Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Şubat 2023) () ( |
Konfüçyüsçülük (Çince: 儒家; pinyin: Rújiā; lit. 'eğitimcilerin okulu, Konfüçyüs'ün öğretileri') eski bir Çin ahlakı ve Çin felsefesi sistemi olup başlangıçta bilgin Konfüçyüs'ün öğretilerinden yola çıkarak gelişmiştir. Ağırlığı insan ahlaklı ve iyi amellerdedir. Konfüçyüsçülük ahlak, sosyal, politik, felsefî ve dinî düşüncelerden oluşan karmaşık bir sistem olup Doğu Asya'nın kültürü ve târihi üzerinde muazzam etkisi olmuştur. Batıdaki bazı kaynaklar, hükûmetlerin bu inanışı tarih boyunca uzun süreler desteklemelerinden dolayı Konfüçyüsçülük'ü Doğu Asya'daki devletlerin "devlet dini" olarak görmüşlerdir.
Tarihi
Savaşan Devletler Dönemi'nde tartışılmış ve yasaklanmış olup kısa ömürlü Qin Hânedanlığı döneminde Çin devletini yönetmek için tarafından olarak seçilmiştir. Tang Hânedanlığı döneminde etkisini kaybetmesine rağmen Konfüçyüsçü doktrin, ortodoks Çin'in ana görüşü olarak 20. yüzyıla kadar kalmıştır. 20. yüzyılın başında modernizm öncüsü radikal Çin düşünürleri tarafından aleyhinde yazılmış ve Çin'in çağdaşlaşmasına engel olduğu öne sürülmüştür. Bu hareket, Çin Halk Cumhûriyeti'nde yapılmış olan Kültür Devrimi sırasında doruk noktaya ulaşmış olup 'de daha sonra yeniden canlandırılmış, artık hem ilgi görmüş, hem de üzerinde tartışmalar artmıştır.
19. ve 20. yüzyıla yetişen Konfüçyüsçülük, öncelikle ona Song ve daha sonraki hânedanlıklarda yeni canlılık kazandıran, Zhu Xi'nin önderliğindeki Neokonfüçyüsçü ekolden türemiştir. Neokonfüçyüsçülük, Budizm ve Taoizm fikirlerini mevcut Konfüçyüsçü fikirlerle birleştirerek o zamâna kadar görülmemiş karmaşık bir metafizik oluşturmuştur. Aynı zamanda birçok Konfüçyüsçü şekiller, kendilerinin Budist ve Taoist inanç sistemlerine karşı olduklarını îlân etmişlerdir.
M.Ö. 551-M.Ö. 479 yılları arasında yaşamış olan Konfüçyüs, bir bilgin ve sosyal filozoftu. Öğretileri 2.500 yıl boyunca Doğu Asya'yı derinden etkilemiştir. Bununla berâber Konfüçyüs ve Konfüçyüsçülük arasındaki ilişki çok zayıftır. Konfüçyüs'ün ideaları hayâtı boyunca kabûl görmemiş, kendisi sık sık hiçbir derebeyi tarafından ona iş verilmediğinden şikâyet etmiştir.
Buda, Sokrat gibi diğer tanınmış kişilerde de olduğu gibi Konfüçyüs'ün fikirleri günümüze kadar değişmeden gelememiştir. Bunun yerine insanlar, mürit ve talebelerinin bu kişiler hakkındaki anıları bilinmektedir. Bu faktör, Konfüçyüs'ün ölümünden iki yüzyıldan fazla geçtikten sonra Qin Hânedanlığı zamânında "Kitap yakımı ve bilginlerin gömülmesi"yle yapılan farklı düşüncede olanlara baskıyla daha da zorlaşmıştır.
Fakat bugün kalan artıklardan Konfüçyüs'ün düşüncelerini kabataslak çizebiliriz. Konfüçyüs, yaşadığı problemli zamanlar hakkında kaygılanan entelektüel bir kişiydi. Kendisi hayâtı boyunca düşüncelerini yaymak ve o zamanlar hüküm süren ve birbiriyle hâkimiyeti ele geçirmek için çarpışan birçok kralı etkilemek için dolaştı durdu.
772-221 yılları arasında hüküm süren Doğu Zhou Hânedanlığı'nda hüküm süren krâl, zamanla gücünü kaybetmişti. Oluşan iktidar boşluğunda hükümdarlar, birbirleri üzerindeki hâkimiyeti elde etmek için çarpışıp duruyorlardı. (Misyonunun) önemine derinden inanarak yola çıkan Konfüçyüs, yılmadan gibi eski zamanların ünlü bilgelerin erdemlerini dile getirirdi. Konfüçyüs, baş kaldıran bir kişinin dâvetini kabul ederken yeni bir hânedanlık kurmak için gerekli gücü bir araya getirmeye çalışarak "doğuda bir Zhou hânedanlığı kurmak" için çalıştı (Analektler XV, 5). Konfüçyüs'ün "taçsız kral" olduğunu söyleyen deyimden de anlaşılacağı üzere hiçbir zaman düşüncelerini uygulamaya koyma imkânı bulamadı. Birçok kere devletlerden sınırdışı edildi ve sonunda yurduna dönerek hayâtının son bölümünü ders vererek geçirdi. , düşüncelerini bugün anlayabilmek için elimizde olan aslî kaynaklara en yakın kaynak, düşünceleriyle hükümdarlar ve müritleriyle sürdürdüğü tartışmaları kısa pasajlar hâlinde verir. Analektler'in nasıl yorumlanacağı konusunda hayli tartışma yapılmıştır.
Birçok filozofun aksine Konfüçyüs, dinleyicilerini iknâ etmek için tümdengelime dayanan akıl yürütmeye değil, analoji ve atasözleriyle belâgat sanatını kullanmıştır. Çoğu zaman bu öğretim teknikleri değişik bağlamlarda kullanılmıştır. Bu yüzden Batılı okuyucular, bu felsefeyi açıkça anlaşılamayan bulanık düşünceler olarak görürler. Buna rağmen Konfüçyüs, "her şeyi delen bir birlik" aradığını ve "yolunu birleştiren tek bir ipin" varlığından (Analektler XV, 3 ve IV, 15) bahseder. Gerçek Konfüçyüsçü bir sistem, ilk kez müritleri ya da onların müritlerince oluşmuş olabilir. Felsefî açıdan verimli Yüz Düşünce Okulu döneminde Konfüçyüsçülük'ün ilk büyük ve önemli temsilcilerinden olan Mensiyüs ve Xun Zi, Konfüçyüsçülük'ten törel ve politik bir öğreti yapmışlardır. Her ikisi de çağdaş olan düşüncelerle mücâdele etmek ve hükümdarların güvenini tartışıp akıl yürüterek kazanmak durumundaydılar. Mensiyüs, Konfüçyüsçülük'e , iyi yönetim için gerekenler, ahlâklılığın ne olduğu konusunda daha geniş bir yorum getirerek insan tabiatının iyi olduğunu iddia eden bir öğretiyi yaymaya başlattı. Xun Zi, Mensiyüs'un birçok fikrine karşı çıkarak insan tabiatının kötü olduğu ve dolayısıyla eğitim görmesi ve dinsel törenlere uyması gerektiği ideası üzerine yapısal bir sistem kurmuştur. Ancak bu eğitimden geçtikten sonra insan, insanlara iyi davranmayı öğrenmiş olur. ve Li Si gibi Xun Zi'nin bâzı müritleri, erdeme dayanan Konfüçyüslük yerine yasaya dayanan totalitarist olan legalizmi savunmuşlar ve böylece Qin Shi Huang'ın Çin'i birleştiren ve herkesin her hareketini kontrôl altına alan devlet sistemini ortaya koymuşlardır. Bu yüzden Konfüçyüs'ün birleşme ve barış rüyâsı, Çin'de onun düşüncelerine neredeyse tam ters olan legalizmle gerçekleşti denebilir.
Yönetim
"Erdemli yönetimi Kuzey Yıldızı'yla kıyaslayalım: sayısız yıldızlar onu beklerken yerinden ayrılmaz." (Analektler II, 1)
Konfüçyüsçülük'ün bir başka önemli kavramı, başkalarını yönetmeden önce insanın kendi kendini yönetmesini bilmesidir. Krallığın bütününe bereket getirici etkisi, olgunlaşmış kralın kişisel erdeminden gelir. 'de bu düşünce daha da derinleştirilerek "kral ne kadar az icraat yaparsa o kadar çok sonuç alınır" prensibi getirilir ve böylece Taoist wu wei (Çince (basitleştirilmiş): 无为; Çince (geleneksel): 無為; pinyin: wú wèi) kavramına sıkı sıkıya bağlanır. Krallığının etrâfında döndüğü "sâkin merkezi" oluşturarak kral, her şeyin düzgün çalışmasını sağlar ve kendisini bütünün parçalarıyla uğraşıp onları değiştirmek zahmetinden alıkoyar.
