Wittgenstein, L. (Mayıs 2016). Tractatus Logico-Philosophicus. Aruoba, Oruç tarafından çevrildi. Metis Yayınları. s. 47.
- ^ Dapía, S. (2006). The Metaphor of Translation: Borges and Mauthner's Critique of Language. Variaciones Borges, (21), 23-85. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/24880522, S.27
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.136
- ^ Dapia, Silvia. "THE METAPHOR OF TRANSLATION: BORGES AND FRITZ MAUTHNER'S CRITIQUE OF LANGUAGE" (İngilizce). 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. (2006), s.27
- ^ Dapia, S. (2006), s.28
- ^ Garforth, J. (2004). Samuel Beckett, Fritz Mauthner, and the Whoroscope Notebook: Beckett’s Beiträge zu einer Kritik der Sprache. Journal of Beckett Studies, 13(2), 57. Retrieved June 18, 2021, from https://www.jstor.org/stable/26468967
- ^ Rainer, E., On Die Sprache
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.137
- ^ Weiler, Gershon (1958). "On Fritz Mauthner's Critique of Language". Mind. 67 (265): 80-87. ISSN 0026-4423. 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2021.
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.138
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.141
- ^ Ebert, R., On Die Sprache
- ^ a b Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.144
- ^ Weiler, G., (1958), s.85
- ^ Weiler, Gershon (1970). Mauthner’s Critique of Language. Cambridge University Press. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Haziran 2021.
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.142
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.143
- ^ Garforth, J. (2004), s.61-62
- ^ Bredeck, E. (1990). Crumbling Foundations: Fritz Mauthner and Philosophy after "Philosophy". Modern Austrian Literature, 23(2), 41-53. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/24648032, s.43
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.145
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.146
- ^ Ebert R. On Die Sprache
- ^ Ben-Zvi, L. (1982). Mauthner's "Critique of Language": A Forgotten Book at the "Wake". Comparative Literature Studies, 19(2), 143-163. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/40246311
- ^ Weiler. G. (1958), s. 87
- ^ Weiler, G. (1964). Fritz Mauthner as an Historian. History and Theory, 4(1), 57-71. doi:10.2307/2504202
- ^ Janik, A., & Toulmin, S. (2008)., s.148
- ^ Bredeck, E. (1990), s.41
- ^ Dapía, S. (2006). s.25
- ^ Bredeck, E. (1990). s.42
- ^ Arens, K. (1982). Linguistic Skepticism: Towards a Productive Definition. Monatshefte, 74(2), 145-155. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/30165308, s.145-146
- ^ Cassirer, E. (1980). İnsan Üstüne Bir Deneme. İstanbul : Remzi Kitabevi, s.34
- ^ Sjöberg, S. (2013). Mysticism of Immanence: Lettrism, Sprachkritik, and the Immediate Message. Partial Answers: Journal of Literature and the History of Ideas, 11(1), 53-69, s.59
- ^ Cassirer, E. (1980), s.34
- ^ Stoothoff, R. (1973). The Philosophical Quarterly (1950-), 23(90), 81-83. doi:10.2307/2217743
- ^ Weiler, G. (1964), s.58
- ^ Kager, Maria (2 Ocak 2018). "James Joyce and Fritz Mauthner: Multilingual Liberators of Language". The Germanic Review: Literature, Culture, Theory. 93 (1): 39-47. doi:10.1080/00168890.2018.1396082. ISSN 0016-8890. s.46
- ^ Arens, K. (1984). Functionalism and fin de siecle: Fritz Mauthner's Critique of Language. P. Lang. s.268-271
Konuyla ilgili yayınlar
- Weiler, G. (1958). On Fritz Mauthner's Critique of Language. Mind, 67(265), 80-87. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/2251340
- Weiler, G. (1964). Fritz Mauthner as an Historian. History and Theory, 4(1), 57-71. doi:10.2307/2504202
- Weiler, G. (1970). Mauthner’s Critique of Language. Cambridge University Press.
- Stoothoff, R. (1973). The Philosophical Quarterly (1950-), 23(90), 81-83. doi:10.2307/2217743
- Ben-Zvi, L. (1982). Mauthner's "Critique of Language": A Forgotten Book at the "Wake". Comparative Literature Studies, 19(2), 143-163. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/40246311
- Arens, K. (1982). Linguistic Skepticism: Towards a Productive Definition. Monatshefte, 74(2), 145-155. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/30165308
- Arens, K. (1984). Functionalism and fin de siecle: Fritz Mauthner's Critique of Language. P. Lang.
- Bredeck, E. (1990). Crumbling Foundations: Fritz Mauthner and Philosophy after "Philosophy". Modern Austrian Literature, 23(2), 41-53. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/24648032
- Garforth, J. (2004). Samuel Beckett, Fritz Mauthner, and the Whoroscope Notebook: Beckett’s Beiträge zu einer Kritik der Sprache. Journal of Beckett Studies, 13(2), 49-68. Retrieved June 18, 2021, from https://www.jstor.org/stable/26468967
- Dapía, S. (2006). The Metaphor of Translation: Borges and Mauthner's Critique of Language. Variaciones Borges, (21), 23-85. Retrieved June 18, 2021, from http://www.jstor.org/stable/24880522
- Sjöberg, S. (2013). Mysticism of Immanence: Lettrism, Sprachkritik, and the Immediate Message. Partial Answers: Journal of Literature and the History of Ideas, 11(1), 53-69
- Maria Kager (2018) James Joyce and Fritz Mauthner: Multilingual Liberators of Language, The Germanic Review: Literature, Culture, Theory, 93:1, 39-47, DOI: 10.1080/00168890.2018.1396082
Dış Bağlantılar
- Yahudi Tarihi Merkezi (Center of Jewish History) sitesinde Fritz Mauthner'in eserlerine ücretsiz erişim 14 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Internet Archive sitesinde Fritz Mauthner'in eserlerine ücretsiz erişim
