Gaia, Gaea ya da Ge, Yunan mitolojisinde yeryüzünün kozmik bir varlık olarak kişileştirilmiş halidir.
Gaia | |
---|---|
Anselm Feuerbach'ın Gaia tasfiri (1875) | |
Toprak Ana, Doğa Ana, Titanların anası | |
Özellikleri | |
Alanı | Dünya |
Semboller | Dünya |
Kişisel bilgileri | |
Eşi | Uranüs, Pontos, Aether ve Tartarus |
Çocuklar | Uranüs, Pontos, Ourea, Hekatonkheir'ler, Kiklop'lar, Titan'lar, Gigant'lar, Nereus, Thaumas, Forkis, Keto, Euribia, Aergia, Tifon, Pithon ve Antaios |
Tanrıdoğum mitlerinin ilk tanrıçası, tüm yaşamın ata-anasıdır, engin göğüslü, doğurgan Toprak Ana’dır. Gök Baba Uranos’un hem anası, hem de eşidir. Onunla olan birlikteliğinden, başta Titan’lar olmak üzere, mitoloji sahnesine çıkmaya başlayan kahramanlar doğar.
Gaia'nın Roma mitolojisindeki dengi Terra'dır. Latincede yer, toprak anlamına gelir. Anlamdaş bir sözcük olan Tellus da Tanrıça’nın diğer adıdır. Her iki isim çoğunlukla ‘Mater’ (ana) sözcüğü eklenerek kullanılır.
Mitoloji
Khaos ve Birinci Tanrı Kuşağı
Antik Yunan yazar Hesiodos, mitolojik yaratılış öykülerinin yer aldığı ‘Theogonia’ (Tanrıların Doğuşu) kitabında tanrıdoğum mitlerini anlatmaya “Her şeyden önce Khaos vardı” diyerek başlar. Karanlık ve biçimsiz bir boşluk olarak betimlediği Khaos’un altında Gaia (Toprak/Yeryüzü) ortaya çıkar. Khaos’un uçsuz bucaksız karanlığından bu karanlığı bölüşen yeni karanlıklar doğar: Erebos (yeraltı karanlığı) ile Nyks (gece karanlığı). Yeni doğumların tohumlarını atacak birleşmeler için gerekli olan Sevgi’nin (Eros) ortaya çıkması da bu aşamada olur. Eros’un ilk sevgi kıvılcımlarını parlattığı iki karanlığın, Erebos ile Nyks’in sevişmesinden ışıklı varlıklar doğar: Aither (göksel/tanrısal ışık) ile Hemera (dünyevi ışık-gündüz.) Engin göğüslü, doğurgan Yeryüzü kendine eşit, dört bir yanını saran yıldızlı Gök’ü yaratır. Sonra yüksek dağları (Ourea), ondan sonra da azgın dalgalı Pontos’u (Deniz) doğurur tek başına. Eros’tan gelen sevgi dalgalarıyla Uranos ile Gaia sık sık birlikte olurlar, geniş bir aile kurarlar. Böylece evrenin egemenliğinde ilk tanrı kuşağını oluştururlar.
Titan’lar ve Uranos’un erkeklikten yoksun bırakılması
Birbirini izleyen doğumlar sonucu Gaia ile Uranos’un altı erkek (Okeanos, Koios, Krios, Hyperion, İapetos, Kronos) ve altı kız (Rheia, Theia, Themis, , Tethys, Mnemosyne) çocukları oldu. Bunlar Titan soyunu oluşturdu. Erkeklerin grubu Titanes, kızlarınki Titanides diye anıldı. En son doğan çocuk erkekti, adı Kronos’tu.
Toprak Ana - Gök Baba çiftinin sonraki çocukları dev gövdeli varlıklardı, ama Titan kardeşlerden çok farklıydılar. Hepsi erkek olan ikinci ve üçüncü sıradoğumlu çocuklar korkunç görünümlü yabanıl varlıklardı: Kyklopes (Yuvarlak Gözlüler - tekili Kyklops) ve Hekatonkheires (Yüz Kollular). Kyklops’ların alınlarında yuvarlak ve tek bir göz vardı. İsimleri (Brontes, ve Arges) simgesel olup sırayla gök gürlemesi, şimşek ve yıldırım ile ilgilidir. Çünkü bu üç doğa gücünü üretme yeteneğine sahiptirler. Hekatonkheires ise her biri yüz kollu, elli başlı devlerdi.
Uranos korkunç oğullarından hoşlanmamış ve doğar doğmaz, daha gün ışığını göremeden onları Toprak’ın altına, yani Ana’larının karnına geri göndermişti. Fakat bunun neden olduğu şişkinliğin acısından inleyen Gaia öç hesapları yapıyor, Titan oğullarını kötülükle suçladığı babalarına karşı kışkırtıyordu. Baba’yı cezalandırma çağrısına karşılık veren tek oğul Kronos oldu. Annesinin tarafını tutarak pusuya yattı. Toprak Ana gövdesinin derinliklerindeki alevli madenlerden ürettiği, akçelikten yapılma bir tırpan verdi oğluna. Uranos’un, Nyks’in örtüsü altında Gaia’nın üzerine kapandığı gecelerden birinde Kronos savurdu elindeki tırpanı, erkeklikten yoksun bıraktı babasını. Fışkıran kanlar Ana’sının bağrına saçıldı, erbezleri denize düşüp köpüklere dönüştü. Kanların döllediği Toprak Ana’nın Erinyes’i (Öç-Ceza Tanrıçaları), Gigantes’i (Devler) ve Meliae’yi (Dişbudak Ağacı Nympha’larını) doğurması aylar alacaktı, ama denizdeki köpüklerden bir kız doğuverdi. Aphrodite dediler ona. (Yun. Aphros: Köpük.)