Bu düşüncenin temeli, çok önceki zamanlarda hâkim olan şamanistik inançlarda olduğu görüşü vardır. Bu inanışlara göre kral, gök, insanlar ve yer arasında bir eksendir. Kral (Çince: 王; pinyin: wáng) için kullanılan Çince karakterde bu üç unsur, yatay çizgilerle temsîl edilmiş olup kral, dikey çizgiyle bunları birleştirmektedir. Bir başka bütünleyici bir görüşe göre kral hakkındaki bu anlayışın toplumun zarârına olan aristokratik kaprisleri engellemek isteyen bakan ve danışmanlarca yayıldığıdır.
Erdemlilik
"Eğitimde sınıf ayrımı olmamalıdır."
(Analektler XV, 39)
Konfüçyüs'ün hiçbir şeyi îcat etmediği ve sadece eski zamanların bilgilerini naklettiği sözüne rağmen (bkz. Analektler VII, 1), birkaç düşünceyi kendi ortaya koymuştur. Avrupa ve Amerika'da yaşmış olan hayranlarından Voltaire ve , soyluluk yerine erdemi koyma devrimci düşüncesine işâret etmişlerdir. Daha önceleri "soylu" demek olan Yunzi (Çince: 君子; pinyin: Jūnzǐ), Konfüçyüsçülük'ün etkisiyle zamanla "centilmen" anlamına gelmeye başladı. Kendini yetiştirip erdemli olan avamdan biri, "centilmen" olabilirken bir kralın utanmaz oğlu, ancak "küçük kişi" olabilir. Konfüçyüs'ün okulunda değişik sınıflara âit öğrencileri birleştirmesi, Çin'deki sınıf ayrımına karşı verdiği mücâdeleyi göstermektedir.
Bir başka yeni düşüncesi olan erdemlilik, Çin'de temelini oluşturur. Bu sistemle sınavda başarılı olan herkes, ailesine onur ve zenginlik getiren mêmur olabiliyordu. Bu sistem, muhtemelen MÖ 165'te uygulanmaya başlandı. Bu sınav için devlet mêmurluklarına alınacak bâzı adayların ahlâki mükemmeliyetlerinin imparatorca tespîti için başkente çağrılmışlardır. Sistem, daha sonraki yüzyıllarda gelişerek nihâyet devlette çalışmak isteyen herkesi kapsar bir sınav sistemi olmuş, adaylar yazılı sınavda bu mevkîye lâyık olduklarını göstermek durumunda kalmışlardır.
Konfüçyüs, krallıklarını hânedanlıklarında sırada olan en büyük oğulları yerine en erdemli kişiye bırakan kralları övmüştür. Başarısı, devlet ve görev bilinciyle dolu öğrenciler yetiştiren bir okul kurmasıdır (Çince: 儒家; pinyin: Rújiā; lit. 'Konfüçyüsçü, Konfüçyüs okulu'). Savaşan Devletler Dönemi ve eski Han Hânedanlığı döneminde Çin çok yayıldığından güvenilir, merkezî çalışan ve evrakları okuyup yazabilen mêmurlara olan ihtiyaç arttı. Bunun sonucunda Konfüçyüsçülük'ün önemi arttırılarak bu yolda çalışanlar, devletin bütünlüğünü tehlikeye sokabilecek toprak sâhibi soylulara karşı bir denge unsûru oluşturdular.
O târihten sonra Konfüçyüsçülük'ün prensipleri olan otoritercilik, , paternalizm ve otoriteye teslîmiyetle Çin'in yönetiminde gereken bu araçları veren bir çeşit "devlet dîni" hâline geldi. Çoğu imparatorlar, içe doğru legalizmle, dışa doğru Konfüçyüsçülük'le devleti idâre etmişlerdir.
Konfüçyüsçülük'ün yayılması
Konfüçyüsçülük, Qin Hânedanlığı dönemindeki baskıyı kısmen bir müridin evinde duvarının içine örmesiyle atlatarak ondan sonra gelen Han Hânedanlığı döneminde (MÖ 206-220) kabul gören bir öğreti oldu. Bu dönemde Konfüçyüsçü öğrenciler devletten destek alırdı. Böylece bu öğretiler zamanla resmî devlet felsefesi oldu ('ya bkz.). Konfüçyüsçü klâsiklerin öğrenilmesiyle bu öğretiler, devlet sınavının ve müfredat programının temelini oluşturmaya başlamıştı. Konfüçyüsçülük'e karşı bundan sonra 1912'de Çin Cumhûriyet kurulup bu öğretileri okullardan kaldırılmasına kadar ciddî hiçbir teşebbüs yapılmamıştır. Bu karar, 15 yıl kadar bir süre boyunca Nanking'de Milliyetçi Hükûmet kurulana kadar tartışılmıştır.
Zhu Xi, ve diğer benzeri filozoflar tarafından yapılan Neokonfüçyüsçü yorumlarla Konfüçyüsçülük Kore ve Japonya'da da devletin politik felsefesi olarak kabul görmüştür. 'nın Koresi'ne "Konfüçyüsçü devlet" denir.
Çin egemenliği altında Konfüçyüsçülük, Vietnam toplumunda da değer kazanmaya başladı. Fakat Konfüçyüsçülük, Vietnamlıların hayâtını Vietnam 939'da bağımsız olduktan sonra nüfûz etti.[2] 29 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Çin'de de olduğu gibi Konfüçyüsçülük Vietnam'da 15. yüzyılda doruğa ulaştı. Tek bir millet, merkezî bir yönetim ve sosyal düzen oluşturmak düşüncesiyle Konfüçyüsçülük Budizmin yerine alarak döneminde en önemli felsefe oldu. Konfüçyüsçülük, sosyal ve politik yapıyı derinden etkileyerek eğitim ve sınav sistemiyle birlikte Konfüçyüsçü bilginler, zamanla sosyal ve ahlâkî hayâta hâkim olmuşlardır.
Dinsel törenler
"İnsanları idârî konularda uyararak onlara önder ol ve onlara cezâ hukûkuyla hizâya getir. İnsanlar cezâdan sakınmak isteyecek, fakat utanç nedir bilmeyecektir. İnsanlara mükemmel bir örnek olarak önder ol ve onları toplumsal roller ve dinsel törenlerle hizâya getir. Böylece utanç duygusunu geliştirmenin yanında harmonik bir şekilde düzene gireceklerdir." (Analektler II, 3)
Yukarıdaki satırlar, legalizm ve görüşlerini arasındaki temel farklılıklardan birini açıklamakta ve arasındaki önemli bir farkı göstermektedir. Konfüçyüs'e göre dış otoriteler, suç olan eylemlerden sonra cezâ vermeleriyle insanların iyi hareket etmenin sebebini anlamadan öyle hareket ettiklerini öne sürer. Fakat dinsel törenlerle davranış şekilleri içten gelerek yapılır ve etkileri, eyleme tenezzül etmeden önce görülür. Böylece insanlar, utanç verici hareketlerden utanıp kaybetmekten korktuklarından uygun şekilde hareket eder. Bu bağlamda dinsel tören (Çince: 禮; pinyin: lǐ) ideal sosyal normdur.
"Dinsel tören", Türkçede zor ifâde edilebilerce bir kavramdır ve kompleks görüşleri içine alır. Bu kavram için kullanılan Çin karakterinin daha eskiden anlamı "kurban"dı. Konfüçyüsçü anlamı güleryüzlülükten ve görgülü hareketten her kişinin toplumdaki yerine anlamak arasıdır. Dıştan dinsel tören, insanlar arasında ayrım yapmak içindir; uygulanmasıyla kimin o toplumda genç, kimin yaşlı, kimin misâfir, kimin ev sâhibi olduğunu v. b. herkese gösterir. İçten insanlara diğerlerine karşı olan görevlerini ve kendi kendilerinden ne beklendiğini hatırlatır.
İçselleştirme süreci, dinsel törenin en önemli sürecidir. Şekil verilmiş tavırlar zamanla içselleşir, istekler yönlendirilir ve kişinin kültürlü oluşu, toplumsal dürüstlüğün hedefi olur. Bu fikir, "Mârifet kavuktaysa tak kafana hoca ol" deyiminin demek istediğiyle çelişirse de Konfüçyüsçülük'te samîmiyetle bir hareket, kişinin bir davranışı içtenlikle kabûl etmesini sağlar. Dinsel törene samîmiyetle uymak, dinsel töreni kültürlü olma yolundaki en etkin yol yapar. Böylece
Dinsel törensiz hürmetkârlık yorucu koşuşturmadan başka bir şey değildir. Dinsel törensiz özen, utangaçlığı getirir. Dinsel törensiz cesâret, isyâna dönüşür. Dinsel törensiz dürüstlük, kabalığa dönüşür." (Analektler VIII, 2).