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde onerilmeyen bicimde kaynaklandirilmistir Gosterilen kaynaklar kaynak gosterme sablonlari kullanilarak dipnot belirtme bicemine uygun olarak duzenlenmelidir Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Haziran 2021 Fritz Mauthner 22 Kasim 1849 29 Haziran 1923 Avusturyali yazar gazeteci tiyatro elestirmeni ve hicivci Filozoftan cok gazeteci olmasina ragmen insanin bilgisi ve dil felsefesi konularinda nominalizmle birlikte felsefi supheciligin savunucusudur Fritz MauthnerDogum22 Kasim 1849 BohemyaOlum29 Haziran 1923 73 yasinda Meersburg AlmanyaMilliyetAvusturyaliEgitimCharles UniversitesiMeslekGazeteci Tiyatro elestirmeni HicivciHayati ve EserleriMauthner Bohemya Horice li asimile edilmis bir varlikli bir Yahudi ailenin cocugu olarak dunyaya geldi Emmanuel ve Amelie Mauthner in alti cocugundan dorduncusuydu Ortaogrenimini dogdugu yerde gordukten sonra 1855 yilinda ailesi cocuklarinin daha iyi egitim alabilmesi icin Prag a tasindi Ogrenim surecinin devami bir sureligine baba Mauthner in bes oglu ve birkac kuzeniyle calismak uzere gorevlendirilen ozel bir ogretmenin himayesinde gerceklesti Bu tek ogretmenin mufredati Mauthner i kalici kotu etkileri olacak olan Gymnasium a hazirlanmasina hizmet etmiyordu Ogrenimindeki eksiklikleri gidermek icin onu 1857 de Klippschule adli ozel bir Yahudi ilkokuluna gonderdiler Bu okul istisnai bir ogrenci olan Mauthner e herhangi bir entelektuel tesvik saglamamasinin yani sira Mauthner in tum hayati boyunca kesin bir sekilde kizdigi Gymnasium a girisini de geciktirdi Ancak 1861 de Piaristengymnasium a girmesiyle bu kusurlar giderilebildi Boylelikle Mauthner icine yerlesecek olan etnik ofkeyi bilmeksizin Eski Sehir deki daha asagi duzeyde sayilabilecek bir Alman okuluna kaydoldu ve aldigi egitimle Ceklere karsi guclu bir dusmanlik beslemeye basladi 1866 da Mauthner okulundan bikmisti Anne ve babasindan ustun bir Alman kurumu olan Kleinseitnergymnasium a gecmesine izin vermelerini istedi Ailesinin ikna olmasinda Prusya birlikleriyle sehre yuruyen Alman yanlisi duygu dalgasinin yardimi oldu Sonunda Mauthner iyi bir egitimi oldugunu varsaydigi Alman Gymnasium unda ogrenim goruyordu ve boylece 1869 da okul bitirme sinavi olan Matura yi basariyla gecti Ayni zamanda Almanya nin degisik universitelerinde hukuk dilbilim ve felsefe egitimi almisti Mauthner in okullar ve bolgeler arasindaki gecisleri sebebiyle o zamanlarda tanistigi etnik ve dilsel problemler onun hayati boyunca ugrasacagi meselelere donusmustur En basindan beri Avusturya geleneginden fazlasiyla etkilenen Mauthner kismen aile orneginin buyusu altinda gazeteci olmaya karar verdi Fakat ebeveynlerinin isteklerine uymak icin hukuk okuluna kaydolup sonunda Rechtshistorische Staatspriifung u Hukuk Tarihinde Devlet Sinavi basariyla gecti Ancak egitimi boyunca beseri bilimler alaninda dersler almayi surdurdu Mauthner ailesinin yani sira kendisinin de cok istedigi gazetecilik hayatina ancak 1874 te babasinin vefatindan sonra Prag daki kuzeninin sahibi oldugu bir Alman gazetesinde tiyatro elestirmeni olarak baslayabilmistir 1876 yilinda 27 yasindayken Berlin e gitmeye karar verir Berliner Tageblatt in editoru Arthur Levysohn onu yeni kurmakta oldugu kadroya dahil eder ve Mauthner in kariyeri ciddi anlamda baslamis olur Mauthner o yillardan itibaren araliksiz olarak cok genis alanlarda bircok farkli konuyu isleyen eserler vermeye baslayacaktir Bunlarin arasinda guncel veya tarihsel kurgu romanlar parodiler hicivler incelemeler ve tiyatro oyunlariyla siirler vardir Romanlari ve Klasik Alman siirlerinin populer parodileri onun biraz taninmasini saglamistir Ancak 1885 yilinda yazdigi Aturenbriefe isimli eseri bize Mauthner in gecmisiyle surukledigi ve geleceginde yakindan ilgilenecegi dil elestirisinin ipuclarini verir Katherine Arens in aktardigina gore eser yalanlarin dilin bir parcasi olmadigi bir ulkenin hayali tarihini anlatmaktadir Mauthner Friedrich Nietzsche ve in Shakespeare Studien ini okumustur Bunlarin yaninda dilin sahteligine olan inancinin bedenlesmis hali olarak gordugu Bismarck a eylemli bir yasami sozcukleri ve ideolojileri kucumsemeyle birlestirdigi icin hayranlik duyuyordu Daha sonra butun yonelimlerini ve calismalarini bagimsiz bir dil felsefesinin olusturulmasi konusunda toparladi 1895 te Berliner Tageblatt in editoru oldu Mauthner in sahadaki resmi atilimi 1898 de Cotta nin onun dil elestirisi kitabini yayinlamak icin bir sozlesme imzalamasiyla ve bankaci kardesinin masraflari karsilamayi kabul etmesiyle gerceklesti Ona asil ununu bagislayan bu eser 1901 1902 yillarinda uc cilt halinde Bir Dil Elestirisi ne Katkilar Beitrage zu einer Kritik der Sprache Contributions to a Critique of Language adiyla yayimlanmistir Kritik uc cilt ve 2 200 sayfadan fazla bir alana yayilan muazzam bir calisma butunudur ve Hans Sluga nin gozlemledigi gibi Mauthner sezgilerini metninin muazzam kulliyatinda gevsekce dagitir Bu eser 19 yuzyilin sonunda felsefeyi donusturmeye baslayan ve sonraki yuzyilda disiplinin cogunu sekillendiren dilsel donusumun kilometre tasi olarak kabul edilir 1905 yilinda Berlin den ayrilmaya karar veren Mauthner Freiburg a gecti Dilbilimsel elestiriyle birlikte okuyucularinin buyuk eserine yogunlastirmasina ve eserin populerlestirilmesine hizmet eden Die Sprache adli kisa makalesini yayimlayan Martin Buber ile de burada tanisti Bu eser onun Katkilari nin bazi ana fikirlerini yogun bir bicimde yineleyen ve bunlarin bilimsel felsefi dini ve sosyo politik dusunceyle ilgilerini gosterir Mauthner 1910 yilinda evlendigi doktor ve yazar olan esi Hedwig Harriet Straub un yanina tasindi Esinin de yardimlariyla sozcuklerin metaforik kokenlerini gosterdigi Der Worterbuch isimli sozlugunu 1911 yilinda tamamladi Meersburg Mauthner in son inziva yeri ve siginagi oldu son buyuk romani Der letzte Tod des Gautama Buddha hem ic huzurunu hem de geleneksel felsefi degerleri reddetmesini yansitir Onun dil elestirisi de Wittgenstein da oldugu gibi bir mistisizmle sonuclanir Mauthner son enerjilerini olum doseginde kanitlarini duzelttigi Der Atheismus und seine Geschichte im Abendlande nin 1920 23 dort