Bu maddenin içeriğinin Türkçeleştirilmesi veya doğrultusunda düzeltilmesi gerekmektedir. Bu maddedeki yazım ve noktalama yanlışları ya da anlatım bozuklukları giderilmelidir. (Yabancı sözcükler yerine Türkçe karşılıklarının kullanılması, karakter hatalarının düzeltilmesi, dilbilgisi hatalarının düzeltilmesi vs.) Düzenleme yapıldıktan sonra bu şablon kaldırılmalıdır. |
Aslen Sir Isaac Newton tarafından Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri adlı kitabında tanıtılan mutlak zaman ve mekan kavramları Newton mekaniğini kolaylaştıran teorik bir temel sağlamıştır. Newton'a göre, mutlak zaman ve mekan sırasıyla nesnel gerçekliğin bağımsız yönleridir. Mutlak, gerçek ve matematiksel zaman, kendisi ve kendi doğası gereği değişmeyen ve değiştirilmeyen şekilde akar ve diğer bir deyişle ‘süre’ denir; göreceli, görünür ve genel zaman, hareketle ifade edilen sürenin makul ve dış (ister hassas, ister değiştirilemeyen) ölçüsüdür, ki bu da genellikle ‘gerçek zaman’ olarak adlandırılır.
Newton’a göre, mutlak zaman herhangi bir algılayıcı olmadan var olur ve evrende tutarlı adımlarla ilerler. Newton, göreceli zamanın aksine, mutlak zaman algılanamaz olduğuna ve sadece matematiksel olarak anlaşılabilir olduğuna inanıyordu. Newton'a göre, insanlar sadece, hareketi hissedilen nesnelerin (ay ya da güneş gibi) bir ölçüsü olan göreceli zamanı algılama yeteneğine sahiptir. Biz bu hareketlerden, zamanın geçtiğini anlarız.
Newton’dan tekrar alıntı yapmak gerekirse; Mutlak uzay, kendi doğasında, dış şeylere bakılmaksızın, her zaman ayrımsız ve taşınmaz kalır. Göreceli uzay mutlak alanların biraz hareketli boyutu ya da ölçüsüdür; ki bunu da duyularımız cisimlerin konumuna göre belirler ve kabaca taşınmaz uzay sanılır... Mutlak hareket bir cismin mutlak bir yerden bir diğerine nakledilmesi, göreceli hareket ise, bir cismin göreceli bir yerden bir diğerine nakledilmesidir.
Bu kavramlar mutlak uzay ve zamanın fiziksel olaylara bağlı olmadığını fakat fiziksel olayların ortaya çıktığı zemin ve sahne dekorasyonu olduğunu ima eder. Dolayısıyla, her nesnenin mutlak uzaya göreceli hareket eden mutlak durumu vardır, yani nesnenin ya mutlak bir durgunluğa sahip olması gerekir veya mutlak bir hızda hareket etmesi gerekir . Newton görüşlerini desteklemek için kurama dayanmayan bazı örnekler vermiştir: Newton'a göre tek başına dönen bir küre, ekvatorunun şişkinliği gözlenerek, mutlak uzayda kendi ekseni etrafında döndüğü ifade edilebilir ve bir iple bağlanmış bir çift küre, bağlı oldukları ipin gerilimi gözlemlenerek, ağırlık merkezleri etrafında mutlak dönüşte oldukları ifade edilebilir.
Mutlak zaman ve uzay klasik mekanikte kullanılmaya devam etmektedir, ancak Walter Noll ve Clifford Truesdell gibi yazarların modern formülasyonları, lineer olmayan alan teorileri için topoloji ve fonksiyonel analizi kullanmak üzere elastik modüllerin lineer cebirinin ötesine geçer.