Gaia’nın oğlu Pontos’la birleşmesinden Deniz’in diğer tanrısal varlıkları doğdu: Nereus, Thaumas, Phorkys, Keto ve Eurybia.Nereus, mitolojide denizlerin yaşlı adamı olarak, kızları da Nereides grup ismiyle tanınır.
Gaia korkunç görünümlü iki çocuk daha doğurmuştu. Babaları Tartaros’tu (Yeraltı). Bu çocukların adları Typhon ve Ekhidna idi.
Gaia’nın yer aldığı mitler
Zeus’un yetişmesine yardım etmesi
Babası Uranos’u safdışı ederek üstünlüğünü kabul ettiren Kronos ablalarından Rheia ile evlendi. Altı çocukları oldu. Fakat çocuklar doğar doğmaz Kronos yutuyordu onları. Çünkü vaktiyle Gaia’dan bir kehanet dinlemişti. Ne denli güçlü olsa da doğacak oğullarından birine yenik düşmek ve tahtını ona kaptırmak vardı yazgısında. Rheia altıncı çocuğunu kurtarmak için Gaia’dan yardım diledi.
Gaia hamile gelinini Kronos’tan uzaklara kaçırmakla işe başladı. Rheia Girit’te Diktos Mağarası’nda gizlice doğum yaparken Gaia yeni doğan çocuğunu da yutmayı bekleyen Kronos’a kundak bezine sarılı bir taş yutturdu. Amalthea adındaki bir Nympha’nın balla ve keçi sütüyle beslediği bebeğin adı Zeus’tu. Bazılarına göre Amalthea Zeus’u sütüyle besleyen keçinin adıydı. Ormandaki Nympha’lar ona yardımcı olmuş, arılar da bal vermişlerdi. Bebek Zeus ağlarken gaddar baba Kronos onun sesini duymasın diye orman ve dağ nympha’ları kaval eşliğinde şarkı söylediler. Girit’te geçirdiği çocukluk günlerinin ardından Zeus evrensel egemenlikte üstünlük sağlamak peşinde babası Kronos ve diğer Titan’lara karşı cephe aldı.
Titan’lara karşı savaşta Zeus’a öğüt vermesi
Evrensel egemenliğini kurmak için Zeus’un babası ve Titan amcalarıyla savaşması kaçınılmazdı, ama gereksinimi olan desteği sağlamak için kardeşlerini yanında görmek istedi. Teyzesi Themis’in yardımıyla babasına kusturucu bir içecek içirerek ağabeylerini (Hades, Poseidon) ve ablalarını (Hestia, Hera, Demeter) baba hapsinden kurtardı. Hapisten kurtardığı başkaları da vardı: Dedesi Uranos’un vaktiyle Gaia’nın karnına tıktığı amcaları. Onlar da Zeus’un bu iyiliği unutmadılar; isimleriyle simgeleşen gök gürültüsünü, şimşekleri ve yıldırımları hediye ettiler ona. Zeus sisli Olympos’un zirvesini mesken tutarak kardeşleriyle birlikte ‘Olymposlular’ diye anılan görkemli tanrılar kuşağının öncül safını oluşturdu.
Mitolojide Yunanca ‘Titanomakhia’ diye anılan Titanlarla Olymposluların savaşı on yıl sürdü. Karşı karşıya konuşlandıkları Olympos ve Othrys dağlarından koparılan kayaların havalarda uçuştuğu, depremlerin oluştuğu, Zeus’un Kyklops amcalarının armağanları olan şimşek ve yıldırımlarının ormanları tutuşturduğu, nehir ve gölleri kaynattığı bu iktidar savaşı kazananı yitireni belli olmadan sürerken Zeus ninesi Gaia’nın öğüdüne uyarak vaktiyle dedesi Uranos’un yeraltında hapsettiği diğer üç amcasını, yani Yüz Kollular’ı da serbest bıraktı ve bu iyiliğinin karşılığı olarak savaşta destek istedi onlardan. Dileği kabul edilince Zeus’un ikram ettiği ambrosia ile nektarla (tanrısal yiyecek ve içecekler) daha da güçlenen bu azman yaratıkların güçlü kollarıyla her bir kerede birlikte fırlattıkları üç yüz kaya savaşı korkunç boyutlara vardırdı. On yıl sonunda Titan’lar yenildi. Zeus onları Tartaros’a, yeraltı diyarının karanlık uçurumlu derinliklerine gönderdi ve Yüz Kollular’ı Titan’ların başına bekçi koydu.
Typhon’u doğurması
Hesiodos “Zeus Titan’ları kovunca gökten, Toprak Ana (Gaia) Tartaros’la sevişerek son oğlu Typhon’u doğurdu” der. Tartaros’un çirkinliğinden olsa gerek, bu birleşmenin Aphrodite’nin yardımıyla gerçekleştiğini eklemek gereğini duyar. Titan amcalarına layık gördüğü cezadan ötürü Gaia’nın torunu Zeus’a öfkelendiği ve onu cezalandırmak için bir canavar yarattığı anlaşılır. Typhon omuzlarından yüz yılan başı yükselen ejder kafalı dev bir canavardı (Typhoneus diye de anılır). Onu görünce Olymposlular zavallı ölümlüler gibi kaçacak delik aradılar. Kendilerini birer hayvan kılığına sokarak sağa sola kaçıştılar. Balık olup göllere nehirlere daldılar. Çatışmada yer yerinden oynadı; Typhon’un soluklarıyla çıkan kasırgalar doğayı altüst etti, depremler ve tsunamiler oldu. Typhon Zeus’un şimşek kamçılarına uzun süre direndi. Bir ara Zeus’un kol ve ayak sinirlerini (veya kaslarını) sıyırıp onu etkisiz hale getirmeyi bile başardı. Fakat kurnaz hırsızlıkların ustası Hermes sinirlerin/kasların saklı olduğu yeri bularak Zeus’u tekrar ayağa kaldırdı. Olymposlular birbirlerine yardım ederek ve ölümsüzlüklerinin gücünden destek alarak ayakta kalmayı başardılar. Sonunda Typhon da Tartaros’u boyladı. Bazılarına göre Zeus onu Etna Dağı’nın altına gömdü. Yanardağ’ın zaman zaman sarsılarak alev kusması Typhon’un öfkesinin sürdüğüne yorulur. "Tayfun" sözcüğü ondan geliyor.
