Akşamcılık, 16. yüzyılın ikinci yarısında (özellikle II. Selim ile birlikte) Bizans içki kültürünün etkisinde canlanan, İstanbul'a özgü bir gelenektir. Zaman içerisinde başka büyük kentlere de yayılmıştır. Hâlen Çiçek Pasajı, Kumkapı veya Boğaz'da nostaljik atmosferli meyhâneler bulunsa da 20. yüzyılın başlarında eski ortamını, tiplerini ve üslûbunu yitirmiştir.
Akşamcılık, 'keyif için' akşam saatlerinde birkaç kadeh içmek demektir. 'Akşamcılar' özellikle Alkoliklikten ve gündüzcülükten kaçmaya gayret ederler.
Geçmişi
İstanbul'un fethinden sonra İstanbul'da kalan Rumlar kendi meyhâne geleneklerini sürdürmekteydiler. Müslüman Türkler arasında ne zaman yayıldığı tam olarak bilinememekle birlikte Kânûnî Sultan Süleyman döneminde yinelenen içki yasakları bu dönemde hareketliliğin başladığına işaret sayılabilir. İçkiye düşkünlüğüyle de bilinen II. Selim'in pâdişah olmasıyla getirilen özgürlükler sâyesinde içki serbestliği Müslümanlar arasında da yayılmaya başladı. Bu dönemin ünlü Şeyhülislâm'ı Ebussuud Efendi'nin câmiye sahip yerlere açıkça içki sokulamayacağını ve içilemeyeceğini dile getirdi. İçkiyi bütünüyle yasaklamayan bu fetvâ ile insanlar akşamın karanlığıyla birlikte kurallara uyarak içmeye başladılar, akşamcılık geleneği de böylece doğmuş oldu.
I. Ahmed, IV. Murad ve son olarak III. Selim döneminde sıkı içki yasakları uygulandı.
Akşamcıların nüfûsunun kent nüfûsuna oranı çok düşüktü, bunun sebepleri arasında toplumda aşılamayan; içmenin hiçbir şekilde onaylanmaması, içki içenlerin alay konusu olması, dînî baskılar sayılabilir. Gene de İstanbul akşamcılığı 19. yüzyıla kadar meyhânelerde sürdürüldü. Sultan Abdülaziz döneminde daha üst düzey insanları ağırlayan ruhsatlı selâtin meyhâneler de açıldı. Saz ve söz eşliğinde sanatsever insanlar hep bu meyhânelerde ağırlandı. Akşamcılık 20. yüzyılın başlarında ise nitelik kaybıyla değişime uğradı.
Usul
Kıyametin kopacağına inanılan akşam ezanı ve yatsı ezanı arasındaki zaman dilimi akşamcılar için günün en rahatlatıcı ya da eğlenceli saatleri sayılırdı. sonra başlayan içki faslı, kadar aşama aşama sürerdi. Yatsıya doğru yakalanan "keyif" sınırından sonra daha fazla içmeyi istemek yahut daha fazla içilmesi için ısrar etmek ayıp sayılırdı. Kadehi bir dikişte boşaltmak, mezeleri (çiroz, ringa, ciğer tava, piyazlar, pilaki, midye tava, çerkez tavuğu, peynir...) karın doyurmak için hakkından fazla yemek de gene aynı şekilde ayıplanırdı. Genelde arkadaş ortamına sâhip masalara yabancılar veya içmesini bilmeyenler fazla yaklaştırılmazdı. Akşamcılığı meyhane yerine evinde sürdürenlerin kurduğu masaya da "çilingir sofrası" denirdi. Ayrıca tütün de bu masaların değişmez elemanlarından biriydi.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Aksamcilik 16 yuzyilin ikinci yarisinda ozellikle II Selim ile birlikte Bizans icki kulturunun etkisinde canlanan Istanbul a ozgu bir gelenektir Zaman icerisinde baska buyuk kentlere de yayilmistir Halen Cicek Pasaji Kumkapi veya Bogaz da nostaljik atmosferli meyhaneler bulunsa da 20 yuzyilin baslarinda eski ortamini tiplerini ve uslubunu yitirmistir Aksamcilik keyif icin aksam saatlerinde birkac kadeh icmek demektir Aksamcilar ozellikle Alkoliklikten ve gunduzculukten kacmaya gayret ederler GecmisiIstanbul un fethinden sonra Istanbul da kalan Rumlar kendi meyhane geleneklerini surdurmekteydiler Musluman Turkler arasinda ne zaman yayildigi tam olarak bilinememekle birlikte Kanuni Sultan Suleyman doneminde yinelenen icki yasaklari bu donemde hareketliligin basladigina isaret sayilabilir Ickiye duskunluguyle de bilinen II Selim in padisah olmasiyla getirilen ozgurlukler sayesinde icki serbestligi Muslumanlar arasinda da yayilmaya basladi Bu donemin unlu Seyhulislam i Ebussuud Efendi nin camiye sahip yerlere acikca icki sokulamayacagini ve icilemeyecegini dile getirdi Ickiyi butunuyle yasaklamayan bu fetva ile insanlar aksamin karanligiyla birlikte kurallara uyarak icmeye basladilar aksamcilik gelenegi de boylece dogmus oldu I Ahmed IV Murad ve son olarak III Selim doneminde siki icki yasaklari uygulandi Aksamcilarin nufusunun kent nufusuna orani cok dusuktu bunun sebepleri arasinda toplumda asilamayan icmenin hicbir sekilde onaylanmamasi icki icenlerin alay konusu olmasi dini baskilar sayilabilir Gene de Istanbul aksamciligi 19 yuzyila kadar meyhanelerde surduruldu Sultan Abdulaziz doneminde daha ust duzey insanlari agirlayan ruhsatli selatin meyhaneler de acildi Saz ve soz esliginde sanatsever insanlar hep bu meyhanelerde agirlandi Aksamcilik 20 yuzyilin baslarinda ise nitelik kaybiyla degisime ugradi UsulKiyametin kopacagina inanilan aksam ezani ve yatsi ezani arasindaki zaman dilimi aksamcilar icin gunun en rahatlatici ya da eglenceli saatleri sayilirdi sonra baslayan icki fasli kadar asama asama surerdi Yatsiya dogru yakalanan keyif sinirindan sonra daha fazla icmeyi istemek yahut daha fazla icilmesi icin israr etmek ayip sayilirdi Kadehi bir dikiste bosaltmak mezeleri ciroz ringa ciger tava piyazlar pilaki midye tava cerkez tavugu peynir karin doyurmak icin hakkindan fazla yemek de gene ayni sekilde ayiplanirdi Genelde arkadas ortamina sahip masalara yabancilar veya icmesini bilmeyenler fazla yaklastirilmazdi Aksamciligi meyhane yerine evinde surdurenlerin kurdugu masaya da cilingir sofrasi denirdi Ayrica tutun de bu masalarin degismez elemanlarindan biriydi