![image](https://www.wikipedia.tr-tr.nina.az/image/aHR0cHM6Ly93d3cud2lraXBlZGlhLnRyLXRyLm5pbmEuYXovaW1hZ2UvYUhSMGNITTZMeTkxY0d4dllXUXVkMmxyYVcxbFpHbGhMbTl5Wnk5M2FXdHBjR1ZrYVdFdlkyOXRiVzl1Y3k5MGFIVnRZaTltTDJZeUwwOXlZbWwwTWk1bmFXWXZNVFV3Y0hndFQzSmlhWFF5TG1kcFpnPT0uZ2lm.gif)
Tarihi tartışma
Newton'un zamanından şimdiye kadar geçen zaman içinde, mutlak uzay fikrinin belirgin şekilde tartışmalı olduğu kanıtlanmıştır. Örneğin, Leibniz’in düşüncesine göre, uzay, cisimlerin göreceli konumu dışında hiçbir mana ifade etmiyordu ve zaman da cisimlerin göreceli hareketi gibi dışında hiçbir anlam ifade etmiyordu. Piskopos Berkeley herhangi dayanaktan yoksun bir şekilde, boş olmayan bir evrende bir kürenin döndüğünün izah edilemeyeceğini ve bir çift kürenin de bir diğerine göre döndüğünün izah edilebileceğini, ama ağırlık merkezleri etrafında dönmeleriyle izah edilemeyeceğini ileri sürdü . Bu itirazların daha yeni bir şekli Ernst Mach tarafından yapılmıştır. Mach prensibi, mekanik’in tamamen cisimlerin nispi bir hareketi olduğunu, özellikle de, kütlenin böyle bir bağıl hareketin ifadesi olduğunu önermektedir. Dolayısıyla, örneğin, evrendeki tek bir parçacık kendisinden başka hiçbir cisim olmasa kütlesi sıfır olurdu. Mach’a göre, Newton'un örnekleri sadece kürelerin nispi dönüşünü ve evrenin bütününü göstermektedir.
Buna göre, uzaydaki bir cismin yönünü ve hızını değişmeden koruduğunu söylediğimizde, bizim iddiamız aşağı-yukarı tüm evrene kısaltılmış bir gönderme yapmaktan başka bir şey değildir.
Mutlak uzay ve zaman karşıtı bu görüşler, modern bir bakış açısıyla, uzay ve zaman için eylemsel tanımları tanıtmak için bir girişim olarak, özel görecelilik kuramında açıklık getiren bir perspektif olarak görülebilirler.
Hatta Newton mekaniğinin kapsamında, modern görüş mutlak uzayın gereksiz olduğu yönündedir. Bunun yerine, referansın eylemsizlik çerçevesi kavramı, yani, birbirine göre eşit hareket eden bir dizi tercih edilen referans çerçeveleri, öncelik almıştır. Galilean göreceliliğine göre fizik kanunları, bir eylemsizlik çerçevesinden diğerine dönüşürler, bu durum Milutin Blagojeviç tarafından belirtildiği gibi mutlak uzaya karşı aşağıdaki itirazlara yol açmaktadır :
- Mutlak uzayın varlığı klasik mekaniğin iç mantığı çelişmektedir bu nedenle, Galilean görecelilik ilkesine göre hiçbir eylemsizlik çerçevesi seçilemez.
- Mutlak uzay eylemsizlik kuvvetlerini açıklamaz çünkü onlar herhangi bir eylemsizlik çerçevesine göre ivmelenmeyle ilişkilendirilirler.
- Bunlar eylemsiz herhangi birine göre hızlanma ile ilgili olduğundan mutlak alan eylemsizlik kuvvetlerini açıklamaz.
- Mutlak uzay fiziksel nesnelerle dayanarak ve onların ivmeye karşı direncini uyararak davranır ama üzerine tesir edilemez.
Newton kendi kendine eylemsizlik çerçevelerinin rolünü tanıdı.
Belirli bir uzay içerisinde bulunan cisimlerin hareketleri kendi aralarında aynıdır, ister o uzay durgun olsun ister düz bir çizgi üzerinde düzgün şekilde ilerlesin.
Pratik bir mesele olarak, eylemsiz çerçeveler genellikle sabit yıldızlara göre düzgün hareket eden çerçeveler olarak kabul edilirler. Bu konuda daha fazla tartışma için ‘Koordinatların eylemsiz çerçevesi’ ne bakın.
1903 yılında Bertrand Russell ‘Matematik İlkeleri’ isimli kitabında mutlak uzay ve zamanı savunan bir yazı yazdı, (sayfa 465) mantıklı dinamikler analizinde bunu ‘Öklid dışı geometri gibi Newton’lu olmayan dinamikleri, bizim için Ortodoks sistemi kadar dikkate değer olmalı’ şeklindeki ifadeyle ortaya koydu.
