Dengeleme kavramı, realist düşünce ekolünün en etkili teorisi olan ve çok devletli bir sistemde hegemonya oluşumunun ulaşılamaz olduğunu çünkü hegemonyanın diğer devletler tarafından bir tehdit olarak algılandığını ve bunun da potansiyel bir hegemona karşı dengeleme yapmalarına neden olduğunu varsayan güç dengesi teorisinden türemiştir.
Dengeleme, belirli bir devletin veya devletler grubunun daha güçlü devletlere karşı olasılıkları eşitlemek yani güçlü devletlerin askeri avantajlarını daha zayıf olanlara karşı kullanmalarını daha zor ve dolayısıyla daha az olası hale getirmek için yaptıklarını kapsar.
Güç dengesi teorisine göre, öncelikle hayatta kalma ve güvenlik içgüdüsüyle hareket eden devletler, potansiyel bir tehdit oluşturabilecek en güçlü ve yükselen devleti sınırlandırmak için askeri yeteneklerini ve sert güç mekanizmalarını geliştirecektir ve uygulayacaklardır. Bu fikir, devletlerin baskın veya yükselene bir gücü dengelemek ve bu güç üzerinde daha fazla etki sahibi olmak için bir araya gelerek bir ittifak oluşturdukları dışsal dengelemenin aksine içsel dengeleme kavramını göstermektedir. Son yıllarda alanda çok konuşulan yumuşak dengeleme, devletlerin güçlü aktörleri nasıl dengelediğini gösteren yeni bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. En güçlü devleti kısıtlamak ve güç ve hakimiyet uygulamalarını engellemek için ve diplomatik araçların kullanılmasını savunmaktadır.
Teorik kökenleri
Devletlerin dengeleyici davranışları, güç dengesi sisteminin kendi yapısal özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu teori, neorealizm ve güç dengesi teorisine en erken ve en önemli katkıda bulunanlardan birisi olan Kenneth Waltz gibi neorealizm veya yapısal realizm teorisyenleri tarafından güçlü bir şekilde sürdürülmektedir.
Neorealist teoride sistem, sistem içindeki aktörlerin çıkarları ve güdüleri ile tüm devletlerin karşılaştığı ve sonuçta dengeleme gibi davranışlara yol açan kısıtlamalar hakkında varsayımlarda bulunur.
İlk varsayım, uluslararası düzenin anarşik olduğu ve bunun da devletlerin dengeleyici davranışlarının birincil nedeni olduğudur. Anarşi veya kapsayıcı bir yasa uygulayıcı kurumun eksikliği, devletleri kaçınılmaz olarak refahlarını sağlamak için bireysel kaynaklarına ve eylemlerine güvenmeye zorlar, böylece her devletin kendi hayatta kalmasını ve güvenliğini gözetmesi ve diğer aktörlerden gelen güç ve saldırganlığa karşı koymaya hazır olması bir sorumluluk ve gereklilik haline gelir.
İkinci varsayım, tüm aktörlerin birincil hedefinin kendi hayatta kalmaları olduğudur. En azından kendi varlıklarını korumak için çabalarken diğerleri daha yayılmacı güdülere sahip olabilir ve evrensel egemenlik peşinde koşabilir. Dolayısıyla dengeleme, devletlerin hedeflerine ve çıkarlarına ulaşmak için ellerindeki araçları kullandıkları bir araç haline gelir, yani kendilerini daha tehditkar bir aktörden korumak ya da güç ve kabiliyetlerini arttırmak zorunda kalır. Bu da anarşik düzende tüm aktörlerin temel eylemi olarak adlandırılan kendi kendine yardım kavramına yol açar. Devletler güvenliklerini sağlamak için kendi araçlarına ve düzenlemelerine güvenmelidir, yani daha güçlü bir devletin kurbanı olmamak için kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmelidir. Bu da kaçınılmaz olarak devletleri güç dengesinin öngördüğü şekilde davranmaya yönlendirir.
Üçüncü varsayım ise gücün göreceli doğasıdır. Her devletin güvenliği ve hayatta kalmasının anahtarı, mutlak bir kavram olarak değil, daha ziyade diğer devletlerinkiyle ilişkili olarak güçtür ve dengeleme genellikle daha büyük bir güç payı elde etme veya başka bir devletin sahip olduğu güç payını azaltma mekanizması olarak kullanılabilir.
Geleneksel biçimleri
Dengeleme iç veya dış çabalar ve araçlarla gerçekleşebilir. İç dengeleme, potansiyel bir hegemona karşı bağımsız yeteneklere dayanabilmek ve uluslararası sistemde daha etkili bir şekilde rekabet edebilmek için devletin ekonomik kaynaklarını ve askerî gücünü artırarak gücünü artırma çabalarını içerir. Kendi kendine yardım eden, anarşik bir sistemde, iç dengeleme mekanizmalarının bağımsız stratejilere ve eylemlere dayandıkları için dış dengelemeden daha güvenilir ve kesin olduğuna inanılmaktadır.
Dış dengeleme, bir hegemonu önlemek veya yükselen bir güce karşı koymak için ittifakların ve devletlerarası işbirliğinin güçlendirilmesi ve genişletilmesini içerir. Ortak bir tehdit olan kolektif güvenliği ve hayatta kalmayı tehlikeye atma potansiyelli tek bir baskın devlet karşısında devletlerin ikincil anlaşmazlıklarını bir kenara bırakıp dengeleyici bir ittifaka katılmaları beklenir. Dış dengeleme, devletlerin tehlike kaynağı olarak algılanan daha güçlü bir devlete karşı birleştikleri bir ittifak düzenlemesini temsil eder. Bu tür bir dengelemeyi, daha küçük güçlerin refahını ve hayatta kalmasını tehlikeye atabilecek bir saldırgana veya potansiyel bir hegemona karşı birleşik muhalefet yoluyla güvenliği sağlamanın bir ölçüsü haline getirir.
Güç dengesi sisteminde dengeleme, daha küçük devletlerin güvenliklerini büyük güçle ya da baskın bir aktörle ittifak kurarak sağlamaya çalıştıkları “eklemlenme” kavramına karşıttı. Bu seçenek daha küçük güçler için ne kadar cazip olsa da esasen uluslararası sistemin güvenliğini zayıflatabilir çünkü yükselen ve potansiyel olarak yayılmacı bir devletler ittifaka katılarak saldırganlık ve yayılmacı güdüler ödüllendirilmiş ve kabul edilmiş olur. Savunma ve caydırıcılık kabiliyetlerini geliştirmek ve bu sayede büyüyen bir gücün çok güçlü ve baskın hale gelmesini engellemek ve cesaretini kırmak için benzer veya daha az güce sahip diğerleriyle koalisyonlar kurmak devletlerin çıkarınadır. Waltz’un özetlediği gibi, “devletler… zayıf tarafa akın ederler, çünkü onları tehdit eden güçlü taraftır.”
Devletler neden dengeler?
Devletler, daha güçlü devletlerin tahakkümü altına girmekten kaçınmak için denge kurarlar. Potansiyel bir hegemonu çok güçlü hale gelmeden önce dizginlemek devletlerin çıkarınadır, böylece egemen bir güç statüsüne ulaştığında onu egemenliğinin kurbanı olmaktan kaçınırlar. Ya kendi kendine yardım mekanizmaları yoluyla kendi yeteneklerini geliştirmek ya da sisteme potansiyel olarak hakim olabilecek ve sistem içindeki aktörlerin hayatta kalmasını baltalayabilecek olanı dizginlemek ve frenlemek için kolayca hakim olamayacak devletlerle ittifaklara katılmak daha güvenli bir alternatif haline gelir.
