Mehmet Sait Halet Efendi (1760, İstanbul - Kasım 1823, Konya), ulema sınıfından Osmanlı devlet adamı. II. Mahmud zamanında rikâb-ı hümâyun kethüdası unvanını alarak önemli bir konum elde etmiştir.
Yaşamı
Babası Kadı Kırımlı Hüseyin Efendi olup şeyhülislam 'nin yardımcılarındandı. Asıl adı Seyyid Mehmet Said idi. Çocukluğundan itibaren "Meşihat Kalemi"ne devem etmiştir ve burada "Halet" ismini aldı. Geleneksel ulema eğitimi olan medrese eğitiminden geçmedi. Fakat belagat, kitabet ve şiirde özel çabalarla kendi kendini yetiştirdi. Yaşı yirmiye vardığında kadılık ruusu elde etti. Şeyhülislam 'nin görev döneminde meşihat dairesinden ayrıldı. Sonra çeşitli Bâb-ı Âli ve paşa kalemlerinde çalıştı, zeki ve bilgili olduğu için sivrildi. Önce rikab-ı hümayun kethüdası Mehmed Reşit Efendi'ye mühürdar yamağı olup bu görevde efendisine kendini beğendirdi. Bu görevde iken Mehmet Raşit Efendi'nin konağında yapılan gece toplantılarında gazeller okuyarak ve tarihi konularda konuşmalar yapıp dikkatleri çekti. Sonra Manastır'a gitti. Burada önce Rumeli Valisi dairesinde ve sonra da Mirmiran Ohrili Ahmet Paşa dairesinde çalıştı. Daha sonra Yenişehir Feneri mollası kethüdası oldu. Sonra İstanbul'a döndü. Galata Mevlevihanesi'nde ünlü şeyh ve şair Şeyh Galib'e intisap etti. Sonra Zahire Nazırı Rasih Mustafa Efendi, takiben Kasapçıbaşı Hacı Mehmed Ağa dairelerinde kâtiplik yaptı. Buradan derya tercümanı Kalimaki yanına kâtip oldu. Bu görevde Fenerli Rumlar'ın ileri gelenleri ile dostluklara kurdu. Yanında çalıştığı ilk efendisi olan Mehmed Raşit Efendi'nin iltiması suretiyle hacegân sınıfına alındı. Bu sınıf mensubu olarak beylikçi kasadar maiyetine verildi.
1802'de başmühasip payesi ve orta elçilik unvanı ile Paris’e büyükelçi Mehmed Said Galip Paşa’nın yanına ikamet elçisi olarak tayin edildi. 20 Temmuz 1803'te büyük sayıda bir maiyetle Paris'e ayrılıp o şehre 22 Eylül'de vardı. 1803-1806 döneminde Napolyon Bonapart'ın konsüllük ve imparatorluk dönemlerinde, Osmanlı Devleti Fransa elçisi olarak Paris’te kalmıştır. 1806'da İstanbul'a döndü. 1807'de Divan-ı Hümayun beylikçisi görevine getirildi ve hemen sonra da rikab-ı hümayun reisi oldu. Bu arada Fransa'ya karşı savaşa giren İngiltere'nin elçisi ile gizli ilişkilere girdi. Bunu öğrenen Fransız elçisinin ihbar etmesi nedeniyle Mayıs 1807’de III. Selim'e karşı Kabakçı Mustafa İsyanı çıktığı ay Kütahya'ya sürüldü. Bir yıl sonra IV. Mustafa tahta geçmiş iken affedildi, ama İstanbul'a gelmesi önlenmek için Bağdat'a gönderildi. Burada kendisine rütbesi dışında ağır bir görev verildi. Bağdat Valisi Süleyman Paşa yıllardır bu görevde bulunmakta idi ve kendine özerk olarak ve devlete karşı kafa tutan bir idare uygulamakta idi. Hâlet Efendi'ye verilen ağır görev, Süleyman Paşa'yı makamından indirerek idam ettirmek ve yerine valilik kethüdasını vezirlik rütbesi ile Bağdat valisi olarak oturtmaktı. Halet Efendi bu görevi başarmak için bölgede bir yıldan biraz daha uzun zaman kalmak zorunda kaldı. Fakat sonunda Musul'daki ileri gelen sülalelerle ve Baban Sülalesi destekleri ile bu görevleri başardı. 1810'da İstanbul'a geri döndü. Bu sırada İstanbul'da Mayıs 1807'den beri devam eden gayet karışık Kabakçı Mustafa İsyanı ve Alemdar Vakası sona ermiş ve Sultan II. Mahmut devlet idaresini tam olarak eline almaya hâlâ çalışmakta idi.