Özel Göreceliliğin Etkisi
Uzay ve zaman kavramları özel görecelilik kuramının ortaya çıkmasından önce fiziksel kuramda ayrıydı, özel görecelilik kuramı ikisini birleştirdi ve ikisinin de gözlemcinin hareket durumuna bağlı olduğunu gösterdi. Einstein'ın teorilerinde, mutlak zaman ve uzay fikirlerinin yerini özel görecelilikte uzayzaman kavramı ve genel görecelilikte ise dinamik olarak kavisli uzayzaman almıştır.
Görecelilik kuramı, mutlak eşzamanlılığın var olmaması nedeniyle mutlak zamanın varlığına izin vermez. Mutlak eşzamanlılık iki farklı olayın evrendeki tüm gözlemcilerin uzlaşacağı şekilde uzayda farklı konumlardaki aynı zamanda çakışmasının deneysel olarak sağlanması anlamına gelir. Görecelilik kuramı bilgilerin iletimi için maksimum hızın ışık hızı olduğunu varsayar ve sonuçlarından biri, ayrı konumlardaki eş zamanlılığın gözlemci için her zaman göreceli olmasıdır .
Einstein'ın sonraki görüşleri
Sonraki yazılarının bazılarında (özellikle 1920 ve 1924), Einstein ether’in (eter, gökyüzü) yeni bir tanımını "uzayın özellikleri" ile ifade ederek verdi. Einstein aynı zamanda genel görecelilikte "aether"in yerçekimi alanı gibi artık mutlak olmadığını söyledi ve bundan dolayı da uzayzamanın yapısının maddenin varlığına bağlı olduğunu belirtti.
(Aynı zamanda Einstein'ın terminolojisinin (yani ether = uzayın özellikleri) bilim çevreleri tarafından kabul edilmediğini de söylemek gerekir .)
1920 : Ether’i inkar etmek sonuçta boş uzayın ne olursa olsun hiçbir fiziksel niteliğe sahip olmadığını varsaymaktır. Mekaniğinin temel gerçekleri bu görüşle uyum göstermemektedir. Boş uzayda serbestçe asılı duran bir cisimsel sistemin mekanik davranışı sadece göreceli konumlara (mesafelere) ve göreceli hızlara değil aynı zamanda onun dönme durumuna bağlıdır ki bu da, fiziksel olarak kendi içindeki sisteme ait olmayan bir karakteristik olarak kabul edilebilir.
Sistemin dönüşüne bakabilmek için, en azından usulüne uygun şekilde gerçek bir şey gibi, Newton uzayı nesneleştirir. Kendi mutlak uzayını gerçek şeylerle beraber sınıflandırdığı için, ona göre mutlak uzaya göreceli dönüş de gerçek olan bir şeydir. Newton pekala mutlak uzayını "Eter" olarak adlandırmış olabilir; tamamen gerekli olan şey şudur, gözlemlenebilir cisimlerin yanı sıra, algılanamayan başka bir şey, ivmelenmeyi ve dönüşü gerçek gösterecek bir şeye gerçek gözüyle bakılmalıdır .
1924 : Ether’deki farklı konumlardaki eş zamanlı durumlar hakkında herhangi bir mutlak manada konuşmak artık mümkün olmadığından, ether daha önce olduğu gibi dört boyutlu hale geldi, çünkü, durumlarını sadece zamana göre sıralarken nesnel bir yol yoktu. Özel göreceliliğe göre de, ether mutlaktır, çünkü onun eylemsizlik üzerindeki ve ışığın yayılması üzerindeki etkisinin fiziksel etkiden kendisinin bağımsız olduğu düşünülür. Görecelilik kuramı bu problemi elektriksel nötr nokta-kütlenin davranışını küresel doğru kanunu ile tesis ederek çözmüştür, ki buna göre de eylemsizlik ve yerçekimi etkilerinin artık ayrı olarak kabul edilmemektedir. Böyle yapmakla, noktadan noktaya değişen karakteristiklerini materyal noktaların metrik ve dinamik davranışlarını belirleyerek ether’e ekledi ve fiziksel faktörlere yani kütle/enerji dağılımına göre onları sırasıyla saptadı. Böylece genel göreceliliğin ether’i klasik mekanikten ve özel görecelilikten ‘mutlak’ olmayan ama lokal değişken karakteristikleriyle saptanan şekliyle anlamlı bir biçimde farklılaşır.