cildine yogunlastirmistir 1925 yilinda yayimlanan Drei Bilder der Welt isimli edebi felsefi mirasinin kucuk bir kismi olan bu kitap dile uygulanabilir olarak Kantci kategori kavraminin potansiyel bir yeniden tanimini arastirir Rosenstock Huessy Mauthner icin O 6000 sayfa yazdi ve bir bucuk milyon kelimeyle tum kelimelerin yalan oldugunu kanitladi diye yazar Buyuk otodidaktin vasiyet ettigi uzere 1923 yilindaki vefatindan sonra mezarinin kitabesine yasamina uygun olarak alt tonu vurgulayan su cumle yazilmistir Vom Menschsein erlost Insan Olmaktan Kurtarildi Fritz Mauthner in dil elestirisine yonelik kararli yaklasimi bize bir calisma nesnesi olarak oldukca kendine ozgu ancak yine de etkileyici bir yapit saglamistir Bir drama elestirmeni olarak felsefe ve edebiyat arasindaki sinirlari bizatihi kisiligi ile asan Bohemyali yazar Mauthner genis capli bir dil elestirisine Sprachkritik kalkisan ilk dusunurdur Ludwig Wittgenstein in iki donemindeki dil elestirisini de etkileyen Mauthner Wittgenstein in Tractatus Logico Philosophicus isimli eserinde adi gecen uc dusunurden biri olarak yerini almistir Mauthner in Dil Elestirisi Sprachkritik Platon un magarasinda sirtlari girise donuk oturan magara sakinleri Girisi tesadufen gecenlerin yalnizca golgelerini algilayabilirler Beitrage 1 330 331 Fritz Mauthner in bir filozoftan cok gazeteci ve yuzyil sonu Avrupasi nin bir entelektueli olarak tecrube ettigi politik fikirlerin calkantisi onu sonunda tutarli bir nominalist bilgi teorisi ortaya koyma girisimine tesvik etti 20 yuzyilin ilk ceyreginde yazilan Bir Dilin Elestirisine Katkilar isimli eserinde septik ve nominalist tutumuyla bir dil elestirisi gelistirdi Bilginin imkanini kabul eden epistemolojilere karsi supheci tavrini koruyan eser bilginin hangi sartlarda mumkun oldugu sorusunu bir kenara birakarak tekrar bilginin imkanini sorgular Radikal bir supheci olan Mauthner Die Sprache eserinde bilginin imkansiz oldugu sonucuna ulasir Fakat oncelikle onu boylesine suphecilige ve nominalizme iten sebepleri sorgulamak gerekir Caginda sikca kullanilan Volk Ulus ve Geist Tin gibi sozcukler politik buyuculukte oldukca goz kamastirici bir guce sahiplerdi Mauthner boylesine soyut olan kelimelerin daha yalin ve daha somut olanlara karsi tercih edilmelerine ve bu soyut kelimelerin yardimiyla olusturulan kitlesel kontrolsuz hareketler karsisinda rahatsizlik duyuyordu Oyle ki bu sebeple insa ettigi epistemolojisine politik bakimdan daha liberal ve anti otoriteryen bir perspektif karismistir O da tipki diger cogu cagdasi gibi Ernst Mach in yeni ampirizminden etkilenmekteydi ve Humecu kuskuculuguyla beraber bu goruslerini sentezlemeye calisti Boylelikle kelimelere karsi supheciligiyle onlarin kendi gerceklikleri oldugu fikrini yadsiyarak nominalist bir tutum sergiler Kelimelere karsi suphe davasini insan deneyiminin elestirel bir aciklamasiyla baslatir Duyularimizla algiladigimiz seylerin dikkatimize ilgilerimize ve ihtiyaclarimiza bagli oldugunu ve dolayisiyla duyularimizin olumsal oldugunu ileri surer Dapia nin aktardigi uzere Mauthner Zufallssinne olumsal rastlantisal duyular terimini daha cok rastgele duyular anlaminda kullanir Ayrica aklimiz da duyumlarimiza dayandigindan Mauthner aklimizin da Zufallsvernunft rastlantisal akil oldugunu ileri surer Oyleyse Mauthner gerceklige erisimimizin iki sekilde sinirli veya kisitlanmis oldugu sonucuna varir Bir yandan daha once de belirttigimiz gibi duyu aygitimiz dunyanin farkli yonlerini rastgele secer ve digerlerini bir kenara birakir Ote yandan kavramlarimiz da gercege erisimimizi engellemektedir Ilk kismi ele alacak olursak Mauthner in zaten duyumlarin genelgecer bir bilgi saglayamayacagina olan inanci aciktir Adlarin en iyi kosullarda duyumlarin algiladiklari seylerin metaforlari oldugunu ileri surmesiyle beraber geleneksel nominalizmden de bir adim oteye gitmistir Bu Mauthner icin dil ile gerceklik arasindaki bagin olgusal anlamda da kopusuna isaret eder Fakat ikinci kisimda Mauthner kavramlarimizin da bir engel oldugunu belirtmektedir Mauthner kavramlarin kelimeler ve konusmayla ve haliyle dusunceyle de ozdes olmasi gerektigini savunan dusunurler arasinda yer alir J A Garforth un ilettigine gore Mauthner Butun dusunce dilin sozcuklerinde gerceklesir ve dusunce yalnizca sozcuklerin belirsiz dogasi kendi kendini cozdugu zaman cozulur demektedir Ancak dil ile dusunce arasindaki bagda kavramlar gercege erisimimizi nasil engellemektedirler Kavramlar seylerin ozlerini kavramazlar mi Bu sorulara cevap olarak Mauthner duyumlarimizin yararli olana yoneldigini bir seyin yararli olmasinin o seyin dogrulugunu gostermeyecegine dikkat ceker Ek olarak ona gore duyumlarimizi dile cevirdigimizde gerceklikten bir adim daha uzaklasiriz Bu surecte her zaman bir seyler kaybolur Ebert in Die Sprache den alintiladigi sekliyle Mauthner dogayi Dilin kaba penceleri tarafindan ele gecirilemeyecek kadar kurnaz olarak tanimlayarak dil ve dis dunyanin ikiligini belirterek dilin acizligini vurgular Boylelikle o dilin dunyanin bir tasvirini vermekten cok uzak oldugunu da kabul eder Dilin de zaten en iyi ihtimalle metaforik oldugunu belirtir Mauthner gercekligi sifat ve esasen niteliksel olarak kavradigindan deneyimlerimizi tanimlamak icin adlastirma yapmamizi ozellikle sorunlu bulur Mauthner bilim ve felsefedeki hatalarin ve kafa karisikliklarinin ve bazen de sosyo politik kotuluklerin bir seylerin isimleri icin adlastirmanin yanlis yapildiginda ortaya ciktigini savunur Bu yuzden o bunlardan hareketle felsefenin programinin tam olarak nasil olmasi gerektigi konusunda radikal sonuclara ulasir Felsefe bilgi teorisidir Bilgi teorisi dilin elestirisidir Sprachkritik Ancak dilin elestirisi dusunceyi ozgurlestirmek adina yapilacak bir istir ve insanlar dunyanin ya gundelik dili ya da felsefi dili kullanan metaforik tasvirinin bildliche Darstellung otesine