II. Mahmut Halet Efendi'nin Bağdat'ta başarılı görevinden haberdar olarak 1811'de Halet Efendi'yi tekrar rikab-ı hümayun kethüdası yaptı ve kendi maiyetine alarak onu gizli yazışmalarla görevlendirdi. 1815'te Halet Efendi nişancı görevini, yani padişahın başkâtibi sıfatını aldı ve büyük bir nüfuz kazandı ve Sultan üzerindeki bu özel nüfuzunu 1823'e kadar devam ettirdi. Bunu yeniçeri ocağını koruyup askeri ıslahatın yapılmasına engel olarak ve Fenerli Rumları memnun etmek için Tepedelenli Ali Paşa'yı ezerek kötüye kullandı. Benzer şekilde sadrazam Benderli Ali Paşa'nın Yunan İsyanı ile ilgili önerilerine muhalefet ederek gözden düşmesine neden oldu. İcraatları sonucu olarak Mora ihtilali alevlendi, Yunanlar bağımsızlık kazandılar.
II. Mahmut, Hâlet Efendi'nin zararlı olduğunu anlayarak onu Konya’ya gönderip başını kestirdi.
Değerlendirme
Halet Efendi kinciliği ve acımasızlığı ile isim yapmıştır. En basit nedenlerden bile insanları öldürtmekten çekinmediği ve hatta halk arasında terör saçıp korku yaratmak için masum kişileri idam ettirdiği; bu öldürücü sadizmi doğal saydığı belirtilmiştir. Bu tutumu ve mizacını açığa vuran çok sayıda anekdot bulunmaktadır.
Buna tam çelişkili olarak şairliği, engin kültürlülüğü, zarif kişiliği, nezaketi ile de bilinmektedir. Konağının bir kültür yuvası olduğu, saz fasıllarına; siyasal, bilimsel ve edebi sohbetlere ve ziyafetlere devamlı açık olduğu da belirtilmektedir.
Eserleri
Galata Mevlevihanesi'nde bir 813 nadide yazma kitaptan oluşan bir kütüphane kurdurmuştur. Aynı mevkide yaptırdığı bir sebil ve türbesi de bulunmaktadır. Zinetu'l-mecalıs başlıklı bir divanı bulunmaktadır ve bu 1842'de basılmıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Mehmet Sait Halet Efendi 1760 Istanbul Kasim 1823 Konya ulema sinifindan Osmanli devlet adami II Mahmud zamaninda rikab i humayun kethudasi unvanini alarak onemli bir konum elde etmistir Halet Efendi Le Sacre de Napoleon resminde 1805 YasamiBabasi Kadi Kirimli Huseyin Efendi olup seyhulislam nin yardimcilarindandi Asil adi Seyyid Mehmet Said idi Cocuklugundan itibaren Mesihat Kalemi ne devem etmistir ve burada Halet ismini aldi Geleneksel ulema egitimi olan medrese egitiminden gecmedi Fakat belagat kitabet ve siirde ozel cabalarla kendi kendini yetistirdi Yasi yirmiye vardiginda kadilik ruusu elde etti Seyhulislam nin gorev doneminde mesihat dairesinden ayrildi Sonra cesitli Bab i Ali ve pasa kalemlerinde calisti zeki ve bilgili oldugu icin sivrildi Once rikab i humayun kethudasi Mehmed Resit Efendi ye muhurdar yamagi olup bu gorevde efendisine kendini begendirdi Bu gorevde iken Mehmet Rasit Efendi nin konaginda yapilan gece toplantilarinda gazeller okuyarak ve tarihi konularda konusmalar yapip dikkatleri cekti Sonra Manastir a gitti Burada once Rumeli Valisi dairesinde ve sonra da Mirmiran Ohrili Ahmet Pasa dairesinde calisti Daha sonra Yenisehir Feneri mollasi kethudasi oldu Sonra Istanbul a dondu Galata Mevlevihanesi nde unlu seyh ve sair Seyh Galib e intisap etti Sonra Zahire Naziri Rasih Mustafa Efendi takiben Kasapcibasi Haci Mehmed Aga dairelerinde katiplik yapti Buradan derya tercumani Kalimaki yanina katip oldu Bu gorevde Fenerli Rumlar in ileri gelenleri ile dostluklara kurdu Yaninda calistigi ilk efendisi olan Mehmed Rasit Efendi nin iltimasi suretiyle hacegan sinifina alindi Bu sinif mensubu olarak beylikci kasadar maiyetine verildi 1802 de basmuhasip payesi ve orta