Kaynakça
- ^ Ernst Mach’tan nakleden Ciufolini ve Wheeler: Gravitation and Inertia, s. 387
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddenin iceriginin Turkcelestirilmesi veya Turkce dilbilgisi ve kurallari dogrultusunda duzeltilmesi gerekmektedir Bu maddedeki yazim ve noktalama yanlislari ya da anlatim bozukluklari giderilmelidir Yabanci sozcukler yerine Turkce karsiliklarinin kullanilmasi karakter hatalarinin duzeltilmesi dilbilgisi hatalarinin duzeltilmesi vs Duzenleme yapildiktan sonra bu sablon kaldirilmalidir Aslen Sir Isaac Newton tarafindan Doga Felsefesinin Matematiksel Ilkeleri adli kitabinda tanitilan mutlak zaman ve mekan kavramlari Newton mekanigini kolaylastiran teorik bir temel saglamistir Newton a gore mutlak zaman ve mekan sirasiyla nesnel gercekligin bagimsiz yonleridir Mutlak gercek ve matematiksel zaman kendisi ve kendi dogasi geregi degismeyen ve degistirilmeyen sekilde akar ve diger bir deyisle sure denir goreceli gorunur ve genel zaman hareketle ifade edilen surenin makul ve dis ister hassas ister degistirilemeyen olcusudur ki bu da genellikle gercek zaman olarak adlandirilir Newton a gore mutlak zaman herhangi bir algilayici olmadan var olur ve evrende tutarli adimlarla ilerler Newton goreceli zamanin aksine mutlak zaman algilanamaz olduguna ve sadece matematiksel olarak anlasilabilir olduguna inaniyordu Newton a gore insanlar sadece hareketi hissedilen nesnelerin ay ya da gunes gibi bir olcusu olan goreceli zamani algilama yetenegine sahiptir Biz bu hareketlerden zamanin gectigini anlariz Newton dan tekrar alinti yapmak gerekirse Mutlak uzay kendi dogasinda dis seylere bakilmaksizin her zaman ayrimsiz ve tasinmaz kalir Goreceli uzay mutlak alanlarin biraz hareketli boyutu ya da olcusudur ki bunu da duyularimiz cisimlerin konumuna gore belirler ve kabaca tasinmaz uzay sanilir Mutlak hareket bir cismin mutlak bir yerden bir digerine nakledilmesi goreceli hareket ise bir cismin goreceli bir yerden bir digerine nakledilmesidir Bu kavramlar mutlak uzay ve zamanin fiziksel olaylara bagli olmadigini fakat fiziksel olaylarin ortaya ciktigi zemin ve sahne dekorasyonu oldugunu ima eder Dolayisiyla her nesnenin mutlak uzaya goreceli hareket eden mutlak durumu vardir yani nesnenin ya mutlak bir durgunluga sahip olmasi gerekir veya mutlak bir hizda hareket etmesi gerekir Newton goruslerini desteklemek icin kurama dayanmayan bazi ornekler vermistir Newton a gore tek basina donen bir kure ekvatorunun siskinligi gozlenerek mutlak uzayda kendi ekseni etrafinda dondugu ifade edilebilir ve bir iple baglanmis bir cift kure bagli olduklari ipin gerilimi gozlemlenerek agirlik merkezleri etrafinda mutlak donuste olduklari ifade edilebilir Mutlak zaman ve uzay klasik mekanikte kullanilmaya devam etmektedir ancak Walter Noll ve Clifford Truesdell gibi yazarlarin modern formulasyonlari lineer olmayan alan teorileri icin topoloji ve fonksiyonel analizi kullanmak uzere elastik modullerin lineer cebirinin otesine gecer Iki nesne ortak barycenter da donuyorlar Bu nesneleri tutan bir ipin oldugunu dusunelim yercekimi yerine bu ornekte yok sayilmistir Eger nesneler mutlak uzaya bagli donuyorlar ise ipin bir gerilimi olacaktir Newton a gore ya da evrenin kendisine bagli olarak donerlerse Mach a gore veya eylemsizlik cercevesinin referansina bagli