Bu madde, uygun değildir.Kasım 2012) ( |
Kütlenin korunumu yasası, zaman zaman Lomonosov-Lavoisier kanunu olarak da adlandırılan, kapalı bir sistemde var olan çevrimler ve işlemler ne olursa olsun, kütlenin sabit kalacağını belirten kanundur. Denk bir ifadeyle açıklamak gerekirse kütlenin durumu yeniden düzenlenebilir fakat kütle yaratılamaz veya yok edilemez. Böylece, kapalı bir sistem dahilindeki her türlü kimyasal tepkime ve proseste tepkenlerin (yani reaktiflerin) kütlesi, ürünlerin kütlesine eşit olmalıdır.
Buna göre: Kimyasal olaylara giren maddelerin kütleleri toplamı oluşan ürünlerin toplamına eşittir. X + Y = Z + T tepkimesinde X ve Y girenler (reaktif) olup, Z ve T (ürünler)’ye kütlece eşittir.
Kimyasal maddelerin kütleleri atom sayıları ile orantılı olduğundan tüm kimyasal tepkimelerde atom sayıları korunur.
Örneğin 1 mol C atomu 12 gram, 1 mol O2 molekülü 32 gramdır. Buna göre 1 mol CO2 atomu 44 gram olur:
- C + O2 = CO2
- 12 gram + 32 gram = 44 gram
Tarihçe
Kütlenin korunumu kanunu ilk kez Nasîrüddin Tûsî tarafından 13. yüzyıl ortaya atılmışsa da bu ilk sürümde eksiklikler mevcuttu; Maddenin yapısının değişebileceğini fakat yok olamayacağını yazmaktaydı.
Kütlenin korunumu kanunu ilk kez net bir şekilde tanımlanması 1789 tarihinde Lavoisier tarafından başarılabilmiştir. Nitekim bu sebepten ötürü bazen kendisinin modern kimyanın babası olduğu da söylenir. Bununla birlikte, Mikhail Lomonosov aslında benzeri fikirleri 1748'de ortaya atmış ve çeşitli deneyler sonucu kanıtlamıştı. Lavoisier'in çalışmasının öncülleri bununla da sınırlı değildir ve şu isimler daha erken tarihlerde benzeri fikirleri ortaya atmıştır: Joseph Black (1728 - 1799), Henry Cavendish (1731 - 1810) ve Jean Rey (1583 - 1645).
Flojiston teoremi
Lavoisier bilim dünyasında en başta yanma olayına ilişkin geliştirdiği yeni kuramıyla ün kazanır. Ne ki, kimya devrimini oluşturmada başka önemli çalışmaları da vardır. Ayrıca, deneylerinde, özellikle ölçme işleminde gösterdiği olağanüstü duyarlılık, kendisini izleyen yeni kuşak araştırmacılar için özenilen bir örnek olmuştur. Kimya dil, mantıksal düzen ve kuramsal açıklama yönlerinden bilimsel kimliğini Lavoisier'e borçludur. Tüm bu çalışmalarında ona büyük desteği eşi sağlar: deney şekillerini çizer, yabancı dillerden kaynak çeviriler yapar, makale ve kitaplarını yayıma hazırlar.
Lavoisier araştırmalarına başladığında, kimyada Antik Yunanların maddeye ilişkin dört element (toprak, su, ateş ve hava) öğretisinin yanı sıra yanmaya ilişkin flogiston kuramı geçerliydi. Bilindiği gibi, bir tahta ya da bez parçası yandığında duman ve alev çıkar, yanan nesne bir miktar kül bırakarak yok olur.
Yürürlükteki kurama göre, yanma, yanan nesnenin flogiston denen, ama ne olduğu bilinmeyen, gizemli bir madde çıkarması demekti. Odun kömürü gibi yandığında geriye en az kül bırakan nesneler flogiston bakımından en zengin nesnelerdi. Bilim insanlarının çoğunluk doyurucu bulduğu bu kurama ters düşen kimi gözlemler de yok değildi. Bunlardan biri yanma için havanın gerekliliğiydi. Bir diğeri, kurşun gibi madenlerin, erime derecesinde ısıtıldığında, yüzeylerinde oluşan "calx"ın, madenin eksilen bölümünden daha ağır olmasıydı. Aslında yanma olayını açıklamadaki güçlüğün bir nedeni gazlara ilişkin bilgi eksikliğiydi. 1756'da İskoç Joseph Black "sabit gaz" dediği karbon dioksidi buluncaya dek bilinen tek gaz hava idi. İngiliz kimya bilgini Joseph Priestley daha sonra deneysel olarak on kadar yeni gaz keşfeder. Bunlardan biri onun "yetkin gaz" dediği, ileride Lavoisier'in "oksijen" adını verdiği gazdır.