gecmeyi asla basaramazlar Weiler Mauthner in dili asma cabasini Kantci caba olarak goren dusunurlerden yalnizca biridir Ona gore dil anlasilabilmesi icin asilmasi gereken bir seydir Cunku deneyim Kant a gore onu anlasilir kilmak icin otesine gecilmesi gereken bir seydir Dusunen insanoglunun en onemli isi olan dil elestirisine yukselmek istiyorsam o zaman arkamdaki ve icimdeki dili adim adim yok etmeliyim Merdivenin her basamagini uzerine cikarken yok etmeliyim merdivene tirmanmak bilgi cabasi anlamina gelir Mauthner oldugu haliyle dunyanin gercek bilgisi anlamindaki bilginin her yeni adimda elde ettigimiz seyin cok basit bir nedenden dolayi bizden sonsuza dek kacacagini kabul eder Mauthner e gore bunun sebebi kelimelerden ve onlarin metaforik dogasindan baska bir sey degildir Iste Kantci etkinin ana noktasi budur Yani kendinde sey kavrami burada bilinemez olarak gorunur Mauthner e gore dilin elestirisi kelime batil inanclarindan soz hurafelerinden Wortaberglauben kurtulma dilbilgisinin metafizik uzerindeki etkisini ortaya cikarma ve makul olarak soylenmesi gerekenlere sinirlar koyma cabasidir ve yalnizca bu yontemle mumkundur A Janik ve S Toulmin in de belirttigi uzere Mauthner Kantci bir gorev olarak kabul ettigi dilin dogasi ile sinirlarini belirleme gorevini ustlenmistir O halde Mauthner in cabasini anti metafizik olmasi ve soylenebilir olanin sinirlarini belirlemeye calismasi olcusunde Kantci bir caba olarak kabul edebiliriz Mauthner metafizik olan kavramlarin elenmesi icin seylestirme kavramini kullanarak dil araciligiyla varliklari mesrulastirilan metafizik kavramlarin reel dunyada olmadiklarini gostermeye calisiyordu Mauthner in Worterbuch kitabinda yani anti metafizik sozlugunde yapmaya calistigi sey de budur Mauthner ise her bir terimin psikolojik kaynagini yani terimin dogdugu duyu verisi turunu aciklayarak baslar Sonra o ornegin ilk basta sifat islevi goren bir terimin nasil ada donustugunu ve seylestirme surecinin verili terime nasil uygulandigini aciklar Boylelikle o en sonunda bu degismelerin felsefe tarihiyle baglantisini kurarak tum bu sureclerde felsefenin gundelik dilin rafine edilmis halinden baska bir sey olmadigini gosterir O siradan insanlarin gerceklige soyut ve genel terimler atfetmeleriyle ortaya cikan dildeki karmasayi dilin kendi dogasinda bulunan seylestirme egiliminin dogal bir sonucu olarak kabul eder Mauthner seylestirmeyi metafizik olan entitelerin mevcudiyetini varsaymayi gerektirdiginden dolayi reddeder Ona gore metafizik ile dogmatizm ayni madeni paranin iki yuzu gibidir Yine Ebert in Die Sprache den aktardigina gore Mauthner batil inanclilari yanlis yonlendiren bu tur hayaletimsi sozcuklere ornek olarak felsefede toz nesne ahlak ve psyche kavramlarini verir Bilimde ise element yakinlik guc madde ve enerji gibi yanlis yola surukleyici nosyonlarin adlarini saymaktadir Dinde ise Tanri Seytan gibi kavramlarin yani sira siyasette irk ve devlet gibi sikca kullanilan kavramlari ele alarak inceler Ornegin ruh kelimesinin kokenine kadar geriye gittigimizde ve kavramin ortaya ciktigi psikolojik kosullari anladigimizda ruhun dissal bir varlik olarak varsayilmasinin garanti edilmedigini goruruz Ruh Mauthner e gore sadece bir kelimedir gercek hicbir seye karsilik gelmez Onun amaci metafizikcilere kendilerini yonelttikleri butun sorunlarin kaynaginin bir kural disi hamleye yani yalnizca algiladigimiz ozelliklere tekabul eden nesneler bulundugu iddiasina dayandigini gostermektir Mauthner in vardigi sonuclarindan bir digeri de duyu aygitimizin rastlantisal dogasinin zorunlu dogru olarak adlandirilan seyi butun zamanlar icin dogru ve gecerli bilgiyi bizim icin imkansiz hale getirdigi sonucudur Tum bunlarla birlikte sosyal hayatta kultur ve dil gibi kavramlarin safligina ya da kirliligine olan toplumsal takintiyi da gozlemleyen Mauthner nihayetinde kendisi de bir tumel olarak seylestirilen dili reddeder Sozcuklerin yuzyillar boyunca gezinirken baska kulturlere farkli bicimlerde odunc olarak girmeleri onlari en sonunda gerceklikten uzaklastirmistir Tum kelimeler metaforlarda veya metaforlarin metaforlarinda koklenir Onlar her zaman statu nascendi olus halinde dirler Metaforik bir sey olarak dil metaforik dogasi geregi belirsizdir Oyle ki bir kimse ister baska birinin soylemekte oldugu seyi isterse de kendi soyledigi seyi anliyor olsun onun kesin olarak dogru seyi anladigi soylenemez Weiler in Mauthner den aktardigina gore o Dil yoktur o bir soyutluktur Ayni nehre iki kez giremeyecegimiz fikri dil icin de gecerlidir demektedir Ve dilin gerceklikle bagini ortadan kaldirdiginda Yalnizca konusma organlarimizin anlik hareketi gercektir diyerek dili tikel bireylerin bir islevine indirger Weiler in 1970 yilindaki baska bir makalesinde de belirttigi uzere Mauthner in duyularin rastlantisalligi argumani onun en ozgun ve merkezi felsefi anlayisidir Bu noktaya kadar ulastigimiz sonuclari ozetlemek gerekirse Mauthner in duyu verilerini rastlantisal dili de metaforik olarak kabul etmesinden dolayi onun epistemolojisi bilgiye ulasmanin imkansizligi varir Mauthner in insa ettigi epistemolojisinin vardigi sonuclar dilin elestirisinde elestirinin kendisinin bile genelgecer bir dogruya sahip olamayacagi dusuncesiyle Sokrates e benzer bir uslupla ogrenilmis cehalet gorusune benimsemeye donusur Sozluk unun yonteminden de anlasilacagi uzere onun yontemi psikolojik ve tarihseldir Her ne kadar Mach in fizik alaninda gelistirdigi dil elestirisine benzerlikler tasisa da Mauthner in asiri kuskuculugu onu Mach tan ayirir Mach duyularin analiziyle ugrasirken Mauthner psikolojik indirgemeye bulasir Mauthner in teologlara ideologlara metafizikcilere ve materyalistlere karsi actigi savas onu dil elestirisinde baska bir boyuta yonlendirir Dilin de tum diger seyler gibi seylestirmeye kurban gittigini goren Mauthner dilin entite olmadigini belirttikten