Devletlerin çoğu durumda eklemlenme yerine denge kurmayı tercih etmelerinin bir başka nedeni de dengeleyici ittifaka katılmanın onlara daha fazla nüfuz sahibi olma ve bu ittifakta daha önemli bir rol oynama imkanı tanımasıdır. Oysa büyük güçle ittifak kurmak, güçlü müttefikleri tarafından kaçınılmaz olarak tahakküm altına alınacakları için onlara büyük bir katkı ve belirleyici kabiliyet fırsatı vermeyecektir. Devletler potansiyel bir hegemonla ittifak kurarak kendilerine dayatılan emirlere sahip olmaktansa bir ittifak içinde hareket özgürlüklerini korumayı tercih ederler. Devletler son derece savunmasız ve önemsizse, eklemlenme tek seçenekleri olabilir ancak orta güçler ve katkıda bulunacak ve koruyacak bir şeyleri olan devletler yükselen bir güç ve potansiyel bir hegemon karşısında her zaman dengeyi sağlayacaktır.
ittifak oluşumuna ilişkin açıklamasında öne sürdüğü üzere devletlerin denge ya da eklemlenme kararını etkileyen bir dizi faktör vardır. İlk olarak, devletlerin kaynak ve kabiliyetlerini oluşturan toplam güçtür. Bu özel fark, yüksek toplam güce sahip bir devletin potansiyel bir tehdit olması ve daha küçük güçlerde tahakküm korkusu uyandırması nedeniyle dengelemeye neden olabilir ancak daha küçük devletler güçlü bir müttefikin güç ve korumasından etkilenebileceğinden aynı şekilde kolaylıkla eklemlenmeye de yol açabilir. İkinci faktör ise yakın güçtür, coğrafi olarak yakın devletler uzak devletlere kıyasla daha büyük bir tehdit oluştururlar çünkü güç yansıtma kabiliyeti mesafeyle beraber azalır. Tekrar olarak, saldırgan ve giderek güçlenen bir komşu devletin diğer devletleri kendisine karşı dengelem stratejilerine girişmeleri için alarma geçirmesi muhtemeldir ancak büyük bir güce komşu olan küçük, zayıf ve savunmasız devletler uygulanabilir alternatiflerinin olmaması, bağımsız olarak dengeleme yapamamaları veya dengeleyici bir ittifaka katkıda bulunamamaları nedeniyle genellikle dengelemeye yatkındırlar. Saldırgan güç, üçüncü faktördür ve büyük ve büyüyen saldırı kabiliyetlerine sahip devletlerin diğerlerini kendilerine karşı dengelemeye kışkırtabileceğini ifade eder. Dördüncü faktör ise saldırgan niyetlerle ilgilidir, bir devletin algılanan saldırgan veya yayılmacı hedefleri veya güdüleri diğerlerini ona karşı dengelemeye yönlendirir.
Geleneksel olarak dengeleme, devletlerin hegemonya karşısındaki davranışlarını anlamanın yanı sıra ittifakların nasıl bir araya geldiğini anlamak için de geçerliydi. Bununla beraber, ABD’nin son on yıllardaki yaygınlığı boyunca sergilenen dengelemeden ziyade eklemlenme yönündeki artan eğilime itiraz etmek zordur. Bu eğilim, ister korunma amacıyla ister korkudan olsun, devletlerin süper güçle ittifak yapmayı ve onun uluslararası sisteme dayattığı koşulları kabul etmeyi seçtiklerini göstermektedir.
Kusurları ve eleştiriler
Hem iç hem de dış dengeleme biçimleri sorunlar ve eleştirilerle karşılaşmaktadır. İç dengeleme, başarısını engelleyebilecek bir dizi iç engele maruz kalmaktadır. Yüksek maliyetler ve ülkenin ekonomik ve askeri gelişimine önemli katkılarda bulunabilmek için kaynak ayırmanın zorluğu bunların başlıcalarıdır. Dahası, büyük bir gücü bağımsız olarak dengelemek için kabiliyetlerini büyük ölçüde genişletmesi ve silahlanmasını hızlandırması gerekir ki bu da şüphesiz sadece söz konusu büyük gücün değil de diğer devletlerin de olumsuz tepkilerine yol açacaktır. Güvenliğini artırmak ve yükselene bir gücü dengelemek için askeri yığınak stratejisini benimseyen bir devlet istemeden de olsa bunun tam tersini yapabilir ve uluslararası sistemdeki herkes için olumsuz koşullar yaratabilir. Bu durum kaçınılmaz olarak bir devletin güç ve güvenliğindeki artışın diğerlerindekini azalttığı ve saldırgan eylemleri, potansiyel silahlanma yarışlarını ve aktörler arasında tırmanan düşmanlığı dengeleyerek kolektif güvenliği engellediği bir güvenlik ikilemine neden olabilir.
Dış dengeleme, daha yaygın olarak uygulanan bir dengeleme biçimi olmasına rağmen çeşitli engeller ve eleştirilerle karşılaşmaktadır. Başarısı, kalıcı ve tutarlı bir ittifak sistemine bağlıdır ancak uluslararası sistemin yapısal kısıtlamaları göz önüne alındığında bunu elde etmek ve sağlamak zor olabilir. Uluslararası sistemin anarşik doğası ve devletlerin birincil hedefi olan hayatta kalma arzusu, tüm devletlerin kendi kendine yardım yaklaşımını benimsemesine neden olmakta ve diğer aktörlere olan güven ve itimadı önemli ölçüde zayıflatmaktadır. Bununla beraber, bu yapısal engellere rağmen ittifaklar kurulmaktadır ancak bunlar aşırı güvenilmemesi gereken geçici düzenlemeler olarak görülmektedir.
Uluslararası sistem, içindeki aktörlerin niyetleri ve eylemleri hakkında süregelen güvensizlik ve belirsizlik koşullarına tabidir ve bu da işbirliğinin sağlanması ve sürdürülmesini zorlaştırır. Dahası, dış dengeleme, ‘’ sorunsalına ve uzun vadeli işbirliğinin, adanmışlıkların ve amaca eşit katkıların sürdürülmesinin zor olduğu bir kolektif eylem sorununa yakalanır. Başkalarının çabalarından serbestçe yararlanmak ve bu şekilde ittifakın faydalarından yararlanırken maliyet ve risklerden kaçınmak için güçlü teşvikler vardır.
İttifaktaki her bir aktörün aklında büyük ve yükselen gücü dengelemek gibi aynı çıkar ve hedef olduğu için mantıken bu ittifakta yer alan herkesin ortak çıkar ve hedef adına hareket etmesi gerekir. Ancak ortak bir amaca ulaşmanın maliyetlerini ve çabalarını paylaşma beklentisi olsa da ittifaklar ve gruplar, katılımcılar arasında sömürü ve tutarsız özveri ve girdi eğilimi göstermektedir. Kolektif eylem konusunda önde gelen teorisyenlerden birisi olan , tüm üyelerin ortak bir çıkarı paylaşmasına rağmen grupların (veya burada ittifakların) kolektif bir fayda elde etmenin maliyetlerini ödemede ortak bir çıkarı olmadığını, bu durumun amaçlara ulaşmayı sorunlu hale getirdiğini ve ittifakı sürdürmeyi zorlaştırdığını tespit etmiştir.
