Bozkırkurdu (Özgün adı: Der Steppenwolf), Alman-İsviçreli yazar Hermann Hesse'nin onuncu romanıdır.
Der Steppenwolf | |
Yazar | Hermann Hesse |
---|---|
Çevirmen | Kamuran Şipal |
Dil | Almanca |
İlk olarak 1927'de Almanya'da yayınlandı ve ilk kez 1929'da İngilizceye çevrildi. Roman, adını bozkır kurdunun Almancasından almıştır. Hikâye büyük ölçüde 1920'lerde Hesse'nin ruhani dünyasında yaşanan derin bir krizi yansıtmaktadır.
Bozkırkurdu büyük ün kazandı ve on yıllar boyunca kalıcı bir başarı elde etti ancak Hesse daha sonra kitabın büyük ölçüde yanlış anlaşıldığını iddia etmiştir.
Kitap toplumun sığ değer yargılarına ve kişiliksiz, yüzeysel yaşamına uyum sağlayamayan bir insanı anlatır. Hesse bu romanı için, 1961 yılında "(...) okurlarımın çoğu Bozkırkurdu'nun öyküsünün insanı kemiren bir hastalıktan ve bunalımdan söz ettiğini ama tüm bunların ölüme ve yok olmaya değil, tersine iyileşmeye yönelik olduğunu anlarsa kendimi mutlu hissedeceğim." demiştir.
Bozkırkurdu, Hermann Hesse’nin eski egolarından biri olan baş figür Harry Haller’in derin ruhsal hastalığının işlendiği hikâyedir. Haller kendi kişiliğinin bölümlere ayrılmasından yakınmaktadır: insancıl; halka uygun yanı ile bozkırkurdu; yalnız, sosyal ve kültürel olayları eleştiren yanı birbiriyle savaşım halindedir ve bu savaşım sürekli Haller’in önüne bir engel olarak çıkmaktadır.
Haller figürünün Johann Wolfgang von Goethe’nin Faust’una ve Hermann Hesse’nin kendine benzer yanları vardır ve metinde bu benzer yanlar çok kez ima edilmektedir.
Ortaya çıkış
Hesse Bozkırkurdu’nu yazdığında insanların zihinleri ve ruhları akılcı dünya ve medeniyetin etkisi altında acı çekmekteydi. Yakın felaketler ve yeni savaşlarla ortaya çıkan tehdit korkusu insanları rahat bırakmamaktaydı. Elli yaşına yaklaştığı bir zamanda günlüğüne not düştüğü sırada Hesse kendini derin bir kişisel krizin içinde de bulmaktaydı: “Her şeyi fırlatıp atıyorum, hayatımı. (…) Acı çekerek ölme yoluyla ya da Bozkırkurdu sayesinde dünyanıza başka şekilde tepki vermek kutsal olan her şeye ihanet etmem anlamına gelirdi.” Yazarın kendisi gibi Harry Haller, romanın başkahramanı, kendini öldürmeyi düşünmüştür. Bozkırkurdu’nun Bilimsel İncelemesi’nde Bozkırkurdu ortaya çıkışının 50. yılını kendini öldürme fırsatına sahip olduğu gün olarak anmaktadır. “50. yaş günümde, yani iki yıl sonra kendimi asma hakkımı elde ettim.” Başkahramanın isminin baş harflerinin H.H. yazarınkiyle aynı olması o yüzden rastlantı değildir.
Kabul görme
Bozkırkurdu yazarın dünyaca ün kazanmasında ve edebiyat dalında ödül almasında etkili olmuştur. Eser yayımlandıktan sonra birbirine zıt eleştirilere maruz kalmıştır. Eser bazı kesimlerce çok sert bir şekilde eleştirilirken diğer kesimlerce kabul görmüştür (özellikle edebi çevrelerde ve sonra da Hippie Hareketinde). Bu zıtlıkların üzerine roman 1960’lı ve 1970’li yıllarda Amerika ve Almanya’da Hesse'nin daha etkin bir şekilde kabul görmesine neden olmuştur.
Özet
Yaklaşık 50 yaşında olan Harry Haller 25 sene önce ziyaret ettiği şehre on aylığına yerleşir. Bahsi geçen bu süreçte yeni bir arkadaşının rehberliğindeki bir “öğrenim süreci” sayesinde kapıldığı derin depresyonun ve topluma duyduğu tiksintinin üstesinden gelir.
Baş figürün önceki yaşamı sadece çok kısa olarak anlatılır. Haller alt tabaka halkçısı olarak yetişmiştir; şiir, müzik ve felsefe ile mesleği gereğince ilgilenmiştir, kitap yazarı, Mozart ve Goethe uzmanı olarak öne çıkmıştır, savaş karşıtı görüşleri halk arasında bilinmektedir. Birçok kez kaderin apaçık sillesini sindirmek zorunda kalmıştır. Bir defasında ününü ve servetini kaybetmiş, diğer defasında karısı onu terk etmiştir. Artık daha fazla tatmin bulamayıncaya ve daha çetin ve zorlu yolculuklar evresi başlayıncaya dek kendisini işine yoğunlaştırmıştır. “İşsiz, ailesiz, yurtsuz” kaldığı ve hala yollarda olduğu bu yolculuk evresinden sonra hikâye akışı başlar.