Dinsel törenler, onlar olmadan çatışmaya götürecek zıt nitelikleri başarıyla dengelemek için gidilecek yoldur.
Dinsel törenler, insanları sınıflandırarak hiyerarşik ilişkiyi protokoller ve törenlerle oluşturarak herkese toplumda bir yer verir ve buna göre uygun olan tavrı tanımlarlar. Konfüçyüs'ün hayâtında önemli bir rol oynamış gibi görünen müziğe burada istisnâî bir durumdadır. Çünkü müzik, bu sınırları aşar ve 'kâlpleri birleştirir'.
Analektler, dinsel töreni yükseltmesin rağmen Konfüçyüs, bizzat farklı hareket etmiştir. (Örn.: Gözde öğrencisinin ölümünde ağlaması ya da şeytânî bir prensele görüşmesi (VI, 28). Daha sonraları sıkı törenleştirmeler, dinsel törenlerin "yeşim ve ipekten hediyelerden daha fazla olduğunu (XVII, 12) unutarak ustalarının görüşünden uzaklaşmışlardır.
Konfüçyüsçü düşüncede konular
Konfüçyüsçülüğü daha iyi anlamak için değişik düzeyde dürüstlük temeline dayandığını göz önünde tutmalıdır. Pratikte bu felsefenin parçaları zamanla birikerek şu altı erdemdir:
Âyin
Âyin kelimesi, Konfüçyüsçülük'te daha geniş kapsamlı tutularak kısa zamanda dünyevî tören davranışları da içine almış, daha sonra görgü kurallarını ve güleryüzlülük de bu kavramla anlaşılmıştır. Âyinler sistemleştirilerek kapsamlı bir ölçü sistem olarak görünür. Konfüçyüs, bizzat eski hânedanlıklar zamânında geçerli olan görgü kurallarını tekrar uygulamaya koymaya çalışmıştır. Ölümünden sonra insanlar onu âyinlerde alınacak tavırlar konusunda büyük bir otorite olarak bilirdi.
Burada âyin kavramının Konfüçyüsçülük'te birçok dinde bilhassa 21. yüzyılda taşıdığı anlamından başka bir anlam taşıdığına önemle işâret etmek isteriz. Konfüçyüsçülük, insanların günlük yaşamlarında yapageldikler hareketler de âyin olarak sayılır. Âyinler, belli bir şekil almış ya da rastgele yapılagelen hareketler (yâni bütün âdetler) olmaktan öte insanların bilerek veyâ şuuraltı yapageldikleri hareketlerdir. Bu âyinlere şekil vererek memnûniyet içinde yaşayan sağlıklı bir toplum ve dolayısıyla hayatlarından memnun ve sağlıklı kişiler oluşturacak şekle getirmek, Konfüçyüsçülük'ün hedeflerindendir.
İlişkiler
Konfüçyüsçülük'ün önemli konularından biri, insânî ilişkilerle değişik toplumsal statüye sâhip kişiler arasında oluşan farklı yükümlülüklerdir. Kişiler, değişik statüdeki insanlarla birçok ilişki içinde olmaya teşvîk edilir. Örnek olarak bir gencin anababası ve büyükleriyle olan ilişkileriyle bir büyüğün küçük kardeşleri, öğrencileri ve diğer insanlarla olan ilişkileri verilebilir. Gençlere büyüklerine karşı büyük saygı göstermek ve hizmet etmek düşerken büyüklerin de küçüklere karşı iyiliksever olması ve ilgi göstermesi gerekmektedir. Bu konu, Doğu Asya'nın birçok yönlerinde, mesela çocukların anababaya karşı çok olan görevlerinde ve büyüklerin çocuklarına karşı büyük ilgisinde kendini bugüne kadar göstermeye devâm etmektedir.
Anababaya sevgi
Anababaya sevgi ya da anababaya karşı içten sadâkat (Çince: 孝; pinyin: xiào; lit. 'evlâda âit'), en büyük erdem olarak görülür ve sağ olsa da, olmasa da bütün büyüklere karşı gösterilmelidir (ecdâd). Evlâda âit olan bu kavram, çocuğun – önceleri oğlun – ebeveynine karşı göstereceği saygıya işâret eder. Bu ilişki, daha sonraları beş ilişkiye genişletildi (Çince: 五倫; pinyin: wǔlún; lit. 'beş temel ilişki'):
- Hükümdarın tebaaya
- Anababanın çocuğa
- Ağabeyin erkek kardeşine
- Kocanın karısına
- Yaşça büyük dostun genç dostuna
Bu ilişkiler kapsamında değişik görevler tespît edilmiştir. Görevler, ölüleri de içine alacak şekilde genişletilerek yaşayanlar, ölülerin oğulları olarak görülür. Bu şekilde atalara tapınmaya başlanıldı.
Sadâkat
(Çince: 忠; pinyin: zhōng), anababaya sevginın değişik bir düzeydeki şeklidir. Özellikle Konfüçyüsçü öğrencilerin çoğunun dâhil olduğu toplumsal sınıf için önem taşıyan erdemlerdendir. Çünkü azimli genç bir öğrenci adayının Konfüçyüs Çin çevrelerine girebilmesi için hükümdarın sivil devlet mêmuru olması dışında bir imkân yoktu. Anababaya sevgi erdemi gibi sadâkat erdemi de otokratik rejimler tarafından sık sık çarpıttırılırdı. Konfüçyüs, o zamanlar mevcut sınıf ilişkilerine karşı duyarlılığı tavsiye etti. Kendisi "hakkı güç tanımlar" esâsını değil, gökten yetki almış üste ahlâkî dürüstlüğünden dolayı uyulması esâsını önerdi.
İleri yaşlarda hükümdarın tebaasına karşı olan yükümlülüklerinden ziyâde halkın hükümdara karşı olan görevlerine ağırlık verdi.
Sadâkat, aynı zamanda kişinin dostlarına, ailesine ve eşine karşı olan yükümlülüklerin genişletilmiş şekliydi. Kişinin önderine sadâkati en başta gelmeliydi. Daha sonra ailesine, eşine ve en sonunda dostları gelirdi. İnsanın önemli erdemlerinden sayılırdı.
İnsancıllık (Hümanizm)
Konfüçyüs, insanların bireysel gelişmelerinin insânî ilişkilerle olduğu görüşündeydi. Âyinle ve anababaya sevgiyle ilgili erdemler, diğerlerine karşı insancıllıktan dolayı yapılmalıydı. Konfüçyüs'ün insancıllık kavramı (Çince: 仁; pinyin: rén) muhtemelen en iyi şekilde onun ahlâkî karşılıklılık prensibi üzerine kurulmuş "Kendin için istemediğini başkalarına yapma" Altın Kuralı'yla ifâde edilebilir.
Rén'in aynı zamanda politik bir boyutu da vardır. Konfüçyüsçülük'e göre hükümdarda rén yoksa tebaası için insancıl davranmak zor, hattâ imkânsızdır. Rén, Konfüçyüs politik kuramının temelidir ve tebaasına karşı insancıl olmayan davranışlardan uzak durması öğütlenmiş otokrat hükümdarın vâr olduğuna dayanır. İnsancıl olmayan hükümdarın "Gök aldığı yetkiyi, yâni hükmetme yetkisini kaybetme tehlikesi vardır. Bu yetkiyi kaybetmiş bir hükümdara uymaya artık gerek yoktur. Fakat insancıl olarak hükmeden ve tebaasının problemleriyle ilgilenen hükümdara harfiyyen uymak şarttır. Çünkü cömert hâkimiyetin, göğün ona hüküm yetkisi verdiğine işârettir. Konfüçyüs'ün insanların irâdesi konusunda söyledikleri azdır. Fakat önde gelen müritlerinden Mensiyüs, bir vesîlede bâzı önemli konularda halkın seçimine başvurulmasını tavsiye etti.
Kibarlık
"Jūnzǐ" kavramı (Çince: 君子; pinyin: soylu), klâsik Konfüçyüsçülük için çok önemli bir noktadır. Kibarlı ya da efendilik, Konfüçyüsçülük'ün herkese önemle tavsiye ettiği şeydir. İdeal insanın kısa tanımı, "ermiş, bilgin ve centilmen özelliklerini kendinde birleştiren kişi"dir (Catholic Encyclopedia). Kalıtsal elitizm düşüncesi, bu kavramla berâber kullanılır ve kibarların topluma ahlâkî örnek olacakları beklenirdi.