olarak dondukleri icin modern fikirlere gore Tarihi tartismaNewton un zamanindan simdiye kadar gecen zaman icinde mutlak uzay fikrinin belirgin sekilde tartismali oldugu kanitlanmistir Ornegin Leibniz in dusuncesine gore uzay cisimlerin goreceli konumu disinda hicbir mana ifade etmiyordu ve zaman da cisimlerin goreceli hareketi gibi disinda hicbir anlam ifade etmiyordu Piskopos Berkeley herhangi dayanaktan yoksun bir sekilde bos olmayan bir evrende bir kurenin dondugunun izah edilemeyecegini ve bir cift kurenin de bir digerine gore dondugunun izah edilebilecegini ama agirlik merkezleri etrafinda donmeleriyle izah edilemeyecegini ileri surdu Bu itirazlarin daha yeni bir sekli Ernst Mach tarafindan yapilmistir Mach prensibi mekanik in tamamen cisimlerin nispi bir hareketi oldugunu ozellikle de kutlenin boyle bir bagil hareketin ifadesi oldugunu onermektedir Dolayisiyla ornegin evrendeki tek bir parcacik kendisinden baska hicbir cisim olmasa kutlesi sifir olurdu Mach a gore Newton un ornekleri sadece kurelerin nispi donusunu ve evrenin butununu gostermektedir Buna gore uzaydaki bir cismin yonunu ve hizini degismeden korudugunu soyledigimizde bizim iddiamiz asagi yukari tum evrene kisaltilmis bir gonderme yapmaktan baska bir sey degildir Mutlak uzay ve zaman karsiti bu gorusler modern bir bakis acisiyla uzay ve zaman icin eylemsel tanimlari tanitmak icin bir girisim olarak ozel gorecelilik kuraminda aciklik getiren bir perspektif olarak gorulebilirler Hatta Newton mekaniginin kapsaminda modern gorus mutlak uzayin gereksiz oldugu yonundedir Bunun yerine referansin eylemsizlik cercevesi kavrami yani birbirine gore esit hareket eden bir dizi tercih edilen referans cerceveleri oncelik almistir Galilean goreceliligine gore fizik kanunlari bir eylemsizlik cercevesinden digerine donusurler bu durum Milutin Blagojevic tarafindan belirtildigi gibi mutlak uzaya karsi asagidaki itirazlara yol acmaktadir Mutlak uzayin varligi klasik mekanigin ic mantigi celismektedir bu nedenle Galilean gorecelilik ilkesine gore hicbir eylemsizlik cercevesi secilemez Mutlak uzay eylemsizlik kuvvetlerini aciklamaz cunku onlar herhangi bir eylemsizlik cercevesine gore ivmelenmeyle iliskilendirilirler Bunlar eylemsiz herhangi birine gore hizlanma ile ilgili oldugundan mutlak alan eylemsizlik kuvvetlerini aciklamaz Mutlak uzay fiziksel nesnelerle dayanarak ve onlarin ivmeye karsi direncini uyararak davranir ama uzerine tesir edilemez Newton kendi kendine eylemsizlik cercevelerinin rolunu tanidi Belirli bir uzay icerisinde bulunan cisimlerin hareketleri kendi aralarinda aynidir ister o uzay durgun olsun ister duz bir cizgi uzerinde duzgun sekilde ilerlesin Pratik bir mesele olarak eylemsiz cerceveler genellikle sabit yildizlara gore duzgun hareket eden cerceveler olarak kabul edilirler Bu konuda daha fazla tartisma icin Koordinatlarin eylemsiz cercevesi ne bakin 1903 yilinda Bertrand Russell Matematik Ilkeleri isimli kitabinda mutlak uzay ve zamani savunan bir yazi yazdi sayfa 465 mantikli dinamikler analizinde bunu Oklid disi geometri gibi Newton lu olmayan dinamikleri bizim icin Ortodoks sistemi kadar dikkate deger olmali seklindeki ifadeyle ortaya koydu Ozel Goreceliligin Etkisi Uzay ve zaman kavramlari ozel gorecelilik kuraminin ortaya cikmasindan once fiziksel kuramda ayriydi ozel