elcilik unvani ile Paris e buyukelci Mehmed Said Galip Pasa nin yanina ikamet elcisi olarak tayin edildi 20 Temmuz 1803 te buyuk sayida bir maiyetle Paris e ayrilip o sehre 22 Eylul de vardi 1803 1806 doneminde Napolyon Bonapart in konsulluk ve imparatorluk donemlerinde Osmanli Devleti Fransa elcisi olarak Paris te kalmistir 1806 da Istanbul a dondu 1807 de Divan i Humayun beylikcisi gorevine getirildi ve hemen sonra da rikab i humayun reisi oldu Bu arada Fransa ya karsi savasa giren Ingiltere nin elcisi ile gizli iliskilere girdi Bunu ogrenen Fransiz elcisinin ihbar etmesi nedeniyle Mayis 1807 de III Selim e karsi Kabakci Mustafa Isyani ciktigi ay Kutahya ya suruldu Bir yil sonra IV Mustafa tahta gecmis iken affedildi ama Istanbul a gelmesi onlenmek icin Bagdat a gonderildi Burada kendisine rutbesi disinda agir bir gorev verildi Bagdat Valisi Suleyman Pasa yillardir bu gorevde bulunmakta idi ve kendine ozerk olarak ve devlete karsi kafa tutan bir idare uygulamakta idi Halet Efendi ye verilen agir gorev Suleyman Pasa yi makamindan indirerek idam ettirmek ve yerine valilik kethudasini vezirlik rutbesi ile Bagdat valisi olarak oturtmakti Halet Efendi bu gorevi basarmak icin bolgede bir yildan biraz daha uzun zaman kalmak zorunda kaldi Fakat sonunda Musul daki ileri gelen sulalelerle ve Baban Sulalesi destekleri ile bu gorevleri basardi 1810 da Istanbul a geri dondu Bu sirada Istanbul da Mayis 1807 den beri devam eden gayet karisik Kabakci Mustafa Isyani ve Alemdar Vakasi sona ermis ve Sultan II Mahmut devlet idaresini tam olarak eline almaya hala calismakta idi II Mahmut Halet Efendi nin Bagdat ta basarili gorevinden haberdar olarak 1811 de Halet Efendi yi tekrar rikab i humayun kethudasi yapti ve kendi maiyetine alarak onu gizli yazismalarla gorevlendirdi 1815 te Halet Efendi nisanci gorevini yani padisahin baskatibi sifatini aldi ve buyuk bir nufuz kazandi ve Sultan uzerindeki bu ozel nufuzunu 1823 e kadar devam ettirdi Bunu yeniceri ocagini koruyup askeri islahatin yapilmasina engel olarak ve Fenerli Rumlari memnun etmek icin Tepedelenli Ali Pasa yi ezerek kotuye kullandi Benzer sekilde sadrazam Benderli Ali Pasa nin Yunan Isyani ile ilgili onerilerine muhalefet ederek gozden dusmesine neden oldu Icraatlari sonucu olarak Mora ihtilali alevlendi Yunanlar bagimsizlik kazandilar II Mahmut Halet Efendi nin zararli oldugunu anlayarak onu Konya ya gonderip basini kestirdi DegerlendirmeHalet Efendi kinciligi ve acimasizligi ile isim yapmistir En basit nedenlerden bile insanlari oldurtmekten cekinmedigi ve hatta halk arasinda teror sacip korku yaratmak icin masum kisileri idam ettirdigi bu oldurucu sadizmi dogal saydigi belirtilmistir Bu tutumu ve mizacini aciga vuran cok sayida anekdot bulunmaktadir Buna tam celiskili olarak sairligi engin kulturlulugu zarif kisiligi nezaketi ile de bilinmektedir Konaginin bir kultur yuvasi oldugu saz fasillarina siyasal bilimsel ve edebi sohbetlere ve ziyafetlere devamli acik oldugu da belirtilmektedir EserleriGalata Mevlevihanesi nde bir 813 nadide yazma kitaptan olusan bir kutuphane kurdurmustur Ayni mevkide yaptirdigi bir sebil ve turbesi de bulunmaktadir Zinetu l mecalis baslikli bir divani bulunmaktadir ve bu 1842 de basilmistir Ayrica bakinizII MahmutKaynakca a b c d e f Osmanlilar Ansiklopedisi yasamlari ve yapitlariyla Ekrem Cakiroǧlu Istanbul YKY ISBN 9789750800710 isbn degerini kontrol edin checksum yardim OCLC 1073185039