Bununla beraber, güç dengesi teorisini ve ardından devletlerin dengeleyici davranışlarını çevreleyen ana eleştiri, bu mantığın hegemonun yükseliş dönemi için geçerli olduğunu ve bu dönemle ilgili olduğunu vurgulamaktadır. Devletler bir araya gelecek ve hegemon olma potansiyeli olan veya hegemon olma hırsı gösteren yükselen bir gücü dengeleyecektir ancak hegemonya zaten kurulduktan sonra meydana gelen olaylar hakkında çok az şey söyleyecek ve hiçbir öngörüde bulunmayacaktır.
Dolayısıyla, bu teori ve devlet davranışının çıkmazı, günümüz dünya sınırlarında yaşanan olayları açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Şu anda ABD, diğer devletlerinkinden çok daha üstün güç ve kabiliyetlere sahip, köklü bir üstünlüğe sahiptir. Tarihin hiçbir döneminde bir devletin diğerleri üzerindeki hakimiyet marjı bu denli geniş olmamıştır ve bu da güç dengesi teorisinin geleneksel uygulamasını ve ikincil güçlerin dengeleyici davranış tahminlerini uygulanamaz hale getirmiştir.
Günümüz: yumuşak dengeleme argümanı
Kenneth Waltz, tek kutupluluğun en istikrarsız ve “tüm uluslararası konfigürasyonlar arasında en dayanaksız” olduğunu öne sürmüştür, zira baskın güç iyi niyetle hareket etse bile ikincil güçlerin denge ve denetleme mekanizmalarının, onu dengeleyecek ve dizginleyecek eşit bir gücün yokluğunda onun gelecekteki niyetleri ve eylemleri konusunda temkinli olmaları gerekecektir. XIV. Louis ve I. Napolyon’un Fransa’yı yönetmesi veya Adolf Hitler’in Almanya’yı yönetmesi gibi dengesiz büyük güçlerin tarihsel örnekleri, fethetme ve hükmetme amaçlı saldırgan ve yayılmacı güdülere sahne olmuş, dolayısıyla uluslararası güç dağılımını dengeye getirmek için tek bir baskın devlet örneğinde dengelemeye duyulan hayati ihtiyacı ortaya çıkarmıştır.
Günümüzdeki tek kutuplu dünyada, sert dengelemenin hem iç hem de dış biçimleriyle alakalı sorunlar ve zorluklar göz önüne alındığında yumuşak dengeleme, ikincil güçlerin askeri olmayan araçlarla tek kutuplu lider ABD’nin eylemlerini, stratejilerini ve tek taraflı kararlarını “geciktirmeye, engellemeye ve zayıflatmaya” çalışması için uygun bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır. Yumuşak dengelemeyi savunanlar, devletlerin bu tür bir dengelemeye girişmeleri için diplomasi, diplomatik koalisyonlar, uluslararası kurumlar ve anlaşmalar, toprak reddi gibi devletçilik mekanizmalarının yanı sıra ekonomik girişimler ve süper gücü sürecin dışında bırakan çok taraflı ve bölgesel ekonomik çabalar da dahil olmak üzere bir dizi mekanizma önermişlerdir.
ABD’nin üstünlüğü son on yıllarda dengelenmemiştir çünkü süper güç başkalarının egemen varlığına hükmetmek ya da meydan okumak yerine herkesin güvenliğini ve özerkliğini teşvik eden saldırgan olmayan yaklaşımlar sergilemiştir. Bununla beraber, özellikle Bush yönetimi altında artan ABD tek taraflılığının, iyi huylu süper güç imajını değiştirdiği ve yabancı hükûmetleri hırsları konusunda tedirgin ettiği ileri sürülmektedir. En önemlileri Kyoto Protokolü’nün terk edilmesi, Anti-Balistik Füze Antlaşması’ndan çekilme ve en önemlisi ise diğer devletlerin büyük muhalefetine rağmen 2003 yılında Irak’ta savaşa girmek kararı olan bir dizi saldırgan ve tek taraflı dış politika, ikincil güçlerin ABD’nin gücünü kısıtlamaya ve “sınırsız bir küresel hegemon” olmasını engellemeye yönelik dolaylı yumuşak dengeleyici stratejiler izlemesine yol açmıştır.
Irak işgali genellikle büyük devletleri kendi güvenliklerini yeniden düşünmeye ve tek kutba karşı yumuşak dengelemeye başvurmaya iten kilit olaylardan birisi olarak kullanılır çünkü sadece haydut devletler tarafından nükleer silahların yayılmasını durdurmayı amaçlayan bir strateji değil, toprak bütünlüğü normuna bir meydan okuma olduğu kanıtlanmıştır. ABD’nin kendi dışındaki bir bölgeye saldırgan bir müdahalesi, ABD’nin üstünlüğüne ve önceliğine kimse tarafından meydan okunmamasını sağlamak için gerekli her türlü önlemi alma konusundaki kararlılığını göstermiştir.
Geleceği
Yumuşak dengelem kavramı, nispeten yeni ve evrensel olarak kabul görmemiş olsa da gelecekte devletlerin dengelemede kullanacakları yöntem olarak şekillenmektedir. Uluslararası alandaki güç dengesine önemli bir değişiklik getirme ihtimali düşük olsa da büyük gücü kısıtlama ve ikincil güçlerin uluslararası meselelere katkıda bulunmalarına ve tek kutuplu bir liderin hakimiyeti altında özerkliklerini korumalarına izin verme potansiyeli göstermektedir.
Ancak bu, geleneksel sert dengelemenin geçmişte kaldığı anlamına gelmiyor. Gerçekten de hem siyasi hem de akademik çevrelerden yükselen güçlerin, yani Çin ve Hindistan’ın, güç, hakimiyet ve nihayetinde hegemonya mücadelesinde ABD’nin dengeleyicileri ve rakipleri olarak hızla ortaya çıktığına işaret eden bazı güçlü argümanlar ortaya çıkmaktadır. Yumuşak dengeleme ve tek kutuplu istikrar üzerine güçlü eleştiriler için Dall’Agnal’un argümanları kullanılır. Yazarın temel argümanı, Waltz tarafından önerildiği şekliyle güç dengesinin Soğuk Savaş sonrası dönem için hala geçerli olduğudur.