Haller’in şanstan yana tasviri şiir ya da müzik sayesinde "sonsuz hazzı, yaşantıyı, kendinden geçmeyi ve isyanı” tattığı sevinç saatleriyle belirlenmiştir ve “Tanrıyı işini yaparken” gördüğü anlar Haller'i mutlu etmektedir. Çevresindeki burjuva düzeni gizlemektedir ve bu düzeni sarsacağına inandığı "Tanrıya ait altın bir izi" yeniden bulmaya hasrettir. Sahip olduğu ruhlarının birbiriyle çatışmasından dolayı var olamadığı, Tanrıya ait bu dünyada eserleriyle yer almak için var gücüyle çaba sarf etmektedir.
Haller “Bozkırkurdu”, yani iki yaratık olarak yaşamaktadır: İnsan olarak eğitimli vatandaştır, güzel düşüncelere, müziğe ve felsefeye ilgisi vardır, bankada parası vardır, burjuva kültürün içindedir ve uzlaşının yandaşıdır, orta sınıfın giydiği elbiseleri giyer ve olağan özlemleri vardır. Kurt olarak ise burjuva toplum ve kültürde yalnız kalmış, kendini “üstün dehanın vatandaşlarından biri”, olaylara dıştan bakan ve siyasi devrimci olarak gören kuşkucu biridir. Basitçe söylemek gerekirse, ondaki insan ve kurt zıtlığı zihnin ve dürtünün, burjuva konformizmi ile uyumsuz entelektüel zıtlığıdır.
Haller, hayatındaki yolda her ne kadar kaderin ona oynadığı oyunla onun hayatta elde ettiği kavrama ve derinlemesine inme yeteneği arasında bir bağlantı sezse de aynı zamanda onun yalnızlıkta ve kuşkuculukta elde ettiklerini de göz önünde bulundurmak gerektirmektedir. Haller intihar etmeyi düşünmektedir, ayrıca her nedense 50. yaş gününde kimseye haber vermeksizin intiharını gerçekleştirmeye karar vermiştir.
Haller, burjuva kültürünün yarattığı can sıkıntısı, karmaşası ve savaş kışkırtmalarıyla bezgin hale gelmiş, fakat diğer kültür onu yalnızlık ve kuşkuya boğmuştur. Buna bağlı olarak bir “Bozkırkurdu“nun hayatını kolaylaştırmayan iki zamanın, iki kültürün ve iki dinin arasına sıkışıp kalmıştır. Fakat onun burjuva olmayan görüşüne rağmen odasını kiralayan kadının burjuva düzeni büyük bir çekicilik oluşturmaktaydı. Sakinliğin ve temizliğin kokusu, orman çamından yapılmış merdivenlerin titiz bir şekilde biçimlendirilmesi ruhunun öldüğü bu günlerde kafasındaki sorulara cevap bulduğu sakinlik noktaları ve keyif aldığı şeyler doğmaya başlamıştır.
Bir süre ikamet ettiği kentin tam ortasında dans edilen bir lokantada öncelikle ona eskilerin “Hermann”ını anımsatan ama belki de Hesse’nin sadece kadınsı eski egosu olan anlayışlı Hermine gibi çift cinsiyetliliğiyle karşılaşmaktadır. Hermine genç bir kadın olarak geçimini sürdürmek için gerekli olduğu zamanlarda fahişelik yapmaktadır. Aynı zamanda Haller’i yeni deneyimlere sürükleyen kişidir. Bir zamanlar Vergil'in Dante’nin gözünde olduğu gibi. Haller ve Hermine kendilerini “kardeş” olarak tanımlamaktadırlar. Hermine kendini Haller’in dileklerini dinleyip ona karşılık veren bir varlık aynası olarak, ona bir “sevgili” olarak yeni ritimlerde dans etmeyi, gülmeyi ve yaşamayı öğreten biri olarak görmektedir. Haller’in kendi talihini kendi eline almak zorunda olduğunu öğretmesi, Haller’e verdiği en büyük öğretidir: "Bir kez bile dans etmeden hayata emek verdiğini nasıl söyleyebilirsin?"
Onun Hermine’yi can kulağıyla dinlemesi Hermine'yi hayatta tutmaktaydı ve Haller'e daha ilk randevularında Haller'in onu bir gün öldürmek zorunda kalacağını bildirmektedir. Bu ikilemli kadın sadece kendi kaderini belirlemekle kalmamaktadır, bunun yanı sıra onunkini de bilmektedir. Her ikisinin hakiki ve iddialı “bir boyutta birçok olan” insanlara ait olduklarını, kendisinin ve Haller’in o yola doğru ilerleyen "ulvi kimselerden" sayıldığını açıklar.
Hermine, bir zaman sonra geç olgunlaşmasının pedagojik nedenlerinden dolayı Haller’i Maria ile aynı yatağa sokar, Maria güzel bir kadın olmakla birlikte Hermine’nin iş arkadaşıdır. Haller, Maria ile oynadığı aşk oyunu için bir daire kiralar ve bedensel hazzı ilk defa onunla keşfetmektedir. Ama aradan bir süre geçince Haller yeni mutluluklar aramaya başlar, ona ölme arzusunu tattıran ve yeni bir gelişmeye ilk adımı attıran yeni tutkuya hasret kalmaktadır. Çok gereksiz bir şekilde Maria’dan ayrılır: “Artık gitme zamanım geldi” der.