Devlere (Gigantes) karşı savaştaki rolü
Hesiodos, Kronos’un babası Uranos’u erkeklikten yoksun bıraktığı anda Toprak’a düşen kanlardan devlerin (Gigantes) doğduğunu söyledikten sonra onlardan, dolayısıyla onların karıştığı herhangi bir savaştan söz etmez. ise Bibliotheka (Kitaplık) isimli yapıtında Zeus’un Titanları Tartaros’a göndermesinden dolayı öfkelenen Devlerin Olympos’a saldırdığını söyler. Yazarın canlı bir anlatımla devlerin ve onlarla teke tek çarpışan Olymposlular’ın isimlerini de verdiği bu savaşta ilginç bir ayrıntı olarak Hera’nın bu savaşı ancak bir ölümlünün yardımı ile kazanabilecekleri kehaneti üzerine Athena’nın çağrısıyla Herakles’in (Herkül) savaşa katılması savaşın gidişini Olymposlulardan yana değiştirir. Gaia bu gidişi Gigantes lehine değiştirmeye çalışır. Onları korumak için bildiği bir otun peşine düşer. Fakat Zeus onun bu çabasını boşa çıkarır. Eos, Helios ve Selene’nin (Şafak, Güneş ve Ay) parlamasını yasaklar ve Gaia’nın aradığı otu kendi bulup koparır. Savaşın sonunda Gigantes de Zeus ve çevresiyle baş edemez. Gigantomakhia tanımıyla bilinen bu savaşta onların sonu Titan’lar dan daha kötü olur, çünkü hiçbiri sağ kalmaz; kimileri Zeus’un yıldırımlarıyla, kimileri Herakles’in oklarıyla, kimileri de diğer Olymposlularca söylence evreninden silinir.
Erichthonios’u doğurması
Athena birkaç silah yaptırmak için demirci tanrı Hephaistos’un işliğine gelmişti. Oysa Hephaistos kösnücül duygularla Athena’ya yaklaşıp ona sarılmaya yeltendi, ama Tanrıça erdemli bir bakire olarak direndi. Kısa süren itişme kakışma sırasında Hephaistos’un ersuyu Athena’nın baldırına bulaştı. Tanrıça tiksinti içinde, orada bulduğu bir yün topağıyla bulaş yerini sildikten sonra o topağı yere atıp oradan uzaklaştı. Düşen ersuyunun dölleyip hamile bıraktığı Yer / Toprak / Gaia Erichtonios’u doğurdu ve bebeği Athena’ya verdi, o da bebeği bir sandığa koyup zamanın Atina kralı olan Kekrops’un kızlarına emanet etti.
Gaia Phaethon’a karşı
Güneş Tanrı Helios, her akşam indiği Okeanos’un sularında yeğeni Klymene’ye kaptırmıştı gönlünü. Klymene Okeanos’un kızlarından biriydi. ‘Okeanides’ denirdi onlara. Helios’dan bir oğlu olduğunda Klymene babasının anısına ‘ışıldayan’ anlamına gelen Phaethon koydu adını. Phaethon doğduğunda Klymene Habeş kralı Merops ile evliydi.
Üvey babasına benzemediği için küçük yaştan beri gerçek kimliğinin peşine düşen Phaeton yetişkinliğe eriştiğinde annesinden gerçeği öğrendi, fakat bir türlü inanamadı. Sonunda annesi “Bana inanmıyorsan git kendin öğren” dedi ona. Sevgili arkadaşı Kyknus’un da kışkırtmasıyla Phaethon doğu ufkuna doğru uzun bir yolculuğa çıktı. Bir şafak vakti Helios’un göz kamaştıran konağına vardığında o günkü yolculuğuna hazırlanan Helios Phaethon’u sevinçle kucaklayarak annesinin doğru söylediğini, bir dileği varsa hemen yerine getireceğini söyledi. Phaethon bir gün için Güneş’in dört atlı arabasını sürmek istediğini söyleyince Helios bu işi çok zor olduğunu söyleyerek oğlunu vazgeçirmek istediyse de sonunda kabul etmek zorunda kaldı. Fakat Phaethon Phaethon dizginleri sıkılaştırmak ve gevşetmek arasında bocalamaya başladı. Sürücüden gelen gücün zayıfladığı fark eden atlar daha da azgınlaşarak yoldan saptılar; yalnız sağa sola değil, yukarı aşağı da koşuyorlardı. Yere yaklaştıklarında, yerkürenin tepesindeki buzlar eriyor, ortasındaki denizler çekiliyor, nehirler buharlaşıyor, ürünler ve hayvanlar telef oluyordu. Afrika’nın üzerinden geçerken yeşillikleri çöllere dönüştürdüler. Etiyopya halkı siyah renge büründü. Nil nehri bile başını kumlara gömdü. Phaethon üstesinden gelemeyeceği bir işe kalkışmış ve başarısız olmuştu. Topraklarının ve üzerinde yaşayan canlıların acıklı durumunu gören Toprak Ana torunu Zeus’un yardımını istedi. “Neden yıldırımlarını kullanmıyorsun?” diye sordu ona. Zeus da tahtının yanındaki yıldırım oklarından birini alarak Phaethon’a fırlattı. Delikanlı saçları alevler içinde, gökyüzünde kayan yıldızlar gibi uçarak Eridanus (Po) nehrine düştü. O günü güneşsiz geçirdi dünya. Phaethon için nehir kıyısında yas tutan kızkardeşleri Heliades ve arkadaşı Kyknus öyle acı acı ağladılar ki Olymposlular dayanamayıp kızkardeşleri kavak ağaçlarına dönüştürdüler, Kyknus’u da bir kuğuya. Kızkardeşlerin gözyaşları kavakların kabuklarında amber damlalarına dönüştü. O günden beri kavaklar su kenarında salınır dururlar, yakınlarında da kederli bir kuğu süzülür.)