Çin şüphesiz en güvenilir güç olarak ortaya çıkmaktadır ve önümüzdeki on ya da yirmi yıl içinde güç dengesini ABD’nin üstünlüğünden uzaklaştıracak en büyük potansiyele sahiptir. Çin, ABD’ye karşı “zorlu bir siyasi, stratejik ve ekonomik rakip” olarak ortaya çıkmış ve ABD’nin bölgesel ve küresel liderliğine giderek daha fazla meydan okumaya başlamıştır. Esas olarak ekonomik refaha odaklanan barışçıl yükseliş iddialarına rağmen dünya Çin’in askeri genişleme ve modernizasyonunun giderek daha fazla farkına varmakta ve endişelenmektedir. Çin’in askeri bütçesi bir önceki yıla göre 2008’de %17,5 ve 2009’da %18,5 artmıştır. Çin’in ekonomik ve askeri büyümesinin iç dengeleme mantığına nasıl karşılık geldiğini görünce “barışçıl büyüme” iddiasının mevcut dünya düzeni ve güç dengesine bir meydan okuma anlamına geldiğinden giderek daha fazla şüphelenilmesi şaşırtıcı değildir. Buna ek olarak, bölgesel ortaklıklar ve anlaşmalardaki büyümenin merkezinde Çin’in yer aldığı ve ABD’nin katılım dışında bırakıldığı yeni bir bölgesel entegrasyonu dengelemesi gibi yumuşak dengeleme mekanizmaları da tespit edilebilir, bunun en önemli örneği Ocak 2010’dan bu yana kurulan ASEAN-Çin Serbest Ticaret Bölgesi’dir. Yeni büyük güçlerin ortaya çıkmasının, bu güçlerin tek kutuplu lideri dengelemeyi seçme düzeyi ve yoğunluğu ne olursa olsun güç dengesi dinamiklerine değişiklikler getireceği kesindir. Çin ve diğer büyüyen devletler ABD’yi dengelemekten kaçınsalar bile, ekonomilerinin, kabiliyetlerinin ve askerî güçlerinin büyüklüğü, gelecekte ABD’nin stratejik hareket özgürlüğü, etkileme, hükmetme ve güç yansıtma kabiliyeti üzerinde şüphesiz bazı kısıtlamalar yaratacaktır.
Kaynakça
- ^ Jack S. Levy, "What do Great Powers Balance Against and When?" in T.V. Paul, J.J. Wirtz and M. Fortmann (eds) Balance of Power: Theory and Practice in the 21st Century (Stanford: Stanford University Press, 2004), 37.
- ^ Pape, Robert A. (July 2005). "Soft Balancing against the United States". International Security (İngilizce). 30 (1). ss. 7-45. doi:10.1162/0162288054894607. ISSN 0162-2889. JSTOR 4137457.
- ^ Kenneth N. Waltz, "Realism and International Politics" (New York: Routledge, 2008), 137.
- ^ Stephen G. Brooks and William C. Wohlforth, "World out of Balance" (Princeton: Princeton University Press, 2008), 22.
- ^ Kenneth N. Waltz, "Theory of International Relations" (Addison-Wesley Publishing, 1979).
- ^ Waltz, "Theory of International Relations", 122.
- ^ Kenneth N. Waltz, "Man, the State and War" (New York: Columbia University Press, 1959), 188.
- ^ John J. Mearsheimer "The Tragedy of the Great Power Politics", in Anarchy and the Struggle for Power (New York: Norton, 2001), 30.
- ^ Waltz, "Man, the State and War", 160.
- ^ a b c Waltz, "Theory of International Relations", 118.
- ^ Waltz, "Theory of International Relations", 111.
- ^ Waltz, "Man, the State and War", 210.
- ^ Waltz, "Theory of International Relations", 168
- ^ 15. William C. Wohlforth, Stuart J. Kaufman and Richard Little, "Introduction: Balance and Hierarchy in International System", in William C. Wohlforth, Stuart J. Kaufman and Richard Little (eds) The Balance of Power in World History, (New York: Palgrave Macmillan, 2007), 9-10.
- ^ Waltz, "Theory of International Relations", 168.
- ^ Wohlforth et al. "Introduction", 9.
- ^ Stephen Walt, "Alliance Formation and the Balance of World Power", International Security, 9: 4 (1985): 4.
- ^ Thazha Varkey Paul, "Soft Balancing in the Age of U.S. Primacy", International Security, 30: 1 (2005): 52.
- ^ a b Waltz, "Theory of International Relations", 127.
- ^ Walt, "Alliance Formation", 5.
- ^ Walt, "Alliance Formation", 15.
- ^ Walt, "Alliance Formation and the Balance of World Power".
- ^ Walt, "Alliance Formation", 9.
- ^ Walt, "Alliance Formation", 10.
- ^ Walt, "Alliance Formation", 11.
- ^ Walt, "Alliance Formation", 12.
- ^ Walt, "Alliance Formation", 7.
- ^ Pape, "Soft Balancing against the United States", 15.
- ^ Robert Jervis, "Cooperation Under the Security Dilemma", World Politics, 30: 2 (1978): 160
- ^ Jeffrey W. Taliaferro, "Security Seeking under Anarchy: Defensive Realism Revisited", International Security, 25: 3 (2000): 129.
- ^ Mearsheimer, "The Tragedy of the Great Power Politics", 33.
- ^ Waltz, "Theory of International Relations", 105.
- ^ Pape, "Soft Balancing against the United States", 16.
- ^ Brooks & Wohlforth, "World out of Balance", 35-36.
- ^ Mancur Olson, "The Logic of Collective Action: Public Goods and the Theory of Groups", (Harvard University Press, 1971), 2-3.
- ^ Olson, "The Logic of Collective Action", 21.
- ^ Brooks & Wohlforth, "World out of Balance", 22.
- ^ Brooks & Wohlforth, "World out of Balance", 23.
- ^ a b Waltz, "Realism and International Politics", 214.
- ^ Pape, "Soft Balancing against the United States", 10, 17.
- ^ Paul, "Soft Balancing in the Age of U.S. Primacy"
- ^ a b Paul, "Soft Balancing in the Age of U.S. Primacy", 53.
- ^ Pape, "Soft Balancing against the United States", 7.
- ^ Pape, "Soft Balancing against the United States", 35.
- ^ Pape, "Soft Balancing against the United States"
- ^ Pape, "Soft Balancing against the United States", 25.
- ^ Dall'Agnol, Augusto C. Dall', Augusto César (2018). "Balancing in unipolarity: who is afraid of balance of power?". Brazilian Journal of International Relations. 7 (3). s. 494. doi:10.36311/2237-7743.2018.v7n3.04.p494. 16 Ocak 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2024. Vol. 7, No. 3 (2018), pp. 494-515.
- ^ Barry Desker, "New Security Dimensions in the Asia-Pacific", Asia-Pacific Review, 15: 1 (2008): 62.
- ^ Sheldon W. Simon, "Alternative Visions of Security in the Asia Pacific", Pacific Affairs, 69: 3 (1996): 386.
- ^ 54. The People's Republic of China - Information Office of the State Council. "China's National Defence in 2010 – White Paper" (2011), 32. [Available from: ]
- ^ Evelyn Goh, "Great Powers and Hierarchical Order in Southeast Asia Analyzing Regional Security Strategies", International Security, 32: 3 (2007): 140.
Kaynakça
- Brooks, Stephen G. and Wohlforth, William C. "World out of Balance" (Princeton: Princeton University Press, 2008).
- Desker, Barry. "New Security Dimensions in the Asia-Pacific", Asia-Pacific Review, 15: 1 (2008): 56–75.
- Goh, Evelyn. "Great Powers and Hierarchical Order in Southeast Asia Analyzing Regional Security Strategies", International Security, 32: 3 (2007): 113–157.
- Jervis, Robert. "Cooperation Under the Security Dilemma", World Politics, 30: 2 (1978): 186–214.
- Levy, Jack S. "What do Great Powers Balance Against and When?" in T.V. Paul, J.J. Wirtz and M. Fortmann (eds) Balance of Power: Theory and Practice in the 21st Century (Stanford: Stanford University Press, 2004).
- Mearsheimer, John J. "The Tragedy of the Great Power Politics", in Anarchy and the Struggle for Power (New York: Norton, 2001), 29–54.
- Olson, Mancur. "The Logic of Collective Action: Public Goods and the Theory of Groups", (Harvard University Press, 1971).