sonra onun yalnizca insani bir etkinlik oldugunu one surer Ancak bu etkinlik Mauthner e gore amacli bir etkinliktir Dil bir oyun gibi bir insan etkinligidir ve ortak duyumlarin hafizasini yansitir A Janik ve S Toulmin in Sprache den alintiladigi bolumde Mauthner Dil tipki bir oyun kurali gibi sadece bir konvansiyondur ne kadar katilimcisi varsa o kadar zorlayicidir Bu yuzden dil reel dunyayi ne kavrayabilir ne de degistirebilir diye belirtmekte ve dilin konvansiyon oldugunu vurgulamaktadir Mauthner dili sosyal yapinin bir parcasi olarak kabul etmekte ve onu sosyal bir fenomen olarak kulturun geleneklerinin tasiyicisi olarak ele almaya baslamaktadir Hatta dili daima kulturun ortak duyu aygiti olarak nitelendirerek toplumun hafizasiyla es tutar Bu iddialar kabul edildigi takdirde dilin anlaminin kultur tarafindan gelenek araciligiyla tasindigi iddiasi da kabul edilmis olur Yalin duyu izlenimlerinin anlamin kaynagi olamayacagi gorusunde israr eden Mauthner benzer sekilde dilin kendisinin de duyumlarin karakterlerini paylasamayacagini dusunur Ornegin iki insan dusunelim Her biri rastlantisal duyumlar tarafindan belirlenen izlenimlere sahip olsunlar ve bu izlenimlerine birlikte bir ad koymak istesinler Mauthner in bu noktaya kadar gelen argumanlarindan hareket edersek iki insanin da dogru izlenimlere dogru adi verdiklerinden asla emin olamayiz Mauthner icine dustugu bu gerilimden Mach in populerligini kazandirdigi dilin insanin biyolojik yonunun pragmatik bir hayatta kalma araci oldugu teziyle kurtulmaya calisir Boylelikle Mauthner icin dil elestirisi yeni haliyle pragmatist ve islevselci bir dil teorisine donusur Dil simdi insan turunun bekasi ve hayatin zorunlu temeli olarak anlasilmaktadir Ancak yine de Mauthner felsefi ampirist temellerinden kopmak istemez Iki insanin ayni kelimeyi isittiklerinde zihinlerindeki temsillerin birbirlerinden tamamiyla farkli olabilecegine iliskin algisal durumu reddetmez Boylelikle dil bir yandan bir bilgi edinme araci olarak kullanildiginda bize yalnizca engel olusturur Ancak sosyal boyutlar icerisinde eyleme gectigimizde dil yardimci arac konumuna donusur Oyleyse Mauthner in insanlar arasinda dil araciligiyla kurulan iletisimin ortaklik icerdigi dusuncesini yadsidigini kolaylikla soyleyebiliriz A Janik in aktardigina gore Mauthner Dil yalniz izole bireyin sahip oldugu bir sey degildir cunku o sadece insanlar arasinda var olabilir Yine de dil iki insan icin ortaklasa sahip olduklari bir sey degildir cunku iki insan asla ayni seyi ayni kelimelerle kavrayamaz demektedir Bu cumleler bize Mauthner in iflah olmaz bir subjektivizme daldigini gosterir Bilginin bilinse dahi aktarilamayacagi tezi Gorgias tan sonra tekrar hortlamis gibidir Metaforik dogasiyla tek sesliligi dolayisiyla da objektiviteyi engelleyen dil o halde nedir Acikcasi Mauthner in basarmaya calistigi sey dilin metafizik soylemlerden arindirilmasidir Mauthner e gore ayni zamanda bir bilimsel enstruman olarak dilin yetersizliginin de gosterilmesi gerekmektedir Bir sanat elestirmeni olarak dilin yalnizca bireyler arasindaki subjektif durumlara aracilik eden yani duygularin aktarimina aracilik eden bir ozelligi oldugu sonucunu cikarir Dilin dogasinin metaforik oldugu argumani dil siire uygulandiginda olumlu sonuclar verir Cunku siirin dogasi da metaforik yapiya sahiptir ve birbirlerine iyi adapte olurlar Fakat asil karsi cikis felsefeye ve bilime iyi adapte olamayan diledir Mauthner in siir diliyle bilimsel dilin arasinda gordugu metaforik gecis E Bredecek in de dikkatimizi cektigi uzere sozcuklerin gecmislerinin izini surmekten cikarilacak dersin bir zamanlar siirsel kullanim sayilan seyin baska bir anda terimin tarihinin oldukca farkli algilanabilecegine iliskin ayrimla ortaya cikar Kelimelerin kavramsal icerigini surekli elde tutmak imkansizdir Bu yuzden dunyanin dil icinde bilgisi imkansizdir Oysa kelimelerin duygu icerigini elde tutmak mumkundur Bu yuzden sanat dil icinde soz sanatlari ve siirle mumkundur Mauthner matematigin ve diger butun entelektuel disiplinlerin tamamen varsayimsal oldugunu savunmaktadir Yola ciktiklari tanimlarin otesine gecemezler Matematiksel cikarimlar bilgimizi bu tanimlardan daha fazla artirmaz A priori bilgi fikrini hizla reddeden Mauthner neredeyse tamamen ampirik bilgi olasiligina odaklanir Onun supheciligi dil elestirisine siki sikiya baglidir Felsefenin gorevi ise felsefe ya da bilim yaparken anlamli bir sekilde konusma aliskanligimizi unutmamiza yardimci olmaktan ote bir sey degildir Bilimin fiili basarilari elestirisindeki duyularin rastlantisalligi dusuncesiyle her ne kadar celisse de o bu konuda geri adim atmaz J S Mill in ampiriziminin takipcisi olarak Mauthner bilimsel hipotezleri yalnizca gozu kapali iyi tahminler olarak saymaktadir Butun bilimlerin temelinde yalnizca iyi tumevarimlar vardir Eger ki bunlar sadece iyi tumevarimlar ve gozu kapali iyi tahminlerse bilimsel olarak doga yasalarinin kesfi denilen sey de yalnizca bir batil inanctir Mauthner doga yasalari nosyonunu tipki gecmisteki mitolojik antropomorfizmlerde oldugu gibi modernitede de bunu seylestirme araciligiyla dogayi kisilestirdigimizi iddia eder Acikca ona gore doga yasalari da metaforik olana indirgenmekten pacasini kurtaramaz Aslinda der Mauthner Hicbir yerde yasalar denilen seyler yoktur Sans fenomenleri vardir sadece Modern fizik biliminde Darwin in evrimi bir aciklama ilkesinden hareketle doganin metafizigine donusturdugunde gerceklesen sey icin Mauthner bunun mitolojilestirmenin bir tur kurbani oldugunu soyler Mauthner dusunmeyle ilgili her seyin psikolojik oldugunda israr etmekle birlikte insan dusunusunun ya da konusmasinin modelinin mantiksal oldugunu ifade eder Fakat bu modeli belirleyenin de yalnizca kultur oldugunu ileri surer Daha dogru bir ifadeyle kultur ile dil dusunme birbirlerini surekli kesintisiz olarak etkiler ve belirlerler Dil