Tufan ve Büyük Ana’nın kemikleri
İnsan soyunun gidişatından hoşnut kalmayan Zeus diğer Olymposluların onaylamamasına karşın yeryüzünü sular altında bırakmıştı. Yağmurlar dindiğinde yalçın Parnassos Dağı’nın zirvesine ulaşan sadece iki insan vardı. Deukalion, babası Prometheus’un öngörüsü üzerine bir sandal yapmış ve eşi Pyrrha (Pandora ile Epimetheus’un kızı) ile birlikte tufan günlerini atlatmıştı. Zeus onların Altın Çağ’dakiler gibi tanrılara saygılı, iyi ve güzel insanlar olduğunu bildiğinden sağ salim karaya çıkmaları için dindirmişti yağmurları.
Deukalion “Yeryüzünde biz ikimiz kaldık, ötekileri sular aldı” der kuzeni olan eşine, “keşke babamın yaptığı gibi çamura biçim verebilsem de insanlar çıksa ortaya. Oysa insan soyundan sadece biz kaldık geriye; tanrılar böyle uygun görmüş.” Yalnızlık ve çaresizlik içinde çevrelerine bakarlar. Alınlığı yosun tutmuş bir tapınak görürler. Kadim tanrıça Themis’e adanmış bir tapınaktır bu. Merdivenleri öptükten sonra girer ve sular altında kalan yeryüzüne yardım etmesini dileyerek insan soyunun tekrar nasıl can bulacağını sorarlar ona. Tanrıça’nın yanıtı bilmece gibidir: “Şimdi gidin, başınızı örtün, elbiselerinizi gevşetin ve yürürken Büyük Ana’nın kemiklerini arkanıza fırlatın.” Bu kehanetin ne anlama geldiğini tartışırlar. Sonunda Deukalion düşüncesini açıklar: “Tanrıça’nın Büyük Ana dediği Toprak Ana’dır, onun kemikleri de taşlardır.” Kuşku ve duraksama içinde söyleneni yapmaya karar verirler. Yürürken önlerinde buldukları taşları omuzlarının üzerinden arkalarına atarlar. Attıkları taşlar yere değer değmez, katılıklarını yitirmeye, yumuşamaya, biçim kazanmaya, henüz bitmemiş yontulara dönüşmeye başlar. Deukalion’un attığı taşlar erkeksi, Pyrrha’nın attıkları da kadınsı biçim kazanırlar. Her canlı için gerekli olan güneş ve nem onları giderek asıl insan biçimlerine büründürmektedir. Çoğalırlar, yayılırlar.
Kültürel etki
Çağdaş çevreci kuram: Gaia hipotezi
İngiliz bilim insanı James Lovelock 1960’lardan itibaren geliştirmeye başladığı, yerkürenin organik (canlı) ve inorganik (cansız) bileşenlerinin birbirleriyle etkileşim içinde, bir ve aynı bütünün ayrılmaz parçaları, özsağaltım yeteneğine sahip canlı organizmalar gibi hareket ettiklerini öne süren varsayımını ‘Gaia: Yeryüzündeki Yaşama Yeni bir Bakış’ başlıklı kitabında (1979) bilim çevrelerinin dikkatine sundu. Nobel ödüllü yazar William Golding bu varsayımın isim babası oldu. Ona Gaia hipotezi adını verdi.
Notlar
- ^ Bu üç Kyklops kardeşi bazı söylencelerde ‘Tepegöz’ olarak da anılan diğer kyklops’lardan ayırmak gerekiyor. İkinciler Odysseia’da söz edilen, hayvancılık ve mandıracılıkla geçinen, Poseidon’un dölleri dev cüsseli yabanıl varlıklardır.
- ^ Yun. ‘Nymphe’den (genç kız, gelin) kök alarak isimlendirilen (çoğulu Nymphai), kimliklerinde doğa öğelerinin kişileştiği yarı tanrısal varlıklardır. Doğada tuttukları yerlerin önemi ve çeşitliliği nedeniyle insanların günlük yaşamlarında etkili olurlar, saygı görürler. Güzellikleri, mitlere yansıyan öyküleriyle tanrıları, insanları, yine kırsalda yaşayan yarı insan yarı keçi görünümlü Satyr’leri peşlerinden koştururlar. Çoğunlukla grup isimleriyle kimlik kazanırlar. Akarsuları, ağaçları, dağları temsil edenler aynı sırayla Naiades, Dryades, Oreades diye anılır. Okeanos’un kızları Okeanides ve denizlerin yaşlı adamı Nereus’un kızları Nereides de onlardandır. Nymphe sözcüğü Latince’ye ‘Nympha’ olarak geçtiğinden klasik dönemdeki mit anlatımlarında ve sanat yapıtlarının başlıklarında bu sözcük daha sık kullanılmıştır. Dilimizdeki anlatımlarda ‘nimfa, ‘nemf’ ve ‘peri’ olarak da yer alır.