- Pape, Robert A., "Soft Balancing against the United States", International Security, 30: 1 (2005): 7-45.
- Paul, T.V. "Soft Balancing in the Age of U.S. Primacy", International Security, 30: 1 (2005): 46-71
- The People's Republic of China - Information Office of the State Council. "China's National Defence in 2010 – White Paper" (2011). Available from:
- Simon, Sheldon W. "Alternative Visions of Security in the Asia Pacific", Pacific Affairs, 69: 3 (1996): 381–396.
- Taliaferro, Jeffrey W. "Security Seeking under Anarchy: Defensive Realism Revisited", International Security, 25: 3 (2000): 128–161.
- Walt, Stephen. "Alliance Formation and the Balance of World Power", International Security, 9: 4 (1985): 3-43.
- Waltz, Kenneth N. "" (New York: Columbia University Press, 1959).
- —, "Theory of International Relations" (Addison-Wesley Publishing, 1979).
- —, "Realism and International Politics" (New York: Routledge, 2008), 137;
- Wohlforth, William C., Stuart J. Kaufman and Richard Little, "Introduction: Balance and Hierarchy in International System", in William C. *Wohlforth, Stuart J. Kaufman and Richard Little (eds) The Balance of Power in World History, (New York: Palgrave Macmillan, 2007).
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dengeleme kavrami realist dusunce ekolunun en etkili teorisi olan ve cok devletli bir sistemde hegemonya olusumunun ulasilamaz oldugunu cunku hegemonyanin diger devletler tarafindan bir tehdit olarak algilandigini ve bunun da potansiyel bir hegemona karsi dengeleme yapmalarina neden oldugunu varsayan guc dengesi teorisinden turemistir Daumier in 1866 tarihli L Equilibre Europeen adli karikaturu farkli uluslarin askerleri sungulerin uzerinde dunyayi sallarken guc dengesini temsil ediyor Dengeleme belirli bir devletin veya devletler grubunun daha guclu devletlere karsi olasiliklari esitlemek yani guclu devletlerin askeri avantajlarini daha zayif olanlara karsi kullanmalarini daha zor ve dolayisiyla daha az olasi hale getirmek icin yaptiklarini kapsar Guc dengesi teorisine gore oncelikle hayatta kalma ve guvenlik icgudusuyle hareket eden devletler potansiyel bir tehdit olusturabilecek en guclu ve yukselen devleti sinirlandirmak icin askeri yeteneklerini ve sert guc mekanizmalarini gelistirecektir ve uygulayacaklardir Bu fikir devletlerin baskin veya yukselene bir gucu dengelemek ve bu guc uzerinde daha fazla etki sahibi olmak icin bir araya gelerek bir ittifak olusturduklari dissal dengelemenin aksine icsel dengeleme kavramini gostermektedir Son yillarda alanda cok konusulan yumusak dengeleme devletlerin guclu aktorleri nasil dengeledigini gosteren yeni bir kavram olarak ortaya cikmistir En guclu devleti kisitlamak ve guc ve hakimiyet uygulamalarini engellemek icin ve diplomatik araclarin kullanilmasini savunmaktadir Teorik kokenleriDevletlerin dengeleyici davranislari guc dengesi sisteminin kendi yapisal ozelliklerinden kaynaklanmaktadir Bu teori neorealizm ve guc dengesi teorisine en erken ve en onemli katkida bulunanlardan birisi olan Kenneth Waltz gibi neorealizm veya yapisal realizm teorisyenleri tarafindan guclu bir sekilde surdurulmektedir Neorealist teoride sistem sistem icindeki aktorlerin cikarlari ve guduleri ile tum devletlerin karsilastigi ve sonucta dengeleme gibi davranislara yol acan kisitlamalar hakkinda varsayimlarda bulunur Ilk varsayim uluslararasi duzenin anarsik oldugu ve bunun da devletlerin dengeleyici davranislarinin birincil nedeni oldugudur Anarsi veya kapsayici bir yasa uygulayici kurumun eksikligi devletleri kacinilmaz olarak refahlarini saglamak icin bireysel kaynaklarina ve eylemlerine guvenmeye zorlar boylece her devletin kendi hayatta kalmasini ve guvenligini gozetmesi ve diger aktorlerden gelen guc ve saldirganliga karsi koymaya hazir olmasi bir sorumluluk ve gereklilik haline gelir Ikinci varsayim tum aktorlerin birincil hedefinin kendi hayatta kalmalari oldugudur En azindan kendi varliklarini korumak icin cabalarken digerleri daha yayilmaci gudulere sahip olabilir ve evrensel egemenlik pesinde kosabilir Dolayisiyla dengeleme devletlerin hedeflerine ve cikarlarina ulasmak icin ellerindeki araclari kullandiklari bir arac haline gelir yani kendilerini daha tehditkar bir aktorden korumak ya da guc ve kabiliyetlerini arttirmak zorunda kalir Bu da anarsik duzende tum aktorlerin temel eylemi olarak adlandirilan kendi kendine yardim kavramina yol acar Devletler guvenliklerini saglamak icin kendi araclarina ve duzenlemelerine guvenmelidir yani daha guclu bir devletin kurbani olmamak icin kendi cikarlari dogrultusunda hareket etmelidir Bu da kacinilmaz olarak devletleri guc dengesinin ongordugu sekilde davranmaya yonlendirir Ucuncu varsayim ise gucun goreceli dogasidir Her devletin guvenligi ve hayatta kalmasinin anahtari mutlak bir kavram olarak degil daha ziyade diger devletlerinkiyle iliskili olarak guctur ve dengeleme genellikle daha buyuk bir guc payi elde etme veya baska bir devletin sahip oldugu guc payini azaltma mekanizmasi olarak kullanilabilir Geleneksel bicimleriDengeleme ic veya dis cabalar ve araclarla gerceklesebilir Ic dengeleme potansiyel bir hegemona karsi bagimsiz yeteneklere dayanabilmek ve uluslararasi sistemde daha etkili bir sekilde rekabet edebilmek icin devletin ekonomik kaynaklarini ve askeri gucunu artirarak gucunu artirma cabalarini icerir Kendi kendine yardim eden anarsik bir sistemde ic dengeleme mekanizmalarinin bagimsiz stratejilere ve eylemlere dayandiklari icin dis dengelemeden daha guvenilir ve kesin olduguna inanilmaktadir Dis dengeleme bir hegemonu onlemek veya yukselen bir guce karsi koymak icin ittifaklarin ve devletlerarasi isbirliginin guclendirilmesi ve genisletilmesini icerir Ortak bir tehdit olan kolektif guvenligi ve hayatta kalmayi tehlikeye atma potansiyelli tek bir baskin devlet karsisinda devletlerin ikincil anlasmazliklarini bir kenara birakip dengeleyici bir ittifaka katilmalari beklenir Dis dengeleme devletlerin tehlike kaynagi olarak algilanan daha guclu bir devlete karsi birlestikleri bir ittifak duzenlemesini temsil eder Bu tur bir dengelemeyi daha kucuk guclerin refahini ve hayatta kalmasini tehlikeye atabilecek bir saldirgana veya potansiyel bir hegemona karsi birlesik muhalefet yoluyla guvenligi saglamanin bir olcusu haline getirir Guc dengesi sisteminde dengeleme daha kucuk devletlerin guvenliklerini buyuk gucle ya da baskin bir aktorle ittifak kurarak saglamaya calistiklari