icerisinde evrensel olarak temel sayabilecegimiz hicbir genel yapinin olmadigi iddiasi ve bunun da kulturle siki bir bag icerisinde oldugu fikri birlestiginde mantik sorunu ya da dil sorunu artik kulturel antropolojiye donusmektedir daha kesin bir ifadeyle soyleyecek olursak kulturel rolativizme Her ne kadar Mauthner in tarihsel ve kulturel farklilik hissi onu ekstrem bir rolativizme suruklemis olsa da her nasil olursa olsun yine de o tarihe ve tarihsel yaklasima ilgisini canli tutmustur Bilimde dil acizligini ortaya koyar siirde guzelliginin gucunu gosterir dinde dilin gucu tarafindan zorbaliga maruz kaliriz Mauthner in dilin sinirlarini belirleyebilmek amaciyla ciktigi yol dili bilgi edinme ve bilgiyi aktarma surecinden dislayarak sonuclanmistir Aciktir ki Mauthner in felsefeye dil elestirisiyle cizdigi istikamet ise Pythagorasci koklere geri donusu isaret eder Tipki Pyhtagoras gibi felsefenin bilgiye sahip olma iddiasindan vazgecmesi onun yerine kendisini hikmet askina veya hakikat arayisina adamasi gerektigi dusuncesi one cikar Tartismanin en basindan beri sure gelen Mauthner in dil elestirisinin bilgi arayisini merdivenin basamaklari analojisindeki gibi merdivenin basamaklarini kirma yonelimiyle ilerlemesinin altinda yatan asil sebep celiskinin kendisidir Bu celiskiyi tekrar hatirlamak icin Stanford Ansiklopedisi nden yaptigimiz alintiyi tekrarlamakta yarar goruyoruz O 6000 sayfa yazdi ve bir bucuk milyon kelimeyle tum kelimelerin yalan oldugunu kanitladi Dil elestirisinin yine dil ve kelimelerle yapilmasi zorunlulugu oldukca celisik ve zorlayicidir Mauthner bu durumun en basindan beri farkinda olarak dil elestirisinin celiskili dogasini kendi terimiyle dilin intihari dedigi mistik bir sessizlikle sonuclandirir Mauthner Dilin elestirisi dusunmenin ya da konusmanin sessizce umutsuz intihariyla gerceklestirilebilseydi ne kadar kurtarici bir eylem olurdu diye yazmaktadir Sessizlik hakkinda konusmanin tutarsizligi da ortadadir Felsefe tarihinde bilginin imkani tezini savunanlarin karsisina tekrar tekrar cikan epistemolojik kuskuculuk Mauthner in oldukca hacimli dil elestirisi araciligiyla yeniden sahneye cikmistir Mauthner in dil elestirisindeki ilgi alani filolojik gramer veya profesyonel gramer alanlari degildir O dilin yapabilecegi ve yapamayacagi isler nelerdir diye sormaktadir Dil neden bir isi yapabilir de diger turden isleri yapamaz Dili nasil kullaniyoruz ve bu kullanimin onemi nedir Bir seyi ifade etmek nedir ve anlam nedir Neden dilin belirli bir yapisi var da baska bir yapisi yoktur Genel olarak Mauthner in ilgisinin ozneden felsefi bir kopus niteligine sahip olmasi anlaminda felsefi oldugu soylenebilir Bu tanimlanmasi zor olsa da bilimsel yaklasimdan acikca ayirt edilebilir bir seydir Mistik yasam duygusu Mauthner in felsefesinin doruk noktasi sayilabilir Mauthner Weiler ve Janik in belirttigine gore bu ogretiyi Eckhart tan almistir Sahiden soyleyecek bir seyimiz oldugu surece sessiz kalmaliyiz Ancak felsefesindeki sistematik islev hakkinda anlamli bir sekilde konusulamayan seylerin varliginin kabuluyle birlikte yine de bir anlamda bir yandan onlari oldugu gibi kabul etmek gerektigine donusmektedir Ve diger taraftan onlar hakkinda konusma zorunlulugunun belirtilmesidir Mauthnerin goruslerinin paradoksal karakteri dilin kendi kendini yok etmesinin ilke olarak imkansiz olmasindan kaynaklanmaktadir Mauthner in dil yoluyla klasik epistemolojiye yonelik supheciliginin kendi cagi olan fin de siecle de yani yuzyilin sonu Avrupasi nda yeni bir dusunce olmadigini biliyoruz oyle ki son terimi o cagda siklikla seylere ilistirilen bir tamlamaydi Mauthner cagindaki bu populer akimi su sekilde ifade eder Kim cagdas sonun ozlemini ceker ve modern gorunmek isteyen herkes sondan bahseder Mauthner in dil elestirisinde modernite ile bir son arzusu arasindaki baglanti felsefe baglaminda bakildiginda ozel bir aciliyet kazanir Mauthner felsefenin sonunu arzular ve calismalarini disiplinin donusumune bir katki olarak gorur Bu sebeple de dil elestirilerinin yogunlastigi kitabinin adi Katkilar dir Ayrica o John Locke un Insanin Anlama Yetisi uzerine Deneme eserinin adini Gramatik Deneme veya kisaca Dil diye adlandirmakta ve anlam teorisiyle dil elestirisinin oncusu olarak gordugu bu kitabi ovmektedir Mauthner sonu dusleyen bir dusunurden cok disiplinler icin gerekli gordugu anti metafiziksel donusumu saglamaya calismaktaydi E Bredeck in Katkilar dan hareketle belirttigine gore Mauthner eserinde modernlik ile modern gorunmek arasinda acik bir ayrim yapar Dilsel donusle iliskilendirilen diger dusunurlerin aksine Mauthner felsefenin gercek konusunun dil oldugunu one surerken felsefeyi eski prestijli konumuna geri dondurmeye calismaz bunu anlar ve uygular Bu kuskuculugun dogru anlasilmasi icin onun kuskuculugunun asil hedefinin neresi oldugu acikca belirtilmelidir K Arens in Linguistik Suphecilik makalesinde tarihsel olarak Mauthner le yakin bir iliski kurdugu Hugo von Hofmannsthal in Lord Chandos un Mektuplari isimli eserinde Lord Chandos un ciktigi yolculuk tipki Mauthner in dil elestirisi yolculugunun kurgusu hatta daha dogru bir ifadeyle o cagin edebilestirilen figuratif tasviridir Dilin epistemolojik dogruluguna sorgusuz sualsiz guvenen klasik bilimin gecerliligi konusundaki supheleri Chandos u bilginin pinari olarak dogaya siginmaya yonlendirir Onu kacmaya iten dil krizinin baslangicinin tarifi ilgili dil gucluklerinin daha derin dogasinin bir gostergesi olarak ozel ilgiyi hak etmektedir Chandos ornegin dilin epistemolojik etkinliginden suphe duymaya baslamadan once bile kendini neredeyse mistik bir durumda hissetmisti dogadaki gizli karsiliklari sezebiliyor ve nihayetinde ortaya cikarabiliyordu Ruhun ve maddenin bu turden birligi dilin insan varligi uzerindeki bolucu etkilerinden once gelmektedir Ernst Cassirer de benzer bir bicimde insanin sembollestirme