Haller akşamları geç saatlerde bir sürü salonu, koridoru ve katı olan büyük bir binada düzenlenen bir maskeli baloya gitmektedir. Kalabalığın içinde Hermine’yi bulamaz, ancak ertesi gün cehennem olarak dekore edilen bodrum katında düzenlenecek sihirli tiyatroda ona dair bir iz bulur. Orada Maria ve erkek kostümü giyen biri ile tekrar karşılaşır; Haller, Hermine’ye bakarak “saçına az özen gösteren ve az süslenen” gençlik arkadaşı Hermann’ı tanır ve onun hermafrodit büyüsüne bir kez daha teslim olur. Hermine/Hermann ve Haller aynı kadınlarla “bir kadını elde etmeye çalışan erkeğin rakibi erkek” olarak birbirleriyle çatışır; “Her şey bir masaldı, bir boyutta daha zengin, bir anlamda daha derin olan her şey oyun ve simgeydi.”
Haller cehennemde birkaç kişilik değişmesini daha yaşar: bireyselliğinin birçok kez yıkıma uğradığını görür, aynı şekilde sevincinin “unia mystica”sını (gizemli birlik), Hermine’yi birden “yüzü beyaza boyanmış Pierette” olarak görür. Beraber bir "evlilik dansı" ederler ve gözlerinden "benim zavallı küçük ruhum bakar." Bu mistik birleşmeyle dönüşümün son evresi başlar: Hermine, Pablo, bir müzisyen ve Hermine'in arkadaşı ve Haller beraber uyuşturucu içerler ve bunun etkisiyle Haller'in ruhunda bir resim salonu açılır. İçinde “gerçeklerin değil, sadece resimlerin olduğu”, uzun süredir aranan "Sihirli Tiyatro” budur. Haller, içerisinde ona gülmeyi öğreten olayların oynandığı loca kapılarında sayısız çekici kitabe bulunan bir tiyatronun at nalı biçimindeki bir koridorunda kendisini bulur. Yaşadığı altıncı olayda paramparça olmuş bir aynaya ayağıyla basar ve içinde Pablo ve Hermine’in aşk oyunundan harap düşmüş bir şekilde uzandıkları locaya girer. Haller aşk sarhoşluğuyla bıçağı Hermine’nin sol göğsünün altına saplar ve Hermine’den kan aktığı görülür.
Haller’in aklına ölümsüzlük hakkında mısralar gelir. Mozart locaya girer ve Händel'in radyodan müzik dinlemesi için ona hizmet eder. Haller için bu kutsal bir şeye saygısızlık etmek gibi bir şeydir, Mozart içinse tanrısal fikir ve dünyevi görüngüler arasındaki kavgaya gülme sebebidir. Haller gülmeyi, sadece yapmacık bir neşe olabilecek mizahı öğrenmelidir. Ona önceden bildirilen ancak tam anlamıyla gerçekleşmeyen Hermine’in ölümünden ötürü sonsuza dek yaşama ve gülünerek aşağılanma cezasına çarptırılmıştır, çünkü bunu bir bıçakla gerçekleştirmiştir. Haller bu oyunu bir dahaki sefer daha iyi oynayacağına dair iyimserdir.
Yapısı
- Roman ilk kısmında üç farklı anlatıcıyı dile getirmektedir: Haller'in on ay süreyle evinde kaldığı ev sahibesinin yeğeninin Bozkırkurdu hakkında kişisel izlenimlerini yansıttığı yayımcının önsözü ilk olarak yer almaktadır; ikinci olarak kendi yaşantılarını anlatan Harry Haller'in notları vardır ve üçüncü olarak da Bozkırkurdu’nun dışarıda kalanları, dışarıda kalanlar burada ölümsüz olanlardır, soğukkanlı ve nesnel olarak analiz ettiği Bozkırkurdu’nun Araştırma Yazısı yer almaktadır. Bu makale bir “iç biyografi”, her şeye egemen bir üst anlatıcının psikanalizi gibi kahramanın kendini okuduğu, neredeyse kitap içinde kitaptır. İçindeki notlara sonradan devam edilir. (Hesse, yabancı yazıların yayımcısı olarak kendini kurgusal göstermek için aynı tekniği diğer eserlerinde de kullanmaktadır.)
Kitabın kahramanın yaşadığı zamanı üç perspektifle yakından ele alan üç farklı anlatıcısıyla roman, derlemeci bir yenilikle ortaya çıkmıştır. Araştırma yazısını romanın ilk basımlarında, hatta ayrı sarı broşür olarak romana eklenmiştir. “Yayımcı” topluma, kültüre ve Harry Haller'e dıştan "burjuva" bakış açısıyla yaklaşmaktadır. Haller'in içindeki dünya her şeyden önce onun sevince ve başarıya ulaşamamasının önünde durmaktadır. İçindeki dünyanın, düşünceyi putlaştırması ve Haller'in kendi içinde bulunduğu zamanın ruhsuzluğu araştırma yazısının bakış açısına göre ortadan kaldırılmaktadır. Bu durum, Haller'in yapay da olsa yeniden üretken olduğu ve kendi ölümsüzlüğüne giden yolda devam edebildiği “biyografik bir laboratuvardaki” şartlar gibi incelenmektedir.