eklemlenme kavramina karsitti Bu secenek daha kucuk gucler icin ne kadar cazip olsa da esasen uluslararasi sistemin guvenligini zayiflatabilir cunku yukselen ve potansiyel olarak yayilmaci bir devletler ittifaka katilarak saldirganlik ve yayilmaci guduler odullendirilmis ve kabul edilmis olur Savunma ve caydiricilik kabiliyetlerini gelistirmek ve bu sayede buyuyen bir gucun cok guclu ve baskin hale gelmesini engellemek ve cesaretini kirmak icin benzer veya daha az guce sahip digerleriyle koalisyonlar kurmak devletlerin cikarinadir Waltz un ozetledigi gibi devletler zayif tarafa akin ederler cunku onlari tehdit eden guclu taraftir Devletler neden dengeler Devletler daha guclu devletlerin tahakkumu altina girmekten kacinmak icin denge kurarlar Potansiyel bir hegemonu cok guclu hale gelmeden once dizginlemek devletlerin cikarinadir boylece egemen bir guc statusune ulastiginda onu egemenliginin kurbani olmaktan kacinirlar Ya kendi kendine yardim mekanizmalari yoluyla kendi yeteneklerini gelistirmek ya da sisteme potansiyel olarak hakim olabilecek ve sistem icindeki aktorlerin hayatta kalmasini baltalayabilecek olani dizginlemek ve frenlemek icin kolayca hakim olamayacak devletlerle ittifaklara katilmak daha guvenli bir alternatif haline gelir Devletlerin cogu durumda eklemlenme yerine denge kurmayi tercih etmelerinin bir baska nedeni de dengeleyici ittifaka katilmanin onlara daha fazla nufuz sahibi olma ve bu ittifakta daha onemli bir rol oynama imkani tanimasidir Oysa buyuk gucle ittifak kurmak guclu muttefikleri tarafindan kacinilmaz olarak tahakkum altina alinacaklari icin onlara buyuk bir katki ve belirleyici kabiliyet firsati vermeyecektir Devletler potansiyel bir hegemonla ittifak kurarak kendilerine dayatilan emirlere sahip olmaktansa bir ittifak icinde hareket ozgurluklerini korumayi tercih ederler Devletler son derece savunmasiz ve onemsizse eklemlenme tek secenekleri olabilir ancak orta gucler ve katkida bulunacak ve koruyacak bir seyleri olan devletler yukselen bir guc ve potansiyel bir hegemon karsisinda her zaman dengeyi saglayacaktir ittifak olusumuna iliskin aciklamasinda one surdugu uzere devletlerin denge ya da eklemlenme kararini etkileyen bir dizi faktor vardir Ilk olarak devletlerin kaynak ve kabiliyetlerini olusturan toplam guctur Bu ozel fark yuksek toplam guce sahip bir devletin potansiyel bir tehdit olmasi ve daha kucuk guclerde tahakkum korkusu uyandirmasi nedeniyle dengelemeye neden olabilir ancak daha kucuk devletler guclu bir muttefikin guc ve korumasindan etkilenebileceginden ayni sekilde kolaylikla eklemlenmeye de yol acabilir Ikinci faktor ise yakin guctur cografi olarak yakin devletler uzak devletlere kiyasla daha buyuk bir tehdit olustururlar cunku guc yansitma kabiliyeti mesafeyle beraber azalir Tekrar olarak saldirgan ve giderek guclenen bir komsu devletin diger devletleri kendisine karsi dengelem stratejilerine girismeleri icin alarma gecirmesi muhtemeldir ancak buyuk bir guce komsu olan kucuk zayif ve savunmasiz devletler uygulanabilir alternatiflerinin olmamasi bagimsiz olarak dengeleme yapamamalari veya dengeleyici bir ittifaka katkida bulunamamalari nedeniyle genellikle dengelemeye yatkindirlar Saldirgan guc ucuncu faktordur ve buyuk ve buyuyen saldiri kabiliyetlerine sahip devletlerin digerlerini kendilerine karsi dengelemeye kiskirtabilecegini ifade eder Dorduncu faktor ise saldirgan niyetlerle ilgilidir bir devletin algilanan saldirgan veya yayilmaci hedefleri veya guduleri digerlerini ona karsi dengelemeye yonlendirir Geleneksel olarak dengeleme devletlerin hegemonya karsisindaki davranislarini anlamanin yani sira ittifaklarin nasil bir araya geldigini anlamak icin de gecerliydi Bununla beraber ABD nin son on yillardaki yayginligi boyunca sergilenen dengelemeden ziyade eklemlenme yonundeki artan egilime itiraz etmek zordur Bu egilim ister korunma amaciyla ister korkudan olsun devletlerin super gucle ittifak yapmayi ve onun uluslararasi sisteme dayattigi kosullari kabul etmeyi sectiklerini gostermektedir Kusurlari ve elestirilerHem ic hem de dis dengeleme bicimleri sorunlar ve elestirilerle karsilasmaktadir Ic dengeleme basarisini engelleyebilecek bir dizi ic engele maruz kalmaktadir Yuksek maliyetler ve ulkenin ekonomik ve askeri gelisimine onemli katkilarda bulunabilmek icin kaynak ayirmanin zorlugu bunlarin baslicalaridir Dahasi buyuk bir gucu bagimsiz olarak dengelemek icin kabiliyetlerini buyuk olcude genisletmesi ve silahlanmasini hizlandirmasi gerekir ki bu da suphesiz sadece soz konusu buyuk gucun degil de diger devletlerin de olumsuz tepkilerine yol acacaktir Guvenligini artirmak ve yukselene bir gucu dengelemek icin askeri yiginak stratejisini benimseyen bir devlet istemeden de olsa bunun tam tersini yapabilir ve uluslararasi sistemdeki herkes icin olumsuz kosullar yaratabilir Bu durum kacinilmaz olarak bir devletin guc ve guvenligindeki artisin digerlerindekini azalttigi ve saldirgan eylemleri potansiyel silahlanma yarislarini ve aktorler arasinda tirmanan dusmanligi dengeleyerek kolektif guvenligi engelledigi bir guvenlik ikilemine neden olabilir Dis dengeleme daha yaygin olarak uygulanan bir dengeleme bicimi olmasina ragmen cesitli engeller ve elestirilerle karsilasmaktadir Basarisi kalici ve tutarli bir ittifak sistemine baglidir ancak uluslararasi sistemin yapisal kisitlamalari goz onune alindiginda bunu elde etmek ve saglamak zor olabilir Uluslararasi sistemin anarsik dogasi ve devletlerin birincil hedefi olan hayatta kalma arzusu tum devletlerin kendi kendine yardim yaklasimini benimsemesine neden olmakta ve diger aktorlere olan guven ve itimadi onemli olcude zayiflatmaktadir Bununla beraber bu yapisal engellere ragmen ittifaklar kurulmaktadir ancak bunlar asiri guvenilmemesi gereken gecici duzenlemeler olarak gorulmektedir Uluslararasi sistem icindeki aktorlerin niyetleri ve eylemleri hakkinda suregelen guvensizlik ve belirsizlik kosullarina tabidir ve bu da isbirliginin saglanmasi ve surdurulmesini zorlastirir Dahasi dis dengeleme sorunsalina ve uzun vadeli isbirliginin adanmisliklarin ve amaca esit katkilarin surdurulmesinin zor oldugu bir kolektif eylem sorununa yakalanir Baskalarinin cabalarindan serbestce yararlanmak ve bu sekilde ittifakin faydalarindan yararlanirken maliyet ve risklerden kacinmak icin guclu tesvikler vardir Ittifaktaki her bir aktorun aklinda buyuk ve yukselen gucu dengelemek gibi ayni cikar ve hedef oldugu icin mantiken