Priestley, oksijeni bulmasına karşın flogiston kuramından kopamaz. Üstün bir deneyci olan bu İngiliz bilim insanı, kuramsal yönden rakibi Lavoisier ile boy ölçüşecek yeterlikte değildi. Lavoisier yanma olayı ile 1770'lerin başında ilgilenmeye başlamıştı. Kapalı bir kapta fosfor yakınca gazın ağırlığının değişmediğini, oysa kabı açtığında havanın içeri girmesiyle birlikte gazın ağırlığının az da olsa arttığını saptamıştı. Bu gözlemin yürürlükteki kurama uymadığı belliydi, ama daha doyurucu bir açıklaması da yoktu.
Kütlenin korunumu kanunu
Lavoisier aradığı açıklamanın ipucunu birkaç yıl sonra Priestley'le Paris'te buluştuğunda elde eder. Priestley cıva oksit üzerindeki deneylerinden söz ederken bulduğu "yetkin gaz"ın özelliklerini belirtir. Lavoisier yayınlarının hiçbirinde Priestley'e hakkı olan önceliği tanımaz; sadece bir kez, "Oksijeni Priestley'le hemen aynı zamanda keşfetmiştik," demekle yetinir.
Doğrusu, oksijenin keşfinde öncelik Lavoisier'in değildi; ama bu gazın gerçek önemini ilk kavrayan bilim insanıydı. Priestley'in deneylerini kendine özgü dikkat ve özenle tekrarlamaya koyulur. Belli miktarda havaya yer verilen bir kapta cıva ısıtıldığında, cıvanın kırmızı cıva okside dönüşmesiyle ağırlık kazandığı, havanın ise aynı ölçüde ağırlık yitirdiği görülür. Lavoisier deneylerinde bir adım daha ileri gider: cıvadan ayırdığı cıva oksidi (calx'ı) tarttıktan sonra daha fazla ısıtır; kora dönüşen kırmızı oksidin giderek yok olmaya yüz tuttuğunu, geriye belli sayıda cıva taneciğiyle, solunum ve yanma sürecinde atmosferik havadan daha etkili bir miktar "elastik akıcı" kaldığını saptar. Elastik akıcı Priestley'in "yetkin gaz" dediği şeydi.
Lavoisier üstelik bu artığın ağırlığı ile cıvanın ilk aşamadaki ısıtılmasından azalan hava ağırlığının da eşit olduğunu belirler. Dahası, cıva oksidin ısı altında cıvaya dönüşmesiyle kaybettiği ağırlık etkili bölümüyle (yani oksijenle) birleşmesiyle gerçekleşmektedir. Başta önemsenmeyen bu kuram, suyun iki gazın birleşmesiyle oluştuğuna ilişkin Cavendish deney sonuçlarını da açıklayınca, bilim çevrelerinin dikkatini çekmede gecikmez. Cavendish deneylerinde, asitlerin metal üzerindeki etkisinden "yanıcı" dediği bir gaz elde etmiş, bunu flogiston sanmıştı. Ancak Priestley'in bir deneyi onu bu yanlış yorumdan kurtarır. Priestley, hidrojen ve oksijen karışımı bir gazı elektrik kıvılcımıyla patlattığında bir miktar çiyin oluştuğunu görmüştü. Aynı deneyi tekrarlayan Cavendish daha ileri giderek patlamada "yanıcı" gazınsu olduğunu saptar.
Flogiston teorisi yıkılmıştı artık. Yeni teorinin benimsenmesi, kimi bağnaz çevrelerin direnmesine karşın, uzun sürmez. Kimyada geciken atılım sonunda gerçekleşmiş olur. Lavoisier ulaştığı sonucu Bilim Akademisi'ne bir bildiriyle sunar; ne var ki, tek kelimeyle de olsa Priestley, Cavendish vb. deneycilerin katkılarından söz etmez. Lavoisier'in aslında ne yeni kimyasal bir nesne, ne de yeni kimyasal bir olgu keşfettiği söylenebilir.yeni ve işler bir sistem kurmaktı. 1789'da yayımlanan "Traité Élémentaire de Chimie" adlı yapıtı, kendi alanında, Newton'un Principia'sı sayılsa yeridir. Biri modern fiziğin, diğeri modern kimyanın temelini atmıştır.
Lavoisier'i unutulmaz yapan bir özelliği de nesnelerin kimyasal değişimlerini ölçmede gösterdiği olağanüstü duyarlılıktı. Bu özelliği ona "Kütlenin Korunumu Yasası" diye bilinen çok önemli bilimsel bir ilkeyi ortaya koyma olanağı sağlar. Lavoisier kimi kez kendi adıyla da anılan bu ilkeyi şöyle dile getirmişti:
"Doğanın tüm işleyişlerinde hiçbir şeyin yoktan var edilmediği, tüm deneysel dönüşümlerde maddenin miktar olarak aynı kaldığı, elementlerin tüm bileşimlerinde nicel ve nitel özelliklerini koruduğu gerçeğini tartışılmaz bir aksiyom olarak ortaya sürebiliriz."