gorecelilik kurami ikisini birlestirdi ve ikisinin de gozlemcinin hareket durumuna bagli oldugunu gosterdi Einstein in teorilerinde mutlak zaman ve uzay fikirlerinin yerini ozel gorecelilikte uzayzaman kavrami ve genel gorecelilikte ise dinamik olarak kavisli uzayzaman almistir Gorecelilik kurami mutlak eszamanliligin var olmamasi nedeniyle mutlak zamanin varligina izin vermez Mutlak eszamanlilik iki farkli olayin evrendeki tum gozlemcilerin uzlasacagi sekilde uzayda farkli konumlardaki ayni zamanda cakismasinin deneysel olarak saglanmasi anlamina gelir Gorecelilik kurami bilgilerin iletimi icin maksimum hizin isik hizi oldugunu varsayar ve sonuclarindan biri ayri konumlardaki es zamanliligin gozlemci icin her zaman goreceli olmasidir Einstein in sonraki gorusleri Sonraki yazilarinin bazilarinda ozellikle 1920 ve 1924 Einstein ether in eter gokyuzu yeni bir tanimini uzayin ozellikleri ile ifade ederek verdi Einstein ayni zamanda genel gorecelilikte aether in yercekimi alani gibi artik mutlak olmadigini soyledi ve bundan dolayi da uzayzamanin yapisinin maddenin varligina bagli oldugunu belirtti Ayni zamanda Einstein in terminolojisinin yani ether uzayin ozellikleri bilim cevreleri tarafindan kabul edilmedigini de soylemek gerekir 1920 Ether i inkar etmek sonucta bos uzayin ne olursa olsun hicbir fiziksel nitelige sahip olmadigini varsaymaktir Mekaniginin temel gercekleri bu gorusle uyum gostermemektedir Bos uzayda serbestce asili duran bir cisimsel sistemin mekanik davranisi sadece goreceli konumlara mesafelere ve goreceli hizlara degil ayni zamanda onun donme durumuna baglidir ki bu da fiziksel olarak kendi icindeki sisteme ait olmayan bir karakteristik olarak kabul edilebilir Sistemin donusune bakabilmek icin en azindan usulune uygun sekilde gercek bir sey gibi Newton uzayi nesnelestirir Kendi mutlak uzayini gercek seylerle beraber siniflandirdigi icin ona gore mutlak uzaya goreceli donus de gercek olan bir seydir Newton pekala mutlak uzayini Eter olarak adlandirmis olabilir tamamen gerekli olan sey sudur gozlemlenebilir cisimlerin yani sira algilanamayan baska bir sey ivmelenmeyi ve donusu gercek gosterecek bir seye gercek gozuyle bakilmalidir 1924 Ether deki farkli konumlardaki es zamanli durumlar hakkinda herhangi bir mutlak manada konusmak artik mumkun olmadigindan ether daha once oldugu gibi dort boyutlu hale geldi cunku durumlarini sadece zamana gore siralarken nesnel bir yol yoktu Ozel gorecelilige gore de ether mutlaktir cunku onun eylemsizlik uzerindeki ve isigin yayilmasi uzerindeki etkisinin fiziksel etkiden kendisinin bagimsiz oldugu dusunulur Gorecelilik kurami bu problemi elektriksel notr nokta kutlenin davranisini kuresel dogru kanunu ile tesis ederek cozmustur ki buna gore de eylemsizlik ve yercekimi etkilerinin artik ayri olarak kabul edilmemektedir Boyle yapmakla noktadan noktaya degisen karakteristiklerini materyal noktalarin metrik ve dinamik davranislarini belirleyerek ether e ekledi ve fiziksel faktorlere yani kutle enerji dagilimina gore onlari sirasiyla saptadi Boylece genel goreceliligin ether i klasik mekanikten ve ozel gorecelilikten mutlak olmayan ama lokal degisken karakteristikleriyle saptanan sekliyle anlamli bir bicimde farklilasir Kaynakca Ernst Mach tan nakleden Ciufolini ve Wheeler Gravitation and Inertia s 387