- ^ Bazı anlatımlarda Titan’ların da dev gibi varlıklar olmasına bağlı olarak Olymposlular’ın Titan’larla ve Gigant’larla yaptıkları iki ayrı savaşın, yani Titanomakhia ile Gigantomakhia’nın Tanrılar’la Devlerin Savaşı olarak bu tek başlık altında işlendiği görülüyor.
Ayrıca bakınız
Kaynakça ve notlar
- ^ . pantheon.org. 11 Şubat 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2023.
- ^ Hesiodos, Theogonia, 116-134.
- ^ Hesiodos, Theogonia, 135-154.
- ^ Hesiodos, Theogonia, 155-198
- ^ Hesiodos, Theogonia, 233-239.
- ^ Hesiodos, Theogonia, 820-825; Apollodoros, Bibliotheka, I-VI-3.
- ^ Apollodoros, Bibliotheka, II-I-2.
- ^ Hesiodos, Theogonia, 451-490.
- ^ Hesiodos, Theogonia, 493-508.
- ^ Hesiodos, Theogonia, 625-729.
- ^ - Hesiodos, Theogonia, 820-867; Apollodoros, Bibliotheka, I-VI-3.
- ^ Apollodoros, Bibliotheka, I-VI-1/2.
- ^ Apollodoros, Bibliotheka, III-XIV.6.
- ^ Ovidius, Dönüşümler, I-750-780; II-1-405.
- ^ Ovidius, Dönüşümler, I-260-420.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Gaia Gaea ya da Ge Yunan mitolojisinde yeryuzunun kozmik bir varlik olarak kisilestirilmis halidir GaiaAnselm Feuerbach in Gaia tasfiri 1875 Toprak Ana Doga Ana Titanlarin anasiOzellikleriAlaniDunyaSembollerDunyaKisisel bilgileriEsiUranus Pontos Aether ve TartarusCocuklarUranus Pontos Ourea Hekatonkheir ler Kiklop lar Titan lar Gigant lar Nereus Thaumas Forkis Keto Euribia Aergia Tifon Pithon ve Antaios Tanridogum mitlerinin ilk tanricasi tum yasamin ata anasidir engin goguslu dogurgan Toprak Ana dir Gok Baba Uranos un hem anasi hem de esidir Onunla olan birlikteliginden basta Titan lar olmak uzere mitoloji sahnesine cikmaya baslayan kahramanlar dogar Gaia nin Roma mitolojisindeki dengi Terra dir Latincede yer toprak anlamina gelir Anlamdas bir sozcuk olan Tellus da Tanrica nin diger adidir Her iki isim cogunlukla Mater ana sozcugu eklenerek kullanilir MitolojiKhaos ve Birinci Tanri Kusagi Antik Yunan yazar Hesiodos mitolojik yaratilis oykulerinin yer aldigi Theogonia Tanrilarin Dogusu kitabinda tanridogum mitlerini anlatmaya Her seyden once Khaos vardi diyerek baslar Karanlik ve bicimsiz bir bosluk olarak betimledigi Khaos un altinda Gaia Toprak Yeryuzu ortaya cikar Khaos un ucsuz bucaksiz karanligindan bu karanligi bolusen yeni karanliklar dogar Erebos yeralti karanligi ile Nyks gece karanligi Yeni dogumlarin tohumlarini atacak birlesmeler icin gerekli olan Sevgi nin Eros ortaya cikmasi da bu asamada olur Eros un ilk sevgi kivilcimlarini parlattigi iki karanligin Erebos ile Nyks in sevismesinden isikli varliklar dogar Aither goksel tanrisal isik ile Hemera dunyevi isik gunduz Engin goguslu dogurgan Yeryuzu kendine esit dort bir yanini saran yildizli Gok u yaratir Sonra yuksek daglari Ourea ondan sonra da azgin dalgali Pontos u Deniz dogurur tek basina Eros tan gelen sevgi dalgalariyla Uranos ile Gaia sik sik birlikte olurlar genis bir aile kurarlar Boylece evrenin egemenliginde ilk tanri kusagini olustururlar Titan lar ve Uranos un erkeklikten yoksun birakilmasi Birbirini izleyen dogumlar sonucu Gaia ile Uranos un alti erkek Okeanos Koios Krios Hyperion Iapetos Kronos ve alti kiz Rheia Theia Themis Tethys Mnemosyne cocuklari oldu Bunlar Titan soyunu olusturdu Erkeklerin grubu Titanes kizlarinki Titanides diye anildi En son dogan cocuk erkekti adi Kronos tu Toprak Ana Gok Baba ciftinin sonraki cocuklari dev govdeli varliklardi ama Titan kardeslerden cok farkliydilar Hepsi erkek olan ikinci ve ucuncu siradogumlu cocuklar korkunc gorunumlu yabanil varliklardi Kyklopes Yuvarlak Gozluler tekili Kyklops ve Hekatonkheires Yuz Kollular Kyklops larin alinlarinda yuvarlak ve tek bir goz vardi Isimleri Brontes ve Arges simgesel olup sirayla gok gurlemesi simsek ve yildirim ile ilgilidir Cunku bu uc doga gucunu uretme yetenegine sahiptirler Hekatonkheires ise her biri yuz kollu elli basli devlerdi Uranos korkunc ogullarindan hoslanmamis ve dogar dogmaz daha gun isigini goremeden onlari Toprak in altina yani Ana larinin karnina geri gondermisti Fakat bunun neden oldugu siskinligin acisindan inleyen Gaia oc hesaplari yapiyor Titan ogullarini kotulukle sucladigi babalarina karsi kiskirtiyordu Baba yi cezalandirma cagrisina karsilik veren tek ogul Kronos oldu Annesinin tarafini tutarak pusuya yatti Toprak Ana govdesinin derinliklerindeki alevli madenlerden urettigi akcelikten yapilma bir tirpan verdi ogluna Uranos un Nyks in ortusu altinda Gaia nin uzerine kapandigi gecelerden birinde Kronos savurdu elindeki tirpani erkeklikten yoksun birakti