Kibarlar,
- Kendilerini ahlâken geliştirmek
- Uygun yerlerde anababaya sevgi ve sadâkat göstermek
- İnsanlığı veyâ iyilikseverliği geliştirmek.
Mükemmel centilmenin simgesi Konfüçyüs'ün kendisidir. Hayâtının belki de en büyük trajedisi, hiçbir zaman ümît ettiği yüksek mevkîye sâhip olamamasıydı. O mevkîde yöneterek devletin insancıl kişiler tarafından yönetildiğinde prensiplerin uygulanmaya konmasıyla prensiplerinin geçerliliğini göstermek ve ortaya çıkacak genel mutluluğu görmek isterdi.
Jūnzǐ´nin tersi Xiǎorén´dir (Çince: 小人; pinyin: xiǎorén; lit. 'küçük kişi'). 小 karakteri, bu bağlamda dar kafalı, menfaatçi, açgözlü, yüzeysel, veyâ maddeci demektir.
Adların düzeltilmesi
Konfüçyüs, toplumsal karışıklığının sebebini insanların gerçeği görememesi, anlayamaması veyâ gerçekle uğraşmayı becerememesine bağlar. Temelde toplumsal karışıklığın kaynağı, ona göre şeyleri uygun adlarıyla çağırmamaktan kaynaklandığını ileri sürüp çözüm olarak Zhèngmíng´i (Çince: 正名; lit. 'adların düzeltilmesi') gösterir. Bir müritine zhèngmíng erdemini şöyle açıklar:
Tsze-lu dedi ki: "Wei'in hükümdarı seni beklemekte, seninle hükûmeti yönetmek istemektedir. Göz önüne alacağın ilk şey ne olacaktır?" Usta, "Önemli olan isimlerin tashîhidir" şeklinde cevap verdi. "Yâ! Öyle mi? Hedefe isâbet ettiremedin! Niçin böyle bir tashih gereklidir ki?" diye Tsze-lu sorunca Usta: "Ne kadar kültürsüzmüşsün, Yu!" dedi. "Âmir insan, bilmediği şeyler konusunda daha ihtiyatlı ve çekingence sorar.
- İsimler düzgün değilse dil, gerçek şeylere uygun olmaz.
- Eğer dil, gerçek şeylere uygun değilse maslahat başarılı olamaz.
- Eğer maslahat başarılı olmazsa mülkiyet ve müzik gelişemez.
- Eğer mülkiyet ve müzik gelişmezse cezâlar uygun şekilde taktîr edilemez.
- Eğer cezâlar uygun şekilde taktîr edilmezse insanlar nasıl hareket edeceklerini bilmezler.
Bu yüzden âmir insan, kullandığı (şeylerin) adları(nı) uygun şekilde konuşmanın ve konuştuklarının da uygun şekilde uygulanmasının önemini bilir. Âmir insanın için en önemli şey, söylediklerinden hiçbir şeyin yanlış olmamasıdır."
(Analects XIII, 3)
Xun Zi, "Adların düzeltilmesi konusunda" isimli 22. bölümünde eski zamânın bilge kralının kullandığı adların (Çince: 名; pinyin: ming) doğrudan gerçekle uyuşan adlar olduğunu (Çince: 實; pinyin: shi), fakat sonraki nesillerin terim bilgisini karıştırıp yeni adlandırmalar türettiklerini, dolayısıyla doğruyu yanlıştan ayırt edemez olduklarını yazar.
Tartışmalar
Konfüçyüsçülük diye bir şey var mıydı?
Konfüçyüçülük'ün târihini tartışırken ele alınan problemlerden biri de Konfüçyüçülük'ün ne olduğu sorusudur. Konfüçyüsçülük, kabaca "Usta Kong'u en büyük üstad olarak gören bireyler zinciri" olarak görülebilir. Ayrıca "bir zamanlar Konfüçyüs'ün gerçekten anladığı gibi bir ahlâkî, politik ve felsefî doktrine uyan grup"u da temsîl eder. Bu tanımda "grup"la değişik Han ve Tang Hânedanlığı gibi değişik hânedanlıklar dönemlerinde başka öğretileri savunan kişilerle tartışan ve kendi kendini Konfüyüsçü îlân eden kişiler anlaşılabilir. , Ming ve Qing Hânedanlığı gibi Konfüçyüsçü hegemonyanın hâkim olduğu dönemlerde devlet mêmur sınıfı olarak kabaca tanımlanabilir.
Fakat bu grupların gerçek olup olmadığı bâzılarınca şüpheyle karşılanmaktadır. Manufacturing Confucianism ("Konfüçyüsçülük'ü Üretmek") adlı kitabında , bugün bildiğimiz ve öğrenmenin WISE sembolü ve devlet tarafından desteklenen bir sözde-din şeklindeki modern Konfüçyüs ve Konfüçyüsçülük görüntünün Çin'de her zaman mevcut olmadığını, bu görüntünün Avrupalı 'lerce uydurulduğunu öne sürer. Bu görüntü, bu bağlamda "Ru Jia" olarak bilinen eski yerli geleneklerden "tercüme" edilerek Avrupalılara Çinlileri anlatmak isterken oluşur. Böylece oluşan Konfüçyüsçülük kavramı, sonraları Çinlilerce Avrupalılardan alınarak kendi ihtiyaçları için kullanmaya başlamışlardır.
Bu yüzden biz bugün "İmparatorluk sınav sisteminde kullanılagelen ve temelinde 'Konfüçyüçü Klâsikler'in içerdiği düşünceleri taşıyan her düşünceyi" Konfüçyüsçü olarak tanımlayabiliriz. Ama bu tanım dahî problemsiz değildir; çünkü bu düşüncelerin içeriği de zaman içinde değişikliğe uğramıştır. Örn. Neo-Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm'e yakın olan 'i ve 'u külliyata dâhil etmiştir.
Konfüçyüsçülük din midir?
Çoğu dinler, bir veyâ birkaç tanrısı, düzenli bir râhip sınıfı, ölümden sonraya olan inancı ve düzenli gelenekleri olan bir sistem olarak tanımlanabilir. Böylece Konfüçyüsçülük'ün gerçek "din" olup olmadığını tartışmak mümkündür. Birçok âyinleri olmasına rağmen çok azı formel olarak ibâdet ya da meditasyon olarak görülebilir. Konfüçyüs'ün bâzen söylemiş olduğu başka dünyâlara âit varlıklar hakkında ifâdeleri olmasına rağmen bu ifâdeler, Batılılara açık şekilde agnostik ve insancıl gibi gelir. Bu yüzden Konfüçyüsçülük, çoğu zaman dünyevî ve ahlâkî bir gelenek olarak görülür, bir "din" olarak değil. En uygun tanımıyla özel ve inançları olan bir felsefedir.
Etkileri Çin ve Doğu Asya toplumlarında ve kültürlerinde çok geniş olup târihteki dînî hareketlerin etkileriyle boy ölçüşebilir. Konfüçyüs'ün öğretilerine uyanlar, bununla tesellî buldukların söylerler. Birçok törensel unsûru olup Neokonfüçyüsçü yorumuyla dünyânın, insanın tabiatını v. b. anlaşılır açıklamasını vermektedir. Bunun ötesinde Çin kültüründeki dinler birbirlerini dışlamadıklarından her gelenek, kendine göre bir niş bulur. Örn. bir kişi Taoizm, Hristiyanlık, Mûsevîlik, Sihizm, İslam, Şinto, Budizm ya da Zerdüştlük dînine bağlı olduğu hâlde Konfüçyüsçülük açısından Konfüçyüsçü görüşlere de uyabilir; bu düşünce açısından böyle bir durum problem teşkîl etmez. Tabii ki tek tanrılı dinler, yalnız kendilerinde hakka giden yolu gördüklerinde böyle "çok dallanmış" bir inancı kabûl etmeyeceklerdir.
Konfüçyüsçülük atalara tapınmayı, onların ruhlarına kurban etmeyi ve soyut bir gök tanrısal varlığı, eski kralların ve hattâ Konfüçyüs'ün tanrılaştırılmasına içine almasına rağmen bütün bu özelliklerinin kökenlerini Konfüçyüsçülükten çok önce mevcut ve yaygın Çin inançlarında bulmak mümkündür. Dolayısıyla bu tür dînî törenlerin Konfüçyüsçülük'ü din yaptığını iddia etmek zordur.