edimini kazanmasiyla ruh beden birliginden ayrilarak ruh ve beden varligina donustugunu savunur Bu goruslere gore insanligin dil oncesi durumu geleneksel ekoller tarafindan kabul edilmistir Yine ayni gorusler doganin hem dilin kazanimlariyla kayboldugunu hem de ilkel bir insanin henuz gercek insanligini bulamadigini savunur Cassirer dil elestirilerinde o cagin hatasinin dili usla ozdes tutmak oldugunu belirtir S Sjoberg in aktardigina gore Cassirer benzer sekilde Mauthner in probleminin de dili kelimeler ve kavramlar evrensel ve dil disi duyumlari tikel ya da ozel olarak sinirlandirarak ikisi arasinda asilmaz bir ucurumun ortaya cikmasinda bulundugunu belirtmektedir Dilin bize sadece bir pars pro toto butun yerine parca verecegini iddia eder Mauthner in kavramsal dili reddiyle beraber dile yalnizca duygularin aktarimi konusunda bictigi rolu Cassirer en basta dilin tanimini yaparken duzeltir Dili iki bolume ayiran Cassirer kavramsal dilin yaninda duygusal dilin oldugunu ve dilin kavramlari soyutlastirmadan once duygulari ve duygulanimlari soyutlastirarak dislastirdigini ifade eder Bu karmasadan kendimizi kurtarabilmek icin Mauthner in argumanlarini ozetleyecek olursak onun felsefi meselelere siradan dil yaklasimiyla dil elestirisi duzenli duyu deneyimi olarak Machci bilgi gorusune bagliligi tarafindan yonlendirilip sekillendirilmisti Bu gorusten hareketle Mauthner in Dil Elestirisi ni belki de en iyi sekilde radikal ampirizm acisindan siradan dilin bir aciklamasi olarak tanimlayabiliriz Yine de radikal ampirizmine ve Humecu supheciligine evrimsel bir donus vererek supheci ve nominalist perspektifle basladigi dil elestirisini pragmatik ve fonksiyonalist bir dil elestirisine donusturerek tamamlamistir Mauthner in asil sorusu dunyanin bilgisinin mumkun olup olmadigi sorusudur Onun olumsuz yaniti uc temel gercege dayanmaktadir Bunlari maddeleyerek gosterecek olursak a Tum bilgimiz bize duyularimiz araciligiyla gelir ve duyularimiz rastlantisaldir yani gercekligin yalnizca uygun duyu aygitina sahip oldugumuz ozelliklerini kaydedebiliriz b Tum bilgimiz dilde ifade edilir Buradan dunya icin dogru olan seylerin cogunun duyularimizla kaydedilmedigi ve bu nedenle asla dilde ifade edilmedigi sonucu cikar Bununla birlikte bu kendi basina henuz supheci bir konum gerektirmez ve Mauthner duyularimizla kaydedilen bu konularla ilgili olarak gercegi bilecek bir konumda oldugumuzu hala iddia edebilir Bildigimizi iddia ettigimiz cok az seyden bile nihai olarak suphe duymasi ucuncu bir faktorden c yani deneyimlerimizi tanimlamak icin kullandigimiz dile iliskin analizinden kaynaklanmaktadir Mauthner dilin esasen yaniltici oldugunu savunmaktadir Dilin en acik bicimde yaniltici ozelligi onun ickin temellendirme egilimidir Mauthner e gore duyularimizin yalnizca nitelikleri veya niteliklerin degisikliklerini kaydettigi yerde seyler hakkinda kendi kendine yeten bir sekilde var olanlar hakkinda konusmaya meyilliyizdir Bu tozlere ulasmamizi saglayan soyutlama seylestirme sureci ozunde dil bilgisel tozun tutarli kullanimindan baska bir sey degildir Aslinda asli unsurlarin kullaniminda bir sinir yoktur Mauthner e gore kendimizi degerler yasalar veya diger en genel kavramlar hakkinda sanki kesfedilmek ve konusulmak icin oradaymis gibi konusurken buluruz Son olarak belirtmek gerekirse onun epistemolojisiyle dil elestirisi ic ice gecmistir ve epistemolojisi anlasilmadan dil elestirisi de anlasilamaz Ve Mauthner e gore Dilin buyusune kapilan bizi ondan kurtaramaz Soz acligiyla soz sevgisiyle sozcuklerin kibriyle dunun bugunun ya da yarinin dilinde pihtilasmis dilde bir kitap yazmaya koyulan kisi kendinden emin ve istikrarli bir adimla dilden kurtulma gorevini ustlenemez YapitlariFelsefe Alanindaki Eserleri Beitrage zu einer Kritik der Sprache three volumes Stuttgart J G Cotta 1901 1903 Aristoteles 1904 Spinoza 1906 Die Sprache 1907 Worterbuch der Philosophie 1910 11 1923 24 Schopenhauer 1911 Der letzte Tod des Gautama Buddha 1913 Der Atheismus und seine Geschichte im Abendlande 4 kitap 1920 23 Muttersprache und Vaterland 1920 Kurgu Eserleri Anna 1874 Lyrik Die grosse Revolution 1872 Nach beruhmten Mustern hiciv 1878 1889 Einsame Fahrten 1879 Vom armen Franischko oyku 1879 Die Sonntage der Baronin 1881 Der neue Ahasver 1882 Dilettantenspiegel hiciv 1883 Grafin Salamanca 1884 Xanthippe 1884 Berlin W Roman Uclemesi Quartett 1886 Die Fanfare 1888 Der Villenhof 1890 Der letzte Deutsche von Blatna roman 1887 Der Pegasus 1889 Zehn Geschichten 1891 Gluck im Spiel 1891 Hypatia 1892 Lugenohr 1892 Kraft roman 1894 Die Geisterseher roman 1894 Die bunte Reihe 1896 Der steinerne Riese roman 1896 Die bohmische Handschrift roman 1897 Der wilde Jockey 1897 Der letzte Tod des Gautamo Buddha roman 1913 Der goldene Fiedelbogen 1917 Denemeler ve Teorik Calismalar Kleiner Krieg 1879 Credo 1886 Tote Symbole 1892 Zum Streit um die Buhne 1893 Totengesprache 1906 Gesprache im Himmel und andere Ketzereien 1914 Cevirileri Henriette Marechal Edmond de Goncourt tarafindan 1895 Editoryal Calismalari Wochenschrift fur Kunst und Literatur 1889 1890 Magazin fur die Literatur des In und Auslandes 1991 Bibliothek der Philosophen 1911 den itibaren Derlemeleri Ausgewahlte Schriften 6 kitap 1919 Cesitli Alanlar Erinnerungen otobiyografi 1918 Selbstbiographie 1922 Kaynakca Fritz Mauthner in hayatini aktarirken Joachim Kuhn un Gescheiterte Sprachkritik adli eserinin belli bolumlerini Ingilizce ye ceviren ve Functionalism and Fin de Siecle eserinde kullanan Katherine Arens in anlatimlarina siklikla basvuruyoruz Arens Katherine 1984 Functionalism and Fin de siecle Fritz Mauthner s Critique of Language Bern Peter Lang 1984 ss 1 15 Piaristgymnasium 16 yuzyilin son yillarinda Roma da kurulan bir orta ogretim enstitusu olan Scuole Pie nin dini okullar duzenli katipleri olan tarikatlarindan birinin okuludur Matura