babasini Fiskiran kanlar Ana sinin bagrina sacildi erbezleri denize dusup kopuklere donustu Kanlarin dolledigi Toprak Ana nin Erinyes i Oc Ceza Tanricalari Gigantes i Devler ve Meliae yi Disbudak Agaci Nympha larini dogurmasi aylar alacakti ama denizdeki kopuklerden bir kiz doguverdi Aphrodite dediler ona Yun Aphros Kopuk Gaia nin oglu Pontos la birlesmesinden Deniz in diger tanrisal varliklari dogdu Nereus Thaumas Phorkys Keto ve Eurybia Nereus mitolojide denizlerin yasli adami olarak kizlari da Nereides grup ismiyle taninir Gaia korkunc gorunumlu iki cocuk daha dogurmustu Babalari Tartaros tu Yeralti Bu cocuklarin adlari Typhon ve Ekhidna idi Gaia nin yer aldigi mitlerZeus un yetismesine yardim etmesi Babasi Uranos u safdisi ederek ustunlugunu kabul ettiren Kronos ablalarindan Rheia ile evlendi Alti cocuklari oldu Fakat cocuklar dogar dogmaz Kronos yutuyordu onlari Cunku vaktiyle Gaia dan bir kehanet dinlemisti Ne denli guclu olsa da dogacak ogullarindan birine yenik dusmek ve tahtini ona kaptirmak vardi yazgisinda Rheia altinci cocugunu kurtarmak icin Gaia dan yardim diledi Gaia hamile gelinini Kronos tan uzaklara kacirmakla ise basladi Rheia Girit te Diktos Magarasi nda gizlice dogum yaparken Gaia yeni dogan cocugunu da yutmayi bekleyen Kronos a kundak bezine sarili bir tas yutturdu Amalthea adindaki bir Nympha nin balla ve keci sutuyle besledigi bebegin adi Zeus tu Bazilarina gore Amalthea Zeus u sutuyle besleyen kecinin adiydi Ormandaki Nympha lar ona yardimci olmus arilar da bal vermislerdi Bebek Zeus aglarken gaddar baba Kronos onun sesini duymasin diye orman ve dag nympha lari kaval esliginde sarki soylediler Girit te gecirdigi cocukluk gunlerinin ardindan Zeus evrensel egemenlikte ustunluk saglamak pesinde babasi Kronos ve diger Titan lara karsi cephe aldi Titan lara karsi savasta Zeus a ogut vermesi Evrensel egemenligini kurmak icin Zeus un babasi ve Titan amcalariyla savasmasi kacinilmazdi ama gereksinimi olan destegi saglamak icin kardeslerini yaninda gormek istedi Teyzesi Themis in yardimiyla babasina kusturucu bir icecek icirerek agabeylerini Hades Poseidon ve ablalarini Hestia Hera Demeter baba hapsinden kurtardi Hapisten kurtardigi baskalari da vardi Dedesi Uranos un vaktiyle Gaia nin karnina tiktigi amcalari Onlar da Zeus un bu iyiligi unutmadilar isimleriyle simgelesen gok gurultusunu simsekleri ve yildirimlari hediye ettiler ona Zeus sisli Olympos un zirvesini mesken tutarak kardesleriyle birlikte Olymposlular diye anilan gorkemli tanrilar kusaginin oncul safini olusturdu Mitolojide Yunanca Titanomakhia diye anilan Titanlarla Olymposlularin savasi on yil surdu Karsi karsiya konuslandiklari Olympos ve Othrys daglarindan koparilan kayalarin havalarda ucustugu depremlerin olustugu Zeus un Kyklops amcalarinin armaganlari olan simsek ve yildirimlarinin ormanlari tutusturdugu nehir ve golleri kaynattigi bu iktidar savasi kazanani yitireni belli olmadan surerken Zeus ninesi Gaia nin ogudune uyarak vaktiyle dedesi Uranos un yeraltinda hapsettigi diger uc amcasini yani Yuz Kollular i da serbest birakti ve bu iyiliginin karsiligi olarak savasta destek istedi onlardan Dilegi kabul edilince Zeus un ikram ettigi ambrosia ile nektarla tanrisal yiyecek ve icecekler daha da guclenen bu azman yaratiklarin guclu kollariyla her bir kerede birlikte firlattiklari uc yuz kaya savasi korkunc boyutlara vardirdi On yil sonunda Titan lar yenildi Zeus onlari Tartaros a yeralti diyarinin karanlik ucurumlu derinliklerine gonderdi ve Yuz Kollular i Titan larin basina bekci koydu Typhon u dogurmasi Hesiodos Zeus Titan lari kovunca gokten Toprak Ana Gaia Tartaros la seviserek son oglu Typhon u dogurdu der Tartaros un cirkinliginden olsa gerek bu birlesmenin Aphrodite nin yardimiyla gerceklestigini eklemek geregini duyar Titan amcalarina layik gordugu cezadan oturu Gaia nin torunu Zeus a ofkelendigi ve onu cezalandirmak icin bir canavar yarattigi anlasilir Typhon omuzlarindan yuz yilan basi yukselen ejder kafali dev bir canavardi Typhoneus diye de anilir Onu gorunce Olymposlular zavalli olumluler gibi kacacak delik aradilar Kendilerini birer hayvan kiligina sokarak saga sola kacistilar Balik olup gollere nehirlere daldilar Catismada yer yerinden oynadi Typhon un soluklariyla cikan kasirgalar dogayi altust etti depremler ve tsunamiler oldu Typhon Zeus un simsek kamcilarina uzun sure direndi Bir ara Zeus un kol ve ayak sinirlerini veya kaslarini siyirip onu etkisiz hale getirmeyi bile basardi Fakat kurnaz hirsizliklarin ustasi Hermes