Başkahramanın bakış açıları romanın ilk bölümünü oluşturmaktadır, kimlik ve kimliğin gelişimi konusunu yeniden biçimlendirmektedir. Romanın sonraki her iki kısmı Haller'in ilerleme mücadelesini engelleyen tek taraflı bakış açısının kaldırılmasının yaşanan biyografide nasıl görülebileceğini araştırmaktadır:
- Uygulamanın ikinci kısmında Haller’in deneyimleri bir yaşam alternatifi elde etmiştir. Üç perspektifin belli bir dereceye kadar problemin ve çözümün taslağının yorumlanmasından sonra başkahraman, Haller’in iç dünyasal özlemlerinin ve kaderlerinin kişileştirmesi olarak görülebilecek üç arkadaşıyla Hermine, Maria ve Pablo, ortaya çıkmaktadır. Her şeyden önce Hermine figürü Haller'in/Hesse'nin bir kadınsal eski egosuna dönüşmektedir; çünkü o hem Haller'in ruhunun aynasıdır hem de sonradan bir “Hermann”a dönüşen cinsiyettir. Haller tüm üç yan karakterle onun önceki yaşamına dair antitezini öne sürmektedir ve Sihirli Tiyatro'nun dönüşümü yoluyla üçüncü bir adımda her şeyi aşmaya hazırlık yapmaktadır.
- Romanın üçüncü kısmında, diyalektiğin kaldırıldığı kısım, başkahramanın tek taraflı resimlerinin dönüşümü ve çözülümü başlamaktadır. Bu kısım “cehennem” olarak anlatılan bir dans sarayının alt katında geçmektedir (Dante’nin aynı şekilde cehennemde başlayan İlahi Komedya adlı eserine birçok kez gönderme yapılmaktadır). Birbiriyle uyuşmayan ve birbirinden çok ayrı dünyaların ortadan kaldırılması mantığı bu cehennemde ölüp ölüp dirilmek demektir. Haller’in birçok kez ölmesi, sembolik de olsa idam edilmesi, Hermine’nin Haller tarafından sembolik olarak öldürülmesi ve şoförlerin silahlı kavgada kurban verilmesi gibi bir sürü ölüm vardır bu cehennemde.
Anlayış
Kitapta geçen "Bozkırkurdu hakkında yazılan çalışma yazısında" insani ruhun çok yönlülüğü, benlik çözülmesi sorunu daha yakından tanımlanmaktadır. Sadece “bir ruh” ve Haller’in “insan” ve “Bozkırkurdu” yönündeki çift varlığa bürünür olması yoktur, insanın içinde bunun yanı sıra kimi zaman çocuksu, kimi zaman ise dik kafalı bir şekilde ortaya çıkan bir sürü farklı biçim vardır. Homojen bir bireyin olmadığı, bunun yerine ruhun farklı kısımlara ayrıldığı görüşü bu neslin güven duygusunu sarsmaktadır. Özellikle dışavurumcu yazarlar iki ruha sahip olmayı sık sık konu edinmişlerdir ve yazarların tutumları bundan etkilenmiştir. Bu düşünce figürü, içgüdülerin ve bilinç dışılığın esiri olmayı araştıran Sigmund Freud’un kuramsal yazılarında olduğu gibi Friedrich Nietzsche’ye göre Apollon’un ve Dionysos’un birbirinden ayrılması sayesinde hayata geçirilmiştir. Bu ruh çeşitliliğinin birliği bu yüzden sanatçılar ve aydınlar için sorun olmuştur.
Hesse, kitaplarının birçoğunda çile hayatını ve manevi ilhama erişmeyi konu edinmiştir. Bozkırkurdu’nun içsel dağınıklığı ve her iki ruhuyla bütünleşme çabası Orta Yol'un Budist ilkesini yansıtmaktadır Yani iyi ve kötünün insanın gerçekliği olduğunu (Hesse’nin Demian eserinde olduğu gibi) yansıtmaktadır. Her kim bunu kavramışsa Bozkırkurdu’nda ölümsüzlerin yaptığı gibi evrenin derin anlayışına gülümseyebilir. Mizah aşkınlığın bir türü olarak ortaya çıkmaktadır. Mizah bizim dilediklerimizin gülünebilir yanlarını ve sonsuzluğun bulunulan yerine olan korkularımızı bize göstermektedir.
Kaynakça
- ^ Hesse, p. 7
Genel kaynaklar
- Cornils, Ingo and Osman Durrani. 2005. Hermann Hesse Today. University of London Institute of Germanic Studies. .
- Freedman, Ralph. 1978. Hermann Hesse: Pilgrim of Crisis: A Biography. New York: Pantheon Books. . OCLC 4076225.
- Halkin, Ariela. 1995. The Enemy Reviewed: German Popular Literature Through British Eyes Between the Two World Wars. Greenwood Publishing Group. .