bu ittifakta yer alan herkesin ortak cikar ve hedef adina hareket etmesi gerekir Ancak ortak bir amaca ulasmanin maliyetlerini ve cabalarini paylasma beklentisi olsa da ittifaklar ve gruplar katilimcilar arasinda somuru ve tutarsiz ozveri ve girdi egilimi gostermektedir Kolektif eylem konusunda onde gelen teorisyenlerden birisi olan tum uyelerin ortak bir cikari paylasmasina ragmen gruplarin veya burada ittifaklarin kolektif bir fayda elde etmenin maliyetlerini odemede ortak bir cikari olmadigini bu durumun amaclara ulasmayi sorunlu hale getirdigini ve ittifaki surdurmeyi zorlastirdigini tespit etmistir Bununla beraber guc dengesi teorisini ve ardindan devletlerin dengeleyici davranislarini cevreleyen ana elestiri bu mantigin hegemonun yukselis donemi icin gecerli oldugunu ve bu donemle ilgili oldugunu vurgulamaktadir Devletler bir araya gelecek ve hegemon olma potansiyeli olan veya hegemon olma hirsi gosteren yukselen bir gucu dengeleyecektir ancak hegemonya zaten kurulduktan sonra meydana gelen olaylar hakkinda cok az sey soyleyecek ve hicbir ongorude bulunmayacaktir Dolayisiyla bu teori ve devlet davranisinin cikmazi gunumuz dunya sinirlarinda yasanan olaylari aciklamakta yetersiz kalmaktadir Su anda ABD diger devletlerinkinden cok daha ustun guc ve kabiliyetlere sahip koklu bir ustunluge sahiptir Tarihin hicbir doneminde bir devletin digerleri uzerindeki hakimiyet marji bu denli genis olmamistir ve bu da guc dengesi teorisinin geleneksel uygulamasini ve ikincil guclerin dengeleyici davranis tahminlerini uygulanamaz hale getirmistir Gunumuz yumusak dengeleme argumaniKenneth Waltz tek kutuplulugun en istikrarsiz ve tum uluslararasi konfigurasyonlar arasinda en dayanaksiz oldugunu one surmustur zira baskin guc iyi niyetle hareket etse bile ikincil guclerin denge ve denetleme mekanizmalarinin onu dengeleyecek ve dizginleyecek esit bir gucun yoklugunda onun gelecekteki niyetleri ve eylemleri konusunda temkinli olmalari gerekecektir XIV Louis ve I Napolyon un Fransa yi yonetmesi veya Adolf Hitler in Almanya yi yonetmesi gibi dengesiz buyuk guclerin tarihsel ornekleri fethetme ve hukmetme amacli saldirgan ve yayilmaci gudulere sahne olmus dolayisiyla uluslararasi guc dagilimini dengeye getirmek icin tek bir baskin devlet orneginde dengelemeye duyulan hayati ihtiyaci ortaya cikarmistir Gunumuzdeki tek kutuplu dunyada sert dengelemenin hem ic hem de dis bicimleriyle alakali sorunlar ve zorluklar goz onune alindiginda yumusak dengeleme ikincil guclerin askeri olmayan araclarla tek kutuplu lider ABD nin eylemlerini stratejilerini ve tek tarafli kararlarini geciktirmeye engellemeye ve zayiflatmaya calismasi icin uygun bir secenek olarak ortaya cikmistir Yumusak dengelemeyi savunanlar devletlerin bu tur bir dengelemeye girismeleri icin diplomasi diplomatik koalisyonlar uluslararasi kurumlar ve anlasmalar toprak reddi gibi devletcilik mekanizmalarinin yani sira ekonomik girisimler ve super gucu surecin disinda birakan cok tarafli ve bolgesel ekonomik cabalar da dahil olmak uzere bir dizi mekanizma onermislerdir ABD nin ustunlugu son on yillarda dengelenmemistir cunku super guc baskalarinin egemen varligina hukmetmek ya da meydan okumak yerine herkesin guvenligini ve ozerkligini tesvik eden saldirgan olmayan yaklasimlar sergilemistir Bununla beraber ozellikle Bush yonetimi altinda artan ABD tek tarafliliginin iyi huylu super guc imajini degistirdigi ve yabanci hukumetleri hirslari konusunda tedirgin ettigi ileri surulmektedir En onemlileri Kyoto Protokolu nun terk edilmesi Anti Balistik Fuze Antlasmasi ndan cekilme ve en onemlisi ise diger devletlerin buyuk muhalefetine ragmen 2003 yilinda Irak ta savasa girmek karari olan bir dizi saldirgan ve tek tarafli dis politika ikincil guclerin ABD nin gucunu kisitlamaya ve sinirsiz bir kuresel hegemon olmasini engellemeye yonelik dolayli yumusak dengeleyici stratejiler izlemesine yol acmistir Irak isgali genellikle buyuk devletleri kendi guvenliklerini yeniden dusunmeye ve tek kutba karsi yumusak dengelemeye basvurmaya iten kilit olaylardan birisi olarak kullanilir cunku sadece haydut devletler tarafindan nukleer silahlarin yayilmasini durdurmayi amaclayan bir strateji degil toprak butunlugu normuna bir meydan okuma oldugu kanitlanmistir ABD nin kendi disindaki bir bolgeye saldirgan bir mudahalesi ABD nin ustunlugune ve onceligine kimse tarafindan meydan okunmamasini saglamak icin gerekli her turlu onlemi alma konusundaki kararliligini gostermistir GelecegiYumusak dengelem kavrami nispeten yeni ve evrensel olarak kabul gormemis olsa da gelecekte devletlerin dengelemede kullanacaklari yontem olarak sekillenmektedir Uluslararasi alandaki guc dengesine onemli bir degisiklik getirme ihtimali dusuk olsa da buyuk gucu kisitlama ve ikincil guclerin uluslararasi meselelere katkida bulunmalarina ve tek kutuplu bir liderin hakimiyeti altinda ozerkliklerini korumalarina izin verme potansiyeli gostermektedir Ancak bu geleneksel sert dengelemenin gecmiste kaldigi anlamina gelmiyor Gercekten de hem siyasi hem de akademik cevrelerden yukselen guclerin yani Cin ve Hindistan in guc hakimiyet ve nihayetinde hegemonya mucadelesinde ABD nin dengeleyicileri ve rakipleri olarak hizla ortaya ciktigina isaret eden bazi guclu argumanlar ortaya cikmaktadir Yumusak dengeleme ve tek kutuplu istikrar uzerine guclu elestiriler icin Dall Agnal un argumanlari kullanilir Yazarin temel argumani Waltz tarafindan onerildigi sekliyle guc dengesinin Soguk Savas sonrasi donem icin hala gecerli oldugudur Cin suphesiz en guvenilir guc olarak ortaya cikmaktadir ve onumuzdeki on ya da yirmi yil icinde guc dengesini ABD nin ustunlugunden uzaklastiracak en buyuk potansiyele sahiptir Cin ABD ye karsi zorlu bir siyasi stratejik ve ekonomik rakip olarak ortaya cikmis ve ABD nin bolgesel ve kuresel liderligine giderek daha fazla meydan okumaya baslamistir Esas olarak ekonomik refaha odaklanan bariscil yukselis iddialarina ragmen dunya Cin in askeri genisleme ve modernizasyonunun giderek daha fazla farkina varmakta ve endiselenmektedir Cin in askeri butcesi bir onceki yila gore 2008 de 17 5 ve 2009 da 18 5 artmistir Cin in ekonomik ve askeri buyumesinin ic dengeleme mantigina nasil karsilik geldigini gorunce bariscil buyume iddiasinin mevcut dunya duzeni ve guc dengesine bir meydan okuma anlamina geldiginden giderek daha fazla suphelenilmesi sasirtici degildir Buna ek olarak bolgesel ortakliklar ve anlasmalardaki