sinirlerin kaslarin sakli oldugu yeri bularak Zeus u tekrar ayaga kaldirdi Olymposlular birbirlerine yardim ederek ve olumsuzluklerinin gucunden destek alarak ayakta kalmayi basardilar Sonunda Typhon da Tartaros u boyladi Bazilarina gore Zeus onu Etna Dagi nin altina gomdu Yanardag in zaman zaman sarsilarak alev kusmasi Typhon un ofkesinin surdugune yorulur Tayfun sozcugu ondan geliyor Devlere Gigantes karsi savastaki rolu Hesiodos Kronos un babasi Uranos u erkeklikten yoksun biraktigi anda Toprak a dusen kanlardan devlerin Gigantes dogdugunu soyledikten sonra onlardan dolayisiyla onlarin karistigi herhangi bir savastan soz etmez ise Bibliotheka Kitaplik isimli yapitinda Zeus un Titanlari Tartaros a gondermesinden dolayi ofkelenen Devlerin Olympos a saldirdigini soyler Yazarin canli bir anlatimla devlerin ve onlarla teke tek carpisan Olymposlular in isimlerini de verdigi bu savasta ilginc bir ayrinti olarak Hera nin bu savasi ancak bir olumlunun yardimi ile kazanabilecekleri kehaneti uzerine Athena nin cagrisiyla Herakles in Herkul savasa katilmasi savasin gidisini Olymposlulardan yana degistirir Gaia bu gidisi Gigantes lehine degistirmeye calisir Onlari korumak icin bildigi bir otun pesine duser Fakat Zeus onun bu cabasini bosa cikarir Eos Helios ve Selene nin Safak Gunes ve Ay parlamasini yasaklar ve Gaia nin aradigi otu kendi bulup koparir Savasin sonunda Gigantes de Zeus ve cevresiyle bas edemez Gigantomakhia tanimiyla bilinen bu savasta onlarin sonu Titan lar dan daha kotu olur cunku hicbiri sag kalmaz kimileri Zeus un yildirimlariyla kimileri Herakles in oklariyla kimileri de diger Olymposlularca soylence evreninden silinir Erichthonios u dogurmasi Athena birkac silah yaptirmak icin demirci tanri Hephaistos un isligine gelmisti Oysa Hephaistos kosnucul duygularla Athena ya yaklasip ona sarilmaya yeltendi ama Tanrica erdemli bir bakire olarak direndi Kisa suren itisme kakisma sirasinda Hephaistos un ersuyu Athena nin baldirina bulasti Tanrica tiksinti icinde orada buldugu bir yun topagiyla bulas yerini sildikten sonra o topagi yere atip oradan uzaklasti Dusen ersuyunun dolleyip hamile biraktigi Yer Toprak Gaia Erichtonios u dogurdu ve bebegi Athena ya verdi o da bebegi bir sandiga koyup zamanin Atina krali olan Kekrops un kizlarina emanet etti Gaia Phaethon a karsi Gunes Tanri Helios her aksam indigi Okeanos un sularinda yegeni Klymene ye kaptirmisti gonlunu Klymene Okeanos un kizlarindan biriydi Okeanides denirdi onlara Helios dan bir oglu oldugunda Klymene babasinin anisina isildayan anlamina gelen Phaethon koydu adini Phaethon dogdugunda Klymene Habes krali Merops ile evliydi Uvey babasina benzemedigi icin kucuk yastan beri gercek kimliginin pesine dusen Phaeton yetiskinlige eristiginde annesinden gercegi ogrendi fakat bir turlu inanamadi Sonunda annesi Bana inanmiyorsan git kendin ogren dedi ona Sevgili arkadasi Kyknus un da kiskirtmasiyla Phaethon dogu ufkuna dogru uzun bir yolculuga cikti Bir safak vakti Helios un goz kamastiran konagina vardiginda o gunku yolculuguna hazirlanan Helios Phaethon u sevincle kucaklayarak annesinin dogru soyledigini bir dilegi varsa hemen yerine getirecegini soyledi Phaethon bir gun icin Gunes in dort atli arabasini surmek istedigini soyleyince Helios bu isi cok zor oldugunu soyleyerek oglunu vazgecirmek istediyse de sonunda kabul etmek zorunda kaldi Fakat Phaethon Phaethon dizginleri sikilastirmak ve gevsetmek arasinda bocalamaya basladi Surucuden gelen gucun zayifladigi fark eden atlar daha da azginlasarak yoldan saptilar yalniz saga sola degil yukari asagi da kosuyorlardi Yere yaklastiklarinda yerkurenin tepesindeki buzlar eriyor ortasindaki denizler cekiliyor nehirler buharlasiyor urunler ve hayvanlar telef oluyordu Afrika nin uzerinden gecerken yesillikleri collere donusturduler Etiyopya halki siyah renge burundu Nil nehri bile basini kumlara gomdu Phaethon ustesinden gelemeyecegi bir ise kalkismis ve basarisiz olmustu Topraklarinin ve uzerinde yasayan canlilarin acikli durumunu goren Toprak Ana torunu Zeus un yardimini istedi Neden yildirimlarini kullanmiyorsun diye sordu ona Zeus da tahtinin yanindaki yildirim oklarindan birini alarak Phaethon a firlatti Delikanli saclari alevler icinde gokyuzunde kayan yildizlar gibi ucarak Eridanus Po nehrine dustu O gunu gunessiz gecirdi dunya Phaethon icin nehir kiyisinda yas tutan kizkardesleri Heliades ve arkadasi Kyknus oyle aci aci agladilar ki Olymposlular dayanamayip kizkardesleri kavak agaclarina donusturduler Kyknus u da bir kuguya