Genel olarak Konfüçyüsçülük, Çinle ve başka Doğu Asyalı insanlar tarafından din olarak görülmemektedir. Bu eğilim, kısmen "din" sözcüğüne işlemiş, dinlerin bâtıl inançları berâberinde getirdiği, mantıksız olduğu ya da çağdaşlıkla (modernlik) bağdaşmadığı iddiâları gibi lekelerden kaynaklanmaktadır. Birçok Budist, Budizmin din değil, bir hayat felsefesi olduğunu söylemesi, kısmen din konusunda yaygın olan negatif popüler görüşten kaynaklanmaktadır. Benzer şekilde Konfüçyüsçüler de Konfüçyüsçülük'ün bir din olmaktan ziyâde ahlâkî görüş ya da felsefî bir dünyâ görüşü olduğunu ifâde eder.
Konfüçyüsçülük'ün din ya da başka bir fenomen olduğu sorusu, her şeyden önce bir tanım problemidir. Eğer din için kullanılan tanım, tabiatüstü varlıklara ibâdetse bu soruya verilecek cevap herhâlde "Hayır" olacaktır. Diğer taraftan dinle (mesela) ahlâkî tutumu olan, günlük hayat için yol gösterici, insanlığın kâinattaki yeri hakkında sistematik görüşleri olan v. b. bir fenomen olarak tanımlanırsa Konfüçyüsçülük kesinlikle dindir. Buna benzer önemli kavramlarda da olduğu gibi din kavramının tanımı tartışmalıdır. 'nin Confucius: The Secular as Sacred (Konfüçyüs: Dünyâ görüşünün kutsallaşmış şekli) kitabı, bu meselenin çözümü için tavsiye edilebilir.
Kaynakça
- ^ An Introduction to Confucianism (İngilizce). Cambridge University Press. 13 Şubat 2000.
- ^ "Eğer doğru prensipler bütün imparatorluğa hâkim olsaydı durumunu değiştirmeye çalışmak için sebep olmazdı", Analektler XVIII, 6.
- ^ 'yle karıştırılmamalıdır!
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Aralık 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Ocak 2008.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Konfucyusculuk haber gazete kitap akademik JSTOR Subat 2023 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Konfucyusculuk Cince 儒家 pinyin Rujia lit egitimcilerin okulu Konfucyus un ogretileri eski bir Cin ahlaki ve Cin felsefesi sistemi olup baslangicta bilgin Konfucyus un ogretilerinden yola cikarak gelismistir Agirligi insan ahlakli ve iyi amellerdedir Konfucyusculuk ahlak sosyal politik felsefi ve dini dusuncelerden olusan karmasik bir sistem olup Dogu Asya nin kulturu ve tarihi uzerinde muazzam etkisi olmustur Batidaki bazi kaynaklar hukumetlerin bu inanisi tarih boyunca uzun sureler desteklemelerinden dolayi Konfucyusculuk u Dogu Asya daki devletlerin devlet dini olarak gormuslerdir Nagasaki de bir Konfucyus TapinagiTarihiSavasan Devletler Donemi nde tartisilmis ve yasaklanmis olup kisa omurlu Qin Hanedanligi doneminde Cin devletini yonetmek icin tarafindan olarak secilmistir Tang Hanedanligi doneminde etkisini kaybetmesine ragmen Konfucyuscu doktrin ortodoks Cin in ana gorusu olarak 20 yuzyila kadar kalmistir 20 yuzyilin basinda modernizm oncusu radikal Cin dusunurleri tarafindan aleyhinde yazilmis ve Cin in cagdaslasmasina engel oldugu one surulmustur Bu hareket Cin Halk Cumhuriyeti nde yapilmis olan Kultur Devrimi sirasinda doruk noktaya ulasmis olup de daha sonra yeniden canlandirilmis artik hem ilgi gormus hem de uzerinde tartismalar artmistir 19 ve 20 yuzyila yetisen Konfucyusculuk oncelikle ona Song ve daha sonraki hanedanliklarda yeni canlilik kazandiran Zhu Xi nin onderligindeki Neokonfucyuscu ekolden turemistir Neokonfucyusculuk Budizm ve Taoizm fikirlerini mevcut Konfucyuscu fikirlerle birlestirerek o zamana kadar gorulmemis karmasik bir metafizik olusturmustur Ayni zamanda bircok Konfucyuscu sekiller kendilerinin Budist ve Taoist inanc sistemlerine karsi olduklarini ilan etmislerdir M O 551 M O 479 yillari arasinda yasamis olan Konfucyus bir bilgin ve sosyal filozoftu Ogretileri 2 500 yil boyunca Dogu Asya yi derinden etkilemistir Bununla beraber Konfucyus ve Konfucyusculuk arasindaki iliski cok zayiftir Konfucyus un idealari hayati boyunca kabul gormemis kendisi sik sik hicbir derebeyi tarafindan ona is verilmediginden sikayet etmistir Buda Sokrat gibi diger taninmis kisilerde de oldugu gibi Konfucyus un fikirleri gunumuze kadar degismeden gelememistir Bunun yerine insanlar murit ve talebelerinin bu kisiler hakkindaki anilari bilinmektedir Bu faktor Konfucyus un olumunden iki yuzyildan fazla gectikten sonra Qin Hanedanligi zamaninda Kitap yakimi ve bilginlerin gomulmesi yle yapilan farkli dusuncede olanlara baskiyla daha da zorlasmistir Fakat bugun kalan artiklardan Konfucyus un dusuncelerini kabataslak cizebiliriz Konfucyus yasadigi problemli zamanlar hakkinda kaygilanan entelektuel bir kisiydi Kendisi hayati boyunca dusuncelerini yaymak ve o zamanlar hukum suren ve birbiriyle hakimiyeti ele gecirmek icin carpisan bircok krali etkilemek icin dolasti durdu 772 221 yillari arasinda hukum suren Dogu Zhou Hanedanligi nda hukum suren kral zamanla gucunu kaybetmisti Olusan iktidar boslugunda hukumdarlar birbirleri uzerindeki hakimiyeti elde etmek icin carpisip duruyorlardi Misyonunun onemine derinden inanarak yola cikan Konfucyus yilmadan gibi eski zamanlarin unlu bilgelerin erdemlerini dile getirirdi Konfucyus bas kaldiran bir kisinin davetini kabul ederken yeni bir hanedanlik kurmak icin gerekli gucu bir araya getirmeye calisarak doguda bir Zhou hanedanligi kurmak icin calisti Analektler XV 5 Konfucyus un tacsiz kral oldugunu soyleyen deyimden de anlasilacagi uzere hicbir zaman dusuncelerini uygulamaya koyma imkani bulamadi Bircok kere devletlerden sinirdisi edildi ve sonunda yurduna donerek hayatinin son bolumunu ders vererek gecirdi dusuncelerini bugun anlayabilmek icin elimizde olan asli kaynaklara en yakin kaynak dusunceleriyle hukumdarlar ve muritleriyle surdurdugu tartismalari kisa pasajlar halinde verir Analektler in nasil yorumlanacagi konusunda hayli tartisma yapilmistir Bircok filozofun aksine Konfucyus dinleyicilerini ikna etmek icin tumdengelime dayanan akil yurutmeye degil analoji ve atasozleriyle belagat sanatini kullanmistir Cogu zaman bu ogretim teknikleri degisik baglamlarda kullanilmistir Bu yuzden Batili okuyucular bu felsefeyi acikca anlasilamayan bulanik dusunceler olarak gorurler Buna ragmen Konfucyus her seyi delen bir birlik aradigini ve yolunu birlestiren tek bir ipin varligindan Analektler XV 3 ve IV 15 bahseder Gercek Konfucyuscu bir sistem ilk kez muritleri ya da onlarin muritlerince olusmus olabilir Felsefi acidan verimli Yuz Dusunce Okulu doneminde Konfucyusculuk un ilk buyuk ve onemli temsilcilerinden olan Mensiyus ve Xun Zi Konfucyusculuk ten torel ve politik bir ogreti yapmislardir Her ikisi de cagdas olan dusuncelerle mucadele etmek ve hukumdarlarin guvenini tartisip akil yuruterek kazanmak durumundaydilar Mensiyus Konfucyusculuk e iyi yonetim icin gerekenler ahlakliligin ne oldugu konusunda daha genis bir yorum getirerek insan tabiatinin iyi oldugunu iddia eden bir ogretiyi yaymaya baslatti Xun Zi Mensiyus un bircok fikrine karsi cikarak insan tabiatinin kotu oldugu ve dolayisiyla egitim gormesi ve dinsel torenlere uymasi gerektigi ideasi uzerine yapisal bir sistem kurmustur Ancak bu egitimden gectikten sonra insan insanlara iyi davranmayi ogrenmis olur ve Li Si gibi Xun Zi nin bazi muritleri erdeme dayanan Konfucyusluk yerine yasaya dayanan totalitarist olan legalizmi savunmuslar ve boylece Qin Shi Huang in Cin i birlestiren ve herkesin her hareketini kontrol altina alan devlet sistemini ortaya koymuslardir Bu yuzden Konfucyus un birlesme ve baris ruyasi Cin de onun dusuncelerine neredeyse tam ters olan legalizmle gerceklesti denebilir YonetimKaohsiung Tayvan da bir Konfucyus tapinagi Erdemli yonetimi Kuzey Yildizi yla kiyaslayalim sayisiz yildizlar onu beklerken yerinden ayrilmaz Analektler II 1 Konfucyusculuk un bir baska onemli kavrami baskalarini yonetmeden once insanin kendi kendini yonetmesini bilmesidir Kralligin butunune bereket getirici etkisi olgunlasmis kralin kisisel erdeminden gelir de bu dusunce daha da derinlestirilerek kral ne kadar az icraat yaparsa o kadar cok sonuc alinir prensibi getirilir ve boylece Taoist wu wei Cince basitlestirilmis 无为 Cince geleneksel 無為 pinyin wu wei kavramina siki sikiya baglanir Kralliginin etrafinda dondugu sakin merkezi olusturarak kral her seyin duzgun calismasini saglar ve kendisini butunun parcalariyla ugrasip onlari degistirmek zahmetinden alikoyar Bu dusuncenin temeli cok onceki zamanlarda hakim olan samanistik inanclarda oldugu gorusu vardir Bu inanislara gore kral gok insanlar ve yer arasinda bir eksendir Kral Cince 王 pinyin wang icin kullanilan Cince karakterde bu uc unsur yatay cizgilerle temsil edilmis olup kral dikey cizgiyle bunlari birlestirmektedir Bir baska butunleyici bir goruse gore kral hakkindaki bu anlayisin toplumun zararina olan aristokratik kaprisleri engellemek isteyen bakan ve danismanlarca yayildigidir Erdemlilik Egitimde sinif ayrimi olmamalidir Analektler XV 39 Konfucyus un hicbir seyi icat etmedigi ve sadece eski zamanlarin bilgilerini naklettigi sozune ragmen bkz Analektler VII 1 birkac dusunceyi kendi ortaya koymustur Avrupa ve Amerika da yasmis olan hayranlarindan Voltaire ve soyluluk yerine erdemi koyma devrimci dusuncesine isaret etmislerdir Daha onceleri soylu demek olan Yunzi Cince 君子 pinyin Junzǐ Konfucyusculuk un etkisiyle zamanla centilmen anlamina gelmeye basladi Kendini yetistirip erdemli olan avamdan biri centilmen olabilirken bir kralin utanmaz oglu ancak kucuk kisi olabilir Konfucyus un okulunda degisik siniflara ait ogrencileri birlestirmesi Cin deki sinif ayrimina karsi verdigi mucadeleyi gostermektedir Bir baska yeni dusuncesi olan erdemlilik Cin de temelini olusturur Bu sistemle sinavda basarili olan herkes ailesine onur ve zenginlik getiren memur olabiliyordu Bu sistem muhtemelen MO 165 te uygulanmaya baslandi Bu sinav icin devlet memurluklarina alinacak bazi adaylarin ahlaki mukemmeliyetlerinin imparatorca tespiti icin baskente cagrilmislardir Sistem daha sonraki yuzyillarda geliserek nihayet devlette calismak isteyen herkesi kapsar bir sinav sistemi olmus adaylar yazili sinavda bu mevkiye layik olduklarini gostermek durumunda kalmislardir Konfucyus kralliklarini hanedanliklarinda sirada olan en buyuk ogullari yerine en erdemli kisiye birakan krallari ovmustur Basarisi devlet ve gorev bilinciyle dolu ogrenciler yetistiren bir okul kurmasidir Cince 儒家 pinyin Rujia lit Konfucyuscu Konfucyus okulu Savasan Devletler Donemi ve eski Han Hanedanligi doneminde Cin cok yayildigindan guvenilir merkezi calisan ve evraklari okuyup yazabilen memurlara olan ihtiyac artti Bunun sonucunda Konfucyusculuk un onemi arttirilarak bu yolda calisanlar devletin butunlugunu tehlikeye sokabilecek toprak sahibi soylulara karsi bir denge unsuru olusturdular O tarihten sonra Konfucyusculuk un prensipleri olan otoritercilik paternalizm ve otoriteye teslimiyetle Cin in yonetiminde gereken bu araclari veren bir cesit devlet dini haline geldi Cogu imparatorlar ice dogru legalizmle disa dogru Konfucyusculuk le devleti idare etmislerdir Konfucyusculuk un yayilmasiKonfucyusculuk Qin Hanedanligi donemindeki baskiyi kismen bir muridin evinde duvarinin icine ormesiyle atlatarak ondan sonra gelen Han Hanedanligi doneminde MO 206 220 kabul goren bir ogreti oldu Bu donemde Konfucyuscu ogrenciler devletten destek alirdi Boylece bu ogretiler zamanla resmi devlet felsefesi oldu ya bkz Konfucyuscu klasiklerin ogrenilmesiyle bu ogretiler devlet sinavinin ve mufredat programinin temelini olusturmaya baslamisti Konfucyusculuk e karsi bundan sonra 1912 de Cin Cumhuriyet kurulup bu ogretileri okullardan kaldirilmasina kadar ciddi hicbir tesebbus yapilmamistir Bu karar 15 yil kadar bir sure boyunca Nanking de Milliyetci Hukumet kurulana kadar tartisilmistir Zhu Xi ve diger benzeri filozoflar tarafindan yapilan Neokonfucyuscu yorumlarla Konfucyusculuk Kore ve Japonya da da devletin politik felsefesi olarak kabul gormustur nin Koresi ne Konfucyuscu devlet denir Cin egemenligi altinda Konfucyusculuk Vietnam toplumunda da deger kazanmaya basladi Fakat Konfucyusculuk Vietnamlilarin hayatini Vietnam 939 da bagimsiz olduktan sonra nufuz etti 2 29 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Cin de de oldugu gibi Konfucyusculuk Vietnam da 15 yuzyilda doruga ulasti Tek bir millet merkezi bir yonetim ve sosyal duzen olusturmak dusuncesiyle Konfucyusculuk Budizmin yerine alarak doneminde en onemli felsefe oldu Konfucyusculuk sosyal ve politik yapiyi derinden etkileyerek egitim ve sinav sistemiyle birlikte Konfucyuscu bilginler zamanla sosyal ve ahlaki hayata hakim olmuslardir Dinsel torenler Insanlari idari konularda uyararak onlara onder ol ve onlara ceza hukukuyla hizaya getir Insanlar cezadan sakinmak isteyecek fakat utanc nedir bilmeyecektir Insanlara mukemmel bir ornek olarak onder ol ve onlari toplumsal roller ve dinsel torenlerle hizaya getir Boylece utanc duygusunu gelistirmenin yaninda harmonik bir sekilde duzene gireceklerdir Analektler II 3 Yukaridaki satirlar legalizm ve goruslerini arasindaki temel farkliliklardan birini aciklamakta ve arasindaki onemli bir farki gostermektedir Konfucyus e gore dis otoriteler suc olan eylemlerden sonra ceza vermeleriyle insanlarin iyi hareket etmenin sebebini anlamadan oyle hareket ettiklerini one surer Fakat dinsel torenlerle davranis sekilleri icten gelerek yapilir ve etkileri eyleme tenezzul etmeden once gorulur Boylece insanlar utanc verici hareketlerden utanip kaybetmekten korktuklarindan uygun sekilde hareket eder Bu baglamda dinsel toren Cince 禮 pinyin lǐ ideal sosyal normdur Dinsel toren Turkcede zor ifade edilebilerce bir kavramdir ve kompleks gorusleri icine alir Bu kavram icin kullanilan Cin karakterinin daha eskiden anlami kurban di Konfucyuscu anlami guleryuzlulukten ve gorgulu hareketten her kisinin toplumdaki yerine anlamak arasidir Distan dinsel toren insanlar arasinda ayrim yapmak icindir uygulanmasiyla kimin o toplumda genc kimin yasli kimin misafir kimin ev sahibi oldugunu v b herkese gosterir Icten insanlara digerlerine karsi olan gorevlerini ve kendi kendilerinden ne beklendigini hatirlatir Icsellestirme sureci dinsel torenin en onemli surecidir Sekil verilmis tavirlar zamanla icsellesir istekler yonlendirilir ve kisinin kulturlu olusu toplumsal durustlugun