buyumenin merkezinde Cin in yer aldigi ve ABD nin katilim disinda birakildigi yeni bir bolgesel entegrasyonu dengelemesi gibi yumusak dengeleme mekanizmalari da tespit edilebilir bunun en onemli ornegi Ocak 2010 dan bu yana kurulan ASEAN Cin Serbest Ticaret Bolgesi dir Yeni buyuk guclerin ortaya cikmasinin bu guclerin tek kutuplu lideri dengelemeyi secme duzeyi ve yogunlugu ne olursa olsun guc dengesi dinamiklerine degisiklikler getirecegi kesindir Cin ve diger buyuyen devletler ABD yi dengelemekten kacinsalar bile ekonomilerinin kabiliyetlerinin ve askeri guclerinin buyuklugu gelecekte ABD nin stratejik hareket ozgurlugu etkileme hukmetme ve guc yansitma kabiliyeti uzerinde suphesiz bazi kisitlamalar yaratacaktir Kaynakca Jack S Levy What do Great Powers Balance Against and When in T V Paul J J Wirtz and M Fortmann eds Balance of Power Theory and Practice in the 21st Century Stanford Stanford University Press 2004 37 Pape Robert A July 2005 Soft Balancing against the United States International Security Ingilizce 30 1 ss 7 45 doi 10 1162 0162288054894607 ISSN 0162 2889 JSTOR 4137457 Kenneth N Waltz Realism and International Politics New York Routledge 2008 137 Stephen G Brooks and William C Wohlforth World out of Balance Princeton Princeton University Press 2008 22 Kenneth N Waltz Theory of International Relations Addison Wesley Publishing 1979 Waltz Theory of International Relations 122 Kenneth N Waltz Man the State and War New York Columbia University Press 1959 188 John J Mearsheimer The Tragedy of the Great Power Politics in Anarchy and the Struggle for Power New York Norton 2001 30 Waltz Man the State and War 160 a b c Waltz Theory of International Relations 118 Waltz Theory of International Relations 111 Waltz Man the State and War 210 Waltz Theory of International Relations 168 15 William C Wohlforth Stuart J Kaufman and Richard Little Introduction Balance and Hierarchy in International System in William C Wohlforth Stuart J Kaufman and Richard Little eds The Balance of Power in World History New York Palgrave Macmillan 2007 9 10 Waltz Theory of International Relations 168 Wohlforth et al Introduction 9 Stephen Walt Alliance Formation and the Balance of World Power International Security 9 4 1985 4 Thazha Varkey Paul Soft Balancing in the Age of U S Primacy International Security 30 1 2005 52 a b Waltz Theory of International Relations 127 Walt Alliance Formation 5 Walt Alliance Formation 15 Walt Alliance Formation and the Balance of World Power Walt Alliance Formation 9 Walt Alliance Formation 10 Walt Alliance Formation 11 Walt Alliance Formation 12 Walt Alliance Formation 7 Pape Soft Balancing against the United States 15 Robert Jervis Cooperation Under the Security Dilemma World Politics 30 2 1978 160 Jeffrey W Taliaferro Security Seeking under Anarchy Defensive Realism Revisited International Security 25 3 2000 129 Mearsheimer The Tragedy of the Great Power Politics 33 Waltz Theory of International Relations 105 Pape Soft Balancing against the United States 16 Brooks amp Wohlforth World out of Balance 35 36 Mancur Olson The Logic of Collective Action Public Goods and the Theory of Groups Harvard University Press 1971 2 3 Olson The Logic of Collective Action 21 Brooks amp Wohlforth World out of Balance 22 Brooks amp Wohlforth World out of Balance 23 a b Waltz Realism and International Politics 214 Pape Soft Balancing against the United States 10 17 Paul Soft Balancing in the Age of U S Primacy a b Paul Soft Balancing in the Age of U S Primacy 53 Pape Soft Balancing against the United States 7 Pape Soft Balancing against the United States 35 Pape Soft Balancing against the United States Pape Soft Balancing against the United States 25 Dall Agnol Augusto C Dall amp 39 Augusto Cesar 2018 Balancing in unipolarity who is afraid of balance of power Brazilian Journal of International Relations 7 3 s 494 doi 10 36311 2237 7743 2018 v7n3 04 p494 16 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2024 Vol 7 No 3 2018 pp 494 515 Barry Desker New Security Dimensions in the Asia Pacific Asia Pacific Review 15 1 2008 62 Sheldon W Simon Alternative Visions of Security in the Asia Pacific Pacific Affairs 69 3 1996 386 54 The People s Republic of China Information Office of the State Council China s National Defence in 2010 White Paper 2011 32 Available from Evelyn Goh Great Powers and Hierarchical Order in Southeast Asia Analyzing Regional Security Strategies International Security 32 3 2007 140 KaynakcaBrooks Stephen G and Wohlforth William C World out of Balance Princeton Princeton University Press 2008 Desker Barry New Security Dimensions in the Asia Pacific Asia Pacific Review 15 1 2008 56 75 Goh Evelyn Great Powers and Hierarchical Order in Southeast Asia Analyzing Regional Security Strategies International Security 32 3 2007 113 157 Jervis Robert Cooperation Under the Security Dilemma World Politics 30 2 1978 186 214 Levy Jack S What do Great Powers Balance Against and When in T V Paul J J Wirtz and M Fortmann eds Balance of Power Theory and Practice in the 21st Century Stanford Stanford University Press 2004 Mearsheimer John J The Tragedy of the Great Power Politics in Anarchy and the Struggle for Power New York Norton 2001 29 54 Olson Mancur The Logic of Collective Action Public Goods and the Theory of Groups Harvard University Press 1971 Pape Robert A Soft Balancing against the United States International Security 30 1 2005 7 45 Paul T V Soft Balancing in the Age of U S Primacy International Security 30 1 2005 46 71 The People s Republic of China Information Office of the State Council China s National Defence in 2010 White Paper 2011 Available from Simon Sheldon W Alternative Visions of Security in the Asia Pacific Pacific Affairs 69 3 1996 381 396 Taliaferro Jeffrey W Security Seeking under Anarchy Defensive Realism Revisited International Security 25 3 2000 128 161 Walt Stephen Alliance Formation and the Balance of World Power International Security 9 4 1985 3 43 Waltz Kenneth N New York Columbia University Press 1959 Theory of International Relations Addison Wesley Publishing 1979 Realism and International Politics New York Routledge 2008 137 Wohlforth William C Stuart J Kaufman and Richard Little Introduction Balance and Hierarchy in International System in William C Wohlforth Stuart J Kaufman and Richard Little eds The Balance of Power in World History New York Palgrave Macmillan 2007