- Mileck, Joseph. 1981. Hermann Hesse: Life and Art. University of California Press. .
- Poplawski, Paul. 2003. Encyclopedia of Literary Modernism. Westport, Connecticut: Greenwood Publishing Group. .
- Hesse, Herman. 1963. Steppenwolf. 19th edition. New York: Henry Holt and Company. ASIN: B0016RPX3K
- Ziolkowski, Theodore. 1969. "Foreword". The Glass Bead Game. New York: Henry Holt and Company. .
- Malik, Hassan M. 2014. Steppenwolf: Genius of Suffering. Amazon Digital Services. ASIN: B00IMTX0O4
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Bozkırkurdu (roman) ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Vikisöz'de Steppenwolf ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
- Der Steppenwolf 5 Mart 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Almanca), HathiTrust Digital Library
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bozkirkurdu Ozgun adi Der Steppenwolf Alman Isvicreli yazar Hermann Hesse nin onuncu romanidir BozkirkurduDer SteppenwolfYazarHermann HesseCevirmenKamuran SipalDilAlmanca Ilk olarak 1927 de Almanya da yayinlandi ve ilk kez 1929 da Ingilizceye cevrildi Roman adini bozkir kurdunun Almancasindan almistir Hikaye buyuk olcude 1920 lerde Hesse nin ruhani dunyasinda yasanan derin bir krizi yansitmaktadir Bozkirkurdu buyuk un kazandi ve on yillar boyunca kalici bir basari elde etti ancak Hesse daha sonra kitabin buyuk olcude yanlis anlasildigini iddia etmistir Kitap toplumun sig deger yargilarina ve kisiliksiz yuzeysel yasamina uyum saglayamayan bir insani anlatir Hesse bu romani icin 1961 yilinda okurlarimin cogu Bozkirkurdu nun oykusunun insani kemiren bir hastaliktan ve bunalimdan soz ettigini ama tum bunlarin olume ve yok olmaya degil tersine iyilesmeye yonelik oldugunu anlarsa kendimi mutlu hissedecegim demistir Bozkirkurdu Hermann Hesse nin eski egolarindan biri olan bas figur Harry Haller in derin ruhsal hastaliginin islendigi hikayedir Haller kendi kisiliginin bolumlere ayrilmasindan yakinmaktadir insancil halka uygun yani ile bozkirkurdu yalniz sosyal ve kulturel olaylari elestiren yani birbiriyle savasim halindedir ve bu savasim surekli Haller in onune bir engel olarak cikmaktadir Haller figurunun Johann Wolfgang von Goethe nin Faust una ve Hermann Hesse nin kendine benzer yanlari vardir ve metinde bu benzer yanlar cok kez ima edilmektedir Ortaya cikisHesse Bozkirkurdu nu yazdiginda insanlarin zihinleri ve ruhlari akilci dunya ve medeniyetin etkisi altinda aci cekmekteydi Yakin felaketler ve yeni savaslarla ortaya cikan tehdit korkusu insanlari rahat birakmamaktaydi Elli yasina yaklastigi bir zamanda gunlugune not dustugu sirada Hesse kendini derin bir kisisel krizin icinde de bulmaktaydi Her seyi firlatip atiyorum hayatimi Aci cekerek olme yoluyla ya da Bozkirkurdu sayesinde dunyaniza baska sekilde tepki vermek kutsal olan her seye ihanet etmem anlamina gelirdi Yazarin kendisi gibi Harry Haller romanin baskahramani kendini oldurmeyi dusunmustur Bozkirkurdu nun Bilimsel Incelemesi nde Bozkirkurdu ortaya cikisinin 50 yilini kendini oldurme firsatina sahip oldugu gun olarak anmaktadir 50 yas gunumde yani iki yil sonra kendimi asma hakkimi elde ettim Baskahramanin isminin bas harflerinin H H yazarinkiyle ayni olmasi o yuzden rastlanti degildir Kabul gormeBozkirkurdu yazarin dunyaca un kazanmasinda ve edebiyat dalinda odul almasinda etkili olmustur Eser yayimlandiktan sonra birbirine zit elestirilere maruz kalmistir Eser bazi kesimlerce cok sert bir sekilde elestirilirken diger kesimlerce kabul gormustur ozellikle edebi cevrelerde ve sonra da Hippie Hareketinde Bu zitliklarin uzerine roman 1960 li ve 1970 li yillarda Amerika ve Almanya da Hesse nin daha etkin bir sekilde kabul gormesine neden olmustur OzetYaklasik 50 yasinda olan Harry Haller 25 sene once ziyaret ettigi sehre on ayligina yerlesir Bahsi gecen bu surecte yeni bir arkadasinin rehberligindeki bir ogrenim sureci sayesinde kapildigi derin depresyonun ve topluma duydugu tiksintinin ustesinden gelir Bas figurun onceki yasami sadece cok kisa olarak anlatilir Haller alt tabaka halkcisi olarak yetismistir siir muzik ve felsefe ile meslegi geregince ilgilenmistir kitap yazari Mozart ve Goethe uzmani olarak one cikmistir savas karsiti