hedefi olur Bu fikir Marifet kavuktaysa tak kafana hoca ol deyiminin demek istedigiyle celisirse de Konfucyusculuk te samimiyetle bir hareket kisinin bir davranisi ictenlikle kabul etmesini saglar Dinsel torene samimiyetle uymak dinsel toreni kulturlu olma yolundaki en etkin yol yapar Boylece Dinsel torensiz hurmetkarlik yorucu kosusturmadan baska bir sey degildir Dinsel torensiz ozen utangacligi getirir Dinsel torensiz cesaret isyana donusur Dinsel torensiz durustluk kabaliga donusur Analektler VIII 2 Dinsel torenler onlar olmadan catismaya goturecek zit nitelikleri basariyla dengelemek icin gidilecek yoldur Dinsel torenler insanlari siniflandirarak hiyerarsik iliskiyi protokoller ve torenlerle olusturarak herkese toplumda bir yer verir ve buna gore uygun olan tavri tanimlarlar Konfucyus un hayatinda onemli bir rol oynamis gibi gorunen muzige burada istisnai bir durumdadir Cunku muzik bu sinirlari asar ve kalpleri birlestirir Analektler dinsel toreni yukseltmesin ragmen Konfucyus bizzat farkli hareket etmistir Orn Gozde ogrencisinin olumunde aglamasi ya da seytani bir prensele gorusmesi VI 28 Daha sonralari siki torenlestirmeler dinsel torenlerin yesim ve ipekten hediyelerden daha fazla oldugunu XVII 12 unutarak ustalarinin gorusunden uzaklasmislardir Konfucyuscu dusuncede konularKonfucyusculugu daha iyi anlamak icin degisik duzeyde durustluk temeline dayandigini goz onunde tutmalidir Pratikte bu felsefenin parcalari zamanla birikerek su alti erdemdir Ayin Ayin kelimesi Konfucyusculuk te daha genis kapsamli tutularak kisa zamanda dunyevi toren davranislari da icine almis daha sonra gorgu kurallarini ve guleryuzluluk de bu kavramla anlasilmistir Ayinler sistemlestirilerek kapsamli bir olcu sistem olarak gorunur Konfucyus bizzat eski hanedanliklar zamaninda gecerli olan gorgu kurallarini tekrar uygulamaya koymaya calismistir Olumunden sonra insanlar onu ayinlerde alinacak tavirlar konusunda buyuk bir otorite olarak bilirdi Burada ayin kavraminin Konfucyusculuk te bircok dinde bilhassa 21 yuzyilda tasidigi anlamindan baska bir anlam tasidigina onemle isaret etmek isteriz Konfucyusculuk insanlarin gunluk yasamlarinda yapageldikler hareketler de ayin olarak sayilir Ayinler belli bir sekil almis ya da rastgele yapilagelen hareketler yani butun adetler olmaktan ote insanlarin bilerek veya suuralti yapageldikleri hareketlerdir Bu ayinlere sekil vererek memnuniyet icinde yasayan saglikli bir toplum ve dolayisiyla hayatlarindan memnun ve saglikli kisiler olusturacak sekle getirmek Konfucyusculuk un hedeflerindendir Iliskiler Konfucyusculuk un onemli konularindan biri insani iliskilerle degisik toplumsal statuye sahip kisiler arasinda olusan farkli yukumluluklerdir Kisiler degisik statudeki insanlarla bircok iliski icinde olmaya tesvik edilir Ornek olarak bir gencin anababasi ve buyukleriyle olan iliskileriyle bir buyugun kucuk kardesleri ogrencileri ve diger insanlarla olan iliskileri verilebilir Genclere buyuklerine karsi buyuk saygi gostermek ve hizmet etmek duserken buyuklerin de kucuklere karsi iyiliksever olmasi ve ilgi gostermesi gerekmektedir Bu konu Dogu Asya nin bircok yonlerinde mesela cocuklarin anababaya karsi cok olan gorevlerinde ve buyuklerin cocuklarina karsi buyuk ilgisinde kendini bugune kadar gostermeye devam etmektedir Anababaya sevgi Anababaya sevgi ya da anababaya karsi icten sadakat Cince 孝 pinyin xiao lit evlada ait en buyuk erdem olarak gorulur ve sag olsa da olmasa da butun buyuklere karsi gosterilmelidir ecdad Evlada ait olan bu kavram cocugun onceleri oglun ebeveynine karsi gosterecegi saygiya isaret eder Bu iliski daha sonralari bes iliskiye genisletildi Cince 五倫 pinyin wǔlun lit bes temel iliski Hukumdarin tebaaya Anababanin cocuga Agabeyin erkek kardesine Kocanin karisina Yasca buyuk dostun genc dostuna Bu iliskiler kapsaminda degisik gorevler tespit edilmistir Gorevler oluleri de icine alacak sekilde genisletilerek yasayanlar olulerin ogullari olarak gorulur Bu sekilde atalara tapinmaya baslanildi Sadakat Cince 忠 pinyin zhōng anababaya sevginin degisik bir duzeydeki seklidir Ozellikle Konfucyuscu ogrencilerin cogunun dahil oldugu toplumsal sinif icin onem tasiyan erdemlerdendir Cunku azimli genc bir ogrenci adayinin Konfucyus Cin cevrelerine girebilmesi icin hukumdarin sivil devlet memuru olmasi disinda bir imkan yoktu Anababaya sevgi erdemi gibi sadakat erdemi de otokratik rejimler tarafindan sik sik carpittirilirdi Konfucyus o zamanlar mevcut sinif iliskilerine karsi duyarliligi tavsiye etti Kendisi hakki guc tanimlar esasini degil gokten yetki almis uste ahlaki durustlugunden dolayi uyulmasi esasini onerdi Ileri yaslarda hukumdarin tebaasina karsi olan yukumluluklerinden ziyade halkin hukumdara karsi olan gorevlerine agirlik verdi Sadakat ayni zamanda kisinin dostlarina ailesine ve esine karsi olan yukumluluklerin genisletilmis sekliydi Kisinin onderine sadakati en basta gelmeliydi Daha sonra ailesine esine ve en sonunda dostlari gelirdi Insanin onemli erdemlerinden sayilirdi Insancillik Humanizm Konfucyus insanlarin bireysel gelismelerinin insani iliskilerle oldugu gorusundeydi Ayinle ve anababaya sevgiyle ilgili erdemler digerlerine karsi insancilliktan dolayi yapilmaliydi Konfucyus un insancillik kavrami Cince 仁 pinyin ren muhtemelen en iyi sekilde onun ahlaki karsiliklilik prensibi uzerine kurulmus Kendin icin istemedigini baskalarina yapma Altin Kurali yla ifade edilebilir Ren in ayni zamanda politik bir boyutu da vardir Konfucyusculuk e gore hukumdarda ren yoksa tebaasi icin insancil davranmak zor hatta imkansizdir Ren Konfucyus politik kuraminin temelidir ve tebaasina karsi insancil olmayan davranislardan uzak durmasi ogutlenmis otokrat hukumdarin var olduguna dayanir Insancil olmayan hukumdarin Gok aldigi yetkiyi yani hukmetme yetkisini kaybetme tehlikesi vardir Bu yetkiyi kaybetmis bir hukumdara uymaya artik gerek yoktur Fakat insancil olarak hukmeden ve tebaasinin problemleriyle ilgilenen hukumdara harfiyyen uymak sarttir Cunku comert hakimiyetin gogun ona hukum yetkisi verdigine isarettir Konfucyus un insanlarin iradesi konusunda soyledikleri azdir Fakat onde gelen muritlerinden Mensiyus bir vesilede bazi onemli konularda halkin secimine basvurulmasini tavsiye etti Kibarlik Junzǐ kavrami Cince 君子 pinyin soylu klasik Konfucyusculuk icin cok onemli bir noktadir Kibarli ya da efendilik Konfucyusculuk un herkese onemle tavsiye ettigi seydir Ideal insanin kisa tanimi ermis bilgin ve centilmen ozelliklerini kendinde birlestiren kisi dir Catholic Encyclopedia Kalitsal elitizm dusuncesi bu kavramla beraber kullanilir ve kibarlarin topluma ahlaki ornek olacaklari beklenirdi Kibarlar Kendilerini ahlaken gelistirmek Uygun yerlerde anababaya sevgi ve sadakat gostermek Insanligi veya iyilikseverligi gelistirmek Mukemmel centilmenin simgesi Konfucyus un kendisidir Hayatinin belki de en buyuk trajedisi hicbir zaman umit ettigi yuksek mevkiye sahip olamamasiydi O mevkide yoneterek devletin insancil kisiler tarafindan yonetildiginde prensiplerin uygulanmaya konmasiyla prensiplerinin gecerliligini gostermek ve ortaya cikacak genel mutlulugu gormek isterdi Junzǐ nin tersi Xiǎoren dir Cince 小人 pinyin xiǎoren lit kucuk kisi 小 karakteri bu baglamda dar kafali menfaatci acgozlu yuzeysel veya maddeci demektir Adlarin duzeltilmesi Konfucyus toplumsal karisikliginin sebebini insanlarin gercegi gorememesi anlayamamasi veya gercekle ugrasmayi becerememesine baglar Temelde toplumsal karisikligin kaynagi ona gore seyleri uygun adlariyla cagirmamaktan kaynaklandigini ileri surup cozum olarak Zhengming i Cince 正名 lit adlarin duzeltilmesi gosterir Bir muritine zhengming erdemini soyle aciklar Tsze lu dedi ki Wei in hukumdari seni beklemekte seninle hukumeti yonetmek istemektedir Goz onune alacagin ilk sey ne olacaktir Usta Onemli olan isimlerin tashihidir seklinde cevap verdi Ya Oyle mi Hedefe isabet ettiremedin Nicin boyle bir tashih gereklidir ki diye Tsze lu sorunca Usta Ne kadar kultursuzmussun Yu dedi Amir insan bilmedigi seyler konusunda daha ihtiyatli ve cekingence sorar Isimler duzgun degilse dil gercek seylere uygun olmaz Eger dil gercek seylere uygun degilse maslahat basarili olamaz Eger maslahat basarili olmazsa mulkiyet ve muzik gelisemez Eger mulkiyet ve muzik gelismezse cezalar uygun sekilde taktir edilemez Eger cezalar uygun sekilde taktir edilmezse insanlar nasil hareket edeceklerini bilmezler Bu yuzden amir insan kullandigi seylerin adlari ni uygun sekilde konusmanin ve konustuklarinin da uygun sekilde uygulanmasinin onemini bilir Amir insanin icin en onemli sey soylediklerinden hicbir seyin yanlis olmamasidir Analects XIII 3 Xun Zi Adlarin duzeltilmesi konusunda isimli 22 bolumunde eski zamanin bilge kralinin kullandigi adlarin Cince 名 pinyin ming dogrudan gercekle uyusan adlar oldugunu Cince 實 pinyin shi fakat sonraki nesillerin terim bilgisini karistirip yeni adlandirmalar turettiklerini dolayisiyla dogruyu yanlistan ayirt edemez olduklarini yazar TartismalarKonfucyusculuk diye bir sey var miydi Konfucyuculuk un tarihini tartisirken ele alinan problemlerden biri de Konfucyuculuk un ne oldugu sorusudur Konfucyusculuk kabaca Usta Kong u en buyuk ustad olarak goren bireyler zinciri olarak gorulebilir Ayrica bir zamanlar Konfucyus un gercekten anladigi gibi bir ahlaki politik ve felsefi doktrine uyan grup u da temsil eder Bu tanimda grup la degisik Han ve Tang Hanedanligi gibi degisik hanedanliklar donemlerinde baska ogretileri savunan kisilerle tartisan ve kendi kendini Konfuyuscu ilan eden kisiler anlasilabilir Ming ve Qing Hanedanligi gibi Konfucyuscu hegemonyanin hakim oldugu donemlerde devlet memur sinifi olarak kabaca tanimlanabilir Fakat bu gruplarin gercek olup olmadigi bazilarinca supheyle karsilanmaktadir Manufacturing Confucianism Konfucyusculuk u Uretmek adli kitabinda bugun bildigimiz ve ogrenmenin WISE sembolu ve devlet tarafindan desteklenen bir sozde din seklindeki modern Konfucyus ve Konfucyusculuk goruntunun Cin de her zaman mevcut olmadigini bu goruntunun Avrupali lerce uyduruldugunu one surer Bu goruntu bu baglamda Ru Jia olarak bilinen eski yerli geleneklerden tercume edilerek Avrupalilara Cinlileri anlatmak isterken olusur Boylece olusan Konfucyusculuk kavrami sonralari Cinlilerce Avrupalilardan alinarak kendi ihtiyaclari icin kullanmaya baslamislardir Bu yuzden biz bugun Imparatorluk sinav sisteminde kullanilagelen ve temelinde Konfucyucu Klasikler in icerdigi dusunceleri tasiyan her dusunceyi Konfucyuscu olarak tanimlayabiliriz Ama bu tanim dahi problemsiz degildir cunku bu dusuncelerin icerigi de zaman icinde degisiklige ugramistir Orn Neo Konfucyusculuk Taoizm ve Budizm e yakin olan i ve u kulliyata dahil etmistir Konfucyusculuk din midir Cogu dinler bir veya birkac tanrisi duzenli bir rahip sinifi olumden sonraya olan inanci ve duzenli gelenekleri olan bir sistem olarak tanimlanabilir Boylece Konfucyusculuk un gercek din olup olmadigini tartismak mumkundur Bircok ayinleri olmasina ragmen cok azi formel olarak ibadet ya da meditasyon olarak gorulebilir Konfucyus un bazen soylemis oldugu baska dunyalara ait varliklar hakkinda ifadeleri olmasina ragmen bu ifadeler Batililara acik sekilde agnostik ve insancil gibi gelir Bu yuzden Konfucyusculuk cogu zaman dunyevi ve ahlaki bir gelenek olarak gorulur bir din olarak degil En uygun tanimiyla ozel ve inanclari olan bir felsefedir Etkileri Cin ve Dogu Asya toplumlarinda ve kulturlerinde cok genis olup tarihteki dini hareketlerin etkileriyle boy olcusebilir Konfucyus un ogretilerine uyanlar bununla teselli bulduklarin soylerler Bircok torensel unsuru olup Neokonfucyuscu yorumuyla dunyanin insanin tabiatini v b anlasilir aciklamasini vermektedir Bunun otesinde Cin kulturundeki dinler birbirlerini dislamadiklarindan her gelenek kendine gore bir nis bulur Orn bir kisi Taoizm Hristiyanlik Musevilik Sihizm Islam Sinto Budizm ya da Zerdustluk dinine bagli oldugu halde Konfucyusculuk acisindan Konfucyuscu goruslere de uyabilir bu dusunce acisindan boyle bir durum problem teskil etmez Tabii ki tek tanrili dinler yalniz kendilerinde hakka giden yolu gorduklerinde boyle cok dallanmis bir inanci kabul etmeyeceklerdir Konfucyusculuk atalara tapinmayi onlarin ruhlarina kurban etmeyi ve soyut bir gok tanrisal varligi eski krallarin ve hatta Konfucyus un tanrilastirilmasina icine almasina ragmen butun bu ozelliklerinin kokenlerini Konfucyusculukten cok once mevcut ve yaygin Cin inanclarinda bulmak mumkundur Dolayisiyla bu tur dini torenlerin Konfucyusculuk u din yaptigini iddia etmek zordur Genel olarak Konfucyusculuk Cinle ve baska Dogu Asyali insanlar tarafindan din olarak gorulmemektedir Bu egilim kismen din sozcugune islemis dinlerin batil inanclari beraberinde getirdigi mantiksiz oldugu ya da cagdaslikla modernlik bagdasmadigi iddialari gibi lekelerden kaynaklanmaktadir Bircok Budist Budizmin din degil bir hayat felsefesi oldugunu soylemesi kismen din konusunda yaygin olan negatif populer gorusten kaynaklanmaktadir Benzer sekilde Konfucyusculer de Konfucyusculuk un bir din olmaktan ziyade ahlaki gorus ya da felsefi bir dunya gorusu oldugunu ifade eder Konfucyusculuk un din ya da baska bir fenomen oldugu sorusu her seyden once bir tanim problemidir Eger din icin kullanilan tanim tabiatustu varliklara ibadetse bu soruya verilecek cevap herhalde Hayir olacaktir Diger taraftan dinle mesela ahlaki tutumu olan gunluk hayat icin yol gosterici insanligin kainattaki yeri hakkinda sistematik gorusleri olan v b bir fenomen olarak tanimlanirsa Konfucyusculuk kesinlikle dindir Buna benzer onemli kavramlarda da oldugu gibi din kavraminin tanimi tartismalidir nin Confucius The Secular as Sacred Konfucyus Dunya gorusunun kutsallasmis sekli kitabi bu meselenin cozumu icin tavsiye edilebilir Kaynakca An Introduction to Confucianism Ingilizce Cambridge University Press 13 Subat 2000 Eger dogru prensipler butun imparatorluga hakim olsaydi durumunu degistirmeye calismak icin sebep olmazdi Analektler XVIII 6 yle karistirilmamalidir Arsivlenmis kopya 11 Aralik 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Ocak 2008