Kizkardeslerin gozyaslari kavaklarin kabuklarinda amber damlalarina donustu O gunden beri kavaklar su kenarinda salinir dururlar yakinlarinda da kederli bir kugu suzulur Tufan ve Buyuk Ana nin kemikleri Insan soyunun gidisatindan hosnut kalmayan Zeus diger Olymposlularin onaylamamasina karsin yeryuzunu sular altinda birakmisti Yagmurlar dindiginde yalcin Parnassos Dagi nin zirvesine ulasan sadece iki insan vardi Deukalion babasi Prometheus un ongorusu uzerine bir sandal yapmis ve esi Pyrrha Pandora ile Epimetheus un kizi ile birlikte tufan gunlerini atlatmisti Zeus onlarin Altin Cag dakiler gibi tanrilara saygili iyi ve guzel insanlar oldugunu bildiginden sag salim karaya cikmalari icin dindirmisti yagmurlari Deukalion Yeryuzunde biz ikimiz kaldik otekileri sular aldi der kuzeni olan esine keske babamin yaptigi gibi camura bicim verebilsem de insanlar ciksa ortaya Oysa insan soyundan sadece biz kaldik geriye tanrilar boyle uygun gormus Yalnizlik ve caresizlik icinde cevrelerine bakarlar Alinligi yosun tutmus bir tapinak gorurler Kadim tanrica Themis e adanmis bir tapinaktir bu Merdivenleri optukten sonra girer ve sular altinda kalan yeryuzune yardim etmesini dileyerek insan soyunun tekrar nasil can bulacagini sorarlar ona Tanrica nin yaniti bilmece gibidir Simdi gidin basinizi ortun elbiselerinizi gevsetin ve yururken Buyuk Ana nin kemiklerini arkaniza firlatin Bu kehanetin ne anlama geldigini tartisirlar Sonunda Deukalion dusuncesini aciklar Tanrica nin Buyuk Ana dedigi Toprak Ana dir onun kemikleri de taslardir Kusku ve duraksama icinde soyleneni yapmaya karar verirler Yururken onlerinde bulduklari taslari omuzlarinin uzerinden arkalarina atarlar Attiklari taslar yere deger degmez katiliklarini yitirmeye yumusamaya bicim kazanmaya henuz bitmemis yontulara donusmeye baslar Deukalion un attigi taslar erkeksi Pyrrha nin attiklari da kadinsi bicim kazanirlar Her canli icin gerekli olan gunes ve nem onlari giderek asil insan bicimlerine burundurmektedir Cogalirlar yayilirlar Kulturel etkiCagdas cevreci kuram Gaia hipotezi Ingiliz bilim insani James Lovelock 1960 lardan itibaren gelistirmeye basladigi yerkurenin organik canli ve inorganik cansiz bilesenlerinin birbirleriyle etkilesim icinde bir ve ayni butunun ayrilmaz parcalari ozsagaltim yetenegine sahip canli organizmalar gibi hareket ettiklerini one suren varsayimini Gaia Yeryuzundeki Yasama Yeni bir Bakis baslikli kitabinda 1979 bilim cevrelerinin dikkatine sundu Nobel odullu yazar William Golding bu varsayimin isim babasi oldu Ona Gaia hipotezi adini verdi Notlar Bu uc Kyklops kardesi bazi soylencelerde Tepegoz olarak da anilan diger kyklops lardan ayirmak gerekiyor Ikinciler Odysseia da soz edilen hayvancilik ve mandiracilikla gecinen Poseidon un dolleri dev cusseli yabanil varliklardir Yun Nymphe den genc kiz gelin kok alarak isimlendirilen cogulu Nymphai kimliklerinde doga ogelerinin kisilestigi yari tanrisal varliklardir Dogada tuttuklari yerlerin onemi ve cesitliligi nedeniyle insanlarin gunluk yasamlarinda etkili olurlar saygi gorurler Guzellikleri mitlere yansiyan oykuleriyle tanrilari insanlari yine kirsalda yasayan yari insan yari keci gorunumlu Satyr leri peslerinden kostururlar Cogunlukla grup isimleriyle kimlik kazanirlar Akarsulari agaclari daglari temsil edenler ayni sirayla Naiades Dryades Oreades diye anilir Okeanos un kizlari Okeanides ve denizlerin yasli adami Nereus un kizlari Nereides de onlardandir Nymphe sozcugu Latince ye Nympha olarak gectiginden klasik donemdeki mit anlatimlarinda ve sanat yapitlarinin basliklarinda bu sozcuk daha sik kullanilmistir Dilimizdeki anlatimlarda nimfa nemf ve peri olarak da yer alir Bazi anlatimlarda Titan larin da dev gibi varliklar olmasina bagli olarak Olymposlular in Titan larla ve Gigant larla yaptiklari iki ayri savasin yani Titanomakhia ile Gigantomakhia nin Tanrilar la Devlerin Savasi olarak bu tek baslik altinda islendigi goruluyor Ayrica bakinizCingene KiziKaynakca ve notlar pantheon org 11 Subat 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Ocak 2023 Hesiodos Theogonia 116 134 Hesiodos Theogonia 135 154 Hesiodos Theogonia 155 198 Hesiodos Theogonia 233 239 Hesiodos Theogonia 820 825 Apollodoros Bibliotheka I VI 3 Apollodoros Bibliotheka II I 2 Hesiodos Theogonia 451 490 Hesiodos Theogonia 493 508 Hesiodos Theogonia 625 729 Hesiodos Theogonia 820 867 Apollodoros Bibliotheka I VI 3 Apollodoros Bibliotheka I VI 1 2 Apollodoros Bibliotheka III XIV 6 Ovidius Donusumler I 750 780 II 1 405 Ovidius Donusumler I 260 420