bazi Avrupa ulkelerinde genc yetiskinlerin 18 veya 19 yaslarinda orta ogretimlerinin sonunda girdikleri final sinavlari icin yaygin olarak kullanilan kelimedir Arens Katherine 1984 ss 1 15 Encyclopedia Britannica Ingilizce 5 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Najera Elena Wittgenstein versus Mauthner Two critiques of language two mysticisms From the ALWS archives A selection of papers from the International Wittgenstein Symposia in Kirchberg am Wechsel Ingilizce 6 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2021 Maria Kager 2018 James Joyce and Fritz Mauthner Multilingual Liberators of Language The Germanic Review Literature Culture Theory 93 1 39 47 DOI 10 1080 00168890 2018 1396082 s 41 Rainer Ebert Ingilizce 3 Mayis 2012 28 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi The Stanford Encyclopedia of Philosophy Fall 2020 Edition Edward N Zalta ed Cristaudo Wayne 20 Mart 2008 Eugen Rosenstock Huessy Janik A amp Toulmin S 2008 Wittgenstein in Viyanasi Istanbul Paradigma Yayincilik s 134 Wittgenstein L Mayis 2016 Tractatus Logico Philosophicus Aruoba Oruc tarafindan cevrildi Metis Yayinlari s 47 Dapia S 2006 The Metaphor of Translation Borges and Mauthner s Critique of Language Variaciones Borges 21 23 85 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 24880522 S 27 Janik A amp Toulmin S 2008 s 136 Dapia Silvia THE METAPHOR OF TRANSLATION BORGES AND FRITZ MAUTHNER S CRITIQUE OF LANGUAGE Ingilizce 24 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2021 2006 s 27 Dapia S 2006 s 28 Garforth J 2004 Samuel Beckett Fritz Mauthner and the Whoroscope Notebook Beckett s Beitrage zu einer Kritik der Sprache Journal of Beckett Studies 13 2 57 Retrieved June 18 2021 from https www jstor org stable 26468967 Rainer E On Die Sprache Janik A amp Toulmin S 2008 s 137 Weiler Gershon 1958 On Fritz Mauthner s Critique of Language Mind 67 265 80 87 ISSN 0026 4423 25 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2021 Janik A amp Toulmin S 2008 s 138 Janik A amp Toulmin S 2008 s 141 Ebert R On Die Sprache a b Janik A amp Toulmin S 2008 s 144 Weiler G 1958 s 85 Weiler Gershon 1970 Mauthner s Critique of Language Cambridge University Press 24 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Haziran 2021 Janik A amp Toulmin S 2008 s 142 Janik A amp Toulmin S 2008 s 143 Garforth J 2004 s 61 62 Bredeck E 1990 Crumbling Foundations Fritz Mauthner and Philosophy after Philosophy Modern Austrian Literature 23 2 41 53 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 24648032 s 43 Janik A amp Toulmin S 2008 s 145 Janik A amp Toulmin S 2008 s 146 Ebert R On Die Sprache Ben Zvi L 1982 Mauthner s Critique of Language A Forgotten Book at the Wake Comparative Literature Studies 19 2 143 163 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 40246311 Weiler G 1958 s 87 Weiler G 1964 Fritz Mauthner as an Historian History and Theory 4 1 57 71 doi 10 2307 2504202 Janik A amp Toulmin S 2008 s 148 Bredeck E 1990 s 41 Dapia S 2006 s 25 Bredeck E 1990 s 42 Arens K 1982 Linguistic Skepticism Towards a Productive Definition Monatshefte 74 2 145 155 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 30165308 s 145 146 Cassirer E 1980 Insan Ustune Bir Deneme Istanbul Remzi Kitabevi s 34 Sjoberg S 2013 Mysticism of Immanence Lettrism Sprachkritik and the Immediate Message Partial Answers Journal of Literature and the History of Ideas 11 1 53 69 s 59 Cassirer E 1980 s 34 Stoothoff R 1973 The Philosophical Quarterly 1950 23 90 81 83 doi 10 2307 2217743 Weiler G 1964 s 58 Kager Maria 2 Ocak 2018 James Joyce and Fritz Mauthner Multilingual Liberators of Language The Germanic Review Literature Culture Theory 93 1 39 47 doi 10 1080 00168890 2018 1396082 ISSN 0016 8890 s 46 Arens K 1984 Functionalism and fin de siecle Fritz Mauthner s Critique of Language P Lang s 268 271Konuyla ilgili yayinlarWeiler G 1958 On Fritz Mauthner s Critique of Language Mind 67 265 80 87 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 2251340 Weiler G 1964 Fritz Mauthner as an Historian History and Theory 4 1 57 71 doi 10 2307 2504202 Weiler G 1970 Mauthner s Critique of Language Cambridge University Press Stoothoff R 1973 The Philosophical Quarterly 1950 23 90 81 83 doi 10 2307 2217743 Ben Zvi L 1982 Mauthner s Critique of Language A Forgotten Book at the Wake Comparative Literature Studies 19 2 143 163 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 40246311 Arens K 1982 Linguistic Skepticism Towards a Productive Definition Monatshefte 74 2 145 155 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 30165308 Arens K 1984 Functionalism and fin de siecle Fritz Mauthner s Critique of Language P Lang Bredeck E 1990 Crumbling Foundations Fritz Mauthner and Philosophy after Philosophy Modern Austrian Literature 23 2 41 53 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 24648032 Garforth J 2004 Samuel Beckett Fritz Mauthner and the Whoroscope Notebook Beckett s Beitrage zu einer Kritik der Sprache Journal of Beckett Studies 13 2 49 68 Retrieved June 18 2021 from https www jstor org stable 26468967 Dapia S 2006 The Metaphor of Translation Borges and Mauthner s Critique of Language Variaciones Borges 21 23 85 Retrieved June 18 2021 from http www jstor org stable 24880522 Sjoberg S 2013 Mysticism of Immanence Lettrism Sprachkritik and the Immediate Message Partial Answers Journal of Literature and the History of Ideas 11 1 53 69 Maria Kager 2018 James Joyce and Fritz Mauthner Multilingual Liberators of Language The Germanic Review Literature Culture Theory 93 1 39 47 DOI 10 1080 00168890 2018 1396082Dis BaglantilarYahudi Tarihi Merkezi Center of Jewish History sitesinde Fritz Mauthner in eserlerine ucretsiz erisim 14 Mayis 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Internet Archive sitesinde Fritz Mauthner in eserlerine ucretsiz erisim