Genelleştirme
Özel görelilikte kütlenin korunumu mevcut değildir. Nitekim bir parçacık sisteminin kütlesinin, her bir parçacığın kütlelerinin toplamına eşit olduğu prensibi de özel görelilikte doğru değildir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Kasim 2012 Kutlenin korunumu yasasi zaman zaman Lomonosov Lavoisier kanunu olarak da adlandirilan kapali bir sistemde var olan cevrimler ve islemler ne olursa olsun kutlenin sabit kalacagini belirten kanundur Denk bir ifadeyle aciklamak gerekirse kutlenin durumu yeniden duzenlenebilir fakat kutle yaratilamaz veya yok edilemez Boylece kapali bir sistem dahilindeki her turlu kimyasal tepkime ve proseste tepkenlerin yani reaktiflerin kutlesi urunlerin kutlesine esit olmalidir Buna gore Kimyasal olaylara giren maddelerin kutleleri toplami olusan urunlerin toplamina esittir X Y Z T tepkimesinde X ve Y girenler reaktif olup Z ve T urunler ye kutlece esittir Kimyasal maddelerin kutleleri atom sayilari ile orantili oldugundan tum kimyasal tepkimelerde atom sayilari korunur Ornegin 1 mol C atomu 12 gram 1 mol O2 molekulu 32 gramdir Buna gore 1 mol CO2 atomu 44 gram olur C O2 CO2 12 gram 32 gram 44 gramTarihceKutlenin korunumu kanunu ilk kez Nasiruddin Tusi tarafindan 13 yuzyil ortaya atilmissa da bu ilk surumde eksiklikler mevcuttu Maddenin yapisinin degisebilecegini fakat yok olamayacagini yazmaktaydi Kutlenin korunumu kanunu ilk kez net bir sekilde tanimlanmasi 1789 tarihinde Lavoisier tarafindan basarilabilmistir Nitekim bu sebepten oturu bazen kendisinin modern kimyanin babasi oldugu da soylenir Bununla birlikte Mikhail Lomonosov aslinda benzeri fikirleri 1748 de ortaya atmis ve cesitli deneyler sonucu kanitlamisti Lavoisier in calismasinin onculleri bununla da sinirli degildir ve su isimler daha erken tarihlerde benzeri fikirleri ortaya atmistir Joseph Black 1728 1799 Henry Cavendish 1731 1810 ve Jean Rey 1583 1645 Flojiston teoremiLavoisier bilim dunyasinda en basta yanma olayina iliskin gelistirdigi yeni kuramiyla un kazanir Ne ki kimya devrimini olusturmada baska onemli calismalari da vardir Ayrica deneylerinde ozellikle olcme isleminde gosterdigi olaganustu duyarlilik kendisini izleyen yeni kusak arastirmacilar icin ozenilen bir ornek olmustur Kimya dil mantiksal duzen ve kuramsal aciklama yonlerinden bilimsel kimligini Lavoisier e borcludur Tum bu calismalarinda ona buyuk destegi esi saglar deney sekillerini cizer yabanci dillerden kaynak ceviriler yapar makale ve kitaplarini yayima hazirlar Lavoisier arastirmalarina basladiginda kimyada Antik Yunanlarin maddeye iliskin dort element toprak su ates ve hava ogretisinin yani sira yanmaya iliskin flogiston kurami gecerliydi Bilindigi gibi bir tahta ya da bez parcasi yandiginda duman ve alev cikar yanan nesne bir miktar kul birakarak yok olur Yururlukteki kurama gore yanma yanan nesnenin flogiston denen ama ne oldugu bilinmeyen gizemli bir madde cikarmasi demekti Odun komuru gibi yandiginda geriye en az kul birakan nesneler flogiston bakimindan en zengin nesnelerdi Bilim insanlarinin cogunluk doyurucu buldugu bu kurama ters dusen kimi gozlemler de yok degildi Bunlardan biri yanma icin havanin gerekliligiydi Bir digeri kursun gibi madenlerin erime derecesinde isitildiginda yuzeylerinde olusan calx in madenin eksilen bolumunden daha agir olmasiydi Aslinda yanma olayini aciklamadaki guclugun bir nedeni gazlara iliskin bilgi eksikligiydi 1756 da Iskoc Joseph Black sabit gaz dedigi karbon dioksidi buluncaya dek bilinen tek gaz hava idi Ingiliz kimya bilgini Joseph Priestley daha sonra deneysel olarak on kadar yeni gaz kesfeder Bunlardan biri onun yetkin gaz dedigi ileride Lavoisier in oksijen adini verdigi gazdir Priestley oksijeni bulmasina karsin flogiston kuramindan kopamaz Ustun bir deneyci olan