gorusleri halk arasinda bilinmektedir Bircok kez kaderin apacik sillesini sindirmek zorunda kalmistir Bir defasinda ununu ve servetini kaybetmis diger defasinda karisi onu terk etmistir Artik daha fazla tatmin bulamayincaya ve daha cetin ve zorlu yolculuklar evresi baslayincaya dek kendisini isine yogunlastirmistir Issiz ailesiz yurtsuz kaldigi ve hala yollarda oldugu bu yolculuk evresinden sonra hikaye akisi baslar Haller in sanstan yana tasviri siir ya da muzik sayesinde sonsuz hazzi yasantiyi kendinden gecmeyi ve isyani tattigi sevinc saatleriyle belirlenmistir ve Tanriyi isini yaparken gordugu anlar Haller i mutlu etmektedir Cevresindeki burjuva duzeni gizlemektedir ve bu duzeni sarsacagina inandigi Tanriya ait altin bir izi yeniden bulmaya hasrettir Sahip oldugu ruhlarinin birbiriyle catismasindan dolayi var olamadigi Tanriya ait bu dunyada eserleriyle yer almak icin var gucuyle caba sarf etmektedir Haller Bozkirkurdu yani iki yaratik olarak yasamaktadir Insan olarak egitimli vatandastir guzel dusuncelere muzige ve felsefeye ilgisi vardir bankada parasi vardir burjuva kulturun icindedir ve uzlasinin yandasidir orta sinifin giydigi elbiseleri giyer ve olagan ozlemleri vardir Kurt olarak ise burjuva toplum ve kulturde yalniz kalmis kendini ustun dehanin vatandaslarindan biri olaylara distan bakan ve siyasi devrimci olarak goren kuskucu biridir Basitce soylemek gerekirse ondaki insan ve kurt zitligi zihnin ve durtunun burjuva konformizmi ile uyumsuz entelektuel zitligidir Haller hayatindaki yolda her ne kadar kaderin ona oynadigi oyunla onun hayatta elde ettigi kavrama ve derinlemesine inme yetenegi arasinda bir baglanti sezse de ayni zamanda onun yalnizlikta ve kuskuculukta elde ettiklerini de goz onunde bulundurmak gerektirmektedir Haller intihar etmeyi dusunmektedir ayrica her nedense 50 yas gununde kimseye haber vermeksizin intiharini gerceklestirmeye karar vermistir Haller burjuva kulturunun yarattigi can sikintisi karmasasi ve savas kiskirtmalariyla bezgin hale gelmis fakat diger kultur onu yalnizlik ve kuskuya bogmustur Buna bagli olarak bir Bozkirkurdu nun hayatini kolaylastirmayan iki zamanin iki kulturun ve iki dinin arasina sikisip kalmistir Fakat onun burjuva olmayan gorusune ragmen odasini kiralayan kadinin burjuva duzeni buyuk bir cekicilik olusturmaktaydi Sakinligin ve temizligin kokusu orman camindan yapilmis merdivenlerin titiz bir sekilde bicimlendirilmesi ruhunun oldugu bu gunlerde kafasindaki sorulara cevap buldugu sakinlik noktalari ve keyif aldigi seyler dogmaya baslamistir Bir sure ikamet ettigi kentin tam ortasinda dans edilen bir lokantada oncelikle ona eskilerin Hermann ini animsatan ama belki de Hesse nin sadece kadinsi eski egosu olan anlayisli Hermine gibi cift cinsiyetliligiyle karsilasmaktadir Hermine genc bir kadin olarak gecimini surdurmek icin gerekli oldugu zamanlarda fahiselik yapmaktadir Ayni zamanda Haller i yeni deneyimlere surukleyen kisidir Bir zamanlar Vergil in Dante nin gozunde oldugu gibi Haller ve Hermine kendilerini kardes olarak tanimlamaktadirlar Hermine kendini Haller in dileklerini dinleyip ona karsilik veren bir varlik aynasi olarak ona bir sevgili olarak yeni ritimlerde dans etmeyi gulmeyi ve yasamayi ogreten biri olarak gormektedir Haller in kendi talihini kendi eline almak zorunda oldugunu ogretmesi Haller e verdigi en buyuk ogretidir Bir kez bile dans etmeden hayata emek verdigini nasil soyleyebilirsin Onun Hermine yi can kulagiyla dinlemesi Hermine yi hayatta tutmaktaydi ve Haller e daha ilk randevularinda Haller in onu bir gun oldurmek zorunda kalacagini bildirmektedir Bu ikilemli kadin sadece kendi kaderini belirlemekle kalmamaktadir bunun yani sira onunkini de bilmektedir Her ikisinin hakiki ve iddiali bir boyutta bircok olan insanlara ait olduklarini kendisinin ve Haller in o yola dogru ilerleyen ulvi kimselerden sayildigini aciklar Hermine bir zaman sonra gec olgunlasmasinin pedagojik nedenlerinden dolayi Haller i Maria ile ayni yataga sokar Maria guzel bir kadin olmakla birlikte Hermine nin is arkadasidir Haller Maria ile oynadigi ask oyunu icin bir daire kiralar ve bedensel hazzi ilk defa onunla kesfetmektedir Ama aradan bir sure gecince Haller yeni mutluluklar aramaya baslar ona olme arzusunu tattiran ve yeni bir gelismeye ilk adimi attiran yeni tutkuya hasret kalmaktadir Cok gereksiz bir sekilde Maria dan ayrilir Artik gitme zamanim geldi der Haller aksamlari gec saatlerde bir suru salonu koridoru ve kati olan buyuk bir binada duzenlenen bir maskeli baloya gitmektedir Kalabaligin icinde Hermine yi bulamaz ancak ertesi gun cehennem olarak dekore edilen bodrum katinda duzenlenecek sihirli tiyatroda ona dair bir iz bulur Orada Maria ve erkek kostumu giyen biri ile tekrar karsilasir Haller Hermine ye bakarak sacina az ozen gosteren ve az suslenen genclik arkadasi Hermann i tanir ve onun hermafrodit buyusune bir kez daha teslim olur Hermine Hermann ve Haller ayni kadinlarla bir kadini elde etmeye calisan erkegin rakibi erkek olarak birbirleriyle catisir Her sey bir masaldi bir boyutta daha zengin bir anlamda daha derin olan her sey oyun ve simgeydi Haller cehennemde birkac kisilik degismesini daha yasar bireyselliginin bircok kez yikima ugradigini gorur ayni sekilde sevincinin unia mystica sini gizemli birlik Hermine yi birden yuzu beyaza boyanmis Pierette olarak gorur Beraber bir evlilik dansi ederler ve gozlerinden benim zavalli kucuk ruhum bakar Bu mistik birlesmeyle donusumun son evresi baslar Hermine Pablo bir muzisyen ve Hermine in arkadasi ve Haller beraber uyusturucu icerler ve bunun etkisiyle Haller in ruhunda bir resim salonu acilir Icinde gerceklerin degil sadece resimlerin oldugu uzun suredir aranan Sihirli Tiyatro budur Haller icerisinde ona gulmeyi ogreten olaylarin oynandigi loca kapilarinda sayisiz cekici kitabe bulunan bir tiyatronun at nali bicimindeki bir koridorunda kendisini bulur Yasadigi altinci olayda paramparca olmus bir aynaya ayagiyla basar ve icinde Pablo ve Hermine in ask oyunundan harap dusmus bir sekilde uzandiklari locaya girer Haller ask sarhosluguyla bicagi Hermine nin sol gogsunun altina saplar ve Hermine den kan aktigi gorulur Haller in aklina olumsuzluk hakkinda misralar gelir Mozart locaya girer ve Handel in radyodan muzik dinlemesi icin ona hizmet eder Haller icin bu kutsal bir seye saygisizlik etmek gibi bir seydir Mozart icinse tanrisal fikir ve dunyevi gorunguler arasindaki kavgaya gulme sebebidir Haller gulmeyi sadece yapmacik bir nese olabilecek mizahi ogrenmelidir Ona onceden bildirilen ancak tam anlamiyla gerceklesmeyen Hermine in olumunden oturu sonsuza dek yasama ve gulunerek asagilanma cezasina carptirilmistir cunku bunu bir bicakla gerceklestirmistir Haller bu oyunu bir dahaki sefer daha iyi oynayacagina dair iyimserdir YapisiRoman ilk kisminda uc farkli anlaticiyi dile getirmektedir Haller in on ay sureyle evinde kaldigi ev sahibesinin yegeninin Bozkirkurdu hakkinda kisisel izlenimlerini yansittigi yayimcinin onsozu ilk olarak yer almaktadir ikinci olarak kendi yasantilarini anlatan Harry Haller in notlari vardir ve ucuncu olarak da Bozkirkurdu nun disarida kalanlari disarida kalanlar burada olumsuz olanlardir sogukkanli ve nesnel olarak analiz ettigi Bozkirkurdu nun Arastirma Yazisi yer almaktadir Bu makale bir ic biyografi her seye egemen bir ust anlaticinin psikanalizi gibi kahramanin kendini okudugu neredeyse kitap icinde kitaptir Icindeki notlara sonradan devam edilir Hesse yabanci yazilarin yayimcisi olarak kendini kurgusal gostermek icin ayni teknigi diger eserlerinde de kullanmaktadir Kitabin kahramanin yasadigi zamani uc perspektifle yakindan ele alan uc farkli anlaticisiyla roman derlemeci bir yenilikle ortaya cikmistir Arastirma yazisini romanin ilk basimlarinda hatta ayri sari brosur olarak romana eklenmistir Yayimci topluma kulture ve Harry Haller e distan burjuva bakis acisiyla yaklasmaktadir Haller in icindeki dunya her seyden once onun sevince ve basariya ulasamamasinin onunde durmaktadir Icindeki dunyanin dusunceyi putlastirmasi ve Haller in kendi icinde bulundugu zamanin ruhsuzlugu arastirma yazisinin bakis acisina gore ortadan kaldirilmaktadir Bu durum Haller in yapay da olsa yeniden uretken oldugu ve kendi olumsuzlugune giden yolda devam edebildigi biyografik bir laboratuvardaki sartlar gibi incelenmektedir Baskahramanin bakis acilari romanin ilk bolumunu olusturmaktadir kimlik ve kimligin gelisimi konusunu yeniden bicimlendirmektedir Romanin sonraki her iki kismi Haller in ilerleme mucadelesini engelleyen tek tarafli bakis acisinin kaldirilmasinin yasanan biyografide nasil gorulebilecegini arastirmaktadir Uygulamanin ikinci kisminda Haller in deneyimleri bir yasam alternatifi elde etmistir Uc perspektifin belli bir dereceye kadar problemin ve cozumun taslaginin yorumlanmasindan sonra baskahraman Haller in ic dunyasal ozlemlerinin ve kaderlerinin kisilestirmesi olarak gorulebilecek uc arkadasiyla Hermine Maria ve Pablo ortaya cikmaktadir Her seyden once Hermine figuru Haller in Hesse nin bir kadinsal eski egosuna donusmektedir cunku o hem Haller in ruhunun aynasidir hem de sonradan bir Hermann a donusen cinsiyettir Haller tum uc yan karakterle onun onceki yasamina dair antitezini one surmektedir ve Sihirli Tiyatro nun donusumu yoluyla ucuncu bir adimda her seyi asmaya hazirlik yapmaktadir Romanin ucuncu kisminda diyalektigin kaldirildigi kisim baskahramanin tek tarafli resimlerinin donusumu ve cozulumu baslamaktadir Bu kisim cehennem olarak anlatilan bir dans sarayinin alt katinda gecmektedir Dante nin ayni sekilde cehennemde baslayan Ilahi Komedya adli eserine bircok kez gonderme yapilmaktadir Birbiriyle uyusmayan ve birbirinden cok ayri dunyalarin ortadan kaldirilmasi mantigi bu cehennemde olup olup dirilmek demektir Haller in bircok kez olmesi sembolik de olsa idam edilmesi Hermine nin Haller tarafindan sembolik olarak oldurulmesi ve soforlerin silahli kavgada kurban verilmesi gibi bir suru olum vardir bu cehennemde AnlayisKitapta gecen Bozkirkurdu hakkinda yazilan calisma yazisinda insani ruhun cok yonlulugu benlik cozulmesi sorunu daha yakindan tanimlanmaktadir Sadece bir ruh ve Haller in insan ve Bozkirkurdu yonundeki cift varliga burunur olmasi yoktur insanin icinde bunun yani sira kimi zaman cocuksu kimi zaman ise dik kafali bir sekilde ortaya cikan bir suru farkli bicim vardir Homojen bir bireyin olmadigi bunun yerine ruhun farkli kisimlara ayrildigi gorusu bu neslin guven duygusunu sarsmaktadir Ozellikle disavurumcu yazarlar iki ruha sahip olmayi sik sik konu edinmislerdir ve yazarlarin tutumlari bundan etkilenmistir Bu dusunce figuru icgudulerin ve bilinc disiligin esiri olmayi arastiran Sigmund Freud un kuramsal yazilarinda oldugu gibi Friedrich Nietzsche ye gore Apollon un ve Dionysos un birbirinden ayrilmasi sayesinde hayata gecirilmistir Bu ruh cesitliliginin birligi bu yuzden sanatcilar ve aydinlar icin sorun olmustur Hesse kitaplarinin bircogunda cile hayatini ve manevi ilhama erismeyi konu edinmistir Bozkirkurdu nun icsel daginikligi ve her iki ruhuyla butunlesme cabasi Orta Yol un Budist ilkesini yansitmaktadir Yani iyi ve kotunun insanin gercekligi oldugunu Hesse nin Demian eserinde oldugu gibi yansitmaktadir Her kim bunu kavramissa Bozkirkurdu nda olumsuzlerin yaptigi gibi evrenin derin anlayisina gulumseyebilir Mizah askinligin bir turu olarak ortaya cikmaktadir Mizah bizim dilediklerimizin gulunebilir yanlarini ve sonsuzlugun bulunulan yerine olan korkularimizi bize gostermektedir Kaynakca Hesse p 7 Genel kaynaklar Cornils Ingo and Osman Durrani 2005 Hermann Hesse Today University of London Institute of Germanic Studies 90 420 1606 X Freedman Ralph 1978 Hermann Hesse Pilgrim of Crisis A Biography New York Pantheon Books 0 394 41981 2 OCLC 4076225 Halkin Ariela 1995 The Enemy Reviewed German Popular Literature Through British Eyes Between the Two World Wars Greenwood Publishing Group 0 275 95101 4 Mileck Joseph 1981 Hermann Hesse Life and Art University of California Press 0 520 04152 6 Poplawski Paul 2003 Encyclopedia of Literary Modernism Westport Connecticut Greenwood Publishing Group 978 0 313 01657 8 Hesse Herman 1963 Steppenwolf 19th edition New York Henry Holt and Company ASIN B0016RPX3K Ziolkowski Theodore 1969 Foreword The Glass Bead Game New York Henry Holt and Company 0 8050 1246 X Malik Hassan M 2014 Steppenwolf Genius of Suffering Amazon Digital Services ASIN B00IMTX0O4Dis baglantilarWikimedia Commons ta Bozkirkurdu roman ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Vikisoz de Steppenwolf ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Der Steppenwolf 5 Mart 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde Almanca HathiTrust Digital Library