bu Ingiliz bilim insani kuramsal yonden rakibi Lavoisier ile boy olcusecek yeterlikte degildi Lavoisier yanma olayi ile 1770 lerin basinda ilgilenmeye baslamisti Kapali bir kapta fosfor yakinca gazin agirliginin degismedigini oysa kabi actiginda havanin iceri girmesiyle birlikte gazin agirliginin az da olsa arttigini saptamisti Bu gozlemin yururlukteki kurama uymadigi belliydi ama daha doyurucu bir aciklamasi da yoktu Kutlenin korunumu kanunuLavoisier aradigi aciklamanin ipucunu birkac yil sonra Priestley le Paris te bulustugunda elde eder Priestley civa oksit uzerindeki deneylerinden soz ederken buldugu yetkin gaz in ozelliklerini belirtir Lavoisier yayinlarinin hicbirinde Priestley e hakki olan onceligi tanimaz sadece bir kez Oksijeni Priestley le hemen ayni zamanda kesfetmistik demekle yetinir Dogrusu oksijenin kesfinde oncelik Lavoisier in degildi ama bu gazin gercek onemini ilk kavrayan bilim insaniydi Priestley in deneylerini kendine ozgu dikkat ve ozenle tekrarlamaya koyulur Belli miktarda havaya yer verilen bir kapta civa isitildiginda civanin kirmizi civa okside donusmesiyle agirlik kazandigi havanin ise ayni olcude agirlik yitirdigi gorulur Lavoisier deneylerinde bir adim daha ileri gider civadan ayirdigi civa oksidi calx i tarttiktan sonra daha fazla isitir kora donusen kirmizi oksidin giderek yok olmaya yuz tuttugunu geriye belli sayida civa tanecigiyle solunum ve yanma surecinde atmosferik havadan daha etkili bir miktar elastik akici kaldigini saptar Elastik akici Priestley in yetkin gaz dedigi seydi Lavoisier ustelik bu artigin agirligi ile civanin ilk asamadaki isitilmasindan azalan hava agirliginin da esit oldugunu belirler Dahasi civa oksidin isi altinda civaya donusmesiyle kaybettigi agirlik etkili bolumuyle yani oksijenle birlesmesiyle gerceklesmektedir Basta onemsenmeyen bu kuram suyun iki gazin birlesmesiyle olustuguna iliskin Cavendish deney sonuclarini da aciklayinca bilim cevrelerinin dikkatini cekmede gecikmez Cavendish deneylerinde asitlerin metal uzerindeki etkisinden yanici dedigi bir gaz elde etmis bunu flogiston sanmisti Ancak Priestley in bir deneyi onu bu yanlis yorumdan kurtarir Priestley hidrojen ve oksijen karisimi bir gazi elektrik kivilcimiyla patlattiginda bir miktar ciyin olustugunu gormustu Ayni deneyi tekrarlayan Cavendish daha ileri giderek patlamada yanici gazinsu oldugunu saptar Flogiston teorisi yikilmisti artik Yeni teorinin benimsenmesi kimi bagnaz cevrelerin direnmesine karsin uzun surmez Kimyada geciken atilim sonunda gerceklesmis olur Lavoisier ulastigi sonucu Bilim Akademisi ne bir bildiriyle sunar ne var ki tek kelimeyle de olsa Priestley Cavendish vb deneycilerin katkilarindan soz etmez Lavoisier in aslinda ne yeni kimyasal bir nesne ne de yeni kimyasal bir olgu kesfettigi soylenebilir yeni ve isler bir sistem kurmakti 1789 da yayimlanan Traite Elementaire de Chimie adli yapiti kendi alaninda Newton un Principia si sayilsa yeridir Biri modern fizigin digeri modern kimyanin temelini atmistir Lavoisier i unutulmaz yapan bir ozelligi de nesnelerin kimyasal degisimlerini olcmede gosterdigi olaganustu duyarlilikti Bu ozelligi ona Kutlenin Korunumu Yasasi diye bilinen cok onemli bilimsel bir ilkeyi ortaya koyma olanagi saglar Lavoisier kimi kez kendi adiyla da anilan bu ilkeyi soyle dile getirmisti Doganin tum isleyislerinde hicbir seyin yoktan var edilmedigi tum deneysel donusumlerde maddenin miktar olarak ayni kaldigi elementlerin tum bilesimlerinde nicel ve nitel ozelliklerini korudugu gercegini tartisilmaz bir aksiyom olarak ortaya surebiliriz GenellestirmeOzel gorelilikte kutlenin korunumu mevcut degildir Nitekim bir parcacik sisteminin kutlesinin her bir parcacigin kutlelerinin toplamina esit